Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

DİZİN VEFAT TARİHİNE GÖRE DÜZENLENMİŞTİR!

Mahmut Selim GÜRSEL

ÖNSÖZ

Sadi LEBLEBİCİOĞLU

Eşref ERTEKİN

Şevket TOMBUŞ

Ekrem SOLAK

İsmail PAMUK

Ayşe ÇOBAN

Paşa ÇETEN

İhsan TOMBUŞ

Mehmet ÖZZİHİNLİ

Hüseyin Hüsnü GÜREL

Ali EMİROĞLU

Halil KAYMAK

Suhubi Ulvi CIRIL

İsa KAYACAN 

Recep CAMCI   

Ahmet Mümtaz İDİL

Ahmet SERİN

Hasan Latif SARIYÜCE

Erdal ERALP

Rıza KOCAK

Hacı CELEBCİ

Mustafa Nevruz SINACI

Tuncay CÜCENOĞLU

Bekir Baki AKSOY

Salim SAVCI

Arif ERSOY

Galip BARAN

Zafer TERLEMEZ

Erol DUYGUN

Müslüm TUNABOYLU

Oğuz LEBLEBİCİOĞLU

Ümit UZEL 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Mahmut Selim GÜRSEL
GÜRSEL YAYINEVİ ve ÇORUMLU DERGİSİ SAHİBİ
 
1947 tarihinde babamın subay olarak bulunduğu Erzurum'da bir at arabasında doğum evine giderken doğmuşum. Babam Eminsu Ali Rıza Gürsel, annem ise Fahriye hanımefendi idi. 
İlkokula İskenderun'da başladım. Ankara' da bitirdim. Ankara Yenimahalle Ortaokulunun birinci sömestrsinde babamın emekli olmasından dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince Atatürk Ortaokuluna devam ettim.
İlkokul sıralarında okuyarak pilot olmanın düşlerini kurardım. Bu hayalim gerçekleşmedi.
Babamın "oku da oğlum ceketimi satar seni okuturum" diyerek bana yaptığı nasihatleri ters tepki yaptı. Babamın baskısı karşısında babama okumuyorum diyerek okulu birinci sınıfta bıraktım.
Marangoz çırağı olarak Azmi Başar ustanın yanına girdim.  Askere gidene kadar ustanın yanında çalıştım.
1967 tarihin de askerlik dönüşü, 28 Mart 1969 Ankara Emniyet Müdürlüğüne teknisyen olarak göreve başladım. 
Ortaokulu dışarıdan 2 yılda bitirdim 09 Ekim 1972 tarihinde polis memuru olarak Ankara'da altıncı şube ve kara kollarda çalıştım.
6 Eylül 1973 tarihinde Selma (Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim. 
10 Temmuz 1978 yılında ayında naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak geçtim. Dışarıdan Çorum Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim.
Kendi kendime Osmanlıcayı öğrenmeye uğraştım, Hat sanatı ile biraz ilgilendim 150 ye yakın Ser levham var, Çorum Güzel Sanatlar Galerisinde ve Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim. 
03 Ağustos 1988 tarihinde İl Halk Kütüphanesi Müdür yardımcılığına atandım.
1990 tarihinde ilk kitabım olan Dewey Onlu Tasnif isimli kütüphanelerdeki kitapların tasnifi yapılan kitabı 10 yıllık bir araştırma ve çalışma iye "Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)" kitap haline getirip Kültür Bakanlığına sundum.   Kitabımdan Türkiye'deki bütün kütüphanelere dağıtılmak üzere 1000 adet satın aldılar. 
Marangozluk, oymacılık, polis memurluğu, memurluk ve idarecilik yaptım.
Her çalıştığım meslekte çeşitli önemli olaylar oldu ise de son çalıştığım kurumda bence en önemli bir hatıramı anlatmak istiyorum: Kütüphanedeki çalışmalarım ve " El Yazması Kitapların Çorum'da kalması için verdiğim çabalar neticesinde Bitlis Tatvan’a tayin edilme olayım beni çok yıktı. Fakat bu üzüntümün boş olduğunu zamanla gördüm. Rabb’imin izni ile Hacca gitmek nasip oldu, iki kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin çıkmasına vesile oldum. Mesleklerin insanlara sağladığı maddi avantaj olarak, evinizi geçindirecek, namerde muhtaç etmeyecek avantajından başka, manevi olarak; sizin yaptığınız işlerle ilgili karşılaştığınız problemleri değerlendirirseniz avantajların neler olabileceğini hayat okulundan öğrenmiş oldum.
1993 yılında Türkiye'deki bütün kütüphanelerde bulunan " El Yazması " kitapların Ankara Milli Kütüphanesine toplanma kararı veren Kültür Bakanlığına karşı Çorumlu hemşerilerimi haber dar ettim, mahalli radyodan ve gazeteler ile parti il Başkanlarını ile Millet Vekilimiz Adnan Türkoğlu ve Belediye Başkanımız rahmetli Turan Kılıççıolu'nun destekleri ve diğer kuruluşların da katkısı ile "El Yazma kitapları" Çorum'da kaldı. Açık öğretim için üniversite sınavlarına girip kazandım. İkinci sınıfta iken Çorum'a tam teşekküllü bilgisayar ortamında bir kütüphane kazandırmaktır. Yazma kitapların korunması ve Çorum'da kalması için yaptığım girişimim yüzünden
25 Nisan 1994 tarihinde Tatvan Bitlis'e Müdür olarak tayinim çıktı, tayin edildiğim yere gitmeyerek emekliliğimi istedim.
1994 Tarihinde nasip oldu eşimle birlikte Hacı olduk.
27 Mayıs 1998 tarihinde Çorum'da ilk Kültür Bakanlığından tescilli "Gürsel Yayınevi" tarafımdan açtım.
Yazı yazmaya beni kimse teşvik etmedi Kütüphane için hazırladığım kitap beni yazmaya teşvik etti. Yazılarım mahalli basında yayımlandı. Yazılarımdan dolayı bir ödül almadım; fakat kitapları ve bu dergi benim için en büyük ödüldür. 
 
Yayımlanmış çalışmalarım: 
 
" Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey) Haziran 1991 ", 
"Çorum 97 1997"
"Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar Haziran 1997- 2. basım 1998",
" Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Temmuz 1998,
" Sarı Çiğdem Şiir Defteri Mart 2002" ,  
“Çorum 2002” adlı basılmış çalışmalarım bulunmaktadır. 
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004"
"Çorum Yemekleri 2004 Eşimin Çalışması"
"Hacım Ağustos 2007"
"Çorumlular ve Çorum'a Hizmet Edenler Temmuz 2008"
 
Bakanlığa sunulmuş;"Alfabetik Türk ve Yabancı Yazarlar Fihristi" ve "Ne Nerede Başlıklı Arama Fihristi" basım için  hazır  beklemektedir.  Yazılarım  daha çok araştırma dalı ile makale türüdür. Tiyatro çalışmalarım,şiir ve  hikaye denemelerim bulunmaktadır.   Şu  anda  dergimde yazılarım çıkıyor. Benim okuyucularıma  diyeceklerim  şudur ki. Doğru bildiğiniz konuları savunun. Bu  savunmanız  size belki tepkiler getirecektir. Bu  tepkileri inceleyerek doğru olup olmadığını araştırın. 
Saygılarımla. 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

ÖNSÖZ
         Bu dünyaya geldik. bir görevimiz var. bilerek veya bilmeyerek bu görevi yapıyoruz. Geldiğimiz bu dünya Aşık Veysel’in dediği gibi “İki kapılı bir yerde gidiyoruz gündüz gece” bir kapıda doğuyor, gece gündüz gidiyor, ikinci kapıdan da gidiyoruz.
         Dünya bu. Bizde 25 Temmuz 1998 tarihinde Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat dergisini çıkarırken, Arkadaşlarımız dergimize çalışmalarını verdiler. Bende yayımladım. Çorumlu 2000 Dergimi 01 Nisan 2020 250. sayıda dergimizin yayımını sonlandırdım.
         Dergimiz yayın akışı devam ederken dergimizde yazıları yayımlanan bazı yazarlarımızı vefat etmeleri üzerine kaybettik. Dergimizi sonlandıktan sonra da yazarlarımızdan vefat edenler oldu.
Sene oldu 09 Eylül 2021 oldu. Hazırlıklarını yaptığım bu çalışmayı sanal da olsa yazarlarımızı anmak ve yazarlarımızla nasıl tanıştığımızın ileriki kuşaklar tarafından bilinmesini arzulamam üzerine bu çalışmam meydana geldi.
Mahmut Selim GÜRSEL
 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Sadi LEBLEBİCİOĞLU
Sadi Hocam ile 1961 tarihinde Azap Ahmet Sokakta bulunan evinin önün de tanıştık.
         Evden iki tekerlekli eşek arabasını çıkartıp durdurduğunda çift kanatlı kapıyı kapamamı istemişti. Ben o zamanlar Sadi Hocanın evini karşısında çırağı olduğum Azmi BAŞAR’IN iş yerinde çırak idim. Pertev KALELİ Ve Diğer Azap Ahmet Sokağı yaşlıları dükkânımıza uğrarlardı. Ben askere gidene kadar Sadi Hocayı sık sık görürdüm.
         1 Temmuz 1998 tarihinde yayımladığım dergimde yazı veren Oğuz LEBLEBİCİOĞLU babasının Çorum Halayı notası ile yazısını yayımladım. Daha önce Çorum 1997 isimli kitabımda Sadi LEBLEBİCİOĞLU’NUN yayımlanmış nota ve yazılarını yayımlamıştım. daha sonra ÇORUM TÜRKÜLERİ olarak sanal kitap olarak yayımladım.
         Sadi LEBLEBİCİOĞLU’NUN tespit ettiğim hayat hikâyesi aşağıda bulunmaktadır. Allah C.C. Günahlarını af etsin.
1903 tarihinde Çorum’da doğdu.
5 yaşında iken Mahalle Mektebine, 11 yaşında İdadiye başlamıştır. 1919 tarihinde buradan mezun olmuştur.
1923 tarihinde öğretmenlik mesleğine başlamış ve Çorum Tefeyyüz İlkokuluna atanmıştır. Buradan İstiklal İlkokuluna tayin olmuş sonra 1927 yılında askere gitmiştir.
Askerlik dönünce Sungurlu İlkokuluna daha sonra Çorum Yeşilpınar Köyü İlkokulunda öğretmenliğine devam etmiş,1934 yılında da 28 yıl görev yapacağı Merkez Tanyeri İlkokuluna geçmiştir.
Öğretmenliği döneminde İmam Hatip Lisesi Müzik Öğretmenliği, Çorum Halkevi Güzel Sanatlar Başkanlıklarında bulunmuştur. 15 Nisan 1938 tarihinde yayımlanan Çorum Halkevi yayını olar; Çorumlu Dergisi 1. Sayısında çalışması yayımlanmıştır.
Sadi LEBLEBİCİOĞLU 25 Mart 1975 tarihinde vefat etmiştir.
01 Temmuz 1998 tarihinde yayımladığım Çorumlu 2000 Dergimin çalışmalarını yaparken dergime yazı veren Oğuz LEBLEBİCİOĞLU’NA Çorumlu dergisinde bulunan Babası Sadi LEBLEBİCİOĞLUNUN Çorum Halayı isimli yazısını yayımladım. Daha sonra ise Çorumlu 2000 Dergimizde yayımlanan çalışmalarını “Çorum Türküleri” İsimli Sanal Kitap hazırladım ve sitemde bulunmaktadır.
 
Çorumlu 2000

Sadi LEBLEBİCİOGLU ÇORUM HALAYI SAYI 1   25 Temmuz 1998

 

Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

  Eşref ERTEKİN
Eşref Amcayı 1961 yılında Ankara’dan Çorum’a geldiğimizde Şimdiki Belediye Binasının alt katında bulunan Çorum Kütüphanesine üye olduğumda tanıdım. Yeğeni Hakkı Ertekin de Kütüphanede çalışmakta idi. Kitap okumaya meraklı olduğumdan kütüphaneye üye olmuştum.
         Zaman geldi Ankara’da Polis memurluğu yaptım. Gerek oldu Ankara’dan naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak geçtim.
Eşref ERTEKİN’İN yeğeni Hakkı ERTAKİN ile beraber emekli olana kadar çalıştım. Emekli olduktan sonra Gürsel yayınevini açınca Hakkı ERTEKİN iş yerimi ziyaretime geldi. Hakkı ERTEKİN’E Eşref ERTEKİN’İN Çorumlu Dergisinde Eşref ERTEKİN’İN Yayımlanmış olan “MANİLER” İ ÇORUMLU 2000 Dergimde yayımlamak istediğimi söyledim. Hakkı ERTEKİN Aşağıda bulunan Biyografiyi ve Basılmış Çorum Manileri isimli kitabını vererek dergide yayımlayabileceğimi söylemesi üzerine Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat dergimizde basılı olarak Aşağıda sayıları ve tarihleri belirli dergimde yayımladım.
 
 
TEKKELİHOCAOĞLU Hasan Eşref ERTEKİN (R.1308 M.1892-1979) (Eşref Hoca)
         7-8 Hasan  Paşa Kütüphanesi Hafız-ı Kütübü, Çorum Devlet Kütüphanesi Memuru ve el yazması kitaplar uzmanı, folklor ve dil araştırmacısı  ve imamdır. "Eşref Hoca"  namıyla mâruftur. Rumi 1308 Miladi 1892 yılında Çorum'da doğdu. Baba tarafından Çorum Müftülerinden İbrahim Halil Efendi ve büyük anne tarafından büyük âlim Yusuf-u Bahri hazretlerinin torunudur. Babası; Çorum Ulu Camii'nde Halka ders vermekle görevli İbrahim Hakkı Efendi, annesi; Kuyular ailesinden Ayşe hanımdır. Babası genç yaşında öldüğünde,  Eşref Hoca 14 yaşında idi. İsmail Refet, Mehmet Saadettin, Ahmet Cevdet ve Mustafa Fehmi isimli küçük kardeşleriyle yetim kaldılar.  Mahalle büyükleri ve eşraftan İstanbulluoğlu Sadık efendinin gözetiminde, maddi ve manevi yardımları ile büyüdüler. İstiklal Savaşından sonra da; Eşref hoca Sadık efendinin Şükrüye isimli kızı ile İ.Refet Emine ve A.Cevdet isimleri kardeşi de, Şefika isimli kızı ile evlendiler.     
         1915 yılında, Medrese tahsilini Yarıda bırakarak askere alındı ve 1. Cihan Harbine katıldı. Diyarbakır Askeri hastanesinde ve daha sonra İstanbul'da görevini yaptı. 1919 yılında Çorum'a avdet etti. Bu savaş nedeniyle tahsilleri yarıda kalanlar için bir heyet huzurunda imtihana katıldı ve başarı sağladı. Aynı mahiyette Sungurlu'da kurulan heyet huzurunda ikinci sınavını vermiş ve başarı belgesi almıştır. Bu belgeler;1970 yılından sonra Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilmiş ve Memuriyet intibakı bu belge üzerinden yapılmıştır. 1919 yılında, bu imtihan  sonuç  belgelerine istinaden, Çorum Sağrıcı mahallesi camii İmamlığına   tayin edilmiş ve aynı zamanda da 7-8 Hasan Paşa Kütüphanesi Hafız-ı Kütüp'lüğü de verilmiştir. Camii İmamları muaf tutulduğundan İstiklâl Savaşına alınmamıştır. Cihan Savaşına katılan ve terhis olmadan İstiklâl Savaşına devam eden ve 9 yıl savaşlarda kalan kardeşi İ.Refet ile İstiklâl Savaşı için askere alınan küçük kardeşlerini bir baba gibi gözetmiş ve Onlar için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır. İmamlık ve Hafız-ı  Kütüp'lük görevlerini yürütürken, Müderris Kürt Hacı Mustafa efen dinin  derslerine katılarak Arabi ilmini ilerletmiştir.
         Cumhuriyetin İlanından sonra; 1923 yılında çıkarılan Tevhit-i Tedrisat Kanunu gereğince, Çorum'da mevcut Hacı Hasan Paşa, Hacı  Ahmet-i Feyzi ve Süleyman Feyzi kütüphanelerin birleştirilerek  Devlet Kütüphanesinin kurulmasıyla bu kütüphaneye Memur olarak atanmıştır.
         Çorum'un öz malı olan  "El Yazması" çok değerli kitapların büyük illere götürülmesi endişesi ile bir hey'et kurularak inşasına 1923 yılında başlanılarak 1925 yılında tamamlanan, saat kulesi karşısındaki, bu günümüzde Belediye binası olan Kütüphane binası yaptırılmıştır. Bütün kitaplar bu binada muhafaza altına alınmıştır. Kütüphane bina sı yapımı, kitapları tasnif ve kayda geçirilmesi, envanterinin  çıkartılması,diğer illerde vuku bulan kayıp ve zayiatlar gibi olaylar meydan verilmemesi vb. işlemlerde  1919 - 1957 yılları arasında bir fiil Hafız-ı Kütüp ve Kütüphane Memuru olarak (39) yıl  kültür  hizmeti vermiştir. 1957 yılında doktorların kitap tozlarından kaynaklandığını ifade ettikleri sağlık sorununa düçar olmuş ve Milli Eğitim Bakanlığı İstanbul Valide Bağı Hastanesinde tedavi altına alınmıştır. Sekiz aylık tedavi sonunda sağlığına kavuşmuş ve yaş haddinden emekliye ayrılmıştır. Emeklilikten sonra bakanlık  (E)  cetvelinden adına kadro tahsis etmiş ve aynı kütüphanede "Uzman Kütüphaneci" unvanı ile görevlendirilmiştir. Bu görevi de 1970 yılına kadar sürdürmüş ve kültür hizmetinde (51) yıl görev yapmıştır. Bu ek  görev süresinde ; "El Yazması" değerli  kitapların  Arap  harfli Arapça, Farsça ve Osmanlıca eserlerin tespit fişlerini hazırlamıştır. Bu hizmeti genç kütüphanecilere kılavuz, ileride yapılacak kataloglama işlemlerine temel olmuştur. Ölüm tarihi olan 1979 yılına kadar kütüphane ile ilgisini kesmemiş, eski eserler konusunda büyük yardımları olmuştur.
Halk Evleri tarafından neşrolunan ve 61 sayı olarak çıkarılan "Çorumlu Derisi"ndeki folklor çalışmaları ve yayınları da taktirle karşılanmaktadır. Ayrıca; Türk Dil Kurumu için, Çorum'da halk arasında kullanılan sözcüklerden oluşan (3000) den fazla " Dil Fişi " doldurmuş ve bu çalışmalarından dolayı yardımcı üyeliği unvanı verilmiştir.
Hayatı boyunca Çorum'da halk arasın da söylenen " Maniler"i derlemiştir. Bu çalışmaları 1971 yılında "Çorum'da Derlenen Maniler " olarak bastırılmış ve yayınlanmıştır. Topladığı  vakfiye ve fermanların, tarihi belgelerin ( Hicri 1000) yılından evvel olanlarını An kara Etnografya Müzesine göndermiş, kalanları ve bilhassa Çorum'la ilgili bulunan yüzlerce belge ve fermanları da Çorum Kütüphane sine  vermiştir. Bunlar büyük albümlerde toplanmış,  dizileri yapılmış, kayda geçirilmiştir.
ÖZEL HAYATI: Çok mütevazı insandı. Fazla ve lüzumsuz konuşmaz, dinlemeyi tercih ederdi. Sorulduğunda kısa ve öz yanıtlardı. Gösteriş ve riyadan nefret ederdi. Çarşı Pazar bilmez, ihtiyaçlarını yeğenleri aracılığı ile temin ederdi. Kış aylarında kitapları ile baş başa geçirir, yaz aylarında ise doğa ile haşır neşir olur bağ evinde kalırdı. Bu hayattan büyük zevk alır "Allah'ı doğada arayın, muhakcu idi. Takvim yapraklarını dahi atmaz saklardı. Yerde bir kağıt parçası görse alır ve ilk fırsatta okurdu. Kendisi İmam-Hoca olduğu hal de, camide ön saflara geçmez, çardak bölümünü tercih ederdi.  Fazla yemekten kaçınır, yoğurdu çok severdi. Çocuklara ve gençle çok önem verir, hayvanları ise çok severdi. Kütüphanenin Çorum Bahçelievler semtine taşınmasıyla şehir otobüsleri ile gidip gelmeye başlamıştı. İnerken, kimseye göstermeden şoförlere şeker vermeyi ihmal etmezdi. Tanıdığı çocuklara ve gençlere de şeker vermekten zevk alırdı. Bu nedenle; çocuklar ona "Şeker Dede" derlerdi. "Ruba" isimli kedisini çok severdi. Kaybolduğunda tarifsiz acılar yaşamıştır. 1940-50 yıllarında merkep arabası ile bağa gidipgelirdi. Merkebe sopa ile vurduğu görülmemiştir. Yürümesini teşvik için semerine vurmayı tercin ederdi. İnsanları incitmekten, kalp kırmaktan kaçınmıştır. Okuma salonunda kitapları lüzumsuz karıştıran ve hırpalayan okurlara öfkelenir "Kitap okumak için yazılmıştır" şeklinde ikaz ederdi.
Dini bayramlarda:1.gün akraba ve büyüklere gider ve tebrik eder, 2.gün odasını açar ve ziyaretçileri kabul ederdi. Büyük küçük tercihi yapmaz, ziyaretçileri ayakta karşılardı. Yazılı tebrik gönderenlere aynı yolla mukabeleyi ihmâl etmezdi.
Yeniliklere daima açıktı. Medeniyetin imkanlarından faydalanmak kadar tabii bir şey olamaz derdi.  Haberleri dinler, okunan Kur'an-ı  Kerim'i ve naklen verilen Mevlid-i Şerifi  muhakkak  izlerdi. " Bu büyük bir olay, çok güzel bir imkan" diye taktirlerini belirtirdi. 9 Şubat 1979 akşamı da Kandil münasebetiyle naklen verin  Mevlid-i Şerifi izlemiş ve yatağına çekildikten sonra vefat etmiştir. Allah Rahmet Eylesin.
Evli olduğu Şükriye hanımdan çocuğu olmamıştır. Kardeşi İ. Refet Ertekin'in oğlu olan Hakkı Bülhan Ertekin'i küçük yaşta evlat edinmiş olup, hayatının sonuna kadar Hakkı Bülhan Ertekin birlikte yaşamıştır. Ölümünden sonra:  Çorum Belediye Meclisi, Kültür hizmetlerini dikkate alarak bir caddeye ismini vermiş ve İ. Hatip  okulu ile  çevre  yolu  kavşağı  arasını "Eşref Hoca Caddesi" olarak tescil etmiştir.
GÜRSEL YAYINEVİMİZİN TEMENNİSİ:
Bin Evler, civarına yapılmakta olan kütüphane binasına kültür hizmetine bütün ömrünü hasretmiş, kâmil insan sıfatlarına haiz merhum hocamızın isminin verilmesini temenni ve ümit ediyoruz.                           M. Selim GÜRSEL Diye Dergimize yazmıştım. Bu dileğim; Ulukavak, 12. Sok. Garantievler No:5 Hizmet binasına adı verilerek dileğim kabul olmuştur.
 
Eşref ERTEKİN ÇORUMLU2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi
 
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
ÇORUMLU MANİLER  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 29  25 Ağustos
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 30  25 Eylül 2001
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 31  25 Ekim 2001
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 32   25 Kasım 2001
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 34  25 Ocak 2002
ÇORUMLU MANİLER  YIL 4 SAYI 35  25 Şubat 2002
 
 
 
Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Şevket TOMBUŞ

         Rahmetli Şevket TOMBUŞ ile hiç tanışmadım. Dr. Ahmet Kavaklıoğlu Çorumlu 2000 Dergime abone idi. 4. sayıyı Çorum Hamoğlu İş Hanındaki muayenehanesine götürdüğümde bana ince bir kitap vererek bu şiir kitabı rahmetli dayımın. Bu şiirlerden isterseniz yayımlayabilirlisiniz diyerek kitabı bana verdi. Bende kitabı aldım ve aşağıda bulunan sayılarda Çorumlu 2000 Dergisinde ve Sarıçiğdem şiir Defterinde yayımladım.
  •  
  • Şevket TOMBUŞ
  • Çorum'un köklü ailelerinden İcra Memuru Elvan Efendinin torunu, Çorum Belediye Başkanı Rahmetli Nazmi TOMBUŞ’UN Büyük oğludur. 08 aralık 1911 Tarihinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Çorum’da yaptı. 1929 yılında Ortaokulu bitirdikten sonra tahsile devam etmeyerek babasının yanında ticarete atıldı Daha sonra 1946 yılında Özel İdare Müdürlüğünde memur olarak çalıştı. 1954 tarihinde naklen Çorum Maden İrtibat Memurluğuna geçti. Daha sonra bu memuriyetin lağvı ile yeni ihdas edilen Sanayi Bakanlığı Çorum Maden İşleri Memurluğunu yürüttü.
                1972 tarihinde kendi isteği ile emekli olarak aynı yıl Hac Görevini yaptı.
    “SEN VE BEN” İsimli bir şiir kitabı bulunmaktadır. Çorum İstem Basımevi baskısı olan kitabın basım tarihi bulunmamaktadır. Basılan bu kitabın içinde bulunan sn iki şiiri 1994 tarihi gözükmektedir.
                Emekli Memur olarak vefat edene kadar Çorumda bulundu. Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
     
    ÇORUMLU 2000
    Şevket TOMBUŞ HOCALARIM YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Şevket TOMBUŞ SEN BEN YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
     
    Şevket TOMBUŞ  SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ
     
    Şevket TOMBUŞ BANA İHTİYAR DİYORLAR Sayı 018 14 Ağustos 2003 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ DAR GELİR Sayı 020 14 Ekim 2003 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ SEVDALI Sayı 021 14 Kasım 2003 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ ŞARKI Sayı 022 14 Aralık 2003 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ KOŞMA Sayı 023 14 Ocak 2004 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ KAYBETTİKLERİMİZ Sayı 024 14 Şubat 2004 Yıl 2
    Şevket TOMBUŞ KANARYAM Sayı 025 14 Mart 2004 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ SEN VE BEN Sayı 026 14 Nisan 2004 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ TÜRK MİLLETİ Sayı 029 14 Temmuz 2004 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ YAVRU CEYLAN Sayı 031 14 Eylül 2004 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ ASLANIN BAŞI Sayı 032 14 Ekim 2004 Yıl
    Şevket TOMBUŞ HEMŞİRE Sayı 034 14 Aralık 2004 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ NASİHAT Sayı 035 14 Ocak 2005 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ AMENTÜ Sayı 036 14 Şubat 2005 Yıl 3
    Şevket TOMBUŞ TEVHİD Sayı 037 14 Mart 2005 Yıl
    Şevket TOMBUŞ BEŞ ŞART Sayı 038 14 Nisan 2005 Yıl
    Şevket TOMBUŞ YALVARIŞ Sayı 039 14 Mayıs 2005 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ ŞÜKÜR Sayı 040 14 Haziran 2005 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ ÖKSÜZ YAVRUY Sayı 041 14Temmuz 2005 Yıl3
    Şevket TOMBUŞ KORU BENİ Sayı 043 14 Eylül 2005 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ ELVEDA Sayı 042 14 Ağustos 2005 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ GELİYORUM! Sayı 044 14 Ekim 2005 Yıl
    Şevket TOMBUŞ GÖNDERME GERİYE Sayı 046 14 Aralık 2005 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ ABLAMA Sayı 050 14 Nisan 2006 Yıl 5
    Şevket TOMBUŞ KÖYDE SABAH Sayı 052 14 Haziran 2006 Yıl 5
    Şevket TOMBUŞ İLAHİ Sayı 054 14 Ağustos 2006 Yıl 4
    Şevket TOMBUŞ ŞU İNSANLAR Sayı 056 14 Ekim 2006 Yıl 5
    Şevket TOMBUŞ GENÇ ÖLÜYE Sayı 061 14 Mart 2007 Yıl 6
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ekrem SOLAK
    Yıl 1998 Ağustos ayı Ölçek iş merkezindeki Yayınevimin bürosunda derginin yazılarını hazırlarken benden yaşlı güleç bir kişi selam vererek içeriye girdi. Kendisini tanıttı.
    Buyur ettim. Oturdu. Sohbete başladık. Kendisinin; okumayı sevdiğini Elvan Eker’in bürosunda dergimizi gördüğünü Orman Memuru olarak çalıştığını ve çevre ormanlar ve eski yayla(k) yerlerini gençliğinde dolaşarak kontrol ettiğinden bahsetti. Bende kendisine
    -Ağabey bu hatıralarını ve bilgilerini yazarak verirsen isminle yayınlayabileceğimi söyledim. Bana:
    - Olur! Hatırladıklarımı yazar sana getiririm. Beni de dergiye abone et. Sizde Kırkdilime buyurun dedi.  Dergi sayfalarımla uğraşmaya devam ederken Elvan Eker telefon ederek bana:
    - Ormancı Ekrem gelecekti geldi mi diye sordu. Bende:
    - Evet, geldi biraz önce çıktı dedim. Hatıralarından bahsetti bende yazarsan isminizle yayımlarım dedim. Beni de Kırkdilime davet etti. Dedim. Elvan:
    - Ben sık sık gidiyorum müsait olursan beraber gideriz dedi. Biraz sonra büroma İsmail Pamuk Hoca geldi. Ona:
    - Ekrem Solak’ın biraz önce burada olduğunu, beni Kırkdilime davet ettiğini söyledim. İsmail Pamuk olur giderken beni de götür Kırkdilim Savaşının geçtiği yere bakalım inceleyelim dedi.
    Çorumlu 2000 Ağustos 3. sayım basıldı. Dağıtımını yaptım. Ekrem Solak’ın dergisini yollayamadım. Aklıma Kırkdilime daveti geldi. Önce İsmail Pamuk’a sonra Elvan Eker’e telefon ettim. Ertesi gün için sözleştik. Kırkdilim’e Ekrem Solağa telefon ettim. Yeni sayımızın çıktığını ve İsmail Pamuk, Elvan Eker ile Birlikte geleceğimizi söyledim, sevindi
    Birlikte benim araba ile Kırdilim’e gittik ve Ekrem Solak’a misafir olduk. Ekrem Solak’ın ikram ettiği yemekleri ve Ekrem Solak’ın kendi ürettiği baldan yedik.
    Konu Kırkdilim Savaşına geldi. Birlikte araca binerek Ekrem Solak’ın Kırtdilim’de savaşılabilecek tek düzlük dediği alana gittik. Ormanlık yerin başlangıcında taş birikintilerinin olduğu yerin savaş mezarlığı olabileceği düşündük vardık. Elvan kamerası ile etrafı ve bizleri çekti. Bende birkaç poz fotoğraf çektim.

     

    Birkaç kere de Ekrem Solak’a Kırkdili’e eşimle gittik. Ailece bizi ağırladılar. Bir gittiğimizde bana:
    - Hacı ben Hacca gitmeyi düşünüyorum dedi. Bende:
    - Ağabey yalnız mı gideceksin dediğimde. Bana:
    - Evet, yalnız gideceğim. Dedi. Bende:
    - Bak ağabey bu bir imkânın varsa; bu kadar yıl sana hizmeti dokunmuş, acı tatlı günler geçirdiğin yengemi de götür. Bir de orada sana arkadaş olur. Dedim.
    Çorum’a geldiğinde yanıma uğradı bana yengenle Hacı olmak için yazıldık dedi. Hacı olup geldiklerinde; hoş geldin ziyaretlerine gittik.
    Sonradan Çorum’a taşındıklarını ve vefat ettiğini öğrendim.
     
     
     
    Ekrem SOLAK
    1923 yılında Kırkdilim Köyünde doğdu. 1936 Tarihinde babasının vefatı üzerine Çorum’a yerleşti.
             1948 Tarihinde Orman Muhafaza Memuru olarak göreve başladı. 1950 Tarihinde Laçin Bölge Müdürlüğünde çalıştı. Bir ara Çorum Merkez’de görev yaptı. 1980 tarihinde tekrar Laçin Orman Muhafaza Memurluğunda bulundu. 1984 Yılında emekli oldu.
             1 erkek 2 kız 3 çocuk vardır.
             Emekli olduktan sonra Kırkdilim köyüne yenleşti. Çiftçilik ve bal yetiştiriciliği yaptı.
             Okumayı seven Ekrem Solak Hatıralarını anlatmasını ve bilgileri yayımlamayı istediğimde kabul ederek aşağıdaki bilgileri Çorumlu 2000 Dergimde yayımladım.
             1984 Tarihinde vefat etti.
           
    Ekrem SOLAK YAŞANAN ANILAR YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ekrem SOLAK ANILAR  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Ekrem SOLAK KIRKDİLİM YOLU YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Ekrem SOLAK ORMANCININ ANILARI  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Ekrem SOLAK  ORMANCININ ANILARI  YIL 4  SAYI 32    25 Kasım 2001
    Ekrem SOLAK DODURGA KÖPRÜSÜ VE KÖMÜR  YIL 4  SAYI 33  25 Aralık 2001
     

     

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    İsmail PAMUK

    İsmail Pamuk İle Arkadaşlığımız Müdür Yardımcısı olduğum ilk yıllara yani 1993 tarihine rastlar.
             Odamda Kütüphanenin kitaplarının tasnifi ile uğraşırken; Sağ tarafımda bulunan kapıda bir karanlık oldu. Döndüm baktım kapıda durmuş beni seyretmekte olan uzun boylu iri yapılı yaşlı fakat dinç ceketinin önü ilikli birini gördüm.
             Baktığımı görünce nezaketen içeri girmeden kapıyı tıklattı. Ben:
             Buyurun diyerek yaşına hürmeten ceketimi ilikleyerek ayağa katlım. Masamın kapıdan tarafa gelerek elini tokalaşmak için uzattı. Bana hitaben:
             - Ben Emekli Öğretmen İsmail Pamuk Müdür Bey! Dedi. Ben kendimi tanıtmaya çalışırken:
             - Ben Sizi gıyabınızda tanıyorum Selim Bey! Bir gidip görüşüyüm dedim. Kütüphanede çalışanlara Mahmut Selim Beyi görmeye geldim diyince odanızı gösterdiler. Yaklaşık beş altı dakikadır sizi seyrediyorum hiç sağınız, solunuza bakmadan çalışıyorsunuz! Ne yapıyorsunuz? Dedi. Bende.
             - Hocam! Kitapların tasnifi yapıyorum. Masamın üzerideki Alfabetik Onlu Tasnifi aline aldı bana göstererek sizi bu kitabınızdan tanıyorum diye beni onura etti. Ben:
             - Ayakta kaldınız oturur musunuz dedim. Beni kırmadı oturdu. Görevli arkadaş ikindi çayımı getirmişti. Görevli arkadaşıma:
             - Misafirimize taktım et, bana da bir zahmet getiriver dedim. Arkadaş çıktı biraz sonra kapıyı vurup benim çayımı da getirdi.
             Çalıştığı okulları, başarılı olmuş öğrencilerini anlattı.Seni meşgul etmeyim yine gelirim diyerek müsaade istedi.
             Yaklaşık birkaç gön sonra yine beni ziyarete geldi. İsmail Hocaya yer gösterdim yanına oturacaktım ki telefon çaldı. Masama oturup telefonu açtım.
             Telefondaki şahıs Ankara’da Emniyette çalışırken arkadaşımdı. Bana:
             - Ben Bayat’taki Emniyet Karakolunu teftiş gizlice gidiyorum. Sende kütüphaneyi teftiş etmiş olursun. Bakalım okul tatil olunca kütüphane açık mı baksan iyi olur dedi. Bende:
             - Çok iyi olurdu. Fakat yanımda biraz önce gelen Emekli öğretmenim beni ziyarete gelmiş. O yüzden gelemeyeceğim kusura bakma. Dedim. Bana:
             - Sor bakalım müsaitse araç müsait konuşa, konuşa gideriz dedi. Ben Hocama dönerek:
             -  Hocam Emniyet Amirim Hocaya sor bakalım dedi. Bende soruyorum. Bayat’a bizimle gelebilir misin? Dedim.. Hocam bana:
             - Evet! Gideriz memnun oldum, amirimle de tanışırız! Dedi:
             - Amirim Hocam müsait imiş duydunuz! Dedim. On dakika sonra dışarıdan korna çaldı. Araç gelmişti. Hocamla dışarı çıktık araca binerken Araç dışında bekleyen amir ile İsmail Hocayı tanıştırdım. Amir Hocama dönerek!
             - Hocam buyurun yanıma oturun! Diyince Hocam:
             - Yok ben Öne Oturayım. Dedi. Bayata gidene konuşarak Bayat’a geldik Hocamla bizi Kütüphanenin önünde bıraktı gitmeden sizi ararım dedi. Uğurladık. Okul tatil zamanı olduğu için hava oldukça sıcaktı. Etrafta da hiç kimse yoktu. Eyvah Memur arkadaş herhalde yok diye binaya ilerledik. Kapı açıktı içeri girdik. Memur arkadaş oturmuş kitap tasnifi yapıyordu. Bizi görünce ayağa kalktı.
             - Buyurun Müdürüm! Hoş geldiniz diye şaşırıp ve sevinçle ilini uzattı. Tokalaştım. Memur’a hocamı tanıttım:
             - Emekli Öğretmen İsmail PAMUK dedim. Tokalaştılar. Bizi çalıştığı masaya buyur etti. Bayat pencereden görünüyordu. İsmail Hoca, Memur arkadaşa Benim Kitabı göstererek:
             - Birader, Bu kitabın yazarını tanıyor musun dedi. Memur arkadaş:
             - Hayır! Hocam tanımıyorum. Allah Razı olsun bu kitabı Ankara’dan gönderdiler. Dedi. Tam Bu sırada ezan okunuyordu. Bana “Bayat’ın tamamını sana verseler o kadar sevinemezdi. Çalışmamın faydalı olduğunu görmem nasip imiş gördüm. İsmail Hoca Memur Arkadaşa:
             - Yahu Adam Müdürünü Tanımaz mı? Diye takıldı. Memur arkadaş ezildi büzüldü. Ben lafa karıştım.
             - Faydasını gördü isen sevinirim. Deyince memur arkadaş:
             - Müdürün! Sizden kitapların tasnifi için kütüphaneci arkadaş gönderin diye yazışıyorduk. Arkadaşlar Çorum’dan kitap tasnifi için geliyorlardı. Çok zor oluyordu. Sağ olun Soyadınızı da öğrenmiş oldum. Müdürüm, Müdürüm diye hitap ediyorduk. Masanın üzerinde bulunan birkaç kitabı aldım atılan tasnife baktım tam tasnifi atılmıştı. Kütüphaneyi dolaştık, evraklara baktım etraf da ter temizdi iki saat kadar oturduk. Beş dakika sonra Amirim geldi korna çaldılar amirin yüzü turşu satıyordu. Araca bindik Seydim civarına gelene kadar Amir hiç konuşmadı. Anlaşılan bir şey yanlış gitmişti. Bana dönerek:
             - Teftiş nasıl gitti. Eksiklik var mı? Deyince İsmail Hoca her şey düzgün ve tertipli idi yalnız Memur Arkadaş elinde çalıştığı kitabın Müdürünün olduğunu bileme. Dedi. Gülüştük. Ben:
             - Düşüncelisin ağzını bıçak açmıyor bir şey mi oldu dedim. Cevap vermedi. Bizi Kütüphanenin önünde bıraktı.
    Bir sene kadar sonra kitap parası ve eşimin bileziklerini de ekleyerek ilk arabam olan 2. el 1984 model Reno steyşın aldık.
    İsmail Pamuk, Müslim Tunaboylu ile eski Hitit Televizyonunu kameramanı Aslan Örken; benim arabamla Zeytin Deresi'ne gitmek için yola çıktık. Önce Kırkdilim yolunun kapanmış tünelinin önünde çekim yaptık, sonra Osmancık Kaymakamını ziyaret ederek giderek bir ön araştırma için bilgi verdik. Kaymakam Bey aracınızda yer varsa Kamilli bir Meclis Üyemiz size götürsün dedi.
    Benim araç ile yola çıktık, Kamile varmak üzere iken ararcın arkasında bir ses ile durdum. Aracın egzoz bağlantısından kopmuş yerde sallanıyordu. Belimdeki kemer ile egzozu tampona bağladım yola devam ettik.
    Mevsim İlkbahar olduğundan tepelerde halen kar bulunmakta idi. Civar köylerden soruşturduğumuzda kalenin yeri hakkında bilgi alamamakla birlikte, tahıl ambarı vazifesi görebilecek dikine büyük bir Mağaranın bulunduğu ve bu mağaranın duvarlarında bir yangından kalabilecek duman izlerinin mevcudiyetinden bahsetmişlerdi de oraya çıkıp fotoğraflayamadık.

     

     

     
       
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
    Tayinim Tatvan'a çıktı. İsmail Pamuk'a evden telefon ettim.
    - Hocam Tatvana'a tayinim çıktı. Dedim İsmail Pamuk:
    - Bizim eve gel birkaç yeri arayayım dedi. Gittim İsmail pamuk birkaç kişiye telefon etti. müsaade isteyip eve geldim.
    Emekli oldum. Geldi geçti zaman. Yayınevinin yazıhanesini açtım.
    İsmail Pamuk; Gürsel yayınevi yazıhaneme ilk uğradığında hayırlı olsuna gelmişti. Daha sonra geldiğinde dergi çıkartma isteğimde olduğumu söylediğimde sevindi. Eğer yayımlarsan yazı veririm bana da sayfa ayır. Ayrıca bizim mahdum karikatür çıkartıyor beğenirsen onu ya yayımlayabilirsin. Dedi. Dergimin ilk sayısından sonra yazı verdi. Ben de yayımladım Oğlu Uğur pamuk’ta karikatür çizerek dergimizde yayımlanmasını istedi.
    Dergi çıkarmaya başladığımı 1. sayıda İsmail Pamuk ve Oğlu Uğur Pamuğun çalışmalarına dergimde yer verdim!
    Birinci sayı tanıtımında İsmail Pamuk ve Uğur bulundular. Avrupa da bulunan hemşerilerimiz de tanıtımı kayra aldılar.
             Daha sonra İsmail Pamuk ve Oğuz Leblebicioğlu ile Obruk Barajını görmeye gittik ve oradan Oğuzlara gittik. İkisi de gözlemlerimi dergimde yayımladılar
        
    İsmail PAMUK Dergimiz için elinden gelenleri yaptı. Bilgilerini paylaştı. Torunu Erkan YILDIRIM’I tanıştırdı. O da yazarlarımızın arasına girdi.
    2001 Haziranında büroma geldiğinde biraz solgun ve yorgun gözüküyordu.
    - Hocam Hayırdın dedim. Bana;
    - Selim, uzatmaları oynuyoruz. Biraz kalbim sıkıntı veriyor. Sana Allah’a Ismarladık demeye geldi. Yarın Ankara’ya Anjiyo olmaya gideceğim dedi. Üzülmüştüm, beni teselli etti.
    Birkaç gün sonra 19 Haziranda Telefonla Hastaneyi telefonla aradım. Telefonu bağladılar. Konuştuk,
    -Hocam Biz eşimle sizi ziyarete gelmeyi düşünüyoruz dedim. Bana:
    - Anjiyoya girer gelirim nasipse görüşürüz dedi. Ayın 21’inde büroda otururken uğur geldi. Telaşlı ve üzgündü. Bana;
    -Hocam Başımız Sağ olsun babamı kaybettik dedi. Ben;
    -Nasıl olur iki gün önce telefonla görüştük. Dedim. Uğur:
    - Hocam, anjiyo girmeden sabah vefat etmiş. Dedi ve koşarcasına bürodan çıktı.
    Cenazesi gelince Kuşsaray’a Köye eşim ile birlikte gittik. Defin de bulunduk, mevlidine gittik dünya bu! Ne gelir eldin?
     
     
    İsmail PAMUK
    1933 yılında Çorum'un Kuşşaray Köyünde doğmuşum. Ladik Köy En0stitüsü mezunuyum. 25 yıl eğitim emekçiliği yaptım ve emekli oldum. 1990 yılında Ön Lisansımı tamamladım. 1960'lı yıllardan beri özümseyerek edindiğim evrensel kültür birikimimi yöresel kültürle buluşturmak amacı ile sarıldım kaleme. 60'lı yıllarda yerel basın da şiirlerim, 70'li yıllarda "Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Anadolu Köy Tiyatrosunda bir oyunum"  yayımlandı.
    Şimdi ise Çorum'un kültürel zenginliğini gelecek kuşaklara taşımak amacıyla araştırmalar yapmaktayım. Bunların bir bölümü yerel basında yayımlandı. Yakın bir zamanda kitap haline getirmeyi düşünmekteyim.
    Köyümüzde başka memur olmadığı için öğretmenliğe özenir, öğretmenliği düşlerdim. Bir anım ise: Öğretmenlik yaptığım Çorum'un bir dağ köyünde muhtar odasından gece 24.00'de lojmana evime gidiyordu. Kar fırtınası yoğun bir şekilde idi ve köpekler önümü kesmişti. O telaşla bir karaltıya "Hoşt, hoşt" diye seslendim. Ama hiç kıpırdamadan karşımda duruyordu, inatla tekrarlıyordum ki "işine git öğretmen" demez mi o karaltı. Meğer, iki evli olan vatandaşın ilk eşinden doğan oğlu adamcağızı dışarı atmış. Adama, "evi ne git"  dediğimde "bizim ev deki fırtına buradan fazla hocam" demiz mi...
    Beni yazı yazmaya özen diren, yaşamını örnek aldığım insan, Edebiyat Öğretmeni Nemciye Aybastı’dır.
    Yazılarımdan dolayı bu güne kadar bir ödül almadım.
    En büyük tutkum, Köy Tiyatrosu ve Orta Oyunudur.
    İdeallerimizin tamamını gerçekleştirmek elbette ki mümkün değil ama bir nebzede olsa gerçekleştirdiğime inanıyorum.
    Çalışmalarım basın dışında yayınlanmamakla birlikte Hasan Paşa Kütüphanesine bağışladığım Çorum hakkında bir dosyam var.
    Araştırma ve inceleme dalında yazıyorum Çeşitli dergi ve gazetelerde bu çalışmalarım yayımlanıyor.
    Beni yazarlığa iten, 1948 yılında okulumuzda düzenlenen bir şiir yarışmasında 1.lik ödülü almamdır. Bir kıtasını örneklersek: 
    "Hiç gitmiyor şu Akdağın dumanı 
    Hasretim, özledim garip anamı. 
    Gülün gonca açılacak zamanı 
    Kem gözle bakıp ta yolmasın eller”
    Burada eklemek istediğim bir şeyler elbette ki var, o da şu:  Taşranın kısıtlı ortamında gençlerimizin yeteneklerini nasıl gerçekleştireceğiz. İçtensiz, içeriksiz, standart dışı ve içi boş şablonlaşmış nutuklarla mı, yoksa onlara sanat ortamı yaratarak, yazarlarla, çizerlerle, ozanlarla tanıştırarak, onların desteğini alarak ve onları anlayarak mı? Çünkü her genç insan biraz şairdir, biraz ressamdır. Fırsatı yaratılsa yeteneklerini geliştirebilir ve kendilerini aşarlar. Yoksa kimse doğuştan şair veya ressam doğmaz. Onların duygusal dünyalarında yalnızlığa mahkûm etmemeliyiz diyorum,           
     
     
    İsmail PAMUK KIRK DİLİM SAVAŞI  YIL 1 SAYI 3  25 Eylül 1998
     
    İsmail PAMUK BEKE (FİGANİ)  YIL 3  SAYI 27    25 Haziran 2001
    İsmail PAMUK BİR DEVRE IŞIK TUTAN EĞİTİM OLAYI (KÖY ENSTİTÜLERİ)  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    İsmail PAMUK BİR MAHALLENİN TARİHTEKİ YERİ KALE MAHALLESİ  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    İsmail PAMUK ÇAL ÇOBAN ÇAL YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    İsmail PAMUK ÇORUM PİRLER VE PİR BABA  YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    İsmail PAMUK ÇORUM VE PİR SULTAN  YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    İsmail PAMUK ÇORUM'DA ADI BÜYÜK KENDİ YAZILMAMIŞ FAKAT BİLİNEN BİR TARİH  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    İsmail PAMUK DODURGA'DA HÜSEMOĞULLARI  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    İsmail PAMUK DOYUMSUZUK  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    İsmail PAMUK DÜNDEN BU GÜNE AĞITLARIN ANADOLU'SU  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    İsmail PAMUK DÜŞLERİM (ŞİİR)  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    İsmail PAMUK EUKAİTHA'DAN ÇORUM'A  YIL 1 SAYI 1   25 - Temmuz 1998
    İsmail PAMUK HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    İsmail PAMUK HIZIR UĞRASIN  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    İsmail PAMUK KANLI MELEK  YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    İsmail PAMUK KARADONLU CAN BABA KİMDİR?  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
    İsmail PAMUK KENDİ KALEMİNDEN HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    İsmail PAMUK NEVRUZ  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    İsmail PAMUK SON ÇAĞRI  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    İsmail PAMUK SUNGURLU'DA DEDEMOĞLU YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    İsmail PAMUK SUNGURLULU AŞIK AHMET  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    İsmail PAMUK TARİHTE MECİTÖZÜ  YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    İsmail PAMUK TURİZM VE İLİMİZ  YIL 3 SAYI  26    25 Mayıs 2001
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ayşe ÇOBAN
    Çorumlu 2000 Dergisinin 2. sayısını hazırlıyordum. Kapıyı tıklayarak vurup ve kapı önünde bekleyen bir bayan duruyordu.
             - Buyurun? Neye bakmıştınız dedim! Bana:
             - Mahmut Beyle görüşecektim. Diye cevap verdi. Bende:
             - Buyurun Mahmut Benim dedim. İçeriye girdi. Oturduğum bilgisayar masasının karşısındaki sandalyeleri göstererek.
             - Oturmaz mısınız? Diye sordum. Sandalyeye oturdu. Bana hitaben:
             - İsmim Ayşe. Beni buraya Abdullah Hocam gönderdi! Dedi.  Çıkartamadım yaklaşık benden büyük ve emsalim birkaç Abdullah isminde arkadaşım vardı. Sordum:
             - Soyadını biliyor musunuz? Diyince:
             - Abdullah Ercan! Dedi. Ben:
             - Konu nedir diye sordum. Bana çantasından çıkarttığı bir dosyayı ve basılmış bir kitap uzattı.
             - Mahmut Bey bu benim basılmış kitabım. Bunlarda kitapta olanlar ve yeni yazdığım dosya. Sizden istirhamım bunları yayınlamaya değer görürseniz yayınlar mısınız? Dedi. Müsaade istedi ve derginin kartını istedi. Derginin kartvizitini uzattım ve:
             - Değerlendireceğim Ayşe Hanım dedim. 3. Sayıda iki şiirini yayımladım. Dergide şiirinin çıktığını bir yerde görmüş ikinci katta bulunan yazıhane merdivenlerini koşarak çıkmış yine kapıyı vurarak:
             - Teşekkür ederim Mahmut Ağabey! Diye hitap etmişti.
             - Yer gösterdim Ayşe Hanım buyurun: Dedim ve yeni sayıyı uzattım. Baktı. Gözlerinde yaş aktığını görmemem için gizlice sildi. Bende görmemezliğe geldim.
             - Ayşe Hanım ulaşacak adres vermediğiniz için bilgi veremedim. Ulaşılacak telefon verirseniz dergi çıktıkça bilgi veririm. Dosyadan birkaç şiirinizi yazdım. Erer isek yayımlarım dedim. Dedim dosyasını almadı.
             - Mahmut Ağabey! Dosya sizde kalsın bende bir nüsha daha var. Yeriniz oldukça yayınlayın dedi. Bende:
             - Dergim devam ettikçe şiirlerinizi yayımlayacağıma söz verdim. Teşekkür edip gitti.
    Bir zaman sonra bir hasta ziyaretine gittik. Hastanın yanında iken Ayşe geldi. Şaşırdım. Bize
    - Hoş geldiniz hasta sizin mi? Diye sordu bende eşimi tanıttım eşimin amcası dedim. Ziyaretimiz bitince Ayşe’yi bizi beklerken gördük. Eşim ve Ben Selam verdim. Ben:
    - Hayırdır Ayşe Hanım Hastanede hastanız mı var dedim. Bize:
    - Hayır! Mahmut Ağabey! Biz birkaç arkadaş boş vakitlerimiz de hastanelere giderek hastaları ziyaret ediyoruz dedi. Biz izin isteyip oradan ayrıldık
    İnternette haberlere baka iken: 05 Ağustos 2006 Elim trafik kazası sonucu Bolu D-100 Karayolunda Hüseyin Çoban yönetiminde ki 19 KY 249 plakalı Renault marka aracı ile kamyona arkadan çarparak kaza meydana gelmiştir. Kazada Okan Çoban olay yerinde, Ayşe Çoban Bolu'da hastanede vefat etmiştir. Haberi ile araç resmini gördüm.
             İnternetten Bolu Emniyet Mürtlüğüne e-postasına bilgi talebinde bulunarak Çorumlu 2000 Dergimin yazarı olduğunu bilgiyi olurunu istedim. Ev Telefon ve e-postamı yazdım.
    İki saat sonra telefon geldi. Ben Nöbetçi Trafik Baş Komiseri diye talebimi sordu. Tekrar konuyu sordu. Niçin bilgi istediğimi sordu. Bende Ayşe Çoban’ın Yazarım olduğunu 2 gün sonra dergimi baskıya vereceğimi isim benzerliği değilse Çorumlu 2000 Dergimde baş sağlığı dileyeceğimi söyledim. Bana üzülerek maalesef bilgi doğru dedi. Teşekkür ettim! Ayşe Çoban'ın vefatını böyle öğrenmiş oldum.
              

     

     
     
    Ayşe ÇOBAN
    DERGİMİZDE BULUNAN KENDİ KALEMİNDEN HAYAT HİKAYESİ
    1953 te Çorum'un Ovakarapınar köyünde dünyaya gelmişim. Evli ve üç çocuk annesiyim. İlkokulu doğduğum köyde bitirdim. Yıllar sonra Çorum Bahçelievler Ortaokulunu dışarıdan bitirdim.
    Halen Açık öğretim lisesine devam etmekteyim. İlkokul sıralarında hayalim öğretmen olmaktı. Tüm çabalarıma rağmen nasip olmadı. Ama okuma hevesi hep içimde kaldı. Okumanın yaşı olmadığına inanıyorum. Meslek olarak seçim yapmadım. Ama güzel sanatlar dalında yetenekli olduğumu söylerler. Mimar Sinan Halk Eğitim Merkezinden kuaförlük dalından 3 belgem var.
    Yaşam tarzım bana sağlıklı kalmayı sağlıyor. Görüyorum ki, buna yeni yetişen gençliğin ihtiyacı var. Demek istediğim gençliğin şu beş önemli unsura ihtiyacı var. Bunlar: azim, sevgi, saygı, inanmak ve güvenmektir.
    Beni şiir yazmaya teşvik eden biri olmadı. Bu özelliğimin bana Allah'ın bir lütfü olduğuna inanıyorum.  İlk şiirim Çorum Lider Gazetesinde yayımlandı. Sayın Abdullah Ercan'ın derlediği Çorumlu şairler adlı kitabın 2. Baskısında 4 şiirime, Sayın Mahmut Selim Gürsel'in Çorum 1997 adlı çalışmasının Çorumlular bölümünde kısa hayat hikâyem ve Şiirlerde Çorum bölümünde iki şiirime yer vermiştir. Çorumlu 2000 Dergisinde ve mahalli basında şiirlerim çıkmaktadır.
    1995 in "Sevgi ve Hoşgörü Yılı" olması nedeniyle "Bir Dünya İsterim" adlı şiirim ödül almıştır. İdealimde çocuklarımın dürüst ve sağlıklı olması vardır. Allah'ın izniyle bunu başaracağıma inanıyorum. 
    "Çiğ Taneleri" adlı şiir dosyamın Temmuz 1999 tarihinde basılmıştır.
    Bu yıl içinde kitabımı geliştirerek 2. baskısını yapmak arzusundayım. Kafiyeli ve serbest şiirlerin yanı sıra henüz yayımlanmamış anılar ve gerçek yaşamdan hikâyeler olmak üzere düz yazılarımda bulunmaktadır. Bu yazılarım arada bir basının okuyucu mektubu ve serbest kürsü adlı bölümlerinde yer almaktadır. Ayrıca  TRT 2  ve  TRT 4'de Açık öğretim Liseleri  için Edebiyat Dersinde şiirlerim okunmuş, yine Açık öğretim  Lisesi  Bülteninde "Köyüme" adlı şiirim yayınlanmıştır.
    Öncelikle sizi bu güzel çalışmalarınızdan dolayı tebrik eder, sağlıklı günler dilerim. Çoğu Devlet memurlarının emekli olduktan sonra kahvehane ve buna benzer yerlerde vakit geçirdiklerini biliyoruz.
    Mesleği güzel sanatlar olan veya merak eden bazı arkadaşlara kültür sanat ve edebiyatçılar toplantısı oluyor, sizlerde buyurun dediğimizde, emekli olsun veya olmasın türlü bahanelerle kusura bakma, gelmek isterdik ama işimiz var yahut yeter şimdiye kadar çalıştığımız boş ver biraz dinlenelim dediklerini hemen hepimiz biliyoruz. Gayet tabidir ki, her insanın çalışmaya, gezmeye, dinlenmeye, yemeye ve içmeye ihtiyacı vardır.
    Vaktin nakit olduğu günümüzde birazcık düşünülürse eğer, emeklide olsak yolun sonunda değil, başında olduğumuzu, daha çok işlerin bizleri beklediğini göreceğiz. Diyorum ki;  bırakın şu adam sende boş ver demeyi. Tembelliği bırakın, pasiflikten kurtulun. Oysa boş vaktimiz de yok, geçirilecek zamanımız da. Gafletten sıyrılıp bu Dünya hepimizin demeliyiz, bu Vatan bizim, bu Bayrak, bu Devlet, bu Millet bizim. Biz Türk Milletiyiz. Çalışkanız, çalışmalıyız. Bilinçsizce Türk Milleti değil mi diyen kendini bilmezler: Yüce Allah'ın sırlarla dolu olan bu güzel evrende sağlıklı yaşamak için aklı başında her insanın aktif olup, karınca kararınca sen, ben demeden yeni yetişen gençliğe güzel bir dünya bırakmamız hayırlı olur diyorum.
    Mahalli basında yayınlanmakta ve Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde http:// corumlu.com, Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde yayınlanma devam etmektedir.
    Not: Bana yayınlamak için verdiği şiirlerini yayınlamaya devam edeceğim.
     
    05 Ağustos 2006 Elim trafik kazası sonucu Bolu D-100 Karayolunda Hüseyin Çoban yönetiminde ki 19 KY 249 plakalı Renault marka aracı ile kamyona arkadan çarparak kaza meydana gelmiştir. Kazada Okan Çoban olay yerinde, Ayşe Çoban Bolu'da hastanede vefat etmiştir.
     
     
     
    Ayşe ÇOBAN  ÇORUM ANKARA ARASI YOL SEYAHATİ  YIL 1 SAYI 3  25 Eylül 1998
    Ayşe ÇOBAN  DÜŞÜN KARDEŞİM  YIL 1 SAYI 3  25 Eylül 1998
    Ayşe ÇOBAN AĞRI VE IĞDIR YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Ayşe ÇOBAN ALEV GİBİ  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Ayşe ÇOBAN ANNEM  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Ayşe ÇOBAN ANNEM YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ayşe ÇOBAN ARAYIŞ  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Ayşe ÇOBAN BİLENLERDEN SORUN BENİ YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Ayşe ÇOBAN BİR KUCAK BARIŞ YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Ayşe ÇOBAN ÇİĞDEM  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Ayşe ÇOBAN ESARETİN ZEHRİ YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Ayşe ÇOBAN GELİR MELEĞİM YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ayşe ÇOBAN GELİR YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ayşe ÇOBAN GÖSTER YARABBİ YIL 6  SAYI 57    25 Kasım 2003
    Ayşe ÇOBAN HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Ayşe ÇOBAN NE OLUR UNUTMADIM YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ayşe ÇOBAN SENSİZ YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Ayşe ÇOBAN SİGARA YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Ayşe ÇOBAN UYANIŞ YIL 6  SAYI 57    25 Kasım 2003
    Ayşe ÇOBAN YARATANI BİLMEZMİSİN YIL 6  SAYI 57    25 Kasım 2003
     
     
     
    Sarı Çiğdem
    Ayşe ÇOBAN AĞRI VE IĞDIR  Sayı 136 14 Haziran 2013 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN ALEV GİBİ Sayı 085 14 Mart 2009 Yıl 8
    Ayşe ÇOBAN ANACIĞIM ! Sayı 038 14 Nisan 2005 Yıl
    Ayşe ÇOBAN ANNEM Sayı 023 14 Ocak 2004 Yıl 2
    Ayşe ÇOBAN ARAYIŞ Sayı 148 14 Haziran 2014 Yıl 13
    Ayşe ÇOBAN BARIŞALIM Sayı 043 14 Eylül 2005 Yıl 4
    Ayşe ÇOBAN BİR KUCAK BARIŞ Sayı 151 14 Eylül 2014 Yıl 13
    Ayşe ÇOBAN ÇARE  Sayı 086 14 Nisan 2009 Yıl 8
    Ayşe ÇOBAN ÇİĞDEMİM Sayı 001 14 Mart 2002 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN DAĞLAR Sayı 084 14 Şubat 2009 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN DAVET Sayı 004 14 Haziran 2002 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN DELİ GÖNÜL (1) Sayı 074 14 Nisan 2008 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN DUYGULAR DİLE GELDİ Sayı 113 14 Temmuz 2011 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN DÜŞÜN KARDEŞİ Sayı 135 14 Mayıs 2013 Yıl 12
    Ayşe ÇOBAN ERCİYES’E Sayı 068 14 Ekim 2007 Yıl 6
    Ayşe ÇOBAN ESARETİN ZEHİRİ Sayı 003 14 Mayıs 2002 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN GÖNÜL DOSTLARINA Sayı 089 14 Temmuz 2009 Yıl 8
    Ayşe ÇOBAN GÖSTER YARABBİ Sayı 142 14 Aralık2013 Yıl 12
    Ayşe ÇOBAN GÜL ÇİÇEKLERİM Sayı 032 14 Ekim 2004 Yıl 3
    Ayşe ÇOBAN GÜZEL ÇORUM’UM <<1>> Sayı 009 14 Kasım 2002 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN GÜZEL ÇORUM’UM -2- Sayı 083 14 Ocak 2009 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN KANADI KIRIK PUHU’YA Sayı 053 14 Temmuz 2006 Yıl 5
    Ayşe ÇOBAN KÖPRÜ  Sayı 030 14 Ağustos2004 Yıl 3
    Ayşe ÇOBAN KÖYÜM Sayı 010 14 Aralık 2002 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN KÖYÜME Sayı 057 14 Kasım 2006 Yıl 5
    Ayşe ÇOBAN KUL ELİNDEN NE GELİR YARATAN MEVLA BİLİR Sayı 117 14 Kasım 2011 Yıl 10
    Ayşe ÇOBAN KÜTÜPHANE Sayı 111 14 Ocak 2012 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN MANİLER Sayı 149 14 Temmuz 2014 Yıl 13
    Ayşe ÇOBAN MELEĞİM Sayı 025 14 Mart 2004 Yıl 3
    Ayşe ÇOBAN MUHABBET KUŞUMA Sayı 091 14 Eylül 2009 Yıl 8
    Ayşe ÇOBAN SEN VE BEN Sayı 075 14 Mayıs 2008 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN SENİ SENİ Sayı 076 14 Haziran 2008 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN SESLENİŞ Sayı 071 14 Ocak 2008 Yıl 6
    Ayşe ÇOBAN SEVGİ Sayı 072 14 Şubat 2008 Yıl 6
    Ayşe ÇOBAN SEVGİ Sayı 103 14 Eylül 2010 Yıl
    Ayşe ÇOBAN SİGARA Sayı 098 14 Nisan 2010 Yıl 9
    Ayşe ÇOBAN SOR DA SÖYLEYEYİM Sayı 106 14 Aralık 2010 Yıl
    Ayşe ÇOBAN ŞARK Sayı 152 14 Ekim 2014 Yıl 13
    Ayşe ÇOBAN UNUTAMADIM Sayı 144 14 Şubat 2014 Yıl 12
    Ayşe ÇOBAN UYANIŞ Sayı 073 14 Mart 2008 Yıl 7
    Ayşe ÇOBAN VAR MIDIR? Sayı 011 14 Ocak 2003 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN VERİLSİN Sayı 099 14 Mayıs 2010 Yıl 9
    Ayşe ÇOBAN VİCDAN Sayı 092 14 Ekim 2009 Yıl 8
    Ayşe ÇOBAN YALNIZ HAL Sayı 049 14 Mart 2006 Yıl 5
    Ayşe ÇOBAN YOKTUR Sayı 143 14 Ocak 2014 Yıl 1
    Ayşe ÇOBAN ZELZELE   Sayı 054 14 Ağustos 2006 Yıl 5
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Paşa ÇETEN
    Haziran ayı içerisinde; Gürsel Yayınevi bürosunda dergiyi hazınlarken kapıdan uzun boylu benime yaşlarımda bir şahıs bana hitaben:
             - Ben Mahmut Beyle görüşmek istiyorum. Dedi bende ayağa kalkarak:
             - Sorduğunuz kişi benim! Buyurun oturmaz mısınız? Dedim. Masamın karşısına gelerek elini uzattı. Ben Paşa ÇETEN! Çorum 1. Noterlikten emekliyim dedi. Elimi uzattım tokalaştık masamın karşısında bulunan sandalyelerden birisine oturdu. Konuşması davudi ve kibardı. Kendisini anlattı. Bana üç tane a 4 de el ile yazılmış şiirleri uzattı.
             - Mahmut Bey! Ben şu an Mersin Silifke’de seram var. Çorum’a gelmem icap etti Derginizi gördüm. Adresinizi oradan alarak ziyaretinize geldim. Derginizde şiirlerimi yayınlarsanız sevinirim dedi. Şiirlerin bulunduğu kâğıdı aldım inceledim. İnşallah baskıya vereceğim sayıda yayınlarım yalnız Bana verdiği kâğıdı uzatarak:
    - Kaleminiz var mı dedim?
    - Evet var! Dedi. Ben son sayı Çorumlu 2000 Dergisini uzatarak:
    - Şiirlerinizin bulunduğu kâğıdın arkasına şu dediğimi yazar mısınız dedim. Kâğıdı çevirdi. Ben: kâğıda önce açık adresinizi yazar mısınız? Dergimiz yayımlanınca size posta ile o adrese gönderirim dedim. Adresini yazdı kâğıdı bana uzatırken, lütfen adresinizin altına bu üç şiirimin Gürsel Yayınevince yayınlanmasında bir sakınca yoktur, telif ücreti talep etmeyeceğim yazar mısınız dedim. Yazdı, lütfen imzalar mısınız dedim. İmzaladı. Kağıdı bana uzatırken:
    - Başka ne yapacağız dedi. Bende:
    - Paşa Bey Çay içer miyiz dedim. Güldü. Çay söyledim ve içtik. Yolcu ettim Dergimizin 10. sayısında bana verdiği üç şiiri yayınladım diğer dergiler ile onun dergisine not yazarak aldığınızı bildirin yolladım.
    Üç gün sonra yazıhanemin telefonu çaldı. Açtım Paşa idi.
    - Teşekkür etti. Yayınlarsanız posta ile şiir yollayabilirim dedi. Bende imzalayarak yayımla ya bilirsiniz yazın dedim. Tamam dedi. Üç gün sonra zarf içerisinde şiirleri geldi.
    Ailevi sebeplerden Çorum’a taşındı
    Bir gün bize geldi. Eşimle buyur ettik. Bilemedik bize veda etmeye gelmişti. Kendisi zaman geçtikçe insanların neleri yapmaya kadir olduklarının ispatı olarak bir dergi çıkartma girişiminde bulunduğunu söyledi. Sevindim
    Dergisinin yeni sayısını tanıttıktan sonraki sabah 1 Nisan akşamı geçirdiği bir kalp krizi neticesi vefat etmiş, öğlen namazı Ulu cami'de kılınan cenaze namazından sonra Çorum Ulu Mezar'a defnedilmiştir.
     
            
    Paşa ÇETEN
    01.01.1946 tarihinde Çorum Merkez Ahilyas köyünde doğdu.
    İlkokulu Albayrak İlkokulunda bitirdi. Ortaokulu 1.sınıftan terk etme sebebi rahatsızlığından dolayıdır. Köyündeki arazimde çiftçilikle uğraştı. 1966 tarihinde askerlik görevine gitti; terhis olduktan sonra, 1.5.1969 Çorum 1. Noterliliğinde çalışmaya başladı. 1982 tarihinde noterlikteki vazifemden ayrıldı. Bir ara serbest meslekle uğraştı.
    1.7.1991 tarihinde emekli olduktan sonra Mersin Silifke'ye yerleşti. Sonra Çorum’a gelerek yerleşti.  Evli ve 2 çocuk babası.
    Bir işe başlarken önce Allah C.C. tam bir teslimiyet ile güvenip, seçtiği işe başlamasını sizlere öneririm. Sonra kul hakkı (insan hakkı)na riayet edilmesi. İnsanoğlu hangi mesleği kendisine seçerse seçsin, fen ilimleri ile müspet ilimlerin gerektirdiklerini bir arada yürütmesi gerektiğini bilsin ve unutmasın bunlardan birisini terk ederse idealindeki mesleği ileri ye götürmesi imkânsızlaşması ile karşılaşabilir.
    Şair: Şiir yazmaya beni kötü şiir teşvik etti. İlk şiiri bize komşu vilayet olan Kastamonu Tosya  ilçesinde  Şair, Eczacı Mehmet Karadaş yönetiminde çıkan "Üçüncü Yeni" ismi ile o tarihte yayın yapan dergide yayımlandı. 
    Ben şiirlerimi ödül alsın diyerek yazmıyorum. Ödül verenleri de kınıyorum. Şiirin ödülü: ruh ve vicdana yaptığı eylemdir. Tıpkı "göğe açılan pencere" gibi. Toplumun önünde "ışık, geleceğine güven" eylemlerini toplumun sofrasına bir nimet gibi koyan güzelliklerin aynasıdır.
    Yeryüzünde her insanın bir ideali vardır. Ferdin, ailenin, toplumun, devletin de idealleri vardır. Bütün devletler bu idealler üzerine kurulurlar. Temeli de adalettir. Benim idealim ise; bu gerçekleri inanarak şiir diliyle dünya insanlığına sunmak ve onların ruhları ile beyinlerine adaleti, özgürlüğü, sevgiyi ve barış duygularıyla perçinlemektir. Nasıl ki; her yağmur damlası kendini denizde bulursa şiir okuyan insanlar da kendisini şiirin içinde görmelidir.” 
    1991 tarihinde " Bu Bahar Nerede Bırakır Beni"  isimli bir şiir kitabı yayımlandı. İleride bir şiir kitabı yayımlamayı düşünüyorum.
    Edebiyat alanında sadece şiir dalında çalışmaları bulunmaktadır.
    Üçüncü Yeni, Çağrı, Duruşma, Güneysu, Kırağı, Nisan Yağmurları, Yeni Düşünce, Bayrak, Sızıntı, Hüner ve Çorumlu 2000 dergilerinde şiirleri yayımlandı.
    Paşa Çeten 01/04/2007 tarihinde vefat etti.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde çalışmaları yayınlanmıştır.
     
    ÇORUMLU 2000
    Paşa ÇETEN AMA ÇOCUĞUN GÖZLERİ  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Paşa ÇETEN BEYAZ KÖKLERK YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Paşa ÇETEN ESKİ ŞARKILARI ISITMAK YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Paşa ÇETEN HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Paşa ÇETEN HİCRET  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Paşa ÇETEN KURŞUN DÖK YÜREĞİME  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Paşa ÇETEN NUHÇA YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Paşa ÇETEN ÖLÜMÜN GETİRDİĞİ İMAN YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Paşa ÇETEN ÖZGÜRLÜK ALLAH'A ESİR OLMAK YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Paşa ÇETEN RUHÇA  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Paşa ÇETEN SEN  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Paşa ÇETEN SONRA GELİR AYRILIK YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Paşa ÇETEN ŞEHİR  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Paşa ÇETEN TEKBİR OLUR  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
     
     
    Sarıçiğdem
    Paşa ÇETEN AMA ÇOCUĞUN GÖZLERİ Sayı 107 14 Ocak 2011 Yıl
    Paşa ÇETEN ARAF Sayı 025 14 Mart 2004 Yıl 3
    Paşa ÇETEN ASUMAN Sayı 097 14 Mart 2010 Yıl 9
    Paşa ÇETEN AŞKIN DAĞARCIĞINDA Sayı 114 14 Ağustos 2011 Yıl 10
    Paşa ÇETEN ATEŞ DEĞİRMENİ Sayı 022 14 Aralık 2003 Yıl 2
    Paşa ÇETEN ATEŞ YAĞMURLARI Sayı 153 14 Kasım 2014 Yıl 13
    Paşa ÇETEN BEN BİR GÜZELİN Sayı 148 14 Haziran 2014 Yıl 13
    Paşa ÇETEN BEYAZ KÖKLER Sayı 018 14 Ağustos 2003 Yıl 2
    Paşa ÇETEN BEY-AZ YAĞ-MUR Sayı 076 14 Haziran 2008 Yıl 7
    Paşa ÇETEN BOŞLUK SESİMİ BOĞAN BOŞLUK Sayı 024 14 Şubat 2004 Yıl 2
    Paşa ÇETEN ÇİÇEK Sayı 096 14 Şubat 2010 Yıl 8
    Paşa ÇETEN DENİZLERİM KAN Sayı 004 14 Haziran 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN ESKİ ŞARKILARIN SITMASI Sayı 113 14 Temmuz 2011 Yıl 10
    Paşa ÇETEN FELAH Sayı 042 14 Ağustos 2005 Yıl
    Paşa ÇETEN GEÇİLMEZ SEVDALARDAN Sayı 143 14 Ocak 2014 Yıl 12
    Paşa ÇETEN GEMİ Sayı 086 14 Nisan 2009 Yıl 8
    Paşa ÇETEN GÖZLERİMİN CADDELERİNDEYİM Sayı 125 14 Temmuz 2012 Yıl 11
    Paşa ÇETEN GÖZYAŞI Sayı 009 14 Kasım 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN GÜL DUDAKLARIN KALDI Sayı 058 14 Aralık 2006 Yıl 5
    Paşa ÇETEN GÜZE ALIŞMIŞ TOPRAKÇA Sayı 028 14 Haziran 2004 Yıl
    Paşa ÇETEN HABERİN VAR MI ? Sayı 130 14 Aralık 2012 Yıl 11
    Paşa ÇETEN HER AKŞAM Sayı 013 14 Mart 2003 Yıl 2
    Paşa ÇETEN HİCRET Sayı 006 14 Ağustos 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN KADIN Sayı 089 14 Temmuz 2009 Yıl 8
    Paşa ÇETEN KAFDAĞI Sayı 077 14 Temmuz 2008 Yıl
    Paşa ÇETEN KANLI BİR GEÇMİŞİM Sayı 144 14 Şubat 2014 Yıl 12
    Paşa ÇETEN KAYBEDEREK KAZANIYORUM ZAMANI Sayı 049 14 Mart 2006 Yıl
    Paşa ÇETEN KURŞUN DÖK YÜREĞİME  Sayı 010 14 Aralık 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN MENZİL Sayı 008 14 Ekim 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN NE ARIYOR  Sayı 145 14 Mart 2014 Yıl 13
    Paşa ÇETEN NUHÇA Sayı 045 14 Kasım 2005 Yıl 4
    Paşa ÇETEN ÖLÜMÜN YEDİĞİ İMAN Sayı 067 14 Eylül 2007 Yıl 6
    Paşa ÇETEN ÖZÜMDEKİ SARAY Sayı 108 14 Şubat 2011 Yıl
    Paşa ÇETEN RUHÇA  Sayı 011 14 Ocak 2003 Yıl 1
    Paşa ÇETEN SONRA GELİR AYRILIK  Sayı 040 14 Haziran 2005 Yıl 4
    Paşa ÇETEN ŞEHİR Sayı 003 14 Mayıs 2002 Yıl 1
    Paşa ÇETEN ŞİMDİ YOL GÖSTERİN BANA Sayı 021 14 Kasım 2003 Yıl 2
    Paşa ÇETEN TEKBİR OLUR Sayı 091 14 Eylül 2009 Yıl 8
    Paşa ÇETEN VAHŞETİN ISINMASI Sayı 068 14 Ekim 2007 Yıl 6
    Paşa ÇETEN VUSLAT GELDİ KALBİME DAYANDI Sayı 087 14 Mayıs 2009 Yıl 8
    Paşa ÇETEN YAĞMURLA  Sayı 135 14 Mayıs 2013 Yıl 1
    Paşa ÇETEN YAKIN ARTIK HAYAL IŞIKLARINI Sayı 038 14 Nisan 2005 Yıl 4
    Paşa ÇETEN YALNIZ KALAN GÜNEŞ Sayı 043 14 Eylül 2005 Yıl 4
    Paşa ÇETEN YEŞİL GÜL Sayı 079 14 Eylül 2008 Yıl 7
    Paşa ÇETEN YUSUF Sayı 151 14 Eylül 2014 Yıl 13
    Paşa ÇETEN YÜREĞİMİ RENKLERİNE BELEDİĞİM Sayı 030 14 Ağustos2004 Yıl 3
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi  

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    İhsan TOMBUŞ
    Ölçek iş Merkezindeki büroma 2001 Kasım ayı içerisinde gelip Çorumlu 2000 Dergisini gördüğünü söyledi. Bana yayımladığı kitaplarını uzatarak isterseniz bunlardan yayımlar mısınız diye tektim etti. Bende Yayınlamam için müsaade için kitabın birisinin içerisine imzalayarak yazmasını ve dergi göndermek için adresini istedim bilgisayara adresi istedim.
    Dergim çıktıkça kendisine ulaştırdım.
     
     İhsan TOMBUŞ 
    Çorum'un köklü ailelerinden icra memuru Elvan Efendi'nin torunu, Çorum Belediye Başkanlarından Nazmi Tombuş'un oğlu olan "İhsan TOMBUŞ" 1923 Yılında Çorum'da doğmuş, ilkokulu Çorum'da okuduktan sonra, ortaokulu Robert Kolejinde, liseyi Ankara kolejinde tamamlamıştır.
    1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan ve askerlik görevini yaptıktan sonra, 1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır.
    1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden. Bir önem Demokratik Partiden, Bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem Çorum Milletvekili seçildi.
    İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.  Çorum Belediye Başkanlarından Nazmi Tombuş'un oğlu olan "İhsan TOMBUŞ" 1923 Yılında Çorum'da doğmuş, ilkokulu Çorum'da okuduktan sonra, ortaokulu Robert Kolejinde, liseyi Ankara kolejinde tamamlamıştır.
    1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan ve askerlik görevini yaptıktan sonra, 1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır.
    1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden, bir dönem Demokratik Partiden bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem, Çorum milletvekili seçilen İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.  1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır. 1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden, bir dönem Demokratik Partiden bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem, Çorum milletvekili seçilen İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.
    1997'de "Politikada 41 Yıl", 2001'de "Ben Kimim?" adlı iki anı kitabı yazmış, 2003'te gerçek bir olayı incelediği "Ankara Cinayeti"'ni, 2005'te de "Çırağan Baskını" adlı tarihi romanı yayınlamıştır.
    İngilizce bilen Tombuş, iki çocuk babasıdır.
    7 Kasım 2009 VEFAAT ETMİŞTİR. enazesi T.B.Meclisinde düzenlenen törenden sonra Çorum Ulu Camindi kılınan namazı sonunda Çorum'da toprağa verilmiştir
     
    .Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde corumlu2000aylik.dergisi ile Sarı Çiğdem Şiir Defterin de  ve Aylık Şiir Antolojisi Dergisi'nde  yayımlanmıştır.
     
     
    Çorumlu 2000
    İhsan TOMBUS ÇORUM'DA GEÇEN ÖMRÜM  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    İhsan TOMBUŞ 1980 ÇORUM YERLEŞİM YIL 4  SAYI 29    25 Ağustos 2001
    İhsan TOMBUŞ ARŞİVDEN 1890 ÇORUM YERLEŞİM PLANI  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    İhsan TOMBUŞ ASLANIN HİKAYESİ YIL 6  SAYI 59  25 Ocak 2004
    İhsan TOMBUŞ ÇORUM'DA GEÇEN ÖMRÜM  YIL 4  SAYI 33  25 Aralık 2001
    İhsan TOMBUŞ ÇORUM'DA GEÇEN ÖMRÜM  YIL 4  SAYI 35  25 Şubat 2002
    İhsan TOMBUŞ ÇORUM'DA GEÇEN ÖMRÜM  YIL 4  SAYI 34  25 Ocak 2002
    İhsan TOMBUŞ HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
     
     
    Sarıçiğdem
    İhsan TOMBUŞ HAYALLERİM Sayı 051 14 Mayıs 2006 Yıl 5
    İhsan TOMBUŞ İNSAN Sayı 016 14 Haziran 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ ÇORUM TÜRKÜSÜ Sayı 001 14 Mart 2002 Yıl 1
    İhsan TOMBUŞ BEDBİNLİK Sayı 017 14 Temmuz 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ AĞLAMA Sayı 025 14 Mart 2004 Yıl 3
    İhsan TOMBUŞ BİR HATIRA Sayı 047 14 Ocak 2006 Yıl 4
    İhsan TOMBUŞ SENELER Sayı 015 14 Mayıs 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ HİCRAN Sayı 014 14 Nisan 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ HATIRALAR Sayı 018 14 Ağustos 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ NEDİR Sayı 022 14 Aralık 2003 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ HAYAL KIRIKLIĞI Sayı 023 14 Ocak 2004 Yıl 2
    İhsan TOMBUŞ GAZEL 1 Sayı 026 14 Nisan 2004 Yıl
    İhsan TOMBUŞ SEVGİLİME Sayı 045 14 Kasım 2005 Yıl 4
    İhsan TOMBUŞ DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN Sayı 046 14 Aralık 2005 Yıl 4
    İhsan TOMBUŞ YOLCU Sayı 048 14 Şubat 2006 Yıl 4
    İhsan TOMBUŞ SONBAHAR GİBİ Sayı 053 14 Temmuz 2006 Yıl 5
    İhsan TOMBUŞ HAYAT Sayı 055 14 Eylül 2006 Yıl 5
    İhsan TOMBUŞ VUSLAT Sayı 061 14 Mart 2007 Yıl 6
    İhsan TOMBUŞ DESTAN Sayı 156 14 Şubat 2015 Yıl 13
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Mehmet ÖZZİHİNLİ
    Mehmet ÖZZİHİNLİ’Yİ 1962 yılında Bahçelievler Mahallesindeki evinin yaptırırken tanıdım. Babamın da arkadaşı idi!
    Emekli olmadan önce de komşum olduğu için konuşurdum. Kendisi gayet kibar ve konuşkan idi. O da emekli oldu, ben de emekli oldum.
    2001 Temmuz ayı başlarında bir ikindi sonrası yayınevime geldi. Oturduk eskilerden ve eski günlerden bahsettik. Çalışmalarından bahsetti. Bende kendisine;  hatıralarını yazmasını istedim. Olur dedi
    Ertesi gün ufak kâğıtlara bir şeyler karalamıştı. Bilgisayara geçtim yazdıklarını oku ağabey iki emek olmasın dedi. O yazdıklarından okudu. Bende kaydetti. Ona yazdıklarımı okudum. Basılacak ilk Sayıda bastım şu gün dergi çıkar dedim ve birkaç sayı kendisine verdim.
    Çorum'da 2010 tarihinde vefat etti
     

    Mehmet ÖZZİHİNLİ
    1923 yılında Çorum'un Üçdutlar Mahallesi Albayrak Sokak eski ortaokul, sonra kız enstitüsü olan; daha sonra öğretmen okulu olarak kullanılan sokakta, Cumhuriyetin ilan edildiği gün mütevazı bir Çorum evinde doğdu.
    İlkokulu babası Elvan Usta gibi Albayrak okulunda okudu.
    Çocukları da ne güzel bir tesadüf ki aynı okulda okudular. 2 kız üç çocuk sahibi olan Mehmet Özzihinli'nin bir Nihal ve diğer kızı Meral ve oğlu Melih öğretmen olarak emekli oldular.
    Mehmet ÖZZİHİNLİ ortaokuldan ayrılarak Devlet İmtihanını kazanarak Ankara Yapı Enstitüsüne kaydoldu. Burada 5 yıl okuyarak 1943-1944 yılında mezun oldu.  İlk memuriyeti Siirt ili Hükümet Konağı inşaat kontrollüğü oldu.  Buradan 1948 yılında yılın da Erzurum'a askerlik görevi için gitti.1949 yılında Çorum'a gelerek Bahçelievler Kooperatifi Şantiye şefliğini Merhum Yüksek Mimar Mühendis Kemal GÜRSEL'DEN devralarak 2 sene kooperatifin şantiye şefliğini yaptı.
    Bahçelievler de 51 ev yaptıran Mehmet ÖZZİHİNLİ zamanın Valisi Eşref ERGUT Beyin ısrarlarıyla Toprak ve İskân Müdürlüğü Fen İşleri Amirliğine tayini yapıldı. 1951 yılında Türkiye'ye muazzam bir göçmen akını başladı. Çorum'a bu göçmen ailelerden de  381'i geldi. Bu aileleri ilçelere ve merkez köylerine "ekleme köyler" şeklinde yerleştirildi. Bu göçmen ailelere ev, tarım arazisi, toprak işlemeleri için tarım aletleri verilerek üretici durumuna getirilmeleri üç yıl sürdü.
    1954 yılında Kayseri Toprak İskân Müdürü olarak Kayseri'de göreve başladı. O tarihlerde Doğu Türkistan dan kaçarak Türkiye'ye gelmeye çalışan 18 000 aileden kalan 84 aile Kayseri Develi  ilçesinin  11  köyünde iskanında bulundu.
    1956 yılında geçici görevle Ankara'da İnşaat Amiri olarak görevlendirildi. 350 evlik Ankara Akköprü Sanatkâr Göçmenler için yapılan inşaatın başına getirildi. 1957 yılının sonlarında Haymana ilçesi Mangal Dağı eteklerinde Deveci Pınar adında 75 hanelik modern ve örnek bir köy inşaatını tamamladı.
    1958 yılında Kırşehir'de sel afeti yaşayan Kızılca ve Özlü köylerini tamamladıktan sonra, Samsun'da görevlendirildi. Çarşamba ilçesinde Avut Dağı eteğinde 135 haneli Yeni Sayaca köyünü inşa ettikten sonra 1962 yılında Çorum'a asaleten Toprak ve İskan Müdürü olarak tayin oldu.

    Çorum'da yaptığı hizmetlerden bazıları: Çatak Dinlenme   Tesisleri, Karaviran'da hamam, Çeşitli afetlerden dolayı nakledilen köylerdenden: Sungurlu Gökçam 235 hane heyelan dolayısıyla, Merkez Bozbuğa 61 hane sel yatağı, Gökçekaya 60 hane heyelan dolayısıyla, Merkez Erdek 43 hane heyelan dolayısıyla, Merkez Gökgözler parçası Yavu 245 heyelan dolayısıyla, Akçamı köyünün bir kısmı 17 hane (şimdi ilçe olan Oğuzların parçası), İskilip Doğangir 23 hane heyelan dolayısıyla, Osmancık Ardıç 55 hane orman içi ve sel nedeniyle, Kargı Kargı Hacıhamzanın 20 hanesi ırmak yatağı, Kargı Dereköy orman içi ve heyelan nedeniyle 8 parça olan yerleşim yeri birleştirildi, Kargı Akkise, Karakise köyleri orman içi ve kısmi heyelan nedeniyle modern bir köy olarak birleştirildi.
    1964 yılında itibaren İl İmar ve Köy Kalkınma Kooperatifleri Müdürlükleri uhtesine verilerek 11 sene tarafından yürütüldü. 225 köyde Köy Kalkınma Kooperatifi kurulmuş, bu kooperatiflerin gayesi; kooperatif kurulan köylerde köylüyü kollektif ve koordine çalışmaya teşvik etmek, yeni iş sahaları yaratmak, kooperatife üye olanları da dış ülkelere işçi olarak ekseri Almanya'ya kısa yoldan göndermek gibi bir alternatif getirmek üzere üye sayısını artırmak idi.
    Kooperatifleri kurarken emri altında teknik personel olarak Ziraat Yüksek Mühendisleri, İnşaat Mühendisleri, Veterinerler, Ziraat Teknisyenlerinin verdikleri rapor, etüt ve fizibilite çalışmaları ile o köyde kurulacak kooperatiflerin türü kararlaştırılıyordu. Bunlardan bazıları; Besi hayvancılığı, süt hayvancılığı, çeltikçilik, halıcılık, Siirt battaniyeciliği, tavukçuluk gibi kooperatifler kurulmasına Devlet Mali desteği sağlanmasında katkıları oldu. Köylerde seminerler ve filim ve slayt gösterileri ile eğitildi. Bu üyelerden 2150 üye dış ülkeye kooperatifler kanalı ile gönderilmişti.
    Mehmet ÖZZİHİNLİ 1976 tarihinde son çalıştığı yerden emekli olmuş Çorum'da 2010 tarihinde vefat etmiştir.
            Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde çalışmaları yayınlanmıştır.
     
    Mehmet ÖZZEHİNLİ HATIRALAR  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    Mehmet ÖZZİHİNLİ ÇORUMLU SABRİ DİL  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    Mehmet ÖZZİHİNLİ DEMİRYOLLARI YIL 4  SAYI 29    25 Ağustos 2001
    Mehmet ÖZZİHİNLİ HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Mehmet ÖZZİHİNLİ VALİ VİRİNLİ'NİN HİZMETLERİ YIL 4  SAYI 30    25 Eylül 2001
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Hüseyin Hüsnü GÜREL
    YAZARIMIZI KAYBETTİK!  
    Sanal da olsa onu dergimize gönderdiği yazılarından tanımıştım.
    Bana gelen mesajı sizinle paylaşmak istedim:
    “Kendini, özellikle ve bilhassa Erzincan'ın ve bu çok sevdiği şehrin şahsında "vatan ve milletine" hizmete adayan;  İnşaat Yüksek Mühendisi HÜSEYİN HÜSNÜ GÜREL, 06 Şubat 2012 Salı Günü  aramızdan ayrıldı ve HAK'a yürüdü.
    "ERZİNCAN Şehri ve Ovası'nda varlığına emin olduğu zengin Doğalgaz rezervlerini açığa çıkartıp;
    Hemşehrilerini büyük bir zenginlik ve mutluluğa kavuşturmak ve Anadolu İnsanı'nı yabancılara muhtaç olmaktan kurtarmak için, 20 yıldır aralıksız çalışan ve bu uğurda inanılmaz masraflar edip; Efsanevi bir mücadele veren "HÜSEYİN HÜSNÜ GÜREL", davasını ispatlamasına rağmen kimseyi harekete geçiremedi.
    Şimdi dava, O'nu dinlemeyen ve "inandıkları halde" hükümet nezdinde teşebbüse geçmeyen Erzincanlıların.
    O'na Allah (CC)'dan rahmet ve mağfiret, kederli ailesi, "kıymet ve kadr'ini bilmeyen" Erzincanlı hemşerilerine başsağlığı dileriz.
    Bu güne kadar ülkemiz ve özellikle Erzincan'ın yetiştirdiği "çok müstesna, iyi kalpli, yüksek ruhlu, milli, manevi ve ilmi değerlerine sadık, samimi ve saygıdeğer; Yüzlerce eser, hizmet ve hikmet sahibi Aziz İnsan"

    Hüseyin Bey; Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Ve Edebiyat Dergi yazarlarımızın pak çoğu Çorumlu olduğu için bazı bilgilerini yayımlatmadan çekindiklerini düşünerek 2008 tarihinde internetten bazı yazarlara bilgi verdim ve FİKİR DERGİSİ’NE yazar mısınız teklifini yaptım.
             Hüseyin Bey; kendi branşı ile ilgili bir raporu olduğunu gönderirse yayınlayabilecek misini diye yazdı. Bende incelemeden bir şey diyemem diye yazdım. Ertesi gün bütün olarak raporu gönderdi. İnceledim. Kendisine müsaade eden bir yazı ile hayat hikâyesini ve fotoğrafını gönderir misiniz diye yazdım.
    Kendisi bilgileri gönderdi. Fikir Dergisi ilk sayısında ve Çorumlu 2000 Dergimde bilgilerini yayımladım
    Yazıları bitince bilgi verdim yazı yollarsanız yayımlarım diye yazdı. İrtibatımız koptu.
    06 Şubat 2011 Tarihinde vefat ettiğini öğrendim. Hayat Hikâyesine vefat tarihini işledim!
     
     
    Hüseyin Hüsnü GÜREL  
    06 Şubat 2011 Tarihinde vefat etmiştir.       
    1930 Erzincan doğumlu. 1942 yılında Malatya Cumhuriyet İlkokulu'nu, 1945 yılında Erzincan Ortaokulu'nu, 1948 yılında Erzurum Lisesi'ni bitirdi. 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Yüksek İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu.
    1953-1954 yıllarında İller Bankası Kontrollük Hizmetlerinde 1 yıl, 1955-1959 yılları arasında serbest Mühendislik proje faaliyetleri,
    1959 yılında Askerlik görevi. 1960 yılında İstanbul'da NATO inşaatları kontrollüğü,
    1961-1965 yıllarında DSİ Erzincan 82. Şube Baş Mühendisliği görevlerinde bulundu.
    1966-1970 arası Müteahhitlik ve taşeronluk işleri ve 1970'den itibaren de Krom ve Kömür madenleri işletme faaliyetinde bulundu. Hüryapı Sanayii ve Ticaret Limitet Şirketi'nin kurucusu ve hissedarı. Evli İki çocuk babası.
    Yazarımız 06 Şubat 2011 Tarihinde vefat etmiştir.
    Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.

     

     

     
    Fikir Dergisi
    Hüseyin Hüsnü GÜREL “TÜRKİYE PETROLLERİ (TPAO) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN ERZİNCAN OVASI VE CİVARINDA PETROL VE DOĞALGAZ ARAMA FAALİYETLERİNİN SÜRDÜRÜLMESİ KARARI MEMNUNİYETLE KARŞILANMIŞTIR SAYI 2  01-11-2008
    Hüseyin Hüsnü GÜREL MARMARA DENİZİNDE YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARI İLE MEYDANA GELEN TSUNAMİ YÜKSEK DENİZ DALGALARI KIYAMETLER KOPARCASINA ÇOK KORKUNÇ AFETLERE SEBEP OLMAKTADIR. SAYI 4   01/01/2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL RAPOR DUYURUSU VE BİLGİ NOT SAYI 1  01-10-2008
    Hüseyin Hüsnü GÜREL Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı’na ANKARA İlgili SAYI 3  01-12-2008
    Hüseyin Hüsnü GÜROL DOĞALGAZ'DA KESİN ÇÖZÜM ERZİNCAN OVASIDIR SAYI 5  01/02/2009
    Hüseyin Hüsnü GÜROL ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI YÜKSEL ÇAKIR'A AÇIK MEKTUP SAYI  16 01/01/2010
    Hüseyin Hüsnü GÜROL ERZİNCAN OVASINDAKİ DOĞALGAZ YATAĞI ÖNEM KAZANMIŞTIR SAYI 14 01/11/2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI YÜKSEL ÇAKIR'A AÇIK MEKTUP YIL 11 SAYI 132 25 Şubat 2010
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA YIL 11 SAYI 124 25 Haziran 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA YIL 13 SAYI 153 25 Kasım 2011
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -I YIL 11 SAYI 125 25 Temmuz 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -III- YIL 11 SAYI 127 25 Eylül 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VI- YIL 11 SAYI 128 25 Ekim 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -V- YIL 11 SAYI 129 25 Kasım 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VI- YIL 11 SAYI 130 25 Aralık2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VII- YIL 11 SAYI 131 25 Ocak 2010
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA ANKARA YIL 12 SAYI 144 25 Şubat 2011
     
    Çorumlu 2000 Aylık Külkür Sanat Ve Edebiyat Dergisi
    Hüseyin Hüsnü GÜREL ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI YÜKSEL ÇAKIR'A AÇIK MEKTUP YIL 11 SAYI 132 25 Şubat 2010

     
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA YIL 11 SAYI 124 25 Haziran 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA YIL 13 SAYI 153 25 Kasım 2011
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -I YIL 11 SAYI 125 25 Temmuz 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -III- YIL 11 SAYI 127 25 Eylül 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VI- YIL 11 SAYI 128 25 Ekim 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -V- YIL 11 SAYI 129 25 Kasım 2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VI- YIL 11 SAYI 130 25 Aralık2009
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA -VII- YIL 11 SAYI 131 25 Ocak 2010
    Hüseyin Hüsnü GÜREL TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA ANKARA YIL 12 SAYI 144 25 Şubat 2011
     

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi  

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ali EMİROĞLU
    27 Eylül’de Alacahöyük’te kutlanacak ALACAHÖYÜK ŞENLİKLERİNE Telefonla davet edildi. Eşimle beraber aracımızla Alacahöyük’e gittik.
             Daha önceden tanıdığım Dr. Ali Emiroğlu ile yan yayan otururken ben birkaç poz fotoğraf çektim. Dr. Ali Emiroğlu ilgilendi. Bana:
    - Fotoğrafları dergi de mi yayınlayacaksın Şenliğin bilgisini vermiş olursunuz; teşekkür ederim. Deyince kendisine:
    - Siz yazarsanız ben fotoğrafları sizin yazınızda kullanırım dedim. Kabul etti. 4. sayıyı hazırlarken telefon ettim.:
    - Ağabey yazı yazacaktınız yazabildiniz mi? Diye sordum. Bana:
    - Yazı hazır aldırabilir misiniz dedi. Bende:
    - Ben yarın gelir alırım. Sizden bir istirhamım olacak hayat hikâyenizi yazabilirseniz dergide yayımlarım dedim. Gittim yazıyı ve hayat hikayesini aldım ve yayımladım
    Ali Emiroğlu ile tanışıklığımız babamın rahatsızlığında olmuştu. Çorum’da gördükçe selamlaşırdık. Oldukça bilgili ve mahalli gazetelerde yazıları çıkardı. Bende kendisine Çorumlu 2000 Dergimin abonesi idi. Yeni sayılarını götürürdüm. Konuşurduk ben yazı yazarısınız diyemedim, o da yazıyım dememişti. Yazı işini birbirimizden beklemiştik. Şenlik sayesinde dergimize en çok yazı veren yazarımız oldu.
    Son rahatsızlığında eşimle ziyaretine gittik. Sonra vefat ettiğini öğrendik.
     
    Ali Dr. EMİROĞLU
    1921 yılı 15 Şubatta doğmuşum. Doğum yerim Alaca-Höyük Köyüdür. İlkokulun ilk üç senesini İmat Köyü İlkokulunda okudum. Son iki yılı Sungurlu'da devam ettim.
    Ortaokulu Çorum Ortaokulunda, liseyi Yozgat’ ta bitirdim. Orta tahsilim, parasız yatılı olarak devlet tarafından karşılanmıştır. İstanbul Tıp Fakültesinden 1945 yılında mezun oldum.
    Askerlik hizmetinden sonra 4 yıl Urfa Akçakale İlçesinde Hükümet Tabibi olarak çalıştım, orada bir hastane kurdum ve açtım.
    Fethiye Hükümet Tabibi iken ayrılıp Fransa'nın Lyon Üniversitesinde kalp hastalıkları ihtisası yaptım. Dönüşte Ankara Üniversitesinde Dâhiliye Mütehassısı imtihanını geçirdim ve bu unvanı kazandım.
    1962 de Çorum Devlet Hastanesine tayin edildim ve bu hastaneden emekli oldum. Halen serbest hekimliği sürdürüyorum.
    Ben; ilkokuldan itibaren hep hekim olmayı isterdim, isteğimi yerine getirdim. Hekim olmaktan da şikâyetim olmadı. Hekimlik mesleği dışında hiçbir işte çalışmadım. Sosyal faaliyetlerin hep içinde oldum ve olmaya devam ediyorum.
    Hekimlik hayatım hep enteresan olaylarla doludur. Bunlardan kitaplar çıkartabilirim. Bunların ilgi ile oku nacağını da sanırım. Bunların bir kısmı hekimlik sırlarıdır ve bunlar gizli kalacaklardır. Hekim; mesleği bilgi sahibi olduğu olayları açıklayamaz. Bunların açıklanması ahlak ve kanun önünde suç teşkil ederler. Hekimlik deontolojisi saygı görmektir. Ben buları iyi öğrendim ve iyi tatbik etmeye de gayret gösterdim. Hiç bir hekim arkasından konuşmamışımdır. Onlarda benim için konuştuklarına şahit olmadım.
    Avrupa Hekimlik ahlakı bu doğrultuda tatbik sahası bulmuştur. 
    İlginç bir olayı anlatmakta zarar görmedim. Bu yıl, 3 - 5 ay önce, çok güzel genç bir köylü kızını ailesi muayene için bana getirdi. Kız hasta, beni şöyle bir süzdü ve net olarak "ben bu doktora muayene olmak istemiyorum, bu ihtiyar bir hekim"  dedi. Ben buna hiç kızmadım. Masadan kaldırdım ve sinirlenmeden giyinmesini istedim. Kızın ailesini de teskin ettim. Bu bir hasta hakkıdır ve saygı gösterilmesi gerekir.
    Mesleğim bana hep itibar temin etti. Mesleğime büyük saygı duyarım. Yukarıda yazdıklarımı, genç meslektaşlarıma öğütlerim.
    Yazı yazmaya, elbette amatör olarak hevesim çocuklukta başlamıştı. Babam bazı sorular önerir, onları bana yazdırır, okutur ve pek tatlı gülüm serdi. Yozgat Lisesinde "Yükseliş" Dergisini organize ettik. Ben; edebiyat hocamızla tertipleyici idik!
    Yükseliş'i Cumhuriyet Gazetesi parasız basardı.
    Yükseliş'te benim yazılarım da çıkardı. Sonra; Tıp Fakültesinde ve Hekimlik hayatımda çeşitli dergi ve gazetelerde yazmaya devam ettim aynı yazının 3- 5 dergide aynı anda yayımlandığı da olurdu.
    Tamamı ile amatörce bir heves. Yazı yazınca, onu okutacak, biraz da zorla okutacak muhitim de var.  Çocuklarım, torunlarım bir nebze de Vahit Benderli bunların arasındadır. Yazılarımdan, diğer yaptıklarımdan hiçbir ödül almış değilim.
    İdealim vardır. İdeallerin yetişilmeyenler olduğunda büyük önder işaretlemiştir. Benimkini izah etmek açıklamak istemiyorum.
    Hele şu anda bunu herkes tahmin eder. Bir zihin jimnastiği için onu okurlarıma bırakmak istiyorum.
    Çok çalışmalarım var.  Yayımlamak beni korkutuyor. Hatta bazıların imha bile ettim. Ben amatör yazarım. Yazarlık benim mesleğim değildir. Aklıma geleni yazar ve yayımlarım.
    Dr. Ali Emiroğlu  Yazarımız; Dr. Ali Emiroğlu, 27 Temmuz 2011 Çarşamba günü saat 17.15’te Çorum Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti ve Alacahöyük de toprağa verildi.
     
     
    Mahalli basında yayınlanmakta ve Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde http://corumlu2000.corumlu.com  , yazılarım yayınlanma devam etmektedir
    Yazarımız; Dr. Ali Emiroğlu, 27 Temmuz 2011 Çarşamba günü saat 17.15’te Çorum Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
     

     

     
    Çorumlu 2000
     
    Ali AEMİROĞLU GÖRÜNÜRDE ÜÇ YOL VAR YIL 4 SAYI 37   25 Nisan 2002
    Ali EMİROĞLU 10 KASIM VE ATATÜRK  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Ali EMİROĞLU 23'CÜ ÇORUM HİTİT FUAR VE FESTİVALİ YIL 5  SAYI 52    25 Temmuz 2003
    Ali EMİROĞLU AĞIZDAN BAKLALAR ÇIKIYOR YIL 6 SAYI 61   25 Mart 2004
    Ali EMİROĞLU AKIL İÇİNE GİRDİK  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Ali EMİROĞLU ALACA HÖYÜK ŞENLİKLERİ  YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
    Ali EMİROĞLU AMERİKAN ZENGİNLERİ YIL 4  SAYI 29    25 Ağustos 2001
    Ali EMİROĞLU BAYRAMLAR YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Ali EMİROĞLU BİLGİ VE PARA GEREKLİ YIL 6  SAYI 58  25 Aralık 2003
    Ali EMİROĞLU BİLMEK YAPMAK DEĞİLDİR  YIL 4  SAYI 33  25 Aralık 2001
    Ali EMİROĞLU BİR BİLİM KONGRESİ HİTİTOLOJİ YIL 5  SAYI 43    25 Ekim 2002
    Ali EMİROĞLU BİR KURUM YETMEYİNCE  YIL 5  SAYI 45  25 Aralık 2002
    Ali EMİROĞLU BİR KÜLTÜR KAYBOLURKEN  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Ali EMİROĞLU BİR MAKAMIN HASİYETİ YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Ali EMİROĞLU BİR MAYISIN KUTLANMASI  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Ali EMİROĞLU BİRADERİMİN ÖNERİSİ  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Ali EMİROĞLU BiZİM ÖZEL TESEBBÜSCÜLER YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Ali EMİROĞLU BU ESKİ DÜNYA  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    Ali EMİROĞLU CUMHURİYET  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Ali EMİROĞLU CUMHURİYETİMİZ SON AŞAMADIR  YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
    Ali EMİROĞLU ÇAĞDAŞ OLMAK  YIL 1 SAYI 8   25 Mayıs 1999
    Ali EMİROĞLU ÇEKVA SANATÇILAR KURULU YIL 5 SAYI 50    25 Mayıs 2003
    Ali EMİROĞLU ÇEVRE YOLU  YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    Ali EMİROĞLU ÇORUM ÇÖLLEŞECEK  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Ali EMİROĞLU ÇORUM GÖÇMEN MEMLEKETİ  YIL 5  SAYI 40    25 Temmuz 2002
    Ali EMİROĞLU ÇORUM'DA TURİZİM  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Ali EMİROĞLU ÇORUM'DA TURİZM  YIL 3 SAYI  26    25 Mayıs 2001
    Ali EMİROĞLU DOĞANIN BAHARI  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Ali EMİROĞLU DÜNYA GELİŞMESİNDEN VAZGEÇMEDİ YIL 6  SAYI 63    25 Mayıs 2004
    Ali EMİROĞLU FİKİRLER AYRI OLSA  YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Ali EMİROĞLU FRANSA'DA RÖNESANS YIL 6  SAYI 59  25 Ocak 2004
    Ali EMİROĞLU GÖRÜŞ AYNI DA  YIL 4  SAYI 34  25 Ocak 2002
    Ali EMİROĞLU HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Ali EMİROĞLU HAYAT KISA AMA  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    Ali EMİROĞLU HAYYAM DEYİNCE YIL 5  SAYI 47  25-02-2003
    Ali EMİROĞLU HER İŞ KIYMETLİDİR YIL 5  SAYI 44    25 Kasım 2002
    Ali EMİROĞLU İNANNA SÜMER TANRIÇASIDIR  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Ali EMİROĞLU İNANNA SÜMER TANRIÇASIDIR YIL 6  SAYI 54    25 Eylül 2003
    Ali EMİROĞLU İNANNA SÜMER TANRIÇASIDIR YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Ali EMİROĞLU KARARIMI VERDİM DEDİ YIL 6 SAYI 62    25 Nisan 2004
    Ali EMİROĞLU KİBARLAŞTIK FUAR (FOİRE) DEDİK  YIL 4  SAYI 39    25 Haziran 2002
    Ali EMİROĞLU MAKYEVELLİ KİM OLUYOR?  YIL 5  SAYI 41    25 Ağustos 2002
    Ali EMİROĞLU MANTIK SEÇİMDE DE GERÇEK YIL 5 SAYI 49   25 Nisan 2003
    Ali EMİROĞLU MEDENİYET ALIŞKANLIKTIR  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Ali EMİROĞLU MENDERES MANTIĞI YIL 5  SAYI 51    25 Haziran-2003
    Ali EMİROĞLU MİLLETLER HUY DEĞİŞTİRİR  YIL 5  SAYI 48  25 Mart 2003
    Ali EMİROĞLU NEREDEN BAKARSAN  YIL 3  SAYI 27    25 Haziran 2001
    Ali EMİROĞLU NERKESİN YETKİSİ VARDIR YIL 6  SAYI 54    25 Eylül 2003
    Ali EMİROĞLU SÖZDE SOYKIRIM  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Ali EMİROĞLU SÖZÜ YERİNDE KULLANMAK  YIL 4  SAYI 32    25 Kasım 2001
    Ali EMİROĞLU SUMERLERE BAKIŞ YIL 6 SAYI 62    25 Nisan 2004
    Ali EMİROĞLU SÜMER TANRIÇALARI TÖVBE TÖVBE YIL 6  SAYI 59  25 Ocak 2004
    Ali EMİROĞLU SÜMERLEDER SOSYAL REFOROMLAR İLK VERGİ İNDİRİMİ YIL 5  SAYI 52    25 Temmuz 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE HEKİMLİK İLK İLAÇ YAPIMI İLAÇ LİSTESİ YIL 6  SAYI 58  25 Aralık 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE İLK PARLEMANTO YIL 5 SAYI 50    25 Mayıs 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE İLK PARLEMENTO YIL 5 SAYI 49   25 Nisan 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE İLK SÖYLENECEK SÖZLER YIL 6  SAYI 63    25 Mayıs 2004
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE KANUNLAR DERGİSİ" İLK MUSA" YIL 14  SAYI 56    25 Kasım 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE KIZ KAÇIRMA VE CİNAYET DAVASI YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE OKUL  YIL 5  SAYI 48  25 Mart 2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLERDE SOSYAL REFORMLAR YIL 5  SAYI 51    25 Haziran-2003
    Ali EMİROĞLU SÜMERLİLERE BAKIŞ YIL 6 SAYI 61   25 Mart 2004
    Ali EMİROĞLU TAŞ YERİNDE AĞARIR  YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    Ali EMİROĞLU TRAFİK BİR BELA MIDIR? YIL 14  SAYI 56    25 Kasım 2003
    Ali EMİROĞLU ÜMİTLENDİRMEKTE MEZİYETTİR YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Ali EMİROĞLU YETİŞMİŞ ADAMIN VARSA  YIL 4 SAYI 38    25 Mayıs 2002
    Ali EMİROĞLU ZORUNLU MADDELER  YIL 4  SAYI 35  25 Şubat 2002
    Ali EMİROĞLU ALAŞKANLIK DIŞILAR  YIL 12     SAYI 136    25 Haziran 2010
     
     

     

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Halil KAYMAK
    Halil Kaymakla Sarıçiğdem Dergimin 4. Sayısı çıktığında Rıza Hardal ile yayınevimin bürosuna gelmişlerdi. Kendisini Rıza tanıtarak şiirlerinin bulunduğunu ve bir şiir kitabının olduğunu belirtti.
    Bana birkaç şiiri olan kağıt uzattı. Bende Bana uzattığı kağıdı uzatarak:
    - Bu kağıdın arkasına şiirlerimi yayınlama müsaadesi veriyorum diye yaz ve imzala dedim. Yazdı verdi. Ben başka bir kağıt uzatarak
    - Hayat hikayenizi ve yayımlanmasını istediğiniz şiirleri yazın dedim. Bana:
    - Birkaç gün sonra getirirsem olur mu dedi. Bende:
    - Tabii ne zaman getirirsen dedi. Daha sonra yazarımız olan gurbetçi yazarımız Güner KAYMAK’IN Akrabası olduğunu öğrendim birkaç sayı şiirlerini yayımladım.
    Daha sonra Güner’den 12 Haziran 2013 Tarihinde vefat ettiğini öğrendim.

     

     
    KAYMAK Halil
    1942 tarihinde Çorum Ortaköy Yaylacık Köyünde dünyaya geldi.
              Beşikte iken anne ve babasının ayrılmasından dolayı babaannesi tarafından büyütülmüş; köyde okul olmadığı için;Çorum Mecitözü Çıkrık Köyünde bulunan okulda yatılı olarak kaydolmuş;yatılı okulun okumuştur.
              Maddi durumlarının iyi olmamsı yüzünden başka okulda okuyamamış olan Halil âşıkların derlemelerini saz çalıp okumuştur. 15 yaşında şiir yazmaya başlamış ve yazdığı destanları bastırarak il il dolaşarak satmaya başladı.
              Vatani görevini havacı olarak yaptı. Başından iki evlilik geçen Halil yazdığı şiirleri  "Hele Bakın Şu Dünya'nın Haline" isimli kitap yayınlanmıştır.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde çalışmaları yayınlanmıştır. Halil Kaymak 12 Haziran 2013 Tarihinde vefat etmiştir.
     
     
     
    Halil KAYMAK BAŞA GİT EY YÜCE ATAM  SAYI 115   25 Eylül 2008
    Halil KAYMAK BAŞA GİT NİYE GÜLMEZSİN SEVGİLİM  SAYI 114    25 Ağustos 2008
    Halil KAYMAK BAŞA GİT YIRTABİLSEM SENİ   SAYI 168    25 Şubat 2013
    Halil KAYMAK VAR YIL 17  SAYI 205    25-Mart-2016
     
     
    Sarıçiğdem
    Halil KAYMAK BÖYLESİNE SEVMİYORUM! Sayı 006 14 Ağustos 2002 Yıl 1
    Halil KAYMAK CANLAR MERHABA Sayı 004 14 Haziran 2002 Yıl 1
    Halil KAYMAK EY YÜCE ATAM! Sayı 055 14 Eylül 2006 Yıl 5
    Halil KAYMAK FAKİR Sayı 065 14 Temmuz 2007 Yıl 6
    Halil KAYMAK FAKİR Sayı 066 14 Ağustos 2007 Yıl 6
    Halil KAYMAK GÜZEL İLİM ÇORUM Sayı 005 14 Temmuz 2002 Yıl 1
    Halil KAYMAK İÇME ARDAN OLURSUN Sayı 049 14 Mart 2006 Yıl 5
    Halil KAYMAK İNAN Kİ SENİN ELİNDEN Sayı 024 14 Şubat 2004 Yıl 2
    Halil KAYMAK KARDEŞ Sayı 044 14 Ekim 2005 Yıl
    Halil KAYMAK KAYMAK’IN ÇİLESİ Sayı 048 14 Şubat 2006 Yıl 4
    Halil KAYMAK KURBAN OLDUĞUM Sayı 047 14 Ocak 2006 Yıl 4
    Halil KAYMAK NE İSTERSİN FELEK BENDEN Sayı 062 14 Nisan 2007 Yıl 6
    Halil KAYMAK NİYE GÜLMEZSİN SEVGİLİM Sayı 059 14 Ocak 2007 Yıl 5
    Halil KAYMAK SAMAN Sayı 029 14 Temmuz 2004 Yıl 3
    Halil KAYMAK SERZENİŞ Sayı 028 14 Haziran 2004 Yıl 3
    Halil KAYMAK ŞAŞTIK Sayı 045 14 Kasım 2005 Yıl 4
    Halil KAYMAK TÜRKİYE'Mİ ÇOK SEVERİM Sayı 021 14 Kasım 2003 Yıl 2
    Halil KAYMAK VAR Sayı 051 14 Mayıs 2006 Yıl 5
    Halil KAYMAK VEYSEL’E Sayı 027 14 Mayıs 2004 Yıl 3
    Halil KAYMAK YAYLACIK Sayı 046 14 Aralık 2005 Yıl 4
    Halil KAYMAK YIRTABİLSEM SENİ Sayı 053 14 Temmuz 2006 Yıl 5
    Halil KAYMAK YİNE GELDİ 23 NİSAN Sayı 098 14 Nisan 2010 Yıl 9
    Halil KAYMAK YÜCE ATAM KEMAL ATATÜRK Sayı 015 14 Mayıs 2003 Yıl 2

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

     Suhubi Ulvi CIRIL

    2000 Yılı Mart başı idi Yayınevimin bürosunda yeni sayının yazılarını hazırlıyordum, İçeriye orta boylu genç bir aram girdi. Elinde yazıcıdan çıkmış birkaç sayfa kağıt bulunmakta idi. Bana hitaben:
    - Ben Çorum Belediyesi İtfaiyesinden Emekli oldum. İsmim Suhubi Ulvi CIRIL dedi elini uzattı. Ben bilgisayar başından kalkarak elini sıktım. Sandalyeye buyurun dedim. Oturdu. Bana:
    - Bir yazı hazırladım yayımlar mısınız diye uzattı.  Kalktım:
    - Ulvi Bey Çay içer misiniz? Diye sordum:  
    - İçerim dedi. Dışarıda bulunan diyafona çay söyledim. Ulvinin yayından geçerken elindeki kâğıtları aldım. Yerime oturdum o sıra çay geldi. Çayları içerken yazılı olanı okudum. Ulvi Beye sordum:
    - Bu yazıları kendiniz mi yazıp yazıcıdan çıkarttınız? Dedim Ulvi Beye sordum:
    - Evet! Evde yazdım dedi. Çekmecemden bir disket çıkartırken sordum:
    - Elektronik postanız var mı dedim. Ulvi:
    - Yok! Mahmut Ağabey dedi: Bende çekmeceden aldığım disketi kendisine uzattım.
    - Bilgisayarına sayfayı kaydetmişsindir. O dosyayı buna yaz benim bilgisayara aktarır ileriki sayıda yayımlarım. Dedim.
    - Tamam! Mahmut Ağabey dedi. Telefonumu verdim. O da telefonunu verdi müsaade isteyip kalktı. Aradan birkaç gün geçti. Telefonum çaldı baktım Ulvi arıyordu. Açtım bana hitaben:
    - Mahmut ağabey biz yazıyı diskete aktarmayı başaramadık. Gelip Yardım edebilir misiniz? Dedi. Bende:
    - Ev müsaitse eşimle gelmek istiyorum. Ev nerede? Dedim. Ulvi:
    - Çok seviniriz. Evimiz Bahçelievler de dedi. Bende:
    - Tamam! Biz geliriz telefonunu çaldırırım dedim. Eşime:
    - Hacı Hanım Ulvi isimli bir genç yazı getirdi. Bilgisayarda yazmışsın disketle aktar dedim o yapamamış dedim. Hazırlandık bize yakın olan adrese gittik telefonu çaldırmak için telefonumu çıkardım. Yirmi metre uzaktan ulvi bağırdı:
    - Buyurum Ağabey dedi. Birlikte evlerine girdik. Hanımı bizi kapıda güler yüzle karşıladı. İçeriye buyur ettiler. İçeri girince ben:
    - Ulvi bilgisayar nerede diye sordum. Ulvi:
    - Ağabey bu odada dedi. Yol gösterdi bilgisayarın başında oğlu olduğunu sonradan öğrendiğim çocuk oturuyordu. Çocuğa dönerek:
    - Diskete yükleyemediğiniz yazıyı açın dedim. Çocuk açtı. Disket masanın üzerinde duruyordu. Disketi bilgisayara tak ve dediklerimi de bir kâğıda not et dedi. Çocuk disketi taktı. Şimdi yazıya gez dedim. Yazının üstünde bulunan dosyayı mausla tıkla dedim tıkladı. Açılan sayfada farklı kaydet ti tıkla dedim tıkladı. Disket takılı yeri tıkla ve kayıt eti tıkla dedim dediklerimi yaptı. Disketi kontrol ettim yazıyı aktarmıştı. Disketi alıp cebime koydum. Ulvi bize müsaade dedim. Ulvi:
    - Olur mu? Mahmut Ağabey müsaitseniz; hanım bir şeyler hazırladı oturup konuşuruz. Dedi. Ulvi ile arkadaşlık ve aile dostluğumuz böyle başladı. Ailece görüşmemiz devam ederken 2011 tarihinde Umreye giderken bizi yolcu etmişti. 2012 Umre ziyaretinde iken Kabe de telefonum çaldı. Telefonda Ulvi vardı. Telefonu açtım:
    - Umreniz kabul olsun Ağabey Yengeme de selam ederim. Bana orada dua eder misiniz? Kanser oldum tedavi görüyorum dedi. Bende.
    - Eşimle ben çok üzüldük. Elimizden gelen dua ettik, Umreden gelince ziyaretlerine gittik Birkaç kere ziyaret ettik Bir bayram ziyaretine ailece geldiler. Bizde iade i ziyarete gittik.
     11 KASIM 2013 Vefat ettiğini öğrendik. İşimle eşine başsağlığına gittik,

     

    Suhubi Ulvi CIRIL
    16-Ekim-1958 Çorum doğumluyum. Çorum'un Destanoğulları ailesine mensubum.
    Evliyim iki çocuk babasıyım. Merkez Zafer İlkokulu, Eti Ortaokulu ve Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirdikten sonra 1978 yılında kazandığım Ankara Teknik Öğretmen okuluna ön kayıt yaptırmama rağmen o yılların anarşik ortamı ve ailemin ekonomik durumunun yeterli olmaması nedeniyle kazandığım yüksek okula gidemedim. 
    Yüksek okulu okuma arzuma 1998'de yeniden kazandığım ÖSS imtihanı ile kavuştum. Yüksek puan almama rağmen çalıştığım için ve ayrıca sevdiğim bir bölüm olan Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünü seçtim ve 2000 yılında mezun oldum. 
    Bu yüzden huzurluyum.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde çalışmaları yayınlanmıştır.
    Yazarımız; 11 KASIM 2013 Vefat Etti
     
    Suhubi Ulvi CIRIL AFETLERE KARŞI ÇORUM'DA YAPABİLECEKLERİMİZ YIL 14  SAYI 56    25 Kasım 2003
    Suhubi Ulvi CIRIL AVCILIK VE DÜŞÜNCELERİM  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    Suhubi Ulvi CIRIL BÜYÜK ATAM  YIL 4  SAYI 32    25 Kasım 2001
    Suhubi Ulvi CIRIL DEPREM ÖNCESİ VE SONRASI NE YAPABİLİRİZ  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Suhubi Ulvi CIRIL ERENLER DİYARINDA BİR GEZİ  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Suhubi Ulvi CIRIL ERENLER DİYARINDA BİR GEZİ YIL 5  SAYI 52    25 Temmuz 2003
    Suhubi Ulvi CIRIL ERENLER DİYARINDA BİR GEZİ YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Suhubi Ulvi CIRIL EVİNİ TEPEYE YAPARSAN YEL  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Suhubi Ulvi CIRIL EVİNİ TEPEYE YAPARSAN YEL YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Suhubi Ulvi CIRIL HAYALİMDEKİ ÇATAK YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Suhubi Ulvi CIRIL HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Suhubi Ulvi CIRIL SAHİP MİYİZ; EMANETÇİMİYİZ YIL 6  SAYI 58  25 Aralık 2003
    Suhubi Ulvi CIRIL SAHİPLİMİYİZ; EMANETÇİMİYİZ YIL 6  SAYI 59  25 Ocak 2004
    Suhubi Ulvi CIRIL SELAM ÜZERİNE YIL 4  SAYI 30    25 Eylül 2001
    Suhubi Ulvi CIRIL SEVMEK SEVİYORUM DİYEBİLMEK YIL 6 SAYI 61   25 Mart 2004
    Suhubi Ulvi CIRIL SEVMEK, SEVİYORUM DİYEBİLMEK YIL 6 SAYI 62    25 Nisan 2004
    Suhubi Ulvi CIRIL SEVMEK,SEVİYORUM DİYEBİLMEK YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Suhubi Ulvi CIRIL SIKLIK DERESİ  YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000
    Suhubi Ulvi CIRIL STADIN YERİNE OTOPARK YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Suhubi ULVİ CIRIL ve Mahmuz Selim GÜRSEL  İKİ KİTAP TANITIMI  YIL 4 SAYI 38    25 Mayıs 2002
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    İsa KAYACAN 
             Dergilerimin internette tanıtımında; yeni bir dergi çıkartmak istediğimi ve isminin “FİKİR” olacağını birkaç ay bilgi yazdım.
             İsa Kayacan Hocamız elektronik posta ile tarafıma birkaç yazısını gönderdi. Hem sevindim Hem Şaşırdım. Fotoğraf ve yazısının yayımlanması için bir mahsur yazısı eklenmemişti.
    Sanal dünya. Bu. İsa Kayacan’ın telefonunu arayıp buldum. Telefon ile aradım. Kendimi tanıttım. Bana elektronik postasını alıp aymadığını sordu. Bende aldığımı söyledim ve yazarlarımızdan istediğim yazılarının yayınlanmasını talebimi işaretlemediğini ve güncel fotoğrafını göndermesini istedim. Konuşurken elektronik postama mesaj geldi. Ben bilginiz geldi teşekkür ederim dedim.
             Yolladığı yazılarının pek çoğunu “Fikir” ve “Çorumlu 2000 Dergimde yayımladım.
             Devamlı yazarlarımı takip ettiğim için 15 Ekim 2015 vefat ettiğini sanal medyadan öğrendim.
     
     
     
    İsa KAYACAN
    Gazeteci, Şair, Yazar: Hasan Hüseyin ve Güldali’nin çocukları olarak, 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur'un Tefenni İlçesi'ne bağlı Ece Köyü'nde doğdu. İlköğretimini köyünde tamamladıktan sonra, Ortaokulu Tefenni'de, Liseyi Ankara'da okudu. Genç yaşta çalışma hayatına başlamasına rağmen, daha sonra, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'ne girerek Halkla İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.
    Çocukluğunda 1940'lı yılların köy şartlarının gerekleri neyse onları yaşayan çobanlık yapıp, tarlada çalışan İsa Kayacan, genç yaşta hayata atıldıktan sonra da her kademede görev yaptı. Önce bir otelde resepsiyon memuru oldu, ardından hastanede memuriyete başladı.
    Özellikle yazı ve şiirle uğraşması sayesinde oralarda tanıştığı ünlü kişiler iş hayatında kat edeceği merhalelerde O'na yardımcı oldular.
    Bir süre İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü'nde Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalıştıktan sonra, Orman Bakanlığı’nda, ardından Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nde görev aldı. Bu görevi O'nun hayatında bir dönüm noktası oldu.
    Yazı hayatına şiirle başlayan Kayacan’ın ilk şiiri Nisan 1956’da, ilk yazısı 24 Ocak 1961’de yayınlandı. Tercüman, Son Havadis, Orta Doğu, Hergün, Yeni İstanbul, Belde, Anayurt gibi ülke genelinde yayın yapan gazeteler başta olmak üzere, üç bin’ den fazla gazete ve dergide yazarak büyük bir rekora imza attı.
    Yazdığı gazete ve dergilerin isim, tarih ve sayılarıyla ilgili, kitaplarında detaylı bilgiler veren İsa Kayacan; Ajas-Türk, Ana, Alkış, Avcı Rasgele, Bakış, Çocuk ve Yuva, Çağrı, Ece, Emre, Günün Kadını, Gülpınar, Güvercin, Hız, İlkkurşun, Kalkınan Dünya, Kalkınma, Karınca, Kemalist Ülkü, Kızılay, Kök, Köy-Tarım Orman ve Av, Orman Mühendisliği, Defne, (OMMDY), Lider, Milli Şuur, Post-Tel, Sanat Dünyamız, Standart, Size, Işık, Tarla, Türk Yurdu, Türkiye, Türk-İş, Türk Basın Birliği, Türkiye Sektör, Yeşil Türkiye, Yelken, Yeni Batı Trakya adlı, uzun süreli yazdığı dergiler başta olmak üzere; Onlarca dergide, binlerce makalesi yayınlandı.
    Bu özelliği O’na, “yazı fabrikatörü, kültür fabrikatörü, Anadolu Basını’nın İmparatoru ve Duayen’i” unvanlarını kazandırdı. “Anadolucu yazar, Türk yazın tarihinin Evliya Çelebisi” olarak anıldı, anlatıldı ve yazıldı. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan “Anadolu’nun Sesi” ile “Türk Haber Ankara” gazetelerinin Haber Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni olarak hizmet veren İsa Kayacan ayrıca, Türk Basın Birliği’nin Ankara Şube Sekreterliği görevini yürüttü. Binlerce Anadolu Gazetesinde günlük yazılar yazan, asıl adından başka; Mehmet İsa, Ç.Ese Moralıoğlu, İshak Tefennili, Mehmet İsa Kayaoğulları, Can Kaya, Çiloğlu ve Kaya Buldurlugil imzalarını da kullanan, “İsa Kayacan Yazı Ofisi"yle "Ece Yayınları" ve "Ece Sanat Dergisi" nin kuruculuğunu yapan Kayacan, “Ece Haber Ajansı” nın deneme yayınlarını da gerçekleştirdi.100. kitabı olan "Orta Asya Türk Cumhuriyetleri" ile "dalya" diyen İsa Kayacan'ın değişik dallarda yayınladığı kitaplarının sayısı 124'e, yazıp yayınladığı makale sayısı 2007 yılı sonu itibarıyla 39 bin 425'e, yazdığı gazete ve dergi sayısı, bugün kapananlar dahil, 3 bin 540’a ulaştı. Anadolu'da yayınlanan pek çok gazete, radyo ve televizyonda "İsa Kayacan" konulu açık oturumlar düzenlenip yayınlandı. TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda yayınlanan "Cumartesi'den Cumartesiye" adlı programın içinde yer alan "Sayfa Sayfa Anadolu Basını" köşesini hazırlayıp sunan ve bazı araştırmaları yabancı dillerde yayınlanan Kayacan, bir ara TRT'de Program-Belgesel ve Genel Müdür Danışmanı olarak da hizmet verdi. Çeşitli dönemlerde Orman Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Başbakanlık' ta "Basın Danışmanı", "Şube Müdürü", "Müşavir" olarak görev yaptı ve 11 ayrı Bakan'la çalıştı. "Bakanlıklar arası En Çalışkan ve Başarılı Basın Danışmanı" seçildi.
    İsa Kayacan bunun dışında çeşitli kuruluşlardan 206 plaket, 248 onur, şeref, teşekkür, şükran ve takdir belgesi aldı. "Basında 25 yılın Şeref Ödülü", üç defa Milli Prodüktivite Merkezi "Verimliliğe Katkı Ödülü", "Türk Folkloruna Hizmet Ödülü", "Irak Türkmenlerine Hizmet Ödülü" , "Türk Kültür ve Edebiyatına Hizmet Ödülü", 5 kez “Türk Şiirine Hizmet Ödülü” yle “Doğa ve Çevre Dostu" ödülünün sahibi oldu. "Anadolu Basını'nın Fahri Hemşehrisi" ilan edilen İsa Kayacan, 4 defa "Yılın Yazarı", 3 defa "Yılın Edebiyatçısı" 4 defa "Yılın Şairi", 2 defa da "Yılın Editörü" seçildi."Türkiye'de en çok kitap ve yayın tanıtımı yapan yazar" unvanıyla, merkezi Azerbaycan' da bulunan Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği 'nin "Hizmet Ödülü"nü aldı. Yine merkezleri Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Asya Üniversitesi Rektörlüğü ile VEKTOR Uluslararası İlim Merkezi Başkanlığı'nın İlmi Şûraları kararıyla 19-20 Haziran 2003 tarihlerinde kendisine iki ayrı “Fahri Doktora”, VEKTOR uluslararası Beynelhalk İlim Merkezi Başkanlığının "İlmi Şürası" kararıyla 16.02.2006 tarihinde de "Fahri Profesör" diplomaları, ayrıca Azerbaycan’dan Beynelmilel ‘Türk Dünyasına Hizmet Diploması’yla, Kanada’dan “Güzel Söz Ödülü” verildi.Özellikle Anadolu Basını mensupları ile çeşitli yazarlar tarafından; “Efsane İnsan, Destanlaşan Köylü, Edebiyat ve Kültür Elçisi, Antolojist, Burdur’un Fahri Türkiye Elçisi, Türk Dünyasına Işık Saçan İnsan, Türk Dünyası'nın Ferhat-ı" unvanlarıyla taltif edildi.İsa Kayacan, resmi ve özel olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarca düzenlenen seminerlerde "Gazetecilik", "Anadolu Basını", "Habercilik", "Basın ve Halkla İlişkiler" konularında dersler verdi, bildiriler sundu.Gençlik yıllarından beri Ankara'da olmasına rağmen doğup büyüdüğü memleketinden hiç kopmayan İsa Kayacan, hemşehrileri tarafından da unutulmadı. 2000 yılında Burdur Merkez'de bir cadde ile Tefenni İlçesi'nde bir sokağa Belediye Meclisleri'nin kararlarıyla "İsa Kayacan" adı verildi.Ayrıca, Kültür Bakanlığı'nın onayı ile, binlerce kitap bağışladığı Burdur İl Halk Kütüphanesi'nde bir salona "İsa Kayacan Okuma Salonu" levhası asıldı.Sürekli Basın Kartı sahibi olan, eşi Sabahat hanımı 12 Şubat 2002 tarihinde kaybeden ve 2005 yılı Ekim ayında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri iken, kendi isteği ile emekli olan, hazırlanan “İsa Kayacan Belgeseli” gösterimi ile 2006 yılında Ankara’da ve Burdur’da “Türk Kültür ve Basın-Yayınına 50. Hizmet Yılı” kutlanan, hakkında 2. belgesel hazırlanan, Merkezi Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'de bulunan Azerbaycan Yazıcılar Birliği'nin asıl üyeleri arasında yer alan, “Guinnees Rekorlar Kitabı” için hazırlıkçalışmalarını sürdüren, Prof. Dr. İsa Kayacan’ın, üç kızı, iki torunu bulunuyor.. (Temmuz-2008)
    Internet’te Yazarımız corumlu2000.dergisi ile Fikir sanal dergimiz de yazıları bulunmaktadır.
    İsa Kayacan 15 Ekim 2015 tarihinde vefat etmiştir.
     
    İsa KAYACAN İSTİKLAL MARŞIMIZIN YAZILDIĞI EV VE ÇEVRESİ GÜZELLEŞTİRİLDİ YIL 15 SAYI 173 25 Temmuz 2013
    İsa KAYACAN MEHMET AKİF ERSOY SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ KİTAPLAŞTIRILDI YIL 11 SAYI 126 25 Ağustos 2009
    İsa KAYACAN MUHARREM DEMİRBAŞ YILIN DEĞİL “YILLARIN BABASI” YIL 14 SAYI 162 25 Ağustos 2012
    İsa KAYACAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN, YABANCILARIN SÖYLEDİKLERİNDEN YIL 11 SAYI 129 25 Kasım 2009
    İsa KAYACAN TASAVVUF EDEBİYATIMIZIN İLK BÜYÜK ŞAİRİ YUNUS EMRE YIL 13 SAYI 151 25 Eylül 2011
    İsa KAYACAN USTALARA KULAK VERMEK  YIL 12     SAYI 137    25 Temmuz 2010
    İsa KAYACAN YAZAR MISINIZ YIL 11 SAYI 122 25 Nisan 2009
    İsa KAYACAN ZERBAYCAN’DAN GÜLAYE RİZAYEVA  YIL 14     SAYI 161    25 Temmuz 2012
    İsa KAYACAN YENİGÜN VE SES-15’E YENİDEN MERHABA YIL 15 SAYI 172 25 Haziran 2013
    İsa KAYACAN BIYOGRAFİ ZENGİNLİĞİNDEN KÜLTÜR ZENGİNLİĞİNE YIL 11 SAYI 125 25 Temmuz 2009
    İsa KAYACAN YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN’DEN: DÜNDEN KALAN YIL 11 SAYI 127 25 Eylül 2009
    İsa KAYACAN YUSUF ERKAN’DAN BURDUR GEZİ REHBERİ YIL 11 SAYI 129 25 Kasım 2009
    İsa KAYACAN AZERBAYCAN'IN MİLLİ ŞAİRİ AHMET CEVAT YIL 13 SAYI 153 25 Kasım 2011
    İsa KAYACAN BURDUR’DAN NEZİHA ANANIN ŞİİR DÜNYASI YIL 13 SAYI 149 25 Temmuz 2011
    İsa KAYACAN DR. FARUK FAİK KÖPRÜLÜ’NÜN “CANIM KERKÜK”Ü YIL 13 SAYI 157 25 Mart 2012
    İsa KAYACAN MUAMMER SUSUZLU’YU SONSUZLUĞA UĞURLADIK YIL 13 SAYI 152 25 Ekim 2011
    İsa KAYACAN BURDUR’DAKİ GAZETECİLER YİNE ÜZGÜN YIL 13 SAYI 150 25 Ağustos 2011
    İsa KAYACAN SEVİNÇ DOĞANCAN GÜVEN’DEN İSMET İNÖNÜ’YE YIL 14 SAYI 165 25 Kasım 2012
    İsa KAYACAN RAMİZ MEHDİYEV’DEN DEMOKRASİYE GİDEN YOL YIL 15 SAYI 171 25 Mayıs 2013
    İsa KAYACAN GÜLAYE RAZYEVA’DAN: ATATÜRK’Ü GÖRÜREM YIL 11 SAYI 130 25 Aralık2009
    İsa KAYACAN BULGARİSTAN’DAN TUNA BOYU DERGİSİ YIL 14 SAYI 158 25 Nisan 2012
    İsa KAYACAN NAZLI’NIN BUZ PATENİ ŞAMPİYONLUĞU YIL 15 SAYI 174 25 Ağustos 2013
    İsa KAYACAN BURDUR’DAN MİNİK BİR ŞAİR ADAYI:SEZA TUTKU AZAKLI YIL 9 SAYI 109 25 Mart 2008
    İsa KAYACAN ETKİNLİKLERDE, SANAT MI, SİYASET Mİ? YIL 10 SAYI 112 25 Haziran 2008
    İsa KAYACAN ŞEMSETTİN KÜZECİ’DEN: IRAK BASIN TARİHİ YIL 11 SAYI 123 25 Mayıs 2009
    İsa KAYACAN ECE KÖYÜNDE AKŞAM, ŞİİRİNİN ÖYKÜSÜ YIL 11 SAYI 132 25 Şubat 2010
    İsa KAYACAN MISRALARIN, SATIRLARIN İÇİNDEN YIL 12 SAYI 135 25 Mayıs 2010

     
     
     
    Fikir Dergisi
    İsa KAYACAN 12 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA ÇANAKKALE  SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN 80. DOĞUM YILINDA PROF. DR. İBRAHİM AGÂH ÇUBUKÇU’NUN ŞİİR DÜNYASI SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN ABDURRAHİM KARAKOÇ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN ADİL ŞİRİN’İN LAÇİN ŞİKESTESİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN AİLE SAADETİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN AMATÖRDEN PROFESYONELE SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN ARTIK SAYI  16 01/01/2010
    İsa KAYACAN AŞIK ALİ ANBARCI’DAN  SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN AYTEKİN AYDIN’IN HİZMET DÜNYASI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN AZERBAYCAN’DAN TOPARLAYARAK SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN AZERBAYCAN’IN “ŞEFEG” DERGİSİ SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN AZERBEYCAN'IN MİLLİ ŞAİRİ AHMET CEVAT  SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN BAYRAĞIM  SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BAYRAM DURBİLMEZ HOCADAN: AŞIK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN BELEDİYE BAŞKANLARIMIZDAN SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN BESTELENEN “BİRİ VAR” ADLI ŞİİRİM SESLENDİRİLDİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BİR ANLATIM ZENGİNLİĞİ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN BİR GARİP ÖZÜR YOLCUSU SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BİR SEMPOZYUMUN ARDINDAN SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BİR ÜMİD HARİBÜLBÜL SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BİRER TUTAM SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BİYOGRAFİ ZENGİNLİĞİNDEN KÜLTÜR ZENGİNLİĞİNE SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BİZ NELER BİLİRİZ YORULDUK SAYI  16 01/01/2010
    İsa KAYACAN BULGARİSTAN’DAN TUNA BOYU DERGİSİ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN BURAK CAN AKDOĞAN’IN KİTAP DÜNYASI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDUR DESTANI YAYINA HAZIR SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDUR ÖZEL İDARESİ’NİN BÜYÜK HİZMET FOTOĞRAFI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDUR TSO’NUN FAALİYETLERİ-HEDEFLERİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’DA 1. ULUSLARARASI MEHMET AKİF SEMPOZYUMU SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN BURDUR’DA KAZANIYORUM-BURDUR’DA HARCIYORUM SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’DAKİ GAZETECİLER YİNE ÜZGÜN SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’DAN MİNİK BİR ŞAİR ADAYI:SEZA TUTKU AZAKLI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’DAN NEZİHA ANANIN ŞİİR DÜNYASI SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’DAN YOLA ÇIKARAK SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’U GAZETECİLER DE KÜÇÜMSEYEMEZ! SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN BURDUR’UN CEVİZ EZMESİNİ TPE TESCİLLEDİ SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN BURDURLU GAZİ, AĞIR TOPÇU KADEMLİOĞLU İSMAİL BAŞÇAVUŞ  SAYI 14 01/11/2009
    İsa KAYACAN CAN EVİME ATEŞ DÜŞTÜ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN ÇAĞDAŞ AZERBAYCAN ŞİİRİ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN DİLİMİZ, ANLATIMLARIMIZ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN DİNLENDİRİLMİŞ ŞİİRLER I  SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN DİNLENDİRİLMİŞ ŞİİRLERII SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN DÖRT KADIN ŞAİRDEN  SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN DR. FARUK FAİK KÖPRÜLÜ’NÜN “CANIM KERKÜK”Ü SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN DR. ŞÜKRÜ TEKİN KAPTAN’I UNUTMAMAK SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN ECE KÖYÜNDE AKŞAM, ŞİİRİNİN ÖYKÜSÜ SAYI  16 01/01/2010
    İsa KAYACAN ERCİYES YÜKSEKLİĞİNDEN SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN ERŞAT HÜRMÜZLÜ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN ESKİMEYEN ŞİİRLER SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN ETKİNLİKLERDE,SANAT MI, SİYASET Mİ? SAYI 2  01-11-2008
    İsa KAYACAN GÜLAYE RAZYEVA’DAN: ATATÜRK’Ü GÖRÜREM SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN HACI FERHAT MİRZA’DAN KELÂMLAR-ÖZDEYİŞLER SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN HANIM AKÇAY’DAN BİR KÖY HİKAYESİ SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN HANIM AKÇAY’IN KALEMİNDEKİLERDEN SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN HAYRETTİN İVGIN’DEN GELENLER  SAYI 7 01/04/2009
    İsa KAYACAN HİKAYELERİYLE TEKE YÖRESİNİN BAŞKENTİ BURDUR TÜRKÜLERİNDEN BİR DEMET ÇEŞİTLEME SAYI 12 01/09/2009
    İsa KAYACAN İKİ ŞAİRİN YAZDIKLARI  SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN İMZA GÜNÜNDEN ŞİİR ŞÖLENİNE SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN İSA KAYACAN'IN BURDUR'U, BURDUR'UN İSA KAYACAN'I İÇİN (Burdur çıkışlı) YAZILANLARDAN SAYI 13 01/10/2009
    İsa KAYACAN İSTATİSTİKİ ANLATIMLA  SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN İSTİKLAL MARŞIMIZIN YAZILDIĞI EV VE ÇEVRESİ GÜZELLEŞTİRİLDİ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN KADİR YAVUZ’UN İKİ KİTABI  SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN KALBİME TALİMAT VERECEĞİM SAYI  16 01/01/2010
    İsa KAYACAN KAZIM POYRAZ’IN ŞİİR DÜNYASI  SAYI 7 01/04/2009
    İsa KAYACAN KİLİS’İN KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN KUKLA VE GÖLGE OYUNU BİRLİĞİNİN HİZMET ÖDÜLLERİ SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN KÜLTÜRÜMÜZ İÇİNDEKİ BURDUR DOĞUMLULARDAN  SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN KÜTÜPHANE; HEM TEFENNİ’DE, HEM ECE’DE OLMALI SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN MAKEDONYA TÜRKLERİNİN SESİ: YENİ BALKAN GAZETESİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN MANSUR EKMEKÇİ’NİN YENİ ŞİİRLERİ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN MEHMED b. SÜLEYMAN (FUZULİ) SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN MISRALARIN, SATIRLARIN İÇİNDEN SAYI 14 01/11/2009
    İsa KAYACAN MUAMMER SUSUZLU’YU SONSUZLUĞA UĞURLADIK SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN MUHARREM DEMİRBAŞ YILIN DEĞİL “YILLARIN BABASI” SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN,  SAYI 14 01/11/2009
    İsa KAYACAN NAZLI’DAN: BİR HAYAT MASALI SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN NAZLI’NIN BUZ PATENİ ŞAMPİYONLUĞU SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN NURDANE UZUN’UN ŞIIR DÜNYASI  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN OSMAN APAYDIN’I UNUTMAMAK SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN OSMAN TEKERCİ ŞİİRDE GİDEREK GÜÇLENİYOR SAYI 7 01/04/2009
    İsa KAYACAN OSMAN TEKERCİ’DEN GELENLER SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN PERVANE’NIN DUALARI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN RAMİZ MEHDİYEV’DEN DEMOKRASİYE GİDEN YOL SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN EŞİNE İMZALADIĞI “MİSKİNLER TEKKESİ” MİRASCISINA VERİLECEK SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN RIZA BULUT DA ARAMIZDAN AYRILDI SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN SEBAHAT HOCANIMIN YAZDIKLARINDAN SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN SEN BENİM SAYI  16 01/01/2010
    İsa KAYACAN SEVGİ YOLU’NUN DÖRT ŞAİRİNDEN SAYI 7 01/04/2009
    İsa KAYACAN SEVİNÇ DOĞANCAN GÜVEN’DEN İSMET İNÖNÜ’YE SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN SINIF ARKADAŞLARI NAZLI İÇİN DİYORLAR Kİ  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN SORUMLULUK SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN ŞAİRLERİMİZ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN ŞAİRLERİN DÜNYASINDAN SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN ŞEHİRLER, ŞEHİRLERİMİZ SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN ŞEMSETTİN KÜZECİ'NİN “IRAK BASIN TARİHİ” KİTAPLAŞTIRILIYOR SAYI 2  01-11-2008
    İsa KAYACAN ŞİİRİMİZİN GELECEĞİ SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN ŞİİRLER... ŞAİRLER SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN TASAVVUF EDEBİYATIMIZIN İLK BÜYÜK ŞAİRİ YUNUS EMRE SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN TEFENNİ NAMIK KEMAL İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRENCİLERİNİN ŞİİRLERİ SAYI 7 01/04/2009
    İsa KAYACAN TÜRK DÜNYASI BAHTİYAR VAHAPZADE’Yİ SEVGİ VE SAYGIYLA UĞURLADI SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN TÜRK OCAĞI” YAZISI YERİNİ ALDI SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN TÜRKÇE YAZ, TÜRKÇE OKU SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN TÜRKÇEMİZ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN TÜRKÇEMİZİN GÜNAHI NE? SAYI 4   01/01/2009
    İsa KAYACAN TÜRKİYE’NİN PERVANESİ: ATATÜRK SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN TÜRKOLOJİ ALİMİ KİLİSLİ MUALLİM RİF’AT BİLGE SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN TÜRKÜ SAVAŞÇISI SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN USTALARA KULAK VERMEK SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN ÜÇ KALEMDEN, ÜÇ AYRI ŞİİR SAYI 14 01/11/2009
    İsa KAYACAN ÜÇ ŞİİRLE ANLATILANLAR  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN ÜLKELER, İNSANLAR, SEVDALAR SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN VAN’DAN ÜMİT KAYAÇELEBİ’NIN ŞİİR DÜNYASI SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN YABANCILARIN SÖYLEDİKLERİNDEN: SAYI 14 01/11/2009
    İsa KAYACAN YANGIN OLUR BİZ YANGINA GİDERİZ SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN YAŞLILIK, TANRININ İNSANLARA ÖDÜLÜ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN YAZILANLAR SAYI 5  01/02/2009
    İsa KAYACAN YAZILANLARIN IÇINDEN  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN YAZILARIMIN YER ALDIĞI GAZETE VE DERGİLERDEN SAYI 15  01/12/2009
    İsa KAYACAN YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN’DEN: DÜNDEN KALAN SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN YENİ BURDUR ŞİİRLERİ (4)  SAYI  10  01/07/2009
    İsa KAYACAN YENİ YENİ YAZILANLARDAN  SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN YENİGÜN VE SES-15’E YENİDEN MERHABA SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN YILIN SÖZLERİNDEN SONRA SAYI 3  01-12-2008
    İsa KAYACAN YOZGAT SAYI 11  01/08/2009
    İsa KAYACAN YUSUF ERKAN’DAN BURDUR GEZİ REHBERİ SAYI 6  01/03/2009
    İsa KAYACAN ZAMANIN İÇİNDEN SAYI 7 01/04/2009
    Prof. Dr. İsa KAYACAN DÜNYASINI DEĞİŞTİREN YÜKSEL BAŞARAN İÇİN İKİ ŞİİR SAYI 9 01/06/2009
    Prof. Dr. İsa KAYACAN MEHMET AKİF ERSOY SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ KİTAPLAŞTIRILDI SAYI 9 01/06/2009
    Prof. Dr. İsa KAYACAN ŞEMSETTİN KÜZECİ’DEN: IRAK BASIN TARİHİ SAYI 9 01/06/2009
    İsa KAYACAN İSTİKLAL MARŞIMIZIN YAZILDIĞI EV VE ÇEVRESİ GÜZELLEŞTİRİLDİ YIL 15 SAYI 173 25 Temmuz 2013
    İsa KAYACAN MEHMET AKİF ERSOY SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ KİTAPLAŞTIRILDI YIL 11 SAYI 126 25 Ağustos 2009
    İsa KAYACAN MUHARREM DEMİRBAŞ YILIN DEĞİL “YILLARIN BABASI” YIL 14 SAYI 162 25 Ağustos 2012
    İsa KAYACAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN, YABANCILARIN SÖYLEDİKLERİNDEN YIL 11 SAYI 129 25 Kasım 2009
    İsa KAYACAN TASAVVUF EDEBİYATIMIZIN İLK BÜYÜK ŞAİRİ YUNUS EMRE YIL 13 SAYI 151 25 Eylül 2011

     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi  

     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Recep CAMCI 
    Recep Camcı ile tanışıklığımız Mahallemizin sakini olarak Cami Kebir Karşısında mahalle komşuluğumuzdur.
             Kütüphanede emekli olmadan önce de kendisi ile Oğlu ile bacanak olmamızla daha da perçinlenmişti.
             Bir gün kütüphanede bulunan odamda telefon çaldı. Bir tanıdığım bana Recep Hoca bir konser hazırlığı yaptılar fakat Kültür Müdürlüğünün Tiyatro Salonunun kömürü olmadığı için konseri yapamadıklarını söyledi. Ben ilgileneceğim olumlu-olumsuz cevabı vereceğimi söyledim.
             İlk önce O günkü Tiyatro Salonu Müdürünü telefonla aradım. Konser kabul edilememesinin sebebini nedir diye sorunca. Kömür olmadığını, kömür bulunursa Dilekçeyi Kültür Müdürlüğüne oradan Valilik olurunu alabiliriz dedi. Ben ne kadar kömür salonu ısıtır diyince 400-500 kilo konser gecesine yeter dedi. Kendisine döneceğimi söyledi.
             Telefonla Çorum Kültür Müdürünü arayarak durumu anlattım. Olurunuz olur ise kömür arayacağım dedim. Müdür de olur dedi.
    Vilayet Kütüphanesinin tasnifini yaptığım zaman bana Elimizden gelebilecek işin düşerse beni arayabilirsin diyen Kültür Müdürlüğü bakan Vali yardımcımızı arayarak Sayın valim böyle böyle diye durumu anlattım. O da olur dedi.
             Saat 15’i geçiyordu. Çorum Merkezin kömür dağıtımı Çorum belediyesinde idi. Bende Çorum Belediye Başkanını arayarak Başkanım durum bu acaba Belediyemiz 500 Kg kömür yollama imkânı olur mu acil cevap verirseniz dilekçeyi elden dolaştırmamız gerek, isterseniz belediyeye de dilekçe verelim dedim. Belediye Başkanı Telefondan ayrılmamamı söyledi. Bekledim. Biraz sonra. Başkan telefonda bana Tamam Mahmut Bey 750 kilo kömür gönderiyorum dedi.
             İlk beni arayan arkadaşa hem0en buraya gelebilir misin diye aradım. Gelirim. Diyince protol için davetiye hazırladı iseniz Tiyatro Müdürü, Kültür Müdürü, Vali ve vali yardımcılarının davetiyelerini ve Çorum Belediye başkanını da unutma dedik.
    Beni arayan arkadaş aracı ile beş dakika içinde geldi. Bana davetiye uzatırken onu sakla lazım olur bana sonra verirsiniz dedim ve kendisine doğru hemen Tiyatro Müdürüne git. Oluru al dilekçeyi haberi var elden al oradan Kültür Müdürüne yine elden alarak vali yardımcısına git dedim.
    O çıkınca Tiyatro müdürünü aradım. Dilekçeyi Havale eder misin dediğimde sağ ol fazlası ile kömür geldi dedi. Beş dakika sonra telefon çaldı. Tiyatro Müdürü havale ettim Kültür Müdürüne bilgi verdim dedim diye bilgi verdi.
    Kültür Müdürü biraz sonra telefon ederek Belediyeden kömürü göndermişler bende dilekçeyi Vali Yardımcımıza havale ettim dedi. Senin davetiyeyi aldım. Dedi. Bende canınız sağ olsun dedim.
    Saat 16,10 Vali Yardımcım beni aradı. Mahmut Bey oluru verdim. Gelen arkadaşa sen davetiyeleri bana ver ben protokole buradan gönderirim diyerek arkadaşı Başkana yolladı. Dedi Teşekkür ettim. . Vali Yardımcımıza Belediye başkanımız sağ olsun istediğimizden fazla kömür yolladı bilginiz olsun dedim.
             Eşimle Recep Camcı Hocamızın konserine gitti. Eşime en arkadan bir yer bulduk. Ben de konseri ayakta izledim. Sahne arkasına giderek Hocam tebrik ederim dedim Recep Hoca da gelerek bir kömür yüzünden konser olmayacaktı dedi teşekkür etti.
    Aradan kısa bir zaman sonra Tatvan’a tayinim çıktı. Çorum’dan Emikli oldum Gürsel Yayınevini açtım. Dergi çıkartacağımın kararını alınca beni ziyarete gelen Abdülkadir Ozulu ve Muzaffer Gündoğar ile derginin ismini yolda yürürken kararlaştırdık o gün Recep Amca ya oturmasına gittik,
    Hoş beşten sonra! Recep Hocaya:
    -Hocam! Çorumlu 2000 ismi ile bir dergi çıkartacağım. Siz de yazı verir misiniz? Diye sordum. Bana:
    - Evet Duydum. Abdülkadir Ozulu ile ortak çıkartacak mısınız? Dedi. Ben şaşırdı.
    -Hayır! Hocan bu nereden çıktı. Bu gün yazıhaneme geldiğinde iş yerini kapatıp beraber yolda derginin adını verdik, Ozulu’ya ve Gündoğar’a ona da yazı verir misiniz dedim. Yanımızda Muzaffir Gündoğar da vardı dedim.  Başını salladı. Bana.
    Ayda bir çıkartırsan bir hafta önce bilgi ver yazımı yolarım dedi. 25 Temmuz 1998 1. sayısında sonra yazılarını yolladılar bende dergilerimde yayımladım.
    Uzun süre gidip geldik, konuştuk. Bir gün telefonumuz çaldı vefat bilgisi geldi.
    Recep Camcı  20 Kasım 2016 Çorum'da vefat etmiştir.

    Recep CAMCI
    1933  yılında Yavruturna Mahallesi Kulaksız Sokak 4 nolu hanede dünyaya  gözlerimi açmışım. Babam Hafız Ahmet Efendi, annem Suade Hanım efendidir.  
    Dünyaya gözlerimi açtığımdan itibaren evimizde kendimi dini ve manevi yaşantı içerisinde buldum. Babaannem Hafız Kafiye Hanımefendi, daha küçük yaşta iken beni eğitimine aldı.  Karşılıklı sevgi, muhabbet ve şefkatle beni eğitti. Yaradılışımda mevcut olan aşk ve tasavvufa karşı temayül gün geçtikçe artıyor, ruhumda ızdırap ve ızdırar sanki beni manevi âlemlerde bir bir arayış içerisinde gezdiriyordu. Babaannem evde devamlı talebelere Kur'an talimi ile meşguldü. Bu Durum, Kur'an-ı Kerim'i okumam hususunda benim için büyük bir fırsat idi. Çok küçük yaşta Kur' an-ı Kerim'i okudum. Sesimin çok güzel ve müsait oluşu, daha çocukken dinleyenleri hayrette bırakıyor, kendi sesime kendimde sanki aşık olmuştum,
    durmak ve  dinmek  bilmeyen  bir heyecan ile hep okumak istiyordum. Yedi yaşımda babam Hafız Ahmet Efendiden hıfza başladım. Hıfsımın yarısını babamdan, diğer yarısını da mahallemiz Kulaksız Camii İmam Hatibi merhum Hafız Bekir Efendiden ikmal ettim.
    Merhum Hafız Yusuf Batumlu Hocaefendi den tecvit "talim" tashihi maruf yani, ağız içinde harflerin çıktığı mahreç ilmini okudum. Daha sonra yine kıraatle alakalı merhum Göreleli Hafız Halil Ayhan Efendiden Kur'an talimi ile alakalı ders aldım ve yine kıraatle alakalı Hafız Bahattin Efendiden aşere okudum.  Bu on kıraat üzerine "Sure-i İbrahim"e kadar Kur'an-ı Kerim'i yazdım. Bu meyan da  merhum babamın, zamanın ileri gelen büyüklerinin ısrarlı teşvikleri ile Çorum Vaizi merhum Hacı Hakkı Adıgüzel Efendiden, merhum Server Ahıskalı ocaefendilerden Arapça ders almaya başladım. Bu din dersleri ilkokula gitmemi engelliyordu. Bu husus bir eksiklik olarak beni rahatsız ediyordu. 1945'te ilkokula başladım. Gittiğim sene öğretmenlerimin yardım teşvikiyle 3. Sınıfı  bitirdim.  Bu öğretmenlerimin çoğu merhum oldular. Çok kabiliyetli  ve yetenekli yaşlı öğretmenler idi. 1948 senesinde Gazipaşa İlkokulundan mezun oldum. Hem ilkokul derslerim, hem Kur'an-ı Kerim ve Arapça dersleri ile birlikte devam etti.
    İlkokuldan sonra orta ve lise kısımlarını devam etmeme rahmetli babam kesinlikle karşı çıktı. Onun bütün arzusu yetenekli bir din adamı olmamı arzu ediyordu. 
    Çorum Müftüsü merhum Mustafa Özel Hoca Efendiden tefsir, Hadis, Fıkıh derslerine devam ettim. Bu derslerle beraber zamanın mutasavvıf gönül ehli zatlarla sohbet derleri devam etti. Büyük faide gördüğüm,benim ruh terbiyem hususunda  büyük  himmet ve gayretleri olan tasavvuf yolunun halka zincirinin son kamilleri ve fevkalade istifade ettiğim,mülakat ve terbiyeleri bıkmadan, usanmadan, zevk, şevk ve aşk içerisinde  uzun  seneler devam etti. Bu zatlardan tasavvufi usul, erkan ve ayin talimleri gördüm. 
    1945 te askerlik görevimi Ankara Etimesgut 2. Zırhlı Tugay Bando Bölüğünde çok rahat ve fevkalade huzur içerisinde yaptım. Bu esnada tedrisat durmadı. Sınıfımın bando olması münasebetiyle yetkili müzisyenlerle beraber olduk. Bu iki sene zarfında gerek Türk, Musikisinde gerek Tasavvuf Musikisinde fevkalade istifadelerim oldu. Tekke Musikisi repertuarım 1300 eserin hemen üstündedir.
    Bunu bir öğünme yönüyle değil de Cenab-ı Hakk'a tahdisi şükran için ifade ediyorum.  1956 - 57 ders yılında Çorum İmam Hatip Okulunda Kur'an-ı Kerim Öğretmeni olarak tayin olundum. Kur'an-ı Kerim'le beraber 1.2.3. sınıfların din dersleri ve akaid derslerini birlikte yürüttüm. Aynı yılın Kasım ayının sekizinde Yurdanur Hanımefendi ile evlendim. 
    Abdülvahhab isminde bir oğlum, Suade-i Hakime isminde bir kızım var. Bunların ikisi birisinden, ikisi birisinden dört torunum var.
    İmam Hatip Okulunda pek çok faaliyetlerim oldu. Çorum'da ilk defa Mehter Takımını kurduk. 1959 da öğretmenlik görevimle beraber Bahçelievler Camii İmam Hatipliğine tayin olundum. 1965 te, Bahçelievler Camisiden Kubbeli Camii İmam Hatipliğine tayin oldum. 
    1965 Haziranında İmam Hatip Okulundaki görevimden ayrıldım. 1967 de Çorum Ulu Camii Baş İmam Hatipliğine tayin olundum. Fasılasız 30 yıl bu görevim devam etti. 1998 Temmuz ayında yaş haddinden emekli oldum. Halen Çorum Belediyesi himayesinde kurduğum Tasavvuf Müziği Topluluğu çalışmalarımız devam etmektedir. 
    Çeşitli illerde ve ilçelerde davet üzerine bu topluluğumuzla konserler verdik. Sıhhatimiz elverdiğince Çorum halkının dini hizmetlerine yardımcı olmaya devam ediyorum. 
    Okuyan, dinleyen kardeşlerimizden dua istiyorum.
    Çcorumlu2000 Dergisi Dergimizde yazıları yayınlanmıştır.
    Recep Camcı  20 Kasım 2016 Çorum'da vefat etmiştir.
     
    ÇORUMLU 2000
    RECEB CAMCININ KAYINVALİDESİ BAŞ SAĞLIĞI  YIL 4  SAYI 39    25 Haziran 2002
    Recep CAMCI 23 NİSAN  YIL 3 SAYI  26    25 Mayıs 2001
    Recep CAMCI AĞUSTOS AYI MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNİN ZAFERLERE DAMGA YIL 4  SAYI 29    25 Ağustos 2001
    Recep CAMCI AİLEDE ÇOCUK EĞİTİMİ  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Recep CAMCI AİLEDE HUZUR  YIL 1 SAYI 3  25 Eylül 1998
    Recep CAMCI ANA VE BABA HAKLARI YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Recep CAMCI BEŞ SUAL,BEŞ CEVAP  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Recep CAMCI BUNALIMLARIMIZIN SEBEBİ İSLAM VE MANEVİ DEĞERLERİMİZDEN YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Recep CAMCI CUMHURİYETİMİZİN 75. YILINI MİLLETÇE KUTLUYORUZ  YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
    Recep CAMCI GELECEĞİMİZİN TEMİNATI ÇOCUKLARIMIZ  YIL 3  SAYI 27    25 Haziran 2001
    Recep CAMCI GÜNEŞ TUTULMASI HAKKINDA BİR MEV'İZA  YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Recep CAMCI HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Recep CAMCI HİCRET  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
    Recep CAMCI İSLAM DİNİ VE TEMİZLİK  YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Recep CAMCI İSLAM'DA KADIN HAKLARI  YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    Recep CAMCI İSLAM'IN İNSAN RUHU VE AHLAKINI YÜCELTMEDEKİ OLUMLU TESİRİ  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Recep CAMCI KENDİLERİNİN AHLAKIMIZ ÜZERİNDEKİ OLUMLU TESİRİ  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Recep CAMCI KUR'AN DAN MÜMİNLERE AHLAK ÖĞÜTLERİ YIL 4  SAYI 30    25 Eylül 2001
    Recep CAMCI KURBAN BAYRAMI HAKKINDA  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Recep CAMCI KUTLU DOĞUM HAFTASI  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    Recep CAMCI MÜMİNLERE İSLAMİ VE KURAN-I ÖĞÜTLER  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Recep CAMCI PEYGAMBER EFENDİMİZİN DÜNYAYA TEŞRİFLERİ MÜNASEBETİYLE  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Recep CAMCI RAMAZAN YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Recep CAMCI SABA İLAHİ - RAST İLAHİ  YIL 1 SAYI 1   25 - Temmuz 1998
    Recep CAMCI ÜÇ AYLAR  YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ahmet Mümtaz İDİL
    1998 de Çorum İl Kültür Müdürlüğüne Çorum’a tayin edildiğinden birkaç gön sonra Kültür Müdürlüğüne her ay bıraktığım dergi götürdüğümde Mümtaz Beye hoş geldin diye uğradım. Kapıyı vurup içeriye girdiğimde beni karşılamak için nerede ise kapısına gelmiş olduğunu gördüm. Gülümseyerek elini uzattı bana:
    - Ben Mümtaz dedi elini sıktım. Bende
    - Mahmut Selim Gürsel Emekli kütüphane Müdür Yardımcısı. Dedim! Buyurun oturun dedi. Masasında gazeteler ile benim dergiler de vardı. Hoş beşten sonra müsaade istedim. Mümtaz Beye;
    - Masanızın üzeride bulunan derginin sahibiyim. Vaktini olursa yazılarınızı dergimde görmek isterim dedim. Bana:
    -Olur. Dedi. Ayrıldım. Çorum’da bulunduğu sırada birisi hayat hikâyesi ile birlikte iki makale verdi. Bende dergimdi yayımladım. 
    Dergime verdiği ilk yazısı için bu toplantıda kendisine:
    -Mümtaz Bey, gelecek sayı için “Hitit Festivali” hakkında bir yazı verebilir misiniz dedim. Olur. Dedi. İki gün sonra Festival Programı ve Mayıs 2000  “BİR FESTİVAL, BİRKAÇ HİTİTLİ VE ÇORUM” başlıklı yazı göndermişti.
    Çorum festivali bünyesinde Gürsel Yayınevinin de ufak bir katkısı olmasını istedim. Kültür Müdürü Sayın M. İdil'e Çocuk Tiyatrosu etkinliğinin olup olmadığını sorduğumda:
    Bir çocuk oyunu olduğunu söyledi. Bende bir çocuk tiyatrosu önerisinde bulununca yüzüme hayretle baktı. Müdür Bey, festival komitesi ile gerekli girişimlerde bulunursanız bende Samsun AYGAZ Çocuk Tiyatrosu'nu isterim dedim. O gün Samsun'u aradım ve olumlu cevap aldım ve ertesi gün tekrar Sayın İdil'in yanına gittim. Çocuk Tiyatrosu istekte bulunmanız takdirde ÜCRETSİZ olarak gelmeyi kabul ettiğini söyledim ve Samsun'un telefonunu verdim.
            Yanımda verdiğim telefondan Samsun’u aradı, konuştular; yatacak ve yiyeceğini karşı lamayı ve hatta karşı taraftan istenmediği halde Samsun'dan grubun otobüs ve dekorların getirilmesi için söz verdi ise de Samsun ağırlanma ve konaklama bizim için yeter dedi. Ben; Dergi için çalışmalar yaptığımdan konu ile ilgilenemedim. Festivale iki hafta kala Belediyeden bir arkadaş ile ayaküstü konuşurken AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosunun davet edilip edilmediğini sorduğumda, yer yokluğundan Sayın Başkanımız gerek yok demiş olduğunu öğrendim. Ertesi gün Kültür Müdürü Sayın İdil'i telefonla aradım, Ankara'da olduğunu söylediler. Birkaç gün sonra makamında görüştüm ve AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosu'nun davet edilmediğini söylediğim zaman. "Hayır öyle bir şey yok. Tiyatro gelecek, gerekirse ben Özel İdare karalı ile gelenleri ağırlarım“ diyerek bizi teselli ederek yolladı. Festival günü geldi geçti. Tabi ki AYGAZ Çocuk tiyatrosu gelmedi. Çorum çocukları, bir tiyatro oyunundan mahrum oldular.
    Çizerimiz Sayın Uğur Pamuk'un Karikatür sergisinin açılışında Kültür Müdürü Sayın İdil'le görüştüm. Tiyatronun gelmediğini sebebini sordum. Bana: Hayır AYGAZ Çocuk Tiyatrosu geldi ve oyununu sergiledi dedi.
    8 Temmuz günü Samsun AYGAZ'A gittiğimde, Tiyatro için teşekkür ettiğim zaman şaşırdılar. ÇORUM'DAN TİYATRO İÇİN ÖN GÖRÜŞME YAPILDIĞINI FAKAT YAZILI TALEPTE BULUNULMADIĞINI SÖYLEDİLER. Samsun'dan dönünce Kültür Müdürlüğüne gittim, Sayın İdil izine ayrılmıştı. Belediye ye giderek festival çalışmalarında bulunan arkadaşa sordum, talepte bulunulmadığını öğrendim.
    Acaba; Sayın İdil nasıl yanıldı veyahut yanıltıldı?
    Ne yazık ki Mümtaz Beyi Sümer altı etmişlerdi.
    Niçin Başkanımız BEDAVA Çocuk Tiyatrosunun gelmesini istemediler?  Bu güne kadar böyle bir sponsorluk acaba Çorum’a yapılmış mıydı?  Bu olay için: Ben; ÇORUMLULAR ADINA AYGAZ' DAN DERGİM ARACILIĞIYLA ÖZÜR DİLİYORUM. Hem de binlerce defa. Benim bir telefonumla Çocuk Tiyatrosunu hiçbir karşılık beklemeden göndeririz diyenden, hem de AYGAZ ailesinden ilimiz adına binlerce kere tekrar tekrar özür diliyorum.
    ÇORUMLU 2000 DERGİSİ 10. SAYI YAZIMA HİÇ BİR TEZKİP VEYA ARAYAN OLMADI!
    Açılışlarda birkaç kere görüştük. Sonra Televizyonda vefat ettiğini gördüm.
     
     
     
    Mümtaz İDİL
    1952 Adana Pozantı doğumlu. İlk, orta ve liseyi Zonguldak'ta tamamladı. 1974-1975 öğrenim döneminde DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Daha sonra o yıllarda adı Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi olan, şimdiki Gazi Üniversitesinde İşletme Masterı yaptı. 1974-1975 arası Ruslarla çalışan Okutsan Firmasında Rusça çevirmenliğine, daha sonra TCDD'de memurluğa başladı.
    1979 yılında askerlik görevinin ardından yine TCDD'ye döndü. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel sanatlar bölümünde master öğrencisi olarak bulundu. İdil;1986 yılında memuriyetten istifa ederek ANKA Ajansında Dış Politika Muhabiri olarak gazeteciliğe başladı. Sonra sırasıyla Sabah Dergiler Grubunda İstihbarat Şefliği, Siyah Beyaz Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Günaydın ve Akşam gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1992 Hakları ve Sinema Genel Müdür Yardımcılığı, Genel Müdür Vekilliği, Bakan Müşavirliği ve Basın Müşavirliği yaptı. Refah yol dönemine aldığı ceza üzerine istifa etti. Bu süre içerisinde redaktörlük ve gazetecilik mesleğini sürdürdü.
    Daha sonra yeniden Kültür Bakanlığı Basın Müşavirliğine döndü. 6 Şubat 1998 de Çorum İl Kültür Müdürlüğüne atanmasına rağmen, fiili olarak Bakanlıktaki görevini sürdürdü. 1 Mart 1999 dan beri Çorum'da Kültür Müdürü olarak görevini yaptı.
    Mümtaz İdil bir süredir kanser ve KOAH tedavisi görüyordu.
    65 yaşındaki gazeteci 16 Mayıs 2017 tedavi gördüğü Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşamını yitirdi.
     
     
    Mümtaz İdil'in yayınlanmış kitapları şunlardır: 
    Gerçeklik ve Roman (Akademi Kitapevi,inceleme. Birincilik ödülü),Sovyet Romanı,Sevgi Soysal (Bir sevginin Öyküsü),Alekhin-Tal (Satranç) 
    Çevirileri: Dostoyevski'den:Budala. Stefan Zweig'den: Meçhul Bir Kadına Mektup. 
    15 Mayıs 2017 tarihinde Ankara Gülhane Hastanesinde vefat etti.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info çalışmaları yayınlanmıştır.
     
    1 Mart 1999 dan beri Çorum'da Kültür Müdürü olarak görevini yaptı. 2002
    15 Mayıs 2017 gece kaldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kanser ve KOAH hastası olan Ahmet Mümtaz İdil, bir süredir Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görüyordu.
     
    ÇORUMLU 2000
    Mümtaz İDİL BİR FESTİVAL, BİRKAÇ HİTİTLİ VE ÇORUM YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Mümtaz İDİL İKİ YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEDİ YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    Mümtaz İDİL HAYAT HİKÂYESİ YIL 4 SAYI 36  25 Mart 2002
     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ahmet SERİN
             Ahmet Bey ile emekli olmadan önce ki senelere dayanır. 1998 Eylül başında bir gün Ölçek iş merkezinde bulunan yayınevimin bürosuna hayırlı olsun için geldi. Hoş beşten sonra El yazısı ile yazılmış bir şiirini verdi. Ben de diğer yazar arkadaşlara yaptığım gibi bir kâğıt uzatarak:
    -Hocam; çalışmaların yayımlanması için müsaade ediyorum diyip adınızı soyadınızı yazıp imzalayın dedim.
             Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Ve Edebiyat dergimin 3. sayısında 2 sayfa 2 sütün oldu yayımladım. Yazısını çözmek için epey uğraştım. Hayat Hikâyesinde bilgisayarı olduğunu yazıcısının bulunduğunu öğrendim. Ertesi ay uğradı. Dergi takdim ettim. Baktı. İnceledi. Bir tomar kâğıt uzatarak bunlar da diğer sayılarda yayımlarsınız dedi. Bektim uzun şiirler.
             -Hocam dergimize şiir veren arkadaşlar çok. Şiirlerini sıra ile yayımlıyorum. Sıraya aktarırım. Dedim. Rengi ve konuşması değişti olur dedi. 4. sayıda yine şiirini yayımladım. Yine geldi Hoş beşten sonra dergi verdim.
             1998 Ekim ayı Çorumlu 2000 Aylık Tarih Coğrafya Ve Edebiyat Dergim de Çorum Liseler arası yarışma açtım. Yarışmayı açmadan Ahmet Hocaya:
             - Hocam böyle bir yarışma hazırladım. Siz de kompozisyon yazılarını okuyup değerlendirebilir misiniz dedim.
             - Olur! Hay hay. Ne ödül vereceksin Mahmut Bey Diyince.
             - Ben Yayınladığım kitaplardan ve hemşerilerimizin katkı verirse onları da vereceğim dedim. Bana:
             - Kaç ödül verirseniz bende birer takım şiirlerimden ücretsiz veririm. Dedi teşekkür ettim. Yarışma kâğıtlarını okudu değerlendirdi. Kitaplarından ücretsiz verdi.
             Bir gün büroya geldi. Bir şeylere bozulmuş olduğu yüzünden belli oluyordu. Buyur ettim. Elindeki kâğıdı uzattı.             01 10 2000 tarihli Bana verdiği takvim kâğıdı büyüklüğündeki yazıları okudum ve kâğıtta benim dergilerde imla hatalarını yazış. Hataları tenkit etmiş bunun hakkında yazı karalamıştı. Kendisine:
    - Hocam olabilir. Bana bu kağıdı okumam için mi dergide yayımlamam için mi verdiniz dedim. Ahmet Hoca:
    -Yayımlaman için veriyorum dedi. Bende:
             -Olur! Hocam ilk baskı dergimde yayımlar ve kendimi de savururum dedim. Dergi çıkınca dergiyi bizzat kendisinin evine götürdüm.
             Birkaç ay sonra bir Kütüphane Haftasında Karşılaştık. Daha sonra da 16 Temmuz 2017 tarihinde vefat etmiştir
     
     
    Ahmet SERİN
    1932 yılında Çorum M. Çıkrık Köyünde doğdum. Aynı köyde yatılı bölge okuluna kayıtım problemli oldu. 2. Cihan Harbinin sonuna doğru buhranlı yıllardı. Ülke de kuraklık, kıtlık vardı. Babam : "Bir evden bir kişi yeter. Ağabeyin okula gidiyor "diyerek beni okula göndermedi. 1944 yılın da okul açıldıktan kırk gün sonra jandarmalar 2,5 liralık devamsızlık cezasız aldılar. On bir yaşında birinci sınıfa kayıt oldum. 1949 yılında ilkokulu bitirdim. Kırk beş kişi içerisinde sınavları birinci olarak kazanmıştım. Çıkrıktan yedi kişi sınavları kazanmıştı. Velilerimiz bir araya geldi. Biri birlerini ikna ederek birbirlerine kefil olmaya karar vererek anlaştılar. Yüklem senetleri de böylece yapıldı.
    Öğretmen okulunda güçlük çekmedim. İlk öğretmen Okulunu 1955 te bitirdim. İlk tayinim Çanakkale'ye yapıldı. Mesleğimin otuz ikinci yılında A. Açık Ö.F. Fakültesini bitirdim. Otuz Dördüncü yılında emekliye ayrıldım İlkokulda meslek dalı hakkında hiçbir hayalimiz yoktu. Bizden öncekiler Ladik İlk öğretmen Okuluna gittiler, biz de aynı yeri düşledik.
    Öğretmenlikten başka işlerde çalıştım. Yaz tatillerinde bağ, bahçe işlerinde çalıştım. Su motoru çalıştırdım. Kendi inşaatlarımızda çalıştım. Çıkrıktaki evimizi üç defa temelinden yıkarak yeniledim. Ahşap yapı çabuk yıprandığından son defa yığma yaptım.
    Çorum'da da üç katlı binamız bulunuyor. Bu binaların en az % otuz işini kendi elimle yaptım.
    Eğitim günlüğü adıyla bir kitap hacminde notlarım var. İsim belirtmeden yayımlamak istiyorum. İnşallah yayınlamak nasip olur.
    Yazı yazmaya beni teşvik eden olmadı. İlkokul da hazırlama merakım vardı. Elden düşme eski kitaplar buluyorduk. Bunlardan özet çeker kitapçıklar haline getirirdik. Öğretmen Okulunda özetlere devam ettim. Günlük tutmaya Başladım.
    Yayınlanmış dört kitabım var.1- Çıkrıktan Esintiler " şiirlerle   köy incelemesi 2- Bozkırdan Yankılar " memleket  şiirleri"  3-Yurdum Doğam "Yurt ve Doğa şiirleri" 4- Çorum Ederleri " Şiirlerle tanıtılan 20 evliya "Şiir dalında yayınlanan dört kitabımdan  başka bilgisayardan çıkmış, yayınlanmaya hazır altı kitabım şunlar:  1- Kutsal  Ziyaret 2-Peygamberler Mücadele ve Mucizeleri 3-İçten Dıştan 4-  Zaferler Dizisi 5- Köy ve Göç 6- Tarihi Köy Çıkrık. Bunlardan ilk beşi: şiir altıncısı şiir ve nesir karışık. Ayrıca 2 roman, hikaye,1 piyes,1 köy incelemesi, 2 anı ve altısı şiir olmak üzere on iki eserim bilgisayara geçmek üzere hazır beklemektedir.
    Yayınevimizin yayımladığı dergilerimizde ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır!
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat  Dergimizde, Aylık Şiir Antolojisi Dergisi'nde  çalışmaları yayınlanmıştır.
    Yazarımız  16 Temmuz 2017 tarihinde vefat etmiştir:

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

     Hasan Latif SARIYÜCE
    2004 Mayıs başında büroma pastacı bir paket teslim etti. Aldım içinden 8 kitap ve bir mektup çıktı.
    Mektupta kim olduğunu yazmış isterseniz kitaplardan alıntılar veya şiirler alabilirsiniz demekte idi. Birkaç gün fırsat buldukça kitapları inceledim. Bir cumartesi öğlenden sonra telefonum çaldı açtım. Telefondaki şahıs:
    -Ben; Mahmut Selim Gürsel Beyli görüşmek istiyorum. Dedi. Bende:
    -Buyurun benim. Dedim! Bana.
    -Size bir koli göndermiştim aldınız mı? Dedi. Bende:
    - Evet! Aldım vaktim oldukça inceliyorum. Dedim ve ekledim. Hayat hikâyenizi ile bir vesikalık fotoğraf gönderebilir misiniz dedim!
    -Evet. Şimdi ptt ile gönderirim! Dedi. Üç gün sonra posta ile gelen fotoğraf ile Sarı Çiğdem Şiir Defterin de şiirlerini yayımladım.
    Dergilerimizin ikisi de sanal olduğu için kendisine mesaj ile bilgi verdim.
    Çorumlular ve Çoruma Hizmet Edenler Çalışmamdan ÜCRETİ MUKABİLİNDE TEK İSTEMTE bulunan yazarımızdı. Bende ücretsiz olarak talebini karşılamıştım.
    1 Ekim 2018 tarihinde vefat etmiştir. İnternetten vefat ettiğini öğrendim!
     
    Hasan Latif SARIYÜCE
    1929 yılında Sungurlu’ya bağlı Evci köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Ortaöğretimi Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde, yüksek öğretimi de Gazi Eğitim Enstitüsünde tamamladı. Ayrıca Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde kamu yönetimi uzmanlığı eğitimi gördü. Hacıbektaş, Sorgun ortaokullarında, Kırklareli, Ankara Balgat liselerinde, Bahçelievler Kız Meslek lisesinde Türkçe-edebiyat dersleri öğretmenliği ve okul yöneticiliği yaptı. 1965 seçimlerinde Çorum’dan milletvekili seçildi. Dönem sonu tekrar Ankara’da öğretmenlik görevini sürdürdü. 1979 yılında kendi isteğiyle emekli oldu.
    Daha öğrenci iken şiir yazmaya başladı. Sonraları çocuk edebiyatında yoğunlaştı. Anadolu halk kaynaklarına dayalı bir çocuk edebiyatı yaratılması görüşünü savundu. Derlediği çok sayıdaki halk masalını yeniden kurgulayıp, yeni yeni motifler ekleyerek geleneksel masal dilimize uygun şiirli bir dille yazdı. Anadolu Masalları (2 cilt) isimli kitabı T. İş Bankası 1991 yılı Edebiyat Büyük Ödülü’ne lâyık görüldü. Ödül hükümet başkanının katıldığı devlet töreniyle kendisine verildi. Yazar çok sayıda başka ödüller de kazandı. Şimdiye kadar yayınladığı şiir, masal, fables, roman, öykü türünde yüz kitabı yayınlandı. Ayrıca yirmi kadar da ders ve kaynak kitapları basıldı.
    Yaşayan yazarlar arasında en çok yazan ve hâla bu işi sessizce sürdüren SARIYÜCE  Evli, üç çocuk babasıdır,
    Yazarımız 1 Ekim 2018 tarihinde vefat etmiştir.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde çalışmaları yayınlanmıştır.
     
    ÇORUMLU 2000 Dergisi
    89Hasan Latif SARIYÜCE BATI TIRAKYA’YA DOĞRU 20 Mayıs 2003
    90Hasan Lâtif  SARIYÜCE BATI TRAKYA’YA DOĞRU GÜMÜLCİNE’DE
    91  Hasan Latif SARIYÜCE BATI TIRAKYA’YA DOĞRU 20 Mayıs 2003
    91 Hasan Latif SARIYÜCE MENEKŞELER
    92 Hasan Lâtif  SARIYÜCE BATI TRAKYA’YA DOĞRU GÜMÜLCİNE’DE
    93 Hasan Lâtif SARIYÜCE ATATÜRK’ÜN EVİNDE
    94 Hasan Lâtif SARIYÜCE TEKRAR GÜMÜLCİNE’DE1
    95 Hasan Lâtif SARIYÜCE TEKRAR GÜMÜLCİNE’DE2
    96 Hasan Lâtif SARIYÜCE TEKRAR GÜMÜLCİNE’DE2
    97Hasan Lâtif SARIYÜCE TEKRAR GÜMÜLCİNE’DE4
    98Hasan Lâtif SARIYÜCE TEKRAR GÜMÜLCİNE’DE5
    99Hasan Latif SARIYÜCE MAKEDONYA TOPRAKLARINDA
    100Hasan Lâtif SARIYÜCE HÜRRİYET KAHRAMANININ MEMLEKETİNDE
    101Hasan Latif SARIYÜCE OHRİ’DE
    102Hasan Latif SARIYÜCE STRUGA’DA POLİS YOLUMUZU KESTİ
    103Hasan Latif SARIYÜCE ELBASAN’DA ELBASAN TAVA YİYEMEDİK
    104Hasan Latif SARIYÜCE TİRAN YOLLARINDA
    105Hasan Latif SARIYÜCE DENİZ KENTİ DURRES’TE
    218Hasan Lâtif SARIYÜCE ÇORUM
    221Hasan Lâtif SARIYÜCE ANADOLU
    224Hasan Lâtif SARIYÜCE ŞİİR
    225Hasan Lâtif SARIYÜCE DERECİK
    239Hasan Latif SARIYÜCE BİR DAMLA YAĞMUR
    240Hasan Latif SARIYÜCE AİLEMİZ
     
    Sarıçiğdem
    Hasan Latif SARIYÜCE AİLEMİZ Sayı 036 14 Şubat 2005 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE ANADOLU Sayı 030 14 Ağustos2004 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE BİR DAMLA YAĞMUR Sayı 033 14 Kasım 2004 Yıl 3
    Hasan Lâtif SARIYÜCE ÇORUM Sayı 027 14 Mayıs 2004 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE DERECİK Sayı 031 14 Eylül 2004 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE KİMSESİZ ADAM Sayı 032 14 Ekim 2004 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE MENEKŞELER Sayı 029 14 Temmuz 2004 Yıl 3
    Hasan Latif SARIYÜCE ŞİİR Sayı 028 14 Haziran 2004 Yıl 3
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi 

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Erdal ERALP
             Erdal Ağabey ile aynı sokakta oturuyorduk. Selamlaşır ayaküstü konuşmalarımız olurdu. Bir gün bana:
    - Emekli oldun. Çorum 1997 den sonra Çorum’da Yatan Meşhur Yatırları bastın devamı var mı? Neler yapıyorsun Müdür Bey! Dedi. Kendisi benden büyük olduğu için ağabey derdim.
    - Ağabey Çorum’da olmayan bir iş yapmayı düşünüyorum. Evde çalışmalara devam ediyorum. Diyince.
    - Müdür ne yapacaksın? De bakalım! Dedi.
    - Ağabey Çorum’da Yayınevi Açacağım Kültür Bakanlığına müracaat ettim. Büro yeri arıyorum! Dedim! Bana.
    - Sen yaparsın dedi!
    Yayınevini açtım. Çorumlu Dergisini çıkarttım. Tanıtım için bürosuna 1. ci sayıyı verdim. Konuşma sırasında ben:
    - Ağabey çok meşgulsün. Yazı verebilir misin diye birkaç kere geldim duruşmalarda olduğun için görüşemedik. Vakit bulabilirsen Hitit ile yazı verebilir misin dedim
    - Olur Müdür. Fırsat bulabilirsen yazıyım! Dedi.
    4. Sayıda sekreterine yazı veriş yayımlamamı istemiş. Bende yayımladım. Daha sonrada yazılar verdi bende yayımladım.
    Erdal Ağabey uzun bir süredir evinden çıkamıyordu. 03 Ocak 2019 Tarihinde Çorum’da vefat ettiğini arkadaşlardan duydum.
     

    Av. Erdal ERALP
    Bir 30 Ağustos günü doğmuşum. Yılını kesin bilmiyorum.  Nüfusa kayıt tarihim Mart 1932, yani Mart 1932'de varım. Bu tarihe en yakın 30 Ağustos 1931 işte asıl doğum tarihim bu oluyor. Babam  Atıf Eralp ve Annem Kadriye Eralp'ler Atatürk'ün devrimci öğretmenleriydiler.  
    Annem; çarı, peçeyi atıp öğretmen olduğu şimdiki Zafer Okulunun yerindeki Numine-i Nezhat Okuluna Cumhuriyet öğretmeni kılığıyla giden ilk bayan öğretmen olmakla öğündüğünü hep söylerdi.
    Babam Hatay'ın Vatana katılışı sırasında Hatay'da Nahiye Müdürlüğü ve Kaymakam Vekillikleri yaptı.
    Dedem Ahmet Safi Eralp (Darül Fünün) Üniversite mezunu bir öğretmendi.
    Ben ilkokulu Tanyeri İlkokulunda okudum. Ortaokula Çorum'da başladım, ortaokul ikinci sınıfı ve son sınıfı İskenderun'da okudum ve 1946 da Çorum Ortaokulundan ve 1949 Haziranında da Çorum Lisesinden mezun oldu. 1949 yılı Kasımın da İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesinde öğrenci idim.
    Öğrencilik yıllarında; bir kültür ocağı olan İstanbul'u çok sevdim. Giderek sporcu kimliğim öne çıktı. Darüşşafaka’lı voleybolcu olarak Önce Federasyon kupası şampiyonlukları ve uzun bir süre Türkiye ikinciliği ve sonrası Türkiye şampiyonluğunu yaşadım. 
    Yurt dışında uluslar arası turnuvalara katıldım.
    40 yılı aşkın bir süredir Çorum'da Avukatım.
    Çorum'a gelince; öğrencilik yıllarımdan beri tutkun olduğum Anadolu uygarlıklarının içinde buldum kendimi. Bir ara siyaset dünyasına karışmak zorunda kaldım.
    CHP Gençlik Teşkilatı olarak başladım, 1960'tan sonra İl Başkanı oldum. Hiç aday olmadım. 1968 den sonra yavaş, yavaş faal siyasetten uzaklaştım ve siyaseti hiç sevmedim.
    Kültür ve sanat yayınlarını hep takip ettim Yirmi yıldan fazla bir süredir Arkeoloji ve Hititoloji dünyası içinde buldum kendimi. Sınıf arkadaşım ve sıra arkadaşım Dr. Turhan Kılıççıoğlu'nun büyük sevgi ve desteğiyle Çorum'u, başkentini ve birçok önemli kentlerini yüreğinde barındıran Çorum'u dünyanın kenti haline getirip tüm dünyaya tanıtmak için Belediye Başkanları, Valiler, Çorum Kültür Müdürlüğü ve Müze Müdürlüğündeki arkadaşlarımızın üstün gayretleri sürmektedir.
    Geceleri saat 03'ten sonra uyku uyumam. Bu saatlerde okuyacak ve araştıracak zamanı bulabiliyorum. Bu saatlerde kendimi cennette hissediyor gibiyim.
    Hemen her sabah gün doğmadan stadyuma giderim. Önceleri çoğu kez yalnız olurdum, Turhan Kılıçcıoğlu çoğu kez katılırdı. Koşmayı hiç bırakmadık.  Son 7-8 yıldan beri yürümek ve koşmak için gelenleri neredeyse stadyum almıyor. Gençler, yaşlılar her gün oradalar. Burada oluşan gruplar arasındaki sohbetlere doyum olmuyor. Sonra bir duş ve çorba, büromdayım. Geçinebilmek için çalışmak zorundayım.
    Bu arada; Çorum'da Atatürkçü Düşünce Derneğini kurmak da bana nasip oldu. Birlikte çalışacağım arkadaşlarımın çalışma gücüne hayran oldum. Belli bir takvime uyarak, yayınlar, konferanslarla aydınlık yarınlar için bir ateş yakmaya çalıştım.
    Eşim bütün bu çabalarımda hep yanımda oldu. Büyük kazanımların ardına düşmedik, her zaman geçinebileceğimiz kadar imkânımız oldu. Çıkarsız, mutluluğu birlikte aradık. Bir kültür dünyası için mutluluk bizim için yeterli oldu.
    İyi eğitim almış, uygar, laik, saygılı ve yüreği sevgilere ulaşmış Türk Ulusu, yani; Atatürk'ün Türkiye'sini özlüyorum.
    Yazarımız uzun bir süredir evinden çıkamıyordu. 3 Ocak 2019 Tarihinde vefat etmiş olup Çorum Ulumezar'a defn olunmuştur.
    Mahalli basında yayınlanmakta ve Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde yayınlanmıştı.
     
     
    ÇORUMLU 2000
    Erdal ERALP 10 KASIM  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Erdal ERALP HİTİT HATTİ UYGARLIKLARI VE GÜNEŞ
    KURSLARI  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998Erdal ERALP HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Erdal ERALP HİTİT YASALARI  YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    Erdal ERALP HİTİT YASALARI  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Erdal ERALP HİTİT YASALARI  YIL 1 SAYI 8   25 Mayıs 1999
    Erdal ERALP HİTİT YASALARI  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Rıza KOCAK

     
             Rıza Koçak ile tanışmamız Kütüphaneden emekli olmadan önceki zamana dayanır. Emekli olduktan sönra da ÇORUM 1997 çalışmamı tebrik etmek için evimize kadar gelmişti. Zaman içerisinde görüşmemizde kopukluk oldu.
    Daha sonra Çorumlu 2000 Dergisi ve Sarı Çiğdem şiir defteri için yaptığımız toplantıda bir araya geldik. Toplantıda konuşma arasında bana birkaç şiirini verdi. Bende yayımladım.

    Rıza KOÇAK
    Hayatı boyunca acı, tatlı günleri şöyle dile getirdim. Ben Halk Ozanı Rıza KOÇAK 1926 Yılında Çorum'a Çorum Merkeze bağlı Çay Hatap Köyünde dünyaya gelmişim.
    Fakir bir ailede yetiştim. Çiftçilik ve çobanlıkla geçimimi sağladım. İlk Okulu Köyümde ve Sarimbey Köyünde bitirdim. Ben okuma meraklısı idim ama babam müsaade etmedi. Tahsilime devam edemedim. Küçük yaşta Arapça okudum. Yaşım evlenme çağına geldi evlendim. Asker oldum dört yıl Vatani Görevimi yaptım.
    Evlilik hayatım ilk hanımla geçinemedim ayrıldım. Sonra ikinci evliliğimi yaptım. 1947'den 2004 yılına kadar iyi hayat yaşadım. 2004 yılında eşimi kaybettim.
    Ben okuma, yazma meraklısı olduğum için şiir yazmaya başladım. Binin üzerinde şiirim var. Şiirlerim Yurtiçi ve Yurtdışında beğeni topladı. Gazete ve dergilerde yayımlanmaktadır. Maddi imkânım olmadığı için şiirlerimi kitaplaştıramadım. Şiirlerimde "Dertli Ozan" adı altında iki defterde topladım. 
    Seksen beşi geçti yaşım
    Ne belalı benim başım
    Şu deftere bak kardeşim
    Daha çilem dolmadı mı?
    Yayınevimizin sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Yazarımız 12 Şubat 2019 tarihinde vefat etmiştir.
                       
     
    Sarıçiğdem
    Rıza KOÇAK ACI DÜNYA Sayı 023 14 Ocak 2004 Yıl 2
    Rıza KOÇAK AYRILIK DERDİ Sayı 139 14 Eylül 2013 Yıl 12
    Rıza KOÇAK DEVİR DÖNDÜ Sayı 020 14 Ekim 2003 Yıl 2
    Rıza KOÇAK GEÇİMSİZ KARI KOCA Sayı 095 14 Ocak 2010 Yıl 8
    Rıza KOÇAK HAYIRLI EVLATA SÖZÜM Sayı 040 14 Haziran 2005 Yıl 4
    Rıza KOÇAK KAYIP OLDU NAZLI YARİM Sayı 148 14 Haziran 2014 Yıl 13
    Rıza KOÇAK TERÖR OLAYI Sayı 135 14 Mayıs 2013 Yıl 1
    Rıza KOÇAK YOLDAN GEÇEN SERSERİ Sayı 147 14 Mayıs 2014  Yıl 13
     
    Fikir Dergisi
    Rıza KOÇAK KAYIP OLDU NAZLI YARİM SAYI 2  01-11-2008
    Rıza KOÇAK TERÖR OLAYI SAYI 1  01-10-2008
    Rıza KOÇAK YOLA GİDEN BİR SERSERİ SAYI 1  01-10-2008
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Hacı CELEBCİ
    Hacı ile tanışmamız dergi tanıtımı ve dağıtımı için gittiğim emlak bürosunda oldu.
             Dergiyi takdim ettiğimde dergiyi sayfa sayfa inceledi ve Çorum’da bu işi de yapabilecek birisi çok şükür çıktı dedi.
             Kendisinin Öğretmen Emeklisi olduğunu ve Çorum mahalli gazetelerinde yazı yazdığını söyledi. Bana:
    - O gazeteye de bir dergi bırakabilir misiniz? Dedi. Bende:
    - Olur! Hocam dedim. Dergime abone olduğunu dergi yayınlandıkça bırakmamı istedi. Bende:
    - Dergime yazılarınızı beklerim dedim.
    - Hay Hay! Memnuniyetle! Diyince bende:
    - Gelecek sayı için aybaşına kadar hayat hikâyenizi dergide yayımlanması için de imzalı bir yazı ile çalışmanızı verirseniz yayımlarım! Dedim.
    13. Sayıdan sonra yazarımız oldu. Dergimiz için köşesinde yazı ve Çorum’a dergimiz hakkında yazı yazdı
    Her sayıyı kendim götürdüm. Konuşur ve ertesi sayının yazılarını alırdım. Hayat hikâyesinde Çorumlu 2000 Dergisi hakkında ki görüşünü belirtmişti.
    En son Emlak bürosuna uğradığımda büro boşaltılmış olduğunu gördüm. Yan komşusuna sorduğumda Hoca Çorum’dan gitti. Dediler bir daha görüşemedim.
    Vefat ettiğini internetten öğrendim ve çok üzüldüm.  
     
     
    Hacı CELEBCİ
    Çorum'un 35 kilometre güneydoğusunda yer alan ve şimdi Çorum merkeze bağlı olan “Ahmetoğlan Köy”nde 23 Mayıs 1951 tarihinde Perşembe günü saat 11.00 sularında gözlerimi dünyaya açmışım.
    Şanslılığım şu ki; köyümüze ilkokul 1939 yılında açılmış. İlk zamanlar üç yıllık bir öğretim-eğitim uygulanmış, daha sonraları beş yıllık uygulamaya geçilmiş. 1958 yılı ilkokula giriş,1963 yılı da ilkokulu bitiriş yılımdır. İlkokulda enikonu çalışkan bir öğrenciydim. Ailemdeki okumaya, eğitime dönük olumlu bakış ve caba beni de okumaya yönlendirdi.
    Ortaokulu Çorum'da, ilk yılı Atatürk Lisesinde olmak üzere 1965,daha sonra yeni açılan Eti Ortaokulunda tamamladım. Okul Müdürümüz Rahmetli Seydi HANÇER'le Tıkı Necmi ile Takoz Zehra ile,yine Rahmetli Ferit KÜRKÇÜ ile Fehmi HANGÜN'le müzikçi Hasan SAĞLAM'la ilgili çok renkli anılarımız var belleklerde kalan. Çorum İlköğretmen Okulunda 1968-1969 öğretim yılında bizim devre ile başladı eğitim, öğretime. Müdürümüz Rahmetli Tayyar KERMAN dı.
    1970-1971 öğrenim yılında Haziran dönemi mezun oldum. Ver elini Konya Kayadibi köyü. Orada üç yıl su gibi aktı geçti. Peşinden Çorum İskilip Çavuşoğlu köyü. 1975'li yıllar. Köyde katır,at sırtında incecik patikaların her kıvrımını,her mavi taşın yerini iyice denilen bölgede İğdeli-Dereköy köylerinde de çalıştım. Mesleğimin yirmi ikinci yılına değin. Bir kez olsun Milli Eğitim Müdürlüğüne   gelip  de tavassut  yollu özel bir istekte bulunmadım. Çorum merkez Hürriyet İlkokulundan 1996 Ekim ayında emekliliği istedim. Öğretmenliğime ara vermedim. Hep öğretmen kalmaya, öyle davranmaya özen gösterdim.
    Özel bir inşaat işinin yanı sıra; Dost Haber, Çorum Gündem, Merhaba gazetelerinde köşe yazısı yazmaya çalıştım. Çorumlu 2000 Dergisi de benim evim.
    Çorumlu 2000'nin tüm okurlarına sağlıklı gelecekler diliyorum. Bu dergi yaşatılabilsin istiyorum.
    Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info çalışmaları yayınlanmıştır.
    Yazarımız; 2019 Şubat ayında İzmir'de vefat etmiştir.
     
    ÇORUMLU2000
    Hacı CEBEBCİ BAYRAK  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Hacı CELEBCİ 77 YAŞINDAKİ GENÇ  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Hacı CELEBCİ ARKADAŞLIK YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Hacı CELEBCİ AYDIN OLMAK HER ZAMAN ZORDUR  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    Hacı CELEBCİ DİL(İMİZ) DİLİM DİLİM  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Hacı CELEBCİ EL YAZMASI KİTAPLAR  YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000
    Hacı CELEBCİ FUAR VE FESTİVALLER YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Hacı CELEBCİ HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Hacı CELEBCİ HERKES ZENGİN OLSAYDI  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Hacı CELEBCİ HIDIRELLEZ  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Hacı CELEBCİ HOROFİRA YIL 4 SAYI 37   25 Nisan 2002
    Hacı CELEBCİ NEVRUZ  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Hacı CELEBCİ ÖMER HAYYAM  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Hacı CELEBCİ TURİZM DE TURİZM  YIL 3 SAYI  26    25 Mayıs 2001
    Hacı CELEBCİNİN OĞLU EVLENME TEBRİĞİ  YIL 5  SAYI 41    25 Ağustos 2002
    Hacı CELEPÇİ AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
    Haci  CELEBCİ 19 MAYIS 1919  YIL 4 SAYI 38    25 Mayıs 2002
     
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Mustafa Nevruz SINACI
             2008 tarihinde internetten Sanal “FİKİR” Dergisi çıkartacağımı birkaç kere yazdım. İlk dergiye yazı verebileceğini bildiren Mustafa Beydi.
             Kendisinden yazılarının yayımlanması için müsaade veren bir mektup ve hayat hikâyesini talep ettim. Birkaç gün içerisinde posta ile fotoğraf ve hayat hikâyesi ile müsaade geldi. Bende teşekkür ettim.
             O sıralar bir gazete ve Çorumlu 2000 dergisi için açılan yüklü bir tazminat davası için uğraşıyordum. Kendisinin de bu dava hakkında bilgisi vardı. Bu davanın bir önceki duruşmasından mahkemeden çıkarken telefon ile beni aradı. Açtım.
             - Nasılsınız? Dedim.
             - İyiyim. Dava nasıl geçti dedi. Bende:
             - Hâkim davanın Avukatının Çorum İl Parti Başkanı olduğu için oyalama taktiğinde bulunduğunu söyledim, Bana:
             - Öyle olur. Hâkim ne yapsın dedi ve davanın açılmasındaki tarihi sordu tamam dedi ve ben sana e-posta ile gelecek celse benim yazacağımı aynen yap dedi.
             Büroma gidince elektronik postama baktın Mustafa Bey bir e-posta göndermişti. Açtım!
             Bana hitaben bir sonraki celsede ne yapmam gerektiğini yazmıştı. Gideceğim celse tarihi ile bir yılı iki gün geçtiğini yazmıştı. Mahkemede söz isteyip özel bir bilgi söyleyeceğimi söylememi yazmıştı. Hâkimin bunu kabul etmeyerek açıktan söyle diyeceğini, sen tekrar yanınıza gelebilir miyim dememi yazmıştı. Israr etmemi bu bilgiyi sadece kâtip ve kendisine söyleyeceğimi ve kayda geçmemesini talep et. Diye yazmıştı.
             Mahkeme celsesinde aynen dediğini yaptım. Karşı dava Avukatları itiraz ettiler. Ben ısrar ettim. Hâkim kızarak gel bakalım ne diyeceksin diye yanına çağırdı. Hâkimin yayına gittim. Mustafa Beyin yazdığı basın suçları davasının bir yıl içerisinde bitirilmesi hakkında dava açılma tarihinden önce bir karar olduğunu söyledim. Hâkim afalladığını gördüm. Mahkeme huzuruna mahkemeye ara veriyorum dedi. Odasına girdi. Biraz sonra Kürsüye oturdu. Kâtibe yaz dedi. Karar dava düşmüştür dedi. Bu karar ile kitabı yazan arkadaşım, kitabın gazetesinde yayımlayan gazete ile kitaba ön söz yazan ben berat ettik.
             Daha sonra Ankara’ya gelince uğrarım dedim. Eşimle telefonla aradım. Rahatsız olduğunu söyledi. Geçmiş olsun dileklerinde bulundum.
             Daha sonra 28 Mart 2019 vefat ettiğini öğrendim.
              
     
    Mustafa Nevruz SINACI
    1954 Niğde doğumlu. İlk, Orta ve Liseyi Konya’nın Ereğli ilçesinde bitirdi. Tahsilini Ankara’ da tamamladı.
    Hukukçu, Siyaset Bilimci, İktisatçı-İlâhiyatçı.
    Sırasıyla; Demokratik Parti Gençlik Teşkilâtı Genel Başkanlığı, Tüketicileri Koruma Birliği Genel Başkanlığı, TÜRK-KONUT Kurucu Üyeliği ve Birlik Başkanlığı, EKKON Genel Başkanlığı, Kuruluş dönemi ANAP’ta (3. Cumhurbaşkanı Merhum Celâl Bayar’ın ricası ile) Başkan Yardımcılığı, Demokrat Parti’de ‘yeniden açılış dönemi’ Genel Koordinatör Yardımcılığı, 7. ve 9. dönem Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik, İdari ve Mali İşler Başkanlığı ve nihayet İnsan ve Kültür Ocağı Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu.
    Adalet, Sabah, Akşam, Zafer, Son Havadis, Bugün, Her Gün, Ortadoğu, Tasvir, Zaman , Meydan, Haber Gazetelerinde ve Bilim Teknik dahil pek çok Dergide yazarlık yapan Mustafa Nevruz SINACI 2002 yılında emekli oldu. Halen merkezi Amerika’da olan “TURKİSH FORUM” (Dünya Türk Kongresi) İcra ve Danışma Kurulu Üyesi olan yazar. Evli ve üç kız çocuk babasıdır. Yayınevimizin sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Yazarımız 28 Mart 2019 Tarihinde vefat etmiştir.
     
    Fikir Dergisi
    Mustafa Nevruz SINACI  Galip BARAN TARHAN ERDEM'İN YAZISI IŞIĞINDA; SINACI'YA ÖĞÜTLER VE HATIRLATMALAR Mustafa Nevruz SINACI BM GÜVENLİK KONSEYİ GEÇİCİ ÜYELİĞİ SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI  "TÜRKİYE ANALİZİ"  SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI  "TÜRKİYE ANALİZİ"  SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI  DÜZEN’İN BAŞIBOZUK; DEMOKRASİ YOK! SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI  DÜZEN’İN BAŞIBOZUK; DEMOKRASİ YOK! SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI “AÇILIM!..” İHANETTE SON TANGO SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI “AMAN OYUNA GELMEYİN” OYUNU SAYI  16 01/01/2010
    Mustafa Nevruz SINACI “BÜYÜK FIRSAT” MESELESİ SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI “ET’LE TIRNAK GİBİ”  SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI “HÜKÜMET VE HARAKİRİ” AKAN KANI DURDURMAK!... SAYI 1  01-10-2008                                        
    Mustafa Nevruz SINACI 2300 YILLIK ORDU, 50 YILLIK GELENEK SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI 29 MART SENDROMU SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI AB YÖNTEMLERİNİ KULLANMAK GEREK SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ACİL SORUN! İLAÇ, SAĞLIK VE ECZACILAR SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI AÇILIM, AÇLIK, AFET VE FELAKET SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI AÇILIMLAR VE AÇMAZLAR SAYI 14 01/11/2009
    Mustafa Nevruz SINACI AÇILIMLAR VE MİLLİ KARDEŞLİK PROJESİ SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ADALET, ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI AHTAPOTUN KOLLARI VE ADALET’E DAVET SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ANAYASA'DAN ÖNCE YASA !... SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI ANKARA’DA TOPLU TAŞIM TRAJEDİSİ VE SÖZDE HUKUK (!) REZALETİ SAYI 18 01/03/2010
    Mustafa Nevruz SINACI ASİMETRİK SAVAŞ, İNSAN HAKLARI VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ASKERİ YARGI, ADALET VE GERÇEK SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ATAA’DAN KARŞI ATAK SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ATATÜRK VE GAZETECİLİK SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI AVRUPA KONSEYİ’NİN TÜRKİYE ‘YOLSUZLUK’ RAPORU SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI BAĞIMSIZ YARGI, TARAFSIZ ADALET… SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI BARAK HÜSEYİN OBAMA SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI BİLGİ ÇAĞI’NIN (!) BARONLARI SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI BİLİNÇLİ MİLLİ SİYASETE DÖNÜŞ SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI BİR MÜŞAVERE VE "İNSAN" HAKKINDA MÜZAKERE  SAYI  10  01/07/2009
    Mustafa Nevruz SINACI CELAL BAYAR ANLATIYOR SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI CUMHURİYET, BURSA NUTKU VE GALİP BARAN SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI CUMHURİYET, DEMOKRASİ VE ORDU ÜZERİNE  "GALİP BARAN" İLE BİR SÖYLEŞİ SAYI  16 01/01/2010
    Mustafa Nevruz SINACI CUMHURİYET’İ FAZİLET’E İBLAĞ SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DAVOS’TA SON TANGO!.. SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DE’FACTO SULTA  SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEMOKRASİ AYIBI VE HUKUKUN UTANCI SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEMOKRASİ, ADALET VE MEDENİ SİYASET SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEMOKRASİYİ ÖZELLEŞTİRMEK SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEMOKRATİK AÇILIM VE TAZMİNAT HAKLARI SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEVLET HÜKÜMET VE HALK SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI DEVLET, ADALET, HUKUK VE CEMAATLER… SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DEVLETİ TESLİM ALMAYA CÜR’ET SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DOMUZ GARİBİ FENA VURDU SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DÖNÜŞTÜRMENİN ÖZNESİ “AÇILIM” SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI DÖRDÜNCÜ GÜC SORUNU VE MEDYA TERÖRÜ SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI EREĞLİ ÇÖL OLMASIN! SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ESKİ CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANLARA KIYAK!. SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ESKİ CUMHURBAŞKANLARINA VE BAŞBAKANLARA YARDIM KAMPANYASI SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI EZELİ DÜŞMANLA RAKS SAYI 14 01/11/2009
    Mustafa Nevruz SINACI FATİH TERİM'İN MAAŞI, HÜKÜMET VE SOSYAL ADALET SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI GANDİ’YE KULAK VERMEK SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI GAZZE KATLİAMLARI VE GERÇEKLER SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI GELENEK; MENDERES ‘VASİYET-EMANET SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI GLADYO-OLİGARK; BARONLAR ve HÜKÜMET SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI GÖNÜLLERDE Kİ BAŞBAKAN SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI GRİP VE ASRIN SOYGUNU SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI HAİN TUZAK 6-7 EYLÜL  SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI HAKİKATİ KONUŞMAKTAN KORKMAYINIZ!.. SAYI 18 01/03/2010
    Mustafa Nevruz SINACI HÂL VE GİDİŞ; İLİM VE AMEL!..SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI HANGİ DÜNYA DÜZENİ SAYI 17 01/02/2010
    Mustafa Nevruz SINACI HAYASIZCA BİR RİYÂKÂRLIK  SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI HÜKÜMET “YOK” HÜKMÜNDE! SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI İHTİRAS, KAPİS VE HIRS SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İLAÇ’TA İNSANLIK SINAVI SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İNSAN HAKLARI VE ADALET AHLAKI SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İNSAN HAKLARI ve TÜRKİYE SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İNSAN HAKLARI ve ÜLKENİN GERÇEKLERİ  SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İNSANİ BOYUT VE ATATÜRK SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR SAYI 14 01/11/2009
    Mustafa Nevruz SINACI KAMU HİZMETİNİN KILCAL DAMARLARI BELEDİYELER SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI KASIT MI? İHMAL Mİ? SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU : ANAYURT ANADOLU  SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI KKTC'DE SEÇİM VE "Truva Atı" SENDROMU AKP’NİN YEL DEĞİRMENLERİ İLE SAVAŞI SAYI 18 01/03/2010
    Mustafa Nevruz SINACI KONFÜÇYÜS’Ü ANLAMAK GEREK!.. SAYI 18 01/03/2010
    Mustafa Nevruz SINACI KUNDAKLANAN CAMİLER SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI KURUMSAL GASP VE KUL HAKKI  SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI KUŞATMA VE ÇULLANMA SAYI  10  01/07/2009
    Mustafa Nevruz SINACI KUTSAL MİRAS; IŞIK VE AŞK SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI KÜRESEL UYGANLIK KRİZİ SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI KÜRTLERİN LOZAN’A GÖNDERDİĞİ MEKTUP KEFERENİN “KÜRT DEVLETİ” FURYASI SAYI 17 01/02/2010
    Mustafa Nevruz SINACI MEB Hüseyin ÇELİK NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR? SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI MENDERES 'VASİYET-EMANET' VE DP SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI MEŞRUİYET VE MEŞRUAT SAYI 18 01/03/2010
    Mustafa Nevruz SINACI MİLLİ DAVA (!) KIBRIS SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI MİLLİ DAVA (KIBRIS) GERÇEĞİ  SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI MİLLİ DAVA DÜŞMANLIĞI  SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI MİLLİ DEVLET VE MİLLİ EĞİTİM SAYI 15  01/12/2009
    Mustafa Nevruz SINACI MİLLİ SİYASET SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI Müslüm TUNABOYLU SAYI 17 01/02/2010
    Mustafa Nevruz SINACI MÜZMİN KRİZDEN KURTULUŞ SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI NE ME'NEM “BİR BÜYÜK FIRSAT” SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI OBJEKTİF VE REEL ANLAMDA; KUVVETLER VE DENGELER SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI ÖTEKİ GAZETECİLİK VE MEDYA TERÖRÜ SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI ÖZÜR’CÜLERE YARGI YOLU SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI REZİLLİK DİZ BOYU; HÜKÜMET NEREDE? SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI REZİLLİK DİZ BOYU; HÜKÜMET NEREDE? SAYI 19 01/04/2010
    Mustafa Nevruz SINACI SABİT ÜCRET REZALETİ SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI SANCAK-I ŞERİFLER ORTAYA ÇIKACAK SAYI 12 01/09/2009
    Mustafa Nevruz SINACI SİVİL DARBE VE ŞİFRELER SAYI  10  01/07/2009
    Mustafa Nevruz SINACI SON BAŞVEKİL SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI SON VUKUAT ve SKANDAL! SAYI  10  01/07/2009
    Mustafa Nevruz SINACI SORUMLULUĞU YETKİ KADAR SEVELİM SAYI 17 01/02/2010
    Mustafa Nevruz SINACI ŞEHREMİNİ VE ‘3Ç’ TEORİSİ HAKKINDADIR SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI ŞİMDİ NE YAPMALI? SAYI 6  01/03/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ŞİMDİ ZAMANI!?..SAYI 2  01-11-2008
    Mustafa Nevruz SINACI TABİATIN LANETİ SAYI 14 01/11/2009
    Mustafa Nevruz SINACI TARİH KOMİSYONU SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI TERÖR ÖRGÜDÜNE 10 MİLYON EURO SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI TERÖR ÖRGÜTÜNE 10 MİLYON EURO SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI TÜRKİYE İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİ SAYI 3  01-12-2008
    Mustafa Nevruz SINACI TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK, HABERCİLİK VE MEDYA ÖZELEŞTİRİ SAYI 1  01-10-2008
    Mustafa Nevruz SINACI TÜRK'ÜM DOĞRUYUM SAYI 14 01/11/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ULAŞIMA ZAM; BENCİLLİK VE HALK DÜŞMANLIĞI SAYI  16 01/01/2010
    Mustafa Nevruz SINACI VATANDAŞ HÜSNÜ BEY’DEN BAŞ-BAKAN’A MEKTUP SAYI 13 01/10/2009
    Mustafa Nevruz SINACI VESAYETİ İLGA VE DİP DALGA  SAYI 11  01/08/2009
    Mustafa Nevruz SINACI YA HAKKINI VERİN YA DA, O DİPLOMALARI YAKIN!  SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI YA HAKKINI VERİN, YA DA, O DİPLOMALARI YAKIN !(2)  SAYI 5  01/02/2009
    Mustafa Nevruz SINACI YENİ BİR SİYASİ HAREKET Mİ ! SAYI  10  01/07/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ZALİMİN ZULMÜ SÜRMEKTE SAYI 4   01/01/2009
    Mustafa Nevruz SINACI ZAM, ZULÜM VE İŞKENCE DOĞALGAZ SOYGUNU SAYI 17 01/02/2010
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Tuncay CÜCENOĞLU
             Çorumlu 2000 Dergimize SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM   yazı yollamış daha sonra çalışmaları ile ilgili bilgileri yayımlanması için müsaade etmişti.
     
    Tuncay CÜCENOĞLU         
    Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi mezunu. Türkiye Yazarlar Sendikası ve Uluslararası P.E.N. Türkiye Merkezi üyesi. MSM Özel Konservatuarı “Dramatik Oyun Yazarlığı” öğretmeni. “Papirüs Yayınevi” Tiyatro Bölümü Yönetmeni.
    Oyunları: KÖRDÖVÜŞÜ, ÖĞRETMEN, KADINCIKLAR, ÇIKMAZ SOKAK, DOSYA, BİGA-1920, KUMARBAZLAR, HELİKOPTER, YILDIRIM KEMAL, MATRUŞKA, ZİYARETÇİ, ŞAPKA, BOYACI, NEYZEN, KIZILIRMAK, ÇIĞ, TİYATROCULAR, SABAHATTİN ALİ, YEŞİL GECE, AH BİR YOKSUL OLSAM, CHE GUEVARA.
    Yazar Olarak Ödülleri: Tobav(2),Türk Kadınlar Birliği (l), Ankara Sanat Kurumu (2), Abdi İpekçi (l), İsmet Küntay (l) , Avni Dilligil (2) , Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (l) , Kasaid (l) , Lions (2), Kültür Bakanlığı (l) olmak üzere Türkiye'den 14, ayrıca Yugoslavya (l) ve Hollanda (l) olmak üzere toplam l6 ödül kazandı.
    Oyunlarının Çevirilerinin Yapıldığı Diller: Rusça, İngilizce, Almanca, Fransızca, Bulgarca, Yunanca, Makedonca, İsveççe, Gürcüce,Urduca, Japonca, Romence, Azerice, Tatarca, Lehçe, Çuvaşça, Sırpça, İspanyolca, Arapça, Farsça vb. olmak üzere bir çok yabancı dile çevrildi/çevriliyor.
    Başta ÇIĞ, MATRUŞKA, BOYACI, KADINCIKLAR, KIZILIRMAK, ÇIKMAZ SOKAK, DOSYA, HELİKOPTER, ŞAPKA, ZİYARETÇİ olmak üzere oyunları; otuzu aşkın ülkede sahneleniyor.
    18 Temmuz 2019 Vefat etti. 19 Temmuz 2019 Zincirlikuyu Camii’nde tören düzenlendi. Cenaze; Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanlığına defnedildi.
     
    Çorumlu 2000
    Tuncer CÜCENOĞLU SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM  SAYI 80    25-Ekim-2005
    Tuncer CÜCENOĞLU Çığ Kurgana da Düştü Elena OGANOVA SAYI 83    25-Ocak-2006
    Tuncer CÜCENOĞLU  Mahmut Selim GÜRSEL HEMŞERİMİZİN BAŞARILARI DEVAM EDİYOR ÇIĞ RUSYA'DA ÜÇÜNCÜ TİYATRODA SAYI 93    25 Kasım 2006
     
    Tuncer CÜCENOĞLU  Mahmut Selim GÜRSEL HEMŞERİMİZ,YAZARIMIZIN RUSYA’DAKİ BAŞARISI SÜRÜYOR! “TUNCER CÜCENOĞLU    SAYI 84    25 Şubat 2006
    Tuncer CÜCENOĞLU  Mahmut Selim GÜRSEL YAZARIMIZ CÜCENOĞLU’NUN  BAŞARI HABERİLERİ!  SAYI 85    25 Mart 2006
    Tuncer CÜCENOĞLU  Mahmut Selim GÜRSEL TUNCER CÜCENOĞLU OYUNLARI BULGARİSTAN’DA DA YAYGINLAŞIYOR  SAYI 94    25 Aralık 2006
     
     
     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Bekir Baki AKSOY
    1999 yılına yeni girdiğim günler içinde idi. Omzunda fotoğrafçıların kullandığı bir çanta ile yayınevimin bürosuna giren kır saçlı ve dinç bir kişi girdi.
             Ayağa kalktım bana doğrudan:
    - Merhaba Mahmut Bey! Diye hitap etti. Düşündüm fakat hatırlayamadım. Ben de:
    - Merhaba! Sizi hatırlayamadım. Dedim.
    - Tanışmadık fakat ben sizin derginizden tanıyorum. Ben Bekir Baki AKSOY dedi.
    - Buyurun Bekir Bey. Diyerek yer gösterdim. Bana:
    - Mahmut Bey. Derginizi İstanbul’da gördüm. Çok sevindim. Ancak Çorum’a biraz önce geldim ve sizi tebrik etmek için uğradım. Size kendi çektiğim slâytlardan birkaç tane getirdim. Bunları isterseniz derginizde kullanırsınız. Dedi. Bende her yazar arkadaşlarımıza dediğim gibi.
    - Olur Bekir Bey dedim. Bir taahhütname alıyorum mümkünse yayımlanmasında sakınca yoktur diyip imzalarsanız sevinirim dedim. Güldü.
    - Bravo! İşini sağlama aldığına sevindim dedi ve çantasından hazırladığı iki kâğıt çıkartarak bana uzattı.
    Birinde hayat hikâyesi vardı ikinci kâğıtta da imzalı bir taahhütname vardı.  Çantasından bir zarf içinde bulunan birkaç slâyt verdi. Ben şimdi gidiyorum bir randevum var sonra uğrarım diyip kalkarken ben:
    - Hocam Çıkan dergilerden takdim etek istiyorum diyince:
    - Fotoğraflarımı yayımlarsanız çıkan dergi ile yollayabilir misiniz dedi. Kartvizitini verdi. Bende olur dedim.
    İlk dergide birkaç fotoğraflarını yayımladım ve diğer sayılar ile İstanbul’a yolladım. Birkaç gün sonra telefon ederek
    - Teşekkür ederim. Makale olarak yayınlanmış bir roman denemesi ve birkaç hikâye göndersem yayımlar mısın dedi. Bende:
    - Olur! Bekir Bey dedim. Dergim yayımlandıkça gönderdim. Bir daha görüşemedim. Ne yazık ki bazen insanın basireti bağlanmakta” Benim ve onun fotoğraf makineleri olduğu halde bir kare bile fotoğraf çekemedik.
    Bekir Baki AKSU 18 Aralık 2019 tarihinde İstanbul'da vefat ettiğini öğrendim.
     

     

    Bekir Baki AKSOY
    1928 yılında Çorum Mecitözü ilçesi Çıkrık Köyünde doğmuşum. Annemin beni başaklar arasında dünyaya getirdiğini, ailemin en küçüğü (5 numara) olduğum için beni çok sevdiklerini biliyor biraz da inat olduğumu, her isteğimi yerine getirterek büyüdüğümü hatırlıyorum.
    Çıkrık Köyü; Mecitözü'nün en büyük köylerinden biridir. Yıllar önce kasaba yapılmak istenmiş müftü ve kadılar köyde oturduklarından Pazar kurulduğu zamana at ve hayvan pislikleri koku ya par diye eski adı (Hacıköy) olan şimdiki Mecitözü İlçemize kasa hakkını vermişlerdir.
    İlkokulu köyde bitirdim. Sınıfımın birincileri arasındaydım. Hep okumak, öğretmen olmak isterdim. Zaten başka meslekte bilmiyordum. Köy enstitüleri kurulduğundan 3 yıl sonra yani;1942 yılında Kastamonu Gölköy Enstitüsüne kayıt oldum 4 yıl Kastamonu'da okuyup 5. Sınıfa geçtiğimde bütün Mecitözü öğretmen adaylarını Samsun Sadık Akpınar Köy Enstitüsüne naklettiler. 1946 yılında okulumu bitirip Mecitözü İbek Köyü Başöğretmenliğine tayin oldum. O zaman öğretmenlere tarla, at, öküz, koyun ve araba veriyorlardı. Ayrıca sanatına göre takım aletleri de verilirdi.
    Demirciydim. Tüm demirci takımlarını da verdiler. Ne yazık ki takımları çalıştırmadan at ve aletler ile koyunları geri aldılar.
    1947 yılındaydı. Köyde muhtar seçimi vardı. Köyde iki muhtar adayı kıyasıya seçim yarışındaydılar. Köy ikiye bölünmüş, sabaha kadar," Sen kazanacaksın, ben kazanacağım" deyip planlar kuruyorlardı. Okul köyün uzağında düzlük bir arazide kuruluydu. Etrafını hendek kazdırıp çitle çevirtmiş tim. Seçimler başladı. Bir saat geçmişti ki çitlerin sırıklarını söken köylüler birbirlerine girişiverdiler. Sandık kurulu soluğu kaçmakta buldu. O kavgada iki kişi öldürüldü 3 kişi de hastanelik oldu. Ne yapacağımı şaşırdım. 2 yıllık öğretmendim. Köyde karakol yoktu. Kendi köyümde vardı. Olayı bekçi ile 1 saat uzaklıktaki Çıkrık Karakoluna bildirdim. Bekçi ile beraber 3 jandarma geldi. Seçime devam edileceği ilan edildi. Öldürülen taraf seçimi kazandı.  İki kişi de hapse girdi. O anı hiç unutamadım.
    Başöğretmenliğim yıllarında mesleğimdeki başarılarımdan dolayı ikinci tayin yerim olan Çorum Merkez Boğabağı Köyünden Gezici Başöğretmenliğe atandım.
    Yazı yazmaya Boğabağı Köyünde başladım. Boğabağı Köyü Çorum'un merkezine bağlı modern bir köydü. Eşim öğretmendi.  İkimiz canla başla çalışıp yaz tatilinde dahi çocuklara özel dersler veriyorduk. Para almazdık. Okulun bahçesinin işler sebze, meyve yetiştirirdik. Bu dönemde Akşam Gazetesinde çalışan Aziz Nesin geldi. Bir gün okulda misafir ettik. Köyü ve bahçeyi gezdirdik. Hikaye ve roman yazma denemeleri yapmamı istedi. İşte ilk hikâyelerimi orada yazdım.
    3 roman 10 hikâye yazdım. Romanlarım: Bir Öğretmenin Kaderi, Su Hırsızları, Yavan Ekmek. Hikayelerim: Hırsızın Bıraktığı Miras, İntikam,  Zifaf Gecesi vb. Hikayelerim ve romanlarım Sungurlu Sunguroğlu İlkokuluna tayin edildikten sonra başladı. İlk romanım "Bir Öğretmenin kaderi" bir hatıradan ibaretti.
    Akşam Gazetesinde yayınlanması için Aziz Nesin'e gönderdim. Okumadı bile diye düşündüm. Sonra İstanbul'a gidip geri aldım. Aziz Nesin romanımı okuduğunu İmece Dergisinde isim vermeden eleştireceğini söyledi. Sonradan İmece Dergisinde 3 sayı eleştirdi beni, tabi isim vermeden. Ne yazık ki o 3 dergi maalesef elimde yok. Romanımın yayınlanmaması ve beni eleştirmesi beni kamçıladı, ikinci romanım olan " Su Hırsızları"nı yazdım. Bu romanım önce Ankara Adalet Gazetesinde sonra da Çorum Haber Gazetesinde Muzaffer Gündoğar aracılığıyla yayımlandı. İkinci romanımın tefrika edilmesi beni çok memnun etmişti hemen üçüncü  romanım olan "Yavan Ekmek"e başladım.
    1970 TRT Roman Yarışmasında 47 eser içinde 11'e girdim 8 kişiye ödül 3 kişiye övgü verdiler. TRT'de "Devamı Yarın" tiyatro bölümünde yayınlanmasına sağlık verdiler.  Bu üç kişi: Talip Apaydın'ın (Definesi), Fatma Sarba'nın (Kadın ve Toprak) Bekir Baki Aksu'nun (Yavan Ekmek) oldu. Romanım hiçbir yerde yayımlanmadı.
    Turizm Bakanlığında çok posterim var. Tanıtıcı kitaplarda ismim çok! 1972 den beri kartpostallarda tanıtımım oldu. Parayı da bu çalışmalarımla kazandım. Fotoğraf çekmek ayrı bir zevk! Roman yazmak ayrı bir aşk! İkisini beraber yürütmek istiyorum.
    Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde resimlerim yayınlanmıştır.
    Bekir Baki Aksu’yu18 Aralık 2019 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. .
     
     
    Çorumlu 2000
    Bekir Baki AKSU  SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 35  25 Şubat 2002
    Bekir Baki AKSU BİZİM İLLER  YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Bekir Baki AKSU BİZİM İLLER (FOTOĞRAF)  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Bekir Baki AKSU BİZİM İLLER (FOTOĞRAF)  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Bekir Baki AKSU BİZİM İLLER FOTOĞRAFLAR  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Bekir Baki AKSU BİZİM İLLER FOTOĞRAFLAR  YIL 1 SAYI 8   25 Mayıs 1999
    Bekir Baki AKSU FOTOĞRAFLAR  YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    Bekir Baki AKSU HAYALİN BIRAKTIĞI MİRAS  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Bekir Baki AKSU HAYAT HİKAYESİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Bekir Baki AKSU İNTİKAM  YIL 1 SAYI 8   25 Mayıs 1999
    Bekir Baki AKSU KANLI ZİFAF  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3  SAYI 27    25 Haziran 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI  26    25 Mayıs 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 32    25 Kasım 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 33  25 Aralık 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 39    25 Haziran 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 4  SAYI 34  25 Ocak 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 5  SAYI 40    25 Temmuz 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 5  SAYI 41    25 Ağustos 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 5  SAYI 42    25 Eylül 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 5  SAYI 45  25 Aralık 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 5  SAYI 48  25 Mart 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI 11  YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 4  SAYI 30    25 Eylül 2001
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 4 SAYI 37   25 Nisan 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 43    25 Ekim 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 44    25 Kasım 2002
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 51    25 Haziran-2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 52    25 Temmuz 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5  SAYI 47  25-02-2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5 SAYI 49   25 Nisan 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 5 SAYI 50    25 Mayıs 2003
    Bekir Baki AKSU SU HIRSIZLARI YIL 6  SAYI 54    25 Eylül 2003

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    https://gurselyayin.com/e-kitapyazarim/suhirsizlari.htm

     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Salim SAVCI
             Dergimin 1. sayısını dağıtılması sırasında PTT ile pek çok kişiye gönderdim. Gönderdiklerimin arasında Salım SAVCI da bulunmakta idi.
             Yüzlerce Çorumlu zannettiğim kişilere dergi gönderdim. Çorumlular içinde sadece Salim SAVCI bir yazı ile teşekkür etti. Bende telefonunu bularak Ankara’yı aradım. Ben:
    - Hocam! Teşekkür ederim. Mektubunuzu dergimde yayınlamak isterim. Dedim.
    - Memnun olacağını söyledi.
    Dergimi o sırada Ankara’da bastırdığım için dergiyi baskıya verince kendisini Gül Yayınevin’de ziyarete gittim.
    Beni ağırladı. Buyur etti. Oturduk. Bana bazı bildiklerini anlattı. Bende kendisine:
    - Hocam ikinci sayıyı baskıya verdim. Mektubunuzu da dergiye aktardım dedim.
    - Hocam! Çorum gazetelerinde yazılarınız çıkıyor. Çorumlu 2000 dergisine de yazı verebilir misiniz? Dedim. Bana:
    - Gazetelerden alıp yayınlayabilirsin. Dedi. Bende:
    - Hocam! Ben vefat etmiş hemşerilerimizin telif hakkı geçmiş olan yazıları yayımlıyorum. Dergimize ayrı yazı yollarsanız yayımlarım. Dedim. Bana:
    - Anladım Mahmut Bey! Tamam! Ben sana birkaç yazı yolarım yayımlarsın. Dedi. Müsaade isteyerek arabamla Çorum’a döndüm.
    Aşağıda bulunan fotoğrafı da yayınevinde çalışan arkadaş çekti.
    Söz verdiği gibi bana yazılarını gönderdi. Bende yayımladım.
    Sonradan yazıları kesildi. İş yerini kapattığını yazmayı bıraktığı ve köyüne döndüğünü öğrendim.
    Daha sonra vefat ettiğini öğrendim.

    Salim SAVCI
    1.6.1926 tarihinde Çorum İli Osmancık İlçesi Seciğen (Çampınar) Köyünde doğdum. İlkokulun 1. sınıfını Osmancık Gemici ilkokulu, 2 ve 3 sınıfını Seciğen Bölge İlkokulu, 4.sınıfını Akmağden İlkokulu 5.sınıfını Sorgun-Akmağdeni-Secigen Bölge okulu 1936-1939 öğretim yılında mezun oldum.
    Ortaokulu 1.sınıfı İzmir Kabataş Ortaokulu, 2 ve 3.sınıfını Balıkesir Gönen Ortaokulundan 1940-1941 de mezun oldum. Liseyi Balıkesir Necati İlk öğretmen okulundan 1943-1944 mezun oldum.
    Artvin İli emrine İlkokul Öğretmeni olarak atandım. Yüksek Balıkesir Neafi Eğitim Enstitüsü Fizik-Kimya bölümünü 1945-47 mezunuyum.
    Merzifon erkek Orta Sanat Okulu ve Erkek sanat Enstitüsü fizik-kimya öğretmenliği ile 1947-1953 yılları arasında Müdür Yardımcılığında, 1953-1855 yılları arasında, Muş Muhtelif Gayeli Ortaokul Müdürlüğü,1956 yılında Askerlik, Merzifon Astsubay Hazırlık Okulu fizik öğretmenliği,1956-1943 Ankara birinci Erkek Sanat Enstitüsü Müdür Yardımcılığı ve fizik kimya Öğretmenliği yaptım ve buradan emekli oldum.
    İlkokul döneminde, okumayı düşündüm, bir meslek seçmeyi yönelmedim. Herkes okumanın önemini söylüyordu. Ben o yolda yürümeyi sürdürdüm. 
    Ortaokul elemelerinde derece aldığım için, ilk öğretmen okuluna yatılı seçildim. Önce ilkokul, sonra lise öğretmeni oldum. Ama ilkokullarda hiç çalışmadım fizik-kimya öğretmeni olarak 27 yıl çalıştım. 1968 yılında kurduğum “Gül Yayınevi”nin başına geçtim, hala yayıncılık ve dağıtımcılık yapıyorum.
    Yazdığım “Öğretmenim” kitabı ile öğretmenliğimin ilkelerini yazdım. Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmenlere tavsiye edildi. Bence en önemli olay öğretmenliğimdir.
    Ben öğretmenliği avantaj sağlasın diye yapmadım. Öğretmenliğin hakkını verdim. Çok övgü topladım. Öğretmen olarak her yerde bir değerim oldu. Gençlere öğretmenliği öneririm, ama şu şartla: “Paranın tutsağı olmadan, öğretmenliğin hakkını vermek şartıyla. Çocuğu sevmeyenlere öğretmenliği önermem. Onlar geleceklerini başka yerde arasınlar. Öğrenciyi; veliyi müşteri sayan öğretmen olarak görmek istemem. 
    Mesleğimle bir sağlam bilgim olmuştu. Her okuttuğum dersin yardımcı ders kitabını yazdım. Fizik-Kimya-Fen Bilgisi-Fiziksel Bilimlere Geçiş, Kimyasal Bilimlere Geçiş, Elektrik Bilgisi, Endüstriyel Elektrik alanında 21 kitap yazdım.
    Öykücülüğe beni iten dostum Prof. Dr. İbrahim Ethem Başaran’dır. “Öğretmenliğe Veda” kitabımdan dolayı öykü dene dedi, denedim. 26 yıl sonra öykülerim Gazi Üniversitesi Kastamonu Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalınca Lisans tezi oldu.
    Öykülerimi, fıkralarımı, denemelerini, söyleşilerimi hiçbir yarışmaya yollamadım. Onların değeri varsa, görülsün istedim. O da 26 yıl sonra gerçekleşti. Bence ödül budur. Lisans Tezinin özetinde ise: Halk arasından çıktı. Kısa cümle, sade, içtenlik dolu yalın halk dilini kullandı. Çevresindeki olayları; geçmişiyle, günüyle yazdı, geleceğe mesajlar verdi. Atasözlerini, özdeyişleri çok kullandı. Türkçeyi savundu, savunuyor. Anadilimizin Canına Okuyanlar kitabı incelenmeye değer.
    Gördüklerimi, dinlediklerimi, yaşıyormuşum gibi yazarım. Öykülerimde, söyleşilerimde olaylarda kişileri konuştururum.
    Geçmişten, bu günden, gelecekten mesajlar veririm. Daha çok düşündürürüm. Bazen de iğnelerim.
    Yazdıklarım 21 ders, yardımcı ders kitabı ile 24 fıkra, öykü, deneme, söyleşi kitaplarım vardır. Bunları kendi yayınevim olan Gül Yayınevi kanalıyla Ankara’da dağıtımlarını yapmaktayım.
    1977 tarihinde Çınarcık Gazetesini yayımladım,4 yıl yaşattım,1985-1999 yılları arasında Çampınar gazetesini yayımladım.
    06/DAN Salim Savcı ile köşe yazılarım, Çorum Haber Gazetesi, Keşan Önder Gazetesi, Aydın Mücadele Gazetesi, Yalova Haberci Gazetesi, Osmancık Haber Gazetesi, Şebinkarahisar Karahisar Gazetesi ve Çorumlu 2000 Dergisinde yazılarım halen yayınlanmaktadır. 
    46 yaşımdan sonra derlediğim öyküler, denemeler, söyleşiler Lisans Tezinde dile getirildi. Bir gün Çorum’dan öyküler ararsanız bunları; Çorum motifleriyle zevkle okunabilir inancındayım. Öykülere ben kendime değil; Çorum’uma mal ediyorum ve öyle görülmesini diliyorum. Okuyucularıma; sevgiler benden olsun. Sağ olunuz, var olunuz. Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Yazarımız Salim Savcı 31 Mayıs 2020 tarihinde vefat etmiştir.
     
    ÇORUMLU 2000 Dergisi
    NİCE YILLAR YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Salim SAVCI TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKALIM PES DOĞRUSU  YIL 4  SAYI 32    25 Kasım 2001
    Salim SAVCI 2000 YILININ İLK YAZISI YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Salim SAVCI AKIL İNSANA VERİLMİŞTİR- HAYATIN TADI NEDİR?- SEVGİ KARŞILIKLIDIR- SEVGİ YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Salim SAVCI AMAN BOYUNDURUĞA DÜŞMEYELİM YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Salim SAVCI ANADİLİMİZ OLAN TÜRKÇE'Yİ SEVENLERE  YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000
    Salim SAVCI ANADİLİMİZ TÜRKÇE ÜZERİNE  YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    Salim SAVCI ANADİLİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER  YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Salim SAVCI ANLAŞILMAYAN SÖZCÜKLER  YIL 3 SAYI 24   03 Mart 2001
    Salim SAVCI ATATÜRK'Ü ÖPEN ÇOCUK - ATATÜRK'TEN SEÇMELER YIL 6  SAYI 57    25 Kasım 2003
    Salim SAVCI ATATÜRK'ÜN AĞAÇ SEVGİSİ  YIL 5  SAYI 41    25 Ağustos 2002
    Salim SAVCI BARIŞ DA BARIŞ - EYALET SİSTEMİNE Mİ GEÇİYORUZ YIL 6 SAYI 61   25 Mart 2004
    Salim SAVCI BEN TÜRKÇE KURS İSTİYORUM-ANADİLİMİZ TÜRKÇENİN  YIL 5  SAYI 42    25 Eylül 2002
    Salim SAVCI BESİNLER AÇIKTA SATILMAMALI YIL 5 SAYI 50    25 Mayıs 2003
    Salim SAVCI BİZDEKİ SATIRBAŞI İLKESİNİ KİM YOK EDİYOR! YIL 6 SAYI 62    25 Nisan 2004
    Salim SAVCI BU PARA KİMİN-BÖYLE ÖĞRETİM OLMAZ YIL 4  SAYI 30    25 Eylül 2001
    Salim SAVCI ÇANTASIZ EĞİTİM - TEK TİP FORMALAR KALDIRILIYOR YIL 5 SAYI 49   25 Nisan 2003
    Salim SAVCI ÇORUMLU 2000'ne NİCE YILLAR  YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Salim SAVCI EĞİTİ DE EĞİTİM  YIL 3 SAYI 22   25 Ekim 2000
    Salim SAVCI ETANIL İLE ÇALIŞAN OTOMOBİLLERE HAZIRLANIN  YIL 5  SAYI 40    25 Temmuz 2002
    Salim SAVCI GELECEĞİMİZ ÖĞRETMENLERİMİZİN ELİNDEDİR  YIL 4 SAYI 38    25 Mayıs 2002
    Salim SAVCI GELİŞEN ÇORUM'DAN İZLENİMLER YIL 6  SAYI 58  25 Aralık 2003
    Salim SAVCI GÖZ BONCUĞU  YIL 1 SAYI 8   25 Mayıs 1999
    Salim SAVCI HARFLERİMİZİ DOĞRU OKUMAYANLARA- TEKNE KAZINTISI  YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Salim SAVCI HARFLERİMİZİN DOĞRU OKUNMASIN İSTEMEYE EVET YIL 3 SAYI 23   25 Aralık 2000
    Salim SAVCI HAYAT HİKAYİSİ  YIL 2  SAYI 12   25 Aralık 1999
    Salim SAVCI HER ZAMAN YASA ÖNDE GELİR- SAYILAR ÜZERİNDE ANLAMLI  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Salim SAVCI İŞYERİ LEVHALARI YIL 5  SAYI 43    25 Ekim 2002
    Salim SAVCI KESME İŞARETİ NEREDE KULLANILIR - ADRESLERE POSTA KOTU YIL 14  SAYI 56    25 Kasım 2003
    Salim SAVCI K-H HARFİNİ DOĞRU OKUYALIM YIL 6  SAYI 55   25 Ekim 2003
    Salim SAVCI KİTAP OKUMAYANLARA ŞAŞIYORMUŞ ANLAYANLARA YIL 6  SAYI 60  25 Şubat 2004
    Salim SAVCI KUMPANYA SÖZCÜĞÜNÜ BİLMEYENLERE - ÇAMPINAR GAZETESİ  YIL 4  SAYI 28    25 Temmuz 2001
    Salim SAVCI LİSE MEZUNLARINA MÜJDE YIL 5  SAYI 47  25-02-2003
    Salim SAVCI LÜTFEN BU YAZIYI OKUYUVERİN - C HARFİMİZİ KE OKUMAKTAN  YIL 5  SAYI 48  25 Mart 2003
    Salim SAVCI MESLEK OKULLARINDAN AKTARMALAR -DEPREM SİGORTASI  YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Salim SAVCI MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI A'DAN Z'YE YENİLENMELİDİR YIL 5  SAYI 46    25 Ocak 2003
    Salim SAVCI NE ZAMAN-BAŞIBOŞ SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE- YAŞAMAK NE GÜZEL ŞEY  YIL 4  SAYI 31    25 Ekim 2001
    Salim SAVCI OSMANCIK-97 PİRİNCİN ÜRETİMİ VE SATIŞI ARAŞTIRILMALI YIL 6  SAYI 63    25 Mayıs 2004
    Salim SAVCI ÖĞRETMEN OLDUK EĞİTİMİ UNUTTUK - İŞTE O KADAR YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Salim SAVCI ÖĞRETMEN ÖĞRENCİSİNİ TANIMAK İSTER İSE  YIL 3 SAYI 25   25 Nisan 2001
    Salim SAVCI ÖNSÖZ  YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Salim SAVCI PROF BAHRİ SAVCI'YI ANIMSAMAK İÇİN USLÜBÜMDÜR  YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Salim SAVCI PROF BAHRİ SAVCIYI UNUTMAMAK İÇİN  YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
    Salim SAVCI PROF MEHMET BAHRİ SAVCI 1997 DE HAYATA GÖZLERİNİ KAPAMIŞTI YIL 5  SAYI 44    25 Kasım 2002
    Salim SAVCI PROF. BAHRİ SAVCIYI ANIMSAMAK İÇİN AĞLAMA YOK - SIFIRI SIFIR  YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    Salim SAVCI PROF.BAHRİ SAVCI'YI ANIMSAMAK İÇİN BEYAZ TENLİSİ- KÖME KÜPÜ  YIL 1 SAYI 7   25 Nisan 1999
    Salim SAVCI SABIR  YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Salim SAVCI SEVİMSİZ SÖZLERİ KULLANANLAR  YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Salim SAVCI TÜRK DİLİ ÜC YAZILIM KLAVUZUNU TAŞIYAMAZ - GELDE YAZMA BAKALIM YIL 6  SAYI 59  25 Ocak 2004
    Salim SAVCI TÜRKÇE HER ZAMAN ÖNE GEÇMELİDİR - ÖĞRETMEN SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE YIL 5  SAYI 51    25 Haziran-2003
    Salim SAVCI TÜRKÇEMİZ ELDEN GİDİYOR MU  YIL 4  SAYI 39    25 Haziran 2002
    Salim SAVCI ÜLKEMİZİN ALDIĞI RÜZGAR - KARA SÖZCÜĞÜNDEN HAREKET EDEREK YIL 4 SAYI 37   25 Nisan 2002
    Salim SAVCI ÜSTÜN ÖĞRETMEN KEMAL ÜSTÜN'Ü YAKINDAN TANIYANLAR ARASINDA  YIL 5  SAYI 45  25 Aralık 2002
    Salim SAVCI VATANDAŞLIK NUMARASI ÇOK ŞEYİ ÇÖZER  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Salim SAVCI VATANDAŞLIK NUMARASI ÇOK ŞEYİ ÇÖZÜMLER YIL 5  SAYI 52    25 Temmuz 2003
    Salim SAVCI YABANCI DİL İLE ÖĞRETİME HAYIR YIL 4  SAYI 29    25 Ağustos 2001
    Salim SAVCI YABANCI SÖZCÜK HAYRANLARINA  YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Salim SAVCI YANLIŞ SÖZCÜK KULLANAN SUNUCU VARMIŞ-ÇALIŞAN İNSANA  YIL 4  SAYI 34  25 Ocak 2002
    Salim SAVCI YETİŞKİNLERE DÜŞEN GÖREV  YIL 6  SAYI 53    25 Ağustos 2003
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Arif ERSOY
    Arif Bey ile ilk tanışmamız Belediye Başkanlığı ilk dönenin 1995 yılına rastlar. Kendisi halim salim birisi olarak gözükmekte idi. Fakat Tarafıma bir husumeti veya parti gereği epey yayınevime sekte verdi. Bu olanları anlatmadan geçemeyeceğim.
    27 Mayıs 1998 Tarihinde Gürsel Yayınevini açmıştım.  Yayınevimi tanıtmak için Çorum Fuar Hitit Festivali bünyesinde bir stant tuttum. Bu stant da yeni bir çalışma bulunsun diye Ocak 1997 tarihinde bastırdığım ve bilgisayarımda basıma hazır “Çorum’da Yatan Meşhur Yatırlar” 2. baskısını bastırmayı düşünüyordum.
    Bir arkadaş bana Ethem Erkoç da bu konu hakkında çalışmasını bastırıp Festivalde dağıtılacağını söyledi. Gerçek olup olmadığını Belediye Başkanı Olan Arif Beye gittim. Makamına girince Ethem Erkoç ile Arif Bey odada bir masada oturmuşlar birkaç kâğıda bakıyorlardı. Beni görünce bağıtları ters kapattılar. Ben:
    - Vaktinizi almayayım. Arif Bey! Bir bilgi duydum. Onu sormaya geldim. Dedim. Arif Bey:
    - Nedir Mahmut Bey dedi. Bende:
    - Arif Bey Çorum Yatırları Hakkında bir çalışmamı festivalde bastırıp satışa çıkartacağım. Duyduğuma göre Ethem Bey’in de bu konu hakkında bir çalışması varmış. Eğer doğru ise ben çalışmamı sonra bastırtayım. Dedim! Arif Bey.
    - Öyle bir şey yok Mahmut Bey siz çalışmanızı bastırabilirsiniz! Dedi. Ben müsaade isteyip büroma geldim.
    Festival’e 4 gün vardı. Çorum İstikamet Ofsete bilgi sormak için gittim. Arkadaşlara kitap hakkında sordum: Bana.
    - Kitap siyah beyaz olursa 3 gün sonra kitabı veririz. Renkli olursa renk ayrımı Ankara’dan gidip gelmesi bir haftayı geçer dediler. Bende:
    - Siz kitabın içini basın ben renk ayrımını gider yaptırırım. Arkasına renkli tanıtım aldım. Dedim. Arkadaşlara kitabın aydınger çıkışını verdim.
    - Sizi 1000 kitap için borcumuz ne olacak? Dedim. O zamanlar baskı kâğıt hep döviz ile hesaplanıyordu. Hesapladılar.
    - 1100 Alman Markı dediler. Bende:
    - 1000 Alman Markı olursa sabah erkenden Ankara’ya gideyim dedim. Tamam! Olur dediler.
    Ertesi sabah eşimle birlikte Ankara’ya gittik. Renk ayrımını yaptırdık. Yaklaşık 300 Alman Markı masraf oldu. Kitap festival standını hazırlarken 50 tane aldık. Diğerlerini de ertesi gün teslim alabileceğimizi söylediler.
    Festivalde çalışmalarımı sergiledim. Gelen kitabı inceliyor fakat almıyor, akşama kadar hiç kitap alan çıkmadı. Gece yeğenimiz geldi. Bana:
    - Enişte Senin kitabın aynı isimle belediye standında ücretsiz dağıtıyorlar! Demez mi! Bir şey demedim. Bana büyük maddi bir  darbe vurmuşlardı 1300 Alman Markı ve üzüntüsü. Elimde 60 kadar kitap vardı. Kitabın 2. baskısı elimde kalmış oldu.
    Yayınevime bastırmak için kitap getiren yoktu. Başka bir girişimde bulunmak gerekti. ÇORUMLU 2000 AYLIK KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ’Nİ yayımlamak için girişimlerde bulundum.
    Dergimin çıktığı ilk sayıdan son sayıya kadar Sesin Kanunu gereği dağıtmada Vali ve Belediye Başkanı ve Savcılığa vermeden dağıtımı yapılamamsı idi. Ben Çorum Belediye Başkanlığına 15 dergi bırakırdım. 1. Sayı Dergimi bıraktığımda O zamanlar Belediyelerin “Belediye Tanzim Satış Mağazaları” vardı. Arif Bey:
    - Mahmut Bey Tanzim Mağazası Size reklam versin dedi ve o zaman Mağaza Müdürünü aradı. Müdürü tanıyordum. Yanına gittim. Kendisine zaten 1. sayıyı takdim etmiştim, Bana:
     - Başkan aradı derginin içine renkli bir tanıtım hazırlayın diye bilgileri verdi. Ağustos 1998 tarihli 2. sayıda Belediye Tanzim Satış Mağazasının reklamını yayımladım.
    Arif Bey 1998 yılı Kasım ayında bana:
    -Mahmut Bey dergilerinizi alıyoruz. Komisyona söyleyeyim sizin derginize de yılbaşından sonra parasını ödesinler dedi.
    -Teşekkür ettim. Ocak sonu idi beni belediyeden arayarak fatura ile gelerek dergi aboneliği için ödemenizi yapalım dediler. Mahalli Gazetelere 25-30 aboneliklerinin olduğunu duymuştum. Zaten bende aylık 15 dergi bırakmakta idim.
    Çorum Belediye Başkanlığa gittim. Muhasebeye beni arayan şahıs bana:
    - Bir dergi aboneliği 12 sayı faturasını keser misiniz deyince. Cevap verdim:
    - Bir sayı için fatura kesemem kolay gelsin diyip oradan ayrıldım. Yine 15 dergiyi götürdüm verdim. 1999 Kasımında yine tesadüfen karşılaştık. Bana sitem ederek:
    - Abone parasını almamışsınız neden diye? Sordu. Ben de:
    - Başkan komisyonunuzdan bir dergi ücreti çıkmış o yüzden. Dedim. Bana:
    - 1 adetten fazla alınması için istekte bulunmuştum. Demek ki komisyon o kadar gerekli görmüş. Dedi. Ben de:
    - Buraya gelmeden öncede bürokrasiyi biliyorsunuz. Komisyona 10 yazarsın 1 çıkar diye sitem ettim!
    Zannedersen seçim arifesiydi. Ölçek iş Merkezinde bulunan büromda otururken Ölçek İş Merkezinde bulunan dükkânların kapı numaralarının değiştirilmesi için zabıtalar çalışma yapıyorlardı. Bodrumdan itibaren giriş takı ve merdivenle bir kat yukarı çıkılan büromun da bulunduğu katın duvarlarına yeni numaraları yazıyorlar ve yeni kapı numaralarını almak için belediyeye gidilmesi gerektiğini bildirdiler.
    Ben de Çorumlu 2000 Dergimde “16. Nisan 25. sayıda kapı numaranız belediye tarafından değiştirilirse” Diye bir çalışmamı yayımladım Değişen sadece kapı no su olmayıp PTT, Ticaret Gazetesi, Telefon İdaresi Muhasebe kayıtları vb. anlatmıştım Arif Beyi Bu sayıyı bıraktım odasında idi. Kısaca makalemi anlattım. İyi günler diyerek çıktım.
    Tepkim yerinde olduğu için bu uygulamadan Çorum Belediyesi vazgeçti.
    Mayıs 2000 de Çorum festivali bünyesinde Gürsel Yayınevinin de ufak bir katkısı olmasını istedim. Kültür Müdürü Sayın M. İdil'e Çocuk Tiyatrosu etkinliğinin olup olmadığını sorduğumda:
    Bir çocuk oyunu olduğunu söyledi. Bende bir çocuk tiyatrosu önerisinde bulununca yüzüme hayretle baktı. Müdür Bey, festival komitesi ile gerekli girişimlerde bulunursanız bende Samsun AYGAZ Çocuk Tiyatrosu'nu isterim dedim. O gün Samsun'u aradım ve olumlu cevap aldım ve ertesi gün tekrar Sayın İdil'in yanına gittim. Çocuk Tiyatrosu istekte bulunmanız takdirde ÜCRETSİZ olarak gelmeyi kabul ettiğini söyledim ve Samsun'un telefonunu verdim.
    Yanımda verdiğim telefondan Samsun’u aradı, konuştular; yatacak ve yiyeceğini karşı lamayı ve hatta karşı taraftan istenmediği halde Samsun'dan grubun otobüs ve dekorların getirilmesi için söz verdi ise de Samsun ağırlanma ve konaklama bizim için yeter dedi.
    Ben; Dergi için çalışmalar yaptığımdan konu ile ilgilenemedim. Festivale iki hafta kala Belediyeden bir arkadaş ile ayaküstü konuşurken AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosunun davet edilip edilmediğini sorduğumda, yer yokluğundan Sayın Başkanımız gerek yok demiş olduğunu öğrendim. Ertesi gün Kültür Müdürü Sayın İdil'i telefonla aradım, Ankara'da olduğunu söylediler. Birkaç gün sonra makamında görüştüm ve AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosu'nun davet edilmediğini söylediğim zaman. "Hayır! Öyle bir şey yok! Tiyatro gelecek, gerekirse ben Özel İdare karalı ile gelenleri ağırlarım!“ Diyerek beni teselli ederek yolladı.
    Festival günü geldi geçti. Tabi ki AYGAZ Çocuk tiyatrosu gelmedi. Çorum çocukları, bir tiyatro oyunundan mahrum oldular.
    Çizerimiz Sayın Uğur Pamuk'un Karikatür sergisinin açılışında Kültür Müdürü Sayın İdil'le görüştüm. Tiyatronun gelmediğini sebebini sordum. Bana: Hayır AYGAZ Çocuk Tiyatrosu geldi ve oyununu sergiledi dedi.
    8 Temmuz günü Samsun AYGAZ'A gittiğimde, Tiyatro için teşekkür ettiğim zaman şaşırdılar. ÇORUM'DAN TİYATRO İÇİN ÖN GÖRÜŞME YAPILDIĞINI FAKAT YAZILI TALEPTE BULUNULMADIĞINI SÖYLEDİLER. Samsun'dan dönünce Kültür Müdürlüğüne gittim, Sayın İdil izine ayrılmıştı. Belediye ye giderek festival çalışmalarında bulunan arkadaşa sordum, talepte bulunulmadığını öğrendim.
    Acaba; Sayın İdil nasıl yanıldı veyahut yanıltıldı?
    Niçin Başkanımız BEDAVA Çocuk Tiyatrosunun gelmesini istemediler? 
    Bu güne kadar böyle bir sponsorluk acaba Çorum’a yapılmış mıydı? 
    Bu olay için: Ben; ÇORUMLULAR ADINA AYGAZ'DAN DERGİM ARACILIĞIYLA ÖZÜR DİLİYORUM. Hem de binlerce defa. Benim bir telefonumla Çocuk Tiyatrosunu hiçbir karşılık beklemeden göndeririz diyenden, hem de AYGAZ ailesinden ilimiz adına binlerce kere tekrar tekrar özür diliyorum.
    Yine Kanun Gereği Çorumlu 2000 Dergisini bırakmaya devam ettim.
    - 2000 Yılını sonunda Arif Bey bu sene talebi çok isteyim abonelik çıksın dedi. Bende:
    - Siz bilirsiniz! Dedim. 2001 yılı girdi tekrar Belediyeden dergi aboneliği için fatura kesmemi istediler. Komisyondan yine 1 dergi oluru çıkmıştı. Yine fatura kesmedim. Arif beyin odasına gittim.
    - Arif Bey siz den ben dergime abone olun demedim. İki senedir siz abone olalım diyorsunuz. İki senedir sadece 1 dergi aboneliği için komisyondan karar çıkıyor. Bu sene de yine fatura kesmedim. Dedim!
    7 Ağustos 1999 Çorum Televizyonunda “Çorum Değişim Projesi bilgilendirme toplantısı” Diksiyonu çok düzgün ve ödevine oldukça iyi çalışmış, teklemeden konuşan bir hatip. Anlatımı gayet mantıklı görünüyor. 20-25 dinleyici. Hiç çıt yok. Konuşmacı tezini anlatıyor.
    Çöplük Çarşısını yok etmek için yapılan ve halkı bilgilendirme toplantısı idi. Konu 35 dönümlük şehir merkezinin altı seçilmiş. Acaba; bu alanın üstünü düzenlemek yerine niçin altını seçmiş? Bu alanın altında neler var acaba? Neler yok ki. Bu belirlenen alanın altında bir tarih yatıyor. Bir kent yatıyor. Tarih kokan büyük bir hazine yatıyor. Diye Ekim 1999 Tarihinde Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarihinde yazmıştım. Yazımda yine:
    “Bir kere bu alanı şu anda bile beş dakikalık ufak sağanak yağmurlarda bile caddelerimizden dereler gibi akan sular acaba nerelere akar. Nereler dolar? İşte sizin projenizde Çorum'da bu akıntıyı verecek ne bir eğilimli arazi var, nede bu suları pompalayacak bol enerjimiz var. Yoksa burayı bitirdiğiniz gün yağan şiddetli bir yağmurla doldurarak yüzme havuzu filan mı yapacaksınız?  O da olamaz, koca Çorum'da bu derinlikteki bir havuzda yüzebilecek kaç hemşerimiz var? Belki de: Bir efsanevi söylenişte geçen; "...yelden; Çorum selden batacak."  Denilen sözler sizin eserinizle gerçekleşecektir.” Demiştim.
    Yine Samsun Aygaz Bölge Müdürlüğüne gittiğimde Oktay Bey “Çocuk Parkı Aparatları” ni İl ve ilçelere tanıtım kaydı ile ücretsiz verdiklerini söyledi.
    Durumu Çorum Stat karşısında Sellanın kapatılan üstüne Arif Beye söyledim. İlgi duyarsanız Aygazı arayın dedim. Sonrada öğrendim aramamışlar. Bu faydalı işi O zamanki İskilip Belediye Başkanına teklif ettim. Onlar Aygaz’ı arayıp çocuk parkını yaptılar. Onlar da açılış yaptılar bilgi bile vermediler.
    Arif Bey Dergimize 2002 tarihinde uzunca bir yazı göndermişti onu da dergimde yayımladım.
    Arif Beyin Vefatını Eylül Ayında öğrendim.
    “Yozgat Yelden Çorum Selden” efsanesini gerçekleştireceksiniz
    Diye yazdım!
    İnternette Arif Beyin vefat ettiğini öğrendim.
     
     
    Arif ERSOY
    1948 yılında Çorum'da doğan Arif Ersoy, orta öğrenimini bu Çorum'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve İdare bölümünden mezun olan Ersoy, aynı zamanda Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nü bitirdi.
    İngiltere'de iktisadi kalkınma konusunda master derecesini alan, Cambridge ve Leeds üniversitelerinde araştırmalarda bulunan Ersoy Ocak 1977 yılında Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne araştırma görevlisi olarak tayin edildi. 1979 yılında bu Fakültede iktisat doktoru derecesini aldı.
    1982 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kurulmasıyla bu üniversiteye bağlı iktisadi ve idari bilimler fakültesine iktisadi sistemler ve iktisadi düşünceler tarihi derslerini vermek üzere yardımcı doçent olarak atanan Ersoy, 1986 yılında iktisat doçenti ve 1992 yılında ise iktisat profesörü unvanlarını aldı.
    27 Mart 1994 tarihinde çorum belediye başkanı adayı oldu. Beş yıl Çorum'a hizmet eden arif Ersoy tekrar belediye başkanlığına aday olarak Nisan 1999 yılındaki seçimlerde tekrar belediye başkanlığına seçilmiştir.
    2009 Mahalli seçimlerde Çorum Belediye Başkanlığı seçinine katılmış seçilememiştir.
    İktisadi sistemler, iktisadi düşünceler tarihi ve iktisadi yapılanma ve ilgili bir dizi makale, tebliğ ve eserleri bulunan Ersoy'un alternatif bir sosyal yapılanma modeli olarak “silm sosyal yapılanma modeli” ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında sunulmuş ve yayınlanmış bir çok makale ve tebliği bulunmaktadır. 
    Çalışmaları başta İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça,Rusça ve Çince dillerine çevrilen  Ersoy evli iki çocuk babasıdır.  İngilizce ve Arapça bilmektedir.
    Mahalli basında yayınlanmakta ve Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde dergimizde yazıları çıkmıştır.
    Dergimizde yazıları yayımlanmış olar Prof. Dr. Arif  Ersoy 1 Eylül 2020 Günü vefat etmiştir.
     
     
    Çorumlu2000 Dergisi
    Arif ERSOY 2001'DEN 2002'YE  YIL 4  SAYI 34  25 Ocak 2002
    Arif ERSOL 2001'DEN  2002'YE  YIL 4  SAYI 35  25 Şubat 2002
    Arif ERSOY 2001'DEN 2002'YE  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Arif ERSOY 2001'DEN 2002'YE  YIL 4 SAYI 38    25 Mayıs 2002
    Arif ERSOY 2001'DEN 2002'YE YIL 4 SAYI 37   25 Nisan 2002
    Arif ERSOY HAYAT HİKAYESİ  YIL 4  SAYI 36  25 Mart 2002
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Galip BARAN
    Galip Baran’ı Dergimizle tanıştıran Mustafa Nevruz SINACI olmuştur. Telefonla e-posta ile bir ağabeyimizin hayat hikâyesi ve resmi ile e-postasını gönderdiğini değerlendirmemi istemişti.
             Bende gelen yazıyı Sanal dergimde yayımlamıştım.
    İnternet ten 21 Ekim 2020 Tarihinde vefat ettiğini öğrendim.

     

    Galip BARAN
    1932 Balıkesir Manyas doğumlu. Erkek Sanat Enstüsü mezunu.
    Çalışırken yüksek tekniker diploması aldı. 9 yıl, orduda ve USA Pennsylvania State University’de bir yıllık eğitimden sonra 18 yıl Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde Reaktör İşletme ve Nükleer Elektronik uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1978 yılında emekli olup, Bodrum Turgutreis’e yerleşti.
    “Senin gibilerin sayısı çoğalmalı” benzeri sözlerle övülen, Dünyalılara, geliştirdiği “sorun bencillik çözüm sencilik” sloganıyla sorumlulukların hatırlatan Baran “iklim değişikliği” sorununu çözme “HELAK”İ önleme konusunda herkese örnek olmağa çalışıyor.
    Emeklilikten önce “kişisel çıkar”, sonra “toplumsal çıkar” için çalışmış, bunun biraz geç de olsa farkına vardığını söyleyen; BARIŞ isteyen dünyalılara, yapmaları gereken şeyin, “nefisleri” ile savaşma gerçeğini anlatmada en büyük sorumluluğun emeklilere düştüğünü savunan Baran; “bencil varlıkların” “demokrat” olamayacakları gibi, “yurdu ve milleti”,“dünyayı ve dünyalıları” sevemeyeceklerini İDDİA ediyor.
    Baran, iyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca, az da bilmektedir. 
    Yayınevimizin sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    21 Ekim 2020 Tarihinde vefat etmiştir!
     
     
    ÇORUMLU 2000
    Galip BARAN TARHAN ERDEM'İN YAZISI IŞIĞINDA; SINACI'YA ÖĞÜTLER YIL 13 SAYI 149 25 Temmuz 2011
    Galip BARAN ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ’ NE ÖNERİLERİMİZ! YIL 13 SAYI 146 25 Nisan 2011

     
     
    Fikir Dergisi
    Galip BARAN TARHAN ERDEM'İN YAZISI IŞIĞINDA; SINACI'YA ÖĞÜTLER VE HATIRLATMALAR SAYI 1  01-10-2008
    Galip BARAN HAC SÖZLEŞMESİ SAYI 2  01-11-2008
    Galip BARAN ÇÖZÜM SAYI 3  01-12-2008
    Galip BARAN DEMİREL ÖRNEK OLMALIDIR SAYI 5  01/02/2009
    Galip BARAN HİLLARY CLİNTON  SAYI 5  01/02/2009
     

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Zafer TERLEMEZ
              27 Mayıs 1998 Tarihinde Gürsel Yayınevini açmıştım.  Yayınevimi tanıtmak için Çorum Fuar Hitit Festivali bünyesinde bir stant tuttum. Bu stant da yeni bir çalışma bulunsun diye basıma hazır “Çorum’da Yatan Meşhur Yatırlar” ikinci baskısını bastırmayı düşünüyordum.
    Bir arkadaş bana Ethem Erkoç da bu konu hakkında çalışmasını bastırıp Festivalde dağıtılacağını söyledi. Gerçek olup olmadığını Belediye Başkanı Olan Arif Beye gittim. Aynı Kitabı basıp basmayacaklarını sorduğumda basmayacaklarını söylediler. Bende kitabın 2. baskısını yaptım ve zarar etmiştim. Fuarda sadece 1 kitap satılmıştı. Fuarda benim sunduğum kitapları birkaç kırtasiyeye bırakmıştım.
    Gürsel Yayınevini açtığım günlerler birinde Ben boyda benden yaşı küçük olduğu belli olan bir genç geldi. Bana:
    - Mahmut Beyi arıyorum dedim. Yer gösterdim oturdu. Bana:
    - Mahmut Bey! Benim ismim Zafer Terlemez! Çorum’da olmayan bir iş yeri açmışsınız. Hayırlı olsun! Mahalli Gazetelerde Yayınevinizin açıldığını öğrendim. Ölçek İş Merkezinde bir işim vardı. Sizi de ziyaret etmek istedim! Dedi. Sevindim. Demek ki böyle kültür içinde olanları takip edenler de varmış diye düşündüm. Sordum.
    - Çay içer misiniz? Diye sordum.
    - Vaktim kısıtlı. Daha sonra çayınızı içmeye gelirim! Sizinle tanışmak istedim. Bu da kartvizitim. Bende sizi beklerim dedi. Müsaade istedi. Bende ona kendi kartvizitimi ve “Çorum’da Yatan Meşhur Yatırlar” kitabımdan birisini takdim ettim yolcu ettim gitti.
    Aradan bir ay filan geçmişti. Oto Gaz reklamlarını gördüm. Yukarı sanayide bilgi almak için bir firmaya gittim. Görüştüm. Aklıma Zafer Terlemez geldi. Oto gaz firmasından çıkınca telefonla aradım:
    - Zafer Bey! Bir iş görüşmesi için Yukarı Sanayideyim. Müsaitseniz sizi de ziyaret etmek istiyorum. Dedim. Bana:
    - Tabii beklerim! Dedi. İş yerine gitti. Başı oldukça kalabalıktı. Beni görünce bütün işlerini bırakarak yazıhanede ayağa kalarak elimi öpmeye davrandı. Elimi öptürmedim. Bana yer gösterdi. Bana:
    - Hoş geldiniz! Müsaade ederseniz bir telefon konuşmam var! Çay içer misiniz? Dedi. Bende:
    - Sağ olun işinize bakın! Dedim. Birkaç dakika üren bir telefon konuşmasından sonra; Bana:
    - Tekrar Soda içer misiniz? Dedi. Bende.
    - Olur! Dedim. “Soda içme seremonisi ileride her dergi götürdüğümde tekrar etmedi. Oturur oturmaz kendisi ve yazıhanedekilere soda getirdi.” Bana:
    - Sizi ziyaret geldiğimde bana verdiğiniz “Çorum’da Yatan Meşhur Yatırlar” kitabınızı okudum. Ben bu kitaplardan 10 tane satın almak kaydı ile verirseniz eşe dosta okumaları için vermek istiyorum! Dedi. Bende; Aracımda bulundurduğum kitabımdan 10 tane getirerek verdim. Bana: 
    - Başka çalışmalar yapacak mısınız diye sordu. Bende:
    - Nasip olursa yayınevinde boş oturakla olmuyor. Aylık bir dergi Yayınevim adı altında yayınlamayı düşünüyorum. Arkadaşlara yazı verip veremeyeceklerini soruyorum. Dedim. Bana:
    - İnşallah yayımlarsınız. Yayımlayınca beni de abonelerinin arasını kaydedin. Dedi. Teşekkür edip oradan ayrıldım.
    Zaman kayıp geçiyor. Yukarıda 2tırnak içinde yazdığım gibi her ay Zafer’e dergisini bıraktım.
    Çorumlu 2000 Dergimde iki okuyucu mektubunu yayımladım. Çorumlu 2000 dergime oldukça fazla şiirlerinin yayımlanması için şair arkadaşlar şiirlerini veriyorlardı.
    Bende; Şair arkadaşların şiirlerini Sarı Çiğdem Şiir Defteri diye bir dergide yayımlayacağımı söylemiştim. Aralık Çorumlu 2000 sayısını götürdüğüm gün bana bir disket uzatarak:
    - İnceleyin. Beğenirseniz ve gerek görürseniz yayınlar mısınız dedi. Bende.
    - İncelerim dedim. İlk Sarı Çiğdem Şiir defterinde yayımladım. Daha sonra kızının şiirlerini de yayımladım.
    Bir bayram ziyaretinde, eşi Sevim Hanım, oğlu Emin, gelini ve kızı Eda ile gelmişlerdi. Ne yazık ki nasip olup iadeyi ziyarete gidemedik.
    Zaman geldi ben Lenfoma için tedavi gördüğümü yazmıştım. Emin hastalığımı duyunca Babasına durumu söylemiş, akşam beni telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini bildirmişti.
    2020 Kasım ayı başlarında telefonla beni aramış konuşmuştuk. Helallik istemişti. Helalleştik. Sonra internetten 15 Kasım 2020 yaşamını yitirdiğini vefat ettiğini öğrendim. Emin’i aradım çok üzüldüm.
     
    Sarıçiğdem
    Zafer TERLEMEZ ANNEM Sayı 012 14 Şubat 2003 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ ARADIĞIMI BULDUM DEDİM SARILDIM SANA    Sayı 014 14 Nisan 2003 Yıl 2
    Zafer TERLEMEZ BİLİRSE Sayı 001 14 Mart 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ DÜNYA YALANDIR ÖMÜR BİR NEFES Sayı 007 14 Eylül 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ HAC Sayı 011 14 Ocak 2003 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ HAY HAY DA HAY HAY Sayı 008 14 Ekim 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ KALBİM BOŞ SEVGİLİM YOK Sayı 005 14 Temmuz 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ KIZIM Sayı 006 14 Ağustos 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ ÖLÜM Sayı 003 14 Mayıs 2002 Yıl
    Zafer TERLEMEZ RAHMET DAMLASIYLA YEŞERDİM   Sayı 009 14 Kasım 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ SANMA SEVGİMİN HEPSİ SANA Sayı 010 14 Aralık 2002 Yıl 1
    Zafer TERLEMEZ UNUTMA Sayı 002 14 Nisan 2002 Yıl 1
     
     
    Zafer TERLEMEZ
             1954 Çorum Doğumlu. Terlemez Orman Ürünleri sahibi. Sevim Hanımla Evli olan yazarımızın Emin Terlemez ve Eda Terlemez isimli iki çocuğu bulunmaktadır.
             Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Ve Edebiyat Dergisinde ve Sarı Çiğdem Şiir Dergisinde yazıları ve şiirleri bulunmaktadır.
    Zafer Terlemez, geçirdiği rahatsızlık sonucu 15 Kasım 2020 yaşamını yitirdi. Hıdırlık Mezarlığı’na defnedildi.  
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Erol DUYGUN
             Erol ile sadece telefonda görüşmemiz oldu. Dergi çıkartacağımda haberi olan Uğur Pamuk mesai arkadaşı Erol’a dergi hakkında bilgi vermiş. Erol’da iki şiirini Uğur ile yayımlarsa diyerek bana göndermişti. Uğur’a hayat hikâyesi ve fotoğrafını göndermesini söylemiştim. Uğur ertesi gün isteklerimi yayınevi yazıhaneme getirmişti.
             İlk sayımda Uğur Pamuk’un karikatürü ile yayımlamış ilk sayımızı da Uğur ile yollamıştım.
             Erol; telefonla beni arayarak ilgim için teşekkür etmiş ve başka şiirlerde gönderebilir miyim diye sormuştu. Bende gönderin, fırsat buldukça yayımlarım dedim.
    Daha sonra internet kanalı ile görüşmelerimiz devam etti.
    Eşimle Dodurga’yı ziyarete gittiğimizde iş yerine uğramış Erol’un o gün izinli olduğunu öğrenmiştim.
    Daha sonra emekli oldu ve Akçay, Edremit'te yerleşti. İnternet üzerinden konuşma ve yazışmalarım oldu. Daha sonra 09.12.2020  tarihinde vefat ettiğini öğrendim!
     
    Erol DUYGUN
    1957 yılında Gümüşhacıköy'de doğmuşum. Bütün küçük yerleşim biriminde olduğu gibi sakin ve mutlu bir çocukluk dönemim oldu.
    Okul hayatım boyunca çırak olarak (Tezgâhtarlık, Terzilik, Fotoğrafçılık gibi) çeşitli meslek dallarını öğrenmeye çalıştım.  Liseli yıllarda fotoğrafçılığı öğrendim.
    Askerlik sonrası 1980 yıllarında kısa bir dönem kavaf iye dükkânı açarak esnaflık yaptım. 1983 yılında şu andaki görevim ile birlikte 1987 yılına kadar Dodurga’da fotoğrafçılıkla uğraştım. Bu ara Rıza Ilıman'ın gazetecilik yaptığı dönemde Dodurga muhabiri olarak çalıştım. 
    Ticaret lisesi mezunu olup, evli 2 çocuk babasıyım.
    İlkokul döneminde çok klasik bir cevap olmasına rağmen öğretmen olmayı hayal ederdim. Kendisine öykündüğüm kişi ise kendi öğretmenim değil, öğretmen olan ablamdı. Ama benim yerime küçük kardeşim öğretmen olacaktı. Dolayısıyla öğretmenlik hayalim gerçekleşemedi.  
    Biyografimde bahsettiğim gibi öğrencilik döneminde yaz tatillerini ve sömestri tatillerini hep bir şeyler öğrenmek ve kendimi hayata hazırlamakla geçirdim. Özellikle Fotoğrafçılık çok keyif alarak sürdürdüğüm bir meslek olarak hala içimde bir ukdedir. Ama artık pahalı bir meslek dalı olması nedeniyle ne yazık ki şu anda gerçekleştirme imkânım bulunmamaktadır. 
    Şu andaki görevim meslek olarak sayılabilir mi bilmiyorum.
    Önemli saydığım ve hayatımın seyrini değiştiren anım: 1983 yılında işe girdiğim tarihten 1989 yılına kadar işletmemizin personelinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik Tüketim Kooperatifinde çalışmaktaydım ve iki ayrı yerde kooperatifimiz vardı. Dolayısıyla mal geldiğinde birinden, diğerine mal tevziatı yapılırdı. Yine böyle bir tevziat gününde iş yerimiz kömür maden ocağı olduğundan göçük olmuş bir arkadaşımız göçük altında kalarak vefat etmişti. Bu olay nedeniyle işçi arkadaşlar işverene karşı son derece öfkeli ve tepkiliydi. Arbede çıkarmak için bahane bekler durumdaydılar. Ben bu durumu sezinlediğim için, koyun can derdinde, kasap mal derdinde diyebilirler düşüncesiyle malı indirmekten vazgeçip yetkililere haber vererek malzemeyle yüklü kamyonu daha güvenli bir yere gönderdim. Bu arada yavaş, yavaş topluluk oluşmaya başlamıştı ve çeşitli sloganlarla işveren protesto ediliyordu. Bizler olaylara hiçbir şekilde müdahil olmadan olay yakınındaki iş yerimiz de beklemekteydik. Bu duruma şahit olan arkadaşlarıma rağmen, Dodurga camilerinden olayı anons ettirerek sivil halkında olaylara karışmasını sağladığım iftirasıyla Bölge Müdürüne şikâyet edilmişim. Konuyu araştırma gereğini duymayan Müdür o anki öfkeyle beni tabi ki hemen başka bir iş verdiği halde alınmadığım iş yerinden sürgün olarak ayrılmıştım.
    1989 yılından bu yana daha zevkle yaptığım büro işlerini ifa etmekteyim. Bana ceza vermek istenirken büyük bir iyilik yapılmıştı. Bu olayı hiçbir zaman unutmayacağım, beni haksız yere itham edenlere yazdığım bir dörtlük ilave etmek istiyorum:
    “İşimi bozanların işi bozulsun
    Herkes kendi ettiğine üzülsün
    DUYGUN'i yeniden yola düzülsün.  
    Bir şom ağız işim bozdu nideyim.”
    Mesleğimin sağladığı bir avantaj bulunmamaktadır. Oğullarıma ve gençliğimize sonuna kadar iyi bir eğitim almaları ve bu uğurda çok çalışmalarını öneririm. 
    Şiir yazmaya Halk Ozanlarının şiirlerini okuyarak ve dinleyerek başladım. Bu konuda herhangi bir teşvik gördüğüm söylenemez. 
    İlk şiirim 1973 yılında Merzifon'un Sesi Gazetesinde yayımlandı. 
    Muhabirlik yaptığım yıllarda ormanlarımızın katledilmesine yönelik Çorum Gazetesinde yazdığım bir haber makale nedeniyle şu anda ismini anımsayamayacağım bir Kayseri yerel gazetesinde teşekkür mektubundan başka ödül almadım.
    İdealim; şiir konusunda yetkin bir yere gelebilmekti, ama bu idealim henüz gerçekleşmedi. Basılmış bir çalışmam bulunmamaktadır. Makaleler ve denemeler yazıyorum. Osmancık Haberde ve ara sıra Çorum Merhaba ve Çorumlu 2000 Dergisinde şiirlerim yayınlanıyor.
    Son söz olarak, hiç riya yapmadan bir dergi çıkarmanın ne kadar zor bir uğraş olduğunu bildiğimden sizi gösterdiğiniz fedakarlık ve performansınızdan dolayı kutluyor, bu derginin siz istediğiniz sürece yaşamasını dilerken inceliğiniz için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. 
    Yayınevimizin  basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    09.12.2020 Tarihinde vefat etmiştir!
     
     
    Erol DUYGUN BÜTÜN DOSTLARIMA YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Erol DUYGUN DİVANEYİM YIL 1 SAYI 1   25 - Temmuz 1998
    Erol DUYGUN DÜNYADA YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Erol DUYGUN GELMESİN YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Erol DUYGUN HAYAT HİKAYESİ YIL 2 SAYI 12   25 Aralık 1999
    Erol DUYGUN SALDIN DİLİME YIL 2 SAYI 15   25 Mart 2000
    Erol DUYGUN VERMİYOR YIL 1 SAYI 1   25 - Temmuz 1998
    Erol DUYGUN YAŞAMAK GEREK YIL 1 SAYI 4   25 Ekim1998
    Erol DUYGUN BU ULUS 25 Haziran 2017
    Erol DUYGUN DALIYIM YIL 18  SAYI 213    25-Kasım-2016
    Erol DUYGUN OLMASA Yıl 18   SAYI  215  25 Ocak 2017
    Erol DUYGUN İNCİNİR Yıl 18   SAYI  216  25 Şubat 2017
    Erol DUYGUN İSTEMEM Yıl 18   SAYI  217  25 Mart 2017
    Erol DUYGUN BÜLBÜL ÖTMÜYOR Yıl 19  Sayı 219 25 Mayıs 2017
    Erol DUYGUN TÜRK GENÇLİĞİ Yıl 19   SAYI  222  25 Ağustos 2017
    Erol DUYGUN YOLLARDA KALIR Yıl 19   SAYI  223  25 Eylül2017
    Erol DUYGUN BU GECELİK YATIYORUM Yıl 19   SAYI  225  25 Kasım 2017
    Erol DUYGUN BOMBALAR YAĞIYOR Yıl 19   SAYI  226  25 Aralık 2017
    Erol DUYGUN BANA DEĞME MİHRİBAN Yıl 19   SAYI 228 25 Şubat 2018
    Erol DUYGUN AMASYAYILAR 230 SAYI 25 NİSAN 2018
    Erol DUYGUN ALLAH ALLAH DEDİKÇE 231 SAYI 25 MAYIS 2018
    Erol DUYGUN ÇOK HARAMİ GEÇTİ 235 SAYI 25 TEMMUZ 2018
    Erol DUYGUN AL BAYRAĞIM 236 SAYI 25 AĞUSTOS 2018
    Erol DUYGUN KURTARICI İNANÇ VE BİZ 238 SAYI 25 EKİM 2018
    Erol DUYGUN GEL 239 SAYI 25 KASIM 2018
    Erol DUYGUN BANA 242 SAYI 25 ŞUBAT 2019
    Erol DUYGUN OLMAZ 243 SAYI 25 MART 2019
    Erol DUYGUN DUA EDİN 244 SAYI 25 NİSAN 2019
    Erol DUYGUN ŞU ALEMDE GEZELİM 250 SAYI 25 EKİM 2019
     
     
     
    Sarı Çiğdem
    Erol DUYGUN ALLAH ALLAH DEDİKÇE Sayı 017 14 Temmuz 2003 Yıl 2
    Erol DUYGUN ANNEME Sayı 147 14 Mayıs 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN ATADAN TORUNA Sayı 043 14 Eylül 2005 Yıl 4
    Erol DUYGUN BABAMA MEKTUP Sayı 148 14 Haziran 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN BANA DEĞME MİHRİBAN Sayı 149 14 Temmuz 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN BANA Sayı 151 14 Eylül 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN BİZ DERİZ “HERİ” Sayı 011 14 Ocak 2003 Yıl 1
    Erol DUYGUN BOMBALAR YAĞIYOR Sayı 145 14 Mart 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN BU GECELİK YATIYORUM Sayı 023 14 Ocak 2004 Yıl 2
    Erol DUYGUN BÜLBÜL ÖTMÜYOR Sayı 150 14 Ağustos 2014 Yıl 13
    Erol DUYGUN BÜTÜN DOSTLARIMA Sayı 042 14 Ağustos 2005 Yıl 4
    Erol DUYGUN ÇOK HARAMİ GEÇTİ Sayı 144 14 Şubat 2014 Yıl 12
    Erol DUYGUN DİVANEYİM Sayı 073 14 Mart 2008 Yıl 7
    Erol DUYGUN DUA EDİN Sayı 015 14 Mayıs 2003 Yıl 2
    Erol DUYGUN DÜNYADA Sayı 024 14 Şubat 2004 Yıl 2
    Erol DUYGUN GEL Sayı 010 14 Aralık 2002 Yıl 1
    Erol DUYGUN GELMESİN Sayı 070 14 Aralık 2007 Yıl 6
    Erol DUYGUN KURTARICI,İNANÇ VE BİZ Sayı 071 14 Ocak 2008 Yıl 6
    Erol DUYGUN OLMAZ Sayı 146 14 Nisan 2014 Yıl 13 
    Erol DUYGUN SALDIN  DİLİME Sayı 021 14 Kasım 2003 Yıl 2
    Erol DUYGUN TÜRK GENÇLİĞİ Sayı 025 14 Mart 2004 Yıl 3
    Erol DUYGUN VERMİYOR Sayı 022 14 Aralık 2003 Yıl 2
    Erol DUYGUN YAŞAMAK GEREK Sayı 026 14 Nisan2004 Yıl 3
     
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Müslüm TUNABOYLU 
    1993 tarihinde, İsmail Pamuk, Müslim TUNABOYLU ile beraber gelen eski Hitit Televizyonunu kameramanı Aslan Örken  benim arabamla Zeytin Deresi'ne giderek bir ön araştırma yapmıştık. İlkbahar olduğundan tepelerde halen kar bulunmakta idi. Civar köylerden soruşturduğumuzda kalenin yeri hakkında bilgi alamamakla birlikte, tahıl ambarı vazifesi görebilecek dikine büyük bir Mağaranın bulunduğu ve bu mağaranın duvarlarında bir yangından kalabilecek duman izlerinin mevcudiyetinden bahsetmişlerdi.
    Daha sonraları Müslüm Hocam ile çeşitli sebepler gereği görüştük.
    01/04/2009 Tarihinde Fikir dergide yayımlanması için e-posta ile bana yazılarını göndermeye başladı. Bende Fikir Dergimde yayımladım.
    Sık sık telefonla görüşüyorduk. 2021 yılının Ocak ayında telefonla görüştük. Sonra internetten vefat ettiğini öğrendim.
     
    Müslüm TUNABOYLU 
    Müslüm Tunaboylu; 1938 yılında ailesi ile birlikte Bulgaristan’dan Anadolu’ya göç etti. Ailenin en küçüğü olan Müslüm Tunaboylu; o tarihte Çorum’un Mecitözü ilçesine bağlı Çıkrık Köyünde ilköğrenimini bitirdi.
    Tunaboylu, Çıkrık Köyünde ailesinin yakın ilgi ve ekonomik dayanışma içinde günlük yaşamlarını İkinci Dünya Savaşı’nın zorlu yansımasını Anadolu insanının unutulmaz katkıları ile yok etmesini başardı.
    Müslüm Tunaboylu; 1943 yılında ilköğrenimini Çıkrıkta tamamladıktan sonra aynı yılın Ağustos ayı içersinde Kastamonu Gölköy Enstitüsü’ne on arkadaşı ile birlikte giderek kaydını yaptırdı.
    Avrupa da devam ettiği bir yıllık okul yolları Anadolu da itibar görmediği için Tunaboylu birinci sınıfa iki yıl devam etti.1943 te enstitü de ikinci sınıfa geçti. Bir yıllık kaybını Tunaboylu böylelikle kapatmış oldu.
    İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü’ne l945 yazında yaptığı gezide Mecitözülü öğrencilerin yıllık izine ekonomik güçleri olmadığı için çıkamayan 17 arkadaşının Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsü’ne nakillerini verdiği bir dilekçe ile sağladı.
    1947 yılında beş yıllık öğrenimi tamamlayarak öğretmen olan Tunaboylu Mecitözü’nün Kışlacık Köyünde öğretmenliğe başladı.l950 yılı Eylül ayına kadar burada hizmet vermeye çalışan Tunaboylu bir arkadaşı ile karşılıklı becayiş yaparak Bayındır Köyünde askere gittiği l955 Haziran ayına dek burada öğretmenliğini sürdürdü.
    İzmir-Gaziemir Ulaştırma Okulunda altı ay kalan Tunaboylu Asteğmen rütbesi ile İstanbul-Yassı viran da bulunan 33.tümen Hafif Ulaştırma Oto Bölüğünde göreve başladı.l956 yılında Teğmen olarak terhis olan Tunaboylu askerlik sonrası 30 Kasım 1956 da Mecitözü’nün Devletoğlan Köyünde göreve başladı.1957 yılında tekrar Kışlacık Köyünde göreve başlayan Tunaboylu l960 yılının eylül ayına kadar burada kaldı.Aynı yılın sonbaharında Çorum Merkez Hürriyet İlkokulunda görevini sürdüren Tunaboylu bu okulda dokuz ay okul müdürlüğüne vekalet ederken 55 öğrencisi bulunan birinci sınıfada öğretmenlik yaptı.Tunaboylu aynı okula müdür olabilmek için başvuruda bulunsa da kendisine yarım puan verilemediği için müdür olamadı.
    Merkez Hürriyet İlkokulu’nda görevli iken güçlüklerle boğuşan Tunaboylu, kendisine müdürlük verilmeyince buradan kırgın olarak ayrılarak İstiklal Okulunda göreve başladı.
     Hürriyet ve İstiklal İlkokulu’nda görevli bulunduğu yıllarda merkezde öğretmen derneklerinde ve Türkiye Öğretmenler Sendikasında yöneticilik yaptı, birkaç yılda TÖS’ün bölge temsilciliğinde bulunarak öğretmen hareketlerinde faal ve etkin görevlerde bulundu.
    1932 yılında Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleri ile kurulan ancak, Demokrat Parti’nin iktidar olduğu ilk yıllarda kapatılan Halkevlerinin Çorum da ikinci kez açılışında yönetim kurulu başkanı olarak görev aldı,Açtığı halk dershaneleri ile halkın beğenisini kazanan gönüllü kuruluşun da taşra ve merkez örgütünde de görev aldı.Sahipliğini yaptığı MADIMAK yayın organı hemen tüm şubelere dağıtılarak Çorum’un tanıtımına yardımcı oldu.
    12 Eylül l980 de yapılan askeri darbe sonrasında el konulan öğretmenler binasının yapımında ki çabaları ve çalışmaları unutulmayan Tunaboylu, binanın tekrar öğretmen kuruluşuna devri için siyasilerin çaba göstermeyişini devamlı yerdi.
    1973 yılının 9 ağustosunda Merkez Kale İlkokulundan emekliye ayrılan Tunaboylu, l974 yılı ocak ayı başlarında Çorum Gazetesi Yazı İşeri Müdürlüğü ile gazeteciliğe başladı.l990 yılına dek yerel gazeteler ile ulusal basında Çorum Temsilciliği yaptı.l981 yılında görev aldığı Anadolu Ajansı Muhabirliğini sürdürmektedir. Gazetecilik yıllarında Hürriyet, Milliyet, Günaydın gibi ulusal basın muhabirliği yaparak Çorum’un sorunları ile yakından ilgilenmiş, yazıları ile katkılarını sürdürdü.Yerel gazetelere yazıları ile zaman ,zaman konuk olmaktadır.
    1960 yılından beri Çorum merkezde ikamet etmekte olan Tunaboylu, 1970 yılında Kale Mahallesi Meramevler 6.sokak no 20 de yaptığı iki katlı binanın üst katında ikamet etmektedir. Müslüm Tunaboylu, oğlu 1954 doğumlu gazeteci-yazar Mahmut Tunaboylu’yu 2002 yılının son günü kaybetti. Oğuldan iki, kızlardan üç olmak üzere beş torun sahibidir Yayınevimizin yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Yazarımız 30 OCAK 2021 tarihinde vefat etmiş Çorum Ulu mezarlığına defnedilmiştir.
     
     
     
     
     
     
     
    Fikir Dergisi
    Müslüm TUNABOYLU 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM SAYI 14 01/11/2009
    Müslüm TUNABOYLU ANADOLU BOZKIRINDA UNUTULMAYAN EĞİTİM KURUMLARI KÖY ENSTİTÜLERİ SAYI 7 01/04/2009
    Müslüm TUNABOYLU BİR PAZAR GEZİNTİSİ    SAYI  10  01/07/2009
    Müslüm TUNABOYLU GÖLÜN YAZI MI YOKSA EĞMİR GÖLÜ MÜ  SAYI 7 01/04/2009
    Müslüm TUNABOYLU GÜNEYDEN İZLENİMLER SAYI 11  01/08/2009
    Müslüm TUNABOYLU HALK İLE KENTLİLER ARASINDAKİ BOZUK DENGEYİ EŞİTLEMEK İÇİN “KÖY ENSTİTÜLERİ” SAYI 18 01/03/2010
    Müslüm TUNABOYLU İLETİŞİMDE RADYOYU İHMAL ETMEYELİM  SAYI 14 01/11/2009
    Müslüm TUNABOYLU KENTLER BÜYÜDÜKÇE SORUNLAR ÇOĞALIYOR SAYI 11  01/08/2009
    Müslüm TUNABOYLU KENTLER BÜYÜDÜKÇE SORUNLAR ÇOĞALIYOR SAYI 7 01/04/2009
    Müslüm TUNABOYLU KÖY ENSTİTÜLERİ NİN UNUTULMAZ EĞİTİM VE KÜLTÜR HİZMETLERİ SAYI 18 01/03/2010
    Müslüm TUNABOYLU Mahmut TUNABOYLU Çile bülbülüm, çile Derdim var fax ile SAYI 14 01/11/2009
    Müslüm TUNABOYLU MAHMUT TUNABOYLU’YU ANARKEN SAYI  16 01/01/2010
    Müslüm TUNABOYLU METEOROLOJİK OLAYLAR ARASINDA KALAN ÇORUM SAYI 8  01/05/2009
    Müslüm TUNABOYLU NEDEN 10 KASIMLAR   SAYI 14 01/11/2009
    Müslüm TUNABOYLU TAŞIMACILIK KENTLERDE NEDEN SAVSAKLANIYOR SAYI 12 01/09/2009
    Müslüm TUNABOYLU TEKNOLOJİYE NEDEN AYAK UYDURAMIYORUZ? SAYI 11  01/08/2009
    Müslüm TUNABOYLU UNUTULMAYAN İFTAR SOFRALARI SAYI 11  01/08/2009
    Müslüm TUNABOYLU ZİRVE KÖYE 53 YIL SONRA YAPILAN BİR GEZİ SAYI 19 01/04/2010
    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Oğuz LEBLEBİCİOĞLU

             Oğuz LEBLEBİCİOĞU ile tanışmamız Askere gitmeden önceki yıllara rastlar. Azapahmet Sokağında bulunan evleri nedeni iledir. Daha sonraları benim Çorum’dan Askerlik ve polislik dönemlerinden sonra Çorum Kütüphane Müdürlüğüne tayinin olmam sonucu birkaç kere bazı resmi toplantılar sayesinde görüştük.
             Ben emekli olup Çorum 1997 isimli kitabımı yayımlayınca ilk edinen kişi olduğunu biliyorum. Daha sonra Gürsel Yayınevini açtığımda ziyaretime gelmiş sohbet etmiştik. Çorumlu 2000 Dergisini hazırlarken dergimi için Babasının ve kendisinin çalışmalarını vermiş bende dergimde yayımlamıştım,
    Çorumlu 2000 dergimim üçüncü sayayı hazırlar iken Oğuz LEBLEBİCİOĞU hocam yazısını dikte ettirmeye işyerimize geldi. Hoş beş, yazısını yazdık yazısını çıkışını verdim. Teşekkür etti. Gitmek için ayağa kalktı. Elini uzattı tokalaşacağız zannettim. Bana ufak bir kâğıt parçası uzattı.
    - Ben geçen İstanbul'da idim dergimizi orada gösterdim. Dergiye tanıtımınızı verin dedim telefonlarını aldım. Oktay Bey ile görüşeceğim de o gerekeni yapacak dedi. Ben gidiyorum. Bu numarayı muhakkak ara dedi. Bende:
    - Hocam oturun yayınınızda arayım dedim. Oturmadı gitti. Tanıtım verecek yer neresi, kim bu Oktay bey bence meçhul olarak telefonun kotuna baktım Çorum'da değildi Samsun kotu idi. Telefonu açtım. Bir bayan:
    - Buyurun Samsun Aygaz dedi. Bende:
    - Ben Çorum’dan Arıyorum Çorumlu 2000 Dergisinin sahibiyim Oktay Bey ile görüşmek istiyorum dedim. Bir dakika dedi. Bir yeri bağladı. Telefondaki kişi:
    - Mahmut Amca biz reklamı vereceğiz fakat bir telefon vereceğim reklam parasını orası ile konuşun dedi. İyi günler diyerek telefonu kapattım İstanbul kotlu bir telefon verdi. Oktay Beyin verdiği telefonu aradık ve dergimize epey katkısı olan AYGAZ’IN tanıtımını arka kapağa almış olduk.
    Dergi çalışmaları, tanıtım aramaları, abone bulma işleri derken 3. sayıya yayımladık. İş gayet zor ve çaba isteyen bir durum Yukarıda konusunu anlattığım ve Oğuz LEBLEBİCİOĞLU’NUN verdiği önemli katkı ile dergimizin % 15 inin masrafı da artık çıkmakta idi. Dergiyi Oğuz Hocamıza verince sordum.
    - Kim bu Oktay Bey? Dedim. Güldü.
    - Bizim çocuk Samsun Bölge Müdürü. Dedi.
    Böylece dergimiz için kendi oğluna baskı yapmış, olurunu almıştı.
    Beraberce Obruk Barajı, yapılırken İsmail PAMUN ile beraber gitmiş ve Obruk barajı hakkında da yazı yazmıştı.
    Dergimi kendi elimle reklamı olan Samsun Aygaz’a kendi arabamla gidiyordum. Dergi basıldı geldi. O günde LEBLEBİCİOĞU beni ziyarete gelmişti. Kendisine:
    - Hocam vaktiniz varsa Samsun’a gideceğim birlikte gidelim. Diyince kabul etmiş birlikte Samsun’a gitmiştik.
    Dergimizi sanala aldıktan sonra ara sıra görüştük.
    Daha sonra internetten vefat ettiğini öğrendim.
     

     

    Oğuz LEBLEBİCİOĞLU
    23.09.1935 de Çorum'da Yeniyol Mahallesi, eski  PTT   yanındaki   evde  doğdum. Babam, Öğretmen Sadi Leblebicioğlu,annem Ayşe Payen de hanımdır. 
    İlkokula başlamadan önce, Çorum Halkevi Ar Şubesi Başkanı olan babamdan keman ve bateri dersleri aldım. Birçok konserlere katıldım.
    2. Dünya Savaşı yıllarına Çorum’a gelen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü şerefine Halkevi tarafından hazırlanan konserde çaldığım bateri ve ezbere okuduğum ”Lozan’dan Bugüne” isimli şiir ile, İnönü’nün  beğenisini  kazanarak, iki takım Sümerbank elbiselik kumaş ve şehir  turu  gezisi ile ödüllendirildim.
    İlköğrenimimi Tanyeri İlkokulunda 1947 yılında bitirdim. İlkokuldan sonra Ankara Devlet Konservatuarına girdim! 1 yıl Dünyaca meşhur kemancı Liko Amar'dan keman, H. Bedii Yönetken' den ritim ve kulak, Ragıp Kösemihal'den de musiki nazariyatı dersleri aldım. Daha sonra Çorum'da ortaokul ve liseyi bitirdim. Lisede bir orkestra kurarak törenlerde, düğünlerde ve Hava Üssünün daveti üzerine Merzifon'da keman çaldım. 
    1957-1958 öğretim yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin Coğrafya bölümüne kayıt oldum. Fen Fakültesinde jeoloji ve paleontoloji, Ziraat Fakültesinde toprak bilgisi ve öğretmenlik için pedagoji dersleri aldım öğretmenlerim ile birlikte Türkiye'nin birçok yerinde yapılan gezi ve incelemelerde bulundum.
    1959 tarihinde Konya'da yapılan Türk Coğrafya Kurumunun Coğrafya Meslek Haftasına katıldım.
    "Çorum Ovası ve Çevresinde Jeomorfolojik Gözlemler" isimli mezuniyet tezimi hazırlayıp Fiziki Coğrafya ve Jeoloji Kürsüsünden 1961 yılı Haziranında, bölüm birincisi olarak mezun oldum.
    Balıkesir Ordu donatım Yedek Subay Okulunda 6 ay eğitim görerek, 56. Dönem mezunu oldum. Kayseri'de 18 ay Asteğmen ve teğmen olarak vatani görevimi yaptım.
    1963 tarihinde K.G. Müdürlüğü Araştırma Fen Heyetinde Jeomorfolog olarak çalıştım. Ankara- Kurtboğazı, Eskişehir-Alpu- Çiçeroz, Trabzon- Sürmene- Of- Derepazarı sahil yolu zemin etütlerini yaptım. Daha sonra Alaca İlçesi Nedim Tugaltay Ortaokuluna, Coğrafya Öğretmeni olarak atandım.
    1965 tarihinde evlendim. 1966 da Çorum İmam Hatip Okuluna Müdür Yardımcısı olarak atandım. 
    1966 da, bir erkek çocuğum oldu. 1969 tarihinde, Prof. Dr. Talip Yücel'in yönettiği Eğe Bölgesi gezisine davet edildim. 1972 de de bir kız çocuğum oldu. 
    1974 tarihine kadar bu okula da coğrafya ve müzik dersleri verdim.
    1975-1978 yıllarında, Çorum Öğretmen Lisesi ve Eğitim Enstitüsünde sosyal bilgiler öğretmenliğinde bulundum.
    25.3.1975  de babamı kaybettim. Eti Ortaokulunda, sosyal bilgiler ve müzik derslerine girdim. İlk defa bu okula masa tenisini tanıttım. 1979 da Çorum'da yapılan Türkiye Ortaokullar Masatenisi Şampiyonasında Eti Ortaokulunu yarı finale kadar yükselttim. 1980 tarihleri arasında Gençlik ve Spor Bakanlığının ve Masa Tenis Federasyonunun Ankara'da antrenör kursuna katıldım. Çimento Spor, Çorum Spor takımları ile yaz spor okullarında masatenisi antrenörlüğü yaptım.
    İlimizi bir çok Türkiye Şampiyonasında oyuncu, idareci ve antrenör olarak temsil ettim.
    Ayrıca atletizm hakemi olarak birçok yarışmalarda hakemlik yaptım, 1980 de Çorum Akşam Ortaokuluna geçtim.  Burada sosyal bilgiler, din ve ahlak derslerine girdim. 22.11 1983 tarihine kadar görev yaptım.
    22.11.1983 tarihinde Çorum Atatürk Lisesine geçtim. Coğrafya dersleri yanında, yakın çevrelere öğrencilerimle geziler düzenledim ve masa tenisi çalışmaları yaptım.
    10.9.1987 tarihinde Atatürk Lisesinden emekli oldum.  Hizmet sürem 25 yıl 7 aydır.
    1957 yılından beri Çorum’da yayımlanan Hüryol, Çorum, Yeni Çorum, Köylü'nün Sesi, Çorum Ekspres, Çorum'un Sesi ve Çorum Haber gazetelerinde 200'e yakın köşe yazısı ve makale yazdım. Ayrıca; bir süre, Dünya ve Vatan Gazetesi Çorum Muhabirliğinde bulundum.  Halen; Çorum Haber Gazetesi ve Çorumlu 2000 Dergisinde yazılarım yayınlanmaktadır.
    Çocukluğumdan beri gerçek bir doğa aşığıyım. Çoraklık ve Ilıca bağlarında birçok fidan diktim. Çeşitli ürünler ürettim.
    8.9.1999 tarihinde sevgili eşimi kaybettim.
    Bu günlerde "Çorum Coğrafyası"  Üzerindeki çalışmalarım devam ediyor.
    Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Oğuz Leblebicioğlu 22.07.2021 Tarihinde Çorum'da vefat etmiştir!
     

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    Ümit UZEL

    Ümit UZEL ile tanışmam Kütüphaneye tayin olduğum yıllara kadar gider.
    1996 yılı içerisinde ÇORUM 1997 İsimli Çalışmamı bitirince çıkışını yazıcıdan alarak Çorum Valisi Mustafa YILDIRIM, Belediye Başkanı Prof. Dr. Arif ERSOY (Sonradan Dergime verdiği yazısını yayınlamıştım), Milli Eğitim Müdürü Şakir ÇIPLAK Sonradan Dergime verdiği yazısını yayınlamıştım), Kültür Md, Mehmet YÜCE, Turizm Md. İbrahim YILDIZ ile Ticaret Odası Başkanı Ümit UZEL'E birer nüsha vererek Görüş ve Düşüncelerini yazmalarını talep etmiştim.  Bana verdiği ve ÇORUM 1997 İsimli çalışmama Görüş ve Düşüncelere aldığım şöyle yazmıştı:
    "Son yıllarda Çorum'umuzun sanayi atılımında gösterdiği performans ve buna paralel olarak tanıtım atağı meyvelerini vermeye başlamıştır. Ancak, Çorum için bunun yeteri olduğunu düşünülemez. gelişen sanayi potansiyelinin, kültürel faaliyetleri de beraberinde gerektirmesi gerekmektedir,
    Biz "Oda" olarak bu tür faaliyetleri de elimizden geldiğince desteklemeyi bir görev kabul ediyoruz
    "ÇORUM 1997" edli eserde bu çerçevede değerlendirdiğimizde Çorum'un Kültürel etkinliklerinde büyük bir boşluğu dolduracağına yürekten inanıyorum.
    Ciddi bir araştırmanın ve özverili bir çalışmanın ürünü olan bu yapıtın ortaya çıkmasındaki gayretlerinden dolayı sizi candan kutlarım.
    Tekrar tebrik ve taktirlerimi sunar başarılarınızın devam etmesin dilerim." Diye yazmıştı...
    Ağustos Ayının sonuna doğru Çorum 1997 Ankara'da ISBN 975-95580-2-5 basılarak Çorum'a getirdim. Basın Kanun Gereği ilk önce Çorum Valisi Mustafa YILDIRIM, Sonra Belediye Başkanı Prof. Dr. Arif ERSOY'A İmzalayarak takdim ettim. Basılı materyalin ilde dağıtılması için o ilin Basın Savcısına da 3 adet teslim ettikten sonra Kültür Müdürü, Turizm Müdürü ve Milli eğitim Müdürüne imzalı olarak birer tane takdim ettim. oradan Ticaret Odasına uğradım, Ümit Ağabey yerinde yoktu. Kendisinin sanayide olduğunu söylediler.
    Aracımla Ümit Ağabeyin işyerine gittim. İmzalı Çorum 1997 kendisine verdim. Baktı beğendi. Teşekkür etti. Kaç adet bastırdığımı söyledi. bende 1000 adet bastırdığımı söyledim. kaça mal olduğunu sordu, söyledim. Bana: mal ettiğin fiyattan 100 adedini Ticaret odasına bırak parasını öderiz dedi. Ses çıkartmadım ve istediği kitapları Ticaret odasına bırakmadım, o da bir daha bırakmadın demedi. Ne Çorum Valiliği, Ne Diğer Kurumlar kitap isteğinde bulunmadı. Bir Müdürlük hariç! Milli Eğitim Müdürü Şakir Bey Milli Eğitim Müdürlüğü adına liselere dağıtılması için aldı.
    1998 Tarihinde Yayınevimi açtım. Kendi kitaplarımı iş yerimde de hazırlıyordum. Sonra iki arkadaşa dergi çıkartacağımı söyledim. Araştırma yaparken Ümit Ağabeyin Samsun Hayat Dergisi sahibini tanıdığını biliyordum. Kendisine giderek o kişi ile görüşmek istediğimi söyledim.
    Dergi çıkartmak çok zor bir iş dedi. Yine de çıkartacaksan üçüncü hamur kağıda bastır. Çorum Renkli kuşe, derginin kıymetini bilmez dedi. bana Samsun adresini verdi.
    Ertesi gün Ümit Ağabeyin verdiği adrese gittik. bilgi aldık. 
    Gittiğimiz arkadaş; Dergi değil gazete yayınlamamızı salık verdi.
    Ümit Ağabey ve arkadaşların verdiği yazıları bilgisayarımda hazırladım, Ankara'da ÇORUMLU 2000 Dergimin 1. sayısını Temmuz 1998 tarihinde yayımladım. Dergi dağıtımından ümit ağabeye de dergi basını bitene kadar götürdüm
    Korumasız Başkan 1 İsimli Çalışmasının yazılım kontrolünü ve Gürsel Yayınevi adına ISBN alındı. Ümit ağabey kitap basımını başkasına verdiğini duydum.
    2021 Emil ayında eşi ile Bahçelievler 1. caddede yürüyüş yaparken karşılaştık, biraz ayak üstü konuştuk. Daha sonra; Ankara’da, yürüyemediği için özel bakım gördüğü sağlık kuruluşunda, 15/12/2021 tarihinde saat 08.00’de hayatını kaybettiğini öğrendim. Yazarımıza Allah'tan Rahmet ailesine ve yazarlarımıza başsağlığı dilerim!.

     

     

    Ümit UZEL

    1939 yılında Çorum'da doğmuşum. İlkokulu,ortaokulu ve Öğretmen Okulunu Çorum'da okudum.  Bu arada ortaokulun son üç ayını Mecitözü'nde tamamladım ve oradan mezun oldum. Bu gün 60 yaşında  olduğuma göre,demek ki ilkokulu bitireli 48 yıl  olmuş.  İnsanın,insan  hayatı açısından düşünürsek,bu uzun zaman diliminde neyi istediğimi pek hatırlamıyorum. O günler,bugüne göre devlet memuru  olmanın avantajlarından ve popülerliğinden  daha  fazlaydı.  Belki ; hakim, doktor, mühendis ya da subay olmayı istemiş olabilirim. Ama Gönlüm, babamın serbest meslek sahibi olmasından da kaynaklansa gerekir,ticaret. 
    Nitekim 1960  yılında Çorum İlköğretim okulunu  bitirip öğretmen  olduğumda,Ordu'nun yedek subay  fazlalığı nedeniyle  çıkan  bir yasa ile bizler son yedek subay olarak askere  alınmıştık. Aynı  yasa  bizi kıtaya değil,köylere öğretmen olarak atıyor ve askeri eğitimimizi yaz tatilinde  üç ay  yapıp  bitiriyorduk.  Bu görev çerçevesinde  ilk  yerim Sapaköy oluyordu. Daha sonra İskilip’te çalıştığım on yıl ile Çorum Merkez Halk Eğitimi Müdürlüğüm ile memuriyet hayatım bitiyor ve  1972 yılın da ticarete atılıyordum ve şu anda aralıksız 27 yıldır, baba mesleğine  devam  ediyor  ve oto yedek parçacılığı  yapıyorum. 
    Mesleğimin  sağladığı avantajlar bölümüne şöyle cevap vermem gerekir:Önce, 12 yıl öğretmenlik. Bu mesleği  okuyucularıma  anlatmama bilmem gerek var mı ?  İnsan  oğlu, doğumundan  ölümüne kadar  öğrenme  ihtiyacı içinde olduğuna ve yaşadığı her gün yeni bir şey öğrendiğine göre,öğretmenliğin önemi  kendiliğin den  ortaya   çıkar.  Hele  benim gibi, ilkokul öğretmenliğimin yanında önce İskilip Ortaokulu,sonra  Lisesinde ek olarak  Beden   Eğitimi Öğretmenliği yapan bir insanın yıllar içinde binlerce öğrenci ile zaman,zaman karşılaştığında yaşadığı duygulu anlar daha iyi gösterir. Şu  anda  yaptığım  serbest  işe, daha başka avantajları ve zorlukları var. 
    Gençlere  tavsiyem: Topluma nasıl yararlı olacak iseler,o yolu tutmaları. Çünkü asıl amaç insanın yaşadığı topluma bir şeyler verebilmesi.  Diğer soruları toplayıp,beraber cevap vermek istiyorum. Çünkü;bu soru yazarlıkla ilgili. Ben ise yazar değilim. Bu nedenle hoşgörünüzle soruları birleştireceğim. 
    1985  yılında  Mesleki  Kuruluşumuz olan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına seçildim ve bu görev  tam  12  yıl  sürdü. İşte  bu yıllar içinde TSO daki  Başkanlığım  gereği çeşitli yerlerde konuşmacı  olarak  bulunmam,zaman zaman da gazete ve  dergilerde mesleki makaleler,yazılar yazdım. 
    TSO  daki  görevimden  ayrıldıktan sonra Dost  Haber Gazetesinin ısrarlı davetine hayır diyemedim ve yedi ay kadar,haftada üç gün değişik konularda  makalelerim yayımlandı. Bu arada elinizdeki dergi yayın  hayatına  başlamak üzereydi. Tek  başına  büyük  heyecan ve özveriyle,belki biraz da  Don Kişot'ça  aylık  dergi  çıkarmayı düşünen  Mahmut Selim  Gürsel'e  içten içe acımama rağmen,azı ile katkıda bulunmayı  küçücük de olsa bir görev diye  düşündüm ve ara sıra yazdığım yazılarla,hiç de  hakkım  olmadığı  halde  "yazar" kadrosuna girdim. 
    Herhangi bir konuda yazabilmenin tek şar tının  okumak olduğunu biliyorum. Bunun için de, insanın  ufak  yada  büyük kitaplığı olması gerekmekte,işte benim en çok gurur duyduğum yanım da bu. Kendi çapında iyi bir kitaplığım var.   Eşimin mesleği de  öğretmenlik.  İki kızımız var,her ikisi de bizler kadar okumaya meraklıdırlar sanıyorum,bir insanın çocuklarına bırakacağı en  iyi  miras da  bu  olsa gerekir. İşte,bizim de mutluluğumuz burada. Bu da bize yetiyor. 
    Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
    Ümit Uzel; Ankara’da, yürüyemediği için özel bakım gördüğü sağlık kuruluşunda, 15/12/2021 tarihinde saat 08.00’de hayatını kaybetti. Yazarımıza Allah'tan Rahmet ailesine ve yazarlarımıza başsağlığı dilerim!

    Aşağıda ÇORUMLU 2000 Ayık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergimizde bulunan yazılar

    Ümit UZEL SANAYİ YAPISI OLARAK ÇORUM YIL 1 SAYI 1   25 - Temmuz 1998
    Ümit UZEL PAYLAŞILAN VİZYON VE ORTAK SORUMLULUK YIL 1 SAYI 2   25 -Ağustos 1998
    Ümit UZEL BELEDİYE VE SANAİ YIL 1 SAYI 3 25 Eylül 1998
    Ümit UZEL ÜNİVERSİTEYİ ÇOKTAN HAK ETTİK YIL 1 SAYI 5   25 Kasım 1998
    Ümit UZEL BELEDİYESİZ SANAYİ YIL 1 SAYI 6   25 Ocak 1999
    Ümit UZEL Ümit UZEL ZAKKUM ÇİÇEKLERİ YIL 1 SAYI 9   25 Haziran 1999
    Ümit UZEL ZAKKUM ÇİÇEKLERİ (2) YIL 2 SAYI 10   25- Temmuz 1999
    Ümit UZEL ZAKKUM ÇİÇEKLERİ YIL 2 SAYI 11   25 Ekim1999
    Ümit UZEL HAYAT HİKAYESİ YIL 2 SAYI 12   25 Aralık 1999
    Ümit UZEL BANKALAR VE UÇAN KAÇANLAR YIL 2 SAYI 13   25 Ocak 2000
    Ümit UZEL 3. SELİM VE SEMİH SERGEN YIL 2 SAYI 14   25 Şubat 2000
    Ümit UZEL BANKALAR VE UÇURANLAR VE KAÇIRANLAR YIL 2 SAYI 16   25 Nisan2000
    Ümit UZEL MÜMTAZDAN ÖNCE M.Ö. MÜMTAZDAN SONRA M.S.YIL 2 SAYI 17   25 Mayıs 2000
    Ümit UZEL BACASIZ SANAYİ YIL 3 SAYI 18   25 Haziran 2000
    Ümit UZEL BIRAKIN TARİHİMİZ BİZE KALSIN YIL 3 SAYI 19   25 Temmuz 2000
    Ümit UZEL DOSTLARIM BEN EN ÇOK ONLARDAN KORKARIM YIL 3 SAYI 20   25 Ağustos 2000
    Ümit UZEL SERDAR HARGÜN VE ÖMER HAYYAM YIL 3 SAYI 21   25 Eylül 2000

    Sitemizde bulunan çalışmanın lingi

    KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

    BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

    Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

    DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
     
    Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
     Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.