|
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
1 |
|
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM
Hayat Hikayesi
RAPOR DUYURUSU VE BİLGİ NOT
DEĞERLİ BASINIMIZ VE KAMUOYUNA AÇIKLAMA
TÜRKİYE
BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA İLGİ
MARMARA DENİZİNDE YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARI
DOĞALGAZ’DA KESİN ÇÖZÜM ERZİNCAN OVASIDIR
ERZİNCAN OVASINDAKİ DOĞALGAZ YATAĞI ÖNEM KAZANMIŞTIR
ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI YÜKSEL ÇAKIR'A AÇIK MEKTUP:
|
|
|
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan
kullanmayınız! |
Hazırlayan Mahmut Selim
GÜRSEL |
corumlu2000@gmail.com
|
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif
haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
KİTAP ismi Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
TAKDİM
Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve
bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak
görülmelidir.
Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini
veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da
benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.
Bu
çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış
olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı
göreceksiniz.
Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir
kitaptır; onu okumamız gereklidir.
Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar
veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar
veremeyiz.
Mahmut Selim GÜRSEL
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
|
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
Hüseyin Hüsnü GÜREL 1930- 06 Şubat 2011 |
1930 Erzincan doğumlu. 1942 yılında Malatya
Cumhuriyet İlkokulu'nu, 1945 yılında Erzincan Ortaokulu'nu, 1948 yılında
Erzurum Lisesi'ni bitirdi. 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi
İnşaat Fakültesi'nden Yüksek İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu.
1953-1954 yıllarında İller Bankası Kontrollük Hizmetlerinde 1 yıl,
1955-1959 yılları arasında serbest Mühendislik proje faaliyetleri, 1959
yılında Askerlik görevi. 1960 yılında İstanbul'da NATO inşaatları
kontrollüğü, 1961-1965 yıllarında DSİ Erzincan 82. Şube Baş Mühendisliği
görevlerinde bulundu. 1966-1970 arası Müteahhitlik ve taşeronluk işleri
ve 1970'den itibaren de Krom ve Kömür madenleri işletme faaliyetinde
bulundu. Hüryapı Sanayii ve Ticaret Limitet Şirketi'nin
kurucusu ve hissedarı. Evli İki çocuk babası.
Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları
bulunmaktadır.
06 Şubat 2011 Tarihinde vefat
etmiştir. Gürsel Yayınevi sahibi olarak Allah C.C. Geçmişi için af ve Rahmet
dilerim.
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
03 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
RAPOR DUYURUSU
VE BİLGİ NOT
Marmara Bölgesi, Erzincan Şehri ve (Erzincan) Ovası Yeraltı
Doğalgaz
Patlamaları; Meydana Gelen Korkunç Afetler ve Erzincan
Ovasında 'Çok Zengin Doğalgaz Yataklarının Varlığı' Hakkında:
Dünyada yalnız
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil
tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda doğalgaz
ve suya doygun zeminler yan yana ve beraberce bir arada
bulunmaktadır.
Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir
süre önce yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamaları ve
suya doygun zeminlerde meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu
zeminler aşağıdan yukarı itilmekte; yüzey arazi deniz gibi
dalgalanmakta; binalar ile tesisler burgu gibi bükülerek canavarca
parçalanmakta; Marmara denizinde doğalgaz patlaması ile deniz suyu
havaya savrulmakta ve meydana gelen Tsunami yüksek deniz dalgaları
ile Marmara denizi kıyılarında birçok yerler sular altında kalmakta
ve yeraltında doğalgaz patlamaları ile dünyada benzeri olmayan
kıyametler koparcasına korkunç afetleri meydana gelmektedir.
Deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında
doğalgaz patlamaları ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka
başka olaylar olduğundan ; bu çok korkunç afetlerin depremler ile
hiçbir ilgisi yoktur. Bu afetlerin depremlerden ileri geldiği kabul
etmek ile çok büyük yanılgı içerisine düşülmektedir.
1-) 1894 Depreminde
faylardan 25-30 Km uzakta. olan İstanbul da Ambarlı' da meydana
gelen sıvılaşma ile zemin yarılarak 3 Km . boyunda derin çatlak
açılmış ve 1992 depreminde Erzincan ovasında fay olmayan yerde
meydana gelen sıvılaşma ile D.D.Y rayı bükülmüş ve yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olaylarının
canavarlar kudretinde olduğu belli olmuştur.
2-) 1999 Marmara
depreminde Adapazarı'nda meydana gelen sıvılaşma ile; faylardan daha
fazla hasar olmuş ve sıvılaşma olaylarının faylardan ve depremlerden
daha çok kötü olduğu anlaşılmıştır.Adapazarı afetine sebep olan
sıvılaşma olayı; Adapazarı civarında, Marmara denizinde , Prenses
Adalarında, Yalova da ve Gölcük gibi yerlerdeki yeraltı düdüklü
tenceresinde doğalgaz patlamalarından ileri geldiğinden;
Adapazarı'nda meydana gelen bu afetin deprem ile ilgisi yoktur.
3-) Erzincan'da en
şiddetli depremlere dayanıklı inşa edilen bütün B.Arme binaların
kolonları, kirişleri, döşemeleri ve perde duvarları gibi taşıyıcı
aksamları çok ufak sıvılaşmalara dayanamamış ve bu binaların bütün
taşıyıcı aksamları çok tehlikeli şekilde çatlamışlardır. Bu çatlak
binalar; ileride meydana gelecek çok şiddetli olmayan depremlerde
bile; burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmaya ve bu binalarda
bulunan insanlar da pestil gibi ezilmeye mahkum
bulunmaktadır.Depreme dayanıklı sağlam inşaatlar; DDY rayını
bükebilen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olaylarına
dayanamadığından; bu konuda gerekli teknik önlemlerin alınması
gerekmektedir.
4-) Depremleri
önlemek mümkün olmadığı halde; yeraltı düdüklü tencerelerinde
doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetleri; çeşitli
teknik önlemler ile önlemek mümkündür.1509 İstanbul depremi olup
bittikten sonra yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamaları
günlerce devam etmiş ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanmaları
deprem sarsıntıları olarak algılanmıştır. Bu güne kadar yalnız
Osmanlı padişahı II. BEYAZIT; 1509 depreminde İstanbul'un çeşitli
yerlerine 400 kuyu kazdırmış ve çok az masraf ile İstanbul'u bu
deprem sarsıntılarından kurtarmıştır.Bu kuyular ile yeraltı düdüklü
tenceresine 400 delik açılmış; bu kuyular denge bacası görevi yapmış
ve düdüklü tencerede meydana gelen basınçlar ve sıvılaşmalar
bilimsel önlem ile önlenmiştir. Osmanlı padişahı II BEYAZIT başını
mezardan kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
20-30-50-100 m. gibi az derinliklerde geniş çaplı kuyular
kazdırarak; bu yerleri çok az masrafla kıyametler koparcasına çok
korkunç afetlerden kolayca kurtaracaktır.
5-) Doğalgaz
patlamaları ve sıvılaşma olayları ile suya doygun zeminlerde açılan
çatlaklar ve kılcal çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde
esneme özellikleri kazanmakta ve deprem hareketleri zeminlerin çok
kısa mesafede esnemesi ile bu deprem hareketleri çok
zayıflamaktadır.Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği takdirde;
faylarda meydana gelen deprem hareketleri esneyen zeminlere
ulaşınca; bu zeminlerin mükemmel şekilde esnemesiyle bu deprem
hareketleri 50 m. gibi kısa mesafelerde çok zayıfladığından Marmara
bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların dışında kalan
bütün yerleşim yerlerinde hiçbir deprem hasarı meydana gelmeyecek ve
bu yerler deprem bakımından en emniyetli yerler olacak ve bu
yerlerde çok katlı ve yüksek inşaatlar yapılabilecektir.
6-) Depremlerde Erzincan ovasında gökte
doğalgazın alevle yanması ile; gökyüzü saatlerce ve günlerce kızıl
renge bürünmektedir. Deprem geceleri Erzincan ovasında gökte yanan
doğalgazın ısısı ile trilyonlarca m3 çok soğuk hava ısınmakta ve
ovadaki donmuş karlar erimektedir. Erzincan ovasında her deprem
gecesi Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacından daha fazla gökte
doğalgaz alev ile yanmakta ve bu ovada çok zengin doğalgaz yatağı
varlığı kesin olarak belli olmaktadır.Endonezya ve Malezya da olduğu
gibi Erzincan ovasındaki faylar petrol ile dolu
bulunmaktadır.Erzincan ovasındaki zengin doğalgaz yatağı ortaya
çıkarıldığı takdirde; bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin bütün
doğalgaz ihtiyacı karşılandıktan sonra; fazla doğalgaz harice ihraç
edilecektir.Bu çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve
Erzincan'ın kaderi değişecek; Ülkemiz doğalgaz bakımında dışa
bağımlılıktan kurtulacak ve yüz binlerce insana iş imkanı
sağlanacaktır. Ekli olarak sunulan raporda belirtildiği gibi;
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında
doğalgaz patlamaları ve meydana gelen sıvılaşmalar ile kıyametler
koparcasına korkunç afetlerin meydana geldiğini; bu korkunç
afetlerin depremlerle hiçbir ilgisi olmadığını ve Erzincan ovasında
çok zengin doğalgaz yatağı varlığını; doğa haykırarak bağırmakta ve
bu gerçekler açıkça ilan edilmektedir. Japonlar 1995 Kobe deprem
afetinin düşey yönlü hareketlerden ileri geldiğini bu depremin ilk
günü keşfettikleri halde; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında kıyametler koparırcasına çok korkunç afetlerin yeraltında
doğalgaz patlamalarından, sıvılaşma ve düşey hareketlerden ileri
geldiği ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı
konusundaki gerçekler henüz bilinmemektedir.Depremlerde hiçbir hasar
meydana gelmediği kabul edilse bile; 1509 İstanbul depreminde olduğu
gibi İstanbul'un sahil boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde
Tsunami yüksek deniz dalgaları meydana geldiği takdirde; Marmara
denizi kıyılarında yüz binlerce can kaybı ve trilyonlarca ABD doları
gibi çok büyük mal kayıpları verilecek ve Ülkemiz vefat edercesine
felç olacaktır.Masa başında oturarak bu konulardaki gerçekleri
öğrenmek ve çare bulmak mümkün değildir.Mahallinde bilimsel
araştırmalar yapılarak; görgü tanıklarıyla görüşülerek ve bu
konudaki yazılı belgeler incelenerek; bu konulardaki gerçekler
anlaşılacak ve bu konulara çareler bulunacaktır.Ekli olarak sunulan
RAPOR' da verilen gerçek dışı ve yanlış bilgilere karşı çıkılmalı ;
ve yanlış bilgi verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.Marmara
bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına korkunç afetlere
karşı bilimsel çözüm çareleri bulmak ve bu konulara gerekli teknik
önlemler almak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı
varlığını ortaya çıkarmak , Devletimizin, ilgili Kurumlarımızın ve
insanlığın kutsal görevidir.
Bilgilerinize ve gereğini emirlerinize arz
ederim.
Ek : (Aşağıda sunulan link 'WEB Adresinde' 1
Adet RAPOR ve 32 Adet yazılı Belge
SAYGILARIMLA,
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
04 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
“TÜRKİYE PETROLLERİ (TPAO) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TARAFINDAN ERZİNCAN OVASI VE CİVARINDA PETROL VE DOĞALGAZ ARAMA
FAALİYETLERİNİN SÜRDÜRÜLMESİ KARARI MEMNUNİYETLE KARŞILANMIŞTIR
17 Kasım 2008 Pazartesi
DEĞERLİ BASINIMIZ VE KAMUOYUNA AÇIKLAMA “TÜRKİYE PETROLLERİ (TPAO)
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN ERZİNCAN OVASI VE CİVARINDA PETROL VE
DOĞALGAZ ARAMA FAALİYETLERİNİN SÜRDÜRÜLMESİ KARARI MEMNUNİYETLE
KARŞILANMIŞTIR.
”İnternette yayınlanan TPAO Genel Müdürlüğü’nün
24.10.2008/019229-3690 sayılı cevabi yazıları ile bu Genel
Müdürlükçe Erzincan ovası ve civarında petrol ve doğalgaz arama
çalışmalarının sürdürüldüğü konusunda verilen bilgi; çok büyük
memnuniyetle karşılanmış ve yayınlanan 10.10.2008 tarihli rapor
Türk ve Dünya kamuoyunda büyük bir ilgi görmüştür. .TPOA Genel
Müdürlüğünce bu tarihe kadar Erzincan ovasında hiçbir ciddi petrol
ve doğalgaz araması yapılmamış olduğundan Erzincan ovasında petrol
ve doğalgaz aramalarına bu tarihten sonra sürdürüleceği
anlaşılmaktadır. Esasen, Erzincan ovasında zengin doğalgaz
yatağının varlığı kesin olarak belirlenmiş olduğundan; TPAO
tarafından bu doğalgaz yatağının hangi derinlikte bulunduğu ve
nerelere kadar devam ettiği konusunda araştırma yapılacaktır.Son
zamanlarda doğalgaz fiyatlarının anormal ölçüde artması sebebi ile
Erzincan ovasında varlığı belirlenmiş doğalgaz yatağından bir an
önce üretim yapılması fevkalade önem kazanmıştır; Yetkili
Makamlarca ve TPOA Genel Müdürlünce gerekli çabanın gösterilmesi
ile Ülkemiz çok bol ve çok ucuz doğalgaza kavuşmuş
olacaktır.TAMAMLAYICI BİLGİLER VE YENİ GELİŞMELER: Dünyada yalnız
Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve ovasında yeraltı kil
tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda deprem
hareketleri başlamadan kısa bir süre önce doğalgaz patlamaları
meydana gelmektedir.Bu patlamalar ile suya doygun zeminlerde
meydana gelen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olayları ile
zeminler aşağı doğru itilmektedir. Zeminlerin itilmesiyle yüzey
arazi deniz gibi dalgalanarak kıyametler koparcasına korkunç
afetler meydana gelmektedir.Deprem hareketleri başlamadan önce
yeraltı doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetlerin
deprem olaylarıyla hiçbir ilgisi yoktur.Depremleri önlemek mümkün
olmadığı halde; yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu
korkunç afetlerin çeşitli teknik tedbirlerle önlemek mümkündür.
Bugüne kadar yalnız Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT’ın 499 sene önce
meydana gelen 1509 depreminde; İstanbul’un çeşitli yerlerine 400
kuyu kazdırmış, bu kuyular ile; yer altı düdüklü tenceresine 400
delik açılmış; bu kuyular denge bacası görevi yapmış ve Osmanlı
Padişahı bu kuyular ile yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri
gelen sarsıntılardan İstanbul’u kolayca kurtarmıştır.Erzincan
ovasında depremler esnasında gökte doğalgazın alev ile yanması ile
gökyüzünün saatlerce ve günlerce kızıl renge büründüğü; deprem
geceleri gökte yanan doğalgazın ısısıyla trilyonlarca m3 çok soğuk
hava ısınması ile ve ovadaki karların erimesiyle; bu ovada zengin
doğalgaz yatak varlığı kesin şekilde belirlenmiştir.Erzincan
ovasında her depremde Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacından çok
fazla gökte doğalgazın yandığını; bu doğalgaz yatağı ortaya
çıkarıldığı takdirde; Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı
karşılandıktan sonra fazla doğalgazın harice ihraç edileceği; bu
çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan’ın kaderi
değişeceği; Ülkemizin doğalgaz bakımından dışa bağımlılıktan
kurtulacağı; yüz binlerce iş imkânı sağlanacağı; etrafı dağlar ile
çevrili Erzincan ovasındaki bu doğalgaz yatağının erozyon
aşınmasına karşın çok mükemmel şekilde korunduğu; masa başında
oturarak bu konudaki gerçekleri anlamak mümkün olmadığı;
mahallinde yapılacak bilimsel araştırma, soruşturma ve görgü
tanıkları ile görüşme ve bu konudaki yazılı belgelerin incelenmesi
ile bu konulardaki gerçeklerin öğrenileceği; bu konularda
tarafımdan düzenlenen 10.10.2008 tarihli rapor Yetkili Makamlarına
ve ilgili devlet kurumlarına ve kuruluşlarına sunularak; bu
konulara ilgi gösterilmesi ve bu konularda yardımcı olunması
dileğinde bulunulmuştur.Bu rapor http://www.milliservet.blogspot.com/
internet (WEB) adresinde açıklanıp yayınlanarak Kamu oyuna
duyurulmuş ve kamuoyu bilgilendirilmiştir. .Bugüne kadar; Erzincan
ovasından geçen faylar sebebiyle bu ovada petrol ve doğalgaz
yatağının bulunmadığı ileri sürülmüştür. Tarafımdan düzenlenen
10.10.2008 tarihli raporda açıklandığı gibi; Arabistan platosu
Anadolu’yu ve Erzincan ovasını muazzam kuvvetler ile itmektedir.
Bu itme ile Anadolu her yıl Yunanistan’a doğru 2,5 cm. kadar
yaklaşmakta ve her yıl Erzincan ovası 1-2 cm. kadar daralmakta ve
Munzur Dağlarıyla Spikor dağları her yıl birbirine 1, 2 cm kadar
yaklaşmaktadır. Arabistan platosunun Erzincan ovasını muazzam
kuvvetlerle itmesiyle Erzincan ovasındaki fay yüzeyleri çatlıyarak
kırılmakta ve fayların kırılmasıyla depremler meydana gelmektedir.
Depremler esnasında çatlayan faylardan kaçan doğalgaz kaçakları
deprem olayı olup bittikten sonra bu fay çatlakları kısa sürede
vana gibi kapandığından doğalgazın dışarı çıkmasına izin
verilmemektedir. Bu nedenle Erzincan da yeniden bir depremin
meydana geleceği tarihe kadar 40-50 sene gibi çok uzun müddet
faylardan doğalgaz çıkmadığından bu ovadaki doğalgaz yatağının
zenginliği çok mükemmel şekilde korunmaktadır.Erzincan ovasındaki
faylar depo görevi yapmakta ve bu fayların içi Endonezya da ve
Malezya da olduğu gibi tıka basa petrol ve doğalgaz ile dolu
bulunmaktadır.Erzincan ovasında açılacak petrol kuyuları ile
petrol ve doğalgaz artezyen şeklinde fışkıracak ve çok ekonomik
üretim yapılacaktır.AÇIK TEŞEKKÜR Maden Mühendisleri Odası
Başkanlığının internette yayınlanan 27.10.2008/1807 sayılı
yazıları ile Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler
koparcasına çok korkunç afetlerin önlenmesi ve Erzincan ovasındaki
doğalgaz yatağının ortaya çıkarılması konularında tarafımdan
düzenlenmiş olan 10.10.2008 tarihli bu raporun incelendiğini; bu
konulara her türlü yardım ve desteğin verileceği bildirilmiştir.
Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı Ülkemize ekonomik katkı
sağlamak için gerekli ilgi, vatanseverlik ve yüceliğini
göstermiştir. Maden Mühendisleri Odası Başkanlığının gösterdiği bu
çok büyük ilgi ve gösterilen bu tutum daima şükranla
anılacaktır.İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NE BU KONUDA
BİLGİSUNULDU Ankara’da Yüksek Mühendisler Birliği İTÜ Evinde;
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Sayın Muhammed ŞAHİN; Teknik
Üniversitenin hedefleri konusunda 8.11.2008 tarihli verdiği
konferansta; İstanbul Teknik Üniversitesinin Araştırma
Üniversitesi haline getirileceğini; insan ile ilgili yatırımlar
yapılacağını; 20 yılda İstanbul’un yeniden inşaa edileceğini ve
Ülkemizin kalkınması için TÜBİTAK ile işbirlikleri yapılarak;
Ülkemiz için çok büyük projeler üretileceği konusunda fevkalade
önemli bilgiler vermiştir.Sayın Rektör Muhammed ŞAHİN‘e; Marmara
bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz
patlamaları ile kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerin
meydana geldiği; deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce
yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu afetlerin
deprem olayları ile ilgisi olmadığı ve Erzincan ovasında Ülkemizin
bütün doğalgaz ihtiyacını karşılayacak ölçüde çok zengin doğalgaz
yatağı varlığı konusunda kısa bilgiler arz edilmiş ve bu konuda
tarafımdan düzenlenen 10.10.2008 tarihli rapor verilerek; bu
konuya ilgi gösterilmesi ve yardımcı olunması istenilmiştir.Mezun
olmakla iftihar ettiğim İstanbul Teknik Üniversitesine; bu
Üniversitenin Sayın Rektörüne; dünyada yalnız Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında yer altı düdüklü tencerelerine
benzer kapalı ortamlarda doğalgaz patlamaları ile kıyametler
koparcasına çok korkunç afetlerin meydana geldiği; depremleri
önlemek mümkün olmadığı halde; alınacak teknik önlemler ile bu
korkunç afetlerin önleneceği ve Erzincan ovasında çok zengin
doğalgaz yatağı varlığı konusunda fevkalade çok önemli ve çok
büyük bir proje sunulmaktadır.Marmara Bölgesiyle Erzincan şehrinde
ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce
yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler
koparcasına çok korkunç afetlerin önlenmesi ve Erzincan ovasında
çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konularında; bütün
vatandaşlarımızın yakın ilgi göstermesi ve bu konulara yardımcı
olunması; yurttaşlığın kutsal görevi olarak kabul
edilmelidir.Hüseyin Hüsnü GÜRELYük.İnş.Müh. (İTÜ-1953)
Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, İTÜ-1953 zaman: 05:47 0 yorum
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
05 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU
BAŞKANLIĞI’NA ANKARA İLGİ
01 Aralık
2008 Pazartesi
*Yüksek Mühendis Hüseyin Hüsnü Gürel'den TÜBİTAK'a: "Erzincan da
Doğalgaz arama ve afetlere karşı önlem süreci başlatılmalıdır."
***Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
Başkanlığı’naANKARA İlgi : 16 Ekim 2008 Tarih ve B.02.1.TBT.0.06.03.00.165
-754 Sayılı yazınız,Konu : 10 Ekim 2008 tarihli rapor sunumu ve
başvurumuz,İlgide kayıtlı başvurumla alakalı olarak tarafıma
gönderilen; Araştırma Destek Programları Başkanı Prof. Dr. M. Arif
Adlı imzalı cevabi yazıda: “Kurumumuza yazıyla iletilmiş
önerinizle ilgili olarak TÜBİTAK tarafından, bireysel araştırma
projelerine destek verilmemesi nedeniyle, herhangi bir girişimde
bulunulması söz konusu olamamaktadır. Çalışmanıza Kurumumuz
tarafından maddi veya teknik yardım sağlanması ancak önerilerinizi
bu konuda yetkin bir ekiple vermeniz ve TÜBİTAK proje
değerlendirme süreci sonunda desteklenmesine karar verilmesiyle
mümkün olabilir. … Bilgilerinizi saygılarımla rica eder,
çalışmalarınızda başarılar dilerim” denilmektedir.OYSA:1. Benim
taraf ve Kurumunuza sunduğum raporda; Marmara Bölgesi ile Erzincan
şehri ve ovasında (yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
kıyametler koparcasına oluşan çok korkunç afetler konusu ve
Erzincan Ovasında) zengin “Doğalgaz yatağının varlığı”
açıklanmakta, Kurumunuza ihbar edilmekte ve konuyla ilgili
gerçekler yazılı belgelerle bilimsel olarak ortaya konularak
ispatlanmaktadır.2. İlgi yazınızın ikinci paragrafında yer alan:
“Çalışmanıza Kurumumuz tarafından maddi veya teknik yardım
sağlanması ancak önerilerinizi bu konuda yetkin bir ekiple
vermeniz ve TÜBİTAK proje değerlendirme süreci sonunda
desteklenmesine karar verilmesiyle mümkün olabilir” denilmekle,
benim maddi destek bağlamında her hangi bir talebim, ihtiyacım ve
beklentim yoktur. Teşekkür ederim.3. Mahallinde bir
inceleme-soruşturma ve görgü tanıklarıyla görüşme gereği duyulduğu
takdirde; Bu görev kurumunuzca görevlendirilecek uzman-teknik
personel tarafından yapılmalıdır. Zira benim yaptığım vatandaşlık
görev ve sorumluluğu buraya kadar olup; Bundan sonraki yasal
sorumluluk ve yükümlülük kurumunuza ait olacaktır.Ülkemizin
“doğalgaz” konusunda çok büyük sıkıntı içinde bulunduğu ve meydana
gelen korkunç afetler nedeniyle büyük kaygılar yaşadığı bilinen
bir gerçektir; Raporumda açılanan bilimsel ve teknik hususlar
üzerine gidilmesi resmi, yasal ve sosyal bir sorumluluktur diye
düşünmekteyim.NETİCE VE İSTEK:Kurumunuza sunulan 10.10.2008
tarihli raporun, teşkil edilecek bir “yetkin kurul” tarafından
bütün belge ve ekleriyle incelenmesini; Benim de bu heyete mutlak
surette davet olunarak görüşlerimin alınmasını; Kurul’un ikna
olması halinde derhal “doğalgaz patlamalarından ileri gelen
afetlerin önlenmesi ve Erzincan Ovasındaki çok zengin doğalgaz
yatağından istifade edilmesi için” ilgili kurum ve yetkili
makamlar nezdinde acil bir “doğalgaz arama” ve “afetlere karşı
önlem” faaliyet sürecinin TÜBİTAK öncülüğünde başlatılmasını arz,
teklif ve talep ederim.SAYGILARIMLA,Hüseyin Hüsnü GÜREL, İnş. Yük.
Müh., (İTÜ-1953)ADRES: Ahenk Sokak No: 10/11, Çankaya / ANKARAE.mail:
hhgurel@hotmail.com, WEB : http://www.milliservet.blogspot.com/TEL:
0312.418 12 37
Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, HHGUREL, İTÜ-1953
Mümkün Olduğu Kadar Yayınlanması,
Sahip Çıkılması ve Değerlendirilmesi Ricası iledir.
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
06 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
MARMARA DENİZİNDE YERALTINDA DOĞALGAZ
PATLAMALARI İLE MEYDANA GELEN TSUNAMİ YÜKSEK DENİZ DALGALARI
KIYAMETLER KOPARCASINA ÇOK KORKUNÇ AFETLERE SEBEP OLMAKTADIR.
Romalılar MS 300 yıllarında İstanbul
şehrini kurdukları zaman; İstanbul’da Yenikapı liman olarak
kullanılmıştır.
İstanbul’da Boğazda yeraltı tüp
geçidinin inşası esnasında Yenikapı’da ki eski limanın kıyı
bölümünde 15 geminin yan yana ve üst üste parçalanarak battığı
tespit edilmiştir.
Prof. Dr. Ufuk KOCABAŞ ve Jeolog Şengül AYDINGÜL; bu 15 geminin
MS 1000 yıllarında Marmara denizinde meydana gelen tsunami yüksek
deniz dalgaları ile Yenikapı limanında kıyıya sürüklenerek ve
parçalanarak, aynı zamanda batmış olduklarını belirlemişlerdir.
Marmara denizinde bu gemileri parçalayarak batıran tsunami yüksek
deniz dalgalarının 10-12 metre.büyüklüğünde olduğu anlaşılmaktadır.
Dünyada yalnız Marmara Bölgesi ile
Erzincan şehri ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir
süre önce yeraltında doğalgaz patlamaları ve bu patlamalar ile
meydana gelen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olayları ile
zeminlerin aşağıdan yukarı doğru itildiği; yüzey arazinin deniz gibi
dalgalandığı; binalar ile inşaatların burgu gibi bükerek canavarca
parçalandıkları; Marmara denizinde doğalgaz patlamaları ile deniz
suyunun göklere savrulduğu; kıyılardan sular geri çekildikten sonra
meydana gelen tsunami dalgaları ile; Marmara kıyılarında bir çok
yerlerin sular altında kaldığı; Marmara bölgesi ile Erzincan
şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarıyla dünyada
benzeri olmayan, kıyametler koparırcasına çok korkunç afetlerin
meydana geldiği; deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu afetlerin deprem olayı ile
hiçbir ilgisi olmadığı konularında internette http://www.milliservet.blogspot.com/
web sitesinde yayınlanan 10.10.2008 tarihli RAPOR’da ve bu RAPOR’a
bağlı 32 adet EK yazılı belgelerinde bu konudaki gerçekler bilimsel
olarak açık ve belirgin şekilde ortaya dökülmüştür. Bu konuda
gerekli teknik önlemlerin alınması için uyarı yapılmıştır.
Bu raporda 1509 İstanbul depreminde,
Marmara denizsinde İstanbul’un sahil boyundaki ve Galata surlarını
aşacak ölçüde tsunami dalgalarının meydana geldiğini; Marmara denizi
kıyılarında bir çok yerlerin sular altında kaldığını; Yavuz Sultan
Selim’in babası olan Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT’ın kıyamet koptu
diye Edirne’ye kaçtığını; 13 gün sonra Edirne’de de deprem olunca
Padişahın İstanbul’a geri geldiğini; Osmanlı Padişahının İstanbul’un
çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırdığını; bu kuyuların “denge bacası”
görevi yaparak yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
basınçları ve sıvılaşma olaylarını bilimsel yöntemle önlediği ve
Osmanlı Padişahı’nın bu kuyular ile yeraltında 30 gün veya 45 gün
devam eden doğalgaz patlamalarından ileri gelen sarsıntılardan
İstanbul’u çok az masrafla kurtardığı konusunda bilgi verilmiştir.
Bu tsunami dalgalarının 10-15 metre büyüklükte olduğu
anlaşılmaktadır.
Bu raporda 1894 İstanbul depreminde
Marmara denizinde meydana gelen tsunami dalgaları ile kayıkların,
mavnaların ve teknelerin parçalandığı ve bu tsunami dalgalarının 8-9
metre büyüklüğünde olabileceği konusunda bilgi verilmiştir.
Marmara denizinde meydana gelen bazı
depremlerde Marmara denizinde oluşan tsunami dalgalarının İstanbul
Beylerbeyi’nde 4 Km iç kısımlara kadar girdiğini; İzmit Körfezinde
birçok yerlerin sular altında kaldığını; deniz sularının geri
çekilmesi ile; buralarda yüzey araziden balıkların toplandığı
konusunda tarihi bilgiler vardır.
Marmara bölgesinde en şiddetli
depremin 7.2 gibi şiddette meydana gelebileceği bilindiği halde;
Marmara denizinde doğalgaz patlamaları ile kaç metre büyüklüğünde
tsunami dalgalarının meydana gelebileceği; bilinmemektedir.
Depremlerde hiçbir hasarın meydana
gelmediği kabul edilse bile; Marmara denizinde İstanbul’un sahil
boyundaki ve Galata surlarını aşacak veya İstanbul’da eski, Yenikapı
limanında olduğu gibi 15 gemiyi parçalayabilecek büyüklükte tsunami
dalgaları meydana geldiği taktirde; Marmara denizi kıyılarında yüz
binlerce can ve trilyonlarca ABD doları gibi çok büyük mal kaybı
verilecek ve Ülkemiz vefat edercesine felç olacaktır.
Depremleri önlemek mümkün olmadığı
halde; yeraltında faylarda ve antiseklinal yükseltilerinde biriken
doğalgazı sondajlar ile temizlemek; Trakya’dan Marmara bölgesine
doğalgaz getiren fayları barajlar ile tıkamak veya Yüce Osmanlı
Padişahı II. BEYAZIT gibi çeşitli yerlere kuyular kazmak gibi teknik
önlemlerle hem doğalgaz patlamalarından meydana gelen kıyametler
koparcasına çok korkunç afetlerden ve hem de Marmara denizinde
meydana gelen tsunami yüksek deniz dalgalarından kurtulmak mümkün
olacaktır.
İstanbul’da eski Yenikapı limanında
15 geminin parçalanarak batması ile Marmara denizinde çok büyük
tsunami yüksek deniz dalgalarının meydana geldiğini kesin şekilde
belirlemiştir.
İstanbul’da Boğaz’da yer altı tüp
geçidi inşaatında; bu tüp geçidinin giriş ve çıkışındaki binaların
deniz seviyesinden 4 metre yüksekte inşa edilmesi ve bu binalara
otomatik kapanan kapıların monte edilmesi ile tsunami deniz
dalgalarına karşı önlem alınmıştır. Bu yer altı tüp geçidi için
alınan bu önlem; İstanbul’un sahil boyundaki ve Galata surlarını
aşacak ölçülerde meydana gelecek tsunami dalgalarına karşı yeterli
olmayacaktır. Bu yer altı tüp geçiti sular ile dolma tehlikesiyle
karşı karşıya kalacaktır.
Marmara denizinde deprem
darbeleriyle meydana gelen 3-4 metre büyüklüğümdeki tsunami
dalgaları önemli olmadığı halde; bu denizde doğalgaz patlamalarından
ileri gelen tsunami dalgaları fevkalade önemlidir.
Marmara bölgesinde deprem
hareketleri başlamadan kısa bir süre önce yeraltından bomba gibi
patlama ve uğultulu, gürültülü seslerin işitilmesine; yüzey arazinin
deniz gibi dalgalanmasına, binaların ve ağaçların yana yatıp yatıp
kalkmalarına; bazı yerlerden alevlerin yükselmasine; etrafın nur
gibi ışıklanmasına; gökyüzünün kızıl renge bürünmesine ve bu
konularda yazılı belgelerle verilen bilgilere bilim adamlarınca,
Devlet yetkililerince ilgili Devlet kurum ve kuruluşlarınca
inanılmamakta ve güvenilmemektedir. Bu olayları yaşayarak bilen
kimseler bu konudaki bilgilerini bilim adamlarına, Devlet
yetkililerine ve ilgili Devlet kurumlarıyla kuruluşlarına
bildirdikleri veya bu konularda televizyonlarda açık oturumlarda
açıklama yaptıkları takdirde; bu kimseler kutsal vatandaşlık
görevlerini yerine getirmiş olacak ve Devletimiz gaflet uykusundan
uyanacaktır.
Bu suretle, Marmara bölgesinde, hem
kıyametler koparcasına korkunç afetlerden ve hem de Marmara
denizinde meydana gelebilecek tsunami yüksek deniz dalgaları
canavarından kurtulunmuş olunacaktır.
19 Ocak 2009 Pazartesi
hhgurel@hotmail.com
WEB: http://www.milliservet.blogspot.com
Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, İTÜ-1953
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
- DOĞALGAZ’DA KESİN ÇÖZÜM ERZİNCAN OVASIDIR
- “Erzincan ovasındaki çok zengin
doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı takdirde ülkemizin doğalgazı
fazlasıyla karşılanacak ve nükleer enerjiye ihtiyaç kalmayacaktır”.
Akkuyu da yapılacak 4800 KW gücündeki nükleer enerji santral
ihalesine yalnız Rus’lar katılmış ve 86 milyar ABD doları gibi çok
büyük fiyat teklif etmişlerdir.
- Ülkemizde yerli kaynaklardan enerji
üretimi için; Milletçe ve Devletçe seferber olmak mecburiyeti
doğmuştur. Ülkemizde yerli kaynaklardan enerji üretimine çaba
göstermeyen ve bu konuda yardımcı olmayan kimseler; kendilerine,
yakınlarına, milletine ve vatanına ‘ihanet etmiş’ olacaklardır.
- 1.İnternette http://www.milliservet.blogspot.com/
WEB sitesinde yayınlanan 10.10.2008 tarihli RAPOR da, üçüncü zamanda
Ortadoğu!da sığ Tetis denizinde çok zengin petrol yatakları teşekkül
ederken; Erzincan Ovası’ndaki sığ Tetis denizsel ortamda da benzer
şekilde çok zengin petrol yatağı teşekkül etmiştir.
- Bu petrol yatağı teşekkül ettikten
sonra; milyonlarca sene Erzincan Ovası etrafı dağlarla çevrili sığ
ring gölü haline geldiğini; bu sığ gölde milyonlarca sene yeniden ve
ilâveten petrol teşekkül ederek, Erzincan Ovasındaki bu petrol
yatağının daha çok zenginleştiği konusunda ayrıntılı bilgi
verilmiştir.
- 2. Bu RAPOR da, Arabistan
plâtosunun, Anadolu’yu ve Erzincan Ovasını muazzam kuvvetlerle
zorlayarak ittiği; bu itme ile Anadolu’nun her yıl Yunanistan’a
doğru 2.5 cm yaklaştığı; Erzincan ovası’nın da her yıl 1-2 cm kadar
daraldığı ve bu zorlama itmeye dayanamayan Erzincan ovası’ndan geçen
fay’ların çatladığı; çatlayan bu fayların 1-2 gün gibi kısa sürede
kırılarak depremlerin meydana geldiği bilinmektedir.
- Çatlayan bu faylardan çok büyük
ölçüde doğalgazın yükseldiği; gökte doğalgazın yanması ısısı ile
deprem geceleri Erzincan ovasında trilyonlarca m3 havanın ısınması
ve ovadaki donmuş karların erimesi ile Erzincan ovasında çok zengin
doğalgazın varlığını doğa; açıkça orta koymaktadır.
- 3. Bu RAPOR da, depremler esnasında
çatlak faylardan 1-2 gün süre içerisinde çıkan doğalgaz kaçağının
yerde ve gökte yandığını; Arabistan plâtosunun Erzincan ovasını
itmesi devam ettiğinden; deprem olayı olup biter-bitmez, çatlayan
fayların vana gibi kapanması sebebi ile; Erzincan da 50-60 sene
sonra meydana gelecek yeni deprem tarihine kadar bu faylardan
doğalgaz çıkmasına izin verilmediği; bu nedenle Erzincan ovası’ndaki
doğalgaz yatağı’nın zenginliğinin korunduğu konusunda bilgi
verilmiştir.
- 4. TPAO Genel Müdürlüğü’nce 1998
senesinden beri verilen cevabi yazılarda Erzincan ovası’nın jeolojik
yapısının petrol ve doğalgaz teşekkülüne uygun olmadığı konusunda;
masa başında oturarak kafadan sallama beylik palavra ifadeler ile
bilgi verilmiş ve her defasında bu konu dışlanmıştır.
- MTA Genel Müdürlüğü’nün 1/500.000
ölçekli ‘Jeolojik haritasında’ Erzincan ovası ve civarında petrol
teşekkülâtına çok uygun yaşlı çökellerin varlığı açıkça
görülmektedir. Etrafı dağlarla çevrili ve üstü çok mükemmel biçimde
örtülmüş olan Erzincan ovasındaki petrol yatağı erozyona karşı
mükemmel şekilde korunmuştur.
- SONUÇ: Erzincan ovasındaki çok
zengin doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı taktirde; Akkuyu da inşa
edilecek 4800 KW gücündeki nükleer enerji santralı için yapılacak 86
milyar ABD doları gibi çok büyük masrafın % 0.001 (10.000’de bir)
gibi çok az masraf ile Erzincan ovasında gerekli petrol ve doğalgaz
araştırmaları ve sismik etütleri yapılacak ve birkaç sondaj kuyusu
açılması ile çok büyük miktarda doğalgaz üretimi yapılabilecektir.
Bu nedenle, ülkemizde nükleer enerji santralı inşasına da gerek
kalmayacaktır.
- WEB: http://www.milliservet.blogspot.com
- e.MAİL: hhgurel@hotmail.com
- Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, İTÜ-1953
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
- ERZİNCAN OVASINDAKİ DOĞALGAZ YATAĞI ÖNEM
KAZANMIŞTIR
- Doğalgaz fiyatlarının anormal ölçüde
artması ve bu artışların devam etmesi ayrıca NABUCCU projesi için
doğalgaz temininde çok büyük güçlük çekilmesi sebepleri ile;
Erzincan ovasındaki zengin doğalgaz yatağı fevkalade önem
kazanmıştır.
- İnternette yayınlanan http://milliservet.blokspot
com Web sitemde Erzincan ovasında Ülkemizin bütün doğalgaz
ihtiyacını fazlası ile karşılayacak ve fazlası ihraç edilecek ölçüde
çok zengin doğalgaz yatağı bulunduğu konusunda bilgiler verdim.
- Bu konuda Devlet Yetkili
Makamlarının ve Kurumlarının ilgi göstermesi istenilmiştir.
- Bu Web sitesinde açıklandığım üzere depremler esnasında Erzincan
ovasında bazı yerlerden çıkan alevler göklere yükselmekte; etraf nur
gibi aydınlanmakta; atmosfer sis bulutu ile kaplanmakta, gökyüzü
kızıl renge bürünmekte; gökte alev ile yanan doğalgaz ısısı ile;
deprem geceleri Erzincan ovasında trilyonlarca m3 çok soğuk hava
ısınmakta; ovadaki donmuş karlar erimekte ve her depremde Ülkemizin
yıllık doğalgaz ihtiyaçlarından kat kat fazla gökte doğalgaz
yanmakta olduğunu; Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı
bulunduğunu; bu gerçekleri doğanın bangır-bangır bağırarak ilan
ettiğini; Malezya ve Endonezya da olduğu gibi Erzincan ovasındaki
fayların içerisinin tıka basa petrol (doğalgaz) ile dolu olduğu
konularında yazılı belgeler ışığında bilimsel bilgiler verilerek;
Devlet Yetkili Makamlarının, Kurum ve Kuruluşlarının bu konuya ilgi
göstermeleri ve yardımcı olmaları istenilmiştir.
- MTA Genel Müdürlüğünün 1/500.000 ölçekli Erzurum jeolojik
haritasında Diyarbakır’ın Hani ilçesi civarında açılan 13 petrol
kuyusunda üretim faaliyeti yapıldığı gösterilmektedir. Bu haritada
Hani, Erzincan ovası ve civarındaki petrol teşekkülüne müsait yaşlı
çökellerin benzer jeolojik yapıtı olduğu görüldüğünden; Erzincan
ovası civarında doğalgaz yatağı bulunduğu bir defa daha bilimsel
olarak doğrulanmıştır.
- TPOA Genel Müdürlüğünün
13.10.2008/3690-019229 sayılı yazıları ile; Erzincan ovası ve
civarında petrol ve doğalgaz arama faaliyetinin sürdürüldüğü
konusunda bilgi verilmiştir. Aradan bir yıl gibi uzun süre geçtiği
halde; Erzincan ovasında varlığı doğa tarafından kesin olarak
belirlenmiş bu doğalgaz yatağı konusunda TPOA Genel Müdürlüğünce
Erzincan Ovasında ciddi arama faaliyeti yapılmadığı ve Genel
Müdürlükçe bu doğalgaz yatağı varlığına inanılmadığı
anlaşılmaktadır.
- Erzincan ovasındaki sondaj ve
artezyen kuyuları ile yeraltından çıkan sular; depremler esnasında
ısınmadığından ve sıcak sular akmadığından; Erzincan ovasında
depremler esnasında trilyonlarca m3 soğuk havayı ısıtan ve ovadaki
donmuş karları eriten ısının gökte yanan doğalgaz ısısı enerjisinden
ileri geldiği kesin olarak belli olmaktadır. Doğa tarafından varlığı
belirlenen Erzincan ovasındaki bu çok zengin doğalgaz yatağını
hiçbir kimse yok edemeyecektir. Depremler esnasında Erzincan
şehrinde ve ovasında bazı yerlerden alevlerin göklere yükseldiği;
etrafın nur gibi aydınlandığı, atmosferin sis bulutu ile kaplandığı;
gökyüzünün kızıl renge büründüğü; deprem geceleri buz gibi soğuk
havanın ısındığı; ovadaki karların eridiği konularındaki gerçekleri
Erzincan depremlerini yaşayan sokaktan geçen hamal efendiler dahil,
bütün görgü tanıkları tarafından bilindiği halde; bu konudaki
gerçekler;
- Devlet Yetkili Makamları, Kurum ve Kuruluşlarınca, bilim
adamlarımızca ve Üniversitelerimizce bilinmemektedir.
- Erzincan depremlerini yaşayan görgü
tanıkları yaşamış oldukları bu gerçekleri; Valilik veya Belediye
Başkanlıkları vasıtası ile; Devlet Yetkililerine, Milletvekillerine,
bilim adamlarına, Üniversitelerimize ve özellik ile Ankara da
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı’na
ve Türkiye Petrolleri (TPAO) Genel Müdürlüğüne bildirildiği taktirde
Erzincan ovasındaki bu çok zengin doğalgaz yatağı varlığı en kısa
zamanda ortaya çıkacaktır. Erzincan şehri ve ovasında, bu konuda
araştırma, soruşturma ve inceleme yapıldığı ve depremi yaşayan görgü
tanıklarıyla bire bir görüşüldüğü takdirde; bu konudaki gerçekler
çok daha iyi anlaşılacaktır. Bu çok zengin doğalgaz yatağı ile
Ülkemiz, halkımız ve Erzincan’ın kaderi değişecek; Devletimiz
doğalgazda dışa bağımlı olmaktan kurtulacak; vatandaşlarımız çok
ucuz doğalgaza kavuşacak; ayrıca, yüz binlerce vatandaşımıza iş
imkanı sağlanacaktır.
- Bu doğalgaz yatağının işletmeye
açılmasıyla; Milyarlarca dolar gereksiz masraf ve israfa neden
olacak Mersin AKKUYU ve SİNOP nükleer enerji santrallarının
yapılmasından vazgeçilecektir.
- Kamuoyuna duyurulur.
-
- İnş. Yük. Müh. (İTÜ-1953) - e.MAİL: hhgure@hotmail.com
- WEB: http://milliservet.blogspot.com
- TEL: 0312.4181237 - 4179051 - 4391925
|
|
|
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI YÜKSEL ÇAKIR'A
AÇIK MEKTUP:
ERZİNCAN’DA DEPREME DAYANIKLI İNŞAA EDİLEN
BİNALAR DÜŞEY YÖNLÜ HAREKETLERE DAYANAMAMIŞ VE ÇOK TEHLİKELİ
ŞEKİLDE ÇATLAMIŞLARDIR.
Ankara’da Türkiye İnşaat
Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) tarafından Mayıs-Haziran 2009
tarihli insan dergisi’nin 23. sayfasında; Erzincan Belediye Başkanı
Yüksel ÇAKIR “Türkiye genelinde depreme en hazırlıklı il; Erzincan”
olduğu konusunda bir makale yayınlamıştır.
İnternette http://milliservet.blogspot.com
WEB sitesinde yayınlanan dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan
şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında muazzam
büyüklükteki düdüklü tencerelere benzer kapalı ortamlarda doğalgaz
ile suya doygun zeminlerin yan yana ve beraberce bir arada
bulunduğu; bu yer altı düdüklü tencerelere benzer kapalı ortamlarda
deprem hareketleri başlamadan çok kısa bir süre önce doğalgaz
patlamaları ve bu patlamalar ile meydana gelen canavarlar
kudretindeki sıvılaşma olayları ile zeminler aşağıdan yukarı doğru
itildiği; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığı; ağaçların,
binaların ve tesislerin yana yatıp, yatıp kalkarak veya burgu gibi
bükülerek ve paramparça olarak bu yerlerde kıyametler koparcasına
çok korkunç afetler meydana geldiği; bu deprem hareketleri
başlamadan önce; yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu
korkunç afetlerin deprem olayları ile hiçbir ilgisi olmadığı;
doğalgaz patlaması ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka,
başka olaylar olduğu konularında 32 yazılı belge ile bilimsel
bilgiler verilmiştir.
Bu Web sitesinde; Japonya da 7.2
gibi çok şiddetli olmayan 1995 Kobe depreminde; en şiddetli
depremlere dayanıklı sağlam inşaatların, bu çok şiddetli olmayan
depreme dayanamadığı; Kobe deprem afetinin; deprem üssü merkezinin
yakın olması sebebi ile; Kobe’nin aşağıdan yukarı doğru düşey yönde
itilmesinden ileri geldiği; bu depremin ilk günü keşfedildiği halde;
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında
doğalgaz patlamaları ve meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu
korkunç afetlerin meydana geldiği hakkındaki gerçeğin henüz
bilinmediği konusunda 32 yazılı belge ışığında bilimsel açıklamalar
yapılmıştır.
1992 depreminde Erzincan Ovasında
yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olayı ile;
fay olmayan yerde DDY rayı yatay ve düşey yönde canavarca büküldüğü
bilinmektedir. Depremlere dayanıklı inşa edilen binaların ve
tesislerin DDY rayını bükebilen canavarlar kudretindeki sıvılaşma
olaylarına dayanabilmesi mümkün değildir.
Bu WEB sitesinde; Erzincan da en şiddetli depremlere çatlamadan
dayanabilecek sağlamlıkta inşa edilen B.A binaların; 2,3,4 gibi ufak
şiddetteki depremler esnasında meydana gelen ufak sıvılaşma
olaylarına bile dayanamadığı; bu B.A. binaların kolonları,
kirişleri, döşemeleri ve perde duvarları gibi taşıyıcı aksamlarının
çok tehlikeli şekilde çatladığı; bu çatlak binaların ileride meydana
gelecek çok şiddetli olmayan depremlerde bile; burgu gibi bükülerek
param parça olmaya ve bina içindeki insanların da pastil gibi
ezilmeye mahkum bulundukları; bu binaların çatlakları sıvanarak veya
sıva çatlağı olduğu yutturulması ile; bu çatlak binalar Erzincan
halkına terk ve teslim edildiği konusunda bilgi verilmiştir.
Erzincan da depreme dayanıklı inşa edilen binaların çatlamış
olduklarını; Dr. Cihangir ARISAN; Dr. Hilmi SEVİNÇ; eski Veteriner
Müdürü Metin ÇÖREKÇİ; esnaftan Ekrem BÜYÜKFIRAT; Nihat YAPAR;
Hüseyin YERGÜN gibi yüzlerce kimse tarafından bilinilmektedir. Bu
WEB sitesinde; depremleri önlemek mümkün olmadığı halde; yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen; bu korkunç afetlerden; çeşitli
teknik önlemler ile kurtulmanın mümkün olduğu; Yavuz Sultan Selim’in
babası Osmanlı Padişahı II.Beyazıt 500 sene önce; 1509 depreminde
İstanbul’un muhtelif yerlerine 400 kuyu kazdırdığı; bu kuyular ile
yeraltı düdüklü tenceresine 400 delik açıldığını, bu kuyuların denge
bacası görevini yaparak yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri
gelen; sarsıntılardan İstanbul’u kurtardığı konusunda bilgi
verilmiştir.
Yüce Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT;
mezardan başını kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında suya doygun zeminlere ulaşacak şekilde 10-20-50-100 m. gibi
az derinliklerde ve 80-100cm. çaplarında geniş kuyular kazdırarak;
bu yerleri doğalgaz patlamalarından ileri gelen; kıyametler
koparcasına korkunç afetlerden kolayca kurtaracaktır.
Doğalgaz patlamaları ve sıvılaşma olayları ile; zeminlerde
açılan çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde esneme
özelliği kazanmaktadır. Zeminlerin esnemesi ile; deprem hareketleri
50m. gibi mesafelerde çok zayıflamakta ve hasar olmamaktadır.
Yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler
önlendiği taktirde; faylarda meydana gelen deprem hareketleri
esneyen zeminlere ulaşınca; bu zeminlerin çok mükemmel şekilde
esnemesi ile; Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
faylardan 50 m. uzakta bulunan yerlerde hiçbir hasar olmayacaktır.
Bu yerler ile eski Erzincan şehirlerinde deprem harabesi olarak terk
edilen yerlerin tamamı deprem bakımından en emniyetli yerler
olacaktır. Bu yerlere çok katlı ve yüksek inşaatlar yapılacaktır.
Yetkili Makamlar ile Kurumlara
sunulan 10.10.2008 tarihli dilekçeler ile; Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından
ileri gelen korkunç afetlerin önlenmesi ve Erzincan ovasındaki çok
zengin doğalgaz yatağının ortaya çıkarılması için; ilgi gösterilmesi
istenilmiştir.
Aradan bir yıldan fazla zaman geçtiği halde; hiçbir inceleme,
soruşturma ve arama yapılmadan ve görgü tanıkları ileri
görüşülmeden; masa başında oturarak; kafadan sallama beylik palavra
ifadeler ile; bu konular dışlanmıştır.
TÜBİTAK Başkanlığına sunulan
1.12.2008/14325 sayılı dilekçe ile; evvelce sunulmuş olan 10.10.2008
tarihli RAPOR’un teşkil edilecek Yetkin Kurul tarafından bütün belge
ve ekleri ile incelenmesi; mahallinde soruşturma ve araştırma
yapılması; görgü tanıkları ile görüşülmesi ve Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
korkunç afetlerin önlenmesi ve Erzincan ovasındaki çok zengin
doğalgaz yatağının ortaya çıkarılması için; TÜBİTAK öncülüğünde
gerekli faaliyete başlatılması; talep edilmiştir. TÜBİTAK tarafından
bu konuların incelenmeye başlandığı öğrenilmiştir.
Erzincan Belediye Başkanı sıfatıyla Yüksel ÇAKIR; depremleri
yaşayan görgü tanıkları ile görüşerek ve toplantılar yaparak
Erzincan şehri ile ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa süre
önce yeraltından bomba gibi patlama ve uğultulu gürültülü sesler
işitildiği; bazı yerlerden çıkan alevlerin göklere yükseldiği;
etrafın nur doğmuş gibi aydınlandığı; yüzey arazinin deniz gibi
dalgalandığı; ağaçların, elektrik direklerinin ve binaların yana
yatıp, yatıp kalktığı; depremler esnasında atmosferin sis bulutu ile
kaplandığı; gökyüzünün kızıl renge büründüğü; deprem geceleri
Erzincan ovasında çok soğuk havanın ısındığı; ovadaki donmuş
karların eridiği konularında Yetkili Makamları ile Kurumlarına,
Üniversitelere ve özellikle TÜBİTAK Başkanlığına bilgi verdikleri
taktirde; bu konulardaki gerçeklere inanılacak ve Marmara bölgesi
ile Erzincan şehri ve ovası yeraltında doğalgaz patlamalarından
ileri gelen bu çok korkunç afetlerden ve Erzincan da depreme
dayanıklı binaların çatlaması rezaletinden kısa zamanda kurtulmuş
olunacak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı ortaya
çıkarılacaktır.
Bu konudaki gerçekler ortaya
dökülmediği taktirde; hem Marmara bölgesi ve hem de Erzincan şehri
ve ovası; yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler
koparcasına çok korkunç afetler ile baş başa kalacak ve hem de
Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağından Ülkemiz ve
Erzincan mahrum kalacaktır.
Şeker fabrikaları Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı Yakup AY ile
Türkiye Hava Meydanları Genel Müdürü Orhan BİRDAL; 1992 Erzincan
depremini yaşayarak; deprem hareketleri başlamadan önce yeraltından
bomba gibi patlama ve uğultulu gürültülü sesler işitildiğini;
gökyüzünün kızıl renge büründüğünü; deprem akşamı hava çok soğuk
iken; sabaha kadar havanın çok ısındığını; ovadaki karların eridiği
konularındaki gerçekleri bilmektedir.
Depremler esnasında Erzincan
ovasında yeraltından çıkan fay suları, artezyen ve sondaj
kuyularının suyu ısınmadığına göre; deprem geceleri Erzincan
ovasındaki trilyonlarca m3 çok soğuk havayı ısıtan ve ovadaki donmuş
karları eriten ısının gökte doğalgazın alev ile yanmasından ileri
geldiğini ve Erzincan Ovasındaki bu doğalgaz yatağının çok zengin
olduğunu; doğa açık ve belirgin şekilde ortaya koymaktadır. Doğanın
varlığını kesin olarak ortaya koyduğu bu çok zengin doğalgaz
yatağını; ne TPAO ve ne de hiçbir kimse yok sayamayacak ve göz ardı
edemeyecektir. Bu zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve
Erzincan’ın kaderi değişecek; Ülkemiz doğalgaz bakımından dışa
bağımlılıktan tamamen kurtulacak; doğalgaz fiyatları çok ucuzlayacak
ve yüz binlerce işsize iş imkânı sağlanacak ve ihtiyaç fazlası
doğalgaz harice ihraç edilecektir. Bu konularda verilen yalan-yanlış
bilgilere karşı çıkılmalıdır. Bu konularda yalan-yanlış bilgi veren
kimseler şiddetle kınanmalı ve kamuoyu önünde tekzip edilerek
cezalandırılmalıdır.
Bu konulara ilgi göstermek ve çözüm
bulmak vatandaşlığın kutsal görevidir.
Hüseyin Hüsnü GÜREL, İnş. Yük. Müh.(İTÜ-1953)
ADRES : Ahenk Sok. 10/11 ÇANK AYA/ANKARA - TEL : 0312 – 418 12
37 - 4391925)
e.MAİL : hhgurel@hotmail.com // WEB : http://www.milliservet.blogspot.com
Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, İTÜ-1953 zaman: 06:09
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
|
- TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA Hüseyin Hüsnü GÜREL
- İnş. Yük. Müh. (İTÜ-1953)
- KONU: Marmara Bölgesi ile Erzincan
ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen korkunç
afetler ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı Hk.
- İLGİ : TBMM Dilekçe Komisyonu
Başkanlığının 05.11.2008 / 2396 No’lu Kararı
- Marmara bölgesi ile Erzincan ovasında deprem hareketi başlamadan
önce yeraltından bomba gibi patlama ve gürültülü sesler
işitilmektedir. Depremler ile ilgisi olmayan bu patlama seslerinin
sebebini hiç kimse araştırmamıştır.(EK 19-20-21-22-23-31-32-34).
- Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında
düdüklü tencerelere benzer kapalı ortamlarda doğalgaz patlamaları ve
suya doygun zeminlerin bulunduğu yerlerde meydana gelen sıvılaşma
olayları dünyada benzeri olmayan çok korkunç afetlere sebep
olmaktadır.
- Deprem hareketleri başlamadan çok kısa
süre önce doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu afetlerin deprem
olayları ile hiçbir ilgisi yoktur.
- Doğalgaz patlamaları ve deprem
olayları birbirinden farklı ve başka başka olaylardır.
- 501 sene önce 1509 İstanbul depreminde Yavuz Sultan Selim’in
babası Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT döneminde dünyanın öküzün
boynuzları üstüne oturduğuna ve öküzün boynuzlarını oynatması ile
depremlerin meydana geldiği hurafelerine inanılıyordu.
- Osmanlı Padişah’ı II. BEYAZIT hurafelere inanmamış İstanbul’un
muhtelif yerlerine 400 kuyu kazdırmıştır. Bu kuyular ile yeraltı
düdüklü tenceresine 400 delik açılmış;bu kuyular denge bacası görevi
yaparak yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen muazzam
basınçları ve sıvılaşma olaylarını önlemek suretiyle İstanbul
sarsıntılardan az masrafla kurtarmıştır;(EK 13-23).
- Osmanlı Padişahı mezardan kalksa;
suya doygun zeminlere ulaşacak şekilde; 10–20–50-100 m. gibi az
derinlikte ve 80–100 cm. gibi geniş çaplı kuyular açarak; Marmara
bölgesi ile Erzincan şehrini çok korkunç afetlerden çok az masrafla ve
kolayca kurtaracaktır.
- Yeraltı düdüklü tencereleri muazzam büyüklükte olduğundan ufak
çaplı artezyen ve sondaj kuyuları bu konuda çok az faydalı olduğundan;
kuyuların geniş çaplı açılması gerektir.
- Marmara Bölgesinde ve Erzincan ovasında depremler esnasında bazı
yerlerden alevler göklere fışkırmakta; etraf nur gibi ışıklanmakta,
gökyüzü kızıl renge bürünmekte, Erzincan ovasında gökte alev ile yanan
doğalgazın ısısı ile bu ovada trilyonlarca m3 çok soğuk hava
ısınmakta, ovadaki karlar erimektedir
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ile kıyametler koparcasına
çok korkunç afetlerin meydana geldiği ve Erzincan ovasında çok zengin
doğalgaz yatağı varlığı konularında tarafımdan düzenlenen 10.10.2008
tarihli RAPOR ve bu konuda 32 yazılı belge 10.10.2008 tarihli
dilekçeler ile Yetkili ve İlgili Makamlara sunularak; Ülkemiz için
fevkalade önemli olan bu konulara ilgi gösterilmesi istenilmiştir.
- TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığının ilgideki kararı ile konunun
tüm ilgili kurumlara iletildiği gerekçesi ile başka bir işlem
yapılamayacağı bildirilmiştir.(EK 1).
- Bu konuda yalnız Maden Mühendisleri Odası Başkanlığınca ilgi
göstermiş ve Maden Mühendisleri Başkanlığının vatanseverliği ile
Yüceliği sergilenmiştir (EK 2).
- Diğer Yetkili ve İlgili Makamlar bu RAPOR da ve 32 yazılı belgede
verilen bilgilere itibar etmeden; mahallinde hiçbir soruşturma ve
araştırma yapmadan; bu olayları yaşayarak bilen görgü tanıkları ile
görüşmeden; masa başında oturarak kafadan sallama, gerçek dışı beylik
ifadeler Ülkemiz için fevkalade olan bu konular dışlanmıştır (EK 3, 4,
5, 6, 7, 8).
- Bu bilgi ve belgeler http://www.milliservet.blogspot.com sitesinde
yayınlanmıştır.
- Bu RAPOR ve 32 yazılı belge sunulduktan sonra bu konulara ait yeni
bilgi ve belgeler elde edilmiştir .Bu yeni bilgiler ve belgeler
ışığında tarafımdan düzenlenen YENİ RAPOR ve 34 adet yazılı belge
sunulmakta ve konu daha iyi aydınlanmaktadır.
- 1) Bu YENİ RAPOR un 9. ve 10.
sayfalarında açıklandığı gibi doğalgaz patlamaları ve sıvılaşma
olayları ile zeminler çok mükemmel şekilde esneme özelliği
kazanmaktadır. Zeminlerin çok mükemmel şekilde esnemesi ile deprem
hareketleri 50m. gibi çok zayıflamakta ve Zayıflayan deprem
hareketleri ile hiçbir önemli hasar olmamaktadır.
- Yüce Osmanlı Padişahı II. Beyazıt’ın yaptığı gibi kuyular açmak
suretiyle doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği
takdirde; Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların
50 m. gibi dışında olan heryer ve çok geniş alanlar deprem bakımından
en güvenli yerler olacak; bu yerlere güven ile çok yüksek inşaatlar
yapılacak ve bu yerler çok kıymetlenecektir.
- 2) Bu YENİ RAPOR un 16. ve 17.
sayfalarında açıklandığı gibi; Erzincan ovasında deprem olayı olup
biter bitmez Arabistan platosunun itmesi ile bu ovadaki bütün fay
çatlakları vana gibi kapanmaktadır İleride 40-50 sene sonra Erzincan
ovasında meydana gelecek yeni deprem tarihine kadar doğalgazın
dışarıya çıkmasına izin verilmemektedir. Bu sebeple Erzincan
ovasındaki doğalgaz yatağı zenginliğini çok mükemmel şekilde
korumaktadır.
- Erzincan ovasında yalnız depremler esnasında 1-2 gün gibi kısa
sürede yer altından doğalgazın dışarıya çıkması fevkalade önemli ve
çok faydalıdır.
- 3) 1045 Erzincan depreminden beri
günümüzde yaşanan 1939, 1983 ve 1992 depremleri dahil meydana gelen
en az 29 Erzincan depremlerinin hepsinde kıyametler koparcasına
korkunç afetler meydana geldiği ve her depremde Erzincan ovasında
gökte muazzam miktarlarda doğalgaz yandığı halde; bu konuda yalnız
1045 Erzincan depremine ait yazılı belge vardır.
- 1045 Erzincan depreminde gökte çok
muazzam miktarda doğalgazın alevle yanması ile güneş ve ay kan rengine
boyandığı anlaşılmaktadır. ( EK 9 )
- 4) 1045 Depreminden ve 965 seneden
beri ilk defa 1992 Erzincan depreminde karanlık gecede kıpkızıl
ortamın meydana geldiği ve Karakaya’da ateş topunun fışkırdığı
konusunda Abdülkadir DELİKTAŞ bilgi vererek; Ülkemiz ve Erzincan’a
büyük yardım yapmıştır.(EK 14)
- DELİKTAŞ; depremler esnasında
yeraltından seslerin işitilmesi; alevlenmeler; nur gibi ışıklanmalar;
gökyüzünün kızıl renge büründüğü; Erzincan ovasında çok soğuk havanın
ısındığı; ovadaki karların eridiği; yüzey arazinin deniz gibi
dalgalandığı; ağaçların, ve binaların yana yatıp yatıp kalktığı
konularında bilgi vermiş olsaydı; Ülkemize ve Erzincan’a daha çok
büyük yardım etmiş olacaktı.
- Bu gerçekler ortaya dökülmedikçe bu
konulara çareler bulmak mümkün değildir.
- 5) 1994 yılında depremler ve doğalgaz
konularında çok az bilgim vardı. Zamanla bu konularda yeni yeni
bilgiler edinmiş bulunuyorum.
- Rahmetli Vali Recep YAZICIOĞLU, Erzincan Valiliğinin 18.10.1994 /
459 sayılı yazıları ile bu konularda tarafımdan verilen bilgilerin
hepsi doğrulanmıştır. ( EK 24 )
- 6)Gökte milyarlarca soba yakıldığında
yerdeki karların erimeyeceği düşünüldüğünde; Erzincan ovasında her
depremde Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacı olan 20 milyar m3
doğalgazdan kat kat daha fazla doğalgazın gökte yandığını kabaca hesap
etmek mümkündür.
- Bu doğalgaz yatağı ile; Ülkemizin
bütün doğalgaz ihtiyacı fazlası ile karşılanacak; Ülkemiz doğalgaz
bakımından dışa bağımlılıktan kurtulacak; Mersin Akkuyu da ve Sinop da
inşaa edilecek nükleer santrallerinden vazgeçilecek; doğalgaz çok
ucuzlayacak; yüz binlerce insana iş imkanı sağlayacak; Ülkemizin ve
Erzincan’ın kaderi değişecektir.
- Varlığı açıkça ortaya konulan Erzincan ovasındaki bu çok zengin
doğalgaz yatağı; T.P.A.O Genel Müdürlüğü ve TUBİTAK Başkanlığınca
kabul edilmemektedir. (Ek: 7, 8,17)TBMM
- Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı
İdris GÜLLÜCE televizyonlarda Ülkemizde meydana gelen deprem
afetlerini düşündükçe uykularının kaçtığını ve kimyasının bozulduğunu;
Deprem Araştırma Komisyonu Başkanlığınca bu afetlere karşı çareler
bulmak için büyük çalışmaklar yapıldığını ifade etmektedir.
- Sözü geçtiği gibi Yüce Padişahımız II.
BEYAZIT; yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetleri
önlemek için, kuyular açılması gerektiği hususundaki bilimsel çareyi
501 sene önce keşfetmiş ve bu keşif ile bilim dünyasına ışık
tutmuştur.
- Bu YENİ RAPORDA 4.5.6 sayfalarda isimleri verilen ve 1992 Erzincan
ve 1999 Marmara depremlerini yaşayan Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı Elek. Yük. Müh. Yakup AY, THY İşletmeler Genel Müdürü
Orhan BİRDAL, Nihat ALPTEKİN, Zeynel ÇAYIR, Adapazarı Eski Çevre
Müdürü Şafak OKTAY; Osman KARA ve Cemil DEMİR ile görüşülür ise;
Marmara ve Erzincan depremlerinde meydana gelen olaylar konularındaki
gerçekler ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığı
anlaşılacaktır (EK 27, 28).
- Bu görgü tanıkları ile görüşmek
istendiği taktirde; bu konuda yardımcı olunacaktır.
- NETİCE ve İSTEK
- Marmara bölgesiyle Erzincan şehrinde
ve ovasında depren hareketleri başlamadan önce yer altından bomba gibi
patlama ve uğultulu gürültülü seslerin işitilmesi sebebini ve Erzincan
ovasında depremler esasında gökyüzünün kızıl renge bürünmesi; bu ovada
trilyonlarca m3 çok soğuk havanın ısınması ve bu ovada karların
erimesi sebebini hiçbir kimse araştırmamış ve ilgilenmemiştir.
- Bu konularda yapılacak araştırmalar
ile Ülkemize paha biçilmez ölçülerde faydalar sağlanacaktır.
- Başta TBMM Deprem Komisyonu Başkanı
GÜLLÜ’ce ve bu Komisyonun üyeleri olmak üzere; bütün
milletvekillerimizin, bütün partilerimizin, vatandaşlarımızın ve
özellikle Marmara depremi ile Erzincan depremlerini yaşayan görgü
tanıkları tarafından bu konularda gerekli ilgi gösterildiği takdirde;
Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen çok korkunç afetlerden kısa zamanda çok az
masrafla ve kolayca kurtulmak mümkün olacak ve Ülkemize Erzincan
ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı kazandırılacaktır.
- Bu nedenle; iş bu dilekçem ile sunulan
RAPOR ve eklerinin incelenip, değerlendirilmesini ve bu konulardaki
görüşlerimin açıklanması için; Komisyon oturumuna davet olunmamı ve
süreç hakkında bilgilendirilmemi arz ederim.
- Bu konulara ilgi gösterilmez ise; Marmara Bölgesi ile Erzincan
şehri ve ovası kendi kaderleri ile baş başa kalacak ve Ülkemiz de
Erzincan ovasındaki çok zengin doğal gaz yatağından mahrum olacaktır.
- Bu konularda yanlış, yalan, uyduruk
bilgi verenler; şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.
- Gereğini emir ve müsaadelerinize arz ederim.
-
Saygılarımla,
-
Hüseyin Hüsnü GÜREL
-
İnş. Yük. Müh.
(İTÜ-1953)
-
- MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN ŞEHRİ VE OVASINDA YERALTI DOĞALGAZ
PATLAMALARINDAN İLERİ GELEN AFETLER VE ERZİNCAN OVASINDA DOĞALGAZ
YATAĞI KONUSUNDA YENİ RAPOR
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa süre önce yeraltında
doğalgaz patlamaları kıyametler koparcasına çok korkunç afetlere sebep
olmakta ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı bulunmaktadır.
- MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN ŞEHRİ VE OVASINDA DEPREM HAREKETLERİ
BAŞLAMADAN KISA SÜRE ÖNCE YERALTINDAN BOMBA GİBİ PATLAMA VE UĞULTULU
SESLER İŞİTİLMEKTEDİR
- Dünyada yalnız Marmara Bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan çok kısa
süre önce yeraltından yüzeye yakın derinliklerde bomba gibi patlama ve
uğultulu gürültülü sesler işitilmektedir.(Ek 19-20-21-22-31-32-34)
- Sesin hızı deprem hareketi hızından 15.000 defa daha küçük ve
sesin hızı çok tembeldir. Hızı tembel olan seslerin deprem hareketi
başlamadan önce işitilmesi fizik yasalarına aykırı düştüğü halde; bu
olayın sebebini hiçbir kimse araştırmamış ve ilgi göstermemiştir.
- MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN OVASINDA
DEPREMLER BAŞLAMADAN ÖNCE YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARI KIYAMETLER
KOPARCASINA ÇOK KORKUNÇ AFETLERE SEBEP OLMAKTADIR
- Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
yeraltında kil tabakaları arasında muazzam büyüklükteki düdüklü
tencerelere benzer ortamlarda sıvılaşmaya müsait suya doygun zeminler
ile doğalgaz yan yana ve beraberce bir arada bulunmaktadır. Bu yeraltı
düdüklü tencerelerinin gövdeleri ile bu gövdelerden ayrılan kolları
onlarca ve yüzlerce Km. gibi uzaklara kadar ulaşabilmektedir. Bu
yeraltı düdüklü tencereleri yüzlerce ve binlerce Km2 gibi çok geniş
alanları kapsayabilmektedir.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında yeraltında bomba gibi patlama ve uğultulu sesleri
işitildikten kısa bir süre sonra; yüzey arazi deniz gibi
dalgalanmakta;, binalar yana yatıp yatıp kalkarak ve burgu gibi
bükülerek paramparça olmakta; Marmara denizinde doğalgaz patlamaları
ile sular havaya savrulmakta; kıyılardan sular geri çekildikten sonra
çok büyük Tsunami dalgaları meydana gelmektedir... Yeraltında doğalgaz
patlamaları ve bu patlamalardan ileri gelen canavarlar şiddetindeki
sıvılaşma olayları kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerin
meydana gelmesine sebep olmaktadır.
- Yeraltında, doğalgaz patlaması ve
deprem olayları birbirinden farklıdır;
- Doğalgaz patlamalarından ileri gelen
bu afetlerin deprem olayları ile hiçbir ilgisi yoktur. Yeraltı düdüklü
tenceresinin içinde herhangi bir yerinde doğalgaz patlaması ile
meydana gelen muazzam basınçlar ve canavarlar kudretindeki sıvılaşma
olayı; suya doygun zeminlerin devam ettiği her yere ve yüzlerce Km.
gibi uzaklara anında ulaşmaktadır. Bu yerlerde de zeminler aşağıdan
yukarı itilerek benzer şekilde çok korkunç afetler meydana
gelmektedir.
- Yalova'da bulunan suya doygun zeminler
Adapazarı ve Kaynaşlı gibi yerlere kadar devam ediyorsa; Yalova'da
doğalgaz patlaması ile Adapazarı ve Kaynaşlı gibi yerlerde de benzer
şekilde korkunç afetler meydana gelmektedir.
- MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN OVASINDA
YERALTINDA DOĞALGAZ BULUNMAKTADIR
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında depremler esnasında bazı yerlerden alevler göklere
yükselmekte; etraf nur gibi ışıklanmakta; gökyüzü kızıl renge
bürünmektedir.
- Depremler esnasında gökte Doğalgaz’ın
alevle yanması ısısı ile Erzinca Ovasında trilyonlarca m3 çok sğuk
hava ısınmakta ve ovadaki karlar erimektedir. Erzincan ovasındaki bu
doğalgazın muazzam miktarda olduğu açıkça belli olmaktadır.
- ERZİNCAN OVASINDA ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ
YATAĞI BULUNMAKTADIR
- Depremler esnasında Erzincan ovasında
bulutların üstünde gökte doğalgazın alevle yanması ile; gökyüzü kızıl
renge bürünmekte; 1045 Erzincan depreminde olduğu gibi gökte
doğalgazın alev ile yanması ile güneş ve ayın kan rengine boyandığı
anlaşılmakta ve gökte alev ile yanan doğalgazın ısısı ile Erzincan
ovasında donmuş karlar erimektedir. (EK: 9)
- Trilyonlarca m3 çok soğuk havayı ısıtan ve ovadaki karları eriten
doğalgaz miktarını hesap ile bulmak mümkündür. Bu hesap yapıldığında;
her depremde Erzincan ovasında Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacı olan
20 milyar m3 doğalgazdan kat kat daha fazla doğalgazın alevle yandığı
hesaplanmaktadır.
- Erzincan ovasında gökte milyarlarca
soba yakıldığında bu ovadaki karların eriyemeyeceği düşünülürse; her
deprem esnasında Erzincan ovasında muazzam miktarda doğalgazın
yandığını kabaca hesap etmek mümkündür.
- Depremler esnasında Erzincan
ovasındaki faylardan çıkan yeraltı suları, artezyen ve sondaj suları
ısınmadığına ve kaynar sular akmadığına göre; Erzincan ovasında
trilyonlarca m3 çok soğuk havayı ısıtan ve donmuş karları eriten ısı
enerjisinin gökte doğalgazın alevle yanmasından ileri geldiği; kesin
şekilde belli olmaktadır.
- Melekler veya Huriler Erzincan
ovasındaki trilyonlarca m3 soğuk havayı ısıtmamakta ve ovadaki donmuş
karları eritmemektedir.
- Bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin bütün
doğalgaz ihtiyacı fazlası ile karşılanacak; Ülkemiz doğalgaz
bakımından dışa bağımlılıktan kurtulacak; Mersin Akkuyu’da ve Sinop da
inşa edilecek nükleer enerji santrallerinden vazgeçilecek; yüzbinlerce
iş imlanı sağlanacak; doğalgaz ve elektrik fiyatları çok ucuzlayacak
ve Ülkemiz ile Erzincan'ın kaderi değişecektir.
- MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN ŞEHRİNDE
VE OVASINDA, YERALTI DOĞALGAZ PATLAMALARI İLE KORKUNÇ AFETLERİN
MEYDANA GELDİĞİ VE ERZİNCAN OVASINDA ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞI
VARLIĞI KONULARINDA YETKİLİ VE İLGİLİ MAKAMLARA BİLGİ VERİLMİŞTİR.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında deprem hareketleri başlamadan çok kısa süre önce
yeraltında doğalgaz patlamaları ile ve bu patlamalardan ileri gelen
sıvılaşma olayları ile kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerin
meydana geldiği;, deprem hareketi başlamadan önce yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetlerin deprem olayı ile
hiçbir ilgisi olamadığı; depremleri önlemek mümkün olmadığı halde;
yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu afetlerin çeşitli
teknik önlemler ile önlenebileceği ve Erzincan ovasında çok zengin
doğalgaz yatağı varlığı konularında tarafımdan düzenlenen 20.10.2008
tarihli RAPOR da ve bu konulardaki gerçekleri ortaya koyan 32 yazılı
belgede; bu konudaki gerçekler açık ve belirgin şekilde ortaya
konulmuştur.
- Bu RAPOR ve 32 yazılı belge 20.10.2008 tarihli dilekçeler ile;
Yetkili ve İlgili Makamlara sunularak; bu konulara ilgi gösterilmesi
ve yardım edilmesi istenilmiştir.
- TBMM. Dilekçe Komisyonu Başkanlığının
05.11.2008/2396 No’lu kararı ile konunun tüm kurumlara iletildiği
gerekçesi ile başka işlem yapılmayacağı tarafıma bildirilmiştir (EK1)
- Bu konuda yalnız Maden Mühendisleri Odasınca ilgi göstermiş ve
Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı vatanseverliğini ve Yüceliğini
göstermiştir (EK 2).
- Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı
dışındaki diğer Yetkili ve ilgili Makamlar;, 10.10.2008 tarihli RAPOR
da ve 32 yazılı belgede verilen bilgilere hiçbir itibar etmeden;
mahallinde hiçbir soruşturma ve araştırma yapmadan; bu olayları
yaşayan görgü tanıkları ile görüşmeden; masa başında oturarak; kafadan
sallama beylik gerçek dışı bilgiler verilerek; Ülkemiz için fevkalade
önemli olan bu konular dışlanmıştır (EK 3- 4- 5- 6- 7- 8).
- Bundaki bilgiler http://www.milliservet.blogspot.com WEB sitesinde
yayınlanmıştır. Bu RAPOR düzenlendikten sonra yeni bilgiler ve
belgeler elde edilmiştir. Bu yeni bilgiler ve belgeler ışığında bu
YENİ RAPOR ve 34 yazılı belge düzenlenerek; bu konudaki gerçekler daha
açık ve belirgin şekilde ortaya dökülmüştür.
- ERZINCAN OVASINDA DEPREMLER ESNASINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR VE
GÖKTE DOĞALGAZIN ALEV İLE YANDIĞI KONUSUNDA YAZILI BELGELER VE GÖRGÜ
TANIKLARI VARDIR
- 1) 965 sene önce 1045 Erzincan
depreminden bugüne kadar günümüzde yaşanan 1939,1983. ve 1992
depremleri dahil Erzincan da en az 29 deprem meydana gelmiş ve her
depremde kıyametler koparcasına çok korkunç afetler meydana geldiği ve
her depremde gökte muazzam miktarlarda doğalgaz alevle yandığı halde;
bu depremlerden yalnız 1045 depremine ait yazılı belge vardır. (EK 9)
- 2)1045 Depreminden beri ilk defa Abdülkadir Deliktaş 1992 Erzincan
depreminde karanlık gece vaktinde kıpkızıl ışık ortamının meydana
geldiği ve Karakaya köyünde yeraltı ateş topunun fışkırdığı konusunda
bilgi vererek Ülkemize ve Erzincan'a çok büyük yardım etmiştir (EK 14)
- 1045 Erzincan depreminde gökte doğalgazın alev ile yanması ile
güneş ve ay kan rengine boyandığı anlaşılmaktadır. (EK 9).
- Abdülkadir DELİKTAŞ; 1992 Erzincan depreminde;, deprem hareketi
başlamadan önce; yeraltından bomba gibi patlama ve uğultulu gürültülü
sesler işitildiği; bazı yerlerden alevlerin göklere yükseldiği;
etrafın nur gibi ışıklandığı yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığı;
ağaçların ve binaların yana yatıp yatıp kalktıkları, depremi gecesinde
Erzincan ovasında gökyüzünün saatlerce ve günlerce kızıl renge
büründüğü; Erzincan ovasında çok soğuk havanın ısındığı; sabaha kadar
hava çok ısındığından paltoların çıkarıldığı, ovadaki karların eridiği
konusunda bilgi vermiş olsaydı Ülkemize ve Erzincan'a daha çok yardım
etmiş olurdu.
- 3)TBMM Deprem Komisyonu Başkanı İdris GÜLLÜCE;
televizyon açık oturumlarında ve medyada; Ülkemizde meydana gelen
depremleri düşündükçe; uykularının kaçtığını ve kimyasının
bozulduğunu; depremlere çareler bulmak için TBMM Deprem Araştırma
Komisyonu tarafından çok büyük çalışmalar yapıldığı konusunda bilgi
vermektedir.
- Başkan Güllüce'nin ve Deprem Komisyonu
üyelerinin depremlere karşı çareler bulmak için gösterdikleri büyük
ilgi ve çalışmalar takdirle ve şükranla karşılanmaktadır.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına çok
korkunç afetlerin meydana geldiğini ve Erzincan ovasındaki çok zengin
doğalgaz yatağını düşündükçe benim de sabahlara kadar uykularım
kaçmaktadır.
- 4) Başkan GÜLLÜCE bu YENÎ RAPOR da sayfa 4,5,6 da
isimleri verilen ve 1992 Erzincan depremini yaşayan Şeker Fabrikaları
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı elek. Yük. Mühendis Yakup AY, THY
İşlemler Genel Müdürü Orhan BİRDAL; Nihat ALPTEKİN ve Zeynel ÇAYIR ile
görüşülür ise;, Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
yeraltından bomba gibi patlama gürültülü sesler işittikten sonra
depremin başladığını; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığını;
ağaçların ve binaların yana yatıp, yatıp kalktığını; bazı yerlerden
alevlerin göklere yükseldiğini; etrafın nur gibi aydınlandığını;
gökyüzünün kızıl renge büründüğünü. deprem gecesi Erzincan ovasında
çok soğuk havanın ısındığı; ovadaki donmuş karların eridiği bu
nedenler ile Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığını ve
Başkan AY tarafından depremlerden 8 dakika önce depremlerin meydana
geleceği konusunda fevkalade önemli keşif yapıldığı konularındaki
gerçekler anlaşılacaktır.
- Bu YENİ RAPOR da isimleri verilen ve 1999 Marmara depremini
yaşayan Adapazarı Eski Çevre Müdürü Bayan Şafak OKTAY, Cemil DEMİR ve
Osman KARA ile görüşüldüğünde 1999 Marmara depremlerinde; yeraltından
bomba gibi patlama ve gürültülü sesler işittikten sonra depremin
başladığını; bazı yerlerden alevlerin göklere yükseldiği; etrafın nur
gibi aydınlandığı; Sapanca gölüne petrol dökülmüş gibi göl yüzünün
alev ile yandığını; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığı; binaların
yana yatıp, yatıp kalkarak ve horoz gibi kafa kafaya dövüştükleri
konusundaki gerçekler anlaşılacaktır (EK 27-28).
- Marmara ve Erzincan depremlerini yaşamış olan sokaktan geçen hamal
efendiler dâhil binlerce ve on binlerce görgü tanıklarından da bu
gerçekler konusunda bilgi edinmek mümkündür.
- 5) Yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma
olayları ile fay olmayan yerde DDY rayını bükülmekte; 1894 depreminde
faylardan 25-30 Km. uzakta bulunan İstanbul Anbarlı da fay olmayan
yerde zemin yarılarak 3 Km. boyunda çatlak açılmakta ve Adapazarında
faylardan daha fazla hasar meydana gelmekte ve doğalgaz
patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olaylarının canavarlar
kudretinde olduğu belli olmaktadır.(EK 10-11-12)
- En şiddetli depremlere dayanıklı inşaatların DDY rayını büken
canavarlar kudretindeki sıvılaşma olayına dayanması mümkün değildir.
- Bu sebep ile yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
korkunç afetlere karşı icap edecek gerekli önlem alınması gereklidir.
-
MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN
DEPREMLERİNİ YAŞAYAN BAZI GÖRGÜ TANIKLARINCA AÇIKLANAN ÇOK
ÖNEMLİ BAZI BİLGİLER
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında depremleri yaşayarak bilen bazı görgü tanıkları aşağıda
gösterilen bazı çok önemli bilgiler vermektedir. Görgü tanıklarınca
verilen bu bilgiler ile; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler
koparcasına çok korkunç afetlerin meydana geldiği ve Erzincan
ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığı; hakkındaki gerçekler
açık ve belirgin şekilde ortaya konulmaktadır.
-
1) Yakup AY Şeker Fabrikaları Genel
Müdürlüğü Daire Başkanı :
- 1992 Erzincan deprem hareketi başlamadan 1 saat önce; havanın
-11,3°C soğuk olduğunu; bizzat kendisinin ölçtüğünü; Fabrika lokalinde
otururken elektrik bantlarından cızırtı şeklinde sesler işitildiğini;
bu buatlardan şerareler halinde ufak kıvılcımlar çıktığını; dışarıda
rüzgâr yok iken; elektrik buatlardan ses işitilmesine ve kıvılcımlı
şerareler meydana gelmesi sebebini anlamadıklarını; 8 dakika kadar
sonra depremin başladığını; deprem hareketi başlamadan önce
yeraltından uğultulu gürültülü sesleri işittikten sonra depremin
başladığını; etrafın sis ile kaplandığını, gökyüzünün kızıl renge
büründüğünü; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığını; ağaçların ve
binaların yana yatıp, yatıp kalkarak kafa kafaya geldiklerini; sabaha
kadar çok soğuk havanın ısındığını; arazinin donunun çözülerek
çamurlaştığı konusunda fevkalade önemli bilgiler verilmiştir.
- 1992 Deprem gecesi Erzincan ovasında çok soğuk havanın en az 20-25
derece sıcaklığa kadar ısınması ile sabaha karşı paltolar
çıkarılmıştır.
- Deprem gecesi hava -11,3 C° gibi çok soğuk havadan 20-25 C° gibi
sıcak havaya ulaşması için havanın en az 30-35 C° ısınmış olduğu
anlaşılmaktadır. Erzincan ovasında deprem gecesi çok soğuk havayı
30-35 C° kadar gibi sıcaklığa melekler veya huriler ısıtmamıştır.
- Depremler başlamadan 5 saniye önce İstanbul da deprem meydana
geleceğinin bilinmesi için çok büyük masraflar yapılarak deprem
istasyonları kurulmaktadır. Başkan AY; deprem başlamadan 8 dakika
önce; elektrik buatlarından cızırtı seslerinin işitildiğini ve bu
buatlardan şerare şeklinde ufak kıvılcımlar meydana geldiğini ilk defa
keşfetmiş ve bilim dünyasına ve insanlığa paha biçilmez ölçüde
yardımcı olmuştur. Başkan AY'IN ismi altın harfler ile tarihe
yazılacak; altından heykeli yapılacak ve kendileri saygı ile
anılacaktır.
-
2) Orhan
BİRDAL THY. İşletmeler Genel Müdürü :
- 1992 Erzincan depremi akşamı çok soğuk havada arkadaşı ile donmuş
karları çiğneyerek camiye giderken aniden sam rüzgârı gibi yüzlerini
yakacak sıcaklıkta rüzgârın estiğini;, ayaklarının altındaki donmuş
karların erimeye başladığını; çok soğuk havada sıcak rüzgârın esmesine
akıl erdiremedikleri ve yarım saat sonra cami de iken depremin
başladığı konusunda enteresan bilgi vermektedir.
-
3) Nihat ALPTEKİN Çayırlı Eski Belediye
Başkanı :
- 1992 Erzincan depreminde bomba gibi patlama sesleri işittikten ve
etrafın nur gibi aydınlandıktan sonra depremin başladığı; şehrin koyu
renkte sis ile kaplandığına; gökyüzünün kızıl renge büründüğü, soğuk
havanın sabaha kadar çok ısındığı ve ovadaki donmuş karların eridiği
konusunda bilgi vermektedir.
-
4) Zeynel ÇAYIR:
- 1939 Erzincan depreminde annesinin ovanın güneyindeki Sultanseydi
yönünden kızıl renkli alevlerin göklere yükseldiğini; birçok kimsenin
1939 depreminde yerden yükselen bu alevleri gördüğünü; 1992 depreminde
bizzat kendisinin yeraltında bomba gibi patlama ve uğultulu sesler
işittikten sonra depremin başladığını; etrafın kesif sis ile
kaplandığını;
- Gökyüzünün kızıl renge büründüğünü; deprem gecesi sabaha kadar
hava çok ısındığından ovadaki karların eridiği konusunda bilgi
vermektedir.
-
5) Abdülkadir DELİKTAŞ:
- 1992 Depreminde camiden dışarı çıktığında karanlık gece yatsı
vakti Erzincan ovasında kıpkızıl bir ışık ortamına herkesin şahit
olduğu;, yatsı vakti karanlığında bu kızıllığın normal bir kızıllığın
olmadığı; Karakaya’da fışkıran büyük alev topunu görenler olduğu
konusunda bilgi vererek Ülkemize ve Erzincan'a çok büyük ölçüde yardım
etmektedir (EK 14).
- Abdülkadir DELİKTAŞ Erzincan da deprem hareketleri başlamadan kısa
süre önce; yeraltından bomba gibi patlama ve gürültülü sesler
işitildiği; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığı; ağaçların ve
binaların yana yatıp, yatıp kalktıkları;, deprem akşamı hava çok soğuk
olduğu halde; sabaha kadar havanın ısındığı; hava çok ısındığı için
sabaha karşı paltoların çıkarıldığı ve Erzincan ovasındaki karların
eridiği konusunda bilgileri de verilmiş olsaydı; Ülkemize ve
Erzincan'a daha fazla yardım etmiş olacaktı.
- Erzincan şehrinde ve ovasında depremleri yaşayan sokaktan geçen
hamal efendiler dahil; binlerce ve on binlerce görgü tanığı bu
konularda bilgi sahibi bulunmaktadır. Bu görgü tanıkları yaşamış
oldukları bu olayların fevkalade önemli olduğunu bilmedikleri ve bu
konularda değerlendirme yapamadıkları için; bu konulardaki gerçekler
gizli kalmaktadır.
-
6) Şafak OKTAY Ziraat Yük. Müh.
Adapazarı Çevre Müdürü:
- 1999 Marmara depremini Adapazarı'ndan 1,5 Km dışında geçirdiğini;
çok büyük gürültüler işittiğini; yeraltından çıkan alevlerin 4 katlı
apartman katı yüksekliğinde yükseldiğini; kuyulardan kum kaynadığı
Bayan OKTAY;, depremden sonra Sapanca'ya gittiğinde; deprem esnasında
Sapanca gölünün yarılarak göklere havaya yükseldiği ve Sapanca gölünün
üstüne petrol dökülmüş gibi alev ile yandığı konusunda çok enteresan
açıklama yapmaktadır (EK 28,29).
- İstanbul'a çok yakın olan Adapazarı'nda ve Sapanca gölünde
depremler esnasında yerden alevlerin göklere yükselmesi; yeraltından
çok büyük gürültüler işitilmesi ve Sapanca gölüne petrol dökülmüş gibi
bu göl yüzünün alev ile yanması olaylarının üniversitelerimizce ve
bilim adamlarınca henüz bilinmemesi Ülkemiz için çok acı gerçektir.
Bayan OKTAY; bu konudaki gerçekleri ortaya dökmek sureti ile; Ülkemize
ve bilim dünyasına ışık tutmakta ve üniversitelerimiz ile bilim
adamlarına uyarı yapmaktadır.
-
7) Osman KARA:
- 1999 Marmara depreminde Adapazarı'nda güneyden patlama ve
gürültüler işitildiğini; elektrik direklerinin yana yatıp yatıp
kalktığını; binaların kafa kafaya horoz gibi dövüştüğü konusunda bilgi
vermektedir.
-
8) Cemil DEMİR :
- 1999 Marmara depreminde Yalova da yeraltında bomba gibi patlama ve
uğultulu gürültülü sesler işitildikten ve yüzey arazi deniz gibi
dalgalandıktan, ağaçlar ve binalar yana yatıp, yatıp kalktıktan sonra
deprem hareketinin başladığı konusunda bilgi vermektedir.
-
9) Bağ-Kur İl Müdürü Yusuf BAYDAŞ:
- 1992 Erzincan depreminde yeraltından bomba gibi patlama ve
uğultulu gürültüler olduğunu; 4 katlı Selimoğlu iş hanının asfalt yolu
öpercesine 2 defa yana yatıp, yatıp kalkarak parçalandığı; asfalt
yolların metrelerce yükselip alçaldığı konusunda bilgi vermektedir
-
10) Ev hanımı Makbule ŞENGÜL:
- 1992 Erzincan depreminde şehre 2 km. uzaktaki Geçit köyünde akşam
gezmesine giderken; Kırıklar tepesinde bomba gibi patlama sesleri
işittiğini;, bu tepeden çıkan alevlerin göklere yükseldiğini; Erzincan
şehri tarafından sis bulutunun kendisine doğru geldiği için çok
korktuğunu; elektrik direklerinin yana yatıp, yatıp kalktığını; bu
olaylardan sonra deprem hareketinin başladığı konusunda bilgi
vermektedir.
-
11) Kurutilek Köyü Muhtarı Dursun SAK:
- 1983 Erzincan depreminde bomba gibi patlama ve uğultulu, gürültülü
sesler duyduğunu; nur gibi ışıklanmadan sonra depremin başladığı;
atmosferin sis bulutu ile kaplandığı konusunda bilgi vermektedir.
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında depremler esnasında
yeraltından çıkan bu sis; kavitasyon hidrolik olayından ileri
gelmektedir. Yeraltından çıkan bu sisin ısı ile hiçbir ilgisi yoktur.
Bu sis sıcak olmayıp soğuktur.
-
12) Dr. Cihangir ARISAN:
- 1992 Depreminde yeraltında gürültülü sesler işittiğini; yerden
havaya doğru alevlerin yükseldiğini; nur gibi ışıklanma olduğunu;
binaların yana yatıp, yatıp kalktıktan sonra depremlerin başladığı
konusunda bilgi vermektedir.
-
13) Şoför Rafet GÜNER:
- 1983 Erzincan depreminden 2 gün sonra Cebesoy istasyonunda; Fırat
nehrinin kıyısında katran gibi petrol maddesinin akıp gittiği
konusunda bilgi vermektedir
- Depremlerde Erzincan ovasından çıkarak Fırat nehrinden katran gibi
petrol maddesi günlerce akıp gittiği halde; ilgili Kurumların,
Üniversitelerimizin ve bilim adamlarının bu gerçeği henüz bilmemesi
Ülkemiz için çok büyük acı gerçektir.
-
14) Seteref SÜRÜCÜ:
- 1992 Depreminde Erzincan şehrinden daha yüksekte bulunan Günebakan
köyünde ova tarafından bomba gibi patlama sesleri işiterek ve nur gibi
ışıklanma meydana geldiğini görerek çok korktuğu için eve kaçtığını;
eve girdikten sonra depremin başladığı konusunda bilgi vermektedir.
-
15) Şakir KARART İl Çevre Müdürü:
- 1992 Erzincan depreminde yeraltından çok kuvvetli patlama sesleri
işitildiğini; alevlerin göklere yükseldiğini, her yerin nur gibi
ışıklandığını, yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığını, ağaçlar ile
binaların yana yatıp, yatıp kalktığını; bu olaylardan sonra depremin
başladığını;, gece olmasına rağmen gökyüzünün kızıl renge büründüğü;
bu olayları yaşayan birçok görgü tanığı bulunduğu konusunda bilgi
vermektedir.
-
16) Metin ÇÖREKÇİ Eski Veteriner
Müdürü:
- 1992 Erzincan depreminin ertesi günü akşam saatlerinde nur gibi
ışıklanma olduktan sonra; ufak şiddette depremin meydana geldiğini;
depremden birkaç gün sonra Fırat kıyısında katran gibi petrol
maddesinin tortusunu arkadaşı ile gördükleri konusunda bilgi
vermektedir.
-
17) Habip BUDAK Akyazı Köyü Eski
Muhtarı:
- 1983 Erzincan depreminde nur gibi ışıklanma ve yeraltından muazzam
patlama sesleri işittikten sonra deprem hareketinin başladığını,
etrafın gündüz gibi ışıklandığı; yüzey arazinin deniz gibi
dalgalandığını; binaların yana yatıp, yatıp kalktığı konusunda bilgi
vermektedir.
-
18) Ali DOĞAN
- 1992 Depreminde Erzincan Çağlayan Girlevik köyünde deprem gecesi
hava çok ısındığından en az 1.30 m. kalınlığındaki karın sabaha kadar
eridiği konusunda bilgi vermektedir.
- 19) Şoför Kemal DİNÇ
- 1992 Erzincan depreminde yeraltından bomba gibi patlama sesleri
işitildikten sonra deprem hareketinin başladığı; hava çok soğuk iken
depremden kısa bir süre sonra havanın çok ısındığı ve donmuş karların
eridiği konusunda bilgi vermektedir.
-
ERZİNCAN’DA
DEPREMLERE DAYANIKLI İNŞA EDİLEN BÜTÜN BİNALAR ÇOK TEHLİKELİ ŞEKİLDE
ÇATLAMIŞTIR
- 1992 Depreminden sonra Erzincan da en
şiddetli depremlere dayanıklı birçok B.A bina inşa edilmiştir.
Erzincan da ara sıra 2, 3, 4, 5 gibi ufak şiddetteki depremlerde; suya
doygun zeminlerin bulunduğu yerlerde; yeraltında doğalgaz patlamaları
ile ufak ölçüde sıvılaşma olayları meydana gelmektedir. Depreme
dayanıklı inşa B.A binalarının kolonları, kirişleri, döşemeleri ve
perde duvarları gibi taşıyıcı aksamları; ufak sıvılaşma olaylarına
dayanamamış ve binaların taşıyıcı aksamları çok tehlikeli şekilde
çatlamışlardır.
- Bu çatlak binalar; ileride meydana gelecek çok şiddetli olamayan
depremlerde bile; burgu gibi bükülerek param parça olmaya ve bina
içindeki insanların da pestil gibi ezilmeye mahkum bulunmaktadır. Bu
çatlak binalar; sıvanarak, badana yapılarak çatlaklar çok mükemmel
şekilde gizlenmektedir. Bu çatlak binalar sıvanarak veya sıva çatlağı
olduğu yutturulması ile; Erzincan halkına terk ve teslim edilmiştir.
- Bu binaların taşıyıcı aksamlarının
çatladığını Erzincan da Metin ÇÖREKÇİ, Dr. Cihangir ARISAN, Dr. Hilmi
SEVİNÇ; Nihat YAPAR, Hüseyin YERGÜN gibi birçok kimseler tarafından
bilinmektedir.
-
ERZİNCAN OVASI
VE BU OVA CİVARINDA PETROL (DOĞALGAZ) TEŞEKKÜLÜNE UYGUN JEOLOJİK YAPI
BULUNMAKTADIR
- MTA. nın 1/500.000 ölçekli Erzurum
jeolojik haritasında Diyarbakır'ın Hazro ilçesindeki petrol ve
doğalgaz teşekkülüne uygun jura, kretase, eosen ve miosen gibi
katmanlar bulunmaktadır. Erzincan ovası ve bu ova civarında da petrol
ve doğalgaz teşekkülüne uygun jura, kretase, eosen, miosen gibi
katmanların benzer şekilde bulunduğu görünmektedir. Hazro da petrol ve
doğalgaz aramak gayesi ile 11 adet sondaj yapıldığı halde; Erzincan
ovası ve civarında petrol ve doğalgaz aramak için hiçbir sondaj
yapılmamıştır.
- MTA Genel Müdürlüğü tarafından Erzincan ovasında sıcak su aramak
için; fayların getirmiş olduğu mağmatik yapılı zeminlerin
çatlaklarında 4 derin kuyu sondajı yapılmıştır. Bu derin kuyu
sondajlarından asitli, acı, kaplıca suları çıkmaktadır. Mağmatik
yapılı bu sondajlardan petrol ve ya doğalgazın çıkması mümkün
değildir.
- Erzincan ovasında yapılacak sismik
etütler neticesine göre sedimanter zeminlerde yapılacak sondajlardan
sıvı petrol ve doğalgaz göklere fışkıracak ve çok ekonomik üretim
yapılacaktır.
-
MARMARA
DENİZİNDE BAZI DEPREMLERDE TSUNAMİ MEYDANA
-
GELMEKTEDİR.
- 1509 Depreminde İstanbul'un sahil
boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde çok yüksek Tsunami
dalgaları meydana gelmiştir.( Ek: 13)
- 1894 İstanbul depreminde kıyıdaki
kayıkları, tekneleri, mavnaları parçalayacak ölçüde Tsunami dalgaları
meydana gelmiştir. Bu dalgalar Tsunami dalgalarıdır. Bu Tsunami
dalgalarının Marmara denizinde doğal gaz patlamaları ile deniz suyunun
havaya savrulmasından ileri geldiği anlaşılmaktadır. (Ek: 22,32,33,34)
- Marmara bölgesinde 326 ve 1894 yılları
arasındaki 1568 senede meydana gelen 19 depremden 9 depremde Marmara
denizinde Tsunami meydana gelmiştir (EK 15)
- Tarihi bilgilere göre Marmara Denizinde çeşitli dalga büyüklüğünde
Tsunami dalgalarının meydana geldiği belli olmaktadır.
- 1995 JAPON KOBE DEPREM AFETİ DÜŞEY YÖNLÜ HAREKETLERDEN
İLERİ GELMİŞTİR.
- Japonya da 7.2 gibi çok şiddetli
olmayan 1995 Kobe depreminde; en şiddetli depremlere dayanıklı
inşaatlar çok şiddetli olmayan bu depreme dayanamamıştır. Kobe de
depremlere dayanıklı inşaatlar, Marmara bölgesi ile Erzincan da olduğu
gibi yana yatıp yatıp kalkarak ve burgu gibi bükülerek; param parça
olmuşlardır.
- Kobe deprem afetinin; deprem üssü merkezinin yakın olması sebebi
ile; Kobe'nin aşağıdan yukarı doğru itilerek; düşey yönlü deprem
hareketlerinden ileri geldiği bu depremin ilk günü keşfedilmiştir.
- Kobe'ye 50 milyar ABD doları gibi
muazzam masraf ile; esneyen mavsallı oynak sistemde inşaatlar yapılmış
ve Kobe düşey yönlü hareket canavarına karşı korunmuştur.
- 1995 Kobe deprem afetinin düşey yönlü hareketlerden ileri geldiği;
bu depremin ilk günü keşfedildiği halde; Marmara bölgesi ile Erzincan
şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa süre önce
yeraltında doğalgaz patlamaları ile ve bu patlamaları ile meydana
gelen sıvılaşma olayları ile; zeminlerin aşağıdan yukarı doğru
itilmesinden ileri geldiği henüz bilinmemektedir.
- Bilim dünyası ve özellikle Japonlar
tarafından düşey yönlü hareketlerin esneyen oynak sistemler ile
önerileceği kesin olarak belli olmuştur. Kobe’de olduğu gibi esneyen
mavsarlı oynak sistemler ile düşey yönlü hareketlerin önlenmesi çok
pahalıya mal olmaktadır. Bu nedenle esneyen zeminlerden ve esneyen
yapı malzemelerinden istifade etmek fevkalede faydalı olacaktır.
- 1894 İSTANBUL DEPREMİNDE YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARI VE
SIVILAŞMA OLAYLARININ KORKUNÇ AFETLERE SEBEP OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR.
- Afet İşleri Genel Müdürlüğünün Feriha
ÖZTİN tarafından düzenlenen 1894 İstanbul deprem raporunda yer altında
patlama ve gürültülü sesler işitildikten sonra deprem hareketlerinin
başladığı; Prenses adalarında top patlar gibi sesler işitildiği;
zeminlerde düşey yönlü hareketler meydana geldiği; yüzey arazinin
sarsılarak deniz gibi dalgalandığı; rijit yapılı kagir binalarda çok
büyük hasar olduğu halde ahşap, salaş ve tuğla gibi yapılarda bir
miktar esneme olduğundan; bu yapılarda daha az hasar meydana geldiği;
faylarda 25-30 km. uzakta olan İstanbul Anbarlı da fay olmayan yerde
zeminin yarılarak 3 km. boyunda çatlak açıldığı; Marmara denizinde
Adalarda ve bir çok yerde çatlaklar açıldığı; Marmara denizinde sular
kıyılardan 200 m. geri çekildikten soma meydana gelen dalgalar (Tsunami
dalgaları) ile kayıkların, teknelerin, mavnaların parçalandığı; birçok
yerlerin sular altında kaldığı suya doygun zeminlerin bulunduğu
yerlerde çok büyük hasarlar meydana geldiği halde bu yerlere bitişik;
yakın olan suya doygun zeminlerin bulunmadığı yerlerde hiçbir deprem
hasarı meydana gelmediği binalardan toz bulutunun yükseldiği; bazı
depremlerde gürültülü seslerin ve sarsıntıların aylarca devam ettiği
konularında çok önemli bilgiler verilmektedir. (Ek: 23-31-32-33-34)
- Bu rapor incelendiğinde; 1894 İstanbul
depremi meydana geldiği dönemde; yeraltında doğalgaz patlamaları ve bu
patlamalar ile suya doygun zeminlerde sıvılaşma olayı meydana geldiği
konularının henüz bilinmediği anlaşılmaktadır. Bu rapor incelendiğinde
Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasına deprem hareketleri
başlamadan yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen ve dünyada
benzeri olmayan afetlerin Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında benzer şekilde meydana geldiği anlaşılmaktadır.
-
OSMANLI
PADİŞAHI KUYULAR KAZDIRARAK YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARINDAN İLERİ
GELEN SARSINTILARDAN İSTANBUL'U KOLAYCA VE AZ MASRAF İLE KURTARMIŞTIR.
- 1509 İstanbul depremi olup bittikten soma yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen sarsıntılar gece gündüz devam etmiştir.
Doğalgaz patlamalarından ileri gelen yüzey arazinin deniz gibi
dalgalanması ve sıvılaşma olayları ile meydana gelen bu sarsıntılar
deprem sarsıntıları olarak algılanmış ve bu olaylar deprem olayı
olarak kabul edilmiştir. Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında bazen depremler olup bittikten soma yeraltında doğalgaz
patlamaları ve bu patlamalarından ileri gelen sarsıntılar aylarca ve
yıllarca devam etmektedir (EK 9,23,31).
- 1509 İstanbul depreminde Yavuz Sultan
Selim'in babası II. BEYAZIT Osmanlı Padişahı olarak İstanbul da
bulunuyordu. Bu devirde dünyanın öküzün boynuzları üstünde olduğuna ve
öküzün boynuzlarını oynatması ile; depremlerin meydana geldiği
hurafelerine inanılıyordu. Bu devirde faylar, doğalgaz, doğalgazın
grizu gibi patlaması ve sıvılaşma olayları henüz bilinmiyordu.
- 501 sene önce; 1509 İstanbul
depreminde, Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT; İstanbul'un çeşitli
yerlerine 400 kuyu kazdırarak; yeraltında doğalgaz patlamalarından
ileri gelen ve 30 gün veya 45 gün devam eden sarsıntılardan İstanbul'u
kurtarmıştır.( EK 13-23 )
- Bu kuyular ile yer altında kil tabakaları arasında düdüklü
tencereye benzer kapalı ortama 400 delik açılmıştır. Bu kuyular denge
bacası görevi yapmış ve yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri
gelen muazzam basınçlar ve meydana gelen sıvılaşma olaylar bilimsel
olarak önlenmiştir.
- Yeraltında doğalgaz patlamalarından
ileri gelen sarsıntıları önleyen bu kuyular ile depremlerin ve deprem
sarsıntıların önlenmesi mümkün değildir.
- Yüce Padişahımız II. BEYAZIT; başını
mezardan kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında
suya doygun zeminlere ulaşacak şekilde 10-20-50-100 m. gibi az
derinlikte ve 80-100Cm. gibi geniş kuyular kazdırarak; bu yerleri
kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerden kolayca ve çok az masraf
ile kurtaracaktır.
- Bugüne kadar Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT'TAN başka hiçbir kimse;
yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamalarından ileri gelen
sarsıntıları önlemek için bilimsel çare aramamıştır. Çok akıllı ve
üstün yetenekli padişahımız II. BEYAZIT ın altından heykellerini
yaparak; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrini ve ovasına dikmek
gerekir. Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altı
düdüklü tencereleri muazzam büyüklükte bulunmaktadır. Bu sebeple
bugüne kadar açılmış olan ufak çaplı artezyen ve sondaj kuyuları
faydalı olmuştur. Denge bacası görevini tam ve iyi yapabilmek için
mutlaka geniş çaplı kuyuların açılması gereklidir.
-
YERALTINDA
DOĞALGAZ PATLAMALARI VE MEYDANA GELEN SIVILAŞMA OLAYLARI İLE ZEMİNLER
ESNEME ÖZELLİĞİ KAZANMAKTA VE ESNEME İLE DEPREM HAREKETLERİ ÇOK
ZAYIFLAMAKTADIR.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında
doğalgaz patlamaları ile ve bu patlamalardan ileri gelen sıvılaşma
olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı doğru düşey yönde
itilmektedir. Bu itilmeler ile bu zeminlerde sonsuz sayıda açılan
çatlaklar ve kılcal çatlaklar açılmaktadır.
- Bu çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde esneme özelliği
kazanmaktadır.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında deprem üssü
merkezlerinde ve faylarda meydana gelen deprem hareketleri esneyen
zeminlere ulaşınca; bu zeminlerin çok mükemmel şekilde esnemesi ile
deprem hareketleri 50 m. gibi kısa mesafelerde çok zayıflamaktadır.
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların 50 m gibi
dışında kalan çok geniş yerlere çok zayıflamış deprem hareketleri
ulaştığından; bu yerlerde deprem tehlikesi kalmamaktadır.
- Bu sebep ile dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında fayların 50 m. dışında olan çok geniş alanlarda deprem
olayları çok önemli olmadığı halde; bu yerlerde yeraltında doğalgaz
patlamaları ve sıvılaşma olayları çok önemli ve çok belalıdır.
- Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT gibi kuyular açarak yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği taktirde;
Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların 50 m.
dışında olan yerlere çok zayıflamış deprem hareketleri ulaşacağından;
bu yerlerde hiçbir önemli deprem hasarı meydana gelmeyecektir. Bu
yerler deprem bakımından en emniyetli yerler olacak; bu yerlere çok
büyük yüksek inşaatlar emniyetle yapılacak ve yerler altın gibi
kıymetlenecektir.
- Hiçbir masraf yapmadan zeminlerin kendiliğinden, bedavadan
esnemesi Marmara Bölgesi ile Erzincan şehrine ve ovasına paha biçilmez
ölçüde değer kazandırmaktadır. Dünyanın başka hiçbir yerinde hiçbir
masraf yapmadan zeminler kendiliğinden ve bedavadan esnememekte ve
deprem hareketlerini zayıflatmamaktadır. Bu sebeple Marmara Bölgesi
ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından
ileri gelen afetler önlendiği taktirde bu yerlerin deprem ile hiçbir
tehlikesi kalmayacaktır.
-
MARMARA
BÖLGESİNDE VE ERZİNCAN DA YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARINDAN İLERİ
GELEN AFETLER ÖNLENİRSE BU YERLER DEPREM BAKIMINDAN EN EMNİYETLİ
YERLER OLACAKTIR.
- Depremleri önlemek mümkün değildir.
Depremlere karşı en önemli çare; faylardan uzak yerlerde; depremlere
dayanıklı sağlam inşaatlar yapmaktır.
- Sözü geçtiği gibi Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve
ovasında yeraltında kil tabakaları arasında düdüklü tencerelerinde
kapalı ortamda yeraltında doğalgaz patlaması ve bu patlamalardan ileri
gelen sıvılaşma olayları kıyametler koparcasına çok korkunç afetler
meydana gelmektedir. Doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma
olayı ile DDY rayı canavarca bükülmektedir
- DDY. rayını bükebilen bu canavarlar
kudretindeki sıvılaşma olaylarına en şiddetli depremlere dayanıklı
inşaatların dayanması mümkün değildir. Bu neden ile yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetler için gerekli
teknik önlemlerin alınması şart ve gereklidir.
- Depremleri önlemek mümkün olmadığı
halde; yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetleri
çeşitli teknik önlemler ile önlemek mümkündür.
- Sözü geçtiği gibi 1509 İstanbul depreminde Osmanlı Padişahı II.BEYAZIT;
İstanbul'un muhtelif yerine 400 kuyu kazdırarak; yeraltında suya
doygun zeminlere 400 delik açmış ve yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen sarsıntılardan İstanbul'u çok az masraf
ile kolayca kurtarmıştır.
- Yeraltında doğalgaz patlamaları ve
sıvılaşma olayları ile zeminlerde açılan çatlaklar ile bu zeminler çok
mükemmel şekilde esneme özelliği kazanmaktadır. Zeminlerin çok
mükemmel şekilde esnemesi ile 50 m. gibi kısa mesafelerde deprem
hareketleri çok zayıflamaktadır.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ile meydana gelen
sıvılaşma olayları kuyular açılarak önlendiği taktirde; zeminlerin çok
mükemmel şekilde esnemesi ile faylardan 50 m. uzaktaki yerlere çok
zayıflamış deprem hareketleri ulaşmaktadır. Bu teknik önlem alındığı
taktirde; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında faylardan
50m. gibi uzak yerlerdeki muazzam büyüklükteki çok geniş alanlarda
hiçbir önemli deprem hasarı olmayacaktır.
- Kısacası Marmara Bölgesi ile Erzincan
şehrinde ve ovasında kuyular açarak gerekli önlem alındığı taktirde;
bu yerlerde fayların 50 m dışında bulunan her yer deprem bakımından en
emniyetli yerler olacak ve bu yerlere çok katlı yüksek inşaatlar
emniyet ile yapılacak ve bu yerler altın gibi çok kıymetlenecektir.
- Deprem harabeleri olarak terk edilen
Eski Erzincan şehirlerinden hiçbir fay geçmemektedir. Deprem
harabeleri olarak terk edilen bu yerlerde; yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği taktirde; bu yerlerin
tamamı; deprem bakımından en emniyetli yerler olacak ve bu yerlere
5-10 katlı inşaatlar emniyetle yapılacaktır.
- Hiçbir masraf yapmadan zeminlerin kendiliğinden ve bedavadan çok
mükemmel şekilde esnemesi ve 50 m. gibi kısa mesafelerde deprem
hareketlerinin çok zayıflaması Marmara Bölgesi ile Erzincan şehri ve
ovasına paha biçilmez ölçüde değer kazandırmaktadır.
- SIVILAŞMA OLAYLARINA KARŞI AHŞAP VE PERLİT GİBİ ESNEME ÖZELLİĞİ
OLAN MALZEMELER İLE İNŞAAT YAPMAK DEPREMLERE KARŞI ÇOK FAYDALIDIR
- Sözü geçtiği gibi Marmara Bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ile ve
suya doygun zeminlerde meydana gelen canavarlar kudretindeki sıvılaşma
olayları ile zeminler aşağıdan yukarı düşey yönde itilmekte ve yüzey
arazi sarsılarak deniz gibi dalgalanmaktadır. Yüzey arazinin deniz
gibi dalgalanması olaylarında çok büyük ölçüde düşey yönlü hareketler
vardır. Doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olayları ve
düşey yönlü hareketler DDY rayını bükebilecek canavarlar
kudretindedir. En şiddetli depremlere dayanıklı inşaatlar bu düşey
yönlü hareketlere karşı dayanamamakta ve bıçak gibi doğranarak
paramparça olmaktadır.
- Sözü geçtiği gibi Japonya'da 7,2 gibi
çok şiddetli olmayan 1995 Kobe depreminde; en şiddetli depremler
dayanıklı inşaatlar bu çok şiddette olmayan depreme dayanamamış ve
param parça olmuşlardır.
- Japonlar Kobe deprem afetinin Kobe’nin
aşağıdan yukarı doğru itilmesinden ve düşey yönlü hareketlerden ileri
geldiğini bu depremin ilk günü keşfetmişlerdir.
- Japonlar Kobe' ye 50 milyar ABD doları gibi muazzam masrafla
esneyen mafsallı oynak sistem de inşaatlar yaparak Kobe yi düşey yönlü
hareket canavarına karşı korumuşlardır. Düşey yönlü hareket canavarına
karşı gelmek için en iyi teknik yöntem esnemelerden istifade etmek
yöntemidir.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasındaki inşaatları düşey yönlü hareket canavarına karşı korumak
için; esnek ve mavsallı oynak sistemde inşaatlar yapılması halinde; en
az 500 milyar ABD doları gibi çok muazzam masraf yapmak gerekecektir.
- Bu nedenle Marmara bölgesinde Erzincan
şehrinde ve ovasında hiç bir masraf yapmadan zeminlerin kendiliğinden
ve bedavadan çok mükemmel şekilde esnemelerinden istifade edilmesi çok
faydalı olacaktır. Açıklandığı gibi zeminlerin kendiliğinden çok
mükemmel şekilde esnemesi ile deprem hareketleri 50 metre gibi kısa
mesafelerde çok zayıfladığından; Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve
ovasında fayların 50 metre gibi dışında kalan çok geniş alanlarda
deprem olayı çok önemli olmadığı halde; bu yerlerde doğalgaz
patlamaları çok önemli ve çok belalıdır.
- Bu nedenler ile ahşap ve perlit gibi
esneyebilen ve her türlü hareketleri zayıflatan inşaat malzemelerinden
istifade etmek en uygun çözüm yoludur.
- Ahşap fevkalâde iyi esneyerek hareketleri çok zayıflattığı halde;
ahşap inşaatların yangın tehlikesi olduğundan ahşap inşaatlar
yapılması tercih edilmemektedir.
- 1. Perlit çimento ile priz yaparak normal betonlara göre daha çok
mukavemetli perlitten beton ve B.A betonları elde edilmektedir.
- 2. Perlitten imal edilen betonlar zaman geçtikçe mukavemetleri
daha artmakta dondan zarar görmemekte; ve perlitten imal edilen
betonlar ve B.A. betonları -45 derece gibi çok soğuk ortamlarda
mukavemetleri %35 oranında artmaktadır.
- 3. Perlitten imal edilen beton ve B.A betonları bir miktar
esnediğinden cam gibi kırılmamaktadır. Perlitin cam gibi kırılmaması
çok önemli fevkalâde faydalıdır.
- 4. Perlitten imal edilen BA betonların elâstikiyet modülleri çok
az olduğundan perlit betonları ve perlit B.A betonları bir miktar
esneyerek deprem hareketlerini ve her türlü hareketleri
zayıflatmaktadır.
- 5. Perlitten imal edilen beton ve B.A betonları çok hafif olduğu
için bilhassa deprem bölgelerinde; perlit kullanılması fevkalade
faydalı olmaktadır.
- 6. Perlit ısı ve ses yalıtımları için çok faydalı olmaktadır.
- 7. 1992 Erzincan depreminde, perlit kullanılan inşaatlarda hasar
olmadığı bu malzemelerin mukavemetlerinin büyük olmasından ve iyi
esnemelerinden ileri geldiği açık ve belirgin şekilde ortada
görünmektedir.
- 8. Perlitin patlatılarak ağırlığı çok az olan patlamış
perlitlerden inşaat malzemelerin elde edilmektedir. Patlamış perlit
malzemelerinde istifade edilmesi ve depremlere karşı en iyi çaredir.
Perlitten imal edilen beton ve B.A betonlarının özellikle deprem
bölgelerinde fevkalade faydalı olduğu belirgin şekilde ortada
görülmektedir. Ülkemizde ve özellikle deprem bölgelerinde perlit
kullanılması için gerekli teşviklerin verilmesi faydalı olacaktır.
- Gelişmiş Ülkelerde ve özellikle Almanya’da perlitten inşaatlar
yapılarak; hem hafif yapılar elde edilmekte hem de ısı ile ses
yalıtımlarından istifade edilmektedir.
- Ülkemizde çok bol miktarda perlit
yatakları vardır. Bu perlit yataklarında çok farklı özellikte perlit
cinsleri vardır. Bu perlit yataklarında araştırma yapılarak
elastikiyet modülü az olan ve esneme özelliği bulunan perlit
malzemelerinden Ülkemizin her yerinde ve özellikle deprem bölgelerinde
kullanılması ülkemize çok büyük katkılar sağlayacaktır.
- Bu nedenler ile Ülkemizde ve özellikle deprem bölgelerinde
inşaatlarda perlit kullanılması için teşviklerin verilmesi Ülkemiz
için çok faydalı olacaktır.
-
ERZİNCAN
OVASINDA ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞINI DOĞA
-
AÇIK VE
BELİRGİN ŞEKİLDE ORTAYA KOYMAKTADIR.
- 1045 Erzincan depreminde gökte muazzam miktarda doğalgazın alev
ile yanması ile güneş ile ayın rengi kan rengine boyanmıştır (EK 9).
- 1939 Depremi olduğu esnada her yer 80-100 Cm donmuş karlar ile
kaplı bulunuyordu. Bu depremde yeraltı deprem hareketleri başlamadan
kısa süre önce; yeraltından muazzam patlama ve uğultulu gürültülü
sesler işitilmiş ve karanlık gecede etraf nur gibi ışıklanmıştır. Bu
depremde çorapsız, ayakkabısız, yalınayak ve çıplak halde; çok soğuk
havada karların üstünde yürünmüştür. Bu depremden 6-8 saat sonra hava
çok ısındığından ve karlar eridiğinden; soba yakılmadan mahruti
çadırda depremin ilk gecesi geçirilmiştir. Bu depremde hava çok
ısındığından depremin 3. ve 4. gününden itibaren ölüler kokmaya
başlamıştır. Bu depremde Erzincan ovasının güneyindeki Sultan Seydi
mevkii civarından çıkan alevler günlerce göklere fışkırmıştır.
- 1983 Erzincan depreminde deprem başlamadan önce yeraltından
patlama ve uğultulu gürültülü sesle işitilmiş; bazı yerlerden ve
özellikle Kırklar tepesinden çıkan alevler göklere fışkırmış; etraf
nur gibi ışıklanmış; atmosfer sis bulutu ile kaplanmış; gökyüzü kızıl
renge bürünmüş; hava çok ısınmıştır. Bu depremde kar olmadığı için kar
erimesi olmamıştır. Bu depremde Erzincan ovasından çıkan katran gibi
petrol maddesi Fırat nehrinden günlerce akıp gitmiştir. 1992 Erzincan
depreminde bazı yerlerden alevler göklere yükselmiş; etraf nur gibi
ışıklanmış gökyüzü saatlerce ve günlerce kızıl renge bürünmüş; bazı
yerlerden alevler ve Karakaya köyü civarında büyük alev topu göklere
fışkırmıştır (EK 14).
- Bu depremde bulutların çok üstünde doğalgazın alevle yanması ile
Erzincan ovasındaki çok soğuk hava ısınmış; hava çok ısındığından
sabaha karşı paltolar çıkarılmış ve ovadaki karlar erimiştir.
- Erzincan ovasında trilyonlarca m3 çok
soğuk havayı ısıtan ve ovadaki karları eriten doğalgaz miktarını
hesaplamak mümkündür. Bu hesap yapıldığında; her deprem gecesi
Erzincan ovasında Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacı olan 20 milyar n3
doğalgazdan kat kat fazla doğalgaz yandığı anlaşılmaktadır.
- Erzincan ovasında bulutların üstünde
milyarlarca soba yakılsa; bu ovadaki karlarların eriyemeyeceği
düşünülürse; her deprem gecesi Erzincan ovasında gökte muazzam
miktarda doğalgaz yandığı kabaca hesaplamak mümkündür.
- Depremlerde Melekler ve Huriler
Erzincan ovasındaki trilyonlarca m3 çok soğuk havayı ısıtmamakta ve
ovadaki donmuş karları eritmemektedir.
- Sözü geçtiği gibi Erzincan ovasındaki
çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan'ın kaderi
değişecek; Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı fazlası ile karşılanacak;
fazla doğalgaz harice ihraç edilecek; Ülkemiz doğalgaz bakımından dışa
bağımlılıktan kurtulacak; Mersin Akkuyu da ve Sinop da nükleer enerji
santral inşasından ve vazgeçilecek; doğalgaz ve elektrik fiyatları çok
ucuzlayacak ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacaktır.
- Doğa Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığını açık
ve belirgin şekilde ortaya koymaktadır. Bu doğalgaz yatağını Allah'tan
başka hiçbir kimse yok edemeyecektir.
- Doğa tarafından çok açık ve belirgin şekilde ortaya konulmuş olan
Erzincan ovasındaki bu doğalgaz yatağı varlığı T.P.A.O. Genel
Müdürlüğünce ve TÜBITAK Başkanlığınca kabul edilmemektedir.( EK 7- 8 )
- Akıllı ve yetenekli petrol ve doğalgaz
konularında uzman teknik elemanlar Erzincan depremlerini yaşamış olan
sokaktan geçen hamal efendileri dahil binlerce ve on binlerce görgü
tanığı ile görüştükleri ve gerekli soruşturmalar ile gerekli
araştırmalar yapıldığı taktirde; Erzincan ovasındaki çok zengin
doğalgaz yatağı varlığı kabul edilecektir.
-
TARİH BOYUNCA
MARMARA DENİZİNDE TSUNAMİ DALGALARI
-
MEYDANA
GELMİŞTİR.
- 326 ve 1894 yılları arasında 1568
yılda; Marmara bölgesinde meydana gelen 19 depremden 9 depremde
Marmara denizinde Tsunami dalgaları meydana gelmiştir (EK 15).
- İstanbul boğazda yeraltı tüp geçit’inin inşaası esnasında; bu tüp
geçit’in Yenikapı çıkış yerindeki Eski Bizans limanında 15 geminin (bu
gemiler ufak gemileridir) kıyıya sürükleyerek yan yana ve üst üste
battığı; Marmara denizinde meydana gelen Tsunami dalgaları sebebi ile
batmış olduğu bilim adamları tarafından tespit edilmiştir. Bu tespit
ile
- Marmara denizinde Tsunami dalgaları meydana geldiği
doğrulanmıştır.
- 1509 Depreminde İstanbul'un sahil boyundaki ve Galata surlarını
aşacak ölçüde Tsunami meydana gelmiş; Marmara denizi kıyısında birçok
yer defalarca sular altında kalmıştır (EK 13-31-32-33-34).
- Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT; 1509
İstanbul depreminde kıyamet koptu diye Edirne'ye kaçmış ve; 13 gün
sonra Edirne de de deprem olunca; Padişah İstanbul'a geri gelmiştir.
1894 İstanbul depreminde kıyıdaki kayıklar, tekneler ve mavnalar
meydana gelen dalgaları ile ufak ölçüdeki Tsunami ile parçalanarak
batmış ve birçok yerler sular altında kalmıştır(Ek 34).
- 1894 depreminde Marmara denizinde
meydana gelen bu dalgalar Tsunami dalgalarıdır. Bu depremde sular
kıyılardan 200 m. geri çekildikten soma deniz dalgaları meydana
gelerek birçok yerleri sular altında bırakmıştır.
- Marmara depremlerinde kıyılardan sular geri çekildikten sonra
Tsunami dalgalarının gelmesi sebebini hiç kimse araştırmamıştır.
- Depremler esnasında Marmara denizinde
doğalgaz patlamaları ile deniz suyunun havaya savrulması ile,
kıyılardan suların geri çekildikten sonra Tsunami dalgaları meydana
geldiği belli olmaktadır.
- MARMARA DENİZİNDE 1509 İSTANBUL DEPREMİNDE OLDUĞU GİBİ TSUNAMİ
MEYDANA GELİRSE ÜLKEMİZ VEFAT EDER GİBİ FELÇ OLACAKTIR
- Marmara Denizinde deprem darbesi ile 2
– 3 m. yüksekliğinde küçük Tsunami dalgaları meydana geldiği halde;
doğalgaz patlamalarından ileri gelen Tsunami dalgaları 6 m. gibi çok
yüksek dalgaları halinde olabilmektedir. (EK 13,31,33)
- Sözü geçtiği gibi; 1509 depreminde
İstanbul'un sahil boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde ve
Yenikapı Eski Bizans limanında 15 gemiyi (bu gemiler küçük gemilerdir)
aşacak ölçülerde Marmara denizinde fevkalade önemli Tsunami olayları
meydana gelmiştir.(Ek 13-31-32-33-34)
- 1894 İstanbul döneminde kıyıdaki
kayıkları, tekneleri batırabilecek ölçüde Tuanami dalgaları meydana
gelmiş ve Marmara denizi kıyılarında sular geri çekildikten sonra
birçok yerler sular altında kalmıştır.(Ek 34)
- Marmara denizinde İstanbul'un sahil
boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde veya Yenikapı da Eski
Bizans limanında olduğu gibi 15 gemiyi batıracak ölçüde Tsunami
meydana gelirse, Marmara denizi kıyılarında çok büyük can kaybı ve
trilyonlarca ABD doları gibi çok büyük mal kaybı verilecek ve Ülkemiz
vefat etmiş gibi felç olacaktır. Bu konuda Devletçe ve bütün
vatandaşlarımızca el birliği yapılarak; gerekli önlemlerin alınması
için çalışmalara başlanılması şarttır.
-
ERZİNCAN' DA
DEPREMLERİN MEYDANA GELECEĞİ DEPREM
BAŞLAMADAN 8
DAKİKA ÖNCE KEŞFEDİLMİŞTİR.
- Bilim dünyasınca depremler başlamadan
önce depremlerin meydana geleceğini tespit etmek için; milyonlarca ve
milyarlarca ABD doları gibi çok büyük masraflar yapılmaktadır.
- İstanbul da kurulan deprem istasyonlarınca depremin başlayacağı
ancak; 3 saniye önce belirleneceği konusunda bilgi verilmektedir. Bu 3
saniyelik sürenin 5 saniyelik süreye çıkarılması için; çok büyük emek
ve masraflar yapılması gerektiği konusunda televizyonlarda yayınlar
yapılmaktadır.
- Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünde;
Daire Başkanı bulunan; Elektrik Yüksek Mühendisi Yakup AY; 1992
Depremini Erzincan yaşamıştır.
- Sayın Başkan AY; arkadaşı elektrik
teknisyeni ile deprem hareketi henüz başlamadan 8 dakika kadar önce;
elektrik buatlarından cızırtı şeklinde sesler işitildiğini ve bu
buatlardan kıvılcımları halinde ufak kıvılcımlar çıktığını;
keşfetmiştir.
- Dünyanın her yerinde ve depremler
başlamadan 8 dakika gibi süre önce; elektrik buatlarından cızırtı
şeklinde sesler işitiliyor ve bu elektrik buatlarından şerare şeklinde
ufak kıvılcımlar çıkıyor ise; Başkan AY; hiçbir masraf yapmadan
depremlerin önceden bilinmesi konusunda insanlığa ve bilim dünyasına
paha biçilemez ölçüde fevkalade önemli keşif yapmışlardır. Başkan
AY'ın; bu keşfi ile; altından heykeli yapılarak kendileri daima saygı
ve şükran ile anılacaktır.
-
1992 ERZİNCAN
DEPREMİNE GECE VAKTİ KIPKIZIL IŞIK ORTAMININ
MEYDANA GELMESİ
VE KARAKAYA KÖYÜ CİVARINDA ALEVTOPUNUN
FIŞKIRMASI OLAYLARI FEVKALEDE ÖNEMLİDİR
- 1045 Erzincan depreminden bugüne kadar
aradan geçen 965 sene içinde en az Erzincan da 29 deprem meydana
gelmiş; bu depremlerin hepsinde kıyametler koparcasına afetler meydana
geldiği ve her depremde gökte muazzam miktarlarda doğalgaz yandığı
halde; bu konuda yalnız 1045 Erzincan depremine ait yazılı belge
bulunmaktadır.
- 1045 Erzincan depreminde; kıyametler koparcasına korkunç afetler
meydara gelmiş ve gökte doğalgazın alev ile yanması ile güneş ve ayın
rengi kan rengine boyanmıştır(EK9).
- 1992 Depreminde karanlık gece yatsı vaktinde Erzincan da kıpkızıl
ışık ortamının meydana geldiği ve Karakaya köyü civarında büyük bir
alev topunun fışkırdığı konusunda Sayın Abdülkadir DELİKTAŞ bu konuda
ilk defa verdiği bilgiler Ülkemiz ile Erzincan için fevkalade faydalı
olmuştur.(EK14)
- Abdülkadir DELİKTAŞ verdiği bu
bilgiler ile; Erzincan'a ve Ülkemize çok büyük yardım yapmıştır.
Abdülkadir DELİKTAŞ; depremler esnasında bazı yerlerden alevlerin
göklere yükseldiği; etrafın nur gibi ışıklandığı; gökyüzünün saatlerce
ve günlerce kızıl renge büründüğü; deprem geceleri Erzincan ovasında
sabaha kadar havanın çok ısındığı; hava çok ısındığından sabaha karşı
paltoların çıkarıldığı ve ovadaki karların eridiği; deprem hareketleri
başlamadan önce yer altında bomba gibi patlama ve uğultulu sesler
işitildiği; yüzey arazinin deniz gibi dalgalandığı; ağaçların ve
binaların yana yatıp yatıp kalktığı konusunda yaşanan gerçekler
konularında bilgi vermiş olsaydı Ülkemize ve Erzincan'a daha çok büyük
yardım etmiş olacaktı. Görgü tanıkları depremler esnasında meydana
gelen bu olayların çok önemli olduğu bilinmediğinden; bu gerçekler
ortaya dökülmemekte ve gizli kalmaktadır.
- Bu gerçeklerin gizlenmesinin hiçbir
faydası yoktur. Bu gerçekler ortaya döküldüğü takdirde; Marmara
bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına çok korkunç afetler
çok az masrafla kolayca önlenecek ve Erzincan ovasındaki bu çok zengin
doğalgaz yatağı varlığı ülkemize kazanılacaktır.
- MALEZYADA OLDUĞU GİBİ ERZİNCAN OVASINDA DA SERPANTİN
ZEMİNLERDE
PETROL BULUNMAKTADIR.
- Serpantin zeminlerde petrolün teşekkül
etmesi mümkün olmadığı halde; Malezya da bazı yerlerde serpantin
zeminlerin içerisinde petrol bulunmaktadır. Malezya da petrol göç
ederek basınç ile serpantin zeminlerin içerisine zerk edilmiştir.
- Erzincan ovası ve civarında petrolün teşekkül ettiği jura, kretesa,
eosen ve miosen katmanları ile serpantin zeminler yan yana
bulunmaktadır. Erzincan ovası ve civarında da petrolün (doğalgazın)
göç ederek serpantin zeminlerin içerisine çok büyük basınç ile zerk
edildiği anlaşılmaktadır.
- Erzincan merkez köylerinden Çatalarmut
köyünün Esesi yaylasındaki ziyarette; kuzu pişirmek için yapılan
ocaklarda kullanılan serpantin taşları doğalgaz içerdiğinden ateşte
ısınınca patlamaktadır. Bu serpantin taşlar ateşle ısıtılınca
içerisindeki petrol (doğalgaz) patlamaktadır.
- MALEZYA DA VE ENDENOZYA DA OLDUĞU GİBİ ERZİNCAN OVASINDA DA
FAYLARIN İÇERİSİ PETROL İLE DOLUDUR.
- İran ve Azerbaycan da ki faylardan yüz
binlerce seneden beri doğalgazın yüzeye çıkarak alev ile yanmıştır.
- Malezya ve Endonezya da fayların
yüzeye çıktığı yerler tıkalı (kapalı) veya bu fayların üstü örtülü
olduğu için; fayların içerisi petrol ile dolu bulunmaktadır.
- Sözü geçtiği gibi depremler esnasında Erzincan ovasında açılan fay
çatlaklarından 1-2 gün gibi kısa sürede yükselen doğalgaz yeraltında
grizu gibi patlamakta; dışarı çıkan doğalgaz yüzeyde ve gökte alev ile
yanmaktadır. Erzincan'da deprem olayı olup biter bitmez Arabistan
platosunun muazzam kuvvetler ile itilmesiyle Erzincan ovasında açılmış
olan ve doğalgazın çıktığı fay çatlakları vana gibi kapanmaktadır.
Erzincan' da ileride 30-40 sene sonra meydana gelecek yeni deprem
tarihine kadar doğalgazın dışarı çıkmasına izin verilmediğinden
fayların içerisi . Petrol (doğalgaz ) tıka basa doludur. Bu ovada
yapılacak sondajlarda petrol( doğalgaz) havaya fışkıracak ve çok
ekonomik üretim yapılacaktır.
- ERZİNCAN OVASI VE CİVARINDAKİ PETROL KATMANLARINDAN ALINAN
NUMUNELERİN PİROLİZ ANALİZLERİ İLE DOĞALGAZ VARLIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR
- Ankara Üniversitesi'nde Petrol Prof.
Nurettin SONEL; iki defa Erzincan'a giderek; petrol konusunda arazide
aramalar yapmış ve petrol içeren katmanlarda numuneler almıştır.
Erzincan Ovası'nın dışındaki yerlerde yüzeye çıkan ve antisenklinal
yükselti yapan eosen petrol katmanlarından alınan numunelerin TPAO
labarotuarında piroliz analizleri yaptırılmıştır. Bu alınan
numunelerin doğal gaz bakımından önemli olduğu tespit edilmiştir. Bu
numunelerin alındığı yerlerde; petrolün teşekkül ettiği katmanların
onlarca ve yüzlerce metre kalınlıklarda olduğu ve petrol katmanlarının
ve petrol döküntülerinin kilometrelerce devam ettiği görülmüştür.
- Erzincan ovasındaki doğalgaz yatağının
çok geniş alanlara yayıldığı anlaşılmaktadır.
- Sözü geçtiği gibi; Erzincan Ovası ve civarında deprem olayı olup
biter bitmez; Arabistan Platosu'nun itmesi ile faylar ve çatlaklar
vana gibi kapanarak doğalgazın dışarı çıkmasına izin verilmemektedir.
Erzincan'da ileride 30-40 sene sonra meydana gelecek yeni deprem
tarihine kadar faylardan doğalgazın dışarıya çıkmasına izin
verilmediğinden bu doğalgaz yatağı çok mükemmel şekilde zenginliğini
korumaktadır.
- YAKUP BAŞAKIN İLE ABDÜLKADİR DELİKTAŞ İLGİ GÖSTEREREK ÜLKEMİZE VE
ERZİNCAN'A BÜYÜK YARDIM YAPMIŞLARDIR.
- Erzincan'da deprem hareketleri
başlamadan kısa süre önce yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri
gelen kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerin meydana geldiği ve
Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konuları Ülkemiz
ve Erzincan için fevkalade önemlidir. Erzincan da Yakup BAŞAKIN ve
Abdülkadir DELÎKTAŞ bu konularda bazı açıklamalar ve uyarılar yaparak;
Ülkemize ve Erzincan'a çok büyük ölçülerde yardım etmişlerdir. BAŞAKIN
ve DELİKTAŞ daima takdir ve saygı ile anılacaklardır.
- Yakup BAŞAKIN ve A.DELİKTAŞ; Erzincan
şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa süre önce;
yeraltından patlama ve uğultulu gürültülü seslerin işitildiği; yüzey
arazinin sarsılarak deniz gibi dalgalandığı; ağaçların, elektrik
direklerinin ve binaların yana yatıp yatıp kalktıkları; bazı yerlerde
alevlerin göklere yükseldiği; atmosferin sis bulutu ile kaplandığı;
gökyüzünün kızıl renge büründüğü deprem gecesi Erzincan ovasındaki çok
soğuk havanın ısındığı; hava çok ısındığından sabaha karşı paltoların
çıkarıldığı; ovadaki donmuş karların eridiği konularında yaşadıkları
olaylar hakkında bilgi vermiş olsalardı Ülkemize ve Erzincan'a daha
çok büyük yardım etmiş olurlardı.
- Bu konularda tarafımdan verilen bilgiler doğru değilse; verilen
yalan, yanlış ve uyduruk bilgilere karşı çıkılmalıdır.
- Bu konulardaki gerçekleri ortaya
dökmek ve bu konularda yardımcı olmak; vatandaşlığın kutsal görevidir.
Bu konudaki gerçekleri ortaya dökmeyen ve yardımcı olmayan kimseler;
kendilerine; yakınlarına ve Ülkemize kötülük yapmaktadır.
-
ERZİNCAN
OVASINDA YALNIZ DEPREMLER ESNASINDA YERALTINDA
-
MUAZZAM
MİKTARLARDA DOĞALGAZ ÇIKMAKTADIR.
- Azerbaycan ve İran da faylardan yüz
binlerce senelerden beri doğalgaz çıkarak alev ile yanmıştır. Erzincan
ovasındaki faylardan yalnız depremler esnasında doğalgaz kısa sürede
çıkmaktadır. Erzincan ovasında yalnız depremler esnasında kısa sürede
doğalgaz çıktığı konusundaki gerçek ve sebebi, TPAO Genel Müdürlüğünce
ve TÜBİTAK Başkanlığınca henüz bilinmemektedir.
- Bilindiği gibi Arabistan platosu
Anadolu'yu muazzam kuvvetler ile itmekte ve Anadolu her sene 2,5 cm
Yunanistan'a yaklaşmaktadır. Arabistan platosunun bu itmesi ile
Erzincan ovası her sene 1-2 cm. daralmakta ve bu ovadaki fayların
karşılıklı fay yüzeyleri birbirini zorlayarak itmektedir. Bu itmeye
dayanamayan fay yüzeyleri zamanla çatlamakta ve bu çatlaklar 1 -2 gün
gibi kısa sürede kırılmakta ve fayların kırılması ile depremler
meydana gelmektedir. Depremler olup biter bitmez; Arabistan platosunun
muazzam kuvvetler ile itmesi ile Erzincan ovasından geçen karşılıklı
fay yüzeyleri birbirine yapışarak açılmış olan çatlaklar ve çatlayan
faylar vana gibi kapanmakta ve yeraltından doğalgaz çıkmasına izin
verilmemektedir.
- Erzincan ovasında 40- 50 sene gibi çok
uzun zaman sonra meydana gelecek yeni deprem tarihine kadar doğalgazın
dışarıya çıkmasına izin verilmemekte ve Erzincan ovasındaki doğalgaz
yatağı zenginliğini çok mükemmel şekilde korumaktadır.
- Depremler esnasında l-2 gün gibi kısa sürede çatlayan faylardan
yükselen doğalgaz yeraltında grizu gibi patlamakta; dışarı çıkan
doğalgaz yüzeyde ve bulutların çok üstünde gökte alev ile yanmaktadır.
Gökte çok muazzam miktarda doğalgaz yandığından Erzincan ovasında
trilyonlarca m3 çok soğuk hava ısınmakta ve ovadaki donmuş karlar
erimektedir.
- Melekler veya Huriler trilyonlarca m3 çok soğuk havayı ısıtmamakta
ve Erzincan ovasındaki donmuş karları eritmemektedir.
- TPOA Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK
Başkanlığınca Erzincan ovasında yalnız depremler esnasında muazzam
miktarda; doğalgazın çıkarak gökte alev ile yandığını, gökte yanan
doğalgaz ısısı ile Erzincan ovasındaki trilyonlarca m3 çok soğuk
havanın ısındığı, ovadaki karların eridiği konularındaki gerçekler
henüz bilinmemektedir. Bu konularda tarihi yazılı belgeler incelenerek
ve bu konular soruşturularak ve araştırılarak ortaya çıkarıldığı
taktirde; Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığı kabul
edilecektir.
-
TÜRKİYE
PETROLLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE ERZİNCAN
OVASINDA ÇOK
ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞI VARLIĞI KABUL
EDİLMEMEKTEDİR.
- TPAO Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK
Başkanlığınca Erzincan ovasındaki doğalgaz yatağı varlığı henüz
öğrenilmemiş ve kabul edilmemiştir (EK 7, 8)
- TPOA Genel Müdürlüğünce Erzincan
ovasında doğalgaz yatağı kabul edilir ise; TÜBİTAK tarafından bu
konuda ilgi göstereceğini bildirmiştir (EK 8).
- TPOA Genel Müdürlüğünün
17.06.1998/1265-0118 sayılı yazıları ile depremler esnasında Erzincan
ovasından çıkarak Fırat nehrinden akıp giden katran gibi ham petrol
maddesinin mahallinde araştırmasının yapılacağı bildirilmiştir (EK
25).
- Aradan 12 yıl gibi çok büyük zaman geçtiği halde; depremler
esnasında Fırat nehrinden akıp giden bu ham petrol maddesinin
araştırılması henüz yapılmamıştır.
- TPAO Genel Müdürlüğünce Erzincan
ovasında doğalgaz varlığına rastlanılmadığı gerekçesi ile bu ovadaki
doğalgaz yatağı varlığı kabul edilmemektedir. (Ek 17)
- Erzincan ovasında depremler esnasında yeraltından muazzam miktarda
doğalgaz çıkarak gökte alev ile yandığını ve bazı yerlerde alevlerin
göklere yükseldiği; Erzincan ovasında trilyonlarca m3 çok havanın
ısındığı ve ovadaki donmuş karların eridiği konusundaki gerçekleri
öğrenebilmek için; depremler esnasında Erzincan’ da bulunmak
gereklidir. Sözü geçtiği gibi 1045 Erzincan depreminde gökte
doğalgazın alev ile yanması ile güneş ile ay kan rengine boyanmıştır.
Bu tarihi belge gökte doğalgazın muazzam miktarda alevle yandığını
belirlemektedir.
- 1992 Erzincan depreminde Sayın
Abdülkadir DELİKTAŞ; karanlık gecede yatsı vakti kıpkızıl ışık
ortamının meydana geldiği ve Karakaya civarında ateş topunun
fışkırdığı konularında bilgi vererek; Erzincan ovasında doğalgazın
varlığı doğrulanmıştır. (EK: 14)
- Esasen Erzincan depremlerini yaşayan binlerce ve on binlerce görgü
tanığı depremlerde bazı yerlerden alevlerin göklere yükseldiğini;
etrafın nur gibi ışıklandığını; gökyüzünün kızıl renge boyandığını;
Erzincan ovasındaki çok soğuk havanın ısındığını ve ovadaki donmuş
karların eridiği konularındaki gerçekler bilinmektedir.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı;
TPAO Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK Başkanlığı kadrolarında; Erzincan
ovasındaki doğalgaz yatağını soruşturarak ve araştırarak ortaya
çıkaracak ölçüde bilgili ve yetenekli teknik elemanların bulunduğuna
inanılmaktadır.
- Yetenekli uzman teknik elemanlar tarafından depremleri yaşayan
sokaktan geçen hamal efendiler dahil binlerce ve on binlerce görgü
tanığı ile görüştüğü taktirde; Erzincan da depremler esnasında
gökyüzünün saatlerce ve günlerce kızıl renge büründüğünü, bazı
yerlerden alevlerin göklere yükseldiğini; etrafın nur gibi
ışıklandığını; deprem geceleri trilyonlarca m3 çok soğuk havanın
ısındığını; hava çok ısındığından sabaha karşı paltoların çıkarıldığı;
ovadaki donmuş karların eridiği ve depremler esnasında Fırat nehrinden
katran gibi petrol maddesinin günlerce akıp gittiği konularındaki
gerçekler anlaşılacak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz
yatağı varlığı kabul edilecektir.
- Sözü geçtiği gibi depremler esnasında Erzincan ovasındaki çok
soğuk havayı Melekler veya Huriler ısıtmamakta ve ovadaki donmuş
karları Melekler veya Huriler ısıtmamaktadır.
- Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz
yatağı varlığını açık ve belirgin şekilde doğa tarafından ortaya
konulmuştur. Bu sebeple Erzincan ovasında doğalgaz varlığı ve yatağı
araması yapılmayacaktır. Bu nedenle Erzincan ovası civarında mevcut
olan bu doğalgaz yatağının nerelere kadar devam ettiği; konusunda
araştırma yapılacaktır.
- ERZİNCAN
VALİMİZ
RAHMETLİ RECEP YAZICIOĞLU ERZİNCAN DEPREMLERİNDE YÜZEY ARAZİNİN
DALGALANDIĞINI ALEVLENME SIVILAŞMA OLAYLARINI DOĞRULAMIŞTIR.
- Bendeniz inşaat mühendisi olmam sebebi
ile 1994 yılında depremler; petrol; jeoloji; Jeofizik konularında
bilgim çok az vardı. Zaman ile ve merak ile deprem, petrol, jeoloji,
jeofizik konularındaki bilim adamlarından ve kitaplardan yeni yeni
bilgiler öğrenmiş bulunuyorum. 1994 yılında Valimiz Recep
YAZICIOĞLU'na bu konularda çok az bilgi arz edilmiştir.
- Rahmetli Vali YAZICIOĞLU; Erzincan
depremlerinde alevlenmeler, yeraltı gaz patlamalarını; yüzey arazinin
deniz gibi dalgalandığını ve sıvılaşma meydana geldiği konularında
tarafımdan verilen bilgiler Erzincan Valiliğinin 18.10.1994/459 sayılı
yazıları Valilikçe doğrulanmıştır (EK 24).
- Valimiz YAZICIOĞLU yaşamış olsaydı ve
kendilerine bu konudaki yeni bilgiler ve belgeler arz edilmiş olsaydı;
Valimiz YAZICIOĞLU Marmara bölgesi ile Erzincan şehrini ve ovasını
kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerden kurtarmak ve Erzincan
ovasındaki doğalgaz yatağını ortaya çıkarmak için bütün yeteneğini ve
gücünü kullanarak; ortalığı toz duman ederek gece gündüz demeden
çalışarak;, Ülkemize ve Erzincan'a muazzam ölçüde gerekli yardımları
yapacağına inanılmaktadır.
- ERZİNCAN OVASINDAKİ DOGALGAZ YATAĞI İLE ÜLKEMİZİN BÜTÜN DOĞALGAZ
İHTİYACI FAZLASI İLE KARŞILANACAK VE AKKUYU İLE SİNOPTA NÜKLEER
SANTRALLARI İNŞAASINDAN VAZGEÇİLECEKTİR.
- Ülkemizin doğalgaz ihtiyacının
karşılanması ve NABUCO projesi için; uçaklar ile; Türkmenistan, Rusya,
Azerbaycan, İran, Irak, Mısır, Libya gibi dış ülkelere gidilerek;
doğalgaz temini imkânlar aranmaktadır. Her sene dış ülkelere
milyarlarca ABD doları doğalgaz bedeli ödemektedir.
- Sözü geçtiği gibi; TPAO Genel
Müdürlüğü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TÜBİTAK Başkanlığı
kadrolarında Erzincan ovası ve civarındaki çok zengin doğalgaz
yatağını Ülkemize kazandırabilecek bilgili ve yetenekli uzman petrol
teknik elemanlarının bulunduğuna inanılmaktadır. Bu teknik elemanlar;
bu YENİ RAPOR da isimleri verilen Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı Yakup AY, THY İşletmeler Genel Müdürü Orhan BİRDAL,
Nihat ALPTEKİN, Zeynel ÇAYIR ile Erzincan da depremleri yaşayan
binlerce ve on binlerce görgü tanığı ile görüştükleri ve mahallinde
gerekli soruşturma ile araştırmalar yapıldığı taktirde; bu ova ve
civarında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı ortaya çıkacaktır.
- Sözü geçtiği gibi Erzincan ovasındaki
çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan'ın kaderi
değişecek; Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı fazlası ile karşılanacak;
fazla doğalgaz harice ihraç edilecek; Ülkemiz doğalgaz bakımından dış
ülkelere bağımlılıktan kurtulacak; Mersin Akkuyu’da ve Sinop da
nükleer santral inşasından vazgeçilecek, doğalgaz ve elektrik
fiyatları çok ucuzlayacak ve yüz binlerce insana iş imkânı
sağlanacaktır... Bu neden ile; bütün vatandaşlarımızın bu konuya ilgi
göstermesi ve yardımcı olması kutsal vatandaşlık görevi olarak kabul
edilmelidir. Mersin ve Sinop illerin Valilikleri, Belediye
- Başkanlıkları ve sivil toplum örgütleri ve bu illerde yaşayan
vatandaşlarımız Erzincan ovasında bu çok zengin doğalgaz yatağının
ortaya çıkması için gerekli ilgiyi gösterdikleri taktirde Akkuyu da ve
Sinop da nükleer santral yapımından vaz geçilecektir.
- Mersin' de 1992 Erzincan depremini yaşayan birçok görgü tanığı
bulunmaktadır. Bu görgü tanıkları tarafından depremler esnasında
yeraltında bomba gibi patlama ve uğultulu gürültülü sesler
işitildikten sonra depremlerin başladığını;, bazı yerlerden alevlerin
göklere yükseldiğini, etrafın nur gibi ışıklandığını, gökyüzünün kızıl
renge büründüğünü; deprem gecesi çok soğuk havanın ısındığını; hava
çok ısındığından deprem gecesi sabaha karşı paltoların çıkarıldığı;
ovadaki donmuş karların eridiği bilinmektedir. Bu görgü tanıkları ile
görüşüldüğü takdirde bu konulardaki gerçekler anlaşılacaktır.
- Mersin de araştırmacı Melik MERİÇ
Erzincan' da depremleri yaşamış olan görgü tanıkları ile görüşerek ve
Rahmetli Vali Recep YAZICIOGLU'nun imzası ile Erzincan Valiliğinin
18/10/2008 / 459 sayılı yazılarını inceledikleri taktirde; Erzincan
ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konusunda bilgi
edinecektir.
- Melik MERİÇ bu konuya gerekli ilgi
gösterildiği taktirde; hem Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz
yatağının ortaya çıkarılmasında çok büyük yardımcı olacak ve hem de
Mersin Akkuyu da Sinop’ta da nükleer enerji santralı yapımına engel
olmak sureti ile Ülkemize çok büyük katkı sağlayacaktır.
- TBMM DEPREM ARAŞTIRMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINCA YAPILACAK ARAŞTIRMA
VE SORUŞTURMA İLE YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARINDAN İLERİ GELEN
KORKUNÇ AFETLERDEN ÇOK AZ MASRAFLA KOLAYCA KURTULMAK MÜMKÜN OLACAK VE
ERZİNCAN OVASINDAKİ ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞI ÜLKEMİZE
KAZANDIRILACAKTIR.
- Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile
Erzincan şehrinde ve ovasından deprem hareketleri başlamadan kısa süre
önce; yeraltında doğalgaz patlamalarından ve meydana gelen canavarlar
kudretindeki sıvılaşma olaylarından ileri gelen ve dünya da benzeri
olmayan kıyametler koparcasına korkunç afetler ile ve Erzincan
ovasında çok zengin doğal gaz yatağı varlığı ile karşı karşıya
bulunulmaktadır.. Bugüne kadar hiç kimse bu konulara ilgi
göstermemiştir.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde
ve ovasında deprem hareketleri başlamadan önce; yeraltında doğalgaz
patlamaları ve uğultulu gürültülü seslerin işitilmesi;, depremler
esnasında meydana gelen alevlenmeler, nur gibi ışıklanmalar,
gökyüzünün kızıl renge bürünmesi Erzincan ovasında trilyonlarca m3 çok
soğuk havanın ısınması, bu havada donmuş karın erimesi, depremler
esnasında yüzey arazinin deniz gibi dalgalanması, ağaçların ve
binaların yana yatıp, yatıp kalkması gibi olayların meydana gelmesi
ile bu olayların sebebini araştırması konusunda doğa tarafından uyarı
yapılmaktadır.
- Deprem hareketi başlamadan kısa süre önce yeraltında doğalgaz
patlaması ve deprem olaylarının birbirinden farklı ve başka başka
olaylar olduğunu bilmeden ve anlamadan konuya çözüm bulmak mümkün
değildir. Sözü geçtiği gibi TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı
GÜLLÜCE; Televizyonlarda açık oturumlarında ve medyada Ülkemizdeki
deprem afetlerini düşündükçe uykularının kaçtığını ve kimyasının
bozulduğunu ifade etmektedir.
- Sayın Başkan Güllüce'nin ve Deprem Komisyonu Sayın üyelerinin
Ülkemizi deprem afetlerinden kurtarmak için; çareler araması ve bu
konuda çok büyük çalışmalar yapmaları takdir ve şükran ile
karşılanmaktadır.
- Sözü geçtiği gibi 1509 İstanbul
depreminde Yüce Padişahımız II. BEYAZIT; Marmara Bölgesi ile Erzincan
şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
sarsıntıları ve kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerin
önlenilmesi için; geniş çaplı kuyuların açılması gerektiğine dair
bilimsel çareyi 501 sene önce keşfetmiştir. 501 Seneden beri bugüne
kadar Yüce Padişahımızın keşfetmiş olduğu ve fevkalade önemli olan bu
konu ile hiçbir kimse ilgilenmemiş ve bu konuda hiç kimse araştırma
yapmamıştır.
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında
doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına çok
korkunç afetleri ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı
varlığını düşündükçe benim de sabahlara kadar uykularım kaçmaktadır.
- Sözü geçtiği gibi 1509 İstanbul
depreminde çok akıllı ve üstün yetenekli Yüce Padişahımız II. BEYAZIT
400 kuyu kazdırarak yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen
sarsıntılardan İstanbul’u çok az masrafla kolayca kurtarmıştır. Bu
Yüce Padişahımız kuyular kazdırarak yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen korkunç afetleri önlemek için; gerekli
bilimsel çareyi 501 sene önce keşfetmiş ve Yüce Padişahımız bu keşif
ile bilim dünyasına ışık tutmuştur.
- Bu konularda TBMM Deprem Araştırma
Komisyonu ve Başkan GÜLLÜCE YENİ RAPOR da isimleri verilen Şeker
Fabrikaları Daire Başkanı Yakup AY; THY İşletmeler Genel Müdürü Orhan
BİRDAL; Nihat ALPTEKİN; Zeynel ÇAYIR; Adapazarı Çevre Müdürü Bayan
Şafak OKTAY; Osman KARA ve Cemil DEMİR ile görüşerek;, bu konularda
gerekli ilgi gösterilerek ve gerekli teknik önlemler alınır ise;
Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve ovası yeraltında doğalgaz
patlamalarından ileri gelen afetlerden az masraf ile kolayca
kurtulacak, Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı Ülkemize
kazandırılacak ve GÜLLÜCE sabahlara kadar rahatça uyuyabilecektir.
-
NETİCE VE TALEP:
- Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve
ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen korkunç
afetlerin ve Erzincan ovasındaki doğalgaz yatağı varlığı konularındaki
gerçeklerin ortaya dökülmesi için; inşaat, jeoloji, jeofizik, deprem
ve petrol konularında bilgili bilim adamları ile teşkil edilecek
yetkin kurul tarafından bu konuda sunulan RAPORLAR' ın ve bütün yazılı
belgelerin incelenmesi; benim de bu kurula mutlaka davet olunarak
görüşlerimin alınması;, bu konularda uzman ve yetenekli teknik
elemanlarca; mahallinde gerekli soruşturma ve araştırmaların yapılması
ile depremleri yaşayan sokaktan geçen hamal efendiler dâhil görgü
tanıkları ile görüşülerek bu konulardaki gerçeklerin ortaya dökülmesi
ile bu konulara çözümler bulunabilecektir.
- Başta TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı İdris GÜLLÜCE ile bu
Komisyonun üyeleri olmak üzere; bütün Milletvekillerimizin, bütün
partilerimizin, vatandaşlarımızın ve özellikle Marmara depremleri ile
Erzincan depremlerini yaşamış olan görgü tanıkları tarafından gerekli
ilgi gösterildiği takdirde; Marmara Bölgesi ile Erzincan şehri ve
ovasında yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen korkunç
afetlerden kısa zamanda ve çok az masraf ile kolayca kurtulacak ve
Ülkemiz Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağını kazanacaktır.
- Bu konulara ilgi göstermek ve yardımcı
olmak vatandaşlığın kutsal görevidir.
- Bu konularda yanlış, yalan, uyduruk bilgi verenlere karşı
çıkılmalıdır. Bu konularda yanlış, yalan, uyduruk bilgi verenler; en
şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.
- SAYGILARIMLA
- Hüseyin Hüsnü GÜREL
- İnş.Yük. Müh. (İTÜ-1953)
- EK : 34 Adet yazılı belge
-
ADRES : Ahenk Sok. 10
/ 11 ÇANKAYA/ANKARA
- TEL : 0312 – 439 19 25
-
-
-
-
|
-
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ!
|
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|
|
|
|
|
|
|