DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

İÇİNDEKİLER
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM
Hayat Hikayesi
HATIRALAR
DEVLET DEMİR YOLLARI
VALİ VARİNLİ’NİN HİZMETLERİ
ÇORUMLU SABRİ DİL


 

 
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan kullanmayınız!
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL
corumlu2000@gmail.com
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

 01

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP ismi  Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TAKDİM           

Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak görülmelidir.

            Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.

            Bu çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı göreceksiniz.

            Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir kitaptır; onu okumamız gereklidir.

            Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar veremeyiz. 

Mahmut Selim GÜRSEL  

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 02

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

Mehmet ÖZZİHİNLİ

1923 yılında Çorum'un Üçdutlar Mahallesi Albayrak Sokak eski ortaokul,sonra kız enstitüsü olan;daha sonra öğretmen okulu olarak kullanılan sokakta,Cumhuriyetin ilan edildiği gün mütevazı bir Çorum evinde doğdu. 
İlkokulu babası Elvan Usta gibi Albayrak okulunda okudu. Çocukları da ne güzel bir tesadüf ki aynı okulda okudular. 2 kız üç çocuk sahibi olan Mehmet Özzihinli'nin  bir Nihal ve diğer kızı Meral ve oğlu Melih öğretmen olarak emekli oldular. 
Mehmet ÖZZİHİNLİ ortaokuldan ayrılarak Devlet İmtihanını kazanarak Ankara Yapı Enstitüsüne kaydoldu. Burada 5 yıl okuyarak 1943-1944 yılında mezun oldu.  İlk memuriyeti Siirt ili  Hükümet  Konağı  inşaat kontrollüğü oldu.  Buradan 1948 yılında yılın da Erzurum'a askerlik görevi için gitti.1949 yılında Çorum'a gelerek Bahçelievler Kooperatifi Şantiye şefliğini Merhum Yüksek Mimar Mühendis Kemal GÜRSEL'den devralarak 2 sene kooperatifin şantiye şefliğini yaptı. Bahçelievlerde 51 ev yaptıran Mehmet ÖZZİHİNLİ zamanın Valisi Eşref ERGUT Beyin ısrarlarıyla Toprak ve İskan Müdürlüğü Fen İşleri Amirliğine tayini yapıldı. 1951 yılında Türkiye'ye muazzam bir göçmen akını başladı. Çorum'a bu göçmen ailelerden de  381'i geldi. Bu aileleri ilçelere ve merkez köylerine "ekleme köyler" şeklinde yerleştirildi. Bu göçmen ailelere ev,tarım arazisi,toprak işlemeleri için tarım aletleri verilerek üretici durumuna getirilmeleri üç yıl sürdü. 
1954 yılında Kayseri Toprak İskan Müdürü olarak Kayseri'de göreve başladı. O tarihlerde Doğu Türkistandan kaçarak Türkiye'ye gelmeye çalışan 18 000 aileden kalan 84 aile Kayseri   Develi   ilçesinin  11  köyünde iskanında bulundu. 1956 yılında geçici görevle Ankara'da İnşaat Amiri olarak görevlendirildi. 350 evlik Ankara Akköprü Sanatkar Göçmenler için yapılan inşaatın başına getirildi. 1957 yılının sonlarında Haymana ilçesi Mangal Dağı eteklerinde Deveci Pınar adında 75 hanelik modern ve örnek bir köy inşaatını tamamladı. 
1958 yılında Kırşehir'de sel afeti yaşayan Kızılca ve Özlü köylerini tamamladıktan sonra,Samsun'da görevlendirildi. Çarşamba ilçesinde Avut Dağı eteğinde 135 haneli Yeni sayaca  köyünü inşa ettikten sonra 1962 yılında Çorum'a asaleten Toprak ve İskan Müdürü olarak  tayin oldu. 
Çorum'da yaptığı hizmetlerden bazıları : Çatak  Dinlenme   Tesisleri,  Karaviran'da hamam,Çeşitli afetlerden dolayı nakledilen köylerdenden:Sungurlu Gökçam 235 hane heyelan dolayısıyla,Merkez Bozbuğa 61 hane sel yatağı,Gökçekaya 60 hane heyelan dolayısıyla,Merkez Erdek 43 hane heyelan dolayısıyla,Merkez Gökgözler parçası Yavu 245 heyelan dolayısıyla,Akçamı köyünün bir kısmı 17 hane (şimdi ilçe olan Oğuzların parçası), İskilip Doğangir 23 hane heyelan dolayısıyla, Osmancık Ardıç 55 hane orman içi ve sel nedeniyle,Kargı Kargı Hacıhamzanın 20 hanesi ırmak yatağı ,Kargı Dereköy orman içi ve heyelan nedeniyle 8 parça olan yerleşim yeri birleştirildi,Kargı Akkise,Karakise köyleri orman içi ve kısmi heyelan nedeniyle modern bir köy olarak birleştirildi. 
1964 yılında itibaren İl İmar ve Köy Kalkınma Kooperatifleri Müdürlükleri uhtesine verilerek 11 sene tarafından yürütüldü. 225 köyde Köy Kalkınma Kooperatifi kurulmuş ,bu kooperatiflerin gayesi;kooperatif kurulan köylerde köylüyü kollektif ve koordine çalışmaya teşvik etmek,yeni iş sahaları yaratmak ,kooperatife üye olanları da dış ülkelere işçi olarak ekseri Almanya'ya kısa yoldan göndermek gibi bir alternatif getirmek üzere üye sayısını artırmak idi. Kooperatifleri kurarken emri altında teknik personel olarak  Ziraat Yüksek Mühendisleri, İnşaat   Mühendisleri,  Veterinerler,  Ziraat Teknisyenlerinin verdikleri rapor,etüt ve fizibilite çalışmaları ile o köyde kurulacak kooperatiflerin türü kararlaştırılıyordu. Bunlardan bazıları ; Besi hayvancılığı,süt hayvancılığı, çeltikçilik,halıcılık,Siirt battaniyeciliği,tavukçuluk gibi kooperatifler kurulmasına Devlet Mali desteği sağlanmasında katkıları oldu. Köylerde seminerler ve filim ve slayt gösterileri ile eğitildi. Bu üyelerden 2150 üye dış ülkeye kooperatifler kanalı ile gönderilmişti.Mehmet ÖZZİHİNLİ 1976 tarihinde son çalıştığı yerden emekli olmuş halen Çorum'da 2010 yılında vefat etmiştir.Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 03

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

HATIRALAR
         Hamalıçayköy deyince Sayın İhsan Madanoğlu' nun Çayköylü olduğunu bilmekte fayda vardır. Madanoğlu ileri görüşlü, evrensel düşünen, Fransızca, Arapça ve Farsça lisanlarını bilen, kendi kendisini yetiştirmiş birisiydi. Kendisiyle yakınlığımız annem tarafından akrabalığına dayanır.  
         Madanoğlu üç evlilik yapmıştır. İlk hanımı Mazlumoğullarında olup bu hanımından Seyit ve Hilmi adında iki oğlu ve Ayla isimli bir kızı vardır. Ayla Edebiyat Fakültesinden mezun olmuş, aynı okulda öğretim üyeliği yaparken İhsan İstanbullu ile evlenmiştir.
         1961 yılında İhsan Bey Çorum'a gezmeye geldiğinde, bana da misafir olmuştu. Bir konuşmamız sırasında kızı Ayla'nın 27 Mayıs İhtilalının ileri gelen komutanlarından Cemal Madadanoğlu'na bir mektup yaz mış, mektubunda sizinde soyadınız Madanoğlu olduğuna göre, Çorum’la bir alakanızın olup olmadığını sormuş. Ondan aldığı cevabi mektupta Çorum'la bir alakam yok. Yalnız büyük babamın babası Çorum'un Çayköyünden geldiklerini, hatta tarlalarının içerisinde bir kudret hamamı yani kaplıca olduğunu söylerdi diye yazmış. Biz İhsan Beye hep dayı diye hitap ederdik.
         Benim çalıştığım daire köylerde sosyal tesisleri yapmak için gerekli ödenekler verilen yerdi. Hamamlı çayköy'de bulunan bu sıcak suyu Çorumlulara kazandırmayı kafama koymuştum. Zamanın Çorum Valisi olan Mehmet Varinli ile çok iyi anlaşırdık. Projemi bir gün Vali Beye açtım oda iyi olur diyerek bana destek verdi ve bana elindeki ödeneği Özel İdareye aktarmamı istedi. Bu işi Bayındırlık Müdürlüğüne yaptıralım, çünkü senin şu anda 3 adet köy nakli işin var dedi. Aktardığım ödenekle Hamamlıçayköy'de keşif yapıldı. O zamanlar köylünün kullandığı ılıca havuzu çukurda bulunuyor ve köylüler bu havuzda kendir ıslıyorlardı. Burasının çok eski zamanlardan beri bilindiği etrafında bulunan mermer kırıklarından anlaşılıyordu. Keşif yapılırken hamamın yerini eski havuzun yerine değil 30 metre hatla suyu getireceklerdi yere yapmaya karar verdiler. Ben durumu öğrenince kaplıca suları nazlı olur, hamamı eski yerine yapın diye ısrar ettiysem de verdikleri karadan dönmediler ve hamamı yaptılar. Hamam su verdilerse de su hamamın seviyesine çıkmadı. Yeniden ödenek istenerek hamamın havuzunun kotunu eski havuz kotuna indirdilerse de su kaçmış ve kaybolmuştu. Buranın suyunun sıcaklığı 30-35 derece sıcaklıktaydı. Yapılan hamam uzun seneler atıl kaldı. Konuya Devlet Su İşleri el attı. Su bulundu uzun zaman su çaya akıtıldı. Köylü bu sudan sulama amacından başka faydalanamadı.
         Zaman geçti Çorum'un eski sünnetçilerinden meş hur Hasan Ağanın torunları bu hamamı kiraladılar. Kendi çabalar ve güçlerinin yettiği şekilde havuz ve hamam yaptılar. Allah onlardan razı olsun. Çorum'a bu tesisi kazandırdılar.
         Benimde hayalim geçte olsa gerçekleşti.
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 04

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

DEVLET DEMİR YOLLARI
         1934 veya 1935 li yıllarında ilkokul talebesiydim. Bir hayli yaramaz bir çocuktum. O zamanlar Çorum Saat Kulesi etraf “Buğday Pazarı” idi. Okuldan çıkar çıkmaz, okulun hademesi beni mağazaya getirip teslim ederlerdi. Çok haylaz olduğum için eve gidince evi karıştırırdım. Evdekiler benim yaramazlığımdan bıkmışlar, okulun hademeleri tembihlenmiş ve ben onların nezaretinde mağazaya getirilir, akşamleyin de eve götürülürdüm.
         Saat kulesinin etrafında da zahire (tahıl) tüccarlarının bulunduğu dükkânlar vardı. Bunlardan aklımda kalanlardan:
Tombuşoğulları, Battaloğulları, Benderlioğulları, Alaybeyoğulları, Faruk Karabaşoğlu (Faruk Çağlar) Eski Beden Terbiyesi Müdürü Nusret Çağların babası, Azaboğulları vb. bu kimseler o zamanki Çorum'un sözleri geçen tahıl tüccarları idiler.
         Bizim mağazada hareketli günler geçerdi. Tüccarların biri gelir,biri giderdi. Hatta eski Milletvekili İhsan Tombuş'a Madanoğlu bir iki saat Fransızca dersi verirdi.
         Bir gün tüccarların arasında bir telaş ve dükkândan dükkâna gitmeler başladı. Aralarında anlayamadığım tartışmalar, fısıldaşmalar birkaç gün sürüp gitti. Sonradan; ismini hatırlayamadığım Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünde görevli Tatar Mahalleden bir hemşerimiz, Çerikli Demiryolu hattının Amasya Demiryolu hattına bağlatma isteğini Çorum'un ileri gelenlerine anlatması ve bu hattın Devlet Tahvillerinin almaları için Ankara'dan bizzat Atatürk görevlendirerek Çorum'a göndermişti. Bu zat Atatürk'ün isteğini tüccarlara anlatmış.  Tüccarların telaşının sebebi demiryolunun Çorum'a gelmesi olduğunu sonradan öğrendim.
Bu konuşmalara biraz da dedikodular eklenmeye başlamıştı. Bunlar ”Gelen görevli, Tatar Mahalleli ya, tren istasyonunu Tatar Mahallesine yaptırmak istiyormuş...”,”Yok tren Çorum'a gelirse,kendileri çiftçinin ekinini istedikleri fiyata alamayacakları ve köylü isterse ekinin trene atıp,istediği yerde satabilme imkanına kavuşması...”,”köylünün gözünün açılacağı,yeni yeni iş sahalarının açılacağı...”,”şimdi 10-15 kuruşa günlükle çalışan amelelerin en az,80-100 kuruşa çalışacakları...” vb. dedikodular yayılmaya başladı ve sonunda Ankara'dan Gazi'nin görevlendirdiği hemşerimizi Çorum'dan kovdular. Böylece Çorum Demiryolundan mahrum oldu. Ben bu hadiselerin can şahidiyim. O zatı Çorum'dan kovanlar bu dünyada cezalarını çektiler, acaba öbür dünyada halleri ne olacak.
         Seneler sonrası bir yaşlılar sohbetinde rastladım o yaşlılar şimdiki benim yaşımda idiler. Kendi aralarında:”Atatürk'ün Amasya'ya, Havza'ya hatta Merzifon'a kadar gelip te Çorum'a gelmedi “ sorusunu birbirlerine sorarlarken kulaklarımla duymuştum.
         Bir not: Atatürk tarafından görevlendirilen bu hemşerimiz; Pastacı Gürsoyların büyüklerinden öğrendiğime göre, ismi Ziya Bey imi ve Gürsoyların Dayıları olduğu, bir ara Milletvekilliği yaptığı, Gazi’nin verdiği bu görevi hemşehrilerine anlatamadığı, yada anlamamalarına üzülerek bir daha Çorum'a gelmediğini, hatta akrabalarını bile bir daha aramadığını söylediler.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 05

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

VALİ VARİNLİ’NİN HİZMETLERİ
         Hatıralarımdan bir not Bozboğa köyünü naklettiğimizde idi. Rahmetli Vali Varinli o zamanlar Çorum'da görevli idi. İyi anlaştığım valilerdendi. Bozboğa köyünün bir su derdi vardı. O zamanki yere yalnız köye getirilecek suyun membaı ile köyün kotu arasındaki fark çok azdı ve hesabı 2 parmaklık su çelik boruyla suyun gelmesi zor diye ben iddia ediyordum. Su ancak 10 santimlik amyant beton boru ile gelir diye aramızda itilaf vardı. Varinli araya girdiyse de hayli uzun bir aradan sayın vali, valiler toplantısı için Fransa’ya gitti. Onun yokluğunda her kurum anlaştık benim önerdiğim yolla köye gereğinden fazla su getirdik. Bu arada bir gece yarısı evin kapısı çalındı. Kapıyı açtım iki polis memuru gelmişti. Sizi vali konağından telefona çağırıyorlar diye haber getirmişlerdi. Üzerimi alel acele giyerek polislerle beraber vali konağına gittik. O tarihlerde bu günki gibi her evde telefon nerede idi ? PTT de Karakolda, vilayette, vali konağında gibi yerlerden başkalarında nadiren telefon bulunuyordu.
         Vali konağından beni Fransa'dan Sayın Varinli arıyormuş. Biraz bekleyince telefon çaldı, beni ahizeye çağırdılar. Varinlinin bana ilk sorusu Boğabağı'nın suyu oldu. Kurumlar arası problemi hallettik, köye suyu getirdik diye müjde verince çok sevindi ve şöyle dedi:” Senin gibi cesur, tutuğunu koparan idareciyi Çorum',memlekete, ailene bağışlasın. Seninle gurur duyuyoruz. Varol” dediği halen kulaklarımda çınlıyor. Nur içinde yatsın.
         Rahmetli Varinli bulunmaz bir idareci, vefalı insandı. Çatak tesislerini bitirmiştik. Beni çağırttı. Odasına gittim bana:”Otur bakalım” dedi. Senden Çatak Dinlenme evlerini yapan taşeronun (Aziz Özker) işini beğendim. Sosyal tesislerden her halde ödeneğinden artan olacak dedi. Bende evet efendim, ödeneğimiz var dedim. O halde o ödenekle Beki hamamını restore ettirelim. Bir de 2-3 daireli lojman yaptıralım. Paran yetmezse Özel İdare kanalı ile takviye ederiz dedi. Ben düşünmeye başlayınca aklımdan geçenleri okudu. Hiç düşünme; ben biliyorsun Amasya Valiliğinden geldim. Beki'ye biraz yatırım yapalım ve orayı Amasya'ya devrederiz.
         Beki yerine de Hamamözünü pilesipisit yapıp Çorum'a bağlatırız. Hamamözünde modern tesisler yaparız. Çorumluları Havza’ya, Bursa’ya gitmekten kurtaralım dedi. Gelen parayı İller Bankası köy tesisleri payından alırım yeter ki sen Hamamda bir hafta kal plesipit  yap köylüyü ikna et Çorum'a bağlanmaları sağla. Ben bir hafta uğraştım çoğunluğu temin edemedim. O sıralarda Varinli de hastalandı Ankara'ya gitti. Ziyaretine gittim beni o hasta haliyle kabul etti ve bana:”Seni Hamamlıçay kaplıcasında dinlemedim. İşin çok diye yapım işini Bayındırlığa sevk ettim, onlarda hamamı yanlış yere yaptılar. Senin dediğin yere yapsalardı suyunu kaçırmazlardı. Neyse o fasıl geçti. Asıl seni buraya çağırtmamın sebebi şu. Ankara Belediyesi Fen İşlerinden Çorum’a terminal tesisi projesi ile asri mezarlık planı temin etmen. Belediye Reisliğim devresinde Belediye Fen İşlerinden gönderdiğim kimseler temin edip belgeleri bana bulup getiremediler. Neticede Ankara'da 6-7 gün kaldım. Terminal ve asri mezarlık projelerini temin edip getirdim. Bu günkü terminal ve asri mezarlık projeleri onun zamanına aittir. Sağ olsunlar ondan sonra seçilen Belediye Başkanları da terminali yaptılar. Asri mezarlık projesini Yaydiğin Kırında faaliyete geçirmek istedilerse de arazi ayesli  toprak olduğundan cesetler çürümez denildi. Bu proje bu günlere kadar uzadıysa da şimdiki Belediye Eskiekin civarında asri mezarlık yapmaya başlamış. Proj çok kapsamlı. Camisi, gasil haneler, imam evi olan,çok güzel bir proje idi. Mutluyum ki karınca kararınca benimde katkım oldu.
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 06

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

ÇORUMLU SABRİ DİL
         1956 yılları idi. Çorum'dan acilen Ankara'ya çağırıldım. Ankara Akköprü de sanatkâr göçmenler için kurulacak 350 evlik Varlık Mahallesinin yapımı için geçici görevle inşaat amiri olarak görevlendirilmiştim.
         1956-1957 seneleri idi. Ankara Varlık Mahallesi bitmek üzere,350 evlik muazzam bir mahalle. Her türlü sosyal tesisleri hazır! Hele okulu. Rahmetlik Başbakan Adnan Menderes'in deyimiyle “Balkanların en güzel okulu” derdi, zira haftada bir yeni kurulan mahalleyi gezmeye gelir incelemelerde bulunurdu. Yaptığımız okul aynı zamanda şantiye ve inşaat amirliği görevini de gören ve benim de makam odamın bulunduğu yerdi.                  
         Menderes'in etrafında çoğunlukla bakanlardan Şemi Ezgin,Ethem Menderes,Fuat Hayri Ürgüplü,hazine genel müdürü Burhan Ulutan bulunur,gezileri bitince de benim odamda bir kahve içmeyi adet edinmişlerdi.
                  Bir günün sabahı idi. Şantiye Şeflerinden Yüksek Mühendis Mimar Şerafettin Emiroğlu bir telaşla odamda girdi. Hayrola bu heyecan ne diye sordum. O da Mersin Toprak İskân Müdürü Sabri Bey ziyaretinize gelmiş dışarıda bekliyor sizinle görüşmek istiyor dedi. Buyursunlar dedim içeriye aldılar.
         Gelen Sabri Bey Efendi, terbiyeli bir beyefendi idi. Kahve ikramından sonra konuşmaya başladık. Nereli olduğumu sordu. Çorumluyum diyince çok sevindi ayağa kalkarak bende Çorumluyum dedi ve kucaklaştık. Sabri beye kimlerdensiniz diye sordum, aslını saklayana haramzade derler ben Elekçi Hasan Kâhyanın torunuyum. Dört senedir Mersin Toprak İskân müdürlüğünü üstleniyorum. Mersinden başka yere tayinimi istedim. Tayin istememin sebebi ise her seçimde Mersinliler zorluyorlar seni Mersin Belediye Reisi sonra da milletvekili yapalım diye ısrar etmeleri üzerine onlara; arkadaşlar benim aslım çingene, sizin içinde benim içinde yazık olur, müellif siyasetçiler insanın yedi sülalesini araştırır desem de yakamı bırakmadılar. Bu yüzden Ankara'ya tekrar tayinimi istemeye geldim. Mersinliler yine benden önce genel müdürlüğe bir heyet göndermişler tayinini yapmayın diye. Yine tayin yaptıramadım. Gelmişken Ankara'ya yapılan şu mahalleyi bir gezeyim dedim ve sizinle karşılaştık dedi.
         Biraz oturduktan sonra müsaade isteyip çıktı. Bende uyandırdığı tesir gerçekçi, evrensel düşünen, tatlı konuşmalı ve kendini yetiştirmiş bir kişiliğe sahip olması idi. Öldü ise Allah Rahmet eylesin, sağsa Allah sağlıklı ömürler ihsan etsin. 
         Bundan daha birkaç ay önce önünde çift sıra 70 yaşında akasyalar bulunan yeni müze binası yanmadan önce Çorum'a Sanat Okulu görevini uzun süre yapmış, daha önceleri ise Ziraat Muallim Mektebi görevi görmüş, asıl bu bina Çorum Sağlık Okulu olarak açılmış bulunan binada, ziraat mektebi iken Sabri DİL buradan ziraatçı olarak bitirmiş ilk mezunlarındandı!
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.