|
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM |
Hayat Hikayesi |
İKİ BİN BİR’DEN İKİ BİN İKİ’YE |
1 |
|
|
|
|
|
|
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan
kullanmayınız! |
Hazırlayan Mahmut Selim
GÜRSEL |
corumlu2000@gmail.com
|
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif
haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
KİTAP ismi Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
TAKDİM
Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve
bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak
görülmelidir.
Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini
veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da
benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.
Bu
çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış
olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı
göreceksiniz.
Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir
kitaptır; onu okumamız gereklidir.
Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar
veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar
veremeyiz.
Mahmut Selim GÜRSEL
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
|
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
Prof.
Dr. Arif ERSOY |
-
1948 yılında Çorum'da doğan Arif Ersoy,
orta öğrenimini bu Çorum'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Siyaset ve İdare bölümünden mezun olan Ersoy,
aynı zamanda Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nü bitirdi.
-
İngiltere'de iktisadi kalkınma konusunda
master derecesini alan, Cambridge ve Leeds üniversitelerinde
araştırmalarda bulunan Ersoy Ocak 1977 yılında Ege Üniversitesi İktisat
Fakültesi'ne araştırma görevlisi olarak tayin edildi. 1979 yılında bu
Fakültede iktisat doktoru derecesini aldı. 1982 yılında Dokuz Eylül
Üniversitesi'nin kurulmasıyla bu üniversiteye bağlı iktisadi ve
idari bilimler fakültesine iktisadi sistemler ve iktisadi düşünceler
tarihi derslerini vermek üzere yardımcı doçent olarak atanan Ersoy, 1986
yılında iktisat doçenti ve 1992 yılında ise iktisat profesörü
unvanlarını aldı.
-
27 mart 1994 tarihinde çorum belediye
başkanı adayı oldu. beş yıl Çorum'a hizmet eden arif Ersoy tekrar
belediye başkanlığına aday olarak Nisan 1999 yılındaki seçimlerde tekrar
belediye başkanlığına seçilmiştir. halen bu görevini sürdürmektedir.
-
İktisadi sistemler, iktisadi düşünceler
tarihi ve iktisadi yapılanma ve ilgili bir dizi makale, tebliğ ve
eserleri bulunan Ersoy'un alternatif bir sosyal yapılanma modeli olarak
“silm sosyal yapılanma modeli” ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında
sunulmuş ve yayınlanmış bir çok makale ve tebliği bulunmaktadır.
çalışmaları başta İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça,Rusça ve Çince
dillerine çevrilen Ersoy evli iki çocuk babasıdır. İngilizce
ve Arapça bilmektedir.
-
Mahalli basında yayınlanmakta ve
Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları
bulunmaktadır. Dergimizde yazıları yayımlanmış olar Prof. Dr. Arif
Ersoy 1 Eylül 2020 Günü vefat etmiştir.
-
Dergimizde yazısı yayımlanmış olar Prof. Dr. Arif Ersoy 1
Eylül 2020 Günü vefat etmiştir.
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
03 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
- İKİ BİN BİR’DEN İKİ BİN İKİ’YE
- GİRİŞ
- İnsan için en büyük değer
olan zaman bir nehir gibi geçmişten geleceğe doğru akıp gitmektedir.
Bu nehrin akışını şimdiye kadar kimse durduramadı. Hep böyle akıp
gidecek. Biz bu akıntının sadece bir bölümünde yer aldık. Ömür
dediğimiz bu bölümü ne kadar iyi değerlendirirsek o ölçüde dünyada iz
bırakmış oluruz. Ömrümüzün önemli bir bölümünü oluşturan 2001 yılı
geçti. O tarihin sayfalarına eklendi. Bir daha onu yaşayamayacağız.
Geri gelmesi ve döndürülmesi mümkün değil. Yapmamız gereken 2001
yılının tahlilini iyi yapmak ve ilk günlerini yaşadığımız 2002 yılını
iyi değerlendirmektir. 2001 yılını aşağıdaki başlıklar altında tahlil
edebiliriz:
- I-DÜNYADA 2001 YILI:
- 2001
yılı dünyada felaketlerle dolu bir yıl olarak geçti. Dünyanın değişik
bölgelerinde sel, kasırga, yangın ve deprem birçok insanın ölümüne ve
büyük servet kaybına yol açtı. Dünya ekonomisinde büyüme yavaşladı.
Gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler arasındaki gelir dağılımındaki
adaletsizlik daha da arttı. Yoksul ülkeler daha da yoksullaştı.
- Dünyada
2001 yılında meydana gelen bazı önemli olaylara kısaca değinmekle ve
onları ülkemiz açısından değerlendirmekle yetineceğiz.
- A-
Globalleşme Sürecinin Etki Alanı Genişledi: Kitle iletişim araçları ve
bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler uluslar arasında bilgi ve
sermaye akışını hızlandırdı. Gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisi
üzerindeki hâkimiyeti finans kapital yoluyla arttı. İMF, borçlanan az
gelişmiş ülkelerde acı reçetelerini uygulatmayı sürdürdü. Globalleşen
dünyada nimet ve külfet paylaşımı adil olmadığı için gelişmiş ülkeler
nimetteki paylarını artırırken az gelişmiş ülkelerin nimetteki payı
azaldı ve külfet payı giderek arttı. Başka bir ifadeyle “globalleşme
süreci” yoksul dünyanın aleyhine işledi.
- B- 11 Eylül Terörist
Saldırısı Eylül 2001 tarihinde ABD'nin New York kentinde Dünya
Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerine ve dünyanın en büyük askeri
gücüne sahip olan ABD'nin askeri beyni sayılan Pentagon 'a düzenlenen
dehşet verici saldırı, global terörün ulaştığı boyutları ortaya koydu.
Bu hadise terörün de globalleştiğinin bir göstergesiydi.
-
Saldırıya farklı ülkelerin pasaportunu kullananlar katıldı ve ABD'nin
sivil yolcu uçakları kullanıldı. Saldırıda hayatlarını kaybedenler de
farklı ülkelerin vatandaşlarıydı. Başka bir deyimle saldırı,
saldırganlar, planlanışı, gerçekleştirilmesi ve kurbanları açısından
global bir saldırıydı. Dehşet verici bir olaydı.
- Terör nereden, kimden ve
ne zaman meydana gelirse gelsin terör terördür. Asla tasvip edilemez.
Terörün dini, imanı olmaz. Terör hiçbir dine mal edilemeyeceği gibi,
İslâm'a mal edilmesi yanlıştır ve İslâm'ın özü itibariyle terörle
ifade edilmesi büyük bir hatadır. İslâm'a karışı bir önyargıdır. 11
Eylül Terörist saldırıdan binlerce masum insan hayatını kaybetti.
Masum insanların acısını kalbimizde hissediyor ve paylaşıyoruz.
- Bu
terörist saldırının bir numaralı zanlısı olarak Suudi asıllı Usme Bin
Landin ve onun yönettiği ileri sürülen El-Kaide örgütü ilan edildi ve
7 Ekimde ABD terör zanlılarının barındığı Afganistan'a hava
saldırılarını başlattı. Terör suçu işleyenler mutlaka
cezalandırılmalıdır. Bu cezalandırma yöntemi teröristlerin kullandığı
yöntemlerden mutlaka farklı olmalı ve asla yeni masum insanların
hayatına mal olmamalıdır.
- Usame
Bin Ladin ile El Kaide örgütünün geçmişini bilemiyoruz. Bu örgütün
ortaya çıkmasında ve Ladin 'in Afganistan'a gönderilmesinde ABD'nin ve
Batılı Devletlerin ne tür etkileri olduğunu bilmiyoruz. Terörist eylem
ve yöntemlerin öğretilmesinde Batılı kaynakların etkileri varsa bunlar
ortaya çıkartılmalı ve demokrasinin öncülüğünü yapan ülkeler geçmişte
yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamalıdır. Terör tehlikeli bir
silahtır. Her zaman geri teper. Batılı ülkeler artık bilgi çağında
çifte standartlı politikaları terk etmeli ve her alanda açık ve şeffaf
olmalıdır. Özellikle Batılı istihbarat kaynakları geçmişteki
uygulamalardan vazgeçmelidir.
- Global
teröre karşı ABD'nin önderliğinde global işbirliği cephesi oluştu.
Başta NATO olmak üzere birçok ülke ABD'nin yanında yer aldı ve
Afganistan operasyonuna destek verdi. Aslında teröre karşı bütün
dünyanın hassas davranması sevindiricidir. Türkiye yıllardan beri
masum insanları kıyasıya öldüren teröre karşı mücadele etti. Ülkemizin
bu mücadelesi yakın dostlarımız tarafından bile yeterince
desteklenmediğini unutmamalıyız.
- Terörle
mücadele, çok boyutlu ve zaman alan bir mücadeledir. Kısa dönemde
teröristler yakalanıp cezalandırılmalıdır. Uzun dönem de terörün
kaynağı kurutulmalıdır. Terör baskı ve dayatmanın arttığı ve gelir
dağılımının dayanılmaz olduğu bir ortamda ürer. Uzun dönemde dünyada
demokratikleşmeyi sağlamak ve bölüşümde adaletsizlikleri azaltmak
amacıyla global bir işbölümü ve dayanışmaya acil ihtiyaç vardır. ABD
ve müttefikleri terörle mücadele ederken iç ve diş politikalarını
yeniden gözden geçirmeli ve vakit kaybetmeden çifte standartlı
yaklaşımlardan vazgeçmelidir. Ortadoğu'da İsrail'in uyguladığı devlet
terörünü desteklemediğini ilan etmeli. Hem Filistinliler, hem de
İsrail vatandaşlar terörist saldırılardan çok acı çektiler. Bu
acıların dindirilmesi için adil ve kalıcı bir barış sağlanmalıdır.
Türkiye bu konuda daha aktif rol almalıdır.
- 11
Eylül terör saldırısının suçluları cezalandırılmaya çalışılırken
Çeçenistan'daki bağımsızlık mücadelesi, terörle
ilişkilendirilmemelidir. Çünkü Çeçenler kendi ülkelerinde bağımsız
yaşamak istemektedirler. Bu onların doğal hakkıdır.
- Terörden en büyük zarar
gören Türkiye öncelikle komşu ülkelerle ekonomik, siyasi ve kültürel
ilişkilerini geliştirmeli. İleride farklı boyutlar kazanacak olan
Uluslararası terörist hareketlere karşı ulusal ve bölgesel
stratejilerin geliştirilmesinde aktif ve öncü rol oynamalıdır. Türkiye
bu alanda başka ülkelerin peşinde değil milli menfaatlerini kısa ve
uzun dönemde göz önünde bulundurarak karar vermeli ve daha çok AB ile
ortak hareket etmelidir. ABD okyanus ötesi bir ülke olduğu için iç
politika değişikliklere bağlı olarak her zaman uluslar arası
bağlantılarını gözden geçirebilir ve okyanus ötesine çekilebilir.
- C-
Afganistan Operasyonu 7 Ekim 2001 tarihinden beri Afganistan
görülmemiş ölçüde bombalandı. ABD hedefiyle uyumlu olmayan ölçüde bu
ülkeyi tahrip etti. Usame Bin Ladin'in hala yakalanmaması bu
bombalanın başka amaçlara yönelik olduğu kuşkusuna yol açmaktadır. Her
ne kadar belli hedeflere saldırıldığı ileri sürülmekte ise birçok
sivil hedef isabet aldı. Binlerce masum insan hayatini kaybetti. Daha
önce İngilizlerin, Rusların ve Tali banin tahribatını yaşayan bu
cefakâr ülkeye yapılan saldırılar vakit kaybedilmeden durdurulmalıdır.
Afganistan'da bir hükümet kurulmuştur. Baskıcı ve dayatmacı Taliban
yönetimi son bulmuştur. Artık Afganlılar kendi ülkelerini kendileri
yönetmelidir. Türkiye imkânları ölçüsünde Afganistan'ın imarında aktif
rol oynamalıdır. Yeter artık Afganistan bombalanmasın ve masumlar
ölmesin.
- Terörden en büyük zarar
gören Türkiye öncelikle komşu ülkelerle ekonomik, siyasi ve kültürel
ilişkilerini geliştirmeli. İleride farklı boyutlar kazanacak olan
Uluslararası terörist hareketlere karşı ulusal ve bölgesel
stratejilerin geliştirilmesinde aktif ve öncü rol oynamalıdır.
- Türkiye
bu alanda başka ülkelerin peşinde değil milli menfaatlerini kısa ve
uzun dönemde göz önünde bulundurarak karar vermeli ve daha çok AB ile
ortak hareket etmelidir. ABD okyanus ötesi bir ülke olduğu için iç
politika değişikliklere bağlı olarak her zaman uluslar arası
bağlantılarını gözden geçirebilir ve okyanus ötesine çekilebilir.
- C-
Afganistan Operasyonu 7 Ekim 2001 tarihinden beri Afganistan
görülmemiş ölçüde bombalandı. ABD hedefiyle uyumlu olmayan ölçüde bu
ülkeyi tahrip etti. Usame Bin Ladin'in hala yakalanmaması bu
bombalanın başka amaçlara yönelik olduğu kuşkusuna yol açmaktadır. Her
ne kadar belli hedeflere saldırıldığı ileri sürülmekte ise birçok
sivil hedef isabet aldı. Binlerce masum insan hayatini kaybetti.
- Daha
önce İngilizlerin, Rusların ve Tali banin tahribatını yaşayan bu
cefakâr ülkeye yapılan saldırılar vakit kaybedilmeden durdurulmalıdır.
Afganistan'da bir hükümet kurulmuştur. Baskıcı ve dayatmacı Taliban
yönetimi son bulmuştur. Artık Afganlılar kendi ülkelerini kendileri
yönetmelidir. Türkiye imkânları ölçüsünde Afganistan'ın imarında aktif
rol oynamalıdır. Yeter artık Afganistan bombalanmasın ve masumlar
ölmesin.
-
Ç-Arjantin'deki Sosyal Patlama Uygulanan tutarsız ekonomi
politikaları, dünyanın önemli ülkelerinden biri olan Arjantinci
iflasın eşiğine getirmiştir. İMF Batılı ülkelerin sosyo- ekonomik
şartlarına göre hazırlanan ve Batılı tekellerin piyasalarını
genişleten politikaları gelişmekte olan ülkelere empoze etmemelidir.
Finans Kapitalizmin çıkarlarına göre hazırlanan bu parasal politikalar
ülkeleri yoksullaştırmakta ve gelir dağılımındaki adaletsizliği
dayanılmaz boyutlara ulaştırmaktadır. Türkiye'de olduğu gibi
Arjantin'de de İMF patentli politikalar başarılı olmamıştır.
- Türkiye
kuşkusuz Arjantin değildir ve Arjantin' den farklıdır. Fakat İMF
patentli politikalar önemli ölçüde benzeşmektedir. Türkiye'de son
yıllarda uygulanan yanlış iktisadi, siyasi, kültürel ve eğitim
politikaları ile milli dinamiklerimiz köreltilmekte ve Türkiye hızlıca
Arjantinleştirilmektedir. Türkiye kişi başına düşen gelir bakımından
Arjantin'den daha yoksuldur. Yaşadığımız bunalımın ulaştığı boyutlar
dehşet vericidir. İslam'ın millet olarak bize verdiği hasletler millet
olarak dayanışma ve yardımlaşmamızı ileri derecede tutmaktadır. Bu
hasletlerimizi erozyona uğratmaya çalışanların bu ülkeye ve millete
yaptıkları kötülükler yakın bir gelecekte anlaşılacaktır. Milletin
manevi ve milli değerlerini tahrip edenler vakit kaybetmeden bu
tahribattan vazgeçmelidirler.
-
D-Avrupa Birliği ve Euro Avrupa Birliği ekonomik alanda büyük
başarılar sağlayan bir entegrasyon olarak değerlendirilebilir. Siyasi
birlik alanında atılan adımlar henüz yeterli düzeyde değildir. Bu
konuda daha alınacak çok mesafe vardır.
- Fakat 1
Ocak 2002 tarihinden itibaren AB üyesi on iki ülkede uygulanan para
birliği çok önemli bir hadisedir. Euro'nun ortak para birimi olarak
kullanılması dünya ekonomisi ve Türkiye açısından fevkalade önemli bir
ekonomik olaydır. Çünkü Euro 'yu kullanan ülkeleri Türkiye'nin dış
Ticaretindeki Payı oldukça yüksektir. Euro'nın dış ödemelerimizde daha
fazla yer alması ve dolardan daha çok bir tasarruf aracı olarak
kullanılması (arzu etmememize rağmen) daha sağlıklıdır. Umarım AB bu
alanda güven sarsıcı uygulamalardan kaçınır.
- Türkiye Euro'yu yakinen
izlemeli ve zaman içinde rezervlerini Euro cinsinde tutmalıdır. Vakit
kaybetmeden Avrupa ile iktisadi bütünleşmemizi hızlandırmalıyız. Uyum
yasalarını vakit kaybetmeden çıkartmalıyız. Demokratikleşmede kısa
zaman içinde Batının standartlarını yakalayamaz isek, yoksulluğun ve
az gelişmişliğin kısır döngüsünden kurtulamayız.
- Dünyada, 2001 yılında
yukarıdaki gelişmelerden başka bir çok hadise yaşandı. Burada onları
değerlendirmeye zamanımız elverişli değildir. Kısaca 2001 yılı
gezegenimiz için sıkıntılarla dolu bir yıl olarak geçti.
- II- TÜRKİYE'DE 2001 YILI:
- 2001
yılı ülkemizde olumsuzluklarla dolu bir yıl olarak geçti. Adeta
ülkemiz için bir kayıp yıl oldu. Kuraklık ve yılsonunda doğru sel
baskınları, heyelan ve ağır kış şartları ekonomik açıdan büyük
zararlara ve can kaybına yol açtı. 2001 yılında ülkemizde meydana
gelen hadiseleri aşağıdaki başlıklar altında özetleyebiliriz.
-
A-Siyasi Olaylar Anayasanın bazı maddelerinin TBMM 'inde siyasi
partiler arasında sağlanan mutabakatla değiştirilmesi demokratikleşme
süreci açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
- Bu
değişmelerin alanın dar tutulması ve uyum yasalarının çıkartılamaması
demokratikleşme sürecinin yavaş işlediğini ortaya koymaktadır. 2001
yılında Mahalli İdareler Yasasının çıkmaması önemli bir kayıptır. 72
yıl önce çıkartılan ve birçok maddeleri değiştirilen 1580 sayılı yasa
ile Belediyelerimizin işlevlerini yerine getirmeleri mümkün değildir.
Aslında belediyelerin içinde bulunduğu çıkmaz ülke şartlarına uygun
olmayan mevcut yasadan kaynaklanmaktadır. Bu yasal değişmenin
gecikmesi bir bakıma şehirlerimizi ve dolayısıyla halkımızı
cezalandırmak ve millete güvenmemektir.
- Umarım
ülkemiz 2002 yılında bu sıkıntıdan Yüce Parlamentomuz tarafından
kurtarılacak ve Batı standartlarına uygun bir mahalli idareler
yasasına kavuşacağız.
- 2001
yılında Fazilet Partisi'nin tutarlı hukuki mesnetlerden yoksun bir
kararla Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması demokrasimizin bir
ayıbı olarak tarihe geçmiştir. Fazilet Partisi kapatılmadan önce ana
muhalefet partisiydi. Faaliyet ve eylemlerini cari yasalar
çerçevesinde sürdürmekteydi. Demokrasimize önemli katkıları olmuştur.
Fazilet Partisi'nin kapatılmasından sonra Saadet Partisi ve Adalet
Kalkınma Partisi olarak iki parti kuruldu. Bu her iki partinin
siyasetimize ve demokrasimize önemli katkıda bulanacaklarına olan
inancımı belirtmek isterim.
- 18
Nisan 1999 Genel ve Mahalli seçimlerinde Fazilet Partisi adayı olarak
seçimlere katıldım ve hemşerilerimin desteğiyle ikinci kez bu güzel
şehre belediye başkanı olarak seçildim. Fazilet Partisi kapatıldıktan
sonra Saadet Partisi'nde siyasete ve görevime devam etme kararını
aldım.
-
Devletin zirvesinde zaman zaman tartışmalar oldu. 19 Şubat 2001
ekonomi bunalımı Sayın Cumhur Başkanımız ile Sayın Başbakanımız
arasındaki bir tartışma ile ateşlendi. 2000 yılının Kasım ayından beri
devam eden bunalım bir bakıma zirvedeki bu tartışmayla su yüzüne
çıktı. Borsa hızlıca düştü. Faizler %760'lara fırladı. Kısa bir zaman
içinde Merkez Bankası kaynaklarında 7.6 milyar dolarlık bir azalma
oldu.
-
Karşılaşılan bu ekonomik bunalım mevcut iktidarı çaresiz bıraktı. Bu
çaresizliğe bir çare olarak Sayın Kemal Derviş ABD'den getirildi ve
57.Hükümette ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev verildi.
Hazine Müsteşarı ve Merkez Bankası başkanı değiştirildi. Maliye Bakanı
Sayın Zekeriya Temizel istifa etti.
- 57.
Hükümetten birçok bakan azledildi. En son Türk dünyasından sorumlu
milletvekilimiz Sayın Prof. Dr. Abdulhalük Çay Bey 'in azli hepimizi
özdü. Başarılı, dirayetli ve çalışkan bir bakanın azli Hükümet için
büyük bir kayıp olarak değerlendirebiliriz. Bütün bu olumsuz
gelişmeler milletin 57. Hükümet'e olan güven sarsıldı. Yapılan değişik
anketlerde bu güven %10'un altına düştü.
- B-
İktisadi Bunalım ve Ülkemizin Yoksullaşması 2000 yılı da Türkiye
için sıkıntılı bir yıl olmuştu. Kasım 2000'de yaşanan bunalım milletin
57. Hükümete olan güvenini önemli ölçüde sarsmıştı. 2001 yılına fazla
beklenti ile girilmemişti. Yöneticiler 2001 yılının ikinci yarısında
ekonomide olumlu gelişmelerin olacağını söylemişlerdi. 19 Şubat
bunalımı bu beklentileri ters yüz etti. Ülke tarihinin en büyük
bunalımı ile karşı karşıya geldi. Ülke ekonomisi %8 oranında küçüldü.
Toplam talepte %9.5 oranında bir daralma meydana geldi. Başka bir
ifadeyle ülkemiz yanlış ve tutarsız politikalarla yoksullaştırıldı.
Bunalımın boyutları ve nedenleri aşağıdaki başlıklar altında
özetlenebilir:
- - Ülke
kaynakları üretime değil ranta tahsis edilmiştir. 1997 yılında faizin
gayri safi milli hasıla içindeki payı %7.7'den %22.6'ya çıkmıştır.
Başka bir ifadeyle rantiyecilerin geliri bu süre içinde üç kattan
fazla artmıştır. Bu durum 2002 yılında da devam edeceği endişesini
taşımaktayız. Çünkü 2002 yılında ortalama günde 117 trilyon Tl. faiz
ödeyeceğimiz tahmin edilmektedir.
- -
Bölüşümdeki adaletsizlik artmaktadır. Hükümet millete değil bir avuç
rantiyeciye hizmet etmektedir. 1997 yılında toplanan verginin %47'si
rantiyecilere giderken 2001 Ekim ayı sonu itibariyle toplanan
vergilerin %110'nu ranta Gitmekteydi. Başka bir ifadeyle vergi
gelirlerinin tamamı faize verilmekte; buna ilaveten vergi gelirinin
%10'u kadar da borç bulunarak rantiyecilere aktarılmaktadır. İşçi,
memur, köylü, emekli, dul ve yetimlerin milli gelirdeki payları önemli
ölçüde düşmüştür. 2001 yılında memurun maaşında %7.5, kamu işçilerinin
%13.7, asgari ücretlinin geliri ise %16..8 oranında düştü.
- - 2001
yılında ülke yoksullaştı: Yukarıda da işaret edildiği gibi ülke
ekonomisi %8 oranında küçüldü. Toplumun alım gücü %9.5 oranında azaldı
1997 yılında Türkiye'nin gayri safi milli hasılası 192 milyar dolar
iken, Ekim 2001 itibariyle Gayri Safi Milli gelir 137 milyar dolara
düşmüştür. 2001 yılının ilk on ayında ekonomi %11.2 oranında
küçülmüştür. Milletimiz hızlıca fakirleşti. Kişi başına düşen ortalama
gelir 3130 dolardan 2250 dolara düşmüştür.
- - Kamu
açıkları arttı ve kamu yatırımları azaldı. 2001 yılı sonu itibariyle
kamu gelirleri yaklaşık 50 katrilyon ve kamu harcamaları da 78
katrilyon olacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlara göre bütçe açığı
28 katrilyon TL. olacaktır.
- Bu
durum kamu yatırımların azalmasına yol açmıştır. Bir ülkenin
ilerlemesi ve kalkınması yatırıma bağlıdır. 2001 yılında kamu
yatırımlarında önemli azalmalar oldu. 1997 yılında kamu yatırımlarının
toplam bütçe içindeki payı %13.4 iken, bu pay bugün %5.7' ye
düşmüştür. Özel sektör elindeki tasarruflar da kamu açıklarını
kapatmak amacıyla borçlanma yoluyla piyasadan çekilmiş ve özel kesimin
de yatırım yapma imkânı kalmamıştır. Bu durum toplam talebi daraltmış
ve fabrikaların kapanmasına yol açmıştır Her ilde on binlerle ifade
edilen insan sokağa terk edilmiştir. 2001 yılında Ocak-Ekim döneminde
kapanan kooperatif, şirket ve firma sayısının toplam işletmelere oranı
%25.6'dır. Başka bir ifadeyle her dört işletmeden biri kapanmıştır.
Ülkemizde bu süre içinde 13 645 iş yeri kapanmış ve yüz binlerce insan
işsiz kalmıştır.
- -
Ülkemizin iç ve dış borç yükü artmaktadır: İMF son yıllarda gelişmekte
olan ülkelerde post modern “Borç Tasfiye Yönetim Modeli” oluşturma
gayreti içindedir. Bu gayretleriyle Türkiye ve Arjantin'de borçla borç
ödeme politikaları uygulamaktadır. Bir bakıma çağdaş “Duyunu Umumiye
İdarelerine” benzer yönetim modelleri geliştirmeye çalışmaktadır.
Ülkenin hem iç, hem de diş borcu sürekli artmaktadır. İç borcumuz 1997
yılında 30.6 milyar dolar iken Ekim ayı itibariyle 77 milyar dolara,
diş borç ise 84.8 milyardan 116 milyar dolara yükselmiştir. Müjdesini
almakla mutlu olduğumuz 10 milyar dolar borçla borcumuz 126 milyar
dolara yükselecektir. İç borç stoku 1995 yılında 1 katrilyon 143
trilyon TL. iken 2001 yılının Eylül ayı sonu itibariyle 105 katrilyon
769 trilyon TL. olmuştur.
- Başka
bir ifadeyle bu geçen süre içinde iç borç stoku 92.5 kat artmıştır. Bu
süre içinde fiyat artışları 19.2 kat olmuştur. Başka bir ifadeyle borç
artışımız enflasyonun beş katından fazla artmıştır.
- -
Dünyada Bankalar Özelleştirilirken Türkiye'de Devletleştirilmektedir
2001 yılında denetimsiz bankaların yaptıkları yolsuzluklar ortaya
çıkartıldı. Bu batık bankalara el kondu. Dünyada devlet bankaları
özelleştirilerek gelir elde edilirken bizde özel bankalar
devletleştirilerek kamunun borç yükü arttırılmaktadır. 2001 yılında
özel bankaların borçlarının önemli bir bölümünün kamu kaynaklarından
karşılanması kararlaştırıldı. Devletin el koydu bazı bankalar
yabancılara satıldı. Bir bölümü tasfiye edildi. Batık bankalar
kamunun borç yükünün artmasına neden oldu.
-
Milletten gerçekler saklanmaktadır. İMF 'nin sağladığı bu 10 milyar
dolara kaynak değil, borçtur. Hem de üretime ve yatırıma aktarılacak
borç değil vadesi gelen borçları ödemeye gidecek borçtur. Bu para ile
vadesi gelen borçlar ödenecek, başka bir ifadeyle ülkenin borç yükü
artacaktır. Dolar, Şubat 2001başında ortalama 700 bin TL. iken 2001
yılı sonu itibariyle 1 milyon 450 bin TL. ye yükseldi. Bu rakamlar,
borçla ayakta duran iktidarın ülkeyi yoksulluğa ve sefalet mahkûm
ettiğini açıkça göstermiyor mu?
- Ç- Dış
Politikada Gereken Atılımlar Yapılamadı Türkiye dış politikada 2001
yılında gerekenleri yapamadı. İçerideki sıkıntılar dışa yansıdı.
Türkiye Orta Asya ve Kafkasya'da beklenen atılımları yapamadı. Her ne
kadar Sayın Milletvekilimiz Prof. Dr. Abdülhalük Çay Türk Dünyasıyla
ilgili aktif çalışmış ve yoğun gayretler sarf etmiş ise de; 2001
yılında somut adımlar atılamamıştır. Özel sektör ülke içindeki
bunalımlarından dolayı bu bölgelerdeki yatırımlarını kısmış ve
faaliyetlerini azaltmıştır.
-
Türkiye, 2001 yılında dünyada itibar kaybetmiştir. 11 Eylül
saldırısından sonra Türkiye uluslararası politikada aktif rol
oynayamadı. Hep belli ülkelerin güdüm ve gölgesinde kaldı. Türkiye'nin
milli meselesi olan Kıbrıs'ın geleceği belirsizliğini korumaktadır.
Son günlerden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Sayın Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş 'ın başarılı girişimleri biraz rahatlama sağlamış ise de
bu girişimlerin nasıl neticeleneceğini kestirmek mümkün değildir. Hele
11 Eylül saldırısının Türkiye'nin durumunu güçlendirdiği gibi
açıklamalar onur kırıcıdır. Türkiye'nin konumu her dönemde önemli
olmuştur. Türkiye büyük bir Devlettir. Ama bu büyük Devlet dışarıda
konumuna uygun politikalar ile temsil edilmemiş ve hep başka ülkelerin
gölgesine itilmiş ve yardımına muhtaç hale getirilmiştir.
- Bütün
bu olumsuzluklar 2001 yılında ülkemizi iktisadi, siyasi ve sosyal
bunalımlarla karşı karşıya getirmiştir. Türkiye, konumu, tarihi
müktesebatı, yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla, çalışkan, cesur ve
azimli milletiyle bugün yer yüzünde mevcut ülkeler arasında ilk on
sırayı alması gerekirken uluslar arası yarışta en alt sıralarda yer
almaktadır. Ülkemiz yoksul değil beceriksiz iktidarlar tarafında
yoksulluğa Mahkum edilmiştir. Karşı karşıya bulunduğumuz yoksulluk ve
sefalet bu milletin kaderi değildir.
- III- ÇORUM'DA 2001 YILI
- 2001 yılı Çorum için de
sıkıntılı bir yıl olmuştur. Ülkemizdeki ekonomik bunalım Çorum'u da
olumsuz yönde etkilemiş, bir çok iş yerimiz kapanmış veya eksik
kapasite ile çalışma zorunda kalmıştır. Binlerce insanımız işsiz
kalmıştır. Yaşanan ekonomik bunalım şehrimizde yoksulluğu dayanılmaz
boyutlara ulaştırmıştır.
- 2001 yılında eski
yetiştirme yurdunun tamir edilerek huzur evi haline getirilmesi
yaşlılarımızın buraya taşınması, çevre yolu inşaatının önemli ölçüde
yapılması ve Çorum- Sungurlu çift şeritli yolun yapımının devam
ettirilmesi sevindiricidir. Başta Sayın Valimiz ve milletvekillerimiz
olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.
- 2001 yılı belediyemiz için
de sıkıntılı bir yıl olmuştur. Ankara'dan aldığımız pay azalmış ve
önemli ölçüde kesintiye uğramıştır. 2001 yılı içinde İller Bankası
paylarımız ortalama %52 oranında kesilmiştir. Bazı aylarda bu oran
%70-80'lere çıkmıştır. Belediyemizin gayrimenkul satışları önemli
ölçüde azalmıştır. Yoksullaşan hemşerilerimiz Belediye 'ye olan
borçlarını ödemede zorlanmışlardır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen
Belediyemiz yatırımlarını kısmış, harcamalarını azaltmış ve imkânları
ölçüsünde hizmetlerini aksatmadan sürdürmüş, geçen yıllarda başlayan
yatırımlarını bitirmiş ve kendi personeliyle bazı projeleri
gerçekleştirmiştir. 2001 yılında Belediyemizin faaliyetleri aşağıdaki
başlıklar altında özetlenmeye çalışılacaktır:
- A-Tamamlanan Yatırımlar:
- 2001 yılında aşağıdaki
yatırımlar tamamlanarak devreye alındı:
- -Atık su arıtma tesisi
tamamlandı. 18 Karadeniz ili arasında sadece Çorum, Atık su arıtma
tesisini bitiren ildir. Bugünkü değerlerle 8 trilyona yakın bir
harcama ile tamamlanan atık su arıtma tesisimizi işletmeye açtık.
Artık Çorum Şehri derin çayı ve Yeşil Irmağı kirletmemektedir.
Fabrikalardan çıkan atık suların da arıtılması Derin Çayın kirliliğini
azaltacaktır. Bu konuda önümüzdeki günlerde ilgililer nezdinde yoğun
girişimler başlatılacaktır.
- -Belediye Benzinliği
baştan aşağıya yenilenerek şehrin en modern benzinliği haline
getirildi ve Çorumların hizmetine sunuldu.
- -İtfaiyeye binası
tamamlanarak hizmete alındı. Geniş bir alan satın alındı ve bu alanın
üzerinde şehrin gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verecek büyük bir
itfaiyeye kompleksi Çorumluların hizmetine sunuldu.
- -Müzayede Salonu ve 15
daire tamamlandı.
- -Turgut Özal İş Merkezi
inşaatı %70 oranında tamamlandı ve Sancaktar İş Merkezi bitirilmek
üzeredir.
- B-Altyapı Yatırımları:
- 2001 yılında alt yapı
yatırımlarımız devem etti.
- -Şehrin muhtelif
semtlerine taşeron ve ekiplerimiz 23454 m2 trotuar asfaltı yaptı.
- -Yeni Mezarlık alanında
1511 m2'lik alan ıslahı yapıldı ve gömüye hazır hale getirildi.
- -Çevre Yolu Mavral Köprüsü
inşaatı bitmek üzeredir.
- -Şehrin muhtelif yerlerine
16 515 metre bordür döşenmiştir. 6582 m2 karo döşendi.
- -Veli Paşa Sokak
esnafımızla işbirliği yapılarak yayalaştırılmıştır.
- -Şehrin muhtelif semtlerine 85.000
m2 beton asfalt ve 54.000m2 sathi kaplama yapılmıştır.
- -Aşağıda belirtilen
parklar ve spor Alanları yapılmıştır. Bu alanların toplamı 35 387
m2dir.
- -Mimar Sinan Camii
yanındaki park,
- -Kale Parkı'nın yeniden
çevre düzenlemesi,
- -Çepni Mahallesi muhtarlık
önünün düzenlenmesi,
- -Cemil Bey yolu park ve
basketbol sahası,
- -Yahya Kemal İlk Öğretim
Okulu yanındaki Parkı,
- -Çiftlik Çayırı parkı ve
mini oyun sahası,
- -Bayındır Sokak parkı ve basketbol
sahası,
- -Buhara evleri mahallesi
mini futbol ve 2 adet basketbol sahası,
- -Buhara evleri 4.cad.
gezinti alanı ve park,
- -Şehitlik Parkı (Aşıklar
Tepesi) mini futbol ve basketbol sahasının yapımı devam etmektedir.
- -Mehmet Akif Ersoy
Caddesindeki parkının inşaatı devam etmektedir.
- -Ahçılar Sokak basketbol
sahası yapımı devam etmektedir.
- -Melikgazi tepesinden
Samsun kara yolu ve Çomar Barajı üzerinden Binevler deposuna yeni bir
su hattı bağlantısı yapıldı.
- -Ayarık bağlarına içme
suyu hattı suyu yapıldı.
- -İçme Suyu Arıtma
tesislerinden Nadık 2000 m3'lük depoya yeni bir hat bağlantısı
yapılmaktadır.
- -Ilıca bağlarına içme suyu
şebekesi yapıldı.
- -Şehrin
muhtelif semtlerinde 3575 metre yeni kanalizasyon şebekesi yapıldı.
- -Şehrin muhtelif
semtlerine yağmur suyu ızgara ve menfezleri yapıldı.
- C-Ağaçlandırma Çalışmaları
- Türk Dünyası Ormanında,
Cumhuriyet Ormanında, Çomar Barajı civarında ve Küçük sanayi sitesi ve
güneyi ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Yol boylarına ağaç
dikilmesine devam edilmiştir.
- Okul ve gönüllü
kuruluşlarla ağaç dikimi kampanyası sürdürülmüştür.
- Park Bahçe fidanlığımızda
18 530 sedir ve karaçam tümlenmiştir. Önemli sayıda mavi selvi
tohumdan üretilmiş ve dağıtımı yapışmıştır.
- 14.000 gül çeliği yapılmış
ve bir bölümü tümlenmiştir.
- Serada değişik süs bitkisi
ve süs lahanası yetiştirilmiş, okullara ve kamu kurumlarına ve
hemşerilerimize sunulmuştur.
- Park Bahçeler müdürlüğümüz
kendi elamanları ile yukarıda belirtilen parkların bir kısmını
yeşillendirmiştir.
-
Ç-İtfaiyeye Hizmetleri:
- 2001 yılında 229 adet
yangın olmuştur. Bu yangınlar kısa zaman içinde söndürülmüştür. 40
ayrı yerde su baskını olmuş ve itfaiyemiz anında müdahale etmiştir.
İtfaiyemiz trafik kazalarında kurtarma yardımlarında bulunmuştur.
İtfaiyemiz sulama ve caddeleri yıkama faaliyetlerinde de bulunmuş,
1836 baca temizlemiştir.
- D- İmar ile İlgili
Çalışmalar Hisse tapulu alanlarda imar uygulamalarına devam
edilmiştir. Bu Çalışmalarının bir bölümü bitirildi. Kalan kısmı 2002
yılı içinde bitirilecektir. Hıdırlık meydanı projesi son şeklini aldı
ve Belediye Meclisi tarafından kabul edildi.
- Arastanın açılması ile ilgili
çalışmalarımız devam etmektedir. I. Uydu Kentte yapılaşma devam
etmektedir. Yolların bir bölümü stabilize edilmiştir. Alt yapı
çalışmalarına 2002 yılında devam edecektir.
- İkinci Uydu kenti
mülkiyetinin çözümü ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.
- Güzelyurt, Yaydiğin köyü
civarı Askeri Kışlanın güneyinde yapılan toprak tahlilleri
neticelenmek üzere.
- E-Kültürel Faaliyetler.
- 21. Uluslararası Hitit
Fuar ve Festival Etkinlikler görkemli bir şekilde yapıldı. Çorum
ilinin tanıtımında Festival etkinliklerinin önemli katkısı oldu.
Yurtiçi ve yurtdışı basında bu etkinliklere önemli ölçüde yer verildi.
- Belediyemiz 650'den fazla
çocuğumuzu sünnet ettirdi. Ramazanda etkinlikler düzenlendi.
Şehrimizde düzenlenen Kafkas şenlikleri desteklendi. İstanbul'da
düzenlenen Belediyeler Bayramına katıldık ve Belediyemiz tanıtıldı.
- Uydu
Kent Projemiz (Silm Kent Projesi) Belediye Bayramına katılan il
belediyelerin sunduğu projeler arasında birinci seçildi.
- Eğitim ve Kültür
Müdürlüğümüzce çeşitli panel, anma törenleri ve sempozyumlar
düzenlendi. Bu tür çalışmalarda vakıf ve gönüllü kuruluşların
yaptıkları etkinlikler desteklenmiştir.
- Belediyemiz gıda
yardımlarını sürdürdü. Burs ve kömür dağıtımı Ocak 2002'de devam
edilecektir. Orta öğretim öğrencilerine kırtasiye yardımları
yapılmıştır.
- G- Doğal Gaz Çalışmaları
- Doğal Gaz dağıtımıyla
ilgili Belediyemiz öncülüğünde Alaca, Sungurlu ve Mecitözü
Belediyeleri, Ticaret ve Sanayi Odamız ve Esnaf Birliğimizin ortak
olduğu bir şirket kurduk ve İzin için İçişleri Bakanlığına başvurduk.
Hala netice alamadık. Bu arada Doğal Gaz dağıtımı ile ilgili yeni
kanun ve genelge çıktı. Belediyelere, dağıtım hakkını alan şirket %10
oranında pay verecek ve belediyeler isterler ise %10 oranında ortak
olacaktır. Belediyemiz Çorum gaz dağıtımıyla ilgilenen firmalara bilgi
vermektedir. Bu konuyu yak inen takip etmekteyiz. Çorumlu girişimlerin
hem doğal gaz dağıtımında, hem de çevrim santralinin kuruluşunda aktif
rol almalı ve büyük paya sahip olmalıdır.
- IV- 2002 YILI:
- 2002 yılının ülkemiz
şehrimiz ve dünya için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. 2002
yılıyla ilgili görüş ve beklentilerimizi aşağıdaki başlıklar altında
özetle aktarmaya çalışacağım.
- A-2002 Yılında Dünya:
- Dünya ekonomisinin belli
ölçüde toparlanacağı ve belli oranda büyümenin sağlanacağını tahmin
etmekteyiz. Özellikle Euro bölgesinde ekonomik ilişkilerinin gelişmesi
ve toplam talebin artışı Türkiye ekonomisini olumlu yönde
etkileyecektir.
- Afganistan operasyonun
başka ülkelere sıçramamasını diliyoruz. Şayet Irak ve başka ülkelere
yönelik benzer saldırılar olursa dünya dengeleri önemli ölçüde bozulur
ve bu dünya ekonomisini olumsuz yönde etkiler.
-
Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginliğin barış yoluyla giderilmesi
Güney Asya ve dünya barışı için oldukça önemlidir. Bu iki ülke
arasında meydana gelecek sıcak bir çatışma dünya barışını olumsuz
yönde etkileyecektir.
- B-2002 Yılında Türkiye:
- 2002 yılının Türkiye için
nasıl geçeceğini tahmin etmek oldukça güç. Çünkü ülkemizde beklenmedik
gelişmeler meydana gelmektedir. 2001 yılında yaşanan bunalım
etkilerini 2002 yılının ilk yarısında da devam edeceğini tahmin
edebiliriz. Şayet 2002 yılında erken seçime gidilmez ise mevcut
iktidar karşılaşılan sorunlara kalıcı çözüm üreteceğini beklemek fazla
iyimserlik olabilir.
- Şayet 2002 yılında
üreticiler desteklenir, yatırım ve üretimde bir artış olur ise ülkede
bir rahatlama olabilir.
- Ülkemizde başta Mahalli
İdareler Yasa tasarısı TBMM'de kabul edilir, demokratikleşme sürecini
hızlandıracak yasal düzenlemeler yapılır ise ülkede rahatlama olabilir
ve AB'ye ortaklık yolunda önemli mesafeler alınabilir. Bütün
olumsuzlukların geride kalmasını ve 2002 yılının daha verimli
geçmesini diliyoruz.
- C-2002 Yılında Çorum ve
Belediyemiz:
- 2002 yılının Çorum için
hayırlara vesile olmasını diliyoruz. 2002 yılında çevre yolunun
bitirileceğini ve Çorum-Sungurlu yolunun önemli ölçüde tamamlanacağını
tahmin etmekteyiz.
- Belediye olarak 2002
yılının belediyemiz için toparlanma ve atılım yılı olacaktır.
Asfaltlama çalışmalarımız devam edilecektir. Karo ve bordür
çalışmaları sürecektir.
- Hıdırlık meydanı imar
uygulaması yapılacaktır. Başlamış olan imar uygulamaları
bitirilecektir. Güzelyurt ve Askeri Kışla 'nın güneydeki alanda imar
planı yapılacaktır.
- Şehrimizin muhtelif
semtlerinde park bahçe yapımı çalışmaları sürdürülecektir.
- İkinci Uydu mülkiyet
sorunun çözümlenmesi sağlanacaktır. Bu projenin gerçekleşmesi için bir
kooperatif kurulacaktır.
- 22. Uluslar arası Hitit
Fuar ve Festivali yine en görkemli şekilde kutlanacak ve Eylül 2002'de
yapılacak 5.Uluslar arası Hititoloji kongresi şehrimizde yapılacak ve
Belediyemiz bu Kongrenin başarılı geçmesi için desteğimiz devam
edecektir.
- Yunus Emre Otoparkı ve İş
Merkezinin İkinci etabının inşaatına başlanacaktır.
- Turgut Özal İş Merkezi
tamamlanacak. Belediye Meclisimiz Çorum'a yaraşır bir Meclis salonuna
kavuşacaktır. Belediye Evinin inşaatı başlatılacak ve Belediye Hizmet
Binasının Projesi tamamlanacaktır.
- Belediyemizin öncülüğünde
ağaçlandırma çalışmalarına devam edecektir. Gönüllü kuruluşlar,
okullarımız ve kamu kurumlarıyla yoğun işbirliği yapılacak ve
ağaçlandırma kampanyasının daha geniş alanları kapsamasına
çalışılacaktır.
- Bağ imar planı
çalışmalarımız, içme ve sulama suyu verme gayretlerimiz devam
edecektir. Bağ sahipleriyle işbirliği yapılarak alt yapı ve asfalt
çalışmaları sürecektir.
- SONUÇ
- 2001 yılı ülkemiz ve
şehrimiz için olumsuzluklar ile geçti. 2002 yılının daha verimli
olması için gereken hazırlığı yapıyoruz. Bu yılın toparlanma ve atılım
yılı olması için gereken gayretleri sarf edeceğiz. Çorum Türkiye'nin
bir parçasıdır. Ülkemizde hem olumlu, hem de olumsuz gelişmeler
şehrimizi ve belediyemizi etkilemektedir. 2002 yılının olumlu ve
verimli geçmesini diliyor, hemşehrilerimi selam ve saygılarımı arz
ediyorum. Daha güzel ve gelişmiş örnek şehir Çorum için el ele...
-
-
- NOT:
- *Bu Metin E-mail Ardesimize gelmiş
olup;aynen harf düzeltmeleri yapılarak yayınlanmıştır.
- **Bu konuşma 3 Ocak 2002 Perşembe
günü Çorum Anitta Otel 'de saat 10.30'da 2001 yılını değerlendirmek
amacıyla düzenlenen basın toplantısında yapılmıştır.
- ***Bu yazı Çorumlu 2000 Aylık Kültür
Sanat Ve Edebiyat tarihinde
yayımlanmıştır.
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN
ALMADAN KULLANMAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız |
BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için
tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
|
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|