Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Ahmet CANBABA KIPIRDAMADI
Erhan TIĞLI GERÇEK SEVGİ
Erman YILDIRIM ŞİİR OKUĞUM ZAMAN
Hıfzı ÖZBEKMEZ ÇARESİZİM BEN
Mahmut Selim GÜRSEL GELDE GÖRME
Muhsin AKTAŞ ELBET BİR GÜN KAVUŞURUZ
Necati ÇAVDAR GÜNEŞİ GETİRİRİM
Paşa ÇETEN AŞKIN DAĞARCIĞINDA
Yaşar KILIÇ NE DİYEYİM

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
KIPIRDAMADI
Çocuk ufaktı bir gün
Kuzu aldılar eve
Besleyip büyüttüler
Kuzuyu seve seve
Sanki kuzu çocuğun
Canı ciğeri gözü
Babası çocuğuna
Vermişti kesmem sözü
Kurban bayramı sabah
Kesildi canım kuzu
Ruhu candan ayırdı.
Sevap işledik diye
Kendisini kayırdı
Çocuksa kesik başı
Okşarken çıkık dili
Döktü gözünden yaşı
Eli kıpırdamadı
Babası uzatırken
Çocuğuna mendili
Kesmek öyle kutsaldı
Kılı kıpırdamadı
Çocuk hala hayvanı
Öperek kokluyordu
Canı gelecek sanıp
Dilini yokluyordu
Sevdi okşadı ama
Dili kıpırdamadı
Donup kalırken öyle
Döktü gözünden yaşı
Eli kıpırdamadı
Kuzu çoktan ölmüştü
Dili kıpırdamadı
Yandı orman yandı gök
Sen yangına benzin dök
Çok büyük bir başarı
Yanıyor börtül böcek
Dumanlar öbek öbek
Yasa bürünmüş dağın
Doruğunda bulutlar
Hava durgun gün sıcak
Al bulutlu şafağın
Alı kıpırdamadı
Köz de yaban güllerin
Gülü kıpırdamadı
Yağmur gelir sel akar
Yamaçta toprak yok ki
Dağ taş sinmiş is kokar
Çalıda yaprak yok ki
Dağda yanmış ağacın
Dalı kıpırdamadı
Esse de rüzgar sessiz
Çalı kıpırdamadı
Hava sanki nefessiz
Yarınlara küs kalıp
Yağmur yağsa da yıllar
Ölü toprağın üstü
Kel kalmaktan bunalıp
Ne toprağa can geldi
Ne suçluya merhamet
Kalan leşti binlerce
Ölü kıpırdamadı
Yakan binlerce cani
Yakan binlerce deli
Nasıl varır ormanı
Yakmaya insan eli
Ses verdi dağlar taşlar
Deli kıpırdamadı
Hayat sundu tabiat
Ölü kıpırdamadı.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erhan TIĞLI
Erhan TIĞLI Hayat Hikayesi
GERÇEK SEVGİ
Bencilliğin fildişi kulesinden in
Kimseyi hor görmesin inandığın din
Çiçek açtırsın gönüllerde özverin
Doğruya iyiye güzele
Yönelmek olsun hedefin
İşte o zaman gerçektir sevgin
Hoşgörüyü rehber edin
Erdem ayın olsun
Dostluk güneşin
İnsanlığı yaşatmak için
Koşsun atın doludizgin
İşte o zaman gerçektir sevgin
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
ŞİİR OKUĞUM ZAMAN
Bazen Pir Sultan olurum
Dağ taş demem yorulurum
Hızır Paşayla vuruşurum
Canımın içinde cananımı bulurum
Bazen de Karacaoğlan olurum
Elifimi arar sorarım
Sazımın teline vururum
Diyar diyar gezer dururum
Yunus olduğum zaman
Toroslara çıkardım
Yayla yayla gezip
Beyitler kurardım
Ne zaman Dadaloğlu olsam
Dağlara çıkardım hep
Dağlara çıkıp
Fermanlar yazdırırdım yeniden
Veysel olsam dünyayı görsem
Kara topraklara yeniden bürünsem
Oturup sazımla söyleşsem
Sonsuza dek türküler söylesem
Orhan veli olsam
Macera mı anlatsam
İstanbul’u yeniden düşlerimde kursam
Aziz Nesin olsam
Azizlik yapsam
Cahit Sıtkı olsam
Otuz beş yaşımı
Yeniden yaşasam
Bedri Rahmi olsam
Resim sergileri açsam

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
ÇARESİZİM BEN
Sensizlik canıma yetiyor artık
Her gün ağlıyorum çaresizim ben
Umudum tükenip bitiyor artık
Her gün ağlıyorum çaresizim ben
Korkuyorum bir gün çıldıracağım
Kadere feleğe saldıracağım
Belki de kendimi öldüreceğim
Her gün ağlıyorum çaresizim ben
Günler geçti gitti sen yoksun yine
Derdimin sayısı ulaştı bine
Kavuşmak imkansız ah bile bile
Her gün ağlıyorum çaresizim ben
Latifim dizimde derman kalmadı
Derdimi serecek harman kalmadı
Aşkın sarayında ferman kalmadı
Her gün ağlıyorum çaresizim ben
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
GEL DE GÖRME!
Haklı haksız alır verir
Kimse bilmez kime götürür
Haksızlık diz boyu olsa yürür
O hiç duymaz sanırsın de

Gel bak bu işi bu dünyada güzel
Hak denince durur esen yel
Bilmezler derlerse de bilir ezel
Hak değirmen de olmaz güzel de.

Gel gör de hatanı sende
Belki pekmez yersin bu alemde
Bala parmak tutan yalar derlerse de
Sen tuza razı ol gel de.

Görünen bu dünyada hoş
Olursun keyfinden sarhoş
Bilmez sin bunun sonu boş
Bu dünyada hakkı bil de.
15/05/2011 Çorum

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
ELBET BİR GÜN KAVUŞURUZ
Sahilin birinde ben diğer tarafında sen
Dalgalar haber verir eğilir dinlerim ben
Hüzün çöker içime aşkın namelerinden
Sensizlik yağar gökten içinde kaybolurum
Buğulanmış gözlerle denizlere dalarım
Çekil yarla aradan kor ateşle dolarım
Al götür sevdiğime saçlarımı yolarım
Sensizlik ağar gökten aklarda kaybolurum
Sahilleri beklerim senli hayal kurarak
Kumsallarda yürürüm yakamozlar vurarak
Mercanlarla ağlarım gözlerini sorarak
Sensizlik doğar gökten günlerde kaybolurum
Mizabi biter hasret denizler de sıvışır
Bakarsın başucundan karabatak savuşur
Gerçek seven âşıklar elbet bir gün kavuşur
Sensizlik ağır gökten sislerde kaybolurum
12.03.2005- Değişiklik 06.09.2008

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Necati ÇAVDAR
Necati ÇAVDAR Hayat Hikayesi
GÜNEŞİ GETİRİRİM
Beynin patlarken sıcaktan,
Vücudun erim erim erirken,
Uçarken buharın yağ misali,
Dudakların; suya hasret,
Ağustos’ta toprak gibi;
Park park bölündüğünde...
Söndürür yüreğimde Güneş’i;
Buz yapar,
Sana, can katan rahmeti getiririm.
Günahların artınca birden,
Kararınca kalpler kirden,
Güneş ile yakar, arıtırım kirden.
Yolunu şaşırdığında;
Zifiri karanlıkta kaldığında,
Boş verince zamana, kendine
Halledemediğinde girift sorunları,
İçinden çıkamadığında meselelerin,
Dumandan görünmeyince alem
Aydınlatmak için yolunu,
Güneşi getiririm.
Düşünce bedbinliğe;
Hafakanlar basıp
Sıkıntıdan patladığında,
Ümitleri tüketip,
Kenarına geldiğinde uçurumun,
Yüzümü sana, kalbimi
Çeviririm ona,
Aydınlatmak için ay gibi seni,
Ödünç alırım ışığı,
Güneşi getiririm...
Kışın;
Buz kesip donduğunda,
Bulutlardan süzer, yıldızlardan toplarım,
Kar kristallerinden biriktiririm,
Yüreğimde ısıtır,
Sımsıcak güneşi getiririm.
Kızgın harları yüreğimde soğutup,
Seni yakmasın diye,
Kendimi tutar eritirim,
Sana; hep ilk yaz güneşini getiririm
Temmuz l997 ANKARA
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Paşa ÇETEN
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
AŞKIN DAĞARCIĞINDA
Denize dalan yüzünü göstermeyen şanıymış
Bu gün hüzün diliyle konuşan sen misin
Kor gibi hırsınla balıkları yakarsın
Gözyaşımı acıyla kavurup evimi süslersin
Ateş gibi gelip canımı elleyen yar mısın
Sevginin gözbebeği olan huyla konuşsun
Çiçeklerin rengi güneşi söndürmeden
Sevgiye giden yolu aklımdan yapsan
Güle gül olan hislerimle gelirsin bana
Ay ve güneşin ruhundan giyinirsin
Hasret nazıyla başıma taç olursun sen
Bu mevsimde açan sevda gibi
Yeri göğü bir sudan toplayansın
Yeryüzünün sevgisi nebiyle süslenir
Hakka tapan nurun gelişi sende var
Göğün burçlarından inmeyen bayrak sensin
Her sözün cennete açılan kapı
Ölümün ölümsüzlüğü giydiği yerdeyim
Azaldıkça çoğalır sayılar
Öldükçe dirilen canlar bilirim
Gamdan beslenen baharda
Selamsız geçen gün haram bana
Yokluğum varlığa yürüyen sevgili
Aşkın darağacında canım gözlerini çeker
Aşkın darağacında gözlerin canımı çeker
Aşkın darağacında canımı gözleri çeker
Aşkın darağacında gözlerini canın çeker
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi
NE DİYEYİM
Ne diyeyim şu feleğin işine,
Mağripten, maşrıka savurdu beni.
Hiç bakmadı gözlerimin yaşına,
Avucuna alıp,çevirdi beni.
 
Gönlüm yüksek ama taştan ağırdı
Hasret geldi yaprağımı savurdu,
Ayrılık basıp dallarımı ayırdı,
Esti sam yelleri devirdi beni.

Kader esir diye sattı feleğe,
Bir dilberi salmış idim dileğe,
Kılavuzluk yaptım kara çileye,
Kendir ipi gibi eğirdi beni.
 
Hatablı YAŞARİ bağırma yeter
Ben sustum,sevdiğim nerede öter,
Kader bezirgan dır, isterse satar,
Aldatıp tuzağa çağırdı beni.
12.02.1977
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Eylül 2011 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 115