|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
DERİM Bir gün ondan vazgeç derlerse Aşk benim hakkımdır derim. Bıkmadın mı bu sevdadan derlerse, Onu ben bilmem, seven kalbim bilir derim. Bir gün ondan ayrıl derlerse, Onu benden ayıracak ölümdür derim. Fakat bir başkasını seviyor derlerse, Severse sevsin, yazıklar olsun derim. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ayşe ÇOBAN | |
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi | |
YALNIZ HAL Mum ışığında bir kız; Eline alır roman, Okudukça dinlenir, Yorgun olduğu zaman. Kitaplarla dost olur, Onlarda huzur bulur, Gece uykusuz kalır, Usanıp;demez aman. Sevgiye döner bu hal, Onunladır ilmihal, Yanar köz olur Nihal, Kül sönmüş çıkmaz duman. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erman YILDIRIM | |
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi | |
ACININ RENGİ Acının renklerini Çiziyorum işte sana Yüreğim suskun Beynim biçare Düşlerini görüyorum Tankların, bombaların, mayınların arasında Bir çocuk sesiyle uyanıyorum sonra Korkuyorum... Aslında hiçbir şeyden korkmam bilirsin... Ölüme yüz dönerim gerektiğinde Korkum beni uyandıran çocuğun geleceğinde Acının renklerini Çiziyorum işte sana Allısıyla moruyla Biraz benden bir şeyler katıyorum Direniyorum Ara sıra çöpten ekmek toplayan insanları Zengin memleket gecelerini sıkıştırıyorum araya Bu kirden pastan görünemeyişim Bu burnunu sızlatan koku Bu memleketin kokusudur... Acının renklerini Çiziyorum işte sana Yoksulluğum bir alın yazısı değil Yoksulluğumuz bir tarih yazısıdır Başkaldırmamanın utancını yaşıyor yüreğim Sevgisiz, kültürsüz, yarınsız kalmanın Acısının resmidir bu... |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Halil KAYMAK | |
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi | |
İÇME ARDAN OLURSUN Gördüğün karıya kıza laf atma! Sonra namus, şeref, ardan olursun. Neyine yetmez evindeki kel Fatma; Sağlamı ararken körden olursun! Eline geçerse beş kuruş para İşin gücün artık meyhane ara, Bak dün zengin idin bu gün fukara, Kim bilir ki daha neden olursun! Gittin meyhaneye kafayı çektin Dışarı çıkınca narayı attın, Tükettin parayı malını sattın, En sonunda evdeki çuldan olursun. Uymayasın nedenlerin sözüne, Hele düşte kim bakıyor yüzüne, Hasret kalırsın elin kızına, Gonca iken solmuş gülden olursun. Vallahi sözümde yalanım yoktur, Böyle insanlar elbette çoktur. Ne söylesen KAYMAK sözlerin haktır, Anlamazsan tatlı dilden olursun. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Haydar KILIÇ | |
Haydar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
KADINLAR Beşik sallar yavrusunu uyutur Çocuğuna önem verendir kadın Nice türlü çilelerle büyütür Bir deste gül gibi derendir kadın. Çalışır çabalar tükenmez işi Hazırlar sofraya ekmeği aşı Ananın bulunmaz dünyada eşi Bütün gerçekleri görendir kadın Çapa tarlasında kazma sallayan Vatanını, Milletini kollayan Odur grup grup asker yollayan Umduğu amaca varandır kadın Tahta üzerinde yufka açarak Elinde orakla ekin biçerek Testisinden ılık suyu içerek Çalışıp kendini yorandır kadın Ay ışığıdır doğup ışıyan Cepede askere erzak taşıyan Ayak yalın hakkı için üşüyen Düşmanın gücünü kırandır kadın On beş sene asker yolu bekleyen Geceleri gündüzlere ekleyen Evladını çiçek gibi koklayan Halini hatırını sorandır kadın. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Kerim MARDIRALIOĞLU | |
Kerim MANDIRALIOĞLU Hayat Hikayesi | |
FERHAT ACI ÇEKİYOR Dört duvar arasında bir ömür Ve hayata açılan bir pencere Duvarların dili yok Saatteki tik taklar anlamsız Baş gövde üzerinde bir yük Gönülse isteklerde insafsız. Bütün yollar kapalı Güneşse başka alem üzerinde Bülbül güle sevdalı Gülse bulunmaz ki hiç yerinde. Baş konulan yastık taş kesiliyor Yatak dinlenememekten şikayetçi. Ayakkabı görmemiş hiç ayaklar Gözler dışarda, bekliyor davetçi. Yemeklerin hiç tadı yok Su boğazda düğümleniyor Ömrün baharında bir çiçek Toprağa düşen yaprağa imreniyor. Sonra sen çıkıyorsun ortaya Can ışıldayan gözlerin çıkıyor Duvarlar dile geliyor, susmamacasına Saatten sevda türküleri yayılıyor her an Baş gövdeyle barışmış Bülbül güle nameler söylüyor. Güneş, benim dünyama doğuyor Yollar ise bahar havasında. Yastık senin kokunu yayıyor Yatak yüreğin kadar sıcak. Meğer her yiyecek aslında bir balmış Bala tadını veren, yine onu tadanmış. Beyaz ellerin beni bulutlarda gezdiriyor Gülen yüzlerin her yana çiçekler serdiriyor Zihnimdeki sen, artık tutsak oldu bana Gözler bir şey görmüyor, baksa da her yana. Kavuşmadığı için bu sevda büyüdükçe büyüyor Dağları delen Ferhat bakıp pişmanlıktan eriyor. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
GEREK Bilgi o bilgiyi bilmekle öğrenilmez. Bilgiyi tatbik ederek geliştirmek gerek. Okumayla adam olunur sanma; olunmaz, Okumadan önce kendini bilmek gerek. Sevmekle aşk hiç bir zaman başlamaz, Sevdiğini çok iyi tanımak gerek, Tanıdığını sandığın her şeye kanma Her duyduğunu araştırman gerek. Bilmekle bilmemek aynı kefede değil, Onları tam ve doğru ayırabilenler gerek Takdir Allah'tan diyerek beklemekle olmaz O takdir edileni senin araman gerek, Balık verme insanlara inan o geçicidir İnsanlara balık tutmayı öğretmen gerek, Sen sen olmadıkça inan seni kimse tanımaz. 30 Nisan 2005 saat 13.25 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Paşa ÇETEN | |
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi | |
KAYBEDEREK KAZANIYORUM ZAMANI Seni benim üstüme yollayan kim Koptuğu yerden kopsun her şey Zaten ben geçmişim geleceğimden Yaprakla beslenir yağmurla konuşursun Köklerin derindeyken geceler tüner dallarına Rüyaları gören gözlerin gözleriydim Bugün yarını görmezse, yarın beni nasıl tanır Hep bu şarkı söylenir gökyüzünde açan çiçeklere Aşkla konuşur nazla coşarsın Aklımın kuytu yerinde bir ceylan gibi gezersin Göz görmemiş ormanlarda Geceden sabaha dek sevinir Zirvede dokunan içli kaderiyle Uzun nameleriyle sevdalanır o ses gökyüzünde Macera ışıkları gibi serpilen Kaybederek kazanırız zamanı Kimse bilmez bunun sırrını Ömür sona erince başka alemden seslenir Güneşe ev yapar yağmurla gelirim Günahları infaz eden emirdeyim |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza HARDAL | |
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi | |
DEVRİ ÂLEM AZDI İNSAN BOZULDU Devri âlem azdı insan bozuldu Takdir ilahiden böyle yazıldı Bir aileye beş mezar kazıldı Bu bayramda böyle geçti karalı. Daraldı da koca dünya daraldı Ceviz kabuğunun içine girildi Sandım İstanbul’um işgal edildi Bu bayramda böyle geçti karalı Her yıl böyle toplu olay oluyor Trafik terörist canlar alıyor Her ölene bir bahane oluyor Ramazan’da böyle geçti karalı. Kimi sevinçlidir, kimi yastadır Aşağıdan gelen kanlı postadır Ağrı’da, Bitlis’te, Van’da, Muş’tadır Ramazan’da böyle geçti karalı. Yüzü geçti ölü, beş yüz yaralı Tabutlarda bir hizada sıralı İki bin üç böyle geçti karalı Bu bayramda böyle geçti karalı. Yangınlar vurgunlar başını aldı Ormanlar arsa oldu, villalar kondu İki bin üç böyle geride kaldı İki bin dört böyle girdi karalı Vuran vurana, kıran kırana RIZA sus diyorlar hesap sorana Bakarsınız ortalıkta talana İki bin üç böyle geride kaldı |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza KANDEMİR | |
Rıza KANDEMİR Hayat Hikayesi | |
ÇORUM’UM Ne güzel ovası düze kurulmuş Hititler diyarı Çorum’um Hizmette yarışa karar verilmiş Tüm yurduma yayıldı ünü Çorum’um Nice toprak hamur gibi yoğruldu Kiremit döşendi, tuğla örüldü Birde şeker fabrikası kuruldu Şekerde de ünü vardır Çorum’un Seramikte Ece Banyo açıldı Kumaş gibi desen desen biçildi Namı gitti Avrupa’ya açıldı Seramikte ünü vardır Çorum’um Anitta’ya yazdırdık Uğur Barlığı Kim ister ki bu zamanda darlığı Guruba yazmışlar bunca varlığı Barlığın gurubu ünü Çorum’um Emin Görpe Kızıl Irmak dökümde Dişli olduk makinenin çarkında Cazgır, Altan Makinenin farkında Makinede ünü vardır Çorum’un Çorumlunun daha sözü bitmedi Hayat kâğıt, şırıngada yetmedi Leblebide kimse yerini tutmadı Leblebide ünü vardır Çorum’un Akça, Varış kerestede yarışta Ekmekçi bakıra damga vuruşta Alapala Güven yeme varışta Sanayide ünü vardır Çorum’un Sular gibi akıp akıbta durulsak El uzatıp yoksullara sarılsak Birlikte el ele dimdik yürüsek Birlikte ünü vardır Çorum’un Koçlar tarım ette ayrıca gurur Ahlatcısı var volsvegen yön verir Şamlı toyotada tanımaz sınır Çimento da ünü vardık Çorum’un Bütünce bunları gezdim gördüm. Dalgıcı birliği betonda buldum Yeşillik içinde tertemiz yurdum Temizlikte ünü vardır Çorum’un Bırak dünü yarınları bitirdik Bir gün derler KUL RIZA’YI yitirdik Gerçekleri böyle dile getirdik Aydınlık günlere yönü Çorum’un |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
İNSANLARI TANIMAK İSTİYORUM Ellerinle götür beni oralara Senli benli acılar Çığıldarken O ıssız sokaklarda Karanlık örtülmeden Duman sarmadan Gözlerimi İnsanları tanımak istiyorum. Unutulmuş bir kentin insanları Gömülmek üzere Karanlıklara Durma Uyandır yıldızları... Ellerinle götür beni oralara İnsanları tanımak istiyorum. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Yaşar KILIÇ | |
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
KARA GÜNLER
Ne kara günmüş benim bu başım Dünyaya gelmişim,soğukta kışın Yuvası olur mu vatansız kuşun Suç mu ettik kardeş fakir olduysak. Öllük bulamayıp,kerpiç ezmişler Bir parça bez için köyü gezmişler Aç soğuk,bazen hayattan bezmişler Suç mu ettik kardeş fakir olduysak. Soğukta karnı aç ekmek arama YAŞARİ kimseye yok merhem yarama Vatanım yok,ekim eksem tarlama Suç mu ettik kardeş fakir olduysak. 21.06.1976 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |