Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Kerim MANDIRALIOĞLU ÖĞRETMEN YÜREĞİ
Mahmut Selim GÜRSEL KARAMSAR ARKADAŞ
Metin DEMİRCİ KARAGÖZLÜM SIRMA SAÇLIM
Mustafa AKÖZ KÖYLÜ
Özgür BİÇER ACEMİ DÖRTLÜKLER
Rıza HARDAL BU İMİŞ
Rıza KANDEMİR GARİBAN
Şevket TOMBUŞ ABLAMA

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Kerim MARDIRALIOĞLU
Kerim MANDIRALIOĞLU Hayat Hikayesi
ÖĞRETMEN YÜREĞİ
Uzun yıllar boyunca, gözümüz gibi sakınarak
Kimi zaman bakışarak, kimi zaman konuşarak,
Büyütürüz bahçenin rengarenk çiçeklerini,
Bilginin sevginin ötesinde bazen de
Gözyaşları alır yağmurların yerini.
Kim demiş anlamaz bahçıvan çiçeklerin dilinden,
Yaralar, solan her çiçek onu ta derinden.
Delik ayakkabınızdan giren su
Dondurmadı mı sanıyorsunuz bizi?
Parçalayıp uzattığınız simit
Akıtmadı mı göz yaşlarımızı,
Uyku mu tuttu gözlerimizi,
Kırdığımız günler sizi,
Ve aramadı mı sanıyorsunuz
Sıralar boşken bu gözler hepinizi
Yavrusunu arayan anneler gibi.
Ta kalbinizi hedef alan okları
Hep bizler karşılarız göğsümüzle.
Ve sizi saran cehalet buzlarını
Yine bizler eritiriz yüreğimizle
Bu ziller yokluğumuzda da çalacak,
Bahçenin yeni bahçıvanları, yeni gülleri olacak,
Belki dolaşırken bastonumuzla bahçe kenarında
Kimsecikler tanımayacak tatlı anılar dışında.
Hele bir de görürsek sizi,
Bir uğraşta bir mevki başında
Saçarken vatana umut ışıkları,
Ve bilirsek kapanmayacağını defter-i amelimizin
İnanın atarız bütün gamı, amansız kederleri.
Yorulan gözlerimize ışık gelir o an
Düzelir kamburlaşan sırtımız bizim.
Göğsümüzü gere gere haykırırız herkese:
Biz yetiştirdik, işte bu öğrenci bizim.
Şayet bir de görürsek sizi,
Ağlarken bir sokak kenarında.
Veya çalarken bir yetimin hakkını
Ya da sızlatırken şehidimin kemiklerini
İşte o zaman kar yağar saçlarımıza
Güneş bile derman olmaz karanlığımıza.
Tanımamış görünürüz , çekiliriz yalnızlığımıza
Olmasa da çok paramız, kalmasak da lüks evlerde
Bizim servetimiz saklıdır binlerce gönüllerde.
Kurumayan bir pınar gibi, besleriz geleceğimizi
Bir annelerde bulunur bu yürek, bir de öğretmenlerde.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
KARAMSAR ARKADAŞ
Ben dert keder dağıtamam arkadaş!
Şenim neşeli ve güler yüzlüyüm.
Ben somurtamam, ağlamam arkadaş!
Sevinçliyim, şakrağım ve gülecim.
 
Ben severim. Sevilirim arkadaş!
Sevileme mez lik nedir hiç bilmem.
Ben nazlanmak, bilmem arkadaş!
Senin gibi çıtkırıldım değilim.
 
Sen, sen nesin; kimsin? Bilsen arkadaş!
Ben senin gibi bilinmez değilim.
Ben buyum, böyleyim işte arkadaş!
Böyle yaratana ben asi değilim.
12/12/1972 ANKARA
 
 
 
 
 
 
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Metin DEMİRCİ
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi 
KARAGÖZLÜM SIRMA SAÇLIM
Ad koydum sevgili oldu
Karagözlüm, sırma saçlı, kekliğim, beklemeğim oldu
Ad koydun Ahmet oldu, Mahmut oldu.
Hava oldu
Su oldu
Toprak oldu.
Ad koydum tahtım oldu, bahtım oldu
Adam oldu
Adem oldu
Ad koydum kendime, ad oldu derdime
Toprak oldu
Su oldu
Hava oldu aksine

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
KÖYLÜ
Köylüye hor bakma sakın ha beyim
Sakın hor görme çarpılırsı haa.
Köylü temiz, saf bunu kulağınıza koyun
Köylüye pis dersen çapılırsın haa.
 
Beklide eben, deden ceddin köyden gelme,
Köyden gelir erik, kiraz, armut, elma
Sıkıyorsa hiçbir şeyi isteyip alma
Onlar yetiştirmezse aç kalırsın haa.
 
Atam demiş ki “Köylü Milletin efendisi”
Her şeyi eker biçer, yetiştirir kendisi
İnkâr edersen nankörlüktür seninki si
Köylü olmazsa sen hiç olursun haa.

Köylü pancar eker sen şeker yersin
O buğday eker sen kraker yersin,
O koyun besler sen yün manto giyersin
Bunlar olmazsa sen çok genç ölürsün haa.
 
Köylü inek besler sen süt içersin
O tavuk besler sen yumurta yersin
O ağaç diker sense odun yakarsın
Bunlar olmazsa sen çon olursun haa.
 
Elleri nasırlı, topukları yarıksa
Ayağındaki potin değil çarıksa,
Boynunda kravat yok başı sarıksa
Küçük görüp basma tuş olursun haa.
 
Saymakla bitiremezsin ki marifeti
Seni görünce esirgemez hürmetini
Eğer bilmezsen köylünün kıymetini,
Kişiliğin çekilmez bir güç olursun haa.
 
Köylüyü hor görenlere benim sözüm,
Ben de kötü dersem kızarır iki yüzüm,
Fazla ileri gitme MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Doğruyu dokuz köyden kovmuşlar haa.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Özgür BİÇER
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi
ACEMİ DÖRTLÜKLER
Hayallerim kusuyordu,
İri camlı gözlüğümün,
Gösterişsiz çerçevesine yenilmişliği
Gecenin esmer tenli yüzü,
Çoktan dökülmüştü,
Sözlerime günaşırı.
 
Onarılmaz yaraların dibine, çalı çırpı koyuyor,
Kibritle okşuyordu yanan ateşi zaman.
 
Unut,
Unut,
Unut, der gibiydi,
Geride kalanları,
Acıların muhafızlığını üstlenmiş acemi dörtlükler.
09.09.1997 SAMSUN

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza HARDAL
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi
BU İMİŞ
Bu dünyada ne yaparsan yap gardaş,
Dünya yalan oyalanmak boş imiş.
Derlerdi ki yakın, dost, arkadaş.
Ona da güvenme sonu boş imiş.
 
Dünyadaki mallarına güvenme
Seninle beraber gitmez boş imiş
Sade seninle dokuz metre bez
Geri kalan mal ve mülkün boş imiş.
 
Fakiri de bir zengini de bir orada
Bir metre çukur buldun derde
Ne altın, ne akçe, para da
Darphaneler senin olsa boş imiş.

Malın olsa sağlık olmaz ne fayda,
Yaşlılara bakan olmaz Dünyada
Para el kiridir, geçer rüyada
Dünya kadar malın olsa boş imiş.
 
Boş yere konuşup çeneni yorma
Har dalın yaprağı olur mu sarma?
Kendini sakin tut bağırma
Bağırıp, çağırma hepsi boş imiş.
 
Maziye karışır buradaki sözler
Oradaki dostlar yolunu gözler
İbadetler, sadakalar, niyazlar
Yapsan da, yapmazsan da boş imiş.
 
Yıkma şu gönlünü yapan bulunmaz
Taşar akar sel çatı çatılmaz
Kuru yerde nasır olur yatılmaz
Konfor da, koltuk ta yatmak boş imiş.
 
Burada sözlerin sonuna geldik
Kimini kaybettik, kimini bulduk.
En sonunda RIZA bu candan olduk
Cana can versen de hepsi boş imiş.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza KANDEMİR
Rıza KANDEMİR Hayat Hikayesi
GARİBAN
Kader beni buralara düşürdü.
Ben mahkumum suçlu değil gardiyan!
Hakim kalem kırdı beni şaşırdı,
Ağır ceza alır mıyım gardiyan?
 
Kimlik gitti onurumla yaşarım,
Yurt, yuva dağıldı gari barışalım
Beyhude yatıyorum da buna şaşarım,
Hiç kapını çalar mıyım gardiyan?

Müdür vermiş gardiyana Demiri,
Dost edindik ranza denen demiri,
Mapushane benden çaldın ömürü,
Çıksam geri gelir miyim gardiyan?
 
Akşam oldu yoklamayı çektiler
Umutlarla nice tohum ektiler
Emir geldi prangayı söktüler
Yoksa burada ölür müyüm gardiyan?
 
Eşim, dostum, ziyaretçim gelmedi
Param bitti harçlığımda kalmadı,
Görpe kuzularım ellere kaldı,
Guzum kayıp bulur muyum gardiyan?
 
Eşim gitmiş yavruları yitirdim.
KUL RIZAYI mapushane bitirdin,
Anam ölmüş mezarına oturdum
Gayrı huzur bulur muyum gardiyan?

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Şaket TOMBUŞ
Şevket TOMBUŞ Hayat Hikayesi
ABLAMA
Kalmış idik hatıra ikimiz bir anadan
İtiş, kakış büyüdük yıllar geçti aradan.
 
Nihayet sen evlendin gittin yeni yuvana,
Çocukların doğmuştu sen de olmuştu ana.
 
Yavrunu büyütürken bin bir itina ile,
Birisini kaybettin felekten yedin sille.
 
İkinci ve üçüncüsü aynı mival üzere,
Girdiler birer birer o menhus kara yere.

İşte seni çürütmüş, mahvetmişti bu keder,
Dedim ağlama abla; Dünyaya gelen gider!
 
Yavruların ateşi içimizde yanarken,
Kaybettik birden bire seni bir sabah erken.
 
Son verdin şu dünyanın derdine, mihnetine,
Yavruların uçurdu seni hak Cennetine.
 
Kavuştun mu Cennette o sevgili anaya?
Uçuyor mu ruhumuz meleklerle yan yana?
 
Dünyaları arasam bulamam bir eşini,
Bur daha öksüz koydun şu garip kardeşini.
 
İçimden çıkmayacak ömür boyu bu acı,
Genç yaşında kaybettim seni sevgili bacı.
 

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Mayıs 2006SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 051