Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Ahmet ÇETİN KOSAVALI SOYDAŞLARIMIZA
Halil KAYMAK SERZENİŞ
Hasan Latif SARIYÜCE ŞİİR
Hüseyin TAŞKAYA YAZMAK
Mahmut Selim GÜRSEL 90X90
Mehmet Ferit KADAYIFÇI ADINI SEN KOY !
Metin DEMİRCİ HER YANIM LEYLA
Mustafa AKÖZ ÇOBAN
Paşa ÇETEN GÜZE ALIŞMIŞ TOPRAKÇA
Yaşar KILIÇ GURBET MAHKUMU

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet ÇETİN
Ahmet ÇETİN (OZAN) Hayat Hikayesi
KOSAVALI SOYDAŞLARIMIZA
Önce Kıbrıs. Sonra Bosna. Şimdi Kosova.
Her taraf kan ,kan, kan.
İnsanlık duygularım galeyana geldi şu an.
İnşallah bir gün alınacak, alınacak bu intikam.
 

Sırp kafirleri bu zulmünü yapıyor,açıkça ve açıkça.
Ne yazık, ne yazık ki; TÜRK MİLLETİ sustukça.
Genç, çocuk, yaşlı, ihtiyar, kız, kızan,
Yollara düşmüşler yorgun,perişan. Her taraf kan,revan.
 

Diyordu ki: Oğlum üşürüm! Yorgunum, hastayı şu an!
Sırp kafiri bu zulmü yapıyor açıkça.
Ne yazık, ne yazık ki; TÜRK MİLLETİ sustukça.
Ezanlar susturuldu. Minareler yıkıldı.
 

Savunmasız insanlara mermiler yağdırıldı.
İşkenceler,tecavüzler,zulümler kol gezdi.
Şehit olan soydaşımın fazlasıyla böğrünü kesti.
Sağ elini cep diye oraya yerleştirdi.
 

Sırp kafiri bu zulmü yapıyor açıkça.
Ne yazık,ne yazık ki; TÜRK MİLLETİ sustukça.
OZAN AHMET, kan ağlıyor, kan ağlıyor şu an.
Bu katliam,bu zulüm dursun istiyor bir an.
 

Öz yurdunda zulme nasıl uğrar Müslüman ?
Osmanlının çocuğu şahlanacak bir gün inan.
Sırp kafiri bu zulmü yapıyor açıkça.
Ne yazık,ne yazık ki; TÜRK MİLLETİ sustukça.
22-03-1999

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Halil KAYMAK
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi
SERZENİŞ
Bir vefasız sevmiyorum
Geç diyorlar geçemiyorum.
Bekde güzel diyil ama,
Ondan başka seçemiyorum.
 
Göresim geldi yarimi,
Meydana koydum serimi,
Olur olmaz derdini,
Aç diyorlar açamıyorum.

Ele almış fırsatımı
Zehrediyor hayatımı
Ezrail çaldı kapımı,
Kaç diyorlar,kaçamıyorum.
 
İsterim derman derdime,
Konuşamam namert ile,
Konluşum yarin yurduna,
Göç diyorlar,göçemiyorum.
 
Seviyorum ben zatını,
Kim sevmez böyle hatunu,
Sundu ecel şerbetini,
İç diyorlar içemiyorum.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hasan Latif SARIYÜCE
Hasan Latif SARIYÜCE Hayat Hikayesi
ŞİİR
Karanlık gecede uçuşur kuşlar,
Süzülüp inerler siyah düşlerden.
Yüzüne isyandadır baykuşlar,
Azap oku gibi fırlarlar yerden.
Ezinç, acı, çile, pişmanlık, korku,
Durgun güller açan hüzün yağmuru,
Ruhta tortulaşan isyan çamuru,
Gökten damla damla süzülüşlerden.
Gecenin onulmaz sancısı şiir,
İnce altın bin imbikten çekilir,
Bunalım, çalkantı, karanlık, zifir,
Ve donmuş, yarım kalmış gülüşlerden.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hüseyin TAŞKAYA
Hüseyin TAŞKAYA Hayat Hikayesi
YAZMAK
Dünyada herkes bir şeyler yazıyor
Parası olan dünya alemi geziyor
Güçlüler,güçsüzleri eziyor
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Yazabilen herkes bildiğini yazmalı
Yazmak için her yerleri gezmeli
Birlik olup zalimleri ezmeli
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Yazarlar yazıyor hiç usanmadan
Gençler ölüyor gençliğine kanmadan
Olur mu hiç Şehitleri anmadan
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
İnsanoğlu yazıp yazıp okuyor
Çokları da bildiğini dokuyor
Haram,helal demeyip sokuluyor
Yaz kardeşim,bunu da yaz.

Elinden geldiğince doğruları yaz
Demesinler sana kaz oğlu kaz
Ne de olsa kışın sonu yaz
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Her şeyi yaz ama yalanı yazma
İnsan insandır kimseyi ezme
Durmadan yaz boşuna gezme
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Ne mutlu okuyana yazana
Allah nasip vermez aylak gezene
Aklı olan herkes helal kazana
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Yazının yerini hiçbir şey tutmaz
Doğruluk olursa kimse kimseyi utmaz
Kalem yazar insanlar unutmaz
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 
Yazıyorsan her olanı biteni yaz
Çok güzel çalıyor elindeki saz
Doğruları yazarsan dert başına az
Yaz kardeşim,bunu da yaz.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
90X90
Ne desem,
Ne de sorsam.
Kimi hoş,
Kimi boş,
Kimi sarhoş.
Ne desem boş.
Şeytan bile kaçmış,
Böyle görünce desem.
Erkek için çok hoş,
Kadınlar için nahoş,
Sarılmak istemez mi gören,
Sabredersen modern diyen,
Görmemezlik edersin desem,
Bakarsın gene ben ve sen.
Ne kadar kolay görüyor musun?
Açıl, saçıl; neden?
Bilmeden sana empoze eden?
Seni bu halde görmek isteyen.
Görünce bu halini kıs kıs gülen,
İnan senin karşı cinsin insan.
Seni görünce böyle,seni kışkırtan,
Modernlikle ölçü diye gösteren,
Kim?
Bir düşün!
Sonra kendine dön.
Sen ki Cennetle müjdelenensin,
Sen ki Muhammed Mustafa'ya ana,
Sen ki; Havva olarak gelen.
Ben bir şey demeden,
Senin etini,görünüşünü kullanan,
Seni erkeklere pazarlayan,
Bu hallerini göstererek reytinkler sağlayan,
KİM?
Elbette biliyorsun,
Kendi haline bakınca
Niçin utanmıyorsun ?
04 05 2004 13.20 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet Ferit KADAYIFCI
Mehmet Ferit KADAYIFCI Hayat Hikayesi
ADINI SEN KOY !
Seni seviyorum canım !
Ellerini tutmak,beraber olmak.
Her zaman seninle olmanın,
Gözlerine bakmanın tadını
İstiyorum seni devamlı
Lakin sen yoksun yanımda
İşte budur benim sevgim
Malum olmazsa da sana sevgilim.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Metin DEMİRCİ
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi 
HER YANIM LEYLA
Bu telaş filizi
Bende başka, yarda başka sürgündür.
Bu bıkmadığım tekrar.
Bu yaşama tutkusu.
Bende başka, sende başka döngüdür.
 
Varacağımız yerden başlar yolculuğumuz
Aşarız engelleri birer birer
Bir son,bir son daha,
Senden sonra, bir sonsuzlum daha

Ondandır gözlerinde kaybolduğum
Ondandır arayıp da bulamadığım
Ben arayım sen bulma yine
Sürsün gitsin isterim bu bir hoşluğum

Bunca sevmem, bunca nefretim
Bunca yere ağlayıp göğe tırmanışım
Ondandır,ikide bir sevdalanışım
Yaşamak ya da yaşamamak gibi
 
Gurbet varlığımın sırrı
Vuslat bende intihar
Mevsim mevsim ölmek bir ömür
Sürülmek yeni hayatlara doğru
 
Günde beş kez isyana kurur kalbim
Bir ekmek mi, bir dilek mi, daha iyidir vurulmak için
Hangi soru çözer bağlanan kollarımı
Sevmek mi, sevmemek mi?
Hangisi benim zindanım?

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
ÇOBAN
Sabah erkenden alır önünde davarını,
Başlar örtünmeye dertli kavalını,
Dağa taşa anlatır derdini,meranı,
Halini kimseye açamaz garip çoban.
 
Baş başa kalır koyunu,karabaşı ile,
Dertleşir dağların toprağı taşı ile,
Akşam evine gelir yağmurun, karın yaşı ile,
Rahat bir çorba bile içemez ki garip çoban.
 
En iyi elbisesi ya kepeneği yada abası,
Odur en iyi kaloriferi, ısıtıcısı,sobası,
Dağlardaki mağaradır çobanın evi,odası,
Rahat bir yatakta bile yatamaz ki garip çoban.

Onun tek düşündüğü davarı sürüsü,
Otlatır davarını ay ışığında gece yarısı,
Çorabı koyun yünüdür, çarığı keçi derisi,
Başka giyecek bilmez ki garip çoban.
 
Kara koyun su bile içmez duyunca kavalın sesini,
Bilmez çoban şehirlinin fan taziyeli süsünü,
Derelerden içer terkozsuz soğuk suyun hasını,
Şampanyaymış, viskiymiş bilmez ki garip çoban.
 
Kara bir taştır çobanın koltuklu sandalyesi,
Elini kulağına atınca birde yanık çıkar ki sesi,
Birde eli kınalı kıza düştüyse eğer hevesi,
Derdini kara kuzuya anlatır garip çoban.
 
Dertli kavaldır çobanın kağıdı,kalemi,
Kavalın sesi ile gönderir yavuklusuna,selamı,
Ne dedikodu bilir, ne de boş yalanı,
Sadece sürü ile muhatap olur garip çoban.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Paşa ÇETEN
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
GÜZE ALIŞMIŞ TOPRAKÇA
Deniz tadında her şey, düşüncemde yorgunluk
Bir itirafçı damlalar seyre değer
Alçaklarda mor, hain fosforlar
Beynimin çılgın zarlarını soymakta
Kasırga hem kendini,hem damlaları savuruyor
Hatıraların en ön safında Leyla
Sükunet giyinmiş, kıyamda durur gibi
Bir bahara, bir güze alışmış toprakça
Direnerek suya, ışığa, insana ve
Ömür denilen karanlık okyanusuna
Nedir lisan bilmek;yada kürek kullanmak
Sömürünün ertelediği üçüncü savaşın eşiğinde
Karnını terk ederken bir bir kardeşlerim
Kurbanlık kaç yumruk büyütüyorsun anne
Deniz tadında her şey,düşüncemde yorgunluk

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi
GURBET MAHKUMU
Gurbet mahkumuyum,yalnızlık suçum.
Şahidim ayrılık,gurbet yargıcım.
Savcı suç yok derde hasret davacım
Suçum belli değil,hal belli değil.
 
Gurbet çirkin,kıyafeti kılığı
Kırık sazla garip bir kat alığı
Hasrettendir kelepçemin çeliği
Vatan belli değil il belli değil

Akşam efkar ziyarete geliyor
Mazideki günler kapım çalıyor
Yalnızlık gariptir,hatır soruyor
Lisan belli değil,dil belli değil.
 
Dert söyletiyor da YAŞAR yazıyor
Yargıç kararıyla günüm uzuyor
Gözyaşımda incecikte sızıyor
Yağmur belli değil,sel belli değil.
07.07.1976
 
 

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Temmuz 2004 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 029