244 SAYI 25 HAZİRAN 2019

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

 
Mahmut Selim GÜRSEL BİTİYOR ZAMANIN ZAMANI
Selma GÜRSEL TAZE BAMYA
Ayşe ÇOBAN DAĞLAR
Halil KAYMAK YİNE GELDİ 23 NİSAN
Erman YILDIRIM YENİ GÜNÜN TÜRKÜSÜ
Erol DUYGUN DUA EDİN
Hıfzı ÖZBEKMEZ BANA YETER
Mehmet Ferik KADAYIFÇI ADINI SEN KOY
Mehmet KARADAĞ SORUMSUZ ZAMANA DÜŞTÜK
Muhsin AKTAŞ YAKARIŞ
Mustafa AKÖZ KÖYLÜ
Necati ÇAVDAR BELLİ Kİ SENİ GÖRDÜM

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
BİTİYOR ZAMANIN ZAMANI
            Yaşadığımız zaman içinde günlerin adeta güneşin kar yığınlarını erittiği gibi bittiğini görüyor ve yaşıyoruz. Elimizden gelen bir işlem bulunmuyor. Saatler saatleri adeta kovalıyor. Günler ise bir saat gibi geçiyor, haftalar sanki bir gün oldu, aylar ise bir haftadan daha çabuk geçiveriyor ya yıllar derseniz onlarda bir aylık zaman diliminden daha kısa zamanda eriyor.
            Uzun bir süredir yayımladığım, sanal olarak da sunduğum; Daha sonra sadece sanal olarak yayımladım Çorumlu dergisini son sayılarına ömrümüz vefa ederse erişeceğiz. 244’üncü sayı için yazdığım bu satırlar ile düşüncemi uygulayabilir isem 250’ci sayıda Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergimizi sonlandıracağım.
            https://gurselyayin.com Buradaki beraberliğimiz Allah C.C. Müsaadesi ve ömrümüzün sonuna, aklımızın yettiği güne kadar devam ettireceğim. Sitelerimin benden sonra ne olacağını bilmiyorum. Ben kendi emeğim ve aklımla gerekeni yapmaya çalıştım ve çalışıyorum. https://corumlu.com hemen hemen tamamlandı. Bilgilerimin ve çektiklerimin tamamını buraya aktardım.
            Yazan ve çizer arkadaşlarımın çalışmalarını da nerede ise tamamlamak durumundayım. Çalışmalarını basılı kitap haline getiremedimse de sanal olarak https://gurselyayin.com/sanalkitap/index.htm bulunmakta ve okuyuculara sunulmakta.
            Çalışmalarımızın sizlere bilgilendirmek ve bu çalışmalarımızı incelemenizi salık veririm.
            Sitelerimi ziyaret edenlere de teşekkür ederim!

SİTELERİMİN İSTATİSTİKLERİ

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Selma GÜRSEL
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi

BAMYA TAZE

 
MALZEMESİ
1 veya 2 kaşık tereyağı
Yarım kilo yaş bamya
250 gram kuş başı et
1 baş büyük kuru soğan
3 adet domates
bir miktar tuz
leblebi kadar limon tuzu
Yarım yemek kaşığı salça
Bir miktar pul kırmızı biber.
 
            Tere yağı;tencereye konularak soğan ve et haşlanmaya bırakılır,domateslerin kabukları soyularak doğranır tencereye konur,tencere kısık ateşte pişerken 1 litre kadar su aktarılır,tencere kaymaya bırakılır. Bamyaların başı kesilerek ikiye veya üçe bölünür. Bir kapta yıkanarak süzgece alınır. Tenceredeki su kaynayınca bamyalar tencereye konulur,limontuzu atılır,tuz ve biber ve salça ilave edilerek pişmeye bırakılır.
            Pişince sıcak servis yapılır.

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Ayşe ÇOBAN

DAĞLAR
İşte geldim gidiyorum
Ciğerim köz oldu dağlar.
Kavuşmuşken nazlı yare
Akşamın tez oldu dağlar.

Dağlar sizi adım,adım,
Dolaşıp sevgi aradım.
Daha almadan muradım
Baharım güz oldu dağlar.

Kovanda çırpınır arı,
Gençlik gitti ömür yarı,
Bekliyorken ilk baharı
Dallarım buz oldu dağlar.

Siyah saça beyazlar sim,
Ölmeyen odur ki;isim.
Anılarda kalan resim,
Gönlümde giz oldu dağlar.

SEVGİCAN’ım candan geçer,
Kişi ektiğini biçer,
Dünya handır konan göçer,
Yollarım toz oldu dağlar.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Halil KAYMAK

YİNE GELDİ 23 NİSAN
Yine geldi 23 Nisan
Selam olsun Atatürk’e atama
Heyecanlanıyor coşuyor insan
Selam olsun Atatürk’e atama

Bu bayram ki Egemenlik Bayrami
Dünya çocukları Atatürk’ün hayranı
Alkışlıyor Millet “Cihanda Sulh” diyeni
Selam olsun Atatürk’e Atama

Dünya çocukları ülkemize geliyor
Herkes kendi kültürünü sergiliyor
Her ırktan çocuklar ne güzel görünüyor
Selam olsun Atatürk’e atama

Kadına seçme seçilme hakkini verdi
Baş öğretmen olup ilim öğretti
Kılık kıyafeti giyindirdi düzeltti
Selam olsun Atatürk’e atama

İnsanca yasama laiklik dedi
Cahile yobaza fırsat vermedi
İnancı siyasete alet etmedi
Selam olsun Atatürk’e atama

Diktiği fidanlar meyvesini veriyor
Bütün dünya Türkiye’yi örnek görüyor
Böyle önder yüz yılda bir geliyor
Selam olsun Atatürk’e atama

Kurduğu cumhuriyet sapasağlam ayakta
Nice çarlıklar hasta düştü yatakta
Krallıklar diktatörler yıkıldılar batakta
Selam olsun Atatürk’e atama
Amsterdam / 13.04.2003

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi

YENİ GÜNÜN TÜRKÜSÜ
Gün battı
Şimdi örtüyor elleriyle
Yüzünü toprak
Işıklı ve parlak
Güzel günler doğuracak

Yıldızların kaybolduğu
Bir vakittir
Ne sabahtır ne gecedir
İşte o an esrarengiz
Bir bilmecedir

Gülümsedi kalktı toprak
Bugün yine ne umutlar yaşayacak
Yaşatacak...

Yavaş yavaş gün doğuyor
Sessizlikten çığlık atan sokakları
İşçiler fabrika kızları simitçiler
Dolduruyor!..
Bugün eve ekmek gidecek
Tabladaki simitlerin hepsi bitecek
Ne yaparsın; Hasan
Hüseyin
Ali
Veli
Böyle yazmış yazımızı ulu tanrı
Yazacak başka bir şey yok gibi
 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erol DUYGUN
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi

DUA EDİN
Bu gecelik yatıyorum,
Dost bağında ötüyorum,
İşte geldim gidiyorum,
Dua edin arkamızdan.

Hizmetiniz kabul ola,
Diledikleriniz gele,
Muhtaç düşmeyiniz ele,
Dua edin arkamızdan.

Yedik,içtik doya doya,
Gitmesin emekler zaya,
Bekliyorum Osmancığa,
Dua edin arkamızdan.

Dost Pazara olsun her gün,
Felek kırmaz ise çarkım,
Yine gelir belki DUYGUN,
Dua edin arkamızdan.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
BANA YETER
Gönlümde hasretin dumanı tüter
Gönderdim selamı al bana yeter
Sensiz buralarda baykuşlar öter
Sağlık haberini sal bana yeter
Kollarım uzatıp saramayınca
Dağları aşıp da varamayınca
Halin sual edip soramayınca
Rüyamda misafir kal bana yeter
 
Gönül vuslat için her gün heveste
Bülbül gibi esir kaldı kafeste
Gülü de istemem ben deste deste
Kurumuş kırılmış dal bana yeter
Varsın latifi’ ye deli desinler
Sazı sustu kırık teli desinler
Durmaz ağlar dinmez seli desinler
Çektiğim perişan hal bana yeter
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet Ferit KADAYIFCI
Mehmet Ferit KADAYIFCI Hayat Hikayesi
ADINI SEN KOY
Seni öyle çok seviyorum ki
Seni sana anlata bilsen
Seni çok sevecek olan
Seni sevdiğini söyleyemeyen korkat
Sen ulaşamayacağım kadar uzak
Sen yıldızım olacak
Sen devamlı yanımda kalacak
Sen her zaman benimle olacak
Senin ellerini tutmak
Senin gözlerine bakmak
Senin güzel kokunu almak
Senin bir parçan olmak
Seni öyle çok seviyorum ki
Seni kalbinde saklamak
Seni hiç bırakmamak
Seni ölesiye sevmek
Sen canımsın,sen güzelsin
Sen küçük sevgilimsin.

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet KARADAĞ
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi
SORUMSUZ ZAMANA DÜŞTÜK
Mevsimler şaşırdı, doğa bozuldu,
Nasıl sorumsuz ah zamana düştük
Ormanları yok etmekte koz oldu
Nasıl sorumsuz ah zamana düştük.

Suları çekildi göller, dereler
Uyarı yapıldı duymuyor babalar
Çöle dönüşüyor yeşil yöreler
Nasıl zamansız ah zamana düştük.

Küresel ısıdan denizler taşar
Topraksız ülkeler savaşa koşar
Böyle felakette insan mı yaşar
Nasıl zamansız ah zamana düştük.

Buzullar erirse çok yerler batar
Kefensiz, mezarsın insanlar yatar
Felaket üstüne felaket katar
Nasıl zamansız ah zamana düştük.

Tetbirler alalım zaman dolmadan
Kıyılar, limanlar talan olmadan
KARADAĞ’IM çağrı yapar durmadan
Nasıl zamansız ah zamana düştük.
07/11/2007 Çorum Küresel ısınma hakkında
 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
YAKARIŞ
Dillerin ucuyla inandık dedik
Haram mı, helal mi demeyip yedik
İtikatta açtık koca bir gedik
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Rahmansın rahimsin diye avunduk
Sonsuz rahmetini her gün savunduk
Şeytana kapılıp sonra dövündük
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Gizli ve aşikar günah işledik
Kılığına bakıp insan fişledik
Bile bile haram meyve dişledik
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Namaz kıldık oruç tuttuk huşu yok
Ne yaptıksa gözü olsa kaşı yok
Komşumuzun ekmeği yok aşı yok
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Yüzleri çevirdik nurlu Kabenden
Tat alamaz olduk kutlu secdeden
Uzaklara düştük dostun Resulden
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım
 
Efendim şefaat demedi diller
Huzurla rahmana kalkmadı eller
Namerde büküldü doğrulmaz beller
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım
 
Biliyorduk tek çıkar yol vahdetin
Kulaklara girdi çıktı ayetin
Bizlere kurtuluş olsun rahmetin
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Beyaz bir kefenle girdik mezara
Konmak istiyoruz yine hazıra
Utana sıkıla çıktık huzura
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım

Unuttuk ezelde verilen sözü
Huşuyla dönmedik Rahmana yüzü
Dünyanın zevkleri boyadı gözü
Sen bizi bağışla Ulu Allah’ım.
 
Aciz kul Mizabi nefse aldandı
Rüzgarın önünde hepten sallandı
Umut ile rahmetine yollandı
Sen beni bağışla Ulu Allah’ım.
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi

KÖYLÜ
Köylüye hor bakma sakın ha beyim
Sakın hor görme çarpılırsı haa.
Köylü temiz, saf bunu kulağınıza koyun
Köylüye pis dersen çapılırsın haa.

Beklide eben, deden ceddin köyden gelme,
Köyden gelir erik, kiraz, armut, elma
Sıkıyorsa hiçbir şeyi isteyip alma
Onlar yetiştirmezse aç kalırsın haa.

Atam demiş ki “Köylü Milletin efendisi”
Her şeyi eker biçer, yetiştirir kendisi
İnkâr edersen nankörlüktür seninki si
Köylü olmazsa sen hiç olursun haa.

Köylü pancar eker sen şeker yersin
O buğday eker sen kraker yersin,
O koyun besler sen yün manto giyersin
Bunlar olmazsa sen çok genç ölürsün haa.

Köylü inek besler sen süt içersin
O tavuk besler sen yumurta yersin
O ağaç diker sense odun yakarsın
Bunlar olmazsa sen çon olursun haa.

Elleri nasırlı, topukları yarıksa
Ayağındaki potin değil çarıksa,
Boynunda kravat yok başı sarıksa
Küçük görüp basma tuş olursun haa.

Saymakla bitiremezsin ki marifeti
Seni görünce esirgemez hürmetini
Eğer bilmezsen köylünün kıymetini,
Kişiliğin çekilmez bir güç olursun haa.

Köylüyü hor görenlere benim sözüm,
Ben de kötü dersem kızarır iki yüzüm,
Fazla ileri gitme MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Doğruyu dokuz köyden kovmuşlar haa.
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 12  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Necati ÇAVDAR
Necati ÇAVDAR Hayat Hikayesi
BELLİ Kİ SENİ GÖRDÜM
Deliler yurdundan yeni geldim
Düşünce şimşeğinde gördüm
Fırtına gibi, yıldırım gibi
Anlık ve berrak gördüm
Homarus’un sofrasında
Geçmişi anlatırken gördüm
Eflatun’un masasında
Geleceği ararken gördüm
Gözlerin şimşek gibi
Başında ışık halesi
Asırlar öncesinden ötesine
Huzmeler saçarken gördüm
Saçların dağınık,
Benzin soluk
Yoğun ve heyecanlı
Kitaplar içinde, kayıp
Bahar yaprağı gibi naif
Cılız çalılar içinde boy veren
Fidanlar gibi gördüm
Bir ara Hallaç’ın yanında
Dimdik
Her cefaya sırtını dönük
Sultanlar yanında sönük
Karunlar birer sülük
Sarayları pul yaparken gördüm
Dağ yeli, ova serinliği,
Deniz gümüşü, fırtınası
Bulut mavisi, bozu
Orman yeşili
Haldun’dan haber verirken gördüm
Umuda akan, ırmaklar gibi
Kirleri kapatmaya yağan kar
Ve neyden çıkan ses
Mesnevi’de nefes gibi gördüm
Uzaktan gelen bir sevgili,
Dosdan fısıltı,
Ufak bir ürperti de
Gönülden sözler dolu
Sanki Yunus vari
Varı yokta gördüm
Yanarken tapınaklar
Melekler düşlerimde
Gezerken devri alem
Ta Platon’dan bu yana
Nebiler dizisinden nurlar
Düşünceden pırıltılar
Ser ayaklarım altına
Otururken filozoflar tahtına
Belki de seni gördüm

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR!

1

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

1

Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

245 SAYI 25 Temmuz 2019 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız!