YIL 15 SAYI 176 25 Ekim 2013 |
|
|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
|
|
|
|
01 | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
Mahfi EĞİLMEZ | |
Mahfi EĞİLMEZ Hayat Hikayesine tıklayarak gidiniz! | |
M.Ö. 3000 ile M.Ö. 1200 arasını kapsadığı kabul edilen bronz çağındaki ülkelerin ekonomileri büyük ölçüde tarıma dayalıydı. İki türlü ekonomik yapı vardı: (1) kendi üretimiyle geçinen ülkeler (ki bunların üretimi ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılığa dayalıydı), (2) kendi üretimleri yetmediği için başkalarının üretiminden savaş ganimeti ya da haraca bağlamak yoluyla pay alanlar (ki Hititler bu ikinci kategorideydi.)
O dönemde sulama bugünkü kadar gelişmediği için tarım alanları ikiye
ayrılarak incelenebilir: Her ne kadar Hitit ülkesi de büyük bir nehrin (Kızılırmak) çevresinde kurulu olsa da Mısır gibi şanslı değildi. Çünkü Kızılırmak, Nil Nehri gibi düzenli bir taşma gösterip de çevresinde yağmur dışında sulanmış bir alan yaratmıyordu. Dolayısıyla zaman zaman yaşanan kuraklıklar tarımsal üretimi düşürüyor ve ekonomik sıkıntılar yaratıyordu. Bunun sonucu olarak Hititler, başkalarının üretiminden pay almayı ekonomilerinin bir parçası haline getirmişlerdi. O nedenledir ki Hititler her yılın bahar aylarında komşu ülkelere sefere çıkar, onlardan ganimet alarak dönerlerdi. Bağlı krallıklardan da haraç alırlardı. Bir başka ifadeyle Hitit ekonomisinde tarımsal üretimin yanında en önemli gelir kaynağı savaşlardı. Hititler için esas olan barış değil savaştı. Çünkü kıtlık zamanlarında ayakta durabilmeleri savaşlarda elde edecekleri ganimet ve haraçlara bağlıydı. Tarımsal üretimden alınan sahhan adlı vergi, devlet için yapılması gereken luzzi adlı hizmet (angarya), yabancı tüccarların kente mal getirip satması karşılığında alınan gümrük vergisi, savaşlardan elde edilen ganimetler ve bağlı krallıklardan alınan haraçlar Hitit mali sisteminin temel taşlarını oluşturuyordu. Hititlerden önceki dönemde Anadolu'da dış ticaret işlemlerine uygulanan ve nishatum adını taşıyan vergi yüzde 3 ile 5 arasında değişen bir orana sahipti. Hititlerde bu verginin, adı nishatum olmasa da, devam ettiğine ilişkin kayıtlar vardır. Her ne kadar tapınakların kendi tarım alanları olsa da bunun onlara yeterli olmadığını ve saray gelirlerinden bir bölümünün tapınaklara tahsis edildiğini tahmin ediyoruz. Gerçekten de Hitit kralının aynı zamanda Hitit dinsel sisteminin başrahibi olduğunu dikkate aldığımızda sarayın tapınaklara mali destek yaptığını kabul etmemiz doğru olacaktır. Böylece bir anlamda günümüzdeki mali tevzin (merkezi idareyle ötekiler arasında kamu gelirlerinin paylaşımı) sistemine benzer bir sistem günümüzden 3500 yıl önce kurulmuş görünüyor. M.Ö. 1200 dolaylarında Hitit İmparatorluğu'nun da aralarında bulunduğu Anadolu'daki krallıkların çoğu deniz kavimlerinin saldırısı sonucu yıkılıp gitti. Anadolu krallıklarının deniz kavimleri karşısında direnmemesinin temel nedeni Anadolu'da yaşanan uzun süreli kuraklığın yarattığı zayıflamaya bağlı görünüyor. Tarımsal üretimin hızla gerilemesi, sarayın bu üretimden aldığı vergileri de düşürmüş ve sarayın finanse ettiği askeri seferleri zayıflatmış olsa gerek. Hititlerin savaş yeteneğindeki gerilemenin yarattığı haraç ve ganimet eksilmesinin de yıkılışta önemli etkisi olsa gerek. M.Ö. 13. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan taht kavgalarıyle kuraklığın birleşmesi sonucunda Hititlerin askerinin gücünün zayıflamış olduğu anlaşılıyor. Bunun sonucunda Hititler, II. Ramses'le giriştikleri Kadeş Savaşı'nda başardıkları Anadolu güçbirliğini deniz kavimlerine karşı tekrarlayamamış ve yıkılmışlardır. 3500 yıl öncesinin bize verdiği ders bu topraklarda ayakta durmanın yolunun Anadolu birliğini sağlamaktan geçtiği dersidir. Not: Hahfi EĞİLMEZ'DEN Tabibimiz üzerine sitesinden alınarak dergimizde yayınlanmıştır!
|
|
02 | |
Mustafa Nevruz SINACI | |
Mustafa Nevruz SINACI Hayat Hikayesi | |
|
|
|
|
03 | |
Mustafa TURAN | |
Mustafa TURAN Hayat Hikayesi | |
Prof. Dr. Erdal İnönü, “Bilim ve Kültür Konferansı” Doğan Cüceloğlu,“Geleceğine Yön Veren İnsan Konferansı Cesur Kubat, “Şiir Dinletisi” Kemal Şahin, “Başarılı Olmanın Yolları Konferansı İbrahim Sadri, “Söyleşi” Ahmet Işıkara “Depremle Birlikte Yaşamak Konferansı
|
|
04 | |
Suhubi Ulvi CIRUL | |
Suhubi Ulvi CIRIL Hayat Hikayesi | |
|
|
05 | |
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
06 | |
Nihat İNCE | |
Nihat İNCE Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
07 | |
Rıza HARDAL | |
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
08 | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
09 | |
Yaşar KILIÇ | |
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
|
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! | |
1 |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |
1 |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|