Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
14 Ağustos 2014 Sayı 150
Adile TÜRKMEN VEDA MEKTUBU
Ahmet CANBABA NUTUK
Erol DUYGUN BÜLBÜL ÖTMÜYOR
Mahmut Selim GÜRSEL BANA BAK SEVDİĞİM BANA!
Muhsin AKTAŞ DURDURUN ŞU ZALİMİ
Rıza HARDAL TÜRKİYE'M
Üzeyir Lokman ÇAYCI SUSMA MEHMET!

 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi
VEDA MEKTUBU
Sen yazmışsın okudum,
Sana veda mektubunu,
Hıçkırarak ağladım,
Senin cevabın bu muydu ?
 
Unut diyorsun bana,
Beni ve mazimizi,
Zalim gurbet ellerde,
Seni unutmak mümkün mü ?

Sen bırakıp gideceksin
Beni terk edeceksin,
Ben burada ağlarken,
Sen nasıl güleceksin ?
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
NUTUK
Sayın vatandaşlarım, öhhö!.. öhhö!..
Köprünüz yok, reyiniz var biliyom.
Öyle değel midir, dediler he!.. he!..
Neyiniz var, neyiniz yok biliyom.
 
Muhtarınız böyük bir ulu kişi
He deyin burada bitirin işi.
Mecliste abeyi, köyde gardaşı.
Cesur zengin beyiniz var biliyom.
 
Yolunuz çamurdan geçilmez imiş
Hökümet yaptırmaz diye kim demiş
Söyle len Murtaza, söyle len Memiş.
Yemyeşil bir beldeniz var biliyom.
 
Devletimiz okutup küçükleri
Sırtınızdan atacaaz yükleri
Bizim gibi değerli böyükleri
Sevip sayan huyunuz var biliyom.

Yanınızdayız son nefesimizde
Biz olalım çıkacak sesinizde
Sizlerinde böyük meclisimizde
Bizim gibi dayınız var biliyom.
 
Köylüye gredi dirsen bizde var
Emme irey dersen o da sizde var
İlkbahar var, sonbahar var, yaz da var
Çeşmeniz yok, caminiz var biliyom.
 
Yar vurmuşu gurbet ele göçtüren
Yel vurmuş Iraza şifa saçtıran
Kel Durmuşu böyük adam seçtiren
Çok değerli köyünüz var biliyom.
 
Kimler ermiş görüp bizleri ayan
Dinnemeye gelmişler yorgun yayan
İçer hastalığa çare arayan
Derde derman suyunuz var biliyom
 
Aha burda ne dirseniz ben varım
Yolunuz burdanmı geçer annarım.
Meclise seçtirecek gurbannarım
Bize yeter sayınız var biliyom.
 
Değil akrabanız hısmınız için
Vallah inanmayan gısmınız için
Bizler için değil hasmınız için
Yolunacak tüyünüz var biliyom.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erol DUYGUN
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi
BÜLBÜL ÖTMÜYOR (1 EYLÜL İÇİN)
Bu nasıl insanlık bu nasıl yaşam.
İnsanın insana kini bitmiyor.
Bu kadarla kalmaz benim endişem.
Sevgi ocağında duman tütmüyor.
 
Dünya barışına vurdular kement
Zalimin gönlünde olmaz merhamet.
Böyle yaşanıyor gerçek kıyamet.
Bağı gülşenimde bülbül ötmüyor.

Nice masumların kanı döküldü
Sevgi ocağında barış yakıldı
Dostluk ormanında fidan yıkıldı.
Bir tohum ekmeye gücüm yetmiyor.

DUYGUN’iyem bu bağ bu bostan bizim.
Barış gelsin artık sana niyazım.
Getirmesin bize 1 EYLÜL hüzün
Aslanın gönlünde tilki yatmıyor.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
BANA BAK SEVDİĞİM BANA!
Görmemezlikten gelme bak bana,
Oturmuyorsun nedense bu yana,
Değemez yalnız kalmak sana,
Elbet görüyor bunları arz et Ona.
Ağlamayın artık hayatı durdun,
Sağlıklı toprağı kalmadı vurdun,
Ne çare gözüküyor filin, atın, kurdun,
Nedense hep böyle hayra yordun.
Yaklaşıyor Vatanımın bölünmesi adım adım,
Ben yazdım, ben söyledim ben ağdım,
Belki biriniz bana katılır diye çağdım
Herkesi kendim gibi VATAN Sever sandım
Sadece kendini düşündün fikrini arkana attın,
Bazen sülük gibi oldun, bazen balık gibi aktın,
Hiç bozuntuya vermedin hiçbir şey olmamış gibi baktın,
Bu dünyan iyi de Vatanını birkaç kuruş için yaktın
 14/02/2014

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
DURDURUN ŞU ZALİMİ
Dimağ durdu bu akşam ciğerim kin kusuyor,
Zalim zulüm yapıyor kefereler susuyor,
Nice Mümin Müslüman koltuğunda pusuyor,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.
 
Büyük şeytan haince arkasında duruyor,
Katil şerefsiz hain acımadan vuruyor,
Bir milletin tüm soyu bombalarla kuruyor,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.
 
Küçücük yavrucaklar kurşunlarla ölüyor,
Arap şeyhi makamdan utanmadan gülüyor,
Vahşet demek bu işe inan hafif geliyor,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.

Dünya denen âlemde böylesi görülmedi,
Üç buçuk boz ayının defteri dürülmedi,
İnsanlığa bu kara boşuna sürülmedi,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.
 
Gece ayazı çöktü yüreğimin üstüne,
Kurt bürünmüş sinsice yavru kuzu postuna,
Bebek kurban gidiyor vicdansızın kastına,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.
 
Lokmalar boğazıma kurşun gibi dizildi,
Seyrettiğim her canda kalbim durdu ezildi.
Yirmi yedi aralık katliamla yazıldı,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i.
 
Kalem kurşun olmaya yemin etti bu gece,
Katile isyan etti tüm kelime ve hece,
Filistin’de tütmüyor birçok hanede baca,
Yetti artık durdurun şu zalim Siyonist’i

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza HARDAL
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi
TÜRKİYE'M
Güneşi ilk defa seyreden toprak
Doğudan batıya uzanan Bayrak
Göğü pırıl, pırıl suları berrak
Şerefim, şiirim ve yanım benim.
Kılıçla kalemin kurduğu mağbet
Üstünde ruhların bulunduğu mabet
Her taşın cevahir, her köşen cennet,
Hasretin içimde sızı; Türkiye’m.
Çıkıp yaylasına seyran eyledik
İnip ovasına harman eyledik
Bakıp dağlarına destan söyledik
Buğdayım, zeytinim, ipeğim benim.
Sevincim, ümidim, çiçeğim benim.
İstanbul’um anatılmaz söz ile
Güzelleri mektup yazar göz ile
Minareler yükseliyor naz ile
Sevemem ben senden başka Türkiye’m
Söz yetmez sendeki aşka Türkiye’m
Yıkmak için küfrün saltanatını
Fatih’im denize sürmüş atını
Nur doldurmuş göğüm yedi katım
Başakların deste deste Türkiye’m
Isparta’nın şafak vakti gülleri
Amasya’nın kiraz başmış dalları
Bursa’nın Cennete gider yolları
Irmakları köpük köpük Türkiye’m
Haşmetli Türkiye’m, büyük Türkiye’m
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi
SUSMA MEHMET!
Perde açılır…
Bir asker bir bayrakla sahnenin ortasındadır.
Masa üzerinde kutsal kitap, toprak, Tarih kitabı ve Anayasa bulunmaktadır.
Vatandaş bağırarak içeri girer :
Üzerimize ölü toprağı mı serpildi?
Özümüzdeki kutsallıkları kim aldı?
Konuş Mehmet… Ne olursun susma mehmet!
 
Vatandaş :
Susma Mehmet gerçeklerden söz et!
 
Mehmet :
Yağarsa bir partinin
Ya da din tüccarlarının kuruntuları
Milletin üstüne
Gök kızarır… yer titrer
İnsanlar üçüncü plana atılır
Haksızlıkların resimler yapılır
Ağlaşır insanlar.
Beddualar yükselir...
Acılar üstüne
Türküler söylenir !
Şiirler yazılır...
 
Vatandaş :
Susma Mehmet çarpıklıkları anlat!
 
Mehmet :
Kimi onların arkasından gider
Kimi de haksızlığa uğrar
Suçlanır
Tutuklanır
Cezalar verilir
Hapishanelere atılır
Huzurdan… eğitimden… güvenlikten
Hiç bahsedilmez
Behtemsizlik ön plana çıkar
Yolsuzluk, hırsızlık her tarafa yayılır!

Vatandaş :
Susma Mehmet gafilleri tanıt!
 
Mehmet :
Baykuşlar gibi
Dış güçler tüner devletin üstünde
Değerler yok edilir
Tarih yağmalanır
Geçmiş yargılanır
Zalimler alkışlanır
Hainler konuşur
Güçler susar
Kuvvetler dumura uğratılır!
Kahramanlar suçlanır!
 
Vatandaş :
Susma Mehmet zalimlerden bahset!
Mehmet :
Bigisiz insanlar yetkilendirilir
Çapulcular iş başına getirilir
Bilginler, alimler, gözde insanlar dışlanır
Yetkiler kötüye kullanılır
Kazalar, olaylar ve cinayetler artar
Musubetler insanların üzerlerine çullanır!
 
Vatandaş :
Susma Mehmet hainleri ifşa et!

Mehmet :
Düşünceler paslanır
İnsan sevgisi gündemden kalkar
İdrak kaybolur
Atatürkçülük rafa kaldırılır
Bayrak, toprak ve kitap
Kutsallıklarını kaybeder
Bağımsızlık önemsenmez
Yarınlar hiç düşünülmez
Devlet ve kurumlar itibar kaybeder
Demokrasi boşluğa düşer
Anayasa ihlal edilir
Dayanaksız kalır egemenlikler
Cumhuriyet sallanır!
Ülkeyi koruma ve kollama duyarlılığı
Silinir düşüncelerden...
Ortada
Ne dil...
ne din...
ne millet...
Ne de Ordu kalır!
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Eylül 2014 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 151