Çorum Hıdırlık Cami |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
ANILARA KAÇIŞ Adın Yeni bir yüreğe terkedilmiş Yeni yetme bir çocuk oyuncağa Bir patika yolda hüzünlü su birikintisi Kızılırmak doğuyor birden Gün doğarken tutuşan şafaklarda Sen geliyorsun aklıma şeytanca Satır aralarından topluyorum her bir parçanı Hırçın yağmurlar dövüyordu sokaklarımı Fener ışıkları oynaşıyordu gözlerinde İsimsiz bir geçmiş gibi hatırlamaya çalıştığım Anılar palazlandı yine Acımsı bir geçmiş birikiyor ağzımda Bir gece düşüyor gözlerimden yorgun Aşınmış unutulmaya yüz tutmuş Anıları sürüklüyor peşinden Fişi çekilmiş bir radyo gibi sustu Uzaklaşırken denizin dalgaları Takaların bir inip bir çıkan burunlarından Bir gece yarısı düştü Titreyip bir rüyadan kalktı ormanlar Yosun yeşili gözler uyandı türkülere Omurgası çatladı gözlerimin Uykuya direndi bakışlar Bir kör noktasından yakaladık zamanı Ölüm çıplaklığı yarattık ellerimizle Gizemli bir hayatı Barındırırken gece Sevgiyi sınadık yeşile küsüp İçimizde barındırdık Kaçamakları |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Arap KURT | |
Arap KURT Hayat Hikayesi | |
GÖNÜL DERDİ Rast gelene gül verilmez; Yol bilmeze yol sorulmaz; Gayrı bu elde durulmaz Diz bağımı çözen gönül! Hal bilmeze, halim dedim, Dil bilmeze, dilim dedim, Diken imiş gülüm, dedim Gülistanda hazan gönül! Bozulmuş, düzenin çarkı; Terk eğlettin evi barkı. Ölüm ile hayat farkı, Kaderimde yazan gönül! Rüyalarım çıktı boşa; Şefkat verilmemiş taşa. Ne belalar geldi başa; Diyar diyar gezen gönül! Yaz ayında senin kışın; Değişmez ki, hiç, bakışın; Tükenecek ekmek, aşın; Yüreğimi ezen gönül! Yaren dedim, yardan attın; Altın idim pula sattın. Bir vefasız kula çattın; Otağımı bozan gönül! Gönül sana da kırgınım; Zaten doğuştan yorgunum; İflah olmaz bir vurgunum; Özge can-ı üzen gönül! KURT Oğlu, sitemi bırak; Yaklaşıyor o son durak, Cennet yeşil sense kurak; Ahirette mizan gönül! |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erhan TIĞLI | |
Erhan TIĞLI Hayat Hikayesi | |
AŞK OCAĞI VE DOST KUCAĞI Aşktır içimizi ısıtan duygu Güzelliğimizi yansıtan ayna İçinde kuşların ötüştüğü Özlemlerimizin öpüştüğü dünya Gönül kapısının anahtarını Dostluğun gül elinde bulursun ancak Arama boşuna başka yerde Dosttur bizi çileden kurtaracak. Ne zaman darda kalsak O açar bize kucak Gündüz güneş olur Gece ayla yıldız Ve sımsıcak bir ocak... Yokuşlar düzleşir onunla Şenlenir köşe bucak |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
AH GUT AH! Belli ki bir bilgi yoktu bunda; Nedir diye sormadı bilmeyenler bana. GUT bir hasalık adı idi ne bileceksin; Başa gelirse sende öğreneceksin. Protein’i fazla görüyormuş sistemin; Tepki veriyor sana bilgi için vücudun. Fazla kaçırırsan bazı sana özel yemeği Peynir, Yoğur, Süt, Sütlaç gibilerini; Üzeri kaymaklı ekmek kadayıfını Fırında yapılmış peynirli hamurları. Et, tavuk, balık gibi leziz yiyecekleri; Yemek istersen çekmeye dayanır; Vereceği parmağındaki acı ve ateşi. Yitmeyence ne dersin “Ah gut Ah!” Ekmeğin üzerinde bol peyniri döşeyip Çırpılmış yumurta ile üzerini süsleyip; Sürerler fırına çıkınca bir lezzet küpü; Sunarlarsa sana ne dersin acaba? Ah GUT Ah! Geldin işte başıma; Yiyemeyeceksin sadece bakacaksın ona! Mahmut Selim GÜRSEL 12/08/2012 19.35 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mehmet KARADAĞ | |
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi | |
NEREDESİN DOSTUM NEREDESİN Her günün dost yılı geçti Neredesin dostum neredesin? Zalim felek beni seçti Neredesin dostum neredesin? Mekan oldu sana Bursa Hasret çıktı gitti marsa Canlar seni bana sorsa Neredesin dostum neredesin? Bülbül bile gülün özler Kanlı yaşlı bende gözler Susmaz dilim tatlı sözler Neredesin dostum neredesin? Ara sıra selam alsam Dost yönünden dostça kalsam Yaslı değil mutlu olsam Neredesin dostum neredesin? RIZA HARDAL derler dosta Ne haber var ne de posta Hasret çeken kalbim yasta Neredesin dostum neredesin? KARADAĞ’IM içten yanar Gözyaşlarım oldu pınar Sevgin büyük çınar Neredesin dostum neredesin? 18/08/2010 Çorum |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
GÜLÜMÜ SOLDURMA Hayalim resminle dolup taşıyor Yokluğunda ölüm beni kaşıyor Aklıma düşünce yönüm şaşıyor Engeli yoluma doldurma benim Güllerim soluyor sen gelmez isen Kanım çekiliyor sen dolmaz isen Kelamlar susuyor sen gülmez isen Şakıyan dilimi öldürme benim. Kar beyaz taşlarım siyah oluyor Kuruyan gözlerim yaşla doluyor Suladığım çiçek her gün soluyor Saksıda gülümü soldurma benim Bağrıma dikenden evler kurarım Gelen geçen saldan haber sorarım Mizabım her şeyi hayra yorarım Kimseyi halime güldürme benim |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Orhan AFACAN | |
Orhan AFACAN Hayat Hikayesi | |
BAL ARISI Beş yüz derde deva besin üretir Kimya’yı geç; elifi bile bilmez. İşçi doğar, yaşar, ömrü bitirir Vefakârdır; işi bir çile bilmez Yeterince larva, yeterince mum, Özenle işlenmiş ince ince mum. Koza, petek olur gerekince mum Yaptığı içgüdüsüyle bile bilmez. Şaşsın âlimler kovandaki düzene En az on bin canlının iş bölümüne. İçtenlikle uyarlar disipline Evrim teorisinde dile gelmez Anlatsa ne; balda ki kristalize Şüphe düşüyor bazen içimize. Ürettiği yiyecek bir mucize Dürüsttür, cesurdur hiç hile bilmez. Uçan fabrika küçük, narın yapı Ne mühendis var, ne işçi, ne kapı. Tek ona takılmıştır bal lakabı Tesadüfü asla vesile bilmez. Huzur dolu yaşam mücadelesi Yarım gram bal yakar Kilometresi. Ayettınde anlatır Nahl süresi Teori bu gerçeği sile bilmez. Işık olup geçer sanki hektarı. Bin beş yüz defa yapar bu tekrarı Arayıp bulur sevdiği nektarı Her çiçek çiçektir; gül, lale bilmez. O küçük vücutta o performansı. En doğal halidir havayla dansı. Teoriye vermez bir tespit şansı Teorisyen düşüne bile bilmez. Ömrünce doğaya en çok yararlı Azimli, bilinçli, kesin kararlı.. Sabırlı, uyumlu, hep istikrarlı Bereket, bolluktur eksile bilmez. Doğadaki şifa için aracı, Tütsüden geliyor korkuyla, acı. Savunmadır iğnesinde amacı İnsanı sokmayı, bir çile bilmez. Ne ödül alırdı insan olsaydı. Rakipsiz kalırdı insan olsaydı Belki şımarırdı insan olsaydı Yirmi milyon yıldır değişme bilmez Aslında yaptığı işlem çok basit Mayadır nektara enzimli asit. Çiçeğine göre bal çeşit çeşit Tadına bakmayı düşüne bilmez. Kovanda örnektir sosyal hayatı Farklı mucize petekte sanatı. Eşsizdir besinin kokusu, tadı Orhan ne yazsa anlata bilmez |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza KOÇAK | |
Rıza KOÇAK Hayat Hikayesi | |
AYRILIK DERDİ Aşağıdan gelir boz atlı Hızır Nerede çağırsam orada hazır Elinde defteri geliyor vezir Ayrılık derdinin dermanı nedir? Bağrıma basayım kayayı, taşı. Gözümden akıttım kan ile yaşı Urum diyarında Hacı Bektaş’ı Ayrılık derdinin dermanı nedir? Dünyayı sorarsan bir dipsiz ambar Ali’nin yoldaşı Zülfikar, Kamber Kabe’yi yaptırdı Halil Peygamber Ayrılık derdinin dermanı nedir? Gökyüzünde saf saf olmuş melekler Yalvaralım kabul olsun dilekler Cennet’in bekçisi huri melekler Ayrılık derdinin dermanı nedir? Bana küsmüş derler kime küseyim? Ak gerdanın sevgisinde buseyim. Kerbela’da Şehit oldu Hüseyin Ayrılık derdinin dermanı nedir? ŞIK okur yazar ağdan karadan. Kötülüğü kaldıralım aradan Sini beni yaratmış yaratan Ayrılık derdinin dermanı nedir? 17 Ağustos 2008 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |