|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
ANNEM- ANNELERİMİZ Karnında dokuz ay taşırken beni sen kanınla besleyerek can, veren annem. Bir ana kucağı özlemi duyup Doğmuşum Senin şefkatinle Şefkatli ellerinde. İlk defa tenini okşayıp Sütünden emmişim huzurla anam. Çocuğuna yanık bağrını açan Can suyuna değer şefkatin annem. Uyutur bir ninniyle sesin Ve usulca öpüşünde Sıcacık nefesin Uyutur. Hem fedakar, hem cefakar yürekte Derin uykularını böldüğümden Uykusuz gecelerin sebebi bendim. Anlatılmaz verdiğin emekler bize. Yıkaman, Sıcacık sarıp, sarmalaman Ve kundaklaman öpüp yüzümü. Kırıp dökmemize gülüp geçerdin. Bizi tehlikelerden kurtarman Tutup ellerimizden kaldırıp. Yüreğin dayanmazdı düşmemize. Bir boynuma sarılışına hasretim Ve birde yüzümde gezdirmene ellerini. Ben ilk gülmeyi senden öğrenmişim anne İlk emeklemeyi, Ayakta durmayı. İlk anne, baba demeyi Ve ilk soru sormayı Masallarınla büyürken. Bu günlere kolay gelmedik anne. Kuruyken yeşeren bir ağaç gibi Seni görmek bile beslerdi beni. Gülüşün sabırdı, gülüşün keder Her şeyde acılar sana düşerdi. Sözlerin teselli bütün dertlere. İlacımdı saçlarımı okşaman. Derdimizde sabrın tükenmez anne Senin ellerinin değdiği her şey Odamızı doldururdu bir güneş gibi. Dertleşmeni özlüyorum anne. Birazda çekiştirmeni kim olursa. Gönlünü bir dinlendiremedin bizlerle. Bir yanın hep hasreti yaşadı, Bir yanın yorgunluğunu hayatın. Resminde bir kınalı elini görsem Ve görsem bir kınalı saçının telini Cız eder yüreğim hasretinle bil. Neleri sığdırmadın derya gibi gönlüne Bayram sevincini yaşatırdın, Öptüğümde elini Yollarıma bakıp geç kaldın diye Sen çalardın zor günlerde kapımı. Neyin varsa paylaşırdın benimle Bize kuldun bize köleydin anne Hep omzunda ağır yüktük, ağır yük. Ardımızda yıkılmayan kaleydin. Yavrum diye kucaklayıp Bağrına basardın, gurbetten gelsek. Işığın geliyor sönmüş yıldızlar gibi. Gözün açık, hasret gittin oğluna. Can damlalarıydı sözlerin, hayat veren. “Yavrum seni çok özledim, Tütüyorsun burnumda” derdin. Bizim içinde sen öylesin anne Her şey sen varsa bir anlam kazanır. Sensizlik düşmanımdır uğramasın yanıma Şiirlerim tedirgin, seni anlatamıyorum. Sen bir mihenk taşısın yaşamımın. Senin sevgin son durağı yüreğimin. Son istasyonu gönlüm, orada in. Sıcaklığın tenimde Sözlerin kulağımda kalsın. Resmin, Avutmuyor beni annem. Tutamıyorum ellerini Senin karşılıksız sevgin var ya Onu tadamıyorum Ben sevgi sarhoşuydum sen varken. Dokunulmazlığımın tadını yaşardım. Sen benim özgürlüğümün sınırıydın, Sen benim günahlarımın ceza keseni. Sen benim sevaplarımdın anne, Aydınlık penceremdin. Sen benim bereketimdin Sen benim örfüm. Yaşamda en güzel şeyleri Bana layık görendin, Yedirendin, Tadına bile bakmadığın ne varsa. Öğütlerin ayaklarımın altında yol Öğütlerin gözümün önünde bir perde Büyüklere saygı derdin, Küçüklere sevgi Ben onun için sayar ve severim anne. Hep senin içinde çocuktum Sen affedendin. Şimdi affedenim yok. Acımasız sensiz her şey Senin varlığın umuttu, umut. Sensizlik hüznümün kaynağı şimdi. Sensizlik bir uçurum. Sensizlik yalnızlık demek. Sensizlik sevgiye acıkmak demek, Bilemedim affet anne. Şimdi mezar taşlarına Pişmanlıklar okunuyor dua diye. Bir rüyaya mahkum oluyor sevenlerin. Rüyalar bile terk ediyor kimi zaman sevenlerini. Bir resme mahkum oluyor bu gözler. Bir misafir gibi sessiz Göz göze geliyoruz her andığımda. Sensizliğe hazırlıksız yakalandım anne Zaman hep hasret dokudu tezgahında. Hep gelişini düşündüm son gidişinin, Umutlar boşa çıkıyor, boşa. Muson yağmurlarına benzerdi dua edişin. Bir çöl fırtınası gibiydi kızışın. Hem sıcaklığını tadardım Hem acının özsuyunu. Sevgi çıkmazlarını yaşıyorum seni düşünürken. Zincirlerinden kopmuş bir halka gibi, Hasretim boşlukta anne. Üstü kapalı bir gülüş dudaklarımda Uykuya dalarken seni düşünüşüm. Bir girdap yaratıyorsun rüyalarımda. Yeniden keşfediyorum seni, Uyanıp hayata merhaba derken. Pusuya yatmış bir canavar gibi Dünya telaş esi. Her gün savaşla uyanır günaydınlar. Ahh!... annem, anneler, annelerimiz. Çocuklarınız şehit olurken, En çok üzülensiniz. Tüten ocağımızda hem kordunuz, Hem de duman. Yavru çığlıkları gözyaşlarında Vatanını benden çok severdin bilirim. Onun için ölmeye yollarsın vatan uğruna. Onun için doğurmadın mı beni? Ama şimdi gel gör ki anne nice evlatlar Bile bile gidiyorlar Dünya barışı diye ölüme. Sen mutlu olmalısın anne vatan için Hala o ölecek yürek var bende. Hala o ölecek yürek var bende. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Arap KURT | |
Arap KURT Hayat Hikayesi | |
ŞAİR ÜŞÜMESİ Güneş saklar yüzünü bulutlar perde perde Mevsimlerde vefasız çare olmuyor derde Yine hazan başladı yine yürek sancısı Dökülürken her yaprak dala kalır yangısı Şair üşümesi bu sanki tutmuyor kollar Şimdi yolcudan mahrum sevdaya giden yollar Şu gözlerim yoruldu ufku arşınlamaktan Vazgeçmiyor anılar kalbi kurşunlamaktan Bir zamanlar dediğin ayrılık ifadesi Aşka aşık gönülün değişir mi kıblesi Kapılar kapansa da gözüm arkada kalır Vedaların tasası deli gönlümü alır |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erhan TIĞLI | |
Erhan TIĞLI Hayat Hikayesi | |
ŞİİRİM SENSİN ÖYKÜM SEN Sensin gönlümün ikebanası Aşkımın sevecen anası Gül yağmuruna tutuyor yediveren bakışların Özlem kokan bir şarkı oluyor Güzelliğini simgeleyen sesin Şiirim sensin öyküm sen Benliğimi yeşertiyor güneşin |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
GÖRDÜK Nasip ettin geldik gördük; Sana şükürler olsun Rabbim! Buraları gördük; seni bildik Senden af, mağfiret diledik! Hac eyledik burada emrin ile Emrin rükünleri yaptık bir bir Sana ulaşmaktı emelimiz bizim. Geldik; gördük buraları senin için Bitince rükünlerimiz görevimiz Sevgili kulun için düştük yola Vardık Muhammed Sallahu Aleyhisselam'a Ziyaretimiz ile mutlu ve umutlu sayende bulunduk O'ndan şefaati Ravzasında bulunmamız nasip oldu Rabbim Senden tekrar gelmemizi, Kabe'ni, Ravza sahibini görmemizi Diledik kalbimizle, dilimizle Nasip ettin bize on beş yıl sonra Peş peşe geldik eşimle huzuruna Yazdım bu dizeleri Kurbanın birinde Af senden, davet senden biz kullarına! 25/10/2012 Çorum Kurban Bayramı 1. gün saat 12,35 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mehmet KARADAĞ | |
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi | |
SORUMSUZ ZAMANA DÜŞTÜK Mevsimler şaşırdı doğa bozuldu Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Ormanlar yok etmek koz oldu Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Sular çekildi göller daraldı Uyarı yapıldı duymuyor babalar Çöle dönüşüyor yeşil yöreler Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Artık gazlara çare bulalım Arıtmayı gelin erken kuralım Felaket gelmeden karar alalım Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Küresel ısından denizler taşar Topraksız ülkeler savaşa koşar Böyle felakette insan mı yaşar Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Buzullar erirse çok yerler batar Kefensiz, mezarsız insanlar yatar Felaket üstüne, felaket katar Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. Tedbirler olalım zaman dolmadan Kıyılar, limanlar talan olmadan, KARADAĞI’IM çağrı yapar durmadan Nasıl bir sorumsuz zamana düştük. 07/11/2006 ÇORUM |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
YAR
Gözüne baksalar ciğerim yandı Elini tutsalar ellerim dondu Beynimde cehennem alevi söndü Sensiz uzaklarda patlıyorum yâr Geceler aklımı başımdan aldı Yıldızlar döküldü yerlerde kaldı Cemalin sorgusuz düşüme daldı Sensiz hasretleri katlıyorum yâr İçimde özlemin tahtını kurdu Etlerimi sac üstünde kavurdu Aklımı başımdan aldı savurdu Sensiz kör kuyuya atlıyorum yâr Bahçeler çiçeğe küskün oldular Dilde adın saydım yorgun kaldılar Gölgeler ruhumu söküp aldılar Sensiz sahralarda otluyorum yâr Bensiz oralarda halay çekersin Seven yüreğime kezzap dökersin Gönlüme düşünce canı sökersin Sensiz uzaklarda çatlıyorum yâr Aşkın bu yürekte dibini tuttu Geçmişte ne varsa sildi, kuruttu Mizabi her şeyi sende unuttu Sensiz küllerimi topluyorum yâr |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Orhan AFACAN | |
Orhan AFACAN Hayat Hikayesi | |
GÖZLERİN HER ŞEYİ ANLATTI Beni mutlu etti dünkü rastlantı Gözlerin her şeyi bana anlattı Ümitsiz aşkıma ümitler kattı Gözlerin her şeyi bana anlattı İstediği kadar gizlesin dilin Anlaşıldı benim, her an hayalin. Ellerin elinde olsa da elin Gözlerin her şeyi bana anlattı. Baktıkça kalbimi oyarcasına ‘Canım’ dediğimi duyarcasına, En mutlu bir günü yaşarcasına Gözlerin her şeyi bana anlattı |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Özgür BİÇER | |
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi | |
SEVGİLİ İnanmak isterdim sevgili İnanmak! Öz geçmişinin bağırtılarını susturmuş, Yarını kucaklamaya hazır İnsanlarında var olduğuna. İnanmak isterdim sevgili, İnanmak.. Bulmak isterdim sevgili, Bulmak, Burnu sümüklü, Eli ayağı çamurlu çocukları ve isterdim. Serçe parmağından tutup, Gezdirmek, mahle aralarında onları, Onların büyümemiş, hep küçük kalmış, Umutlarını yüceltmek isterdim. Ve aynı anda seyre dalmak isterdim, O tertemiz yüreğine sayısız kuşun yuva yapışına Nisan 1998 Atakum/SAMSUN |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
SULAR TERSİNE AKARKEN... Doldur... Doldur tersinden Beklentilerine Göz yaşartan zamanı! Gülleri bırakarak Kimler geçip gidiyor? Eğlencelerle dolu Sınırsız bir baharı Bir bir kopararak Nice renkler soluyor... Konu ediliyor İsimsiz kitaplara İnsan kayıran tüccarlar, Duygu katilleri, Aşk düşmanları... Gölgesinde kalıyor Kirli havanın Kasabalar...şehirler Gülleri sulayan nehirler… Doldur... Doldur tersinden Beklentilerine Göz yaşartan zamanı... Mantes la Ville – 12.10.2000 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |