|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
EY BÜYÜK RABBİM
Şu fani dünyada kaderime el atıp günlerimi zehir eden, Yüreğimi patlatmış bir volkan misali paramparça,sılamdan ayrı. Yurdumdan ayrı, kimsesiz yaban ellerinin ıssız köşelerinde, Garip,garip boynum bükük, ellerim koynumda tesellimi, Gözümün yaşıyla sigaramda koyan, Yüksek tepelerin üstünde, pembe ufukların ardından, Pırıl pırıl doğan güneşin yeryüzünü aydınlattığı gündüzlerimi, Zifiri karanlık gibi yaşatan, insafsız bir kulun bana, Ettiklerinin günahını çekmeyecek mi ? Beni bu hallere koyan kulun ettiğimi buldum diyecek mi? |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
HAYAT Her yükü kaldıramaz insan kemikten etten Beden görürse azap yaşam cana tak eder İnsan dürüst olursa korkar mı kıyametten Kötü geçmişin seni böler un ufak eder Doğrudan yana olsan kim gücenir kim küser Hep kendine yontma sen sapı sendeyse keser Halkı mutlu edecek bırakmışsan bir eser Yerleşir gönüllere, o sevgiyi hak eder Mevlana gibi sende desen ki herkese gel Çıkarcılara değil, topluma bağlasan bel Olsan emekten yana düşküne uzatıp el Yaptığın her iyilik seni nur u pak eder Gerçek geriye kalan, yoksa dünya bir handır Peşinde olur herkes bir gör ne üz ne kandır Bir kez güvensin sana yaptığına inandır Seveni, sevmeye gör gönlünde tutsak eder Gönlü bahar olanın olmaz mevsimden güzü Aydınlığa inanan gece yapar gündüzü Güler mutlu olanın aşktan sevgiden yüzü Bil ki kötü herkesin ardından nifak eder |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erman YILDIRIM | |
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi | |
YİNE Mİ ? Yine sisli mi ? Bugün hava, Yine ağır mı ? Yine kopmuş mu ? Dalından, Ürkütüyor mu? Kuşları,ağaçları Soluyor mu ? Derilmemiş çiçekler. Yine sisli mi ? Bugün hava, Kara bulutlar mı kaplamış üstünü, Korkutuyor mu ? Sevdasız mı kalmış sevgisiz mi ? Kucaklıyor mu ? Dört bir evreni. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Hıfzı ÖZBEKMEZ | |
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi | |
BANA YETER Gönlümde hasretin dumanı tüter Gönderdim selamı al bana yeter Sensiz buralarda baykuşlar öter Sağlık haberini sal bana yeter Kollarım uzatıp saramayınca Dağları aşıp da varamayınca Halin sual edip soramayınca Rüyamda misafir kal bana yeter Gönül vuslat için her gün heveste Bülbül gibi esir kaldı kafeste Gülü de istemem ben deste deste Kurumuş kırılmış dal bana yeter Varsın latifi’ ye deli desinler Sazı sustu kırık teli desinler Durmaz ağlar dinmez seli desinler Çektiğim perişan hal bana yeter |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
NA-UN-IM-IN bana, yana, sana, ona. durdun, vurdun, kurdun, yordun. adım, ağdım, çağdım sandım attın, aktın, baktın, yaktın astın, kestin, kastın, şaştın. 01 Temmuz 2005 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
ELE DÖNDÜ YÜREĞİM Semanın direğini eritti gözyaşlarım Aşkın cehenneminde küle döndü yüreğim Yıldızların altında gelişini bekledim Gelen giden olmadı yola döndü yüreğim Rüzgâr sustu dinledi sabahı sabah etti Ay geldi yanağıma öptü okşadı gitti Kuru tahta içinden kanlı yaş sökün etti. Gelen giden olmadı yele döndü yüreğim Gözlerim sokaklarda sefil sefil dolaştı Ayın şavkı üstümde ne çabucak gün aştı Yüreğimdeki hicran Leylalara ulaştı Gelen giden olmadı çöle döndü yüreğim Şiirler öksüz kaldı satır satır ağladı, Her dörtlükte Mizabi karaları bağladı Hıçkırdı gece kuşu gönülleri dağladı Gelen giden olmadı ele döndü yüreğim 10.07.2008 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Sevim HARDAL | |
Sevim HARDAL Hayat Hikayesi | |
BU ZAMANIN KIZLARI Bu zamanın kızları Çekilmiyor nazları Ancak vardığı gün Tanıyorlar bizleri Bu zamanın kızları Yan yatar nergisleri Yanına yanaşmadın Harap eder bizleri Bu zamanın kızları Güvenilmez sözleri Dünya güzeli olsan İster cilve nazları Bu zamanın kızları Çekilmiyor sözleri Büyük küçük tanımaz Tutmaz büyük sözleri Bu zamanın kızları Yemyeşildir gözleri Gözleri velfecri okur Kandırıyor bizleri Bu zamanın kızları Er öter horozları SEVİM’İM der çok nazları Sevimsizdir yıldızları. 05/12/2002 İzmir |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
ŞİDDET ADAMIN İÇİNDEYDİ Kirlenmeler arasında farkedilmeyenler Büyük bir mağazanın giriş kapısında « Hayvanlar giremez … » uyarısına rağmen İçeride yaşananlar bu yazının dışındaydı… Paris’te hırpalanan çocuk Irak’ta bombalanan… Filistin’de kurşunlanan çocuklar gibi Çaresizdi. Adı konulamayan davranış bozuklukları Raflar arasında İki veya üç yaşında annesiz bir çocuk Babası tarafından Evire çevrile dövülüyordu. Ne görüntü alıcılarının Ne de görevlilerin izleme alanında olmayan İğrenç bir manzara. Çocukken yaşlandırılanlar Çevresindeki insanların Sezgilerini önemsemeden Küçük bir varlığın Masumiyetini umursamadan Kaba eylemlerini sadistçe sürdüren bir baba… Kendi kendilerini yönetemeyenler Yavrusunun geleceğini Ve umutlarını çalan bir çocuk üreticisi Kontrolsüz güç sahibi İnsan sevmez bir hayal… Şiddet adamın içindeydi Bir alışveriş merkezinde Sevmesini bilmeyen bir gölge Öfkeyle beslenen şiddet « Git evine bardak kır… Kapılarına vur... Sakız çiğne!» diyemeyen Bir çevre... Bir başkasının yükünü sana taşıtacaklar Acılarının profili hakla, hukukla anlaşılmayacak... Yarınlarda geçmişine bakmadan seni suçlayacaklar! Kırılganlığından... haksızlıklara baş kaldırmandan Faydalanmak isteyenler olacak... Şiddet hamalı baban ise Kendi kabalıklarının cezasını Sana rağmen Yalnız ve kimsesiz kalmakla çekecek… Acılarının profili hakla, hukukla anlaşılmayacak... Yarınlarda geçmişine bakmadan seni suçlayanlar Bir başkasının yükünü sana taşıtacaklar! Bouchelay, 01.12.2007 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Yaşar KILIÇ | |
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
AHRET KAPISI Şu lahuti kabristan;sırlarla dolu şehir. Cennet bahçesi, ya da cehennemden bir çukur. Alim-i ervahtan gelip, ukbaya akan nehir, Tefekküre daldıran,gizemli, sakin belde, İşte ahret kapısı; heveslenme, sen gel de. Maddi gözler, kulaklar, görmez, duymaz orayı, Günahkara cendere, iyiye nur sarayı, Gitmişler hep gitmişler, bırakmışlar burayı, Ötelerin muştusu gizemli, sakin belde, İşte ahret kapısı; heveslenme, gel gel de. Hep güzellikler burada, nice erler meskundur, Zalimlere kabustur, iyilere efsundur, Gidenler dönmemişler, demek ki çok memnudur Tefekküre daldıran, gizemli, sakin belde Bura ahret kapısı; heveslenme, sen gel de. Yaşlı, çocuk, bebekler gül gibice kokuyor. Mezarların taşında, gören bahtını okuyor. Gönül buruk, göz yaşlı, ibret ibret bakıyor, Ötelerin muştusu; gizemli sakin belde, İşte ahret kapısı; heveslenme, gel gel de. Resul,Nebi, Şahabı,Tabiinler geçtiler, Şehit erler, erenler ecel meyli içtiler. Dünya fani, Hak beğine YAŞARLAR göçtüler, Tefekküre götüren gizemli, sakin belde, Ey ahret kapısı heveslenme, sen gel gel de. 15.06.2001 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |