ÇORUM ATATÜRK HEYKELİ |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
BEN YOKSULLUĞUMU ÖZLÜYORUM Umut ekmek arası bir düş. Hayat verecek bir iksir gibi Seni düşünmek ve hissetmek. Ve soluksuz bir rüya gibimsin gecemde. Unutulmuş seslerimle bir köşede Bir esintiye teslim olurdu güzelliğin. Yaranmaya geç kalmış sevgide Sıramı savardım sevmelerde, Sıramı savardım düş kurup. Bakışlarımızla ödeşirdik Saygı sanırdık utanmaları. Yüz kızarmalarına yenik düşerdi Yüreklerdeki sevdalar. Ben örfümü özlüyorum. Bütün yüzlerin gülmediği Gecikmiş bir ayrılık Gecikmiş bir sabır Yabanıl dağ kuşları yüreğinde Ürkek ve tedirgin. Yitirmelerinden belli baharlarını. Kırılmış bir dal ucu arar Konmaya kendi yalnızlığına. Hani lepiska saçları çocukluğunun Karşılıksız sevgilerden çıkardın yoluma. Yaşlandığımızı bilmezdik zaman içinde Ölümler çoğalırdı farkında olmadan. İçlerinde sevgi taşıyan Bağışlayan sözler gülümserdi dudaklarda. Ben senin feri kaçmış mavi gözlerini görmesem de Renksiz bir sevginin ışığı vuruyordu gözüme. Ölümsüz dokunuşlardı İki okyanus mavisi gözlere. Sessizdi eller. Çocuk hırçınlığında Ve susmayan ağıtlarda Büyüyen bir geleceği taşırdık Sevgimizle suladığımız yüreklerimizde. Ben çocukluk aşkımı özlüyorum Ne arabam vardı Ne villam yatım eskiden. Ayakta kalmaktı yaşamak Ölüme ayak sürüyüp. Sıkımı askerlerimi öldürecek biri Halkımı düşman belleyecek. Cezası ölümdü be yapanın. Hangi devlet niye astınız mı derdi. Onurumuz vardı be eskiden. Aslına dönsün be ne varsa Bir rüyadan uyanır gibi. Varsın hep yoksulluğa yüreğini aralasın yaşam Komşu gözlerin kem bakışlarında bile Bir mutluluk vardı be Beyazlar yamalıydı, çatılar çaresiz. Ne perişanlıklar damlardı yağmurla Bir anamın şefkati vardı Kardeşlerimin güler yüzü. Ben gecekondumu, Ben yoksulluğumu özlüyorum |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Güner KAYMAK | |
Güner KAYMAK Hayat Hikayesi | |
USTAM Madde aleminde mana aranmaz Boşuna uğraşma demedin ustam Yüzüne gülenden sana yar olmaz Kimseye güvenme demedin ustam Bir anda satarlar seni bir pula Muhtaç bırakırlar muhannet kula İster saçını yol istersen ağla Farkına varmazlar demedin ustam Tuttuğun dal bir gün kalır elinden Kurtulamam el alemin dilinden Ayrı kalın vatanından köyünden Çaresiz kalırsın demedin ustam Ayağın kayarsa fena düşersin Aşkın fırınında yanar pişersin Soysuzunda sen ardına düşersin Fazla duygusalsın demedin ustam Filim çevirirler göz yaşı döküp Merhamet dilerler gözüne bakıp Enayidir derler arkandan atıp Kimseye acıma demedin ustam Gönül yarasına derman olmuyor Vefasızlar kadir kıymet bilmiyor Yiğitlik doğruluk para etmiyor Boşuna yıpranma demedin ustam Herkes bir birine çelme takarken Halkın arasına nifak sokarken Sokakta gezmeye insan korkarken Cesaret delilik demedin ustam Huylu huyundan asla geçemez Kaynamış suyu kimse içemez İnsan değerini hayvan bilemez Kendine gel Güner demedin ustam Güner Kaymak / Amsterdam 08.11.2005 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Hıfzı ÖZBEKMEZ | |
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi | |
AŞIĞIN BENİM Hasretinle bitip yanan Güzel gözlerine kanan Seni gelecektir sanan O garip aşığın benim Gönlünden ilhamı kapan Sevmek ne ki sanki tapan Kendine de sultan yapan O garip aşığın benim İsmin düşürmez dilinden Ancak sen anla halinden Vaz geçmeyen can gülünden O garip aşığın benim Latifiyim yakar hasret Canıma da yetti gurbet Bir gün göreceğim elbet O garip aşığın benim Yeter Bana Suratını asma nolur Bir gülüşün yeter bana Ömrüm aşkında son bulur Bir gülüşün yeter bana Gül yüzünde güller açsın Gözlerin neşeler saçsın Sen zaten başıma taçsın Bir gülüşün yeter bana İster sarma kollarını İster ayır yollarını İster sorma hallerimi Bir gülüşün yeter bana Latifiyi sevmesen de Taptığımı bilmesen de Yanına hiç gelmesen de |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
SANA BEN NE DİYEYİM? Söyle bana; neye inandığını da bileyim Sana ben ne diyeyim? Bildiğinden seni saptırmam mümkün mü? Sana ben ne diyeyim? Bildiğinden seni döndüremem ki; Sana ben de diyeyim? İnancın, bildiğin ve sevdiğin senin, Sana ben de diyeyim? Seni dinlerim de sen beni dinler misin? Sana ben de diyeyim? Ağustos 2005 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
KÖR KURŞUNLA VUR BENİ Pamuk elin üşüyüp başına çiğ yağarsa Ayrılık şarkıları gökyüzüne ağarsa Gideceğim diyerek bedeni ter boğarsa Ölüm şekli fark etmez barutlara kar beni Güneş yere inerek gölgemizi vurursa Yıldızlar üzerinde benden ayrı durursa Gideceğim diyerek içini zor bürürse Ölüm şekli fark etmez mayınlara sar beni Çiçek dalından kopup sokaklarda solarsa Sevdanın rengi solup sarı renge çalarsa Gideceğim diyerek içine kar dolarsa Ölüm şekli fark etmez bombalara kur beni Aşk bülbülün susarak yıldızlara küserse Mizabiyi bırakıp yâd ellere eserse Gideceğim diyerek gönlünü kor basarsa Ölüm şekli fark etmez, kör kurşunla vur beni 21.07.2008 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Necati ÇAVDAR | |
Necati ÇAVDAR Hayat Hikayesi | |
GİBİ Ne korkunç şeydir; olmak senden uzakta Yalnız başıma o karanlık, ıssız gecelerde Muhtaçken bir ışığa, sen başka yerde Özledim çiçeğin meyveyi özlediği gibi Bölüyor gecenin sessizliğini saatin gongu Bazen çok uzaklardan bir tıkırtı bir gürültü Bazen bir motor sesi, bazen bir tren düdüğü Özledim Ağustos’ta bitkinin yağmuru özlediği gibi Bu dert bunca meşgale, bitmez sıkıntı içinde Benim ve dünyanın ateş içinde olması nafile Senin hayalin, senin gülüşün gözüm önünde Özledim dağların yeşili özlediği gibi Bu sessiz gecelerde yazarken kalemim Söylemez olan dilim, söylerken kelamım Esen rüzgarlardan alır gibiyim selamın Özledim arının çiçeği özlediği gibi |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Özgür BİÇER | |
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi | |
KANDIRDIM YÜREĞİMİ Sonun da kandırdım yüreğimi, Yağmurlu bir haziran öğlesi. Bir kasaba kahvesinde Bir bardak böğürtlen çayı içip, Bir türkü söyleyene dek, Bir çırpıda unuttum seni… ÇORUM 20,01,1991 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
DOĞMA BEBEK !..
İş yerlerinde Ayırımcılık rüzgârları esiyor Küçülüyor insanlar Çıkarları için… Kin, nefret Büyüdükçe büyüyor… Bunları gelip de Görme bebek… En iyisi Doğma bebek… Sevgi ve insan hakları Kitaplar arasında kaldı İyi insanlar Bunaldıkça bunaldı Bunları gelip de Görme bebek… En iyisi Doğma bebek… Birçok kişi şimdi seyirci Haksızlığa, Sömürüye, düzenbazlığa... Bunları gelip de Görme bebek… En iyisi Doğma bebek… Magnanville – 12.03.1999 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Yaşar KILIÇ | |
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
BİLİNMEZ VADE Bilinmez vadeyi, dipsiz günlere Sattım mazilere, verdim dünlere. Ruhum Kaf Dağına, ne sürgünlere Gitti yaren oldu Anka Kuşları. Mihnetli dünyada,gün batımında. Hayat denizinin son rıhtımında. Ömür gemim kalkar tek rıhtımında Bil ona kavuşmak, ey göz yaşları ! Bir yaprak düşecek,yıldız kayacak. Sevenler bilecek ve anlayacak Burkulmuş yürekle baka kalacak Gördüm çekip gitmiş kervan başları. Mahzun bakışlarla gel sesi bekler Gizemli bir yere götürecekler, YAŞARİ üstte, otlar altta böcekler Ağlarlar halime mezar taşları. |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |