|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
YALNIZLIK Yalnızlık öğle zor ki; ben bilirim bunu, Yaşayan kalbim bakan gözlerim görür onu, Kimse yok yanımda teselli versin. Yalnızlık öyle zor ki; yaşayan benim. Acılar içimde sitem dilimde, Yalnız kaldım bunca gurbet elinde, Tek tesellim sigaramla, radyom. Yalnızlık öyle zor ki; yaşayan benim. Öyle hastayım ki; halim perişan, Ayaklarım yaralı bulunmaz derman, Tutsak oldum evimden çıkmam bir an, Yalnızlık öyle zor ki; yaşayan benim. Dört duvar içinde akşam olmuyor, Akşam olunca kimse gelmiyor, İnsafsız kocam halimi bilmiyor, Yalnızlık öyle zor ki; yaşayan benim. Mutlu musun diye her kez soruyor, Bu acı içimde hemen büyüyor, Çileler beni alıp yürüyor, Yalnız öyle zor ki; yaşayan benim. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ayşe ÇOBAN | |
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi | |
SENİ SENİ Nere gitsem yanımdasın, Damarımda, kanımdasın, Nefesimsin, canımdasın, Arıyorum; seni, seni. Gözlerimin önündesin, Yaşıyorsun ömrümdesin, Uzak değil gönlümdesin, Soruyorum; seni, seni. Damla,damla yaşımdasın, Tükenmeyen aşımdasın, Gezer ayak başımdasın, Korkuyorum; seni, seni. Defterimde, yazımdasın, Tel olmuşsun, sazımdasın, Yolda ayak izimdesin, Görüyorum; seni, beni. Dudağımda,dilimdesin, Dokuduğum kilimdesin, Sayfa, sayfa ilimdesin, Tarıyorum; seni, seni. Mızrap oldun elimdesin, Bağlamamın telindesin, Kemer gibi belimdesin, Sarıyorum; seni,s eni. Arı gibi balımdasın, Seyyah olup yanımdasın, Bir kuş gibi dalımdasın, Koruyorum; seni, seni. ÇOBAN der ki;sözümdesin, Bir ışıksın gözümdesin, Çiçek olmuş özümdesin, Deriyorum; seni, seni. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Güner KAYMAK | |
Güner KAYMAK Hayat Hikayesi | |
DÜNYA DA KARDEŞLİK BARIŞ İSTERİM Ne terör ne savaş ne de işkence Dünya da kardeşlik barış isterim Hakka yalvarırım her gün her gece Dünya da kardeşlik barış isterim İnsanı severim hakkın nurudur Hakkın nazarında insan uludur Cümle alem hakkın güzel kuludur Dünya da kardeşlik barış isterim Biri yer içerken biri bakmasın Hiç kimsenin göz yaşları akmasın İnsan bir birinden asla korkmasın Dünya da kardeşlik barış isterim Aşk ile sevgiyi kültür edelim Hoşgörü saygıya mehil verelim Yüreklerde ikiliği silelim Dünya da kardeşlik barış isterim Gülücükler eksilmesin yüzlerde Aşk umut ışığı olsun gözlerde Şeker şerbet ballar aksın dillerde Dünya da kardeşlik barış isterim Merhameti elden hiç salmayalım Nefsin arzusuna biz uymayalım Kendi kendimizi sorgulayalım Dünya da kardeşlik barış isterim İlime irfana kucak açalım Fitneden fesattan uzak kaçalım Pek yüksekten değil alçak uçalım Dünya da kardeşlik barış isterim Hem duygulu hem duyarlı olalım Gönülden gönüle köprü kuralım Hakikati özümüzden soralım Dünya da kardeşlik barış isterim Hatır gönül kırmak insanlık değil Her kes insanlığa vermeli meyil Kardeş kardeşine olmalı kefil Dünya da kardeşlik barış isterim Ozan Güner sever hakkın kulunu Allah şaşırtmasın kulun yolunu İstemem dünyanın para pulunu Dünya da kardeşlik barış isterim Amsterdam / 15.11.2007 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
BELKİ BİR GÜN
Belki bir gün bu satırları okursun, Belki de okumaz. Belki bir gün bu anlatılanları bilir, Belki de bilmez. Belki de bu yazılanlardan ders çıkartırsın, Belki de tınmazsın. Belki de dersten anlamazsın. Belki de anlarsın. Sen seninle olan hayatı yaşar, Ben benimle olan hayatı Sen seninle olan yaşantını bil, Ben benimle olanı Sen sensizliklerde kaldığında, Ben bensiz olduğumda Sen bir gün bu satırları okursun, Ben de o zaman sorarsın. Dağlar, ovalar, ırmaklar, göller. Bekler seni öylece o güzellikler. Nerede o söylenen sözler kimindi, Bilir misin, bilmez misin şimdi. Gök yanar da, yer yanmaz mı? Dayanılan acıları su almaz mı? Bilenlerle bilmeyen bir olunca, Bu yazılar işte böyle yazılmaz mı? Şimdi dersin, olur dersin, Kimi kime zem edersin? Belki bilir zannederek, Zamanını heba edersin. Tavşan dağa küsmüş de derler Dağın haberi olmazmış. Bu dünyada yazılanlar ise, İnsanlığa kalırmış. Gökyüzünde, yeryüzünde, İşte sana dur sözünde. Ağlayanlar, gülenler de, Ele geçmez gün yüzünde. 20 Haziran 1999 ÇORUM |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Nihat İNCE | |
Nihat İNCE Hayat Hikayesi | |
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM Kalplerimize sevgi, gönüllere taht kurdun. Elindeki kalemle cehaletleri vurdun Bilimin arkasında kale gibi sen durdun İlmin meşalesi sevgili öğretmenim! Silahı kalem olan imanın hiç yenilmez Bilimi sevmeyenin inananın yüzü gülmez Eğitimi olmayan iyi kötüyü bilmez İlmin meşalesi sevgili öğretmenim! Bu kutsal görevini bıkmadan yapıyorsun Bütün öğrencilere eğitim veriyorsun Bütün sevenlerinden takdir alıyorsun İlmin meşalesi sevgili öğretmenim! Sabah güneşi gibi aydınlattın her yeri Yapılan uygarlıklar öğretmenin eseri İlmi bilmeyenler inan geriler geri İlmin meşalesi sevgili öğretmenim! Bütün dünya gidiyor eğitimde ileri Bütün öğretmenlerin kalbimizdedir yeri NİHAT öğretmenine uzatıyor gülleri İlmin meşalesi sevgili öğretmenim! 02-11-2007 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Paşa ÇETEN | |
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi | |
BEY-AZ YAĞ-MUR Nefis ateş, basamaklardan yukarı çıkıyor. Alçaklığın tabanına,heykelini dikiyor gölgeden. Şeytanın kalbi karanlığın vicdanıyım diyor Suları çarmıha geren tılısım bende hüner İhaneti kurşun gibi hedefine koyan benim. Nefis içimde duygularımı kemiren inkar. Nefis bende inançlarımı öldüren katil, Nefis durmadan azap veriyor bedenimle evlerine Utanıyorum bu gerçekleri nasıl gizliyorum gövdemde. Tövbeler bile indiremez bu şöhreti alnımdan. Ta ezelin başı et,dişleri demir fahişesiyim. Aynada şelale gibi gösteririm kendimi dünyaya, İbreti kuşanır, İblisle oynaşırım şehvet sarayında. Nefis kör lambanın fitili, fitne dilimin zehiri Nefis zafer kazanmış komutan gibi rütbeli Bu nefesin son sesi,kabul olmayan son nefesi Beyaz atın üstünde zamanını giyerken ecel, Nefsi alevlerle can evimde ateşleyerek sürükleniyorum. Uzaklaştıkça yaklaşıyorum meşhurun gözlerine Hislerimin ucunda mil gibi sokuluyor hakikat. Göz yaşlarımı beyaz yağmur ateşle siliyor. Ey mana şehri sende, geçit ver çileme! Günahlarım dehşet, denizinde dolup taşıyor. Aşkı hesaba çeken bir sevgili var. Nefsi Cehennemde yakalamaya gidiyorum. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rasim ÇAKICI | |
Rasim ÇAKICI Hayat Hikayesi | |
MEĞER E yol tükenmez sanırdım hayatı, Rüzgarda titreyen dalmış meğer. Gayesiz yasardım sürerdim sefahati, Ömür zamansız solan gülmüş meğer Yollar varmış bozuk ve düzgün, Kimi gün neşeli kimi gün üzgün Amaçsız hırçın ve azgın, Yasam hakka varan yolmuş meğer Mülk için didindim uğraştım, Helal haram demedim çalıştım. Bal ,kaymağa yün döşeğe alıştım, Para diye uğraştığım pulmuş meğer Çoluk, çocuk var çok güvendim, Eşe, dosta dağlar gibi dayandım. Hatır gönül demez kırardım, Canım kadar sevdiğim el imiş meğer. ÇAKICI’IM geç kalmadan etme sen zarar, Kurtul! İsyanından tövbede var yarar. Sarıl İslâm’a, merhemi her yarayı sarar, Bu güne kadar yasadığım ömür boşmuş meğer... 17-03-2003 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza KANDEMİR | |
Rıza KANDEMİR Hayat Hikayesi | |
HACI BEKTAŞ Pervane dönerken arşı semada Höccetin verilmiş gel Hacı Bektaş Pir civanı çağırdığım sırada Akpınar üstünde can Hacı Bektaş Ayetin başıdır elif hecesi Yesevi’nin eri Rumi hocası Seyfe gölü İncilli’nin arası Keçeci babada can Hacı Bektaş Çağrınca mazlum seni bulunca Güzelli’den mahyan çöle varınca Deruni’nin can göçtüğünü duyunca Çileye Beş Taş’a gel Hacı Bektaş Abdal Musa Gaygısız’a seslenir Kırk Budak’tan Seyran bağı beslenir. Mezirmi’ye duman olmuş sislenir Sögüt’te baş ağa zar Hacı Bektaş Akpınar Çeşmesi Kevser akarken Balım Sultan ufuklara bakarken Seyran Bağı gonca gülü kokarken Medet sende kaldı car Hacı Bektaş Karaca Höyük Akpınar’ın solunda Asileri deniz aldı sonunda KUL RIZA’YI kabul eyle yanında Beş Taş’a güvercin gel Hacı Bektaş 9 Kasım 2007 02.15 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
KARGANIN AKLI Kargaya sormuşlar : " Düğünün ne zaman olacak? " diye. Cevap vermiş : " Arpa zamanı... " Eklemişler : " Pekiyi, o zamana kadar Yapacakların neler var? " Demiş : " Korkulukları devirmek... " " Neden ?... " diye Gülmüşler. Karga, biraz düşündükten sonra Cevabı yetiştirmiş: " Bazı insanların Farkı yok korkuluklardan... " Paris - 06.06.2000 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |