Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Adile TÜRKMEN HAYAL OLMUŞ
Ayşe ÇOBAN ERCİYES’E
Erman YILDIRIM GECENİN KEYFİ
Mehmet KARADAĞ BİR GÜN SONUN KARA TOPRAK
Özgür BİÇER YILLAR SONRA
Paşa ÇETEN VAHŞETİN ISINMASI
Sakin KARAKAŞ TURNAM !
Şükrü GÜLTEPE UNUTMADIM BACIM
Üzeyir Lokman ÇAYCI SONRALI VE SONRASIZ
Yaşar KILIÇ KEREM EYLE EY GÜZEL !

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi
HAYAL OLMUŞ
Bir rüya görmüşüm bunca yıl
Ama uyanmamışım geç olmuş
Kapılmasaydım rüzgarına,sesine
Onlar şimdi hayal olmuş.

Göz göze gelmişiz,
Sevdiğimizi söylemişiz,
Sevmeye yemin etmişiz,
Onlar şimdi hayal olmuşuz.
 
Neydi be o günler,o sevgiler.
Seviniyorum çünkü sevdiğim vardı.
Yalanmış bağlanmış gönül sesine
Onlar şimdi hayal olmuş.
 
Sevmek acıyla kadermiş
Adile bir daha mı yemin etmiş
Sevince çok şeyler kaybetmiş
Onlar şimdi hayal olmuş.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ayşe ÇOBAN
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi
ERCİYES’E
Bir yanın yaz. Bir yanın kış.
Gök yüzünde nakış, nakış.
Bilmem o ne biçim bakış
Bize dargın mısın dağlar?

Eğilmez dik durur başın.
Eksilmez mi senin kışın,
Çıkılmaz yüksek yokuşun,
Yoksa vurgun musun dağlar?
 
Çıktık Tekir Yaylasına,
Türkmenlerin sılasına.
Kucağında balasına,
Böyle sargın mısın dağlar?
 
Soğuk deren çağlar akar.
Çiçeklerin başka kokar.
Duruşun bağrımı yakar,
Söyle yorgun musun dağlar?
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
GECENİN KEYFİ
Dün gece yıldızlara büründüm,
Geceyle hasret bölüştüm,
Bir saklandım, bir göründüm,
Yıldızlardaki sevke bakıp.

Bir yumrukta kırdım camı
Oturdum pencereden dışarı,
Sarkıttım gecenin içine ayaklarımı,
Yıldızlardaki coşkunluğa bakın.
 
Yoksa parlamıyor mu ? Eskisi gibi,
Delinmiş mi ? Kökten dibi,
Sensin diyor bu gecenin sahibi,
Yıldızlarda ki şahlanışa bakın.
 
Şafak söküyor yine sabah oldu,
Bütün hayallerim pencereye doldu.
Bu gece burada son buldu.
Güneşteki hevese bakın.

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet KARADAĞ
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi
BİR GÜN SONUN KARA TOPRAK
Dünya kime kalır fani;
Kalan var mı, gören hani ?
Arif olan ölmez koni
Bir gün sonun kara toprak
 
Açar çiçek, bahar, yazda
Arı özün arar tozda
Ozan elin vurur sazda
Bir gün sonun kara toprak

Gönül kırma ömür boşa,
Sakın gelme dostum tuşa
Kamil ol da dürüst yaşa
Bir sonun kara toprak
 
Asla tapma para,pula
Yazık takma kulu kula
Sevgi besle yetim,dula
Bir gün sonun kara toprak
 
KARADAĞ’IM güzel yazar
Her daimdir hazır mezar
Arar beni çarşı Pazar
Bir gün sonun kara toprak.
Ankara 02-07-1983
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Özgür BİÇER
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi
YILLAR SONRA
Yıllar sonra bakıp ta geriye,
Şu şehrin sis yağmurlarını özlemek,
Hiç dinmemiş dostluğumuzu anar gibi,
 
Satır, satır.
Yudumlamak anıları yeni baştan
Bir çocuk yüreği gizli iken yüreğimizde.
Hepten uçarılığı yüklemek
Mamur dizelerin teknesine,
Toy sevinçlerimiz konuşurken bizim yerimize,
Tebessümlerimiz çağrıştırır oluverecek yaşananları.
 
İşte o zaman,
Hiç çizilmemiş bir tablonun,
Erguvani renkli parıltıları olacak arkadaşlığımız.
Gönül bahçemizde yeşerecek
Kır çiçeklerinin binlercesi.
21.05.1999 00:18 SAMSUN
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Paşa ÇETEN
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
VAHŞETİN ISINMASI
Güneşte deprem var, gözleri kopmuş Kudüs'ün
Beynimin çiçekleri dışarı çıkmayın
Kaderimle beraber, korkunun ortasındayım
Ne yukarı çıkıyorum, ne aşağıya düşüyorum
Beli kırılmış taş gibi boşlukta sallanıyorum

Dünyanın gözleri körse, bende; başına düşmeliyim
Ölüm gölgeleri üstümüze geliyor, dalga,dalga
Tunç heykelin gözlerinde, zamanı durduramıyorum
Bense; intikam terazisi yapıyorum, kinden
Bir gözünde canı, bir gözünde bedeni tartıyorum

İbresi vahşetiyle söndürmeden canları söndürmede
yazık,hedefte birleşiyor, iki kızıl kardeş
Biri toprağın üstüne, biri altına düşüyor
Sükut içinde, o maden,o et parçası
Öldüreni bağrında nasılsa yaşatıyor toprak
 
Kartalın kanatlarında nehirler kurudu
Zafer denizinde kandan köprüler
İnsanlığın merhamet ağları, şerre takılıyor
Canlarımıza, ölüm mayalanıyor. zalimce
Havanın oksijenini, nasılda kurutuyor barış
 
Ey nebiyi mihraca uğurlayan şanlı mekan
Senden kopan insanlık, çıkmaza sürükleniyor
Yeryüzüne dağalan o günden heyecan ver
Sabrın kadar dayanıklı gül gibi nazik itaatkar
Neredeysen çık ey, zulme kelepçe takan aşk

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Sakin KARAKAŞ
Sakin KARAKAŞ Hayat Hikayesi
TURNAM !
Turnam !
Vatanımın yüklü bulutlarına,
Tutsaklığımdan selam uçur.
Bayrağımın alını,yaylamın balını,
Ve gökyüzünün mavisini,
Al getir bu dört duvar arasına
Turnam !
Bir türkü yak, gizili kalmış sevdalarıma.
Anahtar ola, pas tutmuş prangalarıma.
Bir ayna tutuver ebemkuşağından,
Vazgeçemedim henüz Tuna dan ve Tanrı Dağı’ndan
Turnam..
Konuver demirden pencereme.
Bir umut ol karanlık geceme.
Altaylar’dan aşayım,
Yağmurlarla buluşayım.
Sırılsıklam ısınsın tenim.
Turnam.
Vatana hasret ,hücrelerde yatan benim.
Bak çizgiler attım, ranzamın kenarına,
Benim türkülerimi söyle, yaşanmış yarına.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Şükrü GÜLTEPE
Şükrü GÜLTEPE Hayat Hikayesi
UNUTMADIM BACIM
Bir zamanlar seninle oynayıp coştuk
Okul yıllarında beraber koştuk
Tarlada çalıştık oraklar biçtik
Unutmadım seni unutmam bacım
 
Ders çalışırken bana öğüt verirdin
Hatamı görünce tokatlar vururdun
Gönül tahtımızda saltanat kurdun
Unutamadım seni unutamam bacım

Almanya’ya gittin mekan tuttun
Çalıştın didindin ömrünü yedin
Bir oğul bir kızı burada koydun
Unutamadım seni unutamam bacım
 
Ne kadar yaşasak sonu ölümdür
İman Kur’an ile gitmek yoludur
Kefene sarılıp giden salındır
Unutamadım seni unutamam bacım
 
Ozan şükrü der ki gelenler gider
Sorgu sual çoktur bilmem ne eder
Belli bir ömürle yaşar da gider
Unutamadım seni unutamam bacım
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi
SONRALI VE SONRASIZ
Kelepçeli umutlarım
Gökyüzünün içinde
Umutlu parıltıları siliyor...
 
Sonralı ve sonrasız
Bir iskelet gibi
Asılı kalıyorsun
Gözlerimin içinde...
Ulaşamadığımız bir gün özlemiyle
Gözkapaklarıma vuruluyor
Ateş yüklü kahkahalar
Sonralı ve sonrasız
Düşünemediğimiz bir anda
Yapraksız kalıyor dallar.
 
Öbür günlerin saydam değişikliğiyle
Sonralı ve sonrasız
Kaçıncı akşamdır bilemiyorum
İnsansız kumar masalarında
Sensizliğe yenilişim? ...
 
Sonralı ve sonrasız
Karanlık pusu kuruyor
Yakalıyor Çok etkiledi beni aç umutlar
Ve...bileklerime takılıyor
Sensizliğin kelepçesi!
07.12.1976


 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi
KEREM EYLE EY GÜZEL!
Leyla’sını arayan ben bir bahtı karayım.
Ey sevgili Mecnun’um hangi çölde arayım?
Düştüm kara sevdaya, acizim, fukarayım
Kerem eyle ey güzel, sana nasıl geleyim?
 
Su diye yanarımda koşar serap görürüm.
Ey dost! Senin aşkınla ilmek ilmek örülürüm
Çirkinliğim bir kambur dağ gibi götürürüm
Kerem eyle ey güzel! Sana nasıl geleyim?

Arzum sana kavuşmak. Olmak sana pervane.
Gamberim aşk yolunda yetişemem kervane
Tut elimden sevgili mültacam ki; dermane,
Kerem eyle ey güzel! Sana nasıl geleyim?
Kerem eyle ey güzel! Sana nasıl geleyim?
 
Ferhat’ım, Şirin’imsin deleyim şu taşları,
Senden ayrılmayayım, aşina bakışları
Kapından kovma; nolur işit yakarışları
Kerem eyle ey güzel! Sana nasıl geleyim?
 
Kerem gibi yanarım,Aslısın gül bağında,
İzin versen beklerim,eşiğin otağında.
YAŞAR idam mahkumu, isteği son çağında
Kerem eyle ey güzel! Sana nasıl geleyim?
11.06.2003

 
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Kasım 2007 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 069