|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
BENİ BEKLER |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Aydin KARABAY | |
Aydın KARABAY Hayat Hikayesi | |
MAĞDUR Mağdurum senin sevgine Senin yanında sensizliğe İçimde ta içimde olsan da Sönmeyen sevgine Mağdurum asabiyetine, hırçınlığına Bir yanıp, bir parlayışına Bir varoluşuna bir de yokluğuna Hiç yokmuş gibi, volkan gibi sevgine Mağdurum senin varlığına Alışamam senin yokluğuna Gidersem bir gün, gerçek yoluna Girersem korkma rüyana... Mağdurum sana Sevincine, üzüntüne, düşüne Birliğine, sevgine, aşkına Allah’ın verdiği nimetine |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erman YILDIRIM | |
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi | |
ATATÜRK Deniz mavisiydi gözlerin Altın sarısıydı saçların Çiçeği,gülüsün vatanın Yüce insansın ATATÜRK Elimdedir resmin Yüreğimdedir ismin Beynimdeki fikrin Öndersin ATATÜRK Yurdumu sen yücelttin Ulusuma can verdin Barışı dostluğu öğrettin Lidersin ATATÜRK Hecelediğim yazıda Nefeslediğim havada Çölde kırda dağda Seni gördüm ATATÜRK Taşımda toprağımda Şu ağaç yaprağında Bu cesette, bu canda Sen varsın ATATÜRK |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Haydar KILIÇ | |
Haydar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
KOCA DÜNYA Koca dünya bilmem sana Kimler gelmiş, kimler geçmiş. Bir cevap versene bana Niçin hap seni terk etmiş Biri gelir, biri gider Gidenlerden yok bir haber Ne olur bana cevap ver Er giden uzun yol tutmuş. Süleyman tahtını kurmuş Uzun yıllar hüküm sürmüş İnsanlara önem vermiş Yaşı olmuş üç yüz altmış Dört Halife Devri gelmiş İslam’ı ikiye bölmüş Suni, Alevi ayırmış Herkes bir yerden el tutmuş AŞIK HAYDAR aydın ozan Gelmiş geçmiş türlü düzen İkiliktir beni üzen Hoş görü nereye gitmiş? |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Özkan KARACA | |
Özkan KARACA Hayat Hikayesi | |
YÜREĞİMİN İSTASYONU Cesetler geçiyor yüreğimin istasyonundan Irak' tan, Filistin' den, Afganistan' dan Ve nice karanlık örtüde kapanan diyarlardan Kuyularının acı tadı ayırıyor yarlardan Kanlı kemedle, terli kefenle boğulan Şafakların remzi karabulutlara sorulan Ruhunu sarsan acılarla yorulan Tarih mirası olan arazileri çalınmış Fasih özgürlüğü kubbelerinden yıkılmış Hayatın elleri hüzünle nasırlanmış Her geçen vagonlarda yüreğim titriyerek Feryat eden gözlerin yağmurunu izliyerek Uzaklığın kanlı deresine fırlattığım Taşların derdini kalemime sordum Göllerin duruluğundan alarak Bir avuç su verdim Çöllerin kuruluğundan alarak Bir damla gözyaşı serdim Kuyunun kanlı rengini Alınlara düşen acı tenini Yüreğimin istasyonuna kapattım Kan pıhtısı dudaklarımda tek leke Acı tanımı duygularımda kaba leke Kafa kafesimde gördüğüm Mazlum insanların boyunlarına Kurşundan zincir çekilmiş Mahkum günleri ile ayaklarına Esaret prangaları vurulmuş Toprak kan kokuyor Bağrına aldığı cesetlerden Taşlar yas tutuyor Yarına saldığı avuçlardan Mazlum insanlık gidenlerin ardında Ruhunun izini sorguluyor Günlerin sislerinde kapanmayacak Zihin odasından çıkmayacak Kalp adasından adımları batmayacak Bir değil, bin insan yüzü... Tankların ayininde kusulan bombalar Namluların tayininde tükürülen kurşunlar Adres sormayan, parmakları yormayan Hainlikler... Duaları olmuş: Kin ve cinayet |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Paşa ÇETEN | |
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi | |
GÜL DUDAKLARIN KALDI Düştü ömürden bahar Sevdalardan kül kaldı Bırakıp gitti her şey Gül dudakların kaldı Yaşlar çekildi gözden Heyecan uçtu sözden o dağlar gibi nazdan Gül dudakların kaldı |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza KANDEMİR | |
Rıza KANDEMİR Hayat Hikayesi | |
GEL GEL Ay karanlık ilk akşamdan batarken Bülbül figan edip gülde öterken Gün doğup da şafak vakti sökerken Gözlerimden yaşlar sel oldu gel gel Sevda gülü dost bağında biterken Ulu hasta gibi yoğun yatarken Of çektikçe duman duman tüterken Yandı sinelerim kül oldu gel gel Mecnun Leyla’sını çölde ararken Ferhat Şirin için dağı delerken Gönül bağım gonca gülü solarken Şimdi sevenlerim el oldu gel gel. Nazlı yarim top zülüfü tararken Zalim tarak sarı saçı yolarken Yavrum diye koyun gibi melerken İyi gün dostlarım el oldu gel gel. Kul RIZA da hasret çekip ağlarken Göz yaşlarım ırmak gibi çağlarken El vurup yaremi tabip bağlarken Gönül dağım tozlu yol oldu gel gel. |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |