Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Adile TÜRKMEN BU AYRILIK AKŞAMINDA
Av. İsmail TORUN BU ÇARŞININ  MASALI
Ayşe ÇOBAN KÖYÜME
Erman YILDIRIM KİMDİ BU
Hıfzı ÖZPEKMEZ ÖLDÜRÜR BENİ
Metin DEMİRCİ  SİMESTİK
Mustafa AKÖZ AĞIT
Ömer SEZER NEDEN

 

 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi
BU AYRILIK AKŞAMINDA
İlk baharda kışa döndüm,
Bu ayrılık akşamında,
Bir yaralı kuşa döndüm,

Bu ayrılık akşamında.
Gözlerime baktın güzel,
Yüreğimi yaktın güzel,
Eller gibi baktın güzel.
 
Anladım ki;aşklar yalan,
Bir daha mı aman aman.
Geçmez oldu zaman,
Bu ayrılık akşamında.
 
Yalan olur güldüm desem,
Mutluluğu buldum desem.
Şarkı olur ne söylesem,
Bu ayrılık akşamında.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
İsmail TORUN
Çöplü Çarşısının yıkılamayacağı İdare Mahkemesinde devam eden davada ikinci bilirkişi raporu ile onandı, artık sayın Çordum Belediyesi bu çarşıyı yıkamayacak. Bir Çanakkale şiirinden uyarlanmış olan Bu Çarşının Masal'ını sana gönderiyorum.
İyi yıllar dileğiyle sevgiler, saygılar.İ.Torun
BU ÇARŞININ MASALI
Bundan yıllarca evvel bu Çorum’un dışında
Çarşımızı seyreden bir evliya yatardı:
Hıdırlık tepesinde, bir devi andırırdı.
En cesur yüreklerde sevgi uyandırırdı.
Nur inerken semadan ÇARŞI sokaklarına
Yeşil sarıklı bir pir, bürünerek allara,
Göğsünde bir ay yıldız her gece zikrederdi.
“Bu ÇARŞI mukaddestir, kimse yıkamaz” derdi.
Velinin kudretine inanmayan dört çapkın
Bu çarşıya ettiler kazmalarıyla akın
Sabırla bekledi esnaf;çoluk çocuk,
İçten gelen bir dua dolaştı dükkan dükkan;
“Göster bu zevata kudretini Yarabbi”!
Birdenbire yıkıldı maketler dağ göçer gibi;
Dört çapkın kazmalarla taşlar altında kaldı.
Karanlıklar boşlukta sallanarak alçaldı.
O gece evliyanın ruhu uçtu Allaha!
Hiç kimse yaklaşmadı bu Çarşıya bir daha…

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ayşe ÇOBAN
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi
KÖYÜME
Kızıl Bayırını, ince belini,
Size anlatayım köyüme bakın...
Doğusundan gelen yağmur selini,
Çöğüre vermişler köyüme bakın...
 
Kimi göçün alıp şehire gitmiş,
Kimisi ömrünü köyde tüketmiş,
Kimisi kirletmiş, kimi yok etmiş;
İnsanı yorulmuş köyüme bakın.

Uzaktan görünür tepeler,dağlar.
Harap olmuş köyde üzümlü bağlar.
Anılarda kaldı o eski çağlar;
Çiftlikler kurulmuş köyüme bakın.
 
Parası bol diye soğan ekerler.
Görmek için bin bir zahmet çekerler;
Satılmazsa gece çöpe dökerler
Cömertler sorulmuş köyüme bakın.
 
AYŞE duygulanıp şiire dökmüş,
Cahil, bahçedeki gülleri sökmüş,
Bülbül figân edip boynunu bükmüş;
Kayalar örülmüş köyüme bakın.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
KİMDİ BU
Devrimleri vardı insanları eğiten
Onlara daima yol gösteren
Tanıdınız mı bu şahsı bilmem
Kimdi bu acaba kimdi
 
Yenilikte ilk adımı atmıştı
Çağdaş uygar bir insandı
Önder bir kişiliği vardı
Kimdi acaba kimdi

Onun sayesinde ilerlemişti Türkiye
Parlak adımlarla geleceğe
Gidiyor Türkiye hep ileriye
Kimdi bu kimdi
 
Vatanı için çalışmıştı
Yurt savunmasında kendini kanıtlamıştı
Geleceğimi aydınlatmıştı
Kimdi bu kimdi
 
Ülkesini deli gibi severdi
Barıştı,dostluktu yücelikti
Bir insan için her şey demekti
Kim olacak MUSTAFA KEMAL’Dİ
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
ÖLDÜRÜR BENİ
Eller ile yollar oldum selamı
Unutturdu bana sözü kelamı
Ey sevdiğim aşkın bana belamı
Halden hale salar öldürür beni

Kestin beni içmeden hem yemeden
Söyle seni sevmem mi buna neden
Yorgun argın yeni geldin demeden
Yoldan yola salar öldürür beni

Rüyan ile hayal ile yaşarken
Şu halime kendim bile şaşarken
Varsam diye karlı dağlar aşarken
İlden ile salar öldürür beni

Düğünde söylüyor en gizli lafı
Ömrünce bitmedi yaptığı gafı
Latifi diyerek alemin safı
Dilden dile salar öldürür beni
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Metin DEMİRCİ
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi 
SİMESTİK
Sana yıkkınım
Gönül şimşek yemiş gibi,
Şimdi bende hüzün çok
Çok kap getir!
Kerbela misali, acı getir, ateş getir
Ne olsa içilir, şimdiden gerü
Ben kaparım,
Yaraçan bağrıma yâre
Dermanı dostlar boğdu,
Deniz bahane.
An ile geldik, an ile gideriz
Gurbetten dokunma
Bu sancı uslanmaz şimdiden gerü.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
AĞIT
Taş olsam senin için eririm derdin
Nerede olursan ol yine gelirim derdin
Mezarda da olsan seni bulurum derdin
Bak mezara düştüm gelmedin.
 
Sen olmayınca dünya bana dar oldu
Sensiz hayat bana çok zor oldu.
Bak mezarımın üstü yol oldu.
Eller geldi geçti sen gelmedin.

Üstüme örtüldü kara topraklar.
Ziyaretçim oldu yabancı kuşlar, kurtlar
Üstünde gezdiğim şu yeşil otlar.
Şimdi benim üstümde bitti gelmedin.

Burnuma bir acı rüzgar geldi, yel geldi.
Seni beklerken yabancı geldi, el geldi..
Sen gelmedin kazma,kürek, bel geldi.
Karıştım toprağa ömür bitti gelmedin.
 
Hep seni bekledi MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Ne yapalım; böyle yazılmış kara yazım.
Gelsen de artık görmez ki gözüm,
Can bedenden çıktı hani gelmedin ?

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ömer SEZER
Ömer SEZER Hayat Hikayesi
NEDEN
Hüzünler içimde bir fırtına! estiği kadar!
Yalnızlığım kumlarda yazılı baş aşağı ağlayışlar!
Bir dalganın sürükleyişinde şimdi onlarda kayboldular!
Yaşam içimde soluklandığım kadar!
Bir nefesten sebep sadece işte o kadar!
Kırık cam parçaları ayağıma batar!
Kan revan olsa da hissetmem sızısını!
Sadece kırmızı bir boya gibidir gözümün gördüğü kadar!
Hayat nasılda kayıp gitmiş ayaklarımın altından!
Haberim olmamış sadece günlermiş rutin takvim yapraklarından yırtılan!
Birde yırtılmış yüreğim var!
Diyorlar ki bu hüzün dolu şiirler niye!
Kimse bilmiyor ben hapisim dünya denilen koca kafeste!
Sahi yalnız değildir diyorlar hiç kimse ve hiç bir zerre!
Peki bu bendeki tek kalmışlık niye!
Acılar mıhlansa da insana bir zaman sonra kendiliğinden düşer!
Ama bu bendekiler bitmiyor her nedense!
Sözlermiş aynası insanın ele veren gözlermiş!
Ben ne aptalmışım da hep yanlışmı görmüşüm!
Geceymiş düşman olan gündüze!
Peki gecedeki bu gündüze kavuşma hasreti niye!
Güneşin doğduğu yer kimin kalbinde!
Neden hep bozuk pusula bende!
Şimdi ağlıyorum göle dönmüş bir ıslaklığın içerisinde!
Sadece ıslanmıyorum seninde bunu anlayabildiğin kadar!
 
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Aralık 2006 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 058