|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
DEDİLER Gurbet ele çıkıp aradım yari, Buralarda bulmak zor dediler. Çırpındım yanalı kuş misali, Kendini yaranı kendin sar dediler. Bir gül gibi sararıp soldum Bazen deli, divane oldum. Gelenden geçenden yari sordum, Gönlüden derinliklerine bak dediler, Ümidimi bağladım geleceğin güne, Hasretiyle ağladım dün gece yine, Allah kavuşturur seveni sevdiğine, Bir sen kavuşmasın öldü dediler. Artık zevk almazdım yaşamaktan, gülmekten. Düşündüm başka çare bulamadım ölümden. Yakası olmayan beyaz gömlekten, Al bir parça sende giy dediler. Aşık olup bülbül gibi kondum güllere, Aktı gözümden yaşlar döndüm sellere, Aşk deryasına baktım daldım göllere, Ferhat gibi sevdim, yari düştüm hallere. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Haydar KILIÇ | |
Haydar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
SÜRECEĞİZ BİZ BU YOLU Yol bize Ali’den kaldı Süreceğiz biz bu yolu Bektaşi Veli’den kaldı Süreceğiz biz bu yolu Geçmişleri anlatarak Gerçekleri dinleterek Ehlibeyti zikrederek Süreceğiz biz bu yolu Dağlarda düzlerdeyiz Aydınların izindeyiz Kerbela’nın yasındayız Süreceğiz biz bu yolu Yol oğluyum yol giderek El bizim nemize gerek Yedi aşık zikrederek Süreceğiz biz bu yolu Aşık HAYDAR Mevla’n Kerim Asla hiç olmaz kederim Yol oğluyum yol giderim Süreceğiz biz bu yolu |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
AHBAP Marko Paşa mı sandın beni ahbap! Git ! Sabır taşına anlat derdini. Milyarderde değilsin sen ey ahbap! Çalış, çabala, bu rızkımdır diye. Mecnun olma sen yapamazsın ahbap! Sevda da Leyla’sı Rabbi dir, onun Bol gördü, açık buldu kapısını. Çöl, dere, tepe. Bu aşkımdır diye. Senden ne milyarder olur ki ahbap! Senden ne bir abdal, ne de bir ermiş, Çalmakla çırpmak kime yarar ahbap! Mecnunluk için bu telaş ne diye? 10 Ekim 2006 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mehmet KARADAĞ | |
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi | |
OLMUYOR BEYLER Yarışmalar böyle olmaz Olmuyor beyler olmuyor! Gerçek ozan ödül almaz Olmuyor beyler olmuyor! Doğru sözden hapis yatar Gerçek ozan göze batar Derdi çoktur katar katar Olmuyor beyler olmuyor! Dili bozuk sazı bozuk Boşa uğraş verme yazık Kazancına olmaz azık Olmuyor beyler olmuyor! Karıştırma kışı yazı Ava giden olma tazı Kimse sevmez yalak kazı Olmuyor beyler olmuyor! Yazın şiir, hece vezin Bu ülkeyi iyi sevin KARADIĞIM böyle tarzım Olmuyor beyler olmuyor! 15/05/2005 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Metin DEMİRCİ | |
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi | |
BİZDE AHVAL BÖYLEDİR Her yer dümdüz alçakları yükselmiş Gevşemiş kapılar sırlar gözükmüş Müslim müşrik aynı safta dizilmiş Herkes dost oldu da dostum kalmadı Herkes her şeyi ister haram tutmazlar Yarin yanağına ortak gütmezler Rağbet eğriye doğru satmazlar Bozuldu niyetler, kısmetim kalmadı. Bizde ahval böyle, ben ne bileyim Ben ben miyim ki, sana ne geleyim Ben ölmem, sana nasıl öleyim Soyuldum ağyara, üstüm kalmadı METİN bu, salınıp dertlere daldı Ağladı kendine, dermansız kaldı Kırk kalbe girdi de, kırk kapı çaldı Rüzgârım bu kadar, estim kalmadı. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Özgür BİÇER | |
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi | |
KARANLIK TEPELERDE BEKLER HAYALLERİM. Karanlık tepelerde bekler hayallerim Sormam ki sana Soramam… Niye beni unuttun niye, Hiç arayıp sormazsın… Yorgun şehirlere düşerim bir an, bir an, Kaybolurum, çıkmaz sokak aralarında bir yanılgının. Suskunluğun Bir arı kovanı kadar arının, taşır zehirli iğnesini. Sen bilmezsin ama her nefes alışımda, Alveollerime sarılan oksijen. Senin aşkından izler taşır. Çizgileri şatafatlı elbiseler giymiş birisi gibi Parlak bu aşk ama aldatıcı Bir selin önüne kapılıp ömrüme koşar Bilmem sen misin, Rüzgar kasvetli geceleri ömrümden silerken Aklıma düşen? Bir şimşek gibi yüreğime serilip, Sözümde yeşeren pamuk tarlalarına yağmuru özleten. 09.12.1997 SAMSUN |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Özkan KARACA | |
Özkan KARACA Hayat Hikayesi | |
İSTANBUL' DA KİMSESİZ Bir ılık sonbaharın yalnızlığında Semayı karabulutların ördüğü saatlerin diliminde Akşamın soğuk deminde, Kadıköy sahilinin dizinde Yüreğimi saran kor alevlerin dibinde Yalnızlığın sarsıcı kollarında Gözlerimde ki nemler bedenimi titreterek Gönlümdeki yaslar ruhumu kemirerek Kalbime dolan hicranla ezilerek Akşamın soğuk deminde Fırtınaların savurucu elinde Ufukların çizgisine doğru ayaklarımı sürüyorum Gecenin ıssızlığında karanlığı yırtan adımlarında Karanlığın anlık soluğunda gözlerimdeki dolunay Sahillerin bedenimi alıp sürükleyen boyunda, Karabulutlar başımda taç Dalgaların kayalıkları döven hırçın seslerin çığlığında Yürüyorum karanlığın gizlediği ufuklara doğru Dilimde dökülen heceler nakış, yaratana yakarış Kalbime saplanan hançer feryat oluyor Ruhuma vurulan tokmak çığlık oluyor İdrakime yığılan seller sızı oluyor Zihnimde ki iğne, fikrimdeki yara Eğik bedenime ağırlık oluyor İstanbul gecesinde bulanıklarla islenmiş ruhum İstanbul gecesinde buhranlarla seslenmiş kafam Gecenin ıssızlığında, hüzünlerin ıslığında Kafamın odasını sarsan uğultu yüklü Çilekeş kimsesizlerin yorganı olan karanlık Üzerlerinde yüklü kasvet, ümitlere olan ahdet Sisli ufukların aydınlığına uzanan eller Yıkık bir hülya gibi sönük ve donuk Hicranın kollarında, hüzünlerin alevinde Ayak izime dolanan bir kedi yalnızlığıma sokulan Karanlığı inleten kedinin mırıltısı gözlerimde yağmurlu Yürüyorum karanlığın meçhullerine doğru Ruhumu kaplayan kara perdelerin bağrında Gönlümü dolduran sislerin altında Kedinin mırıltısı ve dalgaların tokadı Kulaklarımı iğneleyen. Yürüyorum karanlığın gizlediği ufuklara doğru Ey İstanbul..! Hep yaşanılmaz hüzünlerin ile Sende mutluluk ver hazanlarında Hayallerimin aynasında sen, gözlerimin boğuntusunda sen İn cin uykuya dalınca Gecenin boğucu uğultusunda dişlerde gıcırtı İki yanımda kanatlanan evlerin ateşi dinmiş Evsizliğin evinde kör pencerelere gözleri yapıştırarak Yalnızlığın rıhtımında hülyalar la süzülerek Düşlerin tebessümünde lekeli tablolara kapılarak Kimsesizliğin sessizliğinde, kimseleri bekler gibi Yalnız ve yıkık |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Serkan ÖKÇE | |
Serkan ÖKÇE Hayat Hikayesi | |
DÖNÜŞ YOK
Bir çizgi uzar Uzar sınır çizer Yol yok, gidiş yok Demir parmaklıklar örülür Görüş yok, Varsam diyorum tutsam Eli deyse elime Deyse de dönüş yok Mavi bir buluttan düşüyorum Düşüyorum saçlarına Dikenli tel gibi bedenin Kanar, kanar… Bir kere Deymiş temine tenin … O son anı var Ağır ağır bakışı Gidişi Yabancı bir diyar Söylediğim gurbet türküsü İçinde sen var, Feryat var, figan var Harman gibi dağılmış saçlarının örgüsü Ayrılık dediğin aramıza örülmüş bir duvar Döşenmiş tel örgüler Kapalı kapılar Bir çizgi gibi Uzar sana giden yollar Uzar bir daha mı sevmek Bir daha mı Gözlerin gözlerime düşer Üstümüze Çekilmiş kurma kolları Sürülmüş sürgüler… Tutuşmak Sevişmek bir daha mı Umut, umut bir daha mı Çok bekleyeceksin Daha çok Gidişi vardı Dönüşü yok… |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Şevket TOMBUŞ | |
Şevket TOMBUŞ Hayat Hikayesi | |
ŞU İNSANLAR Bazı insan olur ak pak, Kendisine verir ayar; Bazısı olur kaypak Bakarsın pek çabuk kayar. Kimi köşesinde uyur, Kimisi de alır yürür Bazısının burnu büyür, Gökteki yıldızları sayar. Kimisi aşka doymuştur, Kimi yarıda koymuştur Kimi kadere uymuştur Bulamamıştır uygun bir yar. Bu ne biçim nasıl günmüş Kimisi köşeyi dönmüş Kiminin yıldızı sönmüş Kafasını taşa dayar Kimisi camiden çıkmaz, Bazısı dönüp bakmaz. Kimisi hakkı bırakmaz Tanrının emrine uyar. Kimi altın kafestedir. Kimi çürük kümestedir Bu dünya böyle nesledir Kimi açtır, kimi doyar Kimi oluyor hilekâr, Yapmak için fazlaca kâr, Kimi tamamen sahtekâr Yalan yere yemin sayar. Kimi güzel yüzlüdür, Kimi kara gözlüdür, Bazısı da çok nazlıdır Aşkın canına kıyar. Kimi keklik gibi seker, Yüzüne pudrayı eker, Gözüne sürmeyi çeker En sonunda dudak boyar. Kimi iyiliği sever, Bazısı da onu över, Kimisi küfredin söver, Şu dünyada pislik yayar. Kimi vurur başın taşa, Kimisi geçmiştir başa Bazısı hasrettir aşa Kimi kadehe mey koyar. Kimisi çok iratlıdır, Kiminin sözü tatlıdır, Kumu asık suratlıdır Doğru sözü yanlış duyar. Kimi ağır başlıdır, Kimisini gözü yaşlıdır, Kimisi anlayışlıdır, Kimisi de olur hıyar. Kimi yakalar palaska Kimi doymamıştır aşka Herkesin huyu bam başka Derler ki içkidir mi yar. |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |