Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Adile TÜRKMEN SEN
Ayşe ÇOBAN ANNEM
Cuma TÜRKMEN HEP TUZAK İMİŞ
Erman YILDIRIM ÖĞRETMENİM
Erol DUYGUN BU GECELİK YATIYORUM
Hüseyin TAŞKAYA SİGARA
İhsan TOMBUŞ HAYAL KIRIKLIĞI
Mahmut Selim GÜRSEL KARGAYA DEMİŞLER Kİ
Mehmet Ferit KADAYIFÇI ADINI SEN KOY
Mustafa AKÖZ FAKİR
Rıza KOÇAK ACI DÜNYA
Şevket TOMBUŞ KOŞMA
Zeliha GÖK UNUTULANLAR

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi
SEN
Maziye daldıkça hatırlanacak,
Kaybettiklerinde hep yanacak,
Şimdi anılarla avunacak, yaşanacak
Yaşadığım birkaç güzel gündün sen.

Gerçek olmayacak hayaller gibi,
Her vakit edilen dualar gibi,
İlk aşkı yaşayan saf kalpler gibi,
Yaşadığım birkaç güzel gündün sen.
 
Sanki bizden gibi ayrıldı bir el,
Aşkımızı kül gibi savurdu bir yel.
Benle geçirdiğin her anın ömre bedel
Yaşadığım birkaç güzel gündün sen.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ayşe ÇOBAN
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi
ANNEM
Üşüyünce kucağına yaslardın,
Ninniler söyleyip uyuttun annem.
Acıkınca sütün ile besledin,
Ağlatmadın bizi avuttun annem.
 
Uykusuz ve yorgun koşardın işe,
Biraz üzgün görsen verirdin neşe.
Bir varmış, bir yokmuş diye peş peşe,
Masallar anlatıp büyüttün annem.

Biz mindere, sen oturup hasıra,
Üşüşürdük pişirdiğin mısıra,
Öğütler verirdin hep ara sıra,
Sevmeyi saymayı öğrettin annem.
 
Gençlik yıllarında verdiğin emek,
Aşkınla kaynardı lezzetli yemek,
Eksilmez yüzünden hiç gülümsemek,
Önde ışık oldun yürüttün annem.
 
Kutsal emanetsin,başımıza taç.
Sızlayan yareme olursun ilaç.
SEVGİCAN’IM senin duana muhtaç
Gönlümden efkarı dağıttın annem.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Cuma TÜRKMEN
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi
HEP TUZAK İMİŞ
Yıllardır karanlık zemin içinde
Vurmuş, vurulmuştuk hep tuzak imiş
Göz yaşı, işkence, hüzün içinde
Hakikat gerçeğe çok uzak imiş

Kalktıkça perdeler, alana gerçek
Fırsattır, ibreti alana gerçek
Açık unutmayın olana gerçek
Akan o kanlara çok yazık imiş
 
Kardeşin kardeşten farkı yok imiş
Geçmişi, geçmişim temiz pak imiş
Bu işte beyler menfi çok imiş
Çakılmak isteyen, bir kazık imiş.
 
TÜRKMENOĞLU tanı beni inceden
Hayır gelmez, cahil, bağnaz, kinciden
Ayrılmaz bülbüller, gülden, goncadan
Sevgi bizim için bir azık imiş.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
ÖĞRETMENİM
24 kasımda bir rüya gördüm
Okulumla öğretmenle sınıfla
Bilge kişileri diledim durdum
Okulumla, öğretmenle, sınıfla
Tarla, bahçe çiçeklerini derdim
Her iyi işimde okulu gördüm,
Dün neydik bugün nasılı sordum
Okulumla, öğretmenle,sınıfla
En mukaddes okulumun kapısı
Bilgi sundu öğretmenlerimin hepsi
Böylece yapıldı ilmin yapısı
Okulumla, öğretmenle, sınıfla
ERMAN’IN okulu güven ocağı
Açılan kucaklar ana kucağı
Biriken bilgiler barış bucağı
Okulumla, öğretmenle, sınıfla
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erol DUYGUN
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi
BU GECELİK YATIYORUM
Bu gecelik yatıyorum
Dost bağında ötüyorum
İşte geldim gidiyorum
Dua edin arkamızdan.

Hizmetiniz kabul ola
Diledikleriniz gele,
Muhtaç düşmeyiniz ele
Dua edin arkamızdan
 
Yedik,içtik doya doya.
Gitmesin emekler zaya,
Bekliyorum Osmancığa
Dua edin arkamızdan
 
Dost pazara olsun her gün
Felek kırmaz ise çarkım,
Yine gelir belki DUYGUN
Dua edin arkamızdan.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hüseyin TAŞKAYA
İhsan TAŞKAYA Hayat Hikayesi
SİGARA
Dünyada çok insan sigara içiyor
Tiryakiler sigaranın markasını seçiyor
Zararını bile bile ciğerine çekiyor
Bu insanlar neden sigara içiyor ?
 
İnsanlar fors için mi sigara içiyor
Öksüre öksüre kendinden geçiyor
İnsan ne ekerse onu biçiyor
Bu insanlar neden sigara içiyor
 
Sigara sağlığına cebine zarar
Tiryaki durmadan sigara arar
Yaktığınız her sigara zengine yarar
Bu insanlar neden sigara içiyor

Sigarayı bırakmak gerçekten zor
Koşamazsın herkesle Gerede kor
Saymakla bitmez zararı doktora sor
Bu insanlar neden sigara içiyor
 
Sigarayı içip gençlere örnek oluyorsun
Yavaş yavaş her gün biraz ölüyorsun
Sigaranın kanser yaptığını biliyorsun
Bu insanlar neden sigara içiyor.
 
Sigara içmeyenler içenlerden kaçıyor
Paranızı alıyor dumanı havaya uçuyor
Son zamanda sigara tehlikeler saçıyor
Bu insanlar neden sigara içiyor
 
Sigaranın kokusu çok kötü geliyor
Sigaradan çok insanlar ölüyor
Sigaradan gözlerimiz erken kalıyor
Bu insanlar neden sigara içiyor
 
Dileğimiz insanlar sigara içmesin
İçemesinler ciğerlerine çekmesin
Aklı olan sigarayı seçmesin
Bu insanlar artık sigara içmesin.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
İhsan TOMBUŞ
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi
HAYAL KIRIKLIĞI
Gül demeye girdim sevgi bağına,
Tuttuğum güllerin hepsi har oldu.
Bir kumral saçının düştüm ağına
Saçının her teli sanki mar oldu.
 
Kalmadı ümidim, söndü emelim,
Boşa çıktı sana uzanan elim
Dinle feryadımı, işit güzelim
Artık her nefesim ah-ü zâr oldu.

Aşk okuluna hedef kalbimi seçtin
Gönlümü kopardın ruhumu içtin
Madem ki sen benden artık vazgeçtin
Şimdi de ızdırap bana yâr oldu.
 
Müthiş bir işkence her geçen anım,
Kalbimde kalmadı, kurudu kanım.
Ben artık ruhsuzum,yok benim canım
Sensiz dünya bana bir mezar oldu.
 
Yazık emelime,hülyama yazık
En uzun,en tatlı rüyama yazık
Artık zindan olan dünyama yazık
Zulmetle aydınlık bir ayar oldu.
30 Ekim 1945 İstanbul
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
KARGAYA DEMİŞLER Kİ
Kargaya demişler ki;
B..un kimyadır;
O da kalkmış gitmiş gölün üstüne
Oraya etmiş kimya denen b..unu

Kargaya demişler ki;
B..un kimyadır;
O da denizi aramışta
Gücü yetip gidememiş.

Kargaya demişler ki;
B..un kimyadır;
Sonra pişman olmuşta
Etmek istemi de edememiş.
16 Ocak 2003 Çorum
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet Ferit KADAYIFCI
Mehmet Ferit KADAYIFCI Hayat Hikayesi
ADINI SEN KOY
Sen benim için çiçeklerin en güzeli
Sen benim için açılmamış gonca
Sen benim için filizsin
Sen benim için her şeyimsin
 
Seni öyle seviyorum ki
Seni çiçeği arının sevdiği gibi
Seni çok seviyorum canım gibi
Seni hep seveceğim güzelim benim

Sen hep çocuk gibi ağlayan
Sen hep beni çok kızdıran
Sen hep güzel kalan
Sen hep benim için bir gonca
 
Sen hep yanımda olmadığın zaman
Sen hep yalnız kaldığım zaman
Sen hep çok özlediğim zaman
Sen hep kalbimdesin her zaman
 
Sen hep gecelerimi süsleyen ışık
Sen hep düşündüğüm aşık
Sen hep benim için çok özel
Sen içimdesin her zaman.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
FAKİR
Boz eşektir fakirin arabası,treni
Ne direksiyon olur ne dümen, nede freni
Ne lambası var, ne kornası, ne de sireni
Sürmek için ehliyeti bile yoktur fakirin.
 
Altına bir bisiklet alsa düldül zanneder
İki laf konuşabilse kendini bülbül zanneder
Sevdiği için papatya bulsa kırmızı gül zanneder
Lale, menekşe, karanfil olmaz ki fakirin.
 
Mesleğini sorsan ya amele, yada hamallık yapar
Helal kazanmak için ya eski toplar, ya simit satar.
Şehre inse ya garson ya da kapıcılık yapar
Hiç kendi işi olmaz ki fakirin.

Köyde kalsa yapacağı ya hizmetkar ya da çoban
Yiyeceği yufka ekmekle çörek ya da kuru soğan
Ağustos’ta bile soğuk kardır başına yağan
Baharı yazı olmaz ki fakirin.
 
Ceketi yamalı,gömleği eski, çorabı deliktir.
Botu,potini bilmez giydiği kara lastiktir
İç çamaşırına baksan birkaç yeri yırtıktır,
Ütülü pantolonu, kravatı olmaz ki fakirin
 
Fakiri seven ne anası olur, ne de babası,
Ne saygı duran evladı, nede seven karısı
Kerpiçten yapılmıştır fakirin evi yuvası
Apartmanı, villası olmaz ki fakirin.
 
Sanki kış günü gibi soğuktur fakirin yüzü
Hiçbir yerde dinlenmez ki sohbeti, sözü
Fakirliğin derdi söyletir MUSTAFA AKÖZ’Ü
Doğru sözü bile yalan olur fakirin.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza KOÇAK
Rıza KOÇAK Hayat Hikayesi
ACI DÜNYA
Kulak verdim şu aleme
Baktım bu alemde gülen olmamış.
Az çok yaşamış nasibin almış
Ölür insan geri gelen olmamış.
 
Doyamazsın şu dünyanın tadına
Aşık eder seni burada kadına
Ömrün dolar varmazsın farkına
Ölür insan geri gelen olmamış.
 
Dünyaya bakarsan bir dipsiz ambar
Kabe’yi yaptırdı Halil Peygamber
Ali’nin yoldaşı Zülfikar Kamber
Ölür insan geri gelen olmaz

Muhammed Mustafa geldi cihane
Ona da buldular türlü bahane
Zülfikar verildi Ali Şahane
Ölür insan geri gelen olmaz

Yakup’u ağlattı zaman kardaşı
Kırşehir’de aran Hacıbektaşı
Kadıncık ananın ekmeği aşı
Ölür insan geri gelen olmaz
 
Mülke Süleyman’dı şu Davut oğlu
Neçe evliyaların kanadı kolu
Söylenirde Bolu’da bir Köroğlu
Ölür insan geri gelen olmaz
 
Herkes der ki şu dünyada ben kalsam
Al yeşil kalemi elime alsam
Nerde kaldı o Zaloğlu Rüstem
Ölür insan geri gelen olmaz
 
Davut’tu yumrukla demiri düven
Musa’ydı tur dağında koyun güden
Nuh gemisi Cudi Dağına inen
Ölür insan geri gelen olmaz
 
Hakkın emri dünya böyle kurulmuş
Gelen görür,doğan ölür ürünmüş
Çalışmış dünyada herkes yorulmuş
Ölür insan geri gelen olmaz
 
RIZA KOÇAK dünya kimseye kalmaz
Irmaklar akar,denizler dolmaz
Nice insanlar yer toprak doymaz
Ölür insan geri gelen olmaz.
23-01-1992

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 12  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Şevket TOMBUŞ
Şevket TOMBUŞ Hayat Hikayesi
KOŞMA
Ne zaman uğrasam gül bahçesine
Orada sen varsın sanırım güzel.
Kulak versem bir an bülbül sesine,
O anda ben seni anarım güzel.
 
Ahu gözlerini süzer geçersin,
Kanımı mey diye alır içersin,
Aldatmak için hep beni seçersin
Her zaman sözüne kanarım güzel

Yanakların pembe pembe gül gibi,
Ellerin yumuşak ipek tül gibi,
Boynu bükük inleyen bülbüller gibi
Gelirde dalına konarım güzel.
 
Bedi saba eser açar çiçekler
Konarlar üstüne gelir böcekler
Yüzün görmek için köşede bekler
Güllerden bir demet sunarım güzel.
 
Tarladan biçerler yeşil goncayı
Gülistanda buldum körpe goncayı
Sakın takmayasın kancayı
Ömür boyu ağlar yanarım güzel

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 13  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Zeliha GÖK
Zeliha GÖK Hayat Hikayesi
UNUTULANLAR
Tüm zamanlara yağıyor yağmur
Ölüm ve yaşam kıskacında
Toprak kokuyor bedenim
Ölmek mi unutulmak
Bedenimde unutulanlar
Koca mıh gibi çakılmışlar
Bir rüzgar değil fırtına bu yürek
Koca okyanusta bir sandala tutulmak
Sevgi ve korkusuzluk damlarken
Mavi gölgelere bakıyor özlem
Uykuyu unutmuş gözler
Taş batıyor diken batıyor
Şimşekler çakıyor gökyüzümde
Hasret aslan el pençe divan
Bir benim sen değil ben unutulan
 

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Şubat 2004 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 024