|
ISBN 978-975-593-007-7
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
İÇİNDEKİLER
Tıklayarak şiirlere gidebilirsiniz |
KİTAP KÜNYESİ
HAYAT HİKAYESİ
ÖNSÖZ
HACIM
YENİMAHALLE
GÖNÜL HAPİSHANESİ
KİM?
ÇORUM
EĞRİ DOS
O;
SEN
ESİRİNİM SENİN
ÇORUM’DAN ÖNCE
OLMUYOR
RABBİM!
KARAMSAR ARKADAŞ
GÖNÜL İSTER Kİ
SEVİLEN İÇİN
YALNIZ ADAM
BOŞ VERİN
TIMARHANE YOLCUSU
BİLMEMEK
BEKLEME!
İSTEMEM
DAĞLARA SESLENİŞ
GÖRDÜN MÜ?
YOLARSA ORAYA O YOLLAR
GÖRMEDİM
GÖNÜL GÖZÜ
YENİ YIL
ESAS VATAN
AĞLAMA SUS!
AN!
GÖSTERECEĞİM!
ÖĞRETMEK
BOZULAN DÜNYA
NASİHAT
ANLAYANA!
SÖZÜMDE DURDUM
ÇORUM’UN KADISI
KARGAYA DEMİŞLER Kİ
KONUŞMUYORUZ
VATANIM NE HALDE
HER ŞEY TERS
GEÇEN ÇANAKKALE İDİ YA ŞİMDİ?
SANA DİYORUM!
90X90
BABAM
ANAM
SALLAMA BAŞINI
MAHMUT SELİM GÜRSEL
ÇALIŞ,ÜRETKEN OL!
SANA BEN NE DİYEYİM?
BİR GÜN
GÖZ GÖZE MİYİZ?
MEZAR TAŞINLA
BİR YAŞAR BİN ÖLÜRÜM
TAM HIYAR VAKTİ
YAZ
SON BAHAR
AKŞAM MI OLDU?
SEVMEK Mİ ?
ACI MI
BARDAK= CAM/KADEH=CAM
MERHABA MUTLULUK!
NE
EKERSEN ?
BİR BİLEN ANLATSIN
HÜKÜMLÜ MÜYÜZ?
MÜSAADE İSTENMEZ
HAYATTAYIM
“ŞEHİTLERE ÖLÜ DEMEYİNİZ”
NASILSINIZ
DERT Mİ ?
KENDİMİZİ BİLİYOR MUYUZ?
SOKAKLAR
AHBAP
ESİRİNİM SENİN
BELKİ BİR GÜN
BENDEKİ SEN
VATAN |
|
|
|
Çalışmalar TELİF ESERİDİR Yazarlarımızın
gönderileri ile yayına alınmıştır. |
|
GÜRSEL YAYINEVİ |
yazarlarımız yaptıkları paylaşımlardan sorumludur.
|
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif
haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|
|
|
|
01 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
HACIM!
ISBN 978-975 95580-4-8
Mahmut Selim GÜRSEL
Bahçelievler 1.Cadde Çetin
Apt. 10/8 Bahçelievler ÇORUM
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
02 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
Mahmut Selim GÜRSEL
-
1947 tarihinde babamın subay olarak bulunduğu Erzurum'da bir at
arabasında doğum evine giderken doğmuşum. Babam Eminsu Ali Rıza
Gürsel,annem ise Fahriye hanımefendi idi.
-
İlkokula İskenderun'da başladım. Ankara' da bitirdim. Ankara
Yenimahalle Ortaokulunun birinci sömestrsinde babamın emekli
olmasından dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince Atatürk Ortaokuluna
devam ettim. Babamın "oku da oğlum ceketimi satar seni okuturum"
diyerek bana yaptığı nasihatleri ters tepki yaptı, okumuyorum
diyerek okulu birinci sınıfta bıraktım. Marangoz çırağı olarak Azmi
Başar ustanın yanına girdim. Askere gidene kadar ustanın yanında
çalıştım. 1967 tarihin de askerlik dönüşü,Ankara Emniyet
Müdürlüğüne teknisyen olarak göreve başladım. Ortaokulu dışarıdan
2 yılda bitirdim 1972 tarihinde polis memuru olarak Ankara'da
çeşitli şu beler ve kara kollarda çalıştım. 16 Eylül 1973
tarihinde Selma (Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim.
-
1978 yılında ayında naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak
geçtim. Dışarıdan Çorum Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim. Kendi
kendime Osmanlıca’yı öğrenmeye uğraştım,Hat sanatı ile biraz
ilgilendim 150 ye yakın Ser levham var, Çorum Güzel Sanatlar
Galerisinde ve Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim. 3.
8. 1988 tarihinde İl Halk Kütüphanesi Müdür yardımcılığına atandım.
-
1990 tarihinde kütüphanelerdeki kitapların tasnifi ile ilgili 10
yıllık bir araştırmamı "Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)"kitap
haline getirip Kültür Bakanlığına sundum. Kitabımdan Türkiye'deki
bütün kütüphanelere dağıtılmak üzere 1000 adet satın aldılar.
-
1993 yılında Türkiye'deki bütün kütüphanelerde bulunan " El Yazması
" kitapların Ankara Milli Kütüphanesine toplanma kararı veren
Kültür Bakanlığına karşı Çorumlu hemşehrilerimi haber dar ettim,
mahalli radyodan ve gazeteler ile parti il Başkanlarını ile Millet
Vekilimiz Adnan Türkoğlu ve Belediye Başkanımız rahmetli Turan
Kılıççıolu' nun destekleri ile el yazma kitaplarımızın Çorum' da
kalmasını sağladım . Açık öğretim için üniversite sınavlarına girip
kazandım. İkinci sınıfta iken 25 Nisan 1994 tarihinde Tatvan
Bitlis'e Müdür olarak tayinim çıktı ,tayin edildiğim yere
gitmeyerek emekliliğimi istedim.
-
İlkokul sıralarında okuyarak pilot olmanın düşlerini kurardım. Bu
hayalim gerçekleşmedi.Şu anda emekli memurum.
-
Marangozluk,oymacılık, polis memurluğu,memurluk ve idarecilik
yaptım. Her çalıştığım meslekte çeşitli önemli olaylar oldu ise de
son çalıştığım kurumda bence en önemli bir hatıramı anlatmak
istiyorum:Kütüphanedeki çalışmalarım ve " El Yazması Kitaplar"ın
Çorum'da kalması için verdiğim çabalar neticesinde Bitlis
Tatvan’a tayin edilme olayım beni çok yıktı. Fakat bu üzüntümün
boş olduğunu zamanla gördüm. Rabb’imin izni ile Hacca gitmek
nasip oldu,iki kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin
çıkmasına vesile oldum. Mesleklerin insanlara sağladığı maddi
avantaj olarak,evinizi geçindirecek,namerde muhtaç etmeyecek
avantajından başka,manevi olarak;sizin yaptığınız işlerle ilgili
karşılaştığınız problemleri değerlendirirseniz avantajların neler
olabileceğini hayat okulundan öğrenmiş oldum.
-
Yazı yazmaya beni kimse teşvik etmedi Kütüphane için
hazırladığım kitap beni yazmaya teşvik etti. Yazılarım mahalli
basında yayımlandı. Yazılarımdan dolayı bir ödül almadım;fakat
kitapları ve bu dergi benim için en büyük ödüldür.
-
İdealim: Çorum'a tam teşekküllü bilgisayar ortamında bir kütüphane
kazandırmaktır. Bu idealim yüzünden tayinim çıktı. Yayımlanmış dört
çalışmam bulunmaktadır. Bunlar:
-
" Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey) ",
-
"Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar",
-
"Çorum 97" ve
-
"Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergisi 63 sayı
basıldı ve Bu sayfalardan Internet'te yayınlanmakta"
-
“Çorum 2002”
-
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004
-
Bakanlığa sunulmuş;"Alfabetik Türk ve Yabancı Yazarlar Fihristi" ve
"Ne Nerede Başlıklı Arama Fihristi" basım için hazır
beklemektedir. Yazılarım daha çok araştırma dalı ile makale
türüdür. Tiyatro çalışmalarım,şiir ve hikaye denemelerim
bulunmaktadır. Şu anda dergimde yazılarım çıkıyor. Benim
okuyucularıma diyeceklerim şudur ki. Doğru bildiğiniz konuları
savunun. Bu savunmanız size belki tepkiler getirecektir. Bu
tepkileri inceleyerek doğru olup olmadığını araştırın.
-
DOS20-DDS20ALFABETİK YAZARLAR-ÇORUM-ÇORUMLU2000 1.Cilt Menakıb-ı
Koyun Baba CD Çalışmaları
-
http://corumlu.com
-
http://corum.name
-
http://dergisi.info
-
-
SİTELERİM
BULUNMAKTADIR
-
corumlu2000@yahoo.com
-
corumlu2000@hotmail.com
-
-
E-mail adreslerinden yazabilirsiniz.
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
03 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
Mahmut Selim GÜRSEL |
-
-
Bilmem sizde bir iki mısra karalar mısınız?
Karalamazsanız da muhakkak dizeleri okursunuz. Ne yazmış
acaba? Dersiniz muhakkak.
-
Yazdığım
dizeleri elinizde olan bu kitapçıkta topladım. En son
dizeler ile ilk yazdığım dizelere doğru en azından bir
tarihi hatıralara gideceğim.
-
Yaratılan
her şey gibi bizlerde faniyiz; bu dünyada fani.
-
Bu dizeler
çok sevgili eşim Selma GÜRSEL’E ithaf ediyorum
-
Gürsel Yayınevi
30Ağustos 2007 ÇORUM
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
04 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- HACIM!
- Esen bir yelde, akan suda!
- Deniz, ırmak, gölde ve yelde!
- Gezinen gölgelerle yerde,
- İnan ki seni gördüm. Hacım!
-
- Hem önümdesin hem ardımda
- Bir baktım gördüm seni gökte
- Bana bakan her gözde seni,
- İnan ki seni gördüm. Hacım!
-
- Okuduğum kitaplardasın
- Yazı yazdığım kâğıtlarda
- Sen dinlediğim ağıtlarda
- İnan ki seni gördüm. Hacım!
-
- Yürüdüğüm bütün yollarda
- Güzel gördüğüm mekânlarda
- Dolaştığım tüm ülkelerde
- İnan ki seni gördüm. Hacım!
- 16/09/2007
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
05 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- YENİMAHALLE
- Ankara Yenimahalle
son durak,
- İnince bu durakta
belediye otobüsünden
- Bir ufak meydancık
sizi karşılıyor!
- Evlerin bittiği bu
yer, etraf bir çorak.
- Mezbelelik değilse
de ona yakın şey.
- Molozlar,
döküntüler, sanki çöplük,
-
- Her nedense durak
burada sonlanmış!
- Yol bitmiş, sanki
devam etmiş ulanmış.
- Yolun biri tepeye,
biri inişe devam etmiş.
- İnişli yerin sağ
tarafında yazlık bir sinema!
- Bu yol iner
kıvrılarak beşinci durağa,
- Karışır ana yol ile
buluştuğu kavşakta.
- Sol tarafı boş,
aralarla kaplı bir alan koskoca.
-
- Tepeye giden yolda
ise iki sıra ev yapılmış,
- İki katlı şirin mi
şirin evler, bahçeler bunlar!
- Bir taraf evlerin
önü çam ağaçlı, parklarla süslü,
- Yol ise ham toprak,
halen asfalt bile olmamış.
- Çam ağaçları fidan
daha, toprak, tozla kaplanmış.
- Ankara 1959
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
06 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- GÖNÜL HAPİSHANESİ
- Yanıyor yine hapishanemin
lambası.
- Gam dağıtıyor, aydınlattığı
yerlere!
-
- Düşene kadar boş verdiysen
bu hale sen,
- Düştükten sonra bu gam, bu
üzüntü niye?
-
- Akıyor gözyaşım hiç bıkıp
usanmadan,
- Herkes bakıyor mu, bu benim
göz selime.
-
- Bu dertli, gamlı olan kim,
ben kimim? Diye.
- Soruyor garip mahkûm hep
kendi kendine.
-
- Bu hapishane bir gönül
parmaklığıdır.
- Gülmekle, ağlamak, sevmek
de hep hediye.
-
- Karşılıksız sevgi bir dert
ile bir çile,
- Düştükten sonra bu gam ve
ağlamak niye?
- 22/11/1972 ANKARA
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
07 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- KİM?
- Elbette biliyorsun,
- Kendi haline bakınca;
- Niçin utanmıyorsun!
- Biliyorsun sende,
- Etrafına bakınca;
- Sen hiç utanmıyorsun!
- Kim olduğunu
biliyorsun,
- Görüyor, biliyorsun,
- Kızarmıyor,
utanmıyorsun!
- 14 07 2006 13.20
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
08 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- ÇORUM
- Gelmiştik esas
memleketimize
- Yabancı idik bütün her kese
-
- Yaşıtlarım bana
yanaşamadılar
- Ankaralı bu çocuk dediler
bir birlerine
-
- Ortaokula devam ettim
burada
- Uyum sağlayamadım bu
yeniliğe
-
- Ticareti devam ettirdiysem
de
- Ankara’ya uymadı buradaki
sermaye
-
- Okulu da savsakladık bu
arada
- Babam verdi beni bir sanata
-
- Olacaktım marangoz
mobilyacı
- Bana olacaksın altın
bilezik sahibi
-
- Birkaç gün gittim geldim
oraya,
- Usta hiç iş vermedi nedense
bana,
-
- Bende o dükkân da yok iken
- Çalıştırdım gördüğümü
işleyen
-
- Birkaç zıvana deldim
kapılar için
- Sonra belki yanlış olur,
dursun dedim!
-
- Usta geldi, yaptığıma önce
kızar gibi oldu
- Aferin yahu! Bakarak
kavramışsın iş sana uydu!
-
- Sırası geldi gösterdi sonra
bana bildiği işleri
- Ustam bana öğretiyor bu
mesleği bilgiyi
- 15 Haziran 1961
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
09 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- EĞRİ DOS
Bir dost buldum acı,
Bırakayım dedim gitmez.
Bir dost buldum eğri,
Biraz doğrulmak istemez.
Bir yar buldum güzel,
Beni yar diye bilmez.
Bir gül buldum güzel,
Bana bir koku vermez.
Bir hiç buldum işe yaramaz,
Benimdir o kovarım gitmez.
-
03/12/1971
Ankara
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
10 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
O;
- Sen O'nu.
Tanımak istersen,
Etrafına bakman yeter.
O;
Her yerde.
Senin içinde,
İçini okuman yeter.
O;
İşiten,gören,
Senin bilmediğini,
Anlamadığını bilen.
O;
Ol dedi,
Her şey O'nun emri,
Anlamanı emreden.
O;
Emretti sana,
Yapmanı istedi,
İnsanlığını bildiren.
17 Mart 2002
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
11 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SEN
- Sen ne idin bu gün, o
isen sen!
- Sevenlerin mi yok
yalnız mısın sen!
- Beklerken yolları
kimi istersen,
- Gönderirler sana
iyiyi ister, dilersen!
-
- Sen! Neredeysen orası
senindir bilsen.
- Nefes al sen!
Dağlarda bir gülersen!
- Sevenlerin olur
elbette sen bir dikensen,
- Gönderirler sana
iyiyi ister, dilersen!
-
- Sen! Sen olmadan önse
yine sendin.
- Sevmeyi bilmeden yine
gülerdin,
- Bahçeler harap oldu
şimdi sendin,
- Gönderirler sana
iyiyi ister, dilersen!
- 14 04 2002
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
12 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- ESİRİNİM SENİN
- Kader bağlantısı,
derin mi derin.
- Aşkta gülmek yok,
ağlarım serin.
- Dost sefası mı;
olacak mı senin?
- Eğlenmek istiyorlar,
bu kader benim!
-
- Gökyüzünde yıldızlar
parlaktır neden?
- Deniz ay ışığından
neden raks eder?
- Semalarda bulutlar
hür gezerlerken,
- Ben neden, neden,
esirinim senin?
- 13/6/1972 ANKARA
-
-
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
13 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- ÇORUM’DAN ÖNCE
- Hatıramız bildiğimiz bir
iki ilde
- Adana; Köprüköy diyorlardı
o zaman!
- Hatıramda kalan tren yolu
geçerdi köprüden.
- Yollamışlardı Kore’ye
trenle katar, katar,
- Anadolu evlatları
gittilerdi limana o an.
- O yıl yollamışlardı babamı
görevi icabı
- Hatay İskenderun’a üç ay
geçici görevli
- Bizi de götürmüştü mahkûmdu
eli
- Orduevi malum odasına
yerleştirmişti!
- Üç ay kalınca orda görevi
sabitlendi
- Mecbur buldu babam bir ev
çok büyük bahçeli
- Annemin arkadaşları
gelmişlerdi bize oturmaya
- Çocukları da var çoğuz ya
oynamak gerek
- Aldık testereyi bahçedeki
muzları kestik!
- Kele yapmış muz ağacı ile
birlikte savaşmıştık!
- Ertesi gün gelmişti aybaşı
kira zamanı
- Gelmişti ev sahibi kadır.
Korkmuştu anacığım
- Görür muzları halini ev
sahibesi kadından
- Yahu ne yapmışsınız derse,
ne derdi o anda
- Ev sahibi kadın kapıdan
savmaya kalkan anamı
- Şüphelenen biraz iteleyip
girdi evin kapısından.
- Kadın yerde boyluca yatan
yirmi otuz muz ağacı
- Ev sahibi muzları
göstererek; beyiniz mi tımarladı?
- Muzların gelmişti zamanları
yenilenmek için
- Bilgiliymiş beyiniz muz
ağacı hakkında aferin.
- Evi kontrol için girdi
içeri, baktı evinin içine
- Aldı kirasını elinden
oturdu buyur denmeden
- Annem kahve yaptı ona içip
gitti evimizden
- Meğer biz haylaz çocuklar
bilmeden iyi etmişiz
- Yenilemişi muz ağaçların
keserek erkenden
- İskenderun da burada
ilkokula başladım anım.
- Birde kardeşim doğdu burada
iki idik üç olduk
- Sonra babam Hatay Dörtyol’a
görevi çıktı
- Dörtyol bulduk bir portakal
bahçesinin içine ev
- Ev sahibi gösterdi babama
birkaç portakal ağacı
- Bunları olunca yesin
çocuklar afiyet ile dedi
- Annesi vardı hatırlarım
yaşlıca Hatun nine
- Anneme verirdi sepet sepet
taze narenciye
- Bir kaç yıl sonra evde bir
telaş, bir koşuşturma
- Toplandı eşyalar balyalar,
tutuldu yol Ankara’ya
- Ankara Yeni Mahallede
tuttuk bir ev yeni.
- Önü yeni yol boyu park
dikilmiş çam fidanları
- Yeni Mahallede İlkokul dört
ve beşi okudum
- Sonra; Otobüs ile Ortaokula
gitmeye başladım.
- Semt pazarında ticaret
orada gördüm ve tanıdım
- Pazarda kazancım bin dokuz
elli dokuzda
- Haftalık olmuştu iki yüz,
Aylık altı yüz lira
- Babam rahmetlik alırdı ayda
üç yüz elli lira
- Kira ona, mutfak ona, soba
ona, masraf ona.
- Verirdim anama, derdim
babam kırılmasın ha!
- Harca ana, babamı
sıkıştırma, ben kazandıkça!
- Sonra Yirmi Yedi Mayıs bin
dokuz yüz altmış
- Vatana geldi kâbus, korku
bilinmeyen hal.
- Geldi bilgi babama emekli
ol dediler zorla
- Geldik baba vatanı olan
Çorum’a Ankara’dan
- Mecburiyet demişti babam!
Ankara da işimiz yok!
- Emekli olmuştu babam
Tandoğan’da fabrikadan
- Biraz mahzun ve hırslı idi
anam; gelirken Çorum’a
- Bizler yeni yerde idik yine
Çorum’a hikaye işte bu.
- 10 Temmuz 1960 ÇORUM
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
14 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
OLMUYOR RABBİM!
İçmek, içmek istiyorum.
Kanmak, kandırmak geliyor içimden.
Bağırmak, ağlamak istiyorum.
Olmuyor, olmuyor Rabb’im.
Sevmek, sevilmek diliyorum.
Bakmak, görmek istiyorum
Deli gibi ağlamak, yırtınmak.
Olmuyor, olmuyor Rabb’im.
Dövüşmek,dövülmek istiyorum,
Kana kana ağlamak geliyor içimden
Yok olup gitmek istiyorum
Olmuyor,olmuyor Rabb’im.
- 13/07/1972 ANKARA
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
15 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- KARAMSAR
ARKADAŞ
- Ben dert keder dağıtamam
arkadaş!
- Şenim neşeli ve güler
yüzlüyüm.
- Ben somurtamam, ağlamam
arkadaş!
- Sevinçliyim, şakrağım ve
gülecim.
-
- Ben severim. Sevilirim
arkadaş!
- Sevileme mez lik nedir hiç
bilmem.
- Ben nazlanmak, bilmem
arkadaş!
- Senin gibi çıtkırıldım
değilim.
-
- Sen, sen nesin; kimsin?
Bilsen arkadaş!
- Ben senin gibi bilinmez
değilim.
- Ben buyum, böyleyim işte
arkadaş!
- Böyle yaratana ben asi
değilim.
- 12/12/1972 ANKARA
-
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
16 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
GÖNÜL İSTER Kİ
- Bağlarda, bahçelerde
uzanıp ta yatmak,
- Sıra dağları gibi
yıkılmadan durmak
- Birleşip de el ele
Çorumlu da olmak,
- Gönül ister ki
Çorum’da Çorumlu olmak.
- İster bu mahzun
gönül, gurbetçi gönül
- Bakma da görmemek
Çorumluyu
- Anlamak istemez isen
sen bile
- Kim okuyacak benim
bildiğimi?
- 03/08/1972 ANKARA
-
-
-
-
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
17 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
SEVİLEN İÇİN
-
Gözlerin mavi, deniz gibi.
Ruhumun derinliğinde esen
Gönlümdeki gülün yaprakları
Ve sensiz geçen geceler.
Derinlere dalmak isterdim.
Ta ruhuma kadar inen yolu,
Bulmakla; bulmamakla
Kımız içmiş sarhoş gibi.
Dertlenmek isterdim.
Düşündükçe inan seni!
Benim olmanı düş ederdim
Ta seni sevdim seveli.
-
-
03/10/1971 Ankara
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
18 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- YALNIZ ADAM
- Bir yalnız adamı tanırım
Ta ezelden beri o yalnız.
Ana, baba, bacısı yoktur.
Gözleri dolu, ya kapalı
Dertleri ganidir başında
Silkeleyip de kaçmak ister.
Bırakmazlar ki; yakasını
Yapışmışlar ona atamaz.
Yakar cebinden bir sigara,
Derinden içine çekip de,
Unutmak ister o her şeyi,
Heyhat işte yine yalnızdır.
Bazen gözleri dalar da,
Deniz mavisi dumanlara
Bir iki damla gözlerinde
O ağlayamaz, gülemez de.
03/02/1972 Ankara
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
19 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
BOŞ VERİN
- Seherde öten bülbülüm,
neden susarsın!
- Hey beyaz gül! Sen
bülbülüne dargın mısın?
- Tanyeri neden sende
yaslar içindesin?
- Boş verin, değmez! Benim
için üzülmeyin.
-
- Kızaran soba, sen kimden
utanıyorsun?
- Alev alan ocak, neden
sıkılıyorsun?
- Bu dünya çok yalancı. Ona
hiç kanmayın.
- Boş verin, değmez! Buna siz
hiç aldırmayın.
-
- Toprak sen yüzünü ne olur
karartmasan,
- Verdiğin o ürünler gibi
besler olsan.
- Sana gelen biz, Adem’ler
korkmadan gelse.
- Boş verin değmez! Bu
dünyada her şey yalan.
-
- 22/12/1972 ANKARA
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
20 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- TIMARHANE YOLCUSU
-
Kader ağlarını yavaş
yavaş örüyor.
-
Bataklığa gidiyorsun
bak milim milim
-
Düşünmezsen bu
dünyayı olursun salim
-
Boş ver şu geçmişe,
şen olsun istikbalin.
-
-
Sevmek ne haddine be,
sevilmekte keza
-
Tutuldum zannetme,
sen bu kara sevdaya
-
Bir yol alır gider,
boş yorumlanır rüya.
-
Kanma kimseyi!
Gidersin tımarhaneye.
-
-
30/12/1972 ANKARA
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
21 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BİLMEMEK
-
Bilmek; bilmemekten iyi,
Senin o güzel gözlerini,
Sevmen, sevmemenden iyi,
O dünya, bu dünya işlerini.
Görmen, görmemenden iyi
İyiliği, sevgisizliği
Hissetmen, hissizliğinden iyi,
Gelecekteki dünya işlerini
Yarının ne getireceğini,
Sevginin ne olacağını,
Beklemenin ne doğuracağını,
Bilmemek ne kadar iyi
-
15 Mart 2002
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
22 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
BEKLEME!
- Bekleme
övüleceğini.
- Bekleme
yerileceğini.
- Kendinden
bekle övülmeyi,
- Sen
kendin yerersin kendini.
-
Beklediğin güzel günleri,
- Ayları ve
yılları unut!
- Unut ki
senin geçenini.
- Onlar mı
seni sen yapanlar.
- Sen
bekleme kimseden yardım,
- Unut
yardımı sen, et umut.
- Bilme,
bildiklerini unut,
- İnsanlara
anlat sen üstlen.
- Bilgini
ver bilmelerini.
- Bekleme
övüleceğini.
- Bekleme
yerileceğini.
-
05/06/2002
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
23 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- İSTEMEM
- Sızısız çare,
- Dertsiz baş.
- Problemsiz
arkadaş
- İstemem!
-
- Göğsümde yare,
- Gözde kalan yaş
- Sırrı olmayan
sırdaş
- İstemem!
-
- Gidilmeyen
seyyare
- Çatılmayan kaş,
- Katılmayan
yoldaş
- İstemem!
- 09,03,2002
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
24 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- DAĞLARA SESLENİŞ
-
Ulu başları karlı dağlar,
Sizin de bir derdiniz var mı?
Yaşayan insanlar gibi
Sizinde bir dostunuz var mı?
Çınar dikili eteklerin,
Bir gün kesilir elbet senin.
Bu kesilen nefeslerin,
Acısı de sizde var mı?
Bizler geldik bu dünyaya,
Rabb’i sena ve anmaya,
Size ulu dağlar dedik,
Rabb’imizin ol emriyle.
-
-
30 Ağustos 2001
-
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
25 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- GÖRDÜN MÜ?
-
Gördün mü sen şiir
yazan kalemleri?
-
Gördün mü kıta kıta
şiirleri düzenleri?
-
Gördün mü sen beyaz
kağıda çizen,
-
Gördün mü blok nota
şiir düşüren.
-
-
Nereden göreceksin ki
sen şiir yazanı,
-
Ne bileceksin ki o
anda gelen dizeleri,
-
Nasıl oluyor da
kalemden dökülenleri,
-
Nereden geldiğini,
nasıl yazdırıldığını
-
-
Bilmek kolay değil
şiir yazması,
-
Dört dörtlük ile
çıkan şairleri,
-
Onların neler yazıp
da bu alanda,
-
Birden değil at
koşturdukları.
-
-
20 Temmuz 2002
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
26 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- YOLARSA ORAYA O YOLLAR
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Para, pul, zenginlik hepsi
bahane,
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Yaşlılıkla gençlik hepsi
bahane
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Hava yolu, kara yolu
bahane.
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Olmaz olur o an; her şey
bahane.
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Derler ki, sen zengin
değilsin ya hu !
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Karışırlar sana ; bakma
onlara
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Fakiri, zengin eder
gönlünce O!
-
- O yollar; yollarsa oraya
seni,
- Zengini yoksul kılar
isterse O!
-
- 29 Nisan 2002
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
27 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
GÖRMEDİM
-
Dün gece rüyamda gördüm Ülkemi;
-
Sesiz ve sakin gibi geldi bana yine.
-
Bağları, bahçeler, tarlaları yem yeşil,
-
Sesleri olmayan, neşeli gibi gözüken insanları
-
Sanki arzda yetişen ve büyüyen ot misali
-
Hiç sesleri çıkmıyor, duygusuz sessizlik içinde
-
Sanki arzda gezen, yayılan koyun misali.
-
-
Hak aranmıyor nedense, HAK hiç tanınmıyor.
-
Kendini bilmezler, haksızlar yine hak yiyor.
-
Sessizlik sürüyor, kimse kendisine gelen;
-
Kimse başkasına gelen haksızlıklara
-
Hiç kimse karışmıyor. Hiçbir şeye.
-
Sanki onlara dokunmuyor haksızlıklar;
-
Sanki ot misali, merada yayılan koyun misali.
-
Sanki doğru söyleyeni ne artık dokuz köyde
seviyorlar(!)
-
Yalan söyleyeni artık her yerde baş tacı
ediyorlar
-
Sesiz olanlar bile buralarda yaşıyorlar bakarak;
-
Sesini çıkartanı ise bir kaşık boğuyorlar her
kesin önünde.
-
-
Dün gece rüyamda gördüm Ülkemi;
-
Sesiz ve sakin gibi geldi bana yine.
-
Alan memnundu sanki veren memnun,
-
Hiç kimse itiraz etmiyordu hayattan.
-
Ses çıkartmıyordu otlağa salınmış mal gibi.
-
Hakkını aramıyordu, bakıyordu bön bön.
-
Ot gibiydiler, koyun misali bakıyor;
-
Çobanının çaldığı kavalı ve martavalı
dinliyorlardı.
-
Başlarına gelenlere, geleceklere bile artık
-
Artık her nedense;”La havle bile çekemiyorlardı.”
-
Alıştırmıştı onları; onları yöneten çobanları
-
Gözleri bakıyordu yakını ve uzağı fakat görmeyen
-
Gördüklerine hiç tepki ve cevap veremeyen
-
Sesiz ve sakin, bön, bön.
-
-
11.11.2005 16,45 Çorum
-
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
28 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- GÖNÜL GÖZÜ
- Gördü göz, O’nu
gördü,
- Bekle gör dedi
özü,
- Sor! O’nu kimin
sözü,
- Gözüm seni
özlerim!
-
- Dağlar, bağlar,
bahçeler,
- Bu birbirini
ekler,
- O’na bakan göz
görür,
- Gönülün hayat
özü!
-
- Arlanmayan
arlanmaz,
- Kırdan sonra
yaşım az,
- O teneşir
paklamaz.
- Sallanma deli
gönül,
- 10 Temmuz 2002
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
29 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
YENİ YIL
-
Bekliyoruz her yıl seni,
- Nerede
kaldın yeni yıl?
- Geldi,
gitti derken; o gün, şu gün.
- Bayram,
seyran vesaire gün!
- Sormadık
hiç bir zaman,
- Geliyor
ölüm, o vakit, o gün.
- Sel olur
akar günler,
- Bakarsın
kalmaz ömür.
- Sen
seninle olanlara düşün,
- Kaç kişi
kaldı bu gün?
- Nerede
anan, baban, eben, deden?
- Neredeler
Amcam, dayın yengen?
- Hepsi
gününü gün etmek isterdi,
- Ölümü hiç
biri düşünmedi.
- Gelsin
bayram, gelsin o gün,
- Beklerken
geldi o beklenen gün.
- 26 Aralık
2002
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
30 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- ESAS
VATAN
- Bırak
artık beni gafil gönlüm!
- Bırak da
kendi kendimi bulayım!
- Güzel
gösterdiğin dünya ile
- Ben artık
rahatlık isteyim!
-
- Yaşamak
isteyen gönlüm,
- Dünyada
kal; bırak beni emi?
- Bırak da
artık hazırlanayım
- Bu Dünya
umudumuz değil!
-
- Umut olan
bu esas hayata
- Esas olan
dünya da yaşamaya
- Sen
hayatta kal bedenimle
- Gönlüm,
bırak artık beni!
-
- Bırak
yaşadığın güzellikleri
- Güzel
gözükenler senin olsun
- Gitmek
için hazır olmalıyım
-
Bulunmalıyım artık fanilikte!
-
- Yok;
olmak değil amacım benim,
- Korkmadan
gireyim ben toprağa,
- Kapıdan
geçerek o esas vatana,
- Bırak
beni varayım asıl vatanıma!
- 13 Mart
2003 02,20
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
31 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- AĞLAMA SUS!
- Sus gülüm!
- Bak sana gülüm
diyorum!
- Sen benim tek
gülümsün,
- Seni bağrıma
bastım,
- Sana bağlandım.
- Seni sevdim.
- Sus!
-
- Sussana artık
biraz!
- Dinle biraz
etrafını,
- Seni seven kişi
için sesini
- Seni saran için
nefesini,
- Seni anlayan
için gözyaşını
- Tut ve sus!
-
- Acının
biliyorum,
- Herkes biliyor.
- Çok ağrın var,
- Ne olur gülüm
sus,
- Eritiyorsun
beni de,
- Etrafındakileri
de,
- Ne olur sus!
- 30 Ağustos 2002
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
32 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
AN!
- O gün bu
gördüğün yerlerde
- Bir gün o
topraklar yok olacak.
- Oraya bakınca
gördüğüm bu yer mi?
- Diye bakınıp
duracaksın sen!
- Evet, o
gördüğün yerler artık ateş,
- O gördüğün
topraklar kömür,
- O gördüğün
güzellikler
- Hepsi birden
Cehennem,
- Olarak karşında
duracak!
- Onları
tanıyacaksın ateş olarak
- Bedenini saran
kıvrak alevler
- Ve seni yok
ederek tekrarlar;
- Yeniden yaratan
Rabb’ini
- Anarak
yaşadığın yer
- Olarak
bulacaksın.
- Son pişmanlığa
ramak kalmadan
- Sen sen ol da
esas dünyanı bil,
- Orada geçecek
zamanlarda;
- Bulunduğun
mekânlarda
- Acı ile, zahmet
ile Rabb’in
- Sana verdiği
elem ile değil;
- Sana vereceği
saadet
- Rahatlık ve
neşe ile an.
- Cennetlik olman
kolay!
- 13 Mart 2003
02,15
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
33 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
GÖSTERECEĞİM!
- Size ne dedim
de olmadı dostlar!
- Ölmeden başka
her şeyi;
- Ölümümü hariç
günleri,
- Size dedim de
olmadı mı?
- Gelin yazalım
dedim,
- İnanmadınız
bana.
- Çizin,
yayınlayım dedim.
- İnanıp
gülümsediniz bana.
- İşte size bu
sayfaları göstereceğim,
- Bu yazılanları
belgedir,
- Sizlerin
bilginizdir,
- İsterdim ki
inanaydınız,
- Bana bu
satırları yazdırmayaydınız.
- 30 Ekim 2002
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
34 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ÖĞRETMEK
- Bir harf
öğretmek zevki var ya,
- O öğreten için
bütün dünya.
- Bir cümle
öğretirsin sen ya,
- O senindir
bütün dünya.
- Yazar, çizer
olursa öğrettiğin,
- Kâinat
senindir, bilirsin ya.
- Onun için
öğretin bildiğinizi,
- Öğretmek kadar
güzel var mı ya?
- Oku de. Okuma
deme,
- Öğret de
öğretme deme,
- Bu dünya fani
gitmesin senle
- Bildiğin
bilgiye öğretilere!
- 28.01.2003
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
35 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BOZULAN DÜNYA
- Acılar ve savaş,
- Kapımıza gelmeye,
- Yüreğimizi
delmeye,
- Çalışıyorken,
- Bizler nelerle
uğraşıyoruz!
- Kimimiz mevkiimiz
için,
- Konseylerimizi
topluyoruz,
- Kimimiz zam
aldığımız için,
- Teşekkür
ediyoruz,
- Kimimiz ağlıyor
veya gülüyoruz!
- Yarını
düşünmüyor, üzülmüyoruz.
- Savaş fırtınası
geliyor,
- Kasırga, tayfun,
hortum,
- Sen hâlâ ne
düşünüyorsun
- Ne kuruyorsun
dostum!
- Vade denen
zamanın dolunca,
- Ölümden korkman
boş,
- Ağlaman,
yakınman;
- Korkmana gerek
yok.
- O gelince senin
kaçacak,
- Sığınacak kapın
hiç yok!
- 16 Ocak 2003
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
36 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- NASİHAT
- Bir dünya
bulmuşsun, otur yerinde demek!
- Bulunduğun bu
dünyada oturmaman gerek!
- Çalışmak,
çabalamak, uğraşman vazifendir.
- Gerekirse koşman
için enerjin gerek!
-
- Babandan kaldı
sanma, oturduğun vatanı.
- On binlerin kanı
aktı suladı bu toprağı,
- Sana beleşten
geldi sanma bu toprak.
- Ananın, babanın,
atanın eski çabasına bak!
-
- Bu dünyada yok
iken onlar vardı.
- Seni anan doğurdu
bu vatan için.
- Bu günün çocuğu
iken, oldun delikanlı sen.
- Ne yaptın vatan
için hiç düşündün mü sen?
-
- Birde ileride,
ihtiyarsın bütün bir beden.
- Getirirler seni
muhakkak musalla taşına,
- Sorarlar: -
Nasıldı bu dünyada bu fani?
- Oradakiler usulen
demesinler sana iyi.
-
- Ey gençler,
kendilerini genç bilenler!
- Ey bu vatanın
genç bilinen çocukları!
- Uzun sandığın
zaman çok yakın bil.
- Vatan, Millet
için çalış, üretken ol sen.
-
- Atan sana çalış,
sakın uyuma demiş.
- Sen uyursan,
düşman uyumaz bil.
- Neler üretir, ne
bilgiler verir sana.
- Bulmuşsun sanma,
verileni sana.
-
- Bir bedeli vardır
verdiklerinin.
- Alır son damla
kanını bedeninin.
- Sömürür bir
vampir gibi senin kanını.
- Rabb'im yine
verir sanma sana o canı.
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
37 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ANLAYANA!
- Kendi
çalar kendi oynar...
- Kendi
yazar kendi okur...
- Kendisini
böyle tatmin eder...
- Zıkkımın
kökünü içesi...
- Bilmez
ki; bilen olarak bilesi...
- İstenmez
ki; adam yerine konası...
- İşi
karıştırma, pekmezci sanası....
- Ne
Dumul’u var ne de Dumul parası...
- Kendi
çalar kendi oynar kahrolası..
- Bu
dünyada yaşadığını sanır açıkçası
- Tuzu yaş,
meyi bol onun olası...
- Zıkkımın
kökünü içesin sen sen olası...
- "Senin
dinin sana benim dimin bana" bilesi...
- "Senin
kitabın sana, benimki bana" göndermesi..
- Okumayı
bilmez ki oku da anla diyesi...
-
Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Göresi...
- Bu
kelimeyi bile bilmez kahrolası.
- Dini
bilmez, Allah'ı tanımaz o saksı
- Kafa diye
taşırsa ne yaparsın bedeni çürüyesi.
- "Kendi
çalar kendi oynar" herkesçe bilinesi...
- "Kendi
yazar kendi okur" sizlerce de anlayası...
- Kendisini
böyle tatmin eder...
- Zıkkımın
kökünü içesi...
-
Yaratanından af iste gel de gerisi....
-
11.11.2006 11.11
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
38 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SÖZÜMDE DURDUM
-
Ben sözümde durdum.
-
Ya sen durdun mu?
-
Seni denerken
sözlerimle
-
Senden isterken borç
para,
-
Senden sahiden mi
istedim
-
Hiç anlamadın mı?
-
Ben sözümde durdum.
-
Sizin için yazdım.
-
Size yazdırdım.
-
Size zorlada olsa
okuttum.
-
Pek çoğunuz ne
yaptığımı bilmediniz,
-
Ya da bilmek
istemediniz.
-
Ben sözümde durdum.
-
Ya siz durdunuz mu?
-
-
12 Haziran 2005
17.00 Çorum
-
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
39 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- ÇORUM’UN KADISI
- Çorum; Amasya’ya bağlı iken;
- Bir rüşvetçi kadı varmış.
- Aldığı rüşvetler ile
- Çorumluların canına tak etmiş.
- Çorumlular toplanıp;
- Gizlice bir name yazıp padişaha;
- Bir heyet seçerek yola çıkarmışlar.
- Heyet Kırk dilim'e varınca arkalarından,
- Yetişmiş kadı ile adamları.
- Heyeti durdurmuşlar hemen.
- Kadı heyet başkanının yanına gelip:
- Geri dönmelerini, bir şey göstereceğini,
- Heyetin ikna olmazsa eğer;
- İstanbul'a tekrar gitmelerini dilemiş,
- Heyettekiler bakalım, ikna olmazsak eğer,
- Müsaade de etti gideriz İstanbul'a.
- Padişaha şikâyet ederiz demişler.
- Kırk dilim'den Çorum'a dönmüşler.
- Doğruca heyet ve kadının adamları
- Kadının evine birlikte gitmişler.
- Kadı adamlarına dışarıda kalın demiş.
- İçeri gidince de heyete dönmüş:
- Burada gördükleriniz sizde kalacak
- Kimseye söylemeyin ben o zaman
- Size söyleyin diye bildiririm! Demiş.
- Yemin de almış orada heyetten.
- Beraberce bodruma girmişler.
- Kadı bodrumdaki üç küpü göstermiş,
- Heyet başkanına dönerek söylemiş:
- Şu baştakinin ağzını aç demiş,
- Heyet başkanı küpü açmış,
- Görmüşler ki ağzına kadar altın dolu
- İkincisini de açtırmış, oda altın dolu,
- Üçüncüsünü de açtırmış kadı ısrarla;
- Bakmışlar yarıyı biraz geçmiş
- Olarak o da çil çil altınla dolu.
- Kadı sesini biraz yükseltmiş:
- Bakın şikâyete giden Çorum heyeti!
- Ben üç küple geldim, iki buçuğu doldu.
- Yarımı da yakında dolar, başkası da yok.
- Şayet beni şikâyet ederseniz,
- Ben iki buçuk küpü alıp giderim.
- Yalnız; gelen kadı da üç küple gelir,
- Gerisini siz artık düşünün. Demiş.
- Eski rüşvetçiler belki de kanaatkârlarmış,
- Üç küple idare ederlermiş.
- Ya şimdikiler küp değil oda da
- Doldursalar yetmez imiş.
-
- 01/03/2006 Çorum
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
40 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- KARGAYA DEMİŞLER Kİ
- Kargaya demişler ki;
- B..un kimyadır;
- O da kalkmış gitmiş gölün
üstüne
- Oraya etmiş kimya denen
b..unu
-
- Kargaya demişler ki;
- B..un kimyadır;
- O da denizi aramışta
- Gücü yetip gidememiş.
-
- Kargaya demişler ki;
- B..un kimyadır;
- Sonra pişman olmuşta
- Etmek istemi de edememiş.
-
- 16 Ocak 2003 Çorum
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
41 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- KONUŞMUYORUZ
-
Sana söyledim.
Duymadım mı?
Sen kendini nasıl anlamıyorsun?
Ben seni anlamadıysam eğer,
Niçin kendini anlatmıyorsun?
Bizleri yaratan; insan yaratmış,
Hayvanlar koklaşarak anlaşırmış.
İnsan olduğumuz doğru ise neden,
Savaşarak birleşip, anlaşıyoruz da;
Neden konuşmuyoruz?
-
13 Mart 2003 01,20
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
42 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- VATANIM NE HALDE
- Vatanımda bedenleri cenabet
- Vatanım toprağında nedamet
- Vatanımda cenabet
postalları
- Bırakmayalım diyenlere inat
- Geldiler, toprağımıza
girdiler
- Bizim sonumuzun başlangıcı
- Olacak gibi görüyorlar,
- Bu oyun da sizler piyon,
- Vatanımda bulunanlar
cenabet
- Bizi de cenabet gibi
ediyor.
- “Ey bu topraklar için
- Toprağa düşmüş asker “
- Nerede benim emanetim?
- Nerede öldüğüm Vatanım?
- Nerede namus ve edebim.
- Derse ne diyeceğiz?
- Bilen varsa versin cevabı.
- Öğrenelim doğruysa eğer.
- Satmayın üç beş kuruşa,
- Cenabetin gezdiği güzel
- Güzel olduğu kadar da
- Narin Vatanımdan defol!
-
- 13 Mart 2003 03,25
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
43 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- HER ŞEY
TERS
- Gök yerde, deniz gökte duruyor;
- Yer değiştirmiş her şey gibi.
- Sevmek için yanaştığım zaman;
- Dövmek geliyor içimden.
- Kavga için yanaştığım zaman;
- Öpmek geliyor gönlümden.
- Niye böyle oldum diyorum ben?
- Ne yaptım da her şey ters gidiyor?
- Kabahat bende mi acaba diyorum?
- Yoksa zamanda mı, dünyamda mı?
- Politika bir diyor, pir demiyor
- Söz veriliyor da niçin tutulmuyor?
- Savaş var deniyor, görüyoruz da;
- Niçin bu savaşa katılıyoruz?
- Her şey ters gidiyor neden?
- İnsanlık mı öldü acaba diyorum;
- Bir çocuk öldü diye kıyamet kopuyor;
- Tonlarca bomba atılıyor da;
- Hiçbir ülke ses çıkartmıyor.
- Sanki burada hiç çocuk ölmüyor
-
- 19 Mayıs 2004
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
44 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- GEÇEN ÇANAKKALE İDİ YA ŞİMDİ?
- Senin için yaşayan Vatanımın evlatları,
senin için; seni savunmaya geldiler.
- Siperler kazlılar o senin
kara sinende, sıcacık kucağının içine hepsi girdiler.
- Geldi muhteşem gürültülerle
onlar, medeni geçinen yedi düvel gemileri,
- Çanakkale’yi topları ile
dövdüler Kutsal Vatan toprağına her düşen gülle
- Açtırdı kırmızı
karanfilleri toprakta, kan kan olarak fışkırdılar o şefkat
kucakta
- Ne kadar çok top mermisi
attılar onlar; o kadar kırmızı karanfil açtı bu Vatanda.
- O kadar çok açtı ki;
Mehmet’i, Mustafa’yı, Mahmut’u,
Osman’ı, Ali’yi,Veli’yi
- Karanfil gibi bu Vatan
toprağında tap taze, kan kokan kutsal
şehitleriyle.
- Açtırdı o melun top
mermileri siperlerden, açılan karanfiller bizim
evlatlarımızdı;
- Atılan toplar Vatan
toprağını deldi, bu kutsal vatanın evlatlarını siperlerinde
vurdu,
- Rabb’inin emrettiği gibi
göçtüler, hiç gözlerini kırpmadan; Rabb’imin dediği gibi:
- “Şehitlere sakın ölü
demeyiniz; Onlar ölü değil diridirler” der
Kutsal Kur’anında
- Bunu anlamaz Müslüman
olamayan; bunu bilemez Vatanını
anası sayamayan
- Dövdükleri Vatan toprağında
başka Türk kalmadı sandılar
çıktılar ellerini sallayarak
-
Vatan toprağının
koylarına; köşelerine, Sanki bir piknik
havası ile çıktılar kıyılara
-
Bu piknik havası çok
çabuk bozuldu. Geçte olsa anladılar ki piknik yeri
değil burası
-
Kutsal Türk toprağı, vatan denen
yurt parçası, Türk’ün
kanları ile suladığı bahçesi.
-
Düşman çekilirken
tonlarca mühimmat, yiyeceği ortada
kaldı;zehir döktüler üstlerine;
-
Çekildiklerini belli
etmek istemeden tekrar arkalarına
bakmadan bindiler gemilerine.
-
Tekrar geldikleri
yerlere gittiler geldikleri gibi, arkalarına
bakmadan açtıkları sefere;
-
Bir sürü ölmüş bu
diyardan göçmüş cesetleri bırakarak
bu kutsal Vatanımın toprağında.
-
Ey Türk Evladı!
Tekrar kapına gelecek; yedi düvelle bu
gün de dikkat et o günkü düşman
-
Dikkat et Vatanın bir
tane senin Anandır; Anadolu demişti Atan. İyi düşün;
tanı düşmanı
-
Sakın ananın namusunu
sıkı sıkı tut anan bir daha
bulunmaz; Türk evladı Vatanını.
-
Bu Vatandan başka Vatanımız yok
iyi düşünelim hepimiz
hey uyan Türk evladı!
-
-
20/03/2003
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
45 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SANA
DİYORUM!
- Sevgilim sana diyorum.
- Seni incitmek istemiyorum.
- Seni yüceltmek için sana söylüyor
- Sana yeni yemekleri yap diyorum.
- Pişir, resimleyelim onları,
- Sonra yayınlarız Internet’te
- Belki de basarız bir kitapta.
- Okur, bilmeyenler öğrenir diyorum.
- Kızma bana, kendin için yemek yap
- Bende çeşnisinden bakayım,
- Elimden geldiğince yazayım.
-
- 28 Aralık 2004 ÇORUM
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
46 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- 90X90
- Ne desem,
- Ne de sorsam.
- Kimi hoş,
- Kimi boş,
- Kimi sarhoş.
- Ne desem boş.
- Şeytan bile kaçmış,
- Böyle görünce desem.
- Erkek için çok hoş,
- Kadınlar için nahoş,
- Sarılmak istemez mi gören,
- Sabredersen modern diyen,
- Görmemezlik edersin desem,
- Bakarsın gene ben ve sen.
- Ne kadar kolay görüyor musun ?
- Açıl,saçıl; neden ?
- Bilmeden sana empoze eden ?
- Seni bu halde görmek isteyen.
- Görünce bu halini kıs kıs gülen,
- İnan senin karşı cinsin insan.
- Seni görünce böyle,seni kışkırtan,
- Modernlikle ölçü diye gösteren,
- Kim ?
- Bir düşün !
- Sonra kendine dön.
- Sen ki Cennetle müjdelenensin,
- Sen ki,Muhammed Mustafa'ya ana,
- Sen ki; Havva olarak gelen.
- Ben bir şey demeden,
- Senin etini,görünüşünü kullanan,
- Seni erkeklere pazarlayan,
- Bu hallerini göstererek reytingler sağlayan,
-
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
47 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
BABAM
- Eğer benim bildiğim
Onun için güldüğüm
Sıkılınca gördüğüm
O benim babam.
Sabah erken yedide
Gider işi olan yere.
Tandoğan’da ordonat
Fabrikada komutan.
Servis gelir giderdi,
Özel şoför bilmezdi,
Binerdi beraber herkesle
Gider idi mesaisine.
Yirmi yedi Mayıs’ın
Tantanalı gününde
Sabah erkenden geldi
Arabası bizim eve.
Babam,bana bakarak
Dikkat et. Bu bir tarih
Tarihin yazıldığı gün
Büyüyünce anlarsın
Bu sözlerimi dinlersin.
Koşarak gitti aracına.
Radyoda marşlar vardı
Birisi ise konuşmakta.
İhtilal var diyordu,
Halkı sükuna davet ediyordu.
27 Mayıs 1960
Gördüğüm ilk ihtilal buydu.
27 Mayıs 2006
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
48 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ANAM
- O’nu tanıdığım andan sonra
- Bulundun başka bir tutkuda
- Beni doğuran anamdı o;
- Bana bakan atamdı o
- Doğurmuş, emzirmiş, yedirmiş
- Beni herkesten sakınıp büyütmüş
- Derdime ilk koşan kimsemdi
- Beni bağrında besleyendi
- İlk sevgiyi ondan gördüm ben
- Bildiğimi ondan öğrendim ben
- İlk harfleri bana o öğretti
- Yazmayı da kalem tutmayı da
- Çarpım tablosunu gösteren
- Ağladığım zaman ağlayan
- Gülerken ben gülen anam
- Bir gün ayırdı felek denen
- Alınyazısı bizi bizden
- Aldı götürdü esas yurduna
- Allah’ın O’nu af etsen!
- Bizi büyüten, yürüten sensin
- Anamı yanında rahat ettirsen
-
- 27 Mayıs 2006
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
49 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
SALLAMA BAŞINI
-
Sallama başını sen önüne eğme,
-
Her şeye sende evet dersen eğer,
-
Seni de sayarlar kendine değer,
-
Bilirsen el öpülecekse eğer.
-
-
Tasdik etme bilmediğin her şeyi
-
Bildirirler yoksa yanlış bilgiyi
-
Sonra sende pişman olursan eğer
-
Her şeye sende evet dersen eğer.
-
Bildiğin sana söyleyeni dinle
-
Gerekirse tasdik et eğrisin söyle
-
Bilmediğin yerde öğreten kimse
-
Her şeye sende evet dersen eğer.
-
-
Sallama başın her zaman aşağı
-
Bazen yok manası ile yukarı
-
Dinle, öğren bilmediğin noktayı
-
Her şeye sende evet dersen eğer.
-
-
14.04.2006 Çorum
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
50 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- MAHMUT SELİM GÜRSEL
-
..... bana,
-
..... yana,
-
..... sana,
-
..... ona.
-
-
..... durdun,
-
..... vurdun,
-
..... kurdun,
-
..... yordun.
-
-
..... adım,
-
..... ağdım,
-
..... çağdım
-
..... sandım
-
-
..... attın,
-
..... aktın,
-
..... baktın,
-
..... yaktın
-
-
-
..... astın,
-
..... kestin,
-
..... kastın,
-
..... şaştın.
-
-
01 Temmuz 2005
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
51 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ÇALIŞ, ÜRETKEN OL!
- Çalış, üretken
ol! Demişti atan.
- Boşuna mı
söyledi atan anan.
- “Su uyur
düşman uyumaz” onlardan
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
-
- Para kazanmak
olmasın gayretin.
- Parayı kazan
da olsun servetin,
- Bu haramsız
kazanç olsun gayretin
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
-
- Kul hakkını
yemekten uzak ol sen
- Bu Dünyada
güzel gözüktü dersen.
- Çıkar sonra
haksız parayı yersen.
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
-
- Arkanda bırak
yararlı eser sen
- Helal olsun bu
yaşadığın evren
- Sen ol şimdi
ve ileride gülen
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
-
- Başına musibet
gelmeden senin
- Nasihati,
sakla! Bu sözüm derin.
- Deme nasihati
ne yapayım senin
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
-
- Bu bir yaşlı
amca nasihatinden!
- Amca:-Nasihat
değil para versen!
- Büyük sözünü
dinlemem ben dersen!
- Üret sen!
Vatanı, Milleti, düşün.
- 19 Mayıs 2003
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
52 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SANA BEN NE DİYEYİM?
- Söyle bana; neye inandığını da bileyim
- Sana ben ne diyeyim?
- Bildiğinden seni saptırmam mümkün mü?
- Sana ben ne diyeyim?
- Bildiğinden seni döndüremem ki;
- Sana ben de diyeyim?
- İnancın, bildiğin ve sevdiğin senin,
- Sana ben de diyeyim?
- Seni dinlerim de sen beni dinler misin?
- Sana ben de diyeyim?
-
- Ağustos 2005
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
53 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BİR
GÜN
- Bir gün
hepimiz göçeceğiz bu dünyadan
- Gelecek
bak o gün hiç beklenmediğin an
- Sessizce
alıp götürecekler hayattan
-
Yaşadığını zannettiğin işte bu an
-
- Sevgi!
Bilinmeyen bir bilmece dünyadan
- Aşk!
Heyecan ve tanınmak istenen o an
- Umut! O
beklenen bir deneyimdir inan
- Hayal!
Kırılmasın candan umudun bir an.
-
- Bir gün,
sıramızın geldiğinde meydandan
-
Çağıracak inan bizi bir bir yaratan
- Soracak:
Ne buldun o kısacık hayattan
-
Susacağız, konuşan el, ayak ve azan.
-
03/07/2007
-
-
-
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
54 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- GÖZ GÖZE MİYİZ?
- Seninle benim sevgimi ey güzel!
- Kim bilecek; kim nasıl hissedecek?
- Kim ne diyecek? Senin için bana;
- Hiçbir söz ve kem kelam etmeyecek.
-
- Seninle ben göz göze geldiğimde,
- Kim bilecek; kim nasıl hissedecek?
- Aşkımızı hiç bilemeyecekler,
- Birbirlerine ne söyleyecekler
-
- Ölünce birimiz önce ve sonra,
- Kim bilecek; kim nasıl hissedecek?
- Bakacağız salımızın ardına,
- Ağlayacak kalan yalnız başına.
-
- 14 Mayıs 2006
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
55 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- MEZAR
TAŞINLA
- Bir başka diyara geçiş kapısı;
- Yattığın toprak anan senin anla !
- Başında dikilmiş duran dünyadakilere
- Bilgi veren yaftan mezar taşınla.
-
- Bakan bilmezse de seni anlar;
- Okursa eğer sendin ismini,
- Bir “Fatiha” beklersin herkesten.
- Bilgi veren yaftan mezar taşınla.
-
- Bilir misin ki sen şimdi yaşıyorsun,
- Zamanın gelince sende gireceksin,
- Belki bir Cennete,belki bir Cehenneme,
- Bilgi veren yaftan mezar taşınla.
-
- Kiminde yontma taştan bulunur
- Kiminin mermer ve somakiden
- Kimininki ise kaya parçası
- Bilgi veren yaftan mezar taşınla.
-
- 01/01/2007
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
56 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BİR YAŞAR
BİN ÖLÜRÜM
-
İnsan neden doğarken ağlar bilir misin?
-
Nereden bileceksin ki!
-
Anasının karnında bir dünyaya gideceği söylenir;
-
Merak eder, ana karnında öğrenir.
-
Çıkınca dünyaya yaşadığı bir haznedeki su değil
-
Uzay içerisinde koskoca bir alan
-
Korkar onun için ağlar, ağlarda ağlar.
-
Emekler, yürür, büyür de büyür.
-
Yollarsın ya gelin olur, ya asker
-
Gider ha gider. Gider ha gider.
-
Bakarsın bir gün öldü derler,
-
İnsanlar omuzlar götürüp yolcu ederler.
-
İşte ilk doğarken öleceğini bildiğinden
-
İnsan doğarken onun için ağlar derler.
-
-
23 Nisan 2007
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
57 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- TAM HIYAR
VAKTİ
- Tam hıyar vaktidir bu günler
- Taze ve kokulu yenen cinsler
- Ye yiyebilirsen yaptıkları bu işler
- Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
-
- Kimi hıyar memlekete turist getirdiğini sanır,
- Başka hıyar ise ekümenlik masalı anlatır
- Diğer hıyar edebiyatta tekim diye övünür
- Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
-
- Kimine paye verir, Anavatanına söv diye
- Bazılarına makam verir Ülkeni sat diye
- Onlara anlatır Vatanına söveni sev diye
- Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
-
- Vatanımızda bu hıyarlar varken düşünmek
- Bilmek gerek bu hıyarları nasıl yemek
- Elin Gavuru kullanırken bulara hıyar demek
- Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
-
- Hangi hıyarlardan bahsettiğimi
- Okur bilir elbet; okuyan dizelerimi
- Beklenmez kimseden övgü isteği
- Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
-
- 14 Mayıs 2007 14.00 ÇORUM
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
58 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
YAZ
-
Türkçemizin güzelliklerinden.
-
İster mevsim olarak algıla;
-
İster kalemi veya klavyeni al "yaz"
-
Mevsim olarak da düşünsek insanlar
-
Severler bu mevsimi "Yaz"
-
Yazı olarak da algılasak bunu
-
Bildiklerini "Yaz"
-
Neden bildiklerini yazarsa yazar
-
Bilmediğini yazamaz da ondan
-
İşte arkadaşlar,
-
Denetimli de olsa grubu
-
Bizleri kıracak, inciteceklerden
-
Kırgınlıkları baştan önlemek içindir
-
İşte burada sen de "Yaz"
-
-
05/06/2007 19,45 ÇORUM
-
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
59
|
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
SON BAHAR
- Bir yok oluş değildir;
- Son bahar
- Her yılın da inanın
- Kışı var
- Sonra dirilir dünya gelir;
- İlk bahar
- Kavrulur hayatlar,
- İşte Yaz
- İşte ömür için biçilen
- Dört mevsim var.
- İnsanda doğar,
- Yaşar ve ölür.
- Ölüm inanın olmaz bir son bahar.
- Görülür burada anlayan için
- Bir döngü dünya ile,hayat
- Yaratan boşa yaratmamış
- İnsan dünyaya boşa gelmemiş
- Mevsimlerde de var bir nasihat.
- "Anlayana sivri sinek saz,
- Anlamaya davul zurna az"
-
- 22/06/2007Çorum 15,28
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
60 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- AKŞAM MI
OLDU ?
Güneş doğunca semada
Beyaz gül de olsa dalda
Aydınlanmış alanlarda
İnsan beyaz tenli de olsa
Gölgesi siyah olur.
Gölgeleri görünce de;
Akşam mı oldu ? De.
Kar yağınca dallara
Beyazlık her yeri kaplasa
Gölgesi siyah olur.
Derim ki kendi kendime
Neden? Bilenler varsa.
Siyah gölgeler neden?
Yoksa gördüğüm ben
Gölgesi siyah olur.
Bence akşamın karanlığı
İnsanda, gül de yaşadığı
Görüntünün tersi ise
Gölgesi siyah olur.
-
- 11/07/2007 01.05
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
61 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SEVMEK Mİ ?
-
Neden bu telaş,bu kargaşa ?
-
Sende başka,bende başka bu telâşe..
-
Sendeki gördüğüm tekrarlar ise;
-
Benim seninle yaşama tutkusu.
-
-
Gideceğimiz ömür yolculuğunda
-
Buluştuğumuz yerden başlar yolumuz
-
Aşacağız tepeleri,dağları birer birer
-
Bu son diyerek, bir sonsuzluk daha
-
-
Sakin ol ki gözlerinde kaybolmayım
-
Sakin ol ki arayınca beni bulduğun
-
Sonsuzluğa sürsün bir sarhoşluğum
Sakin ol ki ayıksın bu bir hoşluğum
-
-
Senin sevmen,bunca nefret mi ?
-
Benim için ağlayıp da bayılışın
-
Ondandır,senin için sarhoşluğum
-
Yaşamak ve inan seni sayıklayarak.
-
-
15 07 2007
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
62 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ACI MI
-
Acımı, tatlımı ayrılığın şarkısı
-
Bilmemekte miyiz sonun zamanını
-
Sevmek dediğimiz olguyu bil sekte eğer
-
Sevilmemek istermişiz aslında meğer
-
Bilinmeyen meçhul bir âlemdeyiz
-
Sevmek nedir bilmemekteyiz.
-
Sevil’de sevme demişler birileri
-
Ağlamak istersen işte mendil
-
İşte tenha bir mahalde bir mekân
-
Saklama gözyaşlarını hür bırak aksın
-
Sonunda sen rahatlayacaksın
-
-
04/09/2007 Çorum 00.25
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
63 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BARDAK=
CAM/KADEH=CAM
Tokuşturmak olmaz böyle can.
Haram için tokuştururuz camları.
Çünkü şahit lazım olmazsa da;
Sanki Allah'ın emrine inat olsunca sına
Tokuştururuz o melun kadehleri.
Mey ; yani içki haram dünyada
Göz camda görür haramı orada,
Burun koklar kokusu duyar onda
Dil tadar tadı yasakta olsa onda
El hisseder cam mı taş mı mey,
Tokuşturunca duyar çin çini kulak
İşte Rabbim! Bu kulunun beş duyusu
Sana isyanda kadeh tıklatarak.
Senin emrini bilerek çiğneyerek.
-
Çorum 10/08/2007 22.013
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
64 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- MERHABA MUTLULUK!
- Güzel bir özlem!
- Bulabilirsen sen.
- Bana da söylesen.
- Allah C.C. her isteyene
- Her şeyi verir elbet.
- Bunların da yolu yalvarmak.
- İstemek ile dilemek.
- Sen istersen verirse O'da
- Olabilsin belki evliya
-
Bence öncelikte olan
-
Önce insan olmak gerek
-
Bilgileri bilerek yönetmek
-
Bilmeden yapılanlar ile
-
Bilerek yapılan farkını bilmek.
-
Önce bilmek, sonra istemek
-
Siz ve ben neyiz ki;
-
Kâinatta bir zerre değiliz
-
Biz isteriz O verir biz biliriz
-
Her insan "Evliya" olsa inan
-
Dünya'da kalmaz yalan
-
Kalmaz kötülük filan.
-
Fakat bizleri yollayan
-
İmtihan etmek için inan
-
Şeytanı da yarattı, kanmaman
-
İnanmaman, doğruluğu bulman
-
Sen sen ol bu dizeleri okuyan.
-
Önce insan, sonra kul ol
-
İnsan olmazsan kulluk niye?
-
Yaşa bu dünyayı, yap azık
-
Sonra sana olmasın yazık.
-
Lafı uzatmaya gelmez bu konuda
-
O bilir kimin nerede, ne âlemde?
-
Bilmek için okumak gerek
-
Sonra Allah'ı bulmak ve istemek
-
İlimsiz hiç bir iş olmaz.
-
Yüce yaratan bile Kur'an-ında
-
O büyük yaratılmışa
-
"Allah'ın Adı İle Oku"
-
Dedirtmişti değil mi ya?
-
Anlayan anlar bu dizeleri.
-
Yazmaya vesile olan kimseleri
-
O depreşirdi bu klavyeyi
-
Yazdım bu bildiklerimi
-
-
Çorum 12/08/2007 14,34
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
65 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- NE EKERSEN
-
Akıldaki bilgileri sakın ha silme
-
Kendini sakın yanlış dinleme
-
Acı da hayatın bir parçasıdır inan
-
Sevda da hayatın yaşanan tadı,
-
Duygusuzluk kalpsizliktir bilesin
-
Yaşarsan iyi geceleri şenlenirsin
-
Gecenin hüznü kadar şeni de var
-
Sisler arasında kalma o gününe kadar
-
Düşlerle yetinme bak hayat çok kısa
-
Kedere verme kendini hayatını yaşa
-
Açacak çiçekler senin pembe elinde
-
Tohumu diken olursa diken olur
-
Gül olursa gül olur sana kokar
-
Ruhun kaybolmasın sakla seninle
-
Karışmıştır zaten ruhun bedeninle
-
Arkadaşını seçerken yalnızlıktan
-
Sessizlikten bahsetme olur mu sakın
-
Dik dur, mağrur ol fakat şirin gözük
-
Kimseye güvenip kapılma hemen
-
Seninde bir gün gülecek gülün
-
-
24/08/2007 Çorum 10,12
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
66 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BİR BİLEN
ANLATSIN
Halk Kültürlerini Araştırma mı?
Hangi "halk" acaba bilir misiniz?
Geliştirdikleri görür müsünüz?
Yaptıklarını siz bilir misiniz?
İçi beni yakar dışı sizi yakar.
Araştırmacıları ne yapar?
Bulduklarını alırlar yazarlar
Araştıranları hiç anmazlar
Bilgileri toplarlar götürürler
Sonra ne yaparlar?
Hocaya sormuşlar?
Hocam artık ayları ne yaparlar?
Hoca sakalın kaşımı, düşünmüş
Cevap evirmiş sorana bakarak:
"Kırpar kırpar yıldız yaparlar !"
Ne güzel yönetmenlikleri var,
Neler yaparlar, bilen varsa eğer
Bize de yazsınlar bizde bilelim.
04/09/2007 11,22 Çorum
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
67 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
HÜKÜMLÜ MÜYÜZ?
- Dertlerin içerisinde yoğrulurken yüreğimiz
- Acaba biz orada hükümlü müyüz?
- Sevilmişlerin içinde bir yalnız çalı gibi
- Gül bahçesindeki biten diken miyiz?
- Esir olmak hiçbir şey değil bu âlemde
- Esir olmamada ister insan hür halinde
- Sevilmeyen dağda olsa dayanmaz
- Bilemezsin nerede, ne zaman bulunmaz.
- Kalp bu iki türlü yaratmış yaratan
- İman için, sevgi için bağışlayan
- Bilsek hangisi üstün, hangisi yoz
- Sevinirdik bu dünyada bize olurdu koz
- Bakmayın öyle ne demiş bu kelamla
- İçimden geldiğin doldurdum bu alana
- Sevmenin tek yolu var ah bir bulabilsek
- Hepimiz bu âlemde birleşiveririz.
-
- 05/09/2007 Çorum 00.47
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
68 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- MÜSAADE İSTENMEZ
-
İstenmez inan bu hayatta kimseden müsaade
-
Verecekse o sana verir o istediğin müddetçe
-
Müsaadenin zamanı o bilir, bildirir inanın
-
Kalmak istesen de kaldırır seni o anın
-
Kimselerin demediğini söyler sana kalbin
-
Müsaadenin zamanın bilmeyiz inanın
-
Verirler önünüze bir kaç öneri gibi
-
Söyletirler kalemleri kılıçtan beri
-
Sanırız istedik biz müsaadenin emrini
-
Vermezlerse inanın o bizden de geri
-
Verecekse o verir bize müsaade
-
O zaman çok geç olur götürürler kabre.
-
İşte müsaadeyi istediğim zaman odur
-
Gökte,yerde kalan o ve sensin kabir
-
Sorarlar bir bir neler yaptığımızı bize
-
Pişman oluruz işte o an müsaade istediğimize.
-
-
06/09/2007 Çorum 01.05
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
69 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- HAYATTAYIM
- Hayat o kadar tatlı ki inanın
- Yaşamaya değer saatlerin değil
- Bilmeliyiz saniyelerin bile değerini
- Hayat o kadar kısa ki inanın
- Zamanın bittiğinde dünyanın
- Yaşamın bir saniye gibi geldiğini
- O zaman anlayacağız;
- Hayattayım demenin kıymetini.
-
- 10/09/08/2007 Çorum 16,45
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
70 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- “ŞEHİTLERE ÖLÜ
DEMEYİNİZ”
- O vatan için çarpışırken orada
- Biz yazı yazarız inanın burada
- Beklenen son için gibi gözüken
- En ulu ve en yüce zamanı yarata
- Allah'ın emri ile öldürülenler
- Allah'ın öl dediği o mutlu kişiler
- Şehitlik mertebesine o an ererler.
- Bizler ağlarız, bağırırız arkalarından,
- Bazen de Fatiha okuruz artlarından
- Onlar "ölü" değil ŞEHİTTİRLER
- Bilenler bilir onlar ne mutlu erler.
- İnsanlar dirilmek isterken kabirlerinden;
- Onlar tekrar ŞEHİT olmak için dirilmek ister.
- "Ey bu vatan için toprağa düşmüş asker"
- Sana söylenenler, bu dizelerle mi biter
- Senin mükâfatın burada değildir inan,
- Göreceksin mükâfatını şehit düştüğün an
-
- 06/09/2007 Çorum 01.13
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
71 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
NASILSINIZ?
-
İsterim
burada bulunanların hepsine aynı anda NASILSINIZ?
Demeyi.
-
Dilerim bir gün olur, insanca sevginin buluruz
hepimiz değerini
-
Selam Allah' C.C. Güzel isimlerindendir bilmeyiz
pek çoğumuz
-
Dilerim öğretir hepimize Allah'ımız biz onun
yarattığı kuluz.
-
Aciziz, bilgisiziz diye sızlanmamız bence çok
gereksiz bir bilgi
-
Allah C.C. Yaratırken Âdem’e verdi Dünyada
kullanacak ilimi
-
Emretti Meleklerine secde edin, bu benim Dünya'da
halefimdir
-
Hepsi dinledi. Biri müstesna o da meleklerin
âlimi idi
-
O’nu yaratırken Allah C.C. öyle yaratmıştı
bilebilsek onu
-
Tanırdık, iyilik ve kötülük nedendir, neden gelir
sonu.
-
İsterdim inanın hepinizi tek, tek tanımayı
kardeşçe
-
Anlardık birlikte, Dünyada neler yapabilirdik
birlikte
-
Kalem bu, oldu şimdi klavye. Yaz, yaz bitmez
satırlar
-
Başınızı çok ağrıttım değil mi sizin arkadaşlar?
-
Gocunanlar çıktı ise af etsinler beni ne olur
-
Kul hakkı bu, bu dünyada olmazsa öbür tarafta
olur
-
Bu gün doğmuşum, ne mutlu bir günde işte.
-
Hoşça kalın bu günlükte yeter yazdığım size
-
-
Mahmut Selim GÜRSEL 30 Ağustos 2007 Çorum 13,32
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
72 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- DERT Mİ
?
- Söylersen derdini bin kişiye bile
- Dinlemezler onlar kendi dertli ise
- Meşgul olurlar kendi dertleriyle
- Söylesen derdini bir kişiye bile
- Dinlemez derdinin derdi ile meşgul ise
- Sen ki derdinle yaşamaya bak
- Derdine kendin olmalısı ortak
- Senden başkası anlamaz seni
- Söyleme derdini kendine bırak
- Gözünde yaş varken arkadaş arama
- Ağlarsa yüzün küser sana sözün.
- Gülersen inam senin yüzün
- Herkes senin olur güler yüzün.
-
- Çorum 19/08/2007
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
73 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- KENDİMİZİ BİLİYOR
MUYUZ?
- "İlim ilim bilmektir
- İlim kendin bilmektir
- Sen kendini bilmezsen
- Ya nice okumaktır "
- Ben dediğin nedir ki?
- Benlikle dünya durmaz.
- Benin ben yapan Rabb'im
- Beni; benden ayırmaz.
- Bilmeyenlerle bilen,
- Bilinenlerle gören,
- Sevilenlerle seven,
- Olanlardan olmak ne hoş!
- Beklemeden bekleyen;
- Sevilmeden seven
- İsme sende rızk veren
- Ben dir. O ben inan.
- Eğilmekle, bükülmekle
- Sevda göstermek istesek te
- Bilsek te O'nu bilme sekte
- Ben'dir O. Ben O.
- Tevazusun fazlasından
- Saygının şartlısından
- Benlikteki bensizlikten
- Kurulmaya bakalı mı?
- Bulalım Ben'imizi
- Ben demeyip kendimizi
- Bilelim Rabb'imizi.
- Ben'dir O. Ben O.
- İşte özün sözün sonu.
- Kendini tanı bul Rabb'ini
- Bir söyleyip bin işiten
- Sağ olun bu dizilerden
- Cevap yazarken ben
- Buldum kendi, kendimi Ben!
-
- Çorum 08/08/2007 13,10
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
74 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- SOKAKLAR
-
Uzun ve ince kaldırım taşlı
-
Kimi çukur, kimi bakımlı
-
Bazen düzgün bir taş bulup
-
Dizip aşıkları*, arkadaş bulmadan
-
Oynayabileceğin bir mekân mı?
-
Yoksa naralar attığın daracık
-
Uzaktan bile ışığı gözükmeyen
-
Dar gibi gözüken büyük alanlar mı?
-
Sokaklar.
-
İşte bizim her gün geçtiğimiz
-
Bazen dönüp bile görmediğimiz
-
Kefenlenmiş cenazeler ile
-
Sırtlarda taşınan torbalardaki
-
Bayat ekmekler ile bilmediğimiz
-
Çöplerden toplanan atıkları ile
-
Sokaklar.
-
Neden görmediklerimizi görmek
-
Bilmediklerimizi bilmek
-
Sevmediklerimiz sevmek için
-
Sokakları seçeriz?
-
-
* Çorum’da eskiden oynanan koyun ve keçi bacak
eklemlerinden ön dizlerinde bulunan bir eklem kemiği.
-
-
10/09/2007 Çorum 01,22
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
75 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
AHBAP
-
Marko Paşa mı sandın
beni ahbap!
-
Git !.. Sabır taşına
anlat derdini.
-
Milyarderde değilsin
sen ey ahbap!
-
Çalış, çabala, bu
rızkımdır diye.
-
-
Mecnun olma sen
yapamazsın ahbap!
-
Sevda da Leyla’sı
Rabb’idir onun
-
Bol gördü, açık buldu
kapısını.
-
Çöl, dere, tepe. Bu
aşkımdır diye.
-
-
Senden ne milyarder
olur ki ahbap!
-
Senden ne bir abdal,
ne de bir ermiş,
-
Çalmakla çırpmak kime
yarar ahbap!
-
Mecnunluk için bu
telaş ne diye?
-
-
01/03/1971 Ankara
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
76 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ESİRİNİM SENİN
-
Kader bağlantısı,
derin mi derin.
-
Aşkta gülmek yok,
ağlarım derin.
-
Dost sefası mı;
olacak mı senin?
-
Eğlenmek istiyorlar,
bu kader benim.
-
-
Gökyüzünde yıldızlar
parlaktır neden?
-
Deniz ay ışığından
neden raks eder?
-
Semalarda bulutlar
hür gezerlerken
-
Ben neden,
neden,esirinim senin?
-
-
13/6/1972 ANKARA
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
77 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
BELKİ BİR GÜN
- Belki bir gün bu satırları okursun,
- Belki de okumaz.
- Belki bir gün bu anlatılanları bilir,
- Belki de bilmez.
-
- Belki de bu yazılanlardan ders çıkartırsın,
- Belki de tınmazsın.
- Belki de dersten anlamazsın.
- Belki de anlarsın.
-
- Sen seninle olan hayatı yaşar,
- Ben benimle olan hayatı
- Sen seninle olan yaşantını bil,
- Ben benimle olanı
-
- Sen sensizliklerde kaldığında,
- Ben bensiz olduğumda
- Sen bir gün bu satırları okursun,
- Ben de o zaman sorarsın.
-
- Dağlar, ovalar,ırmaklar,göller.
- Bekler seni öylece o güzellikler.
- Nerede o söylenen sözler kimindi,
- Bilir misin, bilmez misin şimdi.
-
- Gök yanar da, yer yanmaz mı?
- Dayanılan acıları su almaz mı?
- Bilenlerle bilmeyen bir olunca,
- Bu yazılar işte böyle yazılmaz mı?
-
- Şimdi dersin, olur dersin,
- Kimi kime zem edersin?
- Belki bilir zannederek,
- Zamanını heba edersin.
-
- Tavşan dağa küsmüş de derler
- Dağın haberi olmazmış.
- Bu dünyada yazılanlar ise,
- İnsanlığa kalırmış.
-
- Gökyüzünde, yeryüzünde,
- İşte sana dur sözünde.
- Ağlayanlar, gülenler de,
- Ele geçmez gün yüzünde.
-
- 20 Haziran 1999 ÇORUM
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
78 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- BENDEKİ SEN
-
Ben;
-
Senin emrinle geldim.
-
Senin emrinle
yaşıyorum.
-
Senin dediğin
dünyada.
-
Senin dilediğin
gibi....
-
Senin bilgin,
-
Senin görgün,
-
Senin dediğinle.
-
Senin arzun,
-
Senin ilgin,
-
Senin bildirdiğin
gibi,
-
Senin emrin ile,
-
Nefes alıyorum,
-
Yiyorum,
-
İçiyorum,
-
Uyuyorum.
-
Yaşıyorum.
-
Benim dediğim
olmuyor,
-
Senin dediğinden
başka,
-
Böyle görünüyor
dünya.
-
Bilginle bildiğimiz
hayat,
-
Yaşıyoruz diyoruz,
-
Emrinle bulunuyoruz.
-
-
28 Eylül 2002
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
79 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
- VATAN
- Kanı kan yapan insanda VATAN'DIR.
- Kansızlarda bu VATAN'DA vardır.
- İstesek de, istemesek de buradadır
- Onlar bu ŞANLI VATAN'DADIR.
-
- Ey VATAN'INI sevenler, bizler ve sizler
- İçinizdeki bu kansızları bilelim kimler?
- Onları çok iyi tanıyan bilen, dikkatli gözler
- Çükü onlar buradaki VATAN'SIZ kişiler
-
- Üç kuruşa, mevkie VATAN'INI satarlar
- Hiç arkalarına, önlerine de bakmazlar.
- İstikballerine niçin sahip olamazlar?
- Çünkü onlar, bu VATAN'SIZDIRLAR
-
- 30 Ağustos 2007 Çorum 13,13
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
ISBN 978-975-593-007-7
|
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|