|
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
İÇİNDEKİLER TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
TAKDİM |
Metin KALYONCU HAYAT HİKAYESİ |
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
corumlu2000@gmail.com |
Mahmut Selim GÜRSEL |
yazarlarımız yaptıkları paylaşımlardan sorumludur.
|
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif
haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
TAKDİM
Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve
bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak
görülmelidir.
Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini
veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da
benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.
Bu
çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış
olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı
göreceksiniz.
Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir
kitaptır; onu okumamız gereklidir.
Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar
veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar
veremeyiz.
Mahmut Selim GÜRSEL
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
-
Metin KALYONCU
-
Okumayı çok
severdim. Rahmetli annemin anlattığı Türkmen Hikayeleri,Milli
Mücadele-de İskilip Olaylarını dinleyerek büyüdüm. Köy,tarım ve
hayvancılık işlerinde dolu, dolu yaşadım. Yetim olduğumdan okul
seçemedim.
-
Okuma tutkunu
olduğumdan ilkokuldan beri kütüphaneye çok gittiğimden kütüphaneci
olmak isterdim. Benden önceki Kütüphane Memuru İrfan Özen yaş
haddinden emekli olduğunda bana geldi ;boşalan yerine başvurmamı istedi.
Böylece devamlı okuyucusu olduğum İskilip Halk Kütüphanesine Memur
oldum. İdealim olan bu mesleği Allah'ım bana nasip etmişti. Kendi
binası olmayan kütüphanemiz benim hizmet süremde üç katlı modern bir
binaya 2 kadrodan 11 çalışan kadroya kavuştu. Hizmet süremde
kütüphanemiz Çorum İli çapında (binası fotokopisi,bilgisayarı,yaşlılar
bölümü gibi) hizmetleriyle ilklere ulaştı ve bende görevini yapmış bir
devlet memuru olarak huzurla emekli oldum.
-
Otuz sekiz
yıllık memuriyet hayatımda sevinçler, üzüntüler yaşadım.
Kütüphaneci her seviyedeki okullardan öğrencilerin öğretmeni ve
danışmanı olmalıdır. Ben böyle olduğum için,şimdi okumuş,yetişmiş her
kademe (memur-esnaf - çiftçi) kişiler "HOCAM" diyorlar,çok güzel bir şey
;seviniyorum.
-
Mesleğim bana
okuma,araştırma ve yazma alışkanlığımın artması avantajını verdi.
Gençlere öneririm. Yazı ve şiir yazmaya küçükken hevesli idim.
Ortaokulda şiir ve arkadaşlarımla ilgili duygu yüklü hatıra defterleri
tutardım. Bunlar halâ mevcuttur. Tarla isimli bir derginin açtığı bir
şiir yarışmasına 3 adet şiir göndermiştim. Şiirlerimin birisi
beğenilmiş yayınlandı ve Şahinkaya Dil isimli bir kişiden teşvik
edici bir mektup aldım ilk şiirlerim 1959 da yayımlanan "Çorum'dan
Sesler" isimli şiir antolojisinde , ilk makalelerim ve yazılarım
1970-1973 tarihleri arasında "Bizim İskilip" Gazetesinde yayımlandı.
-
Yıllardır
yazar,dururum.Eserlerin kaynak kişisi olduğum, (Hakkı Şinasi Çoruh,Figen
İlter gibi) pek çok yazarlardan aldığım mektup,teşekkür ve dipnotlar
ödüllerimdir.
İdealim;mutlu bir yuva,dürüst bir yaşam,sevdiğim bir meslek,kendine ve
ailesine çevresine faydalı bir evlât,maddi ve manevi kazançlara
ulaşmak idi. Şükür Allah'ım beni hepsine kavuşturdu. Herkesi güzel
ve faydalı arzularına eriştirsin.
-
İskilip
monografisi olan "Geçmişten Günümüze İskilip" isimli kitap önerim ve
çalışmalarım ile uyumlu bir ekip çalışması ile yayımlanmasına muvaffak
oldum. Özellikle mahalli konularda (araştırma-tenkit-öneri) makaleler
ile tarih,sanat tarihi, folklorumuzla ilgili yazılar yazıyorum.
Şu anda Memleket Gazetesinde ve Çorumlu 2000
Dergisinde yazmaktayım. İnsanlara geçmiş olayların
belgelerini aktarıp,bu günün olaylarını düşünmelerini sağlamak
istiyorum. Pek çok kaynak taradım,halen tarıyorum.
Birkaç değişik konu da hazırlığım var,şiirlerimi bir kitap haline
getirmek,ayrıca "İskilipli şairler Antolojisi"ni yayımlamak istiyorum.
-
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info yayınlandı.
corumlu2000@gmail.com
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
03 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- PANAYIR'DAN FESTİVALE
"ZAMAN TÜNELİNDE İSKİLİP KÜLTÜR VE TANITIM ŞÖLENİ “
- Anadolu'muzun Türkleşmesinden
önce de, sonra da tarihte isim yapmış bir yerleşim merkezi olan
"İskilip Geleneksel Kültür ve Tanıtım Şöleni"nin 6cısı Eylül
ayının 4-6'tıncı günlerinde gerçekleştirildi. Belediyemizin bu
gayretli çalışmasını görüp yaşarken, her yıl "Ekonomik" açıdan
küçülen tarihi İskilip'i geçmişi ile de düşünmeden edemedim.
Birlikte zaman tünelinde bir gezinti yapmak istedim.
- İskilip (Kırkdilim Savaşı)
1073-1075 tarihinde Çorum yöresinin Danişment Gazi tarafından
fethedilmesi sırasında 1074 Eylül ayında gayrı Müslimlerin
(Rum-Ermeni vb.) elinden alınmış ve bu tarihten itibaren
Türk-İslâm yönetimine geçmiştir. Çorum yöresinde Eylül-Ekim
ayları panayır ayıdır. İşte ilçemizin fetih ayı olan her Eylül
ayının ilk haftası bu güzel, kutsal anımız için şenlikler
yaparak kutlana gelmiştir. Biz bu şenliklerin tanıtım ve
ekonomik gelişimleri getirmesini bekliyoruz. Ancak son 15-20
yıldır bu şenlikler kültür etkinlikleri ve eğlence havası ile
devam etmiş, ilçemiz ekonomisine umulan faydayı sağlayamamıştır.
Oysa bu şenlikler "AVSATAYA" alışverişe yönelik ekonomik
ağırlıklı panayır (küçük fuar) ağırlıklı olmalı, ticareti
geliştirme, kültür ve tanıtım bir arada yürümelidir. Nedense
yıllar önce yapılan panayırlarda çeşitli yazılı yayınlarda
tenkit edile gelmiştir. İlgi azlığından şikâyet edilmektedir.
Birkaç örnek sunmak istiyorum.
- Yıllar önce Osmanlıca Kurtuluş
dergisinin 1926 yılında 6'tıncı sayısında Kızılırmak dergisinden
alınan ve bir İskilipli yazarın duygularını yansıtan yazı
dikkatimi çekmişti.
- Tercümesini aktarıyorum;
- ".....İskilip ve Ticaret
İskilip'e gelen bir gezgin önce geldiği zaman gördüğü
nispetle ticaretin gerilediğini görür ve bunu itiraf etmekte
zorlanır.Civar şehirlere nispet edildiğinde ekonomi açısından
en cansız ve sönük kalan memleket İskilip'tir. Burada üzülerek
belirteyim ki, hayatı iktisadiye (ekonomik hayat) henüz uyanmış
ve uyanmak için bile kımıldamamıştır. Acaba bunda ki sebebin
görünmeyen yönleri ne olabilir. Memleketin coğrafi konumu mu
fena, yoksa para ve iş mi yok? Dört kayanın arasına sıkışmış
tepelerin dibinde bir derenin için de yayılıp giden tabii
güzellikle ruhu okşayan sevimli memleket pul gibi para ve altın
akıtan bir uzuvdan mı yok sundur. (Ticaretten mahrum dur)
Maziye göre bu yakınmaların önemi yoktur.
- .....Bu günkü idare bu büyük noksanın telafisi
için uğraşıyor. Amaç yokluğu kaldırmak az zamanda ticareti azami
seviyeye yükseltmektir.
- .....İskilip yol gibi mühim bir
ticaret vasıtasından mahrumdur. Ancak gelişmemişliğin esası
bunlar değildir. Halktaki uyuşukluk ve tembellik yükselmemizin
engelidir. Bu da yıpranmış, çürümüş eski zihniyettedir. Çorum
ve Tosya birer saatlik mesafede olduğu halde onlar gelişmiştir.
Çünkü onlarda çalışma, didişme, uğraşma, hayat ve kazanç kaygısı
var, bizde ise usanç ve tembellik uykusu hâkimdir. Mesela; Tosya
yeniliğe koşan halkı ile yükselmektedir. Tosya'da yolsuzdur,
buna üzülmemektedir.
- .....İşte çalışmak gibi asrın
biricik vasıtası ticarettir. "Diye yazı devam etmektedir.
- Ebus salah Rıfat imzasıyla Tosyalı bir yazar 15
Aralık 1926 tarihinde yazdığı makalesinde Tosya-İskilip arası
yolun ticaret için çok önemli olduğunu uzun uzun anlatıp;
- ".....Tosya'nın buğday ihtiyacının 6 aylık
ihtiyacı İskilip'ten karşılanmaktadır. Bu yol açıldığında
Çankırı üzerinden alışverişini kesecek olan Tosya bütün
ihtiyacını İskilip'ten alacaktır. Tosya hududuna kadar yolunu
yapmıştır. Elverir ki İskilip'te kendi hududu içindeki yolunu
yapsın." Diye devam etmektedir.
- Çorum'da yayınlanan Fikret
Gazetesinde yayınlanan bir yazı da ise (Temmuz 1926) ;
- ".....Tosyalılar İskilip pazarına her hafta
gelerek İskilip sanatkarlarının ürettiği malları bala üşüşen
arılar misali süpürürler. Uyanık fikirli Tosyalılar ile Yozgat,
Ankara, Amasya'dan gelen kervancılarda bu malları ucuz fiyata
alıp ticaretini yapmaktadırlar. Tokat, Zile ve Kayseri'ye kadar
İskilip malları götürülmektedir." Denilmektedir.
- İskilip’imizin Türk-İslâm idaresine geçişinin
900 yıla varan geçmişinde Eylül ayının ilk haftası şenlikleri
daha nice yıllara belediyemizin gayretleriyle devam edecektir.
- Ancak, sadece belediyemizin bu
şenlikleri yürütmesi, şenliklerden İskilip halkına beklenen
ekonomik kazancı sağlamadığını görülmektedir. Bu şenliklere
halkımızın tamamının katılımını sağlayacak yöntemi geliştirmekle
ola cağı görülmektedir. Başta ilçemizin tüm idari kademeleri,
esnaf teşekkülleri, şehir ve köy muhtarları, sosyal dernek ve
kuruluşlar bu konuda siyasi düşüncelerini bir tarafa koyan
İskilip şenliğinde bütünleşen siyasetimizin bütün temsilcileri,
velhasıl ilçede yaşayan, gurbette yaşayan ama İskilipli olan her
kesimin temsil edildiği kutlama danışma-yürütme komitesi
kurulmalı ve şenlikler İskilip'e daha kazanç sağlayacak konuma
getirilmektedir. Şehrimizde 400 yıl önce 3 gün misafir olan
Evliya Çelebinin tespiti olan "Halkı Haktan Münzevidir" görüşünü
artık çürütmeli, birbirimizi sevmeli, İskilip'i sevmeli, her
çalışmanın İskilip için olduğu görüşü ile tanıtım, kültür ve
ticaretimizi yurt çapında geliştirerek dayanışmayı sağlamalıyız.
- Şölenimize şeref veren Sayın
Valimiz ve misafirlerimizi karşılama çok içten ve coşkulu idi.
Hele Valimiz Sayın Atıl UZELGÜN Bey Efendinin açılış
konuşmasında:" Tarihi dokusu zengin yapılarla süslü ilçenin
Misakımilli binası gibi tarihi yapılarına çok önem verildiğini"
belirtmesi dikkatimizi çekti ve yüksek ilgileri onarımlar
hususundaki ümidimizi güçlendirdi. Şehrimizin güzide parkında
açılan geçmişten bu güne fotoğraf sergisinin ziyaretçisi çoktu.
Şölen az da olsa Ankara'daki İskiliplileri ve çevre yörelerinden
gelen dostlarla bizleri bir araya getirdi. Gönül ister ki
Ankara'daki Vakfımız, Çorum'daki dernek yönetimimiz
hemşerilerimizi iş adamlarımızı, bürokratlarımızı bir araya
getirip, bu tatil gününde bizleri şenlendiremezler mi idi?
Birbirimizi gördüğümüz yerde değil böyle günlerde bir araya
gelerek güçlendiremez miyiz? Çocuklarımıza İskilipli olduklarını
memlekete getirerek öğretemez miyiz? Gelecek yıl ki şölene
gurbetteki İskiliplileri ve İskilip dostlarını bekliyoruz.
Evlerimizde tarhana çorbamız, yün yataklarımız sizleri bekliyor.
- Belirlenen şölen programı akışı
muntazam olarak konserlerle yarışmalarla, güreşlerle katılanları
coşturduğu söylenmekte. Belediyenin bakıma aldığı Dutluk Çayırı
er meydanındaki minikler ve şovmen pehlivan güreşlerinden zevkle
bahsedilmekte. Güreş ve konser alanındaki pamuk şekerciden,
köfteci, kebapçılara kadar kesim memnun, şehir merkezindeki
esnaf gayri memnun kazançlarından, her yıl şölenin en güzel
bölümü olan toplu sünnetlerin şehir parkından,(zorunlu olduğu
söylenmekte) devlet hastanesine alınması da çarşının hareketi
bakımından eksiklik olmuştur. Güreşlerde, güreş heyetinin
çokluğu tenkit edilmektedir.
- İki gece müzik, eğlence ziyafetine koşanlardan,
en çok eğlenen ve en çok güzel organize edildiğini komite üyesi
bir hanımdan dinlediğimiz, kültür salonunda yapılan bayanlar
arası yöre el sanatları ve yemek tatlı yarışması müzik ve
eğlence matinesine dönmüş ve hanımlar doyasıya eğlenmişlerdir.
Mahalleler arası spor müsabakaları güzel bir şekilde planlanıp
yürütülmüş ve mahalleler arası dostluk ve tanışmayı sağlamıştır.
Her yıl yapılan sanatkârlar geçişinin yapılmayışı büyük eksiklik
olarak görülmüştür.
- Sonuç olarak: Bu şenliklerin
halkımızı birleştirici, dışarıdaki İskiliplileri ve çevremizdeki
komşuları çekici, ticaret ve tanıtımımızı artırıcı konuma
getirilmesi, ana amaç olmalı ve yürütücü belediyemizin yanında
herkes yerini almalı ve belediye buna gayret sarf etmelidir.
- Bu düşünce ve temennilerle, 6.
Şöleni gerçekleştiren belediyemizi kutluyor,7. şenliklerimize
hep birlikte sağlıkla erişmemizi diliyorum
-
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
04 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- İSKİLİP'TE CUMHURİYET
BAYRAMLARI
- En büyük Milli Bayramımız 75.
Yılında dört gün önceden kutlama şenlikleriyle başladı,
televizyonlar ve basın CUMHURİYET için ELELEYİZ diye programlar
sunuyor. Bense neden GÖNÜL GÖNÜLE de değiliz diye düşünüyorum.
- Aklıma yıllar önce okuduğum,
dinlediğim, yaşattığım CUMHURİYET Bayramları geliyor. Bu
bayramları sizlerle birlikte anarak gelecek kuşaklara bırakmak
istiyorum.
- Cumhuriyetimizin kuruluşunun 3.
Yılı İskilip gençlerinin yayınladığı KURTULUŞ Dergisinin 31 Ekim
1926 tarihli 14.sayısında "Mebusumuz (Münir Çağıl) ilçemize
gelerek Cumhuriyet Bayramına iştirak etmiş, İskilip Muallimler
Birliğine 50 lira ve İskilip Himaye-i Etfal Cemiyetine 37 lira
vermiş (1 altın 89 kuruş) gençliğin yarının büyükleri olduğuna
dair nutuk irat etmiştir. İskilip halkı Milli günümüzün 3.yılını
coşkuyla kutlamakla bahtiyardır." diye yazılıdır.
- "Bayramın ikinci günü Vali Faiz
Bey, Kolordu Komutanı Naci Paşa ve maiyeti ilçemize gelerek öğle
yemeği yiyip ayrılmışlardır."
- Gene aynı derginin 29 Ekim 1927
tarihli 35.sayısının 389. sayfasında "CUMHURİYET Bayramı
kasabamızda pek mutantan ve şaşaalı geçti. Bütün daireler,
Diyanet Memurları, okullar, cemiyet heyetleri, beldenin
tüccarları ve halk merasime iştirak ettiler. Havai fişekler
atılmış, Belediye Bandosu Cumhuriyet Marşını çalıyor ve mektep
talebeleri marşa iştirak ediyordu. Kaymakam Bey ve gençler nutuk
iradından sonra tebrik'at kabul edildi. Bando devamlı vatani
marşlar çalıyordu. Kaleden 7 parça top ve Hükümet Konağı önünde
11 tane havai fişek atıldı. Resmigeçit yapıldı. Talebe
okullarına gitti. Süslenmiş kasabamızda geceleyin bil umum
dükkânlar açıktı, fenerlerle ve bayraklarla süslenmişti. Hele
İskilip Himaye-i Etfal Cemiyetinin giydirdiği 100 öğrencinin
yeni takım elbiseleriyle pek güzeldi." Diye yazılıdır.
- Cumhuriyetimizin 1. Yılında
yayımlanan 18 Ekim 1933 tarihli Çorum Vilayet Gazetesinde "İl ve
ilçelerde büyük bayrama hazırlandık" diye teferruatlı program
verilmektedir. Ve bizim ilk dörtlüğünü dahi söyleyemediğimiz 10.
Yıl Marşının tamamını öğrenilmesi tavsiye edilerek yazılmıştır.
Bayram 3 gün 3 gece sürecektir. Aynı gazetenin 29 Ekim sayısı
ise 16 sayfa çıkmış tamamı Çorum ve İlçelerinde 10. Yılda
yapılan işlere ayrılmıştır. Gene aynı gazetenin 1 kasım 1933
tarihli sayısında ise;"Çorum, kaza ve köyleriyle büyük bayramı
eşi görülmemiş bir heyecan ve inançla kutlandı "başlığı altında
yapılanlar yazılı olup, bu yıl dönümünün anısına Çorum-İskilip
şosesi üzerinde ahşap Kızılırmak köprüsünün büyük onarımının
yapıldığı ve İskilip merkezinde ilk defa Sakarya Zaferi İlkokulu
binasının üst katında İskilip Ortaokulunun birinci sınıfının
hizmete açıldığı " yazılıdır. (Bizde Cumhuriyetimizin 75.
Yılında Cumhuriyetimizle aynı yaşta olan tarihi Misakımilli
Okulu ve Redif Kışla binalarının yıkımdan kurtarılıp restore
edilerek İskilip Gençliğine eğitim hizmetlerinde kullanılır hale
getirilmesini bu yılın anısına ilgililerden bekliyoruz.)
- 1940'lı ve 1950'li yıllarda
Cumhuriyet Bayramlarında ki titizlik, ciddiyet halen gözlerimin
önündedir. 10. yılı yaşayan büyüklerimiz kaleden atılan top ve
gece yapılan şenlikler için 80kg. barut ve maytap malzemesi
kullanıldığını anlatırlar. İlçede bayrak takmayan bina kalmazdı.
Takılan bütün bayraklar temiz ve bezden ölçüsüne göre idi.
Kirli, soluk, kağıt ve naylon bayrak takılmazdı. Kimin haddine
Belediye Zabıtaları Ömer Parpucu ve Mustafa Gügükçü hiç
affetmez, hemen ceza yazarlardı. Hükümet, Belediye ve diğer
dairelerin önlerine takı zaferler kurulur, bayrak, Atatürk resmi
ve çiçeklerle süslenirdi. Dini bayramlarda olduğu gibi en yeni
elbiselerimizi giyer bayram yerine koşardık. Bayram kutlamaları
ve resmi geçit bitmeden dükkanlar açılmaz, esnaf bayrama iştirak
eder, milli coşkuyu hep birlikte tadardık. Halkevinin arkasında
ki sahada gençlerin spor karşılaşmalarını ve bazı bayramlarda da
tel üzerindeki cambazı, gülünç giysili, kırmızı yüzlü, havuç
burunlu palyaçoyu izlerdik. Bayram geceleri Belediye Bandosu ile
Milli marşlar söyleyen fener alaylı gençlerle yürür, avazımız
çıktığınca biz de marş söylerdik. Hele, Tosömarın Şükrü amcanın
Belediye namına yaptığı, gök fişeği, yer bombası, ateş atı,
çarkıfelek gibi maytaplı ışıklı gösterilerde fişek atan, ışık ve
renkli maytap alevleri saçan yapma atın içinde yanar gibi koşan
Kuruçaylı rahmetli Bahri dayıyı hayretle izlerdik. Kaymakamlığın
tertip ettiği Cumhuriyet balolarında gramofonda çalınan müzikle
halk ve Memurin coşar, Cumhuriyetin erdemi hakkında nutuklar
söylenirdi.
- 1961 yılında Belediye Baş Kâtibi
ve İskilip Spor Kulübü Başkan Yardımcısı olarak Cumhuriyet
Bayramına katılmıştım. Buğday Pazarın da (şimdiki Belediye
önünde) süslenmiş alanda Kaymakam ve Belediye Başkanımız
Abdüllatif Evrenselin siyah smokini papyon kravatı ve çizgili
yeleği elinde siyah resmi bir melon şapkası ile Devlet vakar ve
azametini, Cumhuriyetin halka saygınlığını hissettirerek gür
sesi ile her oku lun bayrak ve flamasının önünde durarak, halkın
arasına girerek bayramımızı kutlamasını unutamıyorum! 1970'li
yıllarda bayram programlarının uygulaşın da ki titiz ve dikkatli
tutumu ile Kaymakam Ahmet Refik Tekerek, köy şehir halkımızın
bayramlara katılımını sağlamıştı. Bayram günleri Karadağlı, Kör
hafız, Ahmet Çavuş, Sinek Usta, Giritlioğlu İsmail Efendilerin
bando mızıka ekibi şehrimizin çeşitli semtlerinde ve
parklarımızda serhat türküleri ile Milli marşlarımızı pek güzel
çalarak halkı coştururlardı. Hepsine de rahmetler ve saygı
duyuyorum, şimdi ki görevliler İskilip'te bir bando kuramazlar
mı diye düşünüyorum.
- Cumhuriyetin ilk yıllarında ki coşku giderek
zayıflıyor, görüyoruz. Demek ki, kutsal Cumhuriyetimizin nasıl
kurulup, güzel Yurdumuzu bu günlere nasıl geldiğini
anlatamıyoruz, eksiklik burada, bu güzel günleri bize hediye
edenleri, başta Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK ve silah
arkadaşları atalarımızın ruhlarını üzme ye hakkımız yok. Milli
Mücadele Tarihini, hiçbir tarihi yanlışa yer vermeyen Büyük
Nutuk'u okumalı çarıktan iskarpine, sabandan-traktöre, plaktan-
bilgisayara nasıl geldiğimizi bıkmadan, usanmadan
anlatılmalıdır. Kan, can, gözyaşı, yokluk harcı, atalarımızın,
şehitlerimizin inanç ve fedakârlığı ile birleşti TÜRKİYE
CUMHURİYETİ DEVLETİ KURULDU. Bu refah, özgürlük, huzur ve
insanca yaşama sisteminin kurulduğu büyük bayramı bilinçli bir
şekilde kutlamalıyız.
- Cumhuriyetimizin yıkılması için
didinen, iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve bilinçli, birlik
ve beraberlik içinde olmalıyız. Ulu Önder ATATÜRK'ÜN Türk
gençliğine emanet ettiği Cumhuriyetimizin maddi ve manevi açıdan
büyüyerek nice yüzlerce yıla erişmesini candan diliyorum.
-
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
05 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- İSKİLİP’TE TARİHİ ESERLER
VE BİZ
- Anadolu'muzun tarihi ilçelerinden olan İskilip
atalarımızın halkımızın hizmeti için yaptırdığı pek çok tarihi
esere sahiptir.
- Bunların çoğu zamanın yıpratması ve özellikle
insanların ilgisizliği yüzünden bakımsız bir haldedir. Bazıları
ise şanslı olup halkımızın ve belediyemizin ilgisini çekmiş olup
bakımlı olarak hizmet vermektedir.
- İlçe merkezinde bulunan 34 adet
cami binasının yaklaşık 20 adedi 100 ila 500 yıllıktır. Ayrıca
1800'lü yıllarda Kızımoğlu diye anılan Sakarya Mahallesinin
kuzey doğusunda ki tepeden kaynağından getirilip şehrin sekiz
semtine dağıtılan Hacı Ali isimli hayırseverin bizlere hediye
ettiği Hacı Ali içme suyunun 200 yıla yakın bir zaman önce
yapılan çeşmeler ile gene o zamanlarda Ulaştepe Mahallesi
Kocaçeşme semtinden aynı mahalle halkına getirilen Taslı
çeşmeleri taş yontu sanatının şaheserleridir.
- 1910 - 1920 yılları arasında
yapılmış Türk Sanatı Taş işçiliğinin çok güzel örneklerinden
Redif Kışlası ve Misak-ı Milli Okulu yaşam savaşı vermektedir.
Galatlar zamanından kalma İskilip Kalesi ise 1980'li yıllarında
hemşerimiz o zamanki İl Kültür Müdürü sevgili Ahmet Ertekin Bey
ve ekibinin gayretleriyle esaslı bir onarımdan geçirilmiş, çok
az bir eksiği kalmıştır.
- Atamız Şeyh Yavsi ve oğlu
Ebussuud Efendinin halkımızın temizliği için yaptırıp hediye
ettiği çifte hamam Belediyemizin titiz ve dikkatli bakımı ve
onarımı ile bizlere hizmetine devam etmektedir. Şeyh Yavsi Camii
önündeki 500 yıllık Karaağaç (kurumuştur) ve yenice köyündeki 2
adet sakız ağacı "Anıt" ağaçlardır.
- Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür
Bakanlığı, Belediyemiz ve hayırsever halkımız ile Anadolu'da bir
kent isimli eserin sahibi Figen İlter gibi ilim erbabı zaman
zaman ilçemizdeki bu eserlerle ilgilenmişlerdir. İlgi devam
etmektedir.
- Demek ki; bu eserler "Korunması Gereken Kültür
ve Tabiat Varlıklarıdır" ve bunların korunması, yaşatılması için
2863 ve 3386 sayılı Kanunlar yürürlükte olup, istenildiğinde
uygulanmaktadır. Bu Kanunların uygulanması için en son çalışma
1993 yılında Kültür Bakanlığımızın temsilcisi Kütüphane
Müdürlüğümüz ile Belediyemizin müşterek çalışması olmuştur.
İlçemizdeki tarihi ve sanatsal niteliğe haiz cami, okul, kale,
çeşme, hamam gibi yapılar yerinde görülüp tespit tutanağı
geçirilmiş, bu tutanak Belediye Başkanlığına ve Tapu Sicil
Müdürlüğüne 14/5/1993 gün ve 130 sayılı yazı ile gönderilerek,
"Belediyece imar çalışmalarında korunması için Tapu Müdürlüğünce
de tapu kütük beyanları hanesine 'Koruma' şerhi yazılması" için
ayrıca İl Makamına da aynı gün ve 131 sayılı yazı ile gereği
için yazılmıştır. Bu tespitte 41 adet dini, eğitim ve kültürel
eser belirlenmiştir.
- İlçemizde bilhassa dini yapılar
hayırsever halkımızca ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce, hamam,
içme suyu hat ve çeşmeleri, camilerin çevre düzenlemeleri
Belediyemizce yaptırılmaktadır.
- Ancak; mülkiyeti Hazineye,
tasarrufu Milli Eğitime verilen tarihi Misak-ı Milli Okulu ve
Redif Kışla binası (Lise Kültür Salonu) ilgisizlik yüzünden
yıkılmaya terk edilmiştir. Bir önceki ve şimdiki Valilerimize ve
İl Milli Eğitim teşkilatına ısrarla başvurularımız çok olumlu
karşılandığı halkımıza müjde verdiğimiz halde (4-5 yıldır ) bu
ata yadigârı Türk taş yontu sanatının şaheseri olan ve İskilip
Eğitiminin büyük bir ihtiyacını giderebilecek bu iki bina,
verilen Devlet sözlerine rağmen, kuralcı, tutucu ve beceriksiz
bürokratik engeller aşılıp iki bina onarılamamıştır. Bu
beceriksizliğimizden o binaları gördükçe atalarımızın ruhları
önünde şahsen utanıyor ve çok üzülüyorum. İnşallah bu
serzenişlerim Sayın Valimiz bilhassa Milli Eğitim
yetkililerimizin dikkatini çeker, harekete geçirir.
- Son beş yıldır, Belediyemiz
tarihi ve kül türel eserlerimize çok olumlu bakmakta ve iş
üretmektedir. Okul bahçelerine taş döşenerek öğrencileri
çamurdan kurtarmış, Şeyh Yavsi Camii ve çevresi ile Gül Baba,
Hacı Karani mezarlıklarına yapılan hizmetler çok güzel olup
görülmeye değerdir.
- Son durağımızı mezarlıklarımızın
tamamının planlı ihya edilmesi, muntazam akımları için (
mazeretleri bertaraf edip) Belediye Mezarlıklar ve Fidanlık
Müdürlüğü kurulmalıdır.
- Ayrıca Belediye önünde muhafaza edilen tarihi
eserlerin ve yeni buluntuların (taşların) şehrin çeşitli ve
uygun mahallerinde açık hava müzeleri gibi üzerlerine açıklayıcı
levhalar konularak muhafaza edilmesi ve görüşe açılmasının uygun
olacağını düşünüyorum.
- Ata yadigârı, insanların hizmeti
için el emeği, göz nuru ile yapılmış tarihi eserlerimize sahip
çıkmalıyız. Belediyemiz şehrimizin tarihi dokusuna uygun
çeşmeler yapma gayreti içinde iken, Sakarya Mahallesi okul
karşısındaki Hacı Ali Suyu çeşmesinin hali içler acısı, taşı
aşkla yontan, şekil verip süsleyen, aynalı, oymalı, kitabeli
çeşme ve daha birkaç tanesi beton mozaikle kaplanıp, boyaları
perişan edilip, güzelleştiriyorum derken çirkinleştirilmiştir.
- Bu yakın zamandadır. Geçmişten
günümüze İskilip adlı kitapta yayınladığımız fotoğraf albümünde
aşağı Taslı Çeşmesinin 1930'lu yıllarındaki görüntüsüne bir
bakınız, birde bu günkü görüntüsüne bir bakınız. Bunları iyi
niyetle yaptığınızı kabul etsek bile, zayi olan eserdir. Bu gibi
işler erbabına, yetkililere başvurarak yapılır. Bu bilgisizce
yapılan sözde onarımlar, o mahallenin sakinlerince hemen
durdurulmalı, Kaymakamlığı ve Belediyeye durum bildirilmelidir.
- Elbette ki bizler ata yadigârı
bu eserleri aslına uygun şekilde korumakla, yaşatmakla
görevliyiz. Bu görevimizi yaparken, hayırseverliliğimizi yerine
getirirken önce Kaymakamlık, Belediye, Vakıflar, Kültür
teşkilatına başvurmalıyız. Tarihi eser gelişigüzel malzeme ve
işçilikle onarılamaz. Bizler atalarımızın bize bıraktığı
eserleri nasıl korur, onlara nasıl bakarsak, bizim
bıraktıklarımıza da bizden sonraki nesil öyle bakar.
- Geçmişimizin mührü olan tarihi
eserlerimize sahip çıkmak bizlere düşer diyor, saygılar
sunuyorum.
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
06 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- İSKİLİP
- Türkiye Coğrafyasının İç Anadolu
ile Karadeniz Bölgesinin ayrıldığı hudutlara yakın eski bir
yerleşim merkezi olan İskilip ilçesi idari yönden Çorum iline
bağlı olup il merkezine 55 km. uzaklıktadır.
- Yüz ölçümü 1187 km2 dir.
Denizden yüksekliği 720 metre olup, merkez nüfusu 20200 kişidir.
- Çorum ile Ankara illeri ve çevre
ilçelere muntazam olmayan asfalt yollarla bağlıdır İlçenin
girişleri bağlık ve bahçelik yeşil doku ile kaplı olup bu
bakımdan “Yeşil İskilip” olarak da adı geçmektedir.
- Kızıl ırmağa akan suyu bol
Meydan ve Akçay derelerinin çevrelerinde ve Yivlik, Çayı,
Erenler,Yazıkıran tepelerinin eteklerinde kurulu şehir
merkezinin ortasında Galatlar Devrinden kalma yüksek granit bir
tepenin üzenindeki İskilip Kalesi her cihetten görünen bir
tarihi eser ve sit alanıdır. Kalede kaya mezarları
bulunmaktadır.
- 1960’lı yıllarda Orman
Teşkilatının başlattığı erozyonla mücadele ye ağaçlandırma
çalışmaları Yiviik, Kireçdere, Erenler, Yazıkıran, Kesikbaş gibi
mevkilerde çok verimli olmuş, seller önlenmiştir. Bu çalışmalar
hızı kesilmiş gibi olsa da devam etmektedir. 1981 yılında
Atatürk’ün 100. Doğum yılı anısına Belediyemizce başlatılan
ağaçlandırma çalışmaları son beş yıldır, hızla ve yeksek düzeyde
devam etmektedir. Belediyemizin 100. Yıl Atatürk Parkı ile Vali
Mustafa Yıldırım parkı ve Sanayi Sitesi çevre ağaçlandırma
çalışmaları halkımızın ve sanayii çalışanlarının istirahat
edebileceği çok güzel yeşil alanlar oluşmuştur. Şehrin kuzeyinde
bulunan EImabeii, BeşoIuk, Yaylak Yaylası ise günübirlik ye dış
turizmi açısrndan çok rağbet görmekte ye görülmeye deşer
güzelliktedir. 1700 metre Teke Dağı,1650 metre Sakarozu Dağı,
1600 metre Deveci Dağı yüksek dağlarıdır. Kızılırmak vadisinde
Çukurköy, Karlık, Karaburun köylerinin mümbit ekili ovaları
bulunmaktadır.
- Bölge de en çok tahıl ekilmekte
olup, dağ köylerinde baklagil, meyve, sebze üretilmektedir. Süt
ve besi hayvanları son yıllarda devlet desteği gelişmiştir.
Yazları kurak ve sıcak, kışları ise az yağışlı soğuk geçer.
- 1402- Ankara Savaşı) savaşta Osmanlılar yenik
düştü. Anadolu'da düzen bozuldu. İskilip ve havalisinde ki
Tatar Beyleri Timur tarafına geçtiler. Savaş sonrası Yıldırım'ın
oğullarından Mehmet Çelebi Osmanlı Devletinin eski düzenini
kurmak için birçok savaşlar yaptı. Samsun'u zapt edip bu yöreyi
kendisine bağlayıp Bursa'ya dönerken İskilip civarından geçi
yordu. Şehre yakın geniş bir ovada kalabalık bir atlı alayına
rastlar ve sorar. "Bunlar kimlerdir? " Yapılan araştırmada bu
alayın bir düğün alayı olduğu ve İskilip Beyi Samgar ırkından
Tatar Beyi Minet Beye tabi olduklarını öğrenirler. Ve "Ben harp
ederken Timur'lu bu Tatar Beyleri zevk, sefa peşindeler.
Bunları aileleri ile Rumeli'ye nakl ediyorum" diye emir buyurur.
- Evliya Çelebi Seyahatnamesinde
ve Taçüt Tevarih'te biraz değişik olsa da aynı bilgilere
rastlamaktayız.
- Minet Bey ve ailesi bu emir
üzerine Filibe'nin batısında bulunan Koniş bölgesindeki Tatar
Pazarcığına nakledilir. (Hadiseyi değerlendirdiğimizde Mehmet
Çelebi’nin ordusu ile Samsun cihetinden AKKIRAN bayırından
Şarapçı ovasındaki düğün alayını gördüğü ve sorduğu anlaşıl
maktadır.) (İskilip halkı rivayet ettiği gibi Rumeli halkıyla
değiştirilememiş, İskilip Beyi oraya sürgün edilmiştir.)
- İlçemiz Kastamonu iline bağlı iken Hicri 1310
(1890) tarihinde Amasya Sancağına bağlanmış, bunu takiben kısa
bir süre Yozgat, Ankara Sancağına, Cumhuriyet Döneminde ise
Çorum'a bağlı bir ilçe olarak idari yapıda yerini almıştır.
- İskilip İlçesinin tarih akışı
içinde kültürünü incelediğimizde, Etiler, Galatlar,
Paflagonyalılar, Romalılar ve Bizanslıların bu bölgede yaşadığı
tarihi kalıntılarından anlaşılmaktadır.
- Türkler bu bölgeye hakim olmaları üzerine eski
ve yeni kültürler gerek tarihteki yapılarında ve gerekse halkın
örf, anane ve yaşantılarında belirgin ve kaynaşmış olarak
günümüze kadar gelebilmiştir. Ancak; İskilip Kalesi, Kaya
Mezarları ile höyüklerde yapılan incelemelerde ki izler eski
Roma ve Bizans hayatını yansıtmaktadır.
- İskilip İlçesi, Selçuklular ve
özellikle Osmanlılar devrinde ilim yuvası olarak Anadolu'da
tanınmıştır. Kamus-u Alem ve Tac'ül Tevarih'in birleştikleri
tanımlama da" İskilip bir ziyaretgâh yeridir " diye uzun
tasvirler yapıp "İlim ve irfanın burada yükseldiğinden"
bahsederler.
- Evliya Çelebi; 17. Yüzyıl
ortalarında İskilip'e uğramış olup, İskilip'in 150 akçelik şeref
kaza olduğunu, şehir kethüdası bulunduğunu ifade
etmiştir.
- "Kalesi azametli ve
muntazamdır. Şehrin girişi bağlı ve bahçeli olup, güzel evleri
bulunmaktadır. Bilginleri çoktur. Burası zevk ve havai yeri
olmayıp ilim yeridir. 300 Kur'an Hafızı olgun ve necip
öğrencileri ile 40 adet ebcet okuyan sipyan mektebi vardır.
Ziyaret yerleri çoktur deyip " yetişmiş İskilipli âlimleri
övmektedir.
- Bu alimler İskilipli Şeyh Muhittin Yavsi, Oğlu
Şeyhülislam Ebussuud Efendi, Şeyh Musluhiddin Aktar (Çakmak
Dede), Akşemsettin oğlu Nur'ul Hüda'dan ba hisle bunların
Akşemsettin'in halifelerinden olduğunu yazmaktadır. (Seyahatname
3. Cilt.)
- 1849 yılında İskilip'e gelen
ünlü gezgin Fransız V. Cuniet'in Paris'te 1894 yılında basılan
"La Turgie d'Asie" isimli eserinin 479. Sayfasında; İskilip'ten
söyle bahsetmektedir.
- "Şehrin nüfusu 43442 kişidir. Kent içinde 48
Ortodoks ve 10563 Müslüman yaşamaktadır. Şehirde 108 cami, 6
tekke, 6 medrese, 1 konak Belediye Sarayı, 5 kütüphane, 1
Pazar, 510 dükkan, 2 han, 4 hamam, 18 çeşme, 3 fıskiye, 18
tabakhane, 63 un değirmeni, 6 fırın, 10 kahvehane, 1770
konut ile bir Bidayet Mahkemesi, 1 vergi dairesi, iç hizmetler:
Telgraf istasyonu, posta şubesi ve sayım bürosu bulunmaktadır"
demektedir.
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- İSKİLİP'TE HIDIRELLEZ (BİR
SABAH YÜRÜYÜŞÜ)
- Şükürler olsun; bu yılda 1 Mayıs kazasız belasız
geçti.
- Küçüklüğümüzde 1940'lı yıllarda ve gençliğimizde
1950'li yıllarda. "Bahar Bayramı"ı iştiyakla beklerdik. Ne
kadar güzel olurdu. Herkes kırlara koşardı büyük şehirlerin
meydanlarında kan dökülmezdi, sokaklarda saçma sapan sloganlar
atılmazdı, halk huzursuz edilmezdi. Polise, askere saygı çok
yüksekti. İşte bunun için bu yılın 1 Mayısı için şükrediyorum.
Ve gelecek Bahar Bayramının huzur, bereket ve sevinçle
kutlanmasını diliyorum. Yaşadığım her an, her gün, ay, yıl ve
yıllar için Yüce Yaratanımıza sonsuz minnetimi sunuyorum.
- "Şükürler olsun Tanrım!
- İnsan yaratılmışım.
- Şükürler olsun Tanrım!
- Akl ile donatılmışım"
- Diye mırıldanıyorum.5-6 Mayıs
Hıdırellez (Hızır-İlyas) günleri. Bahar bitiyor, yaz ayları
başlıyor. Takvimlere göre böyle ama bu yıl her yıl olduğu gibi
bölgemizde bayağı soğuk yaptı. Sobalarını yakmayanlar hemen
ateşledi, yünlüler tekrar giyildi.
- Çarşıda, yolda, cami önlerinde
"İnşallah bu yıl cevizlerimizi soğuk vurmaz" diye temennide
bulunuyoruz.
- İskilip'te bahar çiçeklerle
devam ediyor. Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun "Karadut" şiirinde
(İskilip'te yazdığı) Çatalkara, Çakırcımbıt, Çatalpörü üzümleri
yaprak açtı, salkımlar gözükmeye başladı. "Soğuk karsalamasa"
diye düşünüyoruz.
- Güneyde: Abduliçi, Kayacık, Ova,
Şerbetli, Kadıyönü gibi semtlerde ağaçlar meyveye döndü.
Kuzeyde: Uludere, Kireçdere, Ona çağzı gibi yüksek yerlerde ise
Kabakbastı, Misket, Tergöynek ve diğer elmalar ile ayvalar
çiçeklenmeye devam ediyor. Sabah yürüyüşlerini namazdan çıkınca
Tosya Yolu boyunca yapıyorum. O saatlerde bol oksijeni
ciğerlerine doldurmak, misk gibi çiçek kokularını hissetmek,
eksos kokularından ırak, gürültüsüz, sessizliğin sesini duymak
isteyen birkaç sağlık yürüyüşçüsüne rastlıyorum. Pazar başı
Köprüsünde kısa bir an mola verip, Yalak Yaylasının taze kar
suları ile coşup, çay taşlarını yalayıp adeta öperek muttarit
bir melodi mırıldanarak Kızılırmağa kavuşmak için adeta koşan
Meydan Çayının berrak sularını seyrediyorum. Çay boyunca iki
taraflı dikilmiş "Bahar gelip Meydan Çayı coşunca, Bağın, bahçen
güzellenir İskilip."
- Şiirini mırıldanıyor, şair
Şenses'i düşünüyorum. Dallarını beceriksiz bir berberin tıraşına
(budamasına) kızgın çınarların şekilsiz, kuşsuz, sesiz haline
bakıyor; üzülüyorum. Pazarbaşından sonra yeşil doku bütün
sıklığı ve güzelliği ile gözlerimi okşuyor. Yeni uyanan birkaç
bülbül birbirlerine anlatılmaz hoşlukla şarkılar söylüyor. Bir
ağaçkakan kanatlarını gererek sağa sola bakıyor. Kireç deresine
kadar bu güzellikler içinde, ciğerlerimde temiz hava, duygu
yüklü yürüyüp geri dönüyorum. Mutaflar Sokağın başında bir gurup
hanımlar mayalı saçlarını almış, Hıdırellezi kutlamak için
"ERENLER" tepesindeki Kırkkızlar mesire yerine ziyarete
gittiklerini görüyorum. Baharın bereketini, ibadet ederek
kutlayacaklar. Elmabeli'ne, Boşluk ve Deveci'ye vasıtalar
gidecek, sevgi, sevinç baharın güzelliği ile artacak, yenecek,
yedirilecek, oyunlar oynayacak, dualar edilecek ve baharın
bereketinin, yaza ürün bereketine taşınması için güzel sözler
söylenecek.
- Baharla, güzelliklerin, huzurun,
bereketin hep birlikte paylaşılmasını Yeşil İskilip'te ve
Yurdumuzda nice baharlara ermesini diliyorum.
-
-
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- YAZMA ESERLERİN KADERİ VE
KÜLTÜR BAKANLIĞIMIZ
- Ben 38 yıllık memuriyet süresi
neticesinde emekli olmuş bir kütüphane müdürüyüm!
- İskilip ve Çorum Hasan Paşa
kütüphaneleri Orta Anadolu'da önemli el yazma ezerlerin
bulunduğu kültür kuruluşlarıdır. İskilip Halk Kütüphanesinde
içerisinde "ÜNİK" nüshalar bulunan 529 adet el yazması eser
bulunmaktadır. Memuriyetim süresince birkaç defa yazma eserlerin
bir merkezde toplanması fikri gündeme getirilmişti. Türkiye
çapında yazma eserlerin bulunduğu bölgelerin halkından,
kitapseverlerden, bu eylemin fayda ve zararlarını bilimsel bir
şekilde değerlendiren kitap ve kütüphane uzmanlarından sert
tepkiler alınca bu düşünceden vazgeçilmişti.
- Bu yıl ise; konu yeniden gündeme
getirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun
25.04.2000 gün ve 143 sayılı yazıları ekinde Başbakanlığa
intikal ettirilen "Türkiye'de Kültür ve Sanatın Geliştirilmesine
Yönelik Yasal ve Yönetsel Önlemlerin Araştırılması" ile ilgili
2000/6 sayılı rapor kütüphanelere acele ve günlü olarak
gönderildiğini öğrendim. Konuyu inceledim. Devlet Denetleme
Kurulu raporunda çok haklı, ancak Kültür Bakanlığı suçluların
telaşı içinde görülüyor. Çünkü ilgili raporun ÖNERİ: 3 bölümünde
özet olarak :"Kültür Bakanlığınca Türkiye Yazmaları Toplu
Katalogu (TÜLATOK) projesi 1978 yılında uygulamaya konulmuştur.
Yapılan hesaplara göre Yurdumuz kütüphanelerinde yaklaşık
600.000 yazma eser bulunmaktadır. TÜLATOK kurulalı 22 yıl
geçmiş. 17.877 eser kataloglana bilmiştir. Yani 17.877 el
yazması eserin nüfus cüzdanı çıkarılmış, geriye yaklaşık 582.000
adet kimliği bilinmeyen eser kalmış, ilgi beklemektedir.
- Çok iyi biliyorum. TÜYATOK'UN
ilk Başkanı Rahmetli İsmet PARMAKSIZOĞLU ve Baş Yardımcısı
hemşerimiz Sayın Abdullah UYSAL zamanında, (1978) bu işin
önemine inanmış 15 hevesli uzman Kütüphaneler Genel Müdürlüğünün
Sakarya caddesindeki hizmet binasının bir katında şevkle hizmet
veriyorlardı. Bakanlık o zaman işi ciddi tutuyordu. Zamanla bu
işin önemi unutuldu. Raporda konu ile ilgili projede sadece 2
kişinin çalıştığı belirtilmektedir. Kültür Bakanlığının ilgisini
siz değerlendirin.
- Bakanlığın emri Kültür
Bakanlığınca 14.06.2000 gün ve 851 sayılı yazı ile kütüphanelere
tamim edilmiştir. Gerekli tedbirlerin alınması emredilmiştir.
Emir vermek, bir emri aktarmak kolaydır.
- Şimdiye kadar acaba; Kültür
Bakanlığının Teftiş Kurulunda kütüphanelerimizi çok iyi tanıyan,
tecrübeli, eski eserlerin durumlarını değerlendirebilecek,
öneriler getirecek usta müfettişlerin bu önemli hizmet için
yazma eser olan kütüphanelere gönderildi mi? Yoksa konu 1978 den
bu yana savsaklandı mı?
- Acaba; İl Kültür Müdürleri sanatsal sadece il
bazındaki çalışmalarından zaman ayırarak bu Bakanlığın
kütüphanelerinde var diye, kütüphaneleri ziyaret edip
denetlediler mi? Başarıları ve eksikleri rapor ettiler mi?
- İlimiz Hasan Paşa Kütüphanesi ve
İskilip İlçe ilk Kütüphanesinin el yazma eserlerin (TÜYATOK
kurulmadan önce) tespit fişleri bu konuda uzman kişilere
kütüphane görevlileri tarafından yaptırılmıştı. Hatta bir nev'i
katalogu andıran 12 sayfadan müteşekkil detaylı bilgi içeren
eser listesi Kültür Bakanlığımıza, Süleymaniye Kütüphanesine
gönderilmiş ve araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. İskilip
Kütüphanesinde yazma kitaplar çift kilitli odalarda, camekanla
kilitli dolaplarda, havadar bir mekanda muhafaza edilmektedir.
Demek ki; Milli Kütüphane kadar hizmete amade (hatta oradan daha
kolay hizmet sunan) kütüphanelerim vardır. Bunları tespit
edilmekten, bir merkeze kitapların toplanması telaşı yersiz ve
acele görmekteyiz.
- Bulundukları bölgeleri kültür ve
turizm bakımından değerlendiren maddi ve manevi kazanç temin
eden, ata yadigarı bu vakıf eserleri Ankara'ya götürmekle ne
başarılacak anlamak güç. Çünkü; bu işin sahiplerinde al yapı
yok. Yoksa yasak savma gibi Devlet Denetleme Kurulunun emirleri
yerine getirilip, bu eserle Milli Kütüphanenin bodrumlarında
kaderlerine mi terk edilecek Pek çok sorular aklımıza geliyor.
- ÖNERİLERİM:
- 1- Yazma eserlerin bulunduğu milli ve bütün
kütüphaneler iyi bir şekilde denetlenip, bakımsızlık, çalınma
vb. hususlarda durum tespiti yapılsın ve yerlerinde
değerlendirme için devlet desteği sağlansın.
- 2- Kültür Bakanlığı kütüphanelerinde atıl olarak
da olsa korunan yazma eserlerden
-
-
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09 |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
- YAZILI BASILI YAYINLARDA İSKİLİP
- Sayın okuyucularım!
- Yeni bir yazı dizisine başlıyorum. Sizlere yazılı ve
basılı yayınlar ile yaşayan gerçek kişilerin ifadelerinden tespit
ettiğim olayları " Geçmişte İskilip Havadisleri " olarak sunmaya
çalışacağım.
- Bir süre 1 Nisan 1926 tarihinden, 1 Haziran 1928
tarihine kadar 42 sayı 440 sayfa olarak İskilip Muallimler Birliği
tarafından yayınlanan "KURTULUŞ YOLU" dergisinden seçmeleri, bu
seriyi takibinde çevremizde (Çorum ili) ve yurdumuz çapında İskilip'le
ilgili bulabildiğim (yılların çalışması sonucu) her türlü bilgiyi
sizlere, gelecek kuşaklara aktarmayı istiyorum. İnşallah yararlı
olurum.
- Derginin adı: KURTULUŞ YOLU İskilip Muallimler Birliği
tarafından 15 günde bir çıkartılır. İçtimai-Fenni-Mesleki Halk
Mecmuası-Halkın yararına ilanlar parasız, sair ilanların her
satırından 5 kuruş alınır. (Dergi Arap harfli Osmanlıca olup
olabildiğince günün lisanına çevrilmiştir .)
-
- 1 Nisan 1926 Cilt 1 sayı 1
- Mesul Müdür: Cemal
- Birinci sayfada: Köy Yatılı Mektepleri (Köylümüzün
kurtuluş çareleri.
- Beşinci sayfada: Tarihten Sayfalar 4 Kurt isimli
makale Asım Yazgan tarafından kaleme alınmış- Osmanlıyı Yıkan Dahili
Hastalıklar (Yeniçeri-Endurun-Saray-Medrese) olarak 5 sayı devam eden
makale.
- Altıncı sayfada: Köylümüze Ait 2 Dert Bir Söz başlıklı
makale, mutagallibe (istimsar edici - menfaatperest) tehlikesinden
bahsediyor. Onuncu Sayfada: Türkün İçtimai Yaraları Araz ve Tedavileri
başlıklı; Rıfat Rahmi (Arıncı) tarafından yazılmış, Milli duygulu bir
yazı bulunmakta.
- On üçüncü sayfada: İçki ve Fanalıkları başlıkla Dr.
Faik tarafından bahseden yazısı.
- On dördüncü sayfada: Dağ Köylerimize
Müjde başlıklı kaza havadisleri yazısında Çorum Valisinin en fakir
bölgemiz olan Evlik Vakıf arazilerinin değerlendirilmesi ile o bölgeye
yatılı okul açılması hakkında bir yazı
- On beşinci sayfada: 1926 yılı Beledi
ye Bütçesinin görüşülmesinde mekteplerdeki fakir ve yetim talebelerin
elbise ve öğrenim ihtiyaçlarının karşılanması için 400 liralık bir
yatırımın kabulü için verilen takrir uzun görüş meler neticesinde
yardım ekseriyetle Belediye Reisinin 1 rey muhalefetine rağmen 300
lira yardım kabul edilmiştir. Dergimiz şehit ve yetimleri adına
teşekkür eder. Gene Belediye Bütçesinden KURTULUŞ YOLU Dergisinin
intişarı (yayını) için konulan 100 lira yardıma teşekkür yazısı
bulunmaktadır. Birlikte Faaliyet başlıklı havadiste: "İskilip
Muallimler Birliğince 50 liralık okul malzemesi dağıtılmış, 30 kız,110
erkek öğrenciye takım elbise giydirilmiştir. Birliğin bütçesine
Kastamonu ve Çorum Ziraat Mekteplerinde ve bazı yetimhanelerde
tahsilde bulunan talebelere yardım olarak 52 liralık tahsisat
konulmuştur. Diye bilgi verilmektedir.
- Bu sayının son yaprağında
çocuklarımızın fikren gelişmesi için riyazi ve matematikle ilgili
bulmaca yapılmıştır. Bu bulmacada "1'den 9'a kadar rakamları öyle
kullanın ki, yatay düşey ve köşegen olarak hesap edildiğinde mecmu
(toplamı) 15 olsun.
- Bu bulmacayı çözenlerin hediyesi 1
aylık dergi abonesi olup dergide isimleri yayınlanacaktır. 1.den
20'ciye kadar yirmi kişiye.
-
- Derginin adı: Kurtuluş Yolu-Türkün
Yoludur
- İskilip Muallimler Birliği tarafından
15 günde bir çıkarılır.
- Cilt 1,Sayı:2 Tarih 15 Nisan 1926
- Birinci sayfada: çerçeve içinde "Ramazan Bayramı
Tebriki" ve Kurtuluş Yolu'nun teşekkürü, " Şükran Borçları,
intişarımız münasebetiyle tebrikatta bulunan refiklerimize arz-ı
şükran ederiz”
- İkinci sayfada: "Türk Harfleri İnkılabı hakkında bir
yazı ve devamında Kaza-İskilip-Havadisleri bölümünde: Kaza ve Nahiye
bütçesinin tatbik olunmak üzere Vilayetten tasdik edilerek iade
olunduğu öğrenilmiştir. Belediye bütçesi evvelki yıl 10 bin küsur lira
iken bu sene (1926) 16.363 lira olarak kabul olunmuştur. Kaza
Dispanseri (Şeyh Yavsi camii batı cihetinde) ve memleket eczanesi
(Camii Kebir güney batı cephesi bitişiğinde) için mühim miktarda
tahsisat ayrılmıştır. Geçen sene Belediye önünde yıkılan baykuş
yuvalarından açılan arsa ile meydanın tanzimi ve mükemmel bir havuz
inşasının yapılması, Belediyeden Hükümet Konağı binasına telefon hattı
tesisatının çektirilmesi için gerekli meblağ konulmuştur. Memleketin
en şerefli mahallesinde olup, köhneliğiyle her an yangın tehlikesi arz
eden demircilerin Hacı Karani önünde Belediye tarafından yaptırılacak
dükkanlara nakli, her mıntıkanın temizliği için muvazzaf arabalı
tanzifat (temizlik) ameleleri temini, memleketin imarı için kıymetli
tahsisat konulmuştur.
- 20 mahallede,11525 nüfus taşıyan
Kazanın elektrikle tenviri (aydınlatılması) ile pavyon tarzında derhal
bir sıhhi umumhane (genelev) inşası yapılarak, gençliği frengi gibi
bulaşık hastalıklardan korumak, kadın oynatmak gibi içtimai bir
kangreni (yarayı) tedaviye karar veren Belediye Reisi Ahmet Beye ve
Heyet-i Muhteremeye (Belediye Meclisine) gençlik peşin şükranlarını
takdimi borç bilir. Bütçenin tatbikinde memleket muvaffakiyetler
temenni eder." Denilmektedir.
- Yirmi üçüncü sayfa: "İnkılâpta Türk
Köylüsünün görevlerinden" Bahsedilmektedir
- Otuzuncu sayfada ise: "Yeni senenin yol işlerinden
bahsedilmekte. Altı yüz senelik Saltanat Devrinin İskilip'e
kazandırdığı yolu geçen sene Cumhuriyet İdaresinin kudret kâr Yol
Kanunu kazandırdı. Atmış dört kilometrelik sarp ve çetin dağlardan
geçen Vilayet (Çorum-İskilip) yolunun tesviyesi halkımızın gece,
gündüz kazmasıyla, davuluyla, zurnasıyla ve tam bir yol seferberliği
yaparak tamamlanmıştır. Açılış merasimi Harami Eteklerinde büyük bir
coşku ile yapılmıştır. İskilip Halkı; bu yola kavuşunca 3 adet
otomobil alıp işletmeye karar verdi. Halkımızın bu büyük mesaisinin
mükâfatı olarak yıllardır sokaklarda duyulan araba tıkırtıları yerine
medeniye-tin hayat getiren düdüğünü duydu. (ilk otomobil İskilip
sokaklarına girdi)
- Halkımız bu yüce yol hizmetini
benimsemiş, bu yıl 8098 kişi bedenen ve 10000 kişi nakten üzerine
düşen vatan görevini yapmak için başvurmuşlardır. Her mükellef 8 gün
çalışacak, kurulacak ekiplerin bir kısmı Çorum yolunun tersimatını
ikmal ederken, diğer kısımları ise İskilip için hayati ve iktisadi bir
kıymeti haiz en mühim yol olan Tosya Yolunun tesviyesinde
çalışacaktır. " (Bu yazı Kaymakam Baha Koldaş'a teşekkür ederiz
yazısıdır).
- Otuz birinci sayfada: "Muzur
(zararlı) Hayvanların İtlafı (yok edilmesi) konusunda 1925 yılında
önemli zirai istatistiğe göre; 5502 karga ile 281 yaban domuzu ve 20
kurt öldürülmüştür. Görevi yapan 8 mahalle ve 77 köy dışında kalanlar
nakdi ceza ile cezalandırılmıştır" Denilmekte.
- Kırk beşince sayfada ise: " Muallimler
Birliğinin Ramazan Bayramı öncesi 111 erkek ve 28 kız talebeye birer
kat elbise ve şapka giydirilip sevindirdiği "Yazılmaktadır.
- Not: Tercümede yardımcı olan sevgili Sabri Üre ve Faik Şahinbaş'
Hocaefendilere teşek-kür ederim. M. Kalyoncu
-
- Dergini adı:"Kurtuluş Yolu Türklük Yoludur"
- Cilt 1,sayı:3 Tarih 30 Nisan 1926
- Dili Osmanlıca
- Bu sayının kapağında Mebus Münir (ÇAĞIL) Beyin resmi
vardır.
- Dikkatimi bu sayıda İskilip'te ziraat çalışmalarına
ait 63 ve 65. Sayfalardaki yazı çekti. Ancak; 47. Sayfadaki bir haberi
size duyurmadan geçemeyeceğim.
- Sayfa 47'de Kaymakam Bahaüddin (Baha Koldaş) Beyin
tavsiyeleri üzerine İskilip kazasına bağlı, İğdeli, Ferhatlı, Kertme,
Beyan köyü, Taytak, Hacıahmet Deresi, Aşılı Armut köylerinden THK
İskilip Şubesinden "Tayyare" alıp Kahraman Türk Ordusuna verilmek
üzere bağış kampanyası başlatılmıştır,(bu kampanyanın neticesinde
İskilip-Köylü Tayyaresi alınacaktır, konu ileride detayları ile
çeşitli belgelerden toplu olarak sunulacaktır)
- 63 ve 65 sayfalarında; "Kazamızı Bilelim" başlıklı
yazıda:"Gün doğusundan Kıbleye dolanan yoldan İskilib'e giren bir
yolcu ilk görüşte burasının ziraat teki mevki ve ehemmiyeti anlayamaz.
Daha fazla keresteci esnaf ve sanatkar olduğunu sanır. Lakin kıble ve
batı cihetine doğru gittikçe sonu görülmeyen Kızılırmak Vadisinin
genişliğine ve enliliğine bakıp, burasının ziraat ten başka bir işle
uğraşmadığı düşüncesi ağır basar. 4500 km2 lik koskoca bir sahaya,20
mahalle,137 köyde 50 bin nüfusa sahip İskilip 5000 çiftçi ailesini
barındırıyor ve doyuruyor.
- Bundan başka, 50 kadar büyük çiftlik
mevcuttur. Kazamızın bugünkü haliyle ekilmeye biçilmeye yarayan 1
milyon dönümden fazla ekilebilir arazisi, bir o kadar da mera ve
ormanları vardır. Ancak bu arazilerin 300 dönümü fenne uygun
ekilebiliyor. Yeni pulluklarla, Cumhuriyetin geliştirdiği fenni
ziraata uyularak ekilse bile 3-5 veren arazilerimizden bire 10 almak
mümkün olacaktır. İskilib'e bir ziraatçı gözüyle bakacak olursak,
hububat, bakliyat, sebze, meyve, bağ, orman ve maden bölgelerine
ayrılmış olduğunu görürüz.
- Öte geçeden Kızılveran (Uğurludağ)
nahiyesinden, Asma (Bayat) Tepesi ve Karaburun Köprüsü arasındaki
Irmak Vadisi hububat ziraatine elverişlidir. Bu araziler aynı zamanda
"Pamuk" ekim sahasıdır. Geçen sene İskilip ve Çorum arazilerine 3000
dönüm pamuk ekilmiştir. Sipahi köyünden Çatağa doğru akıp giden Çomu
Çayı Vadisi mısır ve sebze mıntıkasıdır. Bayat, Kayı, Derinözü,
Karaören arazisi nohut, mercimek, fasulye. Satıyüzü, Delice, Bayat,
Çayköyü, Kayaağzı, Karaviran arazileri her türlü sebze ve meyve ziraat
ine elverişli olup, yemyeşil ve bereketlidir.
- Bundan başka halkımıza (Karabek) na
hiyesi denilen Başmakçı, İbik, Karveran mıntıkalarında da geçen yıl
1500 dönüm haşaş, kenevir ve Çatak köyümüze geçen yıl 100 dönüm pirinç
ziraatı yapılmıştır. Karatepe, Çatalöbe, Kösedağı, Kisekulu, İbikdağı,
Serçeli, Deveci gibi karlı ve ormanlık mıntıkalarda ziraat yok
değildir. Ekilen hububat bölge halkına yetmez. Kerestecilik, el
sanatları kağnı gibi ziraat aletleri yapımı ile uğraşan köylü, bu
bölgelerde tutunmak için fenni kurallara uygun olarak çok
çalışmaktadır. Bölgeler arası mahsul mübadelesi daha iyi şekle
sokulmalıdır.
- Türk varlığı ve Türk'ün yaşaması için
hepimizin durmadan, dinlenmeden çalışmak, yeniliğe ve yenilik ışığına
koşmak borcumuzdur. Bugün buluğunu yiyip, yarına Hak kerimdir diyen
insanlar Vatanına ve Milletine hizmet edemezler. Sevgili
Cumhuriyetimizin yücelmesi için, yükselmemize engel zorluğu yenmeliyiz
… Diye yazmaktadır. Ziraat Md. Cemal
-
-
- 19. Sayıdan Devam
- Derginin Adı: Kurtuluş Yolu-Türklük
Yoludur
- Cilt:1 Sayı: 5-6
- Tarih:31 Mayıs-15 Haziran 1926
- Beşinci sayıda; birinci sayıdan bu yana devam eden
"Dört Kurt" başlıklı yazı devam etmekte olup, iri harflerle basılı
olan şu paragraf dikkati çekmektedir:
- "Osmanlı İmparatorluğunu sarsan, yıkan, kemiren,
birbirleriyle tepişen, boğuşan ve Türk Teceddüt Tarihi Edebiyatı
yazarlarının belirttiği YENİÇERİ, ENDURUN, SARAY ve MEDRESE’DİR ."
diye devam etmektedir.
- Sayfa 84'te ise; İSKİLİP ve TİCARET başlıklı yazı çok
ilginç olup;okunup düşünülecek ve bu günümüze kıyaslaması gerekli
olduğunu gördüğüm için sizlere sadeleştirerek sunuyorum:
- " İskilip'e gelen bir gezgin eskisine
nispetle ticaretin gerilediğini görür ve bunu itiraf etmek zorundadır.
Diğer şehirlere nispet edildiğinde ekonomi açısından en cansız ve
sönük kalan memleket İskilip'tir. Burada maateessüf (üzülerek
belirteyim ki) hayatı iktisadiye (ekonomik hayat)henüz uyanmamış ve
uyunmak için bile kıpırdamamıştır. Acaba bundaki sebebin görünmeyen
amilleri (yönleri) ne olabilir? İskilip'in coğrafi konumu fena, yoksa
para ve iş mi yok? Evet eminim sizden tevcih edilecek su,al? Pek
haklısınız diyeceksiniz.
- Dört kara kayanın arkasına sıkışmış te-pelerin dibinde
bir derenin içine yayılıp giden tabii güzelliklerin ruhu okşadığı
sevimli memleket, pul gibi para akıtan bir uzuvdan yoksundur.
(ticaretten mahrumdur) Maziye göre bu yakınmaların önemi yoktur. Çünkü
bu milletin inleye, sızlaya verdiği paralarla havuz başı sefaları
yapan nankör sultanlar daldıkları sefadan göz açıp Anadolu'ya
bakmazdı. İskilip'te Anadolu'da değil miydi ?... Bu günkü idare bu
büyük noksanın telafisi için uğraşıyor. Bu yokluğu kaldırmak için
çırpınıyor. Çare ticareti az zamanda, azami seviyeyi yükseltmek,
yoksulluğu yok etmektir...
- ...İskilip yol gibi mühim bir vasıtadan (ticareti
etkileyen) mahrumdur. Ancak; gelişmemişliğin esası bu değildir.
Halktaki uyuşukluk, tembellik, çekemezlik yükselmemizin esas
engelidir. Bu da çürümüş, yıpranmış atılması gereken eski zihniyettir.
Çorum ve Tosya bir saatlik mesafede olduğu halde onlar gelişmiştir.
Çünkü onlarda çalışma, didişme, uğraşma, hayat ve kazanç kaygısı
vardır. Bizde ise usanç ve tembellik uykusu hakimdir. Mesela; Tosya
terakkiye (yeniliğe) koşan halkı iye yükselmektedir. Tosya'nın da yolu
yoktur. Ama buna üzülmemektedir. İşte çalışmak gibi asrın biricik
refah yolu ticarettir deyip çalışmamaktadırlar... ( Yazı Kızılırmak
Dergisinden alınmıştır notu vardır)
- Sayın okurlar; bu yazıyı Latin harflere çevirirken,
biz İskiliplilerin aynı düşünce ve yaşamaya devam etmekte olduğumuzu
ve halen kendimizi yenileyemediğimizi üzülerek düşündüm, Yazı şöyle
devam ediyor:"...Tosyalılar İskilip pazarına her hafta gelirler.
İskilip esnafının ürettiği mamullere (nal, mıh, saraciye, keçe, semer,
dokuma, mutafiye, ayakkabı vb.) ticaretin kokusunu alan, buldukları
yerin feyz ve bereketini süpüren çekirgeler gibi üşüşürler. Pazar
yerine dökülen pekmeze üşüşen arılar misali bu malları alırlar, Çorum,
Çankırı, Kastamonu, Tokat, Zile, hatta Kayseri'ye kadar uzanır, alım
satım yaparlar. Uyanık fikirli Tosyalılar her şehirde kese ve
keselerine göre iş buluyor. Harbi umumiden bu yana çalışkan, ticaret
erbabının her kese,bilhassa malını üretip satamayan İskiliplilere
örnek olmasını temenni ederiz...
- "Sayı: 6 İlan (çerçeve içinde)
- "İstanbul Babıali Caddesinde
hemşehrimiz Ahmet Akif Beyin ÇİFTÇİ Kütüphanesi, her türlü ziraat
kitap ve dergileri ile gazetelerinin ve okul kitaplarının satıldığı
yerdir. Ayrıca tarım aletleri satıl-maktadır. İhtikarcı Rum ve
Ermenilerle alış veriş edenlere bu namuslu müesseseyi tavsiyeyi bir
borç biliriz.
- Sayfa 94:
- Acı Hakikatler başlıklı yazıda: el
"Hükmü Minel Galebe. Güçlü olan hükmeder..." diye devam etmekte
ve:"... Güçlü olması için her türlü tedbirin alınabilmesi için milli
duyguların devamlı beslenmesi ile sağlanır "diye bitmektedir.
-
-
-
- Derginin Adı: Kurtuluş Yolu
- Cilt:1
- Sayı:8
- Tarih: 31 Temmuz 1926
- Bu sayının birinci sayfasında Cumhuriyet Gazetesinin
Milli Eğitim hamlelerinden bahseden yazı dikkate çekilmekte ve
Öğretmen Rıfat Rahmi (Arıncı)'nın Türkiye Muallimler Birliğine hitaben
yazdığı beş kıtalık şiirinin ilk dörtlüğünü sunuyorum:
-
- KALK VE DAVRAN
- Hanı senin cehli boğan çelik sesli feryadın,
- Hani senin necat sunan hamiyetli ellerin,
- Hani senin dağlar yıkan inkılapçı fehadın,
- Hani senin nurlar saçan, hayat veren dillerin.
-
- Yazı devam eder.
- 120. sayfa İskilip'ten haberler ile sayfa devam eder.
- “İskilip Yollarında” başlığı altında Çorum Valisi Faiz
Bey ve mahiyeti, jandarma komutan, maarif müdürü, Başmühendis Rıza ile
Cumartesi günü İskilip'e gelmişler, halk ve bando-mızıka ile
Halkevinin önünde karşılamışlardır. İlçede o tarihte bando vardır.
- Yeni Kaymakamımız İbrahim Beyefendinin
gelmekte olduğu otomobil arızalanmış ve kaymakam gecikmiştir.
- Vali Beyefendiye, Belediye Reisi Ahmet
Bey ve İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Kemal Bey vekalet ederek Hükümet
binasını gezdirmişlerdir. Vali ve efradı ilçenin okullarını ve tarihi
eserlerini gezmişlerdir. Mebus İsmail Kemal (Alpsar) ve oğulları
ilçeye gelmişlerdir.
-
- Sayı :9
- 15 Ağustos 1926
- Kurtuluş Yolu Haberleri:
- Bu yıl içinde kesin bitmesi gereken Çorum-İskilip yolu
geri kalmıştır. İskilip halkı üzgündür, yok kavuşturur. Bu yolun
bitirilmesi validen talep edilmekte, mebuslar ve valinin dikkati
çekilmelidir. Denilmekte.
-
- Sayı:10
- 31 Ağustos 1926
- Sayfa 10.
- Kurtuluş Yolu haberleri:
- Dergimizin yazı kurulundan Rıfat Rahmi ayrılmış ve
yerine Misakımilli öğretmeni Yusuf Efendi (Eryılmaz) getirilmiştir.
- Belediye Meclisi fakir çocukların
elbise alımı için bütçesinden ayırdığı 300 Tl. ile Kurtuluş Yoluna
yardım için 100 Tl., ilçenin su yollarına harcamaya karar vermiş ve bu
karar halkta üzüntüye sebep olmuş ve irfan ocaklarının yükselmesini
önlemiştir. Su yolunun tamiri çok önemlidir ama ilim ve irfan ise
yurdumuzun yükselmesi için çok gereklidir. Su tamiri keşfi 22.000 Tl.
dir.
-
- Sayı:11
- 15 Eylül 1926
- Sayfa 171
- Kurtuluş Yolu haberleri:
- Sakarya Zaferi mektebinin inşaatını ikmal için Maarif
Müdürü Vekili Vehbi Bey ile Özel İdare Müdürü Reşat Bey ve bir Alman
Mimar (!) inşaatın devri satın başlanıcına kadar ne lazımsa
noksanlarını tamamlanmasını tespit etmişlerdir.
- Ziraat odasının yeniden teşekkülü sonucunda:
Şerbetçizade Hacı Ali, Arapzade Nuri, Gürcüzade Mustafa, Hacı
Hasanzade Tahir efendiler oda azalığına seçildiği duyurulmuştur.
- Teyyare Cemiyeti Nizamnamesi
gereğince, yeniden kurulan İskilip Şu-besine Mal Müdürü Hasan Rüştü,
Tahrirat Katibi Nuri, Muallimler Birliğinden Sakarya Zafer Okulu
Muallimi Ömer Azmi, Kurtuluş Yolundan Muharririmiz Asım (Yazgan),
Ticaret ve Sanayi Odası ile Ziraat Odalarından Baytar Şükrü beyler
ihtihap etmişlerdir. Makamı Kaza (Kaymakam) ve Belediye Reisleri tabii
üyedir. Kaymakam İbrahim Rüştü Beyin başkanlığında ilk toplantı
yapılmış ve Başkanlığa Belediye Reisi Ahmet ve ikinci reisliğe Nuri,
muhasipliğe Mal Müdürü seçilmişlerdir.
-
- 22, Sayıdan Devam
- Dergini,n Adı: Kurtuluş Yolu
- Cilt : 1
- Sayı :12
- Tarih:3,0 Eylül 1926
- Sayfa 1,87
- KAZA HAVADİSLERİ
- Yapılması kararlaştırılan İskilip Telefon Tesisatının
bir yıldan beri kuvveden fiile çıkmasını ümit ederiz. Tosya, Çorum,
Osmancık gibi merkezler telefon hatlarını kazamız hududuna kadar
uzattıkları halde, buradaki tesisatın yapılmaması ve gecikmesi zaman
ve ekonomi bakımından ilçemize çok zararlıdır. Alakalılardan ilgi
bekliyoruz.
- Yeni yapılmakta olan Sakarya Zaferi mektebinin sıvası,
taban ve tavanı tamamıyla bitmiş, çok az işi kalmıştır. Bu irfan
yuvasında bu aydan itibaren okumaya başlayacak öğrencileri kutlarız.
-
-
- Derginin Adı: Kurtuluş Yolu
- Cilt :1
- , Sayı:13
- , Tarih: 15 Teşrinievvel (Ekim)1926
- Sayfa:189
- Mebus Münir Bey (Cağıl) ilçemize gelmiştir. Memur ve
ahalinin ilk günde ziyaretini kabul etmiş ve iki yıllık eserleri ve
mektebleri ve şehri gezmiştir.
- İkinci gün ise, Halk Kütüphanesini
ziyaret etmiş ve eksik işlerin ikmalini istemiş, müeala salonumuzda
oturmuş ve halkın kitap okuyup okumadığını tetkik etmiştir. Muallimler
ve Ziraat Memurları ile fidanlık haline getirilecek numune bahçesinin
faydaları konuşulmuştur. Milletvekiline 50 kişilik çay ziyafeti
verilmiştir.
- Misakımilli'den Yusuf Efendi Kuzuluk
Mektebine, Azmımilli'den İsmail Efendi, Satıdüzü Karyesi Mektebine,
Bayat Nahiye Mektebi Başmuallimi Azmi Bey Merkez Azmımilli'ye nakil
edilmiş ve Sakarya Zaferi Mektebine Osman ve Niyazi beyler tayin
edilmiştir.
-
- Derginin Adı: Kurtuluş Yolu
- Cilt: 1
- Sayı:14
- Tarih:31 Ekim 1936
- KAZA HABERLERİ
- Bu sayının kapağında Mebus Münir Çağıl'a verilen çay
ziyafeti resmi vardır. Gençliğin yarının büyükleri olduğuna dair Mebus
Münir Bey nutuk irat etmiş ve Muallimler Birliğine 50 ve Himaye-i
Etfale (çocukların korunması) 37 Tl. Bağışlamıştır.
- Kolordu Komutanı Naci Paşa, Vali Faiz Bey,Yozgat Fırka
Komutanı ve maiyeti ilçemize gelmişler,okulları ve daireleri
gezmişlerdir. Belediyece öğle yemeği verilmiş ve dönmüşlerdir.
- İSKİLİP CUMHURİYET BAYRAMININ 3.
YILINI KUTLAMAKLA BAHTİYARDIR
- Kazamız Tayyare Cemiyetinin kuruluşundan bu yana
halkımızın teberrusu (bağışı) 22.000 Tl. olmuş ve bunun 1/3 miktarı
cemiyet kasasında korunmuştur. Halkımızın bu aziz hareketi ne kadar
övülse azdır.
- Üç evladımız Çorum Ziraat Mektebine kabul olmuş,
böylece 13 ziraat talebemiz öğrenimine devam etmektedir.
- Dergimizin kurucusu hemşehrimiz Ziya Bey,İlk Tedrisat
Genel Müdürü olmuştur. Tebrik ederiz denilmektedir.
- Devam Edecek
-
-
- Derginin Adı: Kurtuluş Yolu
- Cilt :1
- Sayı 15
- Tarih: 15 Teşrinisani (Kasım) 1926
- Sayfa:214
- İSKİLİP GENÇLER BİRLİĞİ HAKKINDA
MUKALE ÖZETİ
- İskilip Gençliğinin Sosyal ve Ekonomik konularda
kurdukları birlik çalışmalarına devam etmektedir. Halkın her
kesiminden gönül birliği ve İskilip sevgisi ile bir araya gelen bu
birlik, Cumhuriyet Bayramında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'e, Başbakan
İsmet İnönü'ye, Meclis Başkanı Kazım Karabekir'e,Maarif Vekili Necati
Beyefendiye tebrik telefonu çekilmiştir. İskilip'in pek çok
meselelerine çare arayan bu genç birlikten halkımız ümit vardır.
- SAYFA 223 KURTULUŞ HABERLERİ
- Mebusumuz İsmail Kemal (Alpsar) Ankara'dan İskilip'e
yayında Mühendis Ziya Bey ve İl Başmühendisi Rıza Beyle otomobille
gelmiş ilçeyi incelemiş, halkla görüşmüş,Meclisin açılışı için
Ankara'ya dönmüştür.
- Geçen yıla nazaran bol yağışlar başlamıştır.
- Kazamıza gelen ip cambazı Veysel Efendi Teyyare ve
Himaye-i Etfal Cemiyetleri ile memleket Telefon tesisatı menfaati için
dört gün icrai sanat etmiştir. Bu seyirden telefon tesisatı için 100
lira toplamıştır.
- İskilip'te Cumhuriyetimizi kutlama gecesinde
Muallimler Birliği Yeni Sahnede büyük bir müsamere vermişlerdir. Çok
taktir toplamışlardır. Muallimler Birliği iki yıldır bu müsamerelerle
halkı irşad ve tenvir (bilgi ve aydınlık) için çalışmaktadır. İrfan
ordumuzu böyle görmek istiyoruz.
- Cumhuriyet Kutlamaları Kale Topçusunun
gümbürtüsü ile merasim tam saat 13,00 de Hükümet Meydanında BANDONUN
terennüm ettiği İstiklal Marşı'nın söylenmesinden sonra, Belediye,
Muallimler ve Gençler namına üç zat tarafından veciz nutuklar irad
edildi. Bu nutuklara mukabil Hükümet namına Kaymakam Bey çok beliğ
(anlamlı-açık) hitabesiyle bitti.
- Bayram sonunda programa göre merasime
müteakip ayakta yapılan muayede (bayramlaşma) esnasında top tarakası
ve bando sesleri, mektepli nağmeleri, şehrin içinde çalkalandı.
Memleket sanki yerinden oynadı. Evler, dükkanlar ve her taraf
Bayraklarla süslendi. Cumhuriyet sevgisi ve sevinci ile İskilip halkı
coşmuş, tertip edilen fener alayları ile yeşil taklar altından
geçildi. Bu büyük bayramın uzun seneler böyle ağız tadıyla tes'it
(kutlama) ve idrak şerefiyle müşerref olmamızı ulu tanrıdan niyaz
eyleriz. Denilmektedir.
-
- Cilt:1
- Sayı:16,
- Tarih:30 Kasım 1926
- Sayfa:238-240
- Kaza Havadisleri: Kazamızda tesisine
başlanan Telefon Tesisi ve bilhassa makine
- Lerin işletilmesi Posta Müfettişi Rıza Bey, fedakarca çalışıyor.
- Deneme çalışmaları başarı ile
sürmektedir.
- Tabakhane Camisi önündeki şadırvanın
kuruduğunu, sıvalarının döküldüğünü görüp yazmıştık. Mahalleden Emini
Hayrat ve askeri emekli Hacı Akif Beyle, Muhtar Sadık Çavuşun gayret
ve delalatleri ile ve tabak esnafı ile mahalle eşrafının destekleriyle
Oluklu'dan su getirerek, şadırvanın tamirine başlanmıştır. Cip cip adı
verilen bu su hattının ve şadırvanın tamiri için 1500 lira masraf
temin etmişlerdir. Tebrik ederiz.
- Birkaç yıldır gelecek, gidecek diye beklenilen telefon
çok şükürler olsun faaliyete geçti. Bahaüddin Nahiye merkezi ile
Köprübaşı Karakoluna kadar 60-70 km. lik mevki ye tellerin uzaması
bitmek üzeredir. Pek yakında buralarla görüşülecektir. Kuzuluk'tan
Çorum'a görüşülecektir. Yakın kazalara göre telefon hizmeti kazamıza
çok geç gelmiştir.
- Şehitlerin emaneti olan çaresiz çocuklara yardım için
kampanya açılmıştır.
-
- Cilt: 1,
- Sayı: 1,7
- Tarih:1,5 Kanunuevvel (Aralık)1926
- Sayfa: ,242
- TOSYA İSKİLİP YOLU
- ,(Hakkında bir yazı özeti. Yazan Ebüsselah Rıfat)
- İki memleket arasındaki sosyal ve
ekonomik ilişkiler, Tosya buğday, tuz, yumurta, tiftik, deri gibi
birçok ihtiyacını İskilip'ten karşılamaktadır. Bu yol açıldığında,
Çankırı'dan alışverişini kesecek, bütün ihtiyacını İskilip'ten
alacaktır. Tosya kendi hududu içindeki yolu tamamlamıştır. Elverir ki,
İskilip'te kendi hududu içindeki yolu yapsın.
- Telefon tesisi hızla devam etmektedir.
Kaymakam İbrahim Rüştü Beyefendiye teşekkür ederiz.
- İstilip Gençler Birliği İdane Heyetine
Dr. Faik, Malmüdürü Hasan, Davavekili Necmeddin, Oğretmen Asım Ömer,
İstanbulluoğlu Abdurrahman, Dönmeoğlu Mustafa, Tubuk Yusufoğlu
Muhammed seçilmişlerdir. Başarılar dileriz.
- İskilip Ziraat Dairesi Vekâletince ilga edilmiş,
memurlar tayin olmuştur. Diyerek bu sayı son bulmaktadır.
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
|