DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

 

İÇİNDEKİLER TIKLAYARAK GİDİNİZ!

TAKDİM
Sakin KARAKAŞ HAYAT HİKAYESİ

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com
corumlu2000@gmail.com
Mahmut Selim GÜRSEL   
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

TAKDİM

            Bu sanal kitapta bulunan çalışmalar; arkadaşlarımızla birlikte basılı olarak yayımladığımız 53 sayı “Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat” dergimiz ve 54’üncü sayıdan sonra da sanal olarak yayımladığımız dergi ile “Sarı Çiğdem Şiir Defteri” dergimizde yayımlanmış çalışmalardan derlenmiştir

Tarafımdan arkadaşıma bir ufak armağan olarak hazırladığım bu sanal çalışmamda onların da çalışmalarını derli toplu olarak sizlere sunmak amacı taşımaktadır.

Çalışmalarımın bir sanal kitaplık olarak sizlere ulaşması ve sizlerinde bilgilenmenizi ve ilgileneceğinizi ummaktayım.

Mahmut Selim GÜRSEL

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Sakin KARAKAŞ
1961 yılının 31 Mayısında Osmancık'ta doğdum. İnönü Zaferi İlkokulunu bitirdikten sonra ortaokul ve liseyi Osmancık'ta bitirdim. 1981 yılında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesini kazandım. Üniversiteyi bitirdikten sonra,1986 yılında Kütahya Sabuncupınar İlköğretim okuluna öğretmen olarak atandım. 1989-1992 yılları arasında Çorum Sungurlu Kavşut Ortaokul Müdürlüğü görevinde bulundum.
Askerliğimi 219 dönem İstikam Yedek subay olarak Çorlu'da tamamladım. 1992-1995 yılları arasında Sungurlu Fevzi Çakmak ve Yavuz Selim İlköğretim okullarında çalıştım.
1995 yılı Mayıs ayında Osmancık Çıraklık Eğitimi Merkezinde Müdür olarak atandım. 8.5 yıl boyunca Osmancık Çıraklık Eğitimi merkezi müdürlüğündeki görevimi sürdürdüm. 18 Kasım 2003 tarihinde atandığım Laçin Halk Eğitimi merkezi müdürlüğünü sürdürmekteyim. 2003 Yılında Gazi Üniversitesi Fen bilimleri enstitüsünde endüstriyel Teknoloji Eğitimi alanında Yüksek lisans Eğitimimi tamamlayarak alanımda bilim uzmanı ünvanını aldım.
İlkokul sıralarında gazeteci ve edebiyatçı olmayı arzu ederdim. Bu isteğimi kısmen gerçekleştirmiş bulunmaktayım.
Esnaf bir ailenin çocuğu olduğumdan besicilik, nakliyecilik ve bakkallık mesleklerinin kısmen içinde bulundum. Şu an Osmancık Çıraklık Eğitimi Merkezinde yöneticilik yapmaktayım. Mesleğimle ilgili olarak önem arz edecek nitelikte herhangi bir olayla karşılaşmadım.
Öğretmenlik mesleği kutsal bir meslek. İnsanın bildiklerini başkasına öğretmesi veya öğretmek gayesi ile yeni bilgiler öğrenmesi mükemmel bir olay. Öğretmenlik mesleği değerlendirebilen için saygın bir meslek. Giyinmesini, konuşmasını,insanlarla iletişim kurmasını bilen ve kültürel hayatta varlığını kabul ettirebilen öğretmen kelimenin anlamında öğretmen olmuş demektir. Böyle bir öğretmenin de toplumdaki yeri önemlidir. Dolayısıyla manevi avantajları da söz konusudur. Gençliğe kelimenin anlamında öğretmen olmayı öneriyorum.
Osmancık Haber Gazetesinde 8 yıl boyunca sürekli köşe yazıları yazdım. Çorum'da yerel gazetelerde zaman zaman şiirlerim yayımlandı. 1996 yılının Ocak ayında merkezdeki arkadaşlarımla birlikte "Osmancık'ta Çıraklık ve Mesleki Eğitim" dergisini çıkardık. Bu dergide araştırma, yazı ve makalelerim yayımlandı. Çorumlu İki bin ve sarı Çiğdem dergilerinde de zaman zaman yazı ve şiirlerim yayımlandı. Şu anda Çorum kent haber gazetesinde Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri "Sakin KARAKAŞ İle Söz Harmanı isimli köşede yazılar yazıyorum. Yazdığım yazılardan dolayı herhangi bir özel ödül almadım. Fakat; pek çok kişi veya kuruluştan teşekkür niteliğinde mektuplar aldım.
En önemli idealim, yönetici öğretmen olmaktı. Bu idealimi gerçekleştirdiğim için mutluyum, insanı sevk ve idare etmek için çeşitli kurs ve seminerlere katıldım. Bu da idealimin gerçekleşmesi için önemli aşama. Ayrıca gelecekte Osmancık'ta günlük bir gazete çıkarılması için manevi katkıda bulunmak ideallerimin arasında yer almaktadır. Osmancık kültür hayatına ne kadar katkım olursa mutluluğum o derece artar.
"Yağmurlara Sözüm Var" adını verdiğim ilk şiir kitabım  1998'de yayımlandı. Ayrıca Merkez Müdürlüğü adına sahipliğini yaptığım "Osmancık'ta Çıraklık ve Mesleki Eğitim" dergisi toplam 10 sayı yayımlandı.
Okuyucularımın beni daha yakından tanımalarına vesile olacak bu fırsatı verdiğiniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 03

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ALLAH C.C.
İnsanı topraktan var eden.
Bir can ve toprak rengi beden
Var olan ve yaratan ALLAH C.C.
An gelince candan ayıran.
Verdiğiyle canlar doyuran
Var olan ve yaratan ALLAH C.C.
Ya Rab’bim ne güzel yaratmış.
Renge tatlı bir ahenk katmış
Var olan ve yaratan ALLAH C.C.
 
 
 
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 04

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SANA GELDİM OSMANCIK
El ele tutuşmuş, Gemici'yle Güney'in
Sevda türküleri kadar güzel Osmancık.
Baltacı, Koca Mehmet ve Akşemsettin'in;
Türk Tarihi gibi, muhteşemdir Osmancık.
 
Sana geldim Osmancık, senin sevdan ile,
Gülün aşkı, bülbülü getirmiş dile
Sahil yolundan köprüyü seyretmek bile
Şairleri coştukça coşturur Osmancık
 
Beylerçelebi ve İmaret camilerin,
Tarihi medrese, köprü ve çeşmelerin,
Ne muhteşemdir Düztepe mesire yerin
Karadeniz incisidir, bizim Osmancık.
 
Yusufçuk kuşlar Ulucami avlusunda
Yeşilin bin bir tonu Adatepe'sinde;
Üç bin yıllık tarihi, Kandiber kalesinde,
İlçelerin birincisi bizim Osmancık.
 
Sana tutkun şairler, senin için ağlar.
Sarmış bedenini yem yeşil sıradağlar.
Durmaz ki Kızılırmak sevdan ile çağlar,
Her yerinde bir özlem,bir gizemdir Osmancık.
 
KARAKAŞ sende doğdum,sende mutluyum der.
Beni sana bağlamış bu ne güzel kader.
Vatanın seven ancak ona hizmet eder,
Yarınların mazin kadar güzel Osmancık.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 05

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

OSMANCIK’TA ZAMAN
Dostum Orada çay içmek hayalimdir benim.
Tarihin suya vurulduğu kent Osmancık’ta;
Nehrin akışına aşık olmuş bedenim.
Tarihin suya vurulduğu kent Osmancık’ta
 
Sanki bir derviş şu tepede koyun otlatıyor.
Kalenin burçlarından neferler ok atıyor;
Karşıdaki gemiciler fener yakıyor.
Dervişlerin nefes verdiği kent Osmancık’ta
 
Asma köprüler tarihe naz edercesine;
Balıkçı teknesi maziye gidercesine.
Yunuslar Koyunbaba’ya selam edercesine,
Tarihin dile geldiği kent Osmancık’ta
 
Dönme dolap döner gıcır gıcır,yalap yalap.
Aşıklar aşkı için kürek çeker şılap şılap,
Bir usta çekicinde taş işlenir trak,trak.
Taşların tarih olduğu kent Osmancık’ta
 
Akşam üstü yakamozu gece dolunayı,
Müjdeli haberi yaz işte bak Selenay’ı
Unutma İmamzade Halil ve Koca Mehmet Paşayı
Tarih üstüne tarih yazılan kent Osmancık’ta
 
O Beyazıd ki bilsin tarih nasıl padişah olmuş.
Koyunbaba gibi Alperenden icazet almış;
Devleti Al-i Osman emretmiş; Koca köprü kurulmuş.
Taihin raksettiği kent Osmancık’ta
 
İhtiyar çınardan düşen birkaç yaprak;
Dalgalar alıp götürdüğünde seyreyle bak.
Ozanım sen bu kente dilersen bir boncuk tak.
Akşemseddin’in ilim yaptığı kent Osmancık’ta
 
Taştan kesilmiş bu köprünün kemerleri,
Gece gündüz çalışmış Koyunbaba erleri;
Sayılmıyor,sayılmıyor, her bakışta gözleri.
Tarihi bin özen ve bin gizemli kent Osmancık’ta
 
Karakaş’ım Alperenler abdest almış bu sudan.
Yüzyıllar önce Karaman’dan gelip yerleşmiş atan.
Taşkesen,Adatepe,Fındıcak olsun ebedi vatan;
Tarihin dile geldiği kent Osmancık’ta
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

OSMANCIK
Öyle güzel, öyle temiz bir şehir ki;
Yeşillere bürünmüş baştanbaşa
Tarihi köprüden geçerken;
Karşılaştım birkaç, dost arkadaşa
 
Çeltik biçen elleri gördü gözüm;
Bereket diyarı Osmancık’ta
Yeter artık üzme kendini dostum,
Dinlensin başın şuracıkta
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÖRESİM GELDİ
Gardaş şimdi Osmancık'ta olsam,
Güzel Osmancık'ı göresim geldi.
O güzelim çarşısında dolaşsam,
Şirin smancık'ı göresim geldi.
 
Hem Dereboğazı'nı, hem Göğbel'i,
Tekmen Yaylasının dokunmaz yeli,
Sevdalandım buralara geleli,
Gardaş; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Laçinden inince havası gelir.
Ozan toprağı kokusundan bilir.
Kızılırmak çağlar bağrını deler,
Dostlar; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Baltacı'nın o muhteşem çeşemesi,
Bir de Koyunbaba'nın kocaman fesi,
Kıskandırır tarih bilen herkesi,
Bizim; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Ya muhteşem köprüye ne demeli,
Kalenin burçlarından seyretmeli.
Düztepe'yi de ziyaret etmeli,
Yeşil Osmancık'ı göresim geldi.
 
Yusufçuk kuşları gözümde tütüyo,
Seher vakti bülbülleri ötüyo,
Güz gelince hasretliğim bitiyo,
Gardaş; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Muharrem Hocamın kısık sesini,
Ya "Osmancık Haber Gazetesi"ni,
Karaçay Köyünün ta ötesini,
Güzel Osmancık'ı göresim geldi.
 
Şimdi Adatepe'den bir yel eser.
Bizim Hoca yayla'da bir oğlak keser,
Ayşe teyze bidona peynir basar,
Yeşil Osmancık'ı göresim geldi.
 
Hem bulgur ,hem pirinç pilavını,
Unutmam Havdan'ın keklik avını,
Gitmeliyim geçirmeden tavını,
Dostlar ;Osmancık'ı göresim geldi.
 
Bayramları gece sin sin olurdu,
Tekmeyi yilen ateşte kalırdı,
Çıngılar ta göğe doğru varırdı,
Bizim  Osmancık'ı göresim geldi.
 
Hedik ayı gözlerim ah bir gelse,
Anam içine akpakla da koysa,
Sıra ile komşulara dağıtsa,
Gardaş;Osmancık'ı göresim geldi.
 
Ah hemen şimdi Osmancık'a varsam,
Bizim gobelleri çamlıkta bulsam,
Gadacımı da yanımıza alsam,
Dostalar; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Ahmet, Mehmet, Nuri bizim gobeller,
Biraz kızınca yapma heri derler,
Sakın ha beni kınamasın eller,
Güzel Osmancık'ı göresim geldi.
 
Biraz top oynar, ırmakta çimerdik,
Terefi de camileri gezerdik,
Zincirlikuyu'nun orda dut yerdik,
Güzel Osmancık'ı göresim geldi.
 
Varır Varmaz Gemici'ye gitmeli,
Kavak yaprağından ekmek etmeli,
Ayranları katmerinden içmeli,
Dostlar; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Hüdüyüsen çelik çomak oynasak,
Sabah akşam oyunlara doymasak,
Öteğçe'den haber gelse duymasak,
Gardaş; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Karaköy'e doğru balığa gitsek,
Holtalara iri böcükler taksak,
Balıkları söğüt dalına assak,
Gardaş; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Çeltiğin kaşından ayağım kaysa,
Çamura düşünce anam da duysa,
Zımzığı yerim, kaderim buysa,
Dostlar; Osmancık'ı göresim geldi.
 
Özlemişim cevizli çöreğini,
Kaymaklı ve pancarlı böreğini,
Hemde yaprak içli yemeğini,
Gardaş; Osmancık'ı göresim geldi.
 
SAKİN bu özlemin hiç bitmesin,
Bu kültürün tarih olup gitmesin,
Vatanın seven ona kötülük etmesin
Dostalar; Osmancık'ı göresim geldi.
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YAR GELİR
Osmancık'ta mevsim bahara çıkar,
Gemici'den kara gözlü yar gelir.
Mor dağlarım yüreğime göz kırpar.
Kızlarına biraz eda, naz gelir.
 
Kaleden bakınca Kızılırmağa;
Gör; ufuklardan başlar kıvrılmağa.
Serpilmiş kent ayak uydurmuş çağa.
Köprüsünden bir edalı kız gelir.
 
Sevdası Aslı'dan,gülüşü Leyla.
Kaşlar hilali , kavuşuyor Ay'la
Gözler bir umut;bir umman bir derya
Bu dizeler cemaline az gelir.
 
Kalenin burçlarından bir göz atsam.
Sırılsıklam yağmuruyla ıslansam.
Yaylalarda gece yatıya kalsam.
Aşkı vurur şu dilime söz gelir.
 
Yaz gelipte Düztepe'ye çıkınca
Çiseleyip ince yağmur yağınca
Ebemkuşağına doğru bakınca
Ortasından al yanaklı yar gelir.
 
Sıradağlar dolanır etrafından.
Fındıcak'tan, İnegöl'den, Çal'ından.
Sevenleri anlar ancak dilinden.
Yaz gelince Kamil köyden nar gelir
 
Zemheri de Taşkesen'den rüzgar eser.
Kısa gündür çarçabuk gelip geçer.
Beyaz örtü ile olur şaheser.
Çaldağı'ndan ince ince kar gelir.
 
Dutludere'de bir kıpırtı başlar.
Bir ihtiyar bahçelerde dut aşlar.
İklime aşıktır orada kuşlar.
Aman aman nazar değer göz gelir.
 
"Yaprağçi" yedim bir güzel elinden
Adın düşmez ozanların dilinden.
Serin rüzgar esince Gökbel'inden.
İnal'dan kebab,Kargı'dan kiraz gelir..
 
Şöyle bir göz at; etrafı seyreyle.
Cevizlerin dibinde vakit eyle.
Çavuş üzümüne de selam söyle.
Bağlarında bülbül öter yaz gelir.
 
Çarşı ortası bir ihtiyar çınar.
Yusufçuk kuşlar dallarına konar.
Kanat çırpar, ürperir sevda sunar.
Aşkı bitmez alevlenir güz gelir.
 
Zahmetle yapılır "Irgat böreği"
Haşhaşlıdır Çam pınar'ın çöreği
Boş kalmıyor pidecinin küreği.
Bir tadınca damaklara haz gelir.
 
Yakamozlar pırıldayıp göz kırpar.
Güvercinler köprüden kanat çırpar.
Gerdanına bir altın kolye takar.
Pirnçkent'ten ayrı kalmak zor gelir
 
"Güneşin Kenti" de adını sen koy.
Pirinçkale, Pirinçkent adına doy.
Ozanım; ektiğin büyüsün boy boy
Ayrı düşme yüreğine kor gelir.
 
Gemici'nin manzarası yeşilden
Ozanların şiirleri güzelden
Hazan vakti yollar süslü gazelden.
Yüreğime sevdan vurur haz gelir
 
Tekaltı, Aşağı Orman, Çengele.
Çeltiklerin kurusun savur hele.
Haydi tutun, kenetlenin el ele
Tek yürek ol. Tüm engeller vız gelir.
 
Baş pınar'dan,Çam pınar'dan, Konduk'tan
Çeyiz gibi dizelesen sandıktan
KARAKAŞ'ım, O belde de doğduktan,
Kıskansınlar; sivri sinek saz gelir.
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YUNUS GİBİ
Kinlerin yürekleri yaktığı bir zamanda
Sevgiyi yumak yumak sarıyorum
Yunus’ça yüreğimle.
Dosta dostlar arıyorum
Yesevi’den ve Mevlana’dan
Hoşgörü kumaşı dokunduğu an
Yunus’ça yüreğimle,
Dosta dostlar arıyorum.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KADINIM
Kadınım!
Bu seda,
Hiç bitmeyecek.
Yüreğimdeki ateş
Hiç sönmeyecek.
 
Kadınım!
Bu sevda beni yaksın
Başka kadın seversem
Şu gözlerim kör baksın.
 
Kadınım!
Bu sevda,
Yüreğimde can gibi,
Damarımda kan gibi.
 
Ve kadınım!
Bu sevda, bir şiir.
Bu sevgi;
Bu umman nehir.
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÜNDÜZLERİ ARADIM
Gündüzleri kaybettim;
Yedi iklim ötesinde.
Karanlığa gömüldü düşlerim.
Bir baykuşun acı sesinde.
 
Gündüzleri aradım;
Alışamadığım sıla akşamlarında.
Aydınlığa türkü yaktım.
Yarasalar yolumu kesti;
Bulamadım.
Gündüzleri aradım.
Karanlık geceler bitecek derken;
Ayaklarım değil,
Yüreğimle düştüm yollara.
Vazgeçmem umutlarımdan.
Henüz vakit çok erken,
Bir yolunu bulup gitmek için anılara.
Gündüzleri aradım
Buzdağlarını eriten bir mum ışığında.
 
 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 12

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

BİZİM SUNGURLU
Samsun’u Ankara’ya bağlar
Ne güzeldir bizim Sungurlu.
Etrafında dolanır çaylar
Çok güzeldir bizim Sungurlu.
 
Lezzetlidir senin buğdayın
Ovayı dolanır Di çayın
Kavun, karpuz bereket sayın
Ne güzeldir bizim Sungurlu.
Çorum’un en büyük ilçesi
Gizemli Manastır tepesi
Yörüklü, Salman, İncesi
Çok güzeldir bizim Sungurlu.
 
Şiir yazdım senin dağına
Kavşut’un o güzelim bağrına
Sungur Beyin şenlı çağına
Ne güzeldir bizim Sungurlu.
 
KARAKAŞ sende beş yıl kaldı.
Güzelliğinden ilham aldı
Senin güzel hatıran vardı
Çok güzeldir bizim Sungurlu.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 13

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

NARÇİÇEĞİM!
Narçiçeğim !
Şimdi Gölyazı’da
Kar yağar,yollar buz tutar.
Sana kavuşmak,sana koşmak istesem;
Kırkdilim’de geçit vermez bir türlü.
 
Narçiçeğim ! Dün gece,
Sarıldım vefasız kalemime.
Sana yazmak için uğraştım durdum.
Lakin;
Ne bir kelime bulabildim.
Ne de bir cümle kurabildim.
Seni aradım mısralarımda,
Bir titreme sardı bedenimi.
Derin hayaller kurdum.
 
Narçiçeğim !
Şimdi Osmancık’ta,
Bilirim uzar gider ince ince selviler
Selam verir dalları kaynayan yüreğime.
Uzaklardan el eder,
Seviyorum seni der.
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 14

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

TURNAM!
Turnam !
Vatanımın yüklü bulutlarına,
Tutsaklığımdan selam uçur.
Bayrağımın alını, yaylamın balını,
Ve gökyüzünün mavisini,
Al getir bu dört duvar arasına
Turnam!
Bir türkü yak,gizili kalmış sevdalarıma.
Anahtar ola,pas tutmuş prangalarıma.
Bir ayna tutuver ebemkuşağından,
Vazgeçemedim henüz Tuna’dan ve Tanrı Dağı’ndan
 
Turnam..
Konuver demirden pencereme.
Bir umut ol karanlık geceme.
Altaylar’dan aşayım,
Yağmurlarla buluşayım.
Sırılsıklam ısınsın tenim.
Turnam.
Vatana hasret, hücrelerde yatan benim.
Bak çizgiler attım, ranzamın kenarına,
Benim türkülerimi söyle, yaşanmış yarına.
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

15

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ZAMANSIZ SEVDA
Gittim yine anılara düşündüm,
Bakıyorum Kızılırmak’ın çılgın çılgın akışına;
Fındıcak dağlarına zamansız yağan yağmur gibi,
Sardı bedenimi bir zamansız sevda.
Kapıldım Gemici’den gelen kızın bakışına
Hasretimi yıkadım, arıttım;
Beyazıt Köprüsünde yürürken yürek yakışına.
Ve yarına bir randevu kaydettim;
Gerçek ile düşlerin yarısına.
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 16

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YOLLAR
Dumanlı dağlardan aşan,
Hazin bir türkünün ezgisidir yollar.
Ve ufkun kızıl aynasına alışan.
Kutsal bir vatanın sonsuzluk çizgisidir yollar.
Sıla şafaklarına arkadaş.
 
Kan rengi gecenin acısına sırdaş
Gurbette bir ölümün habercisidir yollar.
Mor bulutların ötesinde kaybolan
Bir metropolün girişinde parçalara ayrılan
Yeni yeni iklimlerin müjdecisidir yollar.
 
Taşrada akşamları yitirir
Yollar sevgiye ayrılık getirir
Ve bir anaya yavrusunu götürür
Gurbetin sılaya elçisidir yollar.
 
Uzak illerin yeşilinden ve mavisinden geçin
Yollar yorgun yüreğime su verin.
Yedi iklim toprağıyla yaramı sarın.
Dillerde dolaşan bir sevda türküsüdür yollar.
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 17

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÖLGEM
Gölgemi izledim bugün.
Önce ince ve uzundu;
Sonra şişman ve kısa oldu.
Benden bir şeyler istercesine,
Etrafımda dönüp durdu.
Gölgemi izledim bu gün;
Yine boyum uzamış;
Ve yine zayıflamıştım.
Sonra kaybolup gitti.
 
Gölgem ayrılık ne zor kelime
Yarın yine buluşuruz.
Hayat devam eder öylesine.
 
 
 
 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

   18

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

MEZARLIĞA DOĞRU
Beylerçelebi Camii avlusunda,
Tabutları bekleyen musalla taşı.
Sonsuzluğa giden yolda, cansız bedenleri taşı.
Cadde üzerinde, cenazeler geçerken.
Aldanmayın, sanki ölüm erken.
Asri mezarlık en sonraki mekân.
Ölüm acısıdır yürekleri yakan,
Kaç mezarcı kazmanı bir daha vur.
Bak cenaze geliyor, biraz dur.
Ruhların sesini sus dinle.
Ölüm var. Ölüm her an seninle.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  19

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

O ADAM
Tüyü bitmeyen yetim malını yedi.
Namussuzluğu namus saydı o adam.
Milletin yüzüne hep yalan söyledi.
Hırsızlığı, arsızlığa verdi o adam.
 
O çaldıkça; Beyim diyen çoğaldı.
Boğaza bakan tepelerden ev aldı.
Kılıfına uydurup minare çaldı.
Namussuzluğu namus saydı o adam.
 
Yüzümüze sırıttıkça sırıttı
Devlete vergi vermedi kıvırttı.
Doğru gibi davrandı, bizi yanılttı.
Hırsızlığı, arsızlık yaptı o adam.
 
Bir gün Paris’e, bir gün Roma’ya gitti
Hiç çalışmadı, hep gününü gün etti.
Ağustos’ta kendini Side’ye attı
Namussuzluk yaptıkça yaptı o adam.
 
Utanmadan televizyona poz verdi
Hırsızlık, arsızlık ona haz verdi.
Çalışana parasını az verdi.
Namussuzluk yaptıkça azdı o adam.
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  20

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KARANFİLLER AĞLIYOR
Kırmızı ve beyaz karanfiller
Göz kırpardı, nar çiçeklerine.
Uğur böceklerine uç uç derdik;
Papatya toplarken sevmeyi öğrendik.
 
Kırmızı karanfiller sevdamızdı bizim
Annem balkon demirlerine ip takardı,
Balkon ile sedir arasında çamaşır asardı.
Karanfillere bakarak büyüdük biz.
Güney Mahallesindeydi pembe boyalı evimiz.
 
Annemin çiçeklere sevdalı bir yüreği vardı;
O sevdalı yürek benim için dağ kadardı,
Ablamla kaya dibinden okula giderdik.
Evimizin bahçesine susam ve fesleğen ekerdik.
Çarşı içinde berberlik yapardı babam.
Hayırlı evlat olmaktı bütün çabam.
 
 

 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 21

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ASKER MEKTUPLARI
Mektuplar vardır; hasret kokar.
Sevgiliden askere, giden mektuplar.
Mektuplar vardır: asker mektuplar.
Hasretten de öte, gelincik kokar.
Sevda türküleri söylenir, asker mektuplarında
Dizeleri buram buram sevgi kokar.
Narçiçekleri açar, asker mektuplarında.
Kimi ağlar, kimi sevdiğini anar.
Mektuplar gelir, kışla postalarına.
Sevdadan deste deste olmuş mektuplar.
Şiirler yazılır asker mektuplarında.
Karagözlü kız arar, karagözlü kız arar.
 
 

 

 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 22

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

HASRET
Odalar bomboş ve karalık,
Hislerim duvarlarda yankılanıyor
Dudaklarım, yüreğim ve kalemim;
Sevdamı haykırıyor.
Zaman geçmez, dünyanın sonu mu geldi sanki ?
Hasretim arttıkça artıyor.
Saatlerini kursunlar ve takvimlerin yırtsınlar.
Tüm dünyaya haber salınsın,
Bugün doğan çocukların isimlerini hasret koysunlar.
Ve bugün hasretin doğum günü;
Hasretime kavuşmak isterim.
Arzularım yüreğimi sızlatır.
Geceleri sabah olmaz ki;
Ve doğan güneş neden kavuşmaz ki?
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 23

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KARAGÖZLÜ KIZ
Bahar gelir; doğa canlanır.
Kızlar kostümlerine çiçekler takar.
Evlerinin balkonlarından;
Karagözlü kız bakar.
 
Bahar gelir, cıvıl cıvıl mahalle,
Şair; karagözlü kız için deli divane,
Boy boy güzel kız.
İçlerinde karagözlüm bir tane.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 24

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YALNIZLIK
Kumsaldan yüreğime uzanan mavi gecede
İçimde acı bir türküdür yalnızlığım.
Dudaklarımı titreten ürkek hecede;
Rüzgarın sesine karışır gider yalnızlığım.
Karşı sahildeki diskotekte.
 
Renk renk ışıklar bir yanar,bir söner.
Orada bir ev var ötede.
Damında bir baykuş öter.
Bir yaz yağmuru başlar;
Ay ışığında bir bulut geçer
Islanan toprağın kokusu,
Yalnızlığımı alır gider.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 25

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

TEMMUZ AKŞAMLARI
Bir Temmuz akşamlarında
Beyazıd köprüsünde.
Al yanaklı ve karagözlü bir kız.
Girdi kalbime.
Onun al yanakları,
Beni görünce:
Nar çiçekleri gibi,
Kızardı birden bire.
Her Temmuz akşamlarında
Heyecanlanır,yanarım.
Beyazıd köprüsünden geçerek,
Geçmişin Temmuz akşamlarını
Nar çiçekleri ile anarım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  26

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÖZLERİ KÖMÜR KARASI KIZ
Şehit ailelerine…
 
Gözleri kömür karası kız;
Sakın üzülme…
Bak Zemherinin yıldızları da sevdalanmış,
Nevruz gecelerine koşuşuyor.
Ve bir sokak lambasının aydınlığına
Gül olmuş kar taneleri düşüyor.
Gözleri kömür karası kız;
Vatanımın dağları engin
Ve geceler bizim.
Ayazda esen rüzgar üşüyor.
 
Gözleri kömür karası kız;
Sakın üzülme…
Vatan toprağımın zerresi kutsal;
Gabar dağlarında karayağız bir Mehmet
Seni düşlüyor.
 
Gözleri kömür karası kız;
Ne desem dilim varmaz.
Şafakta kahpe bir tetik düşüyor.
Sen ki; Şehidin yavuklusu,
Yüreğime kor düşüyor.
Yüreğime kor düşüyor.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 27

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SÖYLE YARINLARA SEVDİĞİMİ
Karasevdam: söyle, yarınlara sevdiğimi
Yusufcuk kuşlarıyla sohbetimi anlat.
Zemherinin buzları da çözülmedi yüreğimi
Ne vardı sanki beni bu kadar ateşinle yakacak
Ölenlere selam uçur, Kerem’ince aşkımdan
Aradığım mutlulukların kenarından
Müjdelerde yaşanmamış günlere
Alev gibi bakışlarınla yaktığını sıcak sıcak
Denize sevdalı ırmakların coşkusunu
Anlat şehrin çeşmelerinde nöbet tuttuğumu
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  28

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GİTME TURNAM
Gitme turnam bizim ele
Bizim eli kirlettiler
Dağlarını mahvettiler
Yeşil bahçeleri var idi
Çiçekleri kurudu
Bulanık akar pınarları
Kalmadı kı kırmızı narları.
Gitme turnam,ne olursun,
Yüreğinden vurulursun
Turnam:
Bir sorsan eşe dosta
Dağlarımın kekikleri yasta
Hemi yazda,hemi kışta
Yavru turna demiyorlar
Yüreğinden vuruyorlar
Kanadını kırıyorlar.
 
Turnam ! Ne olur dinle beni,
Çok seviyor SAKİN seni
Güzelliğin timsalisin
Özgürlüğe uçmalısın.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 29

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ILGAZ DAĞLARINDAN TANRI DAĞLARINA
Benim sevgili yurdum
Ilgaz dağlarında,
Bir pınar başında;
Sevdalar içtim.
Senden yudum yudum.
Bir bulut süzüldü;
Kızılırmak boylarından
Altaylara doğru,
Billur derelerin berraklığını sunarcasına,
Tanrıdağına
Türkü yaktım,
Hazar sularına,
Ve Sivas dağlarına
Kırım’dan esen rüzgara karışıp;
Kavuştum Kerkük bağlarına
Kerkük bağlarının üzümleri kurumuş,
Bulanık sular akar pınarlarından
Tanıyamadım insanların gözyaşlarından
Ve Taşkent yaylasında gördüğüm;
Aybala isimli kız.
Sundu sevdama bir tas kımız.
Onu kıskandıran bir Asena,
Bir “Kızıl Elma” sundu bana.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 30

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

MAVİ SEVDALARA TUTKUN
Tuna’nın coşkusu kalmasın başka bahara
Ay ışığıyla obaya insin anılar.
Ve bir Asena’nın ok atışıyla
Çalsın sazlar,vurulsun davullar.
 
Varsın duygular asırlardan öteye,
Bir yol bulup maziyi getirsin inceden ince,
Karışsın yürekler tatlı bir sevince.
Kara sevdalar kimin aklında,
Mevsimler mavi,sevdalar tutkun.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 31

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YEMİN ETTİM
Vatanımın en dumanlı dağlarında;
Her köşe,dantel nakışlarında,
Mehmed’imin en keskin bakışlarında,
Hangi ine girsen seni bulacağım,
Yemin ettim,seni anlından vuracağım !
Bütün dünya haince el ele verdi,
Benim ceddim,Vatan için can verdi
Elbet Çanakkale geçilemezdi,
Yeminim var,seni arayıp bulacağım,
Bil artık senden öcümü alacağım.
Haydi köpek,oluk oluk kan akacak,
Sen kimsin Vatanıma göz koyan alçak,
Er kişiler,erkekçe dövüşür ancak,
Hangi yere gitsen seni bulacağım,
Yeminim var,seni mutlak vuracağım.
Çoluk çocuk demedin canlara kıydın,
Ermeni’yi,Urum’u dostun saydın,
Bu günleri dünden hesaplamalıydın,
Hangi ine girsen seni bulacağım,
Kinim çok büyük,öcümü alacağım.
Çanakkale’yi ne çabuk unuttular,
Dokuz Eylül’de ne de yaman kaçtılar
Dönüp dolaşıp seni uşak tuttular
Yeminim var,seni arayıp bulacağım,
Bil artık,senden öcümü alacağım.
Şu hesabı görelim artık seninle,
İntikam hırsım çok büyük,sus ve dinla.
Altmış milyon vatan evladı benimle,
Nereye gitsen arayıp bulacağım,
Yeminim var,seni mutlak vuracağım.
Bu Vatan sınırı kanla çizildi,
Vatan kutsaldır,KARAKAŞ bunu bildi
Haydi hazırlan hesap zamanı geldi,
Seni bir gün ininden çıkaracağım,
Kinim çok büyük öcümü alacağım.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  32

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SEN VE BEN
Ben;zemheride yağan kar tanesi,
Sen;Baharda açan tomurcuk gibisin.
Ve sen,sevgililerin bir tanesi,
Bozkırda açan gelincik gibisin.
Ben;dağların erişilmez ucunda;
Hazan mevsiminin sevdalısı.
Eylül gecelerinin gönülden bağlısı.
Sen;nisan yağmurlarıyla gelen beyaz bir çiçek,
Ben;yağmurlarda çiçeğini arayan kelebek.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 33

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

ANNEME MEKTUP
Ankara yurdunda garip kimseyim.
Benim senden başka kimim var anam ?
Sevincim,güvencim benim her şeyim,
Senin dilindeki dualar anam.
Başında tülbentin,elinde tespihin,
İsterim hiç eksik olmasın anam.
Şimdi Osmancık’ta mevsim bahar mı?
Düztepe’mi güzel,yoksa bağlar mı ?
Dostlarım mektubumu okuyunca ağlar mı?
Mektubunu tez yazarsın isterim anam.
 
 
 
 

 

 

 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.