DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

 

İÇİNDEKİLER TIKLAYARAK GİDİNİZ!

TAKDİM
Mustafa AKÖZ HAYAT HİKAYESİ
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com
corumlu2000@gmail.com
Mahmut Selim GÜRSEL   

 01

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

TAKDİM

            Bu sanal kitapta bulunan çalışmalar; arkadaşlarımızla birlikte basılı olarak yayımladığımız 53 sayı “Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat” dergimiz ve 54’üncü sayıdan sonra da sanal olarak yayımladığımız dergi ile “Sarı Çiğdem Şiir Defteri” dergimizde yayımlanmış çalışmalardan derlenmiştir

Tarafımdan arkadaşıma bir ufak armağan olarak hazırladığım bu sanal çalışmamda onların da çalışmalarını derli toplu olarak sizlere sunmak amacı taşımaktadır.

Çalışmalarımın bir sanal kitaplık olarak sizlere ulaşması ve sizlerinde bilgilenmenizi ve ilgileneceğinizi ummaktayım.

Mahmut Selim GÜRSEL

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 02

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Mustafa AKÖZ
           1956 yılında Çorum Mecitözü İlçesi Bayındır Köyünde dünyaya geldi.
            İlk ve orta tahsilini Mecitözü ve Çorum’da tamamladı.
            Aşıklık ve şiir denemelerine,halen yaşamış olduğu hayatın tatlı ve acı gerçekliğinden etkilenerek başlamıştır. Şiirlerinde mertlik ve duygusallık üzerine yazmaktadır.
            Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. 2000 tarihinde yayınlanmış “Sitem” isimli bir şiir kitabı vardır.

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 03

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KUŞLAR
Dinleyin beni güzel kuşlar !
Yolunuz hiç Bayındır’dan geçti mi ?
Değmesin feleğin attığı taşlar,
Kuşlar siz Bayındır’dan geçtiniz mi ?
 
Bir gün Bayındır’dan geçerseniz,
Bizim köyün üstünden uçarsanız,
Aşağı pınardan su içerseniz,
Taştepede biraz dinlenin kuşlar.
 
Beni bilirsiniz,yaram çok derin,
Bizim orada şimdi havalar serin,
Bir tek tüyünüzü hediye verin,
Benim selamımı anlar yar,kuşlar.
 
Bakın kuşlar,köyüme gidemiyom,
O yare halimi hiç diyemiyom,
Ben mendilim su ile yıkayamıyom,
Göz yaşımdan kurumuyor ki kuşlar.
 
Yüzüne sürün güzel tüyünüzü,
Yarin elinden yeyin yeminizi,
Yarim sorarsa eğer garip AKÖZ’ü
Gurbet onu bitirdi deyin kuşlar.
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 04

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GEL DE GÖR
Dağlarda karlar eridi sele dönüştü,
Merada koyunlar kuzularla buluştu,
Çiçek kokusu birbirine karıştı,
Gel de gör sen bizim yaylamızı.
 
Tavuklar yumurtladı civciv çıkıyor
Kuşlar yavruladı bak dalında ötüyor
Can gırtlağa geldi bedenimden uçuyor,
Geliyorum gel de gör bizim halimizi.
 
Ağaçlar çiçek açtı meyve oluşuyor,
Yaylada oğlak kuzu şakalaşıyor,
Ayrılanlar kavuştu tokalaşıyor,
Gel yarim biz kime uzatalım elimizi.
 
Otlar yeşerdi beyaz mantarlar bitti,
Bu yalnızlık benim canıma yetti,
Köylü yaylaya göçtü dumanlar tüttü,
Kül ettiler yarim bizim közümüzü.
 
Yemlik,madımak bitti yaylalarda,
Cıvıl cıvıl kuş sesi dolu bağlarında.
Köylü pancar ekiyor tarlalarda,
Gel yarim sen de ek bizim tarlamızı.
 
AKÖZ der ki;ne çileli imiş başım,
Bak sofrada kesildi yemeğim aşım.
Göz pınarım kurudu akmıyor yaşım,
Gel yarim güldür ağlayan gözümü.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 05

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

DÜŞÜMDE
Gurbette sıla özlemiyle yatarken,
Uyurken köye gitmişim düşümde.
Hasret çeşmesinden su içerken,
Kalkıp yola çıkmışım,düşümde.
 
Gördüm;gece beklediğim bağları,
Gezdim;koyun güttüğüm dağları,
Ne ölenleri gördüm nede sağları,
Zorumdan ağladım,düşümde.
 
Mezar taşından okudum ölenleri,
Ne ağlayanları gördüm,ne gülenleri.
Susmuş konuşmuyor tatlı dilleri
Musalla taşında ağladım,düşümde.
 
Uyan artık MUSTAFA AKÖZ’üm,
Bak iki çeşme olmuş,her iki gözüm,
Göz yaşımdan yosun tutmuş iki yüzüm,
Kendimi köye salmışım,düşümde.
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 06

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

MEZAR TAŞI
Bir yazı yazın ki mezar taşıma,
Bu dünyada neler geldi garip başıma,
Acımadı felek bu genç yaşıma,
Okuyan bunları bilsin diye yazsınlar.
 
Bu genç yaşında toprağa düştü,
Baharı görmeden yaz gelip geçti,
Felek tırpan aldı,sinemde biçti,
Felekten dersini aldı diye yazdılar.
 
Yine bir yel esti soğuktan,serinden.
Yaralarım sızlıyor yürekten derinden,
Kader attı beni yurdumdan yerimden,
Vatana hasret öldü diye yazsınlar.
 
Şu yalan dünyası hep karanlıktı,
Dünya onun için boş bir samanlıktı.
Hayat meydanı tozluk dumanlıktı,
Dünyayı0hep böyle gördü diye yazsınlar.
 
Vasiyetém,mezarım bir yükseğe kazılsın,
Doğduğum,öldüğüm tárih üstüne yazımısın,
Okuyan MUSTAFA AKÖZ’EEN ibret alsın,
Hayatın baharında soldu diye yazsınlar.
 
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 07

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

MÜSLÜMAN TÜRK’ÜM
Benim aslımı, neslimi soruyorlar,
Ben Müslüman bir Türk’üm
Aslımı söyleyince bir tuhaf bakıyorlar
Şükür; Müslüman bir Türk’üm
 
Ben topraktan geldim toprağım,
Dünya dalında sadece bir yaprağım
Ne ölüyüm, ne de hortlağım.
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Kimi ayıdanım der,kimi maymundan,
Bunların haberi yok ki kendi soyundan
Nasibini almamışlar İslâm payından
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Âdem Aleyhisselamın zürriyetindenim.
İbrahim Aleyhisselamın milletindenim.
Türkiye Cumhuriyeti hüviyetindeyim
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Çorum Mecitözü Bayındır Köyündenim
Âdetim, törem dini İslâm soyundanım
Fatih’ler, Alpaslan’lar soyundanım
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Kitabım Kur’an Bayrağım Ay Yıldız
Bayrak, Sancak ecdat yadigarımız,
İsmimi sorarsanız Mustafa AKÖZ.
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 08

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÜLÜM
Çok seviyorum unutmam diyorum
Ben seni değil sen beni unuttun gölüm
Başını dizime koyup da atıyorum
Ben seni değil,sen beni unuttun gülüm
 
Nasılda sevmiştim ben seni,
Civciv koymuştum senin ismini
Kalbimde taşıyorum bir resmini
Ben seni değil,sen beni unuttun gülüm.
 
Bir zamanlar bana Mustim diyordun,
Tek sevdiğim,tek dostum diyordun
Sevmiyorum diyince küstüm diyordun,
Ben seni değil sen beni unuttun gülüm.
 
Hastane köşesi şehit sevgimize,
İkimi söz vermiştik birbirimize,
Hiç laf söyletmezdin MUSTAFA AKÖZ’E
Ben seni değil,sen beni unuttun gülüm.
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 09

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

BU SENE
Zalim baykuş bacamda ötüyor,
Kendimden de korkuyorum bu sene.
Üç tane yavru boynunu büküyor
Yavrularımdan da korkuyorum bu sene
 
Bak komşular akın akın geliyor
Benim gözlerim kanlı yaşla doluyor,
Bunu bende biliyorum Allah’ta biliyor
Kendimden de korkuyorum bu sene.
 
Yalan dünyada hiç gözüm kalmadı,
Bir tek dileğim vardı o da olmadı,
Gelsin ecel hiç korkum kalmadı,
Can cesetten çıkıyor bu sene
 
Hiçbir tarakta kalmadı bezim
Yalan dünyada hiç kalmadı gözüm,
Yarin gitmiş ağlasana be AKÖZ’ÜM
Kendimden de korkuyorum bu sene.
 
 
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 10

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

OĞLUM!
Aldanma dünyanın yeşiline, alına.
Yalan dünya seni çok oyalar oğlum!
Seyahat ederken doğru git yoluna
Kayar düşersin dostun olmaz oğlum!
 
Oğlum! Her çağrılan yere gitme gelme,
Olur, olmaz her şeye aman gülme,
Dibi gözükmedik suya dalma,
Boğulursan el uzatan olmaz oğlum!
 
Sakın senden istemedikleri bir şeyi verme,
Arıdan feyiz al, karınca gibi çalış durma,
Hiç kimseyi kendinden küçük görme
Yenilirsen sen utanırsın oğlum.
 
Oğlum! Yaz gelir, kış gelir, güz gelir,
Dünya yokuştur şimdi sana düz gelir,
Sanma bir daha MUSTAFA AKÖZ gelir,
Giden bir daha gelmiyor oğlum!
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

11

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

AĞIT
Taş olsam senin için eririm derdin
Nerede olursan ol yine gelirim derdin
Mezarda da olsan seni bulurum derdin
Bak mezara düştüm gelmedin.
 
Sen olmayınca dünya bana dar oldu
Sensiz hayat bana çok zor oldu.
Bak mezarımın üstü yol oldu.
Eller geldi geçti sen gelmedin.
 
Üstüme örtüldü kara topraklar.
Ziyaretçim oldu yabancı kuşlar,kurtlar
Üstünde gezdiğim şu yaşıl otlar.
Şimdi benim üstümde bitti gelmedin.
 
Burnuma bir acı rüzgar geldi,yel geldi.
Seni beklerken yabancı geldi,el geldi..
Sen gelmedin kazma,kürek,bel geldi.
Karıştım toprağa ömür bitti gelmedin.
 
Hep seni bekledi MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Ne yapalım;böyle yazılmış kara yazım.
Gelsen de artık görmez ki gözüm,
Can bedenden çıktı hani gelmedin ?
 
Üstüme örtüldü kara topraklar.
Ziyaretçim oldu yabancı kuşlar,kurtlar
Üstünde gezdiğim şu yaşıl otlar.
Şimdi benim üstümde bitti gelmedin.
 
Burnuma bir acı rüzgar geldi,yel geldi.
Seni beklerken yabancı geldi,el geldi..
Sen gelmedin kazma,kürek,bel geldi.
Karıştım toprağa ömür bitti gelmedin.
 
Hep seni bekledi MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Ne yapalım;böyle yazılmış kara yazım.
Gelsen de artık görmez ki gözüm,
Can bedenden çıktı hani gelmedin ?
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 12

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YOL OLMAYINCA
Ayaklarım buzda, şu başım karda.
Hasta vücut yatakta, gönül yanda.
Akıl mahkûm oldu, fikir çok zorda,
Fikir yürümez akıl olmayınca.
 
Belim büküldü, omuzlarım düştü.
Kafam titriyor bak anlım kırıştı.
Dizler tutmuyor, ayaklar uyuştu.
Eller iş yapmıyor kol olmayınca.
 
İhtiyarlık geldi benim üstüme.
Ecel gelmiş ki bana can kastında,
Gönül geziyor macera pistinde,
Uçup gidemiyor yol olmayınca.
 
Yaş geçtikçe beynim sulandı,
Bağırsak dönüp mideye dolandı,
Kalp yorgun tekliyor, damar tıkandı
Damarlar büzüldü kan olmayınca.
 
Damağım kurudu gırtlak yarıldı,
Mide, dişler birbirine darıldı.
Dişler gitti, yalnız mide yoruldu,
Çene konuşmuyor dil olmayınca.
 
Vicdanım çok rahatladı uyuyor,
Sabır geldi sinir geri gidiyor,
Düşünce hafızadan siliniyor,
Alıcı çalışmıyor pil olmayınca.
 
AKÖZ der ki: işte ben bu haldayım
Kanatsız kuş gibi kuru daldayım.
Sonsuza doğru giden bir yoldayım.
Yare gidilmiyor yol olmayınca.
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 13

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SİTEM
Yazılanlar gelirmiş insan başına,
Kimler okur yazımızı bizim.
Ölmeden koydular musalla taşına
Kikler kaldırır ölümüz bizim.
 
Ana, baba, yavrularım var bir de,
Hani yavrum bizim vatanımız nerde?
Hasret koymuşlar bizi vatana yurda,
Kim anlar yavrum derdimiz bizim.
 
Hep çile, hep acı gördük her zaman,
Diyelim gurbet elde ömür tamam.
Hangi eş, hangi dost, hangi imam,
Kaldır yavrum ölümüz bizim.
 
Okunmuyor anlımdaki kara yazım,
Hiç kimseye değil Felek’tir sözüm.
Acıyı, çileyi çek MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Hangi tabip dindirir acımız bizim.
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 14

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

FELEK
Doksan dokuzun kara Şubatı,
Yıktın kahpe felek benim yuvamı.
Ne temel koydun,ne duvar,ne çatı.
Yıktın yuvamı sen kahpe felek.
 
Attığım ardıma koydum engeli,
Kimi çok düşkün kimi dengeli,
Yuvama estirdiğin sam yeli,
Yıkıp gidince sevindin mi felek.
 
Yanmayan ocağıma birden su döktün,
Tütmeye çalışan bacamı dağıttın,
Bir yuvam vardı direğini yıktın,
Enkaz altında koydun ya felek.
 
Felek MUSTAFA’YA yar olmadın ki,
Bir gün güleyim dedim koymadın ki,
AKÖZ’Ü ezmeye doyman ki,
Beni de yiyince doydun mu felek.
 
 
 
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

15

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

NEREDESİN?
Biz birbirimize çok alışmıştık,
Bir yuvamız olsun diye çalışmıştık,
Çoluk çocuğa da karışmıştık
Yavrular yetim kaldı sen neredesin?
 
Dişi sinek kondurmazdın üstüme,
Kıskanır selam söyletmezdin dostuma,
Hiç kimse oturamaz derdin postuma,
Yad eller köşk yaptı sen neredesin?
 
İplik bulamaz saçınla dikerdin,
Paramız yok diyince boyun bükerdin,
Su bulamazsak kova ile çekerdin,
Şimdi gözyaşlarım sel oldu sen nerdesin?
 
Yatağımız yoktu hasırda yatardık,
Yemek bulamazdık soğan ekmek yerdik,
Karnımız doyunca çok şükür derdik,
Şimdi lokma boğazımda kaldı sen neredesin?
 
Senin dişin ağrısa acısını ben çekerdim,
Sen ağlasan ben gözyaşı dökerdim,
Senin için bu dünyayı yakardım,
Benim dünyam karardı sen neredesin?
 
Senden sonra hiç gülmüyor yüzüm
Hep seni arıyor bu kör olası gözüm.
Çaresiz derde düştü MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Derdimin dermanı sen neredesin?
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 16

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KÖYLÜ
Köylüye hor bakma sakın ha beyim
Sakın hor görme çarpılırsı haa.
Köylü temiz, saf bunu kulağınıza koyun
Köylüye pis dersen çapılırsın haa.
 
Beklide eben, deden ceddin köyden gelme,
Köyden gelir erik, kiraz, armut, elma
Sıkıyorsa hiçbir şeyi isteyip alma
Onlar yetiştirmezse aç kalırsın haa.
 
Atam demiş ki “Köylü Milletin efendisi”
Her şeyi eker biçer, yetiştirir kendisi
İnkâr edersen nankörlüktür seninki si
Köylü olmazsa sen hiç olursun haa.
 
Köylü pancar eker sen şeker yersin
O buğday eker sen kraker yersin,
O koyun besler sen yün manto giyersin
Bunlar olmazsa sen çok genç ölürsün haa.
 
Köylü inek besler sen süt içersin
O tavuk besler sen yumurta yersin
O ağaç diker sense odun yakarsın
Bunlar olmazsa sen çon olursun haa.
 
Elleri nasırlı, topukları yarıksa
Ayağındaki potin değil çarıksa,
Boynunda kravat yok başı sarıksa
Küçük görüp basma tuş olursun haa.
 
Saymakla bitiremezsin ki marifeti
Seni görünce esirgemez hürmetini
Eğer bilmezsen köylünün kıymetini,
Kişiliğin çekilmez bir güç olursun haa.
 
Köylüyü hor görenlere benim sözüm,
Ben de kötü dersem kızarır iki yüzüm,
Fazla ileri gitme MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Doğruyu dokuz köyden kovmuşlar haa.
 
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 17

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KADER
Kader benimle arkadaş oldu,
Nereye gitsem hep benimle geldi.
Gül ile okşadı beni diken ile sevdi,
Böyle bir arkadaş oldu bana.
 
Yolcu oldum önüme asfalt serdi,
Pabucun iyisini verdi altını deldi.
Misafir oldum altıma iğneli halı serdi,
Böyle bir ev sahibi oldu bana.
 
Kaymak verdi, bal verdi dertli tabakta,
Kahve verdi, çay verdi gamlı bardakta,
Ağırladı beni çilemiş yorganla, yatakla.
Böyle bir dost oldu bana.
 
Kristal ayna verdi gözlerim aldı.
Gümüş tarak verdi saçlarım yoldu,
Sevgi verdi, aşk verdi bağrımı deldi,
Böyle bir arkadaş oldu bana.
 
Alnım ak amma karalıymış yazım,
Kimse benim gibi olmasın Hak’tan niyazım,
Bu kaderden kurtulamadı garip AKÖZ’ÜM
Böyle bir yoldaş oldu bana.
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

   18

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

BACIM
Dertli bacım beni soruyormuş,
Sorma bacım ben bende değilim.
Garip gardaşım nasıl diyormuş,
Sorma bacım ben bende değilim.
 
Sabır tarlasından beni yordular,
Kader rüzgârıyla beni savurdular,
Aşk ateşinde beni kavurdular,
Sorma bacım ben bende değilim.
 
Aklım kayıp, fikrim zayi oldu.
Dikenler sivrildi gülüm soldu,
Ömür ambarına hep çile doldu,
Sorma bacım ben bende değilim.
 
Amentüye inandım, iman ettim,
Kadere el bağlayıp boyun büktüm,
Sabır tarlasına selamet ektim.
Sorma bacım ben bende değilim.
 

 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  19

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

İHTİYARLIK
Ne sözünü dinleyen olur, ne hatırını sayan.
Ne acını bilen olur, ne de derdini anlayan.
Bulunmaz tabağına bir kaşık yemek koyan,
İhtiyarlık başa geldiği zaman...
 
Bayram olur elini öpmeye gelmezler
Seni hiç adamdan dahi saymazlar
Lokmayı yutamazsın bir yudum su vermez
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
Ne oğulların sesini duyar ne de gelinin,
Ne kız evladı bakar sana ne de torunun
Bu günden daha kötü olur yarının
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
Hiç senin yüzüne bakan bile olmaz,
Soğuktan donsan sobanı yakan olmaz,
Sokağa çıksan elinden tutan olmaz,
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
Ellerin titrer çatal, kaşık tutamazsın,
Hazır lokmayı bile çiğneyip yutamazsın,
Sızı kaplar her yanını rahat yatamazsın,
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
Çok sevdiğin eşin dahi ölmeni ister,
Bir şey sorsan konuşma moruk sus der,
Her gün hamamdan gelsen yine pis der,
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
İhtiyar çenen düşer, dilin durmaz,
Her gün ölüm beklersin o da gelmez
Gözlerinde kalır uzağı yakını görmez,
İhtiyarlık başa geldiği zaman..
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  20

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

YOLLAR
Cesedimi ayırsan da canım yardan ayrılmıyor,
Canda gönül var, gönül ferman dinlemiyor.
Aklımdan çıkmadı amma dilim söylemiyor,
Söylesem taşlar bile erir derdimden yollar.
 
Ayırdı ah bizi şu zalim gurbet yolları
Bir ağaç dibinde ah çektim eğildi hep dalları,
Mevla dertli yaratmış benim gibi bazı kulları,
Beni de kendin gibi ezdin sen yollar.
 
Bazen düz gidersin, bazen de belin bükülür,
Kimi bilir kaç garibin sana gözyaşı dökülür,
Bazen de hasret kavuşturur kahrı çekilir,
Beni sen ayırdın yurdumdan yollar.
 
Hesap ettin mi; kaç kişinin kanı aktı sana,
Mezar oldun kim bilir kaç tane insana,
Hasret çekenler umutla bakıyor hep sana
Beni de inlettin derdimden yollar.
 
Daha nice masumun gözyaşı ile ıslanırsın
Kim bilir kaç kişinin kanı ile beslenirsin,
Belki bir gün düzelir tez günde usanırsın
Ben de kurtuldum sürgünden yollar.
 
İçinizde zararsız olan sadece bir suyolu
Bir adın demir yolu, birdi adın gibi kara yolu,
Kimini sağ getirirsin, kimini ya sakat, ya ölü,
İntikamı aldın Mustafa AKÖZ’DEN yollar.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 21

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GEL DE GÖR
Dağlarda karlar eridi sele dönüştü,
Merada koyunlar kuzularla buluştu,
Çiçek kokusu birbirine karıştı,
Gel de gör sen bizim yaylamızı.
 
Tavuklar yumurtladı civciv çıkıyor
Kuşlar yavruladı bak dalında ötüyor
Can gırtlağa geldi bedenimden uçuyor,
Geliyorum gel de gör bizim halimizi.
 
Ağaçlar çiçek açtı meyve oluşuyor,
Yaylada oğlak kuzu şakalaşıyor,
Ayrılanlar kavuştu tokalaşıyor,
Gel yarim biz kime uzatalım elimizi.
 
Otlar yeşerdi beyaz mantarlar bitti,
Bu yalnızlık benim canıma yetti,
Köylü yaylaya göçtü dumanlar tüttü,
Kül ettiler yarim bizim közümüzü.
 
Yemlik,madımak bitti yaylalarda,
Cıvıl cıvıl kuş sesi dolu bağlarında.
Köylü pancar ekiyor tarlalarda,
Gel yarim sen de ek bizim tarlamızı.
 
AKÖZ der ki;ne çileli imiş başım,
Bak sofrada kesildi yemeğim aşım.
Göz pınarım kurudu akmıyor yaşım,
Gel yarim güldür ağlayan gözümü.
 
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 22

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

DÜNYAYA SİTEM
Kapıma kara kilit taktırdın
Çok zalimmişsin yalan dünya
Üç yavruya boyun büktürdün,
Hilen, yalanın çokmuş dünya.
 
Ben seni sevemedim sende beni,
Mert olmasaydın ayrılmazdın candan canı.
Nice evliye,nice yiğitler geldi hani
Kör kuyuya benziyorsun dünya
 
Umut koydum oğlumun adını,
Kim almış ki senden muradını.
Sen aldın nice genç kızı, kadını
Hiç namusun yokmuş dünya.
 
Ne istedin zavallı hasta karımdan
Hep gözün olur azdan yarımdan
Zevk mi alırsın AKÖZ’ÜN ahı zarından
Hastalara da şefkatin yokmuş dünya.
 
Ben seni sevemedim sende beni,
Mert olmasaydın ayrılmazdın candan canı.
Nice evliye,nice yiğitler geldi hani
Kör kuyuya benziyorsun dünya
 
Umut koydum oğlumun adını,
Kim almış ki senden muradını.
Sen aldın nice genç kızı, kadını
Hiç namusun yokmuş dünya.
 
Ne istedin zavallı hasta karımdan
Hep gözün olur azdan yarımdan
Zevk mi alırsın AKÖZ’ÜN ahı zarından
Hastalara da şefkatin yokmuş dünya.
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 23

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SENSİZ
Yarim sensizliğe dayanamadım
Aç kollarını bende geliyorum
Dünya yalancı imiş uyanamadım
Artık dünyaya güvenemiyorum
 
Sen benim canımdın, bense boş ceset
Bu âlem hem yalancı, hem fesat
Dünya bozuk teypmiş bense boş kaset
Kimse dinlemedi bak susuyorum
 
Bu yayan dünyanın önü de sonu da boş
Bazen bahar oluyor, bazen kara kış.
Sonunda başıma korlar kara taş
Eski mezarlardan biliyorum.
 
Büküldü boyun, eğildi şu başım
Dünya ne dostum oldu ne eşim.
Sensiz lokma yenmiyor soğudu aşım
Ağzımın tadını bulamıyorum
 
Sensiz saray dahi boş bir samanlık
Bu dünya bana susuz bir hamamlık
İnan senden sonra dünyam karanlık
Şimdi köşe dibinde kalıyorum
 
Nereye gitsem hep senin izin var
Kulaklarımda hep tatlı sözün var
Demedin dünyada bir AKÖZ’ÜM var
Gör şimdi bir ot gibi yaşıyorum.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 24

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ANALAR GÜNÜ
Dokuz Mayıs analar günüymüş,
Ya yirmi dört Şubat’a ne diyelim.
Kaç tane yavru anasız kalmış,
Ya boynu bükülenlere ne diyelim.
 
Bir analar bir de babalar günü,
Ya öksüz kalana kim unutturur dünü
Daha dün kaç tane anasız kaldı mini mini,
Anne sütü bilmeyenlere ne diyelim
 
Daha dün öldü üç yavru anası,
Bu dünya onlarında dünyası,
Kaç yavrunun şehit oldu babası,
Mezar taşında ağlayana ne diyeyim.
 
Günde kaç çocuk konuyor yuvaya
Kaç çocuk hasret anaya, babaya.
İsterseniz sorum AKÖZ MUSTAFA’YA
Anne kucağını özleyene ne diyeyim.
 
 
 

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 25

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KÖYLÜYE HOR BAKMA SAKIN HA BEYİM,
Köylüye hor bakma sakın ha beyim,
Sakın hor görme çarpılırsın haa.
Köylü temiz, saf, bunu kulağınıza koyun,
Köylü pis diyen çarpılır haa.
 
Belki eben, denen köyden gelme,
Köyden gelir erik, kiraz, armut,elma.
Sıkıyorsa hiçbir şey isteyip alma
Onlar yetiştirmezse aç kalırsın ha.
 
Atam demiş ki: “köylü milletin efendisi”
Her şeyi eker, biçer yetiştirir kendisi
İnkâr edersen nankörlük seninkisi
Köylü olmazsa sen hiç olursun ha.
 
Köylü pancar eker şeker yersin,
O buğday eker sen kraker yersin,
O kuyun besler sen yün manto giyersin,
Bunlar olmazsa sen çon olursun haa
 
Köylü inek besler sen süt içersin,
O tavuk besler sen yumurta yersin,
O ağaç diker sende odun yakarsın,
Bunlar olmazsa sen çor olursun ha.
 
Elleri nasırlı, topukları yarıksa,
Ayağında potin değil de çarıksa,
Boynunda kravat yok başı sarıksa,
Küçük görüp basma tuş olursun haa.
 
Saymakla bitiremezsin ki marifetini,
Seni görünce esirgemez hürmetini,
Eğer bilmez isen köylünün kıymetini,
Kişiliğin çekilmez bir güç olursun haa.
 
Köylüyü hor görenlere benim sözüm,
Ben de kötü dersem kızarır iki yüzüm,
Fazla ileri gitme MUSTAFA AKÖZ’ÜM,
Doğruyu dokuz köyden kovmuşlar ha.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  26

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ANAM
Ekin biçtim,sapını süremedim.
Kıydılar canıma garip anam !
Düşman yol kesmiş de göremedim,
Kıydılar canıma garip anam !
 
İki kardeş idik beni vurdular,
Yetmez gibi birde cesedimi yardılar,
Kefen yerine beni çula sardılar,
Kıydılar canıma garip anam !
 
Tarlada bindik motora akşam üstü,
Kahpe düşman yolumuzu kesiti.
Çekti tüfeğini de tetik bastı.
Kıydılar canıma garip anam.
 
Tüfekle vurdular yaram kanıyor,
Kardeşim gelmiş başımda dönüyor.
Ağlama kardeşim içim kanıyor,
Kıydılar canıma garip anam.
 
Vurdu katil hemen kaçtı ormana,
Sap yığdım da getiremedim harmana,
Bütün saçmalan doldu karnıma,
Kıydılar canıma garip anam !
 
Söyleyin kara bağlamasın anam,
Mustafa gelir deyip de üzülmesin babam,
Kıydılar canıma garip anam !
 
Bir oğlum olsaydı alırdı öcümü
Kimse bilmez benim bu acımı,
Toplayın başıma kardeşimi,bacımı,
Kıydılar canıma garip anam !
 
Neyim kaldı benim yalan dünyada,
Bin bir arzummanım eşim Suna’da
MUSTAFA bildiğin MUSTAFAM’DA
Bilmediğin hale koydular anam !
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 27

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

MEMLEKETİM
Arı dedik bal tutmadı,
Kuş dedik bilemedik döl tutmadı,
Boz kurtlar ulurdu hiç sesi çıkmadı,
Vah benin memleketim vah.
 
Ay içerisinde gül diktik kurudu,
Sahi bir ayda da başak vardı.
Doru görünen altı okun işi zor idi,
Vah benim memleketim vah.
 
Dün sabanı kırdı bizim kır atlar
Nerede bizim o eski muhterem zatlar,
Yükü çeken yine bizim boz kurtlar,
Oh benim memleketim oh.
 
Coştum mu sığmazlar ovalar düze,
Çok çakalları getirdiler dize,
İsterseniz sorun Mustafa AKÖZ’E
Oh benim memleketim oh.
 
 
 
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  28

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GÜZEL
Bayındır köyünde bir güzel gördüm.
Kudretten çekilmiş karakaşları.
Topuğun dövüyor uzun saçları,
Yüksekten uçan humaya benziyor.
 
İsmini sondum, yüzüme baktı.
Bakışları kim bilir kaç kişi yaktı.
Kimin yarisin dedim, boynunu büktü.
Gölde yüzen sunaya benziyor.
 
Evleri var çeşme başında,
Sanki kekik oturur sınır taşında,
Hilali gördüm kara kaşında,
Yüzü tıpkı bir aya benziyor.
 
Rengi saf altını paslandırır
Sesi öten bülbülü kıskandırır
Gözleri mavi denizi küstürür,
Akışı tıpkı tunaya benziyor.
 
Bayındır köyünün güzel kızı,
Edası yakar MUSTAFA AKÖZ’Ü
Gözleri sanki bir çoban yıldızı
Yürüyüşü yeni doğan taya benziyor.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 29

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SOR BENİ
Aldı felek benim gonca gülüm mü ?
İnanmazsan dikenlerden sor beni.
Senin tabutunu taşıdılar,benim ölümü,
 
İnanmazsan buradakilerden sor beni.
Zannetme senden sonra gülüyorum,
Sen bir gün,ben her gün ölüyorum.
Her gün sana selam yolluyorum,
İnanmazsan mezara gelenlerden sor beni.
 
Sen kalbimdesin,ben se ıraktayım,
Sen yolcu oldun,bense son duraktayım,
Sen saksı toprağında,bense çoraktayım
İnanmazsan yumuşak dikenlerden sor beni.
 
Bak gelin oluyor küçük kızım,
Hiç kimseye yoktur sitemin sözüm,
Çok dert çekiyor MUSTAFA AKÖZ’ÜM
İstersen hocadan,hekimden sor beni
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 30

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

ÇOBAN
Sabah erkenden alır önünde davarını,
Başlar örtünmeye dertli kavalını,
Dağa taşa anlatır derdini,meranı,
Halini kimseye açamaz garip çoban.
 
Baş başa kalır koyunu,karabaşı ile,
Dertleşir dağların toprağı taşı ile,
Akşam evine gelir yağmurun,karın yaşı ile,
Rahat bir çorba bile içemez ki garip çoban.
 
En iyi elbisesi ya kepeneği yada abası,
Odur en iyi kaloriferi,ısıtıcısı,sobası,
Dağlardaki mağaradır çobanın evi,odası,
Rahat bir yatakta bile yatamaz ki garip çoban.
 
Onun tek düşündüğü davarı sürüsü,
Otlatır davarını ay ışığında gece yarısı,
Çorabı koyun yünüdür,çarığı keçi derisi,
Başka giyecek bilmez ki garip çoban.
 
Kara koyun su bile içmez duyunca kavalın sesini,
Bilmez çoban şehirlinin fan taziyeli süsünü,
Derelerden içer terkozsuz soğuk suyun hasını,
Şampanyaymış,viskiymiş bilmez ki garip çoban.
 
Kara bir taştır çobanın koltuklu sandalyesi,
Elini kulağına atınca birde yanık çıkar ki sesi,
Birde eli kınalı kıza düştüyse eğer hevesi,
Derdini kara kuzuya anlatır garip çoban.
 
Dertli kavaldır çobanın kağıdı,kalemi,
Kavalın sesi ile gönderir yavuklusuna,selamı,
Ne dedikodu bilir,ne de boş yalanı,
Sadece sürü ile muhatap olur garip çoban.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 31

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

SEN NEREDESİN?
Biz birbirimize çok alışmıştık,
Bir yuvamız olsun diye çalışmıştık,
Çoluk çocuğa karışmıştık,
Yavrular yetim kaldı. Sen neredesin ?
 
Dişi sinek kondurmazdın üstüme,
Kıskanırdan selam söyletmezdin dostuma,
Hiç kimse oturmazdı derdin postuna
Yad eller köşk yaptı. Sen neredesin ?
 
İplik bulmaz,saçınla düğme dikerdin,
Paramız yok diyince boynun bükerdin
Su bulamazdık kova ile çekerdin
Şimdi göz yaşlarım sel oldu. Sen neredesin ?
 
Yatağımız yoktu hasırda yatardık,
Yemek bulamazdık soğan ekmek yerdik,
Karnımız doyunca çok şükür ederdik
Şimdi lokma boğazımızda kaldı. Sen neredesin ?
 
Senin dişin ağrırsa acısını ben çekerdim,
Sen ağlarsan ben göz yaşı dökerdim.
Senin için bu dünyayı yakardım,
Benim dünyam karardı. Sen neredesin ?
 
Senden sonra hiç gülmüyor yüzüm,
Hep seni arıyor bu körolası gözüm,
Çaresiz derde düştü MUSTAFA AKÖZ’ÜM
Derdimin dermanı. Sen neredesin ?
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  32

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

DEFTERİM
Dinle beni içi karalı defterim
Ben konuşurum,sen dinlersin,
Acep dağılır mı benim bu efkarım ?
 
Ben karalarım sen içini açarsın.
Bak içimi hep sana döktüm,
Benim derdimi hep sen çektin,
Biliyorum sen de benden bıktın,
Bende bu hayata küstüm defterim.
 
Bak tüm dertlerimi sana yazdım,
Sen benden,ben de hayattan bezdim.
Kapandın benim sırrımı gizledin,
Güler yüzle karşıladın beni defterim.
 
Ben karaladıkça,sen bana alıştın,
Sen deftersin,kitap olmaya çalıştın,
Gücenmedin hep AKÖZ’LE barıştın,
MUSTAFA’NIN tek dostu defterim.
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 33

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

AYRILIK
Kimi yar ile çıkmış seyran eder,
Kimi kavuşmuş yarine bayram eder,
Gurbette olan yarine döner,
Benim kimim var ben kime gideyim ?
 
Askere giden teskere alıyor,
Gurbete giden geri dönüyor,
Mahkum olan tahliye oluyor,
Ya kabre girene ne diyeyim ?
 
Yari gurbette olan mektuplaşıyor,
Geleceğini bilip ümitle yaşıyor,
Elbet bir gün olup kavuşuluyor,
Ölüm ayrılığına nasıl dayanayım ?
 
Kim demiş ayrılık ölümden acı,
Onu dinleyen var mı ölüm ilecı,
MUSTAFA AKÖZ de ALLAH’A duacı
Benim gibi kimse olmasın dileğim.
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 34

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

FAKİR
Boz eşektir fakirin arabası, treni
Ne direksiyon olur ne dümen, nede freni
Ne lambası var,ne kornası,ne de sireni
Sürmek için ehliyeti bile yoktur fakirin.
 
Altına bir bisiklet alsa düldül zanneder
İki laf konuşabilse kendini bülbül zanneder
Sevdiği için papatya bulsa kırmızı gül zanneder
Lale, menekşe, karanfil olmaz ki fakirin.
 
Mesleğini sorsan ya amele, ya da hamallık yapar
Helal kazanmak için ya eski toplar, ya simit satar.
Şehre inse ya garson ya da kapıcılık yapar
Hiç kendi işi olmaz ki fakirin.
 
Köyde kalsa yapacağı ya hizmetkar ya da çoban
Yiyeceği yufka ekmekle çörek ya da kuru soğan
Ağustos’ta bile soğuk kardır başına yağan
Baharı yazı olmaz ki fakirin.
 
Ceketi yamalı, gömleği eski, çorabı deliktir.
Botu, potini bilmez giydiği kara lastiktir
İç çamaşırına baksan birkaç yeri yırtıktır,
Ütülü pantolonu, kravatı olmaz ki fakirin
 
Fakiri seven ne anası olur, ne de babası,
Ne saygı duran evladı, nede seven karısı
Kerpiçten yapılmıştır fakirin evi yuvası
Apartmanı, villası olmaz ki fakirin.
 
Sanki kış günü gibi soğuktur fakirin yüzü
Hiçbir yerde dinlenmez ki sohbeti, sözü
Fakirliğin derdi söyletir MUSTAFA AKÖZ’Ü
Doğru sözü bile yalan olur fakirin.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 35

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

EMMİOĞLUNA MEKTUP
Dinle emmioğlu şu benim sorumu,
Emmioğlu bizi köyden ne haber ?
Nasıl iyi mi bizim köyün durumu ?
Emmioğlu bizi köyden ne haber ?
 
Düğünlerde yahni,keşkek pişiyor mu ?
Gençler oynadıkça yine coşuyor mu ?
Köy meydanında yine halay çekiyor mu?
Gençlerin sinsin oynamasından ne haber ?
 
Kızlar madımak,yemlik topluyor mu ?
Kuzular tepede hoplayıp otluyor mu ?
Düğünlerde yine silahlar patlıyor mu ?
Bizim düğün törenlerinden ne haber ?
 
Emmioğlu bizim karabaş duruyor mu ?
Çoban yine kavalını çalıyor mu ?
Sıcakta davar yine örüme geliyor mu ?
Koyunların süt vermesinden ne haber ?
 
Öküzler harmanda düveni çekiyor mu ?
Köylü pancar,buğday,mısır ekiyor mu ?
Oğlaklar,kuzular şakalaşıyor mu ?
Bizim koyundan,keçiden ne haber ?
 
Emmioğlu gurbette sıla tütüyor gözüme,
Sakın boş verme bu sualime,sözüme.
Ne olur cevap ver MUSTAFA AKÖZÜME,
Kızlar mani,türkü söylüyor mu ?
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 36

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

AZİZİM
Heyacanın hayreti çok sevdiler
Salim’le Kamil’i köyden kovdular
Nimet’i Mürüvet’i de dövdüler
Fırsat bulup eziyoruz azizim.
 
Yarış yaptık, Servet’i kediye bindirdi,
Adalet’te bir elbise giyindi,
Bütün görenlerin başları döndü
İyi poz deyip bakıyoruz azizim.
 
Satılış’ın dingişe yular taktık
Arkasından mendilli mum yaktık
Sonra tutup pazara çektik
Süsleyip de satıyoruz azizim.
 
Döndü’ye gelin oldu bizim kıymet
Gör bak ne saygı kalmış, nede hörmet
Meğer ne hüner varmış, ne de marifet
Bizde kötü kız diyoruz arkadaş.
 
Hacı bunları sebebi hep sensin
Köyü terk etti Elif ile Yasin,
Heyet, muhtar koymuyor köy ne desin
Şimdilik yas tutuyoruz azim.
 
İşte böyle bizim köyün durumu,
Damda duran küpte attı sırrını,
Sana kalmış artık bunun yorumu
Ah AKÖZ deyip okuyoruz azizim.
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 37

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

DEDİ
Gurbet elden bir gün köyüme döndüm,
Köşede yalnız bir ihtiyar gördüm,
Elini öptüm,Hatırını sordum,
Yaklaş oğul göreyim yüzün dedi.
 
Selam verdim yanına oturdum,
Hafifçe elimi dizine vurdum,
Laf arasında nineyi de sordum,
Ah oğul ah ! İçimde sızım dedi.
 
Beni tanıyınca içten ah çekti,
Gözlerinden iki damla yaş döktü,
Yutkundu durdu,durdu boyun büktü,
Ah oğul tıkandı boğazım dedi.
 
Beni duyunca sesime can dedi,
Tevellüt sordum bin üç yüz on dedi,
Ben yol sordum,çıkmaz sokak son dedi,
Bitti oğul bayırım,düzüm dedi.
 
Hafifçe kımraştı biraz yerinden
Kalkamayınca ah çekti derinden,
Eser kalmamıştı eski ferinden
Ah oğul tutmuyor dizim dedi !
 
Kerpiç duvarları,topraktan damlar,
Kimi kırılmış,kimi tozlu camlar,
Terk etmiş yiğit nice canlar,
Ah garip MUSTAFA AKÖZ'üm dedi.
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 38

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

GİBİYİM
Ölsem gelir misin diye sorarım
Bak kabrinde eski bir bez gibiyim.
Seviyor mu diye ağız arardın
Sevdandan yayan bir köz gibiydin.
 
Kalkıp baksana mezarındaki taşım,
Kabrini sulayan benim göz yaşım,
Hiçbir yere sığmıyor garip başım,
Döküldü saçlarım,son güz gibiyim.
 
Aklım sende,fikrim sende,gönlüm de hep sende
Can kalmadı şu bendeki bedende,
Dünyam karanlık,sensiz geçen günde,
Bu günlerde pembe bir toz gibiyim.
 
Seninle yaşadım,seninle öldüm,
Uyanıp baksana,misafir geldim,
Hayatta seni gördüm,seni bildim,
Sen olmayınca kör bir göz gibiyim.
 
Sen orada yalnızsın,bende burada,
Senden sonra maruz kaldım her yerde,
Ben çile içinde,sen kara yerde,
Şimdi Mustafa AKÖZ gibiyim.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 39

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

VEKİL BEY!
Hani bir gün bizim köye gelmiştin,
Köyün yolu yine çamur vekil bey !
Bizim evde soğan ekmek yemiştin,
Şimdi onu da bulamıyorum vekil bey !
 
Haa ! Köylü Milleti Efendisiydi,
Bunu söyleyen Ata’mın kendisiydi,
Bir de bu söz Türk’ün tarihçesiydi,
Ata’nı bile unuttun vekil bey !
 
Aldın altına son model arabayı,
Binince kestin bana merhabayı,
Gene ekemedik bayır tarlayı,
Al gübreyi başına ek vekil bey !
 
Seni oraya göndermek kabahatmiş,
Bana söylenen bayat nasihatmiş,
Sözde orada vicdanın rahatmış,
Cüzdanın dolu,vicdanın boş vekil bey !
 
İşçinin beli iyice büküldü,
Memurun saçı,dişi döküldü,
Fakir,fukaranın canı çekildi,
Ecel sana erken gelsin vekil bey !
 
Ankara’ya mutlaka gel diyordun,
Aman ha beni orada gör diyordun,
Göremezsen falana sor diyordun,
Geldim ama kovuldum ben vekil bey !
 
AKÖZ konuştu sen duy veya duyma,
Dilerin Allah’tan dünyaya doyma,
Bir daha kapına gelirsem koyma,
Kapıdan geri dönmek zor vekil bey !
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  40

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

AYŞEM
Elindeki helkelere koyun sağıyor,
Beni görünce yar boynunu eğiyor,
Sanki gözlerinden yağmur yağıyor
Gel ağlama;sana kıyamam Ayşe’m.
 
Evinin önünde civciv yemlerken,
Hele de tarlada pancar sökerken,
Bakraçlar elinde suya giderken,
Dönüp de bakmana doyamam Ayşe’m.
 
Rüyamda gördüm diye mektup yazardın,
Selam deyip,sevda manisini düzerdin.
Beni görünce dama çıkar gezerdin,
Şimdi sesini bile duyamam Ayşe’m.
 
Yunaklık önünde esbap yıkıyordun,
Dönüp benim yollarıma bakıyordun,
Gelmeyince içten ah çekiyordun,
Şimdi selamın bile gelmiyor Ayşe’m.
 
Sepetli bahçede domates toplarken
Hıdırellezde ateşte atlarken,
Gece ay ışığında sobe oynarken,
Beni arıyordu mavi gözlerin Ayşe’m.
 
Hem hayalimdesin,hem de düşümdesin.
İçtiğim suda,akan göz yaşımdasın,
Sen yine AKÖZ’ün gönül köşkündesin
Seni gönül köşkümden atamam Ayşe’m
 
 
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 41

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

KÖYÜM
Ben isterim köyümde gezmeyi,
Ben köyümü özledim.
Baba tarlasından buğday ütmeyi,
Üfleyip yemeyi çok özledim.
 
Bizim bahçede dal sulamasını,
Hele erik,vişne,armut,elmasını,
Anamın yaptığı kavurma hellesini,
Soğutarak içmesini çok özledim.
 
Tırpanla ekin biçip terlemesini
Ateşte patlıcan,biber közlemesini,
Babamla bağ,bahçeyi bellemesini,
Toprağı savurup atmasını özledim.
 
Esirgemeyin bu zevki Mustafa AKÖZ’den,
Bıktım,gürültülü zehir akan egzozdan,
Kil zehirlenmiş harmanda samandan,tozdan
Patoza dirgenle sap atmayı özledim
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 42

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

YARDAN HABER Mİ VAR
Kulağıma durna sesi geldi,
Acep yardan bana haber mi var ?
Benim gözlerim yolda kaldı,
Acep yardan bana haber mi var ?
 
Durnam sesine kurban olayım,
İstersen tek yolunda ölüyüm,
O yarin durumunu biliyim,
Durnam yardan bana haber mi var ?
 
Durnam katar olmuş gidersiniz,
Çok yüksekten kanat süzersiniz,
Sizre yarim gibi güzelsiniz,
Durnam yardan bana haber mi var ?
 
Umut beklerim esen rüzgardan,
Kollan kendinizi soğuk kardan,
Bana da haber getirin yardan,
Durnam bana yardan haber mi var ?
 
Her seherde rüzgarı koklarım.
Durnam her gün yolunu beklerim,
Sesinizi dinler kulaklarım,
Durnam yardan bana haber mi var ?
 
Gel konun taş tepelerin düzüne,
Yar sürme çekmiş mi ela gözüne ?
Selam söyledi mi acep garip AKÖZ’üne ?
Durnam yardan bana haber mi var ?
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 43

Kitap içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

KABRİSTAN
Yolum düştü kabristana,
Hep dizilmişler ki yan yana.
Ay uçtu baş uçtu kız ana.
Konuşmadan yatıp dururlar
 
Adı mezar taşına yazılmış,
Kimisi yeni defnedilmiş,
Kimi toplu,kimi dağılmış,
Hiç yok gibi yatar dururlar.
 
Kabre girip geri dönmeyen,
Bu yalan dünyaya kanmayan,
Burda kimseyi beğenmeyen,
Hep yan yana yatıp dururlar.
 
Gördüğüm her kehribar yüzükler,
Bildiğim ne kara gözler,
Tanıdığım tatlı sözlüler,
Konuşmadan yatıp dururlar.
 
Bütün evleri harap olmuş,
Vücutları hep turap olmuş,
Güzel gözleri toprak dolmuş,
Ağlamadan yatıp dururlar.
 
AKGÖZ'ÜM ibret al aman ha,
Burda lazım olan bir tek dua,
Okudum üç ihlas,bir fatiha,
Bizden dua bekleyip dururlar.

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN  KULLANMAYINIZ  corumlu2000@gmail.com

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.