242 SAYI 25 NİSAN 2019

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Mahmut Selim GÜRSEL BU AY VE BİZ
Mahmut Selim GÜRSEL İÇİMİZDEN BİRİSİ
Selma GÜRSEL TEL TEL (PİŞMANİYE)
Üzeyir Lokman ÇAYCI ÇÖPÇÜ KARDEŞ
Yaşar KILIÇ SEN RAZI OL!
Ahmet CANBABA HAYAT
Cuma TÜRKMEN BU SAVAŞ NİYE
Erman YILDIRIM ÇEVRE VE BİZ
Erol DUYGUN BANA
Halil KAYMAK YAYLACIK
Haydar KILIÇ İSTERİM
Hıfzı ÖZBEKMEZ BİR SEN VARDIN
Mehmet Ferit KADAYIFÇI ADINI SEN KOY

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
BU AY VE BİZ
Hayat devam ediyor ve edecek. Bu günler geri kalacak, unutulacak. Yazılıp bırakılması gerekmesi muhakkak olan bildiklerimizi yazarak yayımlamamız gerek. Zaten Yayınevimizin amacı da bu idi. Yazdık, yayımladık okursunuz faydalanırsınız diye düşündük. Doğrusunu yaptık. Yapmaya devam edeceğiz. Hani demişler ya “İyilik yap denize at. Balık bilmez ise Halik bilir”
Bu ay ülkemizde mahalli seçimler oldu.
Oldu ne oldu? Bazı belediye başkanlıkları değişti.
İtirazlar, yeniden sayımlara şahit olduk. Şu sıralar seçimin iptali için karar verecek kurulu bütün ülke bekliyor?! Derler ya “Yenilen pehlivan güreşe doymaz imiş”
Yayımladığım; Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat dergisizin yazarlarından Mustafa Nevruz SINACI’Yİ kaybettik. Gerede kalanlara baş sağlığı ve sabır diliyorum. Kur’an-ı Kerim’de “ Kullu nefsin żâ-ikatu-lmevt(i)) śümme ileynâ turce’ûn(e) Meali “Her canlı ölümü tadacak sonra da bize döndürüleceksiniz.”
Yine 23 Nisan Kutlandı. Yine çocuklar makamlara oturdu. 25 Nisan'da bu gün Çanakkale Savaşının önekli tarihi olarak Çanakkale’de halen anmaktayız.
Aylar hafta gibi, naftalar gün gibi geçiyor. Ömür yaprağı tek tek düşüyor. Sitelerimizi derledim topladım ve yayımladım. Eskit kalanları derleyip yayımlayacağım. Yeni sitemizle birlikte diğer iki sitemizi de açık olarak yayımlamaya devam ediyorum. Ömür bitene ve aklım yetene kadar yayımlamaya devam edeceğim.
Yeni ve eski sitelerimizin ortak içindekiler bölümünü üç sitemde de yayımlayacağım. Araştıranlara kolaylık olacağı düşüncesindeyim.
Ayrıca aşağıdaki “İçimizden Birisi” bölümünde bir hemşerimizin talebini yayımladım.
Elimizden gelenin ötesini yaptım.
Belki işe yaradı!
Belki yaradı!
Ben doğru bildiğimi bu yaşıma kadar yaptım.
Yapmaya devam edeceğim
Hoşça kalınız!
.           

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi

İÇİMİZDEN BİRİSİ

Bir tanıdığım bu ay bana facebook bir fotoğraf gönderdi. Fotoğrafta bir geç tekerlekli sandalyede oturuyordu ve yürümek için yardım istiyordu.

Eşim ve ben üzüldük. İlk fırsatta görmek için gidelim diye konuştuk. 22 Nisan günü Mecitözü’ne giderek Can YEDİREN’İ gördük. Biraz konuştuk ve Evimize döndük.

Bu bilgiyi siz okurlarımla paylaşmayı düşündüm.

Bana fotoğrafı gönderilen genç Can YEDİREN bir trafik kazasından sonra 13/10/2016 tarihinde Mecitözü Geykoca Köyü yolunda geçirdiği bir kaza sonucu yoğun bakıma kaldırılmış ve tedavisi yapılmış kaza sonucunda Parapleji (omurilik felci) geçirerek belden aşağısı tutmadığını fizik tedavi için babası tarafından ilgilenildiğini kendi çabaları ile tedavi gördüğünü ve eve alınan kültür fizik edevatları ile çalışır iken kötü bir talih ile 14.03.2019 tarihinde babasını bir trafik kazası sonucu kaybettiğini ve yaşamının daha zor hale geldiğini beyan etti.

Can 2 yaşında annesinin ayrılması ile babaannesi tarafından büyütülmüş ve şu an Can’ın yanında 83 yaşında olan babaannesi bakımımı ve her şeyi ile o yaşlı kadının ilgilendiğini söyledi.

Kendi çabalarının dışında normal hayatına devam edebilmek ve yürümek için sadece kendi çabalarının yetmediğini, bizlerden de maddi destek alarak tedavisini yaptırmayı dilemektedir. Yurt dışında tedavisinin yapılmasını ve bu tedavi masraflarını karşılayacak durumda olmadıklarını ve tedavi için yardımlarımızı talep etti.

Can YEDİREN Çorum Mecitözü İlçemizde ikamet etmektedir. CAN’A ulaşmak isteyenlerin 90 5308576919 nolu telefonu ile bizzat kendisi ile görüşebilirler.

Bizi idare edenlerin, Sosyal kurumların ve imkânı olan okuyucularımın bu genç için ellerinden geleni yapacaklarını düşünerek bu bilgiyi sizlerle paylaştım.

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Selma GÜRSEL
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi
TEL TEL (PİŞMANİYE)
Eskiden buz dolaplarının bulunmadığı zamanlarda kışın yapılırdı.
Şimdi ise emek isteyen,etrafı una bulayan işlemleri yüzünden Çorum’un unutulan bir kış eğlencesi olan tatlı çeşididir. Uzun kış geceleri akraba veya eş dost toplantılarında bir eğlencelik olarak hazırlanırdı.
Hazırlanırken,yada yenilirken el ve yüz ile bilhassa ağız etrafı una bulandığı için birbirine bakar,una bulanmış yüzlerinin haline gülerek yenilir,hoşça vakit geçirilirdi.
Şeker bir miktar limontuzu ile iyice kaynatılarak  kestirilir,bir tepsinin altına yağ sürülerek kestirilen şeker bu tepsiye konulur ve bahçeye bilhassa kar varsa karın üzerine tepsi konularak kestirilen şekerin ağda haline gelmesi için bırakılırdı. Tabii;böyle bir toplantıdan haberi olan muzip komşu tarafından ağda tepsisi ile götürülmezse,tepsi içeriye alınırdı.
Tepsideki ağdayı önce ellerini zeytinyağı süren iki kişi sıkarak sündürürler ve uzatırlar,uzayan ağdayı ikiye katlayarak,tekrar uzatırlar. Bu işlem on beş,yirmi kere yapılır. Bu ağda yapılan bu işlemle beyazlaşır.
Önceden kavrulmuş un büyükçe bir yer sofrasının üzerine sofrayı kaplayacak kalınlıkta serilir. Uzatılarak beyazlaştırılan ağdanın iki ucu birleştirilerek daire haline getirilerek sofradaki unun üzerine konulur. Teltel çekmek için en az dört kişi gerekir. Bu dört veya daha kalabalık kişiler sofranın etrafına dizilirler. Una bulanmış ağdayı iki elleri ile un bulayarak çevirir ve halkayı büyütürler. Büyüyen halka sekiz yapılarak tekrar daire yapılır. Bu işlem en az otuz kere yapılır. Her katlanışta şeker ağdası incelir tel haline gelir. Una bulanan şeker ağdası tel tel haline gelir. Bu karışım sofradan kalkmadan orada el ile yenilir.
Halka döndürülürken el ayak un ve şeker olmuştur. Kimi takkesini,kimi yazmasını düzeltirken baş örtüleri un ve yağa bulanır. Bunu kimse yadırgamaz. Son halka döndürüldükten sonra teltel kapışılarak yenilir. Telteli yerken ağız kenarları,çene,erkeklerin bıyıkları una bulanır. Herkes kendi yüzünü görmediğinden karşısındaki yüzü görerek latifeler eder,takılır hoş bur gece geçirmiş olurlardı. 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi
ÇÖPÇÜ KARDEŞ
Çöpçü kardeş, sokaklara düşen
Umutları süpürme...
Bilirsin,
Gözyaşlarıyla kirlenmez
Caddeler...
Çoğu zaman
Acılar
İçlerinde kalır insanların...
Onların
Evlerinden çıkmayan
Duygularını
Sen bilemezsin...
Yıllardır boşalttığın
Çöp kutuları
Şahittir duygularına...
Seni üzmesin
Sadece midelerini
Düşünenler...
Çöpçü kardeş,sakın yanlış anlama
Sözlerimi...
Amacım,
Seni küçük görmek değil...
Hiç farkım yok
Benim de senden...
Çöpçü kardeş,sokaklara düşen
Umutları süpürme...
Bilirsin,
Gözyaşlarıyla kirlenmez
Caddeler...
Paris – 10.05.1999

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi
SEN RAZI OL
Ey gündüz ve gecenin,yerle göğün sahibi !
Dertler başım üstüne kul et yeter garibi
Sürgün eyle gezeyim ta maşrıktan mağribi
Sen razı ol;yeter ki bana gelsin belalar.
Maşiteler misali kızgın zeytin yağlara
Yunuslarca balık karnı,Yusuflarca zindanlara
Eshab-ı Uhut gibi atılsam bile nara,
Sen razı ol yeter ki;baş üstüne çilere.
İstemem bu hayatta ömür yaprağım solsun
Kulumsun de gam değil,dünya düşmanım olsun,
Gazaplansan faydasız bu alem dostla dolsun
Sen razı ol yeter ki beni kötü bileler
Asi,aciz YAŞARİ Rahmet umar İlahi !
Huri köşkü istemem lütfet Cemalüllahi
Hayranım dostlarına yaren et Resüllahi
Sen razı ol yeter ki öldüğüme güleler.
05.06.2003
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
HAYAT
Her yükü kaldıramaz insan kemikten etten
Beden görürse azap yaşam cana tak eder
İnsan dürüst olursa korkar mı kıyametten
Kötü geçmişin seni böler un ufak eder
 
Doğrudan yana olsan kim gücenir kim küser
Hep kendine yontma sen sapı sendeyse keser
Halkı mutlu edecek bırakmışsan bir eser
Yerleşir gönüllere, o sevgiyi hak eder
 
Mevlana gibi sende desen ki herkese gel
Çıkarcılara değil, topluma bağlasan bel
Olsan emekten yana düşküne uzatıp el
Yaptığın her iyilik seni nur u pak eder
 
Gerçek geriye kalan, yoksa dünya bir handır
Peşinde olur herkes bir gör ne üz ne kandır
Bir kez güvensin sana yaptığına inandır
Seveni, sevmeye gör gönlünde tutsak eder
 
Gönlü bahar olanın olmaz mevsimden güzü
Aydınlığa inanan gece yapar gündüzü
Güler mutlu olanın aşktan sevgiden yüzü
Bilki kötü herkesin ardından nifak eder

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Cuma TÜRKMEN
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi
BU SAVAŞ NİYE ?
Haykırmak isterim Adem nesline
Tokalaşmak varken bu savaş niye ?
Elbet birgün döner herkes aslına
Şakalaşmak varken,bu uğraş niye ?

Mağrurlanma beyim aslıdır turap
Kibirin,garezin hep sonu harap
Temennim sen bizi ıslah et Ya Rabbii
Kümeleşmek varken,bu ayrılık niye ?

Kerametin sırrı hakka uymaktır
TÜRKMENOĞLU Haë aşkına yanmaktır
Her acıyı bedeninde duymaktır
Kolaylaşmak varken,bu çekiş niye ?

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
ÇEVRE VE BİZ
Bilmem neden yok eyledik doğayı
Çöle kattık dağı taşı ovayı
Kuşlar bile terk eyledi yuvayı
Torun mirasını yedik bitirdik

Mahallede dinlenecek park hani
Apartman stres atar mı yani
Ciğerlerde kömür mazot dumanı
Doğamızı bu hale biz getirdik

Denizle balığı bizler yok ettik
Tertemiz havayı nasıl tükettik
Şırıl şırıl akan suları nettik
Şehir çöplük oldu neyi götürdük.

Ana baba çoluk çocuk yeşile
Ağaç dikip boran tepip hep bile
insanların dileği gönül gönüle
Bu yurt bizim bir bahçede oturduk.
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erol DUYGUN
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi
BANA
Mecnun’a Leyla’sı, Kerem’e Aslı
Ferhat’ın Şirin’i gibisin bana
Dili bal, şerbeti bülbül avazlı
Nev baharın gülü gibisin bana
Yüzünde parıldar sevginin nuru,
Derdimin dermanı ömrümün varı,
Hakkımda yazılsa ölüm fermanı,
Diviti kalemi gibisin bana.
Alnında perçemi, yüzüne perde,
Sevgisi dermandır, onulmaz derde,
Sevginin kementi boynumda halka,
İlmik, ilmik kement gibisin bana.
Dünyayı var eden sevgidir, sevgi,
Sevginin biçilmez pahası, nargı,
Sevgiden geliyor DUYGUN’un farkı,
Sazımın bam teli, gibisin bana.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Halil KAYMAK
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi

YAYLACIK
Gönül arzuladı kendi köyümü,
Serin yaylasını, soğuk suyunu.
Çoban olup gütseydim koyunu,
Ne güzel yerini bulmuş Yaylacık.

Daimi hoş geçer, baharı yazı,
Madımak topluyor gelini kızı,
Üç Pınara doğru Çördük Boğazı,
Ne güzel yerlerin varmış Yaylacık.

Daz tepeye vardım eyledim seyran
Şahin Pınarı gördüm, aldı bir heyecan.
Ne güzel yaptırmış NİYAZİ ÖMERCAN
Seni sevenleri varmış Yaylacık

Hava bulutlanır gelir dumanı,
Hoşuma gidiyor çayır çimeni,
Mevsimi gelince mantar zamanı,
Herkesi bir sevinç alır Yaylacık.

Aklı olan viran koymaz yurdunu,
Çeken bilir gurbet elin derdini
Sağ olsun Almancılarımız eder yardımı,
Her taraftan destek almış Yaylacık.

Her sabah esiyor poyraz yeli,
Geçiyor içinde kazanın yolu,
Ne güzel yapılmış ortaokulu,
Gittikçe ileri gelmiş Yaylacık.

Hep birlikte olup da etmişler caba,
Eksikti sağlık ocağı yapılmış oda.
Köyümüzün kuzeylinde Demirci Baba,
Kurbanlar kesilir orda Yayalcık.
 

Dil ile tarif edilmez köyümün yeri,
Boşa dolaşmıyak kırı bayırı,
Hatırdan çıkartmıyak sarı çayırı
Ne güzel adını bulmuş Yaylacık.

Vazifemdir benim köyümü saymak,
Olur mu dostlarım köyüme doymak,
Ne güzel yazdın HALİL KAYMAK,
Asla unutmam seni Yaylacık.
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Haydar KILIÇ
Haydar KILIÇ Hayat Hikayesi
İSTERİM
Dumanlı dumanlı yüce yaylalar
Gelip buraları görmek isterim
Lale, sümbül, mor menekşe açılmış
Alıp deste deste dermek isterim

Sedir Yaylasının havası suyu
Çekilir çayıra ağası, beyi
Haziran Ayında boşalır köyü
Sizlerden hal hatır sormak isterim.

Ağıldan boşalmış gidiyor sürü
Türlü sevgi verir bize her biri
Gayet meşhur olur sütü, peyniri
Ben de buralarda durmak isterim

Aşıklar geziyor elinde sazlar
Bakracını almış süt sağar kızlar
Ne güzel yerinde sürülen yozlar
Tabiata değer vermek isterim.

HAYDAR der ki: Gönül her yeri gezer
Bazen kitap okur, bazen de yazar
Dilerim dostlar değmesin nazar
Kin ile kibiri kırmak isterim

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
BİR SEN VARDIN
Bir sen vardın dünyada yalnız beni anlayan
Bir sen vardın gönlümde çiçek olup solmayan
Şimdi sen çoktan yoksun gönül hüzünle dolu
Aklım başımda değil şaşırdım doğru yolu
Mazimi hatırlarım ah çekip yad ederek
Nasıl bıraktın gittin sevdamızı bilerek
İstemem bu dünyanın toprağını taşını
Ne olur dön gel artık sil gözünün yaşını
Benim dermanım sende sendedir yar ilacım
Aldığım nefes gibi gülüm sana muhtacım
Yeter artık ağlatma yollarına bakarak
Hayatıma kastetme ciğerimi yakarak
El ele tutuşalım koşalım gel vuslata
Al beni kollarına döndür beni hayata
Yoksa bir gün kafayı inan ki yiyeceğim
Latifinin katili sevgili diyeceğim
26 ARALIK 2004 SAAT: 19:00

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 12  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet Ferit KADAYIFCI
Mehmet Ferit KADAYIFCI Hayat Hikayesi
ADINI SEN KOY
Dünya çok kötü kardeşim
Toz pembe hayat
Çok feci ve etraf kirli
Lekeli laflarla ve sözlerle dolu
Kardeşim senin bu temiz kalbin
Büyüyünce kirlenir,lekelenir
Ne kadar çalarsan kirlenmesin diye
Yine o temizliği durduramazsın
Şimdi sen küçüksün tatlım
Büyümek,okumak isteyeceksin
Büyüyünce etrafın kötü şeylerle dolacak
İstediğine çok zor ulaşacaksın
Arkadaşların,dostların olacak
Bunları sen samimi sanacaksın
Bunlar senin yüzüne dost arkandan
Lanetle anacak düşmanların olacak
Kardeşim dünya gözünde
Gördüğün gibi değil etrafını
Menfaatcı arkadaşların sarar
Arkandan kuyunu kazarlar tatlım
Bir gün dünyaya geldiğinde
Pişman olacaksın
Sarı ve siyah
Saçlarını yolacaksın

 

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR!

1

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

1

Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

243 SAYI 25 Mayıs 2019 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız!