230 SAYI 25 NİSAN 2018

YAZISI AŞAĞIDA DİKİLİ AĞAÇ

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
KUTLU OLSUN!
Mahmut Selim GÜRSEL DİKİLİ AĞAÇ1
Selma GÜRSEL TARHANA ÇORBASI
Üzeyir Lokman ÇAYCI DESEN
İhsan TOMBUŞ ÇORUM TÜRKÜSÜ
Adile TÜRKMEN SON MEKTUP
Erol DUYGUN AMASYAYILAR
Ahmet CANBABA İŞTE YAŞAM
Mustafa AKÖ DEDİ
Özgür BİÇER SEVDİĞİM OLUR
Hüseyin TAŞKAYA İYİLİK
Paşa ÇETEN GEÇİLMEZ SEVDANDAN
Cuma TÜRKMEN ATASÖZSLERİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
DİKİLİ AĞAÇ
12 Nisan 2018 günü çoktandır önünden geçmediğim Hasan Paşa Kütüphanesinin önünden geçerken beraber çalıştığımız Ali’yi kapının önünde görünce biraz eskilerden konuştuk. Bahçede bulunan ceviz ağacını sordum. Bir çalışan kestirmiş. Fakat ağaç geçen sene yeni sürgün vererek iki metrelik bir fidan olmuş. Diğer ceviz ağcından da geçen sene 7 hakla ceviz toplamışlar. Pek çok kişi bu ceviz ağacından sebeplenmiş. Bu sene de kırağı vurduğu için ceviz bulunmamakta olduğun söyledi Ali. Bu ceviz ağaçlarının hikâyesini sizinle paylaşmak istedim.
1980 tarihin sonbaharında Hasan Paşa Kütüphanesinde çalışırken, Ayarık Bağlarında bulunan babaannemden kalan bağda çayın kenarında bulunan ceviz ağacından çıkan cevizlerden suya koyarak suya batan cevizlerden 25 tanesini alarak Kütüphaneye götürdüm. Salonda bulunan masamın çekmecesine koyarak biraz cevizlerin kurumasını istiyordum.
            İki gün sonra mesaiye yarım saat önce geldim. Amacım getirmiş olduğum cevizleri kütüphanenin bahçesine personel gelmeden dikmekti.
-Hizmetli arkadaşlar kütüphanede temizlik yapıyorlardı. Salona yöneldim. Masamda Müdür Yardımcısı Erdoğan Sunar’ı cevizleri kırarak yerken gördüm. Hemen müdahale ettim.
-Erdoğan Bey onları ben dikecektim yemek için getirmemiştim. Dedim. Erdoğan:
-Özür dilerim ben çekmecene iki gün önce ne koydun diye merak edip çekmeceni açtım. Baktım cevizleri görünce Mahmut Bey yemek için getirmiştir diye biraz yiyeyim demiştim. Dedi. Bende:
-Afiyet olsun da artık o elinizdeki cevizi bari kırmayın dedim. Gülüştük. Bir kâğıt ve kalem alıp bahçeye çıktım..
Merdivenlerde su dolu bir Yangın kovasını birisini aldım. Kütüphanenin Piri baba tarafından çıkarak Rıfat Patır’ın yeniden yapılan ev tarafına geçtim. Köşeye evden getirdiğim ucu sivriltilmiş kazık ile çukur açarak Bismillâhirrahmanirrahim diyerek cevizi çukura bıraktım kovadan da bir avuç su alarak çukurun üzerine döktüm. Kâğıdın orta kısmına bir dik dörtken çizdim Uzun kısmın bir tarafına Rıfat ağabey yazım. Sol köşesine 1. ceviz yazdım O tarafa Bismillâhirrahmanirrahim 4 ceviz daha diktik ve işaretledim. Caddeyi bakan tarafta çöp dökülen köşenin yanındaki yere ve giriş kapısının oraya da Bismillâhirrahmanirrahim iki tane ceviz daha diktim. Kız Sanat Tarafına da Bismillâhirrahmanirrahim 4 ceviz diktim ve yerini kâğıda işaretledim. Kalan üç cevizi de bahçenin içine Bismillâhirrahmanirrahim diktim. Kovayı alarak kütüphaneye girdim
Bu kâğıda bunları işaretleme sebebi bahara kadar diktiğim cevizler çıkacak cevizlerin yerlerini bilelim çıkan olursa yerlerini belirlemek için idi.
Ayar geçti. Kış bitti Bahar geldi. Devamlı ben Piri Baba tarafında bulunan kapıdan gidip gelirdim. Çitlerden baktım otlar biraz büyümüş. İçereyi girdim okuyucularla ilgilendim öğlen mesaisi bitmek üzere iken çekmecemde bulunan kâğıdı alarak bakalım kaç cevizimiz boy vermiş diye bahçeye çıktım. Bir de ne göreyim bahçe ile ilgilenen arkadaş bütün kütüphane arka bahçesini tepmiş toprağı düzenlemiş eski çam ağacı ve bir elma ağıcının bulunduğu yere gedene yapmış benim ceviz diktiğim yere kadar tepmiş bahçenin geri kalanın tepiyor. Seslendim.
-Ali dur bekle dedim. Şaşırdı. Ne var Mahmut Bey Dedi.
-Dur alı bir dakika dedim ve yanına gittim bahçeye diktiğim üç cevizin ikisi ne yazık ki toprak altında tepilen yerde kalmıştı. Aliye dönerek
-Ali şu gördüğün bitki var ya o bir cevizden çıkan sürgün ben dikmiştim. Bu gördüğün o cevizin sürgünü buraya iyi bil ufak bir gedene yap. Beli alarak gel bakalım dedim. 1.ci diktiğim bulunduğu yere gidelim diğer cevizler de sürmüş topraktan başları çıkartmış mı? Dedim. Beraberce Rıfat Ağabeyin evin tarafına gittik. İlk diktiğim ceviz bir karıştan fazla olmuştu. Aliye:
Burayı da iyi öğren dedim. Ali burayı da işaretledi. Yola doğru yürüdük diğer üç ceviz çıkmamıştı. Yol tarafında bulunan çöp dökülen yere geldik burada bulunan ceviz hemen iki karış olmuştu. Aliye bu cevizi de gedene yap dedim. Ali bu sürgüne de gedene yaptı..
Ana girişi geçtik ön bahçeye geldik ne göreyim. Ali burayı baştanbaşa tepmiş. Aliye:
-Ali teptiğin yerlerde hiç sana yabancı gelen bir bitki gördün mü dedim. Ali:
-Evet! Mahmut Bey kız sanat tarafında da üç dört tane bunlara benzer bitki gördüm beli vurup teptim. Dedi.
Heyecanla baktım bütün bahçe tepilmişti. Yapacak bir şey yoktu. Diktiğim 13 cevizden üçü toprak yüzüne çıkmıştı. Ali ve bu cevizlere gözümüz gibi baktık aradan bir yıl geçti. Cevizler yerlerini beğenmişti. Bir metreyi boyları aşmıştı çöplükte bulunan ceviz fidanı yaklaşık
Bir gün Kütüphaneye girer iken baktım Rıfat ağabey tarafına bulunan ceviz fidanın üzerine bir kalas düşmüştü. Fidanı ortasında ikiye kırmıştı. Çok üzüldüm gittim kalası inşaata doğru attım.
Fidanın kopan kısmını çöpe attım. Aradan bir yıl geçti. Kırılan fidan iki sürgün verdi. O sürgünlerde o sene ceviz verdi. Fakat ceviz meyveleri daha tam olgunlaşmadan toplandı. O cevizin ne cins bir ceviz olduğunu bilemedim. Diğer yıllarda da aynı şekilde cevizler toplandı.
Ceviz ağacı dikili ağacım olarak inşallah daha uzun yılar şaşar!
13/07/2018
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Selma GÜRSEL
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi

TARHANA AŞI  

MALZEMESİ: 2-3 porsiyon:1 su bardağı toz veya dökme tarhana,yarım su bardağı nohut,bir miktar tuz,1 yemek kaşığı tereyağı,bir yemek kaşığı kuru nane.

Tarhananın Yapılışı:Katık yada yoğurt un,yarma,baharat ile birlikte katıca yoğrulur. Ufak parçalara elle bölünerek temiz bir bezin üzerinde kurutulur. Bu karışım kış için sonbaharda yapılır,kış için saklanır. Bazı ilçelerimizde kuruyan tarhana elle veya havanda toz haline getirilir.

Toz tarhanası ılık suda on-on beş dakika ıslatılır. Dökme tarhana ise bir gün önceden ılık suda ıslatılır. Islatılan tarhana soğuk su ile özenerek bulamaç haline getirilir. İstenilirse önceden ıslatılan nohut katılır. Bulamaç su ile çorba kıvamına kadar su konarak ocağa konur. Bu karışımı kaynayana kadar kaşık veya kepçe ile devamlı karıştırmak gerekmektedir. Karıştırılmayan aş ya kesilir,yada pürtük pürtük olur. Kızdırılan tereyağının içine nane,pul biber dökülür. İsteyenler salça da koyabilirler

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
İhsan TOMBUŞ
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi
ÇORUM TÜRKÜSÜ
Çorum'un bağları zümrüt yeşildir.
Her mevsim rüzgarı efil,efildir.
Köylüsü,kentlesi uz ve ehildir,
Yiyecek,içecek bol ve sebildir.
 
Çorum'da yaşamak ne mutlu olay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
Bir ovaya bağdaş kurup oturmuş,
Bağrında modern bir sanayi kurmuş
Yiğitliği,sevi ile yoğrulmuş,
Barış ve dostluğu buna delildir,
 
Çorum'da mutluluk ne kadar kolay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
Dayamış sırtını Kösedağ'ına
Bağlı tarlasına,bahçe,bağına.
Tarihi uzanır Hitit Çağına,
Ta ezelden beri uygar bir ildir,
 
Birlikte toplanıp hep alay alay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
Yaşlılar olgundur,gençler ise şen.
Evler şenliklidir,bahçeler gülşen.
Ayrılmaz Çorum'dan,bir kez yerleşen.
Çorum hiç kimseye gurbet değildir.
 
Çorum'da yaşamak ne güzel olay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
10 Aralık 1988 Ankara
 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi

SON MEKTUP
Son mektubun elimde.
Bana veda etmişsin.
Ayrılırken her kese
Bu aşk bitti demişsin.

Duydum da inanmadım,
Aşka gülüp geçmişsin.
Benimkisi aşk değil
Bir oyundu demişsin.

Hayat bir köşe kapmaca
Köşeni bir kaptır da gör.
Düşmeden herkesi dost sanma,
Yolunu bir şaşır da gör.

Uzanmaz bir dostun eli,
Huzurunu bir yitir de gör.
Yanıp,yanıp kül olursun,
Terk edilen yine sen olursun.

Ne dost kalır,ne sevgili.
Deli olur insan,deli.
Tek başına kul olursun,
Bu dünyada yanıl da gör.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erol DUYGUN
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi
AMASYALILAR
İlim Amasya’dır, ilçem Hacıköy
Türkmen illerinden gelmiştir bu boy
Düğünde dernekte yaparız biz toy
İnsanları sever Amasyalılar.

İki dağ arası Ferhat yurdudur.
Sevdiği yiğide şirin vurgundur.
Bu aşk Ferhat’lara dağlar deldirir.
İnsanları sever Amasyalılar.

Müzille tedavim olmuş deliler
Etrafın çevirmiş yüksek kaleler
Hamdullahlar gibi nice veliler
Onlarla var olmuş Amasyalılar

DUYGUNİ tarihin derinlerinden
Efsane yaratan şirinlerinden
Feyz alıp yetişen âlimlerinden
İnsanları sever Amasyalılar.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
İŞTE YAŞAM
İşsizdi nereye gidi yon diye
Önüne çıkarak sordu birisi
Sana ne deyince koptu kıyamet
Ne ölüsü kaldı nede dirisi
 
Çarşıda pazarda kapkaç var her gün
Kaderler acıya uç verir sürgün
Millette sinirler bozulmuş gergin
Meydanı dağıttı biraz irisi
 
Dedim onurunuz varsa çekilin
Yoksa gidin yabancıya dikilin
El’den küfür yerken susan vekilin
Kendi çöplüğünde ötmez borusu
 
Göğüsleri bluzundan taşınca
Koşar diyetisyenlerin peşince
Kilo yüzden elli beşe düşünce
Pörsümüş etleri sarkmış derisi
 
Adam kulüplerde kadınlı kızlı
Her gün alem yapar yaşıyor hızlı
Tebdili kıyafet kocadan gizli
Haberi yok iz sürüyor karısı

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi

DEDİ
Gurbet elden bir gün köyüme döndüm,
Köşede yalnız bir ihtiyar gördüm,
Elini öptüm,Hatırını sordum,
Yaklaş oğul göreyim yüzün dedi.

Selam verdim yanına oturdum,
Hafifçe elimi dizine vurdum,
Laf arasında nineyi de sordum,
Ah oğul ah ! İçimde sızım dedi.

Beni tanıyınca içten ah çekti,
Gözlerinden iki damla yaş döktü,
Yutkundu durdu,durdu boyun büktü,
Ah oğul tıkandı boğazım dedi.

Beni duyunca sesime can dedi,
Tevellüt sordum bin üç yüz on dedi,
Ben yol sordum,çıkmaz sokak son dedi,
Bitti oğul bayırım,düzüm dedi.

Hafifçe kımraştı biraz yerinden
Kalkamayınca ah çekti derinden,
Eser kalmamıştı eski ferinden
Ah oğul tutmuyor dizim dedi !

Kerpiç duvarları,topraktan damlar,
Kimi kırılmış,kimi tozlu camlar,
Terk etmiş yiğit nice canlar,
Ah garip MUSTAFA AKÖZ'üm dedi.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Özgür BİÇER
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi
SEVDİĞİM OLUR
Bundan sonra olsa, olsa,
Yağmur yağar.
Gün kızıla döner,
Akşam olur.
 
Yudumlanır şarkılar,
Açar kiraz çiçekleri.
Nazlı bir yel eser,
Sevdiğim olur…
28.04.1997     15:20      SAMSUN

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hüseyin TAŞKAYA
Hüseyin TAŞKAYA Hayat Hikayesi
İYİLİK
İyilik bazen başımıza der açıyor
Dünyada iyilik bereket saçıyor
Bazı insanlar iyilikten kaçıyor
İyilikten iyisi olmaz bilelim.
İyiliği yap denize at demişler,
Yaşamak içindir bunca yemişler
Yokuş çıkmayınca inilmiyor inişler
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik olmadan yaşamın tadı olmaz
Herkes iyi olsa gözleri yaşla dolmaz
Yapılan iyilik mükafatsız kalmaz
İyilikten iyisi olmaz bilelim
Biliniz ki iyilikten bazı kemlik doğuyor
İyilikten kötülük bulan başın ovuyor
Bu durumda insanlar birbirinden soğuyor
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik Allah’ın emri herkes yapmalı
Herkes iyilikten hissesini kapmalı
İnsan olan iyiliği yapmalı
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik Allah’ın rızası için yapılır
İnsanın iyisinden iyilik kapılır
İyiler olmazsa yoldan sapılır
İyilikten iyisi olmaz bilelim
Gerçek insan olmak için iyilik yeter
İyi düşünen zihinlerde güller biter
Kuşlar bile iyi havalarda neşeli öter
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İnsan olan herkes iyilikten hisse alır
Her şey biter amma iyilik ebedi kalır
Her şeyin iyisini Allah bilir
İyilikten iyisi olmaz bilelim

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Paşa ÇETEN
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
GEÇİLMEZ SEVDALARDAN
Senden uzak olmak istiyorum
İki dudağımın arası kadar
Aklıma düşerken bir görsen
Dalda yaprak gibi çırpınırını
 
Bil ki; kapıldım erişilmeze
Kulaklarımda hüznün ağır faslı
Ey kalbimin dinmez ağrısı
Anladım terkibi ateşmiş aşkın
 
Bildim saf derdimi sustum aleme
Kavruluyor bir çiçek can kafesimde
Denize ulaşmaz yağmurumun rengi
Çıkmaza sürüklenen sel gibiyim

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 12  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Cuma TÜRKMEN
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi
ATASÖZLERİ
Çok anlam taşıyor atasözleri
Okuyup dudağı bükücü olma
Sonuca götürür başta bizleri
Kafadan silip de dökücü olma
Her sözün mazisi sonuçtan gelir
Okuyup anlayan kıymetin bilir
Dikkate almayan çıkmazda kalır
Aniden karara akıcı olma
Ata sözlerimiz ilim kaynağı
Pratik yaşamın kökü oymağı
TÜRKMENOĞLU soğuk sütün kaymağı
Ayran niyetine içici olma.

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR!

1

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

1

Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

231 SAYI 25 Mayıs 2018 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız!