|
230 SAYI 25 NİSAN 2018 |
|
YAZISI AŞAĞIDA DİKİLİ AĞAÇ |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye
olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı
KUTLU OLSUN! |
-
Mahmut Selim GÜRSEL
DİKİLİ AĞAÇ1
-
Selma GÜRSEL TARHANA ÇORBASI
-
Üzeyir Lokman ÇAYCI DESEN
-
İhsan TOMBUŞ ÇORUM TÜRKÜSÜ
-
Adile TÜRKMEN SON MEKTUP
Erol DUYGUN AMASYAYILAR
-
Ahmet CANBABA İŞTE YAŞAM
-
Mustafa
AKÖ DEDİ
-
Özgür BİÇER SEVDİĞİM OLUR
-
Hüseyin TAŞKAYA İYİLİK
-
Paşa ÇETEN GEÇİLMEZ SEVDANDAN
-
Cuma TÜRKMEN ATASÖZSLERİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
- DİKİLİ AĞAÇ
- 12 Nisan 2018 günü çoktandır önünden
geçmediğim Hasan Paşa Kütüphanesinin önünden geçerken beraber
çalıştığımız Ali’yi kapının önünde görünce biraz eskilerden konuştuk.
Bahçede bulunan ceviz ağacını sordum. Bir çalışan kestirmiş. Fakat
ağaç geçen sene yeni sürgün vererek iki metrelik bir fidan olmuş.
Diğer ceviz ağcından da geçen sene 7 hakla ceviz toplamışlar. Pek çok
kişi bu ceviz ağacından sebeplenmiş. Bu sene de kırağı vurduğu için
ceviz bulunmamakta olduğun söyledi Ali. Bu ceviz ağaçlarının
hikâyesini sizinle paylaşmak istedim.
- 1980 tarihin sonbaharında Hasan Paşa
Kütüphanesinde çalışırken, Ayarık Bağlarında bulunan babaannemden
kalan bağda çayın kenarında bulunan ceviz ağacından çıkan cevizlerden
suya koyarak suya batan cevizlerden 25 tanesini alarak Kütüphaneye
götürdüm. Salonda bulunan masamın çekmecesine koyarak biraz cevizlerin
kurumasını istiyordum.
- İki gün sonra mesaiye yarım saat önce geldim. Amacım
getirmiş olduğum cevizleri kütüphanenin bahçesine personel gelmeden
dikmekti.
- -Hizmetli arkadaşlar kütüphanede
temizlik yapıyorlardı. Salona yöneldim. Masamda Müdür Yardımcısı
Erdoğan Sunar’ı cevizleri kırarak yerken gördüm. Hemen müdahale ettim.
- -Erdoğan Bey onları ben dikecektim
yemek için getirmemiştim. Dedim. Erdoğan:
- -Özür dilerim ben çekmecene iki gün
önce ne koydun diye merak edip çekmeceni açtım. Baktım cevizleri
görünce Mahmut Bey yemek için getirmiştir diye biraz yiyeyim demiştim.
Dedi. Bende:
- -Afiyet olsun da artık o elinizdeki
cevizi bari kırmayın dedim. Gülüştük. Bir kâğıt ve kalem alıp bahçeye
çıktım..
- Merdivenlerde su dolu bir Yangın
kovasını birisini aldım. Kütüphanenin Piri baba tarafından çıkarak
Rıfat Patır’ın yeniden yapılan ev tarafına geçtim. Köşeye evden
getirdiğim ucu sivriltilmiş kazık ile çukur açarak
Bismillâhirrahmanirrahim diyerek cevizi çukura bıraktım kovadan da bir
avuç su alarak çukurun üzerine döktüm. Kâğıdın orta kısmına bir dik
dörtken çizdim Uzun kısmın bir tarafına Rıfat ağabey yazım. Sol
köşesine 1. ceviz yazdım O tarafa Bismillâhirrahmanirrahim 4 ceviz
daha diktik ve işaretledim. Caddeyi bakan tarafta çöp dökülen köşenin
yanındaki yere ve giriş kapısının oraya da Bismillâhirrahmanirrahim
iki tane ceviz daha diktim. Kız Sanat Tarafına da
Bismillâhirrahmanirrahim 4 ceviz diktim ve yerini kâğıda işaretledim.
Kalan üç cevizi de bahçenin içine Bismillâhirrahmanirrahim diktim.
Kovayı alarak kütüphaneye girdim
- Bu kâğıda bunları işaretleme sebebi
bahara kadar diktiğim cevizler çıkacak cevizlerin yerlerini bilelim
çıkan olursa yerlerini belirlemek için idi.
- Ayar geçti. Kış bitti Bahar geldi.
Devamlı ben Piri Baba tarafında bulunan kapıdan gidip gelirdim.
Çitlerden baktım otlar biraz büyümüş. İçereyi girdim okuyucularla
ilgilendim öğlen mesaisi bitmek üzere iken çekmecemde bulunan kâğıdı
alarak bakalım kaç cevizimiz boy vermiş diye bahçeye çıktım. Bir de ne
göreyim bahçe ile ilgilenen arkadaş bütün kütüphane arka bahçesini
tepmiş toprağı düzenlemiş eski çam ağacı ve bir elma ağıcının
bulunduğu yere gedene yapmış benim ceviz diktiğim yere kadar tepmiş
bahçenin geri kalanın tepiyor. Seslendim.
- -Ali dur bekle dedim. Şaşırdı. Ne var
Mahmut Bey Dedi.
- -Dur alı bir dakika dedim ve yanına
gittim bahçeye diktiğim üç cevizin ikisi ne yazık ki toprak altında
tepilen yerde kalmıştı. Aliye dönerek
- -Ali şu gördüğün bitki var ya o bir
cevizden çıkan sürgün ben dikmiştim. Bu gördüğün o cevizin sürgünü
buraya iyi bil ufak bir gedene yap. Beli alarak gel bakalım dedim. 1.ci
diktiğim bulunduğu yere gidelim diğer cevizler de sürmüş topraktan
başları çıkartmış mı? Dedim. Beraberce Rıfat Ağabeyin evin tarafına
gittik. İlk diktiğim ceviz bir karıştan fazla olmuştu. Aliye:
- Burayı da iyi öğren dedim. Ali burayı
da işaretledi. Yola doğru yürüdük diğer üç ceviz çıkmamıştı. Yol
tarafında bulunan çöp dökülen yere geldik burada bulunan ceviz hemen
iki karış olmuştu. Aliye bu cevizi de gedene yap dedim. Ali bu sürgüne
de gedene yaptı..
- Ana girişi geçtik ön bahçeye geldik ne
göreyim. Ali burayı baştanbaşa tepmiş. Aliye:
- -Ali teptiğin yerlerde hiç sana
yabancı gelen bir bitki gördün mü dedim. Ali:
- -Evet! Mahmut Bey kız sanat tarafında
da üç dört tane bunlara benzer bitki gördüm beli vurup teptim. Dedi.
- Heyecanla baktım bütün bahçe
tepilmişti. Yapacak bir şey yoktu. Diktiğim 13 cevizden üçü toprak
yüzüne çıkmıştı. Ali ve bu cevizlere gözümüz gibi baktık aradan bir
yıl geçti. Cevizler yerlerini beğenmişti. Bir metreyi boyları aşmıştı
çöplükte bulunan ceviz fidanı yaklaşık
- Bir gün Kütüphaneye girer iken baktım
Rıfat ağabey tarafına bulunan ceviz fidanın üzerine bir kalas
düşmüştü. Fidanı ortasında ikiye kırmıştı. Çok üzüldüm gittim kalası
inşaata doğru attım.
- Fidanın kopan kısmını çöpe attım.
Aradan bir yıl geçti. Kırılan fidan iki sürgün verdi. O sürgünlerde o
sene ceviz verdi. Fakat ceviz meyveleri daha tam olgunlaşmadan
toplandı. O cevizin ne cins bir ceviz olduğunu bilemedim. Diğer
yıllarda da aynı şekilde cevizler toplandı.
- Ceviz ağacı dikili ağacım olarak
inşallah daha uzun yılar şaşar!
- 13/07/2018
-
-
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Selma GÜRSEL |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi |
TARHANA AŞI
MALZEMESİ:
2-3 porsiyon:1 su bardağı
toz veya dökme tarhana,yarım su bardağı nohut,bir miktar tuz,1 yemek
kaşığı tereyağı,bir yemek kaşığı kuru nane.
Tarhananın Yapılışı:Katık yada yoğurt
un,yarma,baharat ile birlikte katıca yoğrulur. Ufak parçalara elle
bölünerek temiz bir bezin üzerinde kurutulur. Bu karışım kış için
sonbaharda yapılır,kış için saklanır. Bazı ilçelerimizde kuruyan tarhana
elle veya havanda toz haline getirilir.
Toz
tarhanası ılık suda on-on beş dakika ıslatılır. Dökme
tarhana ise bir gün önceden ılık suda ıslatılır. Islatılan
tarhana soğuk su ile özenerek bulamaç haline getirilir. İstenilirse
önceden ıslatılan nohut katılır. Bulamaç su ile çorba kıvamına
kadar su konarak ocağa konur. Bu karışımı kaynayana kadar kaşık veya kepçe
ile devamlı karıştırmak gerekmektedir. Karıştırılmayan aş ya kesilir,yada
pürtük pürtük olur. Kızdırılan tereyağının içine
nane,pul biber dökülür. İsteyenler
salça da koyabilirler
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
03
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Üzeyir Lokman ÇAYCI |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
04
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
İhsan TOMBUŞ |
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi
|
- ÇORUM TÜRKÜSÜ
- Çorum'un bağları zümrüt yeşildir.
- Her mevsim rüzgarı efil,efildir.
- Köylüsü,kentlesi uz ve ehildir,
- Yiyecek,içecek bol ve sebildir.
-
- Çorum'da yaşamak ne mutlu olay,
- El ele tutuşup çekelim halay.
-
- Bir ovaya bağdaş kurup oturmuş,
- Bağrında modern bir sanayi kurmuş
- Yiğitliği,sevi ile yoğrulmuş,
- Barış ve dostluğu buna delildir,
-
- Çorum'da mutluluk ne kadar kolay,
- El ele tutuşup çekelim halay.
-
- Dayamış sırtını Kösedağ'ına
- Bağlı tarlasına,bahçe,bağına.
- Tarihi uzanır Hitit Çağına,
- Ta ezelden beri uygar bir ildir,
-
- Birlikte toplanıp hep alay alay,
- El ele tutuşup çekelim halay.
-
- Yaşlılar olgundur,gençler ise şen.
- Evler şenliklidir,bahçeler gülşen.
- Ayrılmaz Çorum'dan,bir kez yerleşen.
- Çorum hiç kimseye gurbet değildir.
-
- Çorum'da yaşamak ne güzel olay,
- El ele tutuşup çekelim halay.
-
- 10 Aralık 1988 Ankara
-
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
05SAYFA
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Adile TÜRKMEN |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi |
SON MEKTUP
Son mektubun elimde.
Bana veda etmişsin.
Ayrılırken her kese
Bu aşk bitti demişsin.
Duydum da inanmadım,
Aşka gülüp geçmişsin.
Benimkisi aşk değil
Bir oyundu demişsin.
Hayat bir köşe kapmaca
Köşeni bir kaptır da gör.
Düşmeden herkesi dost sanma,
Yolunu bir şaşır da gör.
Uzanmaz bir dostun eli,
Huzurunu bir yitir de gör.
Yanıp,yanıp kül olursun,
Terk edilen yine sen olursun.
Ne dost kalır,ne sevgili.
Deli olur insan,deli.
Tek başına kul olursun,
Bu dünyada yanıl da gör. |
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
06
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Erol DUYGUN |
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi
|
AMASYALILAR
İlim Amasya’dır, ilçem Hacıköy
Türkmen illerinden gelmiştir bu boy
Düğünde dernekte yaparız biz toy
İnsanları sever Amasyalılar.
İki dağ arası Ferhat yurdudur.
Sevdiği yiğide şirin vurgundur.
Bu aşk Ferhat’lara dağlar deldirir.
İnsanları sever Amasyalılar.
Müzille tedavim olmuş deliler
Etrafın çevirmiş yüksek kaleler
Hamdullahlar gibi nice veliler
Onlarla var olmuş Amasyalılar
DUYGUNİ tarihin derinlerinden
Efsane yaratan şirinlerinden
Feyz alıp yetişen âlimlerinden
İnsanları sever Amasyalılar. |
|
|
|
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Ahmet CANBABA |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi |
İŞTE YAŞAM
İşsizdi nereye gidi yon diye
Önüne çıkarak sordu birisi
Sana ne deyince koptu kıyamet
Ne ölüsü kaldı nede dirisi
Çarşıda pazarda kapkaç var her gün
Kaderler acıya uç verir sürgün
Millette sinirler bozulmuş gergin
Meydanı dağıttı biraz irisi
Dedim onurunuz varsa çekilin
Yoksa gidin yabancıya dikilin
El’den küfür yerken susan vekilin
Kendi çöplüğünde ötmez borusu
Göğüsleri bluzundan taşınca
Koşar diyetisyenlerin peşince
Kilo yüzden elli beşe düşünce
Pörsümüş etleri sarkmış derisi
Adam kulüplerde kadınlı kızlı
Her gün alem yapar yaşıyor hızlı
Tebdili kıyafet kocadan gizli
Haberi yok iz sürüyor karısı |
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Mustafa AKÖZ |
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
|
DEDİ
Gurbet elden bir gün köyüme döndüm,
Köşede yalnız bir ihtiyar gördüm,
Elini öptüm,Hatırını sordum,
Yaklaş oğul göreyim yüzün dedi.
Selam verdim yanına oturdum,
Hafifçe elimi dizine vurdum,
Laf arasında nineyi de sordum,
Ah oğul ah ! İçimde sızım dedi.
Beni tanıyınca içten ah çekti,
Gözlerinden iki damla yaş döktü,
Yutkundu durdu,durdu boyun büktü,
Ah oğul tıkandı boğazım dedi.
Beni duyunca sesime can dedi,
Tevellüt sordum bin üç yüz on dedi,
Ben yol sordum,çıkmaz sokak son dedi,
Bitti oğul bayırım,düzüm dedi.
Hafifçe kımraştı biraz yerinden
Kalkamayınca ah çekti derinden,
Eser kalmamıştı eski ferinden
Ah oğul tutmuyor dizim dedi !
Kerpiç duvarları,topraktan damlar,
Kimi kırılmış,kimi tozlu camlar,
Terk etmiş yiğit nice canlar,
Ah garip MUSTAFA AKÖZ'üm dedi. |
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Özgür BİÇER |
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi
|
- SEVDİĞİM OLUR
- Bundan sonra olsa, olsa,
- Yağmur yağar.
- Gün kızıla döner,
- Akşam olur.
-
- Yudumlanır şarkılar,
- Açar kiraz çiçekleri.
- Nazlı bir yel eser,
- Sevdiğim olur…
- 28.04.1997 15:20 SAMSUN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Hüseyin TAŞKAYA |
Hüseyin TAŞKAYA Hayat Hikayesi |
- İYİLİK
İyilik bazen başımıza der açıyor
Dünyada iyilik bereket saçıyor
Bazı insanlar iyilikten kaçıyor
İyilikten iyisi olmaz bilelim.
İyiliği yap denize at demişler,
Yaşamak içindir bunca yemişler
Yokuş çıkmayınca inilmiyor inişler
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik olmadan yaşamın tadı olmaz
Herkes iyi olsa gözleri yaşla dolmaz
Yapılan iyilik mükafatsız kalmaz
İyilikten iyisi olmaz bilelim
Biliniz ki iyilikten bazı kemlik doğuyor
İyilikten kötülük bulan başın ovuyor
Bu durumda insanlar birbirinden soğuyor
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik Allah’ın emri herkes yapmalı
Herkes iyilikten hissesini kapmalı
İnsan olan iyiliği yapmalı
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İyilik Allah’ın rızası için yapılır
İnsanın iyisinden iyilik kapılır
İyiler olmazsa yoldan sapılır
İyilikten iyisi olmaz bilelim
Gerçek insan olmak için iyilik yeter
İyi düşünen zihinlerde güller biter
Kuşlar bile iyi havalarda neşeli öter
İyilikten iyisi olmaz bilelim
İnsan olan herkes iyilikten hisse alır
Her şey biter amma iyilik ebedi kalır
Her şeyin iyisini Allah bilir
İyilikten iyisi olmaz bilelim
|
|
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
11
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Paşa ÇETEN |
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
|
GEÇİLMEZ SEVDALARDAN
Senden uzak olmak istiyorum
İki dudağımın arası kadar
Aklıma düşerken bir görsen
Dalda yaprak gibi çırpınırını
Bil ki; kapıldım erişilmeze
Kulaklarımda hüznün ağır faslı
Ey kalbimin dinmez ağrısı
Anladım terkibi ateşmiş aşkın
Bildim saf derdimi sustum aleme
Kavruluyor bir çiçek can kafesimde
Denize ulaşmaz yağmurumun rengi
Çıkmaza sürüklenen sel gibiyim |
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız
|
Bir
Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
12
SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
Bir
önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
Cuma TÜRKMEN |
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi |
ATASÖZLERİ
Çok anlam taşıyor atasözleri
Okuyup dudağı bükücü olma
Sonuca götürür başta bizleri
Kafadan silip de dökücü olma
Her sözün mazisi sonuçtan gelir
Okuyup anlayan kıymetin bilir
Dikkate almayan çıkmazda kalır
Aniden karara akıcı olma
Ata sözlerimiz ilim kaynağı
Pratik yaşamın kökü oymağı
TÜRKMENOĞLU soğuk sütün kaymağı
Ayran niyetine içici olma. |
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! |
1 |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL
yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
1 |
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
231 SAYI 25 Mayıs 2018 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız! |
|