Yıl 19   SAYI  218  25 Nisan 2017

 

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
23 NİSAN’LARI TÜRKİYE KUTLAYACAK
Bilinmek veya bilinmemek! İşte insanın tarihi geleceğinde bırakacağı izlerdir. Bilinmek istenilen olgu insan ile ilgili olmayıp, toplumun geçmişini ilgilendiren bir eylem ise o zaman onu yas veya kutlama ile anmak gerektiğini düşünmüşüz.
            23 Nisan Türkiye Cumhuriyetinin en önemli zaman dilimlerinden birisi olarak TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan “23 Nisan Millî Bayram” olarak ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1920'de o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmış olmasıdır.
            1920’den bu günlere gelene kadar Türkiye’de aşırı uçların bu bayramı engellemeye kalkmaları ile bu günlerde kutlamalarına gölge düşürülmeye çalışılmakta ve bu bayramın olmasını bizlere armağan eden Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü yok sayacak davranışlarda bulunmaları ise ülkesini sevenler tarafından üzüntü ile ilenmektedir.
            Türkiye’mizin bu günlerde işlerini düzenlemesi gerektiği pek çok olay ile karşı kalmış ve bu karışıklıkların daha da arap saçına dönmesine vesile olmuş olayları buradan saymama gerek görmüyorum.
            Bizlerin bu karmaşa içinde ne yapıp yapmamamız gerektiğini her ferdin kendisine verilmiş aklı ile çözüm getireceğine inanmaktayım. Bu inancım ile bizlerden bekleneni yapacağımıza inanmaktayım.
            Neren nere geldiğimizi ve kimlerin kimlerle olduğunu hepimiz bilmekte ve izlemekteyiz. Aklımızı başımıza getirecek olaylardan ders çıkarttığımızı düşünmekte ve ummaktayım.
            Geleceğin sahibi olan çocuklar için Bayram olarak olmasını isteyen ATATÜRK’E karşı çocukların ve gençlerin uyanık olmalarını, anlatarak bu günün önemini öğretmemiz gerekmektedir.
            Nice 23 Nisanlar Türkiye’nin olsun!

 

 

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Selma GÜRSEL
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi

PATATES YEMEĞİ

1 Kilo patates
200 gram kuşbaşı veya kıyma
1 baş kuru soğan
2 büyük domates
1 kaşık salça
İstenildiği kadar tuz
İstenilirse pul biber
1 fincan sıvı veya 1 kaşık margarin
           
Patatesleriler kabukları soyulur. Patatesler küp şeklinde doğranır Bir kaba doğranır o kaba soğuk su konularak bekletilir.
Tencereye yağ konularak Soğan soyularak doğranır et konulur ve hafif kavrulana kadar soğan ile haşlanır. Sonra tencereye patatesler konulur. Tencereye konulan patateslerin üzerine tuz ekilir ve salça konulduktan sonra iyice karıştırılır. Patatesler tencerede kızaran et ile karıştırılır. Patatatesleri kapayana kadar sıcak su ilave edilir kısık ateşte pişirilir!

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız

  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 03

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Orhan AFACAN
Orhan AFACAN Hayat Hikayesi
PARIL PARIL BALKONLARDA BAYRAKLAR
Parıl, parıl balkonlarda bayraklar
Çıvıl, çıvıl sokaklarda çocuklar
Yarına aydınlık böyle ufuklar
Yirmi üç Nisanda Güne başlarken.

Dünyada tek bizde çocuk şenliği
İnsanın değeriyle, içtenliği
Anlasın dünya artık bu gerçeği
Yirmi üç Nisanda Güne başlarken.

Kültür elçisi folklor ekibi—
Figürün, giyimin çok zor takibi.
Görmeyin kendinizi misafir gibi
23 Nisanda Güne başlarken..

Bu gün güzel yurdum dünya bahçesi…
Davet edildi yine on binlercesi
Dostluk, barış, der, hepsinin lehçesi.
23 Nisanda Güne Başlarken….
23.4.11.-İzmir

PARIL PARIL BALKONLARDA BAYRAKLAR
Orhan Afacan Şiirleri
22 Nisan 2017 Cumartesi 20:16
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Ayşe ÇOBAN
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi

ŞARKI
Ölsem de unutamam.
Ne seni,ne sesini.
Ayırmıştım sana şu,
Kalbimin köşesini.

Olmuştun canıma can,
Sevginle dolaştı kan,
Gönlüm senin ey sultan,
İsteme;nicesini.

SEVGİCAN’ım el ele,
Tutuşalım gel;hele,
Aşkımız,dilden dile,
Söyler bilmecesini.

 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi

AYRILIK
Kimi yar ile çıkmış seyran eder,
Kimi kavuşmuş yarine bayram eder,
Gurbette olan yarine döner,
Benim kimim var ben kime gideyim ?

Askere giden teskere alıyor,
Gurbete giden geri dönüyor,
Mahkum olan tahliye oluyor,
Ya kabre girene ne diyeyim ?

Yari gurbette olan mektuplaşıyor,
Geleceğini bilip ümitle yaşıyor,
Elbet bir gün olup kavuşuluyor,
Ölüm ayrılığına nasıl dayanayım ?

Kim demiş ayrılık ölümden acı,
Onu dinleyen var mı ölüm ilecı,
MUSTAFA AKÖZ de ALLAH’A duacı
Benim gibi kimse olmasın dileğim.

 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi

AĞIR YARALI
Dünyayı başıma yıkmışcasına,
Bağrıma kurşunlar sıkmışcasına,
Sanki bir savaştan çıkmışcasına,
Bütün duygularım ağır yaralı.

Beni ta kalbimden vurdu gidişin,
Zavallı bedenim ağır yaralı,
Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
Bütün hayallerim ağır yaralı.

 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
ANNEM- ANNELERİMİZ
Karnında dokuz ay taşırken beni
sen kanınla besleyerek can, veren annem.
Bir ana kucağı özlemi duyup
Doğmuşum
Senin şefkatinle
Şefkatli ellerinde.
İlk defa tenini okşayıp
Sütünden emmişim huzurla anam.
Çocuğuna yanık bağrını açan
Can suyuna değer şefkatin annem.
Uyutur bir ninniyle sesin
Ve usulca öpüşünde
Sıcacık nefesin
Uyutur.
Hem fedakar, hem cefakar yürekte
Derin uykularını böldüğümden
Uykusuz gecelerin sebebi bendim.
Anlatılmaz verdiğin emekler bize.
Yıkaman,
Sıcacık sarıp, sarmalaman
Ve kundaklaman öpüp yüzümü.
Kırıp dökmemize gülüp geçerdin.
Bizi tehlikelerden kurtarman
Tutup ellerimizden kaldırıp.
Yüreğin dayanmazdı düşmemize.
Bir boynuma sarılışına hasretim
Ve birde yüzümde gezdirmene ellerini.
Ben ilk gülmeyi senden öğrenmişim anne
İlk emeklemeyi,
Ayakta durmayı.
İlk anne, baba demeyi
Ve ilk soru sormayı
Masallarınla büyürken.
Bu günlere kolay gelmedik anne.
Kuruyken yeşeren bir ağaç gibi
Seni görmek bile beslerdi beni.
Gülüşün sabırdı, gülüşün keder
Her şeyde acılar sana düşerdi.
Sözlerin teselli bütün dertlere.
İlacımdı saçlarımı okşaman.
Derdimizde sabrın tükenmez anne
Senin ellerinin değdiği her şey
Odamızı doldururdu bir güneş gibi.
Dertleşmeni özlüyorum anne.
Birazda çekiştirmeni kim olursa.
Gönlünü bir dinlendiremedin bizlerle.
Bir yanın hep hasreti yaşadı,
Bir yanın yorgunluğunu hayatın.
Resminde bir kınalı elini görsem
Ve görsem bir kınalı saçının telini
Cız eder yüreğim hasretinle bil.
Neleri sığdırmadın derya gibi gönlüne
Bayram sevincini yaşatırdın,
Öptüğümde elini
Yollarıma bakıp geç kaldın diye
Sen çalardın zor günlerde kapımı.
Neyin varsa paylaşırdın benimle
Bize kuldun bize köleydin anne
Hep omzunda ağır yüktük, ağır yük.
Ardımızda yıkılmayan kaleydin.
Yavrum diye kucaklayıp
Bağrına basardın, gurbetten gelsek.
Işığın geliyor sönmüş yıldızlar gibi.
Gözün açık, hasret gittin oğluna.
Can damlalarıydı sözlerin, hayat veren.
“Yavrum seni çok özledim,
Tütüyorsun burnumda” derdin.
Bizim içinde sen öylesin anne
Her şey sen varsa bir anlam kazanır.
Sensizlik düşmanımdır uğramasın yanıma
Şiirlerim tedirgin, seni anlatamıyorum.
Sen bir mihenk taşısın yaşamımın.
Senin sevgin son durağı yüreğimin.
Son istasyonu gönlüm, orada in.
Sıcaklığın tenimde
Sözlerin kulağımda kalsın.
Resmin,
Avutmuyor beni annem.
Tutamıyorum ellerini
Senin karşılıksız sevgin var ya
Onu tadamıyorum
Ben sevgi sarhoşuydum sen varken.
Dokunulmazlığımın tadını yaşardım.
Sen benim özgürlüğümün sınırıydın,
Sen benim günahlarımın ceza keseni.
Sen benim sevaplarımdın anne,
Aydınlık penceremdin.
Sen benim bereketimdin
Sen benim örfüm.
Yaşamda en güzel şeyleri
Bana layık görendin,
Yedirendin,
Tadına bile bakmadığın ne varsa.
Öğütlerin ayaklarımın altında yol
Öğütlerin gözümün önünde bir perde
Büyüklere saygı derdin,
Küçüklere sevgi
Ben onun için sayar ve severim anne.
Hep senin içinde çocuktum
Sen affedendin.
Şimdi affedenim yok.
Acımasız sensiz her şey
Senin varlığın umuttu, umut.
Sensizlik hüznümün kaynağı şimdi.
Sensizlik bir uçurum.
Sensizlik yalnızlık demek.
Sensizlik sevgiye acıkmak demek,
Bilemedim affet anne.
Şimdi mezar taşlarına
Pişmanlıklar okunuyor dua diye.
Bir rüyaya mahkum oluyor sevenlerin.
Rüyalar bile terk ediyor kimi zaman sevenlerini.
Bir resme mahkum oluyor bu gözler.
Bir misafir gibi sessiz
Göz göze geliyoruz her andığımda.
Sensizliğe hazırlıksız yakalandım anne
Zaman hep hasret dokudu tezgahında.
Hep gelişini düşündüm son gidişinin,
Umutlar boşa çıkıyor, boşa.
Muson yağmurlarına benzerdi dua edişin.
Bir çöl fırtınası gibiydi kızışın.
Hem sıcaklığını tadardım
Hem acının özsuyunu.
Sevgi çıkmazlarını yaşıyorum seni düşünürken.
Zincirlerinden kopmuş bir halka gibi,
Hasretim boşlukta anne.
Üstü kapalı bir gülüş dudaklarımda
Uykuya dalarken seni düşünüşüm.
Bir girdap yaratıyorsun rüyalarımda.
Yeniden keşfediyorum seni,
Uyanıp hayata merhaba derken.
Pusuya yatmış bir canavar gibi
Dünya telaş esi.
Her gün savaşla uyanır günaydınlar.
Ahh!... annem, anneler, annelerimiz.
Çocuklarınız şehit olurken,
En çok üzülensiniz.
Tüten ocağımızda hem kordunuz,
Hem de duman.
Yavru çığlıkları gözyaşlarında
Vatanını benden çok severdin bilirim.
Onun için ölmeye yollarsın vatan uğruna.
Onun için doğurmadın mı beni?
Ama şimdi gel gör ki anne nice evlatlar
Bile bile gidiyorlar
Dünya barışı diye ölüme.
Sen mutlu olmalısın anne vatan için
Hala o ölecek yürek var bende.
Hala o ölecek yürek var bende.
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Özgür BİÇER
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi
UNUT
Unut beni kır çiçeğim unut.
Gözlerinin önünden sil yüzümü.
Kazı  geniş olsa da  hatıralardaki yerimi,
Anılarına tekrar yerleşmeme izin verme
 
Unut beni papatyam, unut  çuha çiçeğim
Bitmiş bu bahar bir daha gelmez
Çok eskide kalmış önemsiz bir satırbaşıyım,
Senin yaşamının sayfalarında
Bir dizelik yerim bile yok.
 
Böyle varsay yaşananları
Kurak bir iklimde yağmurun  toprağı unuttuğu  gibi
Unut beni, gözümün nuru
Unut beni manolyam unut.
 
Bir akşamcının hiç içmediğini söylediği gibi,
Aramızda  hiçbir şey geçmediğini farz et!
Unut  tüm olanları.
Bir daha anımsama yüzümü,
Unut beni, unut bir tanem
 
Unut beni bal dudaklım, 
Mor sümbülüm unut
Unut  beni  kardelen çiçeğim
Unut beni,
Zor da olsa unut  beni!                                                                                                         
08.08.1996      Kurupelit/SAMSUN

 

 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Hüseyin TAŞKAYA
İhsan TAŞKAYA Hayat Hikayesi
BİRLİK VE BERABERLİK
Atalarımız demiş birlikten güç doğar
Fırsatçılar insanı bir içim suda boğar
Güçlüler her zaman güçsüzü döver
Gelin birlikte güçlü olalım
Beraberlik elbette doğrulukla olur
Doğru olanlar gerçek olanı bulur
Dürüst olmayanlar yalnız kalır
Gelin birlikte dürüst olalım
İnsanlar gelin birlik olalım
İşleri başarılı ve kolay kılalım
Birlikte dertlere çare bulalım
Gelin birlikte dertsiz olalım
Birlikte çubuklar bile eğilmez
Güçlüler kolay dövülmez
Bir şeyler yapmayan övülmez
Gelin birlikte övünelim
Kulu kula Allah sebep yaratmış
Ayrılık yapanlar çevresini daraltmış
Çokları da yanan ocağı karartmış
Gelin birlikte soralım niye karartmış
Birlik olup birlikte yiyip ve içip
Hep birlikte doğru olanı seçelim
Bu dünya imtihan yeridir
Gelin imtihanları birlikte geçelim
Karıncalar da birlikte geziyor
İnsanlar birbirinden hile seziyor
Dürüst olmayanlar birliği bozuyor
Gelin birlikte soralım niye bozuluyor.
Hep çocuklar birlikte oynuyor
Aç gözlü olanlar paraya doymuyor
Aklı olan birbirini soymuyor
Gelin birlikte akıllı olalım
Yalnızlık sadece Allah için
Birlik olmak için dürüstlüğü seçin
Biri kötü konuşursa duymayın geçin
Gelin hep birlikte uygar olalım.
 

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 12

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Rıza HARDAL
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi
ASLA AF ETMEM YAR SENİ!
Acı çektim, keder çektim
Asla af etmem yar seni
Kocamadan belim büktün
Af etmem asla yar seni
Yüreğimde acın taşı
Yaktı sevdanın ateşi
Gözümden akıttın yaşı
Asla af etmem yar seni
Ne söylersen söyle bana
Doyurmadın aşktan yana
Gelsen de af etmem seni
Asla af etmem yar seni
Layık olsan da saraya
Mehlem olsan da yaraya
Artık gelemek bir araya
Af etmem asla yar seni
Aşık ettin yar peşinden
Kebap ettin yar şişinden
Seni sevdim yirmisinde
Af etmem asla yar seni
Uğruna koydum bu başı
Gözümden akıttın yaşı
RIZA diyor dinmez aşkı
Asla af etmem yar seni
15/10/1958 Alaca Külah Köyü
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 13

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Paşa ÇETEN
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi
ASUMAN
Gizli gizli merhamet dilenirdi
İinsanın kendinden kaçtığı günde
Dayalı döşeli dünyanın süsüne aldırmadan
Birden düştü aşkın tuzağına
Dağların gamzesi içine çekti onu
Orada yaşayan bir kız vardı asuman
Deli değildi gönlü zır deliydi
Saçlarını hayaline bağlardı
Senelerce evvel bir sihir ülkesinde
İsmi yaman bir cinle evlendi asuman
Bir şey görmedi gözü sevdadan başka
Sonbaharın yeşil yaprağından meyvesi oldu
İşte bu yüzden göze dile nazara geldi
Üşüdü duygularında bulutların sarısı
Gündüzün üstünde bahtiyar şendi
O sihirli alemde kara sevdalıydı
Güneşin ateşine mezar kazdılar
Getirdiler asumanı el üstüne
İçine mehtabı koyup soydular
Melekler hayalinden saçlarını çözdü
O şimdi sevgilinin koynunda asuman
Başını zamana taç yaptılar
Bütün sevenler kalbinde toplandı
Yelken açtı yeşeren aşkın ufuklarına
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 14

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Cuma TÜRKMEN
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi
KAFA KAFA MI?
Hangi adaletin tecellisi bu?
Halkına zulmeden kafa kafa mı?
Vadesiz ölümün ecellisi bu,
Sürünmek bizlere sefa size mi?
Sosyal adaletten dem vuran beyler!
Susup konuşmazlar alıngı paylar,
Hırsızlık villalara bak, doldu koylar,
Terazi mi bozuk; yoksa kefe mi?
Hırsızlık ayyuka çıktı vekiller
Çare bulunmuyor durdu akıllar
Beytulmalı talan etti çakallar
Vatan, Millet, Bayrak sözü çaka mı?
Arpalıklar dolmuş arsız sıpayla
Konuşanları susturuyorlar sopayla
TÜRKMENOĞLU içim doldu süpeyle
Cepler mi delik, yoksa takamı?

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

15

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Metin DEMİRCİ
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi 
HER YANIM LEYLA
Bu telaş filizi
Bende başka,yarda başka sürgündür.
Bu bıkmadığım tekrar.
Bu yaşama tutkusu.
Bende başka,sende başka döngüdür.
 
Varacağımız yerden başlar yolculuğumuz
Aşarız engelleri birer birer
Bir son,bir son daha,
Senden sonra,bir sonsuzlum daha
 
Ondandır gözlerinde kaybolduğum
Ondandır arayıp da bulamadığım
Ben arayım sen bulma yine
Sürsün gitsin isterim bu bir hoşluğum

Bunca sevmem,bunca nefretim
Bunca yere ağlayıp göğe tırmanışım
Ondandır,ikide bir sevdalanışım
Yaşamak ya da yaşamamak gibi
 
Gurbet varlığımın sırrı
Vuslat bende intihar
Mevsim mevsim ölmek bir ömür
Sürülmek yeni hayatlara doğru
 
Günde beş kez isyana kurur kalbim
Bir ekmek mi,bir dilek mi,daha iyidir vurulmak için
Hangi soru çözer bağlanan kollarımı
Sevmek mi,sevmemek mi ?
Hangisi benim zindanım ?
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 16

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
UMURUMDA DEĞİL
Bu dünyanın hiçbir malı
Değil umurumda değil
Ne kilimler nede halı
Değil umurumda değil
Ne bu hasret ne bu gurbet
Bunlarda bitecek elbet
Dert çeksemde ilelebet
Değil umurumda değil
Gözümdeki bu yaşlarda
Bağrımdaki şu taşlarda
Başıma gelen işlerde
Değil umurumda değil
Senin aşkın yeter bana
Yaşıyorum kana kana
Gitsemde öbür dünyaya
Değil umurumda değil
Çektiğim bütün acılar
Bağrımdaki bu sancılar
Yediğim onca kamçılar
Değil umurumda değil
Aşkınla ah yanmışım ben
Seni benim sanmışım ben
İster yalnız kalmışım ben
Değil umurumda değil
Halim perişan olsada
Bu gönül dertle dolsada
Bahçemde gülüm solsada
Değil umurumda değil
Hıfzıyım ister gülsemde
İsretse hemen ölsemde
Sen başkasını sevsende
Değil umurumda değil
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 17

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
CELLÂDA YATIRMA
Sevgi denizinde yüzüyorum ben
Batırıp derine boğma yar beni
Askın tarlasında geziyorum ben
Yitirip kurtlara verme sevdiğim

Seninle yıllara meydan okurum
Gönül tezgâhında özlem dokurum
Bülbül olup başucunda şakırım
Götürüp kuşçuya verme sevdiğim

Tuttuğum tüm eller erken pes etti
Önüne can serdim bakmadı itti
Cafcaflı bir söze kanarak gitti
Bitirip bir pula verme sevdiğim

Şiirler yazılsın derim üstüne
İsmimiz kazılsın arşın büstüne
Mizabi akarken ilik testine
Yatırıp cellâda germe sevdiğim
16.08.2008
 
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

   18

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Sakin KARAKAŞ
Sakin KARAKAŞ Hayat Hikayesi
KADINIM
Kadınım!
Bu seda,
Hiç bitmeyecek.
Yüreğimdeki ateş
Hiç sönmeyecek.

Kadınım!
Bu sevda beni yaksın
Başka kadın seversem
Şu gözlerim kör baksın.

Kadınım!
Bu sevda,
Yüreğimde can gibi,
Damarımda kan gibi.

Ve kadınım!
Bu sevda, bir şiir.
Bu sevgi;
Bu umman nehir.

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  19

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Hasan Latif SARIYÜCE
Hasan Latif SARIYÜCE Hayat Hikayesi
ÇORUM
Çorum işlek yol uğrağı
Karadeniz iner geçer.
Sırla dolu her bucağı
Hatti, Hitit konar geçer,
Ovası, dağı, yaylası,
Harmanlar dolu buğdası,
Yüzlercedir fabrikası
Değirmenler döne geçer,.
Leblebisi çıtır çıtı,
Düğün dernek gönül hatır,
Boş geçme al, bir şey götür,
Elden ele hüner geçer.
Tandır kebap, kuyu kuyu,
Lezzet değil sanki büyü,
Budaközü, Çorumsuyu,
Kızılırmak kenar geçer.
Önleri iğdeli köyler,
Yalnızlık türküsü söyler,
Yiğidi gurbete gider,
Özlem özlem yanar geçer.
 
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  20

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Halil KAYMAK
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi
YÜCE ATAM KEMAL ATATÜRK
Kurtuluş savaşını kazanan atam,
Kahramanlığını nasıl unutam.
Sana emanet edelmişti Vatan,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

On dokuz Mayısta gittin Samsun’a
Ulusun her zaman minnettar sana,
Namını duyurdun bütün cihana,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Savunmak için Meclisi kurdun
O zaman düşmanı kalbinden vurdun,
Sevinçle doldu her yanı yurdun,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Eskiyi yıkıp yeni yarattın,
Adımını her an ileri attın,
Devrimlerinle bize yenilik kattın,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Halifeliğin millete zararı çoktu,
Atam biliyordu bu işin yararı yoktu,
O zaman Halifelik ortadan kalktı,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Hafta tatiliyle takvime geçtin,
Ölçü ve soyadları ne güzel seçtin,
Daima haksızlığın peşine düştün,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Çok manalar vardır büyük sözünde,
Ayrılmam senin aydın izinden
Vatan aşkı vardır her dem özünden,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Unutmam Atatürk gibi Atamı,
Herkes bilir anıtkabirde yatanı,
O kurtardı düşmanlardan Anavatanı,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !

Herkesin gönlünde Atam yaşıyor,
Kahramanlığına bütün Cihan şaşıyor,
HALİL KAYMAK söyledikçe coşuyor,
Seninle öğünmek hakkımız Atam !
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 21

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Şevket TOMBUŞ
DAR GELİR

Karşıdan bir yar gelir
Etekleri dar gelir
Canımıza okudu
Bizlere şu dar gelir.

Dar gelir dağlar aşar,
Bizimle birlikte yaşar,
Meteliksiz kalınca,
Halimize o da şaşar.

Dar gelir yeter artık
Bulmaz ekmekler katık,
Yaktın,yaktın kül ettin
Değimli bize yazık.

Dar gelir git yanımdan,
Bıktım tatlı canımdan,
Gıdasızlıktan verdim,
Damarımdaki kanımdan

Sen bize kardeş misin ?
Yaren misinsin,eş misin?
Bırak bizim yakayı
Can yakan ateş misin?

Dar gelir yapma böyle
Maksadın nedir söyle ?
Acı da halimize,
Gülerek bakma öyle.

Açayip bir şey misin.
Yedin bitirdin bizi,
Tükettin her şeyimizi,
Adam yiyen devmişsin.

Bakmışorlar yüzüme,
Aldırmazlar sözüme.
Cıbırlıktan her sene
Çapak dolar gözüme.

Bahar sonu yaz gelir
Maaşımız az gelir,
Yalvarmamız boşuna
Çifte telli saz gelir.

Irmak baharda çağlar,
Her gören bize ağlar,
Her seneki iktidar,
Bizlere gelir sağlar.

Hepsi kalıyor lafta,
Çıktık kalmadık safta.
Aldatmayın bizleri,
Şeker kalmadı rafta.

Dar gelirli bizleriz.
Derdimizi gizleriz.
Bütçe konuşmasını,
Can kulakla dinleriz.

Meyvelerimiz ham mı ?
Bu iş böyle tamam mı ?
Kafaoğlu çok gördü,
Bize bir kuruş zammı.

Kafaoğlu çok katı,
Bırakmadı takatı,
Lütfedip de verdiler,
En son bize kırk katı.
Eylül 1983 Ankara Ü.T.Fakültesi
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 22

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

Mesut ARTAR
Mesut ARTAR Hayat Hikayesi
HİÇ SEVMİYORUM SENİ
Hiç sevmiyorum seni,
Gözlerinin güzellği
Bakışlarının vuruculuğundan da bana ne
Ben sevmiyorum ki seni
Kim demiş geceleri uyuyamıyorum diye
Bal gibide uyuyorum işte
Hem sabah karşı uyumam
Her sebepten olabilir
Senden olduğunu nerden biliyorsun
Hiç sevmiyorum ki seni
Midemdeki acıda sitresten
Hem seni sevsem yanaklarına gül takıp
Sana şiir yazmaz mıydım
Hiç sevmiyorum seni
Hem öyle olsa seni kıskanmaz mıydım
Yeryüzünde bir sürü erkek var
Seni onlardan sakınmaz mıydım
Hiç sevmiyorum ki seni
Dünyanın en güzel kızı olabilirsin
Hatta Kerem'in Aslı'sından bile ama dedim ya ;
Hiç sevmiyorum seni
Hiç sevmiyorum seni
İstersen bağıra bağıra söylerim
Ama yalnızca sana
Çünkü ben yalnızca seni sevmiyorum....
 
 
 
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 23

Bu sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız

Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız

Özkan KARACA
Özkan KARACA Hayat Hikayesi
Özkan KARACA
GÖLGENİN İZLERİNDE...

Yine yapayalnızım bir sokak ortasında
Kimsesiz sessizliğine çekilen oltasında
Yürüyorum, kanlı dilin hüzün sayfasında
Gecenin ışıklarından kaçarak izbelerin arkasında

Varlığıma çekilen karanlık bıçak
Sevdanın yüreğine akan gözlerim sıcak
Duygularıma vuran sözlerin
Aklımın süngerine hep saplanacak
Süngeri içerek, düşleri iterek
Ağlıyorum kendimden habersiz
Yürüdüğüm çığlıklar ayaklarıma batacak
Sen ise beyaz bulutların ardında
Yağmurunu üzerime atacaksın
Günlerin elleri, güzlerin dizleri
Senin gölgenin izlerine bakacaktır

 

YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ!

DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN  İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR!

1

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

1

Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

219 SAYI 25 Mayıs 219 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız!