Yıl 18 SAYI 217 25 Mart 2017 |
|
|
|
İNCESU KALYONU ÇORUM |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Mahmut Selim
GÜRSEL |
|
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Selma GÜRSEL | |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
İhsan TOMBUŞ | |
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Ayşe ÇOBAN | |
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi | |
KÖYÜM |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Mustafa AKÖZ | |
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi | |
FAKİR |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
KALSIN |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
ELİM ELİNE DEĞİNCE Elim eline değince, Artar şekerim. Kurur dudaklarım, kalmaz ferim, Dizlerimde. Etrafı sarılmış bir anarşist gibi, Teslim oluyorum bir gülüşüne Ve kendimi sana bırakıyorum Dalıyor gözlerim. Yokluğunda seni düşünüp. Damlıyor bir iki damla yaş. Damlıyor yokluğun Sana olan sevgim içimde bir törene dönüşüyor Hele dostlarıma sarılışım, Bir faciayı önlüyor. İçimdeki sessiz fırtınada Stresim doruğa çıkıyor. Sessizliğim, bastırılmış duygularımın suskunluğudur. Yüreğim ,yaban kuşları gibi ürkek, Sönmüş bir volkan gibi durgundur. Bir gölge bile korkutur beni. Ve korku bir fobiye dönüşür içimde Oysa, Yasadışıdır kural tanımayan aşkım Sevgindir ,içimdeki isyanımı bastıran Bir başkaldırışa son darbedir yokluğun. Son darbedir bir güce dönüşüp, Zapt edilmeyen. Sanki batan bir gemiden S.O.S verir umutlar Tehlike sinyalleri sarar dört bir yanımı Ve anlamsız bir mavide Anlamsız bir geleceğe yelken açar umutlar. Ve o mavide kaybolur Bir kasırgaya dönüşür bulutlar Hayaller yıkılır ,savrulur düşler. Sonra beyaz bir leke gibi durur. Çıldırmış dalgaların köpükleri Yorgun bir savaşçı gibi sahile vurur Ve deniz yorulur. Bir bakarsın sakinleşir liman, Sakinleşir yürek. Sular durgun ve sessiz, Ve açıklardan yol alır sahile ,bir sandal nefessiz. Çekilmez kürek Bir büyünün tılsımı olsa gerek Ve belki de dalan gözlerimde zaman Erişemeyeceğimiz bir yerdedir, Olmamız gereken yerlere inat. Bir bakarsın kış sarar dört bir yanımızı. Ağlamaklı bulutlar, gökyüzünden siner yere. Yağan kırağıdır şimdi yağmur yerine İliklerine Nakşeder soğuğu. Ve dalgın bakışlarımızdan Havayı ısıtan ciğerlerimize çekeriz soluğu. Ve şimdi ciğerlerimizde Peş, peşe yanan sigara dumanları var. Artık üşütmeyecek beni Ne kırağı, ne kar Bak bu soğukta bir başka çıkıyor sesim. Hele nefesim, Her soluk alışverişte,bir buhara dönüşüp kaybolur Kaybolur yürüdüğüm sokaklarda Ve karda Kar , Şimdi düşünebildiğim kadar Uzaklarda. Yalnızlık işlemiş iliklerime ,yalnızlık Yemin ettim seninle olmağa. Seninle olmağa bir adağım var. Adağım, o kutsal mabetlerde değil, O ,kutsal mabetlerin ayinlerinde gizli. O gizli ayinlerde şimdi Anlayamadığım mırıldanmalar var Anlayamadığım mırıldanmalarla, Ne yokluğa, ne sevgisizliğe ve nede Çaresiz bir derde , açılıp kapanmasın dudaklar. Açılıp kapanmasın eller. Ne hocaların ve nede rahiplerin Sade ve sessiz, Yalın, gösterişsiz, Giysilerle dua etmeleri ilgilendirmeyecek beni. İlgilendirmeyecek bir başka kültürün kucağına itilmiş Seçkin bir kabilenin kızı. İçimdeki sızı, Uyanışım. Uyanışım,dalan gözlerimdeki o tatlı rüyadan. Ve o mor dağları geçit vermeyen dünyadan Ve o dünyadan sana gelişim Sana seslenişim. Çünkü bu dünyada ben adadım kendimi sana Ve biliyorum ki, Elim eline değince ,artar şekerim. Kurur dudaklarım, Kalmaz ferim Dizlerimde |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Özgür BİÇER | |
Özgür BİÇER Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Erol DUYGUN | |
Erol DUYGUN Hayat Hikayesi | |
Erol DUYGUN İSTEMEM Rakının yerine şarap içerim. Cebimde yok ise dosttan istemem. Şiirde nesirde olursa yerim Mazide yazılmış destan istemem İstemem dediğim çirkinin aşkı Sevene gıdadır cananın meşki Sineni dağlasın aşkın ateşi Ateşi olmayan közden istemem Bir ismi ali'dir bir ismi yezdan Eser ılgıt ılgıt bahardan yazdan Bana ne düşer ki birazdan azdan Kışları geçmişim yazdan istemem Duygunun payına düşünce sevgi Oturur gönlüne aşkın mihengi Boynuma yükmüdür sevginin dengi Çoğu var ederim azdan istemem 18.08.2016 04:00 |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Paşa ÇETEN | |
Paşa ÇETEN Hayat Hikayesi | |
VAHŞETİN ISINMASI güneşte deprem var gözleri kopmuş kudüs'ün beynimin çiçekleri dışarı çıkmayın kaderimle beraber korkunun ortasındayım ne yukarı çıkıyorum ne aşağıya düşüyorum beli kırılmış taş gibi boşlukta sallanıyorum dünyanın gözleri korse bende başına düşmeliyim ölüm gölgeleri üstümüze geliyor dalga dalga tunç heykelin gözlerinde zamanı durduramıyorum bense intikam terazisi yapıyorum kinden bir gözünde canı bir gözünde bedeni tartıyorum ibresi vahşetiyle söndürmeden canları söndürmede yazık hedefte birleşiyor iki kızıl kardeş biri toprağın üstüne biri altına düşüyor sükut içinde o maden o et parçası öldüreni bağrında nasılsa yaşatıyor toprak kartalın kanatlarında nehirler kurudu zafer denizinde kandan köprüler insanlığın merhamet ağları şerre takılıyor canlarımıza ölüm mayalanıyor zalimce havanın oksijenini nasılda kurutuyor barış ey nebiyi miraca uğurlayan şanlı mekan senden kopan insanlık çıkmaza sürükleniyor yeryüzüne dağılan o günden heyecan ver sabrın kadar dayanıklı gül gibi nazik itaatkar neredeysen çık ey zulme kelepçe takan aşk |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Cuma TÜRKMEN | |
Cuma TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
ALMIŞ GİDİYOR Şaştıkça şaşarım dönen çarklara Argo kelimeler almış gidiyor Azınlıklar hitap eder çoklara Moda kılıcını vurmuş gidiyor Şu sözleri şimdi dedem duysaydı Eski bir tanıdık beni görseydi İçim sızlamazdı selam verseydi “Çav” deyip sırtını dönmüş gidiyor Dükkan levhaları nasibin almış Dilimiz yerine yaban dil gelmiş Hani kültürümüz sararmış solmuş Sandviç, pizalar yenmiş gidiyor. Ben anlamam “dank”e, “şönd”en ve “yes”ten İngiliz beyler anlasın çüşten Geçmişte o beyler olmuştu postan Bakıp halimize gülüp gidiyor Tarih tekerrür dersin almalı İşin hesabını kime sormalı TÜRKMENOĞLU halimizi yermeli Eski hatıralar solmuş gidiyor. |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Metin DEMİRCİ | |
Metin DEMİRCİ Hayat Hikayesi | |
AŞK VE AŞK Oysa Adem yandı da oldu olan o zaman Oysa Adem yanmasa da olurdu olacak olan o zaman Oysa isyanım gereği değil de Teslimiyettin gereğiyle yaşanırdı yaşanacak olan o zama O zaman belki biz Bir başka âlemde yaşar olacaktır Bu dünyadan habersiz,şimdi yaşadığımız gibi O zaman belki de biz O yüzünden yaşayacaktık hayatı bambaşka biçimde Ya da neden böyleyiz diye soracaktık kendimize Şimdi sorduğumuz gibi Bu alemden haber vermiş olsaydı o zaman teslim diyarından İsyana akıl erdirenler olmayacaktık Şimdi isyana akıl erdiremeyenler gibi Ve bu âlemden o âleme değil de o zaman O âlemdin bu âleme geçiş kapısı olsaydı ölüm Yine korkuyor olacaktık şimdi korktuğumuz gibi Ya da yine soruyor olacaktık Neden böyleyiz diye,şimdi sorduğumuz gibi |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Aydin KARABAY | |
Aydın KARABAY Hayat Hikayesi | |
GÜLMEK ÖLMEK
Ağıt görmek istemiyorum Doğduğumda ağladığım yeter Gülmek, gülen yüzler istiyorum Senin için olsa be ANAM... Gülmek istiyorum be ANAM İster senin doğruluğunda İster bir karış toprağın uğrunda Gülmek istiyorum, Şehitlik yolunda.... Gülmek istiyorum be ANAM İster senin uğrunda ölmekle İster bildiğim hak yolunda ölmekle Doğduğumda ağladım,gülmek ölmekle... |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
ALKIŞ TUTTULAR İhale yaptılar hep hile yaptım Allah’ı bırakıp paraya taptım Yoksulun elinden malını kaptım Coşarak güldüler alkış tuttular Müminin yanında camiye gittim Ayyaşı görünce şişede bittim Menfaati gördüm dinimi attım Koşarak geldiler alkış tuttular Seviyorum deyip yalan söyledim Aşkla dalga geçip gönül eyledim Yolda aşüfteden çocuk peyledim Övüp saz çaldılar alkış tuttular İdareci oldum altımı ezdim Mesaiden kaçıp sokakta gezdim Nice garibanın derisin yüzdüm Gülmekten öldüler alkış tuttular Dedi kodu ettim yuvalar yıktım En güzel ormanı elimle yaktım Mehmet’in göğsüne kurşunlar sıktım O yapmaz bildiler alkış tuttular Lise önlerinde eroin sattım Menfaat uğruna bindim sallara |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Sakin KARAKAŞ | |
Sakin KARAKAŞ Hayat Hikayesi | |
MAVİ SEVDALARA TUTKUN Tuna’nın coşkusu kalmasın başka bahara Ay ışığıyla obaya insin anılar. Ve bir Asena’nın ok atışıyla Çalsın sazlar,vurulsun davullar. Varsın duygular asırlardan öteye, Bir yol bulup maziyi getirsin inceden ince, Karışsın yürekler tatlı bir sevince. Kara sevdalar kimin aklında, Mevsimler mavi,sevdalar tutkun. |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Serkan ÖKÇE | |
Serkan ÖKÇE Hayat Hikayesi | |
DÖNÜŞ YOK
Bir çizgi uzar Uzar sınır çizer Yol yok, gidiş yok Demir parmaklıklar örülür Görüş yok, Varsam diyorum tutsam Eli deyse elime Deyse de dönüş yok Mavi bir buluttan düşüyorum Düşüyorum saçlarına Dikenli tel gibi bedenin Kanar, kanar… Bir kere Deymiş temine tenin … O son anı var Ağır ağır bakışı Gidişi Yabancı bir diyar Söylediğim gurbet türküsü İçinde sen var, Feryat var,figan var Harman gibi dağılmış saçlarının örgüsü Ayrılık dediğin aramıza örülmüş bir duvar Döşenmiş tel örgüler Kapalı kapılar Bir çizgi gibi Uzar sana giden yollar Uzar bir daha mı sevmek Bir daha mı Gözlerin gözlerime düşer Üstümüze Çekilmiş kurma kolları Sürülmüş sürgüler… Tutuşmak Sevişmek bir daha mı Umut, umut bir daha mı Çok bekleyeceksin Daha çok Gidişi vardı Dönüşü yok… |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Mehmet GÜNDOĞAR | |
Mehmet GÜNDOĞAR Hayat Hikayesi | |
BAHAR GELİNCE Çözülür gönlümün buzları,karı, Havalar ılıyıp bahar gelince. Tükenir gönlümün sabrı,kararı Tabiat süslenip bahar gelince. Çiçekle bezenir bahçesi,bağı Yeşile boyanır ormanı,dağı Canlanır gönlümde gençliğim çağı Şakırken bülbüller bahar gelince. Umutlar boyanır,aşklar uyanır. Hayaller toz pembe renge boyanır. Her anı bir hançer kalbe dayanır. Hıçkırık misali bahar gelince. Duygular kabarır akan sel gibi, Anılar vefasız sanki el gibi, Devirip dağıtan esen yel gibi, Çırpınır şu gönlüm bahar gelince. |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Şevket TOMBUŞ KÖYDE SABAH Gün doğarken uyandım kuzuların sesiyle, Her taraf neşelenmiş bülbülün namesiyle. Koştum da pencerenin açtım bir kanadını, Çıkmaktı maksadım şu sabahın tadını. Baktım güneş ufuktan nurlar saçıyor, Çiçekler ona karşı kucak açıyor. Arılar vızıldayarak çiçeklere konuyor Balı koyup peteğe insanlara sunuyor. Derenin şırıltısı kulakları okşuyor Kuzular anneleri ile emişiyor. Köylüler hazırlıkta gitmek için işine Köpekler takılıyor çobanların peşine. Çok tatlı bir şamata ortalığa alıyor, Kadınlar koyunların sütlerini sağıyor. Dolduruyor sütleri bembeyaz kovalar Çiçeklerin kokusu yayıldı ovalara. Kokladım mis kokuyu derin aldım nefesi, Doldurdum o havayla göğsümdeki kafesi. Çok hafif tık taklarla kapı vuruldu yine Baktım güler yüzlü yaşlı bir hanım nine. Elindeki tepside süt,yumurta, bal vardı. Kusura bakma diye o adeta yalvardı. Ben kahvaltı yaparken ilişti iskemleye Eski günleri andı başladı söylemeye. Yiğidim Şehit oldu, gitti Vatan uğruna. İki yetim büyüttüm bastımda ben bağrıma. Acı günler geçirdik. Aç kaldık, açık kaldık. Çok geceler yemeden aç aç uykuya daldık. Karnımız açtı amma gözümüz toktu bizim. Hiç kimsenin malında gözümüz yoktu bizim. Sıkıntılı günlerde anardım yiğidimi, Ben keselli ederim iki küçük yetimi. Sonunda işittik ki; Vatanımız kurtulmuş, Temizlenmiş düşmandan hep selameti bulmuş. Sevindik, neşelendik, acıları unuttuk. Gözümüzün yaşını mendillerle kuruttuk. Çok şükür yavruları büyütüp yetiştiler, Çalışıp kazandılar bu günlere eriştiler. Konuşması bitince kalktı tepsiyi aldı, Çıktı gitti kapıdan yine işine daldı. Düşündüm derin derin hayran oldum köylüye, Dua ettim Allah’a onlara bol ver diye. |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Mesut ARTAR | |
Mesut ARTAR Hayat Hikayesi | |
UNUTURUM SANMA ! Mekanım her gece sensizliğe bürünür, Ağlar gönlüm hayalinle avutamam! Penceremde durmadan hayalin görünür, Bir türlü şu umutlarımı uyutamam! Güneş doğmayı unutur ben seni unutamam! Duvarlar bile güler benim halime! Bilmezler düşmüsüm bir zalime! kelimeler gelir dizilir dilime! Susarım derdimi kimseye anlatamam Güneş doğmayı unutur ben seni unutamam! Hayalin gitmez gözümden! İsmin her an dudaklarımda! Hayalin canlanır beynimde! Yatağım buz tutar sensiz yatamam! Güneş doğmayı unutur ben seni unutamam ! Geceler gibi karanlık bu sevdan! Hep sonunda ayrılık bu sevdan! Sanma sakın bende satılık bu sevdan! Milyon verseler sevdanı satamam! Güneş doğmayı unutur ben seni unutamam ! Odalar kara,şu benim bahtım kara! Bir elde resmin bir elde sigara! Baktıkça resmine sarılırım efkara! Keyfim kaçar kovalarım tutamam! Güneş doğmayı unutur ben seni unutamam ! |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
Özkan KARACA | |
Özkan KARACA Hayat Hikayesi | |
KARACAAHMET'TE Kİ VESİKALIK Gözlerime topraktan sürme çekildi Dudaklarıma taşların telaşında mim gerildi Selvilerin gölgesinde, tarihin göbeğinde Yüreğimin tenine hüzün yeli serildi Karacahmet'in takibinde ruh torbaları Ensemin damarına devrildi Mermer köşeli yüzü Ceset döşeli yükü Toprak köseli teli Anılarla yüzleşmiş seli Akar hazin kuyuların duruluğuna Saatler, elimde hovardaca kaçan Çöllerin kuruluğuna ayak vuran deli Bir vesikalık buldum Karacaahmet'in ölüm evrakında dürülen filesinde Anların mengenesinde sıkışmış Hayatın yaşlılığında gerilerde sıkılmış Alınların penceresine karanlık boya yıkılmış 1960 yılında kalan er kişi vesikası toprağın tabağına gömülen yakamoz bedenini çürüttü... Dudaklarında hafif tebessüm, Ufukların avucuna uzanan tezekkür bakışlarında, yürek seferi vardı, kafanın kürek eseri sardı... Kıvırcık saçları maviyi ve maziyi kaç kere yaladı Yorgun gözleri kimbilir hangi kaldırımları kamcıladı Bilinmez, dostlarının şahitliğinde hatıralarla yaslandı Bu yüze ölümü sordum Kendisinden kaçınılmaz vuslatın ağırlığını duydum Ruhumun savrulan sağırlığında toprak yüküne eğildim Kara toprağın kelepçesinde teslim... Bir vesikalık fotoğraf Bin anın ininde aklıma yatalak Elimde ki benim vesikalığım olsa Geleğin izinde donan yüzle Mezarlığa ayna... |
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! | |
1 |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |
1 |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|