 |
YIL 17 SAYI 200 25-Ekim-2015
|
 |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye
olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
-
Mahmut Selim
GÜRSEL 200’Ü SAYI ve DOĞRULAR ACIDIR!
-
Mahfi EĞİLMEZ
3500 YILLIK MEKTUPLAR VE HOBİ
-
Selma GÜRSEL
YEŞİL FASUYE
-
Hüseyin KALAFAT
SENDEDİR ÇORUM
-
Ayşe ÇOBAN GÜZEL ÇORUM’UM «2»
-
Şükrü
GÜLTEPE ÇORUMLUYUM DEMEK ONUR VERİCİ
-
Rıza HARDAL GÖNÜL
|
|
|
|
|
01 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
|
- 200’Ü SAYI ve DOĞRULAR ACIDIR!
- Emekliliğin
tadını çıkarttık, Allah Nasip etti eşimle beraber Hacı da
olmuştuk. Artık boş vakitler beni sıkmaya başlamıştı. Bir
iş yapmalıyım diye düşündüm ve bir emeklinin yapabileceği
bir iş ararken, Çorum’da olmayan biraz da aşina olduğum
bir alan aradım. Araştırdım. Müdür Yardımcısı iken1991
tarihinde “Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi Dewey” isimli
bir çalışmamı Ankara’da dizgisini yapmış günlerce
yazılanların hataları olup olmadığını düzetmenin zorluğunu
görmüş, ilk fırsatta bir bilgisayar alarak öğrenmiş ve
Ocak 1997 tarihinde Çorum’da Yatan Meşhur Yatırları
dizgisini yaptım ve yayımladım. Sonra 1998 tarihinde Çorum
1997 isimli 500 sayfalık çalışmamı yayımladım.
-
Çorum’da yayınevi yoktu.
Yayınevi açmanın gerektireceği ticari ve kanuni adımları
yaparak İş yerimi 27 Mayıs 1998 tarihinde yayınevimi
açtım.
-
Daha önce çalışmalarını
bastıracak, yayımlatacak yer arayanların da işlerini
yapabileceğimi düşünmüştüm. Kendi çalışmalarımın
hazırlıklarını yapar iken bu yayımlanacak çalışmalar gelir
diye bekledim. Kitabımızı bastıralım diyen kimse gelmedi.
- Çorum’da Yatan Meşhur
Yatırların ikin baskısını yaptım. İş yerimize gelenler ile
vakit geçirmeye başladık. Düşündüm. Beni ziyarete gelen
arkadaşlarımın pek çoğu kalem tutan, bilgili kişiler idi.
Acaba bir dergi çıkartsak yayımlasan nasıl olur diye
planlar yaptım. O zamanını Ticaret Ve Sanayi Odası
Başkanlığı yapmış olan Ümit Uzel ağabeyden de fikir
alayım dedim. İş yerine gittim. Kendisine:
-
-Ağabey ben bir dergi
çıkartacağım; renkli olsun diye düşünüyorum diye fikir
söyledim: Bana Samsun’da yayımlanmakta olan bir dergi
uzatarak:
-
-Bu kişiden bilgi
alabileceğimi önerdi ve sen sen ol sakın bunun gibi
renkli dergi çıkartayım deme Çorumlulara yaranamazsın
dedi.
-
Ertesi gün eşimle birlikte
aracımız ile Samsun’a gittik. Dergiyi bulduk, sahibi ile
tanıştık. Beraber işi yürüttükleri kişi ile konuştuk,
bilgi aldık. Derginin Yayın yönetmeni ve Sahibi genç
kişilerdi. Bana:
-
-Ağabey biz bu işe girdik.
Dergicilik çok zor sana tavsiyemiz gazete çıkart daha
iyi dedi. Bende:
-
-Niyetim dergi çıkartmak bir
deneyelim bakalım bana ne gibi masraflar, ne gibi
maliyet çıkar diye sordum. Onlarda bala bilgileri bir
derginin maliyetini getirisini, masraflarını, vergisini,
dükkân kirası ve diğer bilgiler ile Çorum geldik.
Oturup 24 aylık bir hesap çıkarttım. Elde para filan
yok. İş getiren de hiç yok. Kafaya dergi çıkartacağım
diye planlar, hesaplarda yaptım.
-
Bir cumartesi iş yerini
kapatmaya doğru iki arkadaşım Muzaffer GÜNDOĞAR ile
Abdulkadir OZULU iş yerime geldiler. Çaylarımızı
içerken durumu onlara açtım.
-
-Dergi çıkartmayı
düşünüyorum. Onlar da:
-
-Bizde yazı veririz dediler.
Bende:
-
-Bakın telif ücreti filan
istemeyin veremem! Dedim, gülüştük. İş yerinden çıktık
yürüyerek gider iken arkadaşlara:
-
-Ben derginin; Çorum’da en
uzun süre Tek Parti Döneminde yayınlanmış Çorumlu
dergisinin devamı olsun istiyorum o yüzden Çorumlu 2
Diye adını vereceğim dedim. Onlar da:
-
-Çorumlu 2 yerine Çorumlu
2000 yapsan istikrarlı ve o güne keder derginin
çıkacağını beyan etmiş olursun dediler. Kabul ettim.
Diğer arkadaşımızda niye olmasın dedi.
-
Hesap hazır ben, iki yazar ve
pek çok tanıdık var bu işi yürütürüz deyip kapital
aramaya başladım. Kredi almak o zamanlarda intihar gibi
bir şey.
-
Önce Allah C.C. gücenerek
üzerimde tapulu olan Mimar Sinan Mahallesinde bulunan
evi satmaya karar verdim ve sattım. Oranın parası ile
hesabıma göre 36 ay dergi çıkartma imkânı olacaktı.
-
Dergi için Kültür
Bakanlığından ISSN ve Savcılıktan Dergi yayımlayacağım
diye Yayımlanması için gerekli belgeleri aldım. Bu
işlemler yapılırken iş yerime gelen arkadaşlara dergi
çıkartacağımı söyledim. Yazan çizenler yazı veririz
dediler.
-
1.Sayımızda bulunan
Yazarlarımız şunlar idi: Dizin Soyadlarına göre
hazırlamıştım. Recep CAMCI Ulu Cami İmam Hatibi, Çorum
Milli Eğitim Müdürü Mehmet Şakir ÇIPLAK, Emekli öğretmen
Şair Metin DEMİRCİ, Dodurga Kömür İşletmesinde Memur
Şair Erol DUYGUN, Emekli Kültür Müdürü Ahmet ERTEKİN,
Emekli Öğretmen Çorum Diyanet Kitapevi müdürü Ali GEYLAN,
Emekli Öğretmen Yazar Şair Muzaffer GÜNDOĞAR, Ben
Emekli Kütüphane Müdür Yardımcısı Gürsel Yayınevi sahibi
Mahmut Selim GÜRSEL, Vefat etmiş Olan Emekli Öğretmen
Sadi LEBLEBİCİOĞLU ve oğlu Emekli Öğretmen Oğuz
LEBLEBİCİOĞLU, Emekli Öğretmen Abdlkadir OZULU, Emekli
Kültür Müdürü Osman ÜNSAL, Emekli Öğretmen Araştırmacı
İsmail PAMUK ile Oğlu Dodurga Kömür İşletmesinde Memur
Uğur PAMUK İle Çorum Ticaret Odası Başkanı araştırmacı
Ümit UZEL gibi Çorum'un kalbur üstü yazarları ile yayıma
atıldık!
-
Birkaç tane de hatır reklamı
aldık. 1. sayısı 1 Temmuz 2008 tarihi ile hazırladık ve
derginin yazıların ve düzenlenmesini ben kendim yaptım
gerekçesi ise oldukça bir işçilik parası ödemem
gerektiğini görmüştüm. Derginin çıkışlarını ve
fotoğraflarını alarak Diyanet Matbaasına götürdüm
verdim. Onlar da basınca Çorum'a yollarız dediler.
-
Dergimin ilk sayısı gelince
sevindim. Önce Çorum Valisine takdim ettim, savcılığa
belgesi ile ilk sayımızı verdim. Kütüphaneye de derleme
için ve kütüphane içinde bıraktım. Tanıtım olanlara
götürdüm sonra eş dosta tanıtım ve abone yapmak için
dergileri dağıttım. Hiç unutamıyorum. Bir esnafa dergi
sundum. Dergiyi aldı baktı iyice inceledi. Bana dönerek
Abdulkadir OZULU bu yazıyı yayınlamıştı. Gazeteden mi
aldın demez mi? Vurulmuşa döndüm. Mahalli gazeteleri pek
okumaya vaktim yoktu. Dergi dağıtımını bırakarak iş
yerine gittim. Abdulkadir OZELU bana yayımlamak için üç
yazı vermişti. Birinci sayımıza Meslektaşım ve Çorumlu
dergisinin demirbaşı olan Eşref ERTEKİN'İN yazısını
almıştım. Diğer iki yazıyı da alarak Hasan Paşa
Kütüphanesine gittik arşivden yazıları karşılaştırdım.
Bana verile diğer iki yazı da gazetede köşesinde
yayımlanmış yazılardı. Yeni kullanılmış, yayımlanmış
çalışmalardı. İş yerine döndüm yerime oturdum. Gelen
arkadaşlara dergilerini verdim.
-
Sadece birinci gün 3 dergi
parası almış, bir tanede abone sözü almıştım. Ticaret
Odasına gittim abone olur musun diye sordum. Onlarda
gelmişsin bari bir tane olalım dediler. O zaman karşı
bayiden çıktıkça alırsınız dedim.
-
Dergi çıkmış, parası
basılmadan ödenmiş ve ne güzel ticaret diye düşündüm.
Dergileri dağıtmaya devam ettim. Birkaç gün sonra
Abdulkadir OZULU geldi.
-
-Dergi Çıktı mı? Diye sordu
Bende kendisine 1. sayımızı takdim ederken bana verdiği
diğer 2 yazısını da iade ettim. Yukarıda yazdığım olayı
anlattım.
-
-Hocam bana yayımlanmamış
yazılar verecektiniz fakat siz bana köşenizde
yayınladığınız yazınızı vermişsiniz. Ben size güvenerek
yazınızı yayımladım fakat böyle böyle oldu. Ben
kütüphaneciyim eğer yayımlanmış yazıları yayınlamak
ister isem gider oradan alırım dedim. Yeni yazı
verirseniz yayımlarım dedim! Bir daha yazı vermediler.
Biz de istemedik!
-
Dergimizi Çorum dışına da
tanıtım için adreslerini bulduğum hemşerilerimize posta
ile gönderiyorum. İlgi pek yok. Bir gün bir zarf geldi.
Dergi gönderdiğim Salim SAVCI Çorumlu Nice Yıllara diye
bir tebrik yazısı ile yayımlanması dileği ile geldi.
Telefon ederek:
-
-Salim ağabey Mektubunuzu
aldım adınızla dergimde yayımlayacağım dedim. Salim
Savcı Mektupla tarafıma epey yazı yolladı. Bende çıkan
sayılarımı ona yolladım
-
Dergimizin Yazarçizer kadrosu
tamam olmuştu. 2. Sayı çıkar iken birinci sayıda yazı
verenlerin yazılarını, yeni katılanları yazılarını
yayımladım Dergimin çıktığı günden bu güne dergimize
yazı verecek misiniz diye sormadım. Onlarda yazılarını
getirdiler verdiler.
-
2. Sayıda Kütüphane Seksiyon
Şefi Hakki Bülhan ERTEKİN, Yazar ve Yayınevi sahibi
Salim SAVCI, Gazeteci ve Fotoğrafçı Memduh TULUK, Koruma
Müdürlüğünde Memur Cuma TÜRKMEN, Öğrenci Erman YILDIRIM
çalışmaları ile dergimize katkı verdiler.
-
Dergimizin tanıtımı
işyerimizin terasında bir toplantı ile yaptık. İkram
pastalarını eşim hazırladı, eş dost akrabalar ve
okuyucularımız davete icabet ettiler. Dergimizi 2.
sayısında kardeşim Sezai GÜRSEL'İN çektiği fotoğrafları
misafirlerimizi ve bilgilerimizi yayımladık. Davetimize
Resmi kesimden kimse teşrif etmedi. Çorum Gazetelerden
ve Televizyonundan da katılanlar olmadı. Almanya bulunan
misafirlerimiz geldiler, kameraları ile konuşmaları ve
temennileri kayda aldılar, onlar da kayıtların kopyasını
bize vermediler. Tanıdık komşuları da davet ettik gelen
giden olmadı, bazı yazarlarımızda davetimize icabet
etmediler.
-
Üçüncü sayayı hazırlar iken
Oğuz LEBLEBİCİOĞU hocam yazısını dikte ettirmeye
işyerimize geldi. Hoş beş, yazısını yazdık yazısını
çıkışını verdim. Teşekkür etti. Gitmek için ayağa
kalktı. Elini uzattı tokalaşacağız zannettim. Bana ufak
bir kâğıt parçası uzattı.
-
-Ben geçen İstanbul'da idim
dergimizi orada gösterdim. Dergiye tanıtımınızı verin
dedim telefonlarını aldım. Oktay Bey ile görüşeceğim de
o gerekeni yapacak dedi. Ben gidiyorum. Bu numarayı
muhakkak ara dedi. Bende:
-
-Hocam oturun yayınınızda
arayım dedim. Oturmadı gitti. Tanıtım verecek yer
neresi, kim bu Oktay bey bence meçhul olarak telefonun
kotuna baktım Çorum'da değildi Samsun kotu idi. Telefonu
açtım. Bir bayan
-
-Buyurun Samsun Aygaz dedi.
Bende
-
-Ben Çorum’dan Arıyorum
Çorumlu 2000 Dergisinin sahibiyim Oktay Bey ile görüşmek
istiyorum dedim. Bir dakika dedi. Bir yeri bağladı.
Telefondaki kişi:
-
-Mahmut Amca biz reklamı
vereceğiz fakat bir telefon vereceğim reklam parasını
orası ile konuşun dedi. İyi günler diyerek telefonu
kapattım İstanbul kotlu bir telefon verdi.
-
Oktay Beyin verdiği telefonu
aradık ve dergimize epey katkısı olan AYGAZ’IN
tanıtımını arka kapağa almış olduk.
-
3. sayıya Sanayici İsmet
ÇENESİZ, Şair Ayşe ÇOBAN, Yazar gazeteci Erkan EROL,
Emekli İskilip Kütüphane Müdürü Metin KALYONCU, Şair
Yazar Rıfat KURTOĞLU, Emekli Öğretmen Ahmet SERİN, Şair
Esnaf Yaşar SOLAK ile Çorum Güzel Sanatlar Galerisi
Müdürü Ömer YABACI dergimizin yazar kadrosuna girmiş
oldular.
-
Dergi çalışmaları, tanıtım
aramaları, abone bulma işleri derken 3. sayıya
yayımladık. İş gayet zor ve çaba isteyen bir durum
Yukarıda konusunu anlattığım ve Oğuz LEBLEBİCİOĞLU’NUN
verdiği önemli katkı ile dergimizin % 15 inin masrafı da
artık çıkmakta idi. Dergiyi Oğuz Hocamıza verince
sordum.
-
-Kim bu Oktay Bey? Dedim.
Güldü.
-
-Bizim oğlan Samsun Bölge
Müdürü. Dedi.
-
Çorum gazetelerinden birisi
3. sayıda çıktı diye bir küçük haber yapmış. Yayın
yönetmenine gittim. Küçümsediği bu dergideki yazar
kadrosu sende var mı artık dergimi merak eder isen
aşağıdaki gazete bayiinden alır bakarsınız bir daha
haber yapmayın dedim. Dergimizin dağıtımında Çorum
Belediyesi ve Müdürlerine ben on iki dergi veriyordum.
Sadece bir tane başkan yardımcısı Orhan Horan dergi
parası verdi. Arif Ersoy O zaman Belediye başkanı idi.
Dergi götürdüğümde Mahmut Bey Belediyemize dergi
getiriyorsunuz Yıl Başında komisyona ödenek ayrılsın
diye bilgi verdim dedi. Ben de teşekkür ettim. Ocak
ayında Belediyeden telefon ettiler. Faturanızla gelin
dergiye abone parası ödeyeceğiz dediler. Gittim.
Faturayı çıkardım. Kaç abone olunacak dedim. BİR ABONE
dediler! Güldüm kalsın ben buraya 11 kişiye dergi
veriyorum dedim. Abone parası almadım. Şubat ayında Arif
Bey neden abone parası almadın deyince Arif Bey ben 11
dergi bırakıyorum. Encümenden 1 dergi abonesi çıkmış.
Siz Mahalli gazetelere kaçar tane abonesiniz diye
sordum. Yarın siz bir koşmanızda Çorumlu 2000 Dergisine
aboneyiz deyince kim Kaç tane abonesiniz diye sormaz
değil mi deyince seneye telafi ederiz dedi. Ertesi sene
de 1 dergi parası çıktı ben yine almadım Sonradan
dergimize yazı yolladı yayımladık ve Arif Bey yazarımız
oldu.
-
Yayınevimizi duyan bir
hemşerimiz bizi ziyarete geldi 3. Sayı yeni gelmişti
kendisine taktim ettim. İnceledi çok sevindim dedi. Bu
kişi Bekir Baki AKSU idi. Bana bir slayt vererek:
-
-İster isen kapağında
kullanırsın dedi. Bende.
-
-Memnuniyetle dedim.
Yayımlanınca adresinize gönderebilirim adresinizi
verirseniz dedim Adresini bir kâğıda yazdı verdi. Size
hikâyelerimi de gönderirim. Eğer yayımladığım Çorum’da
geçen bir Romanım var yayımlarsanız onu da yollayayım
diye teklif etti. Bende:
-
-Ağabey Dergide roman
tefrikası belki bizde ilk olur. Yayımlarım dedim. İyi
günler dileyerek gitti. Su hırsızlarını epey devamı
gelecek sayı diye yayımladım.
-
Alacahöyük Şenliklerine
dergimizi de davet ettiler. İcabet ettik, gittik,
Fotoğraf çekerken Rahmetli Ali Emiroğlu hangi gazete
diye sordu. Bende Ali Abi Çorumlu 2000 Dergisi deyip son
sayımızı takdim etmiştim. Yeni sayı ne zaman
yayımlanacak diye sordu. Hazırlığını yapıyorum birkaç
gün sonra Ankara'ya yollayacağım. Bende burası için yazı
versem ve yazı ile katkıda bulunsam yayımlar mısın diye
sordu dedi. Ağabey verirseniz yayımlarım, Eğer
verirseniz her ay bir yazınıza yer veririm dedim. Uzun
süre dergimizde yazarımız oldu.
-
Ahmet SERİN Hoca Muzaffer
GÜNDOĞAR Hoca ile yayınevimize geldi. Birkaç şiir verdi
ve oda yazlarımızın arasına katılmış oldu. Erdal ağabey
Avukat olup hobi olarak Hititler ile ilgilenmekte idi.
Bir Hititoloji konferansında dergimizi tanımış oldu.
Ondan bir bilgi talebinde bulunca bende Hititlerle
ilgili bilgiler yazayım yayımla dedi. Sevinerek Kabul
ettim.
-
Çorum’da Çorumlu dergisinden
sonra birkaç dergi yayımlanmış, birkaç sayı çıkartmışlar
fakat maddi külfeti yüzünden pek ileriye gidememişti.
Bir mahalli gazete birkaç sayı birkaç sayfalık dergi
yayımlamış sonrada belli bir kesimi bünyesinde tuttuğu
içir ilgi ve yazar bulamadığında yayımına son vermişti.
Birkaç dergi denemesi yapılsa da birkaçı daha
basılmadan, bazılar bir sayı sonra kapatılmıştı. Bana
gelip danışanlara arkadaşlar bu iş gönül işi olduğu
kadar da para işi. Ben evimi sattım buraya harcıyorum
dediysem de gördükleri reklamlardan para kazanıyor
zannettiler. Hatta uzun süre yazarlığımızda bulunan bir
sanayicimiz de reklamla katkı veriyorum ya deyince
verdiği katkı parası için verdiğim faturayı ile yapılan
masraf ve reklamın baskı ve kağıt masrafı ile kağıt
parasının dökümünü çıkartıp dergime kar değil zarar
ettiğini söyleyerek ertesi ay reklam veren firma
listeleri ve adet ve katkılarını yayımladım.
-
Dergiye gelecek sayı reklam
veririz diye savanlar eğer dergiye reklam verselerdi
dergimiz halen basılı olarak bu günlere gelirdi. Pek çok
kişide reklam paramız kaldı, pek çok kişi dergimizin
parasının üzerine yattı. Üzüldüm mü? Hayır. Neden. Ben
görevimi yapmıştım gelelim dergimize:
-
Bu kadar yazarçizer ve çekere
karşı dergimizin abone sayısı istediğimiz sayıya
ulaşamadı. Çorumlu bedava dergiye alıştığı için dergiye
para vermek zoruna gitmiş bazı özverili kişilerin
aboneliği ile dergiyi yürütmeye devam ettim.
-
On ikinci sayımızı
yazarlarımızın hayat hikâyelerine hasrettik. Bu renkli
yayımımızın da sonu oldu. Artık 13. sayımız 1. hamur
siyah beyaz olarak yayına devam ettirmeye çalıştım. Bana
Samsundaki dergici ile Ümit ağabeyin haklı
söylediklerini anlamış oldum.
-
Sonra kimler kimler katıldı!
-
14. sayıdan itibaren
Dergimizi deneme için
İnternet ortamına aldık.
Bedava sitelerden yayımlamaya başladım. Bir arkadaşımız
dergiye sitenin ismini de koy deyince 20. Sayıda site
ismini yayımlamaya başladım. 23. Sayı yayımlanmıştı.
-
Bir gün bir telefon
geldi. Telefondaki kişi:
-
-Derginizi İnternette
gördüm. Ziyaretçi sayısı az, nedeni de domaini yok dedi.
Bende:
-
-Siz nereden telefon
ediyorsunuz diye sordum. İsminiz ne?
-
-Benim ismim Sait ALACA
Çorum’dan arıyorum dedi.
-
-İyi o zaman dedim
işyerim Ölçek İş Merkezinde gelinde konuşalım. Dedim.
-
- Cumartesi günü
gelirim. Dedi. Cumartesi günü iş yerimin kapısından
ürkek bakışlı bir öğrenci içeriye bakıyordu. Kütüphaneci
olduğumuz için bazen ödev sormak için talebeler iş
yerimize gelmekte idiler. Bakan gencin ödevi var diye
düşünerek sordum:
-
-Kime bakmıştınız?
Dedim. O da bana:
-
-Mahmut Selim GÜRSEL’e
bakmıştım. Dedi. İçimden Acaba dedim telefondaki kişi bu
mu? Sordum:
-
-Siz Sait ALACA’MISINIZ?
Dedim. O da:
-
-Evet benim dedi. Ben.
-
-Kellifelli birisini
bekliyordum geç bakalım şu bilgisayara neler yapıyorsun
dedim. Sait bilgisayarın başına geçti.
-
-Mahmut Amca klavyende f
klavye imiş her ne ise dedi. Çorumlu sitesini açtı. Bana
dönerek.
-
-Mahmut Amca bak buradan
bu siteye kaç kişi girmiş görebilirsin diye bir yerlere
mausla tıkladı. Baktım bir aylık istatistik olarak 35
kişi ziyaret etmişti. Sait:
-
-Mahmut amca; bu
ziyaretçi sayın bir ayda 100 katı artsın ister misin?
Diye sordu. Bende:
-
-Tabi isterim. Sait
nasıl olacak dedim.
-
-Mahmut Amca. Senin bu
derginin bulunduğu yer başka bir sitenin himayesinde. O
sitede birlerce benin gibi sayfalar var. Kim arar da
bulur? İşi olanlar. Ben derim ki bir domain al. Birde
barındırma alalım. Siteni yükleyelim bir afta sonra bak
gör kaç kişi sitene girecek. Ben:
-
-Sait domaini nasıl
alacağız diyinve bana dönörek:
-
-Sitenin ismi ne olsun
dedi. Bende:
-
-Çorumlu 2000 olsun
dedim. İnternette Sait bir yere yazdı. Domain müsait.
Barındırma ve domaine şu kadar lazım dedi.
-
-Bende istediği parayı
verdim. Sait:
-
-Haftaya gelirim
birlikte siteyi yükleriz dedi ve Sait gitti.
-
Dediği gibi cumartesi
günü geldi. Sitenin barındırma ve domaini açtık.
Dergimizi yüklemeyi bana gösterdi. Müsaade isteyerek
gitti. Bir hafta sonra tekrar geldi. Bana:
-
-Bak Mahmut amca! Siteye bir haftada kaç kişi girmiş
diye istatistiği açtı. O hafta benim siteye 120 kişi
girmişti. Böylece kendi sitemiz ve domain sahibi
olmuştum. Sait de dergimizde yazarımız.
-
Daha sonra
http://corumlu.com araştırdım, Almanya da bir
hemşerimizin domaini idi. domain var ise de site boş
gözüküyor. Bilgi bulunmuyordu. Kontrol panelinden e-mail
adresini aldım. E-posta çektim. Çorumda olduğumu eğer
sayfayı kullanmazsanız isen bana verebilirmisin diye
yazdım. O da cevaben iki ay kadar sonra benim sürem
bitiyor. İnternetten takip et ve domaini alabilirsin
dedi. Teşekkür ettim.
http://corumlu.com bizim olmuştu.
-
Dergimize dönelim. 24. Sayımızda yeni katılan
yazarlarımızın hayat hikayelerini yayılmadım. İnternette
artık dergimiz corumlu.com yayınlanmakta idi.
Ziyaretçimizde oldukça iyi idi. Hatırladığım bir
yazarımızın site işe yarıyor mu sorusundan hatırlıyorum.
Dedim ki. Bu ay 2414 ziyaretçi gezmiş demiştim.
-
29. sayımızda dergimiz
3. Hamur kâğıda düşmüştü. 55. Sayıdan sonra artık
derginin katlama ve tel dikişini de ben yapıyordum.
Parasını aldığım abonelerimin parasını iade değil dergi
olarak vermem gerekirdi. Zaten 1938 de basılan Çorumlu
Dergisi 58 sayı basılmıştı. Dizgi, mizampaj, aydınger
çıkışı, katlama, tel dikişi ve dağıtımın hepsini
yapıyordum. Dergimize birkaç üyeden başka para verende
kalmamıştı. Ben amacıma ulaşmış 60 sayımda hiç kimseye
abone borcum kalmamıştı. 61 sayıyı sonra iki sayı daha
bastırarak 63. Sayıda basım hayatına mecburiyetten son
verdim. Yazı veren arkadaşlara artık dergi basılmayacak.
Şayet yazı vermek isterseniz benim e-postama yazarsınız
diye söyledim. Yazı gönderenlerin yazıların yayımladım
ve bu sayı ile 200. Sayımızı yayımlamış olduk.
-
Ben Allah’a güvenerek
yola çıktım. Ömrüm oldukça dergiyi devam ettireceğim.
Derginin geçmiş sayılarından arşivimizde birkaç takım
kaldı. Onlarda maddi değerini verenlere vermeyi
düşünüyorum.
-
Aynı şekilde Sarı Çiğdem
Şiir Defterimizde 160 sayı şair arkadaşların çalışmaları
ile yayımladım.
-
Facebooktan dergimizin
CD sini hazırlamak istiyorum. Siz de bulunun dedim. Ne
oldu?
-
Tanıtım sayfalarınızı
siz hazırlayacaksanız; Ölçütü genişlik 500 yükseklik 400
piksel genişliğinde JPG formatında veya fotoğraf olarak
hazırlanması gerekmektedir!
-
Arşiv olarak
düzenlediğimiz 160 sayı için tanıtımınızı ayrı ayrı veya
aynı tanıtım olarak verebilirsiniz!
-
Ayrıca Bütün sayılarda
gözüken döner banner de de tanıtımını olabilir!
-
Sayfa önceliği ilk
müracaata göre düzenlenecek ve tek katkı payı olarak
alınacaktır!
-
Dergi tanıtımları
sitemizde sayfalara yüklenerek İnternet üzerinden
yayınlanacaktır.
-
Dergimizin yayımı devam
ettiği müddetçe yeni sayılarda da Açılış sayfası index
bölümünün alt kısmında tanıtımınız yayımlanacak ayrıca
katkı payı talebinde bulunulmayacaktır.
-
Sayfaların
tamamlanmasından sonra CD ortamında 160 SAYI ARŞİVİ
TANITIMI dağıtımı yapılacaktır.
-
160 sayı tanıtım
haricinde bize yazmayınız!
-
iletişim için
corumlu2000@gmail.com adresime yazınız!
-
Halen sitede
bulunmaktadır. O kadar çok müracaat oldu ki. Ne
yapacağımı şaşırdım. Halen de müracaatlar gelmekte!
-
ŞAKA ŞAKA bir tane bile
soran olmadı!
-
Son dört sayıda kendi
şiirlerim ile
http://saricigdem.dergisi.info yayımlıyorum. 164.
Sayı bu ay yayıma alındı.
-
Sonuç olarak Çorumlu
2000 dergisinin de 200 adedinin CD sini hazırladım.
Çoğaltılacak. Elimde yayımlanmak için sıra bekleyen
şiirle ve ömrüm el verdikçe kendi yazılarımı ve eşimin
yemeklerini yayımlamaya devam edeceğim.
-
Teknolojik özürlü
arkadaşlarımız e-posta, intermet ne bilmiyoruz dediler.
Birkaç kuruş verin internet kahveleri var orada yazdırın
dedim. Yazı yollayan olmadı.
-
ZATEN BANA KİM YAZI VER
DEDİĞİMİ İDDİA EDER İSE ANLINI KARIŞLIRIM!
-
Bu kadar uzun bir yazı
çıktı. Pek çok kişinin dediği gibi “aldatıldım” MI Hayır
ben görevimi yaptım. Sözümde durdum. Pişmen de değilim.
200 sayı dergi çıkartacak bir babayiğitte göremiyorum.
Bu benim her zaman söylediğim “YAPTIKLARIM
YAPACAKLARIMIN GARANTİSİDİR” diyorum!
-
Bana Allah C.C. yeter!
-
Bir hocanın dediği bibi
kandiline damlıyor mu?
-
EVET DAMLIYOR: Hazreti
Ali R.A. “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum”
demiş. Birkaç kişiye yazmalarını tavsiye ettim. Birkaç
kişi ise okudu, yazdı. Sayamayacağı kadar dergimi
ziyaret ederek bir şeyler öğrendiler.
-
Erer isek gelecek sayı
görüşmek üzere!
|
|
|
|
|
|
|
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Mahfi EĞİLMEZ |
Mahfi EĞİLMEZ
Hayat Hikayesine tıklayarak gidiniz! |
-
-
3500 YILLIK MEKTUPLAR VE HOBİ
Mısır firavunu II.Ramses'in
Hitit Kraliçesi Puduhepa'ya (Hitit kralı III. Hattuşili'nin karısı)
mektubundan: "Mısır Kralı, Büyük kral, Güneşin oğlu, Tanrı Amon'un
sevgilisi, ilk büyük kral, Mısır ülkesinin kralı Hatti ülkesinin büyük
kraliçesi kız kardeşim Puduhepa'ya der ki: Bak, Ramses, tanrı Amon'un
sevgilisi, Mısır ülkesinin büyük kralı, iyidir. Evlerim, oğullarım,
ordularım, atlarım, savaş arabalarım ve ülkemdeki her şey iyidir. Dilerim
ki, Hatti ülkesinin büyük kraliçesi, kız kardeşim, sen de iyisindir.
Atların, oğulların, savaş arabaların ve ülkendeki her şey iyidir. İşte
burada Ramses II kraliçe Puduhepa'ya 'Büyük Kraliçe' ve Kız kardeşim' diye
seslenmektedir. Bunun anlamı senin kızını bana vermen tanrılarca
onaylanmıştır ve kutsanmıştır. Ve sen onu kralın evine verdin. Ve o
Mısırlıların yöneticisi, kraliçesi olacak."
Mısır Kraliçesi Naptera'nın (II.Ramses'in karısı) Hitit Kraliçesi
Puduhepa'ya mektubundan: "Mısır ülkesinin büyük kraliçesi Naptera, Hatti
ülkesinin büyük kraliçesi Puduhepa'ya der ki: Ben, senin kız kardeşin
iyiyim. Dilerim senin ülken iyi olsun... Sana, kız kardeşim, seni kutlamak
için saf altından 12 sıralı ve 88 şekel ağırlığında bir kolye, renkli
ketenden yapılma bir kraliyet elbisesi ve 12 adet keten elbise yolluyorum."
Yaklaşık 3300 yıl öncesinden kalma iki mektuptan pasajlar sundum size. Kil
tabletlerdeki çivi yazılarından uzmanları tarafından okunmuş. Bu
mektuplardan sonra Kültür Bakanlığı web sitesinden bir alıntı sunuyorum
size: "Boğazköy'deki Hattuşaş, İlkçağ'da Hitit İmparatorluğu'nun
başkentiydi. M.Ö. XIXXVII. yüzyıllarda bir Hatti kenti olan Hattuşaş, M.Ö.
1700 civarında ilk Hitit Kralı Kuşşara tarafından ele geçirildi.
Yüzyıl sonra da I. Hattuşili tarafından Hitit devletinin başkenti yapıldı.
M.Ö. 1190'da Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra önemini yitirdi. Hattuşaş,
1987 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır." Kültür
Bakanlığı yetkililerinden rica ediyorum bu metindeki yanlışı düzeltsinler.
Kuşşara Hitit kralı değil Hititlerin Anadolu'daki bilinen ilk yerleşim
yerlerinin adıydı. Kültür Bakanlığı web sitesinde böylesine büyük bir yanlış
yer almamalı.
Ayhan Şahenk'in bir sözü var: "Yöneticinin ne olursa olsun bir de hobisi
olmalı."
Arkeolojiye ve Hititolojiye bir ömür vermiş olan profesör Muhibbe Darga ile
Emine Çaykara'nın yaptığı söyleşi 'Arkeolojinin Delikanlısı' adı altında
kitap olarak yayımlandı. Muhibbe hanım, söyleşinin bir yerinde, başlangıçta
Anitta'nın Laneti kitabını yazdığım için kızdığını fakat kitabı okuyunca
kızmaktan vazgeçtiğini söylüyor. Muhibbe hanım bana kızsın ya da kızmasın,
ben onun Puduhepa üzerine yazdığı makaleyi okuduktan sonra onu kendime
seçtiğim hocalar arasına koymuştum. Şimdi bu kitabı okuduktan sonra onu
kendime hoca olarak seçmekle ne kadar doğru bir iş yaptığımı anlıyorum.
Muhibbe hanım benim kendisini hoca olarak seçtiğimi bilmiyor. Bilse belki de
beni öğrenci olarak kabul etmezdi. Zaten hobinin en önemli üstünlüğü burada.
Siz kendi dalınızı ve kendi hocalarınızı kendiniz seçebiliyorsunuz. Kimseye
bir şey söylemenize, izin almanıza ya da sınava girmenize gerek yok.
'Arkeolojinin Delikanlısı'nda işini hobi gibi yapan bir insanın romanını
bulacak ve böyle insanların bu ülkeye nasıl katkı yaptığını göreceksiniz.
Not: Hahfi EĞİLMEZ'DEN Tabibimiz üzerine sitesinden alınarak dergimizde
yayınlanmıştır!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Selma GÜRSEL |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi |
YEŞİL FASULYE
1 Kilo yeşil fasulye
250 gram kuşbaşı
1 kaşık yağ
2 domates
1 baş kuru soğan
1 kaşık salça
İstenildiği tuz, biber
Fasulyenin
başlarından kırılarak kılçıkları temizlenir. Fasulyeler kırılır
ve bir leğende bol su ile yıkanarak su içinde bekletilir.
Bir tencereye bir
kaşık kullandığınız yağdan koyarak üzerine kuru soğan doğranır.
Kuş başı et ilave edilerek soğan ile karıştırılarak kuş başılar
hafif kızartılır. Karışıma salça ilave edilir. Bir kapta
bekletilen fasulye susuz olarak tencereye konularak karıştırılır
üzerine doğrana domatesler konulur tuzu ve biberi ekilerek
üzerine biraz sıcak su konarak tencere iyice karıştırılarak
yemeğin pişmesi beklenir.
|









































 |
|
03 |
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki
Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Hüseyin KALAFAT |
Hüseyin KALAFAT Hayat Hikayesi |
SENDEDİR ÇORUM
Altı bin senelik hazine sende
Nice medeniyet sendedir çorum
Bütün şehirlerden öndesin önde
Nice medeniyet sendedir ÇORUM
Asurlar,hititler,persler yaşamış
Azimler gayretler hırslar yaşamış
Çelikler erimiş örsler yaşamış
Nice medeniyet sendedir ÇORUM
Hüküm sürmüş firiklerin soyları
Akın akın gelmiş oğuz boyları
Tarih kültür kokar bütün köyleri
Nice medeniyet sendedir ÇORUM
Galatlar kimmerler medlerin yurdu
Bin bir zahmet ile çorumu kurdu
On üç medeniyet yaşadı durdu
Nice medeniyet sendedir ÇORUM
Nice boz kırlara nice herklere
Alpaslan kapıyı açtı türklere
Cumhuriyet gibi bak örneklere
Nice medeniyet sendedir ÇORUM
Azim gayret vardı yüce millette
KUL HÜSEYİN gurur duyar elbette
Bir çok devlet uyur iken gaflette
Nice medeniyet sendedir ÇORUM |
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
04 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Ayşe ÇOBAN |
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi |
- GÜZEL ÇORUM’UM «2»
- Aşıp gelin tepesini dağını,
- Seyir edin bahçesini bağını,
- Tarih kokan Hititlerin Çağını,
- Gönül gözleriyle görmek ne güzel.
- Adım adım gezin Çorum ilini,
- Bulursunuz erenini,pirini,
- Hıdırlık’ta evliyalar yerini,
- Ziyaretle selam vermek ne güzel.
- Gezip görün evlerinin önünü,
- Nergisini,sümbülünü,gülünü,
- İnsanlar sevgiyle sıkar elini,
- Bu mutlu dostluğa ermek ne güzel.
- Çayırlarda güreş tutar yiğitler,
- Ata’sından almış altın öğütler,
- Şairleri söyler içli beyitler,
- Bu soylu bahçeye girmek ne güzel.
- Tarlamıza arpa,buğday ekeriz,
- Bizler Çorumluyuz leblebi yeriz,
- Şivemizdir arada “heri” deriz,
- Ekini harmanda sürmek ne güzel.
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız
|
|
|
05 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Şükrü GÜLTEPE |
Şükrü GÜLTEPE Hayat Hikayesi
|
-
ÇORUMLUYUM DEMEK ONUR VERİCİ
Heri şivesini bölgemiz söyler
Leblebi,tuğlası illeri gezer
Hitit,Hattuşaş’ı ebedi yaşar
Çorumluyum demek onur verici
Esiyor rüzgarı Köse Dağından
Evliya,türbesi onun varından
Koyun Baba Köprüsü söyler derinden
Çorumluyum demek onur verici
Kandil çalında pınar çağlasın
Koyun,kuzu orda eğlesin
Gönül türküsünü yare söylesin
Çorumluyum demek onur verici
Güzel ilçesini methetsem azdır
İlkbahardan sonra gelen yazdır
Namelerde nota türküler sazdır
Çorumluyum demek onur verici
Saat kulesi de Paşadan kalmış
Orta Asya Oğuz boyundan gelmiş
Fatih Sultan Mehmet namını salmış
Çorumluyum demek onur verici
ŞÜKRÜ ilim,irfan tarihler yazsın
Seninle davamız mahşere kalsın
Divane gönlümü diyara salsın
Çorumluyum demek onur verici
21.11.2000
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
06 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
 |
Rıza HARDAL |
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi |
- GÖNÜL
- Yine havalandı uçtu
- Ulu dağa düştü gönül
- Denize mi, dağlara mı?
- Kime bakam şaştı gönül.
- Çorum Bursa’nın arası
- Yavrular bülbül yarası
- İkisi de ana yavrusu
- Hangisine düştü gönül.
- Durmadan akar çağlar
- İkisine ayıram paylar
- Deniz dağlara doğru ağlar
- Hangisine düştü gönül.
- Doğa derki benim anam
- Denizim der sana vermem
- Sevimin der parçalanmadan
- Ortalıkta şaştı gönül.
- Barış durmaz sazın çalar
- Aramızda sıra dağlar
- Tükenmiyor uzun yıllar
- Hat safhayı aştı gönül.
- RIZA diyor alamam ben
- Türkü sayam gönülden
- Sevimimi vermem ben
- Kimde kaldı şaştı gönül.
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! |
1 |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL
yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
1 |
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
201 SAYI 25 Kasım 2015 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız! |