YIL 17 SAYI 194 24-Nisan-2015 |
|
|
|
Hazýrlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazýþma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DÝKKAT ; BU BÝLGÝLER TELÝF ESERÝ OLUP YAZARI VE YAYINEVÝMDEN ÝZÝN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HÝKAYELERÝNE GÝTMEK ÝÇÝN TIKLAYARAK GÝDÝNÝZ! |
|
Aþaðýdaki dizinler ile týklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
|
|
|
|
BÝLGÝ PAYLAÞILDIKÇA KIYMETÝ ARTAR! |
|
01 | |
![]() |
|
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
![]() |
|
Mahfi EÐÝLMEZ | |
Mahfi EÐÝLMEZ Hayat Hikayesine týklayarak gidiniz! | |
Hititler, imparatorluk döneminde, devlet yönetimini doruða çýkarmýþlardý. Kral ile soylular meclisi Panku'nun iliþkileri, kale komutaný adýný taþýyan bugünkü vali ve belediye baþkanýnýn ortak yetkileriyle donatýlmýþ yöneticiye verilen yönetmelikler, komþu ülkelerle yaptýklarý antlaþmalar, o dönem için olaðanüstü düzenlemeler. Dönemine göre oluþan bu yüksek devlet düzeni, hukuk düzenini de oldukça üst düzeye taþýmýþ. Ýtalyan Hititolog Fiorella Ýmparati'nin 'Hitit Yasalarý' adlý kitabýný, Türkçe çevirisini yapan Profesör Erendiz Özbayoðlu bana hediye etti. Ýlk bakýþta müthiþ bir kitapla karþý karþýya olduðumu anladým. Hitit yasalarýnýn bir bölümünü baþka kaynaklardan inceleyebildiðim kadarýyla biliyordum, ama bu kadar derli toplu olarak bir arada bulamamýþtým. Hitit yasalarý, okudukça insaný þaþkýna çeviren metinler. Aþaðý yukarý 3 bin 500 yýl önce yazýlmýþ olan yasalarý okudukça gerçek bir hukuk devletiyle karþý karþýya olduðunuzu görüyorsunuz. Birkaç örnek vermekte yarar var: "Eðer genç bir kadýn, bir adama baðlanmýþsa ve adam onun için baþlýk ödemiþse ve sonra babasý ve annesi buna karþý çýkýp kýzlarýný adamdan ayýrýrsa, o zaman baþlýðýn iki katý tazminat verirler.""Eðer bir kimse bir temelden bazý taþlarý çalarsa iki taþ için on taþ versin." Saraya karþý iþlenen suçlar için oldukça aðýr cezalar öngörülmüþ: "Eðer bir kimse, sarayýn kapýsýndan bir bronz mýzraðý çalarsa, o ölsün." Mülkiyete yönelik suçlar için baþlangýçta öngörülen ölüm cezalarý zaman içinde tazminat biçiminde cezaya dönüþtürülmüþ: "Eðer bir tohum üzerine bir baþkasý tohum atarsa (baþkasýnýn tarlasýna tecavüz eylemi) bu kiþi saban üzerine koþulsun, iki koþum öküzü baðlansýn. Birinin yüzü bu tarafa öbürünün yüzü o tarafa çevrilsin adam ölsün, öküzler ölsün ve tarla eski sahibine verilsin." Bu hüküm zaman içinde deðiþmiþ ve þu biçimi almýþ: "... eskiden böyle yapýlýyordu. Ve þimdi bir koyun adam yerine, iki koyun da öküzlerin yerine konsun. (Suçu iþleyen) otuz ekmek, üç kap iyi cins bira versin. Tarla eski sahibine verilsin." "Eðer bir kimse bir erkek kölenin elini ya da ayaðýný kýrarsa ve eðer o topal kalýrsa, o zaman ona on þekel gümüþ versin, ama eðer topal kalmazsa, o zaman ona beþ þekel gümüþ versin." Köle haklarýnýn da korunduðunu bu maddeden anlýyoruz. Ne var ki bu koruma özgür insana göre sýnýrlýydý. Örneðin, maddedeki eylem özgür bir adama karþý yapýlýrsa cezasý, köleye verilen tazminatýn iki katýydý. Hitit yasalarýnýn bir özelliði de geliþmeleri izleyerek revize edilmesiydi. Bu deðiþikliði göstermek için eski cezaya da (eskiden) ifadesiyle yer veriliyordu: "Eðer biri, (baþkasýna ait) bir kovanda yaþayan arý topluluðunu çalarsa, eskiden 3 þekel ceza veriyordu, þimdi 5 þekel ceza versin." Burada geçen þekel, hem aðýrlýk ölçüsü, hem de para birimidir. Para birimi olarak kullanýlan 1 þekel, 8.4 gram aðýrlýðýnda gümüþ çubuk ya da halka biçimindeydi. Hititler, zaman içinde yasalarýný revize edip düzeltmiþler. Kýsas hukukundan tazminat hukukuna geçerken, ekonomik suça ekonomik cezayý öngörebilmiþler. 3 bin 500 yýl önce yapmýþlar bu düzenlemeleri. Not: Hahfi EÐÝLMEZ'DEN Tabibimiz üzerine sitesinden alýnarak dergimizde yayýnlanmýþtýr!
|
|
02 | |
![]() |
|
Mustafa Nevruz SINACI | |
Mustafa Nevruz SINACI Hayat Hikayesi | |
BÜYÜK AYIP VE AKP’NÝN YÜZKARASI Mart ayýnýn son Cuma’sý, bütün hüküm ve ilkeleri ile yürürlükte olmasý gereken ve bu ‘yürürlük’ þartýndan bilumum muhalefet partilerinin müteselsilen sorumlu ve yükümlü olduðu 1982 Anayasasýna büyük bir darbe vuruldu. Elektronik, yazýlý ve görsel medya’ya “Meclis'te son dakika” anonsu ile düþen habere göre: “Cumhurbaþkanýna da örtülü ödenek getirildi!..” Þüphesiz bu, vahim bir hukuk skandalýdýr. Hadisenin gazeteci, yazar - çizer takýmýnca algýlanýp, akýl-ahlâk, adalet ve hukuk baðlamýnda iþlenip, kamuoyunun aydýnlatýlabileceði 30 Mart Pazartesi günü, akla hayale gelmeyecek þeamette olaylar yaþandý. Van hariç olmak üzere bütün Türkiye’de elektrikler kesildi. Ýnternet bitti, iletiþim kapandý, çoðu cep ve ev telefonlarý stop etti, iþlemedi. Ýstanbul Çaðlayan Adalet Sarayýnda Savcý Mehmet Selim Kiraz, iki terörist tarafýndan rehin alýndý. Akabinde balyoz davasý beraatle sonuçlandý. 236 kiþi için “sanýklarýn yüklenen suçlarý iþledikleri sabit olmadýðýndan" serbest býrakýlmalarýna karar veren mahkeme; buna ilâveten “dijital delillerde sahtecilik iddiasýna iliþkin ‘suç duyurusunda’ bulunulmasýný” istedi. Ýþte günün ve hattâ son on yýlýn en önemli vakýasý bu idi. Esas bu nedenle iletiþim, ilân ve duyuru vasýtalarý maskelendi, karartýldý, perdelendi. Dolayýsýyla “örtülü ödenek” þaibesi de karambole getirilerek unutturulmak istendi. Hani þu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hesabý bir tek Þehit Baþvekil Adnan Menderes tarafýndan verilen; 1960 paçavrasý ile büsbütün örtülerek gizlenen (sözde Baþ Bakanlarýn iffet, namus ve faziletlerine emanet) saklý, þaibeli, haram ve menfur para! (Bu doðru bir taným. Zira vergi mükellefi, devletin ve yetim hakkýnýn sahibi halkýn; Bilgi, rýza ve muvafakati haricinde sarf edilen her kuruþ, harcayana haram, harcatana günah, suç, boynuna borç, vebal ve hesabýný mutlaka vermek zorunda olduðu hukuki, ahlâki ve vicdani bir mükellefiyettir.) Gerçekte belirli makam ve memuriyetler için iyi niyetle tahsis edilen örtülü tahsisatýn (tahsisat-ý mesture’nin) asýl amacý: “Sadece, makamla mükellef memurun maddi imkân ve ödeme gücünü aþan” aðýrlama yani temsil giderlerini temin-yerine göre ‘kimsesizlerin kimsesi sýfatýyla’ olaðanüstü maðduriyetleri karþýlamaya yöneliktir. Yalnýz Türkiye de deðil despotluk ve diktatörlükle malûl olmayan bütün medeni ülkelerde durum böyledir. Kaldý ki “özel temsil ve hatýra binaen yapýlan aðýrlamalar dýþýnda” bütün resmikabul masraflarý resmi ödenekler çerçevesinde yapýlýr. TC Anayasasý ve kanunun öngördüðü usul ve esas da budur. Hali hazýr yürürlükteki ‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24. maddesinde ‘örtülü ödenek’ Anayasa'nýn 104. maddesinde ise ayrýntýlý olarak Cumhurbaþkanýnýn görev ve yetkileri tanýmlanmýþtýr. Buna göre: 104. madde deðiþtirilmeden, ‘yasa’ ile Cumhurbaþkanýnýn yürütme yetkilerini geniþletmek mümkün deðildir. Dolayýsýyla uygulanmasý halinde, anayasa deðiþtirilmiþ gibi gözükecek olan bu yasa; Baþta Anayasa olmak üzere adalet, hukuk, gelenek ve ahlâka aykýrýdýr. Þu haliyle þaibe, hukuku dolanma ve apaçýk bir sahtekârlýk sayýlýr. Zira Anayasa ile sorumsuz Cumhurbaþkanýna verilmemiþ bir görev veya yetki yasa ile hiçbir þekil ve surette verilemez. Yürütme / icra organý, hak, yetki ve görevini Cumhurbaþkaný ile paylaþamaz!.. Kaldýn ki “Örtülü ödenek”, özellik arz eden, yüksek nitelikli güvenlik sahasý ve konularýnda harcanacak paradýr. “Kapalý istihbarat” ve “kapalý savunma” hizmetleri olarak tanýmlanan bu konular, devletin milli güvenliðini ilgilendirir. Hal bu ki; Yürütmeye ait olan “örtülü ödenek” kullanma yetkisinin Cumhurbaþkanýna verilmesi, fiilen, cebren ve hileyle “Baþkanlýk Sistemi”ne geçildiðini gösterir. Mevcut hukuk düzeni ve ceza mevzuatýna göre bu, aðýr bir Anayasayý ihlâl ve anayasal düzeni deðiþtirmeye teþebbüs suçudur. Þu hale nazaran mevcut Cumhurbaþkaný, Anayasa’da belirlenmiþ görev ve yetkilerinin dýþýna çýkamaz. Cumhurbaþkanýnýn görev ve yetkileri Anayasa ile belirlenmiþtir. Belirlenen yetkilerin tamamý açýk, net, kati surette gizliliði gerektirmeyen saydamlýkta olup; Zaten Cumhurbaþkanlýðý makamý ile örtülü, saklý, gizli-kapaklý iþler baðdaþmaz. Kaldý ki, bu görevler arasýnda “örtülü ödenek” kullanmayý gerektirecek bir yükümlülük bulunmamaktadýr. Böyle bir icabýn hâsýl olmasý halinde, gereðinin Baþbakanlýða sevki kabildir. GÝZLÝLÝK MELÂNETTÝR Ama bütün bu tuhaf, akýl-mantýk, hukuk ve ahlâk dýþý iþler, bizdeki (31’i seçime girme hakkýna sahip, toplam:100 küsur) iþbirlikçi-iþtirakçi-çýkarcý, onursuz ve sorumsuz muhalefetin uyurluktan gelmesi gaflet-dalalet ve hýyaneti sayesinde vuku bulur, olup biter. Usulen yapýlan bazý itirazlar dýþýnda senaryo ayný. Tasarý Anayasa Mahkemesinden dönmezse oyun sürer!.. ÖNERGE ÜÇ AYLIK BAKANDAN Muhtemelen tembihli, ýsmarlamalý veya emrivaki önerge, en olmayacak yerden; Seçim dönemi bakaný olarak atanan Sebahattin Öztürk’ten geldi. Torba kanunu’nun ‘örtülü ödenek’ maddesi deðiþtirilerek; Baþbakandan sonra Cumhurbaþkanýna da örtülü ödenek imkâný getiren tasarýya:, “Kapalý istihbarat ve kapalý savunma hizmetleri, devletin milli güvenliði ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarýnýn gerekleri, siyasi-sosyal, kültürel amaçlar, olaðanüstü hizmet ile ilgili devlet icaplarý için kullanýlmak üzere Cumhurbaþkanlýðý bütçesine de örtülü ödenek konulmasý” gerekçesi konuldu. (Anadolu tabiriyle, çalýnan minareye kýlýf hazýrlandý) PARLAMENTER SÝSTEM BEKLEME ODASINA ALINIYOR Samimiyet ve ciddiyet derecesi ancak Anayasa Mahkemesi itiraz sürecinde anlaþýlacak olan tek itiraz ve tepki; CHP Grup Baþkanvekili Akif Hamzaçebi den geldi. Akif Hamza Çebi, “Aslýnda önergenin ‘anayasaya aykýrýlýk’ nedeniyle iþleme konulmasýnýn mümkün olmadýðýný, ileri sürüp Cumhurbaþkanýnýn tarafsýzlýðýný anýmsatarak: “Anayasa gereði sorumsuz Cumhur Baþkanýna istihbarat hizmetleri, doðrudan yürütme, devletin gizli istihbarat faaliyeti ile ilgili görev vermek mümkün deðil. Önergeyle parlamenter sistem akamete uðrar. Bu anayasal bir darbedir. Örtülü ödenek, bugüne kadar Baþbakanlarýn namusuna emanet edilmiþtir. Sisteme göre oradan yapýlan tüm harcamalar Baþbakan, Maliye Bakaný ve ilgili tarafýndan imzalanan kararname esaslarýna göre yapýlýr; burada 3’lü bir sistem vardý. Þimdi hükümet önergesiyle bu sistem terk ediliyor; Bunun nereye harcanýp, kime verileceði konusunda C. Baþkaný kimseye hesap vermeyecek. Türkiye’de artýk gizli kapaklý operasyonlar bu düzenlemeden sonra Erdoðan’ýn talimatýyla çok daha rahat yapýlýyor olacak. Bu parlamenter sistem ve Baþbakan’a ihanettir.” DAVUTOÐLU’NUN HABERÝ VAR MI YOK MU? CHP Grup Baþkanvekili Engin Altay ise, “Davutoðlu’nun bundan haberi var mý yok mu? Olduðunu zannetmiyorum. Cumhurbaþkaný’nýn siyasi amacý olur mu? Cumhurbaþkaný kendisine verilen görevleri yapar; yasama, yürütme ve yargýyla ilgili. Sarayda býldýrcýn çiftliði kurabilir ama istihbarat timi kullanamaz. Madem o kadar emin, ‘400 verin’ diyor, beklesin iki ay sonra 400’ü alýp sistemi deðiþtirince yapsýn. Devletin kabuðunu, özünü deðiþtiriyorsunuz. Anayasayý ayaklarýnýzýn altýna alýp çiðnemeye çalýþýyorsunuz. Anayasa’nýn özünü ve ruhunu iðfal ettiniz” tepkisini verdi. MHP Grup Baþkanvekili Oktay Vural ise, “Önergeyle kendinizi inkâr ediyorsunuz. Bu hukuki deðil, fiili durumdur. Fiili durumlarla devlet yönetilmez. Millet Vekili yetkisini haiz olmayan, “geçici görevli/Hükümeti temsil etmeyen” biri önerge veremez. Yetkisiz temsil olur. Bu tamamen darbe anlayýþýyla getirilmiþtir” dedi. SEBEB-Ý HÝKMETÝ NE OLABÝLÝR? Eðer bu muvazaalý istemin muhteviyatýný analiz edecek olursak, akýl-mantýk ve hukuk dâhilinde bir sebep ve makul bir gerekçe bulmamýz mümkün deðil. Hükümeti by-pass ederek, sadece Cumhurbaþkanýnýn yürütebileceði ne gibi iþler olabilir? Örneðin, Suudi Arabistan'ýn bazý Arap ülkelerini yanýna alarak Yemen'e karþý baþlattýðý saldýrýyý hükümet desteklemez ve fakat Cumhurbaþkaný desteklerse ne olacak? Böyle bir durumda Cumhurbaþkanýnýn emrine tahsis edilen “örtülü ödenek”ten, taraflardan birine lojistik destek vermesini hangi güç önler, engeller veya denetleyebilir? Devlette, denetimsiz ve keyfi bir tahsisat niçin istenebilir?.. MÝLLETE KAYGI VEREN KUÞKULU ÖRNEKLER VAR!.. Cumhurbaþkanýnýn yönetim alaný, görev-yetki, sorumluluk sýnýrý ve tarafsýzlýðý ile asla baðdaþmayacak þekilde, her gün bir yerde, bir bahane ile Erdoðan'ýn halktan 400 parlamenter istemesi örneði önümüzde duruyor. Dahasý, mevcut Anayasa ve mevzuatta hükümetin görev, yetki ve sorumluluk alanýnda bulunan iþlere dahletmesi; Adeta AKP’nin yetkili baþkaný gibi, seçimlerin kaderine müessir fiil ve beyanlarda bulunmasý çok aykýrý, sakýncalý ve bu kertede örtülü ödenek talebinde bulunmasý çok tuhaf ve anlaþýlýr gibi deðildir. Hal böyle iken, vaki itirazlara cevap veren ve seçim konularýnda en yetkili kurul olan YSK, “Cumhurbaþkanýnýn icraatlarýný denetleme, karar verme yetkimiz yok” diyor! Erdoðan'ýn “Yeni Türkiye” veya “TC gidecek AÞ gelecek” dediði baþýbozuk bir devlet olursa, Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Yemen gibi Müslüman ülkelerin baþý beladan kurtulamayacak demektir!.. ENDÝÞELER VE ÞÜPHELER Dýþ politikada kalýcý barýþ, istikrar, itibar ve “komþularla sýfýr sorun” öngören sözde Adalet (?) ve Kalkýnma (!) partisi.; Baþta Ýsrail, Filistin/Gazze, Kuzey Irak, Suriye ve özellikle de Libya olmak üzere ABD ve batý lânetlileri tarafýndan yaratýlan krizlerde baþarýlý bir politika izleyememiþ, Türk ve Ýslâm âleminin aleyhine siyaset üretememiþ ve uygulama yapamamýþtýr. Bakýnýz, Merkezi Londra'da bulunan Kürt Araþtýrmalar Merkezi'nde konuþan Ýngiliz Dr David L. Philips, 25 yýldýr Kürtler üzerinde çalýþtýðýný söyleyerek: “Ýlk kez, IÞÝD örgütü sayesinde Kürdistan'ýn dört parçasý bir araya gelebilirdi” diyerek, oynanan oyuna ve düzene iliþkin korkunç gerçeði aðzýndan kaçýrýverdi... Þimdi, ABD ve vahþi batý destekli Kuzey Irak üssünü kullanan terör ve tedhiþ örgütleri ile iktidar partisinin aleni iþtirak ve iþbirliðine bakarak, IÞÝD konusunda dünya basýnýnda yer alan iddialarý göz önüne almak gerekir. Esasýnda, ülkemizde yaþayan muhtelif etnik kök, din ve ana dil mensuplarýný bireysel baðlamda (varsa) ele alýnýp sorunlarýnýn çözüme kavuþturmasý gereken çözüm süreci siyaseti mide bulandýrmakta ve bu sürecin mimarý olarak da Tayip gösterilmektedir. Bütün bu güven sarsan olaylara nazaran denilebilir ki, IÞÝD Kürdistan'ý kurmak için el altýndan örgütlenmiþ El Kaide gibi bir örgüttür. Dolayýsýyla ülkemiz, devletimiz ve milletimizin selâmeti için halktan hiçbir þeyin gizlenmemesi, her türlü siyasetin açýk, net, þeffaf ve mertçe yapýlmak zorundadýr. ÝTÝRAF VE ÝLÂN EDÝLEN SUÇLAR Hükümet Sözcüsü Bülent Arýnç; ”Gökçek seçimlerde oy isterken bu yapýnýn (Cemaat) kucaðýnda oturmuþtur. Bu yapýya Ankara'yý parsel parsel satmýþ, yurt yerleri vermiþtir. Zengin iþ adamlarýna okullar, imar planlarýnda deðiþiklik yaptýrmýþtýr.” diyerek Ý Melih Gökçek'in suç iþlediðini itiraf etmiþ ve onu yetkili makamlara bildirmeyerek de kayýrmýþtýr. Arýnç'ýn bu ilân, beyan ve itirafýna raðmen harekete geçmeyen makamlar görevlerini ihmal ve kötüye kullanma suçunu iþlemektedir. Buna raðmen, hepsi kaygýlý, kuþkulu ve þaibeli vakýalarýn, fiil ve faillerin üstüne gidilememekte ve devlette çok büyük sýkýntýlarýn yaþandýðý þüphesi yayýlmaktadýr.Ama ne var ki, mevcutta veya ufukta hesap sorabilecek medeni cesareti haiz, iktidara talip ve milli davalarý takibe ehil, “namuslu, dürüst ve demokrat” bir parti gözükmemektedir! Bütün bu sorular, kaygýlar, þaibeli giriþim ve sorunlar bir yana; Gerçekte 31 Mart 2015 günlü “gizemli” elektrik kesintisi, ayný gün vaki Adliye baskýný ile menfur baskýnda illâ öne çýkan yada çýkartýlan baro yöneticileri ile en uzun günün “kamufle edilen büyük olayý” balyoz davasýnýn hitamý! Bu toz-duman, gizem ve kargaþadan, en küçüðünden en büyüðü olan CHP ve MHP’ye kadar bütün muhalefet partileri, memur ve sahipleri sorumludur. Yetkisiz birinin önergesi ile torbaya giren “örtülü ödenek” yasasýndan da.. NETÝCE OLARAK: CHP ve MHP bu hukuk dýþý, dayatma ve ýsmarlama ‘Cumhurbaþkanýna örtülü ödenek’ yasasýný Anayasa Mahkemesine götürüp, var güçleriyle arkasýnda durarak iptal ettiremezlerse, halkýn önüne çýkmasýnlar, seçime de girmesinler. Veya: Bu istemin hakiki/samimi taraftarlarý, usul, ahlâk, adalet ve hukuka uygun olarak ya Anayasa deðiþikliði yapsýnlar ya da, 7 Haziran seçimlerini müteakip, muktedir olmalarý halinde yeni Anayasa ile (bu defa) Devlet Baþkanýna ait görev, yetki ve sorumluluklarýn tadat ederken “örtülü ödenek” hususunu tertip etsinler! Þimdilik, “Anayasa Mahkemesi bakalým ne yapacak?” Takip edin lütfen! |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
03 | |
![]() |
|
Selma GÜRSEL | |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
KIRMIZI MERCÝMEK ÇORBASI | |
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
04 | |
![]() |
|
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
DESENLER |
|
ÞÝDDETE HAYIR!
UMUT |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
05 | |
![]() |
|
Yaþar KILIÇ | |
Yaþar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
06 | |
![]() |
|
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz |
|
07 | |
![]() |
|
Mehmet KARADAÐ | |
Mehmet KARADAÐ Hayat Hikayesi | |
|
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HÝKAYELERÝNE GÝTMEK ÝÇÝN TIKLAYARAK GÝDÝNÝZ! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DÝKKAT ; BU BÝLGÝLER TELÝF ESERÝ OLUP YAZARI VE YAYINEVÝMDEN ÝZÝN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTÝSÝ ALTINDADIR! | |
1 |
|
Hazýrlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazýþma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kiþilik Haklarýna saygýlý olmayý amaç edinmiþtir. | |
1 |
|
Gizlilik þartlarý ve Telif Hakký © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adýna tüm haklarý saklýdýr. M.S.G. ÇORUM | |
BÝLGÝ PAYLAÞILDIKÇA KIYMETÝ ARTAR! |
|