YIL 16 SAYI 184 25-Haziran-2014 |
|
|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
01 | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
RAMAZAN VE BİZLER
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
Mahfi EĞİLMEZ | |
Mahfi EĞİLMEZ Hayat Hikayesine tıklayarak gidiniz! | |
Perşembe günü yazdığım 'Paramı Nereye Yatırmalıyım?' yazısından sonra biraz tarih araştırması yaptım ve Hititlerin parasını nereye yatırdığını araştırdım.
O dönemde bugünkü anlamda para olmasa da mal cinsinden gelir ve servet
olduğu kesin. Kalay, Anadolu'da o dönemde bulunan bir metal değil. Ama çok önemli. Çünkü devir bronz (tunç) devri. Kama, kılıç, mızrak gibi silahlar ile balta, orak gibi araçlar hep bronzdan yapılıyor. Ve bronz yapmak için bakır ile kalayın belirli oranda birleştirilmesi gerekiyor. Bakır Hititlerin egemenliği altındaki topraklarda olmakla birlikte kalayın daha çok Mezopotamya'daki krallıklardan ya da Hititlerin egemenliği altındaki yerlerden geldiği anlaşılıyor. Dolayısıyla kalayı bir çeşit döviz gibi kabul etmek mümkün. Tahıl, biriktirilmesi kolay olmayan bir madde. Çabuk bozulabiliyor. Buna karşılık o da tıpkı altın ve gümüş gibi parisu adıyla anılan ve 40 kilo dolayında olduğu tahmin edilen bir ölçüyle alınıp satılıyor, ya da değişime konu olabiliyordu. Tahıl denince en yaygın olanının buğday olduğu yine Hitit tabletlerinden anlaşılıyor. Hititler tahılları toprağa kazılmış yatay silolarda saklıyorlardı. Üzerini kumla örtüyorlar ve böylelikle hava almasını önleyerek bozulmasını engelliyorlardı. Tahıl birikiminin daha çok kamusal bir iş olduğu, evlerde biriktirilen tahılın geçimlik miktarda olduğu anlaşılıyor. Buna karşın fazla tahılı olanların bunları da mal değişiminde kullandığı açık. Bu saydığım birikim araçlarından hangisinin yaygın olduğu ya da hangi ağırlıklarda olduğunu söyleyecek kadar bilgimiz yok ne yazık ki. Hititlerde mal fiyatları yasalarla belirlendiği için ilk bakışta hangisini birikim aracı olarak alsanız aynı saklama değerini elde eder gibi görünüyorsunuz. Buna karşılık savaş hallerinde kalayın, kıtlık hallerinde ise tahılın değerinin birdenbire arttığını ve yasalarda ne yazarsa yazsın bu malların karaborsaya düştüğünü tahmin etmek mümkün. Bu durumda akıllı ve imkânı olan bir Hititlinin bu saydığım malların tümünü kapsayacak bir sepet yapması en doğru yol olurdu sanırım. (Not: Perşembe günkü yorumlarıyla beni 2001 Şubat krizini öngörememekle suçlayan bazı okurlarıma www.mahfiegilmez.nom.tr sitesinde 2001 Şubat'ının ilk haftasından beri duran 'Kasım 2001 Krizi Üzerine' adlı yazımı okumalarını öneririm.)
|
|
02 | |
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
SAAT KULESİ Mİ? PİRİNÇ PAZARI MI? Pek çok şehirde ismi şehir ile özdeşleşmiş semtler
vardır. Gelişen teknoloji ile ismi ile anılan semt ve meydanlarda söz
konusu değişime rağmen eski isimleri ile anılırlar.
Örnek
vermek gerekirse bu gün Eskişehir Odun pazarı semtinde artık odun
satılmamaktadır. Söz konusu semtte 1960 lı yıllara kadar odun satışı
yapıldığı için semtin adı Odunpazarı olarak konulmuştur. Bu gün ise
Eskişehir odun pazarında ne odun vardır ne de pazarı. Eskişehir odun pazarı
artık Eskişehir’in en gösterişli ve en güzel semtlerinden birisidir. Bir
başka örnek vermek gerekirse Ankara at pazarında at falan satılmamaktadır.
Ancak bütün Anadolu Ankara kalesinin etrafında bulunan bu semti at
pazarı olarak bilmekte ve anmaktadır. Belki bir zamanlar orada at vb.
hayvan pazarı kurulmuştur. Ancak bu gün at pazarı olarak bilinen bölge sit
alanı olarak ilan edilmiş ve Ankara’nın tarihi dokusuna bağlı kalarak
oradaki pek çok ev ve konak koruma altına alınarak restore edilmeye
başlanılmıştır. Bütün bu gelişmeye rağmen oranın adı artık At pazarı’dır.
Aradan yüzyıllar geçse de yine semtin adı at pazarı olarak kalacaktır.
Çünkü kentin tarihi dokusuna olan saygı semtin adının at pazarı olarak daim
olmasını gerekli kılmaktadır. Eskişenir’de ki Odunpazarı örneği de aynen bu
şekilde daim olmuştur. Bizdeki örneğine gelince; Benim çocukluğumdan bu yana
Osmancık belediyesinin hemen karşısında bulunan şehir meydanı Pirinç pazarı
olarak adlandırılmakta ve bilinmektedir. Osmancık’lı olupta yaşı kırkın
üzerinde olanlar bu meydanın Pirinç pazarı olduğunu bilirler.
Zamanında orada pirinç diyarı olan Osmancık’ın pirinçleri pazarlanmıştır.
Ancak bu gün için gelişen ticaret anlayışı ve teknoloji pirincin böyle bir
meydanda pazarlanmasını gerektirmemektedir. Dolayısı ile bu meydanda pirinç
pazarı kurulmamaktadır. Ancak kentin tarihi dokusuna saygı bu meydanın
pirinç pazarı olarak adlandırılmasını gerektirmektedir. Aynen At pazarı ve
Odun pazarı örneklerinde olduğu gibi. Yaklaşık yirmi yıl öncesinde bu meydana gereksiz bir
şekilde bir saat kulesi yapılmış ve ondan sonra olan olmuştur. Dilerseniz
saat kulesi olayını biraz irdeleyelim. Saat kuleleri bundan yüz yüzeli yıl
öncesinde saat ve makine teknolojisinin henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde
şehrin meydanlarına yüksekçe kuleler üzerine yapılan saatler ile
oluşmuştur. Çünkü o yılların saatin pahalı olduğu ve herkeste bulunmadığı
göz önüne alındığında böylesine kuleler inşa etmek anlamlı ve gerekli bir
yatırım olarak görülmekteydi. Aradan geçen yıllar itibarı ile de bu kuleler
doğal olarak tarihi eser niteliği kazanmış ve şehir ile de özdeşleşmiştir.
Bun a göre 1980 li yıllarda yani hemen herkesin kolunda bir saatin
olduğu dönemlerde Osmancık’ta bir saat kulesi inşa etmek son derece
anlamsız bir yatırım olmuştur. Zaten bu gün itibarı ile oradaki saatin kaç olduğu veya
çalışıp çalışmadığı Osmancık’ta hemen hiç kimseyi ilgilendirmemektedir. Bu
kulenin etrafındaki çiçeklerin zamanla belediye tarafından bakımı
yapılmakta ve sulanmaktadır. Birde bölge saat kulesi meydanı olarak
anılmaktadır ki işte kanaatimce en sakıncalı durumda burada ortaya
çıkmaktadır.
Evet Osmancık saat kulesi
kentin tarihi dokusuna ve değerlerine zarar vermektedir ve maalesef artık
Pirinç pazarı saat kulesi olarak anılmaktadır. Dolayısı ile hiçbir
tarihi özelliği olmayan gereksiz bir saat kulesi. Osmancık belediye meclisi ivedi olarak toplanıp bir
karar almalı bu kararla meydanın adı “Pirinç Pazarı” olarak
tescillenmeli meydana pirinç harflerle “Pirinç Pazarı”ifadesi
yazılarak asılmalı ve bu gereksiz saat kulesi derhal yıkılmalıdır. Bu
kentin geçmişine sahip çıkmak adına tarihi bir sorumluluk ve bu belediye
meclisi için de Osmancık tarihine sahip çıkmak adına tarihi bir fırsattır.
Ayrıca bölgede saat kulesi olarak adlandırılan işyerlerinin de adları
değiştirilmeli bu durum ilgili esnaflara tebliğ edilmelidir.
Peki saat kulesi yıkılınca
orada ne olmalı sorusuna gelince; Dilerseniz bu önerimizi de ilgili
sözlerimizi de bir başka yazımızda harmanlayalım |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
|
|
03 | |
Mustafa TURAN | |
Mustafa TURAN Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
04 | |
Mustafa Nevruz SINACI | |
Mustafa Nevruz SINACI Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
05 | |
Selma GÜRSEL | |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
06 | |
Sevim HARDAL | |
Sevim HARDAL Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
07 | |
Mehmet KARADAĞ | |
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi | |
ALDATIR GARİP KÖYLÜYÜ |
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
08 | |
Şükrü GÜLTEPE | |
Şükrü GÜLTEPE Hayat Hikayesi | |
|
|
Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız |
|
10 | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
|
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! | |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! | |
1 |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |
1 |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|