|
YIL
10 SAYI 114 25 Ağustos 2008 |
-
-
ÇORUM ASFALT ŞANTİYESİ
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye
olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
-
Mahmut Selim GÜRSEL YER ALTINDA BİR DÜKKAN
-
Mahmut Selim GÜRSEL ÇALIŞTIĞINIZ YERDE MSN KULLANIRKEN DİKKAT
EDİNİZ
-
Salim SAVCI BİZİM ÜLKEDE MASALA NASIL BAŞLANIR
-
Müslüm
TUNABOYLU TEKNOLOJİYE NEDEN AYAK UYDURAMIYORUZ
-
Mustafa Nevruz SINACI AÇILIMLAR VE AÇMAZLAR
-
Atilla ALPAY SİGARA NASIL BIRAKILIR
-
Selma GÜRSEL TÜRLÜ
-
Halil KAYMAK BAŞA GİT NİYE GÜLMEZSİN SEVGİLİM
-
Hıfzı ÖZBEKMEZ CAN DOSTUMA
-
Erman YILDIRIM CİNAYET ZANLISININ İTİRAFLARI
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
-
YER ALTINDA BİR DÜKKAN
- Belediyelerin işi gücü vatandaşın malında mülküne
katma değer katmak için uğraş vermekte :-) .
-
Yeni yerleşim yerlerinin imarı ile
uğraşacaklarına birkaç kişinin çıkarı için, onlarca kişinin çıkarını
hiçe saymaları bu dünyada bile Allah C.C. hoş göreceği bir davranış
değildir.
- Neden böyle yapmak istenmekte onu da bilmek istersek
onlara sormamız gerekir.
- Arif Bey de bir zamanlar aynı düşleri görünür yapmaya
çalışmıştı.
- Dergimizde yayınlanan yazılar ve diğer itirazları da
düşünerek bu icraattan vaz geçilmişti.
- Gelelim başlığı açmaya:
- 1- Yer Altı Çarşısının yapılacağı yerin kotu Çorum’un
kanalizasyonunun kotunun çookkk altında olması burada yapılacak
dükkanların sahipleri atık sularının nasıl tahliye edileceğini
inceleyelim:.
- a) Dükkân sahipleri kova kova yukarıya taşırlar
- b) Bir kat daha aşağıya biriktirme havuzu yapılır,
- c) Fosseptik çukurlarında biriktiririz
- d) Nasıl olsa Çorum selden gidecek der akıbetlerini
beklerler?
- e) Arasözle taşıtırlar
- f) Elektrik motoru ile tahliye ederler
- 2- Yel Altı Çarşısının dükkân sahipleri nasıl
aydınlatacaklar?
- a) Kandil yakarlar
- b) Mum ile aydınlatırlar
- e) Elektrik yakarlar
- 3- Yer Altı Çarşısı dükkân sahipleri nasıl
havalandırma yapacaklar?
- a)Yelpaze ile
- b) birbirlerine üfürerek
- c) Klima ile
- 4- Yer Altı Çarşısını kimler kiralayacaklar?
-
a) Çok para verenler
-
b) Kendimiz oturacaksınız
- c) Sosyete Pazarı esnafına veririz
-
d) Uzaylılara kiraya vereceğiz.
- 5- Yer Altı Çarşısının dükkân sahiplerin üstü ne
olacak
- a) Beton olacak
- b) Asfalt olacak
- c) Miting alanı olacak
- d) Sana ne ne olursa olsun.
- Bu soruları daha da mizahi yönden çoğaltabilirim. Bu
işi cıvıtmaktan başka bir şeye yaramaz.
- Demek istediğimiz; böyle bir işlemi yapsanız bile.
Buranın aydınlaması, pis sularının tahliyesi, Temizlik giderlerinin
dükkân sahiplerince karşılanması, Burayı koruyacak koruma
görevlilerinin hizmet ücretlerinin verilmesi hem dükkan sahiplerini
epey külfete sokacak. Bu külfet ise tüketici durumundaki Çorumlulara
epey pahalıya yansıyacak.
- Buraya harcanacak para ile Melik Gazi tepesi İle
Kandilkaya arasında genişçe bir köprü yaparak üzerine dükkânlar
yaparsınız.
- Şunu da söylemede satırlarıma son vermek istemiyorum.
- Bir yıldır Çorum’a kurulan ve kadınlarımızın adeta
alış için tiryaki olduklar “Sosyete Pazarı” esnafına bu dükkânları
kiralarsınız. Böylece yukarıda bahsettiğim maliyetleri karşılamak için
sattıkları mala bindirecekleri için fiyatları normal esnafın sattığı
fiyatları da geçerek esnaf da rahatlamış olur.
-
- Çorum’un Otantik Çöplük Çarşısı Yok Ediliyor
-
http://copluk.buadresim.com
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
- ÇALIŞTIĞINIZ YERDE MSN KULLANIRKEN DİKKAT EDİNİZ!
-
Firmanızı ben bilemem. fakat bazı çalışılan
yerlerde masanızda bulunan ve işiniz icabı kullanmanız gereken Internet’te
buluna ve sizin iletişim için şahsınızın kullandığı MSN (mesajlaşma
yazılımları sağlayan) iş için kullanmak mecburi ancak işyerlerinde bu
servislerin ve bazı sitelerin neden bloklandığını anlamak zor değil:
İşverenler mesai saatleri içerisinde işlerine odaklanmasını ve işlerini
yapmasını istiyor. Bazı firmalar bunu kendi filtreleme yöntemleri ile çözmeye
çalışsa da elbette iş yerlerinde bilgisayarı kişisel işler için
kullanılmasının önüne geçmek zor.
-
Normalde de düşünülürse personelin işleri
aksattığı, MSN yazışmalarına cevap vermeleri ve bu sıralar adeta bir mantar
gibi biten kişisel “blog” hazırlama ve bazı siteleri inceleme alışkanlığı
insanları esiri almaş gözükmekte. Yalnız burada dikkat edilecek olan işverenin
size ve firmanızın bilgilerini blog sahiplerine verdiğinizi de iki kere
düşünmenizin gerekliliğini bilmelisiniz.
-
Mesai saatlerinde iş yapamaz hale gelmenin
yanında bilgisayarı kişisel amaçlar için kullanmanın daha tehlikeli yanları da
var: İş ile ilgili bilgileri tehlikeye atmak gibi:
- "Çalıştığım yerde hızlı bir Internet var, filan siteden şu programı çekip
evde kurayım" diyerek indirdiğiniz dosyanın virüslü olması ihtimalinin çok
yüksek olduğu ve sizin bu indirdiğiniz dosya ile çalıştığınız yerdeki sistemin
tüm hayati Excel, Word dosyalarının kullanılmaz hale getirdiğinizi düşünün?
-
Ya da; Yüklediğiniz, yazılımın içinde Truva
atının yani casus yazılım bularak iş yerindeki bilgisayar bulaşması sonucu iş
yerinin çevrimiçi banka şifreleri o program ile ele geçtiğinde ne olur?
-
Veyahut da, sizin kişisel mailinize gelen bir
e-postayı açıp sisteme "arka kapı" yerleştiren bir yazılımı yanlışlıkla
çalıştırıp sistem güvenliğini tehlikeye attığınızı da düşünün?
-
İşinizden olma; atılma haricinde ayrıca
başınız çeşitli maddi ve cezai belaya girebilir.
- Siz siz olun; başkasının bilgisayarında bilhassa çalıştığınız iş yerinde
yapacağınız yukarıdaki bahsi geçen ufacık bir hata bütün kariyerinizi, iş
geleceğinizi ne hale getirebilir?
- Esas konu şu: İş yerinde bilgisayarı kişisel işler için kullanırsanız,
tazminatsız işten atılabilirsiniz.
-
Aşağıdaki karar da size bir ihtar olarak
sunmama kızmayınız.
-
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 5.2.2007 Tarih
ve E.2006/30107, K.2007/2011 sayılı kararı şöyle:
-
4857 sayılı İş Kanunu'na göre de bu işten
tazminatsız atılmak için geçerli bir sebep olarak kabul ediliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
03 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki
Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Salım SAVCI |
Salim SAVCI Hayat Hikayesi
|
-
BİZİM ÜLKEDE
MASALA NASIL BAŞLANIR?
-
21 ders, yardımcı
ders, kaynak kitabından sonra, (47) yaşımdan sonra (24) adet öyküler,
fıkralar, söyleşiler, denemeler yazmıştım.
-
2006 yılından itibaren de, okul öncesi
çocukların başucu kitapları olan masal yazdım. Adını da:
-
Bana bir masal
anlatır mısınız? Koydum.
-
Kitapta: 232 masal vardır. Kitap 420
sayfadır. Birinci hamura basılmıştır. Mukavva kaplı renkli bir kapağa
sahiptir.
-
-
Bu kitabımı
okuyanlardan, beni görmeye gelenler var. Çoğunun sorduğu şey: Bizim
ülkede masal giriş bölümüdür. Şimdi onlara aşağıda açıklayacağım iki
örneğin fotokopisini veriyorum. Kız, erkek olan bu çocuklardan:
-
-Çok teşekkür
ederim! Sözünü istiyorum. Dünyalar benim oluyor.
-
Bu arada sevgili hemşerim Muzaffer
Gündoğan’dan masal yazmasını, denemesini bekliyorum. Çünkü öykü okuyan
azalıyor? Masal arayan çok. Onlar okumasalar da masalları okutmasını
biliyorlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
04 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Müslüm TUNABOYLU |
Müslüm TUNABOYLU Hayat Hikayesi
|
- TEKNOLOJİYE NEDEN AYAK UYDURAMIYORUZ?
-
Günümüzün kuşağı her nedense gelişen
teknolojiye rağmen bürokrasiden vatandaşı kurtaramıyor yada kurtarmak
istemiyor.Bu sorumuza bürokrasinin her kademesinde görev alanlar yanıt
verebilirler.Belki ufak gibi gözükse de banim.yaşımdakiler için büyük bir
sorundur.
-
Hemen her konutta sabit başta olmak üzere
çoğunlukla cep telefonu bulunmaktadır.Cep telefonlar için düşünmüyorum amma
sabit telefonlara değinmeden edemeyeceğim.
-
Hemen her ay muntazam elimize ulaşan sabit
telefon faturaları şimdi bizi terk ettiler.Biz ,yani sabit telefon aboneleri
bundan böyle sabit telefon faturasından mahrum bırakıldık.Hani eskilerin bir
deyimi hemen buracıkta aklıma geldi.Nedir diye belki merak edersiniz.”İPİN UCU
KİMİN ELİNDE İSE” deyimi çok geniş bir açılımı gerektirir.Ben açılım için
okurlarımı kendi düşünleri ile baş başa bırakmayı yeğliyorum.
-
Abone olurken yani bir sabit telefona
kavuşurken 39 yıl önce PTT ile bir sözleşme yaparak sözleşmenin altına bir
imza attık.Tabi bu sözleşme şimdi kurumun elinde olmalı,eğer yok ise kurum
kendine göre yorumladığı bir sözleşmeyi imzalaması için abonmanına imzalatması
gerekmez mi.Hani eskiler yazılı sözleşmeleri değerlendirirken “SÖZÜM SENET
EFENDİ” deyimini kullanırlardı.Belki o dönemde böyle bir deyim etkili yada
tepkili olabiliyordu amma günümüzde geçmişte ki uygulamalara bir sünger
çekildiğine tanık oluyoruz.Aklımda kaldığına göre sözleşmede kiminle yada nere
ile görüşme yaptığım,görüşmenin kaç dakika yada saniye sürdüğünü belirten
açıklamalar vardı.Bunların tümü yok olmuş,sözleşmelerde sorumluluk yalnızca
abonmana yüklenmiş,kurumun sorumluluğu ortadan kaldırılmış.İşte onun için
diyorum ki :İpi ve teli elinde bulunduran kişi yada kuruluş istediği gibi
abonmanından yazılı bir belge almadan onun haklarını eylemi ile ortadan
kaldırabilir mi?Kurum bu yetkiyi nereden ve nasıl alabiliyor diye bir soru
yöneltmek gerekiyor.Hani biz bir hukuk devleti idik.Kişinin hukuku nerede
kaldı.Aklımıza geldiği gibi işlem yapmaya başlarsak yolculuğu birlikte ne
kadar sürdürebiliriz.?
-
Koyu biraz dağıtmaya başladık,ininizle tekrar
başa dönmek istiyorum.Eski adı ile PTT’nin dağıtım bölümünde çalışan bir
görevli zarfı bana uzatırken,hocam kapı numaranı değiştir,yoksa zarflar yada
yazılar eline zamanında gelmez mağdur olursun dedi.Görevlinin uyarısına uyarak
ilgili kuruma giderek ilgi memura kapı numaram değişti,onu düzeltmek için sizi
rahatsız ediyorum dedim.Görevli kişi bana senin söylemenle kapı numarasını
düzeltemeyiz.Düzeltmemiz için sizin BELEDİYE DEN kapı numaralarının
değiştirildiğini gösteren bir belgeyi bize ulaştırman gerekiyor dedi. Bakın
bana bu yaşta ne gibi görevler yükleniyor.38 yıl bana ikamet görevi yapan
konutumun numarası bulunduğum sokakta bir arsanın hala arsa olarak kalması ve
buraya bir numara vermek için bulunduğum sokaktaki tüm kapı numaraları
değişti. Bu konutlarda oturan yurttaşlar hemen her gün aynı sorunu
yaşıyorlar.Bir gurup görevli konutlara yeni numara verirken kendilerine çok
sayıda yurttaşın mağdur olacağını,halbuki halen arsa olan yere bir BİLA NO
verilmesiyle sorunun çözümleneceğini 38 yıllık haberleşmeye yeniden başlamanın
zor olacağını anlattım ancak verilen emri yerine getirdiklerini
söylediler.Bence yapacak bir eylem kalmamıştı
- Saygı değer okurlarım,
-
Açılım yaptığımız iki konu kişisel gibi
görünse de aslında toplumsal bir konudur..
-
Yetkililer, bürokrasiyi azalttıklarını iddia ederken görevliler yapılan
açıklamaları ya duymazdan geliyorlar, yada vatandaşa biraz asfaltta yürü
diyorlar. Ben kısaca böyle bir yorum yapabiliyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
05 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mustafa Nevruz SINACI |
Mustafa Nevruz SINACI Hayat Hikayesi
|
- AÇILIMLAR VE AÇMAZLAR
-
Her ne kadar hükümet, ‘Akan kanlar dursun;
Analar ağlamasın’ gerekçesiyle cürmünü cemaate mâl-etmeye; ‘milli birlik ve
kardeşlik’ yalanı ile de, suç teşkil eden eylemini devlet politikası
göstermeye çalışıyorsa da nafile. Çünkü olay bir komplo, baskı ve dayatma
eseri.
-
Bakınız!..Yunan Savunma Bakanlığı’na yakınlığı
ile bilinen, Amina&Asfalia dergisi yazarı ve strateji uzmanı Dimitris Patsules,
Derginin 2009 yılı Temmuz sayısında; “ABD’nin, PKK’yı baskı aracı olarak
kullandığını ve tamamıyla yok etmeyeceğini, Güneydoğu Anadolu bölgesinin uzun
vadede, ABD ve İsrail’in desteğiyle oluşturulacak ‘Büyük Kürdistan’a dâhil
edilmesinin planlandığı”nı yazıyor.Makale şöyle:
-
“ABD askerinin 2010’da Irak'tan çıkması ve
bölgede istikrar sağlanması çerçevesinde, PKK ile TC hükümeti müzakereye
başlama kararına yöneldi. Şimdiye kadar PKK'ya katlanan ve onu Türkiye'ye
karşı baskı unsuru ve sorun aracı olarak kullanan Washington,
Afganistan-Pakistan cephesinde ihtiyaçların artmasıyla ABD ordusunun Irak'ta
kalamayacağını anladı ve 2007’de politika değiştirerek Ankara ile PKK 'nın
tehdit unsuru olarak kalmaması konusunda bir anlaşma yaptı. Karşılığında
İsrail'den sonra Amerika'nın Orta Doğu'daki en sadık müttefiki olarak K.
Irak'taki Kürt hükümetini tanımasını ve Irak'ın istikrarına yardımcı olmasını
istedi.
-
Sonuçta, Bağdat ve Kuzey Irak Kürt hükümeti,
PKK'ya cephe aldı. Örgüt kaçış yolu, eğitim-ikmal ve yeniden organize için üs
olarak kullanacağı güvenli bir yer kalmadığı için Türkiye'nin güneydoğusunda
eylemlerini sürdüremeyecek. PKK şimdi zor durumda. Çünkü ABD Irak'a istikrar
kazandırmak istiyor. Kürtler ise var olan ‘devletlerini’ koruma peşinde...
- Amerika ve İsrail, Orta Doğu'da ‘Büyük Kürdistan’ın kurulmasını öngörmekte
ve 12 milyon Kürt'ün yaşadığı Türkiye’nin G. Doğusunun bu devlete dâhil
edilmesini istemektedir. Bu stratejinin uzun vadede Türkiye'nin çöküşüne neden
olacağı unutulmamalı!..”
- KRİTİK HAFTA:
-
Yazar, Ekim sayısındaki "Kürt Meselesindeki
Gelişmeler" başlıklı makalesinde: "Kürt meselesi kritik haftaya girmiştir. 25
yıl süren savaştan sonra ilk kez çözüm imkânı, TC’nin bütünlüğünü kurtarma
çabalarıyla birlikte görünmektedir. Esasında Washington isterse, bir gecede
PKK'yı yok edebilir veya Irak kuvvetlerince temizlenmelerini sağlayabilir.
Ancak, ABD şu aşamada PKK'yı yok etmeyi değil, bir süre daha kullanmayı
planlamaktadır.. .
-
Ayrıca, ABD ve AB'nin PKK'ya karşı Türkiye'ye
sağladığı yardımlar karşılıksız değil. PKK izole edilmeden siyasi çözüm
bulunması talebi ağırlıklıdır. Erdoğan’ın Kürtler için geniş özgürlükleri
kapsayan planlar hazırlaması ABD-AB isteğidir. Sonuçta, kaybeden Türkiye’dir.
Çünkü çete savaşının bedeli askeri galibiyet değil, hükümetle müzakere ve
siyasi bir çözümün kabul ettirilmesi idi. Bu itibarla PKK, hedefine ulaşmayı
başarmıştır.
-
Türkiye ve Kürtler arasında gerçek savaş,
artık siyasi arenada sürecektir. Ancak bunun devamı, öngörülen çete harekâtlı
baskı manivelası ile mümkündür. Şimdi Erdoğan, Kürtlere mümkün olduğunca az
şey vermeye ve PKK'yı silahsızlandırmaya çalışmakta, oysa Kürtlerin amacı özlü
haklar ile siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamda kendi kaderlerini tayin
edebilmedir.
-
Generaller ve milliyetçi partilerin, Kürtlere
serbestiler verilmesine tepkileri mesnetsiz değildir. Her ne kadar, DTP ve
PKK'nın askeri sorumlusu Murat Karayılan, federe devlete dair taleplerini terk
ederek, Türkiye'yi bölmeyecek bir çözümü kabul ediyor gözükse de; Türk
liderler Kürtlerin gelecekte ülkeyi bölmenin ön şartlarını yarattığını, bunun
sonucu olarak da, sonuçta bir Kürt devletinin kurulacağını bilmektedirler.
İşte bu, İsrail ve ABD'nin hedefidir."
-
Yunanlı strateji uzmanı D.Patsules olanları
böyle açıklıyor. Atina Büyükelçiliğimizin bir tekzip’i var mı? Hayır.
Hükümetten tepki, reddiye? Yok. Öyleyse hükümetin “demokratik açılım”ının her
ne kadar içeriği belli değilse de, birtakım “ayrıcalık ve serbestiler”
kapsadığı tahmin edilen projenin uygulamaya konulması halinde, Dimitris
Patsules’un ifade ettiği gibi, bunun uzun vadede Türkiye’nin lehine gelişmeler
yaratmayacağı çok açık.
- (Kaynak: Amina&Asfalia, Sinan Sungur, Odatv.com Kasım-2009)
-
http://mustafanevruzsinaci.blogspot.com.tr
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
06 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Atilla ALPAY |
Atilla ALPAY Hayat Hikayesi |
- SİGARA NASIL BIRAKILIR?
-
1-sigara birden ve aniden
bırakılır. Yardımcı ilaçlara ihtiyaç yoktur. Tüm kutsal bildikleriniz üzerine
yemin ediniz ve çevrenizi şahit tutunuz.
-
2-Son bir SİGARA veya kahve
içip işi duygusallaştırmayınız. Ayağa kalkıp paketinizi hızla buruşturup bir
yere fırlatarak bu işi bitirin ve bulunduğunuz yerdeki bir pencereyi açıp
derin bir nefes alın.bunu yeni hayatınızın ilk soluğu olarak kabul ediniz.
-
3-Paket, kibrit,çakmak
tabla gibi nesneleri derhal bulunduğunuz yerden ebediyen kaybediniz. Sigara
içilmez veya “no smoking” gibi levhalar veya tablolar satın alarak her yere
asınız.
-
4-Sigara içilen her yerden
uzak durunuz. Bulunduğunuz yerde içen kişiler varsa onları protesto etmeye
derhal başlayabilirsiniz.
-
5-En az on beş gün kahve
içmeyiniz. Çayla veya bitki çayları ile yetininiz.
-
6-Sigara arzusu gelince bir
bardak su içiniz, tespih çekiniz, çiklet çiğneyiniz Çorum leblebisi yiyiniz.
-
7-Stresten uzak durunuz.
Günde bir saat yürüyünüz. Bisiklete bininiz spor yapınız. Alkol de sigaranın
ikiz kardeşidir onu da terk ediniz.
-
8-Uykunuzu aksatmayınız.
Beyniniz ancak uykuda oksijenle beslenmektedir. Yaşantınızı yeniden düzene
sokacak prensip kararları alınız. Artık bütün HÜCRELERLNİZE artık taze kan ve
oksijen gideceğinden hızla dirileşmeye ve canlanmaya başlayacak buna kendiniz
de hayret edecek ve hatta güzelleşeceksiniz.
-
9-Kahveler, egzozlar,
parfümler hepimiz için tehlikelidir. Temiz hava soluyunuz. Sık banyo yapıp
derinizin gözeneklerini açık tutunuz.
-
10-Mutlaka kan veriniz. Bu
vücudun atamadığı zift ve nikotinin sürekli damarlar içinde dolaşmasını önler
ve vücudunuz da yeni ve taze kan yaparak sizi sağlığınıza kavuşturur.
-
11-Beslenme
alışkanlıklarınızı değişiriniz. Yeşil bitkilerle beslenerek kendinize YENİ
beslenme ve yaşama rejimleri tatbik ediniz. Rafine yiyeceklerden kaçının. Kara
un veya kepekli undan mamul ekmeği tercih ediniz. En ideal ekmek Çorum
yufkasıdır. Tuzu da az kullanın. İçinde gıda boyaları ve kimyasal
tatlandırıcılar ile e sınıfı maddeler bulunan hiç bir maddeyi evinize
sokmayınız. Mutlaka zeytinyağı kullanınız ağır salçalı yemekleri ve
kızartmaları terk ediniz. Fazla et, konserveler ve aşırı tuz, ağır baharatlar
ve bol turşu yemek kalp-damar sağlığınıza ve tansiyon düzeninize zararlıdır.
Yeşil sebze ve meyve tüketimini artırınız. Her hafta bir kere mutlaka balık
yiyiniz. Izgara ve haşlama yapmak en iyisidir.
-
12-Yaşınız kırkın
üzerindeyse günde bir aspirin mutlaka için mideniz rahatsızsa bağırsakta
çözünenini tercih edin aspirinin çok çeşitleri vardır. Eczacınıza
danışabilirisiniz.
-
13-Kolalı içecekleri
hayatınızdan uzaklaştırıp yerine süt, ayran, hoşaf ve kompostoları
yerleştiriniz.
-
14-Bütün bunları hayatınıza
tatbik ettiğiniz ilk birkaç gün içinde beyninizdeki sigara şalteri kapanmış
olacağından artık korkmayınız iradeli sağlıklı ve inançlı bir insansanız bir
daha başlamanız asla mümkün olmayacaktır.
-
15-Günde ortalama bir paket
sigaradan yılda en az 350 milyon, on yılda yine en az 3.5 milyar kardasınız.
Bununla neler yapacağınızı bir hesap ediniz. Fakat esas kazancınız sağlığımız
ve çevrenize verdiğiniz zarardan geri dönmüş olmanızdır.
-
16-Bununla da teselli
bulamadınızsa – ülkemizde – her gün sizin gibi sigara içen 21 milyon aktif
içicinin net 21 milyon doları yakıp akşama kadar dumanını havaya savurduğunu
düşünün.pasif içicilerle beraber 51 milyon insanımızın meydana getirdiği
savurganlığın boyutları sizi hiç ürpertmiyor mu? Hele içtiğiniz Amerikan
sigarası ise yaktığınız her bir sigaranın mermi, bomba, kurşun olarak
Filistin’e, Irak’a, Afganistan’a gittiğini yoksa BİLMLMİYOR MUSUNUZ?
-
17-Artık temiz kokan pırıl
pırıl ve yepyeni ve sağlıklı bir insansınız. Vücudunuzun yenileme
mekanizmaları tam güç çalışmakta, birikmiş zehirler dışarı atılmakta, akciğer
hücreleri yeni bronşlar üretmekte, tıkalı damarlar yeni kılcallarla
kalbinizdeki koroner sisteminizi takviye etmekteler.
-
18-Bulunduğunuz yerdeki
Yeşilay teşkilatının konferanslarını ve film gösterilerini izleyiniz
sergilerini geziniz. Sigarayı bıraktığına çok daha memnun olacaksınız. Hatta
bir Yeşilay gönüllüsü olarak; içki sigara ve madde bağımlıları ile mücadele
eden hayırsever toplum gönüllüleri kervanına sizde katılın.
-
19-Sigarayı bıraktığınız bu
tarihi yeni bir başlangıç kabul ediniz ve biliniz ki biyolojik ömrünüz 22 yıl
daha uzamıştır. Sizi tebrik eder yeni hayatınızda ve ömrünüzde sağlık ve
afiyet başarı ve mutluluklar dileriz.
-
Saygılarımızla!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Selma GÜRSEL |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi |
TÜRLÜ
3 orta boy patlıcan
3 orta boy kabak
2 büyük patates
1 avuç haşlanmış taze fasulye
3-4 dometes
1 baş orta boy soğan
1 baş sarımsak
250 gram kuşbaşı et
Bir fincan bardağı zeytinyağı
3-5 acı yeşil biber
Patlıcan,kabak ve patatesler soyulur. Bunlar normal
olarak doğranırlar. Hemen bol su ile bir iki kere yıkanırlar.
Patlıcanların karası akar. Yıkanan kapta suda bekletilirler
Başka bir kapta taze fasulyeler hafifçe su ile
kaynatılarak süzülür. İstenirse haşlanmadan da konulur.
Tencereye soğan doğranır, bir
fincanı
zeytinyağı, kuşbaşı ve soğanla birlikte kuşbaşı et biraz tuz
serpilerek kavrulurken domateslerin kabuğu soyularak dörde bölünür.
Biberlerde yıkanarak küçük olarak doğranır.
Kavrulan soğan ve etin üzerine bir kaşığa yakın
salça konulur ve karıştırılır. Süzdüğümüz sebzeler tencereye alınır
en üste de biber ve domatesler konulur, bir miktar sıcak su konulur
ve soyduğumuz sarımsaklar ile haşladığımız fasulyeleri de üzerine
serpilerek tencerenin kapağı kapatılır. Bir taşım kaynayan türlü
kısık ateşte yirmi dakika daha pişirilir ve on beş dakika kadar
kapağı açılmadan tencerede bekletilir. Bu süreden sonra tabaklara
konularak afiyetle yenilir
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Halil KAYMAK |
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi |
- BAŞA GİT
NİYE GÜLMEZSİN SEVGİLİM
- Derdi gamımı artırdın,
- Yedin ömrümü bitirdin
- Yar sana hediye getirdim
- Niye almazsın sevdiğim?
- Geri mi aldın sözünü
- Bırak artık şu nazını
- Görem dedim gül yüzünü
- Niye gülmezsin sevgilim?
- Baktım tersine gidiyon
- Dinle sana ben ne diyom
- Gizli gizli el ediyom
- Niye gelmedin sevdiğim?
- İnsan bilmeli haddin
- Kim sevmez ahtı bütünü
- Sevilmişken kıymetini
- Niye bilmezsin sevdiğim?
- Gönül sever birisini
- Hep boş verir gerisini
- Sen KAYMAKTAN iyisini
- İnan bulamazsın sevdiğim!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Hıfzı ÖZBEKMEZ |
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
|
- CAN DOSTUMA
- Gülüşü var cihan değer
- Ne güzel insanmış meğer
- Ver desin canımı eğer
- Canım kurban can dostuma
- Dostluk için verir canı
- Damarında akar kanı
- Sevgidir dini imanı
- Canım kurban can dostuma
- Hiç sormaz o nasıl niçin
- Hep çalışır dostluk için
- Ona can dost ol
- mak için
- Canım kurban can dostuma
- Benden menfaat beklemez
- Derdime hiç dert eklemez
- Dostundan ayrılıp gitmez
- Canım kurban can dostuma
- İnsan gibi insan imiş
- Dostluğa çok önem vermiş
- Latifiyi o çok sevmiş
- Canım kurban can dostuma
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
|
Erman YILDIRIM |
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi |
- CİNAYET ZANLISININ İTİRAFLARI
- Bir ihbarı değerlendirdi polis
- Köşe başında yakalanmıştım
- İki elimi sırtıma sardılar
- Sonra doğru merkeze!
- Telsizlerden anons edildi:
- “Yakaladık katili!”
- Öncesini sorarsanız hâkim bey
- Anlatıyım,
- İçmiştim kafam iyiydi
- Sonra yanıma pos bıyıklı bir adam geldi
- Dedi dertliyim dertli
- Dedim anlat derdini dinleyeyim
- Cebimde beş kuruş para yok
- Çocuk evde hasta
- Na’apıyım nedeyim kime gidiyim?
- Bilemiyorum.
- Üstelik evde hiç bir şey yok
- “Aylardır uzun aç dişlerle
- Dişliyoruz memelerimizi.”
- Kafam bir milyondu
- O anda hakim bey işte o anda
- Adamın kocaman elleri ceketimin cebindeydi
- Cüzdanımı yürütmüştü
- Dedim ya kafam kaf dağında
- Dedim üzülme yaparız bir şeyler
- Attım ellerimi pantolonumun cebine
- Çıkardım cebimden sıcak yüzlü paraları
- Tutuşturdum eline.
- Git dedim git doyur bebelerini
- Aç kalmasın çocuklar.
- Hakim bey hakim bey
- İki saat kadar zaman geçmişti
- Meyhanenin önünden geçiyordum
- Birden karşımda
- Kocaman elleriyle kadeh tutan adam gördüm
- Girdim meyhaneden içeri
- Gittim yanına
- Kocamam elleriyle baktı bana
- Aldım ayağımın altına. yermisin yemez misin?
- Sonra,
- Sonrasını sorarsanız hakim bey
- Önce anlattığım gibi doğru merkeze
- Suçluyum,
- Razıyım suçuma asın beni.
-
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
Bu
sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
115 SAYI 25 Eylül 2008 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız! |