|
YIL 7 SAYI 76 25 Haziran 2005
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye
olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
-
ÇORUM DA DEPREM 05/04/2005 ile 25/11/2005
-
Mahmut Selim GÜRSEL 6. YIL BİTTİ 7. YIL HOŞ GELDİN
-
Mahmut Selim GÜRSEL TEKNOLOJİK ÖZÜRLÜYÜZ
-
Mahmut Selim GÜRSEL YENİ BİR OYUNLA MI KARŞI KARŞIYAYIZ ?
-
Ali EMİROĞLU BORÇ
KREDİLERİ
-
Salim SAVCI İLLERİMİZİN ADLARI İLE İL MERKEZLERİ
-
İsmet ÇENESİZ
MARKA GÜÇTÜR
-
Muzaffer GÜNDOĞAR ÇORUMLU DERGİSİ 47,48,49-50 ve 51. SAYILAR
-
Atilla ALPAY AT PAZARLIĞI
-
Mustafa AKÖZ
AZİZİM
-
Mehmet
KURTBAŞ SENDEMİ ÖYLE SENDEMİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
ÇORUM'DA DEPREM 05/04/2005 ile 25/11/2005 |
-
-
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/sondepremler.asp
-
Adresinden
-
-
Süreye Bagli Büyüklük (Md)
-
Daha büyük bir depremin, sismometre üzerinde daha uzun
bir süre için salinimlara yolaçacagi ilkesinden
hareket edilir. Depremin, sismometre üzerinde ne kadar
uzun süreli bir titresim olusturdugu ölçülür ve deprem
merkezinin uzakligi ile ölçeklenir. Bu yöntem küçük
(M<5.0) ve yakin (Uzaklik<300 km) depremeler için
kullanilir.
-
Yerel (Lokal) Büyüklük (Ml)
-
Bu yöntem 1935'da Richter tarafindan depremleri ölçmek
için önerilen ilk yöntemdir. Bu yöntem, havuza atilan
tas örnegine dönecek olursak, tasin suya çarparken
olusturdugu ses dalgalarinin suyun içerisine
yerlestirilmis bir mikrofon ile dinlenmesine
benzetilebilir. Ses kayidinda olusan en yüksek genlik
degeri, uzaklik ile ölçeklenerek tasin büyüklügü
hakkinda bilgi verecektir. Depremin büyüklügünü
kestirirken de ayni ilke uygulanir. Bu yöntem de
görece küçük (büyüklügü 6.0'dan az) ve yakin (uzakligi
700 km'den az) depremeler için kullanilir. Dogru
degerlerin bulunmasi için sismometrelerin çok iyi
kalibre edilmis olmasi esastir.
-
Yüzey Dalgasi Büyüklügü (Ms)
-
Bu yöntem ilk iki yöntemin yetersiz kaldigi büyük
depremleri (M>6.0) ölçmek için gelistirilmistir. Havuz
örnegine geri dönecek olursak, suyun yüzeyinde olusan
ve halkalar seklinde merkezden çevreye yayilan
dalgalarin en yüksek genliginin ölçülmesi esasina
dayanir. Bu tür dalgalar yeryüzünde kaynaktan çok uzak
mesafelere yayilabilirler. Diger yöntemlerin aksine bu
yöntemin güvenilirligi uzak mesafeden yapilan
ölçümlerde daha da artar.
-
-
-
Tarih Saat Enlem(N) Boylam(E) Derinlik(km)
MD ML MS Yer
-
2005.04.05 01:36:29 41.1393 34.9710 5.0
3.0 -.- -.- OSMANCIK (ÇORUM)
-
2005.04.09 02:40:04 40.6185 34.8420 18.9
3.0 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 01:28:05 40.7005 34.8602 13.3
-.- 4.7 -.- ÇORUM
-
2005.04.30 01:31:01 40.6730 34.8298 21.1
3.1 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 03:05:32 40.6148 34.8468 55.9
2.8 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 03:09:32 40.6842 34.8818 15.8
3.6 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 03:54:37 40.6785 34.8600 14.8
2.9 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 08:18:00 40.6230 34.7777 36.0
2.8 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 20:00:52 40.6630 34.9348 28.3
3.0 -.- -.- ÇORUM
-
2005.04.30 21:36:00 40.6433 34.3912 6.0
2.7 -.- -.- İSKİLİP (ÇORUM)
-
2005.05.01 05:53:14 40.5903 34.8338 38.3
3.0 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.01 05:49:16 40.6635 34.8510 16.1
3.2 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.01 15:25:53 40.6533 35.0112 44.4
2.8 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.01 18:09:12 40.6777 34.8585 16.9
3.1 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.01 22:02:22 40.6593 34.9203 32.1
3.0 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.02 18:47:36 40.6963 34.4287 12.1
2.9 -.- -.- İSKİLİP (ÇORUM)
-
2005.05.06 02:00:46 40.6795 34.8865 20.8
3.4 -.- -.- ÇORUM
-
2005.05.11 08:10:28 40.6697 34.9068 9.8
3.2 -.- -.- ÇORUM
-
-
-
-
Değerli ziyaretçiler ; sitemizden alacağınız her türlü
bilgiyi, veriyi ve haritayı, Telif Hakları Yasası
gereğince B.Ü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'ni
kaynak göstererek kullanmanızı rica ederiz.
-
-
Tarih Saat Enlem Boylam
Şiddet Yer
-
03 09 968 41.15 34.75 IX
Kastamonu,Corum,Amasya
-
1598 40.40 35.40 IX Amasya,Corum
-
-
NO TARİH OLUŞ ZAMANI (T.S.)
YER ŞİDDET MAG MS CAN
KAYBI HASARLI BİNA
-
21 21.11.1942 16:01 Osmancık (ÇORUM)
VIII 5.5 2 150
-
77 14.08.1996 01:55 Mecitözü
(AMASYA) VI+ 5.6 1 2606
-
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
-
6. YIL BİTTİ 7. YIL HOŞ GELDİN
-
Gürsel Yayınevi’ni 27
Mayıs 1998 tarihinde açarken idealimin pek çoğunu gerçekleştirip
gerçekleştirmeyeceğimi bilemiyordum. Bu gün 2005’in Mayıs ayında ise bu
ideallerimin pek çoğunu gerçekleştirdim. Çorum olarak bir ilkin sahibi olarak
ta Çorum adına gururlanmaktayım. Bu gururumu belki gereksiz görebilir,belki de
kınayabilirsiniz. Fakat,durum benim yaptıklarımla değil;bana güvenerek ve beni
yalnız bırakmayarak kocaman bir altı yılda yaptıklarıma katkıları ile ortak
olanlardır.
-
Yedinci yılda
da,kendimce;arkadaşlarımla sizlere sanal da olsa bilgiler aktarmaya
çalışacağım. Ben ÇORUMLUYUM ! Benim gibi kendisini ÇORUMLU hissedenleri
unutmayacağım. Umarım sizlerde unutmazsınız.
-
Yedinci yıl için
yapmaya çalışacaklarımı sıralamak istiyorum. Bu ayın sonunda “Çorum Yemekleri
Selma GÜRSEL” in kitabının ikinci baskısını yapacağım. Gelecek ay bildiğiniz
gibi Çorum Hitit Fuar ve Festivali kutlanacak;bu festival çerçevesinde yine
hemşerilerimin katılımı olursa her yıl yaptığımız gibi bir tanıtım katalogu
hazırlamayı düşünüyorum. Haziran Ayı içerisinde ise 14 sayı yayınladığımız ve
sitemizde arşiv olarak yayınlanmakta olan “Sarı Çiğdem Şiir Defteri”
sayfalarını sanal olarak yayınlayacağım.
-
Ayrıca
http://www.hititli.com sitemi geliştirmeyi sürdüreceğim.
-
Gürsel Yayınevi
olarak yapamadıklarımı sorarsanız ? Diyeceğim şu: Yayınevimin birinci
amaca;para kazanmak olarak düşünmüş ve bu kazanılan paralarla da kitap
bastıramayan Çorumluların kitaplarını bastırarak gün yüzüne çıkartmak idi. Ne
yazık ki bu benim yalnız yapamayacağım bir iş olarak göründüğü için siz
hemşerilerimin gerekli katkılarını göremedim. Ne yazık ki Yayınevi sermayesini
kediye yükledi ve bu idealimi gerçekleştiremedim. Bu isteğim hala
geçerliliğini korusa da bu ekonomik krizler ve yokluklarla biraz daha ileri
bir tarihe kalmış bulunuyor.
-
Gürsel Yayınevi
sanalda olsa ömrüm yettikçe ayakta kalacaktır. “Sarı Çiğdem Şiir Defteri”nin
devamını isteyen arkadaşlarımın istekleri ile bu ay içerisinde de idealimin
başka bir semeresini görüyorum.
-
Saygılarımla.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
04 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
-
YENİ BİR OYUNLA MI KARŞI KARŞIYAYIZ ?
-
Ermeni problemi gündemini
korurken;bizlerin bun karşı çeşitli tezleri ortaya
sürmemizde şartlanmış Hıristiyan topluluklarını acaba
yeterince ikna edip bilgilendirebiliyor muyuz ?
-
Zannetmiyorum.
-
Zannedersem siz okuyucularımızda aynı kanaatte
olduğunuzu tahmin ediyorum. Şöyle dediğinizi duyar
gibi oluyorum. Neden bizlerin bu tezlerini acaba bir
anti tezle çürütmüyorlar da bildikleri teraneleri
bizlere okuyarak yandaşları ile “Bremen Mızıkacıları”
gibi hep bir ağızdan Ermeni Soykırımı da,soy kırımı
teranesini söylüyorlar ?
-
Bizlerin artık biraz daha uyanık
olarak;onların kendi tutturdukları ve ülkelerinde
uygulamaya başladıkları kanunlarla eş değer kanun
tekliflerini vermemiz ve Büyük Millet Meclisimizde
aynı ters tepkili Kanunları çıkartarak yürürlüğe
koymamızın ne gibi bir sakıncalarının olduğunu
havsalam almamakta. Ayrıca bana göre yine bize karşı
Ermenileri savunduklarını zanneden ülkelerin
tarihlerinde bulunan açıkları bularak onları herhangi
bir toplum,herhangi bir dünya olayı,herhangi bir
hayvan katliamcısı olara bizlerde abideler ve kınama
ve lanetleme günleri tahsis etmemiz gerekmez mi ? En
basit Fransızların Lejyon erlerinin yaptığı Afrika
savaşlar incelenmeli,Kanada’nın fok yavrularına
yaptıkları katliamları kınamalı,İsviçre’nin
bankalarında barındırılan Türk veya Türk ismi taşıyan
mudilerinin Dünya Bakalar birliğine müracaat edilerek
bu mevduatların Türkiye’ye getirilmese bile Türk
Vatandaşı olarak kendisini tanıyan ve buralara hesap
açanlarca mevduatlarını Türkiye’ye
getirmeleri,getirilmese bile başka ülke bankalarına
paralarını transfer etmeleri bile büyük bir tepki
sayılamaz mı ?
-
Evet ! Ey Milletim artık uyku mahmurluğunu
üzerinizden atın. Dikkat edin,bu günden yarınlarınızı
elinizden almaya kalkanlar
var. Bunlara taviz vermeyin. Birkaç
kuruş tek ülkemin insanı az kazansın,Allah’u Te’ala
başka bir yerden nasipler açar. Madenlerimiz bize
yeter. Yeter ki siz isteyin.
-
-
Çorum'da bir konserde arka fonda
bulunan istavrozların ne işi var acaba? Hangi yönetici
bu fonu kullandı? Bir bilen varsa cevaplayabilir mi?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
05 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Ali EMİROĞLU |
Ali EMİROĞLU Hayat Hikayesi |
-
BORÇ
KREDİLERİ
-
Bu yazıları okuyanlarımızın yanlış bir
düşünce içinde sürüklenmelerini istemem. Ben tıp tahsili
yaparken,bize özel olarak ekonomi dersi de vermediler.
Özel ekonomi dersleri ABD’de varmış. Her meslekten
insanlar buraya yazılıp kendilerine yetecek kadar
ekonomi bilgisi edinirmiş. Bizden ABD’de ekonomi tahsili
yapanların ekserisi de böyle imiş. Yoksa ABD’de yarım
yamalak bir İngilizce ile en zor tahsil olan ekonomi
fakültesini bitirip de memlekete dönenler
düşünülmemelidir. Bunlar olsa bile çok az sayıda
olacaktır ve beklide Amerika’dan geri gelmek
istemeyeceklerdir. Bu insanlara orada ihtiyaç olduğu
bilinmelidir. Ben bu yazdıklarımı kitaplardan okudum.
Sonrada üzerinde düşünce bana ilgi çekici olarak
gözüküyorlar. Bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Maksadım bundan ibarettir.
-
Bu yazdıklarımı da Amerika’nın eski Başkanı
Bill Clinton’nun kitabında okudum. Clinton kendiside
benim gibi ekonomi tahsili yapanlardan değil. Oda
bunları başka mütehassıslardan öğrenmiş. Bu
öğrendiklerinin tatbik emrini de vermiş. Bunların
faydalarını da bizzat tespit etmiş. Clinton için doğru
olanların,bizim için yanlış olacağı niçin düşünülsün ?
-
Clinton’dan önce Başkanları Reagan ve Baba
Bush zamanında Amerikan Devletinin bütçe açıkları
rakamlara sığar cinsten değiller. Reagan zamanında bütçe
açığı tam 990 milyar dolar. Bush Başkan olunca bu açık
ok gibi fırlayıp üç katına çıkıyor. Bu ne demektir ? Tam
üç buçuk kat borçla kapatılıyor.
-
Bu bütçe açıkları borçla kapatılmadığına
göre her yıl bütçe açığı borçları için ödenen faiz
tutarı,milli savunma ve sosyal yardım kuruluşlarına
ayrılan paradan sonra olmak üzere üçüncü bütçe
rakamlarını teşkil ediyor. Amerika böyle bir yol
tutturmuş gidiyor. Görünüşte o kadar kötü değil. Büyüme
hızı Reagan zamanında 2.5,Baba Bush zamanında 3.5 olarak
belirleniyor. Ayrıca insanlarda yaşantısında pek şikayet
edenlere rastlanmıyor. Herkes biraz mutlu gibide
gözüküyor.
-
Bu ekonomik hareketliliği temin eden bol
kredilerin bulunuşu,otomobil,ev satın alma,çeşitli
tüketim kredileri insanların iştahını açınca para
dolaşımı artıyor. Bilhassa özel teşebbüse açılan bu
krediler iş hayatının açıldığı intibaını bile veriyor.
Bir cins zenginlik görüntüsü de alınıyor. Bunların
olabilmesi için milli gelirde artmış olması gerekiyor.
Vergi artırımına gidilmediğine göre bu mali zenginlik
dolayılı yollardan edinilen vergi birikiminden oluyor.
Başka,bizim alıştığımız tabirlere göre dolayılı
vergilere başvuruyor. Bu dolayılı vergiyi verenlerde
zenginler değil,orta ve fakir sınıf ödüyor. Ekmek ve su
parasını hangi sınıf çok kullanıyorsa,o sınıf daha fazla
vergi ödeyecektir. Vergiyi daha çok ödeyen sınıfta daha
çok fakirleşecektir. Daha fazla fakirleşen sınıf
insanlarının isi hem kendilerinin ve hem de çocuklarının
geleceği kararmış,karartılmış olacaktır. İşte bunların
etkilerinin görünür duruma gelmesi Clinton’nun Başkanlık
seçimleri sırasında ortaya çıkmıştır. Clinton’un aldığı
tedbirler ise eski başkanların aldıkları tedbirlerin tam
aksidirler. Bütçe açığı azaltılacak ve bunun için
gereken tedbirler alınacaktır. Masraflar kısılacaktır.
Masraflar kısılırken eğitim ve sağlık gibi ana
hizmetlere kredi eksikliği hissettirilmeyecektir.
Tüketim kredileri azaltılacaktır. Bunun ortaya
getireceği özel kesim hareketi yavaşlatılması,faiz
tasarrufun kalkınmaya aktarılmasıyla telafisi temin
edilecektir. Bu cins kalkınma kımıldanması geçici değil
kalıcı olacaktır. Bill Clinton bu yolla işin içinden
çıkmayı başarmıştır da. Kendisinden öncekilerin
yaptıklarına Keiynes isimli ekonomi ustasının fikirleri
öncülük etmiş bulunuyor.
-
Bu keiynes ismi bizde ilk önce Ecevit
tarafından kullanıldı. Ecevit ismi kullandığında izahat
vermekten çekindi. Clinton bu işi hukuk tahsili yapmış
olmasına rağmen biliyor. Keiynes fikirlerinin getirdiği
tehlikeleri ölçülebilecek kadar olgunluğa sahip
bulunuyor.
-
Aslında bu Keiynes fikirleri isimden
bahsedilmeyen Rahmetli Turgut Özal tarafından
kullanılmadı. O zaman Çorum’da az nispette olanları iyi
hatırlıyorum. Herkes para içinde yüzüyordu. Mesleği
olsun,olmasın teşebbüslere giriştiler. Bunların çoğu
battı ama asıl mesleği olanların da gelişmesine engel
oldular. Herkes istediği tüketim teşvik kredisini
bulabiliyorlardı. Bunlara paralel olarak da bütçe
açıkları artmaya devam etti. Bütçe açıklarının
kapatılması da tıpkı Amerika’da olduğu gibi hep borçla
kapatılıyordu. Bu keiynes fikirlerinden Türkiye geçmiş
değildir. Hem bütçe açıkları ve hem de dış ticaret
açıkları düşüncesiz şekilde devam ediyor. Bizim tıpkı
Amerika’da olduğu gibi ödemek zorunda olduğumuz faiz
miktarı nerede ise devletin gelirlerini yutacak seviyeye
gelmiştir. Borç ve bütçe açıklarının giderek artmasına
dikkat edenlerde yok. Devlet yönetenlerin başka
imkanlarının veya alternatiflerinin de olmadığı
anlaşılıyor.
-
Bu iş nerede bitecek ? Bizim ABD gibi büyük
varlığımız da yok. Kimsede borcundan vazgeçecek değil.
Siyasi baskılarda tıpkı borç baskıları gibi artmaya
devam ettiği gibi görünüyor. Bizde bunlardan,bu
açıklardan ve faizlerden ülkeyi kurtarmak için ortaya
soyunmak isteyen de yok.
-
ABD’de dolar düşüyor. Amerikan borcunu
ödemek için bunun bir hareket tarzı olduğunu
düşünülebilir mi ? Bizde bunları da her yıl geriye
gittiğidir. Bu ülkede bende yalnız değilim. Bekliyoruz
!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
06 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Salım SAVCI |
Salim SAVCI Hayat Hikayesi
|
-
Bu satırları gelen mektuptan aktarıyorum:
-
“İlerimizin adları,aynı zamanda çoğunlukla il merkezi
oluyor. Dört ilimizin adı ile il merkezi aynı değil.
İnanın ben bu farkı biliyorum ama arkadaşlarımın çoğu
bilmiyor.
-
Hatay=Antakya
-
İçel=Mersin
-
Kocaeli=İzmit
-
Sakarya=Adapazarı
-
Seyhan=Adana
-
Hatay;bir bağımsız devlet iken ülkemize katıldığı için
onun adının Hatay olarak kalması,il merkezinin de
Antakya olması aynen yaşatılmalıdır. Bu tarihi
görevdir.
-
İçel adı;Kocaeli adı,Sakarla adı o yörelerde ilgi
toplayabilirler ama Mersin,İzmit,Adapazarı adına hayır
diyen olmayacağını sanıyorum.
-
Bu dileğimin coğrafyacılara ulaşmasını diliyorum.
-
Dahası da var. En son iller haritasında İçel,Seyhan
adı yoktur. Hatay,Kocaeli,Sakarya adları vardır.
-
Bu da bunun tuzu,biberi oluyor. Herkes bir telden
çalıyor. Oysa bu adlar,yasada böyle ise böyle
yaşatılmalıdır.
-
Birlik,beraberlik deriz,mangalda kül bırakmayız.
-
Yalan mı ?
-
Birliktelik bu mudur ?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
İsmet ÇENESİZ |
İsmet ÇENESİZ Hayat Hikayesi
|
-
MARKA GÜÇTÜR
-
(Anadolu Avrupa Toplantıları 2005 Çorum Buluşması)
-
Bu Toplantı Türkiye’de onuncu, 2005 yılının ise ikinci
toplantısı. Türkiye’de markalaşmanın çok büyük ihtiyaç
olduğu ve markalaşmayan her şeyin çok ucuz satılacağı
gerçeği anlatıldı.
-
Doğan Yayın Holding’in bu büyük hizmetinden dolayı
müteşekkiriz. Bunca işinin arasında AYDIN DOĞAN
Beyefendi’nin Toplantı’ya iştiraki ; samimi , içten ve
güzel konuşması Çorum halkını mutlu etmiştir!
Teşekkürler.
-
Bu toplantının yapılmasın da büyük uğraşı ve emeği
geçen herkese başta da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski
Bakanı Sn. Ateş Amiklioğlu’ na teşekkür ediyorum.
-
500 kişilik salon Çorum halkı tarafından tamamen
doldurulmuştu. Toplantının Türkiye’ye daha da ziyade
ÇORUM’a çok yararlı olduğu ve olacağı kanısındayım
Keşke bu toplantılar 20-25 sene öncelerinden yapılsa
ve Türk İşadamları da bu bilgilere yıllarda sahip
olsalardı. Belki bugün Türkiye’de hatta Çorum’da
birçok marka oluşabilirdi. Hatta ve hatta Çorum’un
kendisi marka olurdu.
-
Sayın Aydın Doğan Bey konuşmasında “Gelin Çorum’u
şehir markası olarak tanıtalım “ dedi ve yanımızda
olacağını belirtti.
-
Memleketi Gümüşhane’ye aşık biri olarak düşündüğüm
sayın Aydın Bey’ de mutlaka bilir ya insan iki şeyi
unutmazmış: Biri doğduğu şehir birisi de Anasının
yüzü. Ben de her zaman Çorum ve Anam derim.
-
Sayın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı M. Hilmi GÜLER
pek çok müjde verdi. Bir an önce gerçekleşir inşallah.
Yılan hikayesine dönen Obruk Barajında elektrik
üretilemediğinden 5 milyar m³ suyu boşa denize
akıttığımızı kendileri söyledi. NEDEN anlamıyoruz ve
bunu kabullenemiyoruz Çorum halkı olarak?
-
Reklamcılar Derneği Başkanı Ayşegül Molu “ Aslanlar
gece avlanır, tarla farelerine bakmaz, büyük avların
peşindedir. Siz de artık büyük düşününüz ve
karanlıktan şikayet edeceğinize bir mum yakın”
diyordu.
-
Markayı , bir dairenin yarısı gibi düşünürsek a)
Marka b) Kaliteli üretim.
-
Marka olmak için 4 koşul, 1-) Kalite 2-) Hizmet 3-)
İlk olmak 4-) Farklı olmak.
-
Türkiye’de Mavi Jeans ve Arçelik’in iyi bir örnek
olduğu belirtildi.
-
Ethem Sancak ; Çorum’da markalaşma yolunda, 1-)
Hititler 2-) Leblebi 3-) Bil’s gömlekleri 4-) Ece
Banyo’da bunu başarmak üzere dedi. Sayın Ethem Sancak
başarılarını ve nasıl marka oldukları anlattı.
Kendisi, “Hedef Alliance” ismiyle ilaç dağıtımı işiyle
ilgileniyor. “Boğulursan büyük denizde boğul- Marka
Ölümsüzlüğü Aramak – Küreselleşmek – Bir şeyi büyük
yapmak” gibi sloganlarla sözlerini bitirdi.
-
Ertuğrul Özkök, “Ucuz emek pazarı olmaktan
kurtulmak lazım – Marka yaratmalı – Müteşebbislik ayrı
bir yetenek – Müteşebbis insanlar marka yaratmaya
namzet olurlar” diyordu.
-
Merzifon Havaalanının sivil hava trafiği için çok
önemli olduğunu ve bölgeye açılıra büyük yarar
sağlayacağını bir daha gördük. Hava kuvvetlerinin
onayı alındığını artık işin siyasilerde olduğunu
duyuyoruz. Umarız ki bu yıl içerisinde havaalanımız
açılır. Mehmet Ali Birand hazırlayıp sunduğu,
“Anadolu’daki Avrupa Toplantıları Özel” CNN Türk’ten
13.05.2005 tarihinde sat 17:00 de yayınlanmıştır. Usta
ve Üstat Televizyon Yapımcısı Sayın Birand ufkumuzu
açtı.
-
Katipler Konağı’nda, keyifle Çorum’a ait
özel yemekler yendi. Çorum Organize Sanayi Bölgesi’ne
oradan da Ece Banyo’ya gidildi. Konuklara Ece Banyo
gezdirildi. Sonra Sayın Aydın DOĞAN ve ekibi Merzifon
Havaalanından saat 17:30’da uğurlandılar.
-
Toplantıyı organize edenlere ve toplantıya
iştirak edenlere en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Çorum’un tanıtımına ve Marka olma hızına hız katacak
olan bu toplantı herkese hayırlı uğurlu olsun efendim.
-
Sevgi ve saygılarımla.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Muzaffer GÜNDOĞAR |
Muzaffer GÜNDOĞAR Hayat Hikayesi |
-
ÇORUMLU DERGİSİ SAYI 47
-
-
-
Çorumlunun 1
Nisan 1944 tarihli 47 sayısı "Geçmişte Mart" yazısıyla başlar.
-
-
16 Mart'la,18
Mart'ı değerlendirir Bahri MİYAK bu yazısıyla. Özetle şöyle der:
-
-
“.....Birisi
semaya yükselen bir süngü ucu gibi dik ve mağrur,diğeri aşağı çevrilmiş tüfek
namluları gibi acı ve perişan. Biri Dünyaya kafa tutuşun tarihi, diğeri bir
hainliğin 18 Mart ve 16 Mart...”Yazı şöyle sonlanır.
-
-
“.....Gerekirse 18
Martlar yaratmaya her zaman kadiriz. Bunun için ikinci bir 16 Mart'ın aldatıcı
havası yurdumuzun ufuklarında esmeyecektir..."
-
-
Neşet
KÖSEOĞLU,geçen sayıda başladığı "Elvançelebi" yazısını bu sayıda da sürdürür.
-
-
Elvançelebi
çevresine ait belgeleri şöyle sınıflandırır:
-
-
1-İslâm devrinden
önceki taş belgeler,
-
2-İslâm devrine
ait taş belgeler,
-
3-Vakfiyeler
-
4-Keramik
koleksiyonlar
-
5-Türk devrine ait
sanat eserleri.
-
-
Selçuklu devrine
ait taş belgelerin incelenmesinden sonra köye adını veren Elvan Çelebi’yi
tanıtır.*
-
-
“Çorum
Tarihinde Kadın Elbiseleri” tanıtım yazısı Eşref ERTEKİN’in. Önce kumaşları
tanıtır.
-
-
“.....1-Atlas,2-Canfes,3-Üsküfe, 4-Sevai, 5-Çitari, 6-Meydani, 7-Kutnu, 8-Hurşadiye,
9-Bindallı,10-Sobalı, 11-Kadife, 12-Yanardöner, 13-Hoplim, 14-Mantin,15-Gürso,16-Hare,
17-Yün Basma,18-İbrahimiye,19-Kenefi,20-Mavibez ve bunların çeşitleri...”
-
-
“Çorum’un Baş
Hastalığı” başlığı altında Nurettin KUTLUK “Sıtma Hastalığı ve Korunma Yolları”nı yazar.
-
-
Enver ERTUZÜN'ÜN
"Sandal" adlı yazısını,"Yollar" adlı şiiri izler. Son dörtlüğü şöyle:
-
-
Her hatıradan bir
iz,her göğüsten bir nefes
-
Bütün dünya sussa
da bu yollardan eksilmez ses,
-
Her yolun
başlangıcı yeni bir şevk ve heves,
-
Gönüller ateş alır
yollarda gide gele.
-
-
Son sayılarda
sürekli görülen Recep Rahmi TANKAYA, bu sayıda da iki şiiriyle yer
alır,Bunlar: "Türkler Eğitim Bölgesine Selam" ve "Abdalata Eğitmen Bölgesine
Veda" dır, Veda şiirini alıyoruz:
-
-
Baharında güller
açar
-
Dallarda kuşlar
uçar
-
Gönüllerde neşe
saça
-
Bahçede bağlardan
ayrıldım
-
-
Bahçe yaptık dizi
dizi
-
Unutamam hiç
birinizi,
-
Zaman kavuşturur
bizi.
-
Yardan,ağyardan
ayrıldım.
-
-
Yıldız gibi şirin
köyler
-
Yavrucaklar şarkı
söyler
-
Rahmi der ki gönül
eğler
-
Sıra dağlardan
ayrıldım.
-
-
SIVACIOĞLU, iki
şiiriyle yer alır bu sayıda;”Yolculuk” ve “Akşam”.Akşam’ı alıyoruz buraya.
-
-
Uzaklardan akseden
-
Gurbete doğru
giden
-
-
Araba gürültüsü
-
Ve bir hicran
türküsü
-
-
Bahçelerde
yükselen
-
Neredesin Eminem
sen.
-
Süküt sardı her
yeri
-
Akşamın etekleri
-
-
Tozlu yolda
süründü
-
Gölgelere büründü
-
-
Koyu yeşil ağaçlar
-
Ve karşıki
yamaçlar
-
-
-
"Köy Etütleri”
köşesinin konusu “Sarimbey” dir. Y.Z. Mühendisi Enver ERTÜZÜN' ün Sarimbey
köyünü anlatan yazısının süreği gelecek sayıya kayar.
-
-
İhsan SABUNCUOĞLU,"Çorum'da
Maarif Hayatı"'nı konu olarak almış yazısına, Geçmiş dönemlerde,Çorum'daki
eğitim olayını inceleyen SABUNCUOĞLU,tarihsel belge-lerle bizleri
aydınlatır,Ayrıca H,1317 tarihi itibarıyla Çorum, Sungurlu, İskilip ve Osmancık'
taki medreselerin adı,yeri,öğretmenleri,öğrenci sayısı ve kurucularıyla birlikte
verir.
-
-
"Cönklerden
Derlemeler" de Eşref ERTEKİN,Şemsi'nin bir mersiyesini alır Şemsi' nin,Bektaşi
şairlerinden olduğunu sandığını da ekler.
*(Türk şair ve
mutasarrıflarından olan Elvan Çelebi Baba İlyas’ın soyundan gelen Aşık
Paşa'nın oğludur,Bulunan tek yapıtının adı ‘Menakıb-ul Kudsiyye fi Menasıb ül-Ünsiyye'
adlı 2081 beyitten oluşan kitabıdır,Elvançelebi köyünde Elvan Celebi’nin
yaptırdığı,Elvan Çelebi zaviyesi (1352) Osmanlı döneminin ilk zaviyelerdendir.
Yapı opluluğu,zaviye,türbe, ve camiden oluşur. Türbenin süslemeli ahşap kapısı
bugün Çorum Müzesindedir.)M.G
-
ÇORUMLU DERGİSİ SAYI 48
-
-
Çorumlunun 1
Mayıs 1944 tarihli 48, sayısı Ortaokul MÜDÜRÜ Ziya ATAMAN'IN "23 Nisan"
yazısıyla şöyle başlar: “....Bir bahar
günüdür,Temiz göklerin derin maviliklerinden daha derin,önde hiçbir engel
tanımadan ilerisini gören bir çift mavi göz,bu temiz bahar sabahının altın
ışıkların-dan daha sarı nurlu saçlarla süslü vakur bir baş,bu bahar sabahında
asırlardan beri Türk Milleti'nin üzerine çökmüş kara bulutları iradeli elleriyle
yırtarak,Cumhuriyet kabesi Anka-ra'da,Milletin kalbinin attığı Büyük Millet
Meclisi'nin yüksek kürsüsünden gür sesiyle haykırdı.
-
-
'Hakimiyet
Kayıtsız Şartsız Milletindir,
-
O gün
lekesiz,berrak bir bahar günü idi,O gün 23 Nisan’dı... "
-
-
".....Tabiatın en
canlı,en şetaretli,en güzel demleridir...”
-
-
“.....Biliriz ki
gülün çocukluğu gonca, günün çocukluğu sabah,yılın sabahlığı baha-rdır. 23 Nisan
da Cumhuriyettir çocukluğu, sabahı goncalığı, bahardır...”
-
-
Neşet KÖSEOĞLU'nun
“Elvançelebi” yazısının 3,bölümü yer alır bu sayıda. KÖSEOĞLU,Elvançelebi
sülalesini açıklamalı olarak gösteren bir şema ekler.
-
-
Eşref ERTEKiN'in
“Çorum Tarihinde Kadın Elbiseleri” yazısının süreği bu sayıda da sürer,eski
gelin giyimlerini,biçim ve modalarını şu başlıklar altında verir.
-
-
“.....1-Üçetek
Entari, 2-Bağlama Şalvar, 3-Paça, 4-Delme, 5-Ceket, 6-Salta, 7-İçlik, 8-Sıktırma, 9-
Gömlek,l0-Fistan.11-Mes, l2-Pabuç,13-Fes, l4-Püskül, l5-Peştemal, l6-Peçe, 17-Peçe
Bağı,18-Çeki, 19- Kıvrak,20-Cenber 21-Hamam Bohçası,22-Hamam Takımı, 23-Dülbent, 24-Çar, 25-Katır ,26-Çizme. 27-
Çorap, 28-Çarşaf 29-Hamam Kesesi, 30-Kıskı, 31-Elekçek, 32-Keçik, 33-ipek Harç..."
-
-
Enver ERTÜZÜN'ün
“Köy Etütleri”nden Sarimbey incelemesi bu sayıda da sürer. Sarimbey' i sosyal
ve ekonomik yönüyle inceler. Bunu yine Enver ERTÜZÜN'ün “Beraber” şiiri izler.
-
-
Şiirin son
bölümünü alıyoruz.
-
-
Bir ulusun
rahatının,bugün başlangıcıdır;
-
Çiftçi,her
memleketin başındaki tacıdır.
-
Bilgi.
kültür,şuurdan geliyor sana haber,
-
Korkma ey çiftçi
dayı: İnönü'yle beraber
-
Rüzgar yanında hiçtir, deniz, dağ, taş deme aş;
-
Zaferle sona erer Türk'ün açtığı savaş.
-
-
SIVACIOĞLU' da
“Bahar” ve “Teselli” şiiriyle yer alır bu sayıda. Teselli' nin son
bölümünü alıyoruz.:
-
-
Ne olur bu rüyayı
bana gösteren peri
-
Dertlerim
uyanmadan beşiğimde gecenin.
-
Göster artık
yıllarca gözlediğim o yeri
-
Çözeyim düğümünü
esrarlı bilmecenin...”
-
-
İhsan SABUNCUOĞLU,
”Çorum'da Maarif Hayatı” yazısının ikinci bölümünü yayınlar. Cumhuriyetin kuruluş yılı
olan 1923'ten,1943 yılına değin geçen 20 yıllık süre içinde eğitim- öğretimdeki
gelişimi karşılaştırmalı olarak gözler önüne serer ve şöyle sonlar yazısını: “.....Şimdiye
kadar verilen rakamlara dikkat edilecek olursa,Cumhuriyet rejminin bize ne
nimetler sunduğu kolayca anlaşılır...”
-
-
İkinci kısmı
teşkil eden notlardan:Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL'e yazılan bir
mektup yayınlanır. Mektuptan
alıntılar yapıyoruz:
-
-
Çorum:25.9.1943
-
Hasan Ali YÜCEL
-
Çok Saygı Değer
-
Maarif Vekilimiz.
-
-
Okulların yeni ders yılına girişleri dolayısıyla çocuklarımızın, ana ,babalarına
ve velilerine hayırlı öğütlerinizi radyolardan dinlemiş ve gazetelerden okumuş
bulunuyoruz...”,
“.....Öğütlerinizin arasında,okul sayısını artırmak hususunda ki Milli
Şef'imizin isteklerini müjdeleyen kısımlar biz Çorumluları daha çok
umutlandırmıştır ki :artık Çorum' umumuz liseye kavuşacak,çocuklarımız lise
tahsili için gurbet yollarında sürünmeyecektir...”, “.....Milli Şefimiz 'İmkan
husulünde lise hakkındaki arzularımızın tatminine çalışılacaktır tebşirlerinin iki seneden beri başımızda tutuyor, gönlümüzde saklıyor ve imkan
husulünü özlüyorduk.
-
İşte bu
müjdenizle,bu imkan husulü günlerinin yaklaştığını seziyor ve yüceliği, siz
Yücel’imizden bekleyerek, sağ olmanızı diliyoruz...”
-
Çorum Halkından
-
İ.S. V.S.
-
-
Eşref ERTEKİN’İN“Cönklerden
Derlemeler” de,bir başka Kul Mustafa’nın şiirlerini, Divanını, Hüsnü,Kız Kulu
Oğlu'nun Tarihi,deryaya attıkları Yunus Dede’ ye tarihtir, Kul Halil Mecnun
türküsü yer alır.:
-
-
Mecnun türküsünden
ilk dörtlüğü alıyoruz.
-
Mecnun’ a
sordular Leyla nicoldu
-
Leyla gitti adı
dillerde kaldı
-
Mecnun' un muradın
Halık verdi
-
Var git Leylam var
git Mevla'yı buldum
-
Leyla deyu deyu
murada erdim...”
-
-
“Çorum Haberleri”
yle bu sayı sonlanır.
-
-
DÖRDÜNCÜ CİLDİN
SONU
-
ÇORUMLU
DERGİSİ SAYI 49/50
-
-
Çorumlu'nun 1
Temmuz 1944 tarihli 49/50,sayısının ilk yazısı Prof Dr Hıfz Veldet VELİDEDEOĞLU'NUN “Sevr'den Lozan'a" yazısıyla başlar.
-
-
Yazıdan bazı
alıntılar yapıyoruz.
-
-
“.....Sevr
antlaşması Osmanlı Hükümeti bakımından aczin ve ihanetin ve o zamanki
düşmanlarımız bakımından da zulmün ve gafletin bir belgesi olarak tarihte
yaşayacaktır. Onu teklif edenler tarihin en şerefli yapraklarını doldurmuş olan
Türk gibi asil bir milletin bütün haklarından mahrum etmek istedikleri ve bu
milletin bir antlaşma ile öldürülüvere-ceği zannına düştükleri için haksız ve
gafil ; onu kabul edenler ise, asırlardan beri bütün varlığını kendilerinden
esirgemeyen bu milleti düşmanlara teslim etmekten başka çare göremedikleri için
aciz ve hain idiler.
-
-
Mudanya bu gaflet
ve ihaneti silahla cezalandırdı:Lozan'daki yılmaz irade haksızlığı hakla
düzeltti...”
-
-
“....Sevr
bilinmeden Mudanya'nın, Mudanya bilinmeden Lozan'ın ve bunların hepsi
-
bilinmeden de
Türkiye'nin cihanda kazandığı bugün kü şerefli durumun ve haiz olduğu hakların
değer ve manası asla anlaşılamaz. Kendi şerefini bilmeyen adamın şerefsizliğe
düşmesi, kendi hakkından haberi olmayanın haksızlığa kurban gitmesi nasıl kolay
olursa, fertlerin ruhuna milli şeref ve milli haklar aşılanmamış veya bunları
unutmuş olan milletle-rin de içinden çekerek başka milletlerin kölesi haline
gelmesi aynı derecede kolay olur...”
-
-
“.....Lozan
Antlaşması Türkiye'yi bir Afrika müstemlekesinden farksız gören bu yurt-ta öz
yurttaşlardan üstün hak ve imtiyazlara dayanarak milletin ekonomik bünyesini
sömü-ren Frenk tipini ebediyen ortadan kaldırmıştır...”
-
-
“.....Asırlarca
çiğnenen haklar Lozan'da kazanıldı,Türk'ün kayıtsız şartsız istiklali Lozan'da
dünyaya tanıtırdı. Türkiye Avrupa devletler topluluğuna,eşit haklar esasına
dayanarak ilk defa Lozan'a girdi ve Türk'ün lekelenmek istenen şerefi orada
kurtarıldı...”
-
-
Neşet KÖSEOĞLU'NUN
“Çorum'da Oğuz Boylar"' yazısı 43 sayıdaki yazısının süreğidir.
KÖSEOĞLU,bir yığın oymak adı sıralar. Bunların bir çoğu bugün köy ve yer adıdır
. Oğuz aşiretine doğrudan bağlı olduğunu söylediği bu oymaklardan ayrılan
soyları sıralar. Kayı boylarından ayrılan soyları on adet olarak belirler.
Bunlardan Çorum'da bulunanlar:
-
-
1-Keçili
köy İskilip' te
-
2-Karakeçili
köy İskilip' te
-
3-Çoban
köy Mecitözü'nde
-
4-Halilli
köy Alaca'da
-
5-Hırka
köy Alaca’da
-
-
Salur Oymağından
ayrılanlar:
-
-
1-Yalvaç
-
2-Karaman
-
3-Keçiağa
-
-
Bayat Oymağından
ayrılanlar:
-
-
1-Doğanlar
-
2-Doğanlı
-
Yazı şöyle
sonlanır.: “...Alparslan'la
birlikte gelip Anadolu içlerine yayılan bu büyük boyların önemli bir kısmının
Çorum bölgesinin Türkler eline geçmesindeki geniş çalışmalarını bu açıklamalar
ortaya koymaktadır...”
-
-
“En Güzel Şiir" ve
“Semai" SlVAClOĞLU'NUN. En güzel şiirden
bir dörtlük alıyoruz:
-
-
Gözlerinde sevda
perisi güler,
-
Baygın bakışların
bir ümit verir;
-
Sevgilim bu halin
kalbi büyüler,
-
Sevgilim bu halin
en güzel şiir.
-
-
“Çorum Tarihinde
Kadın Elbiseleri” yazısı bu sayıda sonlanır.Yazının sonunda, kadınların süs için
kullandıkları ziynet eşyasının bir listesini verir.Bu da 22 çeşittir. (Bir örnek
vermek gerekirse, o zaman bir altın500 kuruştu.)
-
-
İsmail CEYHAN,Türk
Dil Kurumun. Lügat Kolu çalışmalarıyla hazırlanan ve “Kar-puz" maddesine kadar
iki parça halinde yayımlanan geri kalan bölümünde yayınlanacağı duyrulan Türkçe
sözlüğü tanıtır ...”
-
-
“23 Nisan"
şiiriyle Recep Rahmi TANKAYA, 54 yıl öncesinin bayram coşkusunu ve sevincini
günümüze yansıtır. Şiiri şöyle
sonlanır;
-
-
Ey vatandaş, nur
saçan bu mutlu günü tanı,
-
Bu mutlu gün
kurtardı esaretten vatanı.
-
-
Peşinden
“Hamamözü” üzerine bir şiiri yer alır. İki dörtlük de bu
şiirinden alıyoruz:
-
-
Bağlarında türlü
meyve doludur,
-
Çorum ile
Osmancık’ın yoludur
-
Gümüşhacıköyünün
de koludur.
-
Güzel gördüm,güzel
Hamamazü' nü.
Rahmi der yurdumun
her yanı güzel
Lakin Hamamözü
özel mi özel,
Güz gelince bağlar
dökse de gazel
Güzel gördüm,
güzel Hamamözü' nü.
Eşref ERTEKIN'İN
"Cönklerden Derledikleri"nde Altılı Bir Fahriye, Bektaşi şairlerinden Veli'ye
ait üç şiir,iki adet Köroğlu şiiri yer alır.
Eyi günde sadık
dostlar çok olur
Başa bir hal gelse
küllü yok olur
Varlıkta uğruna
dönen çok olur
Gönül belledin mi
sadık dostunu.
Velim eder
Hacıbektaş Velim var
İntikam tanrısı Sultan Balım var
Hasiretiz, ayrılık var ölüm var
Gönül
belledin ki sadık dostunu...”
Son bölüm;
Karahisari Timurlu' ya ait ve Aşiretler arası şekavete dair vesikalardan oluşur.
-
ÇORUMLU
DERGİSİ SAYI
51
-
-
Çorumlu 1 Ağustos
1944 tarihli 51.sayısı “Lozan Barışı” başlıklı yazıyla başlar. Yazıdan bir bölüm
alıyoruz: “...Kılıç ve kalem aynı kudret ve maharetle kullanan savaş
medeniyetlerinin kahramanları,
Lozan salonlarında da eşsiz bir barış eri olmuş milletine bu mutlu günü hediye
etmiş olan...”, “..Milli Şefimiz
İsmet İNÖNÜ’ ne şükran ve minnetler sunarız...”
-
-
İsmail CEYHAN'IN,”Köylerden
İzlenimler” yazısı bu sayıda da sürer.
-
-
"Kavacık Köyü"
yazısını 55 yıl öncesine göre oldukça arı bir Türkçeyle yazan İsmail CEYHAN’IN
dil bilinci de oldukça iyi. Yedi sayfa tutan bu yazısında Kavacık köyünün
eğitim sorunuyla ilgili bölümünü noktasına bile dokunmadan olduğu gibi alıyoruz: “...Kırk evli Kavacık köyü okulsuzdur. Köylüler çocuklarını Çorum'da okutabilecek maddi
durumda değildirler. Bütün köyde,bozuk ve ezbere bir klişe halinde imzasını
çize-bilen altı kişiyi geçmez. Okumaya karşı duyduğu hevesle,rast geldiğimize
sorarak harfleri öğrenen,az çok birbirlerine çatan on beş yaşında bir çocuktan
başka adının harflerini tanıyan yok....”
-
-
Neşet KÖSEOĞLU, bu
kez de Çorum’da soyadlarını araştırır. Yazısı şöyle başlar: “...Vakit
buldukça hazırlamakta olduğum ‘Çorum Yer Adları’ kitabında Çorum kasabasının
mahalle,insan ve yer adlarıyla,sülale adlarına çok önem vermiş ve hiç bir adın
ihmal edilmemesine çalışılmıştır...”, “...Çorum’un
eski vakfiye, berat ve mahkeme, tapu, evrak sicillerinde tesadüf ettiğimiz
soyadları şunlardır..." der ve peşinden 41 parça adı açıklamalı olarak
sıralanır.
-
-
"Çorum Tarihinde
Kadın Elbiseleri” yazısının 4. bölümünü sunar Eşref ERTEKiN. Takı olarak
kullanılan altın çeşitlerini yazar.
-
-
"Cönklerden
Derlemeler"de,ele
geçen bazı Bektaşi nefeslerini yayımlar Eşref ERTEKİN. Miraç Name-i Şah Hatai,
Derviş Hatayi, Nuksani, lrfani örnek olarak verilir bu sayıda.
İrfani' den iki
dörtlük alıyoruz:
-
-
Eğer ister isen
aşıkı sadık
-
Her kişinin yari
kendine layık
-
Ara yerden eksik
olmaz münafık
-
Eksik değil güle
bir diken derler
-
-
İrfani gülmezse
sen de gülmezsin
-
Sevda ne olduğun
sen hiç bilmezsin
-
Bin mana söylesem
sen inanmazsın
-
Sana Türkmen değil
Terkiman derler.
-
-
Recep Rahmi
TANKAYA, "Uğurludağ" şiiriyle bu sayıda da yerini alır.
-
-
Yaylanın sağı,solu
-
Altın başakla
dolu,
-
Selam verip
geçiyor
-
Çorum-Çerikli yolu
-
-
Yemyeşil dik
yamaçlar
-
Türlü türlü
ağaçlar,
-
Fildişiyle
taranmış
-
Sanırım sırma
saçlar,
-
-
Kartal en yüksek
yerin
-
Kış ayazdır,yaz
serin,
-
Seni;gezince Rahmi
-
Ah çekti derin
derin
-
-
Dr. N. KUTLUK
“Kızılırmak” Remzi KÜÇÜNEN’DE “Sonbahar”,"Gönül" ve “Zafer" şiirleriyle yer
alırlar. Zafer şiirinin son iki dizesi şöyle:
-
-
Yurt uğruna
şehitlik erin son rübbesidir,
-
Bu ses benim
değildir ,bir şehidin sesidir.
-
-
Eşref ERTEKİN, derlediği
"Çorum Atasözleri"ni yayımlamayı sürdürür. Ancak, atasözlerinin arasına
deyimleri de karıştırmış. Deyimlerden birkaç
örnek veriyoruz:
-
-
Çalıyı tepesinden
sürümek.
-
Çalar almaz.
-
Deli tavuk gibi
dolaşmak.
-
Öküz altında
buzağı aramak.
-
Tekeden süt
sağmak.
-
-
Şimdi de
atasözlerinden örnekler veriyoruz.
-
-
Çirkefe taş
atma,üzerine sıçrar.
-
Çirkin
bürünür,güzel görünür.
-
Dirgene dayanmayan
porsuk harmana gelmez.
-
Dadanmış
kudurmuştan beterdir.
-
Dostun belası
düşmandan çetindir.
-
-
Temmuz ayında
Halkevi Çalışmaları bölümünde,spor ve müzik konusundaki etkinlikler anlatılır.
-
-
Son
bölümde:Çorum'a tabi Firuz ve Akviran karyeleri halkının sipahileri Mehmed'den
şikayetine dair belgeler yayımlanır.
-
-
DEVAM EDECEK
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Atilla ALPAY |
Atilla ALPAY Hayat Hikayesi |
-
AT PAZARLIĞI
-
ABD nin Irak’ ı işgali öncesinde
Amerika’ya çağrılan Dışişleri eski Bakanına-Sn.Yaşar
Yakış’ a- Başkan Buş’ un söylediği şu sözler aylar
geçtiği halde içimden bir türlü çıkmıyor.
-
Aslında
içimden çıkmayan eloğlunun söylediği değil de bizim
bir türlü veremediğimiz cevaptır.
-
Basından yakaladığımıza göre ; Sn.Yakış,
Buş’a “Biz buraya at pazarlığı yapmaya
geldik”demişti. Başkan da ona ben Teksaslıyım ,at
pazarlığını sizden iyi bilirim ” diye cevap vermişti
de .. Bizim dışişleri de diğerleri gibi bunun da
altında kalmışlardı.
-
Bu lafın
ne alemi vardı o zaman bilmiyorum ama ben olsaydım
orada şöyle cevap verirdim.
-
Siz ikiyüz yıllık bir devletsiniz. Bizim
ise yazılı tarihimiz en az ikibin yıllıktır. Biz At’a
taa Orta asya’dan beri biniyoruz. İnanmazsan uydundan
Çin seddinin fotoğraflarına bir bak. Bu Türk
akınlarına karşı yapılmış yeryüzünün dört bin km.
gelen en uzun duvarıdır.;bu biiir.
-
Esas ata binenler senin dedelerinin
katlettiği,kökünü kazıdığı, bu kıtanın eski
sahipleri olan kızılderililerdir. İnkalardır,
mayalardır, azteklerdir; bu ikiii.
-
Sonra biz şimdi senin işgale yeltendiğin
bu toprakları dört yüzyıl elimizde tutmuş bir
milletin torunlarıyız, buraları nasıl fethettik
biliyormusun, At sırtında…Hatta yaya yürüyerek…Bu üüç..
-
Bak
Topkapı Sarayındaki tablolara, bütün ecdadımız at
üstünde..İnanmazsan Yunan’a sor, denize nasıl
dökülmüşler Türk süvarilerinin önünde…Bu dööört.!
-
Ya da aç tarih kitaplarına bak, Almanya
önlerine nasıl gelinmiş, Budin,Uvyar, Estergon nasıl
fethedilmiş, kim atını denize sürmüşte
Konstantiniyeyi fethetmiş…Sınırları atların nal
izleri çizmemişte kim çizmiş acaba bir fikrin var mı
. Bu beeş !
-
Hatta
Dedem -Allah rahmet eylesin- süvari zabiti Hasan
Nafi Efendi at sırtında İşkodradan /Balkanlardan-
Kafkas Cephesine nasıl gitmiş C-47 lerle mi !
-
Bak bu da onun hâlâ sakladığım gümüş
kırbacı ve atı “Kekliğin ” fakfon kaşağısı…Bu da
altı..
-
Demek sen teksaslısın ha…At pazarlığını
iyi bilirsin öyle mi .
-
Atatürk’ün, onu anlamaya çalıştıklarını
sananların hep unuttukları bir dış politika
düsturu-kanunu- vardır. Bunu ne o kocaman unvanlı dış
politika profesörleri anlatır, ne de kırk yıllık
hariciyeciler hakkıyla bilir..
-
Mustafa
Kemal Paşa kimsenin ayağına gitmemiştir.Milli
Mücadeleden önce Libya’da Bingazi’ de, Derne’ de,
Balkanlar’da,Sofyada hep zabit olarak bulunmuş,
Veliahd İzzettin Efendi ile Almanya’ya gitmiş,
Karlsbad’da kaplıcalarda tedavi olmuş ama Reisicumhur
seçilince de kimsenin ayağına gitmemiştir. (Tarihe
bakınız , hep onun ayağına gelenlerin Dolmabahçe
rıhtımında çekilmiş resimleri vardır.)
-
Tarık bin Ziyad ,Cebelitarık’ ı geçip
İspanya kıyılarına gelmiş ve atını denize sürerek
şöyle haykırmıştı;
-
-Yarabbi!
-
Arada şu okyanuslar olmayacakdı da senin
şanını dünyanın öteki ucuna kadar taşımazmıydım.!
-
-Ah ah ki ne ah…!
-
Biz bu lafların altında kalacak millet
miydik !
-
-Ya da kimsenin ayağına gidermiydik.
-
-Ey, at pazarlığını iyi bildiğini
zannedenler…
-
Biz bu zaferlerin ve atların tüccarı
değil, Sahibi, binicisi ve süvarisiyiz. Dün
öyleydi,yarın da öyle olacak, inşallah
-
Bugün işgal ettiğin yer; Halifem Harun
Reşid” in dünki masal şehri, Ve ecdadımdan Sultan
Dördüncü Murat Hanın “Güzelce Bağdat’ı”dır.
-
Memalik-i İrakeyn de ; Dicle-Fırat arası
Maveraünnehir
-
Benim doru
arap atlarımın yaylağı, Veya Seyislerimin köyü veya
tavlasıdır.
-
-Bu coğrafyada AĞA BENİM…
-
Şimdilik aradaki okyanuslara dua et.
-
Selâm ve saygı ile…
-
-
(*) Bu
tahrir, united states nam küffarın Memalik-i Irakeyn’i
cebren işgali sonrasında ve Kerkükdeki Evlad-ı
Şuheda Kahraman Asakiriyemizi ve aziz Zabitanı
derdest ederek eski Osmanlı Memaliki Güzelce
Bağdat’a mecburi tebdili hevaya daveti evvelinde
kaleme alınmıştır. Tevafuktur inşaallah…Baki selam...
-
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mustafa AKÖZ |
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
|
- AZİZİM
- Gurbetten bana köyü soruyorsun
- Bağ bahçe,uğraşıyoruz azizim.
- Köylülük hali bu,sende biliyorsun,
- Çayır tepe ekiyoruz azizim.
-
- Gelelim köyün ağasına beyine.
- Hiç kimse doğru bakmıyor köye
- Çok vay kattık geçen yılın vavına
- Tuh be deyip geziyoruz azizim
-
- Rahmet okuttu bu yıl geçen yıla,
- Bayram,Mavlüt çağrıldı karakola,
- Nalsız koca eşekle çıktık yola
- Çüş deyip gidiyoruz azizim.
-
- Geçen günde ağa beni çağırda,
- Neredesin diye epeş bağırdı,
- Bu yıl beyin atı,katır doğurdu,
- Piç deyip de bakıyoruz azizim.
-
- Bizlere çamaşır koçta kuyruk
- Ağır yük oluyormuş onu da duyduk,
- Biz bıyık kestik,horozdan tüy yolduk
- Gık diyerek ötüyoruz azizim.
-
- Yuhladılar sünnetçi ile hocayı
- Ayırt edemezsin karı ile kocayı
- Saçları aynı,giymişler bol paçayı
- Çuf be diyip yürüyoruz azizim
-
- Sevinçle,şerefi kefene sardık
- Sonra musalla taşına yatırdık,
- Bıyıksız,saçı uzun hoca aradık,
- Vah diyerek gömüyoruz azizim
-
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
11 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
|
|
Mehmet
KURTBAŞ
|
-
SENDEMİ ÖYLE SENDEMİ
-
Sevdalandım pek yoruldum
-
Öldűm öldűmde dirildim
-
Bulanık aktım duruldum
-
Sendemi öyle sendemi
-
-
İnsan hali dedim geçtim
-
Rűzgarlara derdim açtım
-
Göz yaşlarıyla tanıştım
-
Sendemi öyle
sendemi
-
-
Hoş görű yolunda gittim
-
Taş atana ekmek tuttum
-
Gönűl yaylasında gittim
-
Sendemi öyle sendemi
-
-
Arayan soran olmasın
-
Sırımı kimse bilmesin
-
Yaradanım dert vermesin
-
Sendemi öyle
sendemi
-
-
Geçen gűnlerim hep ezik
-
Üzűlűrűm yazık yazık
-
Kurtbaşım sabırdır azık
-
Sendemi öyle sendemi 06-01-2005
-
-
|
Bu
sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
77 SAYI 25 Temmuz 2005 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız!
|