Osman ÜNSAL
-
İnsanların en
çok zorlandıkları kendilerinden söz etmektir. Ama ne var ki zaman
zaman bu da gerekli oluyor. Böyle bir durumla karşılaşınca aklıma
hep Yunus'un "Ete kemiğe büründüm. Yunus suretinde göründüm" deyişi
gelir. Belki ciltlerce kitap yazılsa,yine de yalın,böylesine kapsamlı
ve böylesine veciz anlatamaz bir insan kendisini, Yunus'un Yunus'ca
anlatımı hariç. İnsanlar büyüdükçe tevazuları ile daha da
büyürler. Merhum Mehmet Akif Ersoy'un "Sessiz yaşadım kim beni
nereden bilecektir" deyişi gibi.
-
Güzel
geleneklerimizden biri olan bu alçak gönüllülüğü ecdadımız
hayatlarında da geniş anlamıyla uygulamışlardır. Kültür mirasımız
camiler, saraylar, köprüler, türbeler, mihrablar,mimberler,ciltler,
tezhipler, besteler,şiirler yapan,yazan bu insanlar benlik duygusu,
gururlanma olmasın diye adlarını bile gizlemişler. O hayranlıkla
izlediğimiz eserlerinin görünmez bir köşesine "Hakir-ül fakir"
ibaresini yazıp geçmişlerdir. Günümüzde yavaş yavaş terk edilen bu
anlayış yüzünden pek çok sanatçılarımız adından ve kimliğini
bilmekten bizi yoksun bırakmıştır.
-
Biz sıradan
insanlarsa olağan işlerimizi marifetler gibi anlatır payeler
çıkarırız. Bende böyle bir sürçü lisan ettimse af ola.
-
Çocukluğumuzda
dinlediğimiz masallar hep " Bir varmış,bir yokmuş " diye başlardı. O
çocuk dünyamızda sihrini kavrayamadığımız,ne saç ma diye nitelediğimiz
bu deyim;sevdiklerimiz,dostlarımız birer,birer çekip gittikçe
aramızdan,engin manasını içimiz burkularak daha bir kavrıyoruz.
-
Nüfus cüzdanımda
1944 Çorum doğumlu olduğum yazılı. Anamın dediğine göre Zemheride
doğmuşum,beni 1 yaş küçük yazdırmışlar,ekmek karneyleymiş,şeker 5
liraya çıkmış uzunca bir süre çayı kuru üzümle içmişler. Sen doğduktan
sonra pek yokluk çekmedik derdi. Eee ; kolay değil II. Dünya
Savaşı'nın en şiddetli günleri,dünya cehennem gibi,düşman sınıra
dayanmış.
-
1962 de Çorum
Lisesini bitirdim. O yıl Ankara Üniversitesi merkezi sınav
sistemine geçti ve ilk bize uygulandı. Ankara Üniversitesi Dil Tarih
Coğrafya Fakültesi Arkeoloji bölümüne girdim. 1967 de
bitirdim.Çocukken zabit olacağım dermişim, nasip işte Arkeolog oldum.
Kütahya ve Çorum müzelerinde uzman olarak çalıştım. Meslek hayatımda
Aydın-Milet,Çorum-Alacahöyük,Çorum- Boğazköy,Kütahya-Aizanı,Adıyaman-Horis,
İçel- Gülnar,Muğla-Kaunos ve Çorum-Pınarçay kazılarına katıldım.
-
1977 de Çorum İl
Kültür Müdürlüğünü, 1989 da Çorum İl Turizm Müdürlüğünün ilk
Müdürlüklerini yaptım, kuruluşlarını gerçekleştirdim.
-
1994 yılında
Çorum İl Turizm Müdürü iken emekli oldum.
-
Çorum 1973 -
1990 Çorum İl Yıllıklarının ve bazı dergilerin hazırlanmasında
görev aldım ve mesleki yazılar yazdım. Evli ve 3 çocuk
babasıyım.
-
Bizim kuşaklar
belki dedelerimizin, babalarımız kadar yokluk çekmedi. Ama,ben 50
yılda ülkemizin tarım toplumundan, sanayi toplumuna, köy
yaşantısından şehre, manyatolu telefondan, cep telefonuna, gaz
lambasından elektriğe, stabilize yoldan otoyola,renkli televizyona,
bilgisayara, internete kısaca geleneksel toplumdan, modern topluma
geçti. Bizim kuşaklar da hiçbir şey yapmayanlar bile toplumdaki
bu büyük sosyal, kültürel ve ekonomik değişimde köprü oldu. Bu
direnci, bu enerjiyi,bu uyumu gösterdi,bu fonksiyonu icra etti.Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları
bulunmaktadır.
|