|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Adile TÜRKMEN | |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi | |
BUGÜN Sana öyle bir ihtiyacım vardı ki bugün Seni hep yanımda aradım bugün. Sanki teselli bulacakmış gibi, Resimle konuşup ağladım bugün. Eline uzanıp gitmek istedim, Boynuna sarılıp öpmek istedim, Gittiğin yere gelmek istedim, resimle konuşup ağladım bugün. Anlattım resmine bendeki yeri Anlattım kalbimdeki sonsuz sevgimi Yüzüme bakıp beni dinledin Resimle konuşup ağladım bugün. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Ahmet CANBABA | |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi | |
MENDERES ÇIKMAZI
Sevda türküleri söylerken Sevgililer fısıltılarla Aldandım. Ölüm düştü Ölümler düştü Parçalanmış bedenlere Kahbe bir bombada Haber soludum. Görgü tanıkları Olay yeri Feryat figan. Muammer, güler Gözlerim boşaldı Hain ve acımasız teröristlere Lanet okudum. Korku cam kırıklarında Darmadağın. Hırsından kilitlenmiş dil Ve hırsından kilitlenmiş yumruk Ve gözyaşından ıslanmış mendil. Ağıtlar çökmüş gözlere Acılara sağır ten 27 Temmuz gecesi. Dağılmış sokaklara korkulu gözler Kangölüne düşmüş suretler Damarlarda çürümüş kan Ölüm sebil. Can çıkmazına döndü sokak Teselliye kaçmış üzüntüler Hain tuzaklara yem. Zavallılar sürüsü Bu gün Utanç duvarına çarpmış. Amerikan uşağı pkk Dönekler ordusu yaratmış Bir habis ur gibi memleketimde. Burjuvazi Yaşamda bir devinim İleri, geri sağ, sol Orta yol Oltada yem. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Erhan TIĞLI | |
Erhan TIĞLI Hayat Hikayesi | |
SEVGİLİYE ÇAĞRI Gönül bahçemden derlediğim Çiçeklerin hepsini al Yakamozlu aşk denizine Doludizgin dal! Üşüyorsan söyle Kondurayım omuzlarına Öpücüklerimle şal. Şudur en büyük dileğim sana: Mutluluk yağmuru yağdığında İnşallah şemsiyesiz kal! |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
BANA NE Bu işleri bilen bilir. Kime susar kimi coşar Bana ne desen ne çare Bildiğini söylemezsen Gördüğün sen bilmezsen Duyduğunla işlemezsen Bana ne desen ne çare Zaman devran olur döner Aynı iş başına konak Sustuğundan herkes susar Görenler görmez olur Konuşan dil dönmez olur Bana ne desen ne çare En iyisi bildiğin söyle Duyduğunla meşk eyle Gördüğüne katmadan eyle Bana ne desen ne çare! 10/01/2012 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Muhsin AKTAŞ | |
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi | |
VURGUNUM Ne dinin ne dilin gerekmez bana Gönülden girginim inan ki sana Ne ırka bakarım ne de ki kana Yürekten vurgunum inan ki sana Kapında köleyim sokağında deli Gelip bu sevdayı mecnun görmeli Yarıp da kalbimi ona sormalı Yürekten sargınım inan ki sana Hem sağdan hem soldan geri duralım El ele vererek cennet kuralım Gönül bahçesinden güller derelim Yürekten sürgünüm inan ki sana Bir bahane bulup sorun edersin En ufak bir şeyde dönüp gidersin Neden Mizabiyi dağda güdersin Yürekten örgünüm inan ki sana 16.08.2008 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Orhan AFACAN | |
Orhan AFACAN Hayat Hikayesi | |
BİR OY PEŞİNDE Müthiş yarış olur bir oy peşinde Arabalar uzun konvoy peşinde Ekonomi kavrulur ateşinde Miting hazırlığı... Güne başlarken Muhabbet içinde adayla, seçen. Oyum senin diyor kahve, çay içen Ah! Vefalı olsa koltuğa geçen. Ümitler, ümitsiz Güne Başlarken Tohumdur bugün olan harcamalar- Senden, benden yarın misliyle çıkar. Her hediyede tüysüzün hakkı var Düşün, öyle el aç güne başlarken. Köşeyi dönecek işi bilirler. Ucuza gidecek yine fakirler. Ne tövbe, ne ölüm çıkmaz bu kirler Üstüne kir koyar Güne Başlarken A'dan, Z'ye toplasak bu masrafı.. Gülük, gülistanlık yaparız her tarafı. Ne yazık devlet teşvik eder israfı Kaç kişi sabah aç Güne Başlarken Birisi oyu hakkında konuştu. Günler boyu ne fırtınalar koptu. Beklide söylediği çok doğruydu. Kişi: kişi. oy: oy Güne Başlarken Pusula basımına dönen oyunlar. İtirazla kurtuldu ne trilyonlar. Nerede hesap soracak olanlar? Dün dündü, gün bu gün Güne Başlarken Sık sık anarlar Hazreti Ömeri.. Ö; nün noktası olamaz hiçbiri Yarınlar geliyor bugünden geri Günün kadrini bil Güne başlarken Bugünleri görmüş Şeyh Edabali. Hep lale devri İktidarın hali Seçim yardımına kansın ahali Karnı tok üç, beş gün Güne Başlarken Seçilecek daha iyisi yokmuş.. Tavsiyeye, teşvike karnı tokmuş... At gözlüğü onu gaflete sokmuş Pembe dünyalarda Güne Başlarken Güçlü olarak çıksın demokrasi Kimisi ısrarla; onutaşlarken. Felaketimiz olur yoksa aksi. Özgür olamazsın Güne. Başlarken Uzun bir süre yürütme askıda. Oy için toplum markajda, baskıda. Yapanın yok değil hani hakkıda. Emir vermek güzel Güne Başlarken Bilinçli olarak oy ver partiye. Yetkini böyle bildir siyasiye. Dünyanın göz bebeğidir Türkiye Oynanır oyunlar Güne Başlarken |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Rıza HARDAL | |
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi | |
BAKTIM ORTALIK KARMA KARIŞIK
Araştırdım şu dünyanın halini Baktım ortalık karma karışık Kime sordumsa hal ahvalini Baktım ortalık karma karışık Dünya iyi ama sağlam direk yok İnsan iyi ama acır yürek yok Timi aç ölüyor kimisi de tok Baktım ortalık karma karışık Kimi zengin açlık nedir bilmiyor Kimi fakir rezillikle ölüyor Ortadoğu cayır cayır yanıyor Baktım ortalık karma karışık Gülcü güçsüzleri ezip geçiyor Kimi konuyor da, kimi göçüyor Kimi konyak, rakı, şarap içiyor Baktım ortalık karma karışık Dünya döner çarkı felek dönmez mi? Bu belalar boynumuzdan inmez mi? Birlik olsak bir yaşasak olmaz mı? Baktım ortalık karma karışık Vuran vurana da, kıran kırana RIZA sus diyorlar hesap sorana Bakmıyonmu ortalıta talana Baktım ortalık karma karışık 15/06/2009 Çorum |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Sevim HARDAL | |
Sevim HARDAL Hayat Hikayesi | |
DOĞAMIZ YÜRÜSÜN DE GİDELİM Bitlis’in etrafın çevirmiş dağlar Bitmez bilmiyor da sayılı günler Yuvadan çıkıyor yavru minikler Dağların karı erisin de gidelim Kekik, yavşan bürüsün de gidelim Kalenin merkezi şehir merkezi Kavuştur hasretin herkesi Bitlis aslında bir Türk Ülkesi Dağların karı erişinde gidelim Görevimiz biter bitmez gidelim Akşam olur güneş batar doruktan Kafaları gözükmüyor sarıktan Kışın sıcağından yazın soğuktan Bulanık su durulsun da gidelim Yayla karı erişinde gidelim Gurbetin kahrını çekenler bilir Ağlayan göz yaşını çekenler bilir Bitlis’in ilinde duranlar bilir Dağların karı erişinde gidelim Batak yollar kurusunda gidelim Dağların karı var yüreğin yağı Karalı günlerin gelmiyor ağı Bitlis’te öğrendim sol ile sağı Süpan Dağı erişinde gidelim Nemrut Gölü kurusunda gidelim Bir yanımız polis, bir yanımda asker Allah’ım sen bize doğru yolu göster SEVİM’İM der Rızaya kavuşmak ister Dağı duman bürüsün de gidelim Doğanımız yürüsün de gidelim 05/02/2000 Bitlis |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Şükrü GÜLTEPE | |
Şükrü GÜLTEPE Hayat Hikayesi | |
AH BU PARA Para benden uzak kaçtın Şu gönlüme yara saçtın Çok gönüle kapı açtın Eşin dostun hepsi para Para sensiz olunmuyor Seven dostlar görünmüyor Parasızlar sorulmuyor Eşin,dostun hepsi para Paran varsa dostluk olur Bilmeyenler seni bilir Solan rengin hemen gülür Eşen,dostun hepsi para Para seni bulamazdım Kalbim hüsran gülmez miyim Sensiz hayat sürmez miydim Eşin,dostun hepsi para ŞÜKRÜ söyler be kardeşim Parasız olmuyor işim Hem yoldaşım,hem kardeşim Eşin,dostun hepsi para Para için koşturursun Gönülleri coşturursun Mark,dolar uçurtursun Eşin,dostun hepsi para 20.05.2001 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI | |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi | |
İÇİNİZDEKİ ŞEHİR Sessiz bir pazarlıkla satın aldığınız içinizdeki şehirde yaşıyorsunuz. Henüz borçlarınızı ödeyemediniz. Siyahlayan göz kapaklarınız altında bir şeyler hissetmeye çalışıyorsunuz. Kendinizden uzaklaştığınızı fark etmeden düşünce tellerini teleferik gibi kullanarak en uzaklara kayıp gidiyorsunuz. Sayısız unsurlara dokundukça tüyleriniz ürperiyor. Sizi aşan sözlerinizin yankılarıyla sarsıldığınızı hissettiğiniz anlardaki bağırmalarınızla özünüzdeki kuşları kaçırıyorsunuz. Nefes alışverişlerinizle gülleriniz soluyor. Çılgınlıklarınızla çatılarınızdan kristalleriniz dökülüyor. Düşünme alanınız daraldıkça şehriniz büyüyor. Sokaklardan, caddelerden koştukça yoruluyorsunuz. Gecelerinize gerilim makinelerinizin ışınları düştükçe robotlaşıyor insanlarınız. Kirli sularınızdaki kurbağalarınız timsahları dahi korkutuyorlar. İç yolculuğunuz yaşlandırıyor sizi. İçinizdeki çığlıklar büyüyor. Kırk ayaklı zorluklar üretiyorsunuz. Laboratuarlarınızdaki yedek hücreler size tatlı anlar yaşatmaya fırsat vermiyorlar. İçinizdeki korkunun göstergesi sizi yukarıdan aşağılara bırakırken siz sesinizi dahi çıkaramıyorsunuz. Saatler kıpırdadıkça mevsimler sökülüyor yüreğinizden... Aklınızdan hep yalnızlığınız geçiyor. Mantes la Ville - 22.09.2002 |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |