Çorum Ulu Cami Minber Kapısı

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Ahmet CANBABA KURBAN EDİLDİ
Erhan TIĞLI ÇİÇEKLİYOR YÜREĞİMİZİ OZANLARIN DOST IŞIKLARI
Erman YILDIRIM YENİ DOĞAN BİR ÇOCUĞUN ADI
Hıfzı ÖZBEKMEZ ASLAN MEHMEDİM
Mahmut Selim GÜRSEL VADE
Mesut ARTAR DAĞ RÜZGARI 
Muhsin AKTAŞ SANİYELER YORDU SEVDİĞİM
Necati ÇAVDAR BELLİ Kİ SENİ GÖRDÜM
Rıza HARDAL CAMİLER CAMİLER

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
KURBAN  EDİLDİ
Ağaya kul olup vatanı için
Ölen ölmeyene kurban edildi
Zalimin zulmünden kaçarak yüzü
Gülen, gülmeyene kurban edildi
 
Kor’a muhtaç yakamaz çakmağını
Her lokmada yer patron tokmağını
Elindeki bir dilim ekmeğini
Bölen, bölmeyene kurban edildi
 
Seneleri geçti boşu boşuna
Bakmadılar fakirin gözyaşına
Anlamayan geçti işin başına
Bilen, bilmeyene kurban edildi
 
Kadın onlar içinmiş el kiri de
Cevap veremez ki sorsan biride
Bir bak ülkemizdir en çok geride
Kalan, kalmayana kurban edildi
 
Alın yazısının içinde naat (1)
Şifa dağıtmaya yetmedi saat
Sırtı sıvazlanıp yalnızca vaat
Alan, almayana kurban edildi
 
Saltanat a karşı çıkan sürgünde
On binlerce şehit verdik bir günde
Yurduna askerlik için zor günde
Gelen, gelmeyene kurban edildi
 
Halkına gelecek vermek görevi
Barındırır içinde gizli devi
Yürekte yalnızca birikmiş sevi
Olan, olmayana kurban edildi.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erhan TIĞLI
Erhan TIĞLI Hayat Hikayesi
ÇİÇEKLİYOR YÜREĞİMİZİ OZANLARIN DOST IŞIKLARI
Ozanların yediveren elleri
Dur diyor kötülüklere çirkinliklere
Ama kovanımızı yağma etmeye kalkan
Katran karası şer böcekleri
Görmezlikten geliyor balını
İğnesine takıyorlar kafalarını
Ama ne kadar tutsalar da
Dört duvar arasında
O kadar çok yayılır dört bir yana
Sesi nefesi bahar yeli
Söndüremez ışığını karanlık adamlar
Deniz feneri olur yıldızlı gözleri
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
YENİ DOĞAN BİR ÇOCUĞUN ADI
29 Ekim sabahı
Bir çocuk doğdu
Acılar ve sevinçler içinde
Büyüdü büyüdü...

Çok sevimli
Kaşları hilal gibi
Adını sorarsanız
Cumhuriyetti evet Cumhuriyet
 
Şimdi ise 75 yaşında
Daha nice yaşlara
özgürlük hürriyet aşkına
Daha nice büyük yaşlara
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
ASLAN MEHMEDİM
İmanlı göğsünü dağlara vurur
Hainin peşinde Aslan Mehmedim
Şarkın sınırında kaledir durur
Düşmanın düşünde Aslan Mehmedim
Tertibi kolunda verse de canı
Unutulup yerde kalır mı kanı
Namı titretiyor koca cihanı
Yazında kışında Aslan Mehmedim
Alnından vurulup şahadet içer
Melekler yanında semaya uçar
Her mevsim gül olur yeniden açar
Toprağın döşünde Aslan Mehmedim
Anayı babayı o nazlı yari
Vatan için terk ediyor diyarı
Geçiyor ömrünün gençlik baharı
Yirmili yaşında Aslan Mehmedim
Ahir ömür gelir geçer yel olur
Sensiz bu topraklar bize el olur
Latifim göz yaşım dinmez sel olur
Mezarın başında Aslan Mehmedim  

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
VADE
Bir gün gelir bizde gideceğiz
Herkesin gittiği o yola
Bu dünyanın yapısı bu
Bizde çıkacağız bu yola

Gelin gelmeyen ev olurda
Onun gelmediği ev olmaz!
Sıra kimde ise zamanı geçmez
Gelince ecel adamı hiç seçmez
 
Bu kapıdan sırası gelen geçer
Ekin biçer gibi canını biçer
Dağ kadar servet versen ne çare:
Sıra gelince ömür denen şey biter.


 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mesut ARTAR
Mesut ARTAR Hayat Hikayesi
DAĞ RÜZGARI
Kaderde senden ayrı düşmekte varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden önce
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularının karıştığı denizlere git
Git gidebildiğin yere diyordum
Oysaki senden kaçılmazmış
Bilmiyordum !
Yine de dayanmaya çalışıyorum işte
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmişse
Saçlarını okşayıp getirmiştir diye avunuyorum
Yaşamak seninle bir başka zamanı
Bir başka zamanda seni yaşamak
Her şeyden önce sen
Elbette sen,
Mutlaka sen !
İster uzakta ol, ister yanı başımda dur
Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur
Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır bitmiyorsun
Çaresizliğim gün gibi aşikar
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin
İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran
Sen güneş kadar sıcak
Tabiat kadar gerçek
Sen bahçelerde çiçek açtıran
Sudan havadan güneçten yüce varlık
Sen o tek sevgi içimde sen
Görebildiğim o tek aydınlık
Bir nefeste benim için al
Havasızlıktan öldürme beni
Bulutlara yıldızlara benim için bak
Susadım diyorsan bir yudum su içmelisin
Ben yorulduysam sen oturmalısın
Ellerim sevilmek istiyor
Saçlarım okşanmak
Dudaklarım öpülmek istiyor
Anlamalısın
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
SANİYELER YORDU SEVDİĞİM
Zalim gurbet bizi yine ayırdı
Etlerimi kemiğimden sıyırdı
Güneş bile kuyruğunu kıvırdı
Sensiz saniyeler durdu sevdiğim

Saatler özlemi kurşuna dizer
Bu ruhum şehrini her gece gezer
Kaldırım taşları göğsümü ezer
Densiz saniyeler vurdu sevdiğim

Aramızda yollar ırayıp durur
Bülbülün dilinde nameler kurur
Rüzgârlar bağrımı hançerle vurur
Dinsiz saniyeler yordu sevdiğim

Yıldızların çığlığı geceyi deldi
Yatağım çiğ oldu buzlara geldi
Sanki tüm yaratık bana bir eldi
Dünsüz saniyeler sırdı sevdiğim

Ay tutuldu gece boyu ağladı
Dalgalar kudurdu taşı dağladı
Mizabi hasretle kara bağladı
Kansız saniyeler sürdü sevdiğim
16.08.2008
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Necati ÇAVDAR
Necati ÇAVDAR Hayat Hikayesi
BELLİ Kİ SENİ GÖRDÜM
Deliler yurdundan yeni geldim
Düşünce şimşeğinde gördüm
Fırtına gibi, yıldırım gibi
Anlık ve berrak gördüm
Homarus’un sofrasında
Geçmişi anlatırken gördüm
Eflatun’un masasında
Geleceği ararken gördüm
Gözlerin şimşek gibi
Başında ışık halesi
Asırlar öncesinden ötesine
Huzmeler saçarken gördüm
Saçların dağınık,
Benzin soluk
Yoğun ve heyecanlı
Kitaplar içinde, kayıp
Bahar yaprağı gibi naif
Cılız çalılar içinde boy veren
Fidanlar gibi gördüm
Bir ara Hallaç’ın yanında
Dimdik
Her cefaya sırtını dönük
Sultanlar yanında sönük
Karunlar birer sülük
Sarayları pul yaparken gördüm
Dağ yeli, ova serinliği,
Deniz gümüşü, fırtınası
Bulut mavisi, bozu
Orman yeşili
Haldun’dan haber verirken gördüm
Umuda akan, ırmaklar gibi
Kirleri kapatmaya yağan kar
Ve neyden çıkan ses
Mesnevi’de nefes gibi gördüm
Uzaktan gelen bir sevgili,
Dosdan fısıltı,
Ufak bir ürperti de
Gönülden sözler dolu
Sanki Yunus vari
Varı yokta gördüm
Yanarken tapınaklar
Melekler düşlerimde
Gezerken devri alem
Ta Platon’dan bu yana
Nebiler dizisinden nurlar
Düşünceden pırıltılar
Ser ayaklarım altına
Otururken filozoflar tahtına
Belki de seni gördüm
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza HARDAL
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi
CAMİLER CAMİLER
Cami bizim şaheserimiz
Allah zikreder dilimiz
Hem ölümüz, hem dirimiz
Camiler de, camiler de.
 
Yedi Ekim’dir haftası
Ruha aşılamak tavası
Dini görevlinin başı
Camiler de, camiler de.
 
Cami Allah’ın evidir
Mümin olanın yeridir
Hem evidir,hem yeridir
Camiler de, camiler de.

Camilerde zengin fakir
Takke vurur, eder zikir
Beyaz sakal, siyah kakül
Camiler de, camiler de.
 
Cami bir ibadet yeri
Din eğitimin temeli
Halkın eğitiminin yeri
Camiler de, camiler de.
 
Allah rızasını kazanmak
Tövbe ederek yaklaşmak
Beş vakitte namaz kılmak
Camiler de, camiler de.
 
Diyanet işleri bakar
Geceleri kandil yakar
Gönül gönülleri kokar
Camiler de, camiler de.
 
Allah bir Muhammed haktır
Gidenlere günah yoktur
Her işin başı doğruluktur
Camiler de, camiler de.
 
Dini yolu Erkan yolu
Orda bağla eli,kolu
RIZA diyor doğruluğu
Camiler de, camiler de.
01-10-2005
 
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Kasım 2011 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 117