Karikatür Uğur PAMUK

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Ahmet CANBABA PERİŞAN 
Erman YILDIRIM KRALLAR ÜLKESİ
Hıfzı ÖZBEKMEZ ANLATSANA
Mahmut Selim GÜRSEL GÖRDÜM GELDİM ÖZLEDİM
Necati ÇAVDAR GÖKBAYRAK; SENİ ÖZLER
Muhsin AKTAŞ BENİ DE GÖTÜR
Orhan AFACAN ANNELER KIRIK GÖNÜL
Tuncay TAKMAZ SAKIN AĞLAMA

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
PERİŞAN
Haylaz sancılarda sukuta yer yok
Günler yağmalandı zaman perişan
Katledildi gülen yüzler bakışla
Değmeyin gönlüme aman perişan

Gün batıyor sinede can sönerken
Dokunulmaz tene kollar tünerken
Közdeki kor ateş küle dönerken
Gözlerimden çıkan duman perişan
 
Eller çıldırırken tene değmede
Gözler güzelliğine baş eğmede
Titreyen dudaktan çıkan nağmede
Melodi şaşırdı keman perişan

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Erman YILDIRIM
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi
KRALLAR ÜLKESİ
Merhaba Anadolu
Merhaba Hititler Frigler
Persler,Medler
Anadolu’nun kurucuları
Geçmişin bürokratları
Merhaba
Ben Hitit kralı Hattuşiliyim
Orta Asya’dan geldim
Kızıl ırmağa yerleştim
İlk yazılı antlaşmayı ben imzaladım
sırayla sfenksli kapılar geyik heykelleri
Güneş kursu, altın taçları
13. yüzyılın 12 kralını
Ben yaptım.
Ben Frig kralı Midas’ım
İç Anadolu’dan gelmeyim
Aslında Trakya’dan Anadolu’ya göç ettim
Kimmerler tarafından yok oldum bittim.
Ben Med kralı Kayaksat Babilim
Arilerin İran kolumdanım
Ben ise Pers kralı kyosurn
Dedemle savaş yaptım
Med ülkesini topraklarıma kattım
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hıfzı ÖZBEKMEZ
Hıfzı ÖZBEKMEZ Hayat Hikayesi
ANLATSANA
Acep nicedir hallerin
Tatlımıdır ki dillerin
İncemidir o bellerin
Gülüm biraz anlatsana
Çabuk kızar küsermisin
Rüzgar gibi esermisin
Sende şiir yazarmısın
Gülüm biraz anlatsana
Kısamı uzun mu boyun
Bilmem tatlımıdır huyun
Kimlere dayanır soyun
Gülüm biraz anlatsana
Hayatında biri var mı
Gönül kapın yoksa dar mı
Kalbinde sevdiğin yar mı
Gülüm biraz anlatsana
Gözler mavimi elamı
Saçlarında beyaz var mı
Kaderin kara yazar mı
Gülüm biraz anlatsana
Bakışın delimi eder
Gözlerin dalıp mı gider
Sevdiklerin sana ne der
Gülüm biraz anlatsana
Hep güler mi senin yüzün
Karamıdır kaşın gözün
Baldan tatlımıdır sözün
Gülüm biraz anlatsana
Girdin latifi gönlüne
Neşe kattın sen ömrüne
Bu konuda düşüncen ne
Gülüm biraz anlatsana
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
GÖRDÜM GELDİM ÖZLEDİM
Gitmiştim yine çağrıldığım o makamlara
Gördüm de gelirken orayı özledim
Gülmedim ben oralarda bakıp anıp
Geldiğim yere geri gideceğimi düşünemedim.

Baktım baktım doyamadım oralara
Benim o mekânın karşısında neydim
Buralara tekrar O’nun sayesinde geldim
Bu devirde çabucak O Kıble’de idim.
 
Zamanı geldi gittik o Habib’in yurduna
Doyamadım Ravza’sının kokusuna
Ziyaretimiz tamamlandı hemen
Koymadılar bizi yolladılar oradan.
15/06/2011 19,55 Çorum
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Necati ÇAVDAR
Necati ÇAVDAR Hayat Hikayesi
GÖKBAYRAK; SENİ ÖZLER
Gök bayrak;
Seni, özler; Al bayrak, seni, gözler
Yurduma dikilmiş hain gözler
Vahşet ki; anlatamaz, sözler
Nerde güller açan bağı
Kan çağlıyor ovası dağı
Yad ellerde dağlanır bağrı
Silen yok gözünün yaşı
Mecal yok, başlar ezik
Mektup yok, teller kesik
Turnalardan haber(!) bekler
Uçar, geri döner mi ola
Yüzyıllardır yüreği yaralı
Altaylar gibi dertleri sıralı
Yanar hasretine, garbın
Şark içinde yad avcı vuralı
Baş gitmiş, dağılmış kervan
Hükümdar yok. Veremez ferman
Bekler haber, vermezler aman
Yolar tutuk. ,Gitmez kurtarıcı Selam
Düştü yiğitlerim, soldu gülüm
Türkü oldun, söyler dilim
Çaresiz; insaf, çaresiz; ilim
Dayan bahtı karalı yârim vay benim nazlı, elim
Rus elinde esir millet, o dayanmış kapıya
Kiril; elinde asa, çıkıyor ta Çankaya’ya
Haçlı el sütünde.. Hilal olunca “irtica”
Şarkı boş verdik,” batıl”a kapılanınca
Neden Haçlı köyler bile bağımsız, devlet(!)
Bizim koca yurtlar işgalde.. Esir! Yüce millet
Medeniyetler kuran halk.. Çaresiz, rezil ümmet
Dünün teröristi, bu gün devlet!..
Esir; medeniyet inşa eden millet
En ufak ilgi, sayılıyor zalime ihanet
Eline taş alana füze ile saldırıyorlar
Her bahane ile Müslüman kırdırıyorlar
Seyahatleri bahane Gül ve Devlet
Başlıyor katliam, Kopuyor kıyamet
Kafa tutuyor âleme
Kimse ses çıkarmıyor zalime
Cevap hazır: çünkü; nükleer güç
BM’de temsilci yok, zalime sözcü çok
Esir,
Kırım
Kazan
Kafkasya
Bütün Türkistan
Trakya, Balkan
İngiliz ipi ile sağlam bağlanmış.
Bütün cihana çökse, âleme yeten
Çilekeş Anadolu(!) hepsine kalkan
Gökbayrak, Albayrak kıskaç da
Tümüyle hedef; Hilal
Avrupa - Afrika – Asya
Kan çağlıyor bizim coğrafya
Dalgalansın, kan kırmızısı Albayrak
Birleşsin Yürekler
Sönmesin Semalar rengi Gök bayrak
Varlığın sende, sırtında ağır yükler
Bu gün benim efkârım var
Bu gün sokaklarda çağlayan kanım var
Babasına ağlayan anne karnında canım var
İleriye bakan ümitlerim var
Bu gün efganım var, var
Yarına bakan ümidim var
Serhatlarda dalgalanan Albayrak
Gönüllerde Gökbayrak var
“Marip maşrık” az gelir
Sarsa da Çin ve Maçin
Ne gurkalar,haçlılar gördük
“Sed” bilen“yecüç mecüç” az gelir
Urumçi’de, bilge Kaşgar’da kan
İki yüz binlik kızıl orduyu ezen
Yiğitlik abidesi; Turfanda “Alev Vakası” var
Milyarlara dayansa da
Unutmaz.. Yecüç- Mecüç
Aktuğ’da “Berin İnkilabı” var
Zalim dinsiz, acımasız, pek
Sabır dağı sana yük! Sen; çek
Hotan’da kaza ören ipek
Mazlum ahı kalmaz. Zaman.. Geçecek
Çağ ne getirir, ne gösterir? Anlı gelecek
Bizim eller yanıyor
Bizim yürekler kanıyor
Zalim duymuyor, seyrediyor
Bir damla petrole, bedel
Varillerle Müslüman kanı içiyor
Darağacı kuracakmış!
Kime kurulur darağacı?
Kurutuluyor Türkün soy ağacı
Sökülüyor; İslam’ın medeniyet tacı
Otağı; Saltuk Buğra Han
Kan kusuyor, Türk’e Filistin
İslam’a aydınlık Bağdad
Bu gün; baba yurt Türkistan..
Yerkent, Yili, Kaşgar, Aksu.. Hotan
Urumçi, sarılmış ondan da beter
İnsanlığın derdi, Türkistan
Kaleler kapalı, kime ne
Ses veren yok, mazlumun sesine
Kurarlar güçten yana siyasetini
Kimi korkar zalimden
Kimi öne alır ticaretini
Kan kokusu sarar dünyayı
Git turnam. Bu gün çaresizim
Hem yaralı, hem öksüzüm
Ben çağlara ışık yayan közüm
Kurtarıcı güneş, barışı kuracak sözüm
İnsanlık; kurtarıcı habere gebe
Hak; er-geç galebe çalar zalime
Bitmem, dayanırım gitsem de ölüme
Sabır, korku ve en büyük ilaç zulüme
Yaratan boş mu bırakır alemi
Vardır yaralar saran merhemi
Sarınca kâinatı, Mevlamın Selam’ı
İnşallah kurtarır. “Gül” kokusu, dünyayı
10 Haziran 2009- Cuma
Şairin yeri- Emiryaman -Ankara
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Muhsin AKTAŞ
Muhsin AKTAŞ Hayat Hikayesi
BENİ DE GÖTÜR
Sensiz uzaklarda yaşamak çok zor
Giderken yanında beni de götür
Yokluğun içimde sönmeyen bir kor
Giderken yanında beni de götür
 
Dolarsın aklıma düşlerim üşür
Demir törpü durmaz içimi kaşır
Damarlarda kanım canını taşır
Giderken yanında beni de götür

Seni görememek ölümden beter
Sen yoksan başımda baykuşlar öter
Ayrılık acıtır istemem yeter
Giderken yanında beni de götür
 
Yalnız bir köşede yanıyor içim
Gurbet yollarında ağarır saçım
Mezara gidiyor seninle göçüm
Giderken yanında beni de götür
 
Gözlerinden uzak durmak olmuyor
Yâr yoksa dünyanın tadı kalmıyor
Sensiz bu Mizabi huzur bulmuyor
Giderken yanında beni de götür

 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Orhan AFACAN
Orhan AFACAN Hayat Hikayesi
ANNELER KIRIK GÖNÜL
Anneler günümü kırık gönülle
Kaç defa annemsiz kutlamaktayım.
Veremediğim bir kırmızı gülle
Acılar içinde kıvranmaktayım!!!
Kolları sarmaşık, yüreği aşktı.
Sabırla, hoşgörü tercihi şıktı
Babama deliler gibi âşıktı.
Öyle bir aşk için zorlanmaktayım.
Kırmızı gül onun için Uhut'tu.
Onu hep bağrında, başında tuttu.
Resul hasretini öyle avuttu
Şefaat bulduğuna inanmaktayım.
Sanmayın anışım bu özel günde.
Sevincimden olsun yahut hüzünde.
Aklımda, dilimde, her an gönlümde
Kanıyla, canıyla yaşamaktayım.
Babalıkta yaptı kaç çocuğuna.
Neler vere bilsek azdır uğruna. –
Vakitli, vakitsiz sık sık ruhuna
İhlasla, fatiha okumaktayım.
Benimde çocuğum, torunlarım var
Ayrı ayrı derdi, sorunlarım var.
Hoşgörü, sabırla yorumlarım var
Akıp, giden zaman ırmağındayım
Saçına hayrandı salkım söğütler
Gözünde hazır bulutlu hüzünler
‘Rehberim olur’ verdiği öğütler
Halen ellerine tutunmak tayım.
Anınca hüzünlerle doluyorum
Anılar içinde kayboluyorum.
‘’Hak emri’’ deyip sükut buluyorum
İnnalillahi’yi anlamaktayım.
Dünyada annesiz çok büyüyen var.
‘Doğalı’ anneyi geremeyen var.
Görüştürülmeyen, görüşmeyen var
Acaba hissimi davranmak tayım?
Babasız doğdu, Annesiz büyüdü
Ümmetin önünde örnek yürüdü.
Korkarım sevgimi riya bürüdü
Her iki dünyamı yıpratmaktayım...
Boğazından kesip bizi beslerdi
Masalla dünyamı renkler, süslerdi.
Büyük bir adam olmamı isterdi
Sıcaklığını hep aramaktayım....
‘Uyuyup, büyüyüm" ne çok isterdi
Geciksem uyumaz yolda beklerdi.
Geldiğimde Allah'a şükrederdi
O korkuyu bugün yaşamaktayım
Kabrine bıraktım belenmiş gibi
Dünyada ilk, tek, son ölenmiş gibi
Bir bıçak ki yeni bilenmiş gibi
Hasreti içimde yıpranmaktayım..
Hayalimde durur hep kefeniyle
Melekti adeta beyaz teniyle.
‘ Hoşça kal’’ demedi bana eliyle
Üzülüp, üzülüp kahrolmaktayım
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Tuncay TAKMAZ
Tuncay TAKMAZ Hayat Hikayesi
SAKIN AĞLAMA
1.
Yarın
Ölüm kadar soğuk
Bir şey yazacağım
Defterime
 
Sakın ağlama
Sözcükler
Vurulmuş kuşlar
Gibi
Düşecek
Aramıza
2.
Nasıl kuşatırsa
Bedenin görüntünü
Ölesiye kuşatacağım seni
Üzerinde çırılçıplak bir bahar
Sarıp sarmalayacağım
En mahrem saatlerini
 
Bir vampirin kan emmesi olacak
Her öpüşüm avından
Ve kokusu damlayacak
Sevişmelerimizin
Lavanta satıcılarının torbalarına
 
3.
Oy yaylalar oy
Bir çocuk doğurun bana
Adı portakal olsun
Leylak koksun saçları elleri diken olsun
Öptüğümde batmasın gözleri yalanlara
Geniş caddeleri bilmesin sevmesin salaş barları
Hırçın olsun bakışları
Öfkesi denk düşsün mavilere siyahlara
 
Oy yaylalar oy
Bana çocukluğumu verin
 
 

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Temmuz 2011 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 113