|
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Erman YILDIRIM | |
Erman YILDIRIM Hayat Hikayesi | |
KAYBOLAN KENT Onu otobüsün en arka sırasında tanımıştım Her sabah yapıştırıp yüzünü cama Dalardı o hep uzaktan gördüğü düş yolculuğuna Ve masumca sızardı göz yaşları yüzündeki çukura İnerdi o caddenin en son durağında Yürürdü başı öne eğik çarpuk çurpuk evlerin arasında Kaybolurdu düşleri o caddenin son durağında Ben onu bir ömür yüreğime kazımıştım Hayallerin penceresinde Ömrünü kaybetmiş bu caddede O masum gençliğini yani baharını Serivermiş kazaklar gibi tereklere... Bir kenar mahallenin kıyısında İki odadan ibarettir yaşadığı yer Yaşadığı yer gibi küçüktür Özlemini çektiği hayaller Artık hayatın yükünü kaldıracak omuzlar Yavaş yavaş terke diyordur onu yorulmuştur Onu anlayacak, onu sevecek Mütevazı bir koca ister Otobüs yaklaştıkça o caddenin son durağına O küçücük hayalleri suya düşer... Anlayamaz bu hayatı Bu gece gibi karadır bahtı Bazen düşünür durur neden Ne diye doğdum ulan ben... Çok geçmedi aradan Bir sabah binmedi otobüse Yüzünün ve hayallerinin izi çıkmamıştı camdan Merak ettim hasta mı nasıl diye Evlendi dediler Şaşırdım, inanamadım Oracıkta donup kaldım O gün o cadde de düğünü vardı Cama koyduğu yüzü gülüyordu artık Gerçekleşmişti küflenmiş hayalleri Bir evi, bir kocası vardı artık yolunu gözlediği Evini süsler, çeşit çeşit yemekler pişirirdi Bam başka bir dünyaya yeniden gelmiş gibiydi... Yine bir sabah otobüsün en arka koltuğunda Gördüm onu alnını dayamış cama Gözünden yaşları akıtarak yüzündeki çukura Okşuyor bebesinin ellerini tanıyanlar söyledi Kocası kumarda kaybetmiş evini işini Düşmüş mapus damlarına; O yine Tabi ki ömrünü verdiği tezgahların başına. Kayboldu düşleri... Kayboldu kent... Kayboldu kentin o caddesi... |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Halil KAYMAK | |
Halil KAYMAK Hayat Hikayesi | |
YAYLACIK Gönül arzuladı kendi köyümü, Serin yaylasını, soğuk suyunu. Çoban olup gütseydim koyunu, Ne güzel yerini bulmuş Yaylacık. Daimi hoş geçer, baharı yazı, Madımak topluyor gelini kızı, Üç Pınara doğru Çördük Boğazı, Ne güzel yerlerin varmış Yaylacık. Daz tepeye vardım eyledim seyran Şahin Pınarı gördüm, aldı bir heyecan. Ne güzel yaptırmış NİYAZİ ÖMERCAN Seni sevenleri varmış Yaylacık Hava bulutlanır gelir dumanı, Hoşuma gidiyor çayır çimeni, Mevsimi gelince mantar zamanı, Herkesi bir sevinç alır Yaylacık. Aklı olan viran koymaz yurdunu, Çeken bilir gurbet elin derdini Sağ olsun Almancılarımız eder yardımı, Her taraftan destek almış Yaylacık. Her sabah esiyor poyraz yeli, Geçiyor içinde kazanın yolu, Ne güzel yapılmış ortaokulu, Gittikçe ileri gelmiş Yaylacık. Hep birlikte olup da etmişler caba, Eksikti sağlık ocağı yapılmış oda. Köyümüzün kuzeylinde Demirci Baba, Kurbanlar kesilir orda Yayalacık. Dil ile tarif edilmez köyümün yeri, Boşa dolaşmıyak kırı bayırı, Hatırdan çıkartmıyak sarı çayırı Ne güzel adını bulmuş Yaylacık. Vazifemdir benim köyümü saymak, Olur mu dostlarım köyüme doymak, Ne güzel yazdın HALİL KAYMAK, Asla unutmam seni Yaylacık. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Haydar KILIÇ | |
Haydar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
EHLİBEYT Ehlibeyt dergâhına her zaman Varır isek bizim için yoldur Muhammed Ali’nin kurduğu yolu Görür isek bizim için yoldur. Ceddimiz Ali’nin soyundan gelir Yol ve erkân bize ondun kalır Âlim insan bunu çok iyi bilir Arar isek bizim için yoldur. Temiz olan kişi dergâha vara Sakın ki kalbinde olmasın kara Pirin huzurunda dikilsek dara Durur isek bizim için yoldur. Gözün dikmeyesin elin malına Hiç aldanma şu dünyanın varına Anlı açık erenlerin yoluna Yürür isek bizim için yoldur HAYDAR yazar erenlerin işini Bazı sakın durur bazı düşkünü Hüseyin aşkına gözler yaşını Verir isek buzum için yoldur. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
İhsan TOMBUŞ | |
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi | |
DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN Kalbimi esir aldın taktın bana tasmayı Bırak Allah aşkına her halime kızmayı İhmal etme ne olur mektup yazmayı Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı Bırak böyle her akşam içip sızmayı Sonra da ayrılarak boğa gibi azmayı Sakın düşünme emi mezarımı kazmayı Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Mahmut Selim GÜRSEL | |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi | |
SOKAKLAR
Uzun ve ince kaldırım taşlı Kimi çukur, kimi bakımlı Bazen düzgün bir taş bulup Dizip aşıkları*, arkadaş bulmadan Oynayabileceğin bir mekân mı? Yoksa naralar attığın daracık Uzaktan bile ışığı gözükmeyen Dar gibi gözüken büyük alanlar mı? Sokaklar. İşte bizim her gün geçtiğimiz Bazen dönüp bile görmediğimiz Kefenlenmiş cenazeler ile Sırtlarda taşınan torbalardaki Bayat ekmekler ile bilmediğimiz Çöplerden toplanan atıkları ile Sokaklar. Neden görmediklerimizi görmek Bilmediklerimizi bilmek Sevmediklerimiz sevmek için Sokakları seçeriz? * Çorum’da eskiden oynanan koyun ve keçi bacak eklemlerinden ön dizlerinde bulunan bir eklem kemiği. 10/06/2005 Çorum 01,22 |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Sakin KARAKAŞ | |
Sakin KARAKAŞ Hayat Hikayesi | |
MEZARLIĞA DOĞRU Beylerçelebi Camii avlusunda, Tabutları bekleyen musalla taşı. Sonsuzluğa giden yolda, cansız bedenleri taşı. Cadde üzerinde, cenazeler geçerken. Aldanmayın, sanki ölüm erken. Asri mezarlık en sonraki mekân. Ölüm acısıdır yürekleri yakan, Kaç mezarcı kazmanı bir daha vur. Bak cenaze geliyor, biraz dur. Ruhların sesini sus dinle. Ölüm var. Ölüm her an seninle. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
Şaket TOMBUŞ | |
Şevket TOMBUŞ Hayat Hikayesi | |
GÖNDERME GERİYE Diledim geldim huzura, Rabbim döndürme geriye Kavuşmak istedim nura, Rabbim döndürme geriye. Kattım geceyi gündüze, Bakmadım bahara, güze Deryalardan yüze yüze, Geldim döndürme geriye. Yüzümü ak eylemek için, Kalbimi pak eylemek için Ruhumu berrak etmek için Geldim döndürme geriye Resulüne eyle komşu, Bana düz eyle yokuşu, Ben istedim daim huşu, Rabbim döndürme geriye. Yüz sürerek türabına, Dayanamam azabına, Diledim geldim kapına, Rabbim döndürme geriye. |
|
Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız | |
![]() |
|
Yaşar KILIÇ | |
Yaşar KILIÇ Hayat Hikayesi | |
KIŞA SORDUM Ey kış ne bu halin? Suyu taşar ırmak gölün, Coşturursun suyun,selin Cevap versen yok mu dilin? Bizim elde çok durursun, Baharı sen soldurursun Razı değiliz bilirsin, Gitsene niye kalırsın. Uzaklardan bir şey gördü, Ah dedi iç çekiyordu, Yüzünü geri çevirdi Alınmıştı cevap verdi. Geri dönmüş bakıyordu, Gözünden yaş akıyordu Sanki şiir okuyordu Ah edip iç çekiyordu. Bunca zahmet çektiğim |
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |