Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
Adile TÜRKMEN  GİDEM DEDİM NAZLI YARİM
Ahmet ÇETİN ZAMAN
Ahmet KURTBAŞ  ONA YANARIM  (Çorum Halkı İçin)
Ayşe ÇOBAN ÇİĞDEMİM
Hasan ÜNALAN  GELEK BİR GÜN
İhsan TOMBUŞ   ÇORUM TÜRKÜSÜ
Mehmet ARSLAN  ÖĞRETMENİN OLDUM
Mehmet Şakir ÇIPLAK ÇAĞRI (Paşa'ya)
Mesut ARTAR  SEVDALIM
Mustafa AKÖZ KABRİSTAN
Mustafa GÖKGÖZ  NİHAYET
Rıza HARDAL BİR GÜN
Sakin KARAKAŞ SANA GELDİM OSMANCIK
K. Tanju ÖZSÖNMEZ YENİ YIL
Şükrü GÜLTEPE KÖYÜM
Üzeyir Lokman ÇAYCI GÜNDÜZ GECEDEN  BAŞLAR
Zafer TERLEMEZ BİLİRSE

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 01  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Adile TÜRKMEN
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi
GİDEM DEDİM NAZLI YARİM
Gidem dedim nazlı yarim ağladı.
Bir of çekti ciğerimi dağladı
Bilmez misin dayanamam hasrete
Zalim gurbet yollarımı bağladı.

Yüce dağ başında bir gül bitirdim
Nasıl oldu da ben o yari yitirdim.
Eller sevdiğini almış yanına
Elimi koynuma soktum oturdum
 
Ilgıt ılgıt esen seher yelimi yelimi?
Benim gönlümde divanemi, delimi?
Durur durur yar göksünü geçirir,
Yoksa bu gün de ayrılığın günü mü?

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 02  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Ahmet ÇETİN
Ahmet ÇETİN (OZAN) Hayat Hikayesi
ZAMAN
Zaman;bazen birkaç saniye
Bazen birkaç asır...
Kimine hiç gelmeyen bir an
Kimine asırlar gibi gelir zaman.
 
Sevgileri gerçekleri kökleştirir
Ayrılıklara ferman olur bazen zaman
Dünyanın dönüşünde,
Şahinin bakışında zaman.
 
Arslanın yelelerinde esen rüzgarda,
Avının pusuda beklemesinde zaman.
Cezaevindeki mahkumun;
Sabırlı mahsun bakışında,

Uzaklardan gelen gurbetçinin
Of çekişinde.
Sevgilisine kavuşmak isteyen
Yiğidin dilinde zaman.

Kavurucu sıcakta bir damla,
Damla bekleyen çiftçinin
Diz boyu karda avını bekleyen
Kurdun gözlerinde zaman.
 
Ameliyat masasında,
Doktorun hünerli ellerinde,
Yavaş yavaş damlayan,
Alın terinde zaman.
 
Öğretmenin sabırlı emeğinde,
Gizemli kalemde zaman.
Polisin gece nöbetinde,
Çakmak çakmak zaman.
 
İşte zaman,işte zaman.
Ye yazık ki;bu kargaşada
Akıp gidiyor görmüyoruz,
Bizim için kıymetli zaman
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  03 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ahmet KURTBAŞ
Ahmet KURTBAŞ Hayat Hikayesi
ONA YANARIM (Çorum Halkı İçin)
Hıdırlıkta yatan Kereb-i Gazi'yi,
Görmeden ölürsem ona yanarım.
Yol kenarında duran Erzurum Dede'yi ,
Bulmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Nice sırlar vardır,inan kalede,
Bir çok evler vardır onun içinde,
Sabah namazını Ulu Cami de,
Kılmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Alacahöyük'te vardır sfenksli kapı
Boğazköy'de bulursun büyük arslanı,
Saat Kulesinde çalan o güzel sattı,
Duymadan ölürsem,ona yanarım.

Köylerde yaparlar mantı yemeği,
Severler misafire ikram etmeyi,
Ava çıkıp Derin Çay'da yeşil ördeği,
Vurmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Bir de Çorum'un leblebisini,
Çok beğenirsin, görsen giysilerini.
Şehit çocuklarının yaşlı gözünü,
Silmeden ölürsem, ona yanarım.
 
Çorum halkı selamlar bütün dünyayı.
Yazın sen de görürsün allı turnayı.
Son olarak bir daha Çorum Halayı,
Çekmeden ölürsem,ona yanarım.
 
KURTBAŞIM sevmem inanın nazı,
Soğuk olur kışı, sıcaktır yazı.
Büyüyüp şehrimden bir güzel kızı,
Almadan ölürsem, ona yanarım.
1986
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  04 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Ayşe ÇOBAN
Ayşe ÇOBAN Hayat Hikayesi
ÇİĞDEMİM
Şubat ayı ılık geçti bu sene,
Eridi dağların karı çiğdemim.
Canlandı topraklar kabardı yine,
Açtı yıldız yıldız sarı çiğdemim.
 
Bu yılın baharı yağmurlu oldu,
Kuruyan göletler sularla doldu.
Topraklar yeşerdi,can hayat buldu.
Ezelden Yunus'un yari çiğdemim. 

Kandil'den esiyor Çorum'un yeli,
Çağlayıp akıyor derenin seli,
Renk renk çiçeklenmiş bayırın beli,
Uçuşur üstünde arı çiğdemim.
 
Çiğdemle süslenmiş ellerde çalı,
Çocuklar sevinçle tutmuşlar yolu,
Hağbelerde bulgur,helke yağ dolu.
Katarlar pilava duru çiğdemim.
 
Ey AYŞE ÇOBAN'IM ,Çorum İlinde,
Severek yazarsın kalem elinde,
Çiğdem şiir olur gönül dilinde,
Vatan toprağının Nur'u çiğdemim.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

  05SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Hasan ÜNALAN
Hasan ÜNALAN Hayat Hikayesi
GELEK BİR GÜN
Gözlerin sulanır dizler sızlar
Yaşlıya verilmiş bunca acılar
Gurbette olanlar seni arzular
Başımıza bunlar gelecek bin gün.
 
Bunlar başa gelecekmiş bilmezdik
Olmasa yok kolay kolay ölmezdik
Çoğalırdık bu dünyaya sığmazdık
Başımıza bunlar gelecek bir gün.

Bir karışık şu dünyaya gelmiştik
Çoluk çocuk torunlara karıştık
Neler çeke çeke hayattan geçtik
Rahat ederim derken göçersin bir gün.
 
Beklemeden düşüverin yatağa
Hasret çeken girmek için toprağa
Bir ansız hayalin kalır bakmağa
Filan ölmüş diye söylerler bir gün.
 
Kara haber çabuk yerini bulur
Uzakta,yakınlar yola koyulur
Meskeninde ağıt figan duyulur
Er geç bu dünyadan göçersin bu gün.
 
Duyanların duymayana söylesin
Yazar böyle yazmış kalan neylesin
HASAN derki Mevlam Rahmet eylesin
Mirasını taksim ederler bir gün.
07/12/1993

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 06 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
İhsan TOMBUŞ
İhsan TOMBUŞ Hayat Hikayesi
ÇORUM TÜRKÜSÜ
Çorum'un bağları zümrüt yeşildir.
Her mevsim rüzgarı efil, efildir.
Köylüsü, kentlisi uz ve ehildir,
Yiyecek, içecek bol ve sebildir.
 
Çorum'da yaşamak ne mutlu olay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
Bir ovaya bağdaş kurup oturmuş,
Bağrında modern bir sanayi kurmuş
Yiğitliği, sevi ile yoğrulmuş,
Barış ve dostluğu buna delildir,
 
Çorum'da mutluluk ne kadar kolay,
El ele tutuşup çekelim halay.

Dayamış sırtını Kösedağ'ına
Bağlı tarlasına, bahçe, bağına.
Tarihi uzanır Hitit Çağına,
Ta ezelden beri uygar bir ildir,
 
Birlikte toplanıp hep alay alay,
El ele tutuşup çekelim halay.
 
Yaşlılar olgundur,gençler ise şen.
Evler şenliklidir,bahçeler gülşen.
Ayrılmaz Çorum'dan,bir kez yerleşen.
Çorum hiç kimseye gurbet değildir.
 
Çorum'da yaşamak ne güzel olay,
El ele tutuşup çekelim halay.
10 Aralık 1988 Ankara
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 07 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet ASLAN
Mehmet ARSLAN Hayat Hikayesi
ÖĞRETMENİN OLDUM
Benim sevgi dolu bebeğim oldun
Kutsal ilham meleğim sen oldun sen,
Sevgi bahçemde renk, renk açan
Çiçeklere konan, kelebeğim oldun.
Hayata açılan gözün ben oldum.
Doğru, güzel olan sözün ben oldum
Haksızlıklar karşısında kızaran,
Al olan yüzün, ben oldum yavrum ben.
Gözlerinden damlayan yaş ben oldum.
Yüzündeki kirpik ve kaş ben oldum.
Okudun, yükseldin ve adam oldun
Başındaki taç ben oldum yavrum ben.
Gece gözlerinde uykun ben oldum.
Rüyanda en güzel duygun ben oldum.
O kadar sevdim o kadar sevdim ki;
Hayalde seni gören ben oldum ben.
Damarlarında akan kan ben oldum.
Seni ayakta tutan can ben oldum.
Tüm canımı senin uğruna verdim,
Şimdi cansız yerde yatan ben oldum.
Doğruyu konuşan dilin ben oldum.
Tahtaya yazan elin ben oldum ben.
Bahçemde açan tomurcuk gülümsün sen,
Başında duvak ve tülün ben oldum.
Evinde aşın ve işin ben oldum.
Mevsimin, yazın,kışın ben oldum.
Daha sana ne söyleyeyim ki yavrum,
Çorbanda bile tuzun ben oldum ben.
Hak ve hukuka saygılı olmayı,
Kul hakkın her şeyden üstün tutmayı,
Sana öğreten ben oldum yavrum ben.
Layık değilim, layıksın dediler
Sana öğretmen ben oldum yavrum,ben.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 08 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mehmet Şakir ÇIPLAK
Mehmet Şakir ÇIPLAK Hayat Hikayesi
ÇAĞRI (Paşa'ya)
Yüreğime kurşun dökme
Düşmesin üzerine gurbetin gölgesi.
Sırrını şarkılara söyle
Susmasın nağmeler gibi.
 
Göğsüne vurulan neşterin
Şerh eder mi şiirini ?
Alıp götürür mü elden ele,
Sevdaları çiçekleri,nameleri.

Gözlerin bulut,bulut olsa
Ve kipçiklerin ıslansa ne çıkar ?
Attığın oklar,demir değil,çelik değil
Pulat pulat yüreğime batar
 
Sılada bir ağaç diktinse
Dibine su verenleri de an
Yapraklanıp çiçeklenince
Çağırır seni dualar gibi her an.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 09 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mesut ARTAR
Mesut ARTAR Hayat Hikayesi
SEVDALIM
Kimseler bilmeyecek
Bu Çorumdan gittiğimi
Şahitliğimi camilerin ezan sesleri ve
Bomboş sokaklar yapacak
Göz yaşlarımla sulayacağım
Adım adım senle bastığım her kaldırımı
Birden donup kalacağım
Bir adım daha atacak
Derman olmayacak dizlerimde
Eski bir şarkı gibi hatırlayacaksın beni
Yada hayal meyal unutacaksın
Kim bilir belki sevdamı urgan yapıp
Asacaksın boynuma
Tanımayacak o zaman kimseler beni
Nereye gitmeli bilmem ki
Gidip de unutabilecek miyim ki
Ne acı kelimelerin
Seviyorum demesi gerekirsen
Elveda demen yaşarken öldürmen
Bana vereceğin en büyük ceza
Gözlerinde ölmem olacak
Ve bir gün duyacaksın
Nerde nasıl olduğumu
Sen gülüp eğlenirken
Ne sabah olacak bana
Nede mutlu bir haber getiren postacı
Çalacak kapımı
Benden tek haber alacaksın
Olmadığın bu yerlerde
Olamadım bende
Beşikten mezara kadar
Yalnızlığım yalnızlığım
Ben hep yalnız olacağım
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 10 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa AKÖZ
Mustafa AKÖZ Hayat Hikayesi
KABRİSTAN
Yolum düştü kabristana,
Hep dizilmişler ki yan yana.
Ay uçtu baş uçtu kız ana.
Konuşmadan yatıp dururlar
 
Adı mezar taşına yazılmış,
Kimisi yeni defnedilmiş,
Kimi toplu, kimi dağılmış,
Hiç yok gibi yatar dururlar.

Kabre girip geri dönmeyen,
Bu yalan dünyaya kanmayan,
Burda kimseyi beğenmeyen,
Hep yan yana yatıp dururlar.
 
Gördüğüm her kehribar yüzükler,
Bildiğim ne kara gözler,
Tanıdığım tatlı sözlüler,
Konuşmadan yatıp dururlar.
 
Bütün evleri harap olmuş,
Vücutları hep turap olmuş,
Güzel gözleri toprak dolmuş,
Ağlamadan yatıp dururlar.
 
AKGÖZ'ÜM ibret al aman ha,
Burda lazım olan bir tek dua,
Okudum üç ihlas,bir fatiha,
Bizden dua bekleyip dururlar.

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Mustafa GÖKGÖZ
Mustafa GÖKGÖZ Hayat Hikayesi
NİHAYET
Nihalları aşikar kılmayasın bu demde,
Sırrını hiç kimseye verme Huda'dan hayrı,
Boşuna arayıp ta yorulma, bu alemde,
Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı.
 
Medet umma kimseden, her kulu Hızır sanma.
Çölde zemzem arama Merve, Safa'dan gayrı.
Kederleri görmeden, neşeye hazırlanma.
Yaşanmamışı hayra , yorma rüyadan gayrı.
 

Ömür dediğin nedir, iki nefes arası,
Ardında bir şey kalmaz bir hoş sedadan gayrı.
Gelip çatınca kaderdeki ölüm sırası
Seni bir uğurlayan var mı saladan gayrı.
 
Hani arkadaşların, nerde seni sevenler
Tenine kimse değmez, yılan çıyandan gayrı.
Senden sonra tufandı hani nerde ölenler
Giderken fayda vermez kefen parandan gayrı.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 12  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Rıza HARDAL
Rıza HARDAL Hayat Hikayesi
BİR GÜN
Can iğini ten yününden
Sarar kirmen,ular bir gün.
Sulu yalçınlar önünden
Açılar gül solar bir gün.
 
Gül dalna bülbül konar
Diken güle vermez zarar
Suna saçın baştan tarar
Saçlarını yolar bir gün.

Dünya olur bir gün harap
Ne gül kalır,ne de türap
RIZA sebep olan harap
Gözlerine iner bir gün.
 
Kudret kazanı kaynama
Katılmış seyreder ona
Ecel kolunu boynuma
Habersizce dolar bir gün.
 
Acı tatlı yenmez olur
Yalan gerçek denmez olur
Hep kesilir sular bir gün
 
RIZA sözlerini bitirir
Bülbül gülünü yitirir
Dört mişi alıp götürür
Gelmediğe döner bir gün

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 13  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Sakin KARAKAŞ
Sakin KARAKAŞ Hayat Hikayesi
SANA GELDİM OSMANCIK
El ele tutuşmuş,Gemici'yle Güney'in
Sevda türküleri kadar güzel Osmancık.
Baltacı, Koca Mehmet ve Akşemsettin'in;
Türk Tarihi gibi,muhteşemdir Osmancık.
 
Sana geldim Osmancık,senin sevdan ile,
Gülün aşkı, bülbülü getirmiş dile
Sahil yolundan köprüyü seyretmek bile
Şairleri coştukça coşturur Osmancık 

Beylerçelebi ve İmaret camilerin,
Tarihi medrese, köprü ve çeşmelerin,
Ne muhteşemdir Düztepe mesire yerin
Karadeniz incisidir, bizim Osmancık.
 
Yusufçuk kuşlar Ulucami avlusunda
Yeşilin bin bir tonu Adatepe'sinde;
Üç bin yıllık tarihi, Kandiber kalesinde,
İlçelerin birincisi bizim Osmancık.
 
Sana tutkun şairler,senin için ağlar.
Sarmış bedenini yem yeşil sıradağlar.
Durmaz ki Kızılırmak sevdan ile çağlar,
Her yerinde bir özlem,bir gizemdir Osmancık.
 
KARAKAŞ sende doğdum, sende mutluyum der.
Beni sana bağlamış bu ne güzel kader.
Vatanın seven ancak ona hizmet eder,
Yarınların mazin kadar güzel Osmancık.
 

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 14  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Şükrü GÜLTEPE
Şükrü GÜLTEPE Hayat Hikayesi
KÖYÜM
Akşam olur koyun,kuzu melerdi,
Analar tandıra unu elerdi,
Çocukları okullara salardı,
Köy düzeni böyle akar giderdi.
 
Çalışarak tarlalarda coşardık
Herk zamanı manda öküz koşardık
Hasat bol olunca bizde yaşardık
Köy düzeni böyle akar giderdi.

Pınarlar ırmak olur çağlardı
Gelin kızlar helkeleri takardı
Tandırları ekmek için yakardı
Köy düzeni böyle akar giderdi
 
Köyümün sorunu çoktur yazarım
Avare avare bende gezerim
GÜLTEPE'YİM bu ahvale benzerim
Köy düzeni böyle akar giderdi

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 15  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
K. Tanju ÖZSÖNMEZ
K Tanju ÖZSÖNMEZ Hayat Hikayesi
YENİ YIL
Yenisiyle başlayamam,
Eskisini bitirmeden
 
Dağlara basmadan
Bulutlara çıkmam.
 
Hayal satamazsam
Açlıktan ölürüm.
 

Mavileri kazımadan
Beyazı bulamam.
 
Aşkını yakmazsam
Sensizlikten üşürüm.
 
Seni bitirmeden
Kendime başlayamam.
06,01,2001

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

16  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi
GÜNDÜZ GECEDEN BAŞLAR
Timsahların oynaştığı yerde
Tavus kuşları da yaşar.
Gelincikler serpilir
Yollara...
Güneş düşlerimizde
Doğar...
Durmaz
Yıldızların
Şiirsel yansımaları...
Yığınlaşan sevinçler
İçimize sığar.
 

Seviyesinde ilişkilerin
Sıcaklığı yayılır.
Kırgınlıklar
Ve iç kapanıklıklar
Yer bulmaz yaşantımızda.
Ülkeleri aşar
Elmas gibi işlenen
Dostluklar...
Soluk alır güzellikler
Diğer kazanır çağ...
Anlaşılmazlığı konuşamaz
Varsayımların...
 
Düğümlenmez
Hukuk içinde hukuk
Aşılır ayrıntısın farklılıkların...
Koşarız
Düşüncelerimizle
Kuşkuları aşarak...
 
Biliriz
Zevklidir
Böylesine yaşamak.
05/04/2001 Mantes la Ville

Bir Sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

17  SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Bir önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız
Zafer TERLEMEZ
Zafer TERLEMEZ Hayat Hikayesi
BİLİRSE
Hayat manilerle doludur
Yazmasını bilirsen
Her şey sevgiyle doludur
Sevmesini bilirse
 
Dünya kazıklarla doludur
Kazık atmasını bilirse
Dünya çiçekle doludur
Çiçeğe bakmasını bilirse 

Hayat cennettir
Cennette yaşamasını bilirse
Dünya fırtınayla doludur
Fırtınayı yaratmasını bilirse

SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİNE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 SAYFA BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

14 Nisan 2002 SARI ÇİĞDEM ŞİİR DEFTERİ Sayı 002