KUR'AN-I KERİM FİHRİSTİNE GİT

Bismillâhirrahmânirrahîm

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

ANKEBÛT SURESİ 014-015 GİT

Sure  29 ANKEBÛT  SURESİ  016-035 Ayet

ANKEBÛT SURESİ 036-037 GİT

 

16. İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: Allah'a kulluk edin. O'na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır.

17. Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Ancak O'na döndürüleceksiniz.

18. Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir.

19. Allah'ın, yaratılanı ilk baştan nasıl yarattığını, (ölümden) sonra bunu(nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.

20. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.

21. O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O'na döndürüleceksiniz.

22. Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

23. Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler -işte onlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır.

24. Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.

25. (İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur.

26. Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (İbrahim): Doğrusu ben Rabbim'e(emrettiği yere) hicret ediyorum. Şüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi.

27. Ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin) dendir.

28. Lût'u da (gönderdik). O, kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz!

29. (Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!

30. (Lût:) Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim! dedi.

31. Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.

32. (İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır.

33. Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler.

34. "Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz."

35. Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.

 

 

Bismillâhirrahmânirrahîm

16. Ve ibrahıme iz kale li kavmihıbüdüllahe vettekuh zaliküm hayrul leküm in küntüm talemun

17. İnnema tabüdune min dunillahi evsanev ve tahlükune ifka innellezıne tabüdune min dunillahi la yemlikune leküm rizkan febteğu ındellahir rizka vabüduhü veşküru leh ileyhi türceun

18. Ve in tükezzibu fe kad kezzebe ümemüm min kabliküm ve ma aler rasuli illel belağul mübın

19. E ve lem yerav keyfe yübdiüllahül halka sümme yüıydüh inne zalike alellahi yesır

20. Kul sıru fil erdı fenzuru keyfe bedeel halka sümmellahü yünşiün neşetel ahırahinnellahe ala külli şeyin kadır

21. Yüazzibü mey yeşaü ve yerhamü mey yeşa ve ileyhi tuklebun

22. Ve ma entüm bi mucizıne fil erdı ve la fis semai ve ma leküm min dunillahi miv veliyyiv ve la nasıyr

23. Vellezıne keferu bi ayatillahi ve likaihi ülaike yeisu mir rahmetı ve ülaike lehüm azabün elım

24. Fema kane cevabe kavmihı illa en kaluktüluhü ev harrikuhü fe necahüllahü minen nar inne fı zalike le ayatil li kavmiy yüminun

25. Ve kale innemet tehaztüm min dunillahi evsanem meveddete beyniküm fil hayatid dünya sümme yevmel kıyameti yekfüru baduküm bi badıv ve yelanü baduküm badav ve mevakümün naru ve ma leküm min nasırın

26. Fe amene lehu lut ve kale innı mühacirun ila rabbı innehu hüvel azızül hakım

27. Ve vehebna lehu ishaka ve yakube ve cealna fı zürriyyetihin nübüvvete vel kitabe ve ateynahü ecrahu fid dünya ve innehu fil ahırati le mines salihıyn

28. Ve lutan iz kale li kavmihı inneküm le tetunel fahışete ma sebekaküm biha min ehadim minel alemın

29. E inneküm le tatuner ricale ve taktaunes sebıle ve tetune fı nadıkümül münker fema kane cevabe kavmihı illa en kalutina bi azabillahi in künte mines sadikıyn

30. Kale rabbinsurnı alel kavmil müfsidın

31. Ve lemma caet rusülüna ibrahıme bil büşra kalu inna mühliku elhi hazihil karyeh inne ehleha kanu zalimın

32. Kale inne fıha luta kalu nahnü alemü bi men fıha le nünecciyennehu ve ehlehu illemraetehu kanet minel ğabirın

33. Ve lemma en caet rusülüna lutan sıe bihim ve daka bihim zerav ve kalu la tehaf ve la tahzen inna müneccuke ve ehleke illemraeteke kanet minel ğabirın

34. İnna münzilune ala ehli hazihil karyeti riczem mines semai bima kanu yefsükun

35. Ve le kad terakna minha ayetem beyyinetel li kavmiy yakılun