Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

Mahmut Selim GÜRSEL

BOĞAZKÖY ÖREN YERİ

         Çorum Boğazkale (Hattusa), Çorum’a 82 km. güneybatısında bulunmaktadır. Ankara’ya uzaklığı 208 km’dir. Hitit Devletinin merkezinde bulunan Boğazkale (Hattusa)  Budaközü Çayı vadisinin güney ucunda olup, ovadan 300 m. yükseklikteki yükseltinin üzerinde olup,etrafı kuzey ve batısında derin yamaçlar bulunmaktadır. Şehir kuzeye bakan kısmı açık olup,diğer kısımları surla çevrilidir.

İlk kez 1834 yılında Charles Texier tarafından burası bulunarak dünyaya tanıtılmıştır. Sonra ise Hitit devleti arasında bir bağ kuran Sayce’dir. Bu kalıntılarla ilk kez 1882 de Carl Human, Otto Puchstein’le beraber Boğazköy’e gelir ve  toplu bir plan çalışması yaparlar. Halen Pergamon müzesinde bulunan Yazılı Kayanın kalıplarını da çıkartırlar. 1893-1894 yıllarında E. Chantre ilk test kazısını gerçekleştirir. 1906 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi adına  Makridi ve H.Winkler O. Puchstein tarafından sistemli kazılar başlatılır. 
1932 yılında ise Atatürk’ün direktifi ile Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Kurt Bittel  sistemli kazılara başlanır. II. Dünya Savaşı sırasında bir süre kazılara ara verilir.  1978 yılına kadar çalışmalara kazı başkanı Kurt Bittel tarafından devam edilir. 1978 –1993 yılları arasında da kazı başkanı olarak Dr.Peter Neve yi görüyoruz, kazı çalışmaları, 1994 yılında itibaren aynı kurum adına Dr.Jurgen Seeher başkanlığında halen devam edilmektedir.
Boğazkale (Hattusa) yapılan kazılarda  M.Ö. III. binden itibaren yerleşim yeri görülmektedir. Küçük ve müstahkem yerleşmenin Büyük kale ve civarında olduğu görülmektedir.  M.Ö. 19. ve 18. yüzyıllarda Aşağı Şehir’de Asur Ticaret Kolonileri Çağı iskanına rastlanmaktadır. Bu çağa ait yazılı belgeler şehrin adı öğrenilmiş oluyor.
Hattusa’daki ilk görülen net gelişme dönemi büyük bir yangınla sona ermekte olduğu;bu yangının büyük ihtimalle  Kuşşara Kralı Anitta tarafından şehrin ele geçirmesinden sonra olması düşünülmektedir. Belgelere göre tahripten sonra yaklaşık M.Ö. 1700 yıllarında Anitta’nın lanetine dinlemeyenler tarafından yeniden yerleşime açılanmış ve 1600’lerde Hitit Devletinin başkenti olmuştur. Yeni kuruluşun sahibi tıpkı Anitta gibi Kuşşara kökenli olan I. Hattuşili’dir. Hattuşa başkent olduktan sonra şehrin gelişmesi yeni yapılaşmalar görülmekte olup, 2 km genişliğinde saray,mabet ve mahalleler ile şehir MÖ. 13. yüzyıldaki haline kavuşmuş olduğu görülmektedir .
Hattuşa’nın bu yeni gelişme döneminde imparatorluğun son yıllarında hem içte hem de dışta üç önemli Hitit Kralı etkin olmuştur. M.Ö. 1190 da ekonomik sıkıntılar ve iç karışıklıklar nedeniyle yıkılan Hitit Devletinden sonra Boğazköy 400 yıl boyunca terk ediği sanılmaktadır. Bundan sonra ilk kez Frig  M.Ö. 8.yy ortalarında yerleşmesi görülür.
Hellenistik ve Roma döneminde M.Ö. 3.-M.S. 3. y.y. Hattusa surla çevrili bir beylik merkezi görünümünde olduğu sanılmaktadır.
Bizans döneminde ise bu yerleşim alanı bir köy durumunda olma ihtimali vardır.
Yapılan kazılardan yerleşim alanının yani;Yukarı şehirde görülen yapılaşma üç ana zaman diliminde toplanabilir: Birinci dönem ilk yerleşim alanı ve surların inşaatı ile çağı diyebiliriz. İkinci dönem ise surlarda görülen ilk yıkımdan sonra yeni yerleşim yapımı ve tapınak ile beraber kentinin son biçimini almış olması dönemi diyebiliriz. Son dönemde ise bulunan yapılarda görülen yenilemeler dışında dini  işlevler dışında yapılan  yapılaşma başlamıştır.
Yukarı şehirde Sfenksli kapıdan; Nişantepe ve Sarıkala’ye kadar uzanan alanda çeşitli dönemlere ait bir çok mabet temeli açığa çıkartılmıştır. Tapınak planları genel karakteri,bir orta avlu ve bir dar ön mekanın bulunması ve ana mekanlardan oluşan kült odaları gurubunun yapıyı tamamlamasıdır.
Hitit şehri aşağı ve yukarı şehir diye ikiye ayrılır. Şehrin etrafı doğal yükseltiler dışındaki yerli toprak setlerle yükseltilmiş ve bunların üzerine 6 mt. Yükseklikte ve 5 mt. Genişlikte sandık tipi taşlarla çevrilmiş, taş surlar üzerinde 8 mt. Olduğu sanılan kerpiç sur duvarları zaman içinde yok olmuştur. Şimdi mevcut olan taş sur kısımları bazı bölümlerinde çift surla takviye edilmiştir. Rıhtım denilen taş döşemelerle de takviye edilen yerler vardır. Anıtsal kuleleri yıkılmış olup, bu kulelere çıkan merdiven yerleri halen mevcuttur.
Şehir Kapıları : Boğazköy’de Hitit devrine ait 6 tane anıtsal kapı mevcuttur. Bunların dışındaki iki kapının şehrin kuzey ve alçak kısımlarında olduğu sanılmaktadır. Bu kapılarda iki kapı özelliği görülür. Birinci özellik ; iki kule arasında enlemesine bir giriş odası, dikdörtgen giriş odası ve probal kesitli geçitler vardır. İlk grup kapılar şehrin daha erken kısmını çevreleyen sur duvarlarında, diğerleri ise Arslanlı Kapı, Kral Kapı, Aşağı ve Yukarı batı kapısında görülür.
Kral Kapı : İç geçidin kuzey payesinde doğal büyüklüğün üstünde sivri miğferli, baltalı, kılıçlı kuşağı ve spiral süslü eteğinde sağa doğru hareket halinde bir erkek kabartması vardır. Bu figür önce krala benzetildiği için bu kapıya “Kral Kapısı” denilmiştir. Şimdi bu kabartmadaki tasvirin tanrılaşmış bir kral tasviri olduğu bilinmektedir.
Arslanlı Kapı : Kapı payeleri değişik biçim gösterir. Bu payelerin dış kısmında iki adet büyük boy arslan protomu yer almaktadır. Arslanlar M.Ö 14, 13 yy. Hitit Heykel sanatının büyük özelliklerini gösterir.
Yer Kapı : Potern (bindirme) tekniği ile yapılmış 71 mt. Uzunluğunda tünel şeklinde şehir suru altında bir geçiş yoludur. Poternli kapı üzerindeki sur üstünde de Sfenksli kapı bulunmaktadır.
Büyük Kale : Şehrin doğusunda Akropol durumundadır. Kral Şatosu kullanılan bu ünitede değişik ölçülerde resmi ve dini kapılar yok olmuştur. Burada bulunan arşiv odasında aralarında Kadeş Antlaşması metninin de bulunduğu 3 bin çivi yazılı tablet bulunmuştur.
Nişantepe : Buradaki mimariden günümüze pek bir şey kalmamıştır. Ancak; Doğuya bakan dik bir kaya üzerinde 10 satırlık Hiyeroğlif yazı ile 9 tane kralların seceresi yazılıdır. (İsim Listesi, oğul, babası, torunu v.s. olarak) 11. Şubpilulama zamanında yapılmıştır.
Güney Kale : Büyük kalenin güneyindedir. Yapı kalıntılarından çok azı günümüze ulaşmıştır.
Yenice Kale : 30 mt. Yükseklikteki tabi kaya üzerinde teraslama ile düzgün bir yapı alanı oluşmuştur. Buradaki yapının dış kenarları kalmamıştır.
Sarı Kale : Yüksek kayalık üzerinde monimantal bir yapıdır. Hitit kesme taş yapılarının güzel örneklerindendir.  
Boğazköy’de 6 tane mabet tespit edilmiştir. Son yıllarda yapılan kazılarda daha küçük boyutlu yeni tapınakları bulunmuş ve sayıları yirmiyi geçmiştir. Tapınaklarda temel ve mekan unsurları ile bazı kerpiç duvarlar günümüze kadar ulaşmıştır.
Büyük Mabet : Yapı aşağı şehirde kurulmuştur. Yapı kalıntılarında kullanılan büyük boylu taşlar kalkerli granittir.
Yazılıkaya :Boğazköy’ün 2 km. kuzeydoğusundadır. Tabi kayalara oyulmuş iki oda ile bunların önüne yapılmış bugün yalnız temeli kült odalardan ibadettir. En Ünik Hitit anıtıdır.
Büyük Oda : Açık hava mabedinin en kutsal kısmıdır. Zemin kısmen levhalarla, kısmende kayanın düz kesimiyle meydana getirilmiştir. Duvarların bazı yerlerinde adak eşyası koymak içinde oluk çukurlar vardır. Sol duvarında tanrılar, sağ duvarında tanrıça kabartmaları sıralanmıştır. Orada kutsal buluşma sahnesi yer almıştır. Tanrılar sivri külah, belden kuşaklı kısa elbise, kalkık burunlu papuk ve küpeleriyle tasvir edilmiştir. Sayıları bir ile beş arasında değişen kıvrık boynuzlar Tanrının önem derecesini gösterir. Tanrıçaların giysileri birbirine benzer, kabartmaların yanında tanrı işaretiyle başlayan Tanrı isimleri vardır. Odanın sağ ön köşesinde Kral lV. TUTHALİLA görülür.
Küçük Oda : Girişin iki yanında mitolojik gövdeli Arslan başlıklı yaratıklar yer alır. Odada 12 Tanrı, Kılıç Tanrısı ve Kral Tuthalila’nın kabartma tasvirleri ve adak koymak için duvarda oyuklar vardır.
Bu tapınaklarda kazılarda bulunan malzemeler ; aletler, silahlar,seramikler,kült objeler ile yazılı belgeler olarak sınıflayabiliriz.
 

 

Sayfa Başına Gitmek İçin Tıklayınız!

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU FOTOĞRAFLAR TELİF ESERİ OLUP BENDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR.

 

Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.