Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

İÇİNDEKİLER
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM
Hayat Hikayesi
AK KEKİK (Serriette vivace- Satureia montana)
LAHANA KARNIBAHAR
CİVANPERÇEMİ “YARAOTU-BİNYAPRAK-KANDİL ÇİÇEĞİ”
YABANİ SARIMSAK (Ayı-Leylak-Karga sarımsağı)
KASIK OTU- FITIK OTU- DAĞ ÇAYI- KIZILYAPRAK
ENGİNAR DİKENİ
EL YAZMASI KİTAPLAR TÜRK TARİHİ-TÖRESİ-UYGARLIĞI-EGEMENLİĞİ
ÇANAKKALE YOLU
KAN UYKUSU
ALLAHUEKBER YOLU
HABERİM YOK
KORU BİZİ
YAŞAMA KAVGASI

 

 
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan kullanmayınız!
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL
corumlu2000@gmail.com
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

 01

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP ismi  Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TAKDİM           

Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak görülmelidir.

            Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.

            Bu çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı göreceksiniz.

            Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir kitaptır; onu okumamız gereklidir.

            Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar veremeyiz. 

Mahmut Selim GÜRSEL  

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 02

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

Abidin ÇETİN

1954 yılında Karakeçili Mahallesinde doğmuşum. Tanyeri İlkokulu,Eti Ortaokulu,Çorum İlköğretmen Okulu,Urfa Lisesi, Anadolu  Üniversitesi Açık öğretim Fakültesini bitirdim. 8 üniversite sınavından 1'ini kaybettim.  1981  yılında hem Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisini  hem de Yurt Dışı Öğretmenlik sınavını kazandım. Yurt dışını tercih ettim. 3 aylık Ankara Fransız Kültür Merkezinde   yürüttüğümüz Fransızca Kursundan sonra Ağustos  1981  sonunda Fransa'ya gittim. Strasboug- Basrhin'in ilçesi  Hafuenau'da 5 yıl Türk işçi çocuklarını  okuttum. 1996 Temmuz sonunda yurda döndüm. 1972-73 yılında Urfa  M. Şehitlik İlkokulun da göreve başladım.  Sonra  Bilecik Yaylacık Köyünde göreve devam ettim. Ankara  Dil Tarih Coğrafya  Fakültesine  kaydoldum. 
Öğretmenlikten 1 yıldan fazla ayrı kaldım. Çorum Merkez Kumçelteği,Narlı,Taşpınar,Ayvalı köylerinde öğretmen olarak çalıştım. 4 yıl da Merkez İnkılap İlköğretim okulunda görev yapıp Ağustos 1998 tarihinde emekli oldum. 
Ekim 1998 tarihinde Çetinler Büfe-Marketi açtım.  İlkokul sıralarında öğretmen olmayı istemiştim. Çocuklar,kır hayatı, tabiat bilgisi,tarım işleri,ustalık,öğretmenlik sürekli ilgimi çekmişti. Öğretmen olmasaydım ;oto tamir ustası olmak isterdim. Hayallerimi gerçekleştiremedim. Yaratılış,yasalar, yönetmenlikler, çevre, toplum, insan  ortamı buna engel oluyor.  Bilim  ve doğruluk geçmiyor. Öğretmenlikten başka, marangozluk,tamir - bakım işleri ve nihayet  bakkallık yaptım. Gördüğüm tek şey yasal zorbalık, bilimsizlik,mantıksızlık, adaletsizlik, insan ve haklarına  karşı   saygısızlık.  Türkiye'nin  ve Türk Milletinin her türlü maddi -manevi zenginliğe, varlığa sahip olduğu,ancak kurulu toplum düzeninin " Hayatta en hakiki mürşit ilimdir ! " gerçeğinin tersine çalışması sonucu insan toplum- çevre sorunlarının  çözülmemesi  ve  milletin  yerinde sayması,geri bırakılması...   Başımızdan  her  gün geçen olaylar bunlar. 
Öğretmenlik  mesleği  ve  diğerleri insana herhangi bir yarar sağlamamaktadır. 
Her türlü yararı  zeka,kabiliyet,zaman,zemin, fırsatları değerlendirebilme,geniş düşünme,bilgi ve haber alıp yorumlayabilme,güç ve becerileri sağlamaktadır. En son ve en önemlisi de kader-talih-kısmet denilebilir. Ancak yarar ve başarı için geniş bir çevreye ihtiyaç vardır. 
Şiir yazmaya  beni  kimse  teşvik etmedi. Beni  benlik teşvik etti. Yani;yaratılış. Okuma, öğrenme,araştırma merak ve hevesi. İttihad, Bugün, Tercüman, Zaman, Akit  ve  diğer gazeteleri,TV programlarını izledim. Önce şiirle,sonra nesirle tenkit yapmaya başladım. Din,ahlak,dil, tarih, coğrafya, töre bilgileriyle  saptırılmış, sömürülen,kullanılan bilgileri ve gerçekleri karşılaştırarak rahatlamaya çalıştım. Şiire Urfa'da Azerbaycan ve Azerbaycanlılar yani Dış Türk'lere ilgili yazmaya başladım  Hiçbir yerde yayımlamadım. 
Şu  anda yazı yazmaktan dolayı herhangi bir ödül almadım. Almak ta istemiyorum. Yalnızca bilgi ve gerçeklerin insanlarca öğrenilmesi için yazı  yazıyorum. Herhangi bir kitabım basılmadı, ileride belki.  Şiir  ve  eleştiri  çalışmaları yapıyorum. 
Çorumlu  2000  dergisinde şiirlerim yayınlanıyor. Ülküm, amacım,gayem : İnsanlara, Müslümanlara  ve  töreli  Türklere önce  Manevi, sonra maddi  hizmettir. Bu ancak bireysel değil , toplumsal  çalışmalarla   gerçekleşebilir.  Milletin  Kalkınması için, Müslüman Türk oğullarının,din,dil,tarih ve töresini,tarihi ülkü ve görevini öğrenmesini diliyorum.
Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır

 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 03

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

AK KEKİK (Serriette vivace- Satureia montana)
Tanıma ve bulunuşu: Kırlarda 10-30-50 cm. Boylarında pembe, kızılımsı, ak çiçekler, küçük kokulu yaprakları olan bitkiler. Bazısının kokusu çok keskin ve bulandırıcı (İzmir),bazılarının kokusu hafif ve hoştur (Çorum). Dik yükseklikler olduğu gibi dal ve yaprakları yayılan ve sallananları vardır.
Kullanılan bölümleri: Çiçekli sapları ve yaprakları!
İçindeki maddeler: Timol, Karvakrol ve silmenli öz yağlar, alkoller, kömürleştirici yakıcılar, tanen, sakız (reçine), sabun yapıcılar, azotlu Fenol, enzim. 
Etki özellikleri: mikrop ve bakteri kırıcı, kasıntı, ağrı, sancı giderici, iştah açıcı, pis koku giderici, yara iyileştirici, idrar sökücü, güçlendirici, öksürük kesici, gaz giderici, zehir ayırtıcı, ay kanını kolaylaştırılıcı ve düzenleyici, kanda alyuvar erimesini durdurucu, balgam söktürücü, uyarıcı, şeker düşürücü.
Kullanıldığı alanlar ve hastalıklar: Kan dolaşımı, solunum yolları, sindirim yolları, baş ve sinir ağrıları, boşaltım ve üreme yolları, kemik kas eklem yapısı, cilt ve saç güzelliği. 
KAN DOLAŞIMI, KALP VE DAMAR: Ay kanamasını kolaylaştırır ve düzenler. Sancıları giderir. Kansızlığı önler. Alyuvar erimesini durdurur. Kandaki üre, ürik asi, zehir arıtımın arttırır. Kanı temizler, eklem romatizması ve damla hastalığı ve kanseri engeller.
1 çay kaşığı kekik 4 bardak kaynar suyla demlenir. Sabahları aç karnına bal veya pekmez ile 1 bardak içilir. Ağır durumlarda 2-3 bardak içilebilir. Kan kanseri gibi durumlarda ise öz yağı ılık suya, çaya süte damlatılıp içilir. 
SOLUNUM YOLLARI. Çocuklarda tifüs, bronş darlığı, nefes zorluğu, sürekli bronş hastalığı, öksürük, akciğer su şişi, soluk kokması, burun kanaması, soğuk algınlığı, grip, boğaz ve geniz yara ve şişlerinde, özellikle salgın, bulaşıcı hastalıklarda çayını, sütünü, şurubunu içmek, yağıyla ovmak, sabunuyla yıkanmak, ağzı burnu çalkalamak, kolonyasını koklamak gerekir.
SİNDİRİM YOLLARI: Mide ağrıları, yara, gaz ve sancılarını geçirir. Alkol ve tütün zararlarını giderir, zehirlerini arıtır. 15 dakikada 1 çorba kaşığı içilerek sindirimi güçlendirir. İştahsızlık, diş ağrısı, bağırsak ağrılarını, peklik ve ishali geçirir. Şekeri düşürür, bağırsak asalıklarını dışarı atar.
BAŞ VE SİNİR AĞRILARI: Baş ağrısı, yüz sinirleri ağrısı, sinir bozukluğu, sinir zayıflığı, sinizüt ağrılarında, titremelerinde ve sara nöbetinde kullanılır. Çayı içilir, sıcak suyunda yatılır ve yıkanılır, yastığında yatılır. 
BOŞALTIM VE ÜREME YOLLARI: İdrar yapmalı kolaylaştırır, rahmi yumuşatma ve doğumu kolaylaştırır. Rahim, prostat, kamış, idrar yolları sancılarını giderir. Cinsel soğukluğu giderir. Hamile ve guatr hastalığı olanlar kullanmamalıdır.
KEMİK, KAS, EKLEM YAPISI: Kas tutulması, kulunç, kas bozulması, zayıflaması, romatizma, eklem kazası, çocukların zayıf gelişmesinde üye ve örgellerin güçlendirilmesinde, sırt, bel bacak ağrılarının giderilmesinde, eklem ağrılarında yayarlanılır. 
CİLT VE SAÇ GÜZELLİĞİ: Ciltteki dokunma, siğil. düğme ve mayasılları giderir. Saç dökülmesini önler. Böcek sokmasını giderir. Böcekleri kovar, uyuz, kaşıntı, meme ve cilt çatlaklarına iyi gelir. Yağıyla ovulur, sabunuyla yıkanılır. 
KULLANIK İŞLEM VE BİÇİMLERİ:
Kekik Çayı: Demliğe bir çay kaşığı kekik ufağı konur! Üzerine 4 bardak kaynar su eklenir, süzülür, içilir.
Kekik Yıkanma Suyu: 200gr. Kekik ufağı 10-15 litre soğuk suda bir gece bekletilir. Sabah kaynatılıp banyo küveti suyuna eklenir. Sıcak sıcak içinde yarım saat yatılır, yıkanılır. 
Kekik alkollü suyu: Kekik çiçekli yaprakları bir kavanoza doldurulur. 1/3 kadar etilalkol,2/3 kadar kaynar su konur 15 gün bekletilir. Yarım bardak ılık suya 10-15 damla damlatılıp sabahları aç karnına iyi oluncaya kadar içilir.
Kekik yağı sirkesi: 2 kavanoz kekikle doldurulur. Birine sızma zeytinyağı, ötekine sirke eklenir. 15 gün bekletilir. Salata ve çorbalara ekilir. Yara ve mayasıla sürülür.
Şifalı ot yastığı: kekik, oğulotu, paryavşan, nane, reyhan, fesleğen, çörekotu, sarımsakotu, umaçiçeği, karabaşotu, civanperçemi, kuşdili, adaçayı, rezane, dereotu, maydonoz, kişniş, ardıç ve selvi tohumu, gülkurusu, ıhlamur, iğde çiçeği, mercanköşk gibi güzel kokulu, mikrop öldürücü, böcek kovucu, uyku verici otlarla yastık doldurulur. Baş bu ot yastığa konarak uyunur.
Kekik balı, pekmezli şurubu: Kekik, ısırgan ve diğer şifalı otlar kurutulup elekten geçirilir. Bay veya pekmez ile karıştırılır. Her sabah aç karnına bu kavanozdan bir tatlı kaşığı alınmaya devam edilir. Çaya, limonataya, şerbete katılabilir.
Son söz: Güney Amerika kökenli thymus vulgaris cinsinden timol karyakrollü özyağ elde edilir. Yurdumuzda thmus serpyllum yabani kekik, thymus capitalus başlı kekik yetişir. Ancak mercanköşk, merzenguş orguganum türlerinin çoğu da kekik yerine kullanılmaktadır. İstanbul kekiği origanum heracleoticum,İzmir kekiği oruganum smyrnaeum,Trabzon kekiği satureria spicigera, güveyotu, keklikotu, origanum vulgare türleri kekik yerine kullanılmaktadır. 
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 04

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

LAHANA Kelem,Chou,:Brazzica oleracea,Cruciferes
ANADOLU KARNIBAHARI (Choufleur,Brassica oleracea)
İTALYAN KARNIBAHARI (Broccoli,Botrytis)
Ak ve kara lahanayı özellikle guatr hastalığı olanlar yiyemezler.
Mısır ununu da tüketemeyip iyotlu deniz suyu ve tuzu tüketmelidirler.
Tanıma ve bulunuşu: Turpgillerden kara kelem gibi ayrı yapraklı, ak kelem gibi yaprakları baş bağlayan iki yıllık bir sebzedir.
Karalahana gibi ayrı yaprakları, Kemer, Batman, Köse gibi iri, orta ve küçük başlıları, Brüksel lahanası gibi ceviz iriliğinde başak gibi dizilenleri, Avrupa mor salata lahanaları gibi türleri vardır. Ayrıca turp gibi yumrulu Alabaş lahanaları ve salata olarak kullanılan Çin lahanaları da bulunur. İtalya ve ABD de çok başlı karnı bahardan gluko zinolatsız (kokmayan) türler de elde edilmiştir.
İçindeki Maddeler: Kükürt, C vitamini, Antosiyanin (kırmızı-mor kelem) A,B, vitaminleri, kalsiyum (kireç), arsenik, potasyum, magnezyum, ensülin (karnı baharda) fosfor ve vitaminler, madenler (brokolide) florasan (prostat kanserini önleyen maddeler) vardır.
Etki Özellikleri: Cilt, karın, bağırsak yumuşatıcı, kansızlığı giderici, ishal önleyici, sindirimi kolaylaştırıcı, idrar söktürücü, kanda glisemi önleyici, balgam söktürücü, bedeni vitamin ve madenlerle güçlendirici, özellikle brokolideki florasin maddesiyle erkeklerdeki Prostat kanserini giderici özellikleri vardır.
Kullanıldığı alanlar ve hastalıklar: insan ve hayvan beslenmesi ve sağlıklı cilt bakımı.
Kan dolaşımı: Dalak, karaciğer ve iliği güçlendirip çalıştırarak alyuvar sayısını artırır, kan yapar kansızlığı önler. Kanı şeker, üre, ürik asit, ülser ve kanser yapan zehirleri temizler.
Sindirim Yolları: Balgam söktürücü, akciğer dallarını temizler, öksürükten kurtararak, akciğer yaralarını iyileştirir. Nefes darlığı ve astımı giderir.
Baş ve Sinir Ağları: Taze lahana suyu, kabuklu limon suyu, sirke, zeytinyağı, nane, oğulotu, kekik, ısırgan karışımı hem içilir, hem sürülür, oğulur, hem salata ve çorbalara ekilebilir. Vitamin hapına para verilmemiş olur. Sinirleri besler ve güçlendirir.
Boşaltım ve Üreme Yolları: İdrar söktürür, yolları açıp temizler. Cinsel gücü artırır. Brokoli suyu, çayı prostat kanserini önler.
 Kemik, Kas, Eklem Yapısı: Kanı ve eklem sıvılarını tekizler, ağrıları giderir. Kemik ve etleri besler güçlendirir. Eklem ağrılarında sıcak yaprağı veya lapasını zeytinyağıyla sarmak yararlı olur.
Cilt Bakımı: yara, yanık, çıban, soğuk ısırması, güneş yanması, meme, parmak, taban çatlakları gibi her türlü cilt rahatsızlıklarına suyu, lapası, yağı kullanılır. Lahanada soğan ve sarımsakta olduğu gibi bol doğal kükürt vardır. Cildi iyileştirir.
Kelem, Karnabahar, Brokoli suyu (çayı):  
1-Taze suları eziciyle ezildikten sonra hamam kesesiyle sıkılarak çıkartılır. Limon, sirke, zeytinyağı, bal, pekmez ile karıştırılıp içilir, sürülür, ovulur.
2- 250 gram brokoli bir litre suda dört dakika pişirilip aç karnına bir günde üç kez içilir. 21 gün içilip 3-4 gün ara verilir. Acılı, kolalı gazoz, limon tuzu, maden suyu, soda yağlı yiyeceklerden uzak durulur. Prostat kanseri iyi oluncaya kadar devam edilir (Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu) Kekik, ısırgan, oğulotu, hane, reyhan, fesleğen çay ve limonatalarıyla içilirse etkisi daha da artar.
Kelem, Karnabahar, Brokoli sirkesi, Turşusu, Zeytinyağlısı, Alkollüsü: Taze kıyıkları adı geçen sıvılar içinde birer kavanoz hazırlanıp zaman zaman kullanılırsa etken maddeleri alınmış olur, ayrıca arpa unuyla yapılacak lapalara da katılabilir.
Salata, Yemek ve Sarmaları: Göbek sapı rendelenerek, mor lahana ve haşlanmış karnabahar kıyılarak salatası yapılır. Mor lahana kıyılıp bir kavanoza konulur, üzerine limon, sirke, tuz kaynar su konulursa hem suyu içilir, hem salatada kullanılır. Lahana haşlanırken sirke, kabuklu limon katılıp suyu az konursa yaralı maddeleri atılmamış ve kötü kokusu da önlenmiş olur.
Salata, yemek ve sarmaları üzerine sarımsaklı yoğurt döküp yemek etkisini daha da arttırır.
Son söz: Saraçoğlu Hoca ne diyordu? ”Alternatif Tıp diye bir şey yoktur. Tıp tıptır. Bitkiler de tıbbın en doğal ilacıdır.
Genteknolojisiyle brokoliyle oynayıp florasin maddesi çıkarılırsa bu sebze de artık prostat kanserini tedavi etmez duruma gelmiş olur” Evet; her zaman sözümüz, savımız  “Doğal beslen,sağlıklı yaşa” olmalı değil midir?
 (Kaynaklar: 1-WWW. İbrahim Saracacoğlu.com 2-Kanal 07.12.00-16.07.2000 2-Meydan Larousse Milliyet Cilt 12. S.6445 ve Cilt14. S.7312 3- Şifalı bitkiler A. Ayhan Yalçır S. 637-653 4- Tıp bitkilerinin Gizleri ve Yararları Selection du Rider's Digest S.314 5-Tabiat Eczanesi Mustafa Özer Akit Cilt.2 S.30637  
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 05

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

CİVANPERÇEMİ “YARAOTU-BİNYAPRAK-KANDİL ÇİÇEĞİ”
Achillee millefeuille
Taze suyu cilde değerse güneşte leke oluşur.
Tanıma ve Bulunuşu: Kırlarda 30-70 santimetre boylarında, uzun ve kısa, ak, sarı, pembe çiçekli cinsli, yaprakları yumuşak, kadifemsi olup kokusu çam kokusunu andırır.
Kullanılan Bölümleri: Çiçekli tepesi, yaprakları, tohumları mayıstan eylüle kadar toplanır.
İçindeki Maddeler: Uçanyağ, sakız, tanen, alkoloid, glukozid, örgen asitleri, fosfor, potasyum, azotlu maddeler.
Etki ve Özellikleri: Mikrop temizleyici, kaşıntı ve ağrı giderici, sıkıntı giderici, idrar söktürücü, kan durdurucu, yara iyileştirici, güçlendirici, karın bağırsak yel şişi giderici, ay kanı düzenleyici.
Kullanıldığı Alanlar ve Hastalıklar: İnsan sağlığı, hayvan sağlığı, cilt, saç güzelleştirme.
Kan Dolaşımı: Ay kanı düzensizliği, ay kanı bitimi hallerinde bir aydan fazla veya uzun süreli kanamalarda bir bardak çayı içilir.
Kalp, damar, karaciğer, dalak ve tüm organlardaki kanın temizlenmesi ve vücudun hastalıklardan korunması için de sabah akşam birer bardak yemeklerden önce ve sonra balla, pekmezle içilmeye devam edilmelidir.
Burun, akciğer, mide, bağırsak, basur ve cilt kanamalarında da sabah akşam birer bardak içilir. Kokulu kamışı çiğnenir.
Sindirim Yolları: Karın, bağırsak, yara, ülser ve kanserleri, iyi huylu urlar, mide ağrıları, yel, gaz şişkinliği, iştahsızlık, karaciğer buruntusu ve sancısı, basur memesi ağrı ve kaşıntısı, sindirim düzeni ağrıları durumlarında şikâyet, rahatsızlık ve hastalık geçinceye kadar 1-3 bardak içmeye devam edilir. Gerekli durumlarda yunak teknesine yani küvette civanperçemi çayı katılarak sıcak olarak yatılır.
Solunum Yolları: Akciğer kanseri, Soğuk algınlığı, Göğüs tutması ve öksürük, burun akıntısı, nezle, ağız, diş, boğaz şiş ve ağrılarında kokulu kamış kökü ve civanperçemi çayı sabah akşam birer bardak iyileşinceye kadar içilmeye devam edilir.
Baş ve Sinir Ağrıları: Baş, göz, kulak ağrılar, yürek darlığı sıkıntısı, çarpıntı, sinir bozukluğu, yorgunluk, bitkinlik, halsizlik durumlarında ılık veya soğuk birer bardak içilir.
Boşaltım ve Üreme Yolları: Gece işeme, sidik tutamama, böbrek boru ve torbayı temizleyerek idrarı düzenleme ve kolaylaştırma, yumurta  ve meni bezi yollarını açması, prostatın kolay çalışması, yumurtalık ağrıları, rahim düşmesi ve kaşıntısı durumlarında uzun süreli içmeli, Çobandarçığı çayıyla birlikte ovulmalı, baskı yapılmalı.
Kemik, eklem, kas yapısı: kemik iliğinin çalışması, alyuvar üremesi, kanın yenilenmesi, vücudun güçlenmesi, ilik hastalıkları
 (lösemi),kemi doku kangreni, kemik, kas, eklem ağrı ve romatizmaları gibi durumlarda da çayı içilmeye devam edildiği gibi, sıcak çaylı içilmeye devam edildiği gibi, sıcak çaylı suyunda günde en az yarım saat küvette yatılır. Alkollü suyu da damlatılıp içilebilir veya merhemi ile birlikte ağrıyan yere sürülüp ovulabilir. Hepsi birlikte uygulanırsa daha etkili olur.
Cilt, Saç Güzelliği: Çocuk ve yaşlılarda oluşabilecek ak lekeleri giderir. İçeriden çayı içilirken dışarıdan da alkollü suyu, merhemi sürülür, şampuanı ile de yıkanılır. Ergencilik, meme ve cilt çatlağı, yara, damar şişi (varis),uyuz, saç sağlamlığı durumlarında da aynı işlemlerden yararlanmalıdır.
Kullanım İşlem Biçimleri:
Civan Perçemi Çayı-Şerbeti: Demliğe bir çay kaşığı ufalanmışı, bir tatlı kaşığı irisi konur! Üzerine kaynar su eklenip bir-beş dakika örtülüp bekletilir ve içilir. Sade, bal, pekmez, keçiboynuzu tozu, keçiboynuzu pekmezi ile de içilebilir. Midesi sağlam olanlar ve ağır durumda olanlar için aç karnına içilmesi sağlık verilir. Bardak ve gün sayısı rahatsızlığın durumuna göre artırılıp azaltılabilir. Sağlıklı yaşamak, hasta olmadan sağlığı korumak için hiç olmazsa her mevsim değişikliğinde içilmeli kan temizlenmeli ve yenilenmelidir.
Civan Perçemi Alkollü Suyu: Bir litrelik kavanoza ağzına kadar çiçekli tepesi doldurulur. Üzerine %40 etilalkol,% 60 kaynar su eklenir. On beş gün güneşte veya 20 derecelik sıcaklıkta bekletilip kullanılır. Yarım bardak suya damlatılıp içilebildiği gibi, dıştan sürülür ovulur, merheme, sabuna, tekne suyuna veya durulamalara suyuna da katılabilir.
Civan Perçemi Merhemi: 90 gram tereyağı veya tohum yağları ısıtılır. İçine 15 gram civanperçemi çiçeği,15 gram ayçiçeği, bük üzümü, böğürtlen yaprağı katılır. Koyungözü, hindiba çiçekleri de katılabilir. Ertesi gün yeniden ısıtılır. Keseyle sıkılarak kavanozda soğutucuda saklanır. Kullanılırken ısıtılır. Dışarıdan ağrıyan yerlere sürülür. Ovulacağı gibi yarım bardak sıcak suya bir çay kaşığı konularak içilebilir.
Oturak Yunma, Yıkanma Suyu: Çayı 100 veya 200 gram civanperçemi taze bitkisi bir gece 6-8 litrelik soğuk suda bekletilir. Öbür gün bu su kaynatılır. Yıkanma suyuna tekne, küvet, leğene eklenir 20-30 dakika kalınır. Kalp hastalığı olanlar 27.5 derecelik ısıdan fazla olmamalıdır. Sıcak suda atılır, beklenir, yıkanılır, liflenir, keselenir. Havluya sarılarak yatılır. En az bir saat terlemeye çalışılır. Böylece cilt güzelleşir, sinir, damar ağrıları, kemik, kas sancıları diner. Kan zehirli maddeleri ve yağlardan arınmış, mikroplardan kurtulmuş olur. İyileşir, zayıflar ve dinçleşir.
Son Söz: ishal, kızamık, boğmaca, bacak kemiği eğriliği (raşitizm),al basması, ay kanı gecikmesi, bakam, öksürük gibi birçok rahatsızlığa iyi gelen bu hoş kukulu şifalı bitki ihmal edilmemeli, kurutulup ufalanıp baharat olarak da közleme, pilav, çorba, dolma, sarma gibi yemeklerde ve salatalarda kullanılmalıdır.
Kaynakça: 1-La Sante a la Pharmacie du Bon Dieu Şifa verici Tanrı Eczanesinden Sağlık. Maria Treben sayfa 9 2-Secrest et vertus des plantes medicinales Tıp bitkilerinin Gizleri ve Yararları Sellection du Reader's Digaest 3- Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi Ayhan Yalçın sayfa 599
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 06

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

YABANİ SARIMSAK (Ayı-Leylak-Karga sarımsağı)
Ail des ours,ail des bois-Aillum ursinum (Liliacees-Zambakgiller)
TANIMA VE BULUNUŞU: Kır ve tarlalarda ilkbaharın başlarında çıkmaya başlar. Mayıs, Haziran aylarında çiçek açmaya başlar. Ayılar bu sarımsağı yiyerek kış uykusuna yatarlar. Uyanınca da yer kanını, karnını ve bağırsaklarını temizlerler.
KULLANILAN BÖLÜMLERİ: Kök, yaprak, çiçek, tohum. Soğan kökleri bahçe sarımsağı gibi kullanılır.
İÇİNDEKİ MADDELER: Bahçe sarımsağı, Allium satiyum, A,A1,B2,PP,C vitaminleri,allicin, dialydisulfid, oleum allicine! Mg-15 OE pensilin), ensimler, cinsiyet hormonları. Bahçe soğanı-Allium cepa: Sarımsaktaki maddelere ek olarak B5,E vitaminleri, flavionit, kükürt, glusid, lipid, prolid. Sarımsak otu-Allioria oficinalis: Azot bileşiği, özyağ,enzim.
ETKİ ÖZELLİKLERİ: Bahçe sarımsağı: Kan şekerini düşürücü, mikrop kırıcı, ağrı, sancı, kaşıntı giderici, idrar söktürücü, kan gerilimini düşürücü, uyarıcı, güçlendirici, balgam söktürücü, nasır yumuşatıcı, bacak kemiği eğriliğini düzeltici, güçlendirici, kanda glisim, üre, albümin maddelerini temizleyici, dolama, arpacık, çıban, sivilce, ur, şiş, siğil, ben iyileştirici-eritici-dağıtıcı, tütün ve alkol zararını giderici, kanser önleyici, prostat bezesi hastalıklarını önleyici. Sarımsak otu: Mikrop kırıcı, idrar, balgam söktürücü, yara iyileştirici-temizleyici, uyarıcı.
KULLANILDIĞI ALANLAR VE HASTALIK-LAR: İnsan ve hayvan sağlığı, cilt ve saç güzelliği.
KAN DOLAŞIMI: Kalp, damar: İlk ve sonbaharda bol miktarda kullanılarak kan, kan damarları, karın, bağırsak temizlenmelidir. Atar ve toplar damarlar kireçlenmesini ve sertleşmesini giderir, yumuşatır. Aç karnına her sabah 10-12 damla alkollü suyu ½ bardak su ile alınmalıdır.
SİNDİRİM YOLLARI: Karın-Bağırsak gaz ağrıları: Peklik. solucan. kurt, tenya asalakları, uzun cancıl ishal, mide bulantısı, kanser, karaciğer ve öd kesesi hastalıkları, iştahsızlık, damla, ürik asit, mide ünseri, ağız, diş, diş eti hastalıklarında ½ bardak sıcak suya 10-15 damla alkollü suyu damlatılarak veya 2 çay kaşığı tozu konularak içilir. Ayrıca çorba, pilav, dolma, sarma, salata gibi yemeklerde de tozu, yağı, sirkesi, salçası kullanılmaya devam edilir.
SOLUNUM YOLLARI: Akciğer şişi, bu toplaması, akciğer tıkanıklığı, nefes darlığı, soluk ıklığı, nezle, bronşit, öksürük, verem, ateş, grip, ses kısıklığı durumlarında sıcak süt, sıcak çayı keçiboynuzu tozu, çiçek toz ile karıştırılıp içilmeye devam edilir.
BAŞ VE SİNİR AĞRILARI: Baş ağırlığı, sersemlik, sıkıtı, romatizma, uykusuzluk, yorgunluk, bitkinlik, çocuk felci, boğmaca, kulak ağrısı ve tıkanması durumlarında sıcak süt veya çayı içilir, yağı ılık olarak kulak ve burnuna damlatılır.
BOŞALTIM VE ÜREME YOLLARI: Böbrek ve idrar yollarının iyi çalışabilmesi için taze yaprakları sıcak olarak içilir. Taş oluşumunu önler, idrar söktürür, cinsi kudreti arttırır.
CİLT VE SAÇ GÜZELLİĞİ: Cilt veremi, sarıca, ergencilik, sivilce, çıban, abse, mayasıl, ekzema, termiye gibi tüm cilt yaralarını, gözdeki arpacık, parmaktaki dolama, et benleri, şiş ve urları indirir, dağıtır, giderir. Alkollü suyu, çayı, sütü, sirkesi, yağı içilir, sürülür. Lapası konulur. Saçları besler ve uzatır. Sivrisinek ve haşarattan korur.
KULLANIM İŞLEM VE BİÇİMLERİ:
SARIMSAK SOĞAN ÇAYI: 1 Bardak suya 1 çay kaşığı konulup içilir. Aynı zamanda da sürülebilir.
SARIMSAK SOĞAN SÜTÜ: 1 Bardak sıcak süte 1 çay kaşığı tozu veya ufalanmışı konulup içilir. Lapaya katılabilir.
SARIMSAK SOĞAN SİRKESİ YAĞI: 2 Kavanoz ağzına kadar taze, yeşil yaprakları incecik kıyılarak doldurulur. Kekik, nane, reyhan, sızma zeytinyağı, ötekine halis sirke eklenir. İçlerine kekik, nane, reyhan, fesleğen, oğulotu, ısırgan, maydanoz, çörekotu vb. otlar da eklenebilir. Salata ve çorbalara dökülür. Aç karnına 1 rer tatlı kaşığı içilir ve yaralara da sürülebilir.
SARIMSAK SOĞAN ALKOLLÜ SUYU: Kavanoz ağzına kadar taze kök ve yaprak kıyması ile doldurulur. 1/3 ü kadar alkol 2/3 ü kadar da kaynar su eklenip 15 gün bekletilir. 4 ay her gün 10-15 damla ılık suyla aç karnına alınır.
SARIMSAK SOĞAN OTLU BAHARAT: İncecik kıyılır. Diğer hoş kokulu şifalı otlarla karıştırılıp taze ve kuru olarak tüm yemeklerde kullanılmaya devam edilir.
SARIMSAK SOĞAN MELHEMİ VE LAPASI: Tazesi ezilerek veya yağlısı, sirkelisi, alkollüsü kepekle karıştırılarak ağrı, şiş ve yaralara konulur.
SON SÖZ: Sarımsak, soğan iştahı açar, vücudu güçlendirir, hastalık yapıcı mikroplardan korur. (Eskiden iğde dalı, hurma çekirdeği, üzerlik otu, çörek otu, sarımsak gerdanlık yapılarak boğaza veya evlere, odalara asılırdı. Acaba neden? Her halde taşıyanı ve bulundurulan evi hastalık yapan mikroplardan ve yabancıların kıskanç
Nazarlarından (Kıskanç biyoenerjiden) korunmak için değil mi?
KAYNAK:1-İyi Tanrının Eczanesindeki Sağlık,
Maria Traben s.2  2- Tıp Bitkilerinin Yararları ve
Gizleri,Selection du rider's Digezt s.53.306.325
3-Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi
Ayhan Yalçın s.680,682 4-Şifalı Otlar Ali Gürbüz s.19
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 07

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KASIK OTU- FITIK OTU- DAĞ ÇAYI- KIZILYAPRAK
Aigremoine-Agrimonia eupatoria-Rosacees
         Tanıma ve bulunuşu: Killi topraklarda 30-70 santimetre boyunda, yuvarlak tek dallı, yaprak rengi kurşunisi yeşil, 5 veya 9 dişli yapraklı, Haziran Eylül arası da küçük sarı çiçekli,kılıç köklü,1-2 konik morsu kapçıklı meyve tohumlu,az hoş kokulu,acı tatlı bir çiçektir.
         Kullanılan Bölümleri: Çiçekli tepesi, yaprakları gölgede kurutulur.
         İçindeki maddeler: Tanen, öz yağ, sakız (reçine)
         Etki özellikleri: Ağrı kesici, giderici, sıkıştırıcı, idrar söktürücü, yara iyileştirici, ağrı yapan kan pıhtısı ve irin tıkanmalarını açıcı.
         Kullanıldığı alanlar: İnsan ve hayvan sağlığı, saç bakımı ve güzellik.
         Kan Dolaşımı, kalp, damar: Kan zayıflığı, kansızlık hallerinde günde 2 bardak çayı içilir. Kalp genişlemesi, damar şişi, varis durumlarında uzun süreli 3 bardak çayı içilir.
         Sindirim yolları: Ağız, boğaz, geniz, tükürük beziri, akyara (aft), ağrılı yaralarda, soluk kokmasında ağız her gün çayıyla çalkalanır. Karın, bağırsak genişlemesinde uzun süreli günde 3 bardak çayı içilir.
Karaciğer şişi (siroz) ve dalak hastalıklarında günde 2-3 bardak düzelinceye kadar çayı içilir. 100 gram kasık otu,100 gram yapışkan otu çayı 1 bardak aç karnına içilmeye devam edilir. 1 bardak da öğle ve akşam içilir. Şeker hastalığında günde 3 bardak (1 Litre/30 gram), ishalde günde 3 bardak (1 litre/40 gram) 5 dakika demlenip (kaynatılmadan kaynar su eklenip) çayı yapılır.
Solunum yolları: Ses kısıklığında günde 3 kez ağız çalkalanır. (1 litre/100 gram),akciğer genişlemesinde 3 bardak (1 litre/30 gram) çayı içilmeye devam edilir.
         Baş ve sinir ağrıları: Diz, bel, bacak sinir ağrıları, romatizma, siyatik, lumbago ağrılarında günde 2 kez çayı içilir (1 litre/30 gram) ve tenekede suyu hazırlanarak yıkanılır (200 gram/1 litre) Göz çapaklanma ve ağrılarında göz çayı ile silinir. Baş ağrılarında (mirgen) bez arasında lapası alna, başa, enseye veya boyuna konulur.
Boşaltım ve üreme yolları: Böbrek, sidik torbası ağrılarında günde 3 bardak uzun süreli çayı içilir. Prostat, husye, rahim şiş ve ağrılarına da iyi geleceği apaçıktır.
Kemik, kas, eklem yapısı: Burkulma, yara, bere, ezik, ur ve kasık fıtıklarında çayı ile sürme, silme, baskı işlemleri yapılır. (1 litre/100 gram) lapası konur, eşit ölçüde kasıkotu, kepek ve sirke ile pişirilir.
         Cilt, saç güzelliği: Ciltteki kabarcıklı (bacak, ayak vb.) yaralarda ve şişlerde çayı ile silinir ve lapası konur. Yarık ve çatlaklarda kasıkotu, meşe kabuğu, palamudu (1 litre/40 gram) kaynatılır. Günde 3 kere sürülür, yıkanır. Yaz kırışıklıklarında kasık otu, kaynanadili, avokado armudu, zeytin, badem, susam, haşaş, keten, fındık, fıstık, ceviz yağları ısıtılıp ılıtılarak sürülür.
Kullanım işlem ve biçimleri:
Kasıkotu çayı: 1 çay kaşığı kasıkotu üzerine 4 bardak kaynar su konur. 1 dakika sonra süzülür ve içilir, sürülür, silinir, baskı yapılır.
         Kasıkotu yıkanma suyu: 200 gram kasıkotu 10-15 litre soğuk suda 1 gece bekletilir. Sabah kaynatılır. Banyo teknedeki 37.5 derecedeki sıcak suya eklenir, içinde yatılır, vücut, cilt ve saçlar ovulur, yıkanılır.
Kasıkotu merhemi: 2 avuç taze kasıkotu (yaprak ve çiçekli) 250 gram zeytinyağında 15 gün bekletilir veya 3 gün her gün ısıtılarak bekletilir. Ağrı, şiş, yara, çatlak olan yerlere sürülüp ovulur. Yarım bardak su, çay veya limonataya de 10-15 damla damlatılıp içilebilir. Yağı kuyulaştırmak için de içine tereyağı, kaymak ve ya vazelin katılabilir.
         Kasıkotu karaciğer hastalıkları çayı: 1'er çay kaşığı kasıkotu, yoğurtotu, kokulu yapışkanotu üzerine 1 litre kaynar su eklenir. 1 dakika sonra süzülüp içilir. Kalanı soğutucuda en fazla 3 gün saklanabilir.
         Son söz: Hoş kokulu, sakızlı, acı bitkilerin ağrı, sızı, sancı, yara, şiş ve urlara iyi geldiği unutulmamalı. Rahatsızlıkları gidermek için hem içeriden, hem dışarıdan kullanılmalı. Öz yağlarının daha etkili ve ölçeğinin daha yüksek olduğu hatırlanmalı. Zehirsiz bitkiler bazı kişilerde yan tesir veya dokunma yaparsa hemen kesilmeli, ara verilmeli ve ölçüsü azaltılmalıdır.
Kaynakça: 1-Secrets et Vertus de Plantes Medicinales Selection du Reader's Digest s.49 2- La Sente a la Parmacie du Bon Dieu Maria Treben s.10 3- Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi Ayhan Yalçın s.637
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 08

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

ENGİNAR DİKENİ
Artichaut-Cynara Scolymus-Composees-Birleşikgiller
         Deve ve inek dikenleri, deve çökerten dikeni (hatta böğürtlen kuşburnu dikenleri) damar ve boruları açar, kanı temizler. Bundan dolayı kalp ve damar hastalıkları ile pankreas, şeker hastaları, karaciğer, dalak hastalıkları bu bitkilerden mutlaka yararlanmalıdır. Ancak tahriş edici oluşlarından dolayı ölçüyü kaçırmamalıdırlar.
Dikenleri doğrudan kullanamayanlar ve doğal beslenmek isteyenler diken yiyerek otlayan sığır ve davarlarının kısaca otlakta otlayan hayvanların sütlerini içmeli ve yalnız onların etlerini yemelidir.
Tanıma ve buluşma: 50-100 santim boyunda çok yıllık deve dikenigillerden bir bitkidir. Uzun ve kalın çiçek sapına 3-10 tane kömeç (baş) yer alır. Başı pul gibi yeşil yapraklı, ucu mor, içi mavi çiçek yapraklıdır. İlkbaharda baş bağlar. Bursa, İstanbul Bayrampaşa, İzmir Sakız enginarı meşhurdur. Kumlu, killi, nemli toprakları sever. Her yıl kök sürgünleri alınıp başka yerlere seyrek dikerek üretimi yapılabilir. Kışın dibi doldurulmazsa donar. Su, azot ve potasyumlu gübrelere ihtiyaç duyar.
Kullanılan bölümleri: Çiçek başları çiçek açmadan toplanır. Zeytinyağlı dolması yapılır. Kartlaşmadan, körpe iken yaprakları da haşlanıp pişirilebilir. Ayrıca bütün bitki taze ve kuru olarak türlü işlemlerde kullanılabilir.
İçindeki maddeler: Flavonal glukozidleri, tanen, sinarin, sinokopikrin, ünilin, A,B vitaminleri, su alkolleri (damla, tablet, iğne olarak kullanılır)
Etki özellikleri: İshal durdurucu, iştah açıcı, gliserimi düşürücü, güçlendirici, öd salgısını arttırıcı ve kolaylaştırıcı, idrar söktürücü, doku ve organları temizleyici, kan şekerini düşürücü, bitkisel insülünle sindirici.
Kullanıldığı alanlar ve hastalıklar: insan ve hayvan sağlığı, cilt ve saç bakımı.
Kan dolaşımı: Damarları ve kanı temizler. Damar sertliğini giderir, damarları yumuşatır. Kanı ve kolesterol birikmesinden kurtarır. Üreyi arıtır, damla ve eklem ağrılarından kurtarır. Kalbi güçlendirir.
Sindirim yolları: Karaciğeri hepatit, sarılık, siroz şişi yapan zehirli ve azotlu maddelerden ve mikroplardan temizler. Öd kesesinin çalışmasını arttırır ve öd salgı yolunu temizler, genişletir, yumuşatır, taşları eritir. Pankreası temizleyip yollarını açar, salgısını arttırır veya insülün yerine geçen salgılar salar.  Mide ve bağırsakları da temizleyip düzenleyerek toptan sindirimi kolaylaştırır ve sindirimden doğan her türlü iç ve dış hastalıkları önler.
Solunum yolları: Kanı temizleyerek akciğer dallarında balgam oluşmasını, nefes daralmasını ve öksürüğe yol açmasını önler. Vücudu güçlü ve sağlıklı tutar.
Baş ve Sinir ağrıları: Kanı temizleyip zararlı maddeleri eritip arıttığından dolayı beyin, beyincik, omurilik ve tüm sinir odak ve ağlarının kolayca beslenmesini sağlar. Sinirleri güçlendirir. Kandaki zehirleri ve dokunan maddelerin baş ve eklemlerde ağrı yapılmasını önlemiş olur. A vitamini ile gözleri güçlendirir.
         Boşalım ve Üreme yolları: Enginar ayrık, arpa, mısır püskülü gibi eritici ve idrar söktürücü ve terletici özellikleriyle böbrek ve idrar yollarını taş ve kum ile benzeri zararlı maddeleri temizler. Hem hastalıklardan korur, hem de üremeyi kolaylaştırır ve kısırlığın önüne geçer. Ateşi düşürür. Ter, ayak ve ağız kokmasını önler. İştah açar, anne sütünü çoğaltır, süt yollarını açar.
         Kemik Kas Eklem yapısı: Çayını, yağını içerek, yağıyla ovarak, lapasını burkulmuş, şiş, kulunç, eklem yerlerine konarak ağrı ve sancıları gidermek mümkündür. Maydanoz, çörekotu tohumu ve kekikle daha da etkili olur.
         Cilt bakımı, Saç güzelliği: Eritici ve arıtıcı özelliği nedeniyle çayı, suyu, alkolü, sirkesi doğrudan veya sabun ve şampuanlara katılarak uygulanırsa cildi ve saçları arıttığı, zehir ve toz ile yağları çözüp erittiği görülecektir. Kepekten de kurtulabilirsiniz. Ayrıca ciltteki her türlü yara, bere ve kaşıntıyı temizleyip arıttığından dolayı çabucak iyileşmesini de sağlar. Sivilce, ergencilik, çıban ve mayasıla da uygulanabilir. Cilt ve vücudun yağlanmasını önler, zayıflatır.
         Kullanım biçimleri:
         Enginar Çayı: Bir litre suya 10 gram yaprak ve çiçeği konup on dakika kaynatılıp, süzülür. Bir günde üç kez yemeklerden önce içilir. Mide, bağırsak, böbrek yarası olanlar ile emzikli kadınlar, ay kanaması olan kadınlar içmeli ve yemelidir. Şikâyet geçince çay içimi bırakılır. Zeytinyağlı salata ve yemeklerine devam edilir.
         Enginar Yağı, Sirkesi, Alkollü suyu: Üç kavanoz enginar kıyığı ile doldurulur. Üzerine sıvama zeytinyağı, üzüm sirkesi, bir kavanozun üçte biri kadar etialkol veya üzüm şarabı, geri kalana sıcak su konup ayrı ayrı ağızları kapatılır. On beş gün bekletildikten sonra içilir, sürülür, ovulur, damlatılarak lapa ve yanıklara, sabun veya şampuanlara katılır.
         Enginar Yunma: 10 gram enginar kıyığı on litre soğuk suda bir gece bekletilir, sabah on dakika kaynatılır, küvet suyuna eklenir, sıcak sıcak içinde 20-30 dakika yatılır. Hem ağrıları gider, hem yağları erir ve cilt ile vücut zayıflar, terletir ve hastalık mikroplarından kurtarır.
         Son söz: Hem dokunmaması, hem de daha etkili olması için, karaciğer ve öd kesesinin daha iyi çalışması için mutlaka zeytinyağlı yemeklerini yemeliyiz. Ayrıca enginarlı, arpa unlu, taze yoğurtlu, çimlendirilmiş ekinli türlü sebzeli tarhana çorbasını ekşitmeden hazırlayıp kurutup birer gün arayla bu çorbadan içmeye devam etmeliyiz. Enginarı salatalara, zeytinyağlı dolmalara, sarmalara ve pilavlara katmalıyız. Turşu ve salatalarda da sirkesini kullanmalıyız. Böylece kendi kendimizi tedavi etmiş oluruz. Hatta haberimiz olmaz, kimselerin de haberi olmaz.
Kaynak: !-Meydan Larousse Milliyet cilt 7 sayfa 3720 2-Tıp bitkilerinin gizleri ve yararları Selection du Rider's Digets Sayfa 307 3-Şifalı bitkiler A. Ayhan Yalçın Günaydın Sayfa 614 4-Tabiat Eczanesi Mustafa Özmen Akit Sayfa 218
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 09

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

EL YAZMASI KİTAPLAR TÜRK TARİHİ-TÖRESİ-UYGARLIĞI-EGEMENLİĞİ
"El yazması kitaplar diyince akla TÜRKÜN TARİHİ gelmiyor mu?
ANIT TAŞ MEZARLARIMIZ MÖ:740 yılarında YENİSEY ANIT TAŞ MEZARLARI'NI diktiren TÜRK EKANİ (İLHANI) ALP URUNGU ,MS:732 yıllarında ORHUN SELENGE ANIT TAŞ YAZITLARI'NI diktiren KÜLTİGİN (GÜLTEKİN) BİLGE KAĞANLAR ile TONYUKUK (DONU-GİYSİSİ YIRTIK)... Onlar gibi onlarca Türk Büyüğü, Türk Tarih ve Siyaset belgeleri... Türk aydınlarının bunlardan bilgisi, bunlarla ilgisi var mı?
İLK EL YAZMASI KİTABIMIZ 1072-1074 yıllarında Kaşkarlı Mahmut tarafından yazılan DİVAN-I LÜGATİT TÜRK (TÜRK LÜGATININ DİVANI Arapça-Türkçe Ansiklopedik sözlük) Türk Dilinin ve Töresini tanıtan, bilinen en eski KAĞIT EL YAZMASI kitaptır. Ali Emiri Efendi tarafından ele geçirilen tek nüsha Millet Kütüphanesindedir. (Arapça No:4189) İlk kez 1915-1917 arasında Kilisli Rifat (BİLGE) tarafından 3 cilt olarak yayınlandı. 1939-1942 arasında Türk Dil Kurumu ve Besim ATALAY tarafından yayınlandı. 1957 yılında Dehri DİLÇİN Arap alfabesi sırasına göre dizinin yaptı.(1)
TARİHTE EL YAZMACILIĞI-BASIMEVİ ÇEKİŞMESİ
Türkiye'ye ilk basımevi (matbaa) İstanbul'a İspanya'dan göç edip sığınan Samuel ve David Nahmias adlı iki Yahudi kardeş tarafından getirildi. (1493-1504) İkinci basımevi Abgar Tıbir adlı Sivaslı bir Ermeni tarafından İstanbul Karagümrük'te bir kilisede kuruldu (1567) Üçüncü basımevi de Niko-demos Mataksas adlı bir Rum (İyon--Helen-Grek) kurdu. Dördüncü basımevi ise İbrahim Müteferrika ve Sait Mehmet Çelebi adlı iki Türk tarafından İstanbul'da açıldı. (1717)  Elyazmacılar (hattatlar) ile Basmacılar (Makineli baskıcılar) arasında emek ve itibar kavgaları başladı. Toplumsal patlama ve kargaşa olaylarının temelini teşkil etti. Lale Devri ve Damat İbrahim Paşa'nın  "Milletin Sorunlarını Çözemeyen Yönetim Anlayışı" ile birlikte ilk Türkçe basımevi kapanmış oldu.
Osmanlı Hükümeti tarafından ilk Devlet Basımevi olan Hasköy Mühendishane Matbaası açıldı. (1796) Matbaacılık 1911-1921 arasında durgunluk geçirdi. 1928 Harf Devriminden sonra yeniden matbaacılık gelişmeye başladı. (2)
OSMANLI VE TÜRK CUMHURİYETİ KÜTÜPHANECİLİĞİ
Osmanlılarda kütüphanecilik vakıflar eliyle hafızılkütüpler tarafından yapılıyordu. Daha sonra kütüphane muhafızlığına dönüştü.
Cumhuriyet Döneminde Çağdaş kütüphanecilik Paris'te eğitim gören Hasan Fehmi KARATAY tarafından İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde başlatıldı. (1925) İlk kez yüksek öğretim düzeyinde kütüphanecilik eğitim 1954-55 yılında A Ü D T C Fakültesinde başlatıldı. ABD Ford Vakfının parasal desteğiyle geliştirildi. (3)
OSMANLI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ARŞİVCİLİĞİ Belgecilik 1846 yılında Hazine-i Evrak' ın kurulmasıyla başladı. 1860'ta kitaplık eklendi. 1943 yılında Başbakanlık Arşiv Umum Müdürlüğü,1984'te Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü kuruldu.
Ayrıca birçok devlet kurumunun kendi arşivleri vardır.
Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü Kütüphanesi İstanbul Cağaloğlu'nda 1982 den beri Başbakanlıktan izin alınmak artıyla hizmet vermektedir. (4)
EL YAZMASI KİTAPLARIN ÖNEM VE DEĞERİ Yukarıdaki tarih ve bilgilerden güncel konuya girecek olursak Çorumlu Değerli Emekli ve deneyimli Kütüphanecilerimizden Mahmut Selim GÜRSEL Bey ve Emekli İskilip Kütüphane Müdürü Metin KALYONCU Beyin açıklamalarından da anlıyoruz ki:
1- El yazması kitapların tarihi değerleri yayında çok yüksek ticari değerleri vardır. Hatta bu yüzden "El Yazma Kitapları Kaçakçılığı", "Antik Eser Kaçakçılığı" gibi devam etmektedir.
Kütüphane ve arşivlerimizde 60.000 den fazla eser bulunmakta ve büyük bir servet değeri taşımaktadır.
2- El Yazması Kitapların korunması çok zordur. En iyi korumanın ise bulundukları yerde sağlanabileceğidir.
3- Koruma, tasnif görevlileri, araç ve gereçleri yetersiz olup Kültür Bakanlığı, Hükümet ve Devlet yetkililerinin ilgileri yetersiz bulunmaktadır.
4- Çorum Hasan Paşa Kütüphanesinde Türkiye'nin öteki kütüphaneleri ve arşivleri kadar, bazılarından fazla El Yazması Kitap bulunmaktadır. Bu yönüyle Çorum Türkiye'nin en önemli kütüphanelerinden birisidir. Bu nedenle de "Kültür turizminin" merkezlerinin biri konumundadır.
5- Çorum'un ve Türkiye'nin hazinesi olan bu El Yazması Kitapların başka yerlere taşınması önce kitaplara zarar vereceği, sonra Çorum'un Tarih-Töre ve uygarlığına, irade ve hâkimiyetine darbe vurabileceğini öğrenmiş olduk. Bizde her Türk Evladı gibi MİLLİ VARLIK VE DEĞERLERİMİE sahip çıkıyoruz.
EL YAZMASI KİTAPLAR NERELERDE KDRUNUYOR
İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi (11.098 El Yazması Kitap), Süleymaniye Kütüphanesi (13.070 El Yazması Kitap), Ankara İl Halk Kütüphanesi Eski Eserler Bölümü (2.198 el Yazması Kitap), Ankara Milli Kütüphane (2.200 El Yazması kitap, 9.500 mikrofilm) ÇORUM HASAN PAŞA KÜTÜPHANESİ (4000'e yakın El Yazması Kitap)..... Kısaca Devlet, Başbakanlık, TBMM, Üniversiteler, Kütüphaneler, Müzeler ve diğer kuruluşlarla birlikte 60.000 den fazla El Yazması Kitap yani; TARİHİMİZİN HAZİNELERİ bulunmaktadır. (Bunlar da 620 yıllık Osmanlı Devlet ve Uygarlığının Karadeniz'in dibine dökülen ve Bulgaristan kâğıt fabrikalarına satılan kitap-lardan arta kalanlardır.)
Ne yazık ki;1978'den beri bu kitapların Kültür Bakanlığınca korunması tam yapılamadığı gibi tasnifleri dahi bitirilememiştir. Bu da yetmezmiş gibi ÇORUM'UN HAZİNELERİ TÜRK TARİHİNİN BELGELERİ olmayacak yerlere taşınacak, olmadık yerlerde toplanacakmış. TÜRK MİLLETİNİN İRADE VE HÂKİMİYETİ buna nasıl inansın?
Ne acıdır ki; Türk Aydınları, Türk Tarih ve varlığının belge eserlerini araştıramaz, inceleyemez, okuyamaz, anlayamaz hale düşürülmüşlerdir. Bu eksikliklerin yeni yetişen gençlerce arşivlerimiz ve El Yazma Kitaplarımızla, Arap Harfli Matbu eserlerimiz acilen Latin harflere geçirilerek bastırılmaları gereklidir.
ASIL ÇÖZÜM-ACİL ÇÖZÜM
Bakanlıkların ve TBMM Araştırma Kurullarının yalnızca yetkili denetimcilerden oluşması, Bakanlıkların diğer örgüt-görevli, araç ve gereçleriyle ÖZERK KURUM VAKIF haline dönüştürülerek TÜRK MİLLETİNİN VARLIK VE ZENGİNLİKLERİNİN bir an önce acil olarak TÜRK MİLLETİNİN KENDİSİNE DEVREDİLMESİDİR. MİLLİ TÖRE VE UYGARLIK VAKFI da kendi sorunlarını TÜRK MİLLETİ ve GERÇEK TÜRK AYDINLARIYLA 100 yıldan beri devletlu devlet memurlarının çözemediklerini kısa ve kolay yoldan çözecektir.
TÜRK MİLLETİ ZENGİN VE RAHAT- TÜRK DEVLETİ GÜÇLÜ VE ÇÖZÜMCÜ OLACAKTIR. Yoksa içimizde de, dışımızdakiler gibi bunu istemeyenler mi var EY TÜRK OĞUZ BEYLERİ?
Yalanlar gerçek, cehiller ilim.
Yavuzlar olmuş, halim ve selim.
Vurdukça titrer, hep boşa telim,
Beynimde deprem durulmaz dostlar.
 
(1) Milliyet Meydan Larousse cilt 7 Sh.3237
(2) Milliyet Meydan Larousse cilt 3 Sh.1346
(3) Milliyet Meydan Larousse cilt 14 Sh.7292
(4) Milliyet Meydan Larousse cilt 2 Sn.843
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 10

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

ÇANAKKALE YOLU
Sömürücü Batı gelmiş
Mehmetçikler şehid olmuş
Saldırganlar vurmuş, ölmüş
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Bulut almış alayını
Hakk eylemiş kolayını
Parlatmış, Yıldız, Ayını
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
HIZIR demiş; "Dökün mayın!"
Otlar olsun size tayın,
Kurtuluşu yurda yayın!"
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
SEYYİD ÇAVUŞ mermi kapmış
Gemi ortasından kopmuş
Gaziler görevin yapmış
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Mondoros'ta teslim almış
İstanbul Batı'nın olmuş
İngiliz'in İpi dolmuş
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Misakı Milli budanmış
Lozan Batı'ya adanmış
Sömürgeciler dadanmış
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Batı'nın Doğu Sorunu
İflah olmaz o burunu
Kırar Türkün gururunu
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Birlik yapar işbirlikçi
Bizi soyar aşbirlikçi
Şaşkın, düşkün şaşbirlikçi
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
Çanakkale içindeyim
Avrupa'da Maçin'deyim
Hay'dan izinli zindeyim
Gelibolu Hakk'ın yolu
Özüne dön Hakk'ın kulu
 
27.12.2006
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

11

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KAN UYKUSU
Şehid olursam üzülme sen anam
O benim Allah'ıma varışımdır
Bırak dünyada ateşlerle yanam
O benim gazilerle yarışımdır
 
Düşersem yaptığımız bir akında
Giysilerim dursun, o kefenimdir
Hakk'a yürüyeceğim pek yakında
Cihad eylemek ilmimdir, fenimdir
 
Saplanan o kurşunlar varsın, kalsın
Kurşunlar benim madalyalarımdır
Toprağa gömün ki koynuna alsın
O topraklar benim mayalarımdır
 
Botumu çıkartma, bana lazımdır
Sırat köprüsünden tezden geçirir
Şehidlik benim alnımda yazımdır
Kevser havuzundan şarab içirir
 
Boyandığım al kanları silmeyin
Onlar benin Cennet'te nişanmdır
Muhammed'den başka kulu bilmeyin
Mehmetçik tarihi benim şanımdır
 
"Mehmet şehid!" deyin, selam söyleyin
Babam sakın ha, kara bağlamasın
Fatiha okuyup rahmet eyleyin
Anam sakın ha bana ağlamasın
 
15.02.2007
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 12

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

ALLAHUEKBER YOLU
Rus ayısı vurup gelmiş
Sıcak hayal kurup gelmiş
Mehmet hasta, sorup gelmiş
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
SARI GELİN inilemiş
EBUL HASAN banılamış
Urus Türkü günülemiş
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Sarıkamış ney mi oldun?
Enver Paşa bey mi oldun?
Vatansever şey mi oldun?
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Alman'a yaranamadık
Buzlarda barınamadık
Soğuktan korunamadık
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Urus top atmış Hasan'a
Ha Hasan'a ha da sana
Geri dönmüş ürke, yana
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Ermeniler mezar sökmüş
Yaşlı-genci çakıp yakmış
Uluçınar'ımız yıkmış
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Batı-Kuzey birlik olmuş
Türkü sahipsiz mi bulmuş
Sömürücü dersin almış
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
 
Şehid olmuş Mehmetçikler
Demişler; "Allhuekber!
Ruhumuzu Nur'a gönder!"
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
27.12.2006
 
 
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 13

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

HABERİM YOK
Şu nefisten heva aldım
Ne oldum delisi oldum
Salatımı yanlış kıldım
Benin benden haberim yok
 
Kim öttürse nerde düdük
Kılavuzum oldu hödük
Surlarımda açık gedik
Benim benden haberim yok
 
Savrulmuşam küller gibi
Estirmişem yeller gibi
Coşturmuşam seller gibi
Benim benden haberim yok
 
Dost dost diye tuttum kuyruk
Gafillerden aldım buyruk
Sadıklardan kaldım ayrık
Benim benden haberim yok
 
Yalpalayıp sağa, sola
Ayrılmışam nice kola
Akletmiyor beynim hala
Benim benden haberim yok
 
Soruları sorarım ben
Yorgunları yorarım ben
Çözümleri ararım ben
Benim benden haberim yok
 
Helal lokma alıp yesem
Coşkun rüzgar olup esem
Allah aşkın bulup desem
Benim benden haberim yok
29.02.2009
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 14

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KORU BİZİ
Aydıneyle yüzümüzü
Altın eyle sözümüzü
Doğru eyle özümüzü
Koru Tanrım,koru bizi
 
İçimizi dışımızı
Kolay eyle kışımızı
Eğdirme sen başımızı
Koru Tanrım,koru bizi
 
Elimizi.belimizi
Sıkı eyle delemeze
Coşkun eyle selimizi
Koru Tanrım,koru bizi
 
İnananı,cümlemizi
Girdiğimiz hamlemizi
Deniz eyle damlamızı
Koru Tanrım,koru bizi
 
Sağımızı,solumuzu
Karatma sen yolumuzu
Dalımızı,kolumuzu
Koru Tanrım,koru bizi
 
Ovalımız,dağlımızı
Yavanımız,yağlımızı
Milletine bağlımızı
Koru Tanrım,koru bizi
                  28/11/1975
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

15

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

YAŞAMA KAVGASI
Gelmişsin insan bu dünyaya
Çekeceksin bu hayatı
Bazen kalsan da sen yaya
Çekeceksin şu hayatı
 
İnsansın sen duygulusun
Şu hayattan kaygılısın
Gerçeklere saygılısın
Çekeceksin şu hayatı
 
Yaşa sen gene insanca
Yaraşan bu sana anca
Dertlerini yüklen sen onca
Çekeceksin şu hayatı
 
Yaşamadan kaçamazsın
Kuş değilsin uçamazsın
Gerçeklerden geçemezsin
Çekeceksin şu hayatı
 
Yılsan da yıldırımlardan
Düşsen de kaldırımlardan
Usansan saldıranlardan
Çekeceksin şu hayatı
 
Sevsen,sevsen sevilmezsen
Saydığından sayılmasan
Uyutulsan ayılmasan
Çekeceksin şu hayatı
 
Hayat seni güldürür de
Yaşamazsan öldürür de
Tanımazsan bildirir de
Çekeceksin şu hayatı
 
İnsan kahpe,kalleş olmuş
Namuslular sessiz kalmış
Arayan da bir gün bulmuş
Çekeceksin şu hayatı
 
Böylece yaşıyor herkes
Umutsuzsan düşün bir kez
Fırsat varsa haksızlığı ez
Çekeceksin şu hayatı
 
Bu hayatı yaşamak zor
Unutma bir gün bayram var
Yaşa o gün üzenden sor
Çekeceksin şu hayatı
                    10/4/1976

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.