DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

İÇİNDEKİLER
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM
Hayat Hikayesi
RESİM
 

1

 
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan kullanmayınız!
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL
corumlu2000@gmail.com
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

 01

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP ismi  Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TAKDİM           

Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak görülmelidir.

            Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.

            Bu çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı göreceksiniz.

            Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir kitaptır; onu okumamız gereklidir.

            Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar veremeyiz. 

Mahmut Selim GÜRSEL  

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 02

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

Ömer YABACIOĞLU
 
1952 Çorum İskilip Doğumluyum. İlk, orta ve   lise  tahsilimi  İskilip'te  tamamladıktan  sonra 1975 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Fakültesi Resim ana dalından mezun oldum. Aynı yıl Sivas Pamukpınar  Öğretmen  Okulu resim öğretmenliğine atandım. 
1985  yılında  Kültür  Bakanlığı'na geçerek Çorum Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğüne atandım. Halen bu görevimi yürütmekteyim.  İlkokul  sıralarında, hep resimle ilgilindim. Üniversite sınavlarına Siyasal'ı  1 puanla  kaçırınca asıl ilgi alanım güzel sanatlara yöneldim, yetenek sınavlarını da  kazanarak hayalimi gerçekleştirdim. 
 Resim  eğitimi  almamın  çok yönlü avantajları var. Önce dünyaya bakış açın değişiyor, ufkun genişliyor. Her şeye sevgiyle bakıyorsun. Ayrıca yeteneklerini öğretmenlikten-reklamcılığa kadar bir çok alanda kullanabilirsin. 
İlk resime yönelmem ortaokulda ki resim öğretmenimden  kaynaklandı . İlk  resim    sergimi 1975 yılında  İstanbul'da  açtım. Çorum'da  güzel  sanatların daha da yaygınlaşmasını isterdim.  Mesela ; bir Resim Heykel Müzesi'nin kurulması, Güzel  Sanatlar Galerisinin çok amaçlı, sanatçıların  girip  çıktığı,kursların hiç bitmediği, Çorum'da bir çok kişinin Resim koleksiyonlarının olmasını isterdim. Bunlardan bazılarını gerçekleştirdik. 
Resim   çalışmalarımda  genelde Experyonist akım hakimdir. Konularım çoğunlukla insan üzerinedir. 
Eklemek istediğim tabii ki yaptığım işle olacak. İnsanların her konuda olduğu gibi sanat ve kültüre  olan  vurdumduymazlığı,neme lazımcılığı, ilgisizliği tüm sanatçılar gibi bizleri de üzüyor. Resim satın alınmasa bile sergilerin gezilmesi ve sergileyeni kendi fikrimize göre değil de,sanat gözüyle değerlendirilmesini dilerim Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 03

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

RESİM
         İnsanoğlu yazmadan önce boyamayı ve çizmeyi öğrenmiştir. İlk çağlarda estetik bir amaç ve mağaraları süslemek için kullanılmışlardır. Avlanmadan önce kendilerine ve avlarına şans vereceğine inandıkları için bu resimleri yapmışlardır.
         Modern düşünce anlayışı bu resimlerin ne maksatla yapıldığını çözememiştir. Bu resimler ilkel insanın yaşam tarzını ve şeklini anlatmaktadır. O günün şartlarında doğa ile mücadelelerinin bir kanıtıdır.
         İlkel resimlerin bulunanlarında; renk ve desen güçlüğü ile biçim ve anatomi bilgisi ve gözlemi oldukça üstün olup, bu resimlerde; hayvanların hareketleri, avcılık teknikleri, bizon, at, rengeyiği ve insan resimleri mağara duvarlarına, hayvan diş ve kemikleri üzerine yapılmıştır.
 
RESMİN BÜYÜ VE DİN İLE İLİŞKİSİ:
 
         İlkel resimlerde model aslı ile aynı olmak zorundadır.  Stilize yoktur. Resim din ve büyü ile ilişkilide olsa estetik amaçlardan sapmamıştır. İlkel toplumlarda devire yapılan kötülük o insana yapılmış kötülük gibidir. Resim sanatının gelişimi ve dinsel duyuş arasında bir bağ vardır. Dinsel ideolojiler, resim sanatını eğitisi ve öğretisi olarak kullanılmıştır. Resim dinsel ideolojiden dolayı tapınma amacı olarak kullanılmıştır. Dinsel araç olmayan resimlerin resim olmadığı inancına bile varmıştır.
RESİM İLE YAZININ İLİŞKİSİ:
         Resim ile yazı ilişkisi, resmin anlatım amacı olduğunu ileri sürer. Yazı bulunmadan önce insanlar resimlerle anlaşıyorlardı. Bu şematik anlatım yolu zamanla sembollere dönüşerek harfler oluştu ve bununla beraber her ne neye karşılık bir kelime ifade edilmiştir.
         Piktogram; (resimli yazı) yazı sembolleri ve yazı sembollerine bakıldığında ortaklık sezilmektedir. Eski Çin resminin kırıklığı Çin yazısına yansımıştır.  Hint yazısındaki ortak yönü Hint resminden alındığı söylenir. Arap yazısının çabuk ve kıvraklığı özgür düşünceyi simgeler. Yunan ve Latin yazısında resimsel ve plasrum tam aksidir. Yazılar bir plastiğe dönüşmüştür. Hat sanatı ile Çin ve Japon yazısının geleneksel ifade gücünden kaynaklanmaktadır. Her yazının bir farklı yazılışı ve farklı dizilişi vardır. Bu farklar resim ve yazı ilişkisini ortaya koyar.
RESİMDE SANATÇI KİŞİLİĞİ:
         Resimde, sanatçı kişiliği çocukluğundan usta sanatçılığına kadar kendini göstermektedir. Resim eğitimi usta çırak ilişkisi şeklini, atölye ve akademilere bırakmıştır. Fakat resim insanın doğasında ve içsel bir olgudur. Usta sanatçılar, resimlerinde bir çocuk özgürlüğüne ulaşmak istemişlerdir. Birçok sanatçı bu özgürlüğe ulaşamamıştır. Resim yerelliği, ulusallığı ve içinde bulunan toplum ve çevre unsurları resim de sanatçı kişiliğini ön plana koymaktadır. Ayrıca resim, bir psikolojik boşalmadır. Fakat bazı insanların duyumları ve psikolojileri çok farklıdır. Buda her sanatçının kişiliğini ortaya koymasıdır.
         Resimde sanatçı kişiliği diğer bir bakışta naif (örf) resim anlayışıdır. Hiçbir eğitim görmeden kendi bulduğu ön yargılar ve kuralları ortaya koymaktadır, bu da resimde sanatçı kişiliğini ortaya koymaktadır.
ÇİZGİNİN ÖNEMİ:
         Resimde çizgi çok önemlidir. İlk önce çizgi ile obje sınırlandırılmaktadır. Renk ve biçimden ziyade, çizgisel gösterim ve çizgi ile olayın hacmini ve boyutunu vermek çok önemlidir. Çizginin tek düzey değil, kalın ince, pes ve tiz oluşunu bir değerde vermek çok önemlidir. Yerin de yuvarlak, yerinde köşe oluşturmalıdır.
TON:
         Işık gölge sorunudur. Belli ve amaçlı yerlerde açık, koyu ve orta tonların bulunmasıdır. Resmin ışıkla olan bağlantısıdır.
IŞIK:
         Gölgelendirme olayıdır, gölgelendirme kapsamında ışık her tarafta aranmaktadır. Doğu ve İslâm resminde böyledir. Batı resminde özellikle ışığın çarpıcı bir noktası vardır ve ışık bir yerden süzülerek gelmektedir. Rembrant ve Caravaggio ışıkta çok doruk noktalara ulaşmışlardır. Minyatürler bu günkü batı resminin ulaşmak istediği özgür standartlara ta o zamanlar ulaşmıştır.
RENK KULLANIMI:
         Rengin doğal olarak kullanılmaya çalışılmasıdır. Fakat renk tam doğadaki haliyle hiç bir zaman gerçek renk olarak kullanılamaz, çünkü ışık değişimi renklerde göz yanılgısına yol açmıştır.
19.yüzyılda Emprestyonistler bunu ortaya koymuşlardır.
         Rengin ikinci kullanımı heraldik (renk armaları, renk alametleri  olarak kullanımı) örneğin; bir çocuğun gökyüzünü masmavi, güneşi sapsarı görmesi gibi, yada, Rönesans resminde kilise büyüklerinin   erguvan rengi cüppeye boyanması yada, sarı ve kırmızının şimdi soyluluğu ifade etmesi gibi.
         Resimde rengin ahenkli kullanımı resmin ton derecesine bağlıdır.
BİÇİM:
         Resim yüzeyine aktarılan her biçim ister organik, ister geometrik olsun her biçimi soyutlamıştır. Stilden dolayı doğu ve İslâm sanat gibi yansıtılmamış sembolleştirilmiştir. Bu derin yansıtmalar içinde derin, öz ve kavrayışlar taşırlar.
STİL:
         Stilizasyon sanatkârın kendi anlayışıyla soyutlamalara gitmesi demektir. Resmin bir uzay içerisine değil de, bir düzey üzerine yerleştirildiği çabasını göstermektedir.
         Organik ve geometrik sorunlar ve sanat eğilimleri Yunan ve Mısır sanatı ile birbirine olan tezatları gözler önüne sermektedir.
RESİMDE RENK VE PERSPEKTİF:
         Resim sanatına üç boyut kazandırabilmek için, perspektif kullanılmıştır. Perspektif resme hacim ve boyut kazandırmaktadır. İki çeşit perspektif vardır. Bir çizgi perspektifi, ikincisi resim perspektifidir. 17. Yüzyılda M. Habbema çizgi perspektifini çok iyi kullanmıştır. Ufuk noktasına kaçan çizgilerle bu sorun halledilmektedir. Tek kaçışlı ve çift kaçışlı perspektif kullanılmaktadır.
         Hava perspektifi ise atmosferin nesnelere uzaklıklarını göstermektedir. Yakındaki nesnelerin ayrıntıları görülürken uzaktaki nesnelerin ayrıntısı belli olmamaktadır. Perspektifin ilk ustaları Helenistik çağa M.Ö. 4. Yüzyıla kadar iner.  Perspektif kurallarının tam olması resim anlayışının içeriğini göstermektedir. Pers pektifin tam uygulanmadığı resimlerde estetik bir değer kazanmamaktadır.
         Grek-Bizans ve Avrupa Ortaçağında yüzeyci bir anlayış sunulmaktadır.  Rönesansla birlikte Antikiteye dönüşte perspektif kuralları uygulanmaya başlanmıştır.
         Modern çağ sanatında, sanatçının nesneleri pisikolojisine göre yorumlamasıdır. Resimde ışık gölge de ayrı bir unsurdur. Cloire Obscure adı verilen moble etdişte, ışık bir taraftan gelirken, bir tarafta aydınlık, diğer taraf karanlıktadır. 19. Yüz yıl Paul Cezzaanne, renk perspektifini uygulamakta bayağı başarılı olmuşlardır.  Renk perspektifi derinlik katmaktadır.              
         İnsanoğlu; yazıdan önce boyamayı ve çizmeyi öğrenmiştir.
         İlk çağlarda estetik bir amaç için ve mağaraları süslemek için kullanmışlardır.  
Avlardan önce kendilerine ve avlarına şans vereceğine inandıkları için bu resimleri yapmışlardır. Modern düşünce anlayışın da bunları çözememiştir. Bu resimler ilkel insanların yaşam tarzını ve şeklini anlatmamaktadır. O günün şartlarında doğa ile mücadelelerinin birer kanıtıdır. İspanya ve Fransa'da bulunan resimlerde mağara resimlerinden bilgi edinmek mümkündür. Fransa'da Lascoux mağarasında ki resimlerde bizon saldırısına uğrayan bir insanı resmedilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayvanın hareketine ve anatomisine hâkim oldukları bilinmektedir. Bu resimlerde renk ve biçimi ve desen güçlülüğü ortadadır. İspanya'daki Altamia mağarasında ki bizon resimleri, Fransa'da ki Les Trois Freres mağarası resimleri ilkel insan tekniklerinde paralel bir başarı göstermektedir.
Hayvan dişlerine ve kemiklerin üzerine yapılan resimlere de rastlanmaktadır. Bizon, at ve ren geyiği resimlerinin yanı sıra insan resimleri de bulunmaktadır. İnsan resimlerine de rastlanmaktadır.
Anadolu'da Paleoktik Çağa ait çalışmalarda, Hakkâri Cilo dağında ve Antalya Karain mağarasında tarih öncesi resimlere rastlanmaktadır. Bitkilerle yapılan tamponlarla kayalara sürerek bitki özlerinden boyalarla ve balıkyağı ve hayvan yağlarıyla resim yapmaktadırlar, konturları kazıyarak meydana getirmektedirler. İlkel resimlerde formu kabartı ve girintilerle vermişlerdir. Bu resimlerde bilim adamları ilkellerin çocuk ve özgün zekâsına sahip olduğuna inanıyorlardı. Fakat yapılan araştırmalar bunun aksini ispatlamıştı.
Modern çağ resminin ulaşamadığı Noktalara ilkeller ulaşmışlardı.
Les Trois Freres resimleri o zamanın ilkel şartlarında yapılan bu resimlere bu derece iyi kaliteli sonuç insanı düşündürmektedir. İnce ve güzel yapılmışlar. Sonraları insanları soyutlayıcı yönü ortaya çıkmıştır. Bu yönde yazı da sonraları ortaya çıkmıştır.
Av şansını artırabilmek için resim büyüsünden faydalanmayı tercih etmişler ve avdan önce kayaların üzerine hayvan resimleri yapmışlardır
Büyüsel dansları da geliştirmişlerdir. İçgüdüsel olarak gözlemledikleri hayvan anatomisini çok güzel yansıtmışlardır. Eğer resmin büyüsel etkisi kalmadığında resmin üzerine yenisi yapılıyordu. Araç ve gereçler üzerindeki resimler sahibinin izlerini veya süsleme amacıyla yapılmaktaydı. Zamanla aletler üzerine soyut şeyler yapılmaya başlanmıştır. Av döneminde yaşayan ilkeller hala günümüzde vardır. Eskimolar, Kızılderililer sayılabilir. Afrika'da resim sanatından dolayı soyut sembol dili oluşturmaktadır. Soyut işaret dilim modern çağda büyük bir önem kazanmıştır.
ESKİ MISIRDA RESİM SANATI
         Mısır resmin kutsal olanını yapma amacını gütmüştür. Tapınaklar ve mezar anıtlarında Mısır Resminin özelliklerindendir. Mezar anıtlarında ve tapınak duvarlarında hiç boş yere rastlanmamıştır. Mezar içlerindeki boyalı duvar resimleri
Mısır resminin karakteristiğidir. Thebes şehri kral ve kraliçeler vadilerindedir. Fravun resimleri ve soylu kişilerin mezarları burada bulunmaktadır. 18. Sülale Nebamun mezarı, Thebes mezarlarındaki en göze çarpan stilizasyondur.
         Resimlerin yer aldığı mezar anıtları III ve VI. Sülale zamanında yapılmıştır. Eski  krallık döneminde inşa edilen dört köşe planlı, tuğla ve taştan yapılan ve mastaba adı verilen anıt bir kült oda ve mastaba 
 
adı verilen anıt bir kült odası (ibadet odası) yada bir şapelle bütünlenmiştir.  Bu mastabaların en tipik örnekleri Sakkara mezar alanındadır.    
 

 
         Odalar hiyeroglif ve resimli kabartmalarla süslenmiştir. Basamaklı ve düz pramit anıtlar firavunların mumyalanmış mezarları üzerine inşa edilmişlerdir.
         Orta krallık dönemine de dağ eteklerin deki kayalara mezar anıtları inşa edilmeye başlanmıştır. Yeni krallık dönemi sülalelerinde Nil nehrinin batısından Thebes yakınındaki kayalıklara mezar anıtı yapmıştır. Krallar vadisi adını alan bu bölge, koridorlara açılan mezar anıtlarıyla ün kazanmıştır. Fravun ve soylu mezarları burada bulunmaktadır. Şeyh Ab-dül Kurnafaki mezar anıtları daha yalın ve çekici bir şekilde gerçekleşmiştir. Hepside zarif resimlerde Mısır  Kraliçesi olan ve zarafetin simgesi sayılan Nefertiti'nin mezar anıtı, Thebes civarındaki  benzerleri arasında  önemli yer tutmaktadır. Bu resimler alçı üzerine çizilmiştir.
MISIR RESMİNİN KONULARI
         Mısır resimleri kayalar üzerine yapılıyordu. Konular tanrılara, dinsel törenlere ve günlük hayata yönelik sahnelerdir. Dinsel kavrayış her bölge ve çağda aynı kalmamıştır. Mısırlılar ölümden sonra dirilme inancı mezarları süslenmesine yol açmıştır.
Fetiş ve bölgesel inanış daha ilkel olan din inancını ortaya koymuştur. Güneş Tanrısı Ra'ya inanılmıştır. Osiris bütün Mısır'ın bolluk ve bereket Tanrısı, Bütün Mısır'ın ortaklaşa Tanrısıdır. Efsaneye göre Osiris akrabaları tarafından öldürülmüş ve kederli eşi İsis onun parçalarını bularak bütünlemiştir. Bu ölüm yeniden diriliş efsanesiyle ölümden sonra diriliş Osiris garantisi olmuştur. Totem inançlarının etkisi resme konu olmuştur. Güneş Tanrısı, Boğa, Kedi, Köpek, Şahin resmilerinin konusu olmuştur. Ölü gömme törenlerinin, ölünün Nil'den geçişi konu olmuş ve gündelik hayatı yansıtan  resimler Mısır resim sanatında Mısır'ın toplumsal hayatını yansıtmaktadır.
         Yönetim hayatını gösteren sahneler de vardır. Savaş ve zafer temaları, Firavunun tanrıya adak adama sahnesi resmedilmiştir. Ölünün dans eden kızlarla kayık gezisi, tarlada tarım işleri, adak hayvanlarının kurban edilişi, ölü için gemi inşası, tabaklık eden, taşkıran işçileri göstermektedir.  
MISIR RESMİNDE TEKNİK USLUP
         Mısır resminde duvar yüzeyleri girintili çıkıntılı olduğundan dolayı resim yapmak bir hayli zorlaşıyordu. 
XIX ve XX. Sülalenin hüküm sürdüğü zamanlarda kayanın üzerine bir kil ve kilin üzerine bir alçı tabakası kullanıyorlardı ve yüzey resim yapmaya elverişli hale getiriliyordu. Ucu yontulmuş bitki parçaları, kamışlar, liflerden ve palmiye ağacından yapılmış fırçalar kullanırlardı. Çanak olarak midye kabukları kullanılmıştır. Mısır resmini dünya sanat tarihinde önem kazandıran üsluptur. Mısır inancında ölümden sonra yaşama inanılıyordu bu nedenle resimlerde kütlesellikten kaçınılarak yüzeysel resimlere önem vermişlerdir.
Figürlerinde derinlik duygusu kazandıracak her hangi bir hareketten kaçınılır, bacaklar profilden gövde ve omuz cepheden, yüz profilden, göz cepheden verilmektedir. Ölüme meydan okurcasına bir canlılık sezilmektedir. Resimlere harratif bir eğilim vardır. Doğal perspektif yasaklanmış gibi görünse de mezar odalarında buna uyulmamıştır. Mısırlılar yüzeydeki boşlukları çok zaman yazı ile doldurmuşlardır. Bir yanda büyüsel öze sahip çıkacak, bir yandan da illüstrasyonu aşan ve eşyaya gerçeklik yükleyen bir ortam taşımıştır.  Resimde açıklık hâkimdir. Bütün fazlalıkların atıldığı bir şemacılık hâkimdir. Firavun ve tanrı diğer insanlara göre daha büyüktür.  Asalet durumuna göre farklı figürler ortaya konulmaktadır.
         Tapınaklardaki payeler üzerindeki ölçüler normal ölçüdür. Mezar odaları ve koridorlarında ki resimler oldukça küçüktür.
MISIR RESMİNDE RENK         
         Doğal maddelerden elde edilen renkler; kökboyaları Mısır resminin sanatçılarının belli başlı malzemesidir. Okr (aşı) mavi ve yeşil renk elde etmek için dövülmüş emayeler kullanılmaktadır. Boya malzemeleri su ile inceltilmiştir. Okr boyası insan ve hayvan bedenlerinde kullanılmıştır. Bu renkler kırmızı kahverengi gölgelerde elde edilmiştir. Kadın figürlerinin yünü erkek figürlerinden daha açıktır. Beyaz elbiselerde zeminden yararlanılmaktadır.
         Renk kullanımında ince bir yanı da boyanın, ince ve kalın kullanılmasıdır. Boyanın ince sürülmesi saydamlıktır. Sarı renginde is kullanmışlardır. Mavi ve yeşil bitkilerde kullanmışlardır. Canlı bir renk anlayışı gütmüşlerdir. İnce bir renk zevki vardır. Krallarının ve firavunların hayatını anlatan resimlerde dar kalıplı, gelenekçi resim anlayışını gütmüşlerdir. Mısır ressamlarına kontur çevre çizgisi çizenler deniliyordu. Kırmızı bir konturla resim yapmışlardır. İzlenimci bir erime ve dağılma Mısır resminde hiç bilinmeyen bir şeydir.
         Mavi ve yeşil resimler bakır katıldığı için zamanla değişmişlerdir. Resimlerin bulunduğu doğal şartların elverişliliği onlara daha fazla koruma imkânı sağlamıştır.
         Mısır resminin yasaları uzun yıllar kolay değişmemiştir. Yeniçağ resimler çizgi ve renk virtüözlerini taşımaktadır. Süslemede zenginlik ve resimlerde savrukluk vardır. Mısır resmi papirüs ve mumya kapakları üzerine yapılmıştır. İlerleyen resim çağında portrelere de önem verilmişlerdir. XXI. Sülale Prens Entinny gömme papirüsü içindedir.
MİKEN RESMİ
         Girit temalarına yeniliklerin etkilediği göze çarpmaktadır.
         Boğa oyunları ye kadın topluluktan bunlardan bazılarıdır. At yarışları, araba resimleri ye at sahnelerine rastlanmaktadır.
         Miken resminde Girit’teki aynı özgün kavrayış söz konusudur. Atak hareketlen göze çarpan Duvar resmi Miken resminde gerçekleştirilmiştir. Seramik vazolar gelişmiş ve süslenmiştir. Deniz bitkileri hayvan resimleri görülmektedir Savaşları betimlemeyen vazolarda figürler arka arkayadır.
MEZOPOTAMYA VE İRAN’DA RESİM
         MÖ. 2700 Ur şehrinde görülen bazı resimler savaş sahnelenin yani sıra gündelik hayat; yansıtır. Mavi zemin üzerine Kakma tekniğiyle yapılmıştır Katı bir şematizm bağlı değildir. Kafa ye bacak profilden gövde cephedendir. Düzenleme sürekli donuk ve hareketsiz değildir. Hareket verilim ortaya koymaktadır. Gerçekçidir Heykel ye rölyef sanatında gelişmiştir. Hammurabi Mari sarayı duvar resimlerinde ün kazanmıştır. Mezopotamya sanatı stilize niteliğine sahip olmasına rağmen şematik sertlikten uzaktır sanatta kralları,savaş ve savaşçıları konu etmişlerdir.
ESKİ ANADOLU UYGARLIĞINDA RESİM SANATI
Hacılar, Çatalhöyük, Canhasan köylerinde ilginç resimlere rastlanmaktadır. Beldibi, Karain, öksüzin mağaralarında Gerçekçi hayvan figürleri, Çatalhöyük’te ilginç bir peyzaj görülmektedir. Volkanik Hasan dağı eteklerinde ilginç bir köydür. Ölü resimleri halkın kült inancını ortaya koymaktadır. Öküz başları göze çarpar. Plastik hacim kaygıları Anadolu resminde geçmiştir. Rölyef ve boya Paleolitik çağı yansıtır. İnsan ve hayvan stilizasyonu yönünden farklılığı göze çarpar. Hitit çağlarında seramik ön plandadır. Duvar resmi örneğine rastlanmamıştır. Urartu uygarlığına ait kalıntılarda Asur etkisi vardır. Eskişehir, Afyon civarlarında Terako (Pişmiş top) Frig kalıntılarıdır. Karşılıklı hayvan figürleri vardır. Gordion’da bulunan mozaik örneği tarihte bilinen en önemli mozaik örneği ve en eskisidir.
         Bugünkü Meksika sınırlarında bulunan MÖ 3. yy. ekonomik, sosyal dinsel açıdan gelişmişlerdir. Dinsel resimle ve gündelik hayatı resimleyen resimlerdir.
         Matematik, astronomi ve takvimde gelişen Maya Uygarlığının  kendine özgü renk ve tekniği bulunmaktadır ve ayrıntıyı da göz ardı resimlerinde etmemişlerdir.
BONAMPAK   
         Maya resminin en ünlüleri bu bölgededir. Günümüzde resimli duvar olarak kullanılmaktadır. Eserler Amerika resmi olarak kabul edilmektedir. 8-10 santimlik alçının üzerine Fresko yapılmıştır. Kırmızı ile çizgiler çiziliyor, daha zengin renk ayrıntılarını ise boyayarak, bazen saf, bazen de beyaz ile inceltilmiştir. Yüz, profilden beden her zaman yandandır.
 
 
         Maya resimlerinde perspektif yoktur. Maya resim sanatında portre yoktur. Sanatçılar eserini imzalamazlar. Ölünün adı ve kimliği belirtilmemiştir. Çizgi kesin ve sağlamdır. Anatomik kusurlar Maya estetik geleneğidir. Maya heykellerinde tek figür düzeni hâkimdir. Hiçbir sembolizm söz konusu değildir. Tanrılarını, büyük şef ve karısı gibi sahneler, dinsel ayinlerdir. Bonampak tapınakları üç odalı küçük bir yapıdır. Resimler ilk odada bulunmakla beraber ikinci oda da kurban edilen esirlerin resimleri bulunmaktadır.
                    
 
 
          
 
ESKİ YUNAN RESMİ
         M.Ö. 8.yy. da başlamaktadır. Geometrik Üslup Çağı:
         9. Yüzyılda vazolarda ölü gömme törenleri, dinsel sorunlar işlenmiştir. İnsan figürleri şematik edilmiştir. Baş yuvarlak ve üçgen bir gövdeye tutturulmuştur. Daha sonraları hayvan motifleri (geyik ve kuş) dekoratife edilmiştir.
DOĞULU ÜSLUP ÇAĞI:
         Eski soyut boyut bitki süslemelerinin yerini bütünüyle insan ve hayvan motifleri almıştır. Doğuda; Mısır ve Suriye çevresine bağlıdır. Girifor ve sfenksler yani; mitolojik resimlerdir. Bu dönemde doğu üslubu çok belirginleşmiştir. Hikâyeler o günkü soyut sanat sıkıcı gelmiştir, bu döneme doğru üslup yenilenmektedir.
         Atina ve Isparta Robs ve Korentte üslup farklılıkları ortaya çıkmıştır. Buda çevre farklarının sanata etkisini göstermektedir. Tapınaklarda, Metoplar ve resim Firizleri bulunmaktadır. Bunlar dörtgen bir yüzeydedir ve tapınakları renkli kılmaktadır. Metoplar çağdaş bir duvar resminin bulunmasına bir ip ucudur. Duvar resimlerinin hiç biri günümüze gelememiştir.
ARKAİK ÇAĞ M.Ö. 600
         Bu çağda, birçok resim ve seramik atölyesi olduğu bilinir.  En önemli sanat okulu Atina'da kalmıştır. M.Ö. 7. Yüzyılda siyah figür tekniği vardır. Kumaş, saç, kaş ayrıntısı kolayca ayırt edilmektedir.
Vazo resimleri prototipleri izlemiştir. İyonya okulunda mitoloji ve mizah vardır. Ayrıntıyı betimleme bu okulun karakteristliğidir. Kios vazoları manzaraları ile ünlüdür. Diğer bir okul Lakonia okuludur. Atina ve Korent okulları rekabet halindedirler.  Korent  M.Ö. 550  yılına  doğru Atina üslubunda insan figürünü geliştirmeye yönelmiştir. Vazo resimleri sülüet halinde az resimle yapılmıştır. İnsanı öz ve soyluluk figürlerde yansıtılmaktadır. Sır tekniği gelişmiştir. Kırmızı figür tekniği psikolojik özü yansıtmaktadır.
Barışçı ve ilk 50 yıllık süre bir yükseliş dönemidir. Büyük resim ustası Kroonaili Kimonlu'dur.
Vazo ressamları Doris ve Makron'dur. Polygnatos yüzlere derin anlamlar kazandırmaktadır. Psikolojiyi aynen yansıtmaktadır.      M.Ö. 5. Yüzyıl vazo resminden çıkılarak pespektif ve yöntemler uygulanmaya başlanmıştır. Mekân yaratma çabalarına gidilmiştir. Rerç adı verilen kırım vazolarında erotik konular yer almıştır.        Apelles ve Protogenes İskender'in resmini yapmıştır.    
         Yunan duvar resmi hakkında bilgi yoktur. Fakat Roma duvar resminin Yunanistan'dan etkilendiğinden bahsedilmektedir.
ETRÜSK RESMİ
         Mimari, portre ve dinsel olgunlukta gelişmiştir. Yaşama sevinci sezilmektedir. Kült kültürü vardır. Korku, cesaret, insan karakteri ve güzelliği özgün bir anlayışla resmedilmiştir. Üstün ve ince bir sanat değeri vardır.
         Rutubet nedeniyle mezar fresklerinin yarısı günümüze kadar gelebilmiştir. Lotus ve başka bitkisel frizlere rastlanmaktadır.  Saf, dekoratiftir. Belli bir bezeme vardır. Resimlerde şiirsel bir kıpırdanma görülür.  Dans sahneleri ve ölü gömme törenleri çalışılmıştır.
Resimlerde raks edişler, danslar, flütler adeta dans ortamındadır. Ölü kültü ile ilgili resimler ağır basmaktadır. Figürler ışık mekânı içinde verilmiştir. Davranış ve hareket sağlam çizgi diliyle anlatılmıştır. Renk uyumluluğu çok iyi kullanılmıştır. İyi gözlem yapılmış, aşırı stilizazyon ve ellerde ise abartı vardır.  Etrüsk resmi gerçekçidir. İçtenlik ve kendiliğinden sanattır. Son zamanlarda biçime, güzelliği ara olmuş ve Yunan resminin bir kopyasıdır.
ROMA DÖNEMİ RESİM
         Pompei ve Hercalanevm evlerinde örneklerle belgelidir.
Helenistik bir çağ yaşanmaktadır. Birinci Pompei evleriyle Roma iç süsleme mimari üslubu ortaya çıkmış. İkinci Pompei evlerin de perspektife dönüşmüştür.
Bir çeşit sahip fikrinden esinlenmiştir. Roma resminde figürlü frizler ya da panolar boş veya manzaralıdır. Natürmortlar, Portrereler yer alır. Eski Yunan resimlerinden kaynaklanmış, uygulamaları farklıdır.  Yunan'ı taklide giderken Roma kültürünü de vermişlerdir.
Roma Portre alanında önemli bir ayrıcalığa yol açmıştır Helenistik dönemde manzara yaygındır. Empresyonist bir eğitim görülen resimlerde ışık, gölge oyunları dikkati çekmektedir.
Portrelerde gözlerin iriliği sezilmektedir.
ROMA MOZAİK SANATI
         En ünlüsü İskender mozaiğidir. Göz yanıltıcı perspektif kullanılmıştır. Geometrik düzenle serpiştirilmiş figürler bulunmaktadır. Piazza Armerina mozaiği ünlüdür. Suriye civarında mozaiklerle (Hatay Antalya)  mitolojik konuları ve av sahnelerini ve süsleme düzenleri ele alınmaktadır. Mitoloji, gündelik hayatın figürleri temalarını kapsamaktadır. İstanbul Arasta sokağında yer alan mozaik en eski örneklerindendir.
ANADOLU TÜRKLERİNDE RESİM SANATI
         Türk resmi; Çin - Hint -İran resimlerinden etkilenmiştir.
Anadolu Türklerinde resim sanatı 13. Yüzyıla ait Topkapı Saray Kitaplığında bulunan Varka ve Gülşah aşk hikâyesi minyatürleridir.
Türk-Moğol idealini yansıtmaktadır. Bu kitapta 71 minyatür bulunmaktadır. Azerbeycanlı Abdülmümin tarafından yapılan bu minyatürlerde İran ve Selçuki etkileri görülmektedir. Kuvvetli renklerle yalın düzenler içine yerleştirilmiş figürlerin etrafında süsleyici öğeler bulunmaktadır.
         Aynı devire ait duvar çinileri Konya Alaaddin köşkü, Beyşehir gölü Kubadabat sarayında bulunan çinilerde insan, hayvan ve bitki figürlerindeki gerçekçilik görülmektedir. Bu çinilerde portreye bile rastlanmaktadır. Boşluk mekân andırmayan yüzeylerde İran mekân anlayışı sezilmektedir. Mevlana Müzesinde resim ilgisi gösteren belgelere çokça rastlanmaktadır.
         Mevlana'nın ressamı Aynüd-dela-Şehabettin Guyende Abdullah b. Yusuf İsa, Yusuf b. Hamza gibi sanatçılar Selçuklu nakkaşları arasında yer almaktadırlar.  Mevlana birçok yerde resimden bahsetmektedir. Minyatür ve freskolara rastlanmaktadır. Anadolu Selçukluları,  İran ve Bizans'a kadar etkilenmişlerdir. Paris'te bulunan Konya Aksaray'da kaleme alınmış olan (Nasrettin Sivasi Tarafından) Bizans etkisi taşıyan minyatürleri taşımaktadır. Çok başlı melek figürleri, Hint resim sanatından da etkilenmiştir. Düzen ve süsleyici öğelerde Bizans etkisini sezmek mümkündür. Varka ve Gülşah'taki bitki ve hayvan motiflerini Araplarda sezmek mümkündür.
         14.  Yüzyıl karanlık bir dönemdir. Belgelere rastlanamaz. Fakat 15. Yüzyılda belgelere rastlanmaktadır.
         Fatih dönemi, İstanbul sarayında birçok sanat olayı yaşanmıştır.   İtalyan Gentile Belline ve Constaza da Ferrera saraya çağrılmıştır.
Fatih Bellini'ye portresini yaptırmıştır. Sinan Bey ressam İtalyan sanatçılarından etkilenerek Fatih'in Gül Koklayan portresi ile ün kazanmıştır. Büyücü, Dev, Derviş, Göçebe, Hayvan konuları ve figürlerinin bir eylem içinde olmaları dikkat çekmektedir. Temalar İslâm öncesi şaman inancının izlerini taşıdığı zannedilmektedir.
         Uzakdoğu resmi izleri hissedilmektedir.  Hemen, hemen çoğunda siyah kalem imzası bulunmaktadır.
         Bu resimler Türk Moğol kaynaklı olduğu tahmin edilmektedir. Heratlı Muhammed Nakkaş'ın resimleri yaptığı ve Kıpçak geleneğini de sürdürdüğü söylenilir.
KLASİK DÖNEM
         Fatih zamanında batı resmi ilgi kazanmıştır. Osmanlı Resim sanatı da klasik eğilimlere karşı çıktığı ileri sürülmektedir. Osmanlı Minyatürü ve Türk üslubunu geliştirme amacı gütmüştür.
15. Ve 16. Yüzyılda Türk Minyatür sanatının ayırıcı özelliğini taşımaktadır. Şeyhi’nin Hüsrev ve Şirin’i Copesala’nın Batı etkisi sezilmekte dir. Mekân genişliği ve rahatlığı mimari ve doğal motiflerdeki şematizmle dikkati çeker.
         Süleyman name ilk tarihi minyatürdür. Şiddetli renk kullanımı figürlerin sıralanışındaki sert donukluk, hiyaraşi Osmanlı Minyatürünün ayrımı sayılır. Soyut yaratışın donuk, yalın ve sert görünümüne erişmiştir. Soyut nitelikleri her zaman gerçekçi gözlemci niteliği oturtmuşlardır.
ÇORUM DEVLET GÜZEL SANATLAR GALERİSİ
         28 Ekim 1985 tarihinde Şehir İş hanının bodrum katında hizmet veren giren Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, 17 Temmuz 1995 tarihinde Hitit Festivali çerçevesinde Özel İdare Kültür Sitesine taşınmış ve Festival programında açılışı ve Devlet Güzel Sanatlar Müdürlüğünün "Çağdaş Resim Sanatından Örnekler ile Rauf DENKTAŞ Fotoğraf” sergisi açılışıyla Çorumluların hizmetine devam etmiştir.
Yukarıda bahsedilen galeri ve serginin açılışında, o dönemin Çorum Valisi Mustafa YILDIRIM, Milletvekillerimiz Ateş  AMİKLİOĞLU ve Yasin HATİPOĞLU ve Batum Valisi, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet ÖZEL tarafından hizmete açılmıştır. Böylelikle Çorumlu sanatseverler ve sanatçılar çağdaş ve rahat bir mekâna kavuşmuşlardır.
         Çorum Devlet Güzel Sanatlar Galerisi; plastik sanatlar alanında sergiler, dia gösterileri, kurslar düzenler. Yörenin amatör sanatçılarını destekler.  Plastik sanatların sevilmesini ve yaygınlaşması için uğraş verir.
         Galerinin, 2 sergi salonu, atölyeler, sanatçı lokaliyle çağdaş bir görünüme sahiptir.
         Galeride sergi açmak isteyen kişi veya kuruluşlar, Galeri Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvururlar. Sergilemek istedikleri eserleri seçici kuruldan geçtikten sonra sergileme izni ve sergileme açma tarihi Galeri Müdürlüğünce belirlenir.
         Çorum Güzel Sanatlar Galerisinde 1985 tarihinden bu güne açılan sergiler ve seyirci istatistiği aşağıda gösterilmiştir.
         YIL    Açılan Sergi     Seyirci sayısı
         1985        5                         5.039
         1986      10                       14.019
         1987      13                       35.226
         1988      21                       62.486
         1989      13                       28.698
         1990      16                       40.616
         1991      14                       32.759
         1992      14                       30.119
         1993      14                       26.679
         1994      12                       26.625
         1995      19                       58.191
         1996      19                       44.561
         1997      16                       36.959
         1997-1998 tarihinde ise;
1.sergi Aylin ALTIAYLIK - Gülçin KÜMBÜLOĞLU Girişim Resim Sergisi 16-22  Eylül 1997 1877 kişi
2.sergi  Rotary  Kulübü  Karikatür Sergisi 7-15 E-kim 1997 1964 kişi,
3.sergi Mustafa KOÇ Resim Sergisi 17-30 Ekim 1997 1485 kişi,
4.sergi Çorum Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Md. Fotoğraf sergisi 29 Ekim-7 Kasım 1997 705 kişi,
5.sergi  Dr. Yılmaz  BAŞ Kişisel Resim Sergisi 28 Kasım-10 Aralık 1997 431 kişi
6.Sergi Çevre Koruma Vakfı Karikatür Sergisi 1-7 Aralık 1997 391 kişi,
7.sergi Zihinsel Özürlü Öğrenciler Kermes Sergisi 3-11Aralık 1997 810 kişi,
8.sergi Soner KOLBÜKEN Kişisel Resim Sergisi 12-20 Aralık 1997 804 kişi,
9. sergi Belediye Başkanlığı Fotoğraf Dergisi (Hamit DURAN'IN anısına)3-10 Mart 1998 608 kişi,
10.sergi Belediye Baş. Dr. Turhan KILIÇÇIOĞLU Anısına Fotoğraf sergisi 7-16 Mart 1998 1236 kişi
11.sergi Esin TENGİZ Kişisel Sergisi 20-26 Mart 1998 1011 kişi,
12.Eda ERDOĞAN Kişisel Resim Sergisi 27 Mart 3 Nisan 1998 738 kişi,
13.sergi İl Turizm Müdürlüğü Fotoğraflarla Çorum Sergisi 17-21 Nisan 1998 1247 kişi,
14.sergi Arap ÇATAROĞLU Fotoğraf Sergisi 24-30 Nisan 1998 678 kişi,
15.sergi Halk Eğitim Müdürlüğü El Sanatları Sergisi 25-30 Mayıs 1998 1532 kişi,
16.sergi Sönmez YANARDAĞ Karikatür Sergisi 1-6 Mayıs 1998 547 kişi,
17.sergi Hüseyin ERKUŞ Kişisel Resim Sergisi 8-13 Mayıs 1998 726 kişi,
18.sergi Çorum Valiliği Şehit Ailelerine Yararına Kermes Sergisi 14-16 Mayıs 1998 1201 kişi,
19.sergi Özel Pınar İlköğretim Okulu Md. Resim ve Elişi Sergisi 1-5 Haziran 1691 kişi,
20.sergi Albayrak İlköğretim Okulu Md. Sergisi 3-6 Haziran 2581 kişi,
21.sergi Festival Nedeniyle Hasan TULUK Metal İşleri ve Fotoğraf Sergisi 8-13 Haziran 1998 1242 kişi,
22.sergi Uğur PAMUK Karikatür Sergisi 15-25 Ha ziran 1998 1215 kişi,
23.sergi Galeri Kursiyerlerinin  Resim Sergisi 26 Haziran-10 Temmuz 1998 2174 kişi
         Toplam 1997 -1998 döneminde 23 sergi açılmış ve 26.894 ziyaretçi tarafından sergiler izlenmiştir.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

 
 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.