DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

İÇİNDEKİLER Tıklayarak şiirlere gidebilirsiniz

Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM
Hayat Hikayesi
ANADOLU OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSELERİ
TÜRK TURİZMİNİN EKONOMİDEKİ YERİ
KİŞİSEL HİJYEN
KURUMLARDA OLUŞAN ÇÖPLERİN TOPLANMASI VE ATIMI
TERÖR ve TURİZM
BUNLARI BİLİYOR MUYUZ? KOPENHAG KRİTERLERİ
KONGRE TRUZMİ


 

 
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan kullanmayınız!
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL
corumlu2000@gmail.com
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

 01

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

KİTAP ismi  Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TAKDİM           

Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak görülmelidir.

            Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.

            Bu çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı göreceksiniz.

            Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir kitaptır; onu okumamız gereklidir.

            Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar veremeyiz. 

Mahmut Selim GÜRSEL  

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 02

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

Abdullah DURMUŞ
Temmuz 1955 tarihinde Çorum Mecitözü'nde doğdu. İlk ve orta okulu Mecitözü'nde,liseyi Çorum Ticaret lisesinde bitirdi. Yüksek öğrenimini Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulunda okudu. Buradan 1979 yılında mezun oldu. 
Evli ve iki çocuk babası olan yazarımız; sırasıyla;Merzifon Ticaret Lisesinde 5 yıl 7 ay Meslek Dersleri Öğretmenliği,Gelibolu Ticaret Lisesi 1 yıl 4 ay Müdürlüğü,Kırşehir Ticaret Lisesi3 yıl 3 ay Müdürlüğü, İzmir Atatürk Ticaret Lisesi 2 yıl 5 ay Müdürlüğü,İzmir Çeşme Anadolu Ve 1 yıl 9 aydır da Çorum Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, Anadolu Aşçılık Meslek lisesi müdürlüğünde bulunmaktadır. 
Yazarımızın aldığı ödüllerden bazıları: 2 kez maaşla ödüllendirilme,4 adet taktir name,9 adet teşekkür neme almıştır.
 
Yayınevimizin basılmış ve sanal yayınlanmış dergilerinde yazıları bulunmaktadır

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 03

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

ANADOLU OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSELERİ
1961-1962 öğretim yılında “Otelcilik Okulu” adıyla ilk olarak Anakara'da, ikincisi 1967- 1968 öğretim yılında İstanbul'da, üçüncüsü 1975-1976 öğretim yılında Kuşadası'nda açılmıştır. Bu okulların adı 1975 yılında “ Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi olarak değiştirilmiştir.
1984-1985 öğretim yılında bir kısım ders lerin öğretimini yabancı dille yapan “Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri “ açılmıştır.
Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri; 1975-1976 öğretim yılında; “Resepsiyon”, ”Servis” ve “Mutfak” bölümleri olmak üzere 1987-1988 öğretim yılında ; ”Resepsiyon”,”Servis”, “Mutfak” ve Kat Hizmetleri” bölümleri olmak üzere, 1993-1994 öğretim yılından itibaren ise “Resepsiyon”, ”Servis”, ”Mutfak”,”Kat Hizmetleri” ve Seyahat Acenteliği” bölümleri olmak üzere bölümlere ayrılmıştır.
Bacasız sanayi olarak adlandırılan ve ülke ekonomisini kalkındıracak döviz giderlerinin en büyük kaynaklarından olan turizm ve bunun temel alt yapısını oluşturan konaklama sektörünün ihtiyaç duyduğu yabancı dil bilir nitelikli elemanları yetiştiren, öğrencileri hem mesleğe hem de yüksek öğrenime hazırlayan bir yılı hazırlık sınıfı olmak üzere dört yıl (1+3) süreli meslek liseleridir.
Hazırlık sınıfında yoğun olarak yabancı dil eğitimi yapılan bu okulların diğer sınıflarında da yabancı dile ağırlık verilmekte ve bazı dersler yabancı dille okutulmaktadır. Hazırlık sınıfını başaran öğrencilere genel bilgi dersleri ile birlikte alan dersleri; resepsiyon, muhasebe teknikleri ve uygulaması, servis teknikleri ve uygulaması, yemek pişirme teknikleri ve uygulaması, kat hizmetleri teknikleri ve uygulaması ve beşeri münasebetler dersleri ile ortak olarak mesleğe geçiş ve mesleğe yönlendirme eğitimi verilmektedir.
İkinci sınıfa başlayan öğrenciler;1- Resepsiyon,2- Servis, 3- Kat Hizmetleri, 4- Seyahat Acenteliği 5- Mutfak bölümlerden birinde ihtisaslaşarak eğitimlerini sürdürürler. Öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda çok sayıda seçmeli dersleri de tercih edebilmektedirler. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinde 3308 sayılı kanun hükümlerine göre gerçekleştirilen eğitim Faaliyetleri turizm Mevsimi ile paralel olarak sürdürülmektedir. Bu okullarda öğrenim gören öğrenciler her yıl Ekim Mart ayları arasında teorik ve uygulamalı eğitimlerini okulda; Nisan- Eylül ayları arasında uygulamalı (beceri)eğitimlerini bu alanda faaliyet gösteren otellerde veya turistik tesislerde yapmaktadırlar. Uygulamalı eğitim süresince öğrencilere işyerlerince asgari ücretin en az % 60' ı oranında ücret ödenmesinin yanı sıra, sigortaları da bakanlığımız tarafından yapılmaktadır.
Resepsiyon bölümü: Otel ve diğer turistik tesislerin resepsiyon, ön büro, muhasebe bölümlerinde istihdam edilecek elemanların yetiştirilmesini amaçlayan bölümdür.
Bu bölümde yabancı dil hazırlık sınıfında başarılı olan öğrencilere ilk yılda verilen bölüm ve genel bilgi derslerine ilave olarak bir kısmı yabancı dille olmak üzere resepsiyon muhasebe teknikleri ve uygulaması, servis teknikleri ve uygulaması, kat hizmetleri teknikleri ve uygulaması, daktilografi, bilgisayar, turizm, otel işletmeciliği, turizm hukuku gibi dersler ile öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre seçecekleri dersler okutulmaktadır.
Öğrenciler aldıkları teorik eğitimle birlikte okulda ve işletmelerde uygulamalı eğitimin sonucunda alanları ile ilgili iş ortamını tanır ve iyi ilişkiler kurabilme davranışlarına sahip olurlar.
Bu alanda ihtiyaç duyulan nitelikli eleman sayısı ile yetişen eleman sayısı arasında büyük açık bulunmaktadır. Türkiye'nin turizm potansiyeli de dikkate alınacak olursa bu açığın daha da büyüyeceği muhakkaktır.
Bu bölüm öğrencileri turizm alanında kamu ve özel sektörde geniş iş imkânına sahiptirler.
Mezun öğrencilere alanlarının devamı niteliğindeki yüksek öğrenim kurumlarını tercih etmeleri halinde ilave puan verilmektedir.
Servis bölümü: Otel ve diğer turistik tesislerin restoran ve kat hizmetlerinde servis elemanı olarak istihdam edilecek personelin yetiştirilmesini amaçlayan bu bölümde öğrencilere ilk yılda verilen genel bilgi ve bölüm derslerine ilave olarak, bir kısmı yabancı dille olmak üzere; servis teknikleri ve uygulaması, daktilografi,  bilgisayar, turizm,  otel işletmeciliği, turizm hukuku dersleri ile ilgi ve kabiliyetlerine göre seçecekleri dersler okutulmaktadır.
Öğrenciler aldıkları teorik eğitimle okulda ve işletmelerde uygulamalı eğitim alanları ile ilgili iş ortamını tanırlar. Bilgisayar ve yabancı dil bilen nitelikli meslek elemanı olarak yetişirler. Mezunlar alanlarında geniş iş imkanına sahiptirler.
Mutfak Bölümü :Otel ve diğer turistik tesislerin mutfaklarında istihdam edilecek vasıflı insan gücünün yetiştirilmesini amaçlayan bölümdür.
Bir yıl yabancı dil hazırlık eğitiminde başarılı olan öğrencilere, ilk yılda verilen genel bilgi ve bölüm derslerine ilave olarak bir kısmı yabancı dille olmak üzere; yemek pişirme teknikleri ve uygulaması, resepsiyon ve muhasebe teknikleri ve uygulaması, daktilografi, bilgisayar, turizm, otel işletmeciliği, ve turizm hukuku dersleri ile öğrencilerin ilgi ve kabiliyetlerine göre seçecekleri dersler okutulmaktadır.
Öğrenciler teorik eğitimle birlikte okul ve işletmelerdeki uygulamalı eğitimle; bölümleri ile ilgili iş ortamını tanırlar ve beceri kazanırlar.
Yabancı dil bilen, bilgisayar kullanma becerisi kazanan,Türk ve dünya  mutfağı konusunda nitelikli meslek elemanı olarak yetişen öğrenciler geniş iş imkanına sahiptirler.Seyahat Acenteliği Bölümü
Gelişen turizm hareketleri ile önem kazanan seyahat acentelerinde istihdam edilecek vasıflı insan gücünün yetiştirilmesini amaçlayan bölümdür.
Bir yıl süreli yabancı dil hazırlık eğitiminde başarılı olan öğrencilere ilk yıl verilen genel bilgi ve bölüm derslerine ilave olarak bir kısmı yabancı dille olmak üzere; seyahat acenteliği ve turizm operatörlüğü teknikleri ve uygulaması, acente muhasebesi, daktilografi, Bilgisayar,  turizm, ulaştırma, Animasyon,  otel işletmeciliği,  turizm pazarlaması ve  turizm hukuku dersleri ile öğrencilerin ilgi ve kabiliyetlerine göre seçecekleri dersler okutulmaktadır.
Öğrenciler teorik eğitimle birlikte okulda ve işletmelerdeki uygulamalı eğitimle; bölümleri ile ilgili iş ortamını tanırlar ve iyi ilişkiler kurabilme davranışlarına sahip olurlar. Bilgisayar ve yabancı dil bilen nitelikli meslek elemanı olarak yetişen öğrenciler, yüksek kazanç ve geniş iş imkânına sahiptirler.
Kat Hizmetleri Bölümü: Otel ve diğer turistik tesislerin kat hizmetlerinde istihdam edilecek vasıflı insan gücünün yetiştirilmesini amaçlayan bölümdür.
Bir yıl süreli yabancı dil hazırlık eğitiminde başarılı olan öğrencilere ilk yıl verilen genel bilgi ve bölüm derslerine ilave olarak bir kısmı yabancı dille olmak üzere; kat hizmetleri ve teknikleri uygulaması, resepsiyon, muhasebe teknikleri ve uygulaması, servis teknikleri ve uygulaması, daktilografi, bilgisayar, turizm, otel işletmeciliği, turizm hukuku dersleri ile öğrencilerin ilgi ve kabiliyetlerine göre seçecekleri dersler okutulmaktadır. Yabancı dil bilen, bilgisayar kullanma becerisi kazanan mezunlar alanlarında geniş iş imkânlarına sahiptirler.
Kayıt Kabul Esasları: Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerine ilköğretim okulu mezunu kız ve erkek öğrenciler merkezi sınav sistemi ile yatılı ve gündüzlü olarak kabul edilmektedirler. Erkek öğrencilerin bu okullarda parasız yatılı olarak öğrenim görme imkânları da bulunmaktadır. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesine alınacak öğrencilerin aşağıdaki şartları taşımaları gerekmektedir.
1-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
2-İlköğretim mezunu olmak.
3-Sağlığı ve fiziki durumu otelcilik ve turizm eğitimine ve turistik tesislerde görev yapmaya uygun olmak (pepelik,körlük,şaşılık ,sağırlık,topallık,çolaklık, düztabanlık, ağız kokusu,sara,bayılama gibi arazları bulunmamak).
4-Okul müdürlüğünce yapılacak mülakatta başarılı olmak.
5-ilköğretimden sonra öğrenimine ara vermemiş olmak.
6-Ortaöğretim seviyesinde herhangi bir okula devam etmemiş olmak
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 04

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TÜRK TURİZMİNİN EKONOMİDEKİ YERİ
         Yazıma yapılan bir istatistikî çalışma verilerinden örnekle başlamak istiyorum; yapılan araştırmaya göre tatilleri sırasında hasta olan kişilerin ülkelere göre dağılımı şöyle:
ÜLKE        Denek           Hastalanalar %
Çin                   92              %38
Hindistan       191             %35
Türkiye          917             %32
Kenya             146             %27
Tunus             173             %19
Rusya             104             %17
Yunanistan  1927             %11
İsrail              186              %10
USA            3480              %9
Fransa           5175             %7
İsviçre           451             %6
         Yukarıdaki rakamlar dikkatlice incelendiğinde yüzdeleri yüksek olan ülkelerin ekonomik güçleri ve fert başına düşen milli gelirlerinin düşük olduğu dolayısıyla bu ülkelerin vatandaşları ekonomik yönden zayıf olduğu için tatil yapma olanaklarının azlığı ortaya çıkmaktadır, tatile çıkanlar ise farklı ortamlarda farklı tutum sergileyerek kısa sürede her türlü imkânlardan yararlanmak istemekteler ve bünyeleri bu fazla yükü taşıyamamakta dolayısıyla sağlıkları da bozulmaktadır!
         Türklerin hastalanma oranı %32 ile üst sıralarda yer almaktadır. Bu da ülkemizde fert başına düşen milli gelirin düşük olduğunu göstermektedir.
         Fert başına düşen milli gelirin artması ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Gelişmişliğin ölçüsü faal iş gücü istihdamındaki sektörel dağılımlarda ortaya çıkmaktadır. Hizmet sektöründe çalışan nüfus arttıkça gelişmişlik düzeyi artmaktadır.
         Bunu istatistikî bilgilerle açıklamak mümkündür. *(Alt Tablo)
         Görüldüğü gibi ülkemiz nüfusunun büyük bir kısmı halen tarım alanında istihdam edilmektedir. Maalesef tarım sektörünün getirisi düşük olmaktadır. Hizmet sektörünün önemli girdisi Turizm gelirleridir. 2000 yılında turizmde Fransa 74.5 milyon turisti çekerek birinci, İspanya 48.5 milyon turist ile ikinci, 41.1 milyon turist ile İtalya üçüncü olmuştur. 2000 yılında uluslar arası turizmin %58 hâsılatını Avrupa ülkeleri almıştır.
         Ülkemizde lokomotif sektör olan ve 37 alt sektörü besleyen turizm 2000 yılında %39.6 artış ile 10 milyon turist 8 Milyar dolar gelir ile rekor kırdı. Devletin Türkiye Tanıtım programının etkisi ile turizmcilerin başarısı örnek alınarak tüm sektörlerde çalışmalar yapılmaktadır.
         Ekonominin kilitlendiği, ticaretin durduğu bir dönemde bulunuyoruz Krizlere, depremlere alışkın Türkiye'de artçı şoklar etkisini sürdürüyor.
         Ancak iş dünyası, Türkiye’nin lokomotifleri bu krizi aşmak için paniğe yer vermemeli, evet bu zor yılı hep birlikte aşacağız. Başka yolu yok. İyi günde kötü günde birlikte olunmalıdır. “En iyi savunma taarruzdur” sözünden hareketle ekonomi de her alanda  taarruz halinde olunmalıdır. Her kuruluş her mahalle, evinin önünü temizler ise mahalle dolayısıyla da ülke temiz olur. İşletmelerde temizlik iyileştirme programlarını başlatmalıdır. Sektör firmalar arası, dernekler arası, sosyal kurumlar arası diyalog, işbirliği, devlet ile bürokrasi ile işbirliği güçlendirilmelidir.
         Türkiye'nin sorunlarına, geleceğine hepimiz sahip çıkmalıyız.
 
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 05

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KİŞİSEL HİJYEN      
         Vücudumuz canlı bir yapıdır. Bu yapı, kendi iç dengesini ve hayatını sürdürmek için dışarıdan aldığı maddelerle enerji üretir. Bu maddelerin artıkları çeşitli yollarla dışarı atılır atılan maddeler vücudun dış yüzeyini kirletir. Dış ortamdaki toz, toprak ve diğer kirletici maddeler de insan vücuduna etki eder. Terle birleşen bu maddeler kötü bir koku ve mikropların çoğalabilmesi için ortam hazırlar. Bu da hastalıklara, ayrıca kişisel görünümde rahatsızlıklara yol de neden olur.
         Temiz bir kişi, sağlıklı ve kendisinden emin görünür. Bu görünüş şöyle tanımlanabilir. “Düzgün ve pembe bir cilt, saçlar parlak,bakışlar canlı,tırnaklar ve dişler lekesiz ve muntazam,nefesi ve teri kokusuz,hareketleri sakindir. Hayata bağlı,iş yapmaya istekli,canlı,dinamik ve düzgün morale sahiptir” Böyle bir görünüm için sağlıklı yaşama kurallarına uymak gerekir. Sağlıklı yaşama kurallarını kısaca “hijyen” denir. Hijyenin temelini temizlik oluşturur. Temizlik için su ve sabun esas ihtiyaçtır, ancak yeterli değildir.
         Dokunma duyusu olarak en fazla el kullanılmaktadır. Bu nedenle el daha fazla kirlenir. Temiz yerlerin kirlenmesinde de taşıyıcı olur. Yiyecek hazırlarken, yemeklerden önce ve sonra, tuvaletten sonra mutlaka sabunla iyice köpürtülerek ovularak el yıkanmalı, durularken su bilekten akıtılmalıdır. Bu yıkanmayan kısımlardan kirin ele doğru gitmesini önler. Çok fazla kimsenin kullandığı yerlere dokunulduğu zaman (belediye otobüs koltukları, tutunma yerleri, kapı kolları ve telefon gibi) da eller iyice yıkanmalıdır.
         El derisi hassastır. Sıcaktan, soğuktan ve temizlik gereçlerinden çabuk etkilenir. Kurur, çatlar hatta sürekli kirli yüzeylere ve temizlik gereçleri, dezenfektanlar, ağırtıcılarla temasta deri hastalıkları dahi görülebilir. Bu nedenle iş yaparken gerekiyorsa eldiven giymeli ve koruyucu kremler kullanılmalıdır.
         Deri sağlıklı, vücut ısısını düzenlenmesi vücuttan uzaklaştırılması gereken maddelerin bir kısmının dışarı atılması, mikroorganizmalardan koruma gibi görevlerinden dolayı önemlidir. Ayrıca ultraviyole ışınları ile deri teması D vitamini oluşumunu sağlar. Bu görevlerini getirmesi derinin temizliğine, iyi bir kan dolaşımının sağlanmasına bağlıdır.
         Deri yüzeyindeki kir, kurumuş sabun artıklarından, terin buharlaşması sonucu geride kalan artık maddelerden, toz, mikroorganizma ve deri epitelinin soyulan artıklarından oluşur. Kir, salgı bezlerinin gözenekleri tıkayarak derinin normal işlevini engeller. Sabunla yıkanırsa temizlenir. 27-38 santigrat sıcaklıktaki banyolar, derideki kir ve salgıları temizler rahatlık oluşturur. Bu tür banyolar her zaman yapılabilir. Fakat gece yapılması daha iyidir. Derideki damarlar genişleyerek kan dolaşımını rahatlatır. Böylece yorgunluk ortadan kalkar ve kişi canlılık kazanır. Eğer banyo sık yapılmazsa bir çok sorunla beraber kıl diplerinde iltihaplanmalara neden olur.
         Beden hareketleri, soğuk banyolar, friksiyon ve masaj iyi bir kan dolaşımının sağlanmasına yardım eden yöntemlerdir. Koltuk altı en fazla terleyen vücut bölgesidir. Normalde ter kokmamasına rağmen mikroplarla birleşince koku yapar. Pis kokulara engel olmak için koltuk altı temizliğine önem verilmeli, her gün duş alınmalı veya sabunlu su ile yıkanıp kurulanmalıdır. Ter kokusunu güzel kokularla gidermek mümkün değildir. Aksine koklar ter kokusu ile birleşince daha kötü bir koku meydana gelir. Güzel kokular temiz vücutta kullanılır.         Saçların bakımı, hem dış görünüm, hem de saç sağlığı yönünden önemlidir. Çünkü kimi enfeksiyon etkenleri ve parazitler kirli saçlara ve yağlı kısma yakın deriye kolaylıkla yerleşebilirler. Saç derisi kuru olanlar, yağlı yada kremli şampuanlarla yıkanmalıdırlar. Saç derisi yağlı olanlar yağsız şampuanla sık sık yıkanmalıdırlar. Saçları boyamak ya da kıvırmakta kullanılan maddelerin çoğu zararlı olduğundan bunları kullanmaktan kaçınmalıdır. Kullanılmış ise özel bakım kremleri de kullanılmalıdır.
         Ayakların her gün yıkanılması, parmak aralarının iyice kurulanması gerekir. Kurulanmadığı takdirde parmak aralarındaki nemli ortam mantar enfeksiyonlarının oluşmasını kolaylaştırır. Ayak tırnakları düz kesilmelidir. Yuvarlak kesilmesi halinde tırnak et içine batarak şiddetli ağrı ve enfeksiyonlara neden olabilir. Ayağa dar ayakkabıların giyilmesi nasıra, sivri topuklu ayakkabıların giyilmesi baş parmağın ikinci parmağa yaklaşmasıyla baş parmak kemiği büyümesine neden olabilir. Buna Hellug volpoj denir. Çıkıntı büyümesiyle ağrı ve yürüme güçlüğüne sahip olabilir. Ayakkabılar ayağa uymalı ve parmakları sıkıştırmamalıdır. Topuğu sıkıca tutmalı, ayak kemerini iyice denklemlemeli,ökçesi geniş ve vücut ağırlığını öne atacak kadar yüksek olmamalıdır. Hava akımına izin verdiği için ayakkabılar deriden olmalıdır.

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 06

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KURUMLARDA OLUŞAN ÇÖPLERİN TOPLANMASI VE ATIMI
         Kurumlarda çöp toplanması birkaç yoldan olabilir:
         ÇÖP BİDONLARINDA TOPLAMAK:
Çöpleri oluştukları yerlerde bulundurulacak çöp bidonlarını içinde dışarıdan fare ve sinek girmeyecek ve dışa sızıntı yapmayacak şekilde olmalıdır.
         İyi bir çöp bidonunun özellikleri:
         a) Paslanmaz metalden yapılmalıdır.
         b) Şekli silindir olmalıdır.
         c) Kenarlarında kaldırmak için kulpu bulunmalıdır.
         d) İyi kapanan bir kapağı olmalıdır.
         e) Hacmi bir metre küpten fazla olmalıdır.
         Kurum mutfaklarından (okul, hastane, vb.) her iş istasyonuna ayrı bir çöp bidonu koymak gerekir. Ayrıca her çalışma teşkilatının altına bir adet bidon konulmalıdır. Çöp bidonları her doluştan sonra boşaltılmalı, sonra mutlaka yıkanmalı ve ilaçlanmalıdır.
         Yıkama işi için ayrı bir köşe ve bidon yıkama aracı veya uzun saplı fırçaları bulunmalıdır. Çöp kutularını taşımak için tekerlekli arabalar gerekir. Arabalar kullanılacak bidonları dökmeden, çalkalamadan taşıyacak biçimde olmalı, bu bidonlar ayrı bir çöp toplama odasına boşaltılarak biriktirilen çöpler,çöp toplama bölgelerine gidene kadar kapakları kapalı olarak muhafaza edilmelidir.
         Çöp odası özellikleri:
         1- Mutfak çıkışına yakın bir yerde olmalıdır.        
         2- Hava akımını sağlayacak pencereleri bulunmalıdır.
         3- Çöp; belediyenin vakumlu arabaları ile toplanıyorsa çöpler alındıktan sonra oda yıkanmalı ve süpürülmelidir. Ayrıca oda ilaçlanmalıdır. Vakumlu araba yok ise oda yüksekte yapılmalı ve altına veya yanına çöp arabaları yanaşabilmelidir. Bunun için odanın bir yanına kapaklı bir kanal yapılır. Bu kanalın ucu dışa açılır. Çöp arabası bu dış uça yanaşır. Yapak açılıp çöpler kanala itilir. Kanal meyilli olmalıdır. Çöp odasında bütün bu işleri için kürek ve süpürge bulunması gereklidir. Çöpler boşaltıldıktan sonra oda yıkanır.
         Kurumda biriktirme odası yoksa derhal yapılmalı ve çöpler bidonlara taşıma arabası gelene kadar mutfak çıkışında bekletilmelidir. Bu sırada bidonların ağızları kapalı olmasına dikkat edilmelidir.
         ÇÖPLERİ ÇÖP BACALARI İLE TOPLAMAK:
         Çok katlı binalarda mutfak üst katta ise çöplerin çöp bacalarında toplanılması daha pratik olur. Baca cilalı toprak küpten yapılmış olup en az 30 santim genişlikte olmalıdır. Baca aşağıda toprak seviyesinde bulunan bir depoya inmelidir. Bacanın hava alması için üst kısmı damın tepesinde 30 santim genişliğinde bir ağza açılmalıdır. Bu ağız uygun bir kafes teli ile örtülmüş olmasına dikkat edilmelidir. Her katın ana bacadan açılan ağızları olmalıdır. Bu ağızlar çöplerin akıp gitmesi için meyilli olmalıdır. Bu ağızlar dökme demirden yapılmış kapaklarla kapatılmalıdır. Bu sayede hem çöp etrafa dökülmez, hem içeriye koku yayılmaz. Bu bacaların içini silmek ve yıkamak için uygun bir yapıda olmalıdır. Bacaların alt ucu alt katta bir çöp biriktirme odasına açılmalıdır. Çöpler burada toplanır. Belediye arabaları tarafından alınır.
         ÇÖP ÖĞÜTÜCÜLERİ
         Çöpler lavabo altına yerleştirilecek çöp öğütücüleri ile ortadan kaldırılabilir. Çöp öğütücüleri elektrik ile çalışırlar. Ağızlarında çöpleri parçalayan ve öğüten bıçakları vardır. Çöpler lavaboya dökülür ve bol su verilerek makine çalıştırılır. Makinede öğütülen çöpler kanalizasyona verilir. Ancak makine kemik ve madeni sert maddeleri öğütemez ve böyle maddeler atıldığında bıçaklar kırılır ve makine işe yaramaz hale gelir, bu hususa çok dikkat edilmelidir. Çöp öğütücüleri, çöplerin en çok oluştuğu sebze hazırlama ve bulaşık yıkama yerlerinde lavabo altına yerleştirilir.
 
 
 

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 07

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

TERÖR ve TURİZM 
Turizmde Türkiye için büyük umutlarla başlayan 2001 yılı, 11 Eylül saldırılarına kadar umutlar hedefe ulaşabilecek şekilde gerçekleşiyordu. Ülkemize gelen turist sayısı 9,5 milyonu bulmuş, turizm getirileri de önemli oranda artmaya başlamış gelecek için büyük başarılar müjdeliyordu.
2000 Kasım ve Şubat 2001 krizi neticesinde IMF ile  yapılan anlaşmalar, bankalarda gerçekleştirilen operasyonlar dahi ekonomik sıkıntıları azaltmamış ve Turizm Türkiye Tarihinde ilk defa ekonomik sıkıntılarda kurtuluş çabalarında en önemli sektör olduğunu ortaya koymaya başlamıştı. Yani başta hükümetler olmak üzere kurum ve ülke insanları ilk kez turizmin önemini gerçek boyutları ile görme ve kavrama şansı elde etmişlerdi.
İkiz kulelere ve ardından Pentagon'a birer çok güçlü bomba olarak kullanılıp çakılan 3 uçak, sadece terörizmin boyutlarını umulmadık ölçüde genişletmekle kalmadı, tüm dünyada turizmi de felç etti.
Turizmin üç ayağından biri olan hava ulaşımı terörün hemen ardından çöktü.
Turizmin 2. ayağı olan konaklama sektörü ulaşım çöktüğü için o da sıkıntıya girdi.
Turizmin 3. ayağı olan tur operatörleri ve seyahat acentaları da iptaller neticesinde zincirleme olarak bundan etkilendi.
Bütün bunlara rağmen dünya turizmde gerilerken Türkiye çıkışını sürdürdü. 2001 yılında dünyada turist sayısında %1.3 arasında azalma olurken aynı dönemde Türkiye'ye gelen turist sayısında %12.4 artış gerçekleşti.
Ülkemizin turist sayısındaki artış Oranının bence ana sebebi 11 Eylül saldırılarından fazla etkilenmediğidir. Çünkü saldırılar ülkemiz için sezonun son zamanlarına tekabül etmektedir.
2002 yılında ihtiyacımız olan turizm girdilerinden daha fazla pay almak istiyorsak sektörün beklentilerine kulak tıkanmamalıdır.
12 milyar dolar döviz girdisi turizmden sağlanıyorsa bugün 4-5 milyar dolar için hangi kapıları çaldığımız unutulmamalıdır. Ya bu kapıları çalmaya son vereceğiz, turizmi yükselteceğiz yada kapıları çalmaya devam edip turizmi kendi ellerimizle baltalayacağız.
Sektörün en önemli beklentisi ise AB deki ülkelerle rekabet edebilir, ortam yaratılmalıdır. Örnek olarak AB deki en yüksek K.D.V oranı %8 dir. Bizde ise %18 dir bu oran AB ülkelerindeki orana çekilmelidir. Zira 2002 yılı ilk iki aylık (Ocak-Şubat) sonuçlara göre Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre -%4 oranında azaldı. İlk iki aylık sonuçlara göre Türkiye'ye turist gönderen ilk 15 ülkenin 3'ünde artış 12'sinde düşüş kaydedildi. Geçen yıla göre en büyük düşüş %31'lik oranla İtalya pazarında yaşındı.
Bu ülkeyi sırasıyla ABD (-%30), İran (-%27) izlenmektedir.
Artış gösteren ülkeler ise Bulgaristan, Suriye ve Yunanistan turistlerinde görülmektedir. Sektörün en büyük korkusu ise 2002 yılında savaş koşulları devam ederse ve konuşulan senaryolardan biri olan savaşın Irak'a sıçrama riski, ülkemizde bulunan Nato ve Amerikan üsleri, Laik ve teröre karşı mücadeleyi ilk başlatan ülke olsak da sonuçta bir İslam ülkesi olmamız bugünkü koşullarda
Türkiye'nin yabancı turistler tarafından tercih edilmeme sonucunu doğurmaktadır.
Bu yıl kapılarını pek yerli turiste açmayan tesisler tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen gelecek yaz iç turizmden medet umacak gibi görülmektedir.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 08

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BUNLARI BİLİYOR MUYUZ? KOPENHAG KRİTERLERİ 
22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.
SİYASİ KRİTER: Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık lara saygı gösterilmesini ve korunmasını garanti eden kurumların varlığı
EKONOMİK KRİTER: İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığının yanısıra Birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması
TOPLULUK MEVZUATININ BENİMSENMESİ: Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uyma dahil olmak üzere üyelik yükümlülüklerini üstlenme kabiliyetine sahip olunması
POLİTİK KRİTERLER
AB'ye girmeye aday ülkeler;
- istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması,
- hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü,
- insan haklarına saygı,
- azınlıkların korunması
gibi dört ana kriter açısından değerlendirmeye alınacaktır. Genel olarak; ülkenin çok partili bir demokratik sistemle yönetiliyor olması, hukukun üstünlüğüne saygı, idam cezasının olmaması, azınlıklara ilişkin herhangi bir ayrımcılığın bulunmaması, ırk ayrımcılığının olmaması, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın yasaklanmış olması, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesinin tüm maddeleri ile çekincesiz kabul edilmiş olması, Avrupa Konseyi Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edilmiş olması gibi özellikler dikkate alınmaktadır. Ancak, bu ilkelerin varlığı tek başına yeterli olmamakta,aynı zamanda kesintisiz uygulanıyor olması gerekmektedir. 
EKONOMİK KRİTERLER
Kopenhag Zirve sonuçlarına göre, ekonomi alanında işlevsel bir piyasa ekonomisinin varlığı kadar, AB içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısı ile baş edebilme kapasitesi de aranmaktadır.   
a. Etkin bir piyasa ekonomisi için;
- arz-talep dengesinin piyasa güçlerinin bağımsız bir şekilde karşılıklı
etkileşimi ile kurulmuş olması, 
- ticaret kadar fiyatların da liberal olması, piyasaya giriş (yeni firma açılması) ve çıkış (iflaslar) için engellerin bulunmaması, 
- mülkiyet haklarını (fikri ve sınai mülkiyet) içeren düzenlemeleri kapsayan yasal bir sistemin olması ve bu yasalar ile düzenlemelerin icra edilebilmesi, 
- fiyat istikrarını içeren bir ekonomik istikrara ulaşılmış olması ve sürdürülebilir dış dengenin varlığı,
-  ekonomik politikaların gerekleri hakkında geniş bir fikir birliğinin olması,
- mali sektörün, tasarrufları üretim yatırımlarına yönlendirebilecek kadar iyi gelişmiş olması gerekmektedir.
Bu çerçevede rekabet edebilme derecesinin göstergeleri olarak, birliğe girişten önce birlik ile o ülke arasında belirli bir ticaret ortaklığının olması ve ülke ekonomisinde küçük firmaların oranı sayılmaktadır.
TOPLULUK MÜKTESEBATINA UYUM KRİTERİ  
a. AB'nin siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik hedeflerini kabul etmek: Birliğin “ortak dış politika ve güvenlik” politikasına etkin bir katılım için aday ülkelerin buna hazır olması gerekmektedir. Ekonomik ve Parasal Birlik konusunda ise, merkez bankasının bağımsızlığı, ekonomik politikaların koordinasyonu, İstikrar ve Büyüme Paktına katılım, merkez Bankasının kamu sektörü açıklarını finanse etmesinin yasaklanması gibi konularda üye Ülkelerin aldıkları kararlara katılmak gerekmektedir.  
b. AB'nin aldığı karalara ve uyguladığı yasalara uyum sağlamak:
- Gümrük Birliği, malların serbest dolaşımı, sermayenin serbest dolaşımı gibi ortaklık anlaşmaların da belirtilen şartlara uyum sağlaması,
- tek pazara geçişi gerektiren Topluluk müktesebatına uyum sağlanması,
-Topluluğun tarım, iletişim ve bilgi teknolojileri, çevre, ulaşım, enerji, taşımacılık, tüketici hakları, adalet ve içişleri, işgücü ve sosyal haklar, eğitim ve gençlik, vergilendirme, istatistik, bölgesel politikalar, genel dış ve güvenlik politikası gibi alanlardaki her türlü düzenlemesine uyum sağlanması.
c. AB içinde rekabet edebilme kapasitesinin sağlanması için;
- öngörülebilir ve istikrarlı bir ortamda karar alabilen ekonomik kurumların makro ekonomik istikrarının olması ve bununla beraber işlevsel bir piyasa ekonomisinin varlığı,
- alt yapı, eğitim ve araştırmayı içeren yeterli miktarda fiziki ve beşeri sermayenin olması,
-firmaların teknolojiye uyum sağlama kapasitesinin bulunması gerekmektedir.
 
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİR SONRA Kİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

 09

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

KONGRE TURİZMİ
Ortak çıkarlar ve ortak konular üzerinde görüşmek isteyen kimselerin, belirli bir konu üzerinde karar vermek için yaptıkları toplantılara kongre denir.
         Kongreler, çeşitli ülkelerden gelen yöneticilerin, bilim adamlarının, elçilerin, delegelerin katıldığı türde olabileceği gibi belirli konularda gerçekleştirilen ihtisas kongreleri şeklinde de olabilir. Örneğin Uluslar arası Tıp Kongresi, Turizm Kongresi, Çevre Kongresi vb.
         Kongrelerin en önemli özelliği, kongre yapılan yerin tanıtımına turizm sezonu dışında da olanak vermesidir.
         Tarih ve kültür hazinesi olan ülkemiz heyecan verici imkanlar aleminin kapısı durumundadır. Avrupa ve Asya'nın birleştiği yerde Türkiye kongrelere şahane mekan durumundadır.
         Kongreler, turizmin gelişmesini sağlayan önemli etkinliklerdir. Ulusal ya da Uluslar arası kongreler, katılımcılar ve kongreyi izlemek isteyenleri kongre yapılan ülkeye yöneltir.
         Dünyada birçok kent, uluslar arası kongre merkezi olma yoluna gitmekte ve büyük kongre merkezleri yapmak için çalışmalarını sürdürmektedir.
         Turizmin bu denli çeşitlendiği çağımızda kongre turizminin 21. yüzyılda en önemli turizm çeşitliliği olarak ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde son yıllarda bu amaçla önemli yatırımlar yapılmıştır.
         Dünya turizminin en büyük organizasyonu olan Dünya Seyahat ve Turizm Kongresi (WTTC), Türkiye'yi gelecek 10 yılda turizmde en hızlı büyüyecek ülke ilen etmiştir. Konsey'in bu kararının Türk turizmi için doping etkisi yapacaktır. Turizm gelirlerindeki artış daha çok iş daha çok kişiye aş vermek demektir.
         Kongre turizmi kongrenin yapıldığı yerin tanıtımı açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye birinci sınıf otel, konaklama ve konferans tesisi zenginliği, dünyanın belli başlı şehirlerine kolayca ulaşım, güzel dekorlar v eşsiz manzara cazibesi sunmaktadır.
         Ancak özellikle uluslar arası kongrelerde kongrenin yapıldığı yerdeki konaklama tesisi ve salon tanzimi oldukça önem taşımaktadır. Konuklara ve konuşmacıları dünya standartlarında imkânların sağlanması gerekmektedir. Kongrenin amaçlarının ve alınan kararların, bildirilerin herkes tarafından paylaşılması etkinliğin zenginleşmesi için son derece gereklidir.
         İlimizde 02-08 Eylül 2002 tarihleri arasında düzenlenecek olan Uluslar arası 5. Hititoloji Kongresi ülkemiz ve ilimizin kültür zenginliğinin tanıtımı için bulunmaz bir fırsattır cazibesi sunmaktadır.
         Ancak özellikle uluslar arası kongrelerde kongrenin yapıldığı yerdeki konaklama tesisi ve salon tanzimi oldukça önem taşımaktadır. Konuklara ve konuşmacıları dünya standartlarında imkânların sağlanması gerekmektedir. Kongrenin amaçlarının ve alınan kararların, bildirilerin herkes tarafından paylaşılması etkinliğin zenginleşmesi için son derece gereklidir.
         İlimizde 02-08 Eylül 2002 tarihleri arasında düzenlenecek olan Uluslar arası 5. Hititoloji Kongresi ülkemiz ve ilimizin kültür zenginliğinin tanıtımı için bulunmaz bir fırsattır.
 
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ Sayfaya dönmek için tıklayınız

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.