|
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
TAKDİM |
HAYAT HİKAYESİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
TAKDİM
Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve
bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak
görülmelidir.
Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini
veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da
benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir.
Bu
çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış
olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı
göreceksiniz.
Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir
kitaptır; onu okumamız gereklidir.
Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar
veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar
veremeyiz.
Mahmut Selim GÜRSEL
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
GÜRSEL
YAYINEVİ ve ÇORUMLU
DERGİSİ SAHİBİ
1947
tarihinde babamın subay olarak bulunduğu Erzurum'da bir at arabasında doğum
evine giderken doğmuşum. Babam Eminsu Ali Rıza Gürsel,annem ise Fahriye
hanımefendi idi.
İlkokula
İskenderun'da başladım. Ankara' da bitirdim. Ankara Yenimahalle
Ortaokulunun birinci sömestrsinde babamın emekli olmasından
dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince Atatürk Ortaokuluna devam ettim. Babamın
"oku da oğlum ceketimi satar seni okuturum" diyerek
bana yaptığı nasihatleri ters tepki yaptı. İlkokul sıralarında okuyarak
pilot olmanın düşlerini kurardım. Bu hayalim gerçekleşmedi. Babamın baskısı
karşısında babama okumuyorum diyerek
okulu birinci sınıfta bıraktım. Marangoz çırağı olarak Azmi Başar ustanın
yanına girdim. Askere gidene kadar ustanın yanında çalıştım. 1967
tarihin de askerlik dönüşü, 28 Mart 1969 Ankara Emniyet Müdürlüğüne
teknisyen olarak göreve başladım. Ortaokulu dışarıdan 2
yılda bitirdim 09 Ekim 1972 tarihinde polis memuru olarak Ankara'da
altıncı şube ve kara kollarda çalıştım. 16 Eylül 1973 tarihinde
Selma (Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim.
10 Temmuz 1978 yılında ayında naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak
geçtim. Dışarıdan Çorum Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim.
Kendi kendime Osmanlıcayı öğrenmeye uğraştım, Hat sanatı ile biraz
ilgilendim 150 ye yakın Ser levham var, Çorum Güzel Sanatlar
Galerisinde ve Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim.
03 Ağustos 1988 tarihinde İl Halk Kütüphanesi Müdür yardımcılığına
atandım.
1990
tarihinde ilk kitabım olan Dewey Onlu Tasnif isimli kütüphanelerdeki kitapların tasnifi
yapılan kitabı 10 yıllık bir
araştırma ve çalışma iye "Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)" kitap
haline getirip Kültür Bakanlığına sundum. Kitabımdan Türkiye'deki
bütün kütüphanelere dağıtılmak üzere 1000 adet satın aldılar.
Marangozluk,oymacılık, polis memurluğu,memurluk ve idarecilik
yaptım. Her çalıştığım meslekte çeşitli önemli olaylar oldu ise de son
çalıştığım kurumda bence en önemli bir hatıramı anlatmak
istiyorum: Kütüphanedeki çalışmalarım ve " El Yazması
Kitapların Çorum'da kalması için verdiğim
çabalar neticesinde Bitlis Tatvan’a tayin edilme olayım
beni çok yıktı. Fakat bu üzüntümün boş olduğunu
zamanla gördüm. Rabb’imin izni ile Hacca gitmek nasip
oldu, iki kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin çıkmasına vesile
oldum. Mesleklerin insanlara sağladığı maddi avantaj olarak,evinizi
geçindirecek,namerde muhtaç etmeyecek avantajından
başka,manevi olarak;sizin yaptığınız işlerle ilgili karşılaştığınız
problemleri değerlendirirseniz avantajların neler olabileceğini hayat
okulundan öğrenmiş oldum.
1993 yılında Türkiye'deki bütün
kütüphanelerde bulunan " El Yazması " kitapların Ankara Milli
Kütüphanesine toplanma kararı veren Kültür Bakanlığına karşı Çorumlu
hemşerilerimi haber dar ettim, mahalli radyodan ve gazeteler ile parti
il Başkanlarını ile Millet Vekilimiz Adnan Türkoğlu ve Belediye
Başkanımız rahmetli Turan Kılıççıolu'nun destekleri ve diğer
kuruluşların da katkısı ile "El Yazma kitapları" Çorum'da kaldı. Açık
öğretim için üniversite sınavlarına girip kazandım. İkinci sınıfta
iken Çorum'a tam teşekküllü bilgisayar ortamında bir kütüphane
kazandırmaktır. Yazma kitapların korunması ve Çorum'da kalması için
yaptığım girişimim yüzünden 25 Nisan 1994 tarihinde Tatvan Bitlis'e
Müdür olarak tayinim çıktı, tayin edildiğim yere gitmeyerek
emekliliğimi istedim.
1994 Tarihinde nasip oldu eşimle
birlikte Hacı olduk.
27 Mayıs 1998
tarihinde Çorum'da ilk Kültür Bakanlığından tescilli "Gürsel Yayınevi"
tarafımdan açıldı.
Yazı yazmaya
beni kimse teşvik etmedi Kütüphane için
hazırladığım kitap beni yazmaya teşvik etti. Yazılarım mahalli
basında yayımlandı. Yazılarımdan dolayı bir ödül almadım; fakat kitapları ve
bu dergi benim için en büyük ödüldür.
Yayımlanmış çalışmalarım :
"
Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey) Haziran 1991 ",
"Çorum
97 1997"
"Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar Haziran 1997- 2.
basım 1998",
" Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Temmuz 1998,
" Sarı Çiğdem Şiir Defteri Mart 2002" ,
“Çorum 2002” adlı basılmış çalışmalarım
bulunmaktadır.
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004"
"Çorum Yemekleri 2004 Eşimin
Çalışması"
"Hacım Ağustos 2007"
"Çorumlular ve Çorum'a Hizmet Edenler
Temmuz 2008"
Bakanlığa
sunulmuş;"Alfabetik Türk ve Yabancı Yazarlar Fihristi" ve "Ne
Nerede Başlıklı Arama Fihristi" basım için hazır
beklemektedir. Yazılarım daha çok araştırma dalı ile makale
türüdür. Tiyatro çalışmalarım, şiir ve hikaye denemelerim
bulunmaktadır. Şu anda dergimde yazılarım çıkıyor.
Benim okuyucularıma diyeceklerim şudur ki. Doğru bildiğiniz
konuları savunun. Bu savunmanız size belki tepkiler getirecektir.
Bu tepkileri inceleyerek doğru olup olmadığını araştırın.
Saygılarımla.
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
03KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ÖNSÖZ
-
Zaman olur ki anmak için bahane gerekmez. Anmanıza gerek kalmayan
yazılmış ve belgelendirilmiş zamanı yazmış, çekmiş
veya
çekmiş oluşunuzdur. Bazen anılarını biraz araştırarak unuttuğunuz bazı
bilgileri erişmeniz için de yazdıklarınıza, çektiklerinize veyahut
çizdiklerinize bakmanız gerekir.
-
İncelediğiniz bu sanal kitap da bu işlevlerden benim Çorumlu 2000 Aylık
Kültür Sanat Tarih ve edebiyat dergisinde düz yazı örneklerimin yeniden
burada yayınlanması ile meydana gelmiştir.
-
Ben bu çalışma ile bazı bildiklerimi aktardığımı ve okuyanlara bilgi
verdiğimi umuyorum. Bir birikim yumağı ve Çorumlu 2000 Aylık Kültür
Sanat Tarih ve Edebiyat Dergisi içinde yaptıklarımın ve çabalarımın
göstergesi olarak da görülür düşüncesindeyim.
-
1.Sayıdan 50. Sayıya kadar benim ve takma adla yazdığım yazılarımı
sizlerin görüşüne sunuyorum.
-
Mahmut Selim GÜRSEL
-
13/10/2012 Çorum
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
04KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
NİÇİN ÇORUMLU 2000?
-
15
Nisan 1938 tarihinde Çorum’ da ilk defa, tek partili dönem zamanında
Halkevleri komitesi tarafından bir dergi çıkartılma kararı veren
hemşerilerimiz tarafından “ÇORUMLU” Dergisini yayımladılar.
-
Bu
dergiye Çorumlu adını verdiler. Çorum Basın Tarihinde ilk defa bir
dergi doğmuş oldu. Bu dergiyi büyük çabalarla Ağustos 1946 tarihine
kadar 61. sayıya getirdiler.
-
Bu
dergiyi tanıyanlar, görenler bilirler ki; bu evsafta bir dergi
çıkartmak için, Çorumluların birleşmeleri, bilgilerini ve
derlediklerini bir araya getirmeleri ve dergi veya kitap haline
getirmeleri ile birlikte özveri ve gayretlerini özleştirmeleri
gerekmekteydi. Bu gayret ve özveriyi Çorum’da gördüğüm için bu dergiyi
çıkartmayı ve adını Çorumlu 2 koymayı düşündüm.
-
Bu
düşüncelerimi, dergime yazı verecek arkadaşlara açtım. Hepsinden olumlu
cevap almam üzerine, Çorum’da ilk defa olarak bir yayınevi açma
girişiminde bulundum. Yayınevim 27 Mayıs 1998 tarihinde resmen
faaliyete geçti. İlk yayımladığım eser; 1997
tarihinde bastırdığım çalışmam olan “Çorum’ da Yatan Meşhur Yatırlar”ın
ikinci baskısını yaptım.
-
Abdulkadir OZULU, Muzaffer GÜNDOĞAR ve ben bir Çorum turu yaptığımız
sırada derginin adı hakkında konuşurken ben; dergiye DİN VE İBADET“
Çorumlu 2” adını vereceğimi söyleyince arkadaşlarda; Çorumlu 2000 olsun
diye teklif ettiler. Bu teklifi memnuniyetle kabul ettim ve dergimin
adını Çorumlu 2000 olarak belirlemiş olduk. (1)
-
Derginin devamlılığı için çeşitli kuruluşlarla yüze yüz ve telefonla
irtibatlar kurma çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul, Ankara, Samsun
ile adres temini ile mutabakata varmış bulunmaktayım. Ayrıca, ÇEKVA (2)
tarafından ve Samsun’da bulunan hemşerilerimizin ve kendi adına
Samsun’da bulunan bir hemşerimiz Çorumluların adreslerini bulmayı
üstlendiğini ve katkıda bulunabileceği sözünü bizzat orada da yüz yüze
görüşerek almış bulunmaktayım. Çorum ve İlçelerinin tamamıyla ve
tamamına ait Dernekler ile temasta bulunmak ve dergiyi tanıtmak
amacındayım.
Elinize geçen bu dergiyi sizin de bir Çorumlu olarak diğer
hemşerilerimize tanıtacağınız kanaatindeyim.
-
Bu
yola çıkarken en büyük desteğin önce ALLAH C.C. Sonra sizin olduğu
görüşümle bu işe soyundum. Belki benim bu yaptığım bir “Donkişot”luktan
ileri gitmeyecektir. Yine de bu girişimimin bir hayal olarak kalmayıp,
güncelleşmesi bu işin denenmesinden sonra sonucunu görmem
gerekmektedir.
AMACIM
-
Bilindiği gibi kalkınma sadece sanayi alanında olamaz. Sanayi
alanında kalkınmanın yanı sıra, kültürel kalkınmanın da at başı gitmesi
gereklidir. Yoksa kalkınma yalnız tek düze olur ki, topluma fayda yalnız
tek taraflı olur. Bu nedenlerin ışığı altın da, kendim bir vazife
çıkarttım.
-
Yayınevini açma amacımdan birisi, bildiklerimi başkaları ile
paylaşmaktı. Benim gibi kendi çabaları ile eser veren arkadaşlara yardım
etmek, onların çalışmalarını gün ışığına çıkartarak sizlerin görüşüne
sunmaktı. Bazı yazar arkadaşlar için elimden gelen yardımlarda
bulundum. Yazıtları kitap haline gelmeyecek durumda olan arkadaşların
yazı yazma devamlılığını sağlamak amacı ile Çorumlu 2000 dergisine yazı
yazmaları için baskılarda bulunuyorum .Bu yazıları birikince bir
kitap haline getirerek sizlere sunmayı düşünüyorum. (3)
BEKLENTİLERİM
-
Çıkartmaya çalıştığım derginin, abone sayısını artırmak, şimdilik
kapakla beraber 32 sayfa olan dergiyi 48 sayfaya çıkartmak, dergi arka
kapak ve içi ile dergi ön kapak arkası ile dergi içine 4 - 6 sayfayı
geçmemek şartı ile reklam alarak derginin devamını sağlamaktır.
-
Türkiye ve yurt dışında bulunan bütün Çorumluları dergi ile haşır neşir
etmek, kaynak sağlayabilirsem dergiyi parasız olarak dağıtımını yapmayı
amaçlıyorum.
-
Şimdilik derginin kaynağı olarak, abone ağırlıklı çalışmalar
yapmaktayım. İleride reklam gelirini çoğaltma imkanı bulursam,siyasi
ağırlıklı ve güncel ikinci bir dergi de çıkartmayı düşünüyorum.
-
Saygılarımla
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
-
(1) Abdulkadir OZULU, Muzaffer GÜNDOĞAR ve ben bir Çorum turu
yaptığımız sırada derginin adı hakkında konuşurken ben; dergiye
“Çorumlu 2” adını vereceğimi söyleyince arkadaşlarda; Çorumlu 2000 olsun
diye teklif ettiler. Bu teklifi memnuniyetle kabul ettim ve dergimin
adını Çorumlu 2000 olarak belirlemiş olduk. Demiştim. Daha sonraki
sayılarda 1. Sayıyı Temmuz 1998 tarihi olduğunu düşündükçe Bu iki
arkadaş benimle kafa bulduklarını düşünüyorum çünki şimdi düşündükçe
2000 yılına daha 18 ay olduğu ve bu 18 ay içinde dergi çıkaramayacağıma
düşünmüş olabilirler.
(2) ÇEKVA tarafından ve Samsun'da bulunan hemşerilerimizin kendi
adına Samsun'da bulunan Çorumluların adreslerini bulmayı üstlendiğini ve
katkıda bulunabileceği sözünü bizzat orada da yüz yüze görüşerek almış
bulunmaktayım. Çorum ve İlçelerinin tamamıyla ve tamamına ait Dernekler
ile temasta bulunmak ve dergiyi tanıtmak amacındayım. Diye yazmıştım.
(3) Yazarlarımızın Çorumlu 2000 Dergimizde verdikleri yazıları ne yazık
kı bastıramadım. Fakat çalışmalarını Gürsel Yayınevinin sitesinde sanal
olarak hazırlayarak yayınladım. Bu çalışmalar halen yayınevimin
sitesinde bulunmaktadır.
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
05KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
TEZKMERE-İ MAKAMAT ALİ İZZET
ÇORUM’DA YATAN MEŞHUR YATIRLAR
-
(TEZKERE-İ MAKAMAT)
-
ALİ İZZET 1997 Bu Kaynaktan
Alıntı İstatistiki bilgi
-
1255 tarihinde Çorum
hakkında istatistik bilgiler
-
44 Mahalle
-
3554 Müslüman evi Hane-i
müslüm
-
7455 Müslüman erkek Zükur-u
müslüm
-
7753 Müslüman kadınlar İnas-ı
müslüm
-
119 Müslüman olmayan ev
Hane-i gayrimüslüm
-
265 Müslüman olmayan erkek
Zükur-u gayri müslüm
-
178 Müslüman olmıyan
kadınlar inas-ı gayrimüslüm
-
23 Minareli Camii
-
3 Minaresiz camii
-
21 Mescid
-
10 Medrese
-
2 Nakşibendi dergahı
Dergah-ı nakşi
-
1 Mevlevi
dergahı Dergah-ı mevlevi
-
1 Rifai dergahı
Dergah-ı Rüfai
-
1100 Dükkan
-
14 Müslüman mezarlığı
Makabir müslimin
kasaba civarında
-
1 Musalla
-
7 Şadırvan
-
10 İlkokul Hayrat-ı
ahali mekteb-i sıbyan
-
2 Su bölüştürülen
yar -Kümbet su mukassemi
-
135 Çeşme
-
2 Kütüphane
-
6 Han
-
3 Çifte hamam
-
1 Orta Mektep Mekteb-i
rüştiye
-
1 Namazğah Musalla-ı hümayun
-
1 Cephane Cebe hane
-
1 Askeri depo Deboy
askeri
-
1 Hükümet konağı
-
1 Belediye dairesi
-
1 Telgrafhane
-
1 Kale Kale-i hakani
-
1 Kıraathane
-
119 Köy idaresi Kari idari
-
15353 Köyde yaşayan
erkekler Zükur-u
kari
-
12271 Köyde yaşayan kadınlar İnas-ı
kari
-
7 Camii(Köylerde)
-
7 Minareli
Camii(Köylerde)
-
23 Mescid (Köylerde)
-
31 Minaresiz mescid(Köylerde)
-
1 Kilise
-
2 Gayrimüslüm mezarlığı
Makabir gayrimüslüm
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
06KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
SİZE
-
Bu günlerde ya
ben çok alıngan oldum, ya da bana söylenenlerden yanlış anlamlar ve
manalar çıkartıyorum.
-
Bazı söylenenlere,
söylenmek istenen şeylere, kırılıyorum. Bilirsiniz Nasrettin
Hoca’nın kendi eşeğinin kuyruğunu kesme hikâyesi vardır. Kimi kısa,
kimi uzun olmuş der. Der, ya.
-
Yine derler bilirsiniz; insanın ağzı çuval değil ki büzesin. Diyenler
tecrübeleri ışığı altında ne kadar doğru söylemişler.
-
Bizde bazı nazımızın geçtiği umduğumuz
arkadaşlarıma gerekeni söyleyerek geçiştirmeye çalışsam da, hiç
ummadığım arkadaşlarda bazı beklentiler içine
giriveriyorlar. Girivermeleri bir tarafa, hani son günlerde TV’de
bir reklamda “Ağzı olan konuşuyor” diyor ya bir şoför rolündeki
oyuncu. Kimi ne gerek vardı bu kadar lüks kâğıt ve renkli resimlere
diyor, kimi arkadaş öküzün altında buzağı arayarak, renk ayrımına,
mizanpajına bahaneler buluyor ise de ben bildiğimden dönemiyorum.
“Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur.“ Bir derginin mizampajını
acaba bu sözü söyleyen arkadaşım bir grafiklere ne kadar ücretle ve
ne kadar zamanda yaptırıldığını biliyor mu? Diye soramıyorum.
-
Birkaç arkadaş bir yayın kurulu kurulmasını istiyor, ne güzel bir
öneri tabii ben de istiyorum, fakat kendi yazısını okumak için
yayınevine bile gelmeye vakit bulamıyor olmasına karşın acaba,
yayın kuruluna katılınca dergiye yayımlanması için gelen bütün
yazıların okunması için vakit bulabilecek mi? Bilemiyorum!
-
Her halde onlar da bu sorunun cevabını bilemeyecektir.
-
Ben bu yola çıkarken birinci sayıda söylediğim gibi, önce Rabb’ime,
sonra Çorumlu hemşerilerime güvendiğimi söylemiştim. Rabb’imin izni
ile 1. Sayıyı bastırdım ve ikinci sayıyı görüşünüze sunuyorum.
-
Bende bulunan hemşerilerimizin adres sayıları oldukça çoğaldı. Fakat!
… Belimi büken posta ücreti! Şehir içi ve Türkiye geneli 150.000 Tl.
hem de basılı evrak fiyatı bu. Ya Avrupa için ve Kıtalar arası
istenilen posta ücretini ne ben söyleyeyim ne de siz sorun.
(Tabii ki merak eden okurlarım elinde bulunan dergimizi postaneden
tart tırak ülke.) Bu ay ki dergi gönderme kontenjanım 75 dergiyi
posta göndermek gücünü gösterebildim. Elime pul parası geçtikçe
göndermeye devam edeceğim. İnşallah 3'üncü sayıyı çıkartabilirsem
kesin gönderdiğim dergi rakamını sizlere bildiririm.
-
Sızlanmakla başınızı ağrıttım. Dert yanmanın acizliğin bir eseri
olduğunu biliyorum, biliyorum amma derdimi sizlere dökmekle biraz
rahatladığımı hissediyorum. Benim bu durumumu kitap ve dergi
hazırlayıp dağıtımını yapan okurlarım anlayabilir. Hani ne derler,
"Bekâra karı boşamak kolaydır" denilen bir deyimimiz var. Diyen ne
güzel demiş.
-
Yakınmalarıma karşın, beni onura eden hemşerilerim de oldukça fazla.
Bu sayıda yazar kadromuza girmesi için istirham ettiğim bir büyüğüm ve
ilimiz basınını takip eden hemşerilerimin bildiği yazılı basından
davetimize katılan Hakimiyet ile Merhaba Gazeteleri ve Hilal Tv’
ye buradan teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.(Bütün kuruluşlar
davet edilmişti) Davetimize icabet etme nezaketini gösteren tüm
yazar ve dostlarıma da hürmetlerimi bildiririm.
-
İsviçre'de yeni kuruluş aşamasında
bulunan ve çalışmalarımı görerek destek sözü veren dergimizden 50 adet
satın alarak İsviçre'de bulunan Çorumlulara dağıtmak
üzere kendi arabasıyla götüren Sayın Hemşerimiz Haşim BOZOK'A dergimde
başarılar dilemek istiyorum. O da zor bir işin
başlangıcında. Bakalım hemşerilerimiz onun ne ve niçin bu zorluğa
katlandığını anlamaya çalışacaklar mı? Siz okurlarımın da
ilgilenenleri olursa diyerek adresini ve IN-TERNET adresini
veriyorum : Çorumlular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği İsviçre
Yönetim Kurulu Başkanı Haşim BOZOK Rigistr. 165 6340 Baar
İSVİÇRE Tel Ev:041-760 26 35 Tel (GSM) 079- 204 93 47 Fax: 041-740
29 35 INTERNET adresi: mailman @ zugernet.ch. Bence;hepimiz bir
Çorumlu olarak bu derneği desteklememiz gereklidir diyorum. Ufacık
yardımlar bu derneğin çatısı altında toplanarak tekrar ÇORUM için
döneceğine adım gibi inanıyorum. İleride ki sayımızda nasip olursa
bu derneğin tüzüğünün önemli kısımlarını sizlere aktarmaya
çalışacağım.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
07
KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
TEŞEKKÜRLER ÇORUMLU 2000 TANIYANLARA VE TANITANLARA
- Yorucu
bir çalışmanın ardından elinize geçen bu ikinci sayıda yayınevi
sahibi ve Mesul Müdürü olarak, her türlü katkıda bulunanlara ve bu
dergiyi okuyarak bize katkıda bulunanlara teşekkür ederim.
- Birinci
sayıda belirtilen yayım ayından sonra derginin çıkması, elde olmayan
bir çok sebeplerin bir araya gelmesinden dolayıdır. Bunları
sıralarsak: yazı veren arkadaşlarımın bazılarının yazılarını oldukça
geciktirmeleri, dergiye biraz finans sağlamak amacı ile reklam almak
için yanlız dolaşmam, dizgide bilgisayarın arızası ve en son olarak da
çalıştığım matbaanın basımı bir kaç gün geciktirmesi olarak
sayabilirim.
- Ayrıca;
5680 Sayılı Basın Kanununun 9-10- ve 12.Maddesi gereğini yerine
getirme çalış malarının tarafımdan yapılarak derginin dağıtımı için
müsaade alınması ve 5681 Sayılı Matbaalar Kanununu 4. Maddesinde
belirtilen işlemlerin yapılması ile dergi malesef elinize ancak
Ağustos ayının içinde elinize geçmiştir.
-
Dergimizin tanıtımını sade bir törenle Protokol, Basın ve eş dostla
yapmaya çalıştık. Zannedersem oldukça da başarılı olduk. Bu tanıtımı
bütün okurlarımla paylaşmak istedim. Tanıtımda çektiğimiz resimleri
orta sayfada yayınlıyorum. Sizlerinde bu tanıtım da olduğunuzu
hissetmenizi ve bu toplantıda bulunduğunuzu his ettiğimi bildirmekten
gurur duyuyorum.
- Rabbim
erdirirse bir yıl sonra da böyle mütevazı bir toplantı ile Çorumlu
2000’i 1. yaş gününü okurlarımızla kutlarız.
-
Saygılarımla.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
|
08KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUMLU 2000’İ BASIN VE ÇORUMLU
HEMŞERİLERİMİZE TANITIM TOPLANTISI;
- 7
Ağustos 1998 tarihinde saat 18.30’da yapıldı. TANITIM toplantısına
gelerek dergimizi onurlandıran ve mazeretlerini belirten
hemşerilerimize bu sayfadan teşekkür etmeyi bir görev biliyorum.
- Davet
edemediğim diğer bütün Çorumlulardan da özür diliyorum.
-
Toplantıya katılan yazarlarımız, misafirlerimize dergi hakkında
söyleşiler de bulunarak, dergi hakkında düşündüklerini belirttiler.
- Sizlere
bu toplantının fotoğraflarını yayımlayarak,dergimizle
ölümsüzleşmesini, ileriki kuşak hemşehrilerimize resimli bir kaynak
olması açısından da sevinç duyuyorum.
Mahmut Selim GÜRSEL
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
09KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- 1997 DUYURU
SAYIN HEMŞERİLERİM !
- Sizlerden
dergi adına bir kaç isteğim bulunmaktadır. Bunlar: Çorumlu 2000’in
yaşaması sizlerin ilgisi ve desteği ile olduğunu tekrar tekrar antmamama
gerek yok; derginin devamının
- geleşmesi ve devamını sağlamak için,
ABONE sayımızın artması ile reklam gelerimizin yani finansmanımın
artması gerekmektedir. Bu nedenle, lütfen dergiyi edinen
hemşehrilerimizin,önce yakınlarına, sonra da irtibatta oldukları
hemşehrilerine bilgi vermelerini arzu etmekteyim. İlimizin dışında
ikamet etmekte olan hemşehrilerimize ait belirli kuruluş, şahıslar ve
diğer beni kırmayan hemşehrilerimizden topladığım 1200’e yakın adres
bulunmaktadırsa da bu adreslerin güncelliğini yitirmiş olabileceği
korkusu ile yazışma yapamamaktayım.
- Ayrıca:
ÇORUM 1997 adlı çalışmamda ÇORUMLULAR bölümünü geliştirmeyi
düşünmekteyim. Yeni çalışmamı Çorum’un yetiştirdiği bütün
hemşehrilerime açmayı,onlarında hayat hikayelerini yayımlamayı
amaçlamaktayım. (1)
- Bu
çalışmamın amacı bilindiği gibi, hepimiz bir gün tarihin tozlu
sayfalarına katılarak yok olacağız. Bu yok oluşun, bizlerden sonra
gelecek kuşaklar için bir bilgi, bir kaynakça olması, en azından bu
çalışmamda hayat hikayeleri ile yaşamalarını arzu etmekteyim.
- Bilindiği
üzere bu gibi çalışmalar Avrupa’da oldukça yaygın olmakla beraber,
Türkiyede ise bir elin parmağı kadar az bulunmakla beraber, bu
çalışmaların da ticari bir faaliyet olarak sürmesi, bu eserlerin
maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle, pek sık olarak
yapılamamaktadır.
-
Dergimizden eline ulaşan bütün hemşehrilerimizi bu çalışmaya
katılmamlarını arzu etmekteyim. (1)
-
Saygılarımla.
- Mahmut
Selim GÜRSEL
-
-
(1)Dergimi alan, abore olan, okuyan hiçbir ÇORUMLU bu talebime halen
cevap vermemiştir. Benim hazırladığıl alfabetik dizine ne yazıkki
katılmamışlardır. Ben tayep ettim. Talep karşılım bulmamıştır. Önce
ÇORUMLULAR VE ÇORUMA HİZMET EDENLER çalışmamı yayımladım. 2. Baskıdan
sonra Aynı isimle sanal olarak alfabetik dizinde yayımladım halen
sitemde bulunmaktadır.
- Kitabın
tamamı
https://gurselyayin.com/ant/index.htm
- Alfabetik
dizin
https://gurselyayin.com/corumlu2000/corumlu00.htm
-
21/08/2023 Mahmut Selim GÜRSEL
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:1 25 - Temmuz 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
10KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- MU NE?
- Yeni
konuşmaya başlayan küçük çocuklar öğrenmek için her şeyi merak ederek
,biraz peltekçe, biraz da konuşmayı öğrenmeye başlamalarının verdiği
tatlılıkla öğrenmek istedikleri nesleyi veya canlıyı göstererek “Mu
ne?”diye sorarlar.
- Bildikleri,gördükleri
ellerine aldıkları halde dergiye bakıp bazıları “Bu ne?” Diye gözümün
içerisine baka baka soruyorlar.
- Tanıtım için ellerine
verdiğim dergi, tarafı olmayan, Çorum’u tanıtan bir dergidir. Ne dir
Derseniz; Çorum’da yaşayan ve Çorum dışında da yaşayanlara hitap etmaya
çalışan, A,B, C,...... Partilerinden olup, 1,2,3,....görüşlerini
tanıyan, $,&,X.... inançlarına saygılı bir dergi olarak görevi
başındadır. Dergi “izimleri”n hepsi ile bağdaşan, hepsinin görüş ve
düşüncelerini bir araya getirmeye çalışan, ayrılıkçılıktan, bağnaz
görüşten, sabit fikirlilikten uzak, A,1,$ ve B,2,& veya C,3,X
parti,görüş ve inanışlarının bir arada bulunduğu ilimizde ¬,,®,¯
yönlerini bir araya toplamaya çaba gösteren bir dergi olmaya yani;
ÇORUMLU olmaya çalışmaktayız.
- İnsanlar,
A,B,C.... 1,2,3 ,$,&,X.... ¬,,®,¯ Parti, görüş, inanç ve yönleri ile
bölünebilirler. Fakat Sanat ve ilimde birleşmeleri kalıcıdır.
- Çalışma
ve çabamız az da olsa bizi yadırgıyan, tereddüt eden ve hatta hayretle
izleyen hemşehrilerimizle karşı karşıya getiriyor. Çok zaman övgü
alıyoruz, bazı kendini fanatik zanedenlerden de tepki alıyoruz.
Biliyoruz ki, her zaman bu gibi oyun bozan, birlik beraberlikten hoşnut
olmayan, ayrılıkçı ve hatta sapıklığa varan ve tek görüşün kendi görüşü
olduğu vehimine kapılmış kişilerde ne yazıkki bulunmaktadır.
- 3.
Sayımızı sizlere sunmaktan kıvanç duyuyorum.
-
Saygılarımla!
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:3 25 Eylül 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
11KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- TEŞEKKÜR NEDİR?
- TEŞEKKÜR:
Bir iyiliğe karşı,şükür ve hayır dua edip, minnettarlık gösterme,
şükretme. Diye belirtir sözlüklerimiz.
- Omuzlaya,
sırtlaya 4. Sayımı da yayımlamaya muvaffak oldum. Bu güne kadar ÇORUMLU
2000 dergisine yazı vererek, reklam vererek ve abo ne olarak katkıda
bulunan hemşehrilerime teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:4 25 Ekim1998
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
12KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- CUMHURİYETİN 75.
YILI
- Çorumlu
2000; Ekim sayısına Cumhuriyetimizin 75. Yılı kutlama etkinliği içinde
bizimde ufak bir çabamız olsun diyerek, yazarlarımızdan Cumhuriyet
hakkında yazı vermelerini istedim.
- Bu
isteğim makul karşılandı. Bu isteğimi ayrı bir ek vermek istedim. Bu
eki hazırladığımız sırada baktım ki güzel bir çalışma meydana çıkıyor.
Bu çalışmayı beraber üstlenecek bir sponsor bulmak istedim. Bağlı
olduğum Bakkallar ve bayiiler odası Başkanı Sayın Osman SOYOCAK’A
teklifimi götürdüm. Bu teklifimi samimiyetle kabul etti.
-
Yazarlarımızın özverileri, Odamızın katkıları ve yayınevimizin çabaları
ile 4. Sayımızda ek olarak verdiğimiz çalışmamızı inşallah
beğenirsiniz.
- Yayınevim
yine bu 75. Yıl etkinliği için Çorum Liseleri arasında “Cumhuriyetimizin
75. Yılı ile Cumhuriyetimizin 100. Yılına kadar Çorum ilinde ne gibi
gelişmelerin olmasını ve sizin neler yapacağınızı ve yapmanız
gerektiğini anlatınız” başlığı altında bir şartname hazırladım ve Sayın
Vali Yardımcımıza taktim ettim. Vali Yardımcımız şartnameyi Milli Eğitim
Müdürlüğüne havale etti.
-
Şartnamenin bir kısmını ilavemizde yayımladım, ilgi duyan
hemşehrilerimizinde ödüle iştirak edeceğini umarım.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:4 25 Ekim1998
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
13KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUM'DA CUMHURİYETİN 10.YIL
KUTLAMALARI
- Çorum İl
Halk Kütüphanemizin en büyük eksiklerinden birisi olarak gördüğüm gazete
arşivinin tamamlanma imkanı olduğu halde halen tamamlama girişiminde
bulunulmaması beni üzmektedir. Gazete arşivimiz oldukça zengin olmakla
beraber, Çorum'da çıkan Çorum Gazetesinin 1933 yılının nüshaları
bazıları maalesef eksikti.
- 28 Ekim
günü İskilip emekli Kütüphane Müdürü Sayın ağabeyim Metin Kalyoncu ile
telefon konuşmasında, İskilip kütüphanesinde bulunan eski Çorum
Gazetesi arşivinden 10. Yıl kutlamaları ile ilgili bölümlerin
fotokopilerini istedim oda beni kırmayarak isteğimi yerine getirdi.
- Aşağıda
bulunan bilgiler bu fotokopilerin yardımı ile hazırlanmıştır!
-
Görüyeceği gibi o günün dil ile bu günün dili arasında anlaşılamayacak
fazla olarak bir iki kelime bulunmamaktadır.
- ÇORUM
GAZETESİ
- Birinci
Teşrin (Ekim) 1933 1.sayfa
- BÜYÜK
BAYRAMA HAZIRLANDIK
- Çorum
Gazetesi manşetten bu başlıkla başlıyor ve " Çorum Vilayeti her safhada
Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümünü emsalsiz bir surette kutlamak için
bütün halk ve resmi makamlar 29 Teşrinevvel'i (Ekim) bekliyor" diye
büyük punto ile devam ediyor.
- Yazı şu
şekilde devam etmekte:
- "Bu büyük
ve değerli bayramın en canlı tezahürat ve şenliklerle kutlamak için
vilayetimizde komitalar ve bütün halk hazırlığını yapmıştır. Bayram;
fikir, reklam, ışık, resim, heyecan, ses, yazı hareket içinde ve
emsalsiz üç gün üç gece bu hareket zinciri uzayacaktır" denilmektedir.
- Kutlama
komisyonunu ise:
- "Vali
Arif Beyefendi Reisliğinde, Maarif Müdürü, Alay Kumandanı, Cumhuriyet
Halk Fırkası ve Belediye Reislerinden müteşekkil kutlama komitesi"
olarak tanıtıldıktan sonra, yeni bir talimat gelmesine karşı da tedbir
olarak ek bir program hazırlandığını bildiriyor.
- Yeni
yapılan Şehitler abidesi için de şu bilgiyi vermekte:
- "Çorumlu
İstiklâl Şehitleri için yaptırılan büyük abidenin inşası hitama (bitme)
ermiştir" denerek, müsamereler için provalar yapılmış ve bütün halkın
hep bir ağızdan söyleyeceği Onuncu Yıl Marşını saat kulesi meydanında
halk ve okulların katılımı ile icra edildiğini, resmi hazırlıklardan
başka halkında hazırlıklarında bahsederek her evin en az bir fener
bulunduracağını ve evlerin hususi olarak süslendiğini bildirerek,
vilayet içerisinde temel atma ve açılışı yapılacak 41 yatırım olduğundan
bahsederek, "Muhtelif yerlerde tak iskeletlerinin kurul masına
başlanmış, Cumhuriyet bayram gününü bekler vaziyete gelmiştir."
Denilmektedir.
- Aynı
sayfada ise yayınlanan 10. Yıl Marşını aynen alıyorum.
-
- CUMHURİYETİN ONUNCU YIL MARŞI
- Çıktık açık alınla on yılda her
savaştan
- On yılda on beş milyon genç yarattık
her yaştan
- Başta bütün dünyanın saydığı Baş
Kumandan
- Demir ağlarla ördük ana yurdu dört
baştan
-
- Türk’üz Cumhuriyetin göğsümüz tunç
siperi
- Türk’e durmak yaraşmaz Türk önde Türk
ileri
-
- Bir hızda kötülüğü geriliği boğarız,
- Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız
- Türk'üz bütün başlardan üstün olan
başlarız
- Tarihten önce vardık, tarihten sonra
varız.
-
- Türk’üz Cumhuriyetin göğsümüz tunç
siperi
- Türk’e durmak yaraşmaz Türk önde Türk
ileri
-
- Çizerek kanımızla öz yurdumun
haritasını
- Dindirdik memleketin yıllar süren
yasını
- Bütünlendik her yönden istiklâl
kavgasını
- Bütün dünya öğrendi Türklüğü
saymasını
-
- Türk’üz Cumhuriyetin göğsümüz tunç
siperi
- Türk’e durmak yaraşmaz Türk önde Türk
ileri
-
- Örnektir milletlere açtığımız yeni
iz:
- İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir
kütleyiz
- Uyduk görüşte bilgi, girişte ülküye
biz
- Tersine dönse dünya yolumuzdan
dönmeyiz
-
- Türk’üz Cumhuriyetin göğsümüz tunç
siperi
- Türk’e durmak yaraşmaz Türk önde Türk
ileri
-
- ÇORUM GAZETESİ
29 Teşrinevvel (Ekim) 1933 4,5 ve 6.sayfaları
- ÇORUM VİLAYETİNDE ON CUMHURİYET YILI
İÇİNDE YAPILAN İŞLERİ GÖZ ÖNÜNE ALALIM Bu başlık altında ise;
-
“Vatandarlar, hesap başına geldiğimiz zaman göksünüz iftiharla kabaracak
ve Cumhuriyetin faydalarını elle tutulur gibi açık ve ortada
bulacaksınız" hitabı ile devam eden yazıda:
- "Aziz
Cumhuriyetimizin Onuncu yıl dönümünü bütün aşk ve heyecanımızla
kutlarken bu on sene zarfında Çorumda yapılan işleri de büyük ve asil
milletimizin önüne sermeği vazife lerimizden biri olarak kabul ediyoruz.
-
Çalışıyoruz: Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti seneler içinde asırları
sığdıran bir hız ve imanla çalışıyoruz.
- Asırlarca
hüküm sürmüş olan ihmal, tembellik, cehalet, zulüm ve fezahat
(rezalet, maskaralık, ayıp) idaresinin Türk Milletine kaybettirdiği
zaman ve menafili telafi eylemek için böyle bir çalışmaya muhtaç da
bulunuyoruz." Denilmekte ve yapılan işleri şöyle sıralamaktadır.
- "İşte
hesabı:”
- Bu
bölümde: Geniş bir sinemanın yapıldığı, okumakta olan gençlere yardım,
çocuk par kı ,Atatürk heykeli, postaların otomobille sevki, 2500
metrelik kaldırım, Çomar Çayı üzerine kargır köprü, taş depo yapımı,
ahşap bir hal yapımı, Cumhuriyetten evvel 79 ilk mektebin 10. Yılda 122
ye çıkarılması, Millet Mekteplerinde 7000 erkek ve 1091 hanıma okuma
yazma öğretildiği, il merkezi ve Osmancıkta okuma odası açıldığı, Çorum
- Sungurlu arasına 2 adet köprü temelinin atıldığı ve diğer yapılan
işler sıralanmaktadır.
- ÇORUM
GAZETESİ 1 İkinciteşrin
(Kasım) 1933 1.sayfa
- ÇORUM, KAZA VE KÖYLERLE BERABER BÜYÜK
BAYRAMI EŞİ GÖRÜLMAMİŞ BİR HEYECAN VE İMANLA KUTLADI
- Başlığını atan Çorum Gazetesinin
Cumhuriyet Bayramın kutlanmasını anlatan bölümünü aşağıya alıyorum:
- "Şafakla
beraber yataktan fırlayıp çarşılara, meydanlara, sokaklara dökülen Çorum
halkı yer yer Cumhuriyetin Onuncu Yıldönümü tezahüratına başlamışlardı.
Bu öyle bir coşuş ve öyle asil bir heyecandı ki tarifine imkân
bulunamaz. Bu taşkın halk, her hal de o gece uykusu içinde de
rüyalarıyla bu büyük bayramı selamlamış, kutlamıştı. Daha güneş doğmadan
şehrin bütün meydanları dolduruldu. O gece, göze çarpan her yeri
kaplamış olan afişler, dövizler okunmağa başladı. Herkes birbirini
tebrik ediyor, küsler barışıyordu.
- Şehir
şimdiye kadar bir eşi görülmemiş halde süslenmişti. Kurulan taklar,
görülen grafikler, resimler, bayraklar, elektrik tezyinatı bu müstesna
sevince ayrı bir duyuş ekliyordu.
- Maarif
Dairesi önüne kurulan tak, Nafıa Dairesi, Hükümet Konağı, Belediye,
Orman Dairesi, Halk Fırkası, Matbaa, Ziraat Bankası, Osmanlı Bankası,
Polis Dairesi, Kışla, Ticaret Odası ve daha bir çok müessese ve evler
önlerindeki ince ve zarif taklar cidden beğeniliyordu.“
- Genel
görünümü bu şekilde anlatan Çorum Gazetesi merasimin başlamasını şöyle
anlatıyor:
- "Saat
dokuza doğru yeni akın başladı, halk Cumhuriyet Meydanına giden yollarda
sel olup aktı, taştı... kutlama komitesi tarafından yapılmış olan
programa göre Çorum'daki merasim Gazi Hazretleri tarafından Ankara'da
irat buyurulacak olan nutuktan sonra başlayacaktı. Saat ona kadar
meydanı yirmi bine yakın halk doldurdu. Cumhuriyet Meydanı çok güzel
hazırlanmış, tribünler tesis edilmiş, muhtelif radyolar kurularak
Ankara, İstanbul şenliklerine iştirak temin edilmişti. Saat onda Vali
Arif Beyefendi ve refikaları Seniha Hanımefendi de meydana gelerek
localarına geçtiler.“
- Yazını
diğer kısımlarından anlaşıldığına göre Cumhuriyet Bayramı radyo
aracılığı ile tüm ülkede aynı anda başlamış ve Atatürk'ün bilinen
Onuncu Yıl Nutku bütün ülkeden dinlenmiştir.
- Çorum'da
Cumhuriyetin 15. Yıl kutlamaları ve 50. Yıl kutlamaları ile ilgili
araştırmamı ileride yayınlamayı düşünmekteyim. 28 .10. 1999 tarihinde
bitecek olan Cumhuriyetin 75. Yıl kutlama ve faaliyetlerini de benim ve
dergimin* kurbağanın ömrü olursa o günlerde yayımlarım.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:4 25 Ekim1998
-
- * Kurbağa; Gökten yağmur yağmasını
beklerse gözü pörtler. Hemşehrilerime reklama gittiğimde yılbaşında
reklam verelim. Diyorlar. Kaç yılbaşı reklam vereceğini söyleyen
hemşerilerimizin ancak yüzde ikisi reklam vermiştir. Dergi paramın pek
çoğunu alamadığım gibi, dergi parası veren birkaç abınemizin de
verdikleri birkaç sayı parasını da iyade ettim.
- *Kaynak İskilip Halk Kütüphanesi
|
-
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
14KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- 10 KASIM’LAR, ÖĞRETMENLER VE
BİZLER
- Bizler 10
Kasım’ların neler olduğunu bilen bir kuşak içinde yetiştik.
- 1985’ten
sora yetişen kuşaklar maalesef bu anma günlerini yüzeysel olarak
yaşamaya çalışmaları,Ulusumuzun yetiştirdiği dâhi büyüğünü maalesef her
yönü ile tanıtmamız gerekliliğini bilelim. Hepimiz ATATÜRK ve
atalarımızı tanımamız ve bu tanımalarla ülkemizin çağdaşlaşması ve
ilerlemesi için büyüklerimizin yaptığı, önerdiği ilkelerini, görüşlerini
ve yaşamlarını incelememiz gerektiği görüşündeyim.
- Dergimiz;
bu görüşü benimsemiş olup, bütün büyüklerimizi mümkün mertebe tanıtmayı
arzulamaktadır. Bu sayımızda zannederinki okuyucularımızın pek azının
tanıdığı, hemşehrimiz (Milletvekilimiz) Dr. Mustafa (CANTEKİN)
tanıtılmaktadır.
-
Yazarlarımız; Atatürk ve Öğretmen hakkında yazdıkları çalışmaları
sizlere sunmaktan onur duyuyorum.
-
Yazarlarıma çalışmalarını ÇORUM için yapmalarını, araştırmalarını ÇORUM
için devam etmelerini arzulamaktayım. Bu arzumu umarım ki, yanlış
anlamazlar ve siz okuyucularımıza genel olarak ülkemizi ilgilendiren
olaylarla beraber ÇORUM’U bu ilgi içinde bulundurmalarını,
dergimizin adı ve çizgisi içerisinde çalışmalar üreteceklerini, ÇORUM
kültürünü, sanatını,tarihini ve edebiyatını işlemelerini okuyucularımız
adına istemekteyim. Bu çalışmalarda çıkan ÇORUMLU 2000 dergisinin
kutlanan haftaların etkinliklerini, yapılan kültürel faaliyetleri,
ÇORUM’U ilgilendiren her türlü çalışmaları işleyelim. Bu yazılarımızın
genel olmaması için ÇORUM’U tanıtmaya çalışan bizler, çalışmalarda
kendi ustalığımızla beraber ilimizi de bu ustalığa katmamız
gerektiğini söylemem her halde yanlış bir kelime olmaz görüşündeyim.
- 4.
sayımızın kapağında bulunan gece Saat Kulemizin resmi ağabeyimiz,
hemşerimiz Bekir Baki AKSU’NUN bir çalışmasıdır. Yayınladığımız da
ismini belirtmeyi unuttuğum için kendisinden özür, çalışmalarında
başarılar dilerim.
-
Okurlarımıza yazarlarımın adı altında bu dergiye gösterdikleri ilgiye
teşekkür ederek 5. Sayımızı takdim ederim.
- Mahmut
Selelim GÜRSEL
-
Çorumlu 2000 Aylık
Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:5 25 Kasım 1998
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
15KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUM’DA OTOPARK SORUNU
- ÇORUMLU
2000 olarak biz son dileği biraz açmak zorunluluğunda olduğumuzu
düşünüyorum.
- Nedir
yolların altı otopark olması? Bana göre merkez anacaddemiz, Ankara
istikametinde bulunan yeniden yapılan havuz ile Saat Kulesi arası ve
Saat Kulesi ile Çorum Lisesi arası sizce ne kadar metredir? Bence
birinci bölüm 800, ikinci bölüm ise 1200 metre toplam 2000 metre eder.
Normal bir arabanın park etmesi için gereken uzunluk ortalama 5 metre
olarak düşünürsek, yukarı metreleri bölersek acaba kaç araba park etme
imkanı bulur dersiniz?
- Gelelim
ana caddenin alt kısmının nasıl bir sistemle açılacağı konusuna
gelirse, bunun örneği, Ankara Metrosu ile İstanbul metrosunun bir
kısmının tam yer altından geçilmeden yarım kazılmış ve üzeri
betonlanmış olarak görmekteyiz. Bu teknolojinin transferi ile bu iş
kolaylıkla halledilebilir.
- Bir başka
problem için şu soru sorulabilir. Aşırı yağışlarda bu galerileri yağmur
sularından nasıl korumak lazım derseniz; onun da çözümü, kazılacak
mekânın üzeri kapatılırken gelebilecek en yüksek su debisi ayarında
bir su kanal alt yapısı düşünülerek projelendirilebilinir.
- Şimdi
maliyet hesabına gelince; bu kazı ve harfiyat işini, eski tansa
binasının bulunduğu alanını yapan kimselerin ne kadar kısa bir zamanda
tertemiz ve düzgün bir biçimde yaptığı görülmüştür. Harfiyat yapılacak
bu güzerğanın da aynı toprak türü ile kaplı olduğu malümdur.
-
Belediyemizin beton tesisleri ve kum ocaklarının bulunması bu maliyeti
oldukça indirimli olarak yapacağı gibi, belediye teknik personelinin ve
işçilerinin bu çalışmada katkılarıda göz önüne getirebilecek bir
belediye başkanının bu işin ne kadar kolay yapılabileceğini anlaması
gerekir.
- Yolumuzun
genişliğince bu harfiyat tek yönlü olarak yapılırsa, karşı tarafı ise
boydan boya bir kapalı çarşı olarak değerlendirilmesini düşünürseniz,
hem dükkan, hem otopark problemi halledilmiş olarak oldukça modern
bir oto park ve güzel bir çarşı Çorum’a kazandırılır. Bu eser için arsa
aramaya, arsa için para ödeme ye de gerek kalmaz. Bu projeyi
gerçekleştiren başkan da, bir Varinli gibi uzun süre anılır
görüşündeyim.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:5 25 Kasım 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
https://gurselyayin.com |
|
|
16KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
-
-
- MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 1881-1938
-
- Babası
Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanımdır.1881 tarihinde Selanik'te
doğdu. İlköğrenimini Fatma Hatun mahalle mektebinde, sonra Şemsi Efendi
Okulunda devam eden Mustafa, babası ölünce annesi ile dayısının yanına
yerleşti.
- Bir ara
öğrenimine ara verdi.
- Mustafa,
sonradan Mülkiye İdadisine devam etti. 1893 tarihinde Askeri
Rüştiyesine girdi. Bu okulda hocasının isminin de Mustafa olması
sebebiyle hocası tarafından Mustafa Kemal olarak çağırılmaya başladı.
- 13 Mart
1899 tarihinde Mekteb-i Harbiye ye bir subay adayı olarak katıldı.1902
tarihinde Harbiye'yi bitirdi. Kurmay sınıfına ayrılan Mustafa Kemal
okurken Harp okulunda gizli bir gazete çıkartan grubun yönetim kuruluna
seçildi. Müfettişlerce bu hareketi takip edilen Mustafa Kemal ve
arkadaşları bir gün gazeteyi hazırlarken suç üstü yakalandılar. Okul
Müdürü bu hareketlerini saraya jürnallememiş, ders dışı hareketi sayarak
olayı kapatmıştı.
- Erkanı
Harbi bitirdikten sonra siyasi hareketlerine devam etmiş, okuldaki
hareketleri bilinen Mustafa Kemal saray hafiyelerince sıkı bir takibe
alınmıştı.
- Mustafa
Kemal 29 Aralık 1904 tarihinde göz altında alınan Mustafa Kemal,
Harbiye Müdürü Rıza Paşanın yardımı ile serbest bırakıldı ise de,
sonradan Şam'da bulunan bir süvari kıtasına tayin oldu..
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:5 25 Kasım 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF
ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
17KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUM MEBUSU DOKTOR MUSTAFA CANTEKİN
-
- 1878
tarihinde Çorum'da doğdu. Babası İstanbullu oğullarından Terzi Bekir
ile, annesi Boyabatlı oğullarından Asiye Hanımdır.
- İlk
öğretimini Çorum'da yaptı.
- 1888
tarihinde Beyrut Askeri Rüştiyesinde ve Şam Askeri Rüştiyesinde okudu.
İstanbul Tıbbiyesinde son sınıfta iken siyasetle uğraşıyor denerek üç
yıl hapis cezası verilmiş ve okuldan çıkartılmıştır.
- Hapis
cezasını tamamladıktan sonra, Şam'a sürgün edildi. Şam'da İstanbul
Pazarı adında bir tuhafiye dükkanı açtı ve siyasetle uğraşmaya devam
etti.
- 1906
tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'le tanışan Cantekin, bütün hareketleri
ve kalbiyle Atatürk'e bağlanmıştır.
- Bu
tanışma; "Atatürk Ansiklopedisi 1. Cildinde tafsilatlı olarak
anlatılmıştır.”
- 1920
tarihinde İstanbul'a dönmüş, İngilizler tarafından aranması sebebiyle,
Anadolu' ya geçmiştir. 1. Dönem Kozan, II,III,IV,V,VI, ve VII. Dönem
Çorum Milletvekilliği yapmıştır.
- 1925
tarihinde Doktorluk imtihanını vererek Askeri yüzbaşı rütbesiyle
yardımcı doktor olmuş ve 21 Ekim 1955 tarihinde Ankara'da vefat
etmiştir.
- Çorum
1997 Çorumlular Bölümü
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:5 25 Kasım 1998
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
18KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
ÇORUMLU 2000. OLARAK BİR SON DİLEĞİ
-
ÇORUMLU 2000. olarak biz son dileği
biraz açmak zorunluluğunda olduğumuzu düşünü yorum.
-
Nedir yolların altı otopark olması?
-
Bana göre merkez ana caddemiz, Ankara
istikametinde bulunan yeniden yapılan havuz ile Saat Kulesi arası ve
Saat Kulesi ile Çorum Lisesi arası sizce ne kadar metredir? Bence
birinci bölüm 800, ikinci bölüm ise 1200 metre toplam 2000 metre eder.
Normal bir arabanın park etmesi için gereken uzunluk ortalama 5 metre
olarak düşünürsek, yukarı metreleri bölersek acaba kaç araba park etme
imkânı bulur dersiniz?
-
Gelelim ana caddenin alt kısmının nasıl
bir sistemle açılacağı konusuna gelirse, bunun örneği, Ankara Metrosu
ile İstanbul metrosunun bir kısmının tam yer altından geçilmeden yarım
kazılmış ve üzeri betonlanmış olarak görmekteyiz. Bu teknolojinin
transferi ile bu iş kolaylıkla halledilebilir.
-
Bir başka problem için şu soru
sorulabilir. Aşırı yağışlarda bu galerileri yağmur sularından nasıl
korumak lazım derseniz; onun da çözümü, kazılacak mekânın üzeri
kapatılırken gelebilecek en yüksek su debisi ayarında bir su kanal alt
yapısı düşünülerek projelendirile bilinir.
-
Şimdi maliyet hesabına gelince; bu kazı
ve hafriyat işini, eski tansa binasının bulunduğu alanını yapan
kimselerin ne kadar kısa bir zamanda tertemiz ve düzgün bir biçimde
yaptığı görülmüştür. Harfiyat yapılacak bu güzergâhın da aynı toprak
türü ile kaplı olduğu malumdur.
-
Belediyemizin beton tesisleri ve kum
ocaklarının bulunması bu maliyeti oldukça indirimli olarak yapacağı
gibi, belediye teknik personelinin ve işçilerinin bu çalışmada
katkıları da göz önüne getirebilecek bir belediye başkanının bu işin
ne kadar kolay yapılabileceğini anlaması gerekir.
-
Yolumuzun genişliğince bu harfiyat tek
yönlü olarak yapılırsa, karşı tarafı ise boydan boya bir kapalı çarşı
olarak değerlendirilmesini düşünürseniz, hem dükkân, hem otopark
problemi halledilmiş olarak oldukça modern bir oto park ve güzel bir
çarşı Çorum’a kazandırılır.
-
Bu eser için arsa aramaya, arsa için
para ödeme ye de gerek kalmaz. Bu projeyi gerçekleştiren başkan da,
bir Varinli gibi uzun süre anılır görüşündeyim.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:5 25 Kasım 1998
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
19KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- GÖREV VE GÖREVLİLER
- Görev;
bir emrin, yada bir işin bir amir veya bir yetkili tarafından veyahut
kişinin kendisinde yapılacak olan işte kamunun yararına astlarına
tebliğinden sonra yada kendini bu işleri yapmakla görevli sayarak
kişilerce anında yada devamlılığı olan zaman diliminde yerine
getirilmesi, tarafsız bir şekilde uygulanması, savsaklanmamsı, olduğunu
düşünüyordum.
-
Yayınevimin 5 Kasım 1998 tarihinde İl Makamının onayı ve Milli Eğitim
Müdürlüğü oluru ile Liseler arası açtığım:
- “
CUMHURİYETİMİZİN 75. YILI İLE CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA KADAR
ÇORUM İLİNDE NE GİBİ GELİŞMELERİN OLMASINI VE SİZİN NELER YAPACAĞINIZI
VE YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ ANLATINIZ.” Kompozisyon yarışması, şartname
gereği katılan liselerimizin yarışma kağıtlarını tarafıma vermeleri ile
birirci etabı sonuçlanmış bulunuyor. Tarafıma teslim edilen 5 lise ve 19
yarışmacının katıldığı kağıtlar ise şu anda yazarlarımız tarafından
değerlendirilmektedir.
- Sayın
Milli Eğitim Müdürümüz, bütün okullara bu yarışmayı duyurduğunu
bilmekteyim. Benim anlamadığım ise (bildiğim kadar Çorum’da 52 adet
lise olduğudur) katılımın liseler arasında %5 tekabül etmesi ve bütün
Çorum liselerinin acaba niçin bu yarışmaya ilgi duymadıklarıdır. Acaba
diyorum, çoban armağanı çam sakızı armağanlarımız az mı bulundu, yada;
ilgili okul müdürlerimiz bu yarışmayı dikkate almadılar yada adam sende
kim uğraşacak mı dediler?
- Belkide
haklılar; sınıflara bildir, okul kotu ver, komisyon kur, kağıtları
topla, vb. zorluklar...
- Ben
isterdim ki; bu yarışmaya bütün liselerimizin katılması ve
komposizyonlarda gençlerimiz sadece 5 okul talebelerinin istekleri ile
değilde bütün Çorum lise talebelerinin istedikleri bilinmeli, yarışmaya
katılan dereceye giremeyen yarışmacıların da yazılarının yayımlayacağım
kitapta bulunmaları ve biz yetişkinlere verecekleri mesajları bilmemiz
ne güzel olurdu.
-
Okurlarımıza yazarlarımın adı altında bu dergiye gösterdikleri
ilgiye teşekkür ederek 6. Sayımızı da görüşünüze sunuyoruz.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:6 25 Ocak 1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
20KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- GÜRSEL YAYINEVİ ÇORUMLU 2000
DERGİSİ
-
Cumhuriyetimizin 75. Yıl Etkinlikleri içerisinde Odamız
- ile Çorumlu 2000 dergisi ortaklaşa
elinizde bulunan bu eki vermiş bulunmaktadır.
- Çorumlu
2000 Dergisi eki olarak ve Bakkallar ve Bayiiler odasına dergi ve bu eki
dergi ile ayrıca vererek Odamıza üye olanlara ücretsiz dağıtılması
kararında birleştik.
- 75. Yıl
etkinlikleri içinde tekrar başka sayıda buluşmak temennisiyle, kayıtlı
bulunduğum odamız üyelerine çalışmalarında başarılar dilerken, oda ve
dergi hakkında görüşlerinizi yazılı olarak degi içinde bulunan adresime,
Oda Başkanlığına veya P.K.32 Çorum Posta Kutusuna veriniz.
- Sizlerin
önerisi dahilinde dergiyi ve eki yayımlarız.
- Ayrıca;
yazı ve fikirlerinizi bekliyoruz.
-
Elinizde bulunan bu çalışma Çorumlu yazarlarımız, GÜRSEL YAYINEVİ ve
Bakkallar ve bayiiler Odası Başkanı Sayın Osman SOYOCAK' IN Oda adına
tüm ÇORUMLULARA armağanımızdır.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:6 25 Ocak 1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
21KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
SAYIN ÇORUMLU 2000 ABONELERİ
-
1997 yılının Haziran ayında yayımlamaya
başladığım ÇORUMLU 2000 dergisine birinci ilk altı aylık abone
olanların bu sayı ile abonelikleri bitmektedir.
-
İkinci bölüm abonelerin kayıtlarına
başlanmış bulunmaktadır. POSTA ÇEKİ 1260013 numaralı hesabına yada,
T.C. ZİRAAT BANKASI ÇORUM 0070 0003 003 5347 686 hesabıma veya Türkiye
İş Bankası 5150 30000 888600 Türkiye geneli posta veya dağıtım ücreti
dahil;
-
6 sayı, 3.000.000 12 sayı 6.000.000
Türk lirası. Türkiye Dışı Avrupa abonelik için posta parası dâhil altı
sayı,48 DM. On iki sayı için 96 DM. Yatırarak, dekontun fotokopisi ile
beraber yollayınız. Eski sayılarımızdan elimizde oldukça az kalmış
bulunmaktadır. İlk altı sayı ciltli olarak almak isteyenlerin
adresimize yazılı müracaatları gerekmektedir.
-
DERGİMİZDEN MEMNUN OLAN ve DERGİMİZE
YENİ ABONE olmak isteyen sayın okurlarımıza kolaylık olması için, bu
bölümün arka kısmında bulunan yeni abonelik kaydını doldurarak P.K. 32
ÇORUM veya Osmancık Caddesi Ölçek İş Merkezi 27/ 34 ÇORUM adresine
yollamanızı rica ederim.
-
İlginizden dolayı teşekkür ederim.
-
Mahmut Selim GÜRSEL. GÜRSEL YAYINEVİ.
-
BİLGİ: Bu talebim dergimizin basılan
bütün sayılarında yayımlandı. Fakat hiçbir zaman bu bilgi karşılığında
hiçbir katılım olmadı. Hiçbir zaman abone olmak için dergide bulunan
talep formunu doldurmadı!
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih
Ve Edebiyat Dergisi Ocak 1999 6.sayı
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:6 25 Ocak 1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
22KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- HEMŞERİDEN BİR KART
- 12.1.99
Göztepe İstanbul Türkiye Cumhuriyeti Posta idaresi mühürlü bir zarf
15.1.1999 tarihinde elime geçti.
- Açtım;
bir kart ve bir bildiri tarafıma gönderilmişti. Kartın özelliği genel
olarak, ilimiz folklor ekibinin bir elemanı olan, bir davulcu fotoğrafı
baskı ile çoğaltılarak kart haline getirilmiş olan bir vakıf adına
üstlenilmiş orta düzeyde baskısı olan bir kartçık. Ne yazık ki, kart
üzerinde bulunan şahsın en azından hemşehrimiz falan, fotoğrafı çeken
filan gibi ufak birkaç not daha bulunsa daha iyi olmaz mıydı?
- İçinde
bulunan yazıları aynen alıyorum:
- "Sevinç
ve üzüntünüzle ilgili duygularınızı aktarırken çiçek ya da çelenk
göndermeyiniz. Bunlara ayırdığınız parayı aşağıdaki hesaba yatırıp
bizimle ilişki kurunuz. Karşınızdakilerin ve Tüm Eğitim dostlarının daha
mutlu olduğunu göreceksiniz." Ve banka hesap numarası.
- Allah
Allah! Demek ki; ben sevindiğim zaman sevincimi paylaşmak için,
sevdiklerime çiçek göndermeyeceğim, bu hesaba para yatıracağım da
Karşınızdakilerin ve Tüm Eğitim dostlarının daha mutlu olduğunu
göreceğim. Karşımdaki her halde benim bu derneğe, mutluluğunu
paylaşacağım şahsın sevincini paylaşmak için çiçek parasını
bağışladığımın DÜŞÜNE yatacak, ya da GAİPTEN bilecek ve mutlu olduğunu
göreceğim!
- Ya üzgün
olan ahbabım veya aile dostum olan kişi. Zavallı zaten uykuları kaçacak
üzüntüsünden, bir de benim yaptığım bağışı rüyasında görecek. Hiç olacak
şey mi bu be hemşehrim? Evet ancak mutlu olacak olanların kim olacağı
belli.
- Şimdi ben
bu vakfa YARDIM ETMEYİN demiyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın!
-
Hatırladığım kadar zamanın behrinde, benim Ankara'da bulunduğum
yıllarda; bir vakfın güzelce yaptırdığı bozulmayan ve tekrar, tekrar
kullanılan metal çelengi vardı. Bağış yapan adı celenge yazılı kart ve
cenazeye ve yahut bir açılışa gönderilir, işi bitince de görevlendirilen
kişi tarafından çelenk alınarak vakfa getirilir tekrar tekrar
kullanılırdı.
- Şimdi bu
derneğimiz, paraları toparlayacak. Açılış yapan veya cenaze sahiplerine
acaba nasıl bilgi verecektir dersiniz?
-
Zannedersem; yeni yılın girmesinden 12 gün sonra yeni yıl kutlama kartı
gibi KISA bir zaman da mı bildirecek? Ha sahi! Ölüm çelengi bildirmesi
hiç olmazsa o vefat eden hemşehrimizin veya yakınlarının eline (Çorum'un
bilirsiniz 40'ı çıktıktan sonra geleneğimiz var ya) geçmesi
yadırganmaz da, açılış yapan bir hemşeh- rimizin 55 gün sonra (Aferin
yahu, şu adama bak. Açılışımıza eli boş gelmişti diye biz de günahını
almıştık.) Diye düşünür. Günahı alınan; bağış yapanın acaba günahı ne?
Siz bu günahın altına bir vakıf olarak girebildiniz?
- Bence
şöyle yazılsa daha iyi olurdu:
-
Vakfımızın bir şubesine giderek, çelenk veya çiçek için yapacağınız
masrafkarşılığı kadar bağışınızı makbuz karşılığında yatırınız.
Yatıracağınız bu ücret okuttuğumuz hemşehrilerimizin çocuklarına bir
katkı olacaktır. Sizin adınıza karşı tarafa anında bir kart ile veya
telefonla bilgi verilecektir.
- Şimdi
gelelim kartın öbür yüzünde, imzalı kısma: İmza sahibi olan Prof. Vakıf
başkanlığına imzasını gayet uygun buldum. Belki birisiniz biraz hat
çalışması ile uğraşmış, bir kere güzel sanatlar galerisinde, birkaç kere
de kütüphane haftalarında çalışmalarımı sergilemiştim. İmza bir padişah
TUĞRASI biçimine çok yakın, üç oval ve beş dik ve başlangıcı da cim
harfi. Yalınız; dikkatimi çeken, Prof. Hemşehrim de benim gibi imzasını
hep aynı atamıyor. Sonuç bildirgesinde cim harfi belirgin, kart ta ise
da ha başka cim harfi biraz daha içeride.
- Gelelim
yazının içeriğine: Aynen alıyorum:
- "Ulusça
çağdaş uygarlık düzeyine erişip onu aşabilmemiz, kültürel
kaynaklarımızın bilinçli eller altında sürekli beslenmesine olduğu
kadar, eğitimsiz ve bilinçsiz ellerce kurutulmamasına da bağlıdır. Bunu
sağlamanın en güvenilir yolu ise eğitimdir. İşte böylesi bir inançla,
her günü insan sevgisi, bilim, eğitim ve kültüre katkı dolu nice yıllar
diliyorum. Nice Cumhuriyet yıllarına saygılarımla. imza "
- Kusura
bakmayın ben sonradan dışarıdan orta ve liseyi bitiren birisi olduğum
için anlayışım oldukça kıttır. Ben şöyle anladım bu satırları :
- Demek ki
biz; ULUSCA ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE DAHA ERİŞEMEMİŞİZ.
- Öyle mi
acaba!
- Bu
hemşehrim muhakkak eski çağda yaşıyor, yada çağdaşlık ve uygarlığı da ha
tanıyamamış, ya da tanımak istemiyor veya çağdaşlığın ne demek
olduğundan haberi yok, kart bilgisayarda yazılmış, olmasına rağmen,
HALÂ; bilgisayar, bilgisayar programcıları, Internet üyesi on binler,
uluslar arası iletişim, özel ve Devlet televizyonları kanal kanal, her
türlü ulaşım, açık kalp ameliyatı ve her türlü ameliyatlar, özel
hastaneler ve devlet hastaneleri her türlü ilaç üretebilen fabrikalar,
birkaç dili ana dili gibi konuşan değeri bilinmeyenler, pırıl pırıl her
alan da dünyaya kendisini tanıtan ULUSUMUN fertleri, yetiştirip biz
faydalanamıyoruz alın siz meyvelerini yiyin diye dış ülkelere giden
yetiştirdiğimiz dehalar, dünya piyasalarına kafa tutan girişimciler,
bankalar, finans kurumları, tekstilcilerimiz, ithalat ve
ihracatçılarımız, toplum bilinciyle İtalya'yı dize getiren bir toplum
bilinci olan Ulusum, daha neler, neler. Sayfalar dolusu yazılsa
bitmeyecek çağdaş işler görenlerimiz varken, SEN TUT DAHA, ULUSCA
ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE ULAŞAMADIĞIMIZDAN DEM VUR.
-
Çağdaşlığı aşmamıza gelince; buna bütün kalbimle katılıyorum.
Çağdaşlığı aşmak için üniversitelerimizi çoğaltalım fakat,
yetiştirdiğimiz değerlere de sahip çıkalım. Onları beyin göçü dediğimiz
göçten kurtaralım ki bizleri çağdaşlık ötesine götürsünler. En azından
götürmeye çalışsınlar.
- Gelelim
kültür bölümüne: Bir ansiklopedide kültürü şöyle tanımlıyor: "Bir
toplumu niteleyen unsurların toplumun duyuş ve düşünüş ve sanat
ürünlerinin tümü" olarak nitelemiş. Yani; halkın bir kısmının
duyuş,düşünüş ve sanat ürünlerinin tümü. Hem halkın yaptığı hem de
akademik çalışmaları içeriyor. Benim kıt anlayışıma göre; Kültürü
yaratan, o yerde yaşayan, çalışan, üreten, ölen toplumlarca üretilir.
- Şu bizim,
hani XVIII. Yüzyılda yaşamış Rousseau: "Belli bir alanda birçok
kavramlara sahip olan, OKUMUŞ bir adam, yani UZMAN, toplumun yararlı bir
üyesi olmakla beraber, kültür terimi insanın kişiliğinin gelişmesi,
biçimlenmesi anlamınca, KÜLTÜRLÜ ADAM SAYILMAZ. Kültürlü insan önemli
olan kavramla ilgili ve teknik bilgi değil, ZİHNİ VE AHLAKİ
KABİLİYETLERİN HEPSİDİR." Diye tarif ettiğini fi tarihinde bir yerlerde
okuduğumu hatırlıyorum. Kültürün bir üniversitesi bence yoktur. Mesela:
Folklor üniversitesi, sadece amacı araştırmacı yetiştiren üniversite,
halk aşığı ve halk ozanı ile doğaçlama söyleyenleri yetiştiren
üniversite, mani söyleme bilmece sorma, ata sözü üretme, giyim kuşam
üniversitesi, edep ve saygı ve büyüklere saygı küçüklere sevgi
gösterilmesini öğreten üniversite, halk ilaçları, halk inançları
,bayramların kutlaması için gençleri yetiştiren üniversite ile
kültürün bir parçası olan gelenek,göreneklerle ve adapla ilğili, el
öpme, selamlaşma, özlenene sarılma,imece, çorap örme, halı dokuma, kilim
dokuma, oya örme, baş örtme, davet, ağırlama, misafire saygı, kahve
içme, yemek yeme, içki içme, söz kesme, beşik kertmesi, başlık parası,
nişan, düğün, lohusalık, çocuk görme, hasta ziyareti, cenaze defin
adetleri, mezarlıkları zi yaret, eş dost ziyareti,yürüme, davranış, hal
ve hareket, esnaflık adabı, ticaret adabı, konuşma adabı, susma adabı,
dinleme adabı, askere yolcu etme, askerden dönüşte karşılama, vb.
konuları içeren kültür ile ilgili hal ve hareketlerimizle ile örf ve
adetlerimizi yaşama davranışlarımızı öğreten üniversitelerimiz var da
ben bilmiyorum herhalde.
- Fakat
akademik eğitim görerek yapılacak kültürel eserler ve ürünler verecek
şahısların yetiştirilebileceği alanların bulunması gerekebilmektedir
Bunlar bence, kültürü inceleyecek bilim dallarını irdeleyecek elemanlar
yetiştirmek için kurulma ihtiyacı vardır.
- Bunlar;
etnoloji, sosyal antropoloji, sosyoloji vb. Dallar olabilir.
Eksikliklerim için okuyucularım cahilliğime veriversin.
- Bu
bilimler ise, kültür üretmek için değil; kültürel ürünleri incelemek
için olduğunu zannediyordum, ben öyle biliyorum. Bu bilim dalları da;
alışkanlıkların, yaşama biçimlerinin, ekonomik, politik, yasal,
pedagojik, dini,sanatlar vb. kuruluşların incelenmesi içindir. Kültür
bence yaşanılan yer ve zamanlarda, atalarımızın yaşadıklarını bu günlere
getirerek yaşatılması demek gibi geliyor. Ne dersiniz?
- Her
halde, sadece bir folklor ekibi kültür budur diyerek savunmak ve
dayatmak bence doğru değildir. Hele üst bir öğrenimi bitirince sen
kültürlüyüm demek ise sizce nedir? Kültürlü değil fakat, bilgiliyim,
liyakatlıyım demesi gerekmez mi? Kültür yaşanılan yere mahsustur.
- Çorum'da
yaşadıklarını da Çorum dışında yaşamak, yaşatmaktır. Bu nedenle Siz
belki farkında değilsiniz Çorum'da KÜLTÜREL KAYNAKLARIMIZ BİLİNÇLİ
ELLER ALTINDA SÜREKLİ BESLENMEKTEDİR. Bence Kültür. Sadece bir lokal
görünümünde olan,aranıldığı zaman çaycısı tarafından cevap verilen,
sözüm ona bir dernek olan yer yaşatamaz. Oraya sadece bir kahvehane,
bir sohbet yeri olarak gelinen mekan sahip çıkamaz. Kültüre ancak
yaşayarak, görerek sahip çıkılır ve öğrenilir. Eğitimsiz eller ise
sizin gibi kültür hizmeti gördüğünü iddia edenler olabilir mi acaba? Ne
adap bilinir, ne büyük sayılır, ne küçük sevilir, ne cenazeye saygı
vardır, ne bir sevince ortaklık vardır. Hep benim dediğim olsun. Benden
başka iyisini bilen yok zihniyeti ile hasbel kader bir grup kuran
birkaç kişi kültürü yaşatamaz. Yaşatmaya da gücü yetmediği gibi
kültürümüzü yozlaştırır. Bu gibi eller lütfen kültürümüzden elinizi
çekiniz. Siz bilimsel konuların peşine düşünüz. Kültürü yaşayanlardan
öğreniniz ve bilimsel olarak sadece inceleyiniz.
- Kültürü
yönlendirmeye hiç birimizin gücü ve kuvveti yetmez. Bu görüş yine hangi
zaman not aldığımı ve kaynağını hatırlayamadığım bir notu ha tırlattı
bana. Şöyle not almışım: "Ortaçağda ve Rönesans'ta bile KÜLTÜR hemen
hemen, yalnız SARAY adamının, SOYLUNUN, OKUMUŞUN tekelinde kalmıştır."
diyordu.
- Gelelim
şu son cümlelere: "...bilim, eğitim ve kültüre katkı dolu nice yıllar
diliyorum. Nice Cumhuriyet yıllarına saygılarımla."
- Ben
şüpheye düştüm. İki kere ve ikincisinde de “Cumhuriyet Yıllarına” sizce
ne demek. Ben Cumhuriyet karşıtı birisi miyim? Diye beni bile kendimden
şüphelendirdi. İki kere yeni yıl kutlaması acaba neyin nesi? Birinci
bölüm kutlamada: " ...bilim, eğitim ve kültüre katkı dolu nice
'Cumhuriyet' yıllar 'ı' diliyorum." Denilemez miydi? Şimdi gelelim
tarafımıza gönderilen kart üzerinde bulunan davulun analizine:
bilindiği gibi davul Türk Ulusun Milli çalgısıdır. Bilindiği üzere
askeri coşturan, yürüyüş düzenin sağlayan bir müzik aleti olmasıyla
beraber, geleneksel düğünlerimizin baş müzik aletidir. Davul coşturur,
çok ses verir fakat içi maalesef boştur. Tamam kabul ediyorum. Benim
yaptıklarım ses getiriyor fakat ne yazık ki, yazılanlar ve çizilenler
boş, manasını veresim gelmiyor. Ya da sen çalıyor, sen oynuyorsun
imajını da çağrıştırıyor. Bilindiği gibi, psikolojik dış vurumlar
şekillerle, hareketlerle ve sembollerle bilinçli ya da bilinçaltı dış
vurumdur. Seçilen kart bu bilinç altı seçimi olabilir, bilinçli olarak
ta gönderilmiş olunabilir.
- Kartın
arka kısmında ise bir not bulunmakta: "Bu kartın geliri Vakfımızın
Çorumlu öğrencilere verdiği burslara kaynak oluşturacaktır" denilmekte.
Acaba bana bu kartı yollayan başkan, acaba yeni yıl kutlamasına kaç
adet kart attı? Bu kartların parasını acaba derneğe ödedi mi? Posta
parası derneğin bütçesinden mi yoksa bu başkandan mı çıktı? Bu
kartların satılması için kaç kuruluşa bilgi verildi? Kaç kuruluş bu
kartları gönüllü olarak aldı? Merak bu ya, merak ediyorum?
- Tarafıma
gelen yeni yıl kartı ile tarafıma yollanan bildirgeyi mahalli bir
gazetemizde okumuştum.
- Geç gelen
kartla beraber,"Sonuç Bildirgesi" de tarafıma gönderilmiş ve Katılanlar
adına Sayın Hemşehrim Vakıf adına imzalamış.
- Bu
bildirgede öngörülen girişimler, 24 Kasım 1998'de bu güne 11 Nisan
1999'a kadar nasıl bir işlerlik kazandırıldığı hakkında kamu oyuna
bilgi verebilmemiz için tarafımıza bilgi lendirilmemizi ÇORUM 2000
Dergisi adına cevaplandırılmasını istiyorum.
-
Bildirgenin:
- 1.
Maddesi ile ilgili hangi girişimlerde bulunuldu?
- 2.
Maddesinde belirtilen 170 aşkın Çorumlu Bilim Adamı'nın "Hakimiyet
Gazetesi 23 Kasım 1998 İşte Çorum'un Gücü" yazısında isimleri bulunan 54
dışında kaç hemşehrimizi daha kazandınız?
- 3- Örnek
Üniversite hakkında nasıl bir çalışma yapıldığı?
-
4.Maddenin
-
1.Bendinde belirtilen seçeneklerin hangisinin seçildiği?
-
2.Bendinde belirtilen Derneğiniz bu işe talip olması sizce hangi
sebeplerden dolayı uygun görüldüğü ve derneğinizin birleştirici
girişimlerinin halen hangi seviyede olduğu, bu birleştirmeye
girişiminizin hangi aşamada olduğu, Derneğinizin Çorum'u tam olarak
(ilçe ve Köylerimiz Dernekleri dahil) ne kadar temsil ettiğini ve hangi
dernekleri bünyenize aldınız?
- Aynı
bendinin ikinci paragrafında bulunan ikinci önerinizin hangi aşamada
yine. Derneğinizle ilişkilendirme istediğinizin gerekçesi?
-
3.Bendinde Çorum veya İstanbul, Ankara,İzmir gibi geçici Kitaplıklar
niçin; Üniversitemizi kurduktan sonra bünyesinde yer alacak olan Çorum
İlahiyat Fakültesinin 1997 İstatistiklerine göre 12.100 Kitabı
bulunan Fakültemizde hangi sebeple toplanılması teklif edilmemektedir?
Yada, Meslek Yüksek okulu niçin teklifte bulunmamaktadır. Geleceğini
umduğunuz kitapların bir binada hapsedilerek Üniversite açılana kadar ne
işe yarayacağını?...
- Bu
konuları merak bu ya merak ediyorum.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:7 25 Nisan 1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
https://gurselyayin.com |
|
23KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- BİR YAZARIMIZA CEVAP*
- Bizim
dergimize yazılar yazma lütufunda bulunan arkadaşımızın yazısını
muhakkak okuyunuz!
- Kendisi
oldukça yetenekli, kılı kırk yaran bir mizaca sahip ve araştırmalarını
tecrübeleri ile birleştirmeyi başaran bir yazarımızdır. Bilirim,
bende bir şeyler karalamaya çalışıyorum. Araştırma yapmak, yazı yazmak
oldukça zor ve zahmetlidir. Fakat yazılan bir yazı yayımlanınca bütün
yorgunluklar unutulur. Bir sevinç ve gurur kaplar insanı.
- Hele bir
de yazısı birkaç kişi tarafından okunup yazara bir iki güzel şey
söylenirse tadından yenmez, yanında yatılmaz.
- 7. sayıda
yayımladığım yazısını almaya yanına gittiğim zaman, yazısının ses
getireceğini söyleyerek tarafıma verdi. Evet! Yazı oldukça açık ve netti
ve benden bu sesi getirdi.
- Yazı; hem
nalına, hem mıhına vuran bir tarzda yazılmıştı. Birinci taş "Çorum
Hakimiyet" Gazetesi ile "Çorumlu 2000" Dergisine nazikâne umduğunu
yazmış. Sonrada bir anısında köşe yazarlarının birisinin nasıl köşelik
olduğunu ima etmiş.
- Herhalde;
Çorum'da yayım yapan gazetelerin ve derginin, hangi şartlar altında
yaşamaya çalıştığını bilerek, şaka ile umduğunu yazmış. Verdiği
yazısının yayımlanacağını bile zannedersem ummuyordu ve bilirsiniz
derler ki: "Her şakanın yüzde yetmişi essahtır" biz de bu şakayı
İnşallah ileri ki yıllarda “essahlatırız”.
- Dergi
olarak birinci sayfada devamlı olarak “Bu sayıya yazı ve reklam vererek
katkıda bulunanlara Gürsel Yayınevi teşekkür eder.” Notum her halde 5
sayıdır yazarımızın gözünüze çarpmadı.
- Bu
yazının mutlaka okunması gerektiğin ve bilhassa "Çorumlu 2000" Dergisine
yazı veren arkadaşlarımızca da tekrar tekrar okunmasını ve tenkitlerinin
neler olduğunu, neler umduklarını açıkça beyan etmelerini, benim ve
okuyucularımın da o tenkidi bilmem gerektiğini düşünüyorum.
- Şimdi
gelelim yazarlarımıza telif ücreti verme işine! Abone olan
okuyucularımız görmüşlerdir. 1.sayıda: benim dışında 14, 2. sayıda 14,
3.sayıda: benim dışında 17, 4.sayıda: benim dışında 21, 5.sayıda:
- Benim dışında 22, 6. sayıda: benim
dışında 22 hemşerimiz yazı verme zahmetine girmişti.
- Telif
ücreti olarak istenilen birkaçbin dolar fiyata biz en azamisi olan
1000 doları esas alalım. Küçük bir hesapla 1000 dolardan 1. Sayıda
14.000 dolar, 2. Sayıda 14,000 dolar, 3.sayıda 18,000 dolar, 4.sayıda da
21,000 dolar, 5.sayıda 22,000 dolar, 6,sayı da 22,000 dolar
toplam111,000 dolar, derginin çıkmasından bu güne ortalama dolar kurunu
360,000 olarak düşünürsek: 34.200.000.000 Tl. etmekte. 6 sayı toplam
dergi'nin tamamını sattığımızı düşünelim 3,000,000,000 Tl. ediyor. (
Dergimizin toplam satışı pek çoğu maliyetine, bazıları yazar ve
çizerlerimize 3-5 adet, reklam alma umuduyla her sayıdan 60 - 100
birazda artan ile tamamına yakını dağıtılıyor fakat acaba kaç tanesinin
parası alınabiliyor acaba?
- Neyse...
- Telif
ücreti olarak 33 milyar ver, gelir olarak ise 3 milyar al. Ne güzel
ticaret değil mi? 6 dergi basımı ise, nasıl olsa dolandırılacak birkaç
matbaa ile birkaç kağıt satıcısı ile birkaç renk ayrımcısı nasıl olsa
Türkiye'de bulunur.
- Evet...
- 7 .
sayımızda yazarımızın kurumunun reklamına her halde 200,000 dolar
reklam parası verir de yaklaşık 72.000.000.000 kazanır, hem dergiyi
bastırır, hem telif ücretlerini verir hem de dergimizin önünü
rahatlıkla açarız.
- Fakat
Çorumlu 2000 olarak benim daha akla yakın gelen iki teklifim var.
Bunlardan birisini seçmekte özgürsünüz.
- Ne
derseniz?
- Dikkate
alır mısınız?
- 1-
Yazarlarımızın ve çizerlerimizin pek çoğu bilirler. Önceleri bizim
gibi mahalli basınlarda boy gösterirler, sonra da yazıları ile
yükselerek büyük tirajlı dergi veya bir gazetede köşe yazarı olur 45-
- 50.000 dolar alırlar ve yükselirler,
bizlerde gurur du yarak; ”Bak!” şu yazar var ya, zamanın behrinde fi
tarihinde bizim dergimiz gazetemizde yazıları çıkardı diyerek
kulaklarını çınlatırız.
- 2- Ya da.
Her yazınız yayınlandıkça yayınlayan o yere birkaç on bin dolar
yazılarımız yayınlansın diye üste verirsiniz.
- Bu
önerilerin hangisini seçersiniz?
-
Hangisini,dikkate alırsınız?
-
Saygılarımla.
- * Atilla demem samimiyetimdendir.
Sevgilerimle.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:7 25 Nisan 1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
24KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
GÖREVİMİZE DEVAM!
-
Çorumlu 2000 Derginiz. Yani; Çorumluyum
diyenlerin bu dergisi; Büyük güçlükleri de aşarak şu anda elinize
geçmiş bulunmaktadır.
-
Yazarlarımızın büyük özverilerle
ulaştırdıkları yazıları, elimden geldiği kadar bu güne kadar titiz
davranarak bilgisayarımda hazırladım.
-
Derginin basım ve renk ayrımı
işlemlerini Ankara’da yaptırdım.
-
Bir Çorumlu olarak, Çorumlu 2000’in
ailesi görevlerini, kendine düşen çalışmalarına devam ediyor.
-
Bizler bu dergi için emek ve
mesailerimizi bir araya getirerek siz okurlarımıza ufakta olsa bir
şeyleri ulaştırdığımızın bilinci içindeyiz.
-
Siz; okurlar olarak da, elinizden
geldiği kadar derginin bu çabasına öyle veya böyle katkılarınız oldu.
Bu katkılarınız ÇORUMLU 2000’i bu günlere getirdi.
-
Dergimizi bin bir emekle sizlere sunan
bizler, Çorum’u tanıyor, tanıtıyor ve tanıtmaya davam edecek.
-
Bizleri; kendilerini bilmeyenler
tarafından ayırmaya çalışıyorlar.
- Ben bu
kişileri gayet iyi biliyorum.
-
Yazarlarımızda kendilerini gayet iyi
bilirler.
-
Belki ileride bu kişileri, sizlere yeri
geldikçe, dilim döndükçe, bilgisayarım yazdıkça siz okuyucularımıza da
tanıtacağız.
-
Bütün sıkıntılara rağmen! Yine bir sayı
daha çıkartarak sizlere ulaştık. Hepsi ÇORUM için.
-
Okurlarımıza; yazarlarımın adı adına da
bu dergiye gösterdikleri ilgiye teşekkür ederek 8. Sayımızı da
görüşünüze sunuyoruz.
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:8 25 Mayıs 1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
25KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- NEVRUZ
- Türk
Dünyası ile tarihte Türklerle komşuluk eden milletlerin birçoklarında
başka adlarla da anılan veya kutlanan baharın ilk günü kabul edilen
Nevruz, baharın ilk günü sayılan 21 Mart günü kutlanır.
-
Geleneksel olarak kutlanılırken bazı ke simlerce ideolojik olarak
kutlanmaya çalışılma çabaları içerisine alınmak istenen Nevruz için bazı
kaynaklardan alıntıları size aktarıyorum:
- Nevruzun
tanımları ise: Ferit Develioğlu'nun hazırladığı Osmanlıca Türkçe
Sözlükte: "Yeni gün güneşin koç burcuna girdiği gün olup, Rumi Martının
dokuzuna rastlar. İlkbaharın başlangıç günü",
- Okyanus
Ansiklopedik Sözlükte: " Eski bir İran takvimine göre yeni yılın ve
ilkbaharın başlangıç günü (22 Mart) Nevruz günü kırlara çıkılarak
yapılan bayramı Celaleddin Melikşah 'ın düzenlediği takvime göre
yılbaşı sayılan gün. Türk musikisinin en eski makamlarından biri.",
- A.Yetkin
ve diğerleri Osmanlıca Türkçe Sözlükte: " Baharın ilk günü sayılan ve
güneşin Hamel (kuzu) burcuna girdigi 22 Marta rastlayan gün. Bu tarihte
gece ve gündüz müsavi olur. İranlıların yılbaşısıdır",
- Meydan
Larousse de : Eski İran Takvimine göre yeni yılın ve ilkbaharın
başlangıç günü..”
-
Yukarıdaki ifadeleri birleştirirsek: Nevruz kısaca baharın ilk günü ve
gece ile gündüzün müsavi olduğu anlaşılmaktadır.
- Mustafa
Aksoy Yeni Türkiye 97/15 447. S. ise: Nevruzun ağız farklılıkları ile;
Azerbaycan'da "Novruz" veya "Noruz", Başkurt Türkçesinde "Nawruz", Kazak
Türkçesinde "Navruz", Çuvaşistan'da "Naraz", yine Çavuşça hazırlanan
bir sözlükte de aynı kelimenin Tatarca "Nanras" (Martı ifade eder
anlamında) ....Diğer taraftan etimolojik anlamı "Yılbaşı" kavramı değil
de " Yeni gün"ü ifade etmektedir. Demektedir.
- Nevruzu;
bayram olarak incelersek:
- A. İnan
Türk Dini Tarihinde: "Eski Türkler ve bilhassa Hunlardan beri ilkbahar
ve güz aylarında bayramlar kutlarlardı. İlkbahar bayramına 'Örü Sara'
sürülerin otlamaya çıkartma ayı denilir ve 9 Mayısta yapılırdı. Güz
bayramı ise 'Soğansara' ak ay bayramı denilir ve 28 Ağustosta
kutlanırdı.
- " D.
Zapçıoğlu Cumhuriyet Gazetesi 23 Haziran 1993 : "Almanlar da Gündönümü
Bayramı (Sonnen wendefer) diye bilinen, Cermenlerin Hıristiyanlık öncesi
kültürlerine dayanan bahardan yaza geçişte kutlanan bayramları vardır"
-
Kazakların meşhur halkbilimcisi Karmışeva ya göre: "Nevruz tüm Orta Asla
ve Doğu Milletleri tarafından kullanılan bahar bayramıdır, yeni yıl
demektir.
- "Kırgız
tarihçisi Anvar Baytur "Kırgız Kültürü" adlı gazetede: "Kırgızların
adetlerine göre Nevruz Bayramı Kuzu yıldızının görünmesinden bir gün
sonra 21 Mart günü kutlanmakta"
- Fuat
Köprülü Hayat Mecmuası 18.sayı: "Nevruz Milli Bayram addedilerek tes'idi
şüphe siz eski İran ananelerindendir. Mu'ahharan İslâmiyetin İran'da
intişar ve tekarüründen sonra bu ananenini devamı ise, galiba 'Şiilik'
sayesinde olmuştur. Bugün yalnız İranlılar değil Şii mezhebindeki
Türkler de Nevruzu bayram addetmektedirler.”
- Yeni
bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetlerinde "Bahar Bayramı" olarak
kutlanmaktadır. 991 tarihinde Kırgızistan ile Türk menistan
Cumhuriyetlerinde "21 Mart Nevruz Bayramı" resmi bayram olarak
kutlanmaya başlanmıştır.
- Bu
tanımlara göre de; Nevruzu bahar bayramı olarak kutlanması ve tabiatın
uyanması ile ilgili olarak bir şenlik olarak kutlanılmakta olduğu
görülmektedir.
- Son
olarak Firdevsinin Şahnamesinde (Mustafa Aksoy Yeni Türkiye 97/15
461.S. ) Nevruz: ".....Güneş koç burcuna girince, dünya bir güzellik ve
tazelik kazandı..... cihan padişahı, akıllı ve adaletli Huşeng saltanat
tacını başına koydu, büyük babasının yerine geçti.... Araplar taşı
kendilerine nasıl mihrap ettilerse, onlarda güzel renkli ateşe karşı
tapınırlardı. Taşın içindeki ateş onun sayesinde meydana çıkarak, bütün
yer yüzünün aydınlattı. Bundan sonra Huşeng, ateşi kıble yaptı. Kendi
kendine; bu tanrının nurudur. Aklın varsa buna tapınmalısın! Dedi.
-
Saltanatın büyüklüğüne uygun bir taht yaptırdı. Onu bir çok mücevherle
süsledi... (Huşeng'in oğlu Cemşit ) Buyruk sahibi padişah o tahtın
üzerinde havanın ortasında parlayan bir güneş gibi oturdu.... Cemşid'in
üzerine mücevherler saçtılar ve bu güne Nevruz adı verdiler. Yeni yılın
ilk günü olan Fervadin ayın birinci gününde insanın vücudu zahmet ve
kinden kurtulup ileri gelenler, bu günü sevinçle kutlamak için şarap ve
çalgı getirttiler, çalgıcılar toplandılar. İşte Nevruz denilen bu
mesut gün o zamandan, o padişahtan yadigar kalmıştır.”
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:8 25 Mayıs 1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
26KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- YIL 1998 MAYISIN 27 Sİ
- Bir iş
yeri açıldı. Ne yapacaktı burada bu adam? Ne işe hizmet verecekti? Ne
idi bu Yayınevi ? Nereden çıkmıştı, ne idi bu? Bir sürü sualler soruldu
meraklılarınca.
- Aradan
birkaç ay geçince bir dergi doğdu bu Yayınevinin bünyesinde. Biraz
farklı bir üslup ve yazar topluluğu ile Çorum okuyucusunun karşısına
çıktı. Bir tanıtım toplantısı ile dergi Çorum’a tanıtıldı. Birçok
tanıdık sima toplantıda bulundu.
- İşte bu
gün,bu dergi 9. Sayısı ile yine okurunun karşısında.
- Ne güzel
tenkitler geldi bu güne gelene kadar bu dergi ve benim için.
- Neler
söylenmek istendi de yazıya dökülemedi. Ne yazık ki; bir medeni cesaret
sahibi çıkıp ta yazılı olarak tenkit yönetemedi.
- Dergi
için neler dediler, neler söylediler, neler istediler? Siyasi yazılar
vermek isteyen, bizi siyasi dergi yerine koyanlar çıktı. Bizlerin
arasına nifak sokmak istediler, olmadı. Yazarlarımı koparmak istediler,
olmadı. Derginin önüne takozlar konuldu kimse gark etmedi. Frenlemek
istediler yine de olmadı.
- Ne
vaatler verildi bilseniz? Neler, neler yaparız dediler de iş ciddiyete
binince söz verenler ortalıkta görünmediler.
- Ne reklam
vereceğiz diyerek ayaklarına, beş, on kere çağıranlar, benimle bir güzel
dalgalarını geçtiler. Ne kadar dergi dağıttım,ne kadarının parasını
aldım, acaba kaçı borcumuz ne kadar dediler? Bu cevaplar bende saklı.
- Olsun
kırılmadım. Çünkü ben bu dergiyi birkaç kuruş para için çıkartmıyorum!
-
Klişeleşmiş bir söz ile satırlarıma son veriyorum. “Çorumlu 2000 olarak
yıkılmadık ayaktayız”
-
Saygılarımla.
- Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:9 25 Haziran
1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
27KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUM’UN İKİ YÜZÜ
- Çorum her
bakımdan oldukça iyi ve güzel gözükse de, pek çok eksikliklerimiz ile
yoksulluklarımız bulunmaktadır.
- Sizlerle
Çorum’un iki resmini iyice incelemenizi düşmenizi istirham edeceğim.
- Görüldüğü
gibi resmimizin bir tanesi oldukça yeşil ve ferah bir Çorum’u
görüntülemektedir. Ya diğer resim ise; bir betonlaşmanın neresinde
olduğumuzun bir resmidir.
- Bizler
için, gençler için, çocuklar için acaba hangi resmin daha iyi ve güzel
bir miras kalacağının söyleyebilirsiniz? Her halde rengarenk, yemyeşil
görünen gözüken, Çorum’u tercih edeceğinizden adım gibi eminim.
- Bu ay
içinde, ÇEVRE GÜNU kutladık. Çevre diyince acaba, sadece yerlerin
temizliği aklımıza gelmekte? Bence sadece dış görüşün temizliği ile
ilgileniyoruz gibi geliyor. Ne dersiniz?
- İlk
olarak bu normal gibi gelse de, çevrenin tamamı yaşanılan ve yaşamaya
çalıştığımız her şey bunun içine girmesi gerekmez mi? Tabii ki bunların
en önemlilerinden birisi olan, yeşillik, yeşil alan kuşağının önemini
hatırlatmama gerek var mı? Eğer biraz düşünür ve araştırırsak bir ağacın
ne kadar oksijen üreterek havamızı rahatlattığını kolaylıkla
bulabiliriz. Bir ağacın kıymetini o zaman anlarız.
-
Sanayileşmiş, sosyal refah açsından çok güzel fakat, bizden önce bu
sınavlardan geçmiş ülkeleri alıcı gözle incelememiz lazım gelir
kanaatindeyim.
- İlimiz
sadece, kış kirliliği yaşamamaktadır. Yaz kirliliği ise gündüz fazla
gözükmemekle beraber, çevrelerin sabah ezanında bir gün Samsun yoluna,
bir gün de Ankara yoluna doğru ve bir gün de İskilip yoluna doğru
yürümelerini sağlık veririm. Bu yolların güzergâhlarını fazla uzak
değil, bin beş yüz metre kadar tutmaları yeterlidir. Eğer bu dediğim
yollarda biraz etrafa ve havaya dikkat edecek olunursa nelerden
bahsettiğim, neleri anlatmaya çalıştığım ortaya çıkacaktır.
- Gelelim
yerleşim yerlerimizle beton yığınlarına. Gördüğüm kadar, (Tv. ve
sinemalar ile dergilerden ) Avrupa da beton yığınları içerisine gömülmüş
olmasına rağmen, yeşillikler içerisinde bu yığınları aralamışlar ve
yeşillikler içerisinde birer biblo gibi görünmesini sağlamışlar.
- Bizde ise
tersi yapılarak, apartmanlar adeta, birbirlerini kucaklamış,
birbirlerinin içerisine girmiş durumdadır. İyi bir atlayıcı balkondan
balkona kolayca atlayabilir.
- Bu güne
kadar yapılanlardan kurtulmamız imkansızdır. İlimizin değil ülkemizin
maddi gücü buna yetmez. Fakat; bundan sonra yapılacak binalar için, bir
kısıtlama getirilmesi imkansız değildir. Bu Çorum ve üIke hepimizin. Bir
yaşamlık ömür için, rantiyecilerin tuzaklarına düşmemiz, geleceğimizin
yok olması ile eş değer taşıyor görüşündeyim. Biraz daha az paraya önem
verilir, biraz daha yeşilliğe yönelirsek her şeyin yoluna gireceğini
görmemek için hiçbir sebep bulunmaz.
- Çevremiz
için havanın önemi kadar, suyun da pek çok önemi bulunmaktadır. Yine
araştırırsak, bir insanın bir günde tükettiği su miktarını bütün kaynak
eserler yazmaktadır. Bu yazılanların anlaşılmayacak bir tarafları da
bulunmamaktadır. Su ile hayat olmayacağı gibi, kirletilen yer üstü ve
yer altı sularımız azalmaktadır. Bir çok kimyevi madde kullanan sanayi
dalımız mevcut olup bunlardan hiç bininin arıtma tesisi tam manasıyla
var olduğunu zannetmiyorum. Belki de hiç yok, lüzum da görülmemiş
düşüncesindeyim.
- Diğer bir
kirlenme ise;ses ile yapılan kirlenmedir Hiç çocuklarınızın duymakta
zorluk çektiklerinin farkına vardınız mı? Hiç dikkat etmediniz değil mi?
Araçların, satıcıların, Tv. lerin, radyoların, bilgisayarların, ses
yüksekliği hiç dikkatinizi çekti mi? Toptan duyma yeteneğimizi kaybetmek
üzereyiz.
- Bir de
hiç farkına varmadığımız, haberdar olmadığımız en büyük kirlenmelerden
birisi var ki burada bahsetmeden edemeyeceğim. Bu kirlenmeyi maalesef
beş duyumuzla hissedemediğimiz, fakat altıncı duyumuzla bizleri
etkileyen bir frekans kirlenmesinin etkisindeyiz. Bunların başında Tv.
Yayınları, radyo yayınları, telsiz yayınları ile bu günlerde hemen hemen
hepimizin kullandığımız cep telefonların yaydığı frekans yayımı ile
etkilenen hepimiz.
- Bu
kirliliklerle mücadele ederken bazıları bu kirliklerden menfaatler
sağlıyor.
- Bizler
bunları emanet olarak gelecek kuşaklardan aldık. Bu emanete hıyanet
etmeyelim. İleride bizleri anarken çevreyi kullanan atalarımız, bizlere
bu yeşilliği, bu suları,bu havayı bırakmışlar dedirtelim. Gaz maskeleri
ile dolasan, kimyevi arındırma ile kullanma suyu elde eden, ağaçları
sadece resimlerinden tanıyan bir kuşak olmasın İlimiz ve ülkemiz.
-
- Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih
Ve Edebiyat Dergisi Sayı:9 25 Haziran 1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
https://gurselyayin.com |
|
|
28KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ZAKKUM ÇİÇEKLERİ
Mazlum Kenan KÖSTEKÇİ
- Bu
sayımızda iki yazarımızın rahmetli Mazlum Kenan Köstekçi’yi anlatmaları
ile rahmetlinin ölüm yıldönümünün 63 yılında sizlere tekrar bu
ızdırapların çocuğu olan hemşehrimizin kitabanı tanıtmak istiyorum.
- Gerekli
yazılar Sayın Ümit Uzel ile Muzaffer Gündoğar’ın yazılarında anlatılmaya
çalışılmaktadır.
- Zakkum
çiçekleri şiir kitabı maalesef zamanı da basılmış, fakat bu günlerde ise
Çorum’da sadece birkaç meraklısının elinde kalan bir yapıttır.
- Şayet
ilgi duyarlarsa rahmetli hemşerimizin bu gün yaşamakta olan
akrabalarının onayları ile ZAKKUM ÇİÇEKLERİNİ bu yıl içerisinde tıpkı
basım olarak yeniden GÜRSEL YAYINEVİ çıkararak yayımlamak
düşüncesindeyim.* Sayın hemşerilerimizin de akrabaları ile ilişki
kurarak benim bu dileğimi gündeme getirirlerse onlar da kendileri adına
bana yardımda bulunmuş olurlar.
- Sizlere
bu şiir kitabından birkaç şiirini yayımlamakla sizlere onu anlatmak
istiyorum.
- BAŞLIKSIZ ŞİİRİ:
- Sönüp giden gençliğin içimdeki
yanında,
- Bugün bir rüya olan maziyi
hatırladım...
- Neşeli ve aydınlık çehreler arasında,
- Ta kalbim sızlayarak dolaştım,adım
adım...
- Runuhumdan sarholuşuğu fışkırdı
hayatın,
- Çılgınlık içkisinin bazan gümüş
tasıydım;
- Kavrardım yelesini şahlanan genç bir
atın,
- Bir neş‘e zincirinin ben de bir
halkasıydım...
- En acı hakikati yaşarken bile bile,
- Dumanlı gözlerimden perdeler
sıyrılıyor;
- Dostlarım;ruhunuzdan boşlan neş’e
ile,
- Hafızamda ansızın bir vazo kırılıyor.
- En küçük ümitlere bağlanıp
gözlüyorum,
- Ömrümde tomurcukken yanıp salan
günleri.
- Bir sila hasretiyle tutuşup
özlüyorum;
- Tekrar nasıl yaşarız;rüya olan
günleri ?..
- Bayazit; 26/3 /936
-
- BİR BAHAR GÜNÜ BEN DE
- Baharın tazeliği süslerken yamaçları,
- Bir şifa ümidini ruhuma sunacağım.
- şafağın pembeliği öperken ağaçları,
- Bu fışkıran bahardan teselli
umacağım.
- En ışıklı günlerde artık bitmiş
olarak,
- Asabi ellerimle saçlarımı yolarak,
- Bir öksüz çiğdem gibi boynu
büküksolarak,
- Gözlerimi bir bahar gününde
yumacağım.
- Haydarpaşa; 12/3/936
-
- DUMANDAN MISRALAR
- Tatlı sıcak bir duman yayılıyor
içime,
- Gözlerim yaşayışı başka türlü
görüyor,
- Bu dumanlı düşünceme ince ağlar
örüyor..
- Bu dumanı, hayatımı soktu başka
biçime.
- Dağınık saçlarımı, öpüp kucaklıyor,
- O kadar kanındaki sıcaklığı
taşıyor...
- Ben de kalbine kadar girip
sokulabilsem
- Bir duman kadar olsun içine
dolabilsem.
- Ne çıkar savursaydın beni de hatka
hatka;
- Belki ancak o zaman dudağımdan öper
de,
- Ve sonra gözlerinde toplanır perde
perde,
- Sır (Silüet) çizerdim ruhunda dalga
dalga.
- Haydarpaşa; 29/2 /936
-
- * Benim dergimde ZAKKUM ÇİÇEKLERİNİ yeni
basımını yaptırma teklifim için bana hiç bir bilgi ve müracaat olmadı.
Daha sonra yazıda ismi geçen ve dergimin yazarı ZAKKUM ÇİÇEKLERİNİ yeni
basımını yaptırdığını. bana da bu kitabı vermeyi düşünmediğini buradan
beyan ederim.
- Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:9 25 Haziran
1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
29KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
-
- BİR
YIL ARKADA KALIRKEN BU DA GEÇER DİYE, DİYE!
-
Bu ay; yani Temmuz 1998 tarihinde,
Çorumlu 2000’in “ilk sayısını” Çorum’da bazılarımız merak bazılarımız
da heyecan içinde basıldığı matbaadan gelmesini bekliyorduk.
-
Bu sefer de; bu ayda, içimizde bazı
eziklikler bulunmaktadır. Biz bir ay sonra, bir önceki ayda Çorum’da
olacak KÜLTÜREL etkinlikleri ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEK gibi bir amaç için
gerçek bir heves içindeydik. Fakat!
-
Bu istekliliğimiz ilk sayımızda davet
edildiğimiz “Osmancık Zeytin Deresi” Şenliklerini tanıtmakla
gerçekleşti. İkinci ayımızda ise Dergimizin tanıtım toplantısını
ebedileştirdik. Üçüncü sayımızda davet edilmememize rağmen,
yazarlarımızdan Ağabeyim Metin Kalyoncu “Panayırdan Festivale 6.
İskilip Kültür ve Tanıtım Şölenini (Şölenle ilgili gelen 8 resmin
Sponsor bulamadığımızdan siyah beyaz bir fotoğrafı ile) tarihin
arşivindeki bölümüne tozlu rafındaki yerine gönderdik. Dördüncü sayıda
ise davet edildiğimiz “Alaca Höyük Kültür Şenliklerini”n tanıtımını
Ağabeyim Dr. Ali Emiroğlu’ndan istedim ve böylece dergimize de bu güne
kadar yazılı fikirleriyle katılan bir yazar kazanmış olduk.
-
Yine bu sayıda Ağabeyim Oğuz
Leblebicioğlu’nun girişimleri ile; dergimizin bu günlere gelmesine
katkısı olan ve bu dergi yaşadıkça da minnettarlığımın azalmayacağı
“AYGAZ”ın sponsorluk sayılabilecek reklam katkılarını almış olduk ve
aynı sayıda Cumhuriyetin “75. Yılı” Logosu ile beraber Çorum Bakkallar
ve Bayiler Odası Başkanı Osman Nuri Soyacak ile görüşmemizde Odaya
Dergi maliyeti karşılığı Oda adına ilave vermek ve Odaya kayıtlı
Bakkal ve Bayilere ücretsiz dağıtılmak üzere görüşüldü. (Üç sayı süren
bu anlaşma Odanın tamam demesi üzerine ertelendi)
-
Altıncı sayısında Sayın Valimizin
Valilik ve Kaymakamlıklarda bulunan Dokümantasyon Merkezlerine
Dergimizi abone etti.
-
Yine aynı sayıda sayımızda Gürsel
Yayınevi olarak açtığımız 1.Çorum Liseler Arası Kompozisyon
yarışmasını sonuçlandırdık.
-
Ödüllere katkıda bulunan Çorum
Saatçiliğe, Sayın yazarımız Türkiye Gazetesi Çorum Temsilcisi Ahmet
Aşık'a, yazarımız Ahmet Serin hocama, yazarımız ve Diyanet Vakfı
Yayınevi Müdürü Ali Osman Geylan'a (burada çok geç olsa da bir özür
dilemek zorundayım Sayın Ali Osman' dan dergimizde ödül alanlar
ve ödüllere katkıda bulunanların içinde büyük bir hata ile kendisi
ve kurumu için bilgi vermemiş olmanın ezikliğini bu güne kadar
içimde hissettim. Bu bir gerçektir.) Çalışmalarını indirimli olarak
Yayınevimize veren Muzaffer Gündoğar'a ve o dönemin Milli Eğitim
Müdürü Metin Topkaraoğlu'na teşekkür ederim.
-
Yedinci sayıyı maalesef yayımlanması
Türkiye'yi etkileyen ekonomik kriz yüzünden ben de etkilendim. Dergimi
bir sayı geciktirmek zorunda kaldım. 7-8 sayı numarasını aynı dergide
vermeyi düşündüysem de (dergimize abone olup parasını veren
okuyucularımıza durumu izahta zorluk çekerim gerekçesiyle) uygulamaya
koyamadım. Kompozisyon etkinliğini de yedinci sayımızda yayımladık.
-
Aynı sıkıntıyı da sekizinci sayıda
yaşadım ve 20 gün geç kalmasına sebep oldu.
-
Çorum festivali bünyesinde Gürsel
Yayınevinin de ufak bir katkısı olmasını istedim. Kültür Müdürü Sayın
M. İdil'e Çocuk Tiyatrosu etkinliğinin olup olmadığını sorduğumda:
Bir çocuk oyunu olduğunu söyledi. Bende bir çocuk tiyatrosu önerisinde
bulununca yüzüme hayretle baktı. Müdür Bey, festival komitesi ile
gerekli girişimlerde bulunursanız bende Samsun AYGAZ Çocuk
Tiyatrosu'nu isterim dedim. O gün Samsun'u aradım ve olumlu cevap
aldım ve ertesi gün tekrar Sayın İdil'in yanına gittim. Çocuk
Tiyatrosu istekte bulunmanız takdirde ÜCRETSİZ olarak gelmeyi kabul
ettiğini söyledim ve Samsun'un telefonunu verdim.
-
Yanımda verdiğim telefondan Samsun’u
aradı, konuştular; yatacak ve yiyeceğini karşı lamayı ve hatta karşı
taraftan istenmediği halde Samsun'dan grubun otobüs ve dekorların
getirilmesi için söz verdi ise de Samsun ağırlanma ve konaklama bizim
için yeter dedi.
-
Ben; Dergi için çalışmalar yaptığımdan
konu ile ilgilenemedim. Festivale iki hafta kala Belediyeden bir
arkadaş ile ayaküstü konuşurken AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosunun davet
edilip edilmediğini sorduğumda, yer yokluğundan Sayın Başkanımız gerek
yok demiş olduğunu öğrendim. Ertesi gün Kültür Müdürü Sayın İdil'i
telefonla aradım, Ankara'da olduğunu söylediler. Birkaç gün sonra
makamında görüştüm ve AYGAZ Samsun Çocuk Tiyatrosu'nun davet
edilmediğini söylediğim zaman. "Hayır! öyle bir şey yok. Tiyatro
gelecek, gerekirse ben Özel İdare karalı ile gelenleri ağırlarım“
diyerek bizi teselli ederek yolladı. Festival günü geldi geçti. Tabi
ki AYGAZ Çocuk tiyatrosu gelmedi. Çorum çocukları, bir tiyatro
oyunundan mahrum oldular.
-
Çizerimiz Sayın Uğur Pamuk'un Karikatür
sergisinin açılışında Kültür Müdürü Sayın İdil'le görüştüm. Tiyatronun
gelmediğini sebebini sordum. Bana: Hayır AYGAZ Çocuk Tiyatrosu geldi
ve oyununu sergiledi dedi.
-
8 Temmuz günü Samsun AYGAZ'a
gittiğimde, Tiyatro için teşekkür ettiğim zaman şaşırdılar. ÇORUM'DAN
TİYATRO İÇİN ÖN GÖRÜŞME YAPILDIĞINI FAKAT YAZILI TALEPTE
BULUNULMADIĞINI SÖYLEDİLER. Samsun'dan dönünce Kültür Müdürlüğüne
gittim, Sayın İdil izine ayrılmıştı. Belediye ye giderek festival
çalışmalarında bulunan arkadaşa sordum, talepte bulunulmadığını
öğrendim.
-
Acaba; Sayın İdil nasıl yanıldı veyahut
yanıltıldı?
-
Niçin Başkanımız BEDAVA Çocuk
Tiyatrosunun gelmesini istemediler?
-
Bu güne kadar böyle bir sponsorluk
acaba Çorum’a yapılmış mıydı? Bu olay için:
-
Ben; ÇORUMLULAR ADINA AYGAZ' DAN DERGİM
ARACILIĞIYLA ÖZÜR DİLİYORUM .
-
Hem de binlerce defa. Benim bir
telefonumla Çocuk Tiyatrosunu hiçbir karşılık beklemeden göndeririz
diyenden, hem de AYGAZ ailesinden ilimiz adına binlerce kere tekrar
tekrar özür diliyorum.
-
Dokuzuncu sayımızda zamanında gelmesine
rağmen, maalesef iki sayımız gecikti. Birinci yıl dönümümüzü elinizde
bulunan bu sayının yayımlanmasında kutlamak istedimse de, yazarlarımın
bir çoğunun tatile gitmeleri sebebi ile İnşallah 12. Sayımızın
yayımlanması ile kutlarız.
-
Bir yılımız, işte kısaca böyle geçti.
BİR YIL ARKADA KALIRKEN; BU DA GEÇER DİYE DİYE (!)
-
Dergimizin yaşaması için yazı vererek
katkıda bulunanlara, reklamları ile dergimizi destekleyen
hemşerilerimize, dergimiz çıktığı an hemen yer vererek Çorumlulara
bildiren Çorum HAKİMİYET Gazetesine ve dergimizi okuyanlara teşekkür
ederim.
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:10 25- Temmuz
1999
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
30KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- YAZARIMIZIN YENİ YAZISINA
CEVAP
- Yazım
hataları ve hesaplama sonuçlarının analizi Evet. İşte bir yazı ile
sizlerle buluşma imkanı bulabildik ve ilk defa DERGİMİZ hakkında sözlü
değil de yazılı bir tenkit alabilmenin mutluluğunu buldum.
- Birçok
kişiden birçok tenkit almıştım. Bu tenkitlerin yayımlanması mümkün
değildi. Gerekçesi ise; sözle yapılmış olmasından dolayıdır. Tenkidi
yapanın ileride bunu ben söylemedim demesi alışılmış inkarlardan
olmasından dolayı, yazıya dökmek; büyük bir gemiyi bir kişinin
akıntıya karşı kürek çekmesinden farkı yoktur. (Sakin suda en büyük
bir gemiyi bile bir kürekle biraz da olsa ilerletmek mümkündür. Geçen
yıl bir sporcumuz; Kıbrıs'ta yüzerek büyükçe bir gemiyi çekmişti.
Bizde bir şeyleri çekiyoruz.)
- 7.
paragrafta kıymetli yazarımız: "Sayın Gürsel,
- 6.
paragrafta 'nazikane umduğunu derken,... Yazarımıza lütfen bahsi
geçen sayımızda yayımlanan yazısını dikkatlice okuması nazikane
öneririm. Nazikane dememin gerekçesi ise sorduğunuz soruya yine
nazikane bir cevap vermişiz.
- Yine;
7. paragrafta kıymetli yazarımız: benim yazımdan:
- "... 7.paragrafta 'Şaka ile
umduğun' tabirini kullanmaktadır.....
- Yazarımız yazısında bulunan "Basın
Konseyi'nin tatlı..." Diye bahsettiğiniz zat-ı muhtereme her halde
geçen zaman dilimi içinde iletmişsinizdir. İşte burada nazikane bir
istek şakaya kaçmaktadır ki; Çorum'da "Şakanın murtunu kaçırma" diye
bir söz bulunmaktadır. Yazınızda siz nazikane isteğinizi şakayla
karışık olarak birazda şikayette bulanacağınızdan bahsederek biraz
"murt"unu kaçırmışsınız. Aynı paragrafta ise: "...'nazikane
latifedir.' Bu latifedeki ..." Demişsiniz. Benim bu sözlerden
anladığım ise; nezaket,şaka ve latifeden anlamadığım gibi geldi ne
dersiniz?
- 8.
paragrafta ise bahsettiğiniz manen olduğu kadarda (hem kendi
kesenizden verdiğiniz 1 ve 5. sayıların parası ve kurumunuzun
reklamı) madden de desteklediniz. Yazılarınızdan sonra da dergi
ücretini ödemek istedinizse de ben kabul etmedim. Elimden geldiği
kadar yazarlarıma dergi vermeye çalışıyorum. İlk sayılarda yazıları
çıkan arkadaşlara 10'lara varan dergi veriyordum. Neden kesildi
derseniz, benden önce Çorumlu hemşehrilerimize derginin benim
götürmemden önce ulaşması ve " Bize bu dergi geldi" demelerindendir.
- Keşke
benim çalışmalarım için gösterdiğiniz ilgi ikimiz arasında kalsaydı.
Pir Sultan Abdal'ın müridine dediği gibi;
- "...dostun attığı gül yaralar
beni."
-
Zannedersem; size gelen derginin tamamını okuyor olmalısınız
yada,sadece size hitaben yazılanlarımı okuyorsunuz bilemeyeceğim? Yine
de tamamını okuduğunuzu zan ederek, bir yazımda ilk okul mezunu
olduğumdan bahsetmiştim. "asgari ile azamiyi" ayırt edemememi normal
karşılamanız gerekirdi.
- Olmayan
bir hesapta aramış olduğunuz birkaç bin doların ne önemi olacaktır?
-
Bilirsiniz; Silifke'nin "...aslı yok yaylasında birkaç bin koyunum var
benim..." Diyen ve devam eden oyun havasını...
- Gerçek
olmayan bir hesaptaki yanlışlıklarda ha birkaç bin dolar fazla, ha
birkaç bin dolar da eksik olur. Bu hesapta birkaç bin doların
hesabını sormanız, " mesleğinizin icabından olsa" gerek. Yine de bu
dikkatiniz "Dikkate"değer. Biz ise para ve pul ile ilgilenmemizin
sebebi, şu çıkartmaya çalıştığımız derginin yaşaması için 500.000
liraları dergiyi alırken pişkin pişkin teşekkür ederek (borcunu
soranlar müstesna) nasıl dergi verdiklerimizden istesek de, yeni
sayılar için birazcık olsun dergimizin belini doğrultarak daha
iyilerinin hesabı içindeyim. LAFIMI OLUR BİRKAÇ BİN DOLARIN. Birde
hesabın vahametinden bahsediyorsunuz.
- Ben
zaten esas hesapta dergilerin parası ile sizin vahamet dediğiniz
meblağın tamamından fazlasının üzerine soğuk su içtiğimi biliyor
usunuz?
- Evet;
Hesap makinem maalesef MEKKE PAZARINDAN ALDIĞIM 8 haneli 9 riyallik
bir makinedir. (kaç liralık olduğunu kolaylıkla hesap edebilirsiniz)
Fırsatını bulursam önerinizi yerine getireceğim. (Acaba sizde
fazladan 18 haneli bir masa üstü hesap makinesi var mı?)
- 18.
paragrafta müsaadenizle ben şaka yapmamıştım. Sizin bu yazınızın
17.paragrafında ikrar ettiğiniz gibi "......reklam parası verilmesini
talep ediyor....." diyorsunuz.
- Hesabın
doğruluğunu onaylayarak "Burada takdire şayan bir husus var ki o da
şu: Sayın Gürsel'in yazısındaki matematik sel hesaplar..."
- Evet.
Hatalı olarak yapılan hesap hayali olduğu için yanlışlıkların olması
tabidir, talep edilen para hesabının da müsaadenizle gerçek bir
hesap olması gerekli değil midir? Lütfen benim bahsettiğiniz paragrafı
dergiden yeniden okuyunuz ya da ikrar ettiğinizi değiştirip deforme
etmeyiniz. Belki dergiyi kaybetmiş olabilirsiniz diyerek aynen
alıyorum:
- " 7.
sayımızda yazarımızın kurumunun reklamına her halde 200.000 dolar
reklam parası verirde yaklaşık 72.000.000.000 kazanır, hem dergiyi
bastırır, hem de telif ücretlerini verir hem de dergimizin önünü
rahatlıkla açarız" demekteyim.
- Bu
satırlarda bir umut,veya şaka değil gerçekçilik var değil mi? Fakat bu
zannın gerçekleşmesi için sizin bahsi geçen 7.sayıdaki yazınızda
istediğiniz, köşe dönülecek bir telif isteği ile aynı doğrultuda
olmasından dolayı da, aynı köşe dönme doğrultusunda benimde küçücük
bir isteğim her halde zorunuza gitmesin diye "benim köşe dönmek için"
iki öneri sunmuşsam bunda ne gibi yanlışlık görüyorsunuz? Bu teklifi
muhteşem olarak sunmanızda ayrıca bir muhteşem fikir. Sonra "Bu akla
yakın gelen teklifimde" ne gibi sakıncalar olabileceğini nasıl
bilebiliyorsunuz?
- Her
halde sizin bu konuda oldukça deneyimleriniz yada gözlemleriniz var.
"...ruh sağlığını bozulacağı..." demekle benim ruh sağlığımın
bozulacağının teşhisini yapabilmeniz beni oldukça şaşırttı.
- Bunu
anlamanın bir yolu var. Denemek için bir sakınca görmüyorum. Sonra
niçin son sayımızdaki örneği veriyorsunuz.
- 7.
Sayıdan sonra köprülerin altından çok sular geçti. Benim
teklifimden sonraki sekiz, dokuzuncu sayılardaki ile şu andaki dolar
bazının ortalamasını niçin almadınız. Maddi açıdan bana yazık değil mi
lütfen 8. Sayının 8. Sayfasına ve 9. Sayının 11. Sayfasında
yayınladığım aylık döviz bültenimiz ile yazıyı verdiğiniz günkü dolar
kuru arasında bir ortalama bulmanız gerekliydi. Değil mi?
- Köşe
yazarlarının, yazarların öyle veya böyle "kulaklarının
çınlatıldığını" bilmemeniz beni oldukça şaşırttı. Yazı yayılıyorsa ve
bu yazıda okunabiliyorsa,muhakkak kulaklarınızın çınlaması gerekli,
yanınızdakine hangi kulağım çınlıyor? Diyerek sorarsanız size sağ
kulağınız veya sol kulağınız diyerek cevap verir. Soruyu sorduğunuz
kişi; "çınlayan kulağınızı" bilirse, sizin iyiliğinize,bilemezse
kötülüğünüze KONUŞULUYOR diye yorarsınız. Bu kulak çınlaması ise
"kulak sağlığınıza zarar vermez" diye düşünüyorum. Büyük tirajlı
gazetelerde yazı yazmak istememeniz sizi alakadar eden bir karar saygı
duyarım.
- FAKAT.
-
Dergimde bulunan dizgi hataları için söyledikleriniz doğrudur, buna
katılıyorum da, sizin son yazınızda bulunan hatalardan dolayı kendimi
temize çıkartmak için değil yazınızdaki hataları numaraladım bu
numaralamam için beni af edin. Sizin yayımladığım yazınız 4 sayfa
olarak bana verdinizse de dergimizde kaç sayfaya düştüğünü
görüyorsunuz.
- Birde
bütün dergiye gelen yazıların tamamı için acaba siz kaç hata
yapardınız?
- Bu
soruyu acaba kendinize sordunuz mu?
- Birde
benim yazımdan almış olduğunuz yerlerde benim yazımda kendi
şakalarınıza göre (!) İşareti koymuşsunuz. Bu işaret acaba her zaman
ve her yerde kullanılır mı?
-
Kullanırsanız şayet "alıntıların içinde kullanılması yerine o
kısımları yeniden tekrarlamanız zor geliyorsa bilgisayarınızda kopyala
komutu ile tekrar yazdırma imkanınız var.
- Sonra
"O akla!" önce sizin öneriniz için verilen bir cevaptı.
- 24.
paragrafta, konu ile ilgisi olmadığını belirtmişsiniz.
- Bence
bu konu ile gayet uyum içinde bir hikaye. (bence fıkra)
- Bu
fıkradaki araştırmacı, sizin yukarıdaki hesap kontrollerinizle tıpkı
bana benzemektedir.
- Bende
bir fıkra anlatayım. Konumuzla alakası yok demeye dilim varmıyor:
- Adamın
biri, komşusu olan bağcıyı dövmeyi kafasına koyar. (herhangi bir
sebepten) Kendi bağı varken komşusunun bağına girer,gürültü yaparak
bağdan salkım kopartarak yer. Gürültüyü duyan komşu bağ sahibi hışımla
üzüm yiyenin üzerine yürüyünce komşu bağ sahibini bir güzel döverler.
Bundan güzel bir deyim yapmıştır atalarımız. "Maksat üzüm yemek
değil,bağcıyı dövmek!”
- Size de
anlattığım bir anımı burada tekrarlamak istiyorum:
-
Yıllardan 1956. Babam İskenderun'da görevli. Benim doğum tarihim ise
1947. Kaç yaşımda olduğumu siz hesaplayıverin. O tarihlerde;
İskenderun-Dörtyol arasında çok güzel bir sahil şeridi, yollar sahil
arasında da muhteşem zeytinlik vardı. Ailece oraya gider, babamla
denize girerdik. (Bu sahil şeridi şimdi İskenderun Demir Çelik
Fabrikasının bulun duğu yerdir) O sahilde bir de bizim Çorum
Kalesinden yüksek surlu bir kale vardı. Bir gün yine o sahile
gitmiştik.
- Babam
bana dönerek:
- -Oğlum!
Şu kaleye dön ve kötü bir sözü karşıya bağır dedi. Döndüm;
- -Eşek
oğlu eşek diye bağırdım. Bir saniye sonra kaleden bana aynı söz geri
yan kılandı. Babam:
- -Oğlum
Şimdide güzel bir sözü karşıya bağır dedi. Bende.
-
-Nasılsınız? Diye bağırdım ve aynı soru yankılandı. Babam:
- -Bak
oğlum! Duyduğun gibi. Şayet kötü söz söylersen kötü söz, iyi söz
söylersen iyi söz duyarsın. Demişti.
- Babamın
bu öğüdünü bu güne kadar unutmadım ve unutmamaya çalışıyorum. Bütün bu
yazdıklarımdan sonrada çok üzüldüğümü beyan ederim ve Yunus Emrenin:
- "Gönül
çalab'ın tahtı çalab* gönüle bahtı
- İki
cihan behbahtı kim gönül yıkar ise”
- Bu
duruma mecburen düştüğüm için, Rabb’imden af dilemekten başka çarem
kalmadı.
-
Saygılarımla.
-
- ( * Çalab= Rab,Allah,Tanrı
...İman sahibinin bir an bile hatırından çıkarmadığı Allah sevgisi,
onun gönlünü taht edinmiş demektir. Böyle kutsal bir sevginin
bulunduğu yeri; yani insan gönlünü yıkmaya, kırmaya teşebbüs edenler
hem dünyada, hem de ahrette behbat olmaya müstahak kişilerdir.)
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:10 25- Temmuz
1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
31KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- BİR SERGİNİN ARDINDAN
- Sevgili
UĞUR’larım!
- Evet;
geçen günler içinde,dergimize “ÇİZGİLERİ”YLE çeşni katan, sevgili Uğur
Pamuk, yine mütevazı bir çizgi ve zarif eşinin desteği ile Çorum
İlimizde çok zor ve azim isteyen bir işi görev bilerek, özveriyle
çalışan; Uğur ve Meltem Çınar’a teşekkürler ederim.
- Uğur
Pamuk; her an, her zaman ve her şekilde çalışmalarını sergileme
imkanını bulur ve bulacağını biliyorum.
- Bu
çalışmalarını sergilerken de SPONSOR’A ihtiyaç duymayacağını
biliyorum.
- Sevgili
Çınar ailesini de, yaptıkları öz veriden, sevecenlikten dolayı da bura
dan kutlamak istiyorum.
- Sponsor
demek; KENDİ REKLAMINI ufak bir meblağ karşılığı, birçok paralar
vermeden BEDAVACA kendi reklamını yaptıran kişi veya kurum olarak
görüyorum. Burada bana göre Çınar ailesi sponsorluk yapmak için değil;
sponsorluğun ne demek olduğunu sayın ÇORUMLU sanayici ve iş
adamlarına anlatmak istemeleridir.
- Ne
yazık ki; Çorum’da bu etkinliğin kıymet ve katkısını bilebilen kaç
kişi vardır acaba?
- İşte
size örnek olmak isteyen bu gençleri kutlarım ve seze verilen mesajı
aldığınızı umarım.
-
Biliyorum ki; bu güzel katkılar, sanatçıyı,basını yaşattığı kadar, siz
sanayici ve iş adamlarını da maddi açıdan olduğu kadar manevi açıdan
da tatmin edeceğine akıl erdiriniz.
- Sevgili
Uğur Pamuk’a daha nice güzel sergiler ve eserler meydana getirmesini
Rabb’imden diliyorum.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:10 25- Temmuz
1999
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
32KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
SONDAN BİRE DOĞRU
- (
Lütfen dikkatli okuyunuz )
-
Bir yıl hayhuylar ve umutlarla geldi
geçti. Geçen sayımızda sizlere kısacık bir çalışmanın oldukça uzun
bilançosunu vermeye çalışmıştım.
-
Bir yıl boyu; PEK ÇOKLARINA (bu bende
mahfuzdur) 500.000Tl. oldukça pahalı gelen dergimiz, ilk 6 Aylık ile;
ikinci dilim altı aylık 12. sayıya kadar abone olan hemşerilerimizin
bu erimemi biraz yavaşlatmasına rağmen, son asgari ücretin de artması
ile,baskı ücretlerine yansımasından dolayı ÇORUMLU 2000 Dergimizin
fiyatında elde olmayan sebeplerden dolayı fiyat artırımında
bulunmadım.
-
Bazı hemşerilerimiz, halen fiyat
artırımına gitmememin sebeplerini sordular.
-
Birinci sayıdan bu sayıya kadar, abone
sayımızda belirgin bir artma olmamış, reklamlar ise umduğumun altında
kalmıştır. Bazı reklamlar için, zararına bazı reklamlar için de
tanışmaya neden olduğu için dergimizde yayınladık. Bazı reklamların
ise, dergimize oldukça katkısı oldu.
-
Bu reklamların tamamının, tarafıma
kaldığını söyleyen hemşerilerimizde çıktı. Bu fiyata nasıl bu
reklamları mal ettiğimizi soranlar da oldu. Dergimiz 11. Sayıya kadar
reklam tarifesinde de hiçbir artırıma gitmeyerek, inatla derginin
çıkması için çabalamam, özveride bulunmam ve dergi için kullandığım
bilgisayar, tarayıcı ve yazıcımın finansmanını geri alamamam da işin
cabasıdır. Bildiğiniz gibi "alet çalışır, el öğünür "demiş
atalarımız. Edevatımız baba zoruyla iş görmekte, 9. Sayımızın
çıkışlarını almak için, matbaa, Çorumda bir reklam ajansı ile bir
reklam tabela işi ile uğraşan hemşerimizin lütufları ile yapıldı.
Onlara buradan teşekkür etmeyi borç biliyorum.
-
Bu sayı için ise;1998 Nisanında aldığım
emektar bilgisayarımızı (kullananlar bilir, bir yıl sonra bilgisayar
performansını oldukça kaybeder) borç harç biraz yenilemeye
ayaklandırmaya çalıştım, yazıcımız da keza öyle. Yenisi için araştırma
yapınca 4000 $ gibi bir fiyat karşıma çıktı.
-
Dergimi candan desteklediğini bu sayıma
kadar maddi ve manevi olarak gösteren Sayın Mustafa Duduoğlu; Sanayi
kesiminin tek destekçisidir.
-
Aldığımız reklamların pek çoğu Çorum'
un tanınmış firmaları olmasına rağmen, dergiye katkı payları kendi
sayfaları kadar olmadı. (üç reklam müstesna) Pek çoğundan konuşulan
miktarları dahi alamadım. Bir kısmından ise maalesef hiç! Yaptığım iş
karşılığını dahi alamadım. Hele; bazı firmalarımız ise, kendi
taraflarının bayraklarını sallamamı düşündüler. Biz de bu düşüncelerin
esiri olmadık. Bu yüzden o (bizce malum) firmalardan reklam alamadık.
Birkaç kez istedik, sonra reklam istemekten de vazgeçtik. Taraflı
olmadık. ÇORUMLU olduk. Dergimiz bu güne kadar Sayın hocam Oğuz
Leblebicioğlu'nun abone araması ve reklam bulması ile ayakta
kalabildi.
-
Yine yazarlarımızdan Sayın Hocam Recep
Camcı’nın ferdi gayretleri, Osman Ünsal Bey’in bir Çorum dışındaki bir
akrabasını bir yıl abone etmesi ve Ümit Uzel Beyin çalıştığı bir
firmayı cebinden 6 aylık abone yapması. Sayın Adnan İlhan Beyin
meslektaşlarını dergiye almaları için yaptığı mücadele ve Erman
Yıldırım'ın ilk sayıda dolaşarak ona yakın dergi satmasından başka,
hiçbir yazarımın bir tek abone getirememesi; dergiye abone bulmasından
vazgeçtik, (benim verdiğim dergi haricinde) bazı yazarlarımızın
yazılarından dolayı onu geçen adetlerde dergi talepleri ÇORUMLU 2000'i
geriletti!
- TİCARİ
DÜŞÜNMEMEMİN SIKINTISINI ŞİMDİ YAŞIYORUM. Bu sıkıntılarımın cabası ve
ekonomik genel krizin olması da çorbanın tuzu biberi oldu.
-
Bu dergi için iane toplamıyorum! 11
sayı ÇORUMLU 2000'i BEN omuzladım.
-
Artık birazda Çorumlular ÇORUMLULU
olurlarsa bu karık başa varacak. Bu sayı Sondan 1 olmasın.
-
Saygılarımla!
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:11 25 Ekim1999
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
33KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- GÜNEŞ TUTULMASINI BİZDE SEYRETTİK
- Beklenen
gün geldi. Gerçi Çorum’da belediye hoporlöründen yayımlanan birkaç
anonstan başka nedir, ne değildir Çorumlulara pek anlatılmadı. Neden
önemli olduğuna ise hiç değinilmedi.
- Güneş
Tutulması geçtiğimiz Ağustos ayının 11’inde saat 13.01 de başladı.
- Merak
edenler benim gibi belki dolaşmışlardır Çorum’un bazı yerlerini. Acaba
ne gibi bir meraklı ve ilgili bu tabiatın ender mucizesini izlemeye
çıktı diye. 12.45’te festival alanına baktım in, cin yoktu. Her halde
stadyumda toplananlar vardır diye düşündüm, orası da bom boş, sigorta
hastanesi civarına geçtim, ellerinde cam bulunan birkaç çocuktan başka
kimse yoktu. İş yerime gelince terasa çıktım, bütün esnaf oradaydı.
Merak ve dikkatte izlediler tutulmayı baştan sona.
- Bende,
onlarla beraber tutulmayı izledim, Çoban Yıldızını gündüz gözüyle
gördüm. Komşularımla gündüzün kısa gecesine şahit oldum
-
-
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:11 25 Ekim1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
34KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- BİZDEN SİZE
- Bu
sayımızı; yazılarımızı, karikatürlerimizi ve resimlerimizi veren
yazarlarımıza, yani kendimize ayırdık. Bizlerin bir çoğunu, siz
okuyucularımız gayet iyi tanımaktasınız. Çünkü biz birbirimizi
biliyoruz.
- Eski
mesleğimde; bu sayımızda yapan hiç bir periyodiğe rastlamadım. İlk
olarak Çorumlu 2000 dergisinde olduğunu zan ediyorum. Yazarlarımıza
standart bir soru dizini verdim, bu soru düzeni içerisinde, aynı
dizinler içerisinde sualleri cevapladılar. (Birkaç yazarımız müstesna)
Bu dizini aşağıya alıyorum:
- 1-Kısaca hayat hikayenizi anlatır
mısınız (Doğum tarihi,Hangi okulları bitirdiniz)?
- 2-İlkokul sıralarında hangi meslek
dalına atılmayı hayal ederdiniz. Bu hayalinizi ne kadar
gerçekleştirebildiniz?
- 3-Seçtiğiniz meslekten başka bir işte
çalıştınız mı, son çalıştığınız meslek dalında başınızdan geçen önemli
bir olayı kısaca anlatır mısınız?
- 4-Öğretmenliğin/mesleğinizin size
sağladığı avantajları yeni yetişen gençliğe önerir misiniz?
- 5-Yazı yazmaya sizi kim teşvik etti
ve ilk yazını nerede yayımlandı?
- 6-Şu anda yazı yazmanızdan dolayı
herhangi bir ödül aldınız mı?
- 7-İdealiniz muhakkak vardır. Bu
idealinizi bize anlatır mısınız ve bu idealinizi gerçekleştirdiğinize
inanıyor musunuz?
- 8-Herhangi yayımlanmış bir çalışmanız
kitap halinde basıldı mı?
- 9-Hangi dallarda yazı yazıyorsunuz,
hangi süreli yayınlarda yazılarınız yayımlanıyor?
- 10-Bu soruların dışında başka eklemek
istediğiniz bilgiler varsa lütfen söyleyiniz?
-
Saygılarımla.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:12 25 Aralık
1999
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
35KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- NELER OLUYOR HAYATTA
- Birinci
sayı, ikinci sayı derken işte yine bir yeni sayı daha meydana getirdik
ve okuyucularımızın karşısına çıktık. Mübarek günler geldi geçti. İşte
yeni bir gün, yeni bir heyecan günü, Kurban Bayramı geliyor. Tüm İslam
aleminin Ülkemizin, Milletimizin ve ÇORUMLULARIN kurban bayramını
candan kutlarım. Birlik ve beraberliğimizin bozulmaması için Rabbimden
niyaz ederim.
-
Yazarlarımızla bir toplantı yapalım dedik. Birbirlerini biraz daha iyi
tanısınlar. Biraz daha kaynaşsınlar diye düşünmüştüm. Düşündüm de ne
oldu? Çok iyi oldu. Yazarlarım duyarsız kalır zannettim, fakat;
ummadığım katılım oldu, hemen hemen yarı yarıya. Osmancık’tan kalkarak
gelen yazarlarımız teşrif ettiler. Tanış oldular, konuştuk, konuştular.
Toplantımızın gündemi yoktu. Her konu konuşuldu. Bu dergi elinize
geçtiğinde iki ayı geçmiş bir zaman dilimini geride kalacak .Toplantıda;
DERGİ İÇİN BİR YARDIM İSTEDİM. Neydi bu isteğim ? Gayet tabii bir
istek. HER YAZARIM BU DERGİNİN YÜRÜMESİNİ İSTERSE 2 veya daha fazla
abone bulsundu dileğim. Arkadaşlarım da bu toplantılar her ay olsun
istediler. İstediler amma... amma sı var.
- Tenkit
yapılması ve dozu: Toplantıda dedim ki: Arkadaşlar, ben hatalarımı
biliyorum beni tenkit edin fakat; hatasını bilen kişiyi neden tenkit
ediyorsunuz?
- Bence bu
tenkit değil eziyet bence. BUNDAN SONRA YAZILARININ DAHA GÜZEL;
KENDİLERİNİ YAZDIKLARI GİBİ ÇIKMASINI İSTEYEN ARKADAŞLAR YAZILARINI
Microsoft Word, Corel DRAW 8, Microsoft Excel gibi programlarda
yazarak ya da yazdırarak disketle dergimize ulaştırsınlar.
-
Yazarlarımızdan Raşit YÜCEL Beyefendi yaptığı TV programa konuk olarak
beni davet etti. Bende davete icabet ederim fakat yazar arkadaşlarımın
da katılmak isteyenleri konuk eder misiniz diye sordum, olumlu cevap
alınca; İkinci bir toplantı yapılması gereğini duydum. Epeyce
yazarım katıldı. Raşit Beyin davetine kendilerinin de katılmasını
istediysem de mazeretleri nedeniyle katılamadılar. Bu programa beni
konuk ettiği için Raşit Beye teşekkür ederken, Hilal 1 TV Kanal 19
çalışanlarına da teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
- - ÇORUM
küçücük, hem de pek küçük şirin bir şehir. Bu yıl yağan kar Çorum'un
başına neler getirdi,neler? Bir çok Çorumlu buzdan dolayı kaydı, birçoğu
bir yerlerini incitti. Bir çoğu ise hastanelerde kırıklarını
çıkıklarını sardırdı. Ana cadde bile epey zaman buz mücadelesine mahzar
olmadı. Bir sürü yoktan bahaneler ileri sürüldü. İşte Çorum bunun için
küçücük kaldı.
- Dergimiz
yazarlarından Sayın Yaşar SOLAK Beyefendinin ikinci şiir kitabı yayına
hazırlandı. İş bittikten sonra bizimde tesadüfen haberimiz
oldu.Yayınevimin ISBN numarasını vermeyi teklif ettim, kabul etti.
Kitabı basacak arkadaşa da söyledik ki; 1. Forma ile kapak baskısını
sona bırakın, ISBN nosu gelince baskıya geçersiniz. Kültür Bakanlığına
Müracaat ettik, telefonla ISBN nosunu aldık, Yaşar Beye telefonla
bilgi verdik. Birkaç gün sonra matbaadan birisi aradı. Kitabın 1.
Forması basıldıydı, ISBN yi sadece kapağa bassak ne dersiniz diyince, iç
kısmında da ISBN nin olması gerektiğini, sadece kapakta ISBN bulunursa
ISBN’nin geçersiz olacağını, ISBN numarasının da Gürsel Yayınevine ait
olduğunu, kitap içinde ISBN olmazsa sadece dış kapakta bulunması halinde
Yayın evimin sorumlu olacağını söyleyerek sadece dış kapağa ISBN
numarasını basmamasını söyledim. Bakalım ne olacak? İnşallah iyi ve
yararlı olur. Yaşar Beyi tebrik ederim.
-
Yayınevimiz; basıma hazır olan Ayşe ÇOBAN Hanımefendinin ve Ümit UZEL
Beyefendinin de kitaplarının ISBN numaralarını almış bulunmaktadır.
Diğer yazar arkadaşlarında kitaplarını bastırırken yukarıdaki
yanlışlıkları yapmamaya özen göstermeleri gerekir, bu konuya böylece
açıklık getirmiş oldum.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:13 25 Ocak 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
36KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUMLU 2000 İÇİN NELER DEDİLER?
-
Derlediğim tanıtım ve yazılar aşağıda aslının aynı olarak alıyorum.
-
Okurlarımızın da; bizi tanıtanları, bizi tanıyanları, tanımaları ve
bilmeleri için bu derlemeyi yayımlamayı bir borç bildim.
- 6
Ağustos 1998 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorum Kültür hayatına bir
dergi daha katılıyor. Çorumlu 2000 Kültür, Tarih, Sanat ve Edebiyat
Dergisi. Çorumlu 2000 Kültür, Tarih, Sanat ve Edebiyat Dergisi yayın
hayatına giriyor.
- Gürsel
Yayınevi adına Mahmut Selim Gürsel yaptığı açıklamada Derginin
tanıtımı amacıyla 7 Ağustos 1998 günü saat 18.30'da tanıtım toplantısı
yapılacağını bildirdi. Toplantı Osmancık Caddesi Ölçek İş Merkezi
27/34 adresinde gerçekleşecektir.
- 8
Ağustos 1998 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumluyla 2000'lere yolculuk
başlığı ile : Çorumlu 2000 Kültür,Tarih, Sanat ve Edebiyat Dergisi,
dün yapılan toplantı ile basın, kültür çevresine tanıtıldı...
- 10
Ağustos 1998 Merhaba Gazetesi: Çorumlu 2000 Kültür, Tarih, Sanat ve
Edebiyat Dergisi geçtiğimiz Cuma günü saat 18.30'da Osmancık Caddesi
Ölçek İş Merkezi 27/34 adresinde yapılan bir tanıtım toplantısıyla
teşhir edildi. Gürsel Yayınevi adına Mahmut Selim Gürsel'in
tanıtımını yaptığı dergide çok sayıda tanınmış Çorumlu kültür adamları
yazarlar yer alıyor...
- 10
Ağustos 1998 Çorum Hakimiyet Gazete’sinde bir şiiri yayımlanan Sayın
Cuma Türkmen Bey: Çorumlu 2000 Dergisini çıkaran Selim Gürsel Bey'e ve
çıkan derginin yayın hayatının başarılı geçmesini diler, emeği
geçenlere teşekkür ederim.
- Çorum
Haber Gazetesi: Daha önce "Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar" ve,"Çorum
1997" kitaplarını yayımlamış olan emekli kütüphaneci Mahmut Selim
Gürsel, "Çorumlu 2000" isimli derginin ilk sayısını çıkardı. Kuşe
kağıda basılan 28 sayfalık dergiye,1938-1946 tarihlerinde 61 sayı
çıkan "Çorumlu" dergisinden esinlenerek "Çorumlu 2000" adının
verildiği bildirildi...
- Kıyı
Dergisi: Eylül 1998 150. Sayısında Çorumlu 2000 Dergisinin kapağını
yayımladı.
- 1
Aralık 1998 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 4. Sayısını çıkardı...
- 5 Ocak
1999 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 2000 yoluna devam ediyor...
- 23
Şubat 1999 Çorum Hakimiyet Gazetesi:Çorumlu 2000 6. Sayısını
çıkardı...
- 6 Nisan
1999 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 2000'in 7. Sayısı çıktı...
- 25
Mayıs 1999 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 2000'in 8. Sayısı
çıktı...
- 6
Aralık 1999 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 2000 Dergisi yazar
kadrosu toplandı. Başlıklı yasızında: Çorumlu 2000 Dergisi yazar ve
çizer kadrosu önceki gün Ölçek İşhanındaki dergi merkezinde toplandı.
-
Çorumlu 2000 Dergisinin sahibi Mahmut Selim Gürsel'in öncülüğünde
toplanan dergi yazarları, bu güne kadar yapılan çalışmalar, bundan
sonra yapılacaklar hakkında istişare yaptılar. Çorumlu 2000 Dergisi
Sahibi Mahmut Selim Gürsel, derginin yazar kadrosu ile görüş
alışverişinde bulunmak için toplandıklarını söyledi.
- 6
Aralık1999 Çorum Haber Gazetesi: “Çorumlu 2000 Dergisi” yayın ekibi
bir araya geldi başlıklı yazısında: Çorumlu 2000 Dergisinde yazıları
yayınlanan edebiyat ve Çorum sevdalıları önceki gün bir araya gelerek,
gelecek üzerine konuştu.
- Ölçek
İş Merkezinde Derginin Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Selim Gürsel’in
bürosunda toplanan yazarlar, özellikle abone artırımı ve gelir
getirici faaliyetler üzerine görüş alış verişinde bulundular.
- Çorumlu
2000 Dergisinin mutlaka yaşatılması gerektiğinin vurgulandığı
toplantıda, yayına girecek konuların seçimi hakkında da görüşler
ortaya döküldü.
- TSO
eski Başkanı Ümit Uzel, Sanatçı Hasan Tuluk, Karikatürist Uğur Pamuk,
çocuk öyküleri yazarı Muzaffer Gündoğar, İsmail Pamuk gibi tanınmış
isimlerin katıldığı toplantının verimli geçmesi için çaba gösterilmesi
konusunda görüş birliğine varıldı.
- 6
Aralık 1999 Merhaba Gazetesi: Cumartesi günü Ölçek İş Hanı’nda saat
14.00’te toplanan Çorumlu 2000 Dergisi kadrosu birinci kuruluş
yıldönümünü kutladı.
- Kültür,
Tarih, Sanat ve Edebiyat ağırlıklı olarak aylık yayın yapan derginin
önümüzdeki döneminde nasıl bir yayın çizgisi takip edeceğinin
konuşulduğu toplantıya yazarlardan, derginin sahibi Mahmut Selim
Gürsel, Ümit Uzel, İsmail Pamuk, Adnan İlhan, Uğur Pamuk, Erman
Yıldırım, Osman Ünsal katıldı.
-
Toplantı konusunda bilgi veren M. Selim Gürsel, ”Şimdiye kadar ayda
bir kez olsun toplanmayı hep düşündük. Ama bu güne kadar bunu
başaramadık. Bundan sonra her ay toplanmaya ve dergiyi konuşmaya karar
verdik,bunu sürdüreceğiz” diye konuştu.
- M.
Selim Gürsel, toplantının amacı hak kında da, ”Önümüzdeki yayın
hayatında, dergiyi ne yapalım, nasıl çıkaralım sorularına cevap
arayacağız. Aramızda bulunan büyüklerin önerilerini alacağız”
Şeklinde açıklamada bulundu.
- 6 Ocak
2000 Merhaba Gazetesi: Çorumlu 2000 yazarlarını tanıttı....
- 7 Ocak
2000 Çorum Hakimiyet Gazetesi: Çorumlu 2000 12 dedi....
- 12
Ağustos 1998 Tarihli Dost Haber Gazetesinde bulunan köşesinde yazan;
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:14 25 Şubat 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
37KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- “ÇORUMLU 2000
DERGİSİ” Sayın Ümit UZEL
- Mahmut
Selim GÜRSEL; önceden tanıdığım bir arkadaşım. Kendisinin Çorum'la
ilgili araştırma özelliğinde kitapları var.
- Son
kitabını yayınlamadan önce kendisine yardımcı olmaya çalışmıştım.
Özellikle reklâm konusunda. Ama; her zaman söylediğim bir söz
ekleyerek "Çorum iş alemi maalesef reklâmı fazla sevmez" demiştim.
-
Nitekim; bu sözümün doğruluğunu Sn. Gürsel de anladı. Aynı sıkıntıyı
yeni çıkarttığı "ÇORUMLU 2000" Dergisinde de yaşadı ve de yaşayacak.
-
Çorum'un kültür hayatında büyük bir boşluğu dolduracağına inandığım,
belli bir görüşün ve düşüncenin esiri olmayan dergi için Çorumlular
olarak, hepimizin yardımcı olmakmecburiyetimiz var.
- Aksi
halde, daha önceleri yaşadığımız örneklerde gördüğümüz gibi, birkaç
sayı sonra kapanır gider. Bu nedenle iş aleminin ve Çorum halkının hem
reklâm, hem abone desteği gerekmekte.
- Hatta
bu desteğe, eli kalem tutan arkadaşlarımızın yazıları ile katılmaları,
hem okur sayısını artıracak, hem de kaliteyi yükseltecektir.
- Mahmut
Selim GÜRSEL "SUNUŞ" yazısının son bölümünde "BEKLENTİLERİM" diyerek
şunları yazıyor:
-
"Çıkartmaya çalıştığım derginin abone sayısını artırmak, şimdilik
kapakla beraber 32 sayfa olan dergiyi 48 sayfaya çıkartmak, dergi arka
kapak ve içi ile dergi ön kapak arkası ve dergi içine 4-6 sayfayı
geçmemek şartıyla reklâm alarak derginin devamını sağlamaktır.
- Türkiye
ile yurtdışında bulunan bütün Çorumluları dergi ile haşır neşir
etmek, kaynak sağlayabilirsem dergiyi parasız olarak da ğıtımını
yapmayı amaçlıyorum. Şimdilik derginin kaynağı olarak, abone
ağırlıklı çalışmalar yapmaktayım. İleride reklâm gelirini çoğaltma
imkânı bulursam, siyasi ağırlıklı ve güncel ikinci bir dergi
çıkartmayı düşünüyorum"
-
Kimsenin, hele Sn. GÜRSEL'in hevesini hiç kırmak istemiyorum. Fakat
arkadaşımın yoğun çabasına bizler yeterince destek olmazsak, bu dergi
de birkaç sayı sonra tarihin tozlu raflarındaki yerini alacak.
- Kendi
ifadesine göre yaptığı iş "DONKİŞOT"luk.
-
Gelişelim, kültürümüz artsın, çağa ayak uyduralım diyorsak, yardımcı
olmak görevimizi gereği gibi yerine getirmeliyiz.
-
İlgilenenler için adres ve telefon Mahmut Selim GÜRSEL Osmancık Cad.
Ölçek İş Merkezi
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:14 25 Şubat 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
38KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- "ÇORUMLU 2000"DERGİSİ ÜZERİNE
- Sayın Halil GÜLEZ Dost Haber
Gazetesi 27 Temmuz 1999 Salı günü "DEĞİRMEN" adlı köşesinde yazan:
- Uzunca
bir süredir yazma fırsatı bulamadım. Sahipliğini Mahmut Selim
GÜRSEL'in yaptığı "ÇORUMLU 2000" Dergisi onca hengame arasında 7.
Sayısını da yayınladı.
- Bizzat
içinde yaşadığım için biliyorum Çorum'da bir yayın organının yayın
hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi hiçte kolay olmuyor. Hele de
Kültür, Tarih, Sanat ve Edebiyat dalında yayın çıkarması çok emek
isteyen bir iş olmasının yayında, getirisi de az olan, hatta hiç
olmayan bir uğraş dalı.
- Bu tür
yayını çıkarmak sadece çıkarmanın özverisi ve işi sevmesine bağlıdır.
Bu çerçevede de ğerlendirdiğimizde Sayın Gürsel'in "ÇORUMLU 2000"
Dergisini çıkarması hiçte küçümsenmeyecek bir olay.
- Sakın
bu yazıyı yağcılık olsun diye yazdığım sanılmasın. Çünkü Sayın
Gürsel'le hiç tanışıklığım da yok.
- Çorum;
Kültürel yapısının gelişmişliğine rağmen, ne yazık ki kültürel
gelişmişliği sosyal yaşamına istenilen ölçüde yansımıyor. Durum böyle
olunca da başta sanat olmak üzere bir çok sosyal aktifte de karşımıza
ilgisizlik ve boş vermişlik çıkıyor. (İlgisizlik ve boş vermişliğin
kime yararı dokunuyorsa)
- Her
insanın toplumda belli bir yeri vardır. Toplumda saygınlık kazanan
insanların her ne kadar saygınlıklarını para ve diğer yargılarla
kazandığı sanılsa da, asıl saygınlığın; kültürel ve sanatsal ve
sosyal aktiftelerinde yattığı gerçeği unutulmamalı.
-
Günümüzde de kültürün ölçüsü her ne kadar iyi bir televizyon
izleyicisi olarak algılansa da, kültürlülüğün yolunun araştırmadan ve
okumadan geçtiği göz ardı edilemez.
- 2000'li
yıllara adım atmaya hazırlandığımız şu son günlerde bizlere gerekli
olan vıcık vıcık siyaset değil kültürümüzdür.
- Zaten
siyaseti vıcık vıcık yapan siyasilere katlandığımız
kültürsüzlüğümüzün bir ürünü değil mi?
- Dünü
bilmeden bu güne yön verme-miz olanaksız. Dünü öğrenmenin ve bu
günle özdeşleşmenin yolu da kültürden geçer.
- Kültür
de;bağnazca takılıp kalınacak bir şey değildir. Kültür geçmişin
yanlışları ve doğrularıyla bu günün yanlış ve doğrularını iç içe
geçiren bir bilim dalıdır.
-
Yukarıda izah etmeye çalıştığım gerekçeleri göz önüne aldığımızda
Sayın Gürsel'in "ÇORUMLU 2000" Dergisi Çorum'da çok önemli bir
boşluğu doldurduğunu söylememiz olası.
- Günlük
yayınlanan gazetelerin hay-huylar içinde sürüp gittiğini göz önünde
bulun durduğumuzda Sayın Gürsel'in "ÇORUMLU 2000" Dergisinin önemi
daha iyi kavranmalı.
- Dergide
ele alınan konuların bir çoğu Çorumluların büyük çoğunluğu tarafından
bilinen şeylerden değil. Bilinmeyeni Öğrenmenin yolu da bilene ve
aracılık edene destek vermekten geçer.
- Sayın
Gürsel'in de belirttiği gibi, her eline kalem alanın da bildiğini
parayla satmaya çalışması kabul edilir bir davranış değildir.
- Bininci
sayısından itibaren dikkatle izlemeye çalıştığım "ÇORUMLU 2000"
Dergisi her yeni sayısında daha da iyiye gidiyor.
- Sayın
Gürsel'i ayrıca Çorum'da bu yönde bir yayına karşı had safhaya varmış
ilgisizliğe rağmen inatla çıkartmayı sürdürdüğü için de kutluyorum.
- Yeter
ki Çorumlular Dergiye sahip çıksın ve desteklesin.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:14 25 Şubat 2000
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
39KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- Sayın Hacı CELEBCİ
- Merhaba Gazetesi 23 Kasım 1999
tarih ile köşesinde yazan ;
- Kucak
dolusu "Merhaba" gazetesini alıp; işyerini ve tek tek evleri dolaşıp
"alın size" ücretsiz olarak bu gazeteyi bırakıyorum denilse; sanıyorum
hiç kimse geri çevirmez; alır, bir kenara koyar gazeteyi.
- Yerel
bir gazete okumanın gerekliliğine inanmamış bir kimse için gazetenin
(elinin altında) bulunup bulunmaması fark etmez.
- Yerel
anlamda, neler olup bittiğini, ilimizin sorunlarını, sorunlara
sunulan çözümleri öğrenmek, dışımızdaki yaşamı merak etmek duyarlı
olmayı gerektirir. Her şeyin bir bedeli var yaşadığımız ortamda. Elbet
bir yerel gazete okuyor olmanın da bedeli var. Bin bir emekle ortaya
çıkarılan gazetenin ömrü günlüktür. Gazete fiyatlarını fazla bulan
insanlarımızın sayısı azımsanamaz. Haklıdırlar da. Gazete fiyatının
rakamını nelerle kıyasladığımıza bağlıdır, fazla ya da az olması.
- Gazete
çıkartmak bir gönül işi, bir hobi olduğu gibi; tamamen ticari amaçlı
olması da söz konusu olabilir. Her iki durumda da önem li olan şudur.
Özlemle, gazetesini bekleyen okuyucuya; temiz baskılı,"ödenen paraya"
değecek içerikte bir gazete ulaştırabilmektir. Mükemmel denilebilecek
kaliteyi tutturmak ne yazık ki; parasal olanakların yerinde olması
gerekmektedir. Dar olanaklarla, ama en güzelini vermeye çalışanları
da tebrik etmek, onları cesaretlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
-
Herkesin dağlar gibi sorun ve sıkıntı ile didiştiği bir ortamda; yerel
gazete çıkaranların sorunları da o oranda katmerlidir. Abone
sıkıntısı,mevcut abonelerden, para ödemeyenler, reklam ücretini
vermekte imtina edenler, kağıt temini, çalışanların sorunları vb.
hangisini saymalı..?
-
Kazanamamaktan, yoksulluktan vb. Yakınır dururuz. Herkes bilir ki, pek
çok alanda gereksiz sayılabilecek birçok paralar harcayabilmekteyiz.
Fuzuliye giden paralar üst üste konulduğunda; tahmin ediyorum ki, o
paranın onda biri kadar bir rakamı gözden çıkar mış olsak, en az bir
yerel günlük gazeteyi elimize alıp okuma şansımız olur.
- GELELİM
2000
-
'Değerli okurlar! Şimdilik, yerel günlük gazetelerimiz yayın yaşamına
devam ede bilmekteler. Umutlar o ki, sıkıntılar bir gün aşılabilir
...?
- Ama
Çorum'da öyle bir pırlanta yayın ürün var ki, S.O.S işareti veriyor.
"ÇORUMLU 2000" Bu dergi inanarak söylüyorum ki, Çorum'da bir boşluk
doldurmaktadır. Aylık çıkan bu dergi "Kültür, Tarih, Sanat ve
Edebiyat" alanında yine Çorum'a özgü değerli yazıları, değerli
yazarlarının kalemlerinden sunulmaktadır. Derginin sahibi "değerli
insan" Mahmut Selim Gürsel "bir idealin peşinden" eline bir yufka
ekmek dürümü alıp koşarak geldi bu günlere.
- Emekli
bir Çorumlu. Yeri geldikçe, emekli maşını bile hasretti idealinin
yoluna. Ancak "Çorumlu 2000" Dergisinin 11. Sayısında M. S.
Gürsel bakın ne diyor? "Ticari düşünmemenin sıkıntısını şimdi
yaşıyorum!". Bu dergi için iane toplamıyorum! 11 sayı Çorumlu 2000'i
BEN omuzladım. Artık biraz da Çorumlular Çorumlu olurlarsa bu karık
başa varacak. Bu sayı sondan bir olmasın.
- Büyük
bir sitem ve kırgınlık var. Derginin ederi 500 bin Tl. Ayda bir, güzel
bir dergiyi, hem de Çorum kokan, Çorum'u anlatan, her şeyi ile
Çorumlu olan "Çorumlu 2000" Dergisini gelin öldürmeyelim. Yaşatalım O'
nu. İlgisizlerin ilgisini çekmek, ilgilileri de daha çok destek olmaya
çağırıyorum.
-
Derginin yazarı, Osman ÜNSAL Beyefendinin yine 11. Sayıda yer alan
yazısından şu paragrafı iletmek istiyorum siz değerli "Merhaba"
okurlarına:
-
"Çorumlu 2000 Dergisini almak, okumak, okutmak, eşimize, dostumuza
tavsiye ve hediye etmek, reklam vererek destek olmak. İşte yapmamız
gereken küçücük şeyler bu kadar basit" Osman Hocaya aynen
katılıyorum.
- Evine
ekmek parası götürmekte zorlanan insanlarımıza dergi al, gazete al
şeklinde ki tavsiyeler haksızlıktır. Her gün ama zevkine; milyonların
harcanmasında beis görmeyenler; duyarlı Çorumlu hemşehrilerimizi de;
özellikle göreve çağırıp; sisli, puslu havalarda bir yıldız
yaşatılması konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum.
- Son
söz! "Midemizi" doyurmak için bir takım besinler gereklidir, buluruz
da; ancak beynimizin açlığını gidermek için, zahmet edip, zaman
ayırıp, bedel verip okumak gerekir" (?)
- Hadi,
"Çorumlu 2000" dergisinin 20'den çok yazarı, ne duruyorsunuz önce siz!
- Bu
yazıyı okuyup ta herhangi bir tepkide bulunmak isteyenlere;
-
Tel:0-364-212
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:14 25 Şubat 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
40KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- ÇORUMLU 2000 İÇİN NE DEDİLER VE
-
Görüleceği üzere, benim haberdar olduğum ÇORUMLU 2000 Kültür, Tarih,
Sanat ve Edebiyat Dergimiz için Mahalli basında yayınlanan yazıları
aktarmaya çalıştım.
- Yine
buradan; Sayın Gazete yönetici arkadaşlarımın, dergimiz hakkında
yazılacak her türlü yazılar ve bilgiler hakkında da Yayınevime bilgi
ver melerini rica etmektir. Bence; herhangi bir özem ve tüzel kişi ve
kuruluş hakkında yayım yapılınca o ki şinin, gazetenize abone olmadığı
düşünülerek; yayımladığınız yazı hakkında bilgisi olması gereklidir
diye düşünüyorum.
- Her şey
için teşekkür ederken, bizim hakkımızdaki yazılara elime geçmediği
için yer veremediğim içinde tekrar özür dilerim.
- Burada
bazı değerlendirmeler yaparak başınızı ağrıtmak istemem. Bu derginin
ne olduğunu benden başka hiç kimsenin tahminden başka bir kanaatının
olduğunu adım gibi bilmekteyim.
- Bu
yazılardan sonra da değerli yazar arkadaşlarımın tenkitlerini sizlere
sunmak istiyorum.
- Bu
tenkitlerin tamamı doğrudur. Evet; hep sinin doğru olduğunu kabul
ediyorum. Burada yazılı olan bilgilerin, satır eksiklikleri ile,
yanlış yazılımlar ile olduğunu biliyorum.
- Bu
yazıyı yazdığım şu anki tarih ve saati size belirtmek istiyorum: 25
Şubat 2000, bilgisayarımın saati ise şu an 00.51’i gösteriyor. Şu
ana kadar dergide yayınlanmak için gelen yazı ise 4ADET Bu yazıların
bir tanesi bu gün yani; 24 Şubat’ta geldi. Dergimiz güncel olayla
ilgili yazılar yayınlasa, yazarlarım haklı derim. Bizim dergimiz
Tarih, Kültür, Sanat ve Edebiyat üzerine olduğunu her dergimin
başlığında belirtiyoruz (!)
- Ben
istemem mi? Yazıların bu gün itibariyle 25. Sayının yazıları olsun.
Bende rahatça yazıp, arkadaşlara kontrol için versem ve kontroldeki
hataları, eksiklikleri el birliği ile düzeltsek dergimizde bulunan bu
eksik görülen kısımlar olmazsa daha iyi olmaz mı?
- Olur
elbet. Fakat; geciken yazılarımızın öyleleri var ki; baskıya
yolladığım gün elime geçen ve hatta, yazı yollayacağını belirten
arkadaşlarımızın yazıları gelmediği için yine bu saatlerde yazı yazma
mecburiyetinde kalmam ve acaba ne kadar sağlıklı bir dizgi
yapılacağını düşünebiliyormusunuz?
- Bu güne
kadar olan hatalarım ve bu günden sonraki hatalarımız, dizgiyi yapan
ben ile, sizin de yazılarınız hatanızın olduğunu, siz de lütfen kabul
ediniz.
-
Tenkitlerinizi yine bekliyorum. Teşviklerinizi görmek istiyorum.
- Bir de;
sadece benim hatalarımı değil, mümkünse birbirlerimizin hatalarını
yazalım.
- Adnan
İlhan Bey’in bu sayfadan sonraki yazısından bir alıntı ile ve bu
alıntıyı tersyüz ederekte siz yazarlarımıza sormak istiyorum:
- ”Yoksa
dergi sahipleri her istediğini yazabilir de, yazarlar yazamazlar mı?
Yoksa dergi sahiplerine her şey mübah, yazarlara günah mı? Yoksa...?!
“
-
Saygılarımla.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:14 25 Şubat 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
41KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- KAPI NUMARANIZ BELEDİYE
TARAFINDAN DEĞİŞTİRİLİRSE NE OLACAK ?
- Bugün; 20
Nisan 2000. Belediyemizde görevli iki Zabıta Memuru ellerinde bulunan
bir liste ile Osmancık Caddesi 27 numarada bulunan Ölçek İş yerinin iç
kapı numaralarını değiştirerek yeni kapı numarası kayıtlarını yapmaya
başladılar.
- Acaba ne
yapıyorlar dedim?
- Neler
yapmıyorlardı ki. İş Merkezinin içinde bulunan dükkanların kapı
numaralarını ellerine aldıkları kalemle değiştiriyorlar. Acaba bu binaya
oturma izni verilirken kapı numaraları dikkatlice kontrol edilmeden mi
oturma izni verildi?
- Herhalde
öyle oldu. Yada o günkü çalışan bir görevlinin hatası bu gün
düzeltilmeye kalkıldı. Yerine oturmuş olan kapı numaralarının bu gün
düzeltilmeye çalışılmakta. Gereken ne idi acaba? Hiçbir şey. Kimse
ilgilenmedi bile. Tamamen dolu olan iş merkezinden belki de bir tek kul
sormadı.
-
Duyarsızlığın zirvesindeyiz nedense. Bugün hiç sesi çıkmayan esnaf ve
ticaret erbabını, yarın neler bekliyor, biliyorlar mı acaba? Hayır
bilmiyorlar..
- İncelemem
sonuçları burada ikamet edenleri bekleyen işlemlerin tespit ettiğim
bazılarını sunuyorum.
- Bu
tespitimin sonuçları, burada ikamet edenleri ne kadar maddi ve zaman
kaybına uğratacağını biraz irdeleyelim.
- 1-Bağlı
olduğun oda kayıtınız. Bilindiği gibi esnaf ve ticaretle uğraşanlar bir
odaya kayıtlıdır. Bir işlem yaptırdıkları zaman veya iş yeri
değişikliklerinde bu kayıtlı odaya bilgi vermekle yükümlüdürler.
Yapılacak nedir: Belediyenin yeni verdiği kapı numaram şu dur diyerek
kayıtlı olduğu odaya bilgi veren bir dilekçe. Sonra ne olacak? Oda size
yeni iş yeri numaranızın kaydının düzeltildiğini söyleyerek ticari
sicil gazetesinde de bu kaydınızın tebliği için ilan vermenizin
gerektiğini söyleyerek Halk Bankasına şu kadar para yatırın diye
yollayacak.
- 2-Sicil
Gazetenizde adres değişikliğiniz. Belirlenmiş ücreti yatırmanız için
Halk bankasına gideceksiniz. Kuyrukta bekleyeceksiniz, odanızın verdiği
makbuz üzerindeki parayı yatıracaksınız ve gazetede yeni adresiniz
yayınlanacak. Para ve zaman kaybınız acaba ne kadar olacak? Ya sonra?
-
3-Kullandığınız faturanızdaki adresiniz. İş yerinizde kullandığınız
faturanızda adresiniz varsa her fatura kestiğinizde kapı numaranızı
değiştireceksiniz? Ya sonra?
- 4- Yazar
kasanız. Yazar kasanızın adresinde değişiklik yaptırmak için kasanızın
servisine müracaat ederek yazar kasa başlığını değiştireceksiniz. Para
ve zaman kaybınız acaba ne kadar olacak? Ya sonra?
- 5-
Kullandığınız kaşeniz. Kullandığınız kaşenizde bulunan kapı numarasını
değiştirmeniz gerekecek. Para ve zaman kaybınız acaba ne kadar olacak?
Ya sonra?
- 6-
Telefon Müdürlüğü'ndeki kapı kayıt no numaranız. Telefon Müdürlüğünün
belki de bir cezasına uğrayacağız. Bu ceza olmazsa bile telefon borç
ödeme ihbarnameniz elinize geçmeyecek ve telefonunuz kesilecek. Para ve
zaman kaybınız acaba ne kadar olacak? Ya sonra?
- 7- Vergi
dairesindeki kayıt numaranız. Burada adres kaydınızın düzeltilmesi için
muhasebecinize bilgi vereceksiniz. Belki muhasebeciniz bu bilgiyi
unutacak, denetim memurları sizi kontrole gelecekler, kapı numaranız
değişik olduğu için muhtemelen bilgi vermediğiniz için ceza yazıp
gidecekler. Para ve zaman kaybınız acaba ne kadar olacak? Ya sonra?
- 8-
Elektrik idaresi kayıtınız. Bu kurumada müracaatta bulunmanız
gerekecek. Büyük bir ihtimalle bu müracaatı pek çoğumuz unutacağız.
Elektriğimiz kesilecek, açtırmak için uğraş vereceğiz. Para ve zaman
kaybınız acaba ne kadar olacak? Ya sonra?
- 9-
Emniyet Müdürlüğündeki kaydınız. İş yerinizin kapı numarasının
değiştiğini bu kurumada bildirmeniz gerekecek. Hakkınızda gerekli bir
işlem için arandığınızda bulunmayacaksınız, belki bir ceza yiyeceksiniz,
yada bir mahkeme kararından haberiniz olmayacak. Ya sonra?
- 10- Banka
hesaplarınızdaki adresiniz. Bankalarla az veya çok hepimizin ikili iliş
kileri bulunmakta. Bu ilişkiler bu günün en büyük problemi olan para.
Bankanız size ulaşamayacak, sizin bilginiz olmayacak, fazladan paralar
ödeyecek yada gelen paranızdan haberiniz olmayacak. Para ve zaman
kaybınız acaba ne kadar olacak?
- Ya sonra?
- 11- Posta
adresinizdeki değişiklik. İşte en büyük kaybınız burada olacak. Neden
mi? Yukarıda saymaya çalıştığım işlemlerin pek çoğu posta kanalı ile
olmakta. Bu bilgilerin hiç birisi elinize geçmediği için acaba ne kadar
zarara uğrayacaksınız? Para ve zaman kaybınız acaba ne kadar olacak?
Ya sonra?
- 12-
Belediye ile olan işlemleriniz: Belediye levha kayıt numaranız?
Belediye işyeri kayıt numaranız? Belediye çöp vergisi kayıt numaranız?
Varsa Belediye Su İdaresi kayıt numaranız vb. Sayın okurlarım! Kusura
bakmayın, benim aklıma bu gün sadece bunlar geldi. Bunun dışında neler,
neler çıkacak onu da ileride göreceğiz.
- Bir memurun hatasının düzeltilmesi
için Belediyemiz; bizlere bu kadar işkence yapmaya, bizi zaman ve para
kaybına uğratmaya acaba ne kadar hakkı var?
- Bu yazıma
Sayın Belediye Başkanımız acaba nasıl tepki verecek? Sayın Başkan!
- Sizi
Çorumlular işlerini kolaylaştırmanız için ikici sefer seçti.
- Pösteki saymamız, sıkıntılara
girmemiz ve en mühimi de MADDİ kayıplara girmemiz için seçmedi.
-
Saygılarımla.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:16 25
Nisan2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
42KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- BELEDİYEMİZİN İLGİSİNE TEŞEKKÜR
EDERİM;
- YAZIŞMALARINIZIN DAHA DİKKATLİ
YAPILMASINI BEKLERİM
- Yazışma
nedir?
- Ne işe
yarar?
- Bir
dilekçe veya bir sözlü istek olduğu zaman, bürokrasi için olumlu veya
olumsuz cevap vermek demektir.
- Aşağıda,
Belediyemizin duyarlılığı ile beraber, oldu mu, oldu mealinde bir
cevabının aslının aynı olarak okuyucularımıza sunulmuştur.
- Baştan
savma ve muhatabımız olmayan bir Müdürlük tarafından gelen yazının,
bence muhatabı olan Sayın Başkandan gelmesi beni daha da mutlu ederdi.
"Yinede; mesajımızın yerine ulaşması ve ilgilenilmesi Çorum
Belediyesinin tepkilere karşı duyarlılığı sevindirici olarak tarafımdan
yorumlanmıştır.”
-
Yazışmalar için daha dikkatli olunması, üstünkörü yazışmaların vereceği
mesajların ne gibi tepkilere ve yanlışlıklara sebep olacağı düşünülerek
ve kontrolden sonra gönderilmesi gerekir. Diyeceksiniz ki; senin
derginde yazım hataları yok mu? Var elbette. Bunu ben biliyorum. 40
sayfalık dergimin içinde bazı harf düşüklüklerinin olduğunu da
görüyorum. Mesela: Mayıs 2000 tarihli Dergimin dördüncü sayfasında da
böyle bir hatam bulunmaktadır.
- Gelelim
aşağıda bulunan yazıda bulunan yanlışlıklara:
- 1) "Çorum
2000 Dergisinin denilmiş".Dergimin ismi ÇORUMLU 2000 'dir.
- 2)
Yazımızın yayınlandığı derginin yayın günü belli olmadığı gibi
(Yazımın "Bu gün;20 Nisan 2000" diye başlaması yanıltmış olsa gerek)
Mayıs 2000 sayısıdır.
- 3)
Yazımızın başlığı "Kapı Numaranız Değişirse Ne Olur" olmayıp; "Kapı
Numaranız Belediye Tarafından Değiştirilirse Ne Olacak?" tır.
- 4)
"Osmancık Cad. No:27 Ölçek İşhanınını" ibareniz yanlıştır. Ölçek
İşhanı Osmancık Caddesinde DEĞİLDİR. Zannedersem; şimdiki Karadeniz
Birliğin bulunduğu yerdedir. Osmancık Caddesi No 27'de Ölçek İş
Merkezi bulunmaktadır.
- 5)
"Sorunlar yaşatacağı bizim tarafımızdan da tespit edildiği" cümle
içinde geçmiştir. Ben ce bu Problemimizin sizin tarafınızdan
dergimdeki yazım okuduktan sonra tespit edildiği kanaati bende daha,
daha yüksektir. Gerekçesine gelince; bu problemlerin çıkacağını daha
önce düşünmeniz gerekmez miydi? Bu problemlerin ve yazışmaların
gereği kalmazdı.
- 6)
"mağduriyetinizi" bu kelime sadece benim “sakalıma” hürmeten bu
uygulamadan geçildiği imajı vermektedir ki; ben buna katılamayacağım.
Yazımı sadece kendim için kaleme almadım, bu uygulama bütün ÇORUM'u
ilgilendirmektedir.
- Aşağıda
Yayınevimize gelen 18. 05. 2000 tarih ve 272 sayılı yazıyı
okuyucularımıza sunuyorum. Yazınızda bulunan eksiklik yada hataların
altı çizgili olarak yayınlanmıştır.
-
Saygılarımla.
-
T.C.
- ÇORUM BELEDİYESİ
- Birim: Zabıta Müdürlüğü
- Sayı: 272
- Konu: Numara Çalışması
- Tarih 18.05.2000
- Sayın Mahmut Selim GÜRSEL
- Çorum 2000 Dergisinin 20 Nisan 2000
Tarihli sayısına Kapı Numaranız Değişirse Ne olur Başlıklı yazısına
cevaben; 10 Nisan 1927 Tarih ve 1003 Sayılı Binaların
Numaralandırılması ve Sokaklara isim verilmesi hakkındaki Kanun ve bu
Kanuna dayanarak 21 Mart 1963 tarihinde uygulanmaya konulan Numaralama
Yönetmenliğinin 11.nci Maddesine göre pasajlarda da Numaralama yapılır.
Pasaj birden fazla katlı ise zeminden başlanarak Yönetmenliğe uygun
olarak 1P,2P,3P gibi Pasaj numarası verilir.
- D.İ.E.
22 Ekim 2000 tarihinde yapılacak olan Nüfus Sayımında ön hazırlık
olarak yapılan Numaralama Çalışması sırasında Osmancık Cad. No: 27 Ölçek
İşhanınını işhanı yönetimi tarafından yanlış yapılan Pasaj İç
Numaraları düzeltilmek istenmiştir. Ancak yazınızda belirttiğiniz gibi
bununda pasaj esnafına çeşitli mağduriyet ve bürokratik sorunlar
yaşatacağı bizim tarafımızdan da tespit edildiği ve daha önce
kullanılmakta olan pasaj iç numaraların kullanılmaya devam edilmesi
mağduriyetinizi önlemek amacı ile tarafımızdan uygun görülmüştür.
-
Bilgilerinize rica ederim.
- Yusuf
Şişman Zabıta Müdürü
- Çorumlu 2000 Aylık Kültür
Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı:17 25 Mayıs 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
43KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
-
ERDİK ÜÇÜNCÜ YILA
-
Şükürler olsun. Teşekkürler ÇORUM' a.
ÇORUMLU 2000 erdi üç yaşına.
-
Bundan 24 ay önce Çorum'da bir dergi
çıktı. Birkaç Çorum sever yazıları ile destek verdiler. Birisi de
bunları topladı, dizgisini yaptı, finansmanını sağlamak için gece
gündüz zenbili sırtında, her türlü tenkitlere, her türlü alaylara, her
türlü engellemelere rağmen yılmadı.
-
Eşinin de desteği ile didindi, bir
şeyler üretmenin hazını duyarak, sevinerek, üzülerek bu günlere
gelindi. ÇORUMLU 2000 Dergisi 18. Sayısında üçüncü yaşına bastı.
-
Başlangıçta renkli, pırıl pırıl birkaç
sayı ile çıktı Çorumluların karşısına. Birkaç sayı imkânsızlıklar
yüzünden 35-40 günde çıktı. ÇORUMLU 2000'in dört renkli kuşe sayfaları
vardı. Sonraları hemşerileri renkli sayfalardan, renkli resimli
kapaklardan, renkli reklamlardan hoşlanmadıklarını davranışları ile
gösterdiler.
-
ÇORUMLU 2000 12.sayısına kadar ısrarla
renkli çıkmayı başardı. 13. Sayıda birisi, şapkasını önüne alarak
maddi imkânını düşündü, bırakayım dedi olmadı, renkli çıkartmaya devam
edeyim dedi, olmadı.
-
ÇORUMLU 2000'i destekleyen
hemşerilerini yarı yolda bırakmamak için, dergiyi siyah beyaz olarak
çıkartmayı denedi. İnanır mısınız; birisine hemşerilerinden 13 sayı
ile 17 sayılar arasında geçen süre içinde sadece ve sadece 5 okuyucusu
tekrar renkli olarak çıkartmasını istediler. NE ACI DEĞİLMİ?
-
Erdik üçüncü yıla. Rabb'imiz izin
verir, sağlığımız yerinde olursa daha başka üçüncü yıllara erdirmeye
çalışacağız.
-
Son üç sayımızı Çorum'da bastırdık ve
baskısını Çorum'da yaptırmaya devam edeceğiz.
-
ÇORUMLU 2000 Dergimiz inşallah aylık
olarak yayınını sürdürmeye devam edecek. Diyeceksiniz ki dergi; neden
24 ayda 25.sayı değil de 18.sayıda kaldı. Bunu şöyle açıklamam gerek.
Evet! Haklısınız bu dergi 18.sayıda kalmayıp 25 sayı ile karşınızda
olması lazımdı.
-
Gecikmemizin başlıca sebebi, maddi
olarak desteklenmememiz, yazarlarımızın yazılarını geciktirmeleri,
matbaanın basımı geç bırakması ile dergimiz sayı bakımında güdük
kaldı. Bize neler dediler (içinde kısa cevapları):
-
"Zoraki dergi satıyor. (kimseye zorla
dergi satmadım)" ,
-
"Çantalı yine geliyor.(dergileri
poşette taşıyacak değilim)" ,
-
"Bu dergiyi hangi amaçla çıkartıyorsun?
(amacım Çorum'u tanıtmak)",
-
" Emekliliğinin tadını çıkartacağına
yatta keyfine bak. (emeklilik yan gelip yatmak değildir)",
-
"Sen babandan bile para istemezdin
dergi için nasıl para istiyorsun? (babamdan bile kendim için hiçbir
şey istemedim, fakat derginin yürümesi için istiyorum, kemdim için
değil)",
-
"Çorum'un kültür hayatında büyük bir
boşluğu dolduracağına inandığım, belli bir görüşün ve düşüncenin esiri
olmayan dergi için Çorumlular olarak, hepimizin yardımcı olmak
mecburiyetimiz var....
-
Kimsenin, hele Sn. GÜRSEL'in hevesini
hiç kırmak istemiyorum. Fakat arkadaşımın yoğun çabasına
bizler yeterince destek olmazsak, bu dergi de birkaç sayı sonra
tarihin tozlu raflarındaki yerini alacak. (Desteğiniz yazılarınızla
devam ediyor)",
-
" Bu tür yayını çıkarmak sadece
çıkarmanın özverisi ve işi sevmesine bağlıdır. Bu çerçevede
değerlendirdiğimizde Sayın Gürsel'in 'ÇORUMLU 2000' Dergisini
çıkarması hiçte küçümsenmeyecek bir olay. Sakın bu yazıyı yağcılık
olsun diye yazdığım sanılmasın.
-
Çünkü Sayın Gürsel'le hiç tanışıklığım
da yok. (Evet sizinle bu yazınızdan sonra tanıştık)",
-
" Ama Çorum'da öyle bir pırlanta yayın
ürün var ki, S.O.S işareti veriyor. 'ÇORUMLU 2000' Bu dergi inanarak
söylüyorum ki, Çorum'da bir boşluk doldurmaktadır. Aylık çıkan bu
dergi 'Kültür, Tarih, Sanat ve Edebiyat' alanında yine Çorum'a özgü
değerli yazıları, değerli yazarlarının kalemlerinden sunulmaktadır.
-
Derginin sahibi değerli insan
Mahmut Selim Gürsel bir idealin peşinden eline bir yufka ekmek dürümü
alıp koşarak geldi bu günlere.
-
Emekli bir Çorumlu! Yeri geldikçe,
emekli maşını bile hasretti idealinin yoluna.(görüşünüzün
peşindeyim)",
-
"Hele bu yayını 1 yıl kesintisiz 10-11
sayı yayınlayacağına o birkaç kişi de inanamıyordu. Ama O; inancın,
iradenin, direncin ne olduğunu, idealizmin gücünü gösterdi. (inanmak,
yapmaktır)",
-
"Evliya Çelebisi Mahmut Selim Beyle
karşılaştım.(o payeye ermem için daha erken)",
-
" Mahmut Selim GÜRSEL'İN nasıl
davranacağı belli mi olur? (bu yaşıma kadar tutarsız bir iş yapmadım,
sözümden de hiç dönmedim)”
-
Erdik üçüncü yıla. Saygılarımla.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:18 25 Haziran
2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
44KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- YÜZEYSEL TEMİZLİK DEĞİL; CEVRESEL
GENEL TEMİZLİK YAPALIM
- İlimiz;
belki de dünyanın en temiz, en sıhhi şehirlerinden birisi
- olarak bizlerce yüzeysel olarak
bilinmektedir.
- Bu
ünümüzü, birkaç sene önceye kadar koruyor görünmekteydik. Şimdi ise, dış
görünüşümüz yinede temiz
- görülmekle beraber maalesef diğer
olumsuz ve dikkatsizlik yada, ihmal sayılabilecek birkaç tesisle
maalesef kirlenmektedir ve sağlığımızla oynama aşamasına gelmiştir.
- Sizlere
iki örnek vermek istiyorum: Ankara asfaltı yol ayrımına çok yakın iki
tesisten sizlere bahsetmek istiyorum. Bu tesisler ne yazık ki Çorum
Belediyesine ait işletmelerdir.
- Bunlardan
birisi Belediye olan Çöp Konteynır İstasyonu. İkincisi ise; yine bu
adresin tam karşısında bulunan ve yazın havamızı oldukça kirletmekte
olan Belediye Asfalt Şantiyesidir.
-
Birincisi: Belediye Çöp Konteynır İstasyonu ise, görünümü ile çevre
yolumuzun görünümünü bozmakla beraber, şu anda açılama aşamasına gelen
"Çorum Gıda Toptancıları Sitesi" arasında sadece çevre yolu
bulunmaktadır. Bundan başka bu tesisin hemen yakınında bir “Minyatür
Futbol Sahası” bulunmaktadır ki daha acısı bizler için devamlı un üreten
bir “Un Fabrikası” bulunmaktadır.
- Bu tesis
uzun zaman önce Çorum dışı sayılacak yerde kurularak bir ayrışım merkezi
görevi görmekte iken, şimdi ise konteynırların Çorum'dan toplanıp
buraya boşaltılan bir tesis haline gelmektedir. Bu toplama merkezi Çorum
için sağlık bakımından oldukça tehdit eden bir konumda bulunmaktadır ki;
üstelik yukarıda bahsi geçen gıda toptancıları bizlere sunacağı
gıda maddelerinin tamamı sinek ve buranın tozu ile gözle görülecek
şekilde kirlettiği malumdur. Ayrıca üstüne üstlük; bu toplama alanını
çok yakınında bir un fabrikası bulunmaktadır ki; bu da sağlımızı
ilgilendiren önemli bir etkendir.
-
- İkincisi
olan: Asfalt üretmek için kurulan tesis uzun yıllar önce şimdiki
bulunduğu yere kurulmuş, şehrimizin büyümesi ve Küçük Sanayi Sitesinin
alt kısmında bulunmaktadır ki, burada üretilen asfalt için yakılan
ocaktan oldukça kesif duman çevresini ve orada çalışanları rahatsız
edecek kadar kesif dumanlar saçmakta,Çorum'un havasını oldukça yoğun bir
şekilde kirletmektedir. Bir de üstelik bu tesiste Belediyemizin ufak bir
misafirhanesinin de bulunduğunu zannetmekteyim.
- Burası şu
anda bile transit geçen Ankara-Samsun yolu üzerinde trafik seyri yapan
vasıtalarda bulunan yolcular tarafından devamlı görülmektedir ki bu da
ilimizin temizliği hakkında yaptığımız çabaları boşa çıkartmaktadır.
Ayrıca buraya boşaltılan artıklarımızda bulunan naylon poşet ve kağıt
artıkları da adı geçen yolu önemli bir şekilde kirletmektedir.
- Bizce; bu
iki kirlilik yaratan tesislerin bir an önce daha uzak yerlere
kaldırılması gereklidir. Bütçemizin yetersizliği savunulacak olsa da, bu
sağlığımızı ilgilendiren iki tesisisin başka yerlere nakli için
Belediyemiz bir an önce bu konuya eğilmesi gereklidir. Ödenek yokluğu
ile mazeret bulunulacağını zannetmiyorum.
- Sayın
Belediye Başkanımızın ivedilikle eğileceğini adım gibi biliyorum.
-
Saygılarımla.
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:18 25 Haziran
2000 |
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
45KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- DOST; DOST !!!
- Dostluk
üzerine geçen ay yazarımızın birisinin yazısını yayınlamıştık. Başlık
altı yazısı "Söz ağzımda iken biz ona, ağzımızdan çıktıktan sonra o bize
sahip olur " ibaresi ile başlıyordu.
- Sayın
ağabeyimiz; bu sözü yazarken acaba arkasında durabiliyor mu, yoksa
duramıyor mu diye düşünmeden kendimi alamadım.
- Dünya bu;
"Nasihat eskiden büyüklerin işiydi" her şey gibi bu devirde bu işi de
ben tersine döndürmek niyetiyle değil de; bir büyüğüme tavsiye, öneri
niteliği olarak algılanmasını istiyorum.
-
Ağabeyimizin yazı başlığı Amerikalı yazar Bernard SHAW'ın bir deyişi
idi. "Dostlarım,dostlarım ben en çok ondan korkarım" demiş. Bilindiği
gibi Amerikalılar biraz abartılı konuşmaları ile, belki de bizim
çevirmenlerimizin onların dediklerini, kendi bilgi dağarcıkları ile
değiştirme, yada kullanılan kelimenin karşılığını kelime bilmemelerinden
dolayı yaptığı yanlışlıkları,bizimde meşrebimiz kabul ettiği için, hemen
kabullenerek söyler ve yazarı.
- DOST
Nedir, Arkadaş nedir? Diye düşünmeyiz. Arkadaşlık ile dostluğu bir
kefeye koyarız. İkisini birbiri ile karıştırırız.
- ARKADAŞ:
Refik; yoldaş, Enis; yar, sevgili, Hemdem; sıkı fikı, Demsaz; sırdaş.
Diye belirtilmekte.
- DOST:
Sevişen kimse, Sevilen kimse, nikahsız karı koca veya metres,Tasavvufta
ise hakiki sevgili Tanrı. Diye belirtilmektedir.
- Bu iki
benzer gözüken, fakat yanlış algılanan kelimeleri şöyle açabiliriz:
- Arkadaş;
aynı yolda, aynı işi, aynı mesleği vb. işlerde beraber olan ve
katılırsanız birbirlerine zıt olduklarında ayrılabilen kişilerdir.
Birbirleri ile sıkı fıkı olan kimseler ise bilindiği gibi birbirlerine
dertlerini açan, yada dedikodu yaparken birbirlerini arayan kişiler
olarak görebiliriz.
- Sırdaşlık
ise daha ileri giden bir arkadaşlıktır. Demekteyim.
- Gelelim
Dosta; sevişen kimse; bunda açıkça denilmektedir ki; iki kişi arasında
çok samimiyet bulunan, aralarında başka kimse
- olmayan, yada cima vaziyeti olarak
iki karşı cinsi de içine alan bir açıklamadır. Bu evlilikte olabilir,
nikahsız yaşama da olabilir, metres te olabilir. Bernard SHAW burada
her halde kendi açısından doğru söylemiş olmaktadır.
- O dost
diye bahsettiği kişiler, eşleri, sevgilileri, metresleri olması büyük
ihtimaldir. Fakat bu kelimeyi kullanan Sayın Seba'nın da böyle bir
ilişkisi olabilir, yada bu kelimeyi yerinde kullandığını zannetmiştir.
Fakat ağabeyimizin bu kelimeyi kollanması ve başlık olarak ta alması
beni üzdü. Ya ağabeyim de arkadaşlık ile dostluğu ayıramadı, yada "laf
olsun kolay gelsin manasında" yazdı.
- Dostu
hikaye eden bir kıssa aklıma geldi.
- Mazur
görünüz1975'te okumuştum, bazı eksikliklerim olabilir."
- Bir genç adama bir gün babası:
- -
Oğlum,çok geziyorsun, pek çok arkadaşın var. Bunların iyisini ve
yaramazını ayır. Diye nasihat etmek ister. Oğlu, gururla:
- - Baba
benim arkadaşlarımın hepsi iyidir. Ben ne dersem katılırlar, benim için
canlarını verirler . Diye cevap verir.
- Baba
oğluna küçük bir ders vermek ister. O gece çobana emrederek bir koyun
kesmesini, keser kesmez tam kanı akmadan çuvala koyarak çuvalın ağzının
açılmayacak şekilde bağlamasını ister.
- Gece yarısı oğlunun odasına girerek
uyandırır:
- - Oğlum
ben bir halt ettim. Senden yardım istiyorum kalk. Der. Genç adam hemen
kalkar, aceleyle üstünü giyinir,
- -
Babacığım ne oldu ? Diye sorar. Babası:
- - Oğlum
kaza ile bir adam öldürdüm. Fakat senden başka kimseye güveneceğim
arkadaşım ve dostum yok. Der. İlave eder:
- -
Aşağıdaki cesedi ertesi akşama kadar saklayacak bir yer bulalım der.
- Oğlu
atılır.
- - Baba
benim bir sürü dostum ve arkadaşım var onlardan birisine götürürüm, o da
yarın akşama kadar saklar. Diyerek çuvalı sırtlar. Kasabanın
karanlıklarına karışır.
- Epey bir
zaman sonra çuval sırtında yorgun ve utangaç geri döner.
- - Baba;
bu kanlı çuvalı hiçbir arkadaşım kabul etmedi. Der. Babası:
- - Oğlum
sen gittikten sonra aklıma bir dostum geldi. Selamımı söyle, bu leşi
yarın akşama kadar saklayıversin. Yarın ben ondan alırım. Der ve
arkadaşının ismini ve adresini verir. Çocuk gider babasının arkadaşının
evinin kapısını çalar. Babasının selamını söyler, yaptığı işi anlatır,
yarın akşama kadar bu cesedi saklayacakmışsınız der. Babasının arkadaşı,
hemen içeri getir yavrum diyerek çocuğu içeri alır, evin bir köşesine
çuvalı birlikte saklarlar.
- Adam
çocuğu uğurlarken babana selam söyle, insanlık halidir üzülmesin diyerek
selam yollar. Oğlan koşarak eve gelir. Baba arkadaşın böyle böyle dedi
diyerek selamı da iletir.
- Gidip
yatarlar. Ertesi gün, koyunu kestiren baba, arkadaşına çobanı ile haber
yollar. Ağanın selamı var, koyunu aldı bu saate kadar davet etmedi.
Koyunun üstüne yatmasın pişirtsin de bizim oğlanla yemeye geleceğiz diye
haber salar.
- Akşam
namazından sonra oğlunu alarak o arkadaşının evine giderler. Neşeli
neşeli yerler içerler, cesetle ilgili hiçbir konu konuşulmaz, yatsı
okunurken müsaade alır kalkarlar. Çocuk merak içindedir. Yolda babasına:
- - Baba
ceset nerede? Diye sorar. Babası:
- - Yedik
ya oğlum. O ceset değil bir koyundu. Sen şöyle dostum var,şöyle
arkadaşım var diyordun, ben de seni sınamak istedim. Gördüğün gibi seni
seven bir arkadaşın, dostun yokmuş. Sen geldikten sonra gönderdiğim
kişi, benim yarım dostum. Der. Çocuk:
- -Baba
yarım dost nedir? Diye sorunca. Baba:
- - Oğlum
bir dost az, iki dost fazladır. Bir de benim esas dostuma gitseydin
acaba nasıl bir hürmet göreceğini düşün. Der.”
- Evet
ağabeyciğim. Bu kısadan, arkadaş ile dostu anlarız herhalde. Birde; Aşık
Veysel'in:
-
"Dost,dost diye nicesine sarıldım,
- Benim
sadık yarim kara topraktır...” Diye devam eder gider.
- Dost bence; bir kişi, birdir.
Arkadaşlık ise, bazı kırgınlıklar, ağız dalaşlarını peşinen kabullenmek
demektir. Bu gibi durumlara düşülmeden de arkadaşlığımızı sürdürdüğümüz
Insanlar bulunabilir. Bunlara sitem edilebilir, bunlara kırılabiliriz,
bunlarla alakalarımızı kesebiliriz. Yinede insan oğlu fıtratı üzerine
arkadaşsız yaşayamaz.
- Yaşayabilseydi acaba nasıl bir hayat
sürerdik?
- Bizler
birisine kırılırken acaba, o birisinin bize kırılıp, kırılmadığını hiç
düşünmeyiz. Bizler birisinden bir şey isterken, o kişinin de bizden bir
talebi olabileceğini nedense hiç düşünmeyiz.
- Biz bir
söz verirken, sözümüzü tuttuğumuzu zan ederek, verdiğimiz sözleri hep
kulak ardı ederiz. Sonrada o kişinin arkasından sitem eder, sitemli
yazılar yazarız. Bu da yetmezmiş gibi birbirimizle bir toplulukta
karşılaştığımız zaman hiçbir şey olmamış gibi davranırız.
- İşte bu
arkadaşlıktır. Dostluk değildir.
- Dost
olarak seçtiğimiz, bir buçuk kişi için her şeyimizi verir ve onunda
bizim için her şeyini vereceğini biliriz.
- Bu
devirde yaşıyoruz.
- Bu
devirin icaplarını yerine getiriyoruz da,acaba "hayat arkadaşlarımızdan
başka" hiç dostumuz var mı?
-
Zannetmiyorum.
- Bu
zamanın maddi getiri ve götürüsü içinde dost bulmak; "Hayat pınarı olan
ab-ı Hayat Pınarı"nı bulmak gibi bir şey olsa gerek.
- Yukarıda
dediğim gibi; büyükler küçüklere nasihat verirdi, dünya herhalde tersine
döndü ki; bende size bir nasihat olmasa da bir fikir vermiş olayım.
-
Saygılarımla!
- DOST; DOST !!!
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:21 25 Eylül 2000
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
46KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
- EL YAZMA KİTAPLARIMIZ
- EL YAZMA KİTAPLARIMIZ
- Çorum
Hasan Paşa Kütüphanemizde bulunan el yazma kitaplarımız için Çorumlular
neler yaptılar? Sorusunu kendimize sorunca, hiçbir şeyin yapılmadığını
görebiliriz. Bizlerden öncekilerin bize koruyun, saklayın sonraki
kuşaklara emanet edin dediğimiz “El Yazma Kitaplarımız” şu ana kadar
yazılanlarla kaldı.
- Çorumlu
2000'in 19. sayısında geniş olarak beyanat verenlerin sözlerinin sadece
yazılanlarla kalmaması hakkındaki yazılarımıza bu güne kadar bir cevap
verilmemiştir. Bizler o sayımızda kimlere, kimlere sormuştuk? Kimler
kimler neler neler demişti de onları sözlerinde durmaya davet etmiştik
te, yanlış beyanlara bildiğimiz kadar cevap vermiştik.
- Bu
yazımıza, bir Allah'ın kulu ben sözümün arkasındayım diyemedi. Burası
ÇORUM, burası bizim bulunduğumuz yer, burası yaşadığımız yer. Sonra; 20.
sayımızda ”Haydi Çorumlular” yazımıza uzaklardan bir hemşerimiz bize
yazdı. Bu sayımızda onu yayınlıyoruz. Bu cevabın sadece bununla
kalmayacağını umuyordum, İnşallah kalmaz. Diğer hemşerilerimizde
tepkilerini koyarlar.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:22 25 Ekim 2000
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
47KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
-
- GÖNÜL İSTER Kİ
- Bu
sayımızda sizlerin, bizlere verdiği değerlerden bahsetmek isteyeceğim.
- Her yayın
gibi, bizimde kendimize göre bir okuyucumuz, bir yazar kadromuz
bulunmaktadır. Bu ikilem karşılıklı bilgi alışverişin ötesinde
birbirlerini pek yakın olarak tanıyan güzide bir birlikteliği olan
ÇORUMLULARDIR. Bizler, okurlarımıza bir nokta veya bir harf ile
bildiklerimizi aktarabilmemiz, bildiklerimizi paylaşmamız mutlu eder.
Yazı yazmak bir gönül işidir. Bir sevgidir. Bir tutkudur. Bu işi
yapabilmek gayet kolay gözükmekle beraber, gayet de zordur.
- Zorluğu; bilmeden yazmak, anlamadan
okumak, dinlemeden yorumlamaktır.
- Yazı
yazmanın kolaylığına gelecek olursak; dinlemeyi bilmek, dinlediğin
anlamaktan geçer. Pek çok yazarın yazılarında, yazım hataları
bulunur,bulunabilir. Bazı yazarlar bunu bilerek yaparlar. Yaptıkları
hatanın okuyucu tarafından anlaşılıp, anlaşılmadığını Bilmek isterler.
- Bazı
yazarlar ise başka taktikler kullanırlar. Düzgün ve anlaşılır
yazılarının yanı sıra cümlelerin içine okuyucusunun anlamadığı, çok sık
kullanılmayan kelimeler kullanarak kafasını karıştırırlar. Bu kafa
karıştırması içinde kendilerini anlamalarını sağlayan mesajlar
iletirler. Okuyucusu adeta yazılarının tutkunu olur. O yazarın
yazılarından başka yazı beğenmezler.
- Gönül
ister ki; sizlere daha güzel, daha detaylı yazılar sunarak, bizleri ilgi
ve beklentilerinize karşılık verebilen bir dergi durumuna gelelim.
- “El, eli
yıkar, el dolanır yüzü yıkar” diyen atalarımız. Bu atasözünü boşuna
söylememişler. Siz okurlarımız el olacaksınız ki, eller birbirini
yıkayacak, dergi olarak ta yüz olarak bizi yıkayacaksınız.
-
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:22 25 Ekim 2000
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
Bir
sonraki sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
48KİTAP
BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
-
- ALINGAN MI OLDUK NE?
- Biz
yazarlar, biraz havadan nem kaparız. Bu nem yüzünden, bizler duygulu,
hassas yapıdayız. Bu hassasiyetimizi tek taraflı olarak kullanırız.
Nedense karşımızdakilerin de aynı hassas duyguları taşıdığını
anlayamayız, ya da anmak istemeyiz.
-
Dergimizde yazılan yazıların muhakkak bir amacı vardır. Öyle veyahut
böyle. Durup dururken hiçbir yazar çizer eline kalem ve kağıt almaz. Bir
yanlışı, bir doğru bildiğini okuyucusu ile paylaşmak ister. Başlar
yazmaya. Yazdığı bu yazıda ne dediğini, ne istediğini okuyucusu
kendisine göre yorumlar, eler, dokur ve anlamak istediğini anlar.
- Bazen
bizde gaf yapabiliriz. Bazen de “Kızım sana diyorum, gelinim sen anla”
deriz de, ne kızımız anlar,nede gelinimiz. Bana göre, kızımızda anlar,
gelinimizde.
- Yazıda
yazılanları okuyan, ACABA ne demek istedi? Diye düşünür. Düşünmesinin
sebebi ise, alındığı için değildir. Yazıdan birkaç söz, birkaç mana
bulabilirse de, acaba benim hangi sözüm veya davranışım için bunu yazdı
diyerek, yazıyı yazan kişiyi sorgular. Sorgulaması ise, kendini tatmin
etmekten başka bir şey değildi.
- Biz ve
siz. Siz ve biz. Ne istediğimizi,ne istendiğini bilmekteyiz. Bilmekteyiz
de,bilmemiş gibi davranmamız, bize mahsus bir davranıştır.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi Sayı:22 25 Ekim 2000
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN
KULLANMAYINIZ corumlu2000@gmail.com |
Önceki Sayfaya gitmek için tıklayınız |
|
|
|
|
https://gurselyayin.com |
|
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ
OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR |
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |