Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

 

KİTAP BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

Mahmut Selim GÜRSEL

BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ!

Mahmut Selim GÜRSEL
 
GÜRSEL YAYINEVİ ve ÇORUMLU DERGİSİ SAHİBİ
 
1947  tarihinde babamın subay olarak bulunduğu Erzurum'da bir at arabasında doğum evine giderken doğmuşum. Babam  Eminsu Ali Rıza Gürsel,annem ise Fahriye hanımefendi idi. 
 
İlkokula İskenderun'da başladım. Ankara' da bitirdim. Ankara Yenimahalle  Ortaokulunun birinci  sömestrsinde  babamın  emekli olmasından dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince Atatürk Ortaokuluna devam ettim. Babamın "oku da oğlum ceketimi satar  seni  okuturum" diyerek bana yaptığı nasihatleri ters tepki  yaptı. İlkokul sıralarında okuyarak pilot olmanın düşlerini kurardım. Bu hayalim gerçekleşmedi. Babamın baskısı karşısında babama okumuyorum diyerek okulu birinci sınıfta bıraktım. Marangoz çırağı olarak Azmi Başar ustanın yanına girdim.  Askere gidene kadar ustanın yanında çalıştım. 1967 tarihin de askerlik dönüşü, 28 Mart 1969 Ankara  Emniyet   Müdürlüğüne teknisyen  olarak göreve  başladım.  Ortaokulu dışarıdan 2 yılda bitirdim 09 Ekim 1972  tarihinde polis memuru olarak Ankara'da altıncı şube ve kara kollarda çalıştım. 16 Eylül  1973  tarihinde  Selma (Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim.  10 Temmuz 1978 yılında ayında naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak geçtim.  Dışarıdan  Çorum Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim. Kendi kendime Osmanlıcayı öğrenmeye uğraştım, Hat sanatı ile biraz ilgilendim 150 ye yakın Ser levham var, Çorum Güzel Sanatlar Galerisinde  ve Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim.  03 Ağustos 1988 tarihinde İl Halk Kütüphanesi Müdür yardımcılığına atandım. 
 
1990  tarihinde ilk kitabım olan Dewey Onlu Tasnif isimli kütüphanelerdeki kitapların tasnifi yapılan kitabı 10 yıllık bir araştırma ve çalışma iye "Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)" kitap haline getirip Kültür Bakanlığına sundum.   Kitabımdan Türkiye'deki bütün kütüphanelere  dağıtılmak  üzere 1000 adet satın aldılar.
 
 
Marangozluk,oymacılık, polis memurluğu,memurluk  ve  idarecilik yaptım. Her çalıştığım meslekte çeşitli önemli olaylar oldu ise de son çalıştığım kurumda  bence en önemli bir hatıramı anlatmak istiyorum: Kütüphanedeki çalışmalarım  ve " El  Yazması Kitapların Çorum'da kalması için verdiğim  çabalar neticesinde  Bitlis Tatvan’a tayin edilme olayım beni çok yıktı. Fakat bu  üzüntümün  boş olduğunu  zamanla  gördüm. Rabb’imin  izni  ile Hacca gitmek nasip oldu, iki kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin çıkmasına vesile oldum. Mesleklerin  insanlara sağladığı maddi avantaj olarak,evinizi geçindirecek,namerde muhtaç  etmeyecek  avantajından  başka,manevi olarak;sizin yaptığınız işlerle ilgili karşılaştığınız problemleri değerlendirirseniz avantajların neler olabileceğini hayat okulundan  öğrenmiş  oldum.
 
1993 yılında Türkiye'deki bütün kütüphanelerde bulunan " El Yazması " kitapların Ankara Milli Kütüphanesine toplanma kararı veren Kültür Bakanlığına karşı Çorumlu hemşerilerimi haber dar ettim, mahalli radyodan ve gazeteler ile parti il Başkanlarını ile Millet Vekilimiz Adnan Türkoğlu ve Belediye Başkanımız rahmetli Turan Kılıççıolu'nun destekleri ve diğer kuruluşların da katkısı ile "El Yazma kitapları" Çorum'da kaldı. Açık öğretim için üniversite sınavlarına girip kazandım. İkinci sınıfta iken Çorum'a tam teşekküllü bilgisayar ortamında bir kütüphane kazandırmaktır. Yazma kitapların korunması ve Çorum'da kalması için yaptığım girişimim yüzünden 25 Nisan 1994 tarihinde Tatvan Bitlis'e Müdür olarak tayinim çıktı, tayin edildiğim yere gitmeyerek emekliliğimi istedim.
 
1994 Tarihinde nasip oldu eşimle birlikte Hacı olduk.
 
27 Mayıs 1998 tarihinde Çorum'da ilk Kültür Bakanlığından tescilli "Gürsel Yayınevi" tarafımdan açıldı. 
 
Yazı yazmaya beni  kimse  teşvik  etmedi   Kütüphane için hazırladığım  kitap beni  yazmaya teşvik etti. Yazılarım mahalli basında yayımlandı. Yazılarımdan dolayı bir ödül almadım; fakat kitapları ve bu dergi benim için en büyük ödüldür. 
 
Yayımlanmış çalışmalarım : 
 
" Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey) Haziran 1991 ", 
"Çorum 97 1997"
"Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar Haziran 1997- 2. basım 1998",
" Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Temmuz 1998,
" Sarı Çiğdem Şiir Defteri  Mart 2002" ,  
“Çorum 2002” adlı basılmış çalışmalarım bulunmaktadır. 
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004"
"Çorum Yemekleri 2004 Eşimin Çalışması"
"Hacım Ağustos 2007"
"Çorumlular ve Çorum'a Hizmet Edenler Temmuz 2008"
 
Bakanlığa sunulmuş;"Alfabetik Türk ve Yabancı Yazarlar Fihristi" ve "Ne Nerede Başlıklı Arama Fihristi" basım için  hazır  beklemektedir.  Yazılarım  daha çok araştırma dalı ile makale türüdür. Tiyatro çalışmalarım,şiir ve  hikaye denemelerim bulunmaktadır.   Şu  anda  dergimde yazılarım çıkıyor. Benim okuyucularıma  diyeceklerim  şudur ki. Doğru bildiğiniz konuları savunun. Bu  savunmanız  size belki tepkiler getirecektir. Bu  tepkileri inceleyerek doğru olup olmadığını araştırın. 
 
Saygılarımla. 

 
 
 
 
 
 
ÇORUM’DA MİNBERLER
            Kütüphanede çalıştığım yıllardı. Araştırmalarım sırasında “VAKIFLAR DERGİSİ! SİNİ incelerken Çorum Minberlerle ilgili bir bölüm gördüm.
            Su bilgileri size ÇORUMLU 2000 Aylık Kültür Sanat Ve Edebiyat Dergimim 5. sayısından itibaren yayımladım.
            Sonra Çorum Minberleri olarak Burada yayımlamayı uygun gördüm.
Sanat Ansiklopedisinin 1412. Sayfasında Minber bölümünde manası: "Araçça yükseklik manasına gelen 'nebr' kelimesinin ism-i mekân dır." Denilmektedir.
Minber Camii ve mescitlerde hatibin merdivenle çıkarak hutbe okunan yüksek kürsüdür. Bilindiği gibi minber Peygamber Efendimiz S.A.V.  Efendimiz Medine'de Eshab-ı kirama uzun zaman ayakta hitap  etmişti. Sonradan mescide bir hurma  kütüğü  konulmuş, Peygamber Efendimiz bu kütüğe dayanarak hitapta bulunmuştur.
Aşağıdaki hadiste minberin mescit ve camilere girmesi başlamıştır. Tirmiz, 9/3631 sayılı Hadiste:  - Hz.   Enes  radıyallahu  anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir hurma  kütüğüne  dayanarak  hitapta  bulun(ur)du.  (Duyulan ihtiyaç üzerine )yaptılar,onun üzerinde hutbe vermeye başladı. Hurma  kütüğü  (Aleyhissalâtu  vesselâm'ın kendisini terk etmesi üzerine) bir deve inleyişi gibi inleyip ağlamaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm minberden inip  kütüğü  mesh edip okşadı. Kütük inlemeyi  bırakıp sükûnet buldu."  Denilmektedir.  Bu hadis-i Şerifte  görüldüğü  gibi ; hutbe okunmak için minber bu suretle kullanılmaya başlamasına karşı,   hutbenin  sadece minber üzerinde de  okunmadığını ; "Ebu  Dâvud,Menâsik 62, (1916);  ve Nesâî, Hacc 199(5, 253).  - Nübeyt    İbnu  Şerît el-Eşcaî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah  (aleyhissalâtu vesselâm)'ı arafe  günü, kızıl bir devenin üzerinde hutbe verirken  gördüm." Diyen  iki  rivayete  görede sadece hutbenin minberde de verilmediğini göstermektedir.
Kısaca hadisler ışığı altında izah etmeye çalıştık. Konumuz olan  minberlerin, mermer, taş, çini kaplı ve ağaç olmak üzere yapıldığı, son zamanlarda ise alçı, çimento ve kumla yapılan beton, beyaz  çimentoyu kalıba dökülerek de minberler yapılmaya başladı.
Minbere çıkan hatipler Peygamber Efendimize saygı olarak  üsten üçüncü basamağa çıkmayı hürmetsizlik addedilir.    
Anadolu'da Türk minberlerin en eskisi Selçuklular Dönemine ait Konya Alaaddin Camii minberi olarak bilinmektedir. (İslâm  Ansiklopedisi Minber bölümü) Çorum Merkez İlçe'de bulunan Ulu Camii ve eski Hamit Camii'nin (şimdi Müze Müdürlüğünde muhafaza  edilen) minberleri sanat   5,sayı
 

6. Sayı

araştırmacıları tarafından incelenerek literatüre geçmesi sağlanmıştır.

Vakıflar Dergisi 5. Sayı 1962 tarihinde 59'uncu sayfada, "M. Zeki Oral tarafından tespit edilen bilgileri aynen aktarıyorum: Bu minberi yerinde görmedim. Fotoğrafından  okuduğum  kitabelerini  yazıyorum."
Kitabeler  ve tarih: 

Minber Kapı Kasası Yazısı

             1- Kapının üst kısmında  8x82 Cm uzunluğundadır. Selçuki Nesih ile yazılmış tek satırdır. Bu kutlu minberin yapımına Bağışlayıcı Rabbimin Rahmetini dileyerek Kul Davut Oğlu Ahmet emretmişti.

Minber Kapı Ayna Yazısı

Kemer Köşelikleri 11 Cm çapında iki madalyon içine Selçuki nesih ile yazılmış olan

Sağ Tarafta Amele (dülger) Davud Bin Abdulah (Davut oğlu Abdullah)  El Naccar ( Dekarasyon) Ey Ankaravi (Ankaralı)

Ankaralı Dülger dekorasyon Davut oğlu Abdullah

Minber Kapı Yazıları

La İlaha illallah Muhammedün Resilalah

            Cuma Müminlerin Haccı ve Müminlerin Bayramıdır!

Minber Kapı Altı Yasıları

         Kapıların kanatları altında 14x23 Cm iki parça halinde Selçuki Nesihi ile :

         Yedi Yüz altı Senesi Mübarek Seferinin onunda 22 Ağustos 1306

Minber Kapı alt teyzinatı

Minber Kapı Tarafı

Minber Sol tarafı

Minber Sağ tarafı

HAMİT CAMİİ

YAHUT MUZAFFER PAŞA CAMİ MİNBERİ

1301-1302 tarihli minberin korkulukları yazılı geometrik süslemeleriyle dikkati çeker. Diğer kısımları ise sadedir. Minberin ve bulundukları camilerin bilinen kısa tarihçesi ise; vaktiyle Çorum'da bulunan ve eski ismi "Es- Sultan el-Gazi Şerafeddin Osman" olan Osmancık emiri bulunan Beyler Çelebi tarafından yaptırılmıştı.

Camii Beyler Camii olarak anılmakta iken bir depremde yıkılmıştır. Caminin minberi sonra, bugünkü Çöplük mevkiinde bulunan yeni Hamit camisinin bulunduğu yerde bulunan eski Hamid Camisi  Hicri  1561  (Miladi 996) tarihinde Hüseyin Oğlu Rüstem Bey tarafından yaptırılmıştır.

Sonradan halk tarafından onarılan cami 1985 tarihinde betonarme olarak yeniden yaptırılmıştır. Camide bulunan ismi geçen minber yerinden sökülerek Çorum Müzesine nakledilmiştir.

Geçen sayıda M. Zeki ORAL’IN Çorum Hamit Cemi Minberi ile araştırmasından aldığımız bilgileri vermeye devam ediyoruz.

TARİH:

Minberi yaptıran Muzaferü’d-din Hacı Beyler ve bu sülaleden Mahmut Çelebi Hakkın da (Amasya Tarihi Cilt 3 Sayfa 10, 80, 72, 129, 158, 174) ve (Çorumlu Dergisi Sayı 12) de bir hayli yazar varsa da esaslı bir hükme bağlamaya delalet ve serahet yoktur.

Hacı Beylere ait Çorum Evkafı’ndaki vakfiyeler, arşiv vesikaları incelendikten sonra bu zatın hüviyetini tespit mümkün olacaktır.

Osmancık’taki Beyler Camii de bu zatın imiş.

Minber kitabesine göre Muzafferü’d-din Beyler Çelebi, Selçukilerin çökmesi üzerine Anadolu’da türeyen ümeradan birisidir.

Karaman merkezindeki Hacı Beyler Çelebi’nin 1356 (H. 757) tarihli kitabelerinde: Yani Ulu Bey Hacı Beyler adı geçmektedir.

Bu zatın Karaman oğulları ümerasından Subaşı olduğu anlaşılmakta ise de burada baba adı yoktur.  

Aksaray’da Muhyiddin Perek bahçesinde, Karamanoğulları Mezarı denilen yerde mermer üzerine 0.28x0.23 metre ebatın da  güzel bir nesihle yazılmış kabir taşı vardır.

Türkçesi: “Tacü’d-din İbrahim Bey oğlu Büyüklerin eğendisi Rahmet olunmuştur, Beyler Çelebi Hicretin 757. Yılı Zülkaade ayında dünyadan ahirete göçtü” denilmektedir.   

 

BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
 
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.