- GEÇTİ BOR’UN PAZARI SÜR EŞEĞİN
NİĞDEYE (DEDİRTMEYELİM)
- Meşhur
bir atasözünü başlık yapmamdaki gaye; başka bir meta için söylenmiş
olduğunu var saysak da atalarımız bu günleri sanki görmüşlerde
söylemişler demek geliyor içimden. İnşallah bu Atasözümüz ileriki
yıllarda gerçekleşmez.
- BOR
MADENİNİN TANIMI:
- Sembolü
B olan periyodik sistemde üçüncü grupta yer alan ve yarı metal
karakterli kimyasal bir eleman olup öbür elementler arasında metal
olmayan tek elementtir.
- Atom
numarası 5, atom ağırlığı 10,82 olan, İyon şarjı 3 tür. İki stabi, iki
radyoaktif izotopu bulunmaktadır. Bu elementi Sir Humphry Davis Joseph
Gay-Lussac ve Louis Thenand tarafından aynı anda bulmuşlardır. (1)
- TARİHTE
BİLİNİRLİĞİ
- Tarihte
ilk olarak 4000 yıl önce Babilliler Uzak Doğudan boraks ithal etmiş ve
bunu altın işletmeciliğinde de kullanmışlardır.
-
Mısırlıların da boru, mumyalamada, tıpta ve metalürji uygulamalarında
kullandıkları bilinmektedir. İlk boraks işletmeciliği Tibet
Göllerinden elde edilmiştir. Boraks; koyunlara bağlanan torbalarda
Himalayalar dan Hindistan'a getirilirmiş. Eski Yunanlılar ve Romalılar
boratları temizlik maddesi olarak kullanmışlar. İlaç olarak ilk kez
Arap doktorlar tarafından M.S. 875 yılında kullanıldığı sanılmaktadır.
Borik Asit 1700'lü yılların başında borakstan yapılmış, 1800'lü
yılların başında ise elementer bor elde edilmiştir .(2)
- TÜRKİYE
BOR YATAKLARININ TARİHÇESİ
-
Ülkemizde bor cevherlerinin varlığının bilinmesi Romalılara kadar
uzanmakta ise de ilk verimli bor madenciliğine 1861 yılında
Balıkesir-Susurluk Sultançayırı pandermit yataklarında Fransız
“Companie Industriel Des Mazures” firması tarafından başlanmış, daha
sonra 1887 yılında İngiliz-İtalyan ortak şirketi “Cove-Hanson”
tarafından sürdürülmüştür. Bu firma daha sonra “Borax Consolidated
Limited” şirketine dönüştürülmüştür. Özet olarak, Ülkemizde bor
cevherleri Osmanlı Devletinin son yılları ile Cumhuriyetin ilk
yıllarında yabancı firmalar tarafından işletilmiştir.
-
Ülkemizde 1930’lu yıllara kadar gerek Osmanlı dönemi ve gerekse
Cumhuriyet döneminde doğal kaynaklarımızın tespitine yönelik bilimsel
çalışmaların yapıldığını söylemek mümkün değildir. Bu durumun ortadan
kaldırılması amacıyla 1935 yılında maden aramalarını yapmak üzere MTA,
madencilik, enerji üretimi ve dağıtımı yapmak üzere de Etibank (Eti
Holding A.Ş.) kurulmuştur. O zamanki adı ile Etibank’ın 2805 sayılı
Kuruluş Kanunu’nun 5. maddesinde MTA ekonomik değere haiz sahaları
ilgili Bakanlık kanalıyla Eti Holding A.Ş'NE devretmeye, Eti Holding
A.Ş’de bu kaynakları işletmeye zorunlu kılınmıştır. 1970’li yıllara
kadar ülkemizde bor cevheri üretim ve ihracatı büyük oranda İngiliz
kökenli Borax Consolidated Limited şirketinin elinde ve kontrolünde
kalmıştır. Ancak ülkemiz bor cevherlerinin dünya piyasasındaki gerçek
değerine ulaşabilmesi amacıyla 1978 yılında bor cevherleri 2172 sayılı
Kanunla devletleştirilmiş ve böylelikle dünyada en büyük bor
üreticileri ABD’de US Borax ile Türkiye’de Eti Holding A.Ş. olmuştur.
- Bu
aşamadan, yani bor cevherlerinin 1978'de devletleştirilerek Eti
Holding A.Ş.’ne devredilmesinden sonra, Eti Holding A.Ş. tarafından
yapılan toplam 500 milyon US$'a yakın yatırım neticesinde, 1978
yılında cevher bazında toplam 660 milyon ton olan bor rezervi,
günümüzde cevher bazında 2 milyar tonun üzerine, Dünya bor üretiminde
ülkemizin payı da; 1975'de %11'den günümüzde %31 seviyesine
çıkartılmıştır. 1978’de 83 milyon US$ olan ülkemizin bor ihracat
gelirleri günümüzde 250 milyon US$/yıl seviyelerine yükseltilmiştir.
- "2172
sayılı Devletçe İşletilecek Madenler Hakkındaki Kanun"a dayanarak, bu
kanunun 2. maddesinde yeralan "bor tuzları, uranyum ve toryum
madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır"
denilmektedir. Bu konuları daha iyi incelemek isteyen okurlarımıza
Mayıs 1970 Madencilik dergisi ile;IV. Bey Yıllık Kalkınma Planı
İhtisas Komisyonu Raporu’nu salık veririz. (3)**
- NELER
YAZILDI:
- Bor
için son yıllarda çeşitli bilgiler ile birlikte bazı araştırmalara
ağırlık verildi. Bizim ulusal basından izlediğimiz kadarı ile bir sürü
makale, incilimi ve Internet sayfaları yayınlanmış bulunmaktadır.
Aşağıda ve yukarıda birçok bilgi bu sitelerden alınmış olup, bizlere
oldukça ilginç bilgiler vermektedir. Bu bilgileri kendime göre
düzenleyerek sizlere sunmak beni biraz düşündürdü ise de benim merak
ettiğim konuyu okuyucularımızın da merak ettiği ve bilgi akımının
eksikliği ile bu madenin nasıl ve ne kadar ülkemizde bulunduğunu
sunulması gerekliliğini düşündüm. Aklımın erdiği kadar bu bilgilerin
bazıları benim bilgim dışında olmasına rağmen beni düşündürmek,
incelemek için sizlerle birlikte olmamı, sizlerinde bildiklerini bu
dosya ile ilerletebileceğinizi düşünmekteyim.
- Ülkemiz
“Kasım Krizi” diye yaşadığımız ekonomik krizin ardından, krizden çıkış
yollarından birisi olarak dünya toplam rezervlerinin %70'ine sahip
olduğu beyan edilmekte ve bor madenlerinin özelleştirilmesi gündeme
getirilmişti.
- Dönemin
hükümetin içinde olan Sayın Şükrü Sina Gürel başta olmak üzere bir kaç
bakanın da bilinçli direnişi sonucu bor madenlerinin
özelleştirilmesiyle ilgili dosya rafa kaldırıldı. Şimdilik unutulması
ve olayın küllenmesi için beklemeye alınmış görülmektedir.
- Bu
önlemin hemen arkasından halen bilinmeyen nedenlerle “Şubat Krizi”
gündeme geldi. Sonraları ise “Erken Seçim” geldi 47. hükümet ortakları
ile beraber tarihe karışmış, 48. hükümet ise “Kıbrıs Dayatması” ile
birlikte “Saddam Krizi” içinde üç buçuk ay çalıştıktan sonra Mart 2003
seçim yenilemesinin sonucunda Sayın AK Parti Başkanı seçimi kazanmış,
Sayın Gül’ün istifası ile 14 Mart 2003 tarihinde Sayın Recep Tayyip
Erdoğan Başbakanlık teskeresini alarak kabinede çok az bir
değişiklikle devam edecek. Güven oylaması sonuncunda ise “İkinci
Teskerenin” B.M. Meclise gelip gelmeyeceğini yaşarsak göreceğiz.
- Ülkemiz
bir kaç milyar dolar bulabilmek için her şeyi yapabilecek bir duruma
sürüklenmiş gibi gösterilmektedir ve ABD “Irak Savaşına” girmemiz için
bizi para ile satın almaya çalışmaktadır. Ülkemiz maalesef sıkıntılı
günler yaşamaktadır, teskere gelse de, gelmese de daha çok
sıkıntıların hedefi durumundadır. Üzülerek anladığımız kadarı ile çok
kısa bir süre sonra bor madenlerinin özelleştirme yoluyla yabancı
sermayeye satışı yeniden gündeme getirilecektir. Korkarız bu kez
ülkenin içine düşürüldüğü ağır ekonomik buhran nedeniyle hiç kimse bu
özelleştirme işlemine karşı direnmeyecektir. Evet; ortada kriz var,
kriz senaryoları var. Fakat özelleştirilmek istenecek bor madeni
imtiyazının olmamasını dilerim. Yoksa konu başlığını yaptığımız “Geçti
Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye” denilmemesi için hepimizin uyanık
olması gerekmektedir.
- Aşağıda
listelediğimiz “Bor kullanıcıları”, Türkiye’den ham madde olarak
alınıp işlenen “Bor miktarını” Devletin verdiği kıstaslar içinde
sizlere sunmaya çalışacağız. DÜNYA BOR İŞLENMESİ VE ÜRETİCİLERİ
başlığı altındaki bölümde ise Türk bor madeni ile gelirler elde
etmektedirler. Ekonomik bir değer olan ve yatırımını çabucak amorti
etmesi görülen bu Allah vergisi madeni biz zenginleştirerek satalım.
- Hamının
tonunu 400 $ a vereceğimize işleyerek bu paranın daha çoğunun ülkemize
gelmesini sağlayalım.
- Yine
aşağıda ETİ Holdingin kendi istatistiklerinde bu konu ile bilgiler
bulacaksınız.
-
Geçenlerde TV’de bir bilen Türkiye’ye 2002 tarihinde 60’ın üzerinde
Bor ile ilgili araştırma yapmak için ülkemize giriş yaptığını beyan
etti. Okuduklarımızdan Yüzlerce bilim adamının "Geleceğin Petrolü"
diye tanıttığı, bilişim sektörüne, uzay teknolojisinden, nükleer
teknolojiden savaş sanayiine kadar pek çok alanda hammadde durumuna
geldiği gözüken bor madeni Türkiye’nin geleceği değil midir?
-
Ülkemizin bir bulunmaz zenginliğin öneminin lütfen farkına varmalıyız,
bu günümüzün ve yarınımızın daha iyi değerlendirmemizi sağlayacaktır.
Geçtiğimiz yüzyılın ve bu günlerin vazgeçilmez silahı olan petrolün
ilk 25 yıl içerisinde, belki de daha yakın zamanda bor’un aynı statüde
ve önemde olacağını görememek körlükten başka bir şey değil midir?
- Dikkat
edelim; 9 trilyon dolarlık madenimizi bir iki milyar dolara devir
etmeyelim.
-
Amacımın Türkiye’mizin ve bu ülkenin geleceğini etkileyecek bir olayı
sizlere bildirmeye kendimi görevli gördüm. Bu konu ile ilgili aldığım
bütün bilgileri sizlerle paylaşmak istememi de çok görmemenizi talep
etmekteyim. Sizlerde dikkatli olarak incelerseniz kaygılarımın
gerçekliğini görmüş olursunuz.
-
-
INTERNETTEN ALINAN YAZILAR: 06.05.2001
-
- TÜRKİYE'DE BOR MADENİ RAFİNE
SANAYİİNİN, ÖZEL SEKTÖRE TEŞVİK VERİLEREK KURULMASI SAĞLANMALIDIR.
-
Yazınızda "Sanayicilerimiz isterlerse Etiholding'in ürettiği bor
ürünlerine dayalı her türlü yatırıma girebilirler. Onları engelleyen
hiç bir husus yoktur. Türkiye'nin bor üç ürünlerine dayalı yüksek
teknoloji gerektiren yatırımları yapabilecek gerçek sanayicilere
ihtiyacı vardır. Madenin üzerindeki toprağı sıyırıp, açığa çıkan bor
cevherini bir kırıcıdan - elekten geçirip yıkadıktan sonra satmaya
soyunmak sanayicilik olmasa gerek." diyorsunuz. Diğer taraftan Bor
Ltd. Şti. adında bir firma Eti Holdingi US Borax firmasına hammadde (tinkal)
satmakla, buna karşın yerli üreticiye satmamak ile,diğer bir deyimle
yıllardır oyunlarını bozmak ile uğraştığımız monopolun oyununa
gelmekle suçluyor. Bu işin doğrusu nedir? Bor Ltd. forumda yazdığınız
gibi "rafine" adı altında, aslında cevheri yıkayıp satan bir firma
mıdır? web sitelerinde (www.boraxtr.com) bahsettikleri fabrika yıkama
fabrikası mıdır? Cevabınız için şimdiden teşekkürler.
- Diğer yandan Eti Holding kendi
yayınlarında dünya talebinin %35 ini karşılamasına karşın, hasılat
olarak sadece %21 ini alabildiğini (US Borax ın 1/3 ü, US Borax dünya
talebinin %45 ini üretmesine karşın hasılatın %60 ini alıyormuş)
itiraf ediyor, ve bunu rafine bor yerine ham cevher olarak satmak
zorunda kalmasına bağlıyor. Aynı zamanda diğer şahıs ve kuruluşların
altından cevher olarak satma endişesinden iç piyasaya cevher vermiyor
! Yani bir anlamda, yurdumuz için zararlı olacağı düşüncesi ile
başkasına yaptırmadığı bir şeyi kendisi yapıyor. Anlamak gerçekten
zor. Acaba ben mi yanlış yorumluyorum? Bu konuda nereden bilgi
alabilirim? (yine Eti Holdingin 1998 raporlarında ürettiği ham borun
%50 sini rafine ettiği, kalanını ham olarak sattığı gözükmekte)
- Eğer
yorumum doğru ise önerim çok basit (ki bunu herkes düşünebilir
sanırım), şeker pancarına, tütüne, buğdaya, vs. ye verilen teşvikler
(ki alınan bir çok ürün imha ediliyor) bor madeni rafine sanayiine
(nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum, ama Eti Holding biliyordur
herhalde) verilmeli. ANCAK! bu kesinlikle devletin olmamalı, özel
sektör teşvik edilmeli. Eti Holding sadece denetleyici, belki de
pazarlayıcı olmalı. Maalesef devletin (büyük ihtimalle siyasetten
dolayı ) üretim işinde ne harikalar yarattığını uzun yıllarca gördük
!...
- Bu
arada Eti Holdingin ham bor satışı yasaklansa ne olur?
- Türkiye
yılda 100 milyon dolar az ihracattan (birkaç yıl, rafine tesisleri
kurulana kadar) batmaz herhalde? Hatta dünya talebinin %17.5 i
kısılınca fiyatlar da bayağı bir yükselmez mi?
-
Saygılarımla
- Sinan
Arıca Makina Müh. (ODTU 1984) MTA Genel Müdürlüğü Web sitesi
http://www.mta.gov.tr
-
- BİR BAŞKA ANADOLU MUCİZESİ
YAŞANIYOR VE BOR MİNERALİ İLETİŞİM ÇAĞININ GÖZBEBEĞİ OLUYOR
- Türkiye
yaklaşık 2.5 milyar tonluk bor rezerviyle zengin bir ülkedir. Ham
haldeyken tonu 400 dolar olan bor mineralinin değeri, işlenerek süper
iletken hale dönüştüğünde kat be kat artacaktır. "Bilim adamları,
tahmin edilenden çok daha yüksek derecelerde bile, neredeyse hiç
dirençle karşılaşmadan elektrik taşıyabilen metal bir bileşim tesbit
etti.
- Dünya
bilim çevrelerini şaşırtan bu bileşimin, özellikle süper hızlı
bilgisayarların üretiminde kullanılabileceği belirtildi. Çok daha
hızlı bilgisayarların yapımında, oksijen içeren maddelerle çalışmanın
zor olduğu yerlerde, magnezyum-bor bileşiminin kullanılmaya
başlanacağı haberi üzerine, Nortwestern Üniversitesi'nden Profesör
John Rowell; bilim adamlarının düşük sıcaklıklı maddeler üzerinde
daha fazla çalıştığını hatırlatarak, bunların yerine magnezyum-bor
bileşiminin kullanılmasının daha hızlı çalıştığını hatırlatarak,
bunların yerine magnezyum-bor bileşiminin kullanılmasının daha
avantajlı olacağını söyledi.Rowell'a göre magnezyum-bor yüksek ısıdaki
iletkenliği sayesinde bilgisayar bileşenlerinin 4 kat daha hızlı
çalışmasını sağlayabilir..." BOR MİNERALİ STRATEJİK BİR ZENGİNLİKTİR
-
Deterjan sanayiinden uzay teknolojisine kadar yüzlerce değişik alanda
kullanılan bor minerali, petrol ve doğalgaz kadar büyük bir stratejik
öneme sahip.20 yüzyılda sınırların çizilmesinde temel unsur olan
petrol Orta Doğu için nasıl bir lütufsa, bor da Anadolu için bir
lütuftur.
- Bir ton
borun 400 dolar değerinde olduğu ve Türkiye'nin yaklaşık 2.5 milyar
ton bora sahip olduğu göz önüne alındığında, bu emsalsiz cevherin
Türkiye için ne derece büyük bir zenginlik kaynağı olduğu daha iyi
anlaşılır. Toplam 1 trilyon dolardan fazla olan bu rakam ülkemizin
toplam 106 milyar dolar olan dış borcunun yaklaşık 10 katına denk
değerdedir. Amerikan uzay mekiği Challenger'ın infilakından geriye
sadece Türk borlarından imal edilen kabin kesiminin kaldığı
düşünülecek olursa borun uzay teknolojisi için ne denli hayati bir
madde olduğu da anlaşılabilir. Tüm dünyayı kontrol etme gayretinde
olan ABD'nin dünya bor rezervlerindeki payının sadece % 13 olduğunu da
düşünürsek, ABD-Türkiye ilişkilerinin seyrinde bor mineralinin çok
önemli bir rol oynadığını rahatlıkla görebiliriz.
- Bor
minerali, sanayide alternatifi olmayan, vazgeçilmez bir
zenginlik.Dünyada bor minerali bakımından en zengin ülke ise
Türkiye.Ülkemiz dünya toplam bor rezervinin % 70'ine sahip.Bor'un bir
çeşidi olan tinkal Eskişehir'in Kırka bölgesinde yoğun olarak
bulunuyor.Kolemanit cevheri de Kütahya-Emet,Balıkesir-Bigadiç ve
Bursa-Kestelek bölgelerinde yer alıyor. Türkiye'nin 1999 yılındaki
tabii boratlar toptan ihracatı 121 milyon dolar olarak
gerçekleşti...Türkiye 1999 yılında toplam 30 sanayileşmiş ülkeye bor
ve kimyasalları ihraç etti. Bor madenlerinin ruhsat ve saha işletme
hakları 01.10.1978 tarih ve 2172 sayı ve 10.06.1983 tarih ve 2840
sayılı kanunlar gereğince ETİ Holding Anonim Şirketi'ne ait.
"Devletçe İşletilecek Madenler Hakkında Kanun"la ,2172 sayılı kanunun
2.maddesinde yer alan "bor tuzları,uranyum ve toryum madenlerinin
aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır" ibaresi gereği bor
sahaları ve bor türevleri işletmelerinin özelleştirilmesi mümkün
değil. ETİ Holding'in aniden özelleştirme kapsamına alınması,
bünyesinde bulunan yüksek kar marjlı bor işletmeleri nedeniyle,yurt
dışından pek çok değişik çevrenin ilgisini çekti.Birer dev sanayi
ülkesi olan batı dünyasının,sanayilerini ayakta tutabilmek için
muhtaç oldukları bor madenine Türkiye'deki bor işletmelerinin
özelleştirilmesi yoluyla ulaşabilmeleri ihtimalinin ortaya çıkması
pek çok soruyu da beraberinde getirdi.Bor işletmelerinin, yurtdışından
gelen baskılar sonucu özelleştirme kapsamına alındığı,yapılacak
ihalenin kuralına uygun olmayacağına dair söylentiler de hala
gündemdedir.
-
- BOR TÜRK EKONOMİSİNİN
VAZGEÇİLMEZİDİR
-
Özelleştirilmek istenen ETİ Holding 2000 yılında 30 trilyon liralık
harcamayla,83.8 trilyon lirası iç satış,147.1 trilyon lirası dış satış
olmak üzere toplam 231 trilyon liralık hasılat elde etmiştir. Yılda
700 bin ton ham,350 bin ton rafine bor ürünleri satışı gerçekleştiren
ETİ Holding'in küçük bir teknoloji yenileme operasyonuyla mevcut
üretimini ve satışını kat be kat artırabileceği söylenmektedir. Bor
madenlerinin özelleştirilmesiyle, bu büyük ulusal servet yabancı
sermayenin eline geçecektir. Dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi
yabancı sermaye bu stratejik maddeyi işlemek için kaynağında tesis
kurmak yerine kendi ülkesine götürerek işleyecek ve Türkiye kendi
elleriyle kendi servetini gelişmiş sanayii ülkelerine teslim etmiş
olacaktır. (***)http://hendese.cjb.net/
-
-
YAĞMALATTIRMAYALIM!!!
-
Stratejik değere sahip Bor mineralleri doğada yaklaşık 230 çeşittir.
Bunlardan ticari değere sahip olanları ise boraks(tinkal),kernit (razorit),
kolemanit, uleksit, propertit, pandermit ve bor asittir. Ülkemiz
yaklaşık 2,5 milyar ton bor rezervleriyle Dünya bor rezervlerinin %64
ne sahiptir. Gerikalan %14 ü A.B.D %22 si ise Rusya, Kazakistan, Çin,
Peru, Arjantin ve Şili de bulunmaktadır. Türkiye dışındaki ülkelerde
bulunan bor, dünyanın ihtiyacını en fazla 60 yıl karşılayabilecek
durumdadır. Türkiye’nin ise en az 400 yıllık rezervi bulunmaktadır.
- Bor
minarelleri, önceleri ilaç, inşaat, boya, telstil, deterjan, sabun,
ısıya dayanıklı cam, emaye, fiberglas, seramik, elektrik, izolasyon,
tarımda kullanılan kimyasal maddelerin üretimi için kullanılmaktaydı.
Günümüzde bunlara ek olarak enerji depolamada, su arıtma işlerinde,
atık temizleme işlemlerinde, otomobillerde hava yastığı ve hidrolik
fren imalinde, bilgisayar teknolojisinde, otomotiv ve silah
teknolojisinde, jet ve roket yakıtlarında, atom enerjisi denetim
rodlarında, çelik güçlendirmede, ısı ve radyasyondan koruyucu
lehavalar, yanmayı geciktirici malzeme ile son derece hafif ve
dayanıklı malzemenin imali gibi alanlardada kullanılmasıyla bor
minerallerin önemi gün geçtikçe artmaktadır.
-
Ülkemizde Eti Holding 'e ait bir kuruluş olan Etibor A.Ş. ne bağlı
Eskişehir Kırka Bor işletmesi, Balıkesir Bigadiç Bor işletmesi ,
Kütahya Emet Bor işletmesi ve Bursa Kestel Bor işletmesinde bor
çıkarılmakta Bandırma Bor ve Asit Fabrikasında işlenmektedir.Bor
yeraltında değil açık işletmelerden çıkarıldığı için elde etme
maliyeti diğer madenlere göre daha düşüktür.
- Anadolu
topraklarında bor ilk kez 1861 yılında çıkarılmaya başlanmıştır. Bor
üretimi 1970 li yıllara kadar büyük ölçüde yabancıların elindeydi. Bor
minarelleri, kamu yararı ve ulusal çıkarları korumak adına 4 Ekim 1978
yılında 2172 sayılı yasa ile Bülent Ecevit in başbakanlığı sırasında
devletleştirldi, ve Etibank a devredildi. Bugün ise Bülen Ecevit in
başbakanlığındaki hükümetin Bor madenlerini özelleştirmeye çalışması
kaygıyla izlenmektedir. (****)Kaynak: Suay KARAMAN Jeoloji Müh.(TÜMÖD
genel saymanı-Mayıs 2001)
-
- 21. YÜZYILIN PETROLÜ
- Bu
köşede ısrarla vurgulamaya çalıştığımız iki konu var:
- 50 sene sonra tükeneceği düşünülen
petrolün son kırıntıları üzerinde söz sahibi olmak ve enerji
kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek için verilen kavga; başta
Amerika olmak üzere Batı'nın, petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip
ülkeleri kontrolleri altında tutmak için giriştikleri türlü baskılar
ve kirli oyunlar.
-
Türkiye'nin bilinçli olarak borç batağına itilmesi ile uluslararası
sermaye çevrelerinin çıkarlarına hizmet eden IMF ve Dünya Bankası'nın
dayatma politikalarına karşı savunmasız kalması; verimsizlik,
hantallık, zarar ediyor olma gibi sözde gerekçelerle KİT'lerin peşkeş
çekilmeleri, özelleştirilmeleri.
- Her iki
konu ile de doğrudan bağlantılı bu haftaki tartışmamız ise Türkiye'nin
elinde tuttuğu ve geleceğin petrolü olarak anılan bor madeni üzerine
oynanan oyunlar.
- IMF'nin
bor madenlerinin özelleştirilmesi konusunda Türkiye'ye dayatmada
bulunduğunu, IMF'ye verilen taahhütler arasında Eti Holding AŞ'nin
özelleştirilmesinin de bulunduğunu, Eti Holding AŞ'nin bağlı
ortaklıklarından Eti Bor AŞ'nin de özelleştirme kapsamına alındığını,
geçen sene hükümetin bor madenlerini Eti Holding kapsamı dışına
çıkarıp ayrı bir bor madenleri genel müdürlüğü KİT'i oluşturarak
özelleştirmeden kurtarmaya çalıştığını belirterek konumuza girelim.
- 21'inci
yüzyılın petrolü olarak tanımlanan bor madeninin önemini ABD'nin
kavraması yeni değil. İlk olarak 1950 yılında, yüksek enerji yakıtı
ile çalışacak uzun menzilli savaş başlıkları taşıyan ABD füzelerinde
bor yakıtı kullanılması düşünüldü. 1951 yılında ABD, bor madenleri ve
bileşikleri ''stratejik madde'' olarak nitelendirilerek ihracatta
kontrole tabi tuttu. Yakıt üretimi için sekiz fabrika kurdu.
Türkiye'yi ve Avrupa ülkelerini de içine alacak şekilde bir anlaşma
yapıldı ve sosyalist ülkelere bor satışı yasaklandı. ABD yönetimi,
Amerika dışındaki bor madenleri için stratejik bir stok oluşturmaya
karar verdi. Türkiye'den 68.000 ton bor madeni alarak ABD'de depoladı.
Petrolün 50 sene sonra tükeneceğini hesaplayan ABD, alternatif enerji
kaynağı olarak gördüğü bor yakıtı ile çalışan otomobiller üretti.
- Şimdi
hiç şüphesiz gözler Türkiye üzerinde. Çünkü Türkiye, parasal değeri
800 milyar dolar olarak hesap edilen bir bor denizi içinde yüzüyor.
200 milyar dolarlık borç yükünü çevirebilmek için IMF'nin her dediğine
kafa sallayan Türkiye, bor konusunda da IMF'nin dayatmalarına boyun
eğecek mi? Dünya talebini yüzlerce yıl karşılamaya yetecek miktarda
bor madeni rezervini elinde tutan Türkiye ruhsatları devretmeden bor
madenlerinin işlenmesi konusunda özel sektörle işbirliğine gitmek gibi
daha akılcı bir yol mu izleyecek?
- Kaynak: Dostmail/2002
-
- TEKNİK BİLİNİRLİĞİ:
- Bor,
biri amorf ve altısı kristalin polimorf olmak üzere, çeşitli
allotropik formlarda bulunur. Alfa ve beta rombohedral formlar en çok
çalışılmış olan kristalin polimorflarıdır. Alfa rombohedral strüktür
1200 °C'nin üzerinde bozulur ve 1500 °C'de beta rombohedral form
oluşur. Amorf form yaklaşık 1000 °C'nin üzerinde beta rombohedrale
dönüşür ve her türlü saf bor ergime noktasının üzerinde ısıtılıp
tekrar kristalleştirildiğinde beta rombohedral forma dönüşür.
- Bor
elementinin kimyasal özellikleri morfolojisine ve tane büyüklüğüne
bağlıdır. Mikron ebadındaki amorf bor kolaylıkla ve bazen şiddetli
olarak reaksiyona girerken kristalin bor kolay reaksiyona girmez. Bor
yüksek sıcaklıkta su ile reaksiyona girerek borik asit ve diğer
ürünleri oluşturur. Mineral asitleri ile reaksiyonu, konsantrasyona ve
sıcaklığa bağlı olarak yavaş veya patlama şeklinde olabilir ve ana
ürün olarak borik asit oluşur.
- Bor
elementinin fiziksel özellikleri:
- Özellik Değeri
- Atom ağırlığı 10.811±0.005 veya
0.007
- Ergime noktası 2190+20 °C
- Kaynama noktası 3660 °C
- Isıl genleşme katsayısı(25-1050 °C
arası, 1 °C için) 5x106-7x106
- Knoop sertliği 2100-2580 HK
- Mohs sertliği (elmas-15) 11
- Vickers sertliği 5000 HV
- Bor Mineralleri:
- KRİSTAL SUYU İÇEREN BORATLAR
- Kernit (razorit) :Na2B407.4H2O
- Tinkalkonit :Na2B407.5H2O
- Boraks (Tinkal) :Na2B407.10H2O
- Sborgit :NaB508.5H2O
- Eakwrit :Na4B10017.7H2O
- Probertit :NaCaB509.5H2O
- Üleksit :NaCaB509.H2O
- Nobleit :CaB6O10.4H2O
- Gowerit :CaB6O10.5H2O
- Florovit :CaB2O4.4H2O
- Kolemanit :Ca2B6O11.5H2O
- Meyerhofferit :Ca2B6O11.7H2O
- İnyoit :Ca2B6O11. 13H2O
- Preseit(pandermit)
:Ca4B10O19.7H2O
- Tercit :Ca4B10O19.2H2O
- Ginorit :Ca2B14O23.8H2O
- Pinnoit :MgB2O4.3H2O
- Kaliborit :HKMg2B12O21.9H2O
- Kurnakavit :Mg2B6O11.15H2O
- İnderit :Mg2B6O11.15H2O
- Predorazhenskit :Mg3B10O18.4
1/2H2O
- Hidroborasit :CaMgB6O11.6H2O
- İnderborit :CaMgB6O11.11H2O
- Larderellit :(NH4)2B10O16.4H2O
- Ammonioborit
:(NH4)3B15O20.(OH)8.4H2O
- Veatçit :SrB6O10.2H2O
- p-Veatçit :(Sr, Ca) B6O10.2H2O
-
- BİLEŞİK BORATLAR (HİDROKSİL VE/VEYA
DİĞER TUZLAR İLE)
- Teepleit :Na2B. (OH) 4Cl
- Bandilit :CuB. (OH) 4Cl
- Hilgardit :Ca2BO8.(OH) 4Cl
- Borasit :Mg3B7O13Cl
- Fluoborit :Mg3(BO3)
- Hambergit :Be2(OH, F) BO3
- Suseksit :MnBO3H
- Szaybelit :(Mg, Mn)BO3H
- Roveit :Ca2Mn22+((OH)4
(B4O7(OH)2)
- Seamanit :Mn32+(OH) (B (OH)4
(PO4)
- Viserit :Mn4B2O5 (OH, Cl) 4
- Lüneburgit :Mg3 (PO4)2B2O3.8H2O
- Kahnit :Ca2BAs
- Sulfoborit :Mg3SO4B2O4
(OH)2.4H2O
-
- BORİK ASİT
- Sassolit (doğal borik asit)
:B(OH)3
-
- SUSUZ BORATLAR
- Jenemejevit :Al6BO15.(OH)3
- Kotoit :Mg3B2O8
- Nordenskiöldine :CaSnB2O6
- Rodozoit :CsB12Be4Al4O28
- Varvikit :(Mg, Fe) 3TiB2O8
- Ludvigit :(Mg, Fe2+) 2Fe2+BO5
- Paygeit :(Fe2+, Mg) 2Fe3+BO5
- Pinakiolit :Mg3Mn2+Mn23+B2O10
- Hulsit :(Fe2+Mg2+, Fe3+, Sn4+)
3BO3O2
- BOROFLUORİTLER
- Avagadrit :(K, Cs) BF4
- Ferruksit :NaBF4
- BOROSİLİKAT MİNERALLERİ
- Akzinit grubu :(Ca, Mn, Fe, Mg)
3Al2BSi4O15 (OH)
- Bakerit :Ca4B4(BO4) (SiO4)3
(OH) 3H2O
- Kapelenit :(Ba, Ca, Ce, Na)3 (V,
Ce, La) 6 (BO3)6 Si3O9
- Karyoserit :Melanoseritin
toryumca zengin türüdür.
- Danburit :CaB2Si2O8
- Datolit :CaBSiO4OH
- Dumortiyerit :Al 7O3 (BO3)
(SiO4) 3
- Grandidiyerit :(Mg, Fe) Al3
BSiO9
- Homilit :(Ca, Fe) 3B2Si2O10
- Hovlit :Ca2B5SiO9 (OH)5
- Hyalotekit :(Pb, Ca, Ba) 4
BSi6O17 (OH, F)
- Kornerupin :Mg3Al6 (Sr, Al, B)
5O21 (OH)
- Manondonit :LiAl4 (AlBSi2O10)
(OH)8
- Melanoserit :Ce4CaBSiO12 (OH)
- Safirin :Mg3, 5Al9Si, 5O2
- Searlesit :NaBSi2O6H2O
- Serendibit :Ca4(Mg, Fe,Al)6 (Al,
Fe)9 (Si,Al)6 3O4
- Turmalin grubu mineraller
- Tritom :(Ce, La, YTh5(Si, B)3
(O, OH, F)13
- İdokreyz (Vezüvyanit) :Ca10Mg2Al4
(Si4)5 (Si2O7)2 (OH) 4
- Ben; bu sayıya kadar
sizlere derleyerek yayınladığım bor araştırmam burada sona ermektedir.
-
Gittikçe BOR tartışmaları artık küllenmiş olarak ülke gündeminden
çıkartılmış bulunmaktadır.
- Bu
gerçekler bilinmekte, her ne hikmetse bu işle uğraşanlar usanmış
gözükmektedirler.
- Biz
kendi üzerimize yaptığımızı düşünerek çalışmamızı bitiriyoruz. Halen
birçok Internet siteleri bu konu ile binlerce sayfa döküman
bulunmaktadır. Ilgilenenler arama motorlarına bor diye yazınca bu
sayfalar karşılarına çıkar. Onlar da konuyu kendilerine göre
irdelerler.
-
Saygılarımla!
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür
Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi Sayı: 49-50-51
-
|