|
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
|
|
|
|
Mahmut Selim GÜRSEL TAKDİM Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi ÇORUM TARİHİ ÖNSÖZ KRONOLOJİK ÇORUM TARİHİ ÇORUM VE ÇEVRESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ ASUR TİCARET KOLONİLERİ VE HATTİLER KUŞARA DÖNEMİ ESKİ HİTİT DEVLETİ (HATTİLER) YENİ HİTİT DEVLETİ VEYA İMPARATORLUK FRİGLER'DEN ÖNCEKİ DÖNEM FRİGLER MED DÖNEMİ PERSLER DÖNEMİ MAKEDONYA PONTUS ve GALAT DÖNEMİ MAKEDONYA PONTUS ve GALAT DÖNEMİ ÇORUM'UN TÜRKLEŞMESİ SELÇUKLULAR DÖNEMİ DANİŞMENDLER MOĞOL İSTİLASINDA ÇORUM İLHANLILAR DÖNEMİ OSMANLI DÖNEMİNDE ÇORUM ERETNA BEYLİĞİ DÖNEMİ KADI BURHANEDDİN DÖNEMİ ÇORUM KIRKDİLİM SAVAŞI KIZIL KOCA OĞULLARININ KATLİ ZEYTİN DERESİ KOCA KALESİ'NİN FETHİ KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÇORUM |
|
|
|
|
|
Çalışma TELİF ESERİDİR izin almadan kullanmayınız! | |
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL | |
|
|
Sitemiz ve yazarlarımız;hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |
TAKDİM Bir kitabın doğması, o kitabı yazmaya kalkan kişinin amacına ve bilgi birikimine göre değerlendirilmesi uygun olarak görülmelidir. Elinizde bulunan bu çalışmanın sizlere ulaşması için günlerini veren bu çabası için şükranlarımı sunarken, bu çalışmada da benim ufacık bir katkımın da bulunması beni bahtiyar etmiştir. Bu çalışma ile sizlerde bazı bilgileri edinmiş ve faydalanmış olarak uzun yılların birikimlerinden aydınlanacağınızı göreceksiniz. Bilgi; yazılmadıkça kaybolmaya açık birikimlerdir. Her insan bir kitaptır; onu okumamız gereklidir. Tanımadığımız ve anlamadığımız kişiler hakkında nasıl kararlar veremezsek; bir çalışmayı da incelemeden, okumadan karar veremeyiz. Mahmut Selim GÜRSEL |
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
|
|
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ÇORUM TARİHİ ÖNSÖZAşağıda Çorum tarihiyle ilgili dökümlerden elde ettiğim sonuçları bilgi amacı ile buraya karalamayı uygun gördüm. İncelediğim kaynaklar da birbirlerini tamamlamaktan uzak ve ekseriyetle aynı cümle ve teferruatı vermesi açısından sıkıntılı ve tekrarı gerektiren bilgilerden ibarettir. Bu nedenle ileride yapılacak araştırmaların daha teferruatlı olmasını dilemekten başka yapacağım bir dileğim yoktur.Hititler dönemi ile ilgili pek çok dökümün Almanlarca incelemek bahanesiyle Almanya'ya götürülmesi ve bilgilerin Almanlarca bölük pörçük yayımlanması,Çorum için büyük bir eksikliktir.1990 tarihinde yapılan Orta köy kazısında bulunan 2500'e yakın tablet ve fragmanın acilen değerlendirilmeleri gerekmektedir.Hitit Dönemi ile ilgili araştırmalar devam etmekte olmasına karşılık,Türkiye çapında bir Hititoloji araştırma sı yapanların bir elin parmakları kadar azdır. Aynı şekilde Selçuklu Dönemine ait dökümlerin adları bilinmekte olup, bu bilgilerin uzmanlarca bu günkü dile çevirerek araştırma yapanların hizmetine vermesi bence çok önemlidir. Osmanlı arşivlerimizin bazı kısımları Cumhuriyetin ileriki yıllarında Bulgarlara kilo ile satılması, o dönemin büyük hata ve ihmallerinden başka bir şey olmamakla beraber,bu zihniyet maalesef halen günümüzde de devam etmekte, kurum ve kuruluşların elinde bulunan evraklar Kanuni süreleri tamamlanınca SEKA' ya devredilmektedir. Osmanlı arşivlerinin elimizde kalan kısımlarının gün ışığına yavaş yavaş meydana çıkması da sevindirici bir olay olarak görmektedir.
Çorum için lüzumlu olduğunu zannettiğim ve resmi kurumların arşivleri durumunda olan yazışmalarında Çorum arşiv ve belge merkezinin kurularak toplanarak tasnife tutulması ve saklanması gerekliliği bu günler için olmazsa bile ileriki yüzyıllar içerisinde araştırma yapacaklara saklanması düşüncesinde bulunmaktayım. İnşallah bu önerimi kale alacak gerekli bir girişimde bulunacak idareciler bulunur da, bu niyazım bir fikir olarak gelişir umudundayımAnadolu'nun ilk çağları hakkında henüz geniş ve teferruatlı bilgiler tam olarak bulunamamıştır. Yeni kazılar devletimizin himayesi ve çabaları ile karınca karar yürütülmesi yeterli olmamaktadır. Halkımızındı bu kazılara katkısı için çalışmalar yapılması,ören yerlerinin tespiti için halktan yardım alınması ve maddi olarak katkıda bulunanların desteklenmesi gereklidir düşüncesindeyim. |
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
KRONOLOJİK ÇORUM TARİHİ ÇORUM VE ÇEVRESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ Çorum çevresinde az miktarda da olsa son MÖ. 7000 - 5500 Paleolitik ve Neolitik döneme ait olduğu sanılan el aletlerine de rastlandıysa da gerçek anlamda yerleşiğin Kalkolitik çağda yoğunlaştığı görülmektedir.<1> MÖ. 5500 - 3000 Kalkolitik dönemde,madenlerin kullanılma aşaması sayıldığı bilmekteyiz. Çorum çevresinde bu dönemi MÖ.4000-3000 tarihlerinde bu devrin 4'üncü aşamasını yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu dönemin yerleşme merkezlerinin olduğu,Alacahöyük, Büyük Gülecek,Eskiyapar, Kayapınar, Kuşsaray kazılarının tabakalarında rastlanmıştır. Büyük Gülecek kazısında bu dönemin en zengin materyali bulunmuştur.<2>
MÖ. 3000 - 1200 Tunç Çağı olarak adlandırılmaktadır. Bu Devrin I. II ve III. Tunç Devri dahilinde incelenmektedir. Bu dönemde bakır filizleri işlenmekte, saf bakır bilinmekte ve alaşımları kullanılmaya başlanmaktaydı. Bu Devirde yerleşik düzene geçen insanlar, köyler,şehirler de yaşamaya başlamışlardı. Bu Devirde bulunan eşyalar, Anadolu Medeniyetleri Müzesinde teşhir edilmektedir. <3> MÖ.3000-2500 I. Tunç Devri, Çorum çevresinde bulunan madenler sayesinde yaşamın geliştiği görülmektedir. II ve III. Tunç Devri, Çorum çevresinde etrafı surla çevrili küçük ve zengin beyliklerin bulunduğu yapılan kazılardan anlaşılmaktadır. İlimizde bulunan zengin bakır filizleri işlenmeye başlamış ve bu madenlerin etrafı iskana açılmıştı Örnek olarak Bayat İlçesinin Astar Deresi mevkiinde doğal bakır filizleri bulunmuştur.
1935 tarihinde R.Oğuz ARIK ve Hamit Zübeyr KOŞAY tarafından Alacahöyük 'te ortaya çıkarılan 13 Kral mezarı, II. ve III. Tunç Devri başlarına tarihlendirilmektedir. Bu devir ayrı yeten Hitit Dönemini de kapsa maktadır. Alacahöyük'te bulunan 13 Kral mezarından çıkartılan,saf altından kupalar, taçlar, kemer, elbise süslemeleri ve çeşitli süs eşyaları, meteor demirinden hançer, tunç üzerine elektron gümüş kakmalı boğa ve geyik figürleri,İdiller, güneş kursları,insan heykelcikleri ve kap kacaklar, Alacahöyük yöresinin ne denli zengin olduğunu göstermektedir. Kazı çalışmalarında Mahmut AKOK devam etmiş olup, kazı çalışmaları halen devam etmektedir.
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ASUR TİCARET KOLONİLERİ VE HATTİLER | |
Beylikler halinde yaşayan bu şehir devletlerin yazılı kaynakları olmadığından , bunları Hititlerin ve Asur çivi yazılarından öğreniyoruz. Hattiler, yüksek bir uygarlık düzeyine eriştikleri gözükmektedir. Konuştukları dilin eklemeli dil grubuna girdiği, dağ,tanrı adlarından anlaşılmaktadır. Hattiler Döneminde Asurlar'la ticariIlişkilerinin bulunduğu ve Asurlar'a bağlı 10 Pazar kentleri (Karum) bululduğunu ve Çorum ilinde bilinen en önemli karum'un Hattuşaş'da Boğazköy olduğu Asur tüccarlarının Akatça yazdıkları belgelerde belirtilmektedir. <1> Asur'lu tüccarlar kumaş,esans ve kalay getirip. Karşılığında deri, simli kurşun, gümüş ve bakır filizleri alıyorlardı. Hattiler şehirlerini korumak için Hititleri paralı asker olarak bulunduruyorlardı.
<1> Çorum Tarihi 5. Hitit Fes. Kom. Çorum 1990
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
KUŞARA DÖNEMİ Bu gün Çorum vilayetinin bulunduğu toprakları, Anadolu'da tarih devresini açan ve ilk siyasi birliği kuran Hitit İmparatorluğunun anayurdudur. Hitit başkenti Hattuşaş'da, Çorum il sınırları içerisinde bulunuyor. Bu nedenle Çorum, Hitit arkeolojisinin rakipsiz en büyük merkezi olmuştur. Boğazköy Hattuşaş arşivlerinde bulunan bir kil tablette ; Pithana MÖ.1850 tarihinde Kuşşara kentinin Kralı idi. <1> Hayatı hakkında fazla bir bilgi olmamakla beraber ülkesini genişletmek düşüncesinde idi. Bu kralın adına Kappadokya tabletlerinde rastlanmaktadır.
Pithana'nın oğlu Anitta'nın babasının yolundan devam ettiğini görüyoruz. Anitta'nın MÖ.1800 tarihinde yaşadığı tahmin edilmektedir. Anitta'nın bir asur tabletin de adı geçmektedir. Anitta krallık yönetim merkezini, Kuşşara'dan Naşa / Kaniş kentine taşıdı. Anitta Hattuşaş'a iki defa saldırdı. Birinci saldırıda Hattuşaş' ı vergiye bağladı, ikin ci saldırısında ise Hattuşaş'ı yerle bir etti ve benden sonra kim kral olur ve Hattuşaş'ı imar ederse fırtına tanrısı kahretsin diye beddua etti. <1> Anitta ; Gece baskınları yaparak komşu kentleri teker teker ele geçirdi.<2>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ESKİ HİTİT DEVLETİ (HATTİLER) | |
Hititlerin MÖ.2000 yıllarında Orta Asya'dan gelerek Anadolu'nun Kızılırmak kavisi içine yerleştikleri, bu tarif edilen yerde oturan Hattilerle barış ve savaş yoluyla uzun bir sürede bu bölgeyi istila ettiklerini ve burada büyük bir uygarlık kurdukları bilinmektedir. MÖ. 1900'lü tarihlerde Hattuşaş Kralı Piyus'ti görülmektedir. Kuşara Kralı Anitta Hattuşaş'a ilk saldırısın da vergiye bağlamış,ikinci saldırısında Hattuşaş Kralı Piyus'tiyi yenerek Hattuşaş'ı yerle bir etmişti. Hattuşaş'ın düşmesinden sonra civarda bulunan küçük şehirler birer birer Anitta' nın eline geçmeye başlamıştır. Bu genişleme döneminden sonraları yönetime gelen Hitit Kralları Kuşşara soyundan geldikleriyle övünmüşlerdir. Anitta'dan sonra yerine I. Tuthalya MÖ.1740 -1710 tarihleri arasın da babasının yerine geçti. I. Tuthalya'nın oğlu Puşaruma MÖ.1710-1680tarihleri arasında tahta geçtiği yalnızca kaynaklarda adı geçmektedir
Puşaruma'dan sonra,oğlu Pawatelmah hakkında isminden başka hiç bir bilgi bu güne kadar bulunamamıştır. I. Labarna MÖ.1680 -1650 tarihleri arasında tahta geçtiği, I.Tuthalya’nın oğlu veya torunu olduğu zan edilmektedir. I. Labarna zamanına ait tam bir bilgi olmamakla beraber, bazı Hitit belgelerinde Kızılırmak kavsi içerisinde bulunan pek çok şehirleriele geçirdiği anlatılmaktadır. I.Labarna ismi kendisinden sonra gelen krallarcada kul lanıldığı, Eski Hitit devletinin ilk kurucusu olduğu,Telepinu fermanı olarak bilinen belgede bulunan Hitit kralları listesinin başında I. Labarna ismi görülmektedir. <1> I.Labarna nın oğlu II. Labarna yada , I.Hattuşil MÖ.1650-1620 tarihinde tahta çıktı. I. Hattuşil zamanı ile ilgili iki önemli belge bulunmaktadır. Bu belgelerin birisi Hititçe,diğeri ise Akatça yazılmıştır. Bu belge bir vasiyetname niteliğinde olup, kralların ahta çıkış sıraları ve süreleri de yazılıdır. Bu belgelerden I.Hattuşil'in Güney Doğu Anadolu'ya inerek önce Halep'i, sonra Almuk ovasında bulunan şehirleri ele geçirip ülkesini genişlettiği yazılıdır. <3> I.Hattuşil Kuşar şehrinde hastalanınca her nedense büyük oğlu Huzzia yerine küçük oğlu I.Murşil'i veliaht göstermesi kraliçe ile Huzzia' nın I. Hattuşil'e karşı isyan etme girişiminde bulunmaları üzerine I.Hattuşil idareyi tekrar ele aldı. Ne zaman ve nerede öldüğü bilinmeyen I.Hattuşil'in yerine veliaht ilan edilen I.Murşil MÖ.1620-1590 tahta geçti I. Murşil ilk iş olarak Hattuşaş'ı onartarak başkenti Neşa şehrinden Hattuşaş'a nakletmiş,sonra abisinin idare sinde bulunan Halep şehrinin üzerine yürüyerek şehri tamamen yıkmış halkın bir kısmını Hattuşaş'a gönderdi. Babil üzerine yürüyerek Babil Kralı Amşutitana ile savaşmış ganimetler alarak Hattuşaş'a dönmüş, akabinden Huri ülkesine sefere çıkmış seferde iken Hattuşaş'da karışıklık çıkmış seferi yarıda bırakarak Hattuşaş'a dönen Murşil karışıklığı bastırmışsa da, eniştesi tarafından kışkırtılan Zedan tarafından Murşil öldürülmüştür. I.Murşil'in yerine Hantili MÖ.1590-1560 tahta çıktı. Ülkeyi genişletme ça balarında bulundu,Fırat kıyısında Aştara ve Kargamış şehirleriyle savaştı. Netrik şehrini ele geçirdi. Bu devre kadar Hattuşaş şehrinin surları yoktu. Gaşka saldırılarından kurtulmak için Hantili zamanında şehrin etrafına surlar yaptırdı. Hantili öldükten sonra veliaht prensin tahta çıkması gerekirken başka bir prens olan I.Zidanta MÖ.1560 -1550 tahta çıktı. Zidanta veliahttı ve çocuklarını öldürtüp tahta çıktıysa da saltanatı uzun sürmedi kendi öz oğlu Amunna isyan çıkartarak tahta çıktı. Amunna MÖ. 1550-1530 babasını devirip tahta çıktıktan sonra Hitit ülkesinde çıkan kıtlık ve karışıklar ile yürütür ken Amunna öldürüldü. Yerine yeni bir hanedanlıktan, Huzzia MÖ.1530 -1525 tahta çıktı,kız kardeşinin kocasını Telepinu'u rakibi olarak gördü öldürtmek istediyse de muvaffak olamadı. Telepinu,MÖ1525-1500 Huzzia'yı bertaraf ederek tahta çıktı ve ülkede bulunan karışıklıkları sona erdirdi. Gaşkalarla savaşarak onları kuzeye sürmeyi başardı, Hitit konfederasyonuna bağlı olan küçük krallıklarla ilişkilerini kuvvetlendirdi. Telepinu zamanımıza gelen en önemli belgesi fermanıdır. Yüksek mahkeme statüsünde Pankuş meclisini kurdu.<1>
<1> 1967 İl Yıllığı - Çorum Tarihi 5. Hitit Fes. Kom. Çorum 1990
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
|
|
YENİ HİTİT DEVLETİ VEYA İMPARATORLUK DEVRİ MÖ:1460-1180 Yeni dönemin ilk kralı olan II.Tuhalya MÖ.1460 -1440 kimin oğlu olduğu ve ne gibi bir yönetimle ülke başına geldiği,ne gibi bir yönetim ile idare ettiği bilinmemektedir II. Tuthalya'nın oğlu I.Amuvanda MÖ.1440 -1420 tahta çıktığı bilinmekle beraber yönetimi hakkında fazla bilgi bulunamamış olup, bazı tarih yazarların bu kralın III.Tuthalya'dan sonra tahta çıktığını yazmışlardır
Arnuvanda'dan sonra tahta kardeşi, II.Hattuşil MÖ. 1420 -1400 tahta çıktı, tahta çıkınca Suriye tarafına sefer yapma zorunda kal dı. Devletine bağlı olan bazı krallıklar ve Kizziwanta ülkesinin Hitit hakimiyetine aldı. Ülkede çıkan karışıklıklar yüzünden tahta, oğlu III. Tuthalya MÖ.1400 -1380 çıktı. III.Tuthalya saltanatının ilk yıllarında bazı başarıları olduysa da,sonradan ülkesinin idaresini gevşetti. Kendisine bağlı bulunan şehirler de isyanlar ile komşu ülkelerden saldırılar sonucu Hitit ülke sinin sınırları Hattuşaş şehrine kadar daraldı. Gaşkalar bir ara Hattuşaş'ı bile tahrip ettiler. <1>III.Tuthalya'nın pasif kalması neticesinde oğlu I.Şuppiluliuma MÖ.1380-1340 sarayın ileri gelenlerle babasını öldürtüp tahta çıktı.<1>
I.Şuppiluliuma devri üç döneme ayrılır:<1> 1.dönem:17 yıl kadar sürer,bu dönemde I.Şuppiluliuma Anadolu Hitit birliğini sağlaması, Suriye ve Mezopotamya topraklarında bulunan krallıklarla yapılan antlaşmalarla sınır güvenliğini sağlayıp, Mitanniler'le savaş yapması,savaşta pek başarılı olmamak la beraber Mitanniler'in kralı Tuşratta'yı öldürmesi,Suriye seferinde Halep'i tekrar ele geçirmesi 1.dönem olarak görülmektedir. 2. dönem 20 yıl kadar sürer
. Anadolu'da bulunan krallıkları kendisine bağlama çalışmaları bu dönemde olmuştur. Kuzey sınırlarında bulunan Gaşka ve Pala devletleri ile savaşıp, Kizzu- watna' yı zapt ederek, oğlunu buraya ruhani başkanlığına getirdi. Anadolu'da tam bir Hitit birliği kurulmuş oldu.<1> 3. Dönem 3 yıl kadar sürer. I.Şuppiluliuma bu kısa zamanda, tekrar Suriye topraklarına gitti. Mitanniler'in kralı Tuşratta'nın oğlu Mattiwaza babasının ölmesi üzerine I.Şuppiluliuma'ya sığınmış, I.Şuppiluliuma da kızını Mattiwata'ya vererek damadı yapmış ve Mitanni tahtına oturtmuştu. Kargamış şehrini almış, oğlunun Piyaşil'i Kargamış'a,diğer oğlu Talapinu'yu da Halep şehrine kral yaptı.<2>
I.Şuppiluliuma'ya dul Mısır kraliçesi tarafından ya kendisinin ya da oğullarının birisi ile evlenmek istediği teklifi gelmiş,bu teklifi değerlendiren I.Şuppiluliuma oğlunun birisini Mısır'a yollamışsa da,Mısır tahtını ele geçiren Ay, bu prensi yolda öldürtmüştür. <3> I.Şuppiluliuma bir salgın hastalık sırasında ölmüştür. I. Şuppiluliuma'nın yerine oğlu, II.Arnavnda MÖ. 1340 -1339 çok hasta olarak tahta çıkmış ise de saltanatı uzun sürmemiştir. Taht'a çocuk yaşta olan II. Murşil MÖ.1339 - 1306 çıktı. Çocuk yaşta kralı gören pek çok bağlı şehir isyan etti ise de II. Murşil 1.Şuppiluliuma' nın oğlu olduğunu gösterdi. Ordularının başına geçerek isyan eden şehirlere sefer düzenledi.Bu seferlerin hepsinden başarılı olarak döndü. Batı Anadolu krallıkları ile savaşarak sınırlarını kuvvetlendirdi. II. Murşil savaştan savaşa giderek ülkesinin birliğini sağlamıştır.<1>II. Murşil öldüğü zaman iki oğlu vardı. Büyük oğlu Mutavatil'i MÖ.1308-1282 tahta çıktı. Küçük kardeşi Hattuşul'in de yukarı ülke yöneticisi ve Kumandanı olarak tayin etti. Mutavatil'i inin ilk on yıllık iktidarı karışıklıklar içinde geçti. Gaşkalılar yeniden ayaklandılar. Bu ayaklanma Hitit ülkesinin diğer kesimlerine de sıçradı. Mutavatil'i Hattuşaş şehrini boşaltarak aşağı ülkede bulunan Dattaşa'yı geçici olarak başşehir yaptı. Kardeşi Hatuşul'i de Hitit ordusu baş komutanlığına yükseltti. Ülkede olan isyanları bastırdı ve düzeni yeniden sağladı. Mutavatil'i döneminde Mısır tahtına geçen II.Ramses ile hediyeleşmeleri ve iyi komşuluk ilişkileri bulunmaktaydı. Asur kra lı I.Adad-Nigari Hititlere bağlı Mitanni prensi Warşa Şatta'yla savaşarak Şatta'yı yendi. Muta vatil I.Adad-Nigari üzerine bir ordu gönderdiyse de Hitit ordusu yenildi.Bu olaylar olurken,Hititlere vergi vermekte olan Amurru prensliği başında bulunan prens öldü, yerine geçen Benteşina Hititler'le olan antlaşmayı bozarak Mısır tarafını tutmaya başladı. Mutvatil durumu öğrenince bu ülkeyi idare etmesi için Şatili'yi görevlendirdi. Benteşina kendisini koruması için II.Ramses'e baş vurdu. II.Ramses bu fırsatı değerlendirmek isteyerek 15-20.bin kişilik ordusu ile önce Suriye'ye girdi. Mutvatil bu durum karşısında ordusunun başına geçerek Suriye' ye yürüdü. Yaklaşık olarak MÖ. 1282 tarihinde Kadeş (Bu gün ki Tel Nebi Mend) önünde iki ordu karşılaştılar.
O devrin en büyük meydan savaşı oldu ise de savaşın kesin sonucu belli değildir. Savaş sonrasında barış antlaşması yapıldı. Bu antlaşma gereği II. Ramses aldığı yerleri boşaltarak Suriye'nin güneyine çekildi,Kadeş şehri Hititlere kaldı. Antlaşmadan sonra orduda çıkan bir ayaklanma neticesinde Mutvatil öldürüldü,yerine gayri meşru oğlu Urhi-Teşup MÖ. 1282 1275 tahta çıktı. Amcası Hattuşil’in bu olayı olgunlukla Karşıladı. Hattuşul' in egemenliği altında bulunan şehirlere saldıran yeğenine hoşgörülü davrandı. Hattuşil'in elinde kalan son iki şehir'e de saldıran yeğenine ancak 7 yıl dayanabildi ve mecburen savaşmak zorunda kaldı. UrhiTeşup idaresinden hoşlanmayan bazı şehir beyleri Hattuşil'in tarafına geçtiler. Urti-Teşup'un bulunduğu Şemuha şehrini Hattu şil kuşattı ve şehri aldı. Urti-Teşup öl dürülerek hakkı olan tahta çıktı. MÖ.1275 -1250 Hattuşil başşehrini yine Hattuşaş'a taşıdı,diplomatik evlenmelerle komşuları ile dostluklar kurdu. Döneminde karışıklık çıkmadı. Asur ar'ın Hititlere bağlı Mitanni devletine saldırmaya hazırlandığı haberi üzerine,Hattuşil, II. Ramses'le Kadeş Barışını imzaladılar.
. Mısır Mitanni devletinin Asurlar'ca alın ması neticesinde Mısır'ın da tehlikeye gireceği görüşü bu antlaşmanın gerekliliğini göstermektedir.Kadeş Barış Antlaşması neticesinde Asurlu'lar savaşmaktan vaz geç tiler. II.Hattuşil ölünce yerine çocuk yaştaki oğlu IV. Tudhalya MÖ.1250-1220 taht'a çıktı. Tudhalyanın çocuk olmasından dolayı idareyi Kraliçe Pudu-Hepa ele aldı. İdarenin bir çocuk ve kadında olması nedeniyle, Hititler’ in Komşusu olan Asur,Batıda Ahhiyava tarafından saldırılara uğramışsa da Hitit topraklarından kayıp olmamakla birlikte, devlet zayıflamaya başlamıştır . IV. Tuthelya birliği ayakta tutmaya çalışmış, kendisine sığınan Madduvaddaş adlı bir prensi himayesine almış ve ona bir Küçük beylik tahsis etmiştir. Mudduvaddas,kalleşlik yaparak diğer prenslikleri de kışkırtmış, IV. Tuthalya ya karşı ayaklandırmıştır. Bu ayaklanmayı bastırmak için Tuthalya harekete geçmiş fakat bu ayaklanmayı bastıramadan ölmüştür. Tahtla oğlu III. Arnuvanda MÖ.1220-1190 çıkmıştır.Bu dönem iyice zayıflayan Hitit İmparatorluğunun sonunu ha zırlayan olaylar ve kavimler göçü diye bilinen hareketler zamanına rastlamaktadır. III. Arnuvanda'dan sonra Tahta kardeşi II.ŞupilullumaMÖ.1190 - 1180 geçti ise de kaynaklarda II.Şupilulluma hakkında pek bilgi bulunmamaktadır. <1> Bu tarihlerde kavimler göçü şiddetlenmiş Anadolu'da bulunan yerleşim alanları Frigler tarafından ele geçirilmiştir. Bu akıbetten Hattuşaş'da Kurtulamamış, Frigler tarafından yerle bir edilmiştir. Bu sonuç Hitit İmparatorluğunu tarihten silmiş olmasına rağmen, Hitit prenslikleri Güney ve Doğu Anadolu'da varlıklarını sür dürmüşlerdir. Çorum ili dışında kalan bu prenslikler konumuz dışında kalmaktadır
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
FRİGLER'DEN ÖNCEKİ DÖNEM FRİGLER Hititlerin egemenliğini kaldıran Frigler Çorum civarına yerleşim alanı ve egemenliğini sağlaması döneminde 300 yıllık boşluk bulunmaktadır. Arkeolojik kazılarda Hitit kentleri kazı verilerinde Hitit topluluğu dışı iskana rastlanması bu devirler, sonraki devire Frig devri olarak değerlendirilmesi doğru olur.
FRİGLER MÖ.8.yy.- 6.yy. Homeros'un İlyada destanında, Frigler İç Anadolu'ya egemen olan at yetiştirici ve binici, aristokrat bir kavim olduğu, Truva harplerinden önce Makedonya ve Trakya'dan Anadolu'ya göç ettikleri söylenmektedir.
Çorum ilinde bu güne kadar yapılan kazılarda, Frig yerleşim yerlerinin, (Pazarlı hariç ) hemen hemen bütün Hitit yerleşim alanları üzerinde görülmüştür. Çorum'da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Frig yazılarına rastlanılmıştır. Bu yazı tanımını yapan Frig kaya anıtlarında bulunan yazı örnekleri bulunmaktadır. İlimiz de Frig yerleşim yerleri: Boğazköy, Alacahöyük, Eskiyapar, Demirci Höyük, Kalehisar ve Kalınkaya' da bulunmaktadır.<1>
Frig uygarlığı doruğa ulaştığı dönemde MÖ.7. yy. Başlarında, Karadeniz'den gelen Kimmer istilasına dayanamamış, Gordion dışında adları bilinmeyen kentler Kimmer'ler tarafından teker teker yıkılmıştır.
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
MED DÖNEMİ Kimmerler'in Anadolu'da her tarafı yakıp yıktıktan sonra, Anadolu'da bulunan yerleşim alanlarının sahipsizliği, İran'ın kuzey batısında bulunan Medler'in Kralı Kayaksar Babil Valisi ile birlikte birleşerek Asur ve Harran beylerini yendiler. Bu galibiyetten sonra,topraklarının sınırını genişletmek için Anadolu'ya yürüdüler. Lidya Kralı Aiyetes ordusunu toplayarak Med ordusunun karşısına Kızılırmak boylarında Çıktı. Savaş 5 yıl sürdü. MÖ.585 tarihinde meydana gelen güneş tutulması bir işaret sayılarak savaşı durdurdular. İki taraf hakem tayin ederek sınırı belirlenmesini istediler. Hakemler sınırı Kızılırmak olarak belirlediler. Böylece Kızılırmağın Doğu kısımları Med hakimiyetine girmiş oldu.
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
PERSLER DÖNEMİ |
|
Bu adlaşma ile Med Kralı oğlu olan Astyages Lidya Kralının kızı ile evlendi. Bu antlaşmadan 1 yıl son ra Med Kralı Kayaksar ölünce oğlu Astyages tahta çıktı. Astyages kızını Pers prensi Kambis ile evlendirmişti,bu evlilikten II. Kyos dünyaya gelmişti. Pensliğin başına MÖ.559'da II.Kyos geçince, kendisini Akamenid Kralı ilan ederek,Med sınırında dedesi Astyages ile savaştı. Dedesini yenerek Med ülkesinin de topraklarını, topraklarına kattı. Tehlikeyi gören Lidya Kralı Kroisos Mısır ile anlaşarak topraklarını, topraklarına kattı. Tehlikeyi gören Lidya Kralı Kroisos Mısır ile anlaşarak imzalayarak müttefik lik sağlar ve Yunanistan' dan paralı asker toplarsa da II.Kyos atik davranarak Ka podokya'ya girdi, yapılan savaşlardaLidya yenilenir . II. Kyos MÖ. 546 tarihinden sonra bütün Anadolu'nun kentleri birer birer Pers egemenliğine girdiler. <1> <1>Meydan Larousse Ans. Hititler bölümü
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
MAKEDONYA PONTUS ve GALAT DÖNEMİ Perslerin Anadolu hakimiyeti 250 yıl sürdü. Pers kültürü ve dini, Anadolu'ya yerleşmeye başladı ise de, İskender'in İran seferi ile MÖ. 332 tarihinde Anadolu Pers hakimiyetine son verdi. Çorum ve çevresi tarihi olayları özetle; İskender MÖ.334 tarihinde Grannikos (Biga çay) da, MÖ.332 tarihinde İspus'da III. Darius'un ordularını yenmesinden sonra bir çok eyaletleri kendisine bağladıysa da Kapodokla'lıların İskender'e boyun eğmediği,Pers soyundan gelen Arietes bağımsızlık ilan ederek, MÖ.332-330 Çorum'un kuzey doğusu ile Amasya'yı içine alan bölgede güçlü bir devlet kurmuşsa da, İskender'in ölümünden sonra İskender'in oğluna vasi seçilen Perdikkas'ın Makedonyalı generallerin kurduğu krallık Kapodokya Krallığının ha kimiyetine son vermiştir 10 yıl kadar sonra ise Ariates' in evlatlığı ve yeğeni olan II. Arirates Kapodokya'yı 20 yıl içinde Makedonya egemenliğinden kurtardı.
MÖ. 302 Çorum ve çevresi 300 yıl boyunca,aynı devirlerde kurulan Pontus Krallığı, Kapodokya Krallığı arasında sık sık el değiştirdi. Bu bölgeye yerleşen Galatlar, sonradan yerleşik düzene geçerek surlarla çevrili yerleşim yerlerinde oturmaya başladılar ve bir birlik kurmuşlarsa da kendi devletlerini kuramadılar. MÖ.85' ten sonra Roma'ya bağlı bir kukla devlet kurabildiler. İskilip,Bayat ve Boğazköy çevresinde yaşadıkları arkeolojik kazılarda belirlenmiştir.<1>
1926 tarihinde H.Gregone ve H. Cumond tarafından yenilenmiş ve Eukheita kentinin Avkat köyü olabileceği yenilenmiş ise de,bu günkü Çorum Merkez İlçenin bu yerleşim yeri olduğu belirlenmiş durumdadır. Bizans İmparatoru I.Justinien devrinde kent görünümünde olduğu bilinen 72 yerleşim bölgesinin arasında;Eukheita,Manzikent (Malazgirt), Kars,Costomon (Kastamonu),Gangırı (Çankırı), İconium (Konya), Dorylasum (Eskişehir), Caessarela (Kayseri) gibi nüfusu 10 bin ile 35bin arasında olan kentler arasında Eukheita gösterilmektedir.S. Vryonis Eukheita-Yankonia ismini Çorum için atıf yapılmaktadır.<1>
1> Çorum Tarihi 5.Hitit Fes.Kom. |
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ÇORUM'UN TÜRKLEŞMESİ Orta Anadolu'nun Kuzey kısımları Bizans'lar döneminde Terma denilen Bizans eyaletleri ile idare edilmekte idiler.<1> Çorum civarı o dönemlerde merkezi Amasya olan Armenyak Temasına bağlı idi.<2> Kaynaklarda Armenyak Temasının 1071'den önce Türk'lerin eline geçtiği, çevre illerin Türkler tarafından tamamen ele geçirildiği bilinmektedir. <1> 1071 Malazgirt Zaferinden önce Anadolu'nun Bizanslar tarafından yer yer boşaltılması,<2> boşaltılmayan yerlerin ise ayrı bir devletçik olarak kalmasının mahsurları düşünülerek fetih edilme kararı ile Alpaslan'ın kumandanları tarafından Türk toprak bütünlüğüne kavuşmaları için gazalara başlandı. Alpaslan'ın komutanlarından Danişmend Gazi, Amasya, Çorum gibi şehirleri feth ederek Türk hakimiyetini kurdu.<3> Çorum Bizanslardan Türklerin eline Hicri 466 tarihinde geçmiştir. Melik Danişmend Gazi, Bizanslarla çarpışarak Çorum'la birlikte çevresi fetih olunmuştur
Akıncı ordusu Hicri 468 İlkbaharında şimdiki Çorum Su deposunun arkasındaki sırtlara çadırlarını kurdu. Yankonya'ya geldikleri gün şehrin dört tarafı muhasara edildi. Türklerin geldiğini haber alan Rumlar kalenin etrafına kazdıkları hendeğe su doldurmuşlardı. Kale burçları ve Nasttur'un sarayına yerleştirdiği mancınıklarla savunmalarını hazırlamışlardı.
Muhasara altı gün altı gece boyunca şiddetli muharebe edildi. Yedinci günün seher vakti şiddetli bir zelzele Çorum'u yerle bir etti. Taş üzerinde taş bırakmadı. Zelzeleyi takiben kırk gün süren şiddetli bir yağmur sağanağı sonucunda,şimdiki parkın iki etrafın dan gelen sellerin sürüklediği kum ve toprak, zelzele neticesinde yerle bir olan şehrin üzerini kapladı. Kale ve şehrin izi kalmadı. Bu felaket Bizansların maneviyatını sarsmasına karşın Türk'lerin maneviyatını yükseltti; kuvvetlendirdi. Ahmed Gazi,bu tabi ve semavi afetleri Allah'ın bir mucizesi olduğunu belirterek Rumları İslâm'a davet etti.Rumların sağ kalanların bu davete uyarak Müslüman oldular. <4> Eskiekin bağları civarında bulunan Gerdek kaya mağarasına sakladıkları Nastur'un hazinesine de Türk'ler el koydu.<5> Melik Danişmend Gazi<6> , kumandanlarından Çorumlu oğlu Reisi İlyas Bey'in fethettiği bu yere Sancak Beyi olarak tayin ederek ikamet etti.<7>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
SELÇUKLULAR DÖNEMİ Selçuklular döneminde, Çorum idare olarak Amasya'ya bağlı olarak sürdürdü.1096 tarihli Haçlı ordusu İznik civarına gelince,Kılıçaslan'ın ordusu Kızılırmağın doğusuna çekildiler. Bu orduların bir kısmı da Çorum kalesine geldiler. Haçlılar ordusunun bir kolu Çorum Kalesini muhasara etti. Muhasara üç ay sürdü,kalabalık Türk birliği ve halk açlık çekmeye başladı. Haçlılarla bir anlaşma yapılarak,can ırza dokunulmayacağına dair güvence alındı. Türk'ler teslim oldu. Haçlılar sözlerinde durmayarak 60.000 Türk erkeğinin başı kesildi.<1> O zamanki adetler gereği kesilen başlardan bir tepe yapıldı. Çorum Ulu mezarlığının bir adının da Doruk Mezar dır. Bu kesilen başların yapıldığı doruk (tepe) olarak halk arasında söylenmektedir.<2>
<1> Haçlıların ilerlemesine karşı Kılıçaslan'nın bir kısım orduları Kızılmak yayının gerisine çekildiler. Bu orduların bir kısmı Çorum Kalesine geldikleri, kalenin Haçlılarca işgal edildiği,kalenin muhasaraya üç ay dayandığı,Haçlılarla yapılan bir anlaşma gereği, can ve ırza dokunulmayacağı garantisi alınarak, Haçlılara teslim olunduğu,Haçlıların sözlerinde durmayarak,60.000 Türk erkeğinin kellerinin kesildiği, kadın ve çocukların Bizanslılara esir olarak satıldığı...Hasan Fehmi Turgal.1935 Ba sım .Anadolu Selçukluları. <2> Haçlı orduları Çorum'u muhasara etmişler...60.000 eli silah tutan eri kesmişler,kafalarından bir kule yapmışlar....o , 60,000 kafadan müteşekkil kule bu günkü Doruk Mezarın temelini teşkil etmiş olmalıdır. İ. Sabuncuoğlu
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
DANİŞMENDLER 1085 tarihinde Anadolu birliği kurulduktan sonra, Süleyman şahın tayin ettiği emirlikler kendi istiklallerini kazanarak beylikler kurdular. Bu beyliklerden Danişmend Beyliği kuvvetlenerek topraklarını genişletmiş, Danişmend Ahmed Gazi Sivas,Kızılırmak,Yeşilırmak ve Kelkit Suyu dolaylarıyla,Amasya,Tokat,Niksar ve Malatya'yı kapsayan beyliğini kurmuştur. 1097 ve 1101 tarihlerinde gelen Haçlı seferleri yüzünden zorluklar olmuşsa da, Selçukluların Haçlı sefeleri yüzünden yönetimin zayıfladığı Ankara,Çankırı Kastamonu,Çorum ve Yozgat'ıda topraklarına katmıştır. Anadolu birliğini sağlamak için II. Kılıçaslan tarafından 1178 tarihinde Danişmend Beyliği ortadan kaldırılmıştır Selçuklu idaresine giren bu topraklar Danişmendiye vilayetini oluşturmuş, şehirlerin ve kalelerin idaresi Danişmend soyundan gelen beylerce Melik unvanıyla yönetilmiştir.<3> 1240 tarihinde meydana gelen Baba İshak olayları ile uğraşan Selçuklular güç olarak zayıflamışlar,dev let idaresi ve ekonomisi çökme durumuna gelmişti. <4>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
MOĞOL İSTİLASINDA ÇORUM İç karışıklar nedeniyle zayıflayan Selçuklular 1245 tarihinde Alaeddin Keyhüsrev komutasındaki Selçuklu ordusu Moğollara yenilerek,Moğolların Anadolu'yu işgal etmişlerdir. Selçuklu Devleti süresince Danişmendi vilayeti olarak yönetilen Çorum yöresi, Kayseri, Niğde, Aksaray,Akşehir,Sivrihisar,Çankırı, Çorum ve Amasya'yı içerisine alan bir Moğol genel Valiliği biçiminde yönetilmiş ve adı Rum Vilayeti olarak değiştirilmiştir.<5>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
İLHANLILAR DÖNEMİ Selçukluların yıkılışından sonra,Orta ve Doğu Anadolu İlhanlıların egemenliğine geçti.İlhanlı Hükümdarı Ebu Said'in Vezirlerinden birisi de Çobanoğlu idi. Bu dönemde Anadolu İlhanlıların bir vilayeti ad olunarak İlhanlı valilerince idare ediliyordu. 1335 tarihinde İlhanlı Hükümdarı tahtına varis bırakmadan ölünce, Cengiz Han sülalesinde taht kavgaları başladı. Büyük Şeyh Hasan Beyde bu kavgaların neticesinde Anadolu' da tek başına kalmıştı. İlhanlı Veziri Çobanoğlu'nun oğlu Küçük Şeyh Hasanda İlhanlı İmparatorluğunun boşluğundan faydalanarak Anadolu'ya yürüdü. 1337 tarihinde Büyük Şeyh Hasan Bey ile Küçük Şeyh Hasan Bey savaştılar. Bu savaşta Büyük Şeyh Hasan Bey yenildi. Bu yenilgi üzerine Büyük Şeyh Hasan Bey,Anadolu'nun ve kendi vaziyetinin iyi olmadığını görerek, Memluk İmparatorluğu'na bağlandı. Küçük Şeyh Hasan Bey Memluk İmparatorluğunun desteklediği Anadolu'dan ayrılarak Azerbaycan tarafına geçti.<5>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
OSMANLI DÖNEMİNDE ÇORUM Osmanlı Döneminde Çorum'un idaresinde fazla bir değişiklik olmadı. Kanuni Devrinde Çorum Sancak Bey'i olan Torunu Orhan Bey'i tayin ve ikame etmiş ve Sıklık Suyu'nu Çorum'a akıttırmıştır. Sokullu'nun Hazar Denizine hakim olmak emeliyle açtığı savaş sırasında Çorum mevkien ehemmiyetine binaen sancak beyi ile 50 sipahisi Çorum'da bırakmış ve diğer askerleri Samsun Kırım yoluyla Ejderhan Seferine göndermiştir
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ERETNA BEYLİĞİ DÖNEMİ Selçukluların yıkılışından sonra Orta ve Doğu Anadolu İlhanlıların eline geçti. İlhanlı Hükümdarı Ebu Said'in vezirlerinden birisi de Çobanoğlu idi. Bu dönemde Anadolu İlhanlıların bir vilayeti addolunarak İlhanlı valilerince idare ediliyordu. Bu valilerin en kudretlisi Çobanoğlu'nun oğlu Demirtaştı. Demirtaş'ın kumandanlarının birisi de Eretna Beydi. Vezir Çobanoğlu'nun 1325 tarihinde katledildi. Babasının katlinden sonra kendisinin de katledileceğini düşünen Demirtaş, Mısır'a kaçtı. Kaçmakla ölümden kurtulamadı 1327 tarihinde Mısır'da öldürüldü. Demirtaş'ın kaçmasından sonra Anadolu'nun idaresi komutan Eretna Bey tarafından yürütüldü. İlhanlı Hükümdarı Anadolu Valisi olarak Büyük Şeyh Hasanı tayin etti. Büyük Şeyh Hasan Bey, Anadolu'nun idaresine vakıf olan Eretna Bey'i vekil olarak görmüş, Eretna Bey tarafından hem kumandan olarak, hem de vali naibi olarak idareye devam etmiştir. 1335 tarihinde İlhanlı Hükümdarı tahtına varis bırakmadan ölünce,Cengiz Han sülalesinde taht kavgaları başladı. Büyük Hasan Bey'de bu kavgalar Neticesinde Anadolu'da tek başına kalmıştı. İlhanlı Veziri Çobanoğlu'nun oğlu Küçük Şeyh Hasan'da İlhanlı İmparatorluğunun boşluğundan faydalanarak Anadolu'ya yürüdü.1337 tarihinde Büyük Şeyh Hasan Bey ile Küçük Şeyh Hasan Bey savaştılar. Bu savaşta Büyük Şeyh Hasan Bey yenildi. Bu yenilgi üzerine Büyük Şeyh Hasan Bey,Anadolu'nun ve kendi vaziyetinin iyi olmadığını görerek, Memluk İmparatorluğuna bağlandı. Küçük Şeyh Hasan Bey Memluk İmparatorluğunun desteklediği Anadolu'dan ayrılarak Azerbaycan tarafına geçti. Eretna Bey kurnaz bir kişi olduğundan, Memluk İmparatorluğuna apaçık güler yüz göstererek bağlı olduğunu göstermekle beraber,kendi birliklerini kuvvetlendirmeye devam ediyordu. Azerbaycan tarafına geçen Küçük Şeyh Hasan kuvvetlerini topladı ve bu bölgede güçlendi. Eretna Bey' e haber göndererek kendisine bağlanmasını teklif etti. Eretna Bey bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Küçük Şeyh Hasan Bey 1343 tarihinde tekrar Anadolu'ya saldırdı Eretna Bey bu Saldırıyı beklenilenin aksine galip gelerek Küçük Şeyh Hasanı mağlup etti. Eretna artık Anadolu'da tek hakim durumdaydı. Halk Moğol zulmünden bıkmış ve bezmişti. Eretna Bey sükuneti sağlayan ve adaletli davranışına bakılarak Eretna Bey'e Köse peygamber ismi verilmişti. Eretna'nın hükümet merkezi önce Sivas,sonra Kayseri şehri oldu. Egemenliği altında Sivas,Kayseri,Niğde Aksaray, Ankara,Develi Karahisar, Darende, (sonradan burasını Memluklar aldılar) Amasya,Tokat, Çorum, Merzifon,Samsun, Erzincan, Şarki Karahisar ve çevresinden ibaret bir hükümet kurdu. Eretna Bey 1352 tarihinde vefat etti. Ümeranın kararı ile Eretna Bey'in yerine oğlu Mehmed Bey geçti. Diğer oğlu Cafer Bey itiraz etti ise de kardeşiyle baş edemeyerek Mısır'a kaçtı. Mehmed Bey Memluklar ve diğer civar hükümetlerle dost geçindi. 1346 tarihide vezirlerinden Hoca Ali Şah, Mehmed Bey'e isyan etti ise de, Memlukların yardımıyla bu baş kaldırışı bastırdı. 1365 tarihinde Mehmed Bey'in beyleri bir fırsatını bularak Mehmed Bey'i öldürüp yerine oğlu Ali Beyi geçirdiler. Ali Bey'in döneminde, hükümet işlerini ihmali neticesinde, kendisine bağlı bulunan şehir valileri bildiklerine göre hareket etmeğe başladılar. Sivas Valisi Hacı İbrahim ,Amasya Valisi Hacı Şahgeldi Paşa, Tokat Valisi Şeyh Necip, Şarki Karahisar Valisi Selçuklu ailesinden Kılıç Aslan'ın elinde idi. Ali Bey,hükümetini kuvvetlendireceği yerde, sefahatle vakit geçirmekte idi. Bu kayıtsız davranışından istifade eden Karamanoğlu, Kayseri'ye saldırdı ve Kayseri'yi ele geçirdi. Ali Bey, Kayseri Kadısı Burhaneddin Ahmed ile beraber Kayseri'den Sivas'a çekildiler. Sivas'a gelince Ali Bey Kadı Burhaneddin Ahmed'i kendisine vezir tayin etti. Burhaneddin Ahmed, Ali Beye itaat etmeyen beyleri itaate zorlaması için Ali Beyi ikna ederek bağlı beylerin üzerine gönderdi ise de Ali Bey pek muvaffak olamadı. Amasya'ya yaptığı bir seferde Ali Bey vefat etti. 1360 tarihinde,Ali Bey'in yerine pek küçük yaşta olan İkinci Mehmed Bey geçti. İkinci Mehmed'in küçük olmasından dolayı,naipliğini seçimle Şarki Karaağaç Valisi Kılıç Aslan seçildi. Burhaneddin Ahmed bir fırsatını bularak, Kılıç Aslan'ı öldürterek küçük hükümdara kendisini naip oldu. Eretna Devleti yarım asır Eretna sülalesi emrinde yaşadı. Kayseri, Sivas, Tokat havalisinde bazı eserleri vardır. Kendi adıyla para bastırmışlardır. <1> <1 >Anadolu Beylikleri İ.H. Uzunçarşılı
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
KADI BURHANEDDİN DÖNEMİ Burhaneddin Ahmed,ilk tahsilini babasından aldı Şam ve Mısır'da orta tahsilini yaptı. Kayseri'ye dönünce bir ara müderrislik yaptı. Kayseri'de Kadılıkta bulundu. Karamanoğlunun Kayseri'yi zapt etmesiyle,Eretna Bey' in torunu Ali Bey'in veziri oldu. Eretna Bey' in torunu Ali'nin vefatından sonra küçük yaşta yerine geçen İkinci Mehmed'in naibi oldu. Bir müddet sonra Küçük ikinci Mehmed'in yerine geçti. Eretna Beyliği döneminde Amasya Valisi olan Hacı Şad Geldi Paşa ile Burhaneddin Ahmed savaştılar. Amasya Valisi Hacı Şad Geldi Paşa savaşta öldü. Burhaneddin Ahmed 1380 tarihinde Sivas'ta hükümdarlığını ilan etti. Burhaneddin Ahmed , Eretna Beyliğine bağlı Amasya Valisi Şad Geldi Paşanın yerine atanan Vali Ahmed, Eretna Beyliğini idare eden Eretna akrabaları,Memluk ve Osmanlı ordularıyla çekinmeden savaşmıştır. 1389 tarihinde Memluklarca Sivas'ta 40 gün süren kuşatmada Memluk ordusunu çekilmeye mecbur ettiği gibi, Yıldırım Beyazıt'ın bir ordusunu da Çorum tarafında mağlup etmiştir. Burhaneddin Ahmed'in mahiyetinde bulunan Kara Osman Bey,Burhaneddin Ahmed'e muhalefet etmiş ve adamlarını alarak Burhaneddin Ahmed'i terk etmişti. Burhaneddin Ahmed, Kara Ahmed'in bu davranışına kızarak ona dersini vermeye karar vermiş ve peşine düşmüş, Kara Ahmed'e ehemmiyet vermeyerek işi gevşek tutmuş,Kara Ahmed bir fırsatını bularak Burhaneddin Ahmed'i yakalayarak Sivas Kalesi önünde 1397 tarihinde öldürüştür. Sivas'ı almak için uğraşmış fakat muvaffak olamamış, Timur'un yanında Pişdar olarak bulunmuştur. Sivas ahalisi Burhaneddin Ahmed'in yerine oğlu Aleaddin'i geçirmek istemişlerse de,Alaeddin'in yaşının küçük olması ve Timurleng'in tehlikesi karşısında Sivas'ı Osmanlılara teslim etmişlerdir. Burhaneddin Ahmed'in devleti 18 yıl devam etmiştir.Burhaneddin zamanına ait,Tokat ve Kayseri'de medrese ve çeşme eserleri vardır.<1>
<1 >Anadolu Beylikleri İ.H. Uzunçarşılı
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ÇORUM KIRKDİLİM SAVAŞIKadı Burhaneddin ile savaş çoktan başlamıştı Eylül 1391 tarihinde Osmanlı ordusu Sivas'tan sonra Kadı Burhaneddin'in ikinci merkezi olan Kayseri şehrine girmişti. <1> 1393 başlarında Osmanlı ordusu Amasya'ya girmiştir. Amasya Beyliği,Osmanlılara tabi bulunmakla beraber, Kadı Burhaneddin tarafından son derece sıkıştırılıyordu. 1392 Temmuz’unda Çorum yakınlarında Kırkdilim Meydan Muharebesinde Kadı Burha neddin'in Şehzade Ertuğrul kumandasında ki Osmanlı ordusunu boz ması,Şehzadenin bu muharebede ölmesi, iki devlet ara sında münasebeti son derecede gerginleştirmişti. Kadı Burhaneddin Ahmed'in Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıd'e karşı sağladığı bu başarı neticesin de Orta Anadolu'da nüfusu artmıştır <1 >Anadolu Beylikleri İ.H. Uzunçarşılı
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
KIZIL KOCA OĞULLARININ KATLİKızıl Koca Oğulları etrafına topladıkları eşkıya ve evbaş taifesi ile devamlı Amasya ve Tokat çevresini yağmalıyorlardı. Amasya Valisi olan Yörgüç Paşa eşKıyayı hile ile ele geçirmeyi planladı. Kızıl Koca Oğullarına padişahın ağzından bir mektup yazarak, Yörgüç Paşaya katılarak Canik vilayetini almak için ona yardım etmelerini bildiriyordu. Yörgüç Paşa padişahın ağzından yazdığı mektubun mealinde,Padişahın emriyle kendisine yardım etmelerini bildiren bir mektubu Kızıl Koca Oğullarına yolladı. Kızıl Kocanın dört oğlu bu mektupları alınca yardım bahanesi ile giderek Yörgüç Paşa'yı ortadan kaldırıp, topraklarını elinden alırız diyerek bir plan yaparak yola çıktılar. Gelenleri Yörgüç Paşa'nın oğlu Hızır Bey Merzifon'da karşılayarak Amasya'ya getirerek Kızıl Koca Oğullarını ayrı ayrı saraylarda konuk ederek pek çok ikramda bulundu. Bu ikramları gören Türkmenler büyük gurur duyarak, kendilerini emniyette hissedip, yiyip içmeye başladılar. Gece iyice sarhoş olan Kızıl Kocanın Oğullarına ve adamlarına baskın yaptılar, savaşabilenleri kılıçtan geçirdiler, kalanları bir mahzene tıkıp dumanla boğdular. Aynı gece Çorum civarında bulunan aşiretlere baskın yaparak,kadın ve çocuklar hariç hepsini kılıçtan geçirdiler,hayvanlarını sürerek Amasya'ya döndüler.<1> <1> Anadolu Beylikleri. İ.H. Uzunçarşılı
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
ZEYTİN DERESİ KOCA KALESİ'NİN FETHİ 1426 tarihinde Osmancık Zeytin Nahiyesinde bulunan Koca Kayası adında müstahkem bir kale bulunuyordu. <2> Kalenin hakimi Haydar Bey adında yaşlı bir kimse idi. Haydar Bey'in Kasım adında bir oğlu varsa da bu oğlunun Mevcudiyetini herkezden saklar duyurmazdı. Saklama sının sebebi ise,çevre beyliklere sık sık oğlu i-le hediyeler yollar, bu hediye yolladığı beyler tarafından oğlunun esir edilerek kalenin teslimine zorlanma korkusu taşırdı. Haydar Bey kale halkı ve askeri için bir kuşat ma halinde yıllarca yetecek kadar erzak bulundururdu. Yörgüç Paşa bu durumu bildiği için kalenin kuşatılma ile alınmasının imkansızlığını biliyordu. Haydar Bey'in Tayfur adında çok güvendiği adamını hediye ve vatlarla elde ederek bu ambarın yakılmasını sağladı. Ambarın ya kılması sonucunda Yörgüç Paşa gelerek kaleyi teslim aldı. Haydar Bey ve oğlu Kasım Bey'i Padişaha yolladı. Sultan her ikisini de iyi karşılayarak ikram ve ihsanlarda bulunup tımar tayin etti. Bunlarda ölünceye kadar Osmanlıların hizmetinde kaldılar.<1>
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÇORUM Çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtarmak için Atatürk ve arkadaşları tarafından Şam’da,Çorumlu Doktor Mustafa Cantekin’in evinde kararlaştırılan Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin temelleri atılmıştı.<3> Sonradan bu cemiyetin adı İttihat ve Terakki Partisi olmuş, Çorum’da ise bu partinin tam kuruluş tarihi bilinmemektedir. Çorum İttihat ve Terakki Partisinin faaliyetlerinin olduğu,1908 tarihinde ise idadi edebi yat öğretmeni Müfit Kemal, Çorum’da görevli yüzbaşı Selahattin’in öncülük ettiği Em biyazade İsmet (Eker), Mehmet Galip(Kürkçü), Mehmet ve Mahmut (Gökeşme),Süleyman (Köstekçi), Madanoğlu Hacı Salim Ağa, Çöplüoğlu Mustafa, Velipaşaoğlu Şevket, Tütüncüoğlu Mehmet ve Hacı Abdurrahmanoğlu Tahsin tarafından temsil ediliyordu. Cemiyetin,sözü geçen en kuvvetli üyesi ise Madanoğlu Hacı Salim Ağa idi.<4> Birinci Dünya Savaşı yenilgisine kadar İttihat ve Terakki tarafından Çorum’da hakimiyet sağlanmış, 1908 tarihinde kurulan Osmanlı Milli Meclisine Münir Çağıl(İskilip) ile Ali Osman Bey bu parti tarafından seçilerek İstanbul’a gönderilmiş ,2. dönemde 1913tarihindeMünirÇağılile İsmet Eker seçilerek gönderilmişti. <2> Ocak 1919 tarihinde kurulanHürriyetveİtilafFırkası4Mart 1919 tarihinde Damat Ferit Paşa kabinesiyle iktidara geçince, Ankara Valiliğine Muhittin Paşa tayin olunmuş, Ankara’nın kazası olan Çorum’a ise Semih Fethi Bey Mutasarrıf olarak atanmış,Semih Fethi Bey’in desteği ile Çorum’ da Hürriyet ve İttihat Fırkası kurulmuştu.<4> Bu fırkanın ileri gelenleri Kadifeoğlu Abbas,Kürt Hacı Mustafa Efendi, Avukat Sabit,Avukat Kamil, Alaybeyoğlu Hacı Sait ağa,Tülekoğlu Hacı Bey, Hacı Abdurrahmanoğlu Salim Ağa Kavukçuoğlu Latif Ağa,Battaloğlu Enver Ağa ile Hayranoğlu İsmail Ağadır.<4>Birinci Dünya Savaşı sonunda dağılan İttihat ve Terakki PartisiniÇorum’da tekrar kurma çabalarına ile savaş sonunda kurulan İhtiyat Zabitleri Cemiyeti üyeleri ise ; Osman (Köstekçi), Hamdi(Kürkçü),Sadık (Çorbacı), Cemal (Çorbacı) , Mustafa (Köksal), Mahir(Tümer),Osman(Biberoğlu) ,Tozluburunlu Ahmet, Rıfat(Kavukçu), Behçet(Eyüboğlu), Damat Şükrü, Haboğlu Mehmet, Nuri Uygur,Çetenoğlu Hacı Lort,Dirgen Şükrü, Abdullah Darenderli,Ziya Babaoğlu,Sait Muddalip, Kürt Hafızın Tahsin, Nuri Güçlü,Lütfi Bilal,Çamlıcalı İsmail, İsmail Bozdoğan,Kemal Karafakı bulunmakta olup, Velipaşa otelinin üst katında bir odada toplanıyorlardı. <4> Çorum’da bu olaylar olurken 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile Kurtuluş Savaşı için yaptığı girişimlerdir. Çorum’da ilk Müdafaayı Hukuk Cemiyetinin Sivas Kongresi sonrasında kurulduğu,Çorum’da cemiyetin yöneticiliğini Velipaşaoğlu Şevket Bey’in yaptığı bilinmektedir. İstanbul’un işgali ile Meclis-i Mebussan’ın tatili üzerine,Mustafa Kemal‘ in Anadolu’da bir meclis toplama ve yeni bir hükümetin kurulması için engel kalmadığı, 19 Mayıs 1920 tarihinde Mülki Amirleri ile Kolordu Kumandanlarına bir seçim talimatı göndererek,en geç on beş gün içerisinde seçim yapılmasını istemiştir. Ankara’da kurulacak meclise İstanbul’dan kaçabilen eski Meclis-i Mebussan üyeleri ve yeni seçilecek mebusların toplanacağı bildirilmişti. Bu talimat gereği Çorum’da seçim yapılarak,Büyük Millet Meclisi için beş şahıs seçilmişti. Bunlar : Ferit Bey (40 yaşında olup Kastamonu Defterdarı), Fuat Bey (37 yaşında Mülkiye Müfettişi), Haşim Bey (44yaşında Dava Vekili), Mumcuzade Sıdık Bey (40 yaşında Çiftçi,Tüccar Mecitözü Belediye Reisi) ve Doktor Akif Bey idi. Atıf Bey’in kanaatı siyasetine uygun bulmadığından mebusluktan istifa ettiği,seçilen 6 ve 7. Sırada bulunan şahısların mebusluğu kabul etmediklerinden Dr. Atıf Bey’inyerine8.sırada bulunan , Sabıkzade Abdurrahman Bey (48yaşında İdadi öğretmeni ve Sivas, Çorum delegesi)’nin 5.mebus olarak 23 Nisan 1920 tarihinde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcisi olarak katıldılar.21 Temmuz 1920 tarihinde İstanbul’dan gelen İsmet(Eker) Beyde katılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yozgat’ da başlayan ve Çorum,Alaca ve Ortaköy de etkinliğini gösteren Çapanoğlu isyanı,Çerkez Ethem Bey kuvvetlerinin gelmesi ve bu kuvvetlerle Çorum gönüllülerinin katılmasıyla bastırılmıştır. Dr. Atıf ve Kadife Abbas’ın padişah taraftarları bir ayaklanma başlatması girişimi ise birkaç çapulcudan başka taraftar bulunmaması, bu şahısların Çorum dışına kaçmaları ile kapanmıştır.<4> Kurtuluş Savaşında Çorum’dan askere alınanlardan başka, Sakarya Savaşında çıkartılan Tekalif-i Milliye hükümlerine layıkıyla yerine getirilmiş, toplanan ulaşım hayvanları ve taşıtları verilmiş,ayrı yeten bu hükümlerde geçen askeri malzeme nakliyesini yapmıştır.Savaş boyunca Hıdırlık Şeyhi’nin kurduğu Çorum taşıma örgütü 35 deve,4 çift atlı araba ile Çorum- Samsun, Samsun - Çorum, Sungurlu yoluyla Ankara’ ya cephane ve askeri malzeme taşınmıştır. Çorum savaş nedeniyle Karadeniz’i Ankara’ya ziyarete gelen yabancıların Çorum’dan geçerken konaklamalarında bu misafirler ağırlanmıştır. Kurtuluş Savaşı zamanında Çorum’un şehitleri ilçeleriyle birlikte 1516 olduğu ve Türkiye genelinde savaşa katılıp şehit olanların toplamsayısı36.236 olduğu düşünülürse,Çorum şehitlerinin Türkiye genelinin %5’ine tekabül ettiği görülür ve şehitlerimizin o tarihte ki şehir toplam nüfusunun %2’siolduğu görülmektedir. Gazi sayısı verilen 1510madalya ile sabittir.2. Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilliğine İsmet Eker seçilmiş,29 Ekim 1923 tarihinde saltanatın ilgası ve Atatürk’ün Reisicumhur seçildiği oturumları yönetmiştir.<5> Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki günlerde Çorum ve civarın da kayda değer tarihi bir olay olmamış, normal olarak yönetilmiş,günün şartları ve iktidar olaylarının olağan seyri devam etmiştir.<6> Yakın zamanda olan menfur Çorum olayları ilimizi ekonomik ve kardeşlik yönünden etkisi altına almaya çalışmışsa da bu kışkırtıcı hareketler Çorumluların sağ duyusuyla unutulmaya yüz tutmuştur
<2>İhsan Sabuncuoğlu <3>Atatürk Ansiklopedisi Vatan ve Hürriyet Cemiyeti bölümü. <4> 1967 Çorum İl Yıllığı <5>Çorum Tarihi 5.Hitit Fes.Kom. <6>Bakınız Merkez İlçe Belediye Başkanları ve Mutasarrıf ve Valiler bölümü
|
|
|
|
BU ÇALIŞMA TELİF ESERİDİR İZİN ALMADAN KULLANMAYINIZ! | |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
Hazırlayan Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR | |
|
|
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM | |
Hukuka, Yasalara, Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. | |
|
|