-
-
-
-
PAMUK İsmail 1933-2001 Vefat
<Öğretmen-Araştırmacı-Köşe Yazarı>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Geldi geçti bir ömrün son zamanında arkadaş
olduk. Dergimiz için elinden gelenleri yaptı. Bilgilerini paylaştı. Kalp
tıkanıklığı için Ankara’ya giderken uğradı. Üzüldüğümü görünce. Selim ben
uzutmaları oynuyorum. Yaşadığımız kadar yaşadık diye latifede etti. İki gün
sonra Uğurdan hastanenin telefonunu aldım, aradam. Gelmek istediğimi söyledim.
Sakın gelme göstermiyorlar boşa gelmiş olursun birkaçgün daha buradayım yarın
ameliyata gireceğim dedi. Ertesi gün İşyerime Uğur geldi. Selim Ağabey ababım
kaybettik. Cenazesini defnedeceğiz bilgin olsun diye haber verdi. Köye defn
ettik, mevlidine gittik dünya bu ne gelir eldin? Allah C.C. Günahlarını af
etsin.
-
1933 yılında Çorum'un Kuşşaray Köyünde doğmuşum.
Ladik Köy Enstitüsü mezunuyum. 25 yıl eğitim emekçiliği yaptım
ve emekli oldum. 1990 yılında Ön Lisansımı tamamladım.
1960'lı yıllardan beri özümseyerek edindiğim
evrensel kültür birikimimi yöresel kültürle buluşturmak
amacı ile sarıldım kaleme. 60'lı yıllarda yerel basın da şiirlerim, 70'li
yıllarda "Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Anadolu Köy
Tiyatrosunda bir oyunum" yayımlandı. Şimdi ise
Çorum'un kültürel zenginliğini gelecek kuşaklara taşımak amacıyla
araştırmalar yapmaktayım. Bunların bir bölümü
yerel basında yayımlandı. Yakın bir zamanda kitap haline getirmeyi
düşünmekteyim.
-
Köyümüzde
başka memur olmadığı için öğretmenliğe özenir, öğretmenliği
düşlerdim. Bir anım ise: Öğretmenlik yaptığım Çorum'un bir
dağ köyünde muhtar odasından gece 24.00'de lojmana evime gidiyordu.
Kar fırtınası yoğun bir şekilde idi ve köpekler önümü kesmişti. O telaşla
bir karaltıya "Hoşt,hoşt" diye seslendim. Ama hiç kıpırdamadan
karşımda duruyordu, inatla tekrarlıyordum ki "işine git
öğretmen" demez mi o karaltı. Meğer, iki evli olan
vatandaşın ilk eşinden doğan oğlu
adamcağızı dışarı atmış. Adama, "evi ne git" dediğimde "
bizim ev deki fırtına buradan fazla hocam" demiz mi...
-
Beni yazı yazmaya özen diren, yaşamını
örnek aldığım insan, Edebiyat Öğretmeni Nemciye Aybastı’dır.
-
Yazılarımdan dolayı bu güne
kadar bir ödül almadım.
-
En büyük tutkum, Köy Tiyatrosu ve Orta
Oyunudur. İdeallerimizin tamamını gerçekleştirmek elbette ki mümkün
değil ama,bir nebzede olsa gerçekleştirdiğime inanıyorum. Çalışmalarım
basın dışında yayınlanmamakla birlikte Hasan Paşa Kütüphanesine
bağışladığım Çorum hakkında bir dosyam var. Araştırma ve inceleme dalında
yazıyorum Çeşitli dergi ve gazetelerde bu çalışmalarım
yayımlanıyor.
-
Beni yazarlığa iten, 1948
yılında okulumuzda düzenlenen bir şiir yarışmasında 1.lik ödülü almamdır. Bir
kıtasını örneklersek:
-
"Hiç gitmiyor şu Akdağın dumanı
-
Hasretim, özledim garip anamı.
-
Gülün gonca açılacak zamanı
-
Kem gözle bakıp ta yolmasın eller”
-
Burada eklemek istediğim bir
şeyler elbette ki var, o da şu: Taşranın kısıtlı ortamında
gençlerimizin yeteneklerini nasıl gerçekleştireceğiz. İçtensiz,
içeriksiz,standart dışı ve içi boş şablonlaşmış nutuklarla mı,yoksa onlara
sanat ortamı yaratarak, yazarlarla,çizerlerle,ozanlarla tanıştırarak, onların
desteğini alarak ve onları anlayarak mı ? Çünkü her genç insan
biraz şairdir, biraz ressamdır. Fırsatı yaratılsa yeteneklerini geliştirebilir
ve kendilerini aşarlar. Yoksa kimse doğuştan şair veya ressam doğmaz.
Onların duygusal dünyalarında yalnızlığa mahkûm etmemeliyiz diyorum
-
-
-
-
-
PAMUK
Uğur 1956-<Karikatürist-Çizerimiz>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
1956 yılında Çorum'da doğdum. 1977 yılında Çorum
Meslek Yüksek Okulu Makine Teknikerliği bölümünden mezun oldum.
Halen Türkiye Kömür İşletmeleri Alpagut-Dodurga Linyitlerinde
Teknik Ressam olarak görev yapıyorum. İlk karikatürüm 1976
yılında yanılmandı. Daha sonra karikatürlerim Gırgır, Çarşaf,Karikatür gibi
mizah dergilerinde ve karikatür albümlerinde yayınlandı. 4
kişisel sergi açtım. İkisi birincilik olmak üzere 14 ödül aldım.
Karikatürcüler Derneği üyesiyim.
-
İlkokul sıralarında her çocuğun
olduğu gibi benimde hayallerimdeki meslek; pilot
olmaktı.Ancak lise yıllarında gerçek kimliğime
kavuştuktan sonra hayal kurmaktan vaz geçip hayata atıldım
.
-
Mesleğim Teknik Ressamlık,
seçtiğim meslekten başka bir işte çalışmaktayım. (tabi öğrenci iken
gazete satmak,atölye işçiliği yapmak hariç) Başımdan geçen bir anım ise:
Daha önce görev yaptığım Elbistan'da "Sigara" konulu
sergi açmıştım.1 yıl sonra ise "Elbistan Değil
Elmistan Olsun" isimli çevre konulu sergi açmıştım. Sergiyi gezen
yerel gazete çevre konulu sergiyi gezdiği halde ertesi
gün ki gazetede sigara konulu sergiyi zevkle izledik
diye yazmıştı. Kendi kendime demek ki 1 yıl önceki
"Sigara" konulu sergiden çok etkilenmişler
dedim.
-
Mesleğimin pek avantajları olduğunu söyleyemem. Ancak
mesleğimi seviyorum. Gençlere öneririm. Karikatürü amatör ruhla
sürdürüyorum. Karikatürden geçimimi sağlamadığım için profosyonelce
yapmıyorum. Karikatürü herhangi birisi tavsiye etmedi. Ancak
babam "Akbaba" dergisi okuyordu.
-
Karikatürü Akbaba'da sevdim, Gırgır'da
karikatürüm yayımlandı ve dört elle sarıldım. Karikatürde 14 ödül
aldım. Ödüllü bir sanatçı için ölçü değil elbette. Önemli olan
kalıcı eserler üretmek.
-
İdealim kendime örnek aldığım Türk çizerleri ile tanışmak,onların
ortamına girebilmekti,bu idealim gerçekleşti. Herhangi bir çalışmamı
yayımlayamadım .
-
Karikatürcüler Derneğinin düzenlediği sergilere
katılıyorum. Dost Haber Gazetesinde günlük karikatür çiziyorum. Çorumlu
2000 Dergisi çıktığından bu yana karikatür çiziyorum. Bir karikatürüm bu
dergide kapak oldu.
-
Sanat anlayışım: Toplumcu gerçekçiliktir. Çizgilerimle
vermek istediğim mesaj;daha yaşanılası bir dünyanın kurulması için özgür
düşünce ve barış için bir arada yaşamayı savunmaktır. Bunu da
güler yüzlü bir biçimde ifade etmeyi tercih ettiğim için
karikatür çiziyorum. Karikatür evrensel bir dildir. Yazıdan
arındırılmış olduğu için dünyanın her yerinde geçerli bir dildir. İletişimdeki
kolay lığı ve güncelliği büyük bir avantajdır.
-
Nasrettin Hocamız gibi eşeğe ters binenler
anlatmak istediklerini mizahi bir biçimde anlatırlar. Sizin
Çorum'da Çorumluları şu bizden,şu değil demeden tüm
sanat adamlarını aynı gözle görmenizi taktir ediyorum.
Sizin gibi insanların azınlıkta kalmamasını diliyorum. İlginizden
dolayı teşekkür eder, tüm eşeğe ters binenlere saygılarımı sunarım.
-
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat
Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info çalışmaları yayınlanmıştır.
-
-
-
-
-
-
-
-
PARLAR Kasım1942-<Milletvekili>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
1942 tarihinde Çorum Osmancık’ta doğdu. Ortaokul
mezunudur. Çiftçilik yaptı. 15. dönem Çorum Milletvekilliğinde bulundu. Baba
ismi
Lutfi Anne ismi Fatma Ortaokul Mezunu, Toplumsal Ekonomik Siyasal
Araştırma Vakfı Üyesi Evli, 4 Çocuk babası.
-
-
-
-
PATIR Rıfat 1926-(Doktor-Yazarımız>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
1926 Tarihinde Çorum'da doğmuşum. İlkokulu Çorum'da
Mahallemizde bulunan Albayrak İlkokuluna 1938 yılında başladı,ortaokul ve
liseyi Samsun'da bittirdi. İstanbul Tıp Fakültesinden 1949 yılında mezun olarak
tıp mesleğine atıldı. Halen Çorum'da tıp mesleğini sürdürmektedir.
-
Bizim zamanımızda; Televizyon yok, radyo yok. Akşam
olur, ya arkadaşlarla dışarıda kapı önünde toplanır oyunlar oynar ya da masal
bilen komşu teyzeyi misafir eder, yada ona giderdik. Geceleri dışarıya
çıkmak için,bin bir rica ile annemizden müsaade alınca sokakta biriken
arkadaşlarla “Elim Ateş” oyunu oynardık. Bu oyunu oynarken; birimizin ebe
olması gerekirdi. Ebe olan gözünü kapatır, diğer arkadaşlarının saklanmasını
beklerdi. Sinyal gelince ebe, saklananları aramaya başlar, bulunan arkadaş
olursa “Elim Ateş” diye bağırarak kale dediğimiz yere elimizi vururduk,
saklananlardan bulamadıklarımız ise,ebe ararken kaleye elini vurarak ebe
olmaktan kurtulurdu. Saklanan arkadaşları bulmak hiçte kolay değildi,ne
arayışlardan sonra birini bulabilirsek onu ebe yapardık.
-
Dışarı çıkmadığımız gece ise, hikâye anlatan komşu
teyzeyi misafir etmek veya onun evine misafir gitmek için anneme yalvarırdım.
Eğer komşu teyze misafir gelirse dam üstü dediğimiz tavan arasına serdiğimiz
elmaları, armutları, ayvaları annem getirirdi. Ayva hariç diğerleri ekseriya
buruşuk, buruşuk olurlardı. Bazı akşamlar annem, kuru üzümle karışık kırık
leblebi ceviz ile pestil ve köme misafire çıkarılırdı. Meyve ve çerez yenilmeye
başlanınca misafir teyze masal anlatmaya başlardı. Masal peri padişahının kızı
diye başlar ve kız ile oğlanın maceraları olarak devam ederdi. Her akşam aynı
masalın ufak nüansları değişerek anlatılır ve biz hiç usanmadan hep o teyzenin
ağzının içine bakardık. Arada sırada sokakta bir bekçi düdüğü işitilirdi ve biz
bilirdik ki; evlere hırsız-mırsız giremez. Biliyor musunuz; o tavan arasındaki
samanlar arasında bozulmasın, çürümesin diye saklanıp misafire çıkarttığımız
elmaların, armutların tadını hiç unutamıyorum.
-
Sokaklarımız o devirde bize göre hayli geniş gelirdi.
Ara sıra bir at arabası geçer, onunda demir tekerleklerinin kaldırım taşında
çıkarttığı gürültü bizi ikaz ederdi. Bazı arabacıların bu günkü gibi
otomobilinin gösterişli olmasını isteyenlerin havalı korna gibi ikaz araçları
yerine,tekerlek milleri arasına zil denilen çelik levhalar taktırırlar bu
levhalar teker döndükçe ikaz edici bir ses çıkarırdı. Bizlerde oyunumuzu
keserek arabanın geçmesini beklerdik. Gündüzleri ise,okuldan kalan boş
zamanlarımızda,evimizin önünde,daşenek oynardık. Bazen de AŞIK oynardık.
Aşık;kesilen koyunların diz kısımlarından çıkartılan kemiklerdi.
Çik,tok,bal,bok geldi diyerek saatlerce oyun oynar vakit geçirirdik. Futbolu
sevmezdik dersek olur,bilmedik desek te olur. Çünkü topumuz yoktu. Koca
mahallede “top” yoktu. Çorum’da ayakkabı yapanlar küçük deri parçalarını
birleştirerek elma büyüklüğünde top dikerler,bu diktikleri derinin içine çaput
veya hızar talaşı doldururlardı. Tabi ki buna sahip olmak için para
gerekirdi.
-
Oyunlarımız arasında bir de çelik çomak oyunu vardı.
Bir küçük çubuk,bir de bir metrelik bir çubukla oynanan oyun,küçük çubuğun bir
tarafı boşa gelecek şekilde yere konur,büyük çubukla boşta kalan kısma
vurulur,takla atarak yükselen çubuğa havadayken kuvvetlice vurularak uzaklara
göndermeye çalışırdık. Küçük çubuğu en uzağa fırlatan bu oyunu kazanırdı.
Bir de mahalleler arası harp bile ederdik. Bir haber gelirdi,filanca mahallede
döğüş var,şu saatte hazır olun. Taşları çok getirin ha.. diye tembih edilirdik.
Belirlenen o saatte cebimiz,eteğimiz küçük taşlarla dolu olarak o mahalleye
giderdi. Bazen düşman mahalle bizden önce gelmiş olur,bizi görür görmez
taşlanmaya başlanırdık. Bazen de biz erken orada olurduk,onları görür görmez
taş atışına başlardık. Taşlar bitinceye kadar harp devam eder,taşı biten
tarafta tabana kuvvet kaçardı. Benim ilkokula başladığım yıllarda
Çorum’da elektrik yoktu. Tabi ki buz dolabı da yoktu. Şimdi kaloriferde
yaktığımız kömür de yoktu,likit gaz da yoktu. 1933-1934 senlerinde Çorum’a ilk
defa sinema filimi geldi. Albayrak bahçesinde portatif bir beyaz perde
açılarak,birkaç sandalye kondu. Bizler ayakta filimi hayretle seyrettik.
Zannedersem film Afrikalı bir zencinin kahramanlığını anlatıyordu.
-
Hep bunlar 1937’den önce idi. İlkokulu bitirince
ortaokul için Samsun’a gittim,orada derse,okumaya daldık 1998 de de,hala
okumaya ,yazmaya devam ediyorum
-
Çorumlu
2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info
çalışmaları yayınlanmıştır.
-
-
-
-
-
-
-
PAWATELMAH Hitit Kıralı
SAYFA
BAŞINA GİT
-
-
Puşaruma'dan sonra,oğlu Pawatelmah hakkında isminden başka hiç bir bilgi bu güne
kadar bulunamamıştır.
-
-
-
-
-
-
-
-
PENAHİ Sultan :
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Şarkiyan
(şimdiki Yeniyol) mahallesinde Hacı Abdurrahmanzade konağında yatmaktadır.
Burasının önceleri Rifâi dergâhı olduğu bazı yazılı evraklarda görülmüştür.
-
-
-
-
-
-
-
PİR Said Baba:
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Tepecik(şimdiki
Kale) mahallesinde bulunan zincirli kuyu yanında ahşaptan türbesinde yatmaktadır.Malı
çalınanlar Allah-u Tealayaduave yardımını dilediklerinde çalınmış mallarını
buldukları denenmiştir.
-
-
-
-
-
-
-
-
PİRİ Baba:
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Zeynel
Abidin vakfesinde görüldüğü kadar hazret, Veysel Karani evlatlarından olup,
şehrin kuzey kesiminde Samsun caddesi üzerinde bulunan kabristanda ahşaptan
türbede yalamaktadır. Hayatta iken ve vefatından sona hizmetinde bulunan Piri
baba vefatından sonra yanına defnedilmiştir.
- Haylice vakıf malları vardır.
Halen mütevelli tarafından bedelle idare olunur. Türbesi musalla taşı ve Cuma
namazı kılınması için müsaadesi vardır. Ziyaretgahtır. Çoğunlukla baş ağrısı
çekenler ziyaret ederlerse şifa buldukları denenmiştir.
- BENİM NOTUM;
-
Bu günlere Piri babanın adını
verdikleri parkın, eskiden adı geçen mezarlık olduğu yerdir. Parkın içerisinde
Hasan Paşa Kütüphanesinin karşısında bulunan kısmın biraz yukarısında çam
ağaçlarını arasında üç bodur geniş yapraklı çam ağacının olduğu yerde
yattıklarını yaşlı kimselerden duymuştum. 1980’li yıllarda yaşlı kadınların
ziyaret ettiklerine şahit olmuştum.
-
-
-
-
-
-
-
-
-
PİROĞLU Fikret1926-1985 <Aşık>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
1926
tarihinde Çorum Mecitözü,Kalecik köyünde doğdu. İlkokuldan sonra okumadı.
Çiftçilikle uğraştı. Halk şairidir. Mahlası Sefil Piridir 12 yaşında saz
çalmaya başladı. Deyişlerini saz eşliğinde söylemiştir. Ailesinden babası ve
kardeşleri de şiir yazmışlardır. Şiirleri dergi , gazetelerde ve Ankara Radyosu
Başakların Sesi programında yayımlandı. Şiirlerinde her konuyu işlemiştir.
Çiftçilik ve şoförlük ile hayatını kazanmıştır. Dr. Müjgar Cumbur’un ön sözü
ile yayımlanmış 100 şiirinin bulunduğu Şiirlerim adlı bir kitabı vardır.
Ozanlar Kültür Derneğinde Başkanlık
yapmış,başkan iken 1985 tarihinde vefat etmiştir. 14. yy. Günümüze Çorumlu
Şairler antolojisinde 6 şiiri yayınlandı.
-
-
-
-
-
-
-
PİTHANA Kuşşara Kıralı
MÖ.1850
SAYFA
BAŞINA GİT
-
MÖ.1850 tarihinde
Kuşşara kentinin Kralı idi.
Hayatı hakkında fazla bir
bilgi olmamakla beraber ülkesini genişletmek düşüncesinde idi. Bu kralın adına
Kapadokya tabletlerinde
rastlanmaktadır.
-
-
-
-
-
-
-
PİYUSTİ Hitit
Kıralı MÖ.1800
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Hattuşaş
kralı olarak Anitta’ya yenildiği bilinmektedir
-
-
-
-
-
-
-
-
POLATSOY Cemil (Vekil) <Çorum Valisi>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
Çorum
1974-1975. 1974 -1975 tarihleri arasında Çorum Vali’liğinde bulundu.V.D.M
-
-
-
-
-
-
-
-
POROY Hüseyin <Çorum Valisi>
SAYFA
BAŞINA GİT
-
1949
yılında Samsun’da doğdu. İlkokulu Samsun Gazi Osman Paşa İlkokulunda, ortaokulu
yine Samsun 19 Mayıs Lisesi orta kısımda, liseyi gene Samsun 19 mayıs
Lisesinde, üniversiteyi de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde bitirdi.
Kaymakamlık sınavına girdi. Onu kazandı ve kaymakam oldu.
-
Görev yaptığı yerler, kaymakamlık stajı Mersin,
bir yıl kaymakam vekilliği Sakarya ili Kaynarca ilçesi, kısa bir süre
kaymakamlık görevi yaptığı Antalya’nın Gündoğmuş ilçesi.
-
Sonra askere gitti. Askerlik dönüşü Yozgat Sarıkaya’da
kaymakamlık yaptı. Buradan Elazığ ili Karakoçan ilçesine, Artvin vali
yardımcılığından sonra bir yıl Amerika staja gitti.
-
Balıkesir ili Susurluk ilçesi kaymakamlığı,Gaziantep
Şehitkamil ilçesi kaymakamlığı,İzmir Vali Yardımcılığı ile İstanbul Vali
Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Amasya valisi iken Çorum Valisi olarak
atandı.20 Eylül 2004 Tarihinde Çorum'da göreve başladı. 16 Mart 2007 tarihinde
Danıştay Üyeliğine başlamak üzere görevden ayrıldı.
-
-
-
-
-
-
-
PUŞARUMA Hitit Kıralı MÖ.1710-1680
SAYFA
BAŞINA GİT
-
I.
Tuthalya'nın oğlu olduğu MÖ.1740-1710 tarihleri arasında tahta geçtiği yalnızca
bu kralın kaynaklarda adı geçmektedir.
|